You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Ekim 2020
Profesyonellerin İhtiyacını Karşılar
Beton Kesim Makinası
EK7651H (BETONPAN, DOĞAL TAŞLAR)
4 zamanlı motor
Daha Çevreci
Daha Ekonomik
Daha Güçlü
Titreşim
Önleyici
Primer
Pompası
Kapasitör
Deşarj
Ateşlenmesi
Otomatik
Dekompresyon
Güç
3.0kW (4.1PS)
Maks.Disk Hızı
4.300 dev/dk
Disk Çapı
355x25.4mm
İşletmenizde Temiz H
YÖNETMELİKLE
Clean
DUMAN EMME S
Baca sistemi ge
Sınıfının en
Mükemmel çe
Uzun filtre
TS, DIN, EN, ISO v
ava Sahası Yaratın...
RE UYGUN
Arc ®
İSTEMLERİ
rektirmez
sessizi
kiş gücü
ömrü
e CE uyumlu
Detaylı
bilgi için
QR kodu
okutunuz
%99,95 *
toz tutma
kabiliyeti
*hepa filtre ile
FAVORİ AKÜLÜ SOLO
MAKİNELERİNİZİ SEÇİN
VE KENDİ SETİNİZİ
OLUŞTURUN
www.bosch-professional.com/tr/tr/
4
.
Ekim 2020 .
www.istanbulhirdavatfuari.com
ŞİMDİ, HİÇ
OLMADIĞI KADAR
SAĞLAM!
Dayanıklı gövde dizaynı ile
YENİ GLL 2-15 G Professional
YENİ
LB 10
Tutucu
ile birlikte
Sipariş Numarası:
0 601 063 W00
YENİ
RM 10
Tutucu
ile birlikte
KOMBİ
LAZERLERİMİZİN
EN SAĞLAMI!
Dayanıklı gövde dizaynı ile
YENİ GCL 2-50 G Professional
IP64
YÜKSEK
KORUMA!
Sipariş Numarası:
0 601 066 M00
Akülü Zincirli Testere
DUC355 / DUC405
350mm (14”)/ 400mm (16”)
Yüksek Güç &
Yüksek Hızlı Zincir
Doğrudan motor tahrikli sistem
Yüksek verimlilik
Zincir freni ve değişken hızlı tetik anahtarı
testereye eş dğer çalışabilirlik sağlar.
Kaydırmaz el kavraması
Kilitleme
Güç düğmesi
Metal koruyucu
with auto power-off function
Değişken hız tetik
Akü kapasite
göstergesi
Ayarlanabilir otomatik
zincir yağlama
Profesyonellerin İhtiyacını Karşılar
Teknik Özellikler
Zincir freni
DUC355/DUC405
Kesim Uzunluğu
350mm/400mm
Kullanılabilir akü
2 adet 18V Li-ion
Ses düzeyi
87.7dB(A)
Zincir Hızı
0-20m/s
Zincir Yağ Kapasitesi
200ml
Titreşim (Ağaç Kesiminde) 5.3(m/s 2 )
Metal zincir tutucu
Aletsiz testere zinciri gerginlik ayarı
Ekstra Koruma Teknolojisi
Zincir yağı girişi
GERÇEK
PROFESYONELLER
İÇİN
Boru Sızdırmazlık Elemanı
Rulman Sabitleyici
Civata Sabitleyici
Hızlı Yapıştırıcı
Silikon Tabancası
Kimyasal Dübel
İçindekiler
2 2 2 8
“Pandemi Sürecinde, Üretimde Sürekliliği
Devam Ettirerek Yeni Ürün Geliştirme
Çalışmalarına Odaklandık”
“Starline Ürünleri 30’dan Fazla Ülkede
Güvenle Kullanılıyor”
3 2 3 6
“Beybi Eldiven’i, İhracatta Bir Dünya Markası
Yapmak İçin Çalışmalarımıza Devam Ediyoruz”
“edding Markası Ürün Gamımızda
Eksik Olan Bir Boşluğu Doldurdu”
4 2 6 0
“Yaşanan Süreç Talep Yönünü
Ülkemize Çevirebilir”
“Yaşanan Süreç İş Sağlığı ve Güvenliği
Sektörü Açısından Önemli Bir Dönüm Noktası Oldu”
Reklam
İndeks
ASAL İTHALAT...................................... 31
İZELTAŞ................................................ 15
PANASONİC.......................................... 17
ASKAYNAK................................ Ö.K.K-39
ATEŞ İNŞ......................................... 26-27
ATG....................................................... 43
BEYBİ İŞ GÜVENLİĞİ...................... 34-35
BOSCH...........................................Ö.K.İ-1
ÇELİK HORTUM................64-65 İNSÖRT
EGESAN............................................... 25
İHF.................................................... 57-79
KALE MAKİNA...................................... 6-7
KALEKİM............................................... 13
KANCA.................................................. 47
KARAM İŞ GÜVENLİĞİ......................... 51
KARBOSAN........................................ A.K
MADE.................................................... 55
MAGMAWELD.................................. 19-21
MANO.................................................... 53
REİS MAKİNA ............................. Ö.K-4-5
RİCO..................................................... 41
SEDA END........................................... 8-9
SELSİL................................................. 2-3
TÜRK BARTER..................................... 81
UĞUR HIRDAVATÇILIK.................. A.K.İ.K
YAKARKARDEŞLER............................. 45
İST İŞÇİ SAĞLIĞI.................................. 59
NT İMAJ................................................. 83
YAPARLAR.............................................11
Editörden
Konumuz
İş Güvenliği
Bu sayımızda dosya konusu olarak iş güvenliğini
işlemeye çalıştık. Özellikle koronavirüs salgın
sürecinde çok yoğun çalışmalarla faaliyetlerini
sürdüren iş güvenliği firmaları, sektöre sonradan
giren firmaların yanıltıcı ürün ve bilgilerinden oldukça
şikâyetçi. Bunun dışında firmaların çalışmaları
ise aralıksız ve yoğun taleple devam ediyor.
İş güvenliği alanında üretici tarafında yer alan
firmalar bu dönemi yeni ürün geliştirme ve farklı
pazarlama kanalları üzerinde çalışarak geçiriyor.
Önceki sayılarımızda belirttiğimiz üzere firmalar
dijital entegrasyonla birlikte pazarlama ve satış
kanallarını online araçlara yönlendirmiş durumda.
Bu durum hem genel pazara ve hem de son kullanıcıya
ulaşmak açısından firmalar için ucuz ve
etkili bir alternatif. Online pazarlama ve dijital satış
kanalları, süreç içerisinde alternatif olmaktan çıkarak
başrol oynayabilir.
Yaşanan sürecin, iş güvenliği sektöründe faaliyet
gösteren firmalardan bazılarını hızlı tedarik,
güven ve kaliteli ürün açısından öne çıkardığı
şüphesiz. Tedarik açısında altyapısı güçlü olan
firmalar bu dönemde rakiplerinin önüne geçmiş
durumda. Tabi krizi fırsat bilerek haksız rekabete
yol açacak girişimlerde bulunan bazı firmalar, bu
dönemde ve sonraki dönemler için bir güven kaybına
uğrayacaktır mutlaka. İçinde bulunduğumuz
süreç, şimdi ve sonraki dönemlerde iş güvenliği
firmaları için bir önemli bir terazi işlevi görebilir.
Bunun dışında diğer bir önemli konu ise ihracat.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Ticaret Bakanı
Ruhsar Pekcan’ın da katılımıyla eylül ayı geçici
dış ticaret verilerini, İstanbul’da düzenlediği toplantıyla
açıkladı. Türkiye’nin ihracatı bir önceki yılın
aynı ayına göre yüzde 4,8 artarak 16 milyar 13
milyon dolara ulaştığını açıkladı. Bununla birlikte,
bin 676 firma “İhracata Merhaba” dedi. İhracata
yeni başlayan bu bin 676 firma Eylül ayında 80
milyon 174 bin dolarlık ihracat gerçekleştirdi.
Voli Fuar Hizmetleri A.Ş.
Adına İmtiyaz Sahibi
Hüseyin Ferruh IŞIK
Sorumlu Müdür
Mustafa Aktaş
mustafa.aktas@voli.com.tr
Yayın Editörü
Murat Uludasdemir
murat.uludasdemir@voli.com.tr
Reklam Müdürü
Zülküf Karadayı
zulkuf.karadayi@voli.com.tr
Finans Müdürü
Mustafa Aktaş
mustafa.aktas@voli.com.tr
Kurumsal İletişim Müdürü
Nehir Çetiner
nehir.cetiner@voli.com.tr
Grafik Tasarım
M.Cüneyt Er
cuneyt.er@voli.com.tr
Umarız salgın süreci ile birlikte, üretimde değişen
eksen kaymaları ülkemiz lehine bir netice sağlar
ve kaliteli Türk malı ürünler bütün dünyaya ihraç
edilir. Sektörün içinde yer alan tek yayın olarak
bütün temennimiz sektörün hacminin artması ve
firmalarımızın daha da büyüyerek dünya çapında
isim yapmaları.
Kasım sayımızda görüşmek üzere.
Sağlıcakla kalın.
Murat Uludaşdemir
CTP - Baskı
İhlas Gazetecilik A.Ş.
Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi
İhlas Plaza No: 11 A/41
Yenibosna - Bahçelievler / İSTANBUL / TURKEY
Tel: +90 212 454 30 00
Adres
15 Temmuz Mahallesi Bahar Caddesi Polat İş Merkezi
B Blok No: 6-1/41 Kat:3
Güneşli - Bağcılar / İSTANBUL / TURKEY
Tel: +90 212 604 51 00 Fax: +90 212 604 51 35
İhracatta Cumhuriyet Tarihinin
Eylül Ayı Rekoru Kırıldı
Sektörel
Türkiye İhracatçılar Meclisi Eylül ayı ihracat rakamlarını açıkladı. Türkiye’nin ihracatı
2020 yılının Eylül ayında 16 milyar 13 milyon dolara ulaşarak Cumhuriyet tarihinin
en yüksek eylül ayı ihracat rakamı oldu. Aynı zamanda aylık bazda 2020 yılının en
yüksek ihracat rakamına ulaşıldı. 207 ülkeye ihracat gerçekleştirilirken, 119 ülkeye
ihracat artışı sağlandı. Bin 676 firma ise ilk defa ihracat gerçekleştirdi.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Ticaret Bakanı
Ruhsar Pekcan’ın da katılımıyla eylül ayı geçici dış
ticaret verilerini, İstanbul’da düzenlediği toplantıyla
açıkladı. Türkiye’nin ihracatı bir önceki yılın aynı
ayına göre yüzde 4,8 artarak 16 milyar 13 milyon
dolara ulaştı.
Türk ihracatçısının olağanüstü koşullarda bile
ne kadar başarılı olduğunu tüm dünyaya bir kez
daha gösterdiğini belirten İsmail Gülle, “Dış Ticaret
Fazlası Veren Türkiye’’ hedefimize Hükümetimizin
destekleri ve ihracatçımızın alın teriyle, emin
adımlarla yürüyoruz” dedi. İsmail Gülle, Eylül
ayı ihracat rakamları hakkında şu bilgileri verdi:
“Eylül ayında ihracatımız Ağustos ayına göre
yüzde 22,1’lik, geçtiğimiz yılın aynı ayına göre
ise, yüzde 4,8’lik artışla 16 Milyar 13 Milyon dolar
oldu. Geçtiğimiz yıl gerçekleştirmiş olduğumuz, 15
milyar 220 milyon dolarlık Eylül ayı rekorunu da
bu sayede tekrar kırarak yeni bir Cumhuriyet tarihi
rekoruna hep birlikte imza attık. Yeni Ekonomi
Programı ile 2020 ihracat hedefimiz olan 165,9
milyar dolara da ulaşacağız. Son dönemde, bu
başarının sinyallerini zaten halihazırda alıyorduk.
Normalleşmeyle gelen son üç aydaki ihracat
rakamlarımız, yeni dönemin ihtiyaçlarına hızla
adapte olduğumuzu göstermişti. 2021-2023
Yeni Ekonomi Programı’nda da “İhracata ve ithal
ürünlerin yerli üretimine dayalı ekonomik dönüşüm
ve değişim” hedefi ihracata verilen önemi
18
.
Ekim 2020 .
www.istanbulhirdavatfuari.com
Ürün Kodu: 3335 001004
Segman Pense Takımı
yeni
Tüm yetkili satıcılarımızda
3331 12 0170
İç Segman Pense (Eğri) B19-60
3321 12 0180
İç Segman Pense (Düz) B19-60
3311 12 0170
Dış Segman Pense (Eğri) B19-60
330112 0180
Dış Segman Pense (Düz) B 19-60
www.izeltas.com.tr
Sektörel
vurguluyor. Ayrıca, büyüme hedeflerine ulaşmak
için “ihracata, katma değerli üretime ve istihdama”
çok daha fazla yoğunlaşılacağının ifade edilmesi,
ihracat hedeflerimizi yakalamak adına bize önemli
güç katacaktır. İhracata dayalı ekonomik büyüme
modelinin aktörleri olarak, bizler de, ülkemizin
2023 hedeflerine ulaşması için tedarik ve pazar
kurgulamasını buna göre icra edeceğiz.”
Bin 676 firma “İhracata Merhaba” dedi
İsmail Gülle, eylül ayında bin 676 firmanın
“ihracata merhaba” dediğini ifade etti. İsmail Gülle,
“Yılbaşından bu yana aylık bazda ihracat ailesine
katılımda da bir rekor kırdık. İhracata yeni başlayan
bu bin 676 firmamız Eylül ayında 80 milyon 174
bin dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Firma özelinde
bakıldığında, Eylül ayı içerisinde Toplam 41 bin
386 firmamız ihracat gerçekleştirdi” diye konuştu.
İhracatçılarımız 207 ülkede
bayrağımızı dalgalandırdı
Eylül ayında ihracatçılarımızın ülkemizin bayrağını
207 ülkede dalgalandırmayı başardığını ifade
eden İsmail Gülle şöyle devam etti: “ İlk 10
ülkenin ihracattaki payı yüzde 49,3 olurken, ilk
20 ülkede bu pay yüzde 66,6 oldu. Eylül ayında
en çok ihracat gerçekleştirdiğimiz ilk 3 ülke ise
1 milyar 516 milyon dolar ile Almanya; 1 milyar
143 milyon dolar ile Birleşik Krallık ve 947 milyon
dolar ile ABD oldu. İlk 10 ülkenin ihracattaki payı,
yüzde 48,6 olurken; ilk 20 ülkede bu oran, yüzde
66,1 olarak gerçekleşti. Yılın ilk dokuz ayında
ise; en çok ihracat gerçekleştirdiğimiz ilk 5 ülke
11,28 milyar dolar ile Almanya, 7,55 milyar dolar
ile Birleşik Krallık, 7,24 milyar dolar ile ABD, 6,24
milyar dolar ile Irak, 5,53 milyar dolar ile İtalya
oldu. Eylül ayında, Ülke gruplarına göre ihracata
baktığımızda ise, en büyük pazarımız olan Avrupa
Birliği’nin ihracatımızdaki payının Eylül ayında,
6,77 milyar dolarlık bir hacim ile Yüzde 42,3
seviyesine yükseldiğini görüyoruz. AB haricindeki
diğer Avrupa ülkelerini de topladığımızda, Avrupa
kıtasının ihracatımızdaki payı Yüzde 56,5 olarak
gerçekleşti. Diğer ülke gruplarına baktığımızda ise,
Eylül ayında, Yakın ve Orta Doğu ülkelerine yüzde
4,7 düşüş ile 2,8 milyar dolar; Afrika kıtasının
tamamına yüzde 3,7’lik artışla 1,36 milyar dolar;
Uzak Doğu ülkelerine ise yüzde 6,8’lik artış ile 1,23
milyar dolar ihracat gerçekleştirdik.”
Katma Değerli ürün ihracatı artıyor
Eylül ayında Kilogram başı ihracat değeri yüksek
birçok üründe ihracatın arttığını belirten İsmail
Gülle, “Kilogram başı ihracat değeri 10 doların
üzerinde olan yüksek katma değerli ürünlerimizin
toplam ihracatı eylül ayında artış gösterdi. Bu
ürünlerde, 2019 yılının eylül ayında, 3 milyar 646
milyon dolar olan ihracatımız, bu yılın aynı ayında,
yüzde 12 oranında artarak, 4 milyar 92 milyon
dolar seviyesine yükseldi. Kilogram başı ihracatı
50 doların üzerinde olan en yüksek katma değere
sahip ürünlerde ise eylül ayında ihracatımız 656
milyon dolara ulaştı” diye konuştu.
Otomotiv liderliği geri aldı
Eylül ayında önceki yılın aynı ayına göre 20 sektör
ihracatını artırdı. Halı ve Yaş Meyve Sebze sektörleri
ise tarihlerinin en yüksek eylül ayı ihracatını
gerçekleştirdi. 2 milyar 605 milyon dolarlık ihracat
gerçekleştiren Otomotiv sektörü liderliği geri aldı.
1 milyar 798 milyon dolara ulaşan Hazırgiyim
sektörü ikinci, 1 milyar 633 milyon dolara ulaşan
Kimyevi Maddeler sektörü üçüncü oldu. Otomotiv
sektöründe geçtiğimiz yılın aynı ayına göre, 13,1
milyon dolarlık artış gerçekleşirken, Hazırgiyimde,
298 milyon dolar artış yaşandı.
Gemi ve Yat Sektörü ihracatını
yüzde 331 artırdı
Eylül ayının en güçlü performansına imza atan
20
.
Ekim 2020 .
www.istanbulhirdavatfuari.com
sektörler; yüzde 331,5
artışla 160 milyon dolara
ulaşan Gemi ve Yat;
yüzde 80 artışla 282
milyon dolara ulaşan
Savunma ve Havacılık;
yüzde 34 artışla 197
milyon dolara ulaşan
Yaş Meyve ve Sebze
sektörleri oldu. Sektörlerin
ihracat yaptıkları ülke
sayılarına baktığında ise,
Eylül ayında, 206 ülke ve
bölgeye gerçekleştirdiği
ihracatla Kimyevi
Maddeler sektörü birinci,
196 ülke ve bölgeye
ihracat ile Demir ve Demir
Dışı Metaller ikinci ve
193 ülke ve bölgeye ihracat yapan Çelik sektörü
üçüncü oldu. Gemi ve Yat sektörü; Polonya’ya
2019 eylül ayında ihracat gerçekleştirmezken, bu
yılın aynı döneminde 28,9 milyon dolar ihracat
gerçekleştirdi, Malta’ya ihracatı 52 katına, Birleşik
Krallık’a ihracatı 50 katına çıktı. Savunma ve
Havacılık Sanayii Sektörümüzün; Azerbaycan’a
ihracatı 76,7 milyon dolar, Umman’a ihracatı 41
milyon dolar, Hindistan’a ise 15,7 milyon dolar
artış kaydetti. Yaş Meyve Sebze sektörü ise;
Romanya’ya ihracatı yüzde 178, Irak’a ihracatı
yüzde 115, Hollanda’ya ihracatı yüzde 51 arttı.
Otomotiv sektörü Birleşik Krallık’a ihracatını 84
milyon dolar, Fransa’ya ihracatını ise 51 milyon
dolar artırdı. Hazırgiyim, Birleşik Krallık’a ihracatını
72 milyon dolar, İspanya’ya ise 47 milyon dolar
artırdı.
Tıbbi ürün ihracatı hız kesmedi
Geçtiğimiz yılın aynı ayına göre; solunum cihazları
yüzde 1900, maske ve önlük yüzde 838,tanı
kitleri yüzde 167,dezenfektan ihracatı ise yüzde
66 artış gösterdi. Eylül ayında, Toplam Covid-19
ürünü ihracatı yüzde 328 artışla 92 milyon dolar
olarak gerçekleşti. Yılın ilk dokuz aylık döneminde
ise Covid-19 ürünleri ihracatı 631 milyon dolara
ulaşırken; 2019 yılının aynı dönemine göre, yüzde
213 artış sergiledi.
Kastamonu ihracatını yüzde 147 artırdı
Eylül ayında 58 il ihracatını artırdı. En çok ihracat
gerçekleştiren ilk 5 il sırasıyla 6 milyar 399 milyon
dolarla İstanbul, 1 milyar 274 milyon dolarla Bursa,
1 milyar 225 milyon dolarla Kocaeli, 860 milyon
dolarla İzmir, 762 milyon dolarla Gaziantep oldu.
TİM Başkanı İsmail Gülle,
“Eylül ayında, olağanüstü bir
performansla Türk ihracatında
tarihin en yüksek Eylül
rakamını yakaladık. Türkiye
İhracatçılar Meclisi olarak,
Her zaman ifade ettiğimiz “Dış
Ticaret Fazlası Veren Türkiye’’
hedefimize, Hükümetimizin
destekleri ve ihracatçımızın
alın teriyle, emin adımlarla
yürüyoruz” dedi.
Sektörel
En dikkat çekici artışlar
ise; Yüzde 147 artışla 27
milyon dolarlık ihracata
imza atan Kastamonu;
Yüzde 64 artışla 21
milyon dolara ulaşan
Rize; Yüzde 51 artışla
75 milyon dolar ihracat
yapan Şırnak’ta oldu.
Kastamonu’da Madencilik
sektörü ihracatını 39
katına çıkardı. Şırnak’ta
ise Yaş Meyve Sebze
sektörü ihracatını yüzde
376 artırırken; Rize’de
Su Ürünleri ve Hayvansal
Mamuller sektörü
ihracatını yüzde 183
artırdı.
