SANTRAL DERGİSİ 19.SAYISI
TÜRKİYE'NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 19. SAYISIYLA YAYINDA
TÜRKİYE'NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 19. SAYISIYLA YAYINDA
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
SANTRAL
Unuttukça kendini
hatırlatan bir felaket
Portre
İngiltere Başbakanı
Boris Johnson’ın
Osmanlı dedesi:
ALİ KEMAL
SANTRAL Life
Dergi içinde dergi…
Modadan magazine
her şey SANTRAL
LIFE’da
Tarih
GEÇMİŞTEN
GÜNÜMÜZE
TÜRKİYE-FRANSA
İLİŞKİLERİ
TÜRKİYE’NİN EN DİJİTAL MEDYA GRUBU
dijiPub’TAN MUHTEŞEM BİR FIRSATLAR
REKLAM REZERVASYON
reklam@dijipub.com
kubranur.gedik@dijipub.com
dijiPub
Şirketinizi tüm
mecralarda tanıtalım,
üstelik görüp
görebileceğiniz en
uygun fiyatla…
YAKINDA
Başlarken
DEPREMLERE
NE KADAR HAZIRIZ?
Değerli SANTRAL okuyucuları maalesef bu hafta İzmir’de
meydana gelen depremden dolayı birçok insanımızı kaybettik.
Yıkılan binalarda arama kurtarma çalışmaları hâlâ sürüyor.
Temennimiz odur ki enkaz altında kalan canlarımıza sağ salim
ulaşılsın. Bu vesileyle hayatını kaybeden bütün vatandaşlarımıza
Allahtan rahmet yaralılara acil şifalar diliyoruz.
Ne yazık ki bu deprem bize ülkemizin karşı karşıya kalacağı acı
bir gerçeği bir kere daha hatırlattı. Bu sayımızın dosya konusunda
deprem kuşağı üzerinde yer alan Türkiye’nin depreme
nasıl hazırlandığını ve neler yapılması gerektiğini mercek altına
aldık.
Yazarımız Merve Şişman tarih sayfasında geçmişten günümüze
Türkiye-Fransa ilişkilerini araştırdı. Yusuf Başyeşil merakla
okuyacağınız ülke liderlerinin spor tutkularını yazdı.
Müzik yazarımız Aslıhan Akdağ Türker müzik dünyasının yeni
bir yüzünü değerlendirdi. Moda Yazarımız Işılay Vuran
kadınlara ve erkeklere kasım ayı tüyolarında bulundu.
Geleneksel Doğu Batı Sentezi köşesinde Osman Kılıç Şark
Tüccarı adlı yazıyla sizlerle.
Türkiye’nin ilk ve tek
dijital haber dergisi
SANTRAL
Yıl: 1 Sayı: 19
SAHİBİ
dijiPub adına
Hatice Kılıç
Genel Yayın
Yönetmeni
Nesrullah Hasdemir
Yazarlar
Yusuf Başyeşil
(Spor)
Işılay Vuran
(Moda)
Merve Şişman
(Araştırma)
Aslıhan A. Türker
(Magazin-Müzik)
Simge Çetin
(Astroloji)
Osman Kılıç
SANTRAL’de yayınlanan özel
haberler kaynak gösterilmeden
kullanılamaz. Yazılarla
ilgili her türlü sorumluluk
yazara aittir, diğer her türlü
sorumluluk kurumu bağlar.
Reklam İletişim
reklam@dijipub.com
İletişim/ Adres
Güneşli Mahallesi, Gül
Sokak, Polat Apartmanı,
Kat: 3, Daire: 7,
Bağcılar/İstanbul
iletisim@dijipub.com
santraldergi santralturkiye
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 4
İçindekiler
DOSYA
PORTRE
TARİH
DOĞU BATI SENTEZİ
/OSMAN KILIÇ
YAŞAM
/ASLIHAN AKDAĞ TÜRKER
DİJİTAL ASTROLOJİ
/SİMGE ÇETİN
MODA
/IŞILAY VURAN
SPOR
/YUSUF BAŞYEŞİL
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 5
Haftanın Özeti
GÜNDEM
Geçtiğimiz hafta 6.8 şiddetinde depremle sarsılan
İzmir’de kötü haberler gelmeye devam ediyor.
Artçı sarsıntıların da devam ettiği İzmir’de hasarlı
binalar ve eski binalara girilmemesi uyarısında
bulunuldu. İzmir depreminde hayatını kaybedenlerin
sayısı ise 83'e yükseldi. Depremde yaralı
olarak kurtulanların sayısı ise 962 olarak açıklandı.
Depremde 106 kişi enkaz altından sağ çıkarıldı.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, acil
yıkılması gereken ağır hasarlı 58 bina tespit
ettiklerini ifade etti.
Eski başbakanlardan ve Anavatan Partisi
genel başkanlarından Mesut Yılmaz hayatını
kaybetti. Mesut Yılmaz'ın geçen yılın
ocak ayında yaptırdığı rutin sağlık kontrolünde
akciğerinde tümöre rastlanmıştı.
23 Ocak 2019’da gerçekleştirilen operasyon
sonucu kanserli tümör temizlenmişti.
Fakat Mayıs 2020’de bu defa beyin sapında
tümör saptanan Yılmaz, gerçekleştirilen
ameliyat sonrası tedavi görüyordu.
Yılmaz’ın ölüm sebebinin koronavirüs
salgınıyla bağlantılı olmadığı, odasından
bu nedenle çıkmadığı, hastalığından dolayı
hayatını kaybettiği öğrenildi.
Mecidiyeköy-Mahmutbey Metrosu’nda ilk
sefer saat 28 Ekim itibarıyla İstanbul Büyükşehir
Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun
canlı bağlantıda verdiği talimatla başladı.
Hattın yapımında emeği geçenlere teşekkür
eden İmamoğlu, raylı sistem ilk 10 gün ücretsiz
hizmet vereceği müjdesini de verdi.
Avrupa'da İslam'a yönelik saldırıların Fransa Cumhurbaşkanı
Emmanuel Macron’un söylemlerinden sonra arttığını
ifade eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,
Fransız mallarına boykot çağrısında bulundu. Erdoğan,
“Milletime sesleniyorum. Sakın Fransız markaları satın
almayın” şeklinde konuştu.
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 6
Haftanın Özeti
GÜNDEM
Mustafa Sarıgül kurucusu olduğu Türkiye Değişim
Hareketi'ni siyasi bir partiye dönüştürmek
için çalışmalarını hız verdi. 31 Mart yerel seçimleri
öncesi Cumhuriyet Halk Partisi’nden (CHP)
istifa edip Demokratik
Sol Parti’ye
(DSP) dahil olan Sarıgül,
yeni parti kurma
çalışmaları kapsamında
DSP'den
de istifa ettiğini kişisel
Twitter hesabı
üzerinden yaptığı a-
çıklama ile duyurdu.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, İstanbul’daki yoğun
bakım doluluk oranlarıyla ilgili açıklamalarda
bulundu. Koca, "İstanbul'da toplam yatak
sayımız 48 bine yakın, yoğun bakım yatak sayımız
9 bine yakın. Şu anda İstanbul'da yatak doluluk
oranımız yüzde 55, yoğun bakım doluluk
oranımız ise yüzde 66. Şu an yoğun bakımlarda
ağır hastamızın toplamın
yüzde 40'ı değil,
yüzde 30'lar civarında.
Ortalama
500-550 hastadan
bahsetmiş oluyoruz"
diye konuştu.
İlk kez İstanbul'da gerçekleştirilen Bilim Kurulu toplantısı sonrası açıklama
yapan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "Son 7 güne göre vaka artışı yüzde –
85'ten fazladır. Bu artış korkutucudur. İstanbul'da durumu kontrol
altına alamazsak salgın korkutucu bir boyuta ulaşacaktır" dedi.
İstanbul’da bir haftada vakaların yüzde 62 arttığını ifade eden
Bakan Koca, "Büyükçekmece yüzde 123, Sarıyer yüzde 120, Bakırköy
yüzde 104, Beylikdüzü yüzde 104, Bayrampaşa yüzde 99,
Şişli yüzde 98, Kağıthane yüzde 89, Tuzla, Sancaktepe, Beykoz
şeklinde gidiyor" değerlendirmesinde bulundu. Salgınla savaşın
disiplin gerektirdiğini vurgulayan Koca, “İstanbullular rica
ediyorum, testi pozitif çıkanlar filyasyon ekiplerine temaslarını
bildirsin. Zorunlu olmadıkça akrabalarla, başka ailelerle
bir araya gelmeyin. Kutlama ve törenleri erteleyin” dedi.
Geçirdiği beyin
kanaması nedeniyle
kaldırıldığı hastanede
tedavi gören eski Sağlık
Bakanlarından Osman
Durmuş, 73 yaşında
hayatını kaybetti.
Sivil Toplum Kuruluşları (STK) ve meslek örgütleri,
Taksim Meydanı Yarışmasına ilişkin
açıklamada bulundu. Açıklamada, "Taksim
Meydanı için bundan sonra atılacak tüm
adımları süreç boyunca, birlikte ele almaya
ve tartışmaya davet ediyoruz" değerlendirmesinde
bulundu.
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 7
Haftanın Özeti
EKONOMİ
Turizm gelirinin (cep telefonu dolaşım ve marina hizmet
harcamaları hariç) yüzde 71,6’sı yabancı ziyaretçilerden, yüzde
28,4’ü ise yurt dışında ikamet eden vatandaş ziyaretçilerden
geldi. Bu çeyrekte yapılan harcamaların 3 milyar 97 milyon 691
bin dolarını kişisel harcamalar, 946 milyon 665 bin dolarını ise
paket tur harcamaları oluştu. Yine aynı çeyrekte tüm harcama
türleri geçen yılın aynı çeyreğine göre düşüş yaşadı. Spor, eğitim,
kültür harcaması yüzde 82,6, tur hizmetleri harcaması yüzde 78,8
ve paket tur harcamaları (ülkemize kalan pay) yüzde 77,2 azaldı.
