27.10.2020 Views

SANTRAL DERGİSİ 18. SAYI

TÜRKİYE'NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ SANTRAL'İN 18'İNCİ SAYISI ÇIKTI!

TÜRKİYE'NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ SANTRAL'İN 18'İNCİ SAYISI ÇIKTI!

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

SANTRAL

Portre

Çin’in e-ticaret

hareketi

Alibaba’nın

kurucusu:

JACK MA

Tarih

Cumhuriyet

10 yılda nasıl

demir ağlarla

örüldü?

Çin

Alışılmışın dışında bir

yayılma stratejisi;

Gülerek ticaret

Kapitalizmi

ÖZEL

DOSYA

Kap


TÜRKİYE’NİN EN DİJİTAL MEDYA GRUBU

dijiPub’TAN MUHTEŞEM BİR FIRSATLAR

REKLAM REZERVASYON

reklam@dijipub.com

kubranur.gedik@dijipub.com

dijiPub


Başlarken

“NEHRİ TAŞLARA

DOKUNARAK GEÇECEĞİZ”

Sevgili SANTRAL okuyucuları bu sayımızda Çin ekonomisinin

giderek büyümesi ve bunun sonuçları olarak arttırdığı askeri

ve siyasi nüfuzunu mercek altına aldık. Mao Zedong’ın

oluşturmak istediği Çin ekonomi modelinde Çin’i kendi

kendine yeten bir ülke olarak tasavvur etmişti. Zedong’ın

ölümünden sonra iktidarı ele geçiren Deng Xiapoing 1979’da

bu modele son verdi. Çin artık dünyaya açık bir ekonomiyi

benimsiyordu. Xiapoing, yeni geçtikleri serbest ekonomi

modelleri için “Nehri taşlara dokunarak geçeceğiz” tanımlamasında

buluyordu. Geçen 41 yılda Çin nehirdeki birçok

taşın üstüne bastı ve dünyanın en büyük ikinci ekonomisi oldu.

Bu durum dünya için bazı risk ve avantajlar sunuyor.

Araştırma sayfamızda Merve Şişman Türkiye Cumhuriyet’inin

kuruluşundan 10 yıl sonra nasıl demir ağlarla örüldüğünü

yazdı. Müzik yazarımız Aslıhan Akdağ Türker Cumhuriyet ve

müzik ilişkisini yazdı. Moda yazarımız Işılay Vuran

Cumhuriyet’in modaya getirdiği değişikliği yazdı. Astroloji

yazarımız Simge Çetin Türkiye’de astrolojinin yolculuğunu

yazdı. Osman Kılıç Doğu-Batı köşesinde; Cumhuriyet Kadını

Doğulu muydu Batılı mıydı? Yazısı yer alıyor. Spor yazarımız

Yusuf Başyeşil Atatürk’ün hangi takımı tuttuğunu araştırdı ve

yazdı.

SANTRAL geçtiğimiz hafta yine en çok okunanlar arasındaydı.

Gösterdiğiniz ilgiye teşekkür ederiz. Keyifli okumalar…

Türkiye’nin ilk ve tek

dijital haber dergisi

SANTRAL

Yıl: 1 Sayı: 18

SAHİBİ

dijiPub adına

Hatice Kılıç

Genel Yayın

Yönetmeni

Nesrullah Hasdemir

Yazarlar

Yusuf Başyeşil

(Spor)

Işılay Vuran

(Moda)

Merve Şişman

(Araştırma)

Aslıhan A. Türker

(Magazin-Müzik)

Simge Çetin

(Astroloji)

Osman Kılıç

SANTRAL’de yayınlanan özel

haberler kaynak gösterilmeden

kullanılamaz. Yazılarla

ilgili her türlü sorumluluk

yazara aittir, diğer her türlü

sorumluluk kurumu bağlar.

Reklam İletişim

reklam@dijipub.com

İletişim/ Adres

Güneşli Mahallesi, Gül

Sokak, Polat Apartmanı,

Kat: 3, Daire: 7,

Bağcılar/İstanbul

iletisim@dijipub.com

santraldergi santralturkiye

TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 3


İçindekiler

DOSYA

PORTRE

TARİH

DOĞU BATI SENTEZİ

/OSMAN KILIÇ

YAŞAM

/ASLIHAN AKDAĞ TÜRKER

DİJİTAL ASTROLOJİ

/SİMGE ÇETİN

MODA

/IŞILAY VURAN

SPOR

/YUSUF BAŞYEŞİL

TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 4


Haftanın Özeti

GÜNDEM

Cumhuriyet Halk Partisi’nden geçtiğimiz yıl istifa ettiğini

açıklayan Mustafa Sarıgül, kurucusu olduğu Türkiye

Değişim Hareketi’ni siyasi bir partiye dönüştürmek

için çalışmalara başladı. Hızla örgütlenmeye

giden Sarıgül, partisinin İstanbul İl Başkanı olarak da

Yusuf Polat'ı atadı. Yusuf Polat sosyal medya hesabından

şu açıklamalarda bulundu; “Tarihe düşecek bir

notumuz, tamamlanacak bir hikayemiz var. Genel

Başkanımız Sn. Mustafa Sarıgül ve teşkilatımızın teveccühü

ile İstanbul İl Başkanlığı görevi tarafıma tevdi

edilmiştir. Allah mahcup ettirmesin.”

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sözcüsü Murat

Ongun İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun

koronavirüs testinin pozitif çıktığı açıkladı. Konuyla

ilgili İmamoğlu da şu açıklamalarda bulundu;

“Teması mümkün olduğu kadar azaltalım.

Herkesin bu anlamda

duyarlılık göstermesi

şarttır. En

büyük dileğim bu.

Hepinizi çok seviyorum.

İstanbul’da her

şey çok güzel olmaya

devam edecek hiç

endişeniz olmasın.”

Millî Savunma Bakanlığı Basın Sözcüsü Nadide

Şebnem Aktop S-400’ler ile ilgili açıklamalarda

bulundu. Aktop, “Geniş bir coğrafyada farklı risk

ve tehditlere karşı salgına rağmen kesintisiz şekilde

mücadele ederken, ittifak içerisindeki sorumluluklarını

harfiyen yerine getiren Türkiye’nin

NATO taahhütlerine aykırı hareket ettiğini

iddia etmek tutarlı değildir” diye konuştu.

22 Ekim 2020 tarihli Resmî Gazete'de yayınlanan 3115 sayılı

Cumhurbaşkanı Kararı'na göre; Antalya-Gazipaşa, Balıkesir

Koca Seyit, Çanakkale, Eskişehir Hasan Polatkan, Hatay,

Kocaeli Cengiz Topel, Kütahya Zafer, Sivas Nuri Demirağ,

Şanlıurfa GAP ve Çorlu Havalimanları uluslararası girişçıkışlara

açık daimî hava hudut kapısı olarak belirlendi.

TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 5


Haftanın Özeti

GÜNDEM

Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK), 11 hakim ve

savcıyı, FETÖ ile ilişkili oldukları gerekçesiyle

meslekten ihraç etti. HSK Genel Kurul’u, meslekten

men kararını, çözümlenen ByLock içerikleri,

savcılık soruşturmalarında elde edilen

sonuçlar, örgütün mahrem

imamlarına ait operasyonel

hatlarla iletişim, ankesörlü

örgütsel ardışık arama,

HSK müfettişlerinin tespitleri

ve etkin pişmanlık hükümlerinden

yararlananların

anlatımları göz önüne

alarak verdi.

Gelecek Partisi’nin iddialı olduğu bölgelerden biri

olan Bağcılar’ın İlçe Başkanı Ahmet Demir, Kayseri’de

trafik kazası geçirdi. Geçirdiği ameliyat sonrası

sağlık durumu iyi olan Demir, taburcu oldu.

Demir’le ilgili partinin Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu

sosyal medyada vutoğlu şu açıklamalarda sosyal medyada

bulundu; “Partimizin Bağcılar şu açıklamalarda İlçe Başkanı bulundu;

“Partimizin geçirerek Bağcılar

Sayın

Ahmet Demir’in trafik kazası

yaralandığını büyük üzüntüyle İlçe Başkanı öğrendim. Sayın Ahmet

Demir’e geçmiş olsun dileklerimi Demir’in iletiyor, trafik kazası acil geçirerek

yaralandığını bü-

şifalar diliyorum.”

yük üzüntüyle öğrendim.

Geçmiş olsun dileklerimi i-

letiyor, acil şifalar diliyorum.”

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “Şu an Türkiye'nin

yüzde 40'a yakın vakasının İstanbul'da olduğunu

biliyoruz. Bu dönemde iş yükünüzün arttığını herkes

biliyor. Fedakârlıklarınızın tüm toplum olarak

farkındayız. Yeri geldiği zaman bulaş risk nedeni

ile uzun zaman ailenizden uzak kaldığınızı biliyoruz”

dedi. Vatandaşların tedbirlere uymaları konusunda

hassasiyet beklediklerini belirten Koca,

“Evlere ziyaretçilerin gelmemesi noktasında bir

hassasiyetin gösterilmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Bu dönemde evde bulaş oranın daha yüksek

olduğunu görmüş oluyoruz. Bizler şu dönemde

mücadelede sizlerin gücünüze ve motivasyonunuza

ihtiyacımız var” şeklinde konuştu.

Avukatların hukuk mahkemelerinde taraf

oldukları duruşmalara video konferansla katılmalarını

sağlayan e-duruşma sistemi Kartal'daki

Anadolu Adliyesi'nde de hayata geçti.

Anadolu Adliyesi'ndeki ilk e-duruşma ise

bugün Anadolu Tüketici Mahkemesi'nde

‘ayıplı mal' konusundaki davaya ilişkin oldu.

Cumhurbaşkanlığı tarafından alınan kararla,

bugüne kadar devlet eliyle yürütülen elektrik,

su ve doğalgaz başta olmak üzere tüm sayaçların

periyodik muayene işleri özel sektöre

devredilecek. Özelleştirme sonrası tıpkı araç

muayene istasyonlarında olduğu gibi

muayene ücretleri kullanıcıya yansıyacak.

TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 6


Haftanın Özeti

EKONOMİ

Netflix’in yeni abone sayısı haziran-eylül döneminde son 4 yılın

en düşük seviyesine düştü. Şirket 30 Eylül’de sona eren 3 aylık

dönemde 2,2 milyon yeni abone edinirken Wall Street’in 3,4

milyonluk tahmini ve kendi beklentilerinin gerisinde kaldı.

Şirketin kârı da 790 milyon dolara, yani hisse başına 1,47

dolara yükselmesine karşılık hisse başına 2,14 dolar olan

tahminlerin altında oldu. Salgın süresince şirket hisseleri bu

yılın en çok değer kazanan hisseleri arasındayken bilançonun

açıklanmasının ardından yüzde 6 değer kaybederek 494 dolar

seviyesine kadar geriledi. Şirket yılın ocak-mart döneminde

15,8 milyon yeni kullanıcı edindiğini açıklamıştı.