Paritenin olumlu etkisi 475 milyon Dolar
Son dönemde paritedeki artışın etkisi ihracata
pozitif yansıdı. Eylül ayında paritedeki artışın pozitif
etkisinin 475 milyon dolar olarak gerçekleştiğini
görüyoruz. Yılın ilk dokuz ayında ise paritedeki
yükselişin pozitif etkisi 38 milyon 521 bin dolar
olarak gerçekleşti.
“Yeni Nesil Ticaret Diplomasi”
faaliyetleri aralıksız devam edecek
“Tüm dünya dijitalleşmenin önemine pandemi
döneminde bir kez daha farkına vardı” diyen
Gülle şunları söyledi: “2020 yılı da, pandeminin
etkisiyle, işlerimizi sanal platformlara taşıdığımız
bir yıl oldu. Bakanlığımızın koordinasyonuyla
gerçekleştirdiğimiz Sanal Ticaret heyetlerini 11
ülkede başarıyla tamamladık. İhracatçılarımızdan
gelen talepler doğrultusunda önümüzdeki
dönemde sanal ticaret heyetlerimizin sayısını
daha da artıracağız. Sanal ticaret heyetlerimize
bu ay da yenilerini ekledik. Meksika, Kolombiya,
Peru ve Şili’ye gerçekleştirdiğimiz heyetimiz kadın
ihracatçılara özel ilk sanal ticaret heyeti olma
vasfıyla Meclisimizin gerçekleştirdiği ilkler arasına
girdi. Yine Kazakistan’a 28-30 Eylül tarihlerinde
gerçekleştirdiğimiz Sanal Ticaret Heyetimize
katılan birçok firmamız ikili iş görüşmeleri
gerçekleştirdi. Gerçekleşen görüşmelerin bu
pazarlarda ihracatımıza büyük katkı sağlayacağına
inancımız tam. Sanal Ticaret Heyetlerimiz bu
ülkelerle sınırlı kalmayacak olup TİM olarak ihracat
ailesinin 95 bini aşkın üyesiyle, hedef pazarlarda
“Yeni Nesil Ticaret Diplomasisi” faaliyetlerimize
aralıksız şekilde devam edeceğiz.”
22
.
Ekim 2020 .
www.istanbulhirdavatfuari.com
23
Sektörel
Viko İle Güvenliğinizi Otomatiğe Alın…
Sigortalar, elektrik tesisatına sahip olan her bina
için olmazsa olmaz. Çünkü sigortalar, nominal
çalıştığı akım değerinin üzerinde bir akım
geldiğinde elektrik tesisatınızı devre dışı bırakarak
önce sizin ve ailenizin, sonra da cihazlarınızın
güvenliğini sağlıyor. Böylesine önemli görevi olan
bir cihazın da mutlaka kaliteli olması gerekiyor.
Elektrik anahtarı ve priz sektörünün lider kuruluşu
Panasonic Life Solutions Türkiye tarafından
geliştirilen VİKO marka otomatik sigortalar, özel
tasarımları ve kaliteleri ile her binaya yüksek
güven getiriyor.
Alçak gerilimde yüksek güven…
Bağlı bulundukları elektrik tesisatını aşırı akım
ve kısa devrelere karşı koruyan VİKO otomatik
sigortalar sistemi de kumanda ediyor. Yüksek
kesme kapasitesine göre tasarlanmış gövde
yapısı ile dikkat çeken ürünler, düşük güç tüketimi
ile de enerji tasarrufu sağlıyor. Ayrıca IP20 sınıfı
elle temasa karşı yüksek korumalı bağlantı
terminalleri içeriyor. Oluşan etkin arkı söndürmek
için 12 plakalı hücre ve uzun ömür için AgC4
kontak yapısı da VİKO otomatik sigortaların
özellikleri arasında yer alıyor.
Eviniz güvende, içiniz rahat…
Aşırı yük durumunda devreyi keserek termik
koruma işlemi gerçekleştiren VİKO otomatik
sigortalar, yüksek ısının etkisiyle eğilen bimetal
element mekanizmayı harekete geçirerek ana
kontakların ayrılmasını sağlıyor. Aynı zamanda
yüksek akımlarda ya da kısa devre anında
bobin içerisindeki piston, manyetik değişimlerde
mekanizmayı tetikleyerek devreyi kesiyor ve
böylece manyetik koruma başlıyor. Eviniz
güvende, sizin içiniz de rahat oluyor.
VİKO otomatik sigortalar çok özellikli…
Özel tasarımlarıyla birçok avantajı da beraberinde
getiren VİKO otomatik sigortalar, DIN rayı olmadan
da istenilen her yüzeye monte edilebiliyor. Her
tip bara bağlantısı bulunuyor. Kablolamadan ve
güvenli montaj ile panoda estetik sağlanırken, hızlı
bağlantı gerçekleştiriliyor. Korumalı terminaller
ile kablonun tam olarak terminale yerleşmesi
mümkün oluyor. VİKO otomatik sigortalar,
aynı zamanda hatalı kablo bağlantısına izin
vermiyor ve tesisatta ark oluşumunu engelliyor.
Hangi hatta problem olduğu sigorta üzerinden
kolaylıkla anlaşılıyor, arızayı bulmak kolaylaşıyor.
Sigortanın üzerindeki ihbar göstergesi sayesinde,
mandal pozisyonu kolayca görülüyor. Bu özellik,
arıza süresini minimuma indiriyor. VİKO otomatik
sigortalar, çoklu bağlantılarda ise sigortaların
birbiriyle kablo temasına izin vermiyor, böylece
meydana gelebilecek ark ve kısa devre riskini
engelleyerek tesisatı koruyor. Öte yandan
yardımcı aksesuar, montaj yeri uygunluğu ile de
aksesuarlı kullanım seçeneği sunuyor.
24
.
Ekim 2020 .
www.istanbulhirdavatfuari.com
25
Röportaj
Egesan Aşındırıcı Taşlar San. A.Ş. ve Egeli Zımpara San. A.Ş.
Pazarlama Müdürü Burak Çağlar:
“Pandemi Sürecinde, Üretimde Sürekliliği
Devam Ettirerek Yeni Ürün Geliştirme
Çalışmalarına Odaklandık”
Burak Çağlar
Egesan / Egeli Aşındırıcılar A.Ş. Pazarlama Müdürü
Egesan Aşındırıcı Taşlar San. A.Ş. ve Egeli
Zımpara San. A.Ş. pandemi sürecindeki
çalışmalarını, kendi vizyonu içinde benimsediği
strateji ve alışılagelmiş uygulamaları ile en
sorunsuz şekilde sürdüren firmalardan biri.
Firma olarak her türlü krize daima hazırlıklı
olma stratejileri ile pandeminin en yoğun geçtiği
dönemlerde bile üretim kapasitelerinde azalma
yaşamadıklarını belirten Pazarlama Müdürü
Burak Çağlar, salgın döneminde özellikle ürün
geliştirme alanına odaklandıklarını ve bu alanda
oldukça başarılı sonuçlar aldıklarını söylüyor.
Yaşanan sürecin, tedarik açısından dünyanın belli
bir coğrafi bölgesinden daha dengeli bir düzleme
kaydığını belirten Burak Çağlar, bu süreçte
oluşan risklerden dolayı üretici ve kullanıcının,
sürdürülebilirlik için tedarik kanallarını batıya
kaydırdığını belirtiyor. Bu dönemde lansmanını
yaptıklarını INDUSTRY serisi taşları hakkında da
bilgiler veren Çağlar ile pandemi sürecinin sektöre
etkilerini ve bu dönemde yaptıkları çalışmalar
hakkında bir söyleşi gerçekleştirdik.
26
.
Ekim 2020 .
www.istanbulhirdavatfuari.com
Röportaj
Firma olarak pandemi sürecindeki
çalışmalarınız hakkında bilgi verebilir misiniz?
Egesan Aşındırıcı Taşlar San A.Ş. ve Egeli
Zımpara San. A.Ş. olarak, bizler de tüm dünya
gibi bu öngörülmesi imkansız pandemi sürecine
hazırlıksız yakalandık. Yalnız, bir şirket vizyonu
olarak benimsediğimiz her türlü krize daima
hazırlıklı olma stratejimiz sayesinde hem tedarik
zinciri, hem üretim, hem de satış kanallarında bu
süreci çok hızlı kontrol altına almayı başardık.
Bu sayede üretim kapasitemizde pandeminin
en yoğun geçtiği dönemler dahil, neredeyse hiç
azalma yaşanmadı diyebiliriz.
Her iki üretim tesisimizde operasyonumuzun
çok büyük bir bölümünün otomatik makineler
tarafından yapılıyor olması, bunları kontrol eden
operatör arkadaşlarımızın, pandemi öncesinde de
sosyal olarak birbirlerine mesafeli çalışmalarına
olanak sağlıyordu. Bu nedenle tesislerimizde
sosyal mesafeyi sağlamak bizim için bu süreçte
çok zor olmadı.
Fakat tüm dünyanın içinde bulunduğu bu talihsiz
dönemi, Egesan Aşındırıcı Taşlar San. A.Ş. ve
Egeli Zımpara San. A.Ş. olarak en az olumsuz
etkiyle atlatıyor olmamızın temel nedeni,
önlemlerimizi çok önceden almış olmamız ve bu
önlemlerin uygulanması konusunda bugün dahil
hiçbir esneklik göstermememizdir.
Son dönemde dünya çapında yaşanan
sosyal ve ekonomik gelişmeler paralelinde
değerlendirecek olursanız, yaşanan süreç
firma olarak sizi nasıl etkiledi? Yaşanan
sürecin sektöre ve dolayısıyla size yansımaları
hakkında neler söylersiniz?
Pandemi süreci aslında 1971’de ABD ile Çin
arasında başlayan pingpong diplomasisinden
beri giderek güçlenen ve tekelleşmeye başlayan
Uzak Doğu ekonomisini büyük oranda etkiledi.
Geçen yıllar boyunca çok az istisna hariç
dünyanın neredeyse tüm üretim odaklı ülkeleri,
fiyat rekabetine odaklı bir üretim anlayışına
geçtikleri için tedarik zinciri üzerinde büyük riskler
alarak hammadde tedarikinin çok büyük bir
kısmını Uzak Doğu’dan yapmaya başladılar.
Pandemi süreci, bu anlamda tüm dünyayı tekrar
okul sırlarına oturtup kuralları bir kez daha, fakat
bu sefer acı bir deneyimle hatırlattı diyebiliriz.
Tek bir tedarikçiye veya tek bir coğrafyaya bağlı
bir tedarik zinciri yönetiminin bir üretim tesisini,
2020 yılında bile durma noktasına getirebileceğini
çok sert bir deneyimle tüm dünya olarak tekrar
hatırladık.
Şimdi ekonomi tekrar dengeli dağılım eğiliminde
hareket ediyor. Üretici de kullanıcı da bu riski
bir daha göze almak yerine, daha fazla para
ödemeyi tercih ederek, sürdürülebilirlik için tedarik
kanallarını batıya kaydırıyor. Bu aynı zamanda
son üründeki kalitenin de yükselişi anlamına
geliyor.
27
.
28 Ekim 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com
Röportaj
Bizler ise Egesan Aşındırıcı Taşlar San A.Ş.
ve Egeli Zımpara San. A.Ş. olarak kaliteyi ve
üretimin sürdürülebilirliğini kuruluşumuzdan beri
bir vizyon olarak benimsediğimizden sanayinin
büyük bir kısmının deneyimlediği bu zorlu sürece
neredeyse hiç maruz kalmadık diyebiliriz.
Yaşanan süreç ve sonrası ile ilgili sektörel
değerlendirmelerinizi alabilir miyiz?
Aşındırıcı sektörü aşağı yukarı tüm sanayiye
direkt veya dolaylı yoldan hizmet veren bir sektör
olduğundan, hizmet verdiği bu sektörlerden
herhangi birinin veya birkaçının dönemsel olarak
zayıflama eğilimine girmesi, aşındırıcı sektörünü
Bu süreçte firma olarak çalışmalarınızı aynı oranda değil, bağlı olunan sektörün
daha çok hangi alanda (Ar-Ge, inovasyon,
pazarlama, üretim vb.) yoğunlaştırdınız?
Özelikle pandemi döneminin başlangıç aşaması,
yani tüm ülkenin evlerine kapandığı dönemde
Egesan Aşındırıcı Taşlar San. A.Ş. ve Egeli
Zımpara San. A.Ş. olarak bazı durumları fırsata
çevirmeyi bildik. Örneğin; hem üretim hem
saha ekibimizin ürün, strateji ve şirket vizyonu
büyüklüğüne göre fakat her durumda daha düşük
oranlarda etkilemekte.
Bu dönemde inşaat ve otomotiv gibi hizmet
verdiğimiz 2 büyük sektörün büyük darbeler
aldığını gördük fakat aşındırıcı sektörü diğer
hizmet verdiği sektörler sayesinde zararını en alt
seviyede tutmayı başardı.
Pandemi süreci, ayrıca insanların harcama
gibi konulardaki bilgilerini tazeleme, teknik alışkanlıklarının da değişmesine yol açtı. Bu
eğitimler organize etme gibi fırsatlar bulduk.
Bu eğitimlerin bir çoğunu tedarikçilerimizle bir
sinerji içinde gerçekleştirdiğimiz için interaktif ve
yüksek verimli bir süreç oldu. Bunların tamamını
online platformlar üzerinden verimli bir şekilde
gerçekleştirdik.
sayede birçok yeni iş kolu kuruldu ve kurulmaya
devam ediyor. Bu iş kollarının da direkt veya
dolaylı yollarla aşındırıcı ürünlere ihtiyacı oluyor.
Sonuç olarak bazı grafikler iniş eğilimine girerken
bazıları yükseliyor ve hatta sıfırdan kendine yeni
bir satır açıyor.
Bu dönemde özellikle ürün geliştirme alanına Gelecekte de bu dinamizmin artacağına
odaklandık. Hem mevcut ürün gamımız hem de
sektörün ihtiyaç duyduğu; işletmelerin verimliliğini
arttıracak, birim zamanda daha fazla iş yapma
inanıyoruz. Doğru politikalarla desteklenmesi
halinde de Türk üreticilerin dünya çapında çok
daha üst sıralarda yer almaları kaçınılmaz
kapasitesine sahip yeni ürünler üzerinde olacaktır.
çalışmalar yapma fırsatımız oldu ve oldukça
başarılı sonuçlara imzalar attık.
Son olarak eklemek istedikleriniz?
Alınan tüm tedbirlere rağmen ülkemiz olarak zor
dönemlerden geçiyoruz. Pandeminin yanı sıra
TL’nin döviz endekslerindeki
olumsuz yönelimi aşındırıcı
sektörü de dahil tüm
sektörleri içgüdüsel
olarak daha temkinli
olmaya yönlendiriyor.
Kesinlikle temkinli
olmalıyız fakat inancımızı
yitirmeden gelecek
vizyonlarımızı gerekiyorsa
bir kez daha gözden geçirip
emin adımlarla
Bunlardan biri, yeni lansmanını yaptığımız ilerlememiz
INDUSTRY serisi taşlarımız. Egesan’ın özgün
görsel dizaynını, modernize ederek kullanıcıya
gerektiğine
inanıyoruz.
sunduğumuz bu serinin üretim aşamasında
da bire bir aynı vizyona sadık kalındı. Modern
işletmelerin birinci önceliği olan verimliliği
merkeze koyduğumuz bu ürün gelişme
sürecimizin sonunda, kullanıcıları birim maliyetten
ve zamandan tasarruf ettirebilecek yeteneklere
sahip yepyeni bir seri ortaya çıkarmayı başardık.
Herkes Hızlanmaya
Hazır mı?
Metal ve Paslanmaz Çelik malzemeler için özel olarak
geliştirilen EGESAN INDUSTRY mükemmel performans ve
süratli kesim ihtiyacınızı karşılamak üzere üretildi.
EGESAN
Uzman Ellerden Usta Ellere
www.egesan.com.tr
29
30
.
Ekim 2020 .
www.istanbulhirdavatfuari.com
31
Röportaj
Ateş A.Ş. İhracat Müdürü Ege Çevik:
“Starline Ürünleri 30’dan Fazla Ülkede
Güvenle Kullanılıyor”
Kişisel Koruyucu Donanımlar alanında ürettiği ürünlerle birçok sektöre hizmet sunan
Ateş A.Ş. Starline markası ile yurt içi ve yurt dışında birçok sektöre ürün sunuyor.
Her sene geliştirdiklerini yeni ürünlerle ürün gamını genişleten Ateş A.Ş., farklı
sektörlerdeki ihtiyaçlara göre Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarına devam ediyor.
Birçok fabrikanın üretime ara vermek zorunda kaldığı dönemde hem satış hem de
operasyon noktasında ara vermeden çalışmalarını sürdüklerini belirten Ege Çevik
ile dosya konumuz kapsamında bir söyleşi gerçekleştirdik.
Fabrikalara, denizcilik, lojistik, maden, inşaat ve
birçok farklı sektöre geliştirilmiş ürünlerini sunan
Ateş A.Ş., pandemi süreci boyunca çalışmalarını
aralıksız sürdürüyor.
Pandemi sürecinde bütün dünyada arz sıkıntısı
çekilen koruyucu donanımların ihracatını
yaptıklarını belirten Ateş A.Ş. İhracat Müdürü Ege
Çevik, yurt içinde de gerekli donanım ihtiyaçlarını
karşılayarak devlete destek olduklarını söylüyor.
Starline’nin, Türkiye’de en çok tercih edilen
Kişisel Koruyucu Donanım markalarından birisi
olduğunun altınız çizen Ege Çevik, dünya çapında
yaşanan sıkıntılara rağmen stokları nispetinde
müşterilerine ürünlerini gönderdiklerini ve ödeme
konusunda kolaylık sağladıklarını ifade ediyor.
Firma olarak pandemi sürecindeki
çalışmalarınız hakkında bilgi verebilir misiniz?
ATEŞ A.Ş olarak STARLINE markamız ile
Kişisel Koruyucu Donanım sektöründe faaliyet
gösteriyoruz. Fabrikalara, denizcilik, lojistik,
maden, inşaat ve birçok farklı sektöre baştan
ayağa iş güvenliği ekipmanları sağlıyoruz.
Pandemi, bütün dünyayı olduğu gibi ülkemizi
de etkiledi, salgının en yoğun olduğu dönemde
hayat durma noktasına geldi ve birçok fabrika
üretime ara vermek zorunda kaldı. Biz hem satış
olarak hem de operasyon olarak hiç durmadık.
32
.
Ekim 2020 .
www.istanbulhirdavatfuari.com
Röportaj
Ege Çevik
Ateş A.Ş. İhracat Müdürü
Yetkililerin açıklamalarına uyarak, alınan
kurallar çerçevesinde gerek ofislerimizde gerek
depolarımızda kontrollü şekilde sosyal mesafeye
uyarak çalışmalarımıza devam ettik. Bu süreçte
ürün portföyümüzde bulunan ve tüm dünyada
arz sıkıntısı çekilen maske, gözlük ve tulum gibi
ürünleri ihraç ederek yardım eli uzattık, bir yandan
da hibe ederek devletimize destek olduk.
Son dönemde dünya çapında yaşanan sosyal
ve ekonomik gelişmeler paralelinde
değerlendirecek olursanız, yaşanan süreç
firma olarak sizi nasıl etkiledi? Yaşanan
sürecin sektöre ve dolayısıyla size
yansımaları hakkında neler söylersiniz?
Son dönemde dünyada politik ve ekonomik
bir mücadele var diyebiliriz. Dünya’nın iki
büyük ekonomisi Amerika ve Çin’in birbirlerine
uyguladıkları ek vergiler, Brexit süreci ve
son olarak Suudi Arabistan’ın Türk mallarına
uyguladığı ambargo bunlara sadece birer örnek.
Her ülke daha çok büyüme arzusunda. Pandemi
sürecinde de ticari faaliyetler askıya alındı.
Özellikle solunum cihazı, tek kullanımlık maske,
tulum, koruyucu gözlük ve benzeri ürünlerin
tedarik zincirinde kısıtlamalar oldu. Türkiye,
birçok ülkeye bu ekipmanları sağlayarak yardım
eli uzattı. Bizde hibe ettiğimiz ürünlerle bu sürece
destek olduk. Fakat maalesef bu desteği diğer
ülkelerden göremedik. İthal ettiğimiz ürünlerin
tedarikinde aksamalar ve gecikmeler yaşadık.
Buna rağmen pandemi sürecinde müşterilerimize
stoklarımız elverdiğince ürünlerimizi göndermeye
devam ettik, ödeme konusunda onlara kolaylık
sağladık.
Bu süreçte firma olarak çalışmalarınızı
daha çok hangi alanda (Ar-Ge, inovasyon,
pazarlama, üretim vb.) yoğunlaştırdınız?
Yukarıda da bahsettiğim gibi, ülkeler arasında
ekonomik mücadele var. Türkiye olarak bu
mücadelede etkin olabilmemiz için daha çok
üretmek ve ihraç etmemiz gerekirken, dünya
çapında daha çok markaya sahip olmamız lazım.
STARLINE, Türkiye’de en çok tercih edilen
Kişisel Koruyucu Donanım markalarından birisi.
Hedefimiz dünya çapında bir marka olmak ve
bu hedefte ilerliyoruz. Ürünlerimiz 30’dan fazla
ülkede yüzlerce fabrikada güvenle kullanılıyor.
Biz de bu süreçte üretim ve pazarlama
planlamaları yaptık. Başta Avrupa pazarımızı
daha çok geliştirmek için orta ve uzun vadeli
projeler yaptık. Bunun yanı sıra Adana’da yapımı
süren fabrikamızda 2021 başında iş güvenliği
ayakkabısı ve bot üretimine başlayacağız.
