TÜZE HUKUK DERGİSİ / 6.SAYI (GÜZ 2020-2021)
TOBB ETÜ Hukuk Topluluğu'nun resmi yayın organı Tüze Hukuk Dergisi, Altıncı Sayısı ile huzurlarınızda. Keyifli okumalar dileriz. TÜZE HUKUK DERGİSİ YAYIN EKİBİ
TOBB ETÜ Hukuk Topluluğu'nun resmi yayın organı Tüze Hukuk Dergisi, Altıncı Sayısı ile huzurlarınızda. Keyifli okumalar dileriz.
TÜZE HUKUK DERGİSİ YAYIN EKİBİ
- TAGS
- hukuk
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
7
KONU RÖPORTAJI
koruduğu için, insanları evlilik dışı birlikteliklere teşvik
ediyor denilmektedir. (Ancak burada evlilik içi ya da dışı
fark etmeksizin şiddetin önlenmesi amaçlanmaktadır.)
Sözleşmenin asıl dili aile içi şiddet değil, ev içi şiddet
kelimesi ile kurulmuştur. Burada kastedilen sadece kadın
değil ev içinde yaşayan herkestir. Erkek, kadın, çocuk,
yaşlılar fark etmeksizin her bireyi kapsayan bir sözleşmedir.
Sözleşme şiddetin kişiliği olmadığını ve herkes tarafından
herkese karşı uygulanabileceğini belirtmektedir. Bundan
dolayı sözleşmenin sadece kadına yönelik değil bütün
vatandaşlara yönelik olması gerektiğini vurgulamaktadırlar.
En çok takılan diğer nokta ise ‘mağdurun beyanı esastır’
ifadesidir. Bu ‘kadının beyanı esastır’ olarak
çarpıtılmaktadır. Ancak sözleşmede böyle bir cümle
geçmemektedir. Pozitif ayrımcılık yapıldığı, devamlı kadının
korunduğu yönünden iddialar ortaya çıkmıştır.
Aynı zamanda İstanbul Sözleşmesi’nden dolayı
boşanmaların arttığı, İstanbul Sözleşmesi’nin insanları
boşanmaya teşvik ettiği iddia edilmiştir. Ancak bu iddiaların
da yersiz olduğu, boşanmaların genel olarak arttığı ve
boşanmaya sadece bir sözleşmenin sebebiyet vereceği
olanaksızdır.
Ek olarak birtakım cemaat topluluklarının kendi sitelerinde
İstanbul Sözleşmesi’nin İslam’a aykırı olduğu, insanları
dinsizleştirdiği iddia etmiştir.
-Bu sözleşme İslam’a savaş açmaktadır,
-Kadına kadın olması dışında başka misyonlar
yüklenmektedir,
-Bundan dolayı bu sözleşmeyi bizim 1 dakika bile
tutmamamız gerekmektedir, gibi ifadeleri yer almıştır.
Bu sözleşmeden aslında anlaşılması gereken şey şunlardır:
Bu sözleşmenin amacı şiddeti önlemektir, sözleşme şiddete
karşı savaş açmıştır, şiddet gören tarafın kim olduğunun bir
önemi yoktur ve amaç sadece şiddet gören mağduru
korumaktır. Şiddet gören mağdura karşı neler yapılabilir?
Şiddet gören mağdurun hakları nasıl korunabilir? Şiddet
gören mağdurun hakları nasıl daha iyiye getirilebilir? Bunlar
araştırılmaktadır.
İstanbul Sözleşmesi'ni devletlerin kendi iradelerince revize
etme şansları yoktur. Beğendikleri maddeyi uygulayıp
beğenmedikleri maddeyi uygulamama gibi bir olanak söz
konusu değildir.
Bu sözleşme uluslararası sözleşme olduğu için ya
imzalayan bütün devletlerin bir araya gelerek ortak bir karar
ile değiştirilmesi gerekir ya da Türkiye’nin tamamen
sözleşmeden çekilmesi gerekir. Türkiye’nin sözleşmeden
çekiliyorum dediği anda ise oluşabilecek riskleri göz önüne
almaş gerekir.
Peki, İstanbul Sözleşmesi'nin daha iyi uygulanabilmesi için
neler yapılması gerekir?
Elektronik kelepçe uygulaması Türkiye'de aktifleştirilebilir.
İstanbul Sözleşmesi aynı zamanda arabuluculuğu da
reddetmektedir. Şiddet gören bireyin karakola başvurduğu
takdirde tarafların anlaştırılıp şiddetin üstünün örtülmesini
de reddetmektedir.
RÖPORTAJLAR
Dr. Öğr. Üyesi Kemale Leyla Aslan
Madde 4’te aile olarak tercüme edilen kelime asıl
metinde ‘domestic’ olarak geçmektedir. Bu durum eş
kavramını kaldırmaktadır. Ne düşünüyorsunuz?
Aslında kişi sadece eşine değil; sevgilisine de çocuğuna da
ailesinden herhangi bir bireye de şiddet uygulamış olabilir.
4.madde çok geniş yorumlanmalıdır. Çünkü İstanbul
Sözleşmesi sadece eşe karşı gösterilen şiddete değil
şiddetin her türlüsüne karşıdır.
Size göre bu sözleşmede eksik bulunan taraflar var
mıdır?
Sözleşmenin biraz daha geliştirilmesi gerektiğini
düşünmekteyim. Ancak sözleşmenin geliştirilmesini
sözleşmenin hükümlerini yok etme sureti ile değil
sözleşmenin içerisinde devletlerin uygulayacağı şiddete
karşı önlemleri spesifik olarak belirtilebilirdi. Şiddeti
‘kadınlara yönelik-yaşlılara yönelik-çocuklara yönelikerkeklere
yönelik’ olarak ayrı ayrı sınıflandırılabilirdi diye
düşünüyorum. Onun dışında hükümleri tamamen iptal
etmek gibi bir düşünceye sahip değilim.
Sizce İstanbul Sözleşmesi'nin tam olarak uygulanması
kadına yönelik şiddeti önemli ölçüde azaltır mı?
Evet azaltabilir. Ancak sadece sözleşmenin salt olarak
uygulanması değil uygulanırken ekstra önlemlerin de
alınması gerekir. Şiddeti önleme görevini sadece sözleşme
maddelerine bırakmamak gerekir. Hukuken de mücadele
etmek gerekir, savunma kuvvetlerimizle de mücadele etmek
gerekir, devletin bütün imkânları ile topyekûn bir mücadele
halinde olmamız gerekir. İşin temeline inilmeli ve şiddeti
önlemenin temellerini eğitim ile vermemiz gerekir. Şiddeti
önlemeyi eğitime indirgemenin çocuk hakları yönünden de
faydaları vardır. Çocuklar da şiddete uğramaktadır.
TÜZE