Suudi Arabistan’ın Türkiye’den gelen ürünlere

başlattığı boykota, ülkenin en büyük fast

food zinciri Herfy da katıldı. Şirket, artık “Türk

burgeri” yerine “Yunan burgeri” satacağı duyurusunda

bulundu. Şirketin sosyal medya

hesabından Arapça yapılan paylaşımda

“#Türk_mallarını_boykot_kampanyası”

etiketiyle “Büyük vatanımıza karşı görevimize

inanarak şunları açıklıyoruz” dendi. Şirketin

bağlı olduğu Savola Group, Türkiye'de Yudum

başta olmak

üzere birçok yağ

markasının sahibi

ve sektörde ilk sırada.

Çin’in ekonomisi, salgının neden olduğu

ekonomik çöküş sonrası toparlanıyor. BBC

Türkçe’nin haberine göre, Çin, 3. çeyrekte,

geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4,9

büyüdü. Çin’in ekonomisi koronavirüs salgınından

en çok 2020’nin ilk aylarında etkilenmişti.

Çin, 1992’den itibaren ilk kez bu yıl

ekonomisinde daralma kaydetti.

Türkiye’nin en büyük operatör şirketlerinden Turkcell’in

hissedarları şirketin yönetim kontrolünün

Türkiye Varlık Fonu'na (TVF) geçmesini sağlayacak ana

sözleşme değişikliklerini onayladı. Böylece Turkcell'in

kurucu ortaklarının hisselerini Türkiye Varlık Fonu'na

devretmesi için gereken koşullar da tamamlandı.

TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 7


Haftanın Özeti

EKONOMİ

Türk iş dünyası ekonomik toparlanma ve yeni

dünya düzeninde yer bulabilmek için açık ve

net politikanın şart olduğunu ifade etti. Kur, faiz,

enflasyon döngüsünde yaşanan belirsizliklerin

ekonomik istikrarı ve reel sektörü ciddi şekilde

olumsuz etkilediğini

vurgulayan Türk Sanayicileri

ve İş İnsanları

Derneği (TÜSİAD) Başkanı

Simone Kaslowski,

normalleşme sürecinin

açık ve net politikalar

ile devam ettirilmesi

gerektiğini dile getirdi.

ABD Başkanlık seçimleri yaklaşırken, anket sonuçları

Türkiye gibi gelişen ülkelerin para birimlerini

ciddi manada etkiledi. İngiliz Financial

Times gazetesi, Joe Biden’ın seçileceği beklentisinin

TL ve Rus rublesini olumsuz etkilediğine,

diğer gelişen ülke para birimleri ile TL ve

rublenin farklı yönlerde hareket

ettiği vurgusu yaptı. Gazete, Biden’ın

Türkiye ve Rusya’ya karşı

sert bir politika izlemesinin beklendiğini,

para birimlerindeki

farklı performanslarda bu

durumun da etkili

olduğunu yazdı.

Piyasaların çeşitli yorumlar yaptığı fakat beklentiler dışında çıkan faiz kararı

tüm yorumların aksine çıktı. Kurul, politika faizi olan bir hafta vadeli

repo ihale faiz oranının yüzde 10,25 düzeyinde sabit tutulmasına karar

verdi. Kurul ayrıca, para politikası operasyonel çerçevesinde değişikliğe giderek

Geç Likidite Penceresi işlemlerinde uygulanacak Merkez Bankası

borç verme faiz oranı ile gecelik borç verme faiz oranı arasındaki farkın 300

baz puan olarak belirlenmesini kararlaştırdı. Bu karar TCMB’nin politika

faizini artırmadan likidite adımlarıyla piyasalardaki faizleri daha fazla yükseltebileceğine

işaret veriyor. Karar TCMB’nin yapabileceği sıkılaştırmanın

üst limitini 150 baz puan artırıyor. Geç Likidite Penceresi (GLP) faiz oranı yüzde

13,25’ten yüzde 14,75’e yükseltildi ve örtülü bir faiz artışı da yapılmış oldu.

ABD'li giyim markası GAP, Avrupa’daki tüm

mağazalarını kapatmayı düşünüyor. WWD’deki

habere göre, e-ticaret hacmini artırmayı p-

lanlayan şirketin dış ortaklıklarla Avrupa’daki

varlığını sürdürmesinin de seçenekler arasında

olduğu belirtildi. GAP Yönetim Kurulu Başkanı

ve CEO’su Mark Breitbard, Britanya, İtalya, F-

ransa ve İrlanda’daki mağazaların 2021’in ikinci

çeyreğinde kapatılabileceğini belirtti.

Resmi Gazete’nin yayımlanan

Cumhurbaşkanı kararına göre,

Makarnalık durum buğday,

adi buğday, kızıl buğday,

mahlut, beyaz arpa, matlık

arpa ve mısır ithalatında gümrük

vergisi yıl sonuna kadar sıfıra

indirildi. Karar 21 Ekim’de

yürürlüğe girdi.

TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 8


Haftanın Özeti

POLİTİKA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kadir Has Stadyumu'nda

AK Parti Kayseri 7. Olağan İl Kongresi'ne katıldı.

Kongrede yaptığı konuşmada Batı'ya sert mesajlarda

bulunan Erdoğan, Suriye'de yeni bir terör devleti kurma hazırlıkları

olduğunu vurgulayarak, "Ne gerekiyorsa yapacak ve o

terör bataklığını kurutacağız" diye konuştu. Fransa Cumhurbaşkanı

Macron'un İslam ile ilgili açıklamalarına sert tepki gösteren

Erdoğan, Almanya'da cami baskını ile ilgili olarak da "İslam

düşmanlığı" açıklamasında bulundu. Erdoğan, Macron’la ilgili

olarak, “Bu Macron denilen zatın Müslümanlarla derdi nedir?

Macron'un zihinsel noktada bir tedaviye ihtiyacı var” dedi.

Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı

Ali Babacan, MHP lideri Bahçeli'nin 'siyasi

fosil' çıkışına yanıt verdi. Babacan, "İşinize gelmediği

zaman sanki hiç sorumluluğunuz yokmuş

gibi mağdur şapkanızı

takıp ekmeği a-

sıyorsunuz. Hem de

meydanın ortasında

askıya asıyorsunuz.

Ülkenin içine düştüğü

durumdan sonuna kadar

siz de sorumlusunuz"

değerlendirmesinde

bulundu.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu,

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın

"Milletvekili veya il başkanlarının akrabalarını

partinin yönetimine koymamaya dikkat edin. A-

şiretleşmeyelim” sözlerine, “Etrafa telkinde bulunmak

ama bunun gereğini yapmamak size ait

bir mesele. Aşireti Ankara’da kurmuşsanız taşrada

ne arıyorsunuz siz" diye yanıt verdi.

Kadın muhtarlarla bir araya gelen Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)

Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Türkiye Muhtarlar Birliği

kurulması lazım. Yasa teklifimizde bu da var. Sayı olarak güç sizde

ama yasal güç olarak en zayıf sesiniz. Bir siyasal parti ayrımı

gözetmeksizin bu taslağı alın kendi aranızda tartışın gerekirse

bütün muhtarlar imzalayıp tüm siyasal partilere gönderin" dedi.

TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 9


Haftanın Özeti

DÜNYA

Dünya Tabipler Birliği Başkanı Frank Ulrich Montgomery

koronavirüsle ilgili Rheinische Post gazetesine

verdiği demeçte, koronavirüs salgınında normalleşme

konusunda yüksek beklentilere girilmemesi gerektiğini

söyledi. Dünya Sağlık Örgütü’nün koronavirüs aşısının

2021 yılı ortasında hazır olacağını tahmin ettiğini hatırlatan

Montgomery, “Ancak tüm halkın aşılanması iki, 3

yıl sürecektir” diye konuştu. “Bir seferde herkesin aşılanması

için ne yeterince doz ne de personel var” diyen

Montgomery, “2021 yılında da daha önceden olduğu

gibi bir yaz tatili yapamayacağız” şeklinde konuştu.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Azerbaycan

ile Ermenistan arasında süren çatışmalarda

2 binin üzerinde kişinin hayatını

kaybettiğini belirtti. Putin, Aliyev ve Paşinyan

ile sürekli temas halinde olduğunu söyleyerek,

“Onlarla günde birkaç kere konuşuyorum”

dedi. Putin, iki ülkenin

dışişleri bakanlarının cuma günü

Washington’da yapacakları görüşmeye

değinerek, “Umarım, Amerikalı

ortaklarımız da, uzlaşı sağlama

noktasında bizimle uyum

içinde hareket ederler” açıklamasında

bulundu.

ABD'nin NATO Büyükelçisi Kay Bailey Hutchison,

Türkiye’nin Rusya’dan satın aldığı S-

400’lerin ilk denemelerini gerçekleştirdiği iddiası

ile ilgili çok sert açıklamalarda bulundu.

"Türkiye’nin S-400’leri NATO topraklarında

test etmesi hepimiz

için son derece sıkıntılı

bir durum"

diyen Hutchison,

Türkiye'nin S-400'lere

sahip olmak için

çok şey feda ettiğini

dile getirdi.

Koronavirüs ile ilgili olarak ülkeler aşı yarışına girerken, aşılarla ilgili birbiri ardına

tarihler açıklanıyor. Ancak aşı çalışmalarına verilen aralar da süreci sekteye

sokuyor. İngiltere’de Oxford Üniversitesi’yle birlikte aşı geliştiren ilaç

şirketi AstraZeneca ile Johnson&Johnson firmaları, deneklerinde yan etki

ortaya çıkması üzerine ABD’deki çalışmalarını askıya almıştı. FDA tarafından

yürütülen soruşturma tamamlanırken, her iki şirkete de yeşil ışık yaktı.

TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 10


GÖRÜŞ

Doğu Batı Sentezi

OSMAN KILIÇ

Cumhuriyetimizin kuruluşu vesilesiyle

ülkemizin güçlü kadınlarını da anmak

gerekir. Cumhuriyet'in kurucu kadrosunda

dahi yer alan, kurtuluş mücadelesine

sonuna dek destek veren Cumhuriyet

kadınları tarzı ve tavrıyla Doğuyu mu Batıyı

mı anımsatıyor? Kurtuluş mücadelesi

yılları yaptıklarıyla mücadele içinde olan,

normlara ve kültürel değerlere sıkı sıkıya

bağlı Cumhuriyet kadınları Doğuya daha

yakın bir haldeydi. Keskin bir milliyetçilik,

söz konusu dahi olmayan kadın-erkek

meseleleri ve daha nice doğuya özgü

hareketler…

Ama Cumhuriyet kuruluyor. Kurucu lider

Mustafa Kemal, tabir yerindeyse sıfırdan

bir ülke ve halk inşa etmeye koyuluyor.

Buradaki kadın figürü ise giyim ve kuşam

olarak Batılı ülkelerin kadınları gibi giyinen,

onların dinlediği müzikleri dinleyen,

yüzme, dans gibi hobileri olan görece

kültür sahibi, eğitim seviyesi yüksek bir

kadın figürü. Yani olması şimdilerde

herkesçe arzulanan bir kadın figürü.

