SANTRAL DERGİSİ 17. SAYISI
TÜRKİYE'NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ SANTRAL 17. SAYISIYLA YAYINDA!
TÜRKİYE'NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ SANTRAL 17. SAYISIYLA YAYINDA!
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
SANTRAL
Çağın hastalığı çağın
teknolojisine uydu
Sosyal
medya ve
depresyon
medya ve
depresyon
Portre
Bir garip isim
hikayesi
PABLO
NERUDA
SANTRAL Life
Dergi içinde dergi…
Modadan magazine
her şey SANTRAL
LIFE’da
Tarih
İlk özel gazete
Tercüman-ı
Ahval
TÜRKİYE’NİN EN DİJİTAL MEDYA GRUBU
dijiPub’TAN MUHTEŞEM BİR FIRSATLAR
REKLAM REZERVASYON
reklam@dijipub.com
kubranur.gedik@dijipub.com
dijiPub
Başlarken
SOSYAL MEDYA
DEPRESYONU GÖSTERİYOR MU?
Değerli SANTRAL okuyucuları bu haftaki sayımızda depresyon
konusuyla karşınızdayız. Gelişen teknolojilerle birlikte artık
her şeyin görünür hale geldiği şu günlerde bir şey dikkatimizden
kaçıyor: insanlar sosyal medya paylaşımlarında depresyonda
olup olmadıklarını belli ediyorlar. Aklınıza yalnızca
ergenlik çağındaki kişiler geliyorsa yanılıyorsunuz. 19-35 yaş
arası genç yetişkinler de bu durumdan muzdarip. Peki kim
bunun farkında?
Depresyonun birçok nedeni olabileceğini unutmadan şu
tespiti yapmak gerekiyor: Depresif bireyler genellikle olumsuz
ruh halinden kaçmak ve rahatlamak için sosyal medyayı yoğun
kullanma eğilimindedir. Ülkemizde son yıllarda artan
depresyon vakalarının en önemli etkenlerinden biri de
kişilerin kendilerini sosyal yaşamdan izole etmeleri olabilir. Bu
durum, ilişki ve iletişimlerinin dijital mecralarda
gerçekleşmesine ve duygusal paylaşımları ortadan kaldırarak
kişileri yalnızlığa itmektedir.
SANTRAL’in bu sayısında Araştırma muhabirimiz Merve
Şişman depreyon ve sosyal medya ilişkisini araştırdı. Müzik
yazarımız Aslıhan Akdağ Türker müzik ve depresyon ikilisini
yazdı. Moda yazarımız Işılay Vuran depresyondayken tercih
edilen karamsar renkleri ve imaj değişikliklerine dikkat çekti.
Yazarımız Osman Kılıç geleneksel Doğu Batı Sentezi köşesinde
depresyona coğrafya penceresinden seslendi sizlere.
SANTRAL son sayısında yine en çok okunanlar arasındaydı.
Gösterdiğiniz ilgiye teşekkür ederiz. Keyifli okumalar…
Türkiye’nin ilk ve tek
dijital haber dergisi
SANTRAL
Yıl: 1 Sayı: 17
SAHİBİ
dijiPub adına
Hatice Kılıç
Genel Yayın
Yönetmeni
Nesrullah Hasdemir
Yazarlar
Yusuf Başyeşil
(Spor)
Işılay Vuran
(Moda)
Merve Şişman
(Araştırma)
Aslıhan A. Türker
(Magazin-Müzik)
Simge Çetin
(Astroloji)
Osman Kılıç
SANTRAL’de yayınlanan özel
haberler kaynak gösterilmeden
kullanılamaz. Yazılarla
ilgili her türlü sorumluluk
yazara aittir, diğer her türlü
sorumluluk kurumu bağlar.
Reklam İletişim
reklam@dijipub.com
İletişim/ Adres
Güneşli Mahallesi, Gül
Sokak, Polat Apartmanı,
Kat: 3, Daire: 7,
Bağcılar/İstanbul
iletisim@dijipub.com
santraldergi santralturkiye
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 3
İçindekiler
DOSYA
PORTRE
TARİH
DOĞU BATI SENTEZİ
/OSMAN KILIÇ
YAŞAM
/ASLIHAN AKDAĞ TÜRKER
DİJİTAL ASTROLOJİ
/SİMGE ÇETİN
MODA
/IŞILAY VURAN
SPOR
/YUSUF BAŞYEŞİL
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 4
“
K E S İ T
BİR ÇIĞLIK VE BİR RESSAM
Yaşamı ” boyunca birçok hastalık ve depresyonla mücadele eden
Norveç’li ressamın Edward Munch’ın yaptığı resimler hâlâ psikiyatrlar
tarafından incelenmektedir. Munch günlüğünde bu sahneden şöyle söz
eder: “İki arkadaşımla güneşin batışında yürürken aniden gökyüzü
kahverengiye dönüştü. Durdum, hissizleştim ve bir parmaklık üzerine
dayandım. Kentin ve mavi fiyordun üzerinde ateşin dili ve kan vardı.
Arkadaşlarım yürümeye devam ettiler ben ise hala orada korkuyla
titreyerek kalakaldım ve doğanın içinden gelen sonsuz çığlığı duydum.”
”
Haftanın Özeti
GÜNDEM
FETÖ’nün iş topluluğu olan, kapatılan TUSKON davasında dosyası
ayrılan 3 sanık hapis cezasına çarptırıldı. İstanbul 23. Ağır Ceza
Mahkemesinde görülen davada, tutuksuz sanıklar Mustafa ve Salih
Zenginer kardeşler, terör örgütüne üyelikten 8 yıl 1 ay 15 gün
hapis cezasına çarptırıldı. Zenginer kardeşlerin kuzeni Salih Zenginer
ise, silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte yardım etme
suçundan 3 yıl 8 ay hapis cezası aldı. Zenginer kardeşlerle ilgili
iddianamede "FETÖ silahlı terör örgütü üyeliği" kapsamında hareket
ettikleri belirtilmişti. Bunların yanı sıra söz konusu iddianamede,
kapatılan Bank Asya hesaplarındaki artış, dernek üyelik bilgileri
ve başkanlığı, ByLock içerikleri de yer aldı.
Milli Savunma Bakanlığı Twitter üzerinden
yaptığı açıklamada açıklamada, “Katar Kara
Kuvvetleri Komutanlığı ile Katar Türk Birleşik
Müşterek Kuvvet Komutanlığı tarafından ortak
icra edilen
Al Nasr Tatbikatı
kapsamında
Mekanize Piyade
Bölüğü idari
test düzeni, i-
lerleme ve açılma
düzeni eğitim
gösterileri
icra edildi” dedi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Buca ile Bornova a-
rasında açılacak “İzmir’in en uzun karayolu tüneli”
ile otogar bağlantısını sağlayacak viyadüklerin
yapımını tamamlamak için yapılan ihale
sonuçlandı. İhale kapsamında bin 850 metrelik
güzergahta 2 viyadük, 2 alt geçit ve bir üst geçit
inşaatının tamamlanması ihalesini, katılan 6
firma arasından 41 milyon 281 bin TL'lik teklifle
Bertoğlu İnşaat Limited Şirketi kazandı.
Dışişleri Bakanlığı, Ermenistan'ın, Azerbaycan'daki sivil a-
lanlara yönelik saldırılarını kınayan bir açıklama yayımladı.
Bakanlığın açıklamasında Ermenistan'ın Terter'e saldırısı
sonucunda, bir mezarlıkta düzenlenen cenaze töreninde
bulunan sivil halktan 3 kişinin hayatını kaybettiği, 5
kişinin de yaralandığı belirtildi.