33
.
34 Ekim 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com
Röportaj
İlerleyen yıllarda da farklı ürün gruplarında
üretime başlayıp, bunları daha fazla ülkeye ihraç
etmek istiyoruz.
Yaşanan süreç ve sonrası ile ilgili sektörel
değerlendirmelerinizi alabilir miyiz?
gıdaya, hızlı tüketim ürünlerinden ham maddeye
bizim de dahil olduğumuz çoğu sektörde tedarik
zincirinde aksamalar meydana geldi, fiyatlarda
dalgalanmalar oldu. 2020 her anlamda sürprizlerle
dolu, öngörülemeyen bir yıl oldu. Pandemi hala
var fakat alınan önlemlerle üretimler tekrardan
Pandemi bazı fabrikaların kapanmasına, başladı. Dünya’da ve ülkemizde aşı çalışmaları
bazılarının ekstra çalışmasına sebep oldu.
Normal çalışma düzeni bozuldu. Sadece tıbbi
devam ediyor. Ben 2020’deki kayıpların daha
hızlı toparlanacağına inanıyorum.
cihazlarda değil, temizlik-hijyen ürünlerinden
Türkiye Tek Yetkili Distribütörü
KORE’NİN
1 NUMARASI
PROFESYONEL ELEKTRİKLİ
EL ALETLERİ
Adres: Ahi Evran Caddesi 06374 No:33-35
Ostim/Ankara-TÜRKİYE
Web: www.asalithalat.com
Telefon: +90 312 426 61 11 (pbx)
Fax : +90 312 426 71 11
e-mail : info@asalithalat.com
Beybi Eldiven Yönetim Kurulu Başkanı Metin Levi:
“Beybi Eldiven’i, İhracatta
Bir Dünya Markası Yapmak İçin
Çalışmalarımıza Devam Ediyoruz”
Röportaj
Türkiye’nin en büyük eldiven üreticilerinden
biri olan Beybi, pandemi sürecinde de sektörel
alanda yaptığı yatırımlara ara vermeden devam
ediyor. İçinde bulunduğumuz süreç dahil olmak
üzere, daha sonra ortaya çıkabilecek her koşula
hazırlıklı olduklarını belirten Beybi Eldiven
Yönetim Kurulu Başkanı Metin Levi, esnek ve
dinamik yapıları ile 71 yıllık markalarını geleceğe
taşımayı hedeflediklerini söylüyor.
Pandemi sürecinde Ar-Ge departmanında,
maliyetleri düşürmek ve yeni ürünler geliştirmek
için çalışmalar yaptıklarını kaydeden Levi, satış
için online kanallar geliştirdiklerini ve geleneksel
pazarlama ile ulaşamadıkları bölgelere erişmeyi
hedeflediklerini belirtti. İhracat alanında Beybi’yi
bir dünya markası yapmak üzere adımlar attıklarını
söyleyen Metin Levi ile sektör ve Beybi’nin
çalışmaları hakkında bir söyleşi gerçekleştirdik.
Firma olarak pandemi sürecindeki
çalışmalarınız hakkında bilgi verebilir misiniz?
Pandemi sürecinde evden çalışma sistemine
geçtik. Tüm ekibimiz, evden çalışmaya başladı ve
büyük ihtimal öyle devam edecek. Doğayı daha
az kirletmenin tüm yollarını irdeledik ve küçük bile
olsa farklar oluşturmaya gayret ediyoruz.
Son dönemde dünya çapında yaşanan
sosyal ve ekonomik gelişmeler paralelinde
değerlendirecek olursanız, yaşanan süreç
firma olarak sizi nasıl etkiledi? Yaşanan
sürecin sektöre ve dolayısıyla size yansımaları
hakkında neler söylersiniz?
Tüm dünyanın başına aynı anda gelen bu mesajın
çok önemli bir felsefik boyut taşıdığına inanıyoruz.
Evren bize bir ders veriyorsa mesajı iyi algılamak
lazım. Gereksiz tüketimden kaçınmak aldığımız
en önemli derstir. Firma olarak da birçok ezberi
36
.
Ekim 2020 .
www.istanbulhirdavatfuari.com
Röportaj
bozmak üzere inceledik ve bozduk. Lider olmak
kolay değil. Ancak liderler bu zamanlarda
kendilerini gösterirler.
Bu süreçte firma olarak çalışmalarınızı
daha çok hangi alanda (Ar-Ge, inovasyon,
pazarlama, üretim vb.) yoğunlaştırdınız?
En önemli gelişim esnek imalat üzerine attığımız
adımlar oldu. Gereksiz büyük stoklara girmememiz
gerektiğini gördük. Esnek üretim için de teknik alt
yapımızı geliştirdik. Ar-Ge departmanımız gerek
maliyet düşürmek gerekse yeni ürün geliştirmek
için kolları sıvadılar. Satış için online kanalımızı
geliştirdik. Pazarlama ile de erişemediğimiz
bölgelere erişmeyi hedefledik. Son kullanıcılara
doğru eldiveni seçip maliyet düşürmeleri için
katkıda bulunmanın yollarını araştırdık. İhracat
olarak ise Beybi’yi bir dünya markası yapmak
üzere adımlarımızı attık.
Yaşanan süreç ve sonrası ile ilgili sektörel
değerlendirmelerinizi alabilir miyiz?
Beybi eldiven olarak sektör dediğimizde birçok
sektöre hitap ettiğimizi görüyoruz. Bu yüzden bir
analiz değil birçok analiz yapmaktayız. Amaç ve
ileriye dönük plan zamana uymaktır. Bu süreç
veya Türkiye’nin içine gireceği tüm süreçler için
esnek ve dinamik bir yapı ile 71 yıllık markamızı
geleceğe taşıyacağız.
Son olarak eklemek istedikleriniz?
Gerek fert, gerek şirket, gerekse millet ve
tüm dünya olarak mutlak icap etmeyen her
harcamadan uzak durmalıyız. Tüketim ekonomisi
kendini üretime bırakmalı. Fertler olarak daha az
tüketmeli, ülke olarak ise daha çok üretmeliyiz.
Biz elimizden gelenle yetinmeyip daha ne
yapabiliriz diye düşünürken herkesten aynı
desteği bekliyoruz.
37
38
.
Ekim 2020 .
www.istanbulhirdavatfuari.com
39
Güney Hırdavat Genel Koordinatörü Gökhan Erpolat:
Röportaj
“edding Markası Ürün Gamımızda Eksik
Olan Bir Boşluğu Doldurdu”
Gökhan Erpolat
Güney Hırdavat Genel Koordinatörü
Dünyaca ünlü edding firmasını distribütörlüğünü
yapan Güney Hırdavat, pandemi süreci boyunca
çalışmalarına ara vermeden devam ediyor.
Pandemi sürecinin iş yapma modelleri üzerinde
farklı ve değiştirici etkisine vurgu yapan Güney
Hırdavat Genel Koordinatörü Gökhan Erpolat,
yaşanan süreçle birlikte dünyada birçok şeyin
değiştiğini ve teknolojiye bağımlılığın daha da
arttığını söylüyor.
edding markasının sektörde bilinirliliğini daha
fazla arttıracak, sektörün ihtiyacı olan kalite ve
maliyetlerde dağıtım yapabilecekleri bir altyapı
hazırladıklarını kaydeden Erpolat ile edding
özelinde süreç ve sektörle ilgili bir söyleşi
gerçekleştirdik.
Firma olarak pandemi sürecindeki
çalışmalarınız hakkında bilgi verebilir misiniz?
Pandemi sürecinin tamamında, kısıtlı işgücü ve
çalışma saatleri içerisinde de olsa hep çalıştık.
Gereken bütün tedbirleri aldıktan sonra, sosyal
sorumluluk bilinciyle müşterilerimizin siparişlerini
gönderebilmek için ciddi bir çaba sarf ettik.
Piyasamızdaki firmaların birçoğu çalıştığı için,
özellikle de internet üzerinden satış yapan
firmaların tedarik tarafında problem yaşamaması
adına bizim gibi toptancı firmaların çok önemli rolü
oldu bu süreçte. Toplantılarımızı değişik yazılım
programları üzerinden yaparak iş süreçlerimizin
aksamaması için azami gayret gösterdik. Aslında
bu süreç bundan sonraki yeni sürecin de bir
provası gibiydi.
40
.
Ekim 2020 .
www.istanbulhirdavatfuari.com
Röportaj
Bu süreçte firma olarak çalışmalarınızı
daha çok hangi alanda (Ar-Ge, inovasyon,
pazarlama, üretim vb.) yoğunlaştırdınız?
Genel anlamda, tedarik tarafında sıkıntı
yaşatan ürünlerin yerine ikame mal ve marka
arayışlarımıza hız kattık. Teknolojik altyapımızı
iyileştirmek ve geliştirmek için neler yapılabileceği
hakkında daha çok kafa yormaya başladık.
edding tarafında ise, sektörümüzde bilinirliliğimizi
daha da fazla artıracak, yeni ürünler geliştirerek
sektörümüzün ihtiyacı olan kalite ve maliyetlerde
dağıtımını yapabileceğimiz bir altyapıyı
hazırlıyoruz. Pazarlama bütçelerimizi de bu
minvalde şekillendirmeye çalışıyoruz. Daha
çok noktada var olabilmek adına müşteri
ziyaretlerimizi artırmak ve daha çok noktaya ürün
stantlarımızı ulaştırmak istiyoruz.
Yaşanan süreç ve sonrası ile ilgili sektörel
değerlendirmelerinizi alabilir miyiz?
İnsanların alışveriş alışkanlıkları zaten değişmeye
başlamıştı, bu süreçte daha da hızlandı.
Dolayısıyla sektörümüz için de bundan sonra
yapılması gerekenler bu paralelde olacaktır.
Tedarik zincirinde problem yaşanmaması için
üretim kapasiteleri daha da artacak, yeni ihtiyaçlar
için yeni ürünler ve modeller geliştirilecektir.
Son dönemde dünya çapında yaşanan
sosyal ve ekonomik gelişmeler paralelinde
değerlendirecek olursanız, yaşanan süreç
firma olarak sizi nasıl etkiledi? Yaşanan
sürecin sektöre ve dolayısıyla size yansımaları
hakkında neler söylersiniz?
Aslına bakarsanız bu süreç bütün dünyada birçok
şeyi değiştirdi. Özellikle de iş modelleri ve iş fikirleri
hakkında teknolojiye olan bağımlılığı perçinledi.
Tedarik süreçlerini çok etkiledi. Ülkelerin ihracat
ve ithalat politikalarını, şirketlerin insan kaynakları
ve yatırım stratejilerini değiştirdi. Yerli üretimin
ne kadar önemli olduğunu tüm dünya ülkelerine
bir kez daha hatırlattı. İhracat ve ithalatı daha
kolay yapılabilecek, mevcut piyasalardaki ihtiyaç
duyulan ürünlerin dış ticareti üzerine daha fazla
kafa yorulacak yeni bir süreci başlattı. Tüm ülkeler
güçlü oldukları taraflara daha çok odaklanacak,
eksik oldukları tarafları da kapatmak için yeni
stratejiler geliştireceklerdir. Bütün bunları
düşündüğümüzde, yukarıda bahsetmiş olduğum
konuların hepsi sektörümüzü ve dolayısıyla da
firmamızı aynı şekilde etkiledi. Firma olarak yeni
sürece alışmaya çalışıyoruz.
edding ürünleri için de aynısı geçerli: Bu dönemde
satışlarımız ve tarafımıza ulaşan taleplerde bir
hayli artış oldu. Gereken tedbirleri önceden
alıp stok seviyelerimizi ona göre planladığımız
için müşterilerimize herhangi bir sorun
yaşatmadık ve bundan sonra da yaşatmamak
için çalışmalarımızı ona göre yapıyoruz.
Sektörümüzün ihtiyaç duyduğu ürünleri hem
kalite hem de fiyat anlamında Türkiye’nin her
noktasına ulaştırdığımız gibi, sektörümüzün
ihtiyaç duyabileceği yeni ürünler hakkında da bir
hayli çalışmamız var.
Son olarak eklemek istedikleriniz?
edding firması ile birkaç senelik mazimiz olmasına
rağmen birbirimize çok iyi uyum sağladık.
Güney Hırdavat Alman ekolüyle çalışmaya
alışkın bir firmadır. Senelerdir sektörümüzde
bilinen Alman markalarının ithalatını yapmış ve
halen yapmaktadır. edding markası bizim ürün
gamımızda eksik olan bir boşluğu doldurmuştur.
edding firmasıyla çalıştığımız ve edding
markasını sattığımız için çok memnunuz. Uzun
seneler beraberce çok iyi işler çıkaracağımızı
düşünüyoruz.
41
Sektörel
Solunum Koruyucu Maskeler Sağlık Sektörü
İçin Türkiye İç Pazarına Sunulacak
Koronavirüs’ün (COVID-19) görülmeye başladığı ilk günden itibaren, salgına
koruyucu ekipman ve tıbbi malzeme üretimiyle talebe cevap verebilmek için
tüm imkanlarını kullanan 3M, bu alandaki üretim kapasitelerini tüm dünyada
artırdı. 3M, Türkiye sağlık sektörünün maske talebini karşılayabilmek adına, Nisan
2020 itibarıyla FFP1 ve FFP2 solunum koruma maskelerin üretimine başladı. 3M
Türkiye bu kapsamda ayda ürettiği 1 milyon 200 bin maskeyi, öncelikle sağlık
sektöründe kullanılmak üzere Türkiye iç pazarına sunacak.
“3M Bilimi. Hayatın Her Anında.” söylemiyle
bilimin, inovatif yaklaşımlarla insan yaşamını
kolaylaştıracak çözümlere dönüştürülmesi
için çalışan 3M, Koronavirüs (COVID-19)
sürecinin başladığı andan itibaren tüm
dünyadaki operasyonlarına hız verdi. Salgına
cevap verebilmek adına solunum koruma
malzemelerinin üretimini tüm dünyada artıran
3M, şimdi de Türkiye’deki tesislerinde solunum
koruyucu maske üretimine başladı. Türkiye iç
pazarına sunulacak ürünler, öncelikli olarak sağlık
sektörünün kullanımı için üretiliyor.
Dünya çapında Ocak 2020 itibarıyla N95
maskelerinin maksimum üretim seviyesine
ulaşan şirket küresel üretimini iki katına çıkararak
yılda 1,1 milyar ve ayda 100 milyon üretim adedi
rakamına ulaştı. 3M 12 aylık süre içinde dünya
genelinde kapasitesini bir kez daha ikiye katlayıp
2 milyara çıkarmayı mümkün kılacak ilave
yatırımlar ve aksiyonları hayata geçirdi.
3M’den Türkiye’de stratejik üretim kararı
3M’in dünya çapında imza attığı bu kapsamlı
planlamanın önemli bir ayağı da Türkiye’de
42
.
Ekim 2020 .
www.istanbulhirdavatfuari.com
DAHA IYI BIR DÜNYA INŞA ETMEK IÇIN
YÜKSEK STANDARTLARLA ÇALIŞIYORUZ.
43
Sektörel
engellemek için kullanılan koruyucu malzemelere
yönelik küresel talebin arzı aştığını gördük. Biz
de bu alandaki üretimlerimizi 2020 başından
itibaren kademe kademe dünya çapında artırmış
durumdayız. Bunun Türkiye’deki bir adımı olarak
da ülkemiz sağlık sektörünün maske talebini
karşılayabilmek adına 3M Türkiye tesislerimizde
solunum koruma maskelerin üretimine başladık.
Üretim için planlamamızı iki yıl önce yapmış ve
hazırlığımızı tamamlama aşamasındaydık. Fakat
yaşadığımız COVID-19 sürecinde ortaya çıkan
ihtiyacı karşılayabilmek amacıyla çalışmalarımızı
hızlandırdık ve üretimimize planlanan tarihten
önce başladık. Tüm bu üretim planlamaları
ve çalışmalarımız esnasında tesislerimizde
üretimlerimize devam ederken önceliğimiz
çalışanlarımızın ve toplumun sağlığını korumak
olduğunu da vurgulamak isterim” dedi.
Mert Büyükyazgan
3M Türkiye Genel Müdürü
gerçekleşti. 3M Türkiye tesislerinde FFP1
ile ABD’de N95 olarak bilinen ve Avrupa
standartlarında FFP2 koduyla adlandırılan
solunum maskelerinin üretimine Nisan 2020 sonu
itibarıyla başlandı. 3M Türkiye’nin Çerkezköy
fabrikasındaki FFP1 ve FFP2 solunum koruyucu
maske üretim kapasitesi aylık 1 milyon 200 bin
adet olarak belirtildi. Türkiye aynı zamanda 3M’in
EMEA bölgesinde maske üretimine başladığı 4.
ülke konumunda yer alıyor.
FFP1 ve FFP2 solunum koruma maskelerinin
ihracatını yapmayacaklarını ve tüm üretimin
sağlık sektöründe kullanılmak üzere Türkiye iç
pazarına sunulacağını aktaran Büyükyazgan;
sözlerine şöyle devam etti: “Tesislerimizde
üreteceğimiz solunum koruma maskeleri, cerrahi
maskelerle üretim prosesleri bakımından epey
farklılaşıyorlar. Solunum koruma maskeleri yüksek
teknoloji ürünü oldukları için üretim aşamasında
da cerrahi maskelerden çok daha fazla prosedür
ve işlemden geçerek üretiliyor. Dolayısıyla
üretim süreçleri daha uzun oluyor. Ayrıca N95
maskelerinin yüksek kullanım oranı göz önüne
alındığında, dünya çapında 3M mühendislerimiz
şu anda hastanelerde bu maskelerin güvenli bir
şekilde temizlenmesi, yeniden kullanılması ve
ömrünün uzatılması için bir yol bulmak amacıyla
çeşitli sterilizasyon şirketleriyle iş birliği yapıyor.
Dünya çapında 96.000 3M çalışanımız tüm bu
süreleri kısaltmak adına gece gündüz, yorulmak
bilmeden çalışıyor.”
Büyükyazgan, “Üretim için planlamamızı iki yıl
önce yaptık, artan taleple hızla aksiyon aldık”
3M Türkiye’nin solunum koruma maskeleri
üretimi ile ilgili 3M Türkiye Genel Müdürü Mert
Büyükyazgan, “Bu, yalnızca 3M’in mücadelesi
değil, tüm sektör genelini ilgilendiren bir
mücadele. 3M’in hızlandırılmış kapasitesi diğer
üreticilerin kapasiteleriyle birleştiğinde bile,
N95 maskelerine olan talebin sektörün teslimat
kabiliyetinin çok üzerinde olduğu da bir gerçek
ve bu nedenle biz sağlık çalışanlarımızı öncelikli
görüyoruz. Salgının başladığı andan itibaren
özellikle maske gibi hastalığın yayılmasını
44
.
Ekim 2020 .
www.istanbulhirdavatfuari.com
Kalte İnsana Saygıdır...
Profesyonel
ÇÖZÜM Ortağınız...
KARAKUŞ HIRDAVAT
SANAYİ VE İMALAT LİMİTED ŞİRKETİ
İstoç Toptancılar Çarşısı 16. Ada No: 20-22 Mahmutbey - İSTANBUL
Tel: (0 212) 659 07 09 - 659 32 26 - 27 Fax: (0 212) 659 07 08
www.rico.com.tr
“Yaşanan Süreç Talep Yönünü
Ülkemize Çevirebilir”
Röportaj
Kaynak sektöründe “Çevre Dostu İleri Teknoloji Ürünleri” sloganıyla müşterilerine
yüksek kalite ileri teknoloji ürünlerini sunan Atikerweld, pandemi sürecindeki
olumsuzluklara rağmen çalışmalarını sürdürüyor.
Firma olarak pandemi sürecindeki çalışmalarınız hakkında
bilgi verebilir misiniz?
Pandemi sürecinde tüm sıkıntılara rağmen işlerimiz
oldukça yoğundu. Talepler sürekli arttı, taleplere
cevap vermeye çalıştık.
Son dönemde dünya çapında yaşanan
sosyal ve ekonomik gelişmeler paralelinde
değerlendirecek olursanız, yaşanan süreç
firma olarak sizi nasıl etkiledi? Yaşanan
sürecin sektöre ve dolayısıyla size yansımaları
hakkında neler söylersiniz?
Süreçte personel sıkıntısı gün geçtikçe daha
da artıyor. Ayrıca yurt dışı sevkiyatlarda
ülkelerin giriş-çıkışları kapatmasından
46
.
Ekim 2020 .
www.istanbulhirdavatfuari.com
Röportaj
dolayı problemler
var. Otomasyon
bölümümüzdeki
ürünlerin yurt dışı
kurulumlarını direk
kendimiz yapamadığımız
için çeşitli sıkıntılar
yaşıyoruz. Bunun
yanında iş güvenlik
tedbirleri kapsamında
maliyetlerimiz gün
geçtikçe artıyor.
Bu süreçte firma olarak
çalışmalarınızı daha
çok hangi alanda (Ar-
Ge, inovasyon, pazarlama, üretim vb.)
yoğunlaştırdınız?
Ar-ge çalışmalarımız devam etmektedir.
Pazarlama faaliyetlerimizde daha da dikkatli
şekilde ilerlemektedir.
Yaşanan olumsuz süreçte
taleplerin sürekli artış
gösterdiğini ve bu süreçte
üretici firma arayışında olan
firmaların yönünü Türkiye’ye
çevirmelerini beklediklerini
dile getiren Atikerweld Genel
Müdürü Hüseyin Yandıateş,
firma olarak yaptıklarını
çalışmalar hakkında
dergimize bilgiler verdi.
sıkıntılarından dolayı
ülkemize olan taleplerin
daha da artacağına
inanıyorum.