Fakat zaman geçiyor ve Cumhuriyet'te

onlarca olay meydana geliyor, ekonomik

durumlardan dolayı büyük şehirlere göç

eden taşralı halk kendince bir tarz ortaya

çıkarıyor. Onların çocukları ise bu garip

tarza daha da garip motifler ekleyerek

süslüyor. Ama günümüze değin göze farklı

kulağa farklı gelen bir Cumhuriyet kadını

meydana çıkıyor. Görüntüsü Batılı fakat içi

kökten bir radikal Doğulu ya da tam tersi

görüntüsü Doğulu fakat içi hem

davranışları hem de kültürüyle tamamen

Fakat zaman geçiyor ve Cumhuriyet'te onlarca

olay meydana geliyor, ekonomik durumlardan

dolayı büyük şehirlere göç eden taşralı

halk kendince bir tarz ortaya çıkarıyor. Onların

çocukları ise bu garip tarza daha da garip

motifler ekleyerek süslüyor. Ama günümüze

değin göze farklı kulağa farklı gelen bir Cumhuriyet

kadını meydana çıkıyor. Görüntüsü

Batılı fakat içi kökten bir radikal Doğulu ya da

tam tersi görüntüsü Doğulu fakat içi hem davranışları

hem de kültürüyle tamamen kabul

edilmiş Batılı… İlk etapta Doğulu bir tarzda

karşımıza çıkan Cumhuriyet kadını sonrası Batılı

ardından ise ana başlığımız gibi garip bir

Doğu Batı Sentezi yaratıyor.

Bu ne ilk etapta olduğu gibi ne de devamında

ortaya çıkan portre gibi bir şey, karmakarışık

bir kadın figürü, içi farklı dışı farklı, zannımca

yeniden belli bir tarz benimsemesi gereken

bir hal içinde yer alıyor. Daha keskin cümlelerle

ifade etmek gerekirse kadınlarımız ne

modernler ne de taşralı. Kafa karışıklığı içinde

kalmış halde doğu mu batı mı olsalar diye

düşünceler içinde yer alıyorlar.

TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 11


DOSYA

Zorla değil, gülerek kapitalizm

ÇİN KAPİTALİZMİ

Her şey 1979’dan sonra başladı. Çin Sovyet tarzı bir ekonomiyi

uyguluyor ve kontrol altında tutuyordu. Devlet üretim

hedeflerini ve fiyatlarını belirlerken aynı zamanda kaynakları

da temin etmekle mükellefti. Özel girişimler ve yabancı sermayeli

firmalar yasaklanmıştı. Çin yalnızca üretemediği ya

da elde etmekte zorlandığı ürünleri ithal ediyordu. Devletin

amacı kendi kendine yeten, yağında kavrulan bir Çin yaratmaktı.

1979’da ekonomi serbest piyasa ilkelerine göre kademeli

olarak düzenlenmeye başladı. Bu durum aynı zamanda

Batı ile ticaret yollarının açılması anlamına geliyordu.

Artık Sovyet tarzı ekonomik model de rafa kaldırılıyordu. Çin

hem dünyaya açılıyor hem de ekonomisini dünyaya açıyordu.

Mao Zedong’un ölümünden sonra iktidarı ele geçiren ve

serbest piyasa ekonomisini başlatan Deng Xiaoping bu süreci

“Nehri taşlara dokunarak geçmek” olarak adlandırmıştır. O

günden bugüne Çin’in nehirde kat ettiği yol kimilerini

korkuturken kimilerinin de iştahını kabartıyor.

Ünlü ekonomist Angus Maddison tarafından yapılan bir

araştırmaya göre, Çin 1820'de dünyanın en büyük

ekonomisiydi ve küresel GSYİH (gayri safi yurt içi

hasıla)’nın tahmini %32,9'unu oluşturuyordu. Bununla

birlikte, dış ve iç savaşlar, iç çekişmeler, zayıf ve etkisiz

hükümetler, doğal afetler ve çarpıtıcı ekonomik politikalar,

Çin'in küresel GSYİH payının önemli ölçüde

azalmasına neden oldu. 1952'de Çin'in küresel GSYİH

payı %5,2'ye ve 1978'de de %4,9'a düştü. 1970'lerin

sonlarında Çin'in ekonomik reformları benimsemesi,

Çin'in ekonomik büyümesinde bir artışa yol açtı ve

Çin'in büyük bir küresel ekonomik güç haline gelmesine

yardımcı oldu.

Çin’in düşük maliyetli işgücü bolluğu, onu düşük maliyetli

TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 12


DOSYA

Çin’in düşük maliyetli işgücü bolluğu, onu düşük maliyetli

emek yoğun üretimde uluslararası düzeyde rekabetçi

hale getirdi. Düşük maliyetli işgücünden üretilen

bu ürünler Çin ticaretinin önemli bir bölümünü oluşturmaktadır.

Çin'in şu an ise en büyük ihracat kalemleri

elektrikli makine ve teçhizattı, nükleer reaktörler,

mobilya, plastik, giyim ve demiryolu araç gereçleridir.

Çin’in önemli ithal ürünleri arasında ise tüketici elektroniği

ürünleri ve bilgisayarlar ve bu ürünlerden oluşan

parçalar gelmektedir.

Borç vererek yayılan bir tarz benimsiyor

Çin'in hızlı ekonomik büyümesinin çoğu iki ana faktöre

bağlanmaktadır: büyük ölçekli sermaye yatırımı ve hızlı

verimlilik artışı. Ekonomik reformlar ekonomide daha

yüksek üretime yol açtı. Bu da üretimi artırdı ve ekonomiye

ek yatırım için kaynakları çoğalttı. Ekonomik reformlar,

Çinli hane halkı tasarruflarında ve kurumsal tasarruflarda

da önemli bir büyümeye yol açtı. Sonuç olarak,

Çin'in GSYİH yüzdesi olarak brüt tasarrufları, büyük

ekonomiler arasında en yüksek olanıdır. Aslında, Çin'in

gayri safi yurtiçi tasarruf seviyeleri, yurtiçi yatırım seviyelerini

çok aştı ve bu da Çin'i büyük bir küresel borç

veren yaptı.

Çin, askeri ve siyasi etkinlik kurmak istediği ülkelere çeşitli

yatırım ve ucuz krediler vererek nüfuz elde etme

taktiğini uyguluyor. 2018 yılında dış borcunu ödemekte

zorlanan Sri Lanka, Çin’e borçlarını ödemesine yardımcı

olması için Hambantota limanının işletmesini

devretti. ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence konuyla ilgili

"Çin, nüfuzunu genişletmek için sözde 'borç diplomasisi'

kullanıyor. Bugün, bu ülke Asya'dan Afrika'ya,

Avrupa'ya ve hatta Latin Amerika'ya kadar hükümetlere

yüz milyarlarca dolar altyapı kredisi sunuyor" dedi.

Çin ‘borç diplomasisi’ yöntemi ve Kuşak Yol Projesi ile

Orta Asya ülkelerinde de etkinliğini artırıyor. Başta Kırgızistan

ve Tacikistan olmak üzere birçok Orta Asya ülkesinin

Çin’e yüklü borçları bulunmakta. Çin şu an Orta

Asya silah ticaretinde %18’lik bir paya sahip. Ayrıca bölgedeki

ilk askeri üssünü de Tacikistan’da kurdu. Tacikistan’ın

Afganistan ile olan sınırında 30-40 civarında sınır

karakolunu Çinliler inşa etti. Çin Kuşak yol Projesi ile

sadece Asya’da değil Afrika ve diğer birçok yerde

limanlar, demiryolları ve diğer altyapıları inşa ediyor.

Kiel Dünya Ekonomisi Enstitüsü'ne göre, 2000 ile 2017

TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 13


DOSYA

Kiel Dünya Ekonomisi Enstitüsü'ne göre, 2000 ile 2017

arasında, dünyanın Çin'e olan borç yükümlülükleri 5

trilyon dolara yükseldi. Çin ve Çin’li kuruluşlar 150 ülkeye

doğrudan 1.5 trilyon dolar borç vermiş durumda. Bu

borçlar Çin'i dünyanın en büyük alacaklısı haline

getirerek IMF ve Dünya Bankası'nı geride bırakıyor.

Rekabet sadece ekonomik değil

1980’de Çin ve ABD arasında 5 milyar dolar olan ticaret

hacmi 2018’de 660 milyar dolara yükseldi. Çin, şu anda

ABD'nin en büyük ticari ticaret ortağı, üçüncü en büyük

ihracat pazarı ve en büyük ithalat kaynağı. ABD dünyada

artan Çin etkinliğinden ve ekonomisinden rahatsızlık

duymakta. Üstelik Avrupa ülkelerini bu konuda bir seçim

yapmaya zorluyor. Ekonomistlere göre Çin’in şu an için

Dünya pazarında ABD’nin yerini alması mümkün

görünmüyor fakat ABD askeri, ekonomi ve politik olarak

Çin’in güç kazanmasını yavaşlatma telaşında. Bu yüzden

ABD başta Tayvan olmak üzere birçok Doğu Asya ülkesini

silahlandırmayı tercih ediyor.

Çin’in teknolojik ürünlerinin istihbarat toplama amaçlı

kullanıldığı endişesi de ABD tarafından ciddiye alınan bir

konu. Özellikle Çinli telefon şirketi Huawey’in bu amaçla

kullanıldığı iddiaları iki ülkenin birbirlerine karşı sert

mesajlar vermesine neden olmakta.

Uyuşturucu ile gelen çöküntü ve

ardından gelen çalışkanlık!

Aslında Çin'in dünya devi olma yolundaki en büyük

etkeni nitelikli ve ucuz insan gücü. Oysa Çin bu nitelikli

gücü deyim yerindeyse sıfırdan yarattı. Çünkü devrimler

ve planlamalar öncesi Çin nüfusunun ciddi bir bölümü

uyuşturucu bağımlısı olmuş ve üretim şöyle dursun,

durgun ve niteliksiz bir nüfusa sahipti. Ardından gelen

devrimler ve eğitim sistemlerindeki köklü değişiklikler

Çin'i güçlü hale getiren bu nitelikli nüfusun oluşmasına

neden oldu. Eğitim sistemi dışında dışarıya da ciddi

anlamda öğrenci yollayan Çin, onların bulundukları

ülkelerden öğrendiği bilgileri onları girişimci haline

getirerek de ekonomisine hareket kattı. Bu girişimcilik

şimdilerde de devam etmekte. Belli başlı Çinli şirketlerin

kuruluş asamasi banka kredileri vasıtasıyla olmuştur.

Kapital bir ekonomi olmadığını iddia eden Çin ise bu

kredileri devlet kaynaklı olarak vermiş ve büyük teknoloji

şirketlerinin kurulmasına neden olmuştur.

İlk etapta ciddi anlamda bir ucuz iş ülkesi olan Çin

TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 14


DOSYA

İlk etapta ciddi anlamda bir ucuz iş ülkesi olan Çin şimdilerde o ucuzluğu da geride

bırakmış durumda. Artık Çin'de ucuz değil kaliteli de ürünler üretiliyor, buna ABD'li

teknoloji şirketlerinin ürünleri örnek verilebilir. Ayrıca eskide kalan 'Çin malı' damgası da

şimdilerde daha itibarlı bir hal almış durumda.

Zorbayla değil, gülerek kapitalizm!