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 6
Haftanın Özeti
GÜNDEM
Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait S-400’ler Ankara’dan
yola çıkarak 6 ve 7 Ekim’de Samsun’dan
geçerek Sinop’a ulaşmıştı. Sinop’ta test atışlarını
tamamlayan S-400’lerin bazıları Ankara’da
konuşlandırılmak üzere dün yola çıktı. S-400’leri
taşıyan askeri araç konvoyunun ikincisi de Samsun’da
görüldü. Geçişler geniş güvenlik önlemleri
altında gerçekleştirildi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem
İmamoğlu, önceki dönemde durdurulan,
Ümraniye-Ataşehir-Göztepe Metrosu
inşaatının Atakent durağındaki son tünel
açma çalışmasını yerinde
gözlemledi. Hattın
2022 sonunda açılacağı
bilgisini veren İmamoğlu,
farklı hatlar için
kredi bulma çalışmalarının
sürdüğünü ve bu
yönde iyi sinyaller
aldıkları açıklamasında
bulundu.
Siirt 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya
tutuksuz sanık Musa Orhan, Ses ve
Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden
katılırken maktul İpek Er’in (18) annesi Hikmet
ve babası Fuat Er ile avukatları salonda hazır
halde yer aldı. Batman’da intihar eden İpek
Er’e cinsel saldırıda bulunduğu iddia edilen
tutuksuz sanık Musa Orhan, duruşmada savunma
yapmayıp susma hakkını kullandı.
Mahkeme heyeti, savunma yapmayan Musa
Orhan’ın tutuklanması talebinin reddine karar
vererek duruşmayı 25 Şubat 2021 tarihine kadar
erteleme kararı aldı.
Çevre ile ilgili yasalarda değişiklik öngören kanun
teklifi TBMM komisyonunda kabul edildi.
Teklifle birlikte 3 önemli düzenleme geliyor.
Scooter’lar trafikte, ambulans, itfaiye, polis a-
raçları gibi öncelikli olacak. Ayrıca su dahil her
türlü şişeli ürün, 2022’den itibaren depozitolu
olarak satılacak.
Halkların Demokratik Partisi (HDP), sekizinci
kuruluş yıl dönümünü İstanbul’da
düzenlediği etkinlikle kutladı. Yıldönümüne
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) lideri
Kemal Kılıçdaroğlu ve İstanbul Büyükşehir
Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da
kutlama mesajları gönderdi.
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 7
Haftanın Özeti
EKONOMİ
Bu Cuma Meclis'e sunulan torba yasada çalışma hayatını
yakından etkileyecek pek çok kritik düzenleme yer alıyor. 50
yaş üstü için sözleşmeli çalışmanın önünü açan yasa uzun
süre tartışılacak gibi duruyor. İşte söz konusu 7 madde;
1-25 yaş altı 50 yaş üstünün kıdem tazminatı tehlikede
2- Cumhurbaşkanı Kurumlar Vergisi'ni indirebilecek
3- Kısa çalışma 30 Haziran 2021'e kadar uzatılabilecek
4- Prim ve vergi borçları erteleniyor
5- Esnafa işsizlik maaşı erteleniyor
6- Yine yeniden varlık barışı
7- Foreksten stopaj kesilecek
İşsizlik Sigortası Kanunu İle Bazı Kanunlarda
Değişiklik yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
TBMM’ye sunuldu. Yeni istihdam paketinde
yer alan düzenlemeye göre banka ve aracı
kurumlar vasıtasıyla gerçekleştirilecek kaldıraçlı
alım/satım (foreks) işlemlerinden elde
edilecek gelirden stopaj
kesilebilecek. Maddenin
uygulama süresi
31 Aralık 2025 tarihine
kadar uzatılıyor. Düzenlemenin,
1 Ocak
2021’de yürürlüğe
girmesi bekleniyor.
Bütçe Eylül ayında 29,7 milyar lira, Ocak-
Eylül döneminde ise 140,6 milyar lira açık
verdi. 9 ayda toplam 578,7 milyar TL'lik
vergi gelirinin yüzde 18,6'sı faize giderken,
81 milyar liralık görev zararında 73,8 milyar
lira ile ilk sırada SGK yer aldı, Ziraat Bankası
ise 3,1 milyar lire ile ikinci sırada yer aldı.
Ticaret Bakanlığı, internet ve telefon aracılığıyla yapılan
mesafeli satışlara ilişkin bir açıklamada bulundu.
2014 ile 2020 Ekim ayı arasındaki dönemde 75 şirket
nezdinde denetim yapıldığını bildiren bakanlık, tespit
edilen aykırılıklar için toplam 216 milyon TL idari para
cezası uygulandığı bilgisini verdi.
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 8
Haftanın Özeti
EKONOMİ
Şeker ve şekerleme üreticisi Haribo, tüm
dünyada 100. yaşını kutluyor. Bir asırlık
başarı öyküsüyle dünyanın en büyük 9.
şekerleme ü-
reticisi haline
gelen şirket,
Türkiye’de de
kapasite olarak dünyadaki 3. büyük üretim
merkezi olan İstanbul-Hadımköy’deki
fabrikasında, 60’a yakın ihracat ülkesi için
yüzde 100 yerli ve helal üretim gerçekleştiriyor.
Haribo Türkiye, yerel hassasiyetlere
göre faaliyetlerine tüm hızıyla ilk günkü
gibi devam ediyor.
Odeabank, COVID-19 salgını nedeniyle mart
ayında başlattığı dijital platform üzerinden
Dış Ticaret Buluşmaları
serisinin i-
kincisinin stratını
verdi. İlk toplantı İstanbul’da faaliyet gösteren
dış ticaret firmaları temsilcileri ile oldu.
Odeabank yetkililerinin, her koşulda olduğu
gibi pandemi döneminde de Türkiye’nin ihracatında
önemli payı bulunan dış ticaret
firmalarının yanında olduklarını hatırlattığı
toplantıda dünyada ve Türkiye’de
makroekonomik gelişmeler ile COVID-19
salgınının ekonomiye etkileri tartışıldı.
Ekonomik durgunluk gibi nedenlerden dolayı vergi tahsilatlarının azalması nedeniyle hükümet
yeni bir vergi ve SGK prim barışı düzenlemesini gündemine aldığını açıkladı. Sözcü’nün haberine
göre AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Muş, Meclis’e sunulan yeni istihdam paketiyle ilgili
düzenleme için TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Muş,
vergi ve SGK prim borçlarının yeniden yapılandırılması için çalışma başlatıldığını ifade etti.
Düzenlemenin tamamlanmasından sonra TBMM Plan Bütçe Komisyonu’nun gündemine
getirileceğini belirten Muş, şunları söyledi: “Vergi affı demeyelim de vergi ve SGK prim
borçlarının yapılandırma çalışmamız şu an var.Teknik kısımlarını tamamlamaya çalışıyoruz.
Kanun teklifimizin görüşmeleri esnasında Plan bütçe Komisyonumuza bunu sunacağız.
Geçmişte yaptıklarımız var. Onlara benzer olacak.Teknik kısımlar devam ettiği için, onları
komisyon aşamasına bu tekliflerimizi vereceğimiz zaman sizinle paylaşacağız.”
İzmir’de düzenlenen Yem Bitkileri Tohum
Dağıtım Programına
katılan Tarım ve Orman
Bakanı Bekir Pakdemirli,
kütlü pamuk
primini yüzde 37,5 artırarak
kilogram başına
1,1 liraya çıkardıklarını
ifade etti.
İstanbul Fırıncılar Odası'na bağlı
olan fırınlar ekmeğe yüzde 20
zam yaptı. Ekmeğin bin g-
ram (1 kilo) azami satış fiyatı
7,5 TL olarak belirlendi.
Buna göre 200
gr. ekmeğin fiyatı 1,25
TL'den 1,5 TL'ye kadar
Yükselmiş oldu.
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 9
Haftanın Özeti
POLİTİKA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan İstanbul Başakşehir’de
İbn Haldun Üniversitesi Külliyesi Açılış Töreni’nde açıklamalarda
bulundu. Erdoğan, "Ne insanlığın milletimizin ve inancımızın
binlerce yıllık birikimine sırtımızı döneceğiz ne de modern dünyanın
sunduğu imkanları reddedeceğiz. Her ikisini değerlendirerek
inancımızın mutlak hakikatlerinden aldığımız güçle çok
daha büyük hedefler peşinde koşacağız" dedi. "Önümüzdeki
dönemde önceliğimizi aileden başlayarak eğitim öğretim hayatları
boyunca evlatlarımızı hakkıyla yetiştirmek olarak değiştirmemiz
şarttır" diyen Erdoğan, "Bu değişim topyekûn bir
eğitim öğretim reformunu gerektirir" şeklinde konuştu.