Son olarak eklemek
istedikleriniz?
Tüm ülke olarak sabırlı
olup, sosyal mesafeyi
ve maske takmayı ihmal
etmeden, daha çok
çalışmalıyız.
Yaşanan süreç ve sonrası ile ilgili sektörel
değerlendirmelerinizi alabilir miyiz?
Süreç hepimizin bildiği gibi ülke olarak çok
sıkıntılı. Fakat belki de bunu ticari anlamda
artıya çevirebiliriz. Diğer ülkelerdeki üretim
48
.
Ekim 2020 .
www.istanbulhirdavatfuari.com
49
Sektörel
Hasan Alemdar Henkel Beauty Care
Orta Doğu ve Afrika Bölgesinden Sorumlu
Başkan Yardımcısı Oldu
Türk Henkel Yürütme Kurulu Başkanı Hasan Alemdar, mevcut görevlerinin yanı
sıra Henkel Beauty Care Orta Doğu ve Afrika Bölgesi’nden Sorumlu Başkan
Yardımcısı olarak atandı.
Dokuz Eylül Üniversitesi Kamu Yönetimi
Bölümü’nün ardından, İngiltere Birmingham
Üniversitesi İşletme Bölümü’nü bitiren ve
yine aynı üniversitede MBA’ini tamamlayan
Hasan Alemdar; iş hayatına 1991 yılında BMC
firmasında Marka Müdür Asistanı olarak başladı.
1 yıl sonra Henkel’deki kariyer yolculuğu başlayan
Alemdar, 1992 – 1998 yılları arasında Deterjan
Bölüm Satış Departmanı’nda çeşitli yöneticilik
pozisyonlarında görev aldı. 1998 – 1999 yıllarında
Türkiye’de ilk olarak Schwarzkopf & Henkel
Beauty Care Bölümü’nün kuruluşunu yönetti.
Alemdar, 1999 – 2002 yılları arasında, Henkel’in
merkezi olan Düsseldorf’ta, Global Müşteriler
Yöneticisi (Global Accounts Manager) olarak
görev aldı. 2002’de Türk Henkel Beauty Care
Genel Müdürlüğü’ne atandı. 2005’ten itibaren
genel müdürlük görevine ek olarak Orta Doğu ve
Afrika Satış Direktörlüğü’nü üstlendi. 2008 – 2010
yılları arasında ayrıca Mısır Genel Müdürlüğü’nü
de yürüttü. Ocak 2010’da Türk Henkel Beauty
Care Genel Müdürlüğü ve Schwarzkopf & Henkel
Orta Doğu ve Afrika Satış Direktörlüğü’nün yanı
sıra Schwarzkopf Profesyonel (Kuaför Ürünleri
Bölümü), Orta Doğu ve Afrika Bölge Direktörlüğü
görevlerini de üstlendi.
Ocak 2012’de Türk Henkel Yürütme Kurulu
Başkanlığı’na atanan Hasan Alemdar, Nisan
2018 itibariyle Henkel Beauty Care, Türkiye,
İsrail, İran ülke yönetimi ve Orta Doğu Afrika
Bölgesi Satış’tan Sorumlu Başkan Yardımcılığı
görevine getirildi.
Hasan Alemdar, Ekim 2020 itibariyle, Henkel
Beauty Care Orta Doğu ve Afrika Bölgesi’nden
Sorumlu Başkan Yardımcılığı görevine getirilerek
bölgenin toplam sorumluluğunu üstlenmiş olacak.
İyi derecede İngilizce ve Almanca bilen Alemdar,
55 yaşında, evli ve bir kız çocuk babası.
50
.
Ekim 2020 .
www.istanbulhirdavatfuari.com
51
Gedik Kaynak İhracatta Birinci
Sektörel
İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB),
2019 yılında gerçekleştirdiği 8,2 milyar dolarlık ihracata katkı sağlayan
başarılı ihracatçıları ödüllendirdi. ‘İhracatın Metalik Yıldızları’,
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Dış Ticaret Kompleksi’nde
gerçekleştirilen törenle ödüllerini aldı. Gedik Kaynak, kaynak
malzemeleri kategorisinde birincilik ödülüne layık görüldü.
52
.
Ekim 2020 .
www.istanbulhirdavatfuari.com
Sektörel
Türkiye’nin toplam ihracatına katkı vermek adına
yaptığı çalışmaları aralıksız sürdüren İstanbul Demir
ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDD-
MİB) başarılı ihracatçıları ödüllendirdi. 2019’u 8,2
milyar dolar ihracatla kapatan İDDMİB, ‘İhracatın
Metalik Yıldızları’na ödüllerini taktim etti. Türkiye
İhracatçılar Meclisi (TİM) Dış Ticaret Kompleksi’nde
gerçekleştirilen ödül törenine Ticaret Bakanı
Ruhsar Pekcan, TİM Başkanı İsmail Gülle ve İDD-
MİB Başkanı Tahsin Öztiryaki katılım gösterdi.
Ödül töreninde konuşan İDDMİB Başkanı Tahsin
Öztiryaki, Demir ve Demir Dışı Metaller ihracatının
Eylül’de yüzde 20 oranında arttığını söyledi. Öztiryaki
şu değerlendirmelerde bulundu: “Sektörümüz
2019 gibi zor bir yılda 8,2 Milyar dolar ihracat
gerçekleştirerek bir önceki yıla oranla ihracatını
yüzde 0,5 oranında artırdı. Her ne kadar artış oranımız
çok yüksek olmasa da, sektörlerin yarısının
ihracatının gerilediği bir dönemde azımsanmayacak
bir ihracat gerçekleştirdik. Eylül ayının ilk yarısında
geçen seneye göre yüzde 20 oranında ciddi
bir artış yakaladık. 2019 yılında 208 ülke ve bölgeye
ihracat yaparak yine dünyanın ulaşılmadık
köşesini bırakmadık. Salgının olumsuz etkilerinin
en yoğun hissedildiği dönemde yüzde 50’yi aşan
ihracat kayıplarına tanık olduk.”
Bakan Pekcan da katıldı
Ödül törenine video konferansla katılan Ticaret
Bakanı Ruhsar Pekcan, Demir ve Demir Dışı Metaller
sektörünün ülke ekonomisine üretim, istihdam
ve ihracat özelinde yüksek katma değer sağladığını
söyledi. Bakan Pekcan, “Demir ve Demir
Dışı Metaller sektörü alt yapı, inşaat ve savunma
sanayi açısından ülkemizin lokomotif sektörlerinden
biri. Etkin pazar ve pazarlama stratejileri ile
büyümeye devam eden bir sektörümüz. Dünya
Ticaret Örgütü ve IMF gibi kurumların bu yıl dünya
ekonomilerine ilişkin beklentilerini içeren raporlarını
yakından takip ediyoruz. Küresel ekonomi, İkinci
Dünya Savaşı’ndan sonra tarihin en zorlu yılını
yaşıyor.
Neredeyse tüm dünya ekonomilerinin kaçınılmaz
olarak daraldığı bu dönemde Türkiye olumlu ayrışmasına
devam ediyor. Bakanlık olarak ihracatçımızın
her daim yanında olmaya devam edeceğiz.
Ödüle layık görülen bütün firmalarımızı tek tek
tebrik ediyorum.” dedi.
Katma değerli ihracat
TİM Başkanı İsmail Gülle ise, Demir ve Demir Dışı
Metaller sektörünün bu yılın ilk sekiz ayında 5 milyar
doların üzerinde ihracat gerçekleştirdiğine vurgu
yaptı ve şöyle konuştu: “Demir ve Demir Dışı
Metaller sektörümüz genel ihracat performansımızı
önemli ölçüde destekliyor. İhracatımızın birim
değerine pozitif katkı sağlayan sektörlerimizin
başında yer alıyor. Yılın ilk sekiz aylık döneminde
sektör 3,29 dolar ile ihracat birim fiyatı en yüksek
sektörler arasında yer aldı. Bununla birlikte, ihracatımızın
genel verilerine bakarak büyük bir gururla
ifade etmek isterim ki; ödül alan almayan tüm
firmalarımız önemli bir görev ifa ediyorlar.”
‘İhracatın Metalik Yıldızları’ ödül töreninde 26 kategoride
toplam 79 ödül verildi. Kaynak Malzemeleri
kategorisinden birincilik ödülüne grup şirketlerimizden
Gedik Kaynak layık görüldü. Ödülü,
Gedik Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hülya Gedik
aldı. Gedik Kaynak 2020 yılında da ihracatını
artırmaya devam ediyor.
53
Sektörel
Belirsizlikten Çıkış Yolu: Mikro İhracat
Pandemi nedeniyle tüm dünyada ülke
ekonomilerinin daralmaya gittiği bir belirsizlik
döneminden geçtiğimize işaret eden Ticimax
E-ticaret Sistemleri Kurucusu Cenk Çiğdemli,
“Ticaret savaşları online cepheye de sıçradı.
Küresel ticaret savaşlarının online cephesinde
güçlü olabilmek ve savaştan kazançlı çıkabilmek
içim Kobi’lerin mutlaka mikro ihracata yönelmesi
gerekiyor” dedi.
Yurtdışına yapılan online satışların yüzde 11
oranından yüzde 4 oranına düştüğüne dikkat
çeken Çiğdemli şunları aktardı:
“2020 yılının ilk yarısında e-ticaret hacmi geçen
yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 64 artarak 91.7
milyar TL’ye ulaştı. Toplam e-ticaret hacminin
yüzde 91’i yurtiçi harcamalardan gerçekleşirken,
yüzde 5’i Türkiye’nin diğer ülkelerden online
alışverişlerini, yüzde 4’ü de diğer ülkelerin
Türkiye’den yaptığı online alışverişleri kapsıyor.
Bu yıl pandeminin etkisiyle sınır ötesi e-ticarette
ciddi düşüş yaşandı. Ticaret Bakanlığı ilk yarı
rakamlarına göre, 2019 yılında Türkiye’den
yurtdışına yapılan online satışlar yüzde 11
oranındayken, bu yıl bu oranın yüzde 4 oranına
düştüğünü görüyoruz. Yarıdan da fazla bir
düşüş söz konusu. Özellikle dünyada ekonomik
daralmaların yaşandığı ve belirsizliğin hakim
olduğu böyle bir süreçte Kobi’lerimizin avantaj
elde etmesi mikro ihracat da dediğimiz e-ihracat
kanallarına yönelmesiyle mümkün. Mikro ihracat
kur farklarını avantaja çevirmenin de bir yolu
aynı zamanda. Küresel ticaret savaşlarının
online cephesinde güçlü olabilmek ve savaştan
kazançlı çıkabilmek içim Kobi’lerimizin mutlaka
mikro ihracata yönelmesi gerekli. E-ihracat
54
.
Ekim 2020 .
www.istanbulhirdavatfuari.com
55
Sektörel
potansiyeline sahip yüzbinlerce Kobi için dünya
fırsatlarla dolu. Kur farkı aslında üretim yapan
Kobi’ler için dezavantajlarının yanı sıra avantaj
da sunuyor. Türkiye’den yurt dışına sattığımız her
yerli ürün karşılığında elde ettiğimiz döviz gelirinin
ülkedeki TL karşılığı ederi yükseldi.”
ETGB sisteminin avantajları nedir?
Mikro ihracatın avantajları ve ETGB sistemi
hakkında bilgi veren Çiğdemli sözlerini şöyle
sürdürdü: “Devlet Kobi’lerin mikro ihracatı yani
firmadan direkt tüketiciye yapılan online ihracatı
benimsemesini kolaylaştırmak adına birçok teşvik
de sunuyor üstelik. Hem de e-ihracat yapanlar
için prosedürlerden arındırılmış bir sistem var.
Türkiye’den yurtdışına yapacağınız bir satışta
KDV hariç fatura tutarı 15 bin Euro’dan az ve satışa
konu olan malların ağırlığı 300 kilogramdan hafif
ise, bu ihracat mikro ihracat olarak yapılabiliyor.
ETGB sistemi üzerinde tüm prosedürler yetkili
kargo firmaları aracılığıyla gerçekleştiriliyor.
ETGB sistemi ile yapılan mikro ihracat işlemleri
sonrasında KDV iadesi de alınabiliyor. Alibaba,
Amazon, Etsy ve Rakuten gibi küresel pazar
yerlerinde satış yapmak isteyenlerin üyelik
bedelleri de devlet tarafından karşılanıyor. Mikro
ihracatta düzenlenen bir gümrük beyannamesi
olmaması da ayrı bir avantaj. Gümrük
beyannamesi yerine online ortamda Elektronik
Ticaret Gümrük Beyanı (ETGB) düzenleniyor ve
klasik ihracatta olduğu gibi gümrük müşavirine
ihtiyaç da olmuyor. Gümrükleme masrafları ve
gümrükleme hızı düşünüldüğünde bu sistemin
Kobi’ler açısından sunduğu avantaj çok önemli.
Bireysel müşterinize direkt satış yaptığınız için,
müşterinizin ülkesindeki B2C (firmadan direkt
tüketiciye) gümrükleme vergi muafiyetlerinden
de faydalanabiliyorsunuz. Klasik ihracattaki gibi
banka teminatlarına gerek yok. Ödeme almak
için e-ticaret altyapı firmanızın yönlendireceği
ödeme kuruluşlarıyla anlaşmak yeterli. Çok
sayıda ve yüksek adetli ürün gönderilmediği için
risk oranı da yok denecek kadar düşük. Ticimax
olarak mikro ihracat yapmak isteyen firmalar için
BÜDOTEK Boğaziçi Üniversitesi Teknoparkın’da
Ar-Ge merkezimizde geliştirdiğimiz çok sayıda
e-ihracat modülüyle birçok çözüm sunuyoruz.
E-ihracat modülleri ile doğru ülkeye doğru
ürünün satılabilmesi, dil ve ödeme seçenekleri
farklılığından kaynaklı sorunların çözülebilmesini
sağlıyoruz.”
56
.
Ekim 2020 .
www.istanbulhirdavatfuari.com
İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimleri
Uzaktan/E-Learning verilebilecek
Sektörel
Türkiye’de ve Dünya’da binlerce kişinin hayatını
kaybettiği COVİD-19 pandemisi nedeniyle Aile,
Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından
yayınlanan mevzuatlar kapsamında zorunlu olan
İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin internet
üzerinden verilmesine kanuni düzenleme ile izin
verilmektedir.
15 Nisan 2020 tarihinde yayınlanan yönetmelikler
ile (“İş Güvenliği Uzmanı Görev Yetki ve
Sorumlulukları Yönetmeliğinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Yönetmelik” ile “İşyeri
Hekimi ve Diğer Sağlık Personeli Görev Yetki ve
Sorumlulukları Hakkında Yönetmelik Kapsamında
Değişiklik Yapılması Hakkında Yönetmelik”)
“İş Güvenliği Uzmanları”, “İşyeri Hekimleri” ve
“Diğer Sağlık Personelleri” sınava hazırlanırken
devam etme zorunluluğu olan eğitimlerindeki
teorik kısımlarını COVID-19 Pandemisi nedeniyle
e-Learning/Uzaktan almaları Bakanlık tarafından
kabul edilecektir.
24 Mayıs 2018 tarihinde yayınlanan “Çalışanların
İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimleri Hakkında
Yönetmelik” kapsamında güncelleme eğitimleri
“Az Tehlikeli risk grubundaki iş yerlerinde 8 Saat”
olarak, “Tehlikeli risk grubundaki iş yerlerinde
12 Saat” olarak, Çok Tehlikeli risk grubundaki
işyerlerinde ise 16 saat olarak verilebilir.
Global OSGB Sorumlu Müdürü A Sınıfı İş
Güvenliği Uzmanı Emre Ateşoğlu;
-İşverenlerin yasal mevzuat kapsamında
çalışanlarına zorunlu olarak vermesi gereken “İş
Sağlığı ve Güvenliği Eğitimleri”ni gerekli mevzuat
şartlarını sağlayarak e-Learning (Uzaktan)
verebileceğini;
-Uzaktan çalışma veya kısmi çalışma düzenine
geçen işyerleri için bu dönemde online eğitimler
çok faydalı olacağını,
-İBYS (İş Sağlığı ve Güvenliği Bilgi Yönetim
Sistemi) üzerinden bakanlığa bildirim yapabileceği
platform kullanarak gerçekleştirebileceğini belirtti.
Mücbir sebep nedeniyle yeni işe başlayanlara
verilecek 2 saatlik “İşbaşı İSG Eğitimi” ve “Sınıf
içi Eğitimleri” de mücbir sebep nedeniyle Uzaktan
verilmesi işverenler için mümkün olabilecektir.
58
.
Ekim 2020 .
www.istanbulhirdavatfuari.com
Sektörel
Global E-Learning ve Global OSGB Yönetim
Kurulu Başkanı Ümit GEDİMAN bu konuda
işverenlere ciddi kolaylık sağlayan e-learning
(Uzaktan) eğitimlerinin personellerin son
teknolojik gelişmeleri takip etmesiyle İSG Eğitim
süreçlerinde başarılı sonuçlar ve çalışanlarda
bilgi ve yetkinliklerinin geliştirilmesine katkı
sağladığını, tehlike ve riskleri daha kolay
öğrendikleri bir platform niteliğinde olduğunu
belirtti.
60
.
Ekim 2020 .
www.istanbulhirdavatfuari.com
61
Sektörel
Bu Yolda Isı Yalıtımının Geleceği Var!
Filli Boya Dalmaçyalı, Isı Yalıtımında Geleceği Konuşmak için Türkiye’yi il il geziyor,
“doğrusu” için tüketicileri bilinçlendirmeye devam ediyor. Isı yalıtımında yeni nesil
geliştirilmiş ürünlerini tanıtırken, tüm ülkede farklı iklim bölgelerindeki 25 lokasyonda
bayileriyle ve ustalarla buluşuyor, şantiyeleri ziyaret ediyor. İlk adımın CNN Türk Hava
Durumu Editörü Bünyamin Sürmeli ve Betek Yalıtım Pazarlama Müdürü Çağdaş Korkmaz
ile gerçekleştirilen dijital konferans ile atıldığı tarihi yolculuk tüm hızıyla sürüyor.
Dalmaçyalı Double Carbon Sistem, 2003 yılından
bugüne Dalmaçyalı ısı yalıtım levhaları ile sektörde
kuralları değiştiren Filli Boya’nın yeni nesil hammaddeler
ile geliştirdiği, bilgi, tecrübe ve teknolojisinin
en son eseri!
Isı Yalıtımı uygulamasında kullanılan tüm malzemeler,
üst düzey performans için ayrı bir öneme sahiptir.
Isı yalıtım levhası ise tüm bu malzemelerin içinde
performansa en çok etki edenidir. Yeni nesil hammaddeler
ile geliştirilmiş Dalmaçyalı Double Carbon
Isı Yalıtım levhası, klasik polistren levhalara oranla
%30’a varan daha yüksek ısı yalıtım performansı
sağlıyor, farkını ortaya koyuyor.
Double Carbon Isı Yalıtım Sistemleri, sağlamlığıyıla
da tüketiciler için en doğrusunu sunuyor. Dış
cephelerde meydana gelebilecek dolu yağışlarından
cephelerinizi koruyarak standart ısı yalıtım
sistemlerine göre tam 5 kat daha yüksek darbe
dayanımı sağlıyor.
Yüksek katlı yapılardaki rüzgar kuvvetinin cepheler
üzerinde olumsuz etkileri olabilir. Bu tip cephelerin
daha yüksek yapışma mukavemeti olan
ısı yalıtım yapıştırıcılarına ihtiyacı bulunmaktadır.
Dalmaçyalı Double Carbon Isı Yalıtım yapıştırıcısı
içerdiği özel bağlayıcılar sayesinde en sert rüzgar
etkilerine karşı yüksek tutunma kuvvetine sahiptir.
Bu özelliği sayesinde aynı zamanda 10m’ye kadar
alçak katlı binalarda dübelsiz uygulama imkanı ile
işçilik ve zamandan tasarruf ettirir.
Dalmaçyalı Double Carbon Isı Yalıtım Sistemleri
sunduğu ayrıcalıklarla tüketicileri uzun yıllar ilk
günkü performansını koruyan, uzun ömürlü sistemlerle,
yani “doğrusu” ile buluşturuyor. Bina sakinleri,
dört mevsim tasarruf sağlayarak en uzun
süre insan ve bina sağlığını koruyan sistemlere
sahip olmanın mutluluğunu yaşıyor.
62
.
Ekim 2020 .
www.istanbulhirdavatfuari.com
E-Ticarete 1,5 Milyon Yeni Müşteri
Gençler ve çalışan kadınların yoğun ilgisiyle sürekli
büyüyen online alışveriş sektörü, son bir yılda yaklaşık
1,5 milyon yeni müşteri kazandı. TÜİK’in Hanehalkı Bilişim
Teknolojileri Kullanım Araştırması’na göre, 2019 yılında
yüzde 34,1 olan, internet üzerinden mal ve hizmet siparişi
veren ya da satın alanların oranı 2020 yılında yüzde 36,5’e
yükseldi. 500’ü aşkın sanal mağazadan alışveriş yapanlara
nakit para ödeyen Avantajix.com’un kurucu ortağı Güçlü
Kayral, araştırmanın 16-74 yaş grubundaki 60 milyon kişi
üzerinde yapıldığını anımsatarak, “Yüzde 2,4’lük artış 1
milyon 440 bin kişiyi kapsıyor. TUİK’in yüzdelik rakamlarını
kişi sayısına çevirirsek, 2019 yılında 20 milyon 460 bin olan
e-ticaret müşterisi sayısının 2020’de 21 milyon 900 bine
yükseldiği ortaya çıkıyor. Sanal alışveriş müşterilerinin 12
milyon 80 binini erkekler, 9 milyon 820 binini de kadınlar
oluşturuyor” dedi.