Birçok Batılı ülkenin Doğu'daki zengin kaynaklara ve elverişli topraklara ulaşmak için

uğraştığı yıllar artık geride kaldı. Batılı ülkeler her ne kadar isgalle yerel halkı altetmeye

çalışsa da oralardaki nüfuzunu sürdürmekte zorluk çekiyor. Bu da tabir uygunsa, süreli

kapitalizm gibi bir durum ortaya çıkarıyor. Bir süre sömürdükten sonra bu süreç

sonlanıyor. Oysa Çin çok daha farklı bir stratejiyle yayılmacılığını sağlıyor, gülerek ve

işbirliği önererek. Zorba görmeyen zengin kaynak sahibi ülkeler geçmişte gördükleri

zorbadan dolayı bu teklife anında tav oluyor. Fakat Çin'in bunu sadece kendi

'kapıtalizmini' uygulamak için yaptığını anlamak zor değil. Dışarıya şirin gözüken Çin kendi

içinde hem ekonominin istenilen tarzda serbestleştirilmesi hem de ciddi demokrasi

sorunlarıyla kendini gösteriyor. Dünyanın çeşitli yerlerinde nüfuzunu artırdıktan sonra ise

Batıdan daha kötü bir sistem oturtup oturtmayacağının hiçbir garantisi yok!

Koronavirüs en çok Çin'e yaradı

Koronavirüs salgınının ilk ortaya çıktığı yer olan Çin ilk etapta ekonomisinde önemli bir küçülme

yaşasa da şimdilerde tüm dünyaya yayılan bu virüs sürecinde ekonomisini en hızlı toparlayan ülke

haline geldi. Pandemi sürecinde dünya genelinde çıkmaza giren birçok sözde batık şirketi satın a-

lan Çin bunu uzun vadeli bir yatırım olarak görüyor. Öyle ki ülkelerin kur hareketlilikleri de ciddi

dolar rezervi olan Çin'in iştahını kabartmış durumda gözüküyor. Çin bu süreçte ucuza şirket alıyor

ve tabir yerindeyse Çinli şirket stoğu oluşturuyor. Virüs için gerekli tıbbi ürünler de fazla Çin'de ü-

retilmeye başlandı bile, hatta belki de aşıyı bile bulabilirler! Bu da teknoloji kadar etkin olmadıkları

ve ezeli düşmanları ABD'nin en etkin olduğu kollardan olan ilaç sanayinde onları güçlü kılacak

adımlardan sadece bir tanesi.

Batılı devletler sömürülerini bir

süre sonra terk ederler fakat

durum gösteriyor ki Çin yumuşak

kapitalizmini uzun süre kara bulut

gibi bulunduğu ülkede tutacak.

Zaman içinde belki kültürünü,

kendince 'demokrasisini' ve hatta

siyasi sistemini bile bulunduğu

ülkelere yerleştirebilir. Bunun

garantisi yok!

TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 15


TARİH

CUMHURİYET NASIL 10 YILDA

DEMİR AĞLARLA ÖRÜLDÜ?

Ülke, gerçek benliği için yola çıktı. Bir liderin arkasında onu destekleyen,

vatan sevdası altında toplananlarla beraber uzun bir yürüyüş

vardı. Atatürk ve arkadaşlarıyla Aziz Türk milletini de yanlarına alarak

teknolojide, ekonomide, tarımda, her şekilde gelişme ile Cumhuriyetin

1923’te ilanıyla Türk kültüründe gelişme başlatıldı.

İnsanlar için ulaşım yapılanması için adımlar atıldı

Değişiklikler her alanda yapılarak bağımsız devlet anlayışı üzerinde

duruldu. 1923 yılında 4.112 km olan demiryolu, 1938’e kadar 6.927

km’ye ulaşmıştı. O günkü teknolojiyle mükemmel bir iş başarılmıştı.

Yapılan iş belki 10 yıl içerisinde olmasa da gelişim için farklı alternatifler

insanların yararına olarak kullanıldı. Demiryolu ile işlemler sürerken,

farklı ulaşım araçları insanlar için gelişerek ülkeye katkı sağlandı.

1923’te 34 bin ton olan deniz taşıma gücü 1927’de 130 bin tona çıkarıldı.

Üretim fazlası satılarak kâr amacı güdülüyordu

Ülke kurulduğunda köylü nüfusu kentlerde yaşayanlardan fazlaydı.

Anadolu insanı kendi tohumuyla ekip biçiyor, Anadolu ırkı yerli

hayvanlarla da hayvancılık yapıyordu. Kendi ihtiyacını karşılayarak

üretim fazlasını satıyorlardı. Ülke insanı kendi ihtiyacını, yiyecek gibi

kendi üretimiyle geçiniyordu. Tarım ürünleri ithal etmediği gibi incir,

üzüm vb. tarım ürünlerini ihraç edebiliyordu.

Bankalarda değişikliğe gidiliyordu

Adı Osmanlı ama kendi Fransız bankası olan, Osmanlının merkez bankası

gibi çalışan Osmanlı bankasının görevlerini normal banka konumuna

getirilmesi sağlandı. Kurtuluş savaşının Galip hocasına (Celal

Bayar) İş Bankasını kurma görevi verilir ve başarıyla bu banka kurulur.

Fabrikalarla beraber gelişim yaşandı

Cumhuriyetin ilan edilmesi ile beraber üretim, tüketim hepsini bir

arada sağlanması gerekiyordu. Ülke kendi üretimini yapabilmek için

fabrikaya ihtiyaç duyacaktı. İhtiyacı üzerine bazı fabrika temelleri >

atılması gerekiyor ve üretim sağlanıyordu. Cumhuriyet’in ilanıyla

beraber 10 yıllık süreçte birden fazla fabrika kurulumu gerçekleştirildi.

TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 16


TARİH

atılması gerekiyor ve üretim sağlanıyordu. Cumhuriyet’in ilanıyla beraber 10 yıllık süreçte birden fazla

fabrika kurulumu gerçekleştirildi. Bunlardan bazıları ise tarihleri ile beraber şu şekildedir: “Ankara fişek

fabrikası (1924), Gölcük Tersanesi (1924), Şakir Zümre fabrikası (1925), Eskişehir hava tamirhanesi

(1925), Alpullu şeker fabrikası (1926), Uşak şeker fabrikası (1926), Kırıkkale mühimmat fabrikası (1926),

Bünyan dokuma fabrikası (1927), Eskişehir kiremit fabrikası (1927), Kırıkkale elektik santrali (1928),

Kırıkkale çelik fabrikası (1928), Ankara çimento fabrikası (1928), Ankara havagazı fabrikası (1929),

İstanbul otomobil montaj fabrikası (1929), Kayaş kapsül fabrikası (1930), Nuri Killigil Tabanca, Havan

ve Mühimmat fabrikası (1930), Kırıkkale Elektrik santrali ve Çelik fabrikası (genişletildi 1931)”

Eğitim alanında değişiklik köklü olarak yapılandı

Tarımda, fabrikada, herhangi bir üretim alanında, karayolu, denizyolu ulaşımlarda gelişmeye

başladıkça ülke içerisinde bilinçli bireylerin yetiştirilmesi konusu ağır basıyordu. Atatürk ise bunun

farkındaydı. Okullarda değişiklilik yapılacaktı. Birçok alanda olduğu gibi çağdaş eğitim sisteminin bir an

önce kurulması için de çalışmalar yapılmasını istedi. Eğitim ve öğretim birliğinin sağlanması amacıyla

TBMM tarafından Tevhid-i Tedrisat Kanunu (Eğitim ve Öğretimin Birleştirilmesi) Kanunu çıkarıldı. Bu

yasal düzenleme ile medreseler kaldırıldı.

Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisindeki bütün okullar, Millî Eğitim Bakanlığına bağlandı. Böylece

eğitim kurumları bir çatı altında toplanarak eğitimin millî bir kimlik kazanması sağlandı. Türk milletinin

varlığının korunması, millî birlik ve beraberliğin sağlanması için millî eğitim sisteminin yeniden

düzenlenmesi gerekiyordu. Türkiye Cumhuriyeti millî, demokratik ve laik bir devlet temeline

dayanıyordu. Eğitim ve öğretimin de bu özelliklere göre oluşturulup yürütülmesi gerekliydi.

Millî eğitim sisteminin esasları şu şekilde sıralanabilir:

*Bütün eğitim kurumları tek bir örgüt tarafından yönetilmelidir.

*Eğitim programlarımız, milletimizin o günkü durumuna, toplum yaşayışımıza, çağın gereklerine tam

anlamıyla uygun olmalıdır.

*Eğitim ve öğretimde temel ilke, insanlarımızı her şeyden önce Türkiye’nin bağımsızlığını ve millî

değerleri koruyacak nitelikte yetiştirmektir.

*Öğretim çağı dışında kalmış olan vatandaşlarımız, en kolay kullanılabilir araçlarla eğitimin

nimetlerinden yararlandırılmalıdır.

*Türkiye Cumhuriyeti’nin amacı; millî, demokratik ve laik düşünceli bireyler yetiştirmektir.

*Eğitimin bütün kademeleri erkekler için olduğu gibi kızlar için de tam olarak açık olmalıdır. Eğitimde

cinsiyet ayrılığına göre kabul edilmiş bütün yöntem ve kurallar kaldırılacaktır.

İnsani haklar Cumhuriyet ile beraber gelişti

Cumhuriyet, yaşamın gerekliliği için her alana elini atarken çoğu zaman verilemeyen insani haklarıda

yerine getirdi. Cumhuriyet’in asıl amaçlarından en temel gereksinimler içerisinde insani haklar ver

alıyor. Kadın hakları, eğitim hakkı, düşünce özgürlüğü… benzeri her hak maddeler halinde tanımlandı.

Cumhuriyet’in demir ağlarının örülmesinde, gelen yenilikler önayak oldu.

• Cumhuriyet ile birlikte tüm vatandaşların hangi statüde olursa olsun sağlık hizmetinden

yararlanma ve sağlıklı bir ortamda yaşama hakkı anayasa ile birlikte koruma altına alındı.

• Herkesin eşit şartlarda eğitim almasını sağlayan haklar Cumhuriyet döneminde tanınmıştır. Bu

sayede belirli bir zümreye özel olan okuma ve yazma tüm ulusa yayılarak toplumsal bilincin önü

açılması hedeflendi.

• Kadının adının dahi olmadığı bir toplumdan, erkekler ile eşit şartlarda toplumsal yaşama katılma

haklarından en önemlisi olan seçme ve seçilme hakkı Cumhuriyet döneminde verilmiştir. Fransa,

İtalya, İsviçre gibi ülkelerden çok daha önce bir tarihte kadınlarımız hak ettiği haklara kavuşmuştur.

• TÜRKİYE’NİN Tüm İLK VE vatandaşların TEK DİJİTAL HABER sahip DERGİSİ olduğu inançlar konusunda serbest olduğunu, hiçbir dış müdahale ve 17


TARİH

İnsani haklar Cumhuriyet ile beraber gelişti

Cumhuriyet, yaşamın gerekliliği için her alana elini atarken çoğu zaman verilemeyen insani

haklarıda yerine getirdi. Cumhuriyet’in asıl amaçlarından en temel gereksinimler içerisinde

insani haklar ver alıyor. Kadın hakları, eğitim hakkı, düşünce özgürlüğü… benzeri her hak

maddeler halinde tanımlandı. Cumhuriyet’in demir ağlarının örülmesinde, gelen yenilikler

önayak oldu.