Genel turizm geliri 3. çeyrekte bir önceki yılın aynı çeyreğine göre
yüzde 71,2 azalarak 4 milyar 44 milyon 356 bin dolar oldu.
Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal 2020
yılının son enflasyon raporu toplantısında
konuştu. Merkez, yıl sonu enflasyon tahminini
yüzde 8,9’dan yüzde
12,1’e yükseltti. Uysal döviz
kuru ilgili sorulan bir soruya,
“Döviz kurunun seviyesi ile
ilgili bir hedefimiz yok” şeklinde
yanıt verdi. Doların rekorlar
kırdığı bir dönemde
yapılan bu a-
çıklamalar sosyal
medyada büyük tepkilere
sebep oldu.
TMSF, Naksan Plastik, Nakpilsa Plastik, Royal ve
Atlas Halı ile BCF1 ticari ve iktisadi bütünlüklerini
yeniden satışa çıkardı. Resmi Gazete’de
yer alan ilanlara göre, ihale edilecek ticari ve iktisadi
bütünlüklerin muhammen bedeli; Naksan
Plastik Ticari ve İktisadi Bütünlüğü için 1.12
milyar TL, Naksan Plastik AŞ’nin sahip olduğu
Nakpilsa Plastik için 315 milyon TL, Royal Halı
İplik AŞ, Atlas Halı AŞ ve Naksan Plastik AŞ’nin
sahip olduğu Royal ve Atlas Halı Ticari ve İktisadi
Bütünlüğü için 353 milyon TL ve Royal Halı İplik
AŞ ile Naksan Plastik AŞ’nin sahip olduğu BCF 1
Ticari ve İktisadi Bütünlüğü içinse 87.5 milyon TL
olarak belirlendi.
Eylül ayında ihracat yüzde 4,8 artarken ithalat ise yüzde
23 oranına kadar yükseldi. Bu ayda dış ticaret açığındaki
artış ise yüzde 189,6 seviyesinde oldu. Eylül ayında dış
ticaret açığı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 189,6
artarak 1 milyar 667 milyon dolardan, 4 milyar 828 milyon
dolara seviyelerine dek yükseldi.
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 8
Haftanın Özeti
EKONOMİ
Garanti BBVA'nın konsolide finansal tablolarına
göre, yılın üçüncü çeyreğinde, net kârı, 5
milyar 240 milyon 27 bin TL'ye ulaştı. Aktif
büyüklüğü ise 525 milyar 909 milyon 400 bin
TL seviyesinde
gerçekleşti.
Bankanın fonlama kaynakları içindeki en büyük
ağırlığı mevduatlar oluşturmaya devam
etti; aktiflerin %66'sı mevduatlar ile fonlanıyor.
Mevduat tabanı yılın ilk 9 ayında %25 büyüme
ile 345 milyar 663 milyon 900 bin TL oldu.
Bankanın sermaye yeterlilik oranı %16,9, özkaynak
kârlılığı %13,3, aktif kârlılığı ise %1,6 oldu.
Perakendeciler teknoloji yatırımlarını hızlandırıyor.
Artık markalar yapay zeka, mağaza içi izleme,
sesli komut, oyunlaştırılmış satış, kiosklar gibi
uygulamalarla alışverişi daha keyifli ve kolay
hale getirmeye çalışıyor. Yeni nesil perakende a-
nalitiği kurumu REM People’a göre markalar,
gelecek 5 yıl içinde gençleri mağazaya oyunlarla
çekecek. Oyun hedefini tamamlayanlar keyif
alacak ve kazanma hissini yaşayacak.
Türkiye’nin ilk otomobili “Devrim”’in hayata geçirildiği Eskişehir Cer Atölyesi ve
TÜLOMSAŞ arazisi için yapılan uygulamalı imar planı etüdü ihalesi tamamlandı. Ankara’da
gerçekleştirilen ihaleyi en düşük teklifi veren Sezgek Yapı Planlama
alırken, ihale sözleşmesi 94 bin 450 TL karşılığında imzalandı.
Türkiye sanayisi için büyük önem taşıyan 120 yıllık raylı
sistem üretim tecrübesine sahip TÜLOMSAŞ arazisinin
uygulamalı imar ve etüt planı için ihaleye
çıkarılacağını Millî Gazete manşet haberi ile duyurmuştu.
‘Devrim Niteliğinde Rant Olmasın’ başlığı ile
yayımlanan manşet, TÜLOMSAŞ arazisinin ranta kurban
edilmemesi için adeta uyarı niteliğindeydi.
Türk Telekom, mobil altyapısını yenilemek için
81 ilde çalışmalarını sürdürüyor. Son 2 yılda
4.5G çekim noktalarını iki katına çıkaran
Türk Telekom, mobil altyapı yatırımlarını
Türkiye’ye anlatmak için yeni
bir reklam kampanyası hazırladı.
Şirketin reklam filminde ünlü
oyuncu Kenan İmirzalıoğlu rol
alarak kampanyayı anlattı.
Bizim Toptan’ın, 2020 yılının ilk 9 ayında toplam
satış gelirleri geçen yılın aynı dönemine göre
yüzde 16 artarak 3,9 milyar TL’ye yükseldi. Bizim
Toptan CEO’su Hüseyin Balcı,
“Hızlı büyümemizde bin
64 iş ortağıyla anonim şirkete
dönüşen SEÇ Market
iş kolumuzun da önemli bir
etkisi var” diye konuştu.
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 9
Haftanın Özeti
POLİTİKA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Soykırım: Srebrenitsa’dan
Alınan Dersler" başlıklı Liderler Zirvesine bir
video mesaj gönderdi. Erdoğan, "İnsan hakları ve demokrasi
konusunda dünyaya ders veren ülkelerin, bugün
İslam düşmanlığı ve yabancı karşıtlığında başı çektiğini
görüyoruz. Irkçı terörizm birçok Batı ülkesinde veba gibi
yayılmakta kimi zaman devlet başkanlığı seviyesinde
himaye görmektedir" şeklinde konuştu. Erdoğan, “Holokost
felaketi sonrasında nasıl Antisemitizm ile mücadele
edilmişse, bugün de İslam düşmanlığıyla aynı şekilde
mücadele edilmelidir” açıklamasında bulundu.
Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel
Başkanı Ali Babacan, iktidara gelmeleri durumunda
Varlık Fonu'nu kapatacaklarını ve
ihale yasasını değiştireceklerini belirtti. Birçok
konuya ilişkin konuşan Babacan, "Güçlendirilmiş
parlamenter
sistemle meclisimizi
kuvvetlendirip gerçek
anlamda bir hukuk devleti
inşa edeceğiz. İfade
ve basın özgürlükleri
başta olmak üzere tüm
özgürlükleri tesis edeceğiz"
diye konuştu.
Ak Parti’den ayrılarak kendi partisini kuran
Ahmet Davutoğlu’nun Gelecek Partisi Ankara’da
1. Oloğan Kongresi’ni gerçekleştirdi.
Partinin mevcut genel başkanı Ahmet Davutoğlu,
829 delegenin oyunu alarak yeniden
partinin genel başkanı seçildi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Merkezi'nden telekonferans
yöntemiyle önerileri dinleyip soruları yanıtlayan Kılıçdaroğlu,
KYK borçlarına ilişkin "Tamamının silinmesi lazım” diye
konuştu. Kılıçdaroğlu, "Siz bursu veriyorsunuz bir de geri istiyorsunuz.
Geri isteyecekseniz iş vereceksiniz. Bunun adı sosyal
devlet değil sosyal tefeciliktir" değerlendirmesinde bulundu.
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 10
Haftanın Özeti
DÜNYA
Irak'ın başkenti Bağdat'ın güney illerinde hükümet karşıtı protestolar
tekrar başladı. Tahrir Meydanı, kalabalık bir grubun
toplanmasının ardından tekrar trafiğe kapatıldı. Göstericiler,
hükümet aleyhine sloganlar atarak, Başbakan Mustafa el-Kazimi'nin
posterlerini ayaklarıyla çiğnedi. Basra kentinde de protestocularla
güvenlik güçleri arasındaki çatışma çıktı. Kent merkezindeki
el-Cebeliye bölgesinde toplanan kalabalığı güvenlik
güçleri, havaya ateş açarak ve gaz bombası kullanarak dağıtmaya
çalıştı. Yine ülkenin güneyindeki Kut ve Divaniye kentlerindeki
hükümet karşıtı protestolarda siyasi partilerin kapatılması
ve yolsuzluk yapanların cezalandırılması talep edildi.
Azerbaycan-Ermenistan hattında Dağlık Karabağ
üzerinden 27 Eylül'de başlayan gerilim
devam ediyor. ABD ve Rusya, tansiyonu
düşürmek için arabulucu olma çabasıyla her
iki ülkenin dışişleri bakanlarını Moskova ve
Washington’da bir araya getirse de Türkiye’yi
bu müzakere sürecinin dışındaydı. A-
zerbaycan lideri İlham Aliyev’in sıklıkla Türkiye’nin
de masada olması gerektiğine yönelik
çağrısı sonunda yanıt buldu. Putin, a-
teşkesin ardından barış görüşmeleri için
masaya oturulması ve Türkiye de dahil
olmak üzere pek çok ülkenin bu sürece dahil
olması gerektiğini ifade etti.
Tespit edilen 21 bin 915 vakayla birlikte
Birleşik Krallık'ta vaka sayısı 1 milyon rakamını
da geçti. İngiltere Başbakanı Boris
Johnson, ülkede 5 Kasım tarihinden 2 Aralık’a
kadar sürecek olan 1 aylık ulusal çapta
sokağa çıkma yasağı ilan edildiğini tüm
halka duyurdu.