DEVA Partisi lideri Ali Babacan, iktidarı sert
sözlerle eleştirerek, “Ekonomiyi batırdınız
yetmedi, vatandaşın sağlığına göz diktiniz. Ya
siz bu ülkenin insanlarından ne istiyorsunuz?
siz bu ülkenin
Devlet yönetimine emanet gözüyle insanla-
bakmayanlardan korkun” diye konuştu. rından ne
istiyorsunu?
Devlet yönetimine
emanet
gözüyle
bakmayanla
rdan korkun”
diye
konuştu.
Gelecek Partisi Lideri Ahmet Davutoğlu, Cumhur
İttifakı'na ve TBMM'deki tüm partilere
Doğu Türkistan çağrısında bulundu. Haziran
2019'da TBMM'ye
sunulan Uygur
Türkleri hakkındaki
teklifin AKP ve
MHP tarafından
reddedilmesini
'Yüz karası' olarak
değerlendiren Davutoğlu,
yeni bir
teklif gelmesi
gerektiğini belirtti.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu,
Anayasa Mahkemesi’nin, Enis Berberoğlu'yla ilgili kararını
uygulamayan mahkemeye sert bir şekilde tepki gösterdi.
Kılıçdaroğlu, “İflas eden bir yargı sistemiyle karşı karşıyayız.
Her şey aklıma gelirdi de yargı sisteminin bu kadar
köreleceği hiç aklıma gelmezdi" açıklamasında bulundu.
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 10
Haftanın Özeti
DÜNYA
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuryeti (KKTC) Cumhurbaşkanlığı
seçiminde ilk turda en yüksek oyu alan Ersin
Tatar, Mustafa Akıncı ile yarıştı. Saat 08.00'da başlayan
oy verme işlemi saat 18.00'de bitti. Oy sayma
işleminin 738 sandıkta sona ermesinin ardından
resmi olmayan sonuçlara göre Ulusal Birlik Partisi'nin
(UBP) adayı Ersin Tatar oyların yüzde 51,74'ünü
alarak seçimi kazandı. Bağımsız aday Mustafa
Akıncı ise oyların yüzde 48,26'sını aldı. 199 bin 29
bin seçmenin 133 bin 953'ü sandığa giderken,
seçime katılım oranı yüzde 67,30 oldu.
Türkiye'nin Rusya'dan satın aldığı ve uluslararası
kamuoyunda büyük bir tartışma yaratan
S-400 savunma sistemi ile ilgili bir açıklama
da NATO'dan geldi. ABD merkezli medya
kuruluşu Bloomberg’in haberine göre NA-
TO, “Türkiye’nin S-400 hava savunma sistemi
ile ilgili yaptığı herhangi bir test talihsizdir.
Türkiye’nin diğer
müttefiklerle
alternatif çözümler
bulmak için çalışması
önemli”
açıklamasında
bulundu.
İsrail ve Bahreyn arasındaki ilişkilerin normalleşmesi
için İsrail üst düzey heyeti Bahreyn’e
vardı. Heyette, ABD Hazine Bakanı
Steve Mnuchin, İsrail Başbakanı Binyamin
Netanyahu'nun Ulusal Güvenlik Danışmanı
Meir Ben Şhabat yer aldı. Tel Aviv'den Manama'ya
yapılan ziyaret İsrail, Bahreyn ve Birleşik
Arap Emirlikleri (BAE) arasındaki ekonomik
ilişkileri güçlendirmek ve işbirliğinin
artırmak için gerçekleştirildiği belirtildi.
Azerbaycan ile Ermenistan arasında devam e-
den çatışmada ateşkes anlaşmasını hiçe sayan
saldırılarını sürdürdü. Son olarak Terter'de bir
pamuk fabrikasını 7 top mermisiyle hedef alan
Ermenistan ordusunun havan saldırısı yaptığı anlar
kameralara da kaydedilerek resmiyet kazandı.
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 11
DOSYA
SOSYAL MEDYA
VE DEPRESYON
Yapılan çalışmalarda ergenlerde ve genç erişkinlerde
Instagram ve Facebook’ta daha fazla zaman harcanmasının
ortalama %66 oranında depresyon ile ilişkili olduğu tespit
edildi. Son dönemde artan depresyon ve intihar
oranlarındaki önemli etkenlerden biri olarak gençlerin
kendilerini sosyal yaşamdan izole etmesi gösteriliyor. Lise
öğrencileri arasında son 5 yılda depresif semptomların oranı
%33 artış gösterdi.
Üsküdar Üniversitesi Öğretim üyesi Dr. Hüseyin Ünübol’a
göre İlişkilerin teknoloji üzerinden olması duygusal olarak
iletişimin zayıflamasına, doğal ilişki biçimi olan göz göze
iletişim aracılığı ile empatik deneyimlerin ve duygu
paylaşımlarının olmaması kişileri duygusal bir yalnızlığa
itmektedir. Sadece ergenlerin değil 19-34 yaş arası genç
yetişkinlerde de aynı durumun görüldüğünü belirtiyor
Ünübol, “Sosyal medyada geçirilen zaman nedeniyle kişi
kendisini geliştirebilmesini sağlayacak sosyal bir aktivite
yapmaktan engellenmektedir. Bu durum bir süre sonra
kişinin özgüvenini düşmesine neden olabilecek ve
başkalarının neler yaptığını izleme ya da takip etme
alışkanlığı geliştirmesine neden olmaktadır. Sosyal medya
platformlarının neden olduğu kısa dikkat süresi alışkanlığı
nedeniyle uzun süre bir işe odaklanma sorunlarının
artmasına neden olabilecektir. Birçok yönden kişinin
hareketsiz ve sağlıksız bir yaşam geçirmesine, bazen de yeme
ve uyku düzeni ile ilgili ekstra problemlerin artışına da yol
açabilecektir.”
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 12
DOSYA
Psikiyatri uzmanı Doç. Dr. Hakan Atalay’a göre ise yaygın sosyal medya kullanımının ruhsal
hastalıklar konusunda bazı olumlu yönleri bulunmaktadır. Bu yönler, psikiyatrik
rahatsızlıkların erkenden tanınması, kabullenilmesi, tedaviye başvuru olasılığının artması ve
hastalıkların damgalayıcı etkilerinin azaltılması gibi avantajları bulunmaktadır. Fakat Atalay
sosyal medyanın ruhsal hastalıklar konusunda kişilerin birbirini damgalamasının kolaylaşması
açıdan olumsuz bir yönü olduğuna da dikkat çekiyor. “Hastalıklarla ilgili yanlış bilgilerin
kolaylıkla yayılması ve hastaların uzman olmayan kişilerin suistimaline açık hale gelmesinden
dolayı sosyal medya olumsuz sonuçlara yol açabilir.”
Zamanının çoğunu sosyal medyada geçiren kişilerde depresif hastalıkların artığına dair
çalışmaların çoğaldığına değinen Doç. Dr. Hakan Atalay, uzun vadede bu iletişim biçiminin
başat hale gelmesinin insan beyni ve psikolojisi üzerindeki etkilerinin ileride yapılacak yeni
çalışmalarda merak konusu olduğunu belirtiyor.