*Cumhuriyet ile birlikte tüm vatandaşların hangi statüde olursa olsun sağlık hizmetinden

yararlanma ve sağlıklı bir ortamda yaşama hakkı anayasa ile birlikte koruma altına alındı.

*Herkesin eşit şartlarda eğitim almasını sağlayan haklar Cumhuriyet döneminde tanınmıştır.

Bu sayede belirli bir zümreye özel olan okuma ve yazma tüm ulusa yayılarak toplumsal

bilincin önü açılması hedeflendi.

*Kadının adının dahi olmadığı bir toplumdan, erkekler ile eşit şartlarda toplumsal yaşama

katılma haklarından en önemlisi olan seçme ve seçilme hakkı Cumhuriyet döneminde

verilmiştir. Fransa, İtalya, İsviçre gibi ülkelerden çok daha önce bir tarihte kadınlarımız hak

ettiği haklara kavuşmuştur.

*Tüm vatandaşların sahip olduğu inançlar konusunda serbest olduğunu, hiçbir dış müdahale

ve zorlamaya tabi tutulamayacağı anayasada güvence altına alınmıştır.

*Cumhuriyetin sağladığı en önemli kazanımlardan biri de hiç kimsenin konutuna izinsiz

girilmemesini yasa ile güvence altına almak oldu.

*Halkın yönetimde hiçbir söz sahibi olmadığı ve denetleme mekanizmasında vatandaşın

bulunmadığı bir yönetim şeklinden sonra, herkesin şikayetlerini ve isteklerini yetkili

makamlara ve TBMM'ye iletme hakkı Cumhuriyet ile beraber verildi.

Kaynakça

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/233467

https://www.sozcu.com.tr/2015/gunun-icinden/cumhuriyetle-gelen-10-temel-hak-972148/

https://dostbeykoz.com/cumhuriyetin-ilk-yillari

https://www.fikir.gen.tr/bayindirlik-alaninda-gelismeler-ulasim-alaninda-gelismeler/

TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 18


PORTRE

Hayatınızın en dip noktasından başlayan bir hikaye kurarak, insanınızı

oluşturun. Oluşturduğunuz, kurduğunuz insanın hırsını

göz önünde bulundurun. Başarısızlıklar, hüsranlar, reddedilişler…

Google’da araştırdığınız x bir kişinin hayatından daha fazlasını

hayal edin. Yaşanılan her şeyin sonuçları ağır olabilir. Ö-

nemli olan ise o ağırlığı kaldırarak yenilmemek. Bugün yenilmeyen

kişilerden sadece biri ise Yun Ma, ismi daha sonra Jack

Ma olarak değişecek. Çin’de başlayan bir hayat hikâyesi..

Öğrenmeye turistlerle başladı

İsmini dahi insanlar için değiştiren bir kişi Jack Ma. 1964 yılında

Çin'in güneydoğusundaki Hangzhou'da Yun Ma adıyla doğdu.

Kendisinden büyük bir erkek, bir de küçük kız kardeşi vardı. Çocukken

en büyük hayali İngilizce öğrenmekti. 9 yaşından itibaren

her sabah erken kalkıp turistlerin en yoğun olduğu otele bisikleti

ile giderek onları ücretsiz bir şekilde gezdirerek İngilizcesini geliştirmeye

çalışıyordu. İngilizcesini geliştirmek için ücretsiz bir şekilde

turist gezdiren Ma, tanıştığı turistler ismini söylemekte zorluk

çektikleri için daha sonra öğretmeni olacak kişi “Jack olsun turistler

iyi telafuz eder” diyerek ismini de düzeltmişti.

İlkokuldan itibaren başarısızlıklar baş gösterdi

Okula başlamaya karar verdi ancak ilkokul, ortaokul ve üniversitede

ilk seferde başarılı olamadı. İlkokul sınavlarında iki

kez, ortaokul sınavlarında üç kez başarısız olan Jack Ma, üniversiteye

girmek istediğinde, üç başarısız denemeden sonra en

sonunda öğretmenlik enstitüsüne girmeyi başarmıştı. Harvard

üniversitesine 10 kez başvurdu ve tam 10 kez reddedildi. Bu

dönemde ayrıca 30 iş başvurusunda bulundu ve tüm başvurduğu

yerler kendisine negatif geri dönüş yaptı. O dönemde

KFC, Çin pazarına yeni girmişti ve açık pozisyonlara başvuran >

24 kişi içerisinden sadece Jack Ma işe kabul edilmedi. Herhangi

bir yere başvurduğunda olumsuz dönüşlere alışmıştı.

Başarısızlıkların

ardındaki kişi

JACK MA

TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 19


PORTRE

24 kişi içerisinden sadece Jack Ma işe kabul edilmedi. Herhangi bir yere

başvurduğunda olumsuz dönüşlere alışmıştı. Üniversiteyi bitirdikten

sonra lisede tanıştığı kız arkadaşıyla evlendi ve 5 yıl boyunca ayda 15

dolar kazanarak öğretmenlik yaptı. Ma’nın konferanslarında anlattığı

ünlü sözü ise, "Polis olmak için başvurdum, başvuran 5 kişiden 4'ü alındı

ben kabul edilmedim. KFC Çin pazarına girdiğinde iş için 25 kişi başvuru

yaptı 24 kişi alındı ve alınmayan tek kişi ben oldum." Bu cümlelerle Jack

Ma, başarısızlığa alışılması gerektiğine dikkat çekiyor. Jack Ma’nın söyleşilerinde

ise insanlara şu tavsiyeyi veriyordu: "İş yapacaksanız başarısızlığa

alışmanız gerekiyor. Eğer başarısızlığa, darbe yemeye hazırlıklı

değilseniz nasıl başarılı olabilirsiniz ki?"

İnternet hayatını değiştirdi

1995'te ABD'de internet ile tanışan Jack Ma, ilk önce internetin ne olduğunu

anlayamamıştı. Onu internetle ilk tanıştıran arkadaşı olmuştu. İlk

olarak arama motoruna "bira" yazdı ancak birçok sonuçla karşılaştı. Karşılaştığı

sonuçlar arasında Çin birasından bahsedilmediğini fark etmişti.

interneti öğrendikten sonra başta İngilizce çeviri web sitesi kuran Jack ,

başarılı olamadı ancak bu işte ilerlemeye karar vermişti. Başarısızlıkların

ardından gerçek hedef bekliyordu. Çin'e döndü ve 1999 yılında 17 arkadaşıyla

birlikte web sitesi kurdu. 1999 yılında internet sitesini kurmadan

önce farklı e-ticaret yollarında hazırladıkları site yine başarısızlıkla

sonuçlandı. 1999’da kurulan site hayatının dönüm noktası olacaktı.

Restorandaki garson fikirlerine yön verdi

Jack Ma, yemek yediği bir restoranda garsona “Alibaba’yı biliyor musun?”

diye sorarak, “şey değil mi? Açıl susam açıl” yanıtını aldı. Ma, sokağa çıktı

ve 20 kişiye daha sordu. Hepsi aynı yanıtı vermişti. İşte 1999 yılında kurulan

sitenin adı da buna göre olacaktı. Alibaba.com ismiyle şekillenmişti. Üstelik

“A” harfi ile başlamasını da Jack Ma, artı bir şey olarak görüyordu. Site kurulumundan

itibaren 3 yıl boyunca para kazanamadı. Senelerin içerisindeki

bu tutum için Ma, alanındaki uzmanların konferans ve sempozyumlarına

giderek para kazanmanın yollarını öğrenmeye başladı.

“Alipay” olarak fikirleri şekillendiğinde arkadaşlarının tepkisini sempozyumlarında

Ma şu şekilde aktarıyor: “O ne öyle, delilik” ifadelerini söylediklerini

gülerek anlatır. Ancak delilik işe yarıyor.

Sitenin temellerinin atılması 1999 yılında sadece 100 bin dolar sermaye ile

gerçekleşti. Kısa bir sürede birçok kişi tarafından kullanılmaya başlayan

sitede dünyanın farklı yerlerinden alıcı ve satıcılar bir araya geliyor ve

internet üzerinden alışverişlerini gerçekleştiriyorlar. 2003'te eBay'e rakip

olarak Taobao.com adlı alışveriş sitesinin kurdu. Alibaba'yı dünya

genelinde 24 bin çalışan 10 binden fazla ortak şirketi olan bir e-ticaret devi

haline getiren Jack Ma, 2013'te CEO'luk görevinden istifa ederek yerinin

gençlere bıraktığını açıkladı. Gençlere, insanlara verdiği tavsiyelerden biri

ise Ma’nın, "Pes etmediğiniz sürece şansınız devam eder. Pes etmek

yapılabilecek en kötü hatadır."

Kaynakça

https://girisimcikafasi.com/jackma-alibabacom-kurucusununbasari-oykusu/

https://tr.wikipedia.org/wiki/Jack_

Ma

https://www.youtube.com/watch

?v=0OKxW6v8trQ

https://medium.com/@Dijitolog/a

libaban%C4%B1n-kurucusu-jackma-n%C4%B1n-ilham-vericihayat%C4%B1-28fb02dc7d14

TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 20



YAŞAM

ASLI’nda…

ASLIHAN AKDAĞ TÜRKER

Cumhuriyet ve müzik

Konumuz Cumhuriyet ve müzik olsa da benim o dönemden hayranı olduğum en değerli

sanatçı; ahh huzur içinde uyu canım Afife Jale, her daim ruhuna en güzel enerji dileklerimi

gönderdiğimi bilmeni çok isterdim.

24 Temmuz 1923’te Lozan Antlaşması imzalanmış, yeni Türk Devleti’nin bağımsızlığı kabul

edilmişti. İkinci dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin toplanmasından 2 ay sonra 13 Ekim

1923’de Ankara Türkiye Devleti’nin Hükümet Merkezi oldu. Osmanlı Devleti'nin yıkılması ile

sonuçlanan I. Dünya Savaşı'nın ardından Ulu önderimiz Mustafa Kemal Paşa önderliğinde

başlatılan ulusal mücadelenin daha ilk yıllarından itibaren artık yönetimde halk iradesinin

egemen olacağı açıkça ilan edilmişti. Daha geniş anlamıyla cumhuriyetin ilanı, Türk toplumunu

çağdaşlaştırmayı amaçlayan Türk Devrimi'nin bir parçasıdır; diğer yenileşme ve reformların da

önünü açan bir siyasal inkılap hareketidir. Yani Cumhuriyet ulusun, egemenliğini kendi elinde

tuttuğu ve bunu belirli süreler için seçtiği milletvekilleri aracılığıyla kullandığı devlet biçimidir.