ABD, Ortaoğu’da İran ve Hizbullah’a karşı önlem almak için İsrail’e
destek olmaya hazırlanıyor. ABD ordusunun envanterinde bulunan
GBU-57 adlı hassas güdümlü bombanın, İsrail´e verilmesi için ABD
Kongre üyeleri Josh Goetheimer ve Brian Mast’ın, iki partili bir yasa
tasarısı sunmayı planladığı belirtti. Yasa tasarısı ABD Kongresi’nde
kabul edilirse, 14 bin kiloluk bombanın İsrail´e verileceği aktarıldı.
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 11
DOSYA
Unuttukça kendini hatırlatan bir felaket
DEPREM
Uzmanlar deprem kuşağı olarak bilinen Türkiye’de yakın gelecekte
büyük bir deprem beklediklerini belirtiyor. Peki Türkiye
depreme ne kadar hazırlıklı?
İzmir’de meydana gelen son deprem Türkiye’nin bir kez
daha aktif fay hatları üzerinde olduğunu hatırlattı. Türkiye’de
Kuzey Anadolu Fay Hattı (KAF), Doğu Anadolu Fay Hattı
(DAF) ve Batı Anadolu Fay Hattı (BAF) olmak üzere üç aktif
deprem fayı bulunuyor. Saroz Körfezi’nden başlayarak Van
Gölü’nün kuzeyine kadar uzanan Kuzey Anadolu Fay Hattı
Dünyanın en hızlı hareket eden ve en aktif sağ-yanal atımlı
faylarından biri.
Türkiye’nin yüzölçümünün %90’nı deprem kuşağında yer
alıyor. Nüfusun çoğunluğunun 1. ve 2. derece deprem kuşağı
üzerine kurulmuş kentsel alanlarda yaşadığı göz önüne alındığında,
depreme dayanıklı yapılaşma giderek önem kazanıyor.
9 Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği
Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Coşkun Sarı, 17 A-
ğustos depremi sonrasında çeşitli önlemler alındığını fakat
bunların tam anlamıyla uygulanmadığını vurguluyor. Sarı,
“Sadece deprem sigortası yapmak yetmez. Uygun zeminlere,
uygun binaların, uygun mühendislik hizmetleriyle yapılmasını
sağlamamız gerekiyor. Bir süre öncesine kadar projeler
jeoloji, jeofizik ve inşaat mühendisleri odaları tarafından
sıkı bir biçimde denetleniyordu. Belediyeler bu odaların denetiminden
geçmemiş raporları kabul etmiyordu. Fakat son
zamanlarda bu yetki odalardan alındı. Çevre ve Şehircilik, İl
Müdürlüklerine verildi. Denetimler, bu müdürlüklerdeki yetkili
mühendisler tarafından yapılmaya çalışılıyor. Ama sayıca
az oldukları için hızlı bir değerlendirme olmadığı >
kanısındayım. Daha fazla eleman istihdam edilerek bu
denetimlerin daha sıkı bir şekilde yapılması görüşündeyim”
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 12
DOSYA
kanısındayım. Daha fazla eleman istihdam edilerek bu denetimlerin daha
sıkı bir şekilde yapılması görüşündeyim” ifadelerini kullanıyor.
Deprem tehlikesi için önde gelen sorunlardan birini de kaçak yapılar
oluşturuyor. CHP İstanbul Milletvekili; Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm
Komisyonu Üyesi mimar Gökan Zeybek, ‘Türkiye’de bulunan yaklaşık
20 milyon yapının 13 milyonunun; İstanbul'daki 2 milyon yapının da
en az yarısının kaçak ve ruhsatsız olduğu’ iddiasında bulundu. Çevre ve
Şehircilik Bakanı Murat Kurum 2019 yılında yaptığı açıklamada bakanlığın
Türkiye'de 20 binin üzerinde kaçak yapı tespit ettiğini söyledi. Bakan
Kurum, “Bu kaçak yapıların 7 bin 200'ü sahil kesiminde yer alıyor ve 3 bin
260'ı da Muğla ilimizde. Bu kaçak yapıların bin 300 tanesi de maalesef
doğal sit alanlarında ve özel çevre koruma bölgelerinde yer alıyor" dedi.
Toplanma alanlarının yeterliliği ve hacmi önemli önlemlerden biri olarak
görülüyor. Deprem toplanma alanlarının, deprem ulaşım güzergâhlarıyla
bağlantılı olmasını ve kolay ulaşılabilir yerlerde bulunması gerektiğini
söyleyen TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Nusret
Suna ise "Okul ve cami bahçelerinin, parkların, boş arazilerin, hatta
dolgu alanlarının toplanma alanı olarak belirlenmesi doğru değil. En son
Elazığ- Sivrice merkezli depremde gördüğümüz gibi; depremzedeler, gerek
hasar almış yapılarda kurtarma çalışmalarına katılmak için, gerek
deprem sonrası kullanabileceği eşyalarını kurtarabilmek için evinin ya da
işyerinin yakınında olmak istiyor. Bu nedenle deprem toplanma alanlarının
mümkün olduğunca mahalle bazında belirlenmesi gerekiyor"
açıklamalarına yer verdi.
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 13
DOSYA
AFAD’ın 2019 verilerine göre İstanbul’da 2 bin 864, Türkiye genelinde ise 15 bin 984 toplanma
alanı bulunuyor. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'nin (TMMOB) paylaştığı verilere göre
ise çoğu başka amaçlarla kullanılan ya da imara açılan toplanma alanlarının sayıları değişti.
TMMOB’a göre İstanbul’da ihtiyacı karşılayabilecek sadece 76 alan var. TMMOB İnşaat
Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Nusret Suna açıklanan deprem toplanma alanları
hakkında şu açıklamayı yapıyor; “Deprem toplanma alanı dedikleri yerlere baktığınız zaman
okul bahçesi, çocuk parkı cami avlusu, hatta büyük sitelerin bahçeleri bile o apartmanda
yaşayanların toplanma alanı olarak gösteriliyor. Bu 2850 adet alan, depremin hemen ardından
insanların o sıcak dakikaları ayakta geçirebileceği, çocuğuyla, eşiyle dostuyla buluşabileceği
yerdir. Bakıyorsunuz alan 15 katlı bir binanın yanındaki küçük alan olarak belirlenmiş. Buralar
afet toplanma alanı değildir.”
Büyük İstanbul depremine ne kadar hazırız?
Kamuoyunu sık sık meşgul eden konulardan biri olan büyük İstanbul depremi tartışması,
İstanbul’da büyük bir depremin olacağı varsayımına dayanıyor. Depremin tarihi bilinmese de
uzmanlara göre olası deprem 7.0’ın üstünde meydana gelecek.
Son olarak, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü; Boğaziçi
Üniversitesi, İTÜ ve Ankara Üniversitesinden bilim insanları ile birlikte bir çalışmaya imza attı.
Bu çalışmada, tarihsel veriler incelendi ve fay hattında ölçümler yapıldı. Doğu'da Çınarcık,
merkezde Kumburgaz ve Batı'da Tekirdağ hattını izleyen Kuzey Anadolu Fay Hattı'nda sırasıyla
7,5, 7,4 ve 7,2 büyüklüğünde depremler beklendiği belirtildi.
Almanya merkezli Geomar Helmholtz Okyanus Araştırma Merkezi de Marmara Denizi'nin
altında iki yılı aşkın bir süre inceleme yaptı. Temmuz 2019’da açıklanan sonuçlara göre, denizin
altındaki tektonik gerginliğin arttığı ve bunun da 7.1 ile 7.4 arasında bir büyüklükte deprem
yaratmasının beklendiği açıklandı.
Japon Uluslararası İşbirliği Ajansı (JICA) ile İBB tarafından yapılan ve sonuç raporu 2002 yılında
yayımlanan çalışmaya göre ise, İstanbul'daki binaların yüzde 35 ile 38'inin depremde hasar
göreceği öngörülüyor. Sonuç raporuna göre can kaybı 73 ile 87 bin arasında, ağır yaralı sayısı
ise 120 ile 135 bin arasında hesaplandı. Can kayıplarının ve ağır yaralanmaların tamamının
çöken binalardan kaynaklanacağı belirtilirken, depremin etkileyeceği toplam kişi sayısı da en az
1 milyon olacağı ifade edildi.
AFAD Deprem Dairesi Başkanı Murat Nurlu, geçen yıl yaptığı açıklamada, yaptıkları senaryoya
göre, 7,5 büyüklüğünde İstanbul kent merkezinde 26 ile 30 bin arasında kişinin hayatını
kaybedeceğini söyledi. Nurlu, "Yaklaşık 50 bin vatandaşımız ağır yaralı olacak… 44 bin 802
binamız yıkılacak. Açıkta kalacak insan sayısı 2 milyon 374 bin. Biz en kötüye göre hazırlıyoruz.
Bunlar İstanbul için verdiğim değerler. Marmara Bölgesi'nde olacağı için genelde 28 bin, 30 bine
yakın bir can kaybımız söz konusu. Yaklaşık 2 milyon 6 yüz bin vatandaşımız açıkta kalmış olacak.
Deprem sonrası olacak tsunami etkileri de olacaktır" ifadelerini kullandı.