Kadın Kozmetiğe, Erkek Yemeğe Para Harcadı
TÜİK’in, Türk tüketicilerin internette satın aldıkları ürün
ve hizmetleri de araştırdığını kaydeden Kayral, kadın ve
erkeklerin en fazla giyim için harcama yaptıklarının ortaya
çıktığını söyledi. Araştırmaya göre, internet üzerinden
en fazla sipariş verilen ya da satın alınan ürün grupları;
kadınlarda yüzde 68,5; erkeklere ise yüzde 54,2 ile giyim,
ayakkabı ve aksesuar oldu. Kadınlarda giyimi yüzde 31,5’le
kozmetik, güzellik ve sağlık ürünleri, yüzde 30,2 ile basılı
kitap, dergi, gazete izledi. Erkekler ise giyimden sonra
en fazla yüzde 24,1 ile online yemeğe, yüzde 22,5 ile de
basılı kitap, dergi ve gazeteye para harcadı. Araştırmanın
en dikkat çekici yönü ise uzun yıllardır online harcamalarda
ilk sırayı alan cep telefonu, bilgisayar, elektronik eşya satın
alımlarının, 2020 yılında ilk üç harcama kalemi içerisinde
yer almaması oldu.
İnternetten Alışverişin Avantajları
Güçlü Kayral, avantajlarından dolayı her yıl e-ticaret müşteri
sayısının önemli sayıda arttığına da dikkati çekerek, şunları
söyledi: “2011’de 5 milyon 40 bin olan internetten alışveriş
yapanların sayısı bugün 21 milyon 900 bine yükselmiş
durumda. Özellikle çalışan kadınlar ve gençlerin alışveriş
alışkanlıklarında dijital alışveriş lehine önemli bir değişim
yaşanıyor. Günün 24 saati, dünyanın her yerinden alışveriş
yapabiliyorlar. Çarşı, pazar gezmek yerine aradığı ürünün
en uygun fiyatlısını birkaç saniye içinde karşılaştırma
sitelerinde bulabiliyor; tatilini ve katılacağı etkinlikleri, fırsat
sitelerini kullanarak çok ucuza getirebiliyor; ayrıca tüm
bu alışverişlerini de Avantajix.com gibi alışveriş yaptıkça
para veren siteler üzerinden geçerek ekstra kazançlar
sağlıyorlar.”
Röportaj
İŞGEM Genel Müdürü Mehmet Narin:
“Yaşanan Süreç İş Sağlığı ve Güvenliği
Sektörü Açısından Önemli Bir
Dönüm Noktası Oldu”
İŞGEM, iş güvenliği ekipmanları sektöründe
faaliyet gösteren bir firma olarak süreci en yoğun
geçiren firmalardan biri. Özellikle salgın sürecinde
üretici bazı firmalardan tedarik anlamında olumsuz
durumlarla karşılaşan İŞGEM, diğer sektörler gibi
süreçten olumsuz etkilesen de geniş ürün ağı ve
yaptığı iletişim çalışmaları ve bilgilendirmelerle
sektörde güven zemini oluşmasına katkı sağladı.
Pandeminin ülkemizde yayılmaya başlamasıyla
birlikte çok ciddi anlamda koruyucu maske,
dezenfektan, tulum, gözlük, eldiven, ateş ölçer
ve önlük gibi ürünlere yoğun bir talep durumu
oluştuğunu belirten İŞGEM Genel Müdürü
Mehmet Narin, firma olarak kriz koordinasyon
merkezi tarzında bir birim kurduklarını ve gelen
her talebi maksimum düzeyde karşılamaya
çalıştıklarını söyledi. Bu süreçte piyasada adı
geçen bütün ürünlerin tedarik ve arz süreçlerini
işlettiklerini ve en hızlı tedarik, en uygun fiyat
ilkesi çerçevesinde faaliyetlerimizi yürüttüklerini
kaydeden Mehmet Narin ile iş güvenliği faaliyetleri
çerçevesinde bir söyleşi gerçekleştirdik.
Firma olarak pandemi sürecindeki
çalışmalarınız hakkında bilgi verebilir misiniz?
Doğrusu insanlık tarihinin en büyük ve en yıkıcı
küresel salgınıyla karşı karşıyayız. Son verilere
göre hali hazırda dünyada yaklaşık 30 milyon
kişi enfekte olmuş durumda. Yaklaşık bir milyon
kişi ise maalesef yaşamını yitirmiş durumda.
Elbette bu kadar büyük ve tehlikeli bir salgının
dünyamıza ekonomik, sosyolojik ve psikolojik
etkileri azımsanmayacak düzeydedir.
Pandemi sürecinde İŞGEM (İş Sağlığı ve Güvenliği
Ekipmanları Merkezi) olarak, deyim yerinde ise,
tam bir merkez noktada yurttaşlarımızın üzerimize
yüklediği misyonu en iyi ve en yüksek düzeyde
yerine getirmeye çalıştık.
Pandeminin ülkemizde ilk yayılmaya başlamasıyla
birlikte çok ciddi anlamda koruyucu maske,
dezenfektan, tulum, gözlük, eldiven, ateş ölçer ve
önlük gibi ürünlere yönelik yoğun bir talep durumu
oluştu. İlk etapta yurt dışından gelen taleplerin
şokunu atlatamadan bir anda yurt içinde de yine
yüksek oranda bir talep durumu meydana geldi.
Yani bir kriz durumu meydana geldi diyebiliriz.
64
.
Ekim 2020 .
www.istanbulhirdavatfuari.com
Röportaj
Firma olarak bir kriz koordinasyon merkezi
tarzında bir birim kurduk ve gelen her talebi
maksimum düzeyde bir hassasiyetle karşılamaya
çalıştık. Yıllardır sektörde olmamızın kamuoyuna
verdiği güvenle Türkiye’nin her yerinden talepler
geldi. Öyle ki, günde ortalama 20 saat telefonla
görüşme durumumuz oldu. İnsanlar panik haliyle
çevresinde ulaşabildiği herkesten bu ürünleri
soruyordu. Bu süreçte güven, hız ve tedarik gücü
bakımından çok iyi altyapıları olan firmalar güzel
işler başarabildi; ancak gereksiz bir iş yoğunluğu
durumu da oldu. Ev hanımından, asgari ücretli
çalışana kadar neredeyse herkes bu işin ticaretini
yapmaya başladı. Durum böyle olunca da
önemli oranda bir bilgi kirliliği ve direk müşteriye
ulaşamama durumları çıktı. Hatta hiç unutmam,
bina görevlimiz “abi benim Katar’da iyi dostlarım
var bir milyar adet maske için bize fiyat verir
misin?” dediğine bile tanık olduk.
Noktalamak gerekirse alışılmadık bir durum
yaşadık ve olağanüstü dönem geri kaldı diyebiliriz.
Koronavirüs krizinin yol açtığı sosyo-ekonomik
tahribat elbette azımsanmayacak düzeydedir.
Kovid-19 sürecinde dünya ekonomisinde
dikkat çeken önemli yapısal problemlerden biri,
küresel çapta yayılan toplumsal kötümserlik ve
güvensizlik atmosferi nedeniyle tüketicilerin ciddi
tüketim kararlarını ertelemeleri ve piyasalarda
talep düşüşü kaynaklı şoklar yaşanmasıdır.
Gıda ve tıbbi malzeme gibi dönemin şartları
ışığında acil ihtiyaç olarak görülmeyen tüm
harcama kalemlerinin askıya alınması,
birçok ülkede ekonomik büyüme ivmesinin
kaybedilmesine neden oldu.
Normalleşme süreçleri ilerledikçe tüketim
alışkanlıkları eski seviyelere yaklaşmaya başlasa
da bu tür geniş kapsamlı kriz durumlarında
toplumsal psikolojinin yönetilmesi ve sosyal
kesimlerin gelecek beklentilerinin iyileştirilmesinin
ekonomik performans açısından ne kadar önemli
olduğu somut biçimde ortaya çıktı.
Küresel salgın ortamında dünya ekonomisinde
hem arz hem de talep tarafında eşzamanlı bir
daralma yaşanması, birçok ülkede 1929 Küresel
Buhranı gibi sistematik kriz durumlarında bile
yaşanmayan çapta sosyo-ekonomik tahribat
yaşanmasına zemin hazırladı.
Bu tahribatın sosyal boyutları ABD gibi hizmet
sektörü ağırlıklı ekonomilerde çok daha net
biçimde görülürken, 2008 Küresel Finans Krizi
sonrasında oluşturulan yeni istihdam fırsatları
kaybedilmekle kalmadı, ABD özelinde 35 milyon
kişinin işsiz kalmasıyla kendisini gösteren ciddi
bir sosyal travma ortaya çıktı.
Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde hükümetler
ekonomik ve sosyal hayatı tamamen durdurmanın
toplumsal refah ve kendileri için siyasi destek
anlamında ciddi riskler barındırdığını gördükleri
için ilk etapta süreci izlemeyi tercih ettiler.
Son dönemde dünya çapında yaşanan
sosyal ve ekonomik gelişmeler paralelinde
değerlendirecek olursanız, yaşanan süreç
firma olarak sizi nasıl etkiledi? Yaşanan
sürecin sektöre ve dolayısıyla size yansımaları
hakkında neler söylersiniz?
65
Röportaj
Ancak Kovid-19 virüsünün insan hayatı için
oluşturduğu ölümcül tehdit ortaya çıkıp ABD,
İtalya, İspanya, Fransa, Brezilya gibi ülkelerde
sağlık sistemleri önlerindeki meydan okumayla
baş etmekte zorlanınca çok sert kısıtlama kararları
alınarak salgının yayılması engellenmeye
çalışıldı.
Hal böyle olunca ülkemiz de maalesef ekonomik
olarak özellikle hizmet iş kolları ve turizmdeki gelir
kaybına bağlı olarak ciddi bir ekonomik kayıp
verdi.
Bunun yansımalarını önümüzdeki aylarda daha
sert olarak görebiliriz.
İŞGEM olarak süreçten olumsuz etkilenen diğer
sektörler gibi bizde etkilendik. Ancak pandemi
sürecinde ulusal medya organları vasıtasıyla
sürekli olarak halkımızı doğru bilgilendirme ve
salgına karşı duyarlılık bilinci geliştirme faaliyetleri
geliştirdik, yaklaşık 50 defa basın açıklaması
yaptık. Piyasaya sahte ve niteliksiz ürün sürenlere
karşı mücadele ettik. İş güvenliği sektörü
bakımından diğer bir olumsuz durum ise kamu
alımlarındaki düşüşler ile bazı projelerin durma
noktasına gelmesinden kaynaklı oldu. Ancak
her şeye rağmen faaliyetlerimizi sürdürmekte ve
e - ticaret altyapımızı güçlendirerek yolumuza
devam etmekteyiz. Maalesef bir kez daha
vurgulamak gerekir ki, krizi fırsata çevirmeye
çalışan firmalarda oldu. Yıllardan beri alışveriş
yaptığımız bazı maske üreticileri o süreçte bize
mal akışını kesti veya 5 - 10 katı fiyatlarla mal
tedariki sağladılar. Bu nedenle gelecek süreçte o
firmalarla olan ticari bağlarımızı kestik.
Ticarette süreklilik ilkesini esas alınması
elzemdir; aksi halde günübirlik kazançlar firmaları
büyütemez diye düşünüyorum.
Bu süreçte firma olarak çalışmalarınızı
daha çok hangi alanda (Ar-Ge, inovasyon,
pazarlama, üretim vb.) yoğunlaştırdınız?
Bu süreçte maske, dezenfektan, tıbbi eldiven,
tulum ve gözlük gibi temel koruyucu malzemelerin
tedarik ve arz süreçlerini işlettik. En hızlı tedarik,
en uygun fiyat ilkesi çerçevesinde faaliyetlerimizi
yürüttük. Doğrusu pandemiden dolayı birebir
pazarlama faaliyetlerimize ara verdik daha çok
telefonla hizmet ve e - ticaret satış yöntemleri
66
.
Ekim 2020 .
www.istanbulhirdavatfuari.com
Röportaj
üzerine yoğunlaştık. Yakın zamanda Türkiye’nin
en kapsamlı iş güvenliği e - ticaret portalını
halkımızın hizmetine sunacağız.
ve alakalarından dolayı kutluyor ve başarılarınızın
devamını diliyorum.
Ülke olarak bu zor zamanları geride
bırakacağımıza olan inancımız tamdır. Dolayısıyla
İŞGEM (İş Güvenliği Ekipmanları Merkezi)
olarak yatırımlarımıza hız kesmeden devam
ediyoruz. 2021 yılı başında 2.500 m2 yeni hizmet
binamıza taşınmayı hedefliyoruz ve akabinde
tüm Türkiye’ye hizmet verebilecek bir altyapı
kurmayı planlıyoruz. Bölge satış temsilcilerimiz
vasıtasıyla tüm Türkiye’de sektöre yön veren
bir firma olarak yolumuza devam edeceğiz. Bu
röportaj vesilesi ile pandemi sürecinden kaynaklı
olarak arayamadığımız ve görüşemediğimiz
meslektaşlarımızı ve dergide konuk olan
dostlarımızı saygı ve sevgilerimle selamlıyorum
ve işlerinde kolaylıklar diliyorum.
Yaşanan süreç ve sonrası ile ilgili sektörel
değerlendirmelerinizi alabilir miyiz?
Yaşanan sürecin iş sağlığı ve güvenliği sektörü
açısından ders ve tecrübe niteliğinde bir önemli
bir dönüm noktası olduğunu düşünüyorum. Bu
temelde yaklaşıldığında firmaların avantaj ve
dezavantajlarını değerlendirmesi ve bu eksende
yol haritalarını belirmesi açısından son derece
önemli bir süreçti diyebilirim.
Son olarak eklemek istedikleriniz?
Nalbur Teknik Dergisi ve Uluslararası İstanbul
Hırdavat Fuarı organizasyonunu en zor zamanda
dahi çalışmalarını sürdürmesi ve sektöre olan ilgi
67
68
.
Ekim 2020 .
www.istanbulhirdavatfuari.com
69
Sektörel
İnşaat Malzemesi Sanayi Üretimi
Aylık Sektör Raporu Açıklandı
Türkiye İMSAD, yapı sektörü ve
ekonomi çevreleri tarafından
dikkatle izlenen aylık sektör
raporunu açıkladı. ‘Türkiye
İMSAD Eylül 2020 Sektör
Raporu’na göre, temmuz
ayında inşaat malzemesi
sanayi üretimi geçen yılın
temmuz ayına göre yüzde 7
arttı. Temmuz ayındaki üretim
artışında sektörde işlere dönüş
ve işlerin yeniden başlaması
ile dış pazarların açılması etkili
oldu. 2020 yılının temmuz ayında
inşaat malzemeleri ihracatı ise
geçen yılın temmuz ayına göre
yüzde 1,2 gerileyerek 1,94 milyar
dolar seviyesinde gerçekleşti. Bu
gerilemeye rağmen Temmuzda
2020 yılının en yüksek aylık
ihracatı yapıldı.
İnşaat malzemesi sektörünün çatı kuruluşu birçok alt sektörde üretim çift haneli ve yüksek
Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği oranlar ile arttı. En yüksek üretim artışı yüzde
(Türkiye İMSAD) tarafından hazırlanan ‘Eylül 36,6 ile hazır beton sektöründe oldu. Çimento
2020 Sektör Raporu’nda şu tespitler yer aldı: sektöründe üretim yüzde 31,7, armatür, musluk,
İnşaat malzemesi sanayi üretimi 2020 yılı ilk vana ve valfler sektöründe yüzde 18,9, demir
çeyreğinde yüzde 8,1 büyümüştü. Covid-19 çelik radyatör sektöründe yüzde 15, seramik
salgını ile ortaya çıkan koşullar nedeniyle inşaat kaplama malzemelerinde ise yüzde 14,7 yükseldi.
malzemesi sanayi üretimi yılın ikinci çeyreğinde Temmuz ayındaki üretim artışı ile 2020 yılı ocaktemmuz
döneminde inşaat malzemeleri sanayi
nisan ve mayıs aylarındaki sert daralmalar ile
yüzde 8 düşüş göstermişti. Temmuz ayında üretimi artışı yüzde 1,2 olarak gerçekleşti. 22
ise inşaat malzemeleri sanayi üretimi geçen alt sektörden 12’sinde üretim geçen yılın ocaktemmuz
dönemine göre arttı. 10 ürünün üretimi
yılın temmuz ayına göre yüzde 7 arttı. Temmuz
ayındaki üretim artışında sektörde işlere dönüş ise geçen yılın ocak-temmuz döneminin altında
ve işlerin yeniden başlamasıyla dış pazarların kaldı.
açılması etkili oldu.
Temmuzda 2020 yılının
2020 yılı temmuz ayında 22 alt sektörün 17’sinde en yüksek aylık ihracatı yapıldı
üretim bir önceki yılın temmuz ayına göre arttı, 5 2020 yılının temmuz ayında inşaat malzemeleri
alt sektörde ise üretim geriledi. Temmuz ayında ihracatı geçen yılın temmuz ayına göre yüzde 1,2
.
70 Ekim 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com
Sektörel
geriledi ve 1,94 milyar dolar olarak gerçekleşti.
Temmuz ayında ihracat geçen yılın aynı ayına
göre gerilemekle birlikte 2020 yılındaki en yüksek
aylık ihracat oldu. İhracat haziran ayına göre de
yüzde 11,1 yükseldi. Başta Avrupa pazarları olmak
üzere pazarlarımızda işe dönüşlerin başlaması
ihracatı olumlu etkiledi. 2020 yılı temmuz ayında
inşaat malzemeleri ithalatı geçen yılın aynı ayına
göre yüzde 14,6 gerileyerek 543 milyon dolara
indi.
Kredi genişlemesi
inşaat sektörünü destekliyor
İnşaat sektörü 2018 yılının 3. çeyrek döneminden
itibaren 8 çeyrek dönem üst üste küçüldü.
Sektördeki küçülmenin önemli bir nedeni
bozulan mali yapılar oldu. Buna bağlı olarak
inşaat sektöründeki faaliyetler zayıfladı. Ancak
Covid-19 salgını sonrası kredi hacminde yaşanan
genişleme inşaat sektörünü ve müteahhitlik
kesimini de destekledi. İnşaat sektörünün 2019
yılında yurtiçinden yeni kredi kullanımı 13 milyar
TL oldu ve toplam kredi stoku 246 milyar TL olarak
gerçekleşti. İnşaat sektörü ayrıca 2019 yılında
bazı kredilerini yeniden yapılandırdı.
2020 yılında ise uygulanan destek kredilerinden
inşaat sektörü de önemli ölçüde yararlandı. İnşaat
sektörü çok düşük faizler ile ağustos ayı sonuna
kadar yeni yılda toplam 49 milyar TL yeni kredi
kullandı. Yeni kredi kullanımları inşaat sektörü
ve müteahhitlik kesimini mali açıdan önemli
ölçüde rahatlattı. Buna bağlı olarak faaliyetler
de canlandı ve mevcut işlere hızlı bir geri dönüş
yaşandı. Kredi genişlemesinin olumlu etkisinin yıl
sonuna kadar sürmesi bekleniyor.
Konut kredilerindeki genişleme de
inşaat sektörüne destek veriyor
2020 yılında yaşanan Covid-19 salgını sonrası
açıklanan destek kredileri içinde konut kredileri
de yer aldı. Özellikle kamu bankalarının aylık
yüzde 0,64 faiz ile kullandırdığı konut kredileri
yüksek talep gördü. Buna bağlı olarak 2019 yılı
Ağustos ayı sonu itibarıyla konut kredisi stoku
yüzde 38,7 genişledi ve 77 milyar TL arttı. Konut
kredilerindeki bu genişleme birinci ve ikinci el
konut satışlarında da önemli artış sağladı.
71
Doğru Borulama Sistemleri ile
Dünyanın Suyunun Korunması
Sektörel
Suyun çıkarılması, taşınması, depolanması,
dağıtılması ve yeniden yapılandırılması alanında
çalışmalar yürüten GF Hakan Plastik, Sıfır Enerjili
Binalar Sanal Forumu ZeroBuild’20 KeyNote
Poster Bildiriler sponsoru olarak “Dünyanın
Suyunu Korumak için Sıfır Enerjili Binalar” dedi.
GF Hakan Plastik, 23-27 Eylül 2020 tarihinde
gerçekleşecek olan ZeroBuild’20 Uluslararası
Forumu’na KeyNote Poster Bildiriler sponsoru
oldu. Forumun gerçekleştiği beş gün süresince
teknoloji oturumları, özel iletişim ağı fırsatları ve
odaklanmış sunumları ile Sıfır Enerji Binalar‘ın nasıl
geliştirileceği ve dönüşümün nasıl sağlanacağı
konusunda bilgiler paylaşıldı. Sıfır Enerji Binalar’a
dönüşüm konusunda dünyanın dört bir yanından
birçok lider ve yenilikçi bir araya geldi.
GF Hakan Plastik adına Ürün Müdürü Dr. Ozan
Kovancı, iklim değişikliği ve suyun kimyasal içeriği
gibi etkenlerin yanı sıra su kayıplarının büyük
bir kısmının suyun taşınması ve depolanması
sırasında gerçekleşen sızıntılar ve bunun
önlenmesi konusunda yapılabilecekler konusunda
bir bildiri sundu.