Dr. Hüseyin Ünübol sosyal medyanın zararlarından korunmak için şu tavsiyeleri veriyor:
• Dengeli bir kullanım için süre sınırlaması
• Bildirimlerin kapatılması
• Çevrenizde ya da kendinizde depresyon belirtilerinin olup olmadığının kontrolü
• Sosyal medya kullanırken ne hissettiğimizi ve bize ne faydası olduğunu sorgulamamız
• Ailenizle, sosyal çevrenizle daha fazla zaman ayırabilmek için zaman zaman sosyal
medya diyetine girilmesi
• Uyku öncesi telefondan uzaklaşmak
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 13
DOSYA
Depresyon, üzüntüyle aynı şey değildir
Depresyon hakkındaki bu efsanelerden ilki, herkes tarafından
bilinen bir şey şeklinde aktarılır. Bir kişinin depreşyonda
olduğunu söylediğimizde ilk aklımıza gelen şey, üzgün
bir kişi olur. Fakat bu her zaman doğru değildir. Belli
zamanlarda hepimiz üzülürüz ama üzüntü ve depresyon
birbirinden tamamen farklı iki dünyadır. Üzüntü, geçer,
kısa sürelidir. Er ya da geç duygularımız değişir. Depresyon
ise çok farklıdır. Umursamazlık, boşluk, acı… Depresyon tek
başına gelmez, kişinin tüm hayatını karartan ve yalnızlaştıran
başka negatif duyguları da yanında getirir.
Depresyon gençleri ve çocukları da etkiler
Genel anlamda depresyonun orta yaşta belirlendiği düşünülür.
Bu düşünce yanlıştır. Depresyon çocuk yaşta da
belirti verebilir. Çocuklar ve gençler, hem evde hem de
dışarıda farklı şiddetler, psikolojik şiddetler ile karşılaşabilir.
Parçalanmış aileler, okulda zorbalıkla karşılaşmak,
hayatı anlamama, kabul görmeme gibi birçok etken vardır.
Bütün bunlar çocuklar ve gençlerde depresyona yol açabilir.
Bilinen şu ki kendi yaşamına son veren pek çok genç
var ve bu, bir anık bir üzüntünün değil son derece zor bir
depresyon döneminin sonucu.
Bu hastalık sadece kafanızda değildir
Depresyon, yaygın inanışın aksine sadece zihninizi değil
genel olarak vücudunuzu etkiler. Uykusuzluk, yorgunluk,
kronik kas ağrıları ve baş ağrısı potansiyel fiziksel etkilerden
birkaçıdır. Bu, depresyon hakkındaki en ciddi efsane
ve düşüncelerden biridir. Depresyonun yalnızca kafanızda
olduğuna inanmak ciddi bir hatadır. Depresyon zihnin
ötesine geçer.
Depresyonla Mücadele
Doç. Dr. Hakan Atalay’a göre depresyonun nedenleri henüz
tam olarak açıklığa kavuşturulmadığı için depresyonu
iyileştiren bir ilacın varlığından söz edilememektedir.
Depresyonun serotin eksikliğine bağlı bir hastalık
olmadığını belirten Atalay, tedavide mutlaka ehil kişilerin
uygulayacağı psikoterapilerin uygulanması gerektiğinin
altını çiziyor. Atalay şöyle devam ediyor “Bilinen bu
tedavilere ek olarak seçilmiş olgularda (örneğin yemek
yemeyen, kendine bakmayan, iletişim kurmayan, intihar
düşünceleri bulunan olgularda) elektrokonvülsif tedavi
yapılabilir. Ayrıca, “vagal uyarım tedavisi”, “derin beyin
uyarımı” gibi deneysel tedavilerle de çalışılmaktadır.”
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 14
Depresyonun Semptomları
Depresif ruh hali, çoğu aktivitede ilgi ve zevk
kaybı, uykusuzluk ya da aşırı uyuma, iştahta
artış ya da azalış, psikomotor retardasyon ya
da ajitasyon, düşük enerji, zayıf konsantrasyon,
değersizlik veya suçluluğun olması ve
ölüm veya intihar hakkında tekrarlayan düşüncelerin
olmasıdır. Bunun yanında farklı
semptomlar da görülebiliyor. Bir depresyon
atağı genellikle en az iki hafta sürmektedir.
Dr. Hüseyin Ünübol’a göre depresyonun
semptomları şu şekildedir:
● Duygusal semptomlar - Hafif depresyonlu
birçok hasta, depresif ruh hali, ağlama kriz-leri,
genellikle zevkli aktivitelerden zevk almama
(örneğin, anhedoni) veya sinirlilik ile kendini
gösterir. Hastalar ayrıca endişe, gerginlik ve
gerginlik gibi anksiyete semptomlarıyla da
ortaya çıkabilir.
● Nörobilişsel semptomlar - Küçük depresyon,
konsantrasyon, hafıza ve karar vermede
bozulma ile kendini gösterebilir. Bu semptomlar
genellikle öznel olarak, nö-robilişsel testlerdeki
eksiklikler olarak nes-nel olarak gösterilenden
daha büyük ölçüde deneyimlenir.
● Değersizlik ya da aşırı suçluluk duyguları -
Depresyondaki hastaların öz algıları, yetersizlik,
aşağılık, başarısızlık, değersizlik ve uygunsuz
suçluluk duygularıyla işaretlenebilir.
● Nörovejetatif semptomlar - hafif depresyon,
uykusuzluk veya hipersomni, artmış veya
azalmış iştah ve psikomotor ajitasyon (örneğin,
sabit oturamama veya ellerini sıkma) veya
psikomotor gerilik (yavaşlama hissi) ile ortaya
çıkabilir.
● İntihar - İntihar düşüncesi veya davranışı
minör depresyonda ortaya çıkabilir.
Epidemiyolojik bir araştırma, minör depresyonu
olan bireyler arasında (n = 4337) yaşam boyu
intihar girişimi öyküsünün, depresyonu
olmayanlara (n = 13.068) (yüzde 5'e karşı 1)
göre daha fazla olduğunu bulmuştur.
Antik Yunan’da depresyon hakkındaki
DOSYA
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 15
DOSYA
Antik Yunan’da depresyon hakkındaki gelişmeler
Antik Yunanistan, bugünkü Yunanistan toprakları ile Küçük Asya'da (Anadolu) yaşayan
toplumların kurduğu devlet ve uygarlıkların, MÖ 756 (Arkaik dönem) ile MÖ 146 (Roma
işgali) tarihleri arasında hüküm sürdükleri bölgede bazı düşünceler açığa çıktı. Düşünceler
ziyadesiyle sonraki yıllarda gelişti. Ele alınan Antik Yunan’da yaşanan gelişmeler
‘Depresyon’ adı altında toplandı.
1- Antik Yunan’ın depresyona çaresi, Pisagorun döneminde bahsettiği “bios
pythagorikos” idi.
2- Antik Yunan’da sadece fiziksel ve ruhani eğitime özel ayrılmış gymnasiumlar vardı.
Bu iki disiplinin birbiriyle yakından ilişkisi olduğu ima edilirdi.
3- Güneş ışığı Yunanlar tarafından depresyonun çaresi olarak görülen etmenler arasında
geliyor.
Günümüzde ise fiziksel egzersizin, aktif bir yaşam sürdürmenin ve çevremizle, doğayla,
kendimizle olan ilişkinin önemini sıkça görüyoruz. Psikiyatristlerin söylemleri ise Antik
Yunan’da olan 2. maddeyle benzerlik gösteriyor. ‘Kendinize inanmaktan sonra bir amaç
edinmek gerekiyor’ kelimeleri dönemsel olarak Antik Yunan’dan taşınmış da
diyebiliyoruz.
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 16
GÖRÜŞ
Doğu Batı Sentezi
OSMAN KILIÇ
Batı Doğulu depresyona girince biraz ağır
geçer. Her şeyi yapmaya çalışır. Her kötü
şeyi… Batılı depresyona girer ağır geçer
ama o çözüm bulur. Çözümse gayet basit,
profesyonel destek! Doğulu çözümü
eşinden dostundan bulmaya çalışır, batılı
ise çözümü uzmandan alır. Bu yüzden
Batı depresyonu atlatır. Hayatı
depresyon olan Doğu bir ömür bu
moddan çıkamaz. Kaderinin gereğini
yaşadığını düşünen Doğunun kaderi
kendidir de bilmez. Hükmüne ram olan
Doğu üzgün, perişan ve hak etmediği bir
hayatı yaşamak zorunda kalır. Oysa
hayatın her alanında desteği düşüklük
görmese, Doğu, Batının kat be kat fazlası
olma potansiyeli taşır. Bu potansiyeli
bireysel olarak ortaya çıkarmaya gayret
edelim. Yoksa umudumuz ağır bir
profesyonel destek olur, canice ve
kabadır!