Kaynaklar
https://deprem.afad.gov.tr/deprem-tehlike-haritasi
https://www.ntv.com.tr/turkiye/turkiye-fay-hatti-haritasi-deprem-nasil-olusur,xd4qghRpxEyCw55GLh3ODg
https://www.tokihaber.com.tr/haberler/istanbul-ve-turkiye-genelindeki-toplanma-alanisayisi/#:~:text=15%20B%C4%B0N%20984%20TOPLANMA%20ALANI%20VAR&text=Bu%20alanlar%2C%20vatanda%C5%9Flar%C4%B1n%20h%C4%B1zla%20bir,b
in%20984%20toplanma%20alan%C4%B1%20bulunuyor.
https://www.indyturk.com/node/74746/haber/istanbul-salland%C4%B1-ak%C4%B1llara-deprem-toplanma-alanlar%C4%B1-geldi
https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-49342666
https://t24.com.tr/haber/turkiyede-20-milyon-yapinin-13-milyonu-istanbulda-2-milyon-yapinin-yarisindan-fazlasi-kacak,673383
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 14
GÖRÜŞ
Doğu Batı Sentezi
OSMAN KILIÇ
Mecaz değil yaptığım, Doğu’nun özellikle
de bizim tüccarlarımızdan bahsediyorum
aslında. Malumunuz hareketli bir kura
sahibiz, Dolar 9 liraya doğru gidiyor, Euro
hakeza öyle. Tüccarımız ise dışarı mal
satmakta haliyle rekor kırıyor, en çok da
para kazanmakta… Düşünsenize aşağı yukarı
Çin’den daha ucuza mal satıyoruz,
üretim yapıyoruz. Ve bunun üzerinden şu
virüs durumunda bile ucuza işçi (kurdan
dolayı) çalıştırıp, parasına para katan bir
üretici grubumuz var. Yek cümle söyleyeyim,
rekor tüccarlarımızın değil, rekor
Dolarındır!
Peki ya geçmişte nasıldı bizim bu şark
tüccarlarımız? Banker Kastelliler, Jed Fadılgiller
de eski tüccar tayfamız, bunlar da
alenen dolandırıp para kazanırlardı. Yani
belli başlı gruplar haricinde öyle büyük
tüccar grubuna sahip değiliz.
Doğu’nun diğer tüccarları da farklı değil,
bana bir tane kendine has üretim yapan
Doğu firması gösteremezsiniz?
Çin ve Güney Kore bunun haricinde
tutulabilir, ki onlar da olanı süsleyip
satarlar. (Bkz: Telefon) Bizim tarafa doğru
gelince bir Ortadoğu coğrafyasıyla karşı
karşıya kalıyoruz, sıfır üretim. Tek meziyeti
yer altı zenginliklerini çıkarmak, ki bunu da
tek başına yapacak güce sahip değiller! Ve
şanslarına bu yer altı zenginliği şu an çok
pahalı bir şey. Yani sözün özü tek
marifetleri doğal zenginliklerinden
kazandıkları parayı yiyip boş vakit
geçirmek.
Çin ve Güney Kore bunun haricinde tutulabilir,
ki onlar da olanı süsleyip satarlar.
(Bkz; Telefon) Bizim tarafa doğru gelince
bir Ortadoğu coğrafyasıyla karşı karşıya kalıyoruz,
sıfır üretim. Tek meziyeti yer altı
zenginliklerini çıkarmak, ki bunu da tek başına
yapacak güce sahip değiller! Ve şanslarına
bu yer altı zenginliği şu an çok pahalı
bir şey. Yani sözün özü tek marifetleri doğal
zenginliklerinden kazandıkları parayı yiyip
boş vakit geçirmek.
Bizde de bahsi geçen durumların bir karması
mevcut. Dişe değen bir üretim söz konusu
değil! En önemli ihraç aracımız ucuz iş gücümüz,
yani insanımız, yıllarca acıyarak baktığımız
Uzakdoğulu işçiler haline geldik, ürettiğimizi
alacak paramız yok! Zara’ya ürettiğiniz
kazak ve pantolonu almak için bir haftamızı
gözden çıkarmamız lazım. Ne mi yapmalı, tüccarlarımıza
başarının onlardan kaynaklanmadığını,
paylaştıkça sürdürülebilir bir kazanca
sahip olabileceklerini hatırlatmamız lazım.
Yoksa insanlar açken rekor kırmış sanarlar!
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 15
PORTRE
İngiltere
Başbakanı’nın
Osmanlı dedesi
ALİ KEMAL
1867 yılında İstanbul, Süleymaniye’de dünyaya geldi. Asıl ismi Ali
Rıza olmasına rağmen, Namık Kemal’e olan hayranlığından ötürü
Ali Kemal takma adını kullanmayı tercih etti. Yüksek eğitimine Mülkiye
Mektebinde başlayan Ali Kemal, eğitimin son yıllarında sırf F-
ransızcasını geliştirmek için Paris’e gitti. 2 yıllık yurtdışı seyahati sonrası
yurda dönen Ali Kemal son yılında bıraktığı Mülkiye Mektebine
de geri döndü. Paris ve Cenevre seyahatlerinde örneklerini gördüğü
ve oldukça etkilendiği öğrenci derneklerinin ilkini okuduğu o-
kulda o kurdu. Kısa süre içerisinde kurduğu bu dernek kapatılınca
Ali Kemal, kafasına koyduğu fikri yeniden hayata geçirmek adına
ikinci kez öğrenci derneği teşebbüsünde bulununca 9 ay hapse
mahkûm edildi, hapis sonrası da Halep’e sürgüne gönderildi. Sürgün
yıllarında Halep idadisinde Türk Dili ve Osmanlı Edebiyatı dersleri
verdi. Birkaç sene sürgün hayatına alışmak istediyse de dayanamadı
ve İstanbul’a kaçtı.
Gizli olarak İstanbul’a geldiği anlaşılan Ali Kemal’e tekrar sürgün kararı
verildi. Fakat o bu karara uymadı ve öğrencilik yıllarından aşina olduğu
Paris’e kaçtı. Burada, Osmanlı hükümetine muhalif isimlerin oluşturduğu
Jön Türkler ile tanıştı. Kendini Jön Türklere fazla kaptırmamaya ö-
zen gösteren Ali Kemal ayrıca 2. Abdülhamit ile de temaslarına devam
etti. Ali Kemal bir nevi Jön Türkler ve 2. Abdülhamit arasında arabuluculuk
görevi üstlendi. Jön Türklerden, Mizancı Murat’ın hareketten
ayrılması ve hareketin Ali Kemal’in vazifesini hafiyelik olarak nitelendirmesiyle
Jön Türkler’den de ayrılmak zorunda kaldı. Jön Türklerden
ayrılmasına rağmen Paris’teki eğitimine devam etti. Aynı zamanda
Paris’teki izlenimlerini Ahmet Cevdet Oran’ın sahibi olduğu İkdam
gazetesine yolladı ve yayımlattı. Bu yazıların çoğunluğu Batı’ya o-
lan hayranlıklarla dolu methiyelerden oluşmaktaydı. Hüseyin Cahit
Yalçın’ın dillendirdiği bir iddiaya göre Ali Kemal’in İkdam gazetesine
yolladığı yazıların Fransız gazetelerden çeviri olduğu dahi öne sürüldü.
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 16
2. Abdülhamit ile olan bağlantısı ve birçok yerden çevresi ile 1897 yılında
Belçika’nın Brüksel şehrine ve Brüksel Elçiliğinde ikinci Katipliğe atandı.
İstanbul’a ise İttihat ve Terakki Cemiyeti ile yaşadığı sorunlar nedeniyle bir
türlü gelmeye cesaret edemedi. 1899 yılında Paris’teki okulundan diplomasını
aldı ve 2. Meşrutiyet’e dek Mısır’da yaşamayı tercih etti. Mısır’daki hayatını ise
bir prensin çiftliğini idare ederek devam ettirdi. Sonra ise 1903 yılında
İngiltere’ye gitti. Tatil için gittiği Londra’da Winifre Brun adlı İngiliz bir kadınla
hayatını birleştirdi. Ali Kemal’in bu evliliğinden Selma adında bir kız çocuğu ve
Osman adında bir erkek çocuğu dünyaya geldi. Ali Kemal, Osman’ın doğumu
sonrası eşi Winifre’yi kaybetti ve 2. Meşrutiyet’in ilan edileceği günün evveli
İstanbul’a döndü. Onun İngiltere’den ayrılmasıyla birlikte çocuklarını ise
kayınvalidesi yetiştirdi.
2. Meşrutiyet’le birlikte döndüğü İstanbul’da çeşitli defa yazılar yolladığı İkdam
gazetesinin Başyazarlığını üstlendi. Padişahın da iltifatlarına bizzat huzurunda
mazhar olan Ali Kemal aynı zamanda Darülfünun’da da Siyasi Tarih dersleri
vermeye başladı. Yine o yıllarda Osmanlı’nın ilk siyasi partilerinden olan
Osmanlı Ahrar Fırkası’nda yer aldı. Padişahın iltifatları ve para ödüllerini kabul
etmesi vesilesiyle evvelden münakaşa içerisinde olduğu İttihatçıların düşmanı
haline geldi. Fakat bu sefer korkmadı ve yazılarında çok defa İttihat ve Terakki
Cemiyeti’ni hedef tahtasına koydu. Aksi ve agresif bir kişiliğe sahip olan Ali
Kemal öğrencileriyle de sürekli münakaşa halinde oldu. Aynı yıllarda Serbesti
gazetesi yazarı Hasan Fehmi Bey’in öldürülmesiyle Darülfünun’da ateşli bir
konuşma yaptı. Bu konuşmadan etkilenen hocalar ve öğrencilerin bir bölümü
katillerin bulunmasını talep ederek Bab-ı Ali’ye yürüdü. Binlerce kişinin
bulunduğu kalabalığa ateş açılması sonucu yüzlerce kişi yaralandı. Olaylar
gitgide hararetlendi ve cenaze sonrası da devam ederek 31 Mart
Ayaklanması’na neden oldu. Bu ayaklanma üzerine Selanik’ten İstanbul’a
Hareket Ordusu gönderildi. Onlar daha şehre varmadan Ali Kemal yeniden
Paris’e kaçtı. İttihat ve Terakki yönetiminin
iktidardan ayrılması sonucu 1912 affıyla
yeniden İstanbul’a dönen Ali Kemal,
İkdam gazetesindeki görevine devam etti.