Türkiye Cumhuriyeti, kültürel temellerin gelişimi üzerine kurulmuştur. Ulu önderimiz Mustafa

Kemal Atatürk sık sık bu durumu vurgular, eğitim ve sanat alanlarında Türk milleti olarak daha

çok gelişmemizi isterdi. Ayrıca müziğe özel bir önem verildiği de o döneme ait birçok akademik

araştırma ve makalede belirtilmiştir. Atatürk sanat ve

sanat kurumları ile yakından ilgilenir en çok müziğe öncelik

tanırdı. Cumhuriyet ile birlikte ilk kurulan, ilk müzik

eğitim kurumu İstanbul Belediye Konservatuarı’dır. Ülkemizin

ilk konservatuarı, ilk en önemli musiki okuludur.

Değişik yerlerdeki çeşitli konuşmalarının dışında A-

tatürk, 1932 yılından ölümüne kadar yaptığı Türkiye

Büyük Millet Meclisi’nin açış konuşmalarında kültür-sanat

ve müzik konularına önemle eğilmiştir. 1 Kasım 19-

34’teki Meclis'i açış konuşmasında müziğe ayrı bir ö-

nem ve öncelik verir. Bu konuşma, sanat eğitim kurumlan

açısından büyük önem taşır. Daha sonraki

Meclis konuşmalarında da “Milli musiki” üzerinde durur,

müzik alanında yapılan çalışmaları anlatır. Onun tutumu

ve sözleri Cumhuriyet döneminde müziğe resmi

yaklaşımın en özlü belgeleridir.

TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 22


ASLI’nda…/Aslıhan Akdağ Türker

YAŞAM

İlk “Müslüman Kadın Tiyatro Sanatçısı; Afife Jale”

Ahh Afife, canım Afife değerli hocam Haldun Dormen sayesinde

hikayesini dinleme, onu tanıma imkanı buldum. Sanat için, kendi

duyguları için ve yeteneği için direnen muhteşem kadın... 19-

02 yılında İstanbul'un Kadıköy semtinde dünyaya geldi. Darülbedayi'nin

10 Kasım 1918'de tiyatro kursları için açtığı sınavı kazandı.

Müslüman kadınların sahneye çıkması geleneksel olarak

yasaktı ancak Darülbedayi, Müslüman kadınların sadece kadınlara

özel gösterilerde oynayacakları gerekçesiyle Müslüman kadınları

bünyesine almıştı. Afife Hanım, kabul edilen beş Müslüman

kadından biri idi. Diğer kadınlardan üçü kursu bıraktı; Refika

Hanım suflör olarak Darülbedayi kadrosunda yer aldı. Afife

Hanım ise mülazim artistlik (stajyer oyuncu) kadrosuna girdi.

1920’akadar oyunların provalarına katıldı ama sahneye çıkamadı.

1919 yılının 13 Nisan gecesi Kadıköy'deki Apollon Sineması'nda ilk gösterimi yapılacak olan, Hüseyin

Suat'ın Yamalar adlı oyununda, Emel rolünü oynayan Eliza Binemeciyan'ın Paris'e gidişi üzerine onun

yerine “Jale„ takma adı ile sahneye çıktı. Böylece sahneye çıkan ilk Türk kadını olarak tarihe geçti. O

günden sonra “Afife Jale” olarak anılan Afife Hanım, ertesi hafta Tatlı Sır oyunu ile sahneye çıktı ve o

gece polis tarafından tutuklanmak istendi. Kınar Hanım'ın yardımıyla kaçtı. Üçüncü piyesi olan Odalık

oynanırken tiyatro polis tarafından basıldı ve tutuklanmamak için kaçmak zorunda kaldı. Babası

Hidayet Bey, tiyatro oyuncusu olmasına karşı idi. Afife Hanım, ayrılmak zorunda kaldı. Dahiliye

nezaretinin Müslüman kadınların kesinlikle sahneye çıkamayacaklarına dair bildirisi Darülbedayi

Yönetim Kurulu’na ulaştırılınca işten çıkarıldı. 1923 yılında Türkiye'de cumhuriyetin ilan edilmesinden

sonra yeni rejim Türk kadınlarının sahneye çıkması önündeki yasal engeller kaldırmış, tam tersi

Atatürk kadınların sahneye çıkmasına destek olmuştu. Ancak morfin bağımlılığı nedeniyle sanatçının

sağlığı bozuldu ve tiyatroyu bırakmak zorunda kaldı.

Ata’mızın gözdesi; Safiye Ayla

Atatürk’ün en değer verdiği gözde sanatçılarından olan Safiye Ayla, müziğe küçük yaşta piyano çalarak

başladı. Geçirdiği hastalıklar sonucu Muallim Mektebi’nden diploma alamadan ayrıldı ve Eyüpsultan'da

bir ilkokula öğretmen yardımcısı olarak atandı. Bu dönemde Eyyubi Mustafa Efendi ile tanıştı;

ondan usul ve makam öğrendi. Ardından Yesari Asım Bey’den de müzik dersleri aldı. Darüttalim Musiki

Heyeti'nin bir konserinde sahneye çıkan sanatçı, siyah önlükle sahneye çıkmasına maarif müfettişlerinin

tepkisi nedeniyle bir süre sonra öğretmenlikten ayrıldı ve gazinolarda çalışmaya başladı. 1932'de

İstanbul Vali Yardımcısı Nuri Bey'in evinde verilen bir davette, Atatürk’ün huzurunda ilk kez şarkı söyledi

ve kendisinin en beğendiği seslerden biri oldu. Mustafa Kemal Paşa adına düzenlediği konserde

Sadettin Kaynak’ın Türk Kurtuluş Savaşı’nı konu alan "Yanık Ömer" adlı bestesini seslendirmiş ve konser

sonunda Mustafa Kemal “Bu şarkının Batı müziği tarzında çok sesli düzenlemesinin güzel olacağını

ifade etmişti. Atatürk’ün ölümünden sonra onun vasiyeti yerine getirmek için girişimlerde bulunan

Ayla, Muammer Sun’a orkestrasyonunu hazırlatıp Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası eşliğinde çok

sesli seslendirerek bant kaydını gerçekleştirdi. Safiye Ayla, sanat yaşamı boyunca başta İstanbul

Radyosu olmak üzere Türkiye radyolarında sayısız konser verdi, beş yüzden fazla plak doldurdu.

Doldurduğu plaklar satış rekorları kırdı. Büyük beğeni toplayan sesiyle ünü yurt sınırlarını aştı.

TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 23


MODA

Cumhuriyet’in ilan edilmesiyle birlikte, Türk halkı için birçok şey

değişmişti. Değişen alanlardan bir tanesi de Türk modasıydı.

Türkiye’de modanın gelişmesi ve Batılı giyim tarzına geçilmek

istendiği için birçok öğrenci Fransa, Almanya, İngiltere gibi ülkelere

gönderilmişti. Cumhuriyet öncesi giyim tarzında Erkeklerde uzun

sakallar, uzun ceketler, bol pantolonlar ve fesler kullanırken,

kadınlar bol kıyafetler giyiyor, peçe takıyor ve daha muhafazakâr bir

giyim içerisindeydi.

Cumhuriyet’in ilan edilmesinden sonra Atatürk önderliğinde gelen

kıyafet devrimi ile Batılılaşma modası tam anlamıyla ülkemize

gelmiş oldu. O dönemlerde bir şapka dükkanıyla işe başlayıp

zamanla kendine özgü stiliyle oluşturduğu yeni bir modayla

dünyanın en önemli modacılarının birisi olan Ünlü Fransız modacısı

Coco Chanel moda dünyasının öne çıkan bir ismiydi. Coco Chanel

kadınlarda daha rahat ve daha estetik bir giyim ile özgür giyim

temalı kıyafetler tasarlamasıyla yeni bir moda oluşturmuştu. Bu

sayede moda konusunda yeni bir döneme geçilmişti. Türk kadınları

da giyim konusunda Fransa'yı kendine örnek almıştır. Uzun saçlar

yerine kısa ve bakımlı özenilmiş yeni modelleri tercih etmiştir.

Peçenin yerine şapka, şalvar ve çarşaf gibi kıyafetlerin yerine ise

mini boy elbiseler, etekler giyilmeye başlanmıştır.

O dönemlerde Batılı giyim modasını Anadolu topraklarına tanıtmak

ve teşvik etmek adına birçok yerde tamamen Batılı giyim tarzında

Cumhuriyet Baloları düzenlenmiştir. Erkeklerde smokin giyimi o

dönemler bir yenilikti. Şık şapkalar, şık takımlar, şekilli alınan sakal

ve bıyık gibi örnekler verilebilir. Bu giyim tarzına Cumhuriyetimizin

kurucusu Mustafa Kemal Atatürk en iyi örnek olmuştur.

TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 24


MODA

Saat&Saat ile sunulan Guess’in yeni modeli,

tasarımındaki ışıltılı ve lüks dokunuşlarla

kadınlara stilindeki iddiasını gözler önüne

serme fırsatını sunuyor. Son derece iddialı

bir tasarıma sahip saatin ışıltılı baget taşlarla

süslü, üç boyutlu bir görüntüye

sahip kadranı göz alıcı

bir şıklık sergiliyor. Saatin yine

ışıltılı detayların hakim

olduğu kasası, ihtişamlı görüntüyü

taçlandırıyor. Saatin

silikon kayışı ise zıtlıkların

uyumunu gözler önüne seriyor.

LC Waikiki yeni koleksiyonuyla kız çocuklarının

hayal dünyalarını kıyafetlerine yansıtmalarını

sağlıyor. Sweatshirtlerin üzerinde

yer alan desenlerden

oyuncaklar

da üreten LC Waikiki,

koleksiyondaki

diğer parçalarda

ise çocuklara özgürce

boyama

fırsatı veriyor.

Saat&Saat ile sunulan Boss’un yeni modeli,

seçkin tasarımlarına bir yenisini daha ekliyor.

Siyah deri kayışı ve rose gold kasasıyla

son derece uyumlu olan lacivert

kadranıyla fark yaratan Boss,

klasik şıklıktan vazgeçemeyen

erkeklerin beğenisini topluyor.

Saatin kadranındaki incelikle

düşünülmüş detaylar ise

tasarımı taçlandırıyor.

Geçen sezon Levi’s, jean

pantolonların konfor,

hareketlilik ve form tutuşunu

en üst düzeye çıkarmak

için tasarlanmış

esnek bir kumaş teknolojisi

olan Levi’s® Flex'i

tanıttı. Üst seviyede esneklik

ve performans

sağlayan bu teknoloji,

BMX Freestyle sporcularının

bile ilgisini çekti,

öyle ki Levi’s Flex

jean’leri nihai teste tabi tuttular! Paçalara doğru

daralan Paçalara kesimlerle doğru en yüksek atlayışları ger-

tuttular!

daralan çekleştiren kesimlerle sporcular, en yüksek performanslı

yüksek gündelik atlayışları giyim söz konusu olduğunda Levi’s

gerçekleştiren

Flex'in rakip tanımadığını gösterdiler. Sonbahar/Kış

2020 yüksek sezonunda ise Levi’s Flex, müşte-

sporcular,

performanslı rilerinin sevdiği gündelik kesimini korurken ekstra yumuşaklık

söz ve konusu esneklik için sürdürülebilir malze-

giyim

olduğunda meler ekleyerek Levi’s® Eco Performance'ı lanse ediyor.

Flex'in rakip

tanımadığını gösterdiler.

