TÜZE HUKUK DERGİSİ / 6.SAYI (GÜZ 2020-2021)
TOBB ETÜ Hukuk Topluluğu'nun resmi yayın organı Tüze Hukuk Dergisi, Altıncı Sayısı ile huzurlarınızda. Keyifli okumalar dileriz. TÜZE HUKUK DERGİSİ YAYIN EKİBİ
TOBB ETÜ Hukuk Topluluğu'nun resmi yayın organı Tüze Hukuk Dergisi, Altıncı Sayısı ile huzurlarınızda. Keyifli okumalar dileriz.
TÜZE HUKUK DERGİSİ YAYIN EKİBİ
- TAGS
- hukuk
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
TERÖR VE TERÖRLE MÜCADELEDEN DOĞAN ZARARLARIN TAZMİNİ
KONUSUNDA TARTIŞMALAR
OLAYIN ÖZETİ:
T.C. DANIŞTAY 15. DAİRE E. 2018/4316 K. 2019/129 SAYILI KARARIN TAHLİLİ
11 Haziran 1990'da Şırnak Çevrimli köyüne, 50 kişilik bir
PKK'lı grubu tarafından gece 23.00 sularında saldırı
düzenlenmiştir. Köy korucuları ve PKK'lılar arasında iki saat
süren çatışma sonucunda 12'si çocuk, 7'si kadın 27 kişi
ölmüş, 6 kişi yaralanmıştır. Söz konusu dava, davacının,
anlatılan saldırının akabinde güvenlik kaygısı sebebiyle
ikamet ettiği köyünü boşalttığından bahisle 5233 Sayılı
Kanun uyarınca idareye 25/07/2005 tarihinde yapmış
olduğu başvuru sonucunda kendisine 6.614,02.-TL
ödenmesine karar verilen davacı tarafından, idarenin
sadece belirlenen ve ölçülen arazilerinden kaynaklanan
tarım zararlarını ödeme kararı verdiği, köyünün 20 yıl boş
kaldığı, zararlarının tamamının ödenmediği, eksik ödeme
yapıldığı ileri sürülerek Zarar Tespit Komisyonu
Başkanlığı'nın işleminin iptali ile köyünü boşaltması
sebebiyle uğradığı ve karşılanmadığını iddia ettiği
zararlarına karşılık olarak 80.000,00 TL maddi ve 20.000,00
TL manevi tazminatın köyün ilk boşaldığı tarihten itibaren
hesaplanacak yasal faizi ile birlikte tazmini istemiyle
açılmıştır.
TARAFLARIN İDDİALARI VE MERCİLERİN ÇÖZÜMÜ :.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İdare
Mahkemesince verilen kararda; Danıştay Onbeşinci
Dairesi'nin 01/11/2016 tarih ve E:2013/124, K:2016/5131
Sayılı kararı ile maddi tazminat isteminin reddine ilişkin
kısmının onanarak kesinleştiği, manevi tazminat talebinin
ise 2577 sayılı Kanun'un öngördüğü usullere tabi olarak
manevi tazminat ödenip ödenmeyeceğine ilişkin yargısal
incelemelerin yapılması gerektiği gerekçesiyle bozulduğu
anlaşıldığı, bozulan manevi tazminat istemine ilişkin kısım
yönünden bozma kararına uyularak; davacının durumu ve
uyuşmazlık konusu olayın oluş şekli dikkate alındığında,
duyulan elem ve ızdırap sebebiyle 5.000,00 TL manevi
tazminatın davalı idarece davacıya ödenmesi gerektiği
sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle manevi
tazminat istemi yönünden davanın kısmen kabulüne, kısmen
reddine, manevi tazminat isteminin 5.000,00 TL'lik kısmı
yönünden davanın kabulüne, 15.000,00 TL'lik kısım ile bu
kısma ilişkin faiz talebi yönünden davanın reddine, 5.000,00
TL manevi tazminatın davalı idare tarafından, başvuru tarihi
olan 25/07/2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle
birlikte tazminine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacı tarafından,
manevi tazminatın telafi edici ve caydırıcı bir etki
sağlayacak miktarda olması gerekirken çok düşük bir
rakama hükmedildiği, köyünün 20 yıl boş kaldığı, bu zaman
zarfında evine gidemediği, büyük maddi ve manevi zarara
uğradığı ileri sürülmektedir.