Olayın dezavantajları da yok değildir.
Depresyon yani Doğu lukatiyle bir nevi
dert, sürekli bir kambur gibi kalması
gereken bir şeydir. Batı depresyonu o
kadar çabuk çözer ki bu yüzden yeni
depresyon nedenleri yani dertler çıkar
ortaya, bu da devamında mutsuzluk
getirir. Mutsuzluk ya da bitmek bilmeyen
bir doyumsuzluk da denebilir.
Depresyonun ortaya çıkardığı ruh hali
insana o kadar çok yapışır ki; doğu
karamsar ve umutsuz, batı ise şımarık ve
mutludur. Çözümü basit olan bu illetten
kurtulmak için batılı gibi davranın, batılı
gibi şımarmadan yapın bunu. Yoksa işin
sonunda modern değil, özenti ve kopya bir
doğulu olursunuz. Bu ağırlığı yaşamak da
depresyonla yaşamaktan daha zordur.
Çünkü gurur doğunun en mütevazi
huyudur! Gururunu ezdirmeyen, onuruyla
yaşayan bir doğulu olarak kalmak
istiyorsanız tabii. Ama derseniz ki ben
dertlerimden arınmak istiyorum, buyurun
çözüm, profesyonel çözüm. Ya da batılı
tarzı bir formül…
dert, sürekli bir kambur gibi kalması
gereken bir şeydir. Batı depresyonu o
kadar çabuk çözer ki bu yüzden yeni
depresyon nedenleri yani dertler çıkar
ortaya, bu da devamında mutsuzluk
getirir.
Depresyonun ortaya çıkardığı ruh hali
insana o kadar çok yapışır ki; doğu
karamsar ve umutsuz, Batı şımarık ve
mutludur. Çözümü basit olan bu illetten
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 17
TARİH
İLK ÖZEL GAZETE: TERCÜMAN-I AHVAL
Osmanlı İmparatorluğu’nda ilk özel gazete olan Tercüma-ı Ahval
gazetesi 22 Ekim 1860 tarihinde ilk sayısını çıkardı. Gazetenin kurucuları
Agah Efendi ve Şinasi’ydi. Tercüman-ı Ahval’den önce
Osmanlı topraklarında çeşitli gazeteler yayınlar yapmıştı. Osmanlıda
bilinen ilk gazete 1795 yılında Bulletin de Nouvelles a-
dıyla Fransızlar tarafından yayımlanmış, ilk Türkçe gazete ise
(Vakayi-i Mısriye, Türkçe-Arapça) 1828 yılında Mısır Valisi Mehmet
Ali Paşa tarafından çıkarttırılmıştı. İstanbul’da yayınlanan ilk
Türkçe gazete ise II.Mahmut döneminde Takvim-i Vekayi adıyla
resmi nitelikli olarak yayın hayatına başlamıştı. Bir diğer gazete
ise 1840’ta İngiliz asıllı William N.Churchill tarafından Ceride-i
Havadis adıyla çıkarılmıştı. Bu gazetelerin hiçbiri halk tarafından
ciddi bir talep görmemiş ve ilgi çekememiştir.
Gazetenin kurucusu Agah Efendi idi. Agah Efendi daha önce devlet
memurluğu görevinde bulunmuş bir şahsiyetti. Gazeteyi çıkarmadan
önce ise Hersek Meclisi geçici reisliği görevinde bulunuyordu.
1860 yılının Mart ayında Eğitim Bakanlığı’na bir dilekçe
ile başvuran Agah Efendinin bu başvurusu memnuniyetle karşılanmış,
nizama uygun hareket etmek üzere ruhsat verilmesi uygun
görülmüştü. Ruhsat izninin alınmasının ardından Tercümanı
Ahval gazetesi 22 Ekim 1860'ta ilk sayısı ile okuyucunun karşısına
çıktı. Gazete 40-55 cm boyutundaydı ve ilk zamanlar haftada
bir gün yalnızca Pazar günleri yayınlandı. Nisan 1961’den itibaren
ise haftada 3 kez, daha sonra ise yayın gününü haftada 5’e çıkardı.
Gazetenin yayınları arasında iç ve dış haberler, ülke dışında yayınlanan
ya da Beyoğlu’nda çıkan yabancı gazetelerden siyasi
makale çevirileri ve çeviri ansiklopedik bilgiler yer alıyordu. Gazete
resmi ve özel ilan alımı da yapıyordu. Tarifeye göre ilanın satırı
3 kuruştu. Birkaç kez ilan verildiğinde indirim de yapılmaktaydı.
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 18
Tercüman-ı Ahval basın tarihimizdeki ilk
yayın durdurma cezasının verildiği gazete olarak
da tarihe geçmiştir. Ziya Paşanın kaleme
aldığı sanılan ve eğitim sistemine sert eleştirilerde
bulunan bir yazı sebebiyle gazete
1861 Mayıs’ında kapatılmıştır. Gazete ancak
belirli koşullara uymak kaydıyla iki hafta
sonra tekrar yayınlanmaya başlandı.
Gazeteyi Agah Efendiyle birlikte çıkaran
kişilerden biri de şair Şinasi’ydi. Şinasi Tercüman-ı
Ahvalin ilk sayısında bir mukaddeme
yayınlayarak halkın görevleri olduğu kadar
haklarının da bulunduğunu ve bunlardan
birinin de ülke menfaati için görüş bildirmek
olduğuna değinir. Şinasi meşhur mukaddeme
de (giriş) "umum halkın kolaylıkla anlayabileceği
mertebede" bir yayın yapacaklarını
belirtir. Şinasi’nin Batılı anlamda kabul edilen
ilk tiyatro oyunu olan Şair Evlenmesi oyunu
Tercüma-ı Ahval’de tefrika edilir. Gazetenin
kapatılmasından sonra Tasvir-i Efkar
gazetesini kuran Şinasi, tefrika ve abonelik
gibi kavramları basın hayatımıza uygulayan
ilk kişidir.
Tercümanı Ahval gazetesi Tanzimat düşüncelerinin
yer bulduğu bir gazetedeydi. Ahmet
Vefik Paşa, Ziya Paşa ve Refik Bey gibi önde
gelen aydın ve devlet adamları yazdıkları
yazılarda Osmanlı toplumunun geri kalma
nedenlerini ve ülkede olup bitenler hakkında
makaleler yazarak fikirlerini halka ulaştırdılar.
Tercüman-ı Ahval’in ardından Osmanlı’daki
gazete sayısı da artı. Gazeteciliğin ve özel
yayınların gelişmeye başladığı bu dönemde
iktidar eleştirileri artmaya başlayınca baskı ve
sansürler baş göstermeye başladı. 1864
yılında ilk basın yasası olarak bilinen Matbuat
Nizamnamesi çıkarılır. Bu nizamname ile
birlikte gazetecilere hapis ve para cezaları
getirilirken, gazeteler için de geçici ya da
süresiz kapatma cezaları getiriliyordu.
TARİH
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 19
PORTRE
Bir Garip
İsim Hikayesi
PABLO
NERUDA
Asıl adı Ricardo Neftali Resey olan Şilili şair Pablo Neruda’nın isim
hikâyesi bir hayli ilginç. Çok küçük yaşlarda şiir yazmaya başlayan
Neruda bu şiirlerini babasına ve üvey annesine gösterir. İlk şiirlerini
7 yaşında öz annesi olarak bildiği üvey annesine övgüler düzerek
yazar. Bu şiirleri gören babası “Bunu nereden kopya ettin?”
diyerek bir köşeye atar. Neruda’nın anlattığına göre* babası
çok iyi, sevecen ve hoşgörülü bir insan olmasına rağmen şiirle
pek arası iyi değildir. Oğlunun da mimar, doktor, mühendis olarak
yetişmesini, ülkesine ve insanlarına yararlı olmasını istemektedir.