Dr. Ozan Kovancı: “Doğru Borulama Sistemleri
ile Dünyanın Suyunun Korunması”
bildiriminde su kaynaklarının su kirliliği,
iklim değişikliği, hızlı nüfus artışına bağlı
su havzalarındaki yapılaşma ve tüketim
alışkanlıklarının değişmesi gibi nedenlerle giderek
azaldığını belirterek suyun korunması konusunda
her paydaşın kendi sorumluluğunu üstlenmesi
gerektiğini söyledi. Sıfır enerji binaların dünyadaki
su ayak izinin azaltılması konusunda önemli
girişimlerden biri olduğunu ifade etti.
Su Kayıplarının Büyük Bir Kısmı
Sızıntı İle Meydana Gelmektedir
İklim değişikliği ve suyun kimyasal içeriği gibi
etkenlerin yanı sıra su kayıplarının büyük bir
kısmının suyun taşınması ve depolanması
sırasında gerçekleşen sızıntı ile meydana geldiğini
belirten Kovancı:
“Tüm dünyada her yıl içme suyunda yaklaşık 14,5
milyar dolar ekonomik kayıp gerçekleşmektedir.
Bu kayıp büyük bir oranda içme suyu sızıntısı
72
.
Ekim 2020 .
www.istanbulhirdavatfuari.com
Sektörel
ile meydana gelmektedir. ABD’de evlerdeki
su sızıntılarının yılda 3 trilyon litreyi aştığı
düşünülüyor. Bu rakam, Los Angelas, Miami
ve Chicago’nun toplam 1 yıllık su kullanım
miktarına eş değerdir. Sızıntı tespiti için geliştirilen
çözümler ve modern boru kullanımı, su sızıntı
oranını düşürmek için önemli araçlardır. Bununla
birlikte, Dünya Bankası’nın verilerine göre günlük
yaklaşık 45 milyon m3 su (yaklaşık 200 milyon
insanın ihtiyacına karşılık gelen miktar) içme suyu
şebekelerinde kaybolmaktadır (Dünya Bankası,
2018).
Suyun taşınması ve depolanması sırasında
gerçekleşen su kayıplarının ana sebeplerini
malzeme kaybı, kireçlenme, kabuklaşma ve
artan iç yüzey pürüzlülüğü gibi korozyon kaynaklı
hasarlar ve dağıtım hatlarındaki hatalı montaj,
yanlış birleştirme yöntemleri oluşturmaktadır. Alt
yapı tesisatında olduğu gibi bina iç tesisatında
da su kaçaklarını önlemek için tesisat malzemesi
seçimi önem arz etmektedir” dedi.
Su Kaçaklarının Önlenmesi
Kaliteli Malzeme Kullanımı İle Mümkün
Eskimiş/yaşlanmış altyapıların dünyadaki içme
suyunun % 33’ünde kayıp ve kaçaklara neden
olduğuna belirten Ozan Kovancı, “Ana su dağıtım
hatlarının büyük bir kısmı çok yüksek korozyon
potansiyeline sahip çelik borulardan oluşmaktadır.
Borular içerisinde korozyona bağlı oluşan
kabuklanmalar, iç kesitlerde daralmalara yol açarak
akış miktarını azaltır ve suyu kirletir. Korozyon
aynı zamanda et kalınlığını düşürerek borunun
basınç dayanımı olumsuz etkiler, yırtılmalar ve
patlamalara sebebiyet verir. Bu durum yüksek
maliyetli zararlara ve su kayıplarına yol açar.
Su kayıp&kaçaklarının en önemli ve en temel
sebeplerinden biri de, dağıtım hatlarındaki hatalı
montaj, yanlış birleştirme yöntemleridir. Taşıyıcı
boru hatlarının kaynak yöntemleri ve bu kaynakların
kalite kontrolü kayıp&kaçak miktar ve oranlarında
belirleyici rol oynamaktadır. Alt yapı sistemlerinde
ve binalarda plastik boru kullanımı su kaçaklarını
minimize eder. Geçmişte özellikle polimerden imal
edilmiş ana şebeke hatlarında kaynak kalitesi
tahribatsız yöntemlerle (NDT) kontrol edilemezken,
günümüzde tahribatsız muayene yöntemleri ile
kaynak kontrolü hem çok kolay yapılabilmekte hem
de yüksek güvenilirlikte sonuçlar vererek mevcut
riskleri ortadan kaldırmakta ve su kaçaklarının
önüne geçmeyi hedeflemektedir” dedi.
Kovancı, sürdürülebilir teknolojilere yatırım
yapılmazsa geri dönüşü olmayan birçok zorlukla
karşılaşılmasının kaçınılmaz olduğunu sözlerine
ekledi.
73
Sektörel
İnşaattaki Hareketlilik 3. Ayını Geride Bıraktı
Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), her ay merakla beklenen inşaat ve bununla
bağlantılı imalat ve hizmet sektörlerindeki mevcut durum ile beklenen
gelişmeleri ortaya koyan “Hazır Beton Endeksi” 2020 Ağustos Ayı Raporu’nu
açıkladı. İnşaattaki hareketliliğin 3. ayını geride bıraktığına dikkat çeken Rapor,
konuta olan talebin hâlen cazibesini koruduğunu ve inşaat faaliyetlerinde
geçen yıla kıyasla tablonun olumlu göründüğünü ortaya koydu.
74
.
Ekim 2020 .
www.istanbulhirdavatfuari.com
Sektörel
Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) her ay
açıkladığı Hazır Beton Endeksi ile Türkiye’de
inşaat sektöründeki ve bağlantılı imalat ve
hizmet sektörlerindeki mevcut durumu ve
beklenen gelişmeleri ortaya koymaktadır. İnşaat
sektörünün en temel girdilerinden biri olan ve aynı
zamanda üretiminden sonra kısa bir süre içinde
stoklanmadan inşaatlarda kullanılan hazır betonla
ilgili bu Endeks, inşaat sektörünün büyüme hızını
ortaya koyan en önemli göstergelerden biridir.
Konuta olan talep hâlen cazibesini koruyor
THBB, her ay merakla beklenen Hazır Beton
Endeksi’nin 2020 Ağustos Ayı Raporu’nu
açıkladı. İnşaattaki hareketlilik 3. ayını geride
bırakmıştır. Konuta olan talep hâlen cazibesini
korumaktadır. Buna bağlı olarak beklenti düzeyi
yüksek seyretmektedir. Ancak normalleşme
süreci ile Güven Endeksi’nde görülen yükseliş
son iki aydır negatif tarafta kalmıştır. Özellikle
pandeminin sonbahar ve kış ayları ile birlikte
ne tarafa evrileceğine ilişkin belirsizliğin Güven
Endeksi’ni sınırladığı düşünülmektedir.
Geçtiğimiz yılın aynı ayına göre bütün
endekslerde olumlu bir tablo söz konusu
Hazır Beton Endeksi Ağustos Ayı Raporu’ndaki
bütün endekslerde ve dolayısıyla inşaat
sektöründe geçen yıla kıyasla olumlu bir tablo söz
konusudur. Geçen yılın aynı ayına göre Güven
Endeksi’nde görülen artış yüksek olmasına
rağmen endeks değerinin eşik değerin altında
kalmıştır. Önümüzdeki döneme ilişkin beklenti
hâlen yüksektir.
İnşaat sektörü için atılan olumlu adımların
önümüzdeki dönemde de sürdürülmesi bekleniyor
Raporun sonuçlarını değerlendiren THBB
Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, “Son 3 aya
ilişkin inşaat sektöründeki gelişmeler inşaat
sektörünün Türkiye ekonomisinde katalizör
vazifesi görmeye başladığına işaret etmektedir.
20 aydan sonra inşaatın hız kazanması ile birlikte
inşaata girdi sağlayan imalat sektörlerinde ve
inşaata bağlı olan hizmet sektörlerinde çok ciddi
bir hareketlenme yaşanmıştır.” dedi.
Haziranda 190 bin rakamı ile zirve yapan konut
satışlarının temmuzda 229 bin ile tüm zamanların
en yüksek değerine ulaştığını ifade eden Yavuz
Işık, “Temmuz ayında ikinci el konutların satışında
çok daha büyük bir hareketlilik olmuştur. İlk el
konutlarda banka kredisi etkisini göstermiş ve 40
bine yakın bir satış rakamını gerçekleştirmiştir.
İnşaat sektörünün Türkiye ekonomisindeki
lokomotif rolü düşünüldüğünde, sektör için atılan
olumlu adımların önümüzdeki dönemde de
sürdürülmesi beklenmektedir.” dedi.
75
Sektörel
İnşaat Sektörü
Güven Endeksi 83,3 Oldu
Mevsim etkilerinden arındırılmış güven endeksi Eylül ayında bir önceki aya göre; hizmet sektöründe %6,4 artarken,
perakende ticaret sektöründe %1,5 ve inşaat sektöründe %2,0 azaldı.
Mevsim etkilerinden arındırılmış inşaat sektörü güven endeksi bir önceki ayda 85,0 iken, Eylül ayında %2,0 oranında
azalarak 83,3 değerini aldı. İnşaat sektöründe bir önceki aya göre, alınan kayıtlı siparişlerin mevcut düzeyi alt
endeksi %0,1 azalarak 69,9 oldu. Gelecek üç aylık dönemde toplam çalışan sayısı beklentisi alt endeksi ise %3,3
azalarak 96,6 değerini aldı.
İnşaat sektöründe Eylül ayında girişimlerin %37,0’ı faaliyetleri kısıtlayan herhangi bir faktörün olmadığını, %63,0’ı
ise faaliyetlerini kısıtlayan en az bir temel faktör bulunduğunu belirtti. İnşaat sektöründe faaliyetleri kısıtlayan temel
faktörlerden; “finansman sorunları” Ağustos ayında %40,1 iken Eylül ayında %39,3, “talep yetersizliği” Ağustos
ayında %31,5 iken Eylül ayında %32,8 ve “diğer faktörler” Ağustos ayında %20,3 iken Eylül ayında %17,0 oldu.
Mevsim etkilerinden arındırılmış sektörel güven endeksleri
.
76 Ekim 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com
Sektörel
Mevsim etkilerinden arındırılmış sektörel güven endeksleri, alt endeksleri ve değişim oranları:
Hizmet sektörü güven endeksi 74,9 oldu
Mevsim etkilerinden arındırılmış hizmet sektörü güven endeksi Ağustos ayında 70,5 iken, Eylül ayında %6,4
oranında artarak 74,9 değerini aldı. Hizmet sektöründe bir önceki aya göre, son üç aylık dönemde iş durumu alt
endeksi %12,8 artarak 71,3 oldu. Son üç aylık dönemde hizmetlere olan talep alt endeksi %12,6 artarak 69,8
değerini aldı. Gelecek üç aylık dönemde hizmetlere olan talep beklentisi alt endeksi ise %2,8 azalarak 83,7 oldu.
Mevsim etkilerinden arındırılmış hizmet sektörü güven ve eğilim endeksleri, Eylül 2020
Perakende ticaret sektörü güven endeksi 93,5 oldu
Mevsim etkilerinden arındırılmış perakende ticaret sektörü güven endeksi Eylül ayında %1,5 oranında azalarak
93,5 değerini aldı. Perakende ticaret sektöründe bir önceki aya göre, son üç aylık dönemde iş hacmi satışlar alt
endeksi %5,5 artarak 84,1 oldu. Mevcut mal stok seviyesi alt endeksi %0,3 azalarak 107,7 değerini aldı. Gelecek
üç aylık dönemde iş hacmi-satışlar beklentisi alt endeksi ise %8,6 azalarak 88,5 oldu.
77
GF Hakan Plastik Yalınlaşıyor
Sektörel
Yalınlaşmadaki temel amacı, müşteri memnuniyeti sağlama ve yalın dönüşümü
tüm ekiple birlikte gerçekleştirmek olan GF Hakan Plastik, çalışmalarına hız
kesmeden devam ediyor.
GF bünyesine katılım ile birlikte tüm dünyada
geçerli olan global GF ürün ve süreç standartlarını
uygulanmaya başlayan GF Hakan Plastik, plastik
boru sektöründe yalın üretim faaliyetlerine öncelik
vererek gelişimini sürdürüyor.
Ürün ve hizmet üretme sürecini israflardan
arındırıp sadeleştirerek, sunulan değeri
mükemmelleştirmek ve bu yolla firma karlılığını
artırmak amacını taşıyan sistem ve teknikler
bütünü olarak tanımlanan Yalım Üretim, GF
dünyası için önemli bir yer tutuyor. Yalın kültürü
tabana yaymak ve tüm organizasyonu yalın
anlamında aktive etmeyi amaçlayan GF Hakan
Plastik, maliyetleri kontrol altına alarak pazarda
ayrışabilmeyi hedefliyor.
Yalın düşüncede israf, bilinen anlamının ötesinde
müşteri açısından bir değer oluşturmayan,
müşterinin fazladan bedel ödemeyi kabul
etmeyeceği her şeydir. Tasarımdan sevkiyata
tüm ürün/hizmet üretme aşamalarındaki her
türlü israfın (Fazla Çalışma, Fazla İşlem, Stok,
Gereksiz Hareket, Gereksiz Taşıma, Hatalı Ürün,
Bekleme, Kullanılmayan Beyin) yok edilmesi ile
maliyetlerin düşürülmesi, müşteri memnuniyetinin
artırılması, piyasa koşullarına uyum esnekliğinin
kazanılması, nakit akışının hızlandırılması
hedeflenir. GF dünyasında yalınlaşmak ise,
müşteri memnuniyeti için her bir kişinin gücünü
aktif hale getirmeyi ifade ediyor.
Plastik boru sektöründe Yalın Üretim
Plastik boru ve ek parça sektöründe birçok farklı
yalın aracı kullanılıyor. Bunlardan bazıları: Kaizen,
akış oluşturmak (tek parça akış), çekme sistemi
kurmak, dengelemek, stabilize etmek, 5S, Smed,
78
.
Ekim 2020 .
www.istanbulhirdavatfuari.com
Sektörel
görsel yönetim, israfları tespit etmek ve yok etmek,
değer oluşturmak, poka yoke (hata engelleme),
VSM (Değer Akış Haritalama, hammaddenin
tedarik edilmesinden müşteriye ürün ulaşana
kadar sürdürülen süreçlerdeki değer sağlamayan
israfların belirlenmesi ve değer sağlama sürecinin
kısaltılması, değer döngüsünün hızlandırılması).
Temelde tüm yalın faaliyetler iyileştirme prensibine
dayanıyor. Yalın iyileştirmeler de kaizen çalışmaları
ile yürütülüyor. Kaizen kelimesi, Japonca değişim
anlamına gelen “kai” ve iyileştirme anlamına
gelen “zen” sözcüklerinden oluşuyor, bütünsel
olarak düşünüldüğünde “iyileştirerek değiştirme”
anlamını taşıyor.
Süreç, zaman ve teknolojide yavaş yavaş;
fakat çok sayıda hızlı gelişme sağlamayı ve
maliyetlerde azalmayı ifade eden bir kavram olan
Kazien, plastik sektöründe
-proses iyileştirme (hızlandırma, israftan
arındırma, verim/kapasite artışı),
-lojistik/sevkiyat süreç iyileştirme (ör: lojistikte
birden fazla tur sayısı ile yapılan taşımanın toplu
hale getirilmesi, israf azaltma ve yok etme),
-kalite hata önleme ve
-ofis kaizenleri ile yine her türlü israf azaltma/
süreç hızlandırma şeklinde yapılabiliyor.
Plastik sektöründe uygulanabilecek diğer
yalın prensipler şunlardır: “Akış”, “Çekme”,
“Dengeleme” ve “Stabilize etme”.
Kaynakların verimli kullanımı
Yalın faaliyetlerin sağladığı en önemli çıktılardan
biri olan kaynakların verimli kullanılabilmesi
için “değer”in ortaya çıkarılması, katma değeri
olmayan tüm faaliyetlerin farkına varılması ve
bunlardan arındırılması gerekiyor. Yalın kültürü
tabana yaymak ve tüm organizasyonu yalın
anlamında aktive etmek amacıyla GF Hakan
Plastik, 2019 yılı sonunda başlayan ve 2020 yılı
içerisinde de devam eden çalışmalarıyla şirket
içinde tüm organizasyonların dahil edildiği 13
ayrı eğitim gerçekleştirdi. Özellikle 2020 yılında
lojistik faaliyetler, tedarik süreçleri ve prosese
yönelik çalışmalar ile yıllık 1 milyon CHF tasarruf
yapılmasına yönelik çalışmalarını da sürdürüyor.
79
.
80 Ekim 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com
Sektörel
Türkiye İMSAD Başkanı Tayfun Küçükoğlu:
“Yangına karşı güvenli yapı bilinciyle
hareket etmeliyiz”
İnşaat malzemesi sektörünün çatı örgütü Türkiye İMSAD, ‘Yangından Korunma
Haftası’ dolayısıyla yaptığı açıklamada; yangın güvenliği konusunda yeni inşa
edilen ve yenilenen binalarla ilgili uyarılarda bulundu. Toplumun yangına karşı
güvenli yapı bilinciyle hareket etmesi gerektiğini vurgulayan Türkiye İMSAD Başkanı
Tayfun Küçükoğlu, “Binalarda yangın güvenliğine dair tedbirlerin sorgulanması
çok önemli. Binaların tasarımından yapımına kadar, denetimin de içinde olduğu
bütüncül bir sistem kurulmalı” dedi.
25 Eylül - 1 Ekim ‘Yangından Korunma Haftası’
kapsamında bir açıklama yapan Türkiye İMSAD
(Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği)
Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu, yangın
güvenliği tedbirleri konusunda olası ihmallerin önüne
geçilecek bir denetim mekanizması oluşturulması
gerektiğini belirtti. Tayfun Küçükoğlu, açıklamasında
şunları söyledi:
“Projelerin işlevsel olarak hayata geçirilebilmesi için,
inşa edilecek yapıların kullanım amacına, tehlike
sınıfına ve bina yüksekliğine uygun yangın güvenlik
Projelerin işlevsel olarak hayata geçirilebilmesi için, inşa
edilecek binanın kullanım amacına, tehlike sınıfına ve
bina yüksekliğine uygun yangın güvenlik tedbirlerinin
alınması, yangına karşı tepki ve yangın dayanım
testleri yapılmış sertifikalı malzeme ve yapı elemanları
kullanımı fevkalade önemli. İnşaat safhasında pasif ve
aktif yangın güvenlik sistemlerinin imalat ve montajları
yetkin kişi ve kurumlar tarafından yapılmalı. Bunun
için meslek standartlarının geliştirilmesine ve yetkin
kişi ve kuruluşların belgelendirilmesine ihtiyaç var.
Bu amaçla proje, imalat ve montaj safhalarında
tedbirlerinin alınması önemli. Ayrıca yangın dayanım
testleri yapılmış sertifikalı malzemelerin kullanılması
gerekiyor. İnşa aşamasında pasif ve aktif yangın
güvenlik sistemlerinin imalat ve montajları yetkin kişi
ve kurumlar tarafından yapılmalı. Bunun için meslek
standartlarının geliştirilmesine ve yetkin kişi ve
kuruluşların belgelendirilmesine ihtiyaç var. Bu amaçla
proje, imalat ve montaj safhalarında yetkin kişi ve
kuruluşlar tarafından kontrollerinin sağlanması ve yapım
sürecinin tasarıma uygun olarak gerçekleştirilmesi şart.
Binalarda tasarım, yapım ve kullanım safhalarında
alınması gereken tedbirler ve malzeme kullanımına
yönelik hüküm ve gereklilikler, 2015 yılında son
revizyonu gerçekleşen Binaların Yangından Korunması
Hakkında Yönetmelik’in kapsamında yer alıyor.
Alınan önlemlerin sürekliliği ve sürdürülebilirliği ancak
bu hükümler ve gereklilikler çerçevesinde yapılan
uygulamalar sayesinde sağlanabiliyor. Mevcut
yönetmeliğin güncel şartlara göre revizyonu büyük
önem arz ediyor.
‘Doğru malzeme’, ‘doğru uygulama’,
‘denetim’ ve ‘doğru işletme’
Sektörel
yetkin kişi ve kuruluşlar tarafından kontrollerinin
sağlanması ve yapım sürecinin tasarıma uygun olarak
gerçekleştirilmesi şart. Malzeme olarak ne kullanıldığı
kadar nasıl uygulandığı da son derece önemli.
Binada uygun şekilde yangın bölümlendirilmesi
yapılmış, yangın kaçış yolları yangına karşı korunmuş
olsa dahi bina bölümlerinin sonradan kuraldışı kullanımı
veya tadilatlar yapılması durumunda yapısal güvenlik
işlevini yitirecektir. Bu nedenle binanın kullanım
amacına uygun ve yangın güvenliğini tehdit etmeyecek
şekilde kullanılmasının uzman taraflarca denetlenmesi,
yangın söndürme ve algılama sistemlerinin sağlıklı
çalışmaları için bakımlarının zamanında ve doğru
yapılması sağlanmalı.
Ayrıca bina kullanımı safhasında da yangın kaçış
yollarının doğru kullanımı da dahil olmak üzere temel
yangın güvenlik konularında binadaki kullanıcıların
eğitimi, acil durumlarda ne yapacakları ve nasıl
davranacakları konusunda bilinçlendirilmesi gerekli.
Kısacası doğru malzeme seçimi, doğru uygulama,
doğru ve zamanında bakım, denetim ve doğru işletme
yangın güvenliği tedbirlerinin sürdürülebilirliği açısından
bir bütün olarak değerlendirilmeli.