Davalı idare tarafından, manevi tazminat bakımından
davanın 2577 sayılı Kanun'a göre İçişleri Bakanlığı'na karşı
açılması gerektiği,
TÜZE
Burak BİÇER
Valiliklerin tazmin sorumluluğunun sadece 5233 sayılı
Yasa'da öngörülen maddi tazminata ilişkin olduğu, manevi
tazminatın olay tarihi itibariyle değil idareye başvuru
tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiği, 5233 sayılı
Kanun'da sadece maddi zararların karşılanacağı göz önüne
alındığında manevi tazminat talebinde bulunmasının
mümkün olmadığı ileri sürülmektedir.
Son olarak T.C. DANIŞTAY 15. DAİRE’Sİ E. 2018/4316 K.
2019/129 T. 16.1.2019 sayılı kararında: “İdare
Mahkemesince davanın reddi yolunda verilen kararın
manevi tazminat istemine ilişkin kısımı yönünden bozma
kararı verilen Danıştay Onbeşinci Dairesi'nin 01/11/2016
tarih ve E:2013/124, K:2016/5131 Sayılı kararında; terör
olayları nedeniyle meydana gelen ve sosyal risk ilkesi
kapsamında bulunup 5233 Sayılı Kanun uyarınca
karşılanmayan ilgililerin ileri sürdükleri manevi zarara bağlı
tazminat taleplerine ilişkin uyuşmazlıklarda, idare
hukukunun tazminata ilişkin ilke ve kuralları çerçevesinde
2577 Sayılı Kanun'un öngördüğü usullere tabi olarak manevi
tazminat ödenip ödenmeyeceğine ilişkin yargısal
incelemenin yapılarak, manevi tazminat için koşulların
oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi gerektiği açıkça
belirtilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; 2577 Sayılı Kanun'un 13.
maddesinin 1.fıkrası hükmü uyarınca olayın meydana
geldiği 1990 yılından itibaren bir ve beş yıllık süre
içerisinde davalı idareye başvurulmayıp, bu süreler
geçirildikten sonra 25.07.2005 tarihinde davalı idareye
başvuru yapıldığı anlaşıldığından, manevi tazminat
isteminin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi
gerekirken, işin esasına girilerek karar verilmesinde hukuka
uygunluk bulunmamaktadır.” gerekçeleri öne sürülerek
davacının temyiz istemlerini reddetmiştir.
Mevzubahis kararda bulunan karşı oya bakılacak olursa:
“Davacılar tarafından, zararların tazmini için 5233 Sayılı
Kanuna göre en son başvuru süresi olan 30/05/2008
tarihinden önce 25/07/2005 tarihinde idareye başvurulduğu,
manevi zararların tazmini için 2577 Sayılı Kanunda belirtilen
sürelere göre dava açması gerektiğinin davacı tarafından
bilinmesini beklemek hakkaniyete aykırı olacağından,
manevi tazminat istemi yönünden başvurunun süresinde
olduğu ve esas hakkında karar verilmesi gerektiği oyuyla
çoğunluk kararına katılmıyorum.” sebepleri ön planda
tutularak karşı oy yazısı yazılmıştır.
ÇÖZÜMÜ GEREKEN HUKUKİ PROBLEM :
İşbu çalışmada:
• Terör olayları nedeniyle meydana gelen, ilgililerin ileri
sürdükleri manevi zarara bağlı tazminat taleplerine ilişkin
uyuşmazlıklarda idare hukukunun tazminata ilişkin ilke ve
kuralları çerçevesinde, 5233 sayılı Kanun uyarınca veya
2577 sayılı Kanun’un öngördüğü usullere tabi olarak manevi
tazminat ödenip ödenmeyeceği problemi,
24