Fakat bu defa da hükümet 6 ay sonra
Bab-ı Ali Baskınıyla devrilince Ali Kemal
de Viyana’ya sürgüne gönderildi. 3 aylık
sürgün hayatı sonrası İstanbul’a geri dö
nen Ali Kemal bu defa kendi gazetesi o-
lan Peyam’ı yayımladı. Aynı zamanda
mülkiyedeki hocalık görevine de geri
döndürülen Ali Kemal, İngiliz eşinin vefatı
sonrası ikinci evliliğini de gerçekleştirdi.
Mektepler Nazırı Zeki Paşa’nın kızı
Sabiha Hanım’la evlendi ve bu evliliğinden
Zeki adında bir erkek çocuğu dünyaya
geldi.
PORTRE
Kaynakça
https://girisimcikafasi.com/jackma-alibabacom-kurucusununbasari-oykusu/
https://tr.wikipedia.org/wiki/Jack_
Ma
https://www.youtube.com/watch
?v=0OKxW6v8trQ
https://medium.com/@Dijitolog/a
libaban%C4%B1n-kurucusu-jackma-n%C4%B1n-ilham-vericihayat%C4%B1-28fb02dc7d14
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 17
Dünya Savaşı yıllarında İttihat ve Terakki’nin
baskısı sonrası gazetesi Peyam’ı kapattı.
Bu olaydan sonra bir süre siyasetle a-
rasına mesafe koyup hocalık ve tüccarlıkla
hayatını sürdürdü. Siyasetle arasına koyduğu
mesafe 1918 yılında İttihat ve Terakki
Cemiyeti liderinin bir Alman denizaltısına
binip kaçmasıyla ortadan kalktı. Ali Kemal
yeniden sahnedeydi ve sanki ilk günkü gibi
fikirleri diriydi.
Ali Kemal, diğer siyasi partilerden olan Hürriyet
ve İtilaf Fırkası’nın Mondros Ateşkes
Antlaşması sonrası yeniden faaliyete geçmesiyle
birlikte partinin Genel Sekreteri oldu.
4 Mart 1919 yılında kurulan Damat Ferit
Hükümeti’nin Maarif Nazırlığına getirildi. Ali
Kemal, kendisi gibi İngiliz aşığı olan Damat
Ferit Hükümeti’nin ikincisinde de bu defa
Dahiliye Nazırlığına getirildi. Görevinin ona
verdiği yetkiler ve Damat Ferit Paşa’nın da
görüşüyle denk düşerek Kuvayi Milliye ve
bu kurtuluş hareketinin lideri Mustafa Kemal
aleyhine birçok karar aldı. Yine aynı yıllarda
hayranı olduğu İngilizlerin görüşlerini
savunan ve onların ülke üzerindeki hakimiyetlerini
arzulayan İngiliz Muhipleri Cemiyeti’nin
kurucuları arasında yer aldı. Devletteki
görevine ise öğrencilerin tepkisi üzerine
Meclis kararıyla son verildi. Ardından o da
Peyam-ı Sabah’ın Başyazarlığını yapmaya
başladı. Bu gazete, Ali Kemal’in sahibi olduğu
Peyam ve Mihran Efendi’nin sahibi olduğu
Sabah gazetesinin birleşmesiyle kurulmuştu.
Ali Kemal, Peyam-ı Sabah’taki yazılarının
konusu olarak hedefine çoğunlukla A-
nadolu’daki mücadele hareketlerini aldı.
Mustafa Kemal liderliğindeki Milli Mücadele’ye
karşıtlığıyla nam salmış olan Ali Kemal,
Büyük Taarruz’un kazanılması ve İzmir’in
kurtuluşu sonrası “Gayelerimiz Bir İdi ve Birdir”
başlıklı bir yazı kaleme aldı. Fakat Ali Kemal’in
bu yazısı kamuoyunda pek samimi
bulunmadı. Peşinden Kurtuluş Savaşı da başarıyla
sonuçlanınca Ali Kemal, Ankara Hükümetince
tutuklanması ve talebiyle çağrıldı.
PORTRE
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 17
PORTRE
4 Kasım 1922 günü Teşkilat-ı Mahsusa’ya
mensup birkaç kişi Ali Kemal’in peşine düştü.
Ali Kemal’in evinin etrafında dolaşan bu
kişileri Ali Kemal’in yanında olan bir adamın
bildirmesi üzerine Ali Kemal telaşlandı ve
bulunduğu binadan ayrılıp kaçmaya başladı.
Peşindekilerin farkına varınca kaçacak bir yer
bulamayıp oracıktaki bir berber dükkanına
sığındı. Teşkilatı Mahsusa mensubu kişiler Ali
Kemal’i berber dükkanından kaçırıp ona
İstiklal Mahkemesine gönderileceği ve orada
yargılanacağını söylendi. Fakat gerçekte hiç de
öyle olmadı. Yakalanan Ali Kemal, İzmit Bölge
Komutanı Sakallı Nurettin Paşa’ya teslim
edildi. Nurettin Paşa ile bir müddet görüşen
Ali Kemal dışarı çıktığında kapının önünde
bekleyen genç yaştaki Subaylar ve halktan
birkaç kişi tarafından linç edildi. Halka teslim
edilen Ali Kemal’in kafası taşlarla ezilip
öldürüldü. Ali Kemal’in cansız bedeni
ayaklarına ip bağlanıp sokaklarda
süründürüldü. Ardından ise cesedi, İsmet
İnönü trenle geçerken görsün diye
istasyondaki bir sehpaya asıldı. İnönü, Ali
Kemal’in talan edilmiş cesedini görünce çok
sinirlendi ve şu sözleri söyledi; “Bir insan ya
savaş meydanında ya da mahkemede
yargılanıp ölür. Bu tarz bir ölüm kabul
edilemez...” Falih Rıfkı Atay’ın dediğine göre
ise Atatürk de bu durumu tasvip etmemiş ve
büyük bir tiksintiyle bahsetmiştir. Her ne
kadar Mustafa Kemal’le ve etrafındakilerle
muhalif olsa da Ali Kemal’in çocuğu Türkiye
Cumhuriyet’inde çeşitli görevlerde
bulunmuştur. Ali Kemal’in ilk eşinden olan
torunu Stanley Johnson’ın, oğlu Boris Johnson
ise şimdilerde İngiltere Başbakanı olarak
görev yapmaktadır.
Hayat hikayesi ve yaptıklarıyla akıllardaki
yerini halen korumaya devam eden Ali
Kemal’in net bir çizgi belirlememesi ve son
anda kendince bir destek yazısı yazması
akıllarda onun ne olduğu ile ilgili soru
işaretleri bırakmaktadır. İngiliz kültürü ve
İngiltere’ye olan hayranlığı herkesin malumu
olan Ali Kemal kurduğu dernek ve
cemiyetlerle her ne kadar İngiliz hükümetine
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 20
TARİH
GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE
TÜRKİYE-FRANSA İLİŞKİLERİ
Türkiye ve Fransa arasındaki ilişkiler, köklü bir tarihsel zemine
oturan ve güçlü ekonomik, kültürel ve siyasal bağlarla donatılmış
kapsamlı bir ilişkidir. Her ülkenin kendi arasında belli çıkarlar
doğrultusuna hareket ettiği tarz da yaşanan durumlarda geçerli
olabilecektir. Ancak son dönemde Fransa’da yaşanan din motifli
terör olayları ve buna tepki olarak bu ülkede artan İslamofobi;
turizm, ticaret, siyasi Türkiye-Fransa ilişkileri açısından yeni
sorunlar olarak ortaya çıktı. İki ülke arasındaki ilişkiye bakılırsa
sadece günümüzdeki olaylar ile açıklamak yetersiz ve yerinde
olmayacaktır. Bunun için 16. yüzyıla kadar inerek, tarihsel sürece
tanıklık etmek gerekir.
16. yüzyıla kadar giden tarihsel süreç ile başladı
Fransa ve Türkiye'nin ilişkilerinin tarihi 16. yüzyıl başlarına kadar
uzanmaktadır. Şarlken'in Fransa Kralı Fransuva'yı esir alması
sonucunda Fransuva'nın annesinin Osmanlı'dan yardım
istemesiyle diplomatik ilişkiler başladı. Osmanlı padişahı Kanuni
Sultan Süleyman ile Fransuva 1535 yılında Batı Avrupa'nın en
güçlü ülkesi olan İspanya'ya karşı işbirliğine girdi. (Fransa-
Osmanlı ittifakı). 3. Selim dönemine kadar Osmanlı padişahları
ile Fransa kralları arasındaki dostluk ilişkileri devam etti. Hatta 3.
Selim daha tahta çıkmadan 1786-1789 yılları arasında son Fransa
kralı 16. Louis ile mektuplaştı. Ancak Fransız Devriminden sonra
işbaşına geçen Napolyon Bonapart'ın Mısır üzerindeki emelleri
Fransa'nın Osmanlı Devleti'yle olan ilişkilerinin bozulmasına
neden oldu. Fransızlar Mısır'ı ele geçirmeyi başaramayarak
Osmanlı Devleti'yle El-Ariş Antlaşması'nı (1801) imzaladı.