Sonbahar/Kış 2020

sezonunda ise Levi’s®

Flex, müşterilerinin

sevdiği kesimini

korurken ekstra

yumuşaklık ve esneklik

için sürdürülebilir

malzemeler ekleyerek

güncellediği Cacharel Sonbahar/Kış Eco 2020-21 koleksiyonu

Performance'ı modern hayatın lanse dinamizminden ilham alan

ediyor. modern dokunuşlarıyla kalıplaşmış algıları

ortadan kaldırıyor. Yeni koleksiyonun inovatif

yaklaşımı ile özgür ve cesur olmanın her

koşulda mümkün olduğunu vurgulayan Cacharel,

erkek modasını bir sanat gibi yorumluyor.

Marka zengin koleksiyonunda, hayata

duyduğu tutkuyla her ana ve mekâna değer

katanlar için yenilikçi bir bakış açısı sunuyor.

TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 25


ASTROLOJİ

Dijital Astroloji

SİMGE ÇETİN

İşte astrolojinin kısa tarihçesi…

23 Astroloji ilk kez, M.Ö. 3000'lerde Mezopotamya'da ortaya çıkmıştır. Rahipler sınıfı aynı zamanda

da ilk astrologlar olmuştur. Yüzlerce tanrıya tapan Sümerler için küçük bir tanrı ve tanrıça grubu

daha fazla önemliydi: Ay Tanrısı Nanna, Güneş Tanrısı Utu ve Venüs olarak adlandırdığımız parlak

yıldızın tanrıçası İnna. Ay, Güneş ve Venüs, Sümerler tarafından diğer tanrı ve tanrıçalar gibi, insan

formunda duyguları ve gereksinimleri olan varlıklar olarak tanımlandılar. M.Ö. 3.000'lerde ise

çeşitli astronomik gözlemler yapılmış ve yıldızların etkileriyle ilgili kuramlar geliştirilmiştir. Sümerler

düzenli olarak gökyüzünü gözlemlemiş ve gözlemlerini kil tabletlere yazmıştır. Ayın sabit bir

yörüngede gittiğini "Ecliptic" ve bazı yıldızların yön değiştirdiklerini belirlemiştir. Bu yıldızlar diğer

yıldızlardan ayrılmıştır. Sümerler, matematiksel gerçekleri fark etmiş ve gökyüzündeki yıldızların

hareketi, ay tutulmaları, Venüs'ün görülmesi ve yok olması hep önemli olaylar ile eş zamanlarda

olmuştur. İşte o an, astrolojik tahminlerin başladığı ilk an olarak kayda geçmiştir. Sümerlerin

astrolojik tahminlerini, 1500 yıl sonra Asurlular da sürdürmüştür.

Daha sonra Kaldeliler ciddi olarak yıldızları incelemiş ve bugün bildiğimiz astrolojinin temelini oluşturmuşlardır.

Güneşin de diğer gezegenler ve Ay gibi belirli bir eksende döndüğünü fark etmişler

ve Sümer zodyağında 18 olan burç sayısını 12’ye indirerek bugünkü halini ortaya çıkarmışlardır. Güneşin

insan karakteri ve duyguları üzerindeki etkilerini inleyerek, her burcu, 30'ar derecelik açılara

bölmüşler ve böylece güneş, ay ve gezegenlerin pozisyonları daha gerçekçi olarak sağlanmıştır.

Kaldeliler ise bunları isimlendirmiş ve günümüzde de kullanılmaktadır. Kalde Astrolojisi Yunan ve

Roma astrolojisinin kökeni olarak kabul edilir. Dünyanın en eski kaynakları Hindu kaynaklarıdır. Bulunan

belgelerde çok gelişmiş bir astroloji bilgisinin M. Ö. 6500'e kadar ulaştığı anlaşılmıştır. Hala

korunan aktüel yazmaların tarihi M. Ö. 3700'e aittir. Binlerce yıl öncesinde Mısırlılar da astrolojiyi

biliyorlardı. Bilinen en eski isim M.Ö. 800'de Firavun Nicepsos döneminde yaşayan Petosiris adlı bir

rahiptir. Antik Mısır Astrolojisi, modern astrolojinin temelini ve özellikle de Claudius Ptolemy'nin

çalışmalarını oluşturmuştur. İran'da bilinen en eski kaydın sahibi Kral Darius döneminde yaşayan ve

birçok kitap yazan El Hakim'dir. El Hakim'in asıl ünü kehanetlerinden gelmektedir. En ünlü kehaneti ise,

Hz. İsa'nın doğacağını söylemesidir. Astroloji Arap dünyasında daima büyük saygı ve ilgi görmüştür.

TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 26


Dijital Astroloji/Simge Çetin

ASTROLOJİ

KOÇ BOĞA İKİZLER

Finansal konular gündemde.

Yeni kazançlar için arayışlarınız

ve iyi fikirler de gündemde.

Anlaşmalar ve sözleşmeler için

uygun bir hafta. İşle ilgili olumlu

gelişmeler yaşayabilirsiniz.

Yeni bir aşk kapınızı çalabilir.

Yenilenme için uygun bir hafta

olacak. Hayatınızdaki tüm

noktaları düzenleme ihtiyacı

hissedebilirsiniz. Yeni başlangıçlar,

hukuki konular ve eğitimler

için uygun. İmajınızı

değiştirmek isteyebilirsiniz.

Bu hafta yalnız kalmak isteyebilirsiniz.

Düşüncelerinizi saklı tutmak

ve gizlilik içinde hareket etme

ihtiyacınız olabilir. Sağlığınıza

özellikle dikkat etmelisiniz. Aşkla

ilgili şanslı ve ciddi bir ilişkiye

başlamak için uygun bir hafta.

YENGEÇ ASLAN BAŞAK

Arkadaş çevrenizi yenilemek

ve uzun süredir görmediğiniz

dostlarınızla bir araya gelmek

isteyebilirsiniz. Sosyal çevrenizde

ani gelişmeler olabilir.

Aile içi huzur ortamı ve evle

ilgili konular ön plana çıkacak.

İş hayatında çalışma arkadaşlarınız

ve yöneticilerinizden

destek görebilirsiniz. İş için

hızlı ve olumlu gelişmeler olacak

bir hafta. Eğitim, seminer,

seyahat, satış, halka ilişkiler

konuları gündemde olacak.

Yabancılar ve yurt dışı ile ilişkiler

konuları gündeminizde

olacak. Akademik konular,

yeni bir eğitim ile ilgili gelişmeler

olabilir. Özel hayatınız

dengede olacak. Olumlu

finansal gelişmeler olabilir.

TERAZİ AKREP YAY

Ev değiştirme isteğinde olabilir

ya da fiyat araştırmaları

yapabilirsiniz. Vergi ve borçlarınızı

yeniden planlayabilirsiniz.

Venüsün terazi burcuna

geçişi ile kendinizi ışıltılı ve mutlu

hissederek aşkı çekebilirsiniz.

Sözleşmeler konusunda ani ve

güzel gelişmeler olabilir. İş başvurusu

yapmışsanız iş görüşmeleriniz

olabilir. Para kazanma

konusunda iyi fikirler oluşabilir.

Aşkta aniden yeni ve sıradışı

biriyle karşılaşabilirsiniz.

İş ortamınızda ani değişimler söz

konusu olabilir. Planladığınız konuları

revize etmeniz gerekebilir.

Sağlık konusuna dikkat. Diyet için

uygun bir hafta. Arkadaşlarınızla

bir araya gelebilir ve sosyalleştiğiniz

ortamlarda aşkı bulabilirsiniz.

OĞLAK KOVA BALIK

Aşk hayatınızla ilgili sürpriz gelişmeler

olabilir. Yakın bir arkadaşınızın

hamile olduğu haberini a-

labilirsiniz. Borsa ile ilgili haberler

ve yatırımlarınızı kontrol

etmek ön planda olacak. Hobilerinize

zaman ayırabilirsiniz. İş

hayatında güzel fırsatlar olabilir.

Taşınma ve evinizde yapacağınız

küçük değişimler ön planda

olabilir. Gayrimenkul ile ilgili

konulara ilgi duyabilirsiniz. İş hayatıyla

ilgili yabancılarla ilişkiler

konuları önemli olacak. Uzak

ilişkiler ve yurt dışında yaşayan

kişilerle ilgili aşk ilişkileri olabilir.

Sürpriz seyahatler, eğitimler,

yeni fikirler ön planda olabilir.

Eğitime başlamak için uygun bir

hafta. Yakın çevre ve akraba

desteği olabilir. Aşk ilişkilerinde

sakin olmanız gereken bir hafta.

Kıskançlık konusuna ve anlaşmazlıklara

dikkat etmelisiniz.

TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 27


KÜLTÜR VE SANAT

Netflix, Türkiye'deki birbirinden zengin ve çeşitli hikayelerin

anlatımına yatırım yapmaya devam ediyor. Netflix ekibi,

Türkiye'de üretilecek ve 190 ülkede aynı anda yayına girerek

heyecan verici yeni projelerini, önümüzdeki günlerde izleyici

ile buluşacak yapımlarını tanıttığı içerik sunumunda duyurdu.

Netflix'in Türkiye Orijinal İçerik Direktörü Pelin Diştaş, "Netflix

olarak, Türkiye’nin içerik gücü ile dünyanın etkileyici kültürleri

arasında yer aldığına inanıyoruz. Ülkemizde üretilen orijinal

yapımların dünyanın dört bir yanında elde ettiği başarılar da

bu inancımızı destekliyor. Bu nedenle Türkiye'deki içerik

yatırımımızı yeni orijinal yapımlara imza atarak arttırmak bize

büyük heyecan veriyor. Türkiye’nin özgün ve güçlü

hikayelerini 190 ülkeye anlatmaya devam edeceğiz” dedi.

VakıfBank Kültür Yayınları (VBKY) Osmanlı’da kadın hareketinin öncü

isimlerinden Emine Semiye’nin eserlerini okurla buluşturuyor. “Emine

Semiye Kitaplığı - 1 Sefalet” adıyla yayımlanan serinin ilk cildinde, türlü

entrikalarla baskılanarak ailesinin serveti elinden alındığından, yoksul bir

yaşam süren Sabite karakterinin acıları, aşkı ve hayata tutunma öyküsü

konu ediliyor. “Sefalet” romanı, Osmanlı aydınlanmasının sosyo-siyasal

yönlerini kadın hareketi üzerinden anlamak isteyenler için önemli bir

kaynak olarak öne çıkıyor.

İlk yılından bu yana büyük bir ilgiyle karşılanan

Uluslararası Türkiye Arapça Kitap ve

Kültür Günleri, beşinci yılında çevrimiçi

olarak düzenleniyor. 6 – 12 Kasım tarihlerinde

düzenlenecek etkinlikte seminer,

konferans, panel, kitap hediyesi, sergi,

bilgi yarışması gibi tüm etkinlikler çevrimiçi

/ online olarak gerçekleştirilecek. Her yıl

olduğu gibi bu yıl da İslâm dünyasının dört

bir yanından ilim adamları ve akademisyenlerin

katılacağı etkinlik “İlim Membaı

Mâverâünnehir” ana temasıyla gerçekleştirilecek

ve katılıma açık olacak.