Babası oğluna sık sık Şili halkının böyle insanlara ihtiyaç
duyduğunu hatırlatmaktadır. Oğlunun şiir yazmasına da çok kızmaktadır.
Babasına göre şair; başıboş, serseri, avare bir insandır.
Böylelikle babası uzun süreler Neruda’nın kitaplarını, defterlerini
yırtıp yakar. Babasının şiir yazdığını anlayıp öğrenmesinden korkan
Neruda, adını değiştirerek şiirler yazmak ister. Bir gün bir
dergiyi karıştırırken orada Jean Neruda imzalı bir hikâye görür.
Okuduğu hikâyenin çok hoşuna gitmesi üzerine Neruda ismini
alır. Bu arada bir şiiriyle de bir yarışmaya katılmak ister. Kendisine
soyadı olarak Neruda’yı alması üzerine Pablo’yu da küçük i-
sim olarak seçer ve yarışmaya katılır. Ve böylelikle dünyanın sayılı
şairlerinden biri olarak görülen Neruda’nın ismi bu şiir yarışmasıyla
birlikte Pablo Neruda olur.
Neruda yıllar sonra bu isim hikâyesini şöyle anlatır:
“…sonra baladlar, hikâyeler, romanlar yazan Jean Neruda’nın
kim olduğunu öğrendim. Bunun Çek halkının çok sevdiği,
Prag’ın Mala Strana alanında adına büyük bir heykel dikilen bir
yazar olduğunu anladım. Prag’a bir gezimde, ünlü bir Çek
yazarının adını olduğunu bilmeden kendime isim olarak
seçtiğim Jean Neruda’nın sakallı heykelinin ayakları dibine bir
çiçek demeti bıraktım.”
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 20
Konsolosluk Günleri ve Lorca’nın Ölümü
İlk kitabı Crepusculario’yu 1923 yılında yayınladı. 1924 yılında şairin en
tanınmış ve pek çok dile çevrilmiş olan eserlerinden Yirmi Aşk Şiiri ve
Umutsuz Bir Şarkı kitabı basıldı. Neruda, edebi çalışmalarına devam e-
derken, bir yandan da Santiago'daki Şili Üniversitesi'nde Fransızca ve
pedagoji okuyordu. 1927-1935 arası Şili hükümetinin elçisi oldu ve Burma,
Seylan, Java, Singapur, Buenos Aires, Barselona ve Madrid'te görev
yaptı. İspanya İç Savaşı ve yakın dostu şair García Lorca'nın ölümü onu
çok etkiledi. Dönemin en ünlü şairlerinden biri olan Federico Garcia
Lorca, General Franco’nun askerleri tarafından bir duvar dibinde kurşuna
dizilerek öldürüldü. Bu durum onun önce İspanya sonra da Fransa'da
Cumhuriyetçi hareketlere katılmasına neden oldu. Bu sırada şiirlerini
topladığı ve 1937 yılında basacağı Kalbimdeki İspanya kitabı üzerine
çalışmaya başladı. Kalbimdeki İspanya iç savaş sırasında cephede
basılması açısından önemli bir şiir kitabı olarak kabul edilir. Aynı yıl
ülkesine dönen Neruda daha sonraki eserlerinde siyasi ve sosyal konular
üzerine yoğunlaşır.
1939'da Paris'te İspanyol göçmenler için konsolosluk görevine getirildi.
Meksika'daki konsolosluk görevi sırasında Canto General de Chile'yi
yazdı. Bu eserde bütün Güney Amerika kıtasının doğası, insanları ve tarihi
yazgısı epik şiir şeklinde anlatılmaktadır. Eser, 1950'de Meksika'da basılırken,
Şili'de de el altından yayınlandı. Yaklaşık 250 şiirin yer aldığı eser,
on kadar dile çevrildi ve bu çeviriler yüzünden Neruda elçilik yaptığı
ülkelerde zorluklar yaşadı. 1943'te Şili'ye dönen Neruda, 1945'te senatör
seçildi ve Şili Komünist Partisi'ne katıldı. 1947'de Başkan González
Videla'nın grevdeki madencilere yönelik baskıcı protestolarını protesto
ettiği için, 2 yıl boyunca kendi ülkesinde kaçak yaşadı. 1949'da yurt
dışına çıktı ve 1952'ye kadar çeşitli ülkelerde bulundu.
Yaşamı boyunca güçlü siyasi duruşuyla tanınan Neruda, ülkesindeki
ve İspanya'daki faşizme karşı durmuştur. 1970 yılında Şili başkanlığına
aday gösterilmiş, ancak daha sonra başkan seçilen Salvador
Allende'yi desteklemiştir. Allende seçilince Neruda'yı Şili'nin Fransa
elçisi olarak görevlendirdi. 1971 yılında edebiyat dalında Nobel Ödülü
aldı. 1972 yılında sağlık sorunları nedeniyle elçilik görevini bırakarak
Şili'ye döndü. 11 Eylül 1973’te Şili Silahlı kuvvetler Başkomutanı olan
General Augusto Pinochet’in gerçekleştirdiği askeri darbe sırasında
hastanede prostat kanseri tedavisi görüyordu. 11 Eylül’den yalnızca
12 gün sonra Neruda kaldığı hastanede hayata gözlerini kapadı. Ölümü
resmi kayıtlara prostat kanseri olarak fakat kimileri Neruda’nın
hastanede öldürüldüğünü iddia etmektedir. 2005 yılında İspanya
İçişleri Bakanlığı, İspanyol El Pais gazetesi tarafından yayınlanan mart
ayına ait bir bakanlık belgesinin doğru olduğunu kabul etti. Belgeye
göre, "Neruda'nın ölümünde, üçüncü bir tarafın sorumluluğu kuvvetle
muhtemel" ifadesi yer alıyor.
*Nurer Uğurlu, Sürekli Bir İlkbahar, Broy yayınları, 1987
PORTRE
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 21
TÜRKİYE’NİN EN DİJİTAL MEDYA GRUBU
dijiPub’TAN MUHTEŞEM BİR FIRSATLAR
REKLAM REZERVASYON
reklam@dijipub.com
kubranur.gedik@dijipub.com
dijiPub
YAŞAM
ASLI’nda…
ASLIHAN AKDAĞ TÜRKER
Depresyonu müzikle tedavi edin...
Konservatuarda okurken seçmeli ders olarak ‘müzikle tedavi’ dersi almıştım.
Müziğin iyileştirici gücünü tek dönemde olsa akademik olarak öğrenme imkânım
oldu. Müzik duygu ve düşüncelerimizi dışarı yansıtmanın, kendimizi ifade
etmenin en etkili yoludur. Tarihler boyunca sanat olmanın yanı sıra, toplumsal
bilinci ifade etmede de rol oynamıştır. Müzikle tedavi en eski terapi
yöntemlerinden biridir. İnsan ruhuna, zihnine iyi gelen müzik, her türlü derde
deva olduğu gibi depresif ruh halini onarmada da en iyi tedavi yöntemidir. Biten
ya da bozulan ilişkilerimizde, ailevi sorunlarımızda, kötü giden iş yaşantımızda,
ruh halimizin karanlığa sürüklendiği her an da bizi sakinleştiren, ruhumuzu
doyuran bir müzik türü vardır.
Müzik ile tedavi, İngiltere'de özellikle iletişim sorunları olan çocuklara yardımcı
olmak amacıyla kullanılıyor. Müzik eğitimi olan bir uzmanla birlikte çalgı çalmak
ve şarkı söylemek çocukların kendilerini ifade etmelerine olanak sağlıyor.
Finlandiya'daki çalışmada, araştırmaya katılan depresyon hastalarının tamamına
normal terapinin gerektirdiği psikolojik yardım ve gerekli ilaçlarla tedavi uygulandı.