Yapılan bu antlaşmadan sonra Osmanlılarla Fransızların arası
tekrar düzeldi. Napolyon Savaşları sırasında Osmanlı Devleti,
İngiliz ve Ruslara karşı Fransızların yanında yer aldı. >
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 20
TARİH
Fransız Devrimi'nden sonra diğer etnik gruplar gibi Türkler de milliyetçilik anlayışlarını Osmanlı'nın
klasik millet anlayışından ırk temelli anlayışa doğru çevirdi. 19. yüzyıl boyunca Osmanlı aydınının
laikleşmesi sürecinde de Fransa önemli bir ilham kaynağı oldu. Osmanlı Devleti siyasi gelenekler
açısından da Fransa'nın devrim, terör ve sonrası döneminden fazlasıyla etkilendi. 1. Dünya Savaşı'nda
iki taraf farklı cephelerde savaştı. Osmanlı İmparatorluğu'nun yenilmesiyle birlikte Anadolu'yu
işgal eden ülkelerden biri oldu. O ana kadar azınlıkları çıkarları doğrultusunda destekleyen
Paris, bundan sonra bu siyasetini gizleme gereği dahi duymayacaktı.
10 yıllık süreç içerisindeki gelişmeler...
Son dönemde ise Fransa Meclisi'nin 2001 yılında Ermeni iddialarını 'soykırım' olarak kabul etmesi
ilişkileri son derece gergin hale getirmiştir. Buna ek olarak Fransa Meclisi, 12 Ekim 2006 tarihinde,
"Ermeni soykırımının inkârının suç sayılması"nı ve ihlal edenlere 1 yıl hapis ve 45.000 Euro para cezası
verilmesini öngören yasa teklifini kabul etti. Türkiye bu olayı sert bir dille kınadı ve bazı yaptırımlar
uygulayacağını açıkladı. Resmi düzeyde olmasa da sivil toplum kuruluşları ekonomik boykot
kararı aldı. Fransa, Almanya ile Türkiye'nin AB üyeliğine karşı çıkan başlıca üyelerden biridir.
2009 yılında Fransa'da Türkiye yılı olarak ilan edildi. Etkinlikler her ne kadar kısıtlansa da Türkiye,
Fransa'da bir miktar kendini tanıtma şansı buldu. Ünlü Eyfel kulesinin kırmızı beyaz ışıklarla aydınlatıldığı
geceler oldu. 2011 yılında Fransa Parlamentosu 1915 Ermeni soykırım inkarını suç sayacak
yasa teklifini meclise sunmuş ve kabul edilmiştir. Bunun üzerine Türkiye-Fransa ilişkileri iyice
gerilmiş, Türkiye Paris büyükelçisini Ankara'ya geri çağırmıştır. Tasarının Fransa Senatosu'nda da kabul
edilmesi üzerine Türkiye, Fransa'ya karşı yaptırım kararı aldı. Fakat bazı Fransız senatörler bu tasarıyı
Fransa Anayasa Mahkemesi'ne götürdü. Tasarı Fransa'daki ifade özgürlüğünü ihlal ettiği gerekçesiyle
mahkeme tarafından iptal edildi. 2012 yılında Fransa'da yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimini Türkiye
karşıtı Nicolas Sarkozy'nin kaybetmesi ve yerine Türkiye'ye karşı daha ılımlı Sosyalist aday François
Hollande'ın seçilmesiyle iki ülke arası ilişkilerde iyileşme başladı.
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 21
TARİH
İkili ilişkilerin ekonomik ve kültürel boyutu
İki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin gelişiminde karşılıklı yapılan
yatırımlar önemli bir yere sahipti. Bunun içinde yayımlanmış
verilerin gözler önüne serilmesi gerekiyor. İktisadi Kalkınma
Vakfı’nın 2015 verilerine göre, Türkiye’deki Fransız yatırımları
otomotiv, çimento, elektronik, eczacılık ve sigortacılık
gibi hizmet sektörlerindedir. Bu sektörlerde, Renault, Peugeot,
Carrefour, Danone, Groupama gibi Fransız şirketleri Türkiye’de
ekonomik faaliyetlerde bulunmaktadır. Fransa’daki Türk
kökenli firmalar ise mobilya, tekstil, giyim, ulaştırma, depolama,
lojistik, tarım ve gıda alanında faaliyet göstermektedir.
Fransa, 5,9 milyar euroluk ihracat rakamı ile Türkiye’nin 7. Sıradaki
tedarikçisi olup, 6,1 milyar euroluk ithalat rakamı ile de
Türkiye’nin 5. müşterisi konumundadır. Türkiye- Fransa ikili ticaret
ilişkilerinde ulaştırma ve tekstil sektörü de önemli bir rol
oynamaktadır. Bu kapsamda Fransız ihracatında, 926,3 milyon
dolarla havacılık ve otomotiv sektörü ön plana çıkmıştır. Tekstil
sektöründe ise Fransa’da 20 Türk şirketi bulunmakta ve bu şirketler,
Hateks-Hatay-Tekstil, Şahinler Holding, Küçükçalık Tekstil
Sanayi, Bel Air, Bahardılar Tekstil gibi büyük, Silk and Cashmere,
Crea Concept, Arzu Kaprol, Dice Kayek, Evita Tekstil/BGN,
Just Angels, Vespucci, Eke Tekstil/Hamam, Missy, Cipo
and Baxx gibi de küçük şirketler tarafından desteklenmektedir.
(İktisadi Kalkınma Vakfı, 2015)
Türkiye-Fransa ilişkisi birbirine bağlı konumda
İki ülkenin yaşadığı siyasi, ekonomik problemlerin, farklı ölçeklerin
konumlandırılmasıyla beraber verilere göre ticaret, turizm
konusunda birbirine faydalı görünüyor. Türkiye İstatistik
Kurumu'nun (TÜİK) verilerine göre, 2019 yılında Fransa'ya 7,6
milyar dolar değerinde ihracat gerçekleştirilirken Fransa'dan
6,3 milyar dolar değerinde ithalat yapıldı. Fransa, 2019 yılında
Türkiye'nin en çok ticaret yaptığı 7. ülke oldu. Türkiye'de 1.524
Fransa sermayeli şirket faaliyet gösteriyor. Merkez Bankası
verilerine göre 2002-2018 döneminde Fransa sermayeli firmalar
tarafından gerçekleştirilen doğrudan yatırımların toplamı
7,2 milyar dolar oldu. Aynı dönemde Türkiye sermayeli firmaların
Fransa'ya gerçekleştirdiği doğrudan yatırımların toplamı
ise 235 milyon dolar olarak hayata geçti. Ayrıca 2019 yılında
Türkiye'yi 875 bin 957 Fransız turist ziyaret etti.
Kaynakça
https://www.researchgate.net/publication/320697556_15_Temmuz_Sonrasi_Turkiye_-
_Fransa_Iliskileri_Degisim_mi_Sureklilik_mi
https://tr.wikipedia.org/wiki/Fransa-T%C3%BCrkiye_ili%C5%9Fkileri
https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-54697063
http://nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/21093.pdf
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 22
YAŞAM
ASLI’nda…
ASLIHAN AKDAĞ TÜRKER
Hepsi senin mi?
90’ların en popüler, en unutulmaz şarkısı, ah bir de Tarkan’a olan hayranlığımı sanırım artık
bilmeyen yoktur. Sezen Aksu imzalı şarkıyı bizim nesilden, ah taaa o zamanlarda hoşlandığı
kadına söylemeyen yoktur sanırım. Şimdi hazırsanız bu, göbek ata ata, işveli cilveli söylediğimiz
şarkının yeni düzenlemesini dinliyoruz. Arkanıza yaslanın ve telefonunuzdaki müzik
uygulamalarından birine girip ‘Fıratcan- Hepsi Senin mi?’ yazın ve müziği en son sese kadar
yükseltin. Benim gibi at gözlüğü takan Tarkan hayranı bile bu düzenlemeye bayıldıysa sizin
beğenmeme lüksünüz var mı bilmiyorum.
Yıllar önce bir nesli etkileyen, Sezen Aksu'nun Yıllar kalemin- önce bir nesli etkileyen, Sezen Aksu'nun kaleminden
dökülen ve Tarkan'ın yorumuyla buluşan den "Hepsi dökülen ve Tarkan'ın yorumuyla buluşan "Hepsi
Senin mi?" isimli kült şarkı, Türk Pop müziğinin Senin yeni mi?" isimli kült şarkı, Türk Pop müziğinin yeni
temsilcilerinden sesi ve yakışıklılığıyla dikkat temsilcilerinden çeken Fı- sesi ve yakışıklılığıyla dikkat çeken Fıratcan
Dalmış'ın tarzıyla buluşuyor. Küçüklüğünden ratcan Dalmış'ın bu tarzıyla buluşuyor. Küçüklüğünden bu
yana Tarkan'ı izlediğini ve hayran olduğunu yana dile Tarkan'ı getiren izlediğini ve hayran olduğunu dile getiren
başarılı şarkıcı, ilham aldığı isimlerden birinin başarılı de Tarkan şarkıcı, ilham aldığı isimlerden birinin de Tarkan
olduğunu itiraf etmiş. Ahh hangimizin değil olduğunu ki? itiraf etmiş. Ahh hangimizin değil ki?
"Hepsi Senin mi?" isimli şarkıyı yeniden yorumlarken "Hepsi Senin mi?" isimli şarkıyı yeniden yorumlarken
kendi imzasını da atmak isteyen Fıratcan, kendi şarkısından imzasını da atmak isteyen Fıratcan, şarkısından
bahsederken "Hepsi Senin mi" öncelikle cesur, bahsederken güçlü "Hepsi Senin mi" öncelikle cesur, güçlü
ve bağımsız. Şarkının genetiğinde harikalık ve var, bağımsız. “biz Şarkının genetiğinde harikalık var, “biz
bunu biraz modern ve çılgın haline getirdik." bunu diyor... biraz modern ve çılgın haline getirdik." diyor...
