01.12.2020 Views

OMÜBÜLTEN 81. SAYI

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Doktora Öğrencisi Cemale İBADBEYLİ OĞUL

kabul ediyoruz, onları asla ölü olarak görmüyoruz.

Karabağ’da Batı’nın himayesinde olan

Ermenistan’ın, Azerbaycan’ın öz varlıklarına yönelik

bir saldırısı var. Ermenileri, tarihi manipüle

eden bir millet olarak tanıyoruz. Sahnelenen bu

oyunun da Karabağ’da tutmayacağına inanıyoruz.

Akademik camia olarak bu inancı bütün

dünyaya haykırdık ve haykırmaya devam edeceğiz

zira Karabağ, Azerbaycan’dır ve hak, sahibine

teslim edilmelidir.” diye konuştu.

Azerbaycan’ın bağımsızlığını kazanmasını,

“Demir Perde” ülkeleri arasına sıkıştırılmış bir

mahkûmiyetin sona erdirilmesi olarak niteleyen

Rektör Ünal, bir kez daha böylesine bir tehdide

müsamaha gösterilmeyeceğini vurguladı.

“Karabağ’da aynı zamanda kültürel bir işgal

var”

İşgali askerî ve kültürel olmak üzere iki farklı boyutuyla

tanımlayan Rektör Ünal, Azerbaycan’ın

askerî işgalden kurtulduğuna fakat bir kültürel

işgal sürecinin devam ettiğine dikkat çekerek şu

değerlendirmede bulundu: “Kültürel işgalin en

önemli unsuru ‘algı yönetimi’ olarak karşımıza

çıkıyor zira Ermenistan sözde soykırım iddiasını

bir algı yönetimine dönüştürdü. O nedenle bizler

de bu sürecin bir algı yahut tasavvur savaşı olduğunu

fark etmek zorundayız. Askerî kurtuluş,

eğer kültürel anlamda bağımsızlık ilan edilmediği

müddetçe tam kurtuluş olarak addedilmemeli.

Bu hususu, özellikle üniversitelerde öğrenim

gören kardeşlerimize yönelik olarak vurgulamak

istiyorum. Medeniyetimizin değerlerini en

üst düzeyde öğrenmek, kavramak ve kıyamete

kadar baki kalmasını sağlamak, üretken ve çalışkan

olmamızla mümkündür. Zira bizleri tarih

sahnesinde var edecek değerler bunlardır.”

“Ermenistan Karabağ’da Türk izlerini yok

etmek istiyor”

“Kültürel işgalin, askerî işgal kadar tehlikeli ve

yok edici bir etkiye sahip olduğunu görmeliyiz”

diyen Rektör Ünal, kültürel işgalin yıkıcı etkilerini

ise şu sözlerle dile getirdi: “Ermenistan işgalci

bir devlettir, bu coğrafyadaki etnik kökeni, Türk

medeniyetini, mimarisini ve estetiğini, kısacası

Türk izlerini yok etmek için harekete geçmiş ve

savaş suçu işlemektedir. Yani Ermenistan’ı sadece

Karabağ’ı işgal etmiş ve sınırlarını büyütmüş

bir ülke olarak görmüyoruz. Bunları psikolojisi,

sosyolojisi, uluslararası ilişkileri, ekonomisi, sanatı,

medeniyeti gibi unsurlarla bütüncül olarak

düşünmek gerekiyor. Bu çerçevede Türk varlığı,

kültürü ve medeniyetinin temsili noktasında bütün

imkânlarımızı seferber etmek asli görevimiz

olmalı. Dolayısıyla da kardeşlerimizin güçlü bir

kimlik ve donanımla yetişmesini, dünyaya yayılmasını

arzu etmekteyiz. Çünkü kültürler savaş

hâlinde, bu sebeple öz değerlerimize vâkıf değilsek,

değerlerimizden bihabersek sonrasında bir

başka kültürün veya medeniyetin sahip olduğu

değerlerin yüceliğini yahut üstünlüğünü kabul

ediyoruz. Bu durum aslında bizim kaybettiğimiz

anlamına geliyor. Yani savaşmadan, savaş meydanına

çıkmadan yenilmiş oluyoruz.”

Söyleşi, Rektör Ünal ve Eğitim Müşaviri

Nesibova’nın; Azerbaycanlı öğrencilerin yönelttiği

soruları cevaplamasıyla devam etti.

Söyleşiyi izlemek için

karekodu telefonunuza

okutunuz

OMÜBÜLTEN

Ağustos-Ekim 2020

Sayı 81

61

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!