Hastaların 33'ünün tedavisinde ise müzik terapistinin de katılımıyla aralarında davul
çalmanın da bulunduğu müzik tedavisi kullanıldı. Üç aylık tedavi sonunda da
hastaların anksiyete ve depresyon tedavisinde diğerleriyle karşılaştırıldığından
daha kayda değer bir ilerleme kaydedildi. Peki biz depresyondayken tedavi olmak
için mi müzik dinliyoruz, yoksa yaralarımızı daha da kanatmak için mi? Bence buna
akademik olarak birçok makalenin araştırma konusu olmak yetersiz kalmıştır.
Acaba bizler depresyondayken kendimizi tedavi etmek, moralimizi düzeltmek,
beynimizi boşaltmak için mi müzik dinliyoruz, yoksa daha da karamsar olmak için
mi? Kendi çapımda çevremde ki farklı ruh haline, farklı iş koluna sahip, farklı
statülerdeki arkadaşlarıma bu soruyu yönelttiğimde gelen cevaplar aslında pek
de iç açıcı değil. Yani bizim müzik dinleme alışkanlığımız kendimizi tedavi etmek
değil de daha çok karamsarlığa sürüklemek üzerine kurulu. Depresyon
dediğimizde hepimiz bir arabesk müziğe yönelsek de benim depresyon seçimim
Rock müzik. Eğer ki Manga, Teoman dinliyorsam bilin ki ruhumla beynim
umutsuzluğun en derinlerinde. Ahhhh bir de Sıla şarkıları var ki Edebiyat
derslerinde okutulsa yaralarınızı sarmak için müfredata yazılır.
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 24
ASLI’nda…/Aslıhan Akdağ Türker
YAŞAM
İlklerin grubu maNga!
maNga deyince hani nerede depresyon dediğinizi
duyar gibiyim. Eee bu da benim seçimim. Ne zaman
ruhumda karanlık bir yan olduğunu hissetsem
Sıla’dan sonra maNga gelir benim için. Aslında
bende yarattıkları duygu biraz farklı. Bazen çok
eğleniyorken, bazen anti depresan misali dokunuyorlar
ruhuma. İlk çıktıkları günü dün gibi hatırlıyorum,
herkesten farklı animasyon klipleri ile ‘Bir
kadın çizeceksin’ diyerek hayatımıza girdiler.
Bence her yaptıkları, her zaman en farklı ve en
güzel grup maNga.
2001 yılında Ankara’da kurulan grup, diğer gruplar
gibi cover çalmak yerine kendi bestelerini sevdirerek
başladılar müzik kariyerlerine. Ve ilk günden bugüne
birçok başarılara imza atarak, en önemlisi başarılarına
başarı katarak geldiler bugüne. maNga’nın
favori depresyon şarkım ‘Cevapsız Sorular’. Adamlar
rock müzik yaparak benim dep-resyonumu
renklendirdiklerini bilseler sanırım depresyona girip
müziği bırakabilirler. Off ne zormuş depresyonla
müziği birleştirmek, bir de renkler ve zevkler işin
içine girince depresyonda kişiden kişiye değişiklik
gösteriyor. O zaman hadi son ses bir maNga şarkısı
ile kafamızdaki bütün gerginlikleri ruhumuzdaki
sıkıntıları bir kenara bırakıp zıplamaya başlayalım...
Haftaya görüşünceye kadar depresyondan uzak
mutlu bir hafta diliyorum.
Sıla girmeyen eve
doktor girer!
13 yıl önce ‘Kendine güvenen
şöyle gelsin’ diyerek girdi hayatımıza.
İyi ki de girmiş. Kalbe
dokunan tok sesi ile şarkıları birleştiğinde
tam bir depresyon iyileştirici.
Şarkıları arasında bir
ona koşuyorum bir öbürüne yine
de hangisini tavsiye edeyim
işin içinden çıkamıyorum. A-
bartmak gibi olmasında kesin ve
net fikrimi söylüyorum, ‘Sıla girmeyen
eve Doktor girer!’. Her
şarkısı mı kalbe dokunur bir inşanın.
Ne özledik ama, şöyle bir Sıla
konserine gitsek de hep bir ağızdan
‘Yan benimle’ diye haykırsak.
Her şarkısı ayrı güzel ama benim
depresyon favori şarkım ‘Muhbir’.
Çalmaya başladı mı boğazım
düğüm düğüm oluyor, geçip
gitmiyor sözler. Sanırım ben sizi
depresyondan kurtarmayı değil
daha da depresyona sokmayı
planlıyor gibiyim. Ruhumuzdaki
sıkıntıları bir kenara bırakıp
zıplamaya başlayalım... Haftaya
görüşünceye kadar depresyondan
uzak mutlu bir hafta diliyorum.
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 25
MODA
Depresyon yaşayan kadın ve erkeklerde günlük aktivitelerde olduğu
gibi giyim ve süslenme konularında da isteksizlik ve ilgisizlik oluşur.
Genellikle evden çıkılmak istenmiyor. Evden dışarıya çıkılan zamanlarda
erkekler eşofman, basic bir tişört veya bol salaş kıyafetler
tercih ediyorlar. Kadınlar da yine kot tişört, düz bir ayakkabı ya da
rahat spor ayakkabıları tercih ediyorlar…
Renk olarak depresif ruh halinden olsa gerek koyu renkler ön plana
çıkarılıyor. Siyah ve kahverengi gibi cansız mat tonlardaki süsten
uzak kıyafetler ve tek renk tercih ediliyor. Genel de seçilen parçalarda
üst kıyafet ile alt kıyafet uyumsuzluğunu direkt görebiliriz.
Kadınlar da özellikle saç kestirme ya da saçının rengini değiştirme
isteği oluşuyor. Bu durumun temelinde saçında değişiklikler yaparak
eskiden uzaklaşma ruh hali yatmaktadır. Bu radikal değişimin
kaynağı, saçın kesilince bunalımın da kestirildiğini hissetmekten
kaynaklanıyor olabilir. Bu anlık olarak bir hafifleme hissi verebilir
ama sonrasında pişmanlıklar yaşanıyor. Buna dikkat edilmesi gerekiyor!
Radikal değişiklikler yapmadan önce iyi düşünelim
Depresyon yaşanan günün sonunda eve gelinildiğinde yüzlerdeki
makyaj çıkartılmaya üşenilir. Zaten depresyon yaşayan bir kadın
makyajına eski özeni göstermez. Gözüne bir kalem ya da eyeliner,
belki de dudaklara bir ruj sürüp çıkar. Kadınlar bu dönemde kısa ve
özensiz makyajlar tercih ederler.
Aslında depresyon yaşadığımız dönemde kişisel bakımımıza özen
göstermek, cilt bakımı ve makyaj yapmak, güzel giyinmek, spor yapmak
iyi hissetmemizi sağlayan önemli etkenlerdir. Kısacası kendimize
zaman ayırmak iyi hissetmek açısından oldukça önemlidir.
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 26
ASTROLOJİ
Dijital Astroloji
SİMGE ÇETİN
Güneş Akrep Geçişi:
Depresyonu Pluto ile Dönüştür!
23 Ekim 2020 tarihinde güneş terazi burcundan akrep burcuna geçiş yapacak. Duygular
derinleşiyor. Stratejik, kıskanç, kuşkucu, planlamacı hissedebiliriz. Güneş akrepte
güçlüdür. Akrep yöneticisi pluto gezegeni etkisiyle acıdan dönüşür. Pluto aynı zamanda
acıyı ifade eder. Seçim elimizde. Acı çekmek ya da acıyı dönüştürmek.
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 27
Dijital Astroloji/Simge Çetin
ASTROLOJİ
KOÇ BOĞA İKİZLER
Güneş akrep 8. evinizi etkiliyor.
Finansal konular önem
kazanıyor. Stresi azaltmak için
işinize odaklanıp kararlarınızda
düşünmenizde fayda var.
İlişkilerde tepki gösterebileceğiniz
bir hafta olabilir.
Güneş akrep 7. evinizi etkiliyor.
Ortaklıklar ve yeni anlaşmalar
(merkür retrosu da dikkate
alınmalı ve imzalar konusunda
dikkatli olunmalı) uzun
süreli ilişkiler konularını etkiliyor.