Hayatı boyunca hep en iyi olmayı isteyen Hayatı Fıratcan, boyunca ye- hep en iyi olmayı isteyen Fıratcan, yeni
projesinde de en iyi isimlerden ilham alarak, ni projesinde yol ar- de en iyi isimlerden ilham alarak, yol arkadaşlarını
işinde başarılı isimlerden seçti. kadaşlarını Güzel dü- işinde başarılı isimlerden seçti. Güzel düzenleme,
heyecanlandıran bir klip ve Fıratcan. zenleme, Daha heyecanlandıran bir klip ve Fıratcan. Daha
ne olsun ki? Fıratcan’ın önceki şarkılarını da ne dinlemiş olsun ki? Fıratcan’ın önceki şarkılarını da dinlemiş
yine köşemde sizlerle paylaşmıştım. Fakat yine bu sefer köşemde çok sizlerle paylaşmıştım. Fakat bu sefer çok
iddialı bir çıkış yaptığını gözlemliyorum. Türk iddialı toplu- bir çıkış yaptığını gözlemliyorum. Türk toplumunun
iyi olanı taşladığı, kabullenmenin kolay munun olma- iyi olanı taşladığı, kabullenmenin kolay olmadığı
bir sürece hoş geldin Fıratcan. Şarkısına dığı emek bir sürece har- hoş geldin Fıratcan. Şarkısına emek harcayan
herkesin eline sağlık. Bu zorlu süreçte cayan bol herkesin şans- eline sağlık. Bu zorlu süreçte bol şanslar
Fıratcan.
lar Fıratcan.
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 24
ASLI’nda…/Aslıhan Akdağ Türker
YAŞAM
Geçmiş Olsun İzmir
34 yıllık hayatıma birkaç büyük deprem, kasırga, sel baskınları sığdırmış olmanın üzüntüsü ile
başlıyorum duygularımı aktarmaya. İstemesek de inanmasak da deprem ülkesi olduğumuzu
kabullenmemiz gerekiyor. 2019 sonunda Elazığ’da olan depremde kendi farkındalığımı arttırmak adına
hemen AFAD ve Akut gönüllülük süreçlerini araştırmaya başladım ve Akut’un 3 aşamalı olan eğitim
seminerlerine katılım gösterdim. Pandemi sebebi ile şu an beklemede olsak da keşke bu süreçte
eğitimlerimiz devam edebilseydi de şu an İzmir’de elimden geldiğince sahada yardımcı olabilseydim.
Türkiye’nin herhangi bir bölgesinin her an deprem felaketi ile karşılaşması olası ihtimal. Özellikle
İstanbul’da beklenen büyük bir deprem olduğunu da hepimiz biliyoruz. Bunun için kendimizi
geliştirmek adına hangi atılımları yapıyoruz bilmiyorum ama, bu konuda her bireyin gönüllülüğü çok
önemli. E-devlet şifreniz ile AFAD gönüllülük başvurusunda bulunabilir. Akut ise internet sitesi
üzerinden bir tık ötenizde. Afet sürecine ne kadar hazırlıklı ve bilgili olmanız, her zaman sizin ve
yakınlarınızın daha az zarar görme şansınızı biraz daha arttırır. Tabii ki kadere kimse engel olmaz ama
bunu da unutmamak lazım.
Üstünden günler geçti hepimiz nefeslerimizi tuttuk ve içimiz parçalana parçalana arama kurtarma
ekiplerinin titiz çalışmalarından gelecek güzel haberleri bekliyoruz. Bir çoğumuzun yaşadığı 1999
depremi sonrası daha da bilinçlenen arama kurtarma ekiplerinin yönlendirmeleri üzerine, öncelikli
olarak deprem çantası çok önemli. Yarın sanki bir anda sokakta kalmak zorunda kalabilirmişsiniz gibi
konserve, temiz su, yedek kıyafet, el feneri, düdük, geceye uygun kalın kıyafetler, şahsi belgelerin bir
kopyası mutlaka bir çanta içinde acil durumda ulaşabileceğiniz bir alanda beklemeli. Haberleşme
deprem anında en büyük sorun, ailenizle anlaşarak, acil durumda birbirinizi aramak yerine
belirlediğiniz başka şehirdeki bir aile bireyine sağlık durumunuzu haber vererek iletişimi daha kolay hale
getirebilirsiniz. Ve en önemlisi hangi zaman diliminde deprem yaşayacağımızı bilemediğimiz için ortak
buluşma noktası belirlemeniz çok önemli. İşte, okulda, alışverişte herhangi bir yerde yaşayabileceğimiz
bir afet sonrası telefon hatlarını meşgul etmemek adına ortak belirlediğiniz alanlara gitmeniz çok daha
anlamlı.
Umarım asla hiçbirimizin başına gelmez ama görüyoruz ki deprem değil, sorumsuzluklar sevdiklerimizi
bizden ayırır. Gölcük depremi, Van depremi, Elazığ depremi ve şimdi de İzmir depremi. Bir kere daha
vurgulamak istiyorum: her bir bireyin profesyonel bir arama kurtarma ekibine gönüllü katılımı
yarınlarımız için çok önemli! Nefesimizi tuttuk İzmir’den gelecek haberler için tek yürek olduk
bekliyoruz. Çok çok geçmiş olsun İzmir.
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 25
MODA
Kasım ayı demek tam bir mevsimsel geçiş zamanı geldi demek, çok
soğuklar olmasa bile kasım ayında kış kıyafetlerimizi giymeye başlıyoruz.
Hava şartlarının bazen güneşli bazen esintili soğuk olmasından
dolayı hepimiz “ne giyeceğim ben bugün, üzerime şunu alsam
üşür müyüm acaba?” diye düşünüyoruz sık sık. Kasım ayında krem,
turuncu, kahverengi desenli veya daha renkli ceketler, yelekler yine
salaş hırkalar tercih edilebilir, bu konuda blazer ceketler hem şık
hem spor şık kombin oluştururken kurtarıcımız olabilir. Ekose deseni
şu sıralar oldukça moda, özellikle eteklerde ekose desenini neredeyse
her renk ve stilde modelini görüyorum, ekose etek üstüne
boyunlu bir kazak giyip üstüne bir deri ceket atıp ayakkabı olarak da
bilek boyunda bot giyerek güzel bir görünüm sağlanabilir…
Kış aylarına geçişte cilt bakımımıza da özen göstermek nemlendirmek
içten beslemek çok önemli. Kuruyan derinizi onarmak, dudaklarınıza
ihtiyacı olan bakımı yapmak ve cildinizi korumak için yediklerimize
dikkat etmek gerekiyor. Sıcaklar bitti diye su içmeyi asla
ihmal etmemelisiniz. Erkekler için de en rahat ve en kolay kasım ayı
kombinlerinden biri denim pantolonlar ve sneakers kombinleri,
ayrıca çok farklı ayakkabı çeşitliliği de var. Ve yine bu sezonda her
sene gibi kalın montlara geçilmeden önce bence en iyi tercih olan
deri ceketler tercih edilebilir, üzerine tam oturucak şekilde vücut
yapısına uygun bir model tercih edilmeli siyah klasik ama kahverengi
tonlarının eskitme modelleride bence oldukça şık duruyor. Tabi
kumaş pantolonun üstüne giymemek şartıyla! Sade bir kombin
yapıp aksesuarlarla tamamlamak da iyi bir fikir olabilir. Güzel gösterişli
bir fular mesela, ya da bedenine uygun güzel bir kemer görüntüyü
bir anda değiştirir. Bordo, hâkî, gri renkleri bu sezonda birçok
koleksiyonda var, bu renkler arasında geçişlerle uyumlu ve şık bir
görüntü oluşturabilirsiniz.
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 26
Dijital Astroloji/Simge Çetin
ASTROLOJİ
KOÇ BOĞA İKİZLER
Merkür retrosu bitimiyle iş
ve ilişkilerinizde kendinizi
daha rahat ifade etme şansı
bulacak ve keyifleneceksiniz.
Sakin ve tedbirli olun.
Zihninizi kontrol etmeniz
gereken bir hafta.
Güçlü bir konsantrasyon ve
sorumluluk gerektiren bir hafta.
Çalışma hayatındaki hatalar
ya da aksaklıkları düzeltmeniz
gerekebilir. Araştırma
konuları ön planda olacak ve
iş hayatınız hareketli geçecek.
Bu hafta aşk hayatınız veya
çocuklarla ilgili konularda
sorumluluk alabilirsiniz. Aşk
hayatınızda ve çevrenizle
iletişimde olumlu yönde
gelişmeler olacak. Hobilerinize
yönelebileceğiniz bir hafta.
YENGEÇ ASLAN BAŞAK
Partnerinizle ve iş ortaklıklarınızla
ilgili sorumluluklar
gündemde olacak bir hafta.
Zihinsel olarak yoğun
hissedebilirsiniz. Evinizle ilgili
konulara yoğunlaşmanın ön
planda olacağı bir hafta.
Bu hafta iletişim konularında
dikkatli olmanız ve olumlu düşünmeniz
gereken bir hafta.
Zihinsel olarak aşırı odaklanma
yerine akışta olmanız gerekebilir.
Eğitim konularında
ekstra araştırmalar yapabilirsiniz.
Bu hafta sahip olduğunuz
maddi ve manevi kaynaklarla
ilgili yoğun düşünce eğilimine
girebilirsiniz. Paranızı nasıl kullanacağınızla
ilgili kararlar alabilirsiniz.
Zihinsel olarak kendinizi
yorgun hissedebilirsiniz.
TERAZİ AKREP YAY
Bu hafta gündelik hayatınızla ilgili
yapmanız gerekenleri netleştirmek
isteyeceksiniz. Kendinizle
ilgili kararlarda karamsar
davranmamalısınız. Eğitim ve
iletişim yönünden de sizi rahatlatan
koşullar gündeme gelebilir.
Bu hafta bilinçaltınızdaki konuları
çözmek için çaba harcayabilirsiniz.