‘Derin yenileme’ sürecinde yangın güvenliği
tedbirleri dikkate alınmalı
Tesisat (elektrik, su), ısıtma-soğutma, havalandırma
sistemleri, yalıtım dahil cephe sistemleri, seramik
kaplamalar ve vitrifiye, pencere-cam ve çatı-baca
sistemleri gibi geniş bir alanı kapsayan ‘derin yenileme’
sürecinde de yangın riskinin özellikle dikkate alınması
gerekiyor. Örneğin eskimiş kablo sistemlerinden dolayı
çıkan yangına karşı bile yenilenmesi gereken binalar
var. Günümüzde teknoloji çok hızlı ilerliyor. Dolayısıyla
da eski teknolojiye göre elektrik tesisatı bulunan binalar
günümüz şartlarındaki elektronik aletlerin ihtiyaçlarını
karşılamakta oldukça zorlanıyor. Aynı zamanda çevre,
enerji verimliliği ve sürdürülebilir binalara sahip olma
adına binalarımızın farklı seviyelerde yenilenmesine
ihtiyaç var.”
81
Filli Boya’dan Boya Sektöründe
Bir Yenilik Daha
Sektörel
Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını sürecinde Filli Boya, boya
sektöründe ilk kez gerçekleştirdiği yenilikçi online eğitimle bir kez daha fark
oluşturdu, sonbahar sezonuna hızlı bir başlangıç yaptı.
Filli Boya, tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19’a
rağmen iş süreçlerini mevcut ortama adapte ederek
eğitim ve seminerlerini online olarak vermeyi
sürdürdü. Bu doğrultuda geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen,
sunuculuğunu Kadir Çöpdemir’in
yaptığı, Betek Boya Pazarlama ve Satış gruplarının
katıldığı online seminerde dış cephenin yeni
yıldızları Aqusto Serisi ürün grubu ile ilgili bilgiler
tazelendi, önümüzdeki döneme dair de detaylı
analizler paylaşıldı. İnteraktif eğitim sayesinde katılımcıların
soruları eğitim esnasında cevaplandı.
Dış cephede kuralları değiştiren Aqusto serisi için
yeni sezona Filli Boya ekiplerinin çok daha donanımlı
girmesini sağlayan interaktif eğitimde yeni
dönem stratejileri oluşturuldu.
Filli Boya’nın son olarak pazara sunduğu yenilikçi
“Aktif Silikon Teknolojisi” ile geliştirilmiş silikon
esaslı dış cephe boyası Aqusto Silan, “Duomax®
Koruma Etkisi” sayesinde maksimum su iticilik ve
nefes alma özelliklerini mükemmel bir denge ile bir
araya getirerek farklı bir deneyimi müşterilerinin
beğenisine sunuyor.
Yeni geliştirilen labirent doku ve nemin hızlı dışarı
atılması sayesinde yüzeyle hızlıca ve tamamen
bütünleşen Aqusto Silan’ın, uzun yıllar dayanıklı
ve temiz kalma özelliği bulunuyor. Nefes alma, su
iticilik, hızlı kuruma ve kuru kalma özellikleri sayesinde
ısı yalıtım sistemlerinin performansını arttıran
Aqusto Silan, enerji verimliliği ve tasarrufuna
da maksimum katkı sağlıyor.
Aqusto Silan’ın “Duomax® Koruma Etkisi” en ağır
iklim koşullarında dahi 4 mevsim maksimum performans
sunarken, “Aktif Silikon Teknolojisi” sayesinde
değişen hava şartlarına meydan okuyarak ilk
günkü renk tonunu, dokusunu ve üstün özelliklerini
yıllarca koruyabiliyor.
82
.
Ekim 2020 .
www.istanbulhirdavatfuari.com
www.istanbulhirdavatfuari.com
83
Sektörel
Faizsiz Finans ve Ticaret Sistemi: Türk Barter
Barter; paranın, kısmen de olsa yerini alabilecek; spekülasyonlardan etkilenmeyen,
gerçek değerini üretim ve hizmetten alan ticaret, finansman ve ödeme sistemidir.
Alternatif Finans Modeli
kullanması ve dünya ticaretinin giderek artan oranda
Barter sistemi ile yapılması, Barter’ın öneminin
Türkiye’de kısıtlı sermaye ile kurulan şirketler
herhangi bir ekonomik olumsuz dalgalanmada daha fazla anlaşıldığını göstermektedir. Ekonomik
faaliyetlerini yürütmekte zorluklarla karşılaşmaktadır.
Klasik finans karşılama metodu olan banka rek iflas etmelerini önleyen, atıl kapasitelerini eri-
krizlerde şirketlerin, mali sıkıntılarını en aza indire-
kredileri yüksek teminat ve faizden dolayı şirketlere
pek fayda sağlamamaktadır ve ihtiyacını kar-
hedeflerini büyüterek yoluna devam etmektedir.
terek ticarete hareketlilik kazandıran Türk Barter,
şılamamaktadır. Türk Barter’ın 26 yıldan bu yana
ekonomiye kazandırdığı alternatif finansta dediğimiz
Barter Sistemi hem faizsiz hem esnek hem projelerinden, araç filo kiralama hizmetine kadar
Mali sıkıntılar ile tamamlanamamış gayrimenkul
de şirketlerin kendi ürettikleri mal ve hizmetleri ile pek çok temel ihtiyacın Barter ile karşılandığını
borcunu ödeyebildiği bir sistem ile şirketlere büyük Barter Ortak Pazarı’nda, üye firmalara paraya ihtiyaç
duymadan ticaret yapma ve kar elde etme
destek sağlamaktadır.
imkânı vermektedir. Yani Barter Sistemi birçok kişi
Satışlarınızda Başarı Türk Barter ile Katlanıyor tarafından algılandığı gibi sadece bir takas ortamı
Türkiye’nin ilk ve en büyük Barter şirketi Türk Barter;
şirketlere proje, kredi ve diğer tüm finans sis-
hem de kendi ürettiği mal ve hizmetleri satabilece-
değil, üye firmaların hem ihtiyaçlarını satın aldığı
temleri ile alternatif çözümler sunarak onları garanti ği bir finansal sistemdir.
altına almaktadır. Başarısını her gün daha da arttıran
Türk Barter; İstanbul, Adana, Ankara, Antalya, Türk Barter Yönetim Kurulu Başkanı
Bursa, İzmir, Kayseri ve Konya’da bulunan şubeleriyle
de üyelerine kaliteli hizmet sunmaktadır. Üye Ekonomik yönden bağımsız istikrarlı bir Türkiye
Dr. M. Sırrı Şimşek:
şirketlerin mevcut finansal, pazarlama ve ticaret hepimizin başlıca hedefidir. Mal ve hizmet şirketlerin
en önemli kaynağıdır, fakat nakit sıkıntısı ve
durumlarını göz önüne alarak ticaretlerini doğru
yönetebilmeleri amacıyla onlara alternatif finansal tahsilat problemi yaşanan ekonomimizde üretimi
çözümler üretmeye devam etmektedir. Dünyada artırmak, istihdamı korumak, stokları eriterek kaynağa
dönüştürmek üzere dünyanın kabul ettiği sis-
milyonlarca firmanın; büyüklükleri sektörleri ve hizmetleri
ne kadar farklı olursa olsun Barter Sistemi’ni tem olan Barter’ı Türkiye’de uygulamaktayız.
.
84 Ekim 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com
85
Sektörel
Crown FC 5225 Serisi Akülü Forkliftlerde
Kaçırılmaz Sonbahar Fırsatı
Türkiye distribütörlüğünü Temsa İş Makinaları’nın yürüttüğü ve geniş ürün
yelpazesiyle etkin depo çözümleri sunan Crown’un 31 Ekim 2020 tarihine kadar
geçerli kampanyasında, tripleks asansörlü Crown FC5225 serisi forkliftler 18 ay
vade ve sıfır faiz fırsatıyla sunuluyor.
Geniş ürün yelpazesi ve uzman kadrosuyla
depolardaki uygulamalara yönelik çözümler
sunan Crown, müşterilerine destek olmaya
devam ediyor. Dar koridorlarda kolayca manevra
yapabilen, dayanıklı, fonksiyonel ve yüksek
performanslı forklift arayan müşterilerine yönelik
3 ton, 4570 mm, tripleks asansörlü Crown
FC5225 serisi forkliftlerde bir kampanya başlattı.
Crown, kampanyası ile lojistik ve depolama
konusunda fonksiyonel çözümlere ihtiyaç duyan
müşterilerinin ekonomik olarak zorlanmadan
işlerini kolaylaştırmayı hedefliyor. Kampanya
fiyatı 32.500 € olan FC5225 serisi forkliftler, 18
ay vadeye sıfır faiz fırsatı ile sunuluyor. Ayrıca
kampanyaya özel, KDV oranı sadece %1 olarak
uygulanıyor.
31 Ekim 2020 tarihinde sona erecek olan bu
büyük avantajlar sınırlı sayıda ürün için geçerli.
86
.
Ekim 2020 .
www.istanbulhirdavatfuari.com
.
88 Ekim 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com
Sektörel
İki Küresel Marka
Kale ve Geberit’ten Güçlü İş Birliği
Türkiye’nin, seramik ve banyo ürünleri sektör lideri Kaleseramik; İsviçreli sıhhi
tesisat devi Geberit ile önemli bir iş birliğine imza attı. Anlaşma kapsamında
Geberit ürünleri, seçili Kale satış noktalarında tüketiciler ile buluşacak.
Dokuz Eylül Üniversitesi
kariyer yolculuğu
Kamu Yönetimi
başlayan Alemdar, 1992
Kaleseramik Genel
Bölümü’nün ardından,
– 1998 yılları arasında
İngiltere Birmingham Müdürü Altuğ Akbaş,
Deterjan Bölüm Satış
Üniversitesi İşletme “Kale’nin yeni perakende Departmanı’nda
Bölümü’nü bitiren ve yine mağazacılık anlayışı ile
çeşitli yöneticilik
aynı üniversitede MBA’ini müşteri beklentilerini en üst pozisyonlarında görev
tamamlayan Hasan seviyede karşılamak için aldı. 1998 – 1999
Alemdar; iş hayatına
yıllarında Türkiye’de
güçlü iş birliklerimize devam
1991 yılında BMC
ilk olarak Schwarzkopf
firmasında Marka Müdür
ediyoruz.”
& Henkel Beauty Care
Asistanı olarak başladı.
1 yıl sonra Henkel’deki
Bölümü’nün kuruluşunu
yönetti. Alemdar, 1999
Sektörel
– 2002 yılları arasında,
Henkel’in merkezi olan
Düsseldorf’ta, Global
Müşteriler Yöneticisi
(Global Accounts
Manager) olarak görev
aldı. 2002’de Türk
Henkel Beauty Care
Genel Müdürlüğü’ne
atandı. 2005’ten itibaren genel müdürlük
görevine ek olarak Orta Doğu ve Afrika Satış
Direktörlüğü’nü üstlendi. 2008 – 2010 yılları
arasında ayrıca Mısır Genel Müdürlüğü’nü de
yürüttü. Ocak 2010’da Türk Henkel Beauty Care
Genel Müdürlüğü ve Schwarzkopf & Henkel
Orta Doğu ve Afrika Satış Direktörlüğü’nün yanı
sıra Schwarzkopf Profesyonel (Kuaför Ürünleri
Bölümü), Orta Doğu ve Afrika Bölge Direktörlüğü
Geberit Genel Müdürü
Ufuk Algıer; “Tasarım,
teknoloji, mühendislik ve
bilgi birikimimizle pazarda
üst segment ürünler ile
yer almayı sürdürüyoruz.
Yaptığımız anlaşmanın ilk
altı aylık süreçte satışlarımıza
yüzde 5 oranında pozitif
yönde yansıyacağını
öngörüyoruz.”
görevlerini de üstlendi.
Ocak 2012’de Türk
Henkel Yürütme Kurulu
Başkanlığı’na atanan
Hasan Alemdar, Nisan
2018 itibariyle Henkel
Beauty Care, Türkiye,
İsrail, İran ülke yönetimi
ve Orta Doğu Afrika
Bölgesi Satış’tan Sorumlu Başkan Yardımcılığı
görevine getirildi.
Hasan Alemdar, Ekim 2020 itibariyle, Henkel
Beauty Care Orta Doğu ve Afrika Bölgesi’nden
Sorumlu Başkan Yardımcılığı görevine getirilerek
bölgenin toplam sorumluluğunu üstlenmiş olacak.
İyi derecede İngilizce ve Almanca bilen Alemdar,
55 yaşında, evli ve bir kız çocuk babası.
89
Makale
1970’lerden Günümüze
Ülkemizde İthalat
Zafer Özcivan
Satış Direktörü ve Sektör Uzmanı
Değerli Nalbur Teknik Dergisi okuyucuları,
Bu sayımızda ithalat konusunu ve günümüze dek
gelişen durumunu ele alacağız.
Yaşı 60 ve daha fazla olan okurlarımızın hatırlayacağı
üzere 1970’li yıllarda ülkemizde sanayi üretimi düşük,
dış ticaret açığı yüksek, üretim yetersiz ve dolayısıyla
arz düşük ve ürün talebi fazla idi. O dönemde ülkemizde
döviz yasağı da olduğundan ithalat ancak yabancı
uyruklu iş adamları tarafından yapılabiliyordu. Başka bir
deyişle ürün kıtlığı yaşandığından tedarik konusu son
derece önemli pozisyona gelmişti. Öyle ki basit ifadeyle
mal bulmak çok zordu ve tabiri caizse mal kapanın
elinde kalmakta idi.
Koşullar böyle olunca satış yazımda da değindiğim
gibi müşteri Anadolu’dan İstanbul’a tedarik için kendisi
gelerek ihtiyaçlarını sipariş ettikten sonra bedelini
ödeyerek kendi işyerinin yolunu tutmaktaydı ve her
ihtiyacını da belki de bulamadan dönüyordu. Bu
dönemde oluşan talep fazlası da iktisat kuralı gereği
fiyatların sık sık yükselmesine hatta yetişilemez duruma
gelmesine sebep olmaktaydı. Zaten o yıllarda ülkemizde
enflasyonist bir piyasa ile karşı karşıya idik. Yaklaşık
her ürün çok kısa periyotlarda fiyat değişimine maruz
kalmaktaydı. İthalat da yasak olduğundan ürün kıtlığı
baş göstermekteydi.
Bir başka problem de o yıllarda artan anarşik olaylar,
ekonomiyi olumsuz yönde etkilemekte, grev ve az da
olsa lokavt uygulamaları zaten yetersiz olan üretimi iyice
zora sokmaktaydı. Ülkemizde kutuplaşma had safhaya
ulaşarak herkesin birbirine şüphe ile bakmasına sebep
olmaktaydı. Başta üniversite olayları olmak üzere anarşi
her yerde kol gezmekteydi.
1980 askeri darbesinden sonra ise demokrasiye geçiş
süreciyle birlikte oluşan güven ortamı iş dünyasını da
olumlu yönde etkileyerek normalleşme aşamasına
gelinmişti. Doğal olarak fabrikalarda grev ve lokavt
olayları da son bularak üretim artmaya başlamıştı.
Bir ülkenin kalkınması hepimizin bildiği gibi üretimden
geçmektedir. Çünkü üretim demek ihracat demek,
üretim demek istihdam demek, üretim demek dış ticaret
açığının azalması demek, üretim demek milli gelirin
artması demek, üretim demek devletin vergi gelirlerinin
yükselmesi demektir. Bu bağlamda kalkınma da ancak
üretim artışı ile sağlanabilir.
80’li yıllarda ülkemizde fiyat artışlarının önüne geçmek,
kaliteyi ön plana çıkarmak gibi somut gerekçelerle önce
döviz serbestisi sağlanarak ithalat kapılarının açılmasına
karar verilmişti. İthalatın serbestliği ile birlikte ülkemize
A’dan Z’ye her türlü ürün, çeşitli ülkelerle yapılan dış
ticaret anlaşmalarının da ekonomi yönetimi tarafından
gerçekleşmesiyle birlikte yabancı ürünleri tüketmeye
başlamıştık. Yurt dışından gelen ürünler yüksek kaliteli
olduğu kadar içlerinde kalitesiz olanları da mevcuttu.
Çünkü sektör mensuplarımızın büyük çoğunluğu tedarik
merkezi olarak Çin’i benimsemiş ve ülkemiz koşulları
gereği düşük fiyatlı ürünlerin ithalatını benimsemişlerdi.
Burada yukarıda bahsettiğim düşük fiyat konusunu biraz
açmakta fayda olabilir.
Avrupa ülkelerinde alıcı ve satıcı bir araya geldiği zaman
öncelikle yapılacak işbirliğinin temel kuralları (tüketim
miktarı, satış bölgeleri, distribütörlük veya bayilik, tedarik
ve sipariş şekilleri, ürün kalitesi, rakipler vb.) gündeme
gelmekte ve toplantı sonunda işbirliğinin gerçekleşip
gerçekleşmeyeceğine karar verilir. En son aşama
olarak da fiyat masaya yatırılarak, el sıkışılıp işbirliğine
başlandığı halde; ülkemizde ilk karşılaşıldığı anda fiyat
esas alınır ve daha sonra diğer konular gündeme getirilir.
Evet, fiyat önemlidir ve her pazarın kabul edebileceği
bir limit mutlaka vardır; ama fiyattan önce gelen daha
önemli faktörler de söz konusudur.
Dolayısıyla yaptığımız ithalat fiyat bazlı olduğundan
kalite ikinci planda kalmakta, kalitesiz ürünleri kullanmak
durumunda kalmaktayız.
Bunun sonucu olarak yerli üretimimiz olumsuz yönde
etkilenmiş ve fiyat yönünden Çin ile rekabet zorluğu
nedeniyle ülkemizde bazı fabrikalar üretimlerine son
vermek durumunda kalmışlardır. Örneklemek gerekirse,
90
.
Ekim 2020 .
www.istanbulhirdavatfuari.com
Makale
hafızam beni yanıltmıyorsa o dönemde Türkiye’de 64
adet asma kilit fabrikası üretime son vermek zorunda
kalmıştı. Çünkü maliyetleri ithal ürünlerden yüksek
kaldığı için talep görmemişti. Bugün ülkemizde üretim
yapan tek asma kilit fabrikası Yuma Kilit’tir. Hiçbir zaman
kalite ve fiyat istikrarından ödün vermeden üretimine
devam ederek sektördeki liderliğini sürdürmektedir.
(Yuma Kilit’in başarısı tarihe geçmeli ve yerli üreticilere
örnek olmalıdır.)
Yukarıda anlatmaya çalıştığım ithalat pozisyonu
günümüze kadar az da olsa değişikliklerle devam etmiş;
ancak bazı ürünlerde vergi fonu konularak üreticiyi
koruma amacıyla kurallar konulmuştur. Örneğin kilit,
bağlantı elemanları, el aletleri gibi ürünlerin yurda
gelmesi kanunlaşan fon vergileriyle önlenmeye
çalışılmıştır.
Ayrıca artan döviz değerleri ithalatçı için bazı periyotlarda
sorun olmakta, maliyetlerin TL cinsinden yükselmesine
sebep olmaktadır. Ülkemizde ve dünyada zaman zaman
yaşanan ekonomik krizler de ithalatçıyı olumsuz yönde
etkilemiştir.
bugünlerde yıllık bazda fiyat ayarlaması olarak karşımıza
çıkmaktadır. Ayrıca ülkemiz ekonomik olarak gelişmiş
ülkeler seviyesine ulaştığından iktisadi değerlerimiz
artarak yoluna devam etmektedir.
2020 yılının başından bu yana yaşadığımız pandemi
süreci ise iş hayatını olumsuz yönde etkilediğinden
bir takım ürünlere geçici süre de olsa ithalat vergileri
konularak ekonominin pasifize olması önlenmeye
çalışılmıştır. Ekonomi yönetiminin aldığı kararlar son
derece doğru ve olması gereken uygulamalardır.
Hepinize bol kazançlı, bereketli işler dilerim.
Saygılarımla.
2000’li yılların ikinci yarısında enflasyonun önlenmesi ile
birlikte iş hayatı istikrara kavuşarak oluşan güven ortamı
ile birlikte ekonomi de yükselişe geçerek geçen yıllardan
çok daha fazla pozitif etki yakalamıştır.
Önceki yıllarda bir türlü sağlanamayan fiyat hareketleri
91
Makale
Pandemi Sürecinde
Çalışanların Güvenliği
Dünyada birden fazla ülkede veya kıtada, çok geniş bir
alanda yayılan ve etkisini gösteren salgın hastalıklara
pandemi genel ismi verilmektedir.
Enfeksiyondan korunma ve kontrol önlemlerini
uygulayarak; enfeksiyonun toplumda yayılmasını
azaltmak ve böylece pandeminin erken dönemlerinde
enfekte olacak kişi sayısını ve pandemi nedeniyle ortaya
çıkacak vakaları azaltmak mümkündür.
Pandemi, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından ilan
edilir. Yeni ortaya çıkan virüsün insandan insana kolay
bir şekilde hızlıca yayılıyor olması önemli kriterlerdir.
Tarihte kolera, tifo ve domuz gribi gibi hızla yayılan
hastalıklar karşısında Dünya Sağlık Örgütü pandemi
ilan etmişti.
2019 yılında Çin ülkesinin Wuhan eyaletinden yayılmaya
başlayan korona virüsün (Covid-19) yayılma hızına ve
insan sağlığı üzerindeki etkisine bakıldığında genel
çapta koruyucu önlemlerin artırılmasını sağlamak adına
2020 yılının başında pandemi ilan edildi.
Pandemi dönemlerinde çok etkilenen kesimler
çalışanlar olmaktadır. Uluslararası Çalışma Örgütü(ILO)
istatistiklerine göre dünya geneli çalışan sayısı 3,3
milyar olup salgınlarda etkilenecek olan yüksek riskli
işlerde 1.25 milyar insan çalışmaktadır.