Akbank Caz Festivali’nin 30. Yılına özel kayıtlarla;

30 özgün beste ve 80’e yakınsanatçının

performansının yer aldığı özel plak çalışmasının

dijital versiyonu; Spotify, Fizy, Apple

Music, Deezer ve iTunes’unda aralarında

bulunduğu 156 ayrı dijital müzik platformunda

23 Ekim’de yayına giriyor.

TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 28


SPOR

Sporun Dijital Hali

YUSUF BAŞYEŞİL

97. yılını kutlayacağımız Cumhuriyetimizin kurucusu olan Mustafa Kemal Atatürk’ün spora verdiği

değeri, futbol takımlarımızla olan ilişkileri birçok kez gündeme gelmiştir. Fenerbahçe’den

Galatasaray’a, Beşiktaş’tan Trabzonspor’a hemen herkes onu kendinden biri olarak görmek istiyor.

Fakat onun gönlünde her zaman ay yıldız vardı, çünkü o ay yıldıza âşıktı…

Türkiye’de spor kulüplerinin kuruluşu Cumhuriyet ile birlikte hatta öncesine

kadar dayanıyor. O yıllarda kulüplerin amacı sadece spor faaliyetlerine

katılmak değil işgal altında olan ülkenin kurtarış mücadelesinde elinden

geleni yapmaktı. Zira o yıllarda Galatasaray ve Darüşşafaka Liseleri’nin

eksik mevcutla mezun verdiği dönemler dahi olmuş. Cumhuriyet’in

kurulmasıyla, savaştan çıkan halkın refah seviyesi ve psikolojisinin

düzeltilmesi açısından spor, önemli rol model oluşturuyordu. Öyle ki o

dönemlerde spor aktiviteleri devlet tarafından teşvik ediliyordu…

Yıllar 1930’u gösterdiğinde Ulu Önder Mustafa Kemal, Galatasaray Lisesi’ni

ziyaret eder, kendisini karşılayan kalabalıktan ayrılarak gençlerin ve çocukların

yoğun olduğu tarafa ilerler, ‘’Siz kimsiniz, çocuklar, okuldan mısınız?’’

diye sorunca çocuklar hep bir ağızdan ‘’Biz Galatasaraylıyız’’ cevabını verince,

Paşa gülerek: ‘’Çocuklar; siz Galatasaray’ı, Fenerbahçe’yi, Beşiktaş’ı

veya diğer takımları tutun, sporu sevin, oynayın ama ben ve benim

gibi toplum önünde olan insanlar asla takım tutmamalı veya tutarsa

da onu hep içinde saklamalıdır. Bunun için de ben hiçbir takım

tutmam, sadece Milli Takımı’ı tutarım demiştir.

‘’Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim’’

Cumhuriyet’in kuruluşuyla birlikte gezi turlarına başlayan Ulu

Önder, spor kulüplerini de ziyaret etmiş. Başta Fenerbahçe, Galatasaray

ve Beşiktaş olmak üzere Göztepe, Altay, Karşıyaka,

Moda Deniz Kulübü, Gençlerbirliği, Ankaragücü gibi takımları

ziyaret ettiği sporla ilgilenen hemen herkes tarafından biliniyor.

Fakat Mustafa Kemal Paşa’nın hangi takıma gönül verdiği

konusunda net bir kanıt bulunmuyor.

Paşa’nın spora özellikle de futbola ilgisi yüksekti. Gerçekleştirdiği

ziyaretlerde tanıdığı futbolculara durumlarını

sorar, kendileriyle futbol sohbeti yapar ve iltifatlarda da >

bulunurdu. Hemen herkesin bildiği, birçok stadyuma, salona yazılmış ‘’Ben sporcunun zeki, çevik ve

ahlaklısını severim’’ sözünü de gerçekleştirmiş olduğu spor kulüpleri ziyaretinde ifade etmişti.

İzlediği tek resmi maç, 21 Nisan 1914’te oynanan Galatasaray – Romanya karşılaşmasıydı, büstünün

TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 29


Sporun Dijital Hali/Yusuf Başyeşil

SPOR

bulunurdu. Hemen herkesin bildiği, birçok stadyuma, salona yazılmış ‘’Ben sporcunun zeki, çevik ve

ahlaklısını severim’’ sözünü de gerçekleştirmiş olduğu spor kulüpleri ziyaretinde ifade etmişti. İzlediği

tek resmi maç, 21 Nisan 1914’te oynanan Galatasaray – Romanya karşılaşmasıydı, büstünün dikildiği

ilk kulüp Fenerbahçe, ziyaret ettiği ilk futbolcular ise Beşiktaş forması giyiyordu Mustafa Kemal

Atatürk’ün… Spora öyle düşkündü ki bizzat kendisi de kulüp kurmuş; adını da Muhafızgücü koymuştu.

Yıllar 1934’ü gösterdiğinde Fenerbahçe Spor Kulübü, Cumhuriyet’in Kurucusu Mustafa Kemal

Atatürk’e karşı sevginin göstergesi olarak bir büst dikmek istiyordu. Atatürk’e de bu büstü stadımıza

sizin koymanızı isteriz diye teklif gelince Mustafa Kemal, nazik bir şekilde ‘’Şimdi bu büstü buraya

koyarsak ‘Atatürk Fenerbahçeli’ derler ama ben hiçbir takım tutmam, hepinizi çok severim’’ yanıtını verdi.

3 Ağustos 1928’de Atatürk adına düzenlenmiş tek turnuva olan ‘Gazi Büstü Kupası’nı Galatasaray

kazanmış, o dönemin kulüp başkanı Necmeddin Sadak ise turnuvayı kazandıklarını Mustafa Kemal

Paşa’ya mektupla iletmişti. Buna cevap olarak da Mustafa Kemal, Galatasaray Kulübü’ne teşekkür etti

ve başarılar diledi. Balkan Savaşları esnasında Selanik işgal edilince İstanbul’a dönmek zorunda kalan

Mustafa Kemal ve ailesi Beşiktaş’taki evlerinde ikamet ederdi. Evleri Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nün

antrenman sahasına komşuydu. Atatürk zaman zaman sahaya gidip, Beşiktaşlı gençlerin antrenmanlarını

izlerdi. Beşiktaş kurucusu olan yedek subay Şeref Bey nedeniyle subay takımı olarak da bilinen

Beşiktaş kulübü, Mustafa Kemal Paşa’nın da ilgisini çekiyordu. Cumhuriyet öncesi yıllarda İstanbul’da

bulunurken takımın maçlarını sıkı bir şekilde takip ederdi.

Atatürk, 3 Mayıs 1918 tarihinde Fenerbahçe Kulübü'nü ziyaret etmiş, kupaların sergilendiği bölümü

gezdikten sonra kendisine uzatılan anı defterine "Fenerbahçe Spor Kulübü'nün her tarafta beğenilip

değer verilen, ortaya çıkmış eser ve çalışmalarını duymuş ve bu kulübü ziyaret edip bu işte emeği,

yardımı olanları kutlamayı görev bilmiştim. Bu görev ancak bugün yerine getirilebilmiştir. Takdir

ettiğimi ve kutladığımı buraya kaydetmekle övünüyorum" yazmıştı. 5 Haziran 1932 gecesi

Fenerbahçe'nin Kuşdili'ndeki ahşap lokalinde yangın çıkması üzerine gazetelerin başlattığı yardım

kampanyası için dönemin zengin iş insanları gibi Cumhurbaşkanı olan Mustafa Kemal Atatürk de

Fenerbahçe'ye para göndererek spora teşviki ve Fenerbahçe’ye gösterdiği önemi ilan ediyordu.

Mustafa Kemal’in hangi takıma gönül verdiği spor medyası tarafından zaman zaman gündeme gelir

fakat hangi takımlı olduğuna dair net ve kesin bir bilgi olmadığından bu tür iddialar, iddia olarak kalır.

Zaten ‘’Ben, sporcunun; zeki, çevik ve ahlaklısını severim’’ cümlesini kuran birinin de bir takıma bağlı

kalamayacağını ve birden fazla takıma gönül vereceğini düşünüyorum. Uzun lafın kısası Cumhuriyet’in

kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, sporsever biriydi. Tüm takımlara gönül veren biriydi.

Onun tuttuğu bir takım varsa o da Türkiye Milli Takımı’ydı…

KAYNAKLAR

https://www.goal.com/tr/haber/yorum-atatuerk-hangi-takimliydi/1m8lo630rao5517jjgwdljaitu

https://www.internetspor.com/ataturk-hangi-takimi-tutuyordu-iste-ataturkun-tuttugu-takim-1404525h.htm

TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 30


Sporun Dijital Hali/Yusuf Başyeşil

SPOR

TFF 1. Lig’de 25 Ekim Pazar günü İzmir’de oynanması

gereken Altay - Giresunspor maçı, ev sahibi ekipte

yaşanan koronavirüs vakaları nedeniyle ileri bir tarihe

ertelendi. Siyah-beyazlı kulüpten toplam 34 kişinin

koronavirüs salgınına yakalandığı kaydedildi. Kulüpten

yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Altay-

Altınordu müsabakası öncesi yapılan Covid-19 testlerinde

9 futbolcumuzun, dün yapılan testlerde ise 8

futbolcumuzun sonuçları pozitif çıkmıştır.”

İstanbul Şampiyonlar Ligi’nde ilk hafta maçları

tamamlandı. Son şampiyon Bayern Munich,

Atletico Madrid’i 4-0 mağlup ederken

haftanın en büyük sürprizini ise İspanyol devi

Real Madrid’i deplasmanda 3-2 yenen

Ukrayna temsilcisi Shakhtar Donetsk yaptı.

Tarihinde ilk kez Şampiyonlar Ligi’nde mücadele

eden Başakşehir, H Grubu’ndaki ilk

maçında Alman Ekibi Redbull Leipzig’e 2-0

mağlup oldu. 16 ve 20 dakikalarda Angelino’nun

golüne engel olamayan Okan Buruk’un

ekibi, bulduğu pozisyonları da

değerlendiremeyince sahadan puansız ayrıldı.

Galatasaray, Fenerbahçe ve Başakşehir'de

şampiyonluk kazanarak

Türkiye'de 3 farklı takımla

şampiyon olan ilk futbolcu

olarak tarihe adını

yazdıran Mehmet Topal,

Şampiyonlar Ligi'nde de

bir rekor kırdı. Deneyimli

futbolcu, 2000,

2010 ve 2020'li yıllarda Şampiyonlar

Ligi'nde maça çıkan

ilk Türk futbolcu oldu.

Euroleague'in 5. haftasında oynanması planlanan

3 maç Covid-19 tedbirleri nedeniyle

ertelendi. Anadolu Efes

- Asvel, Zenit - Milano

ve ALBA Berlin – Baskonia

karşılaşmaları i-

leri bir tarihi ertelenirken

Euroleague karşılaşmaların

yeni tarihlerini

ise henüz açıklamada

bulunulmadı.

TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 31


TÜRKİYE’NİN EN DİJİTAL MEDYA GRUBU

dijiPub’TAN MUHTEŞEM BİR FIRSATLAR

REKLAM REZERVASYON

reklam@dijipub.com

kubranur.gedik@dijipub.com

dijiPub

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!