İlişkilerde iletişime dikkat.
Güneş akrep 6. evinizi etkiliyor.
Günlük işler, fonksiyonel
konular, sağlıkla ilgili konular
önem kazanıyor. Sağlık uyku
düzenine dikkat edin. İş arayışı
için pozitif etkili bir hafta. Spora
başlayabilirsiniz.
YENGEÇ ASLAN BAŞAK
Güneş akrep 5. evinizi
etkiliyor. Yaratıcılık, aşk,
çocuklarla ilgili konular, keyif
aldığınız alanlar (hobiler),
borsayla ilgili alanları
etkiliyor. Kendinize zaman
ayırmak için uygun bir hafta.
Güneş akrep 4. evinizi
etkiliyor. Ebeveynlik ile ilgili
konular, ev, gayrimenkul
konularını etkiliyor. Taşınma
ile ilgili istekler söz konusu
olabilir. Tamirat, ev alım satım
konuları önem kazanıyor.
Güneş akrep 3. evinizi etkiliyor.
Satış, pazarlama, iletişim
konuları, seyahatler,
kardeşler, komşular, yakın
akraba çevresi ilişkilerinizi
etkileyebilir. Eğitim almak
isteyebilirsiniz.
TERAZİ AKREP YAY
Güneş akrep 2. evinizi etkiliyor.
Para, mülk, finans konuları,
yatırımlar, para artırma
yolları, yatırımla ve tasarrufla
ilgili konular ön planda olabilir.
Manevi değerinizi artırma
konusuna odaklanabilirsiniz.
Güneş akrep 1. evinizi etkiliyor.
Merkezde olma, fiziksel görüntünüzde
değişikliğe gitme, dikkat
çekme, kariyerinize odaklanma
konuları ön planda.
Bencillik ve kıskançlık gibi etkilere
dikkat. Diyet zamanı.
Güneş akrep 12. evinizi etkiliyor.
İç dünyanıza yönelebilir,
psikoloji konularıyla ilgilenebilirsiniz.
Gizli düşmanlıklar,
dedikodular ve bu konuda
mücadele etme, yurtdışı
konuları önem kazanıyor.
OĞLAK KOVA BALIK
Güneş akrep 11. evinizi
etkiliyor. Arkadaşlarla ilişkiler
önem kazanıyor. Davetler,
derneklerle ilgili konular,
ödüller ve primler, arkadaş
ve dost etkisinden kaynaklı iş
hayatıyla ilgili ek kazanımlar
olabilir.
Güneş akrep 10. evinizi etkiliyor.
İş ve kariyer hayatınızda önemli
gelişmeler olabilir. İş başvurularından
yana şans var. Yöneticilerinizle
iyi ilişkiler geliştirme ve
alanınızda uzmanlaşmayla ilgili
eğitimler, iş kurma konuları ön
planda olacak.
Güneş akrep 9. evinizi etkiliyor.
Yurtdışı ile bağlantılı
konular, seyahatler, yabancılarla
ilişkiler, yabancı diller,
kültürler, inançlar, davalarla
ilgili konular önem kazanıyor.
Çalıştığınız alanla ilgili araştırmalar
önem kazanabilir.
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 28
SPOR
Sporun Dijital Hali
YUSUF BAŞYEŞİL
NBA’de sona gelindi. Sezonun sonunda şampiyonluğa uzanan takım LeBron James’li Anthony Davis’li
Batı Yakası temsilcisi Los Angeles Lakers oldu. 17. şampiyonluğuna ulaşan Lakers ekibi bu alanda en
büyük rakibi Boston Celtics’i de yakalamış oldu. Son finalini ve şampiyonluğunu 2010 yılında Celtics’e
karşı alan Lakers, 10 yıl aradan sonra finale çıkıp şampiyon olmayı başardı. Finaller MVP ödülü 10.
finalini oynayan LeBron James’e gitti. Finallerde 29.8 sayı 11.8 ribaund 8.5 asist ortalaması yakalayan
King James, Finaller MVP ödülünü 4.kez kazanmayı başardı. Bu ödülle birlikte 3 farklı takımda Finaller
MVP ödülünü kazanan ilk oyuncu oldu. Play-Off’lara Batı Yakası Lideri olarak katılan Lakers, çeyrek
finalde Lillard liderliğindeki Portland Trail Blazzers ile karşılaştı. İlk maçı Blazzers kazanmasından sonra
4 maç üst üste kazanan Bordo – Sarılılar, adını yarı finale 4-1’lik net skorla yazdırdı. Yarı finalde ise rakip
Batı Yakasının en güçlü takımları arasında gösterilen James Harden, Russel Westbrook gibi oyuncuları
kadrosunda bulunduran Houston Rockets idi. Çoğu basketbolsever bu serinin denk geçmesini
beklerken Lakers rakibine sadece 1 maç yenildi ve çeyrek finalde olduğu gibi 4-1’lik skorla finale
yükseldi. Sezonun en büyük sürprizi ise batı yarı final serisinin diğer maçında yaşandı. Los Angeles
Clippers, batı yarı finali serisinde Nikola Jokic - Jamal Murray ikilisini durduramadı ve Denver Nuggets’a
karşı 3-1 öne geçmesine rağmen 4-3 yenildi ve yarı finalde elendi. Lakers ekibi 4-1 yendi ve 10 yıl
aradan sonra finale adını yazdırdı. Doğu yakası finalisti Miami Heat ilk olarak çeyrek finalde Indiana
Pacers ekibini süpürerek yarı finale çıktı. Yarı finalde rakip sezonun bir başka şampiyonluk adaylarından
biri olan Milwaukee Bucks idi. Yunan süperstar Giannis Antetokounmpo liderliğinde yarı finale kadar
gelen Bucks ekibi için sürpriz bir seri yaşandı ve hiç beklenmedik şekilde Miami Heat’e 4-1’lik skorla
elendiler. Miami cephesinde ise genç ve tecrübeli oyuncuların birbirine olan uyumu dikkatleri üzerine
topladı. Jimmy Butler liderliğinin yanında çaylak Tyler Herro ve Şutör Duncan Robinson ile birlikte pota
altında Bam Adebayo’nun muhteşem uyumu Miami Heat’in adını Doğu Yakası finaline yazdırdı. Doğu
Yakası finalinde Miami Heat’in rakibi, Toronto Raptors’ı 4-3’lük skorla geçen Boston Celtics oldu. Doğu
Yakası Finalinde favori Boston Celtics’e karşı dominant bir oyun sergileyen Miami ekibi 4-2’lik skorla
Celtics’i evine yolladı ve 6 sene sonra finale çıkmayı başardı.
SON 10 YILDA 9 FİNAL 4 YÜZÜK!
Finalde ise favori gösterilen LA Lakers, sakatlıklarla boğuşan Miami Heat’in sürpriz yapmasına izin
vermedi ve seriye 4-2 tamamlayarak, 17.şampiyonluğunu almış oldu. LA Lakers’ın efsanevi oyuncusu
Kobe Bryant’ın feci ölümüyle sarsılan Los Angeles ekibi, kazandığı bu şampiyonlukla, kulüp tarihinin en
anlamlı NBA Şampiyonluklarından birini kazanmış oldu. 4. Şampiyonluk yüzüğünü kazanan LeBron
James, bu alanda en büyük rakibi olarak gösterilen Michael Jordan’a yaklaştı. Otoritelerce birçok kez
karşı karşıya getirilen ve tüm zamanların en iyi oyuncusu kim? sorusu bir kez daha gündeme geldi. Son
10 yılda 9 kez finale çıkan LeBron James, bu başarısıyla kimilerince Basketbol’un G.O.A.T’ı [Tüm
Zamanların En İyisi] olarak nitelendirildi.
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 29
TÜRKİYE’NİN EN DİJİTAL MEDYA GRUBU
dijiPub’TAN MUHTEŞEM BİR FIRSATLAR
REKLAM REZERVASYON
reklam@dijipub.com
kubranur.gedik@dijipub.com
dijiPub