İlişkilerinizi yönetmekte
zorlanabilirsiniz. Kafanıza taktığınız
konuların daha fazla
üstüne gitme eğiliminiz olabilir.
Rahatlayın ve akışına bırakın.
Bu hafta iş hayatında ve ikili ilişkilerde
iletişim konusunda daha
ciddi olabilir ve düşündüklerinizi
uygulamak isteyebilirsiniz. Zihinsel
olarak fazla kontrollü olabilirsiniz.
Sevdiğiniz insanlarla ilgili
özel planlar içinde olabilirsiniz.
OĞLAK KOVA BALIK
Bu hafta toplum önümüzdeki
yerinizi sağlamlaştırmak isteyebilirsiniz.
Koyduğunuz kurallarla
ilerlemek sizi iyi hissettirebilir.
Sorumluluğunuz fazla olsa da
dikkatinizi toplamakta zorlanmayacaksınız.
Yöneticilerinizle
iletişiminize dikkat etmelisiniz.
Bu hafta yayıncılık, akademik
konular ve medya ile ilgili gelişmeler
yaşayabilirsiniz. Fikirlerinizi
netleştirmek ve somut
bir hale getirmek isteyebilirsiniz.
İnandığınız konuların üstüne
gidebilir, sorumluluk alabilirsiniz.
Bu hafta konsantrasyon konusuna
zorluk yaşayabilirsiniz.
Dikkatiniz kolayca dağılabilir.
Finansal konularda
temkinli hareket etmeniz
gereken bir hafta. Riskli
konularda karar almaktan
kaçının.
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 27
SPOR
Sporun Dijital Hali
YUSUF BAŞYEŞİL
Spor, S gerek bireylerin gerekse kitleleri yönetenlerin her
zaman ilgisini çekmiştir. Spor, evrenseldir ve kitleleri
etkiler. por, gerek Bu bireylerin kitleler içerisinde gerekse liderlerin kitleleri yönetenlerin de olması gayet her zaman ilgisini çekmiştir. Spor, evrenseldir ve
normal kitleleri etkiler. karşılanıyor. Bu kitleler Fakat içerisinde liderler, liderlerin kendi ülkelerinde
olması gayet normal karşılanıyor. Fakat liderler,
mücadele kendi ülkelerinde eden takımlara mücadele olan eden tutkularını takımlara olan açığa tutkularını vurmaktan
karşı besledikleri çekinse de sevgiyi spora her karşı zaman besledikleri göstermişlerdir. sevgiyi her
açığa vurmaktan çekinse de spora
zaman Liderlerin göstermişlerdir.
spor tutkusu her zaman merak konusu olmuştur. Yoğun gündemlerinden vakit buldukça
sporla yorgunluk atan liderleri sıklıkla görebiliyoruz. Buna en iyi örneği Cumhurbaşkanı Recep
Liderlerin Tayyip Erdoğan’ın spor tutkusu futbol her tutkusunu zaman göstrebiliriz. merak konusu Koyu ol-bimuştur. olduğu süreçte Yoğun gündemlerinden İstanbul Büyükşehir vakit buldukça Belediyespor’u sporla kurduğunu açıklayan Erdoğan’ın bu sevdası
Fenerbahçe taraftarı olan ve Başbakan
yorgunluk eski bir futbolcu atan liderleri olmasından sıklıkla geliyor. görebiliyoruz. Spora olan Buna tutkusunu en her platformda dile getiren
iyi Cumhurbaşkanı’nın örneği Cumhurbaşkanı spora verdiği Recep destek Tayyip de Erdoğan’ın ciddi seviyelerde…
futbol tutkusunu göstrebiliriz. Koyu bir Fenerbahçe taraftarı
olan ve Başbakan olduğu süreçte de İstanbul Büyükşehir
Belediyespor’u kurduğunu açıklayan Erdoğan’ın
bu sevdası eski bir futbolcu olmasından geliyor.
Spora olan tutkusunu her platformda dile getiren Cumhurbaşkanı’nın
spora verdiği destek de ciddi seviyelerde…
Rus lider Putin ise dövüş sporlarına
meraklı… Gençlik yıllarında
ailenin spora olan yönelimine
karşı çıktığını ve bu alanda
kendisini geliştirmesine izin
ver-mediğini de açıklamıştı.
Judoda siyah kuşak sahibi olan
Vladimir Putin, yoğun gündeminden
arta kalan süreçte
boksla da ilgileniyor. Dövüş s-
porları başta olmak üzere birçok
spor alanıyla ilgilenen Putin’in
diğer farklı olarak buz
hokeyine de merakı var.
Buna başka bir örnek
de ABD Başkanı Donald
Trump’tır. Trump’ın golf
ve tenis sevgisine de
yer verebiliriz. Trump,
boş zamanlarını golf
sahalarında ve kortlarda
geçirdiğini biliniyor.
ABD Başkanlığı öncesinde
dünyaca tanınan
bir iş insanı olan
Trump’ın o çılgın karakterinin
altında güçlü bir
spor tutkusu yatıyor.
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 28
Rus lider Putin ise
Sporun Dijital Hali/Yusuf Başyeşil
SPOR
Kuzey Kore’nin çılgın lideri Kim Jong da futbolu tutkuyla sevenlerin başında
geliyor. Hatta kendisi koyu bir Manchester United taraftarı… Gençlik
yıllarında basketbol sevgisiyle de bilinen Kim’in üniversite yıllarında Paris’e
maça gelen Chicago Bulls’u izlemek için İsviçre’den Fransa’ya gittiği
de biliniyor. Bunun yanı sıra basketbol sevgisi o kadar yoğun ki NBA
efsanesi Denis Rodman ile de iyi bir dostluk içerisinde ilişkisi var.
Kanada’nın karizmatik lideri
Justin Trudeau da
spora tutkusu olan liderlerden
biri. Kendisi
Rugby, atletizm, boksla
ilgileniyor. Hatta atletizm
konusunda ilgisinin
yüksek olduğunu
katıldığı maratonlardan da görebiliriz. Ayrıca boks
konusunda da o kadar sevdalı ki Marvel’ın kapağında da
boksör şeklinde yer almıştı.
Son olarak da ABD eski Başkanı Barack Obama’nın basketbol
tutkusu Amerika dışını aşmış, milyonların bildiği bir şey.
Siyahi liderin NBA’ye olan tutkusunu Bubble olarak
düzenlenen NBA Finalleri’nde izleyicisi olarak katılması da bu
tutkuya örneklerin başında gelirken başkanlığı esnasında
yöneltilen ‘’NBA’de bir takım sahibi olmak ister misiniz?’’
sorusuna Obama, ‘’Kesinlikle’’ cevabı vermişti. Obama’nın
Chicago Bulls’u ayrı takip ettiği ve gönlünden geçen
takımında Chicago olduğunu düşünülüyor.
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 29
Sporun Dijital Hali/Yusuf Başyeşil
SPOR
Milli sporcu Emre Sakçı, Uluslararası Yüzme
Ligi’nin 4.ayağındaki erkekler 50 metre
kurbağalama stilinde Avrupa rekoru kırarak
birinci oldu. Emre, Macaristan'ın başkenti
Budapeşte'de düzenlenen organizasyondaki
25.50 saniyelik derecesiyle Avrupa
kısa kulvar rekorunu kırdı.
UEFA Avrupa Ligi I Grubu'nda Demir Grup Sivasspor,
sahasında İsrail ekibi Maccabi Tel A-
viv’i konuk etti. %30 kapasiteyle taraftarın da
olduğu mücadelede, 55.dakikada Kayode ile
öne geçti. 67’de Samba Camara’nın yaptığı
faul sonrasında kırmızı kartla oyun dışı kalırken
69.dakikada Biton
skoru 1-1’e getiren golü
penaltıdan kaydetti.
Temsilcimiz Sivasspor,
Peretz’in 75.dakikadaki
golüne engel olamayınca
sahadan 1-2’lik mağlubiyetle
ayrılarak ikinci
maçından da yenik ayrıldı.
Şampiyonlar Ligi'ndeki temsilcimiz Medipol Başakşehir,
H Grubu ikinci maçında Şampiyonlar
Ligi'nin son finalisti de olan Paris Saint-Germain'e
(PSG) 2-0 mağlup oldu. Fransız ekibine galibiyeti
getiren golleri; 64 ve 79. dakikalarda
Moise Kean kaydetti. Güçlü rakibi karşısında
birçok gol pozisyonuna giren (17 şut) ve oldukça
iyi bir performans sergileyen
temsilcimiz istediği sonucu
alamadı. Bu sonucun ardından
H Grubu'nda Leipzig'in
ardından PSG'ye de
mağlup olan Başakşehir henüz
puanla tanışamadı. Fransız
ekibi ise 3 puana yükseldi.
Barcelona'da yıldız
oyuncu Lionel
Messi ile kriz yaşayan
başkan Josep
Maria Bartomeu
ve yönetim
kurulu istifa etti.
Barcelona Başkanı,
bir süredir
takımdaki bazı yıldızlar
tarafından
eleştiriliyordu.
Süper Lig'in 7. Haftasında oynanacak karşılaşmalar
öncesinde yapılan rutin Covid testlerinde;
Ankaragücü’nde 1 personel, Galatasaray ve
Başakşehir’de birer, Yeni Malatyaspor’da ise 2
futbolcunun testlerinin pozitif çıktığı açıklandı.
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 30
Şirketinizi tüm
mecralarda tanıtalım,
üstelik görüp
görebileceğiniz en
uygun fiyatla…
YAKINDA
TÜRKİYE’NİN EN DİJİTAL MEDYA GRUBU
dijiPub’TAN MUHTEŞEM BİR FIRSATLAR
REKLAM REZERVASYON
reklam@dijipub.com
kubranur.gedik@dijipub.com
dijiPub