Yaşamakta olduğumuz korono virüs Pandemi döneminde
tam veya kısmi işyeri kapanmalarından dolayı dünyada
2,7 milyar çalışan doğrudan etkilenmektedir.
Birçok ülke dünya genelinde devam eden yeni tip
korona virüsün (Covid-19) yayılma hızını azaltmak,
sağlık sistemini rahatlatmak ve can kayıplarını önlemek
için sosyal mesafeyi korumaya ve yeni önlemler almaya
çalışıyor.
Salgın hızını kesmek amacıyla yapılan sokağa çıkma
kısıtlamalarına bağlı olarak iş hayatında aksaklıklar,
seyahat kısıtlamaları, eğitime ara verilmesi ve diğer
önlemler işçiler ve işletmeler üzerinde ani ve sert etkilere
yol açıyor. Kimi işletmeler faaliyetlerini durdurmak
zorunda kalırken bir kısmı da çalışma yöntemlerini
değiştirme yoluna gidiyor.
Uluslararası Çalışma Örgütünün (ILO) Covid-19 ve
Çalışma ve İş Dünyası raporunda, salgınının ekonomik
etkilerinin 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana tecrübe
edilenin en ciddisi olduğuna işaret ediliyor.
Yayınlanan raporda, dünya genelindeki 3,3 milyar
çalışanın yüzde 81’ine tekabül eden 2,7 milyar çalışan
zorunlu ya da tavsiye üzerine kapanan iş yerlerinde
istihdam edildiği belirtiliyor. Dünya genelinde, yılın
ikinci çeyreğinde çalışma saatlerinin yüzde 6,7’sinin ise
ortadan kalkacağı öngörülüyor.
Ekonomik gelir gruplarına göre çalışma saatinin oransal
bazda en fazla düşmesi beklenen grup “üst-orta gelir”
olurken, bundan en fazla etkilenecek bölgeler ise Avrupa,
Arap ülkeleri ve Asya-Pasifik ülkeleri olarak sıralanıyor.
Bilindiği üzere yaşam ve sağlıklı yaşam hakkı,
vazgeçilmez temel insan haklarının en başında
gelmektedir. Gerek bu nedenle gerekse toplumların
büyük çoğunluğunu işçilerin, emekçilerin oluşturması ve
en güncel sorun olan Covid-19 Pandemi/Salgın süreci
dolayısıyla büyük önem arz etmektedir.
2019 yılı sonundan itibaren bütün dünyayı etkileyen
Covid-19 Pandemi süreci, işçi sağlığı ve iş güvenliği
kavram ve uygulamalarının önemini bir kez daha
ortaya koymuştur. Corona Virüsün “sınıf-ırk vb. ayrımı
olmaksızın herkesi etkilediği” iddia edilse de, önlem
alınmadan (zorunlu ve acil işler dışındaki) üretim ve
hizmetlerin Covid-19’un etkilerinin de eklendiği ağır
koşullarda devam etmesi, tüm çalışanların salgınla daha
çok karşı karşıya bırakıldığını ve sistemin acımasız
sınıfsal ayrımcılığını bir kez daha göstermiştir.
Pandemi yaşadığımız bu dönemde işçiler ve emekçiler
için ekonomik olarak ayrıca çalışma hayatındaki iş
güvenliği açısından da kendi emeği ile geçinenler için
yıkım oluşturduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Özellikle kısmi süreli işçiler, geçici işçiler, kadın, çocuk,
göçmen işçiler, ev işlerinde çalışanlar için sosyal koruma
sistemlerindeki eksikliği ve acımasız çalışma koşullarını
daha da görünür kıldı. Ayrıca işsizler ordusuna yeni
milyonlar katıldı.
İşçi sağlığı ve iş güvenliği, işyerleri ile ve 6331 sayılı İş
Sağlığı Güvenliği Yasası’nın kapsamı ile sınırlı değildir.
İşçi sağlığı ve iş güvenliği; insanca çalışma hakkı, tam
zamanlı, kadrolu iş güvencesi hakkı, sosyal güvenlik
hakkı, örgütlenme hakkı, insanca yaşanacak ücret
hakkı başta olmak üzere temel sosyal haklardan ayrı
tutulamaz.
92
.
Ekim 2020 .
www.istanbulhirdavatfuari.com
Makale
Pandemi sürecinde önceliğimiz hayata tutunabilmek,
sağlığımızı korumaktır, ancak toplumda çalışmak
zorunda kalan büyük bir kesim olması nedeniyle iş
yerlerini nasıl daha sağlıklı ve güvenli hale getirebiliriz
sorusu büyük önem kazanmaktadır.
Pandemi başlangıcından sonra çalışma hayatındaki
iş sağlığı güvenliği şartlarında sürekli artan
olumsuzlaşmalar yaşanmaktadır.
Yaşanan bu olumsuz şartların bir an önce gündemimizden
çıkabilmesi için aşağıdaki sıralayacağım maddeler
sırasıyla çalışma hayatına entegre edilmelidir.
1-) Çalışılan işteki tüm faaliyetler bakımından tehlike
haritası çıkarmak, bulaşma riskini değerlendirmek, işe
dönüş sonrasında bunları değerlendirmeye devam
edilmelidir.
2-) Her sektöre, her işyerinin ve işgücünün özel
koşullarına uyarlanmış olarak, aşağıdaki risk kontrol
önlemlerini benimsemelidir:
- Çalışanlar, yükleniciler, müşteriler ve ziyaretçiler
arasında fiziksel etkileşimi azaltmak ve etkileşim
olduğunda sosyal mesafeyi koruyacak çalışma düzeni
tasarlanmalıdır.
- Çalışırken kullanılan tüm yüzeyleri düzenli olarak
temizlemek, işyerlerinin temiz ve hijyenik olmasını
sağlamak, el yıkama ve dezenfektasyon için gerekli
prosedürlerin tamamlanması için yeterli imkanları
sağlamak.
- İşyerinde temiz havayı sağlayan havalandırmayı
düzenli olarak iyileştirmek.
3-) Risk oluşturmadan, tüm çalışanlara ücretsiz olarak
Kişisel Koruyucu Donanım (KKD) sağlanmalıdır.
4-) Kuşkulu vakaları izole etmek ve her teması takip
etmek için düzenlemeler sağlanmalıdır.
5-) Personel için ruhsal sağlığının korunmasına ilişkin
destek sağlanmalıdır..
6-) Uygun temizlik/hijyen uygulamaları ve işyeri
kontrollerinin (KKD dahil) kullanımı dahil olmak üzere,
işyerinde sağlık ve güvenlik hakkında eğitim ve
bilgilendirici materyal sağlanmalıdır.
İçinde bulunduğumuz pandemi (salgın) döneminde
bu zor günleri çalışanların sağlık ve güvenliğe bağlılık
temelinde, görev ve sorumluluklarımızın bilincinde
olarak hep birlikte ülke olarak, tüm insanlık olarak
atlatacağımıza olan inancımız tamdır.
Şevket GÖLÜK
Yazar / Enerji Uzmanı
93
Makale
COVID-19 Salgınından Korunmak İçin
Hangi Tür Koruyucu Donanımlar
Tercih Edilmelidir?
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ‘nün COVID-19 ‘u yüksek
riskli bir pandemi ilan etmesinin ardından salgın
oldukça ciddiye alınmakta ve haliyle bulaşma riskinden
korunmak için kullanılacak ekipmanlar konusunda
birçok soru işaretleri meydana gelmektedir. Virüsten
korunmak amacıyla karşımıza çıkabilecek uygunsuz
Kişisel Koruyucu Donanımlardan (KKD) kaçınmak
için, biyolojik risklere karşı kumaş korumasını ölçmek
için bir dizi gereksinimi ve test yöntemini belirleyen bir
Avrupa standardı olan EN 14126:2003 ‘ü incelemek
önem arz etmektedir.
EN 14126:2003, aşağıda sıralanan çeşitli biyolojik
tehlikelere karşı koruyucu tulumun koruma sınıfını
belirlemek için 5 farklı test yöntemi içermektedir.
Test Methodu Test Açıklaması
Kan ve vücut sıvılarının
ISO 16603 nüfuziyetine direnç
ISO 16604
ISO 22610
Kan yoluyla bulaşan
patojenlerin
nüfuziyetine direnç
Islak mikrobiyal
nüfuziyete direnç
Kullanılan Enfekte Madde
Sentetik kan
Bakteriyofaj (Phi-X-174)
Biyolojik olarak enfekte olmuş
sıvılar (Staphylococcus Aureus)
COVID-19, yaklaşık 0.125 mikron büyüklüğünde
koronavirüs ailesine aittir. Yukarıda bahsedilen enfekte
edicilerden, Phi-X-174, 0.027 mikron boyutuyla COVID-
19’dan daha küçük olan tek enfekte edici maddedir.
Bu nedenle, koruyucu elbise, nispeten daha yüksek
bir koruma sınıfına sahip ISO 16604 testini başarıyla
geçtiyse, daha yüksek bir koruma seviyesine sahip
olduğu anlamına gelir.
Sağlık çalışanları ise ISO / DIS 22611 testine
dikkat edebilirler. Bazı kaynaklar virüsün aerosol
iletiminin mümkün olduğunu belirtmektedir. Hasta kişi
hapşırdığında veya uzun bir süre kapalı bir ortamda
bulunulduğunda yüksek aerosol konsantrasyonlarına
maruz kalınabilmektedir.
EN 14126:2003 sertifikalı bir koruyucu elbise, EN
943-1:2015 & EN 943-2:2002 Type 1a / 1b / 1c
(gas sızdırmaz elbise), EN 943-1:2002 Type 2 (gaz
sızdırmaz olmayan elbise), EN 14605:2005+A1:2009
Type 3 veya Type 4, ISO 13982-1:2004+A1:2010 Type
5 ya da EN 13034:2005+A1:2009 Type 6 standartlarının
bir veya birkaçına daha sahip olabilir.
ISO/DIS 22611
ISO 22612
Sıvı aerosol
nüfuziyetine direnç
Kuru mikrobiyal
nüfuziyete direnç
Biyolojik olarak enfekte olmuş sıvı
aerosoller (Staphylococcus Aureus)
Biyolojik olarak enfekte olmuş katı
partiküller (Staphylococcus Aureus)
Tulum sertifikasyonunda ürün Type ile belirtilen 1 ‘den
6 ‘ya kadar rakamlar almaktadır. COVID-19’a karşı
koruyucu giysi seçiminde, “Type” sınıflandırmasının
arkasındaki “-B” ifadesi ile EN 14126:2003 sertifikasını
tanımlanmaktadır.
94
.
Ekim 2020 .
www.istanbulhirdavatfuari.com
Makale
Tek kullanımlık tulum nedir, ne için kullanılır?
Tek kullanımlık tulum, giyenin vücudunu ve diğer
kıyafetlerini dış tehlikelerden korumak için tasarlanmış
bir koruyucu giysidir. Ayrıca bu tulumlar, çalışılan
hijyenik ortamı giyen kişiden kaynaklanan kirlilik ve/
veya enfeksiyon risklerine karşı da koruyabilir.
Tulumlar tüm vücudu korumak için tasarlanmıştır. Bu,
bulaşıcı hastalığın kontrolü sırasında sağlık çalışanları
için dört dörtlük bir koruma sağlar. Tulum kullanımı,
potansiyel dışsal tehlikelerin büyüklüğü konusunda
emin olunamadığında özellikle önem arz etmektedir.
Sağlık kuruluşlarında kitle enfeksiyonunun önüne
geçmek için, enfekte hastaların kontrollü bir ortamda,
yani negatif basınçlı izolasyon odasında kalmaları
gerekir. Sağlık çalışanları, yüz siperi, N95 diye tabir
edilen (yazının devamında detaylı açıklanmaktadır)
maskeler, tulum, eldiven, çizme vb. ekipmanlardan
oluşan eksiksiz bir izolasyon ekipmanı giymelidir.
Uygun bir koruma elde etmek için tek kullanımlık tulum,
önlüklere nazaran COVID-19 gibi bulaşıcı hastalıklarla
uğraşan sağlık çalışanları için daha güvenli bir seçimdir.
Tulumda, yaka, göğüs, bacaklar ve kolları komple
saran tek parçadan oluşan, elastik bir başlık ve el ve
ayak bileklikleri bulunur. Önlük buna nazaran kısmen
bir koruma sağlar. Önlükler (Gown), vücudun önünde
sadece belirli bir bölgeyi korumaktadır. Genellikle
cerrahi işlemler sırasında sağlık personeli tarafından
kullanılırlar. Kullanım ve koruma özellikleri bakımından
tulumlardan ayrılır.
Performans testleri için tek kullanımlık tulumun kumaş,
dikiş ve komple giysi testlerini başarıyla geçmesi
gerekir. Sıvı nüfuziyet veya partikül sızıntı testleri bir
test odasında hassas muayeneler yapan bir uzman
tarafından CE işareti vermeye yetkili onaylanmış
kuruluşlarca gerçekleştirilir.
NOT: Koruyucu giysinin sertifikasının geçerliliği,
sertifikanın alındığı onaylanmış kuruluşlara
sorgulatarak kanıtlanabilir. Sertifikayı veren kurumun
ilgili direktife göre (PPE Regulation (EU) 2016/425)
sertifikalandırma ve CE işareti verme yetkisinin
bulunması gerekmektedir. Bu kuruluşların listesine
Avrupa Komisyonu onaylanmış kuruluş listesi
sayfasından ulaşılabilir.
Tulumlar için ABD Standardı
Tulumlar için bir standart veya kategorizasyon
bulunmamaktadır. ABCD seviyeleri genellikle
tulumların standardı olarak karıştırılmaktadır.
Halbuki bu, dış çevrenin potansiyel tehlikelerine göre
sınıflandırılmasıdır.
Seviye A: Tehlikeli maddeler tanımlandığında ve cilt,
göz ve solunum sistemi için yüksek düzeyde tehlikeye
sahip olan alanlardır. Bu koruma seviyesini kullanırken
mevcut olan maddelerin genellikle cilt toksisitesine
veya kanserojenliğe neden olduğu bilinmektedir
veya şüphelenilmektedir. Burada kullanılacak kişisel
koruyucu donanım, katı, sıvı veya gaz halinde tehlikeli
maddelerden mümkün olan en yüksek seviyede
solunum, cilt ve göz korumasını sağlar.
Seviye B: Tehlikeli maddeler tespit edildiğinde, ancak
yüksek düzeyde cilt koruması gerektirmediğinde
kullanılır. Burada tehlikeli madde yine solunum yollarına
çok zararlı olduğu anlaşılmalıdır.
Seviye C: Tehlikeler ve atmosfer kirleticileri
tanımlanmıştır ve tehlike, maruz kalan cilt tarafından
emilmeyecek veya olumsuz etkilenmeyecektir. C
seviyesine OSHA tarafından kimyasal acil müdahale
için izin verilmez.
Seviye D: Potansiyel tehlike yok veya çok düşüktür.
Bu koruma seviyesi, atmosferde bilinen bir tehlike
olmadığında kullanılır. Örneğin, tek kullanımlık partikül
maskesi kullanımı yeterlidir.
Tulumlar için Avrupa Standardı
EN 13795 standardı, cerrahi işlemler sırasında zararlı
mikroorganizma bulaşmasına karşı korunma amacıyla
koruyucu önlük (Surgical gown) özellikleri hakkında
kılavuzlar sunmaktadır. Standart Performans ve
Yüksek Performans olmak üzere 2 sınıflandırma vardır.
Standart performans: Düşük ve orta düzeyde maruz
kalma riski için genelde takviyesiz veya kumaş takviyeli
Yüksek performans: Yüksek düzeyde maruz kalma
riski için genelde birden fazla takviyeli
ABD Standardı ve AB Standardı Karşılaştırması
Avrupa standartları, tulumlar için dünya çapında en
tanınmış standarttır. Aşağıdaki tabloda karşılaştırmalı
görülmektedir.
95
Makale
Ürün Tipi
Önlük (Gown)
Tulum (Coverall)
ABD Standardı
Avrupa Standardı
Standart Kategorizasyon Standart Kategorizasyon
ANSI/AAMI PB70 Level 1
EN 13795 Standart
Level 2
Level 3
Level 4
Performans
Yüksek
Performans
Standart yok Kategorizasyon EN ISO 13688 Type 1
yok
Type 2
Type 3
Type 4
Type 5
Type 6
NOT: EN 14126 sertifikalı bir tulumda “Biohazard
korumalı” olduğunu belirtmek için “Type” ifadesinden
sonra -B harfi eklenmelidir. Yani Type 1-B, Type 2-B,
Type 3-B, Type 4-B, Type 5-B, Type 6-B işaretlemeleri
alır.
Ortak kriterlerin veya çalışma sonuçlarının eksikliği
nedeniyle ne zaman bir koruyucu tulumun giyilmesi
gerektiğini belirlemek zor olabilir. Riskli temasın
nereden geleceğinden emin olunmadığı durumlarda ki
bu sağlık çalışanları için oldukça yaygındır, performans
gereksinimlerini karşılayan bir tulum fayda sağlayabilir
ve bu nedenle sağlık kuruluşlarında yaygın olarak
kullanılabilir. COVID-19 veya diğer bilinmeyen aerosol
bulaşıcı hastalıklarla karşılaşıldığında, EN 14126
sertifikalı bir tulumun sağlık çalışanları için standart bir
elbiseden daha uygun olduğu önerilir.
Tek kullanımlık maske nedir, ne için kullanılır?
En sık üzerinde tartışılan maske tipi N95 diye tabir edilen
maskelerdir. N95, ABD Hastalık Kontrol Merkezi (CDC)
’nin bir alt kurumu olan NIOSH tarafından yönetilen bir
Amerikan standardıdır (NIOSH-42CFR84).
Avrupa, iki farklı standart kullanmaktadır. Filtering
Face Piece (FFP) diye tabir edilen koruma sınıfları
EN 149:2001’den alınmıştır. Yarım yüz veya tam yüz
maskelerin filtreleri için kullanılan EN 143:2000 standardı
ise P1 / P2 / P3 değerlerini kapsar. Her iki standart da
CEN (Avrupa Standardizasyon Komitesi) tarafından
korunmaktadır.
Maske Standardı
FFP1 & P1 ≥ 80 %
KN90 & KP90 ≥ 90 %
FFP2 & P2 ≥ 94 %
N95 & KN95 & KP95 ≥ 95 %
N99 & FFP3 ≥ 99 %
P3 ≥ 99.95 %
N100 & KN100 & KP100 ≥ 99.97 %
Filtreleme Kapasitesi
(0.3 mikron veya daha büyük partikülleri
en az belirtilen % kadar filtre eder)
Tabloda görüldüğü üzere, N95 ‘e en yakın Avrupa
standardı eşdeğeri, N95’in %95 filtreleme kapasitesine
kıyasla en az %94 filtreleme kapasitesi olarak
derecelendirilen FFP2 / P2 sertifikalı maskelerdir. Aynı
şekilde, N99 ve N100 ABD standardına en yakın Avrupa
standardı FFP3 / P3 standartlı maskelerdir.
Özetle, yaklaşık olarak N95 (%95) ve FFP2 (%94) ve
N99 (%99) – N100 (%99,97) ve FFP3 (%99) birbirlerinin
muadili olduğunu söyleyebiliriz.
Ayrıca Çin KN95 ve Güney Kore KP95 standardı da aynı
şekilde ABD N95 standardının muadilidir.
Koronavirüsün boyutunun 0.06 ila 0.14 mikron arasında
değiştiği çeşitli kaynaklarda belirtilmektedir (yaklaşık
0.125 mikron (125 nm)). Bu büyüklük maskelerin
test edildiği 0.3 mikron ve daha büyük partiküllerin
boyutundan daha ufaktır. 0,3 mikrona odaklanmanın
nedeni “en çok nüfuz eden partikül büyüklüğü” (Most
penetrating particle size - MPPS) olmasıdır. Bu boyutun
üzerindeki parçacıklar tahmin edebileceğimiz şekilde
hareket eder ve parçacık boyutundan daha küçük
boşluklara sahip bir filtrede hapsolur.
Ayrıca çeşitli araştırmalarda 0,3 mikrondan
küçük parçacıkların filtrelenmelerinin kolaylaştığı
görülmektedir. Ayrıca koronavirüs “airborne” olarak
sınıflandırılmadığından kendi kendine havada
yüzmemektedir. Enfekte kişiden ortama saçılan
koronavirüsün boyu damlacıklarla birleştiğinde yaklaşık
0,5 mikrona kadar çıkmaktadır.
EN 149:2001 Avrupa standardına göre maskelerin
üzerindeki NR (Not Reusable) tek kullanımlık, R ise
(Reusable) tekrar kullanılabilir anlamına gelmektedir.
Eğer NR işaretli maske dolomit tozu testini geçtiyse
(tıkanma direnci gereksinimi), kullanım ömrünün 8 saati
aşabileceğini belirtmek için D harfi eklenir.
P, R, N harfleri ise maskenin havadaki yağlı partiküllere
karşı direncini gösterir. Yani P95 bir maskenin, yağa karşı
%95 filtreme kapasitesine sahip olduğu anlaşılabilir.
P: Yağa karşı direnci güçlü
R: Yağa karşı kısmen dirençli
N: Yağa karşı dirençli değil
96
.
Ekim 2020 .
www.istanbulhirdavatfuari.com
Makale
V harfi bulunuyorsa, maskede valf (ventil) olduğu
anlaşılmaktadır. Yine bazı doğru sanılan bir görüşün
aksine, ventil bir filtre değildir, parçacıkları filtrelemeye
bir katkı sağlamaz, nefes verilmesini kolaylaştırarak
kullanıcıya konfor sağlar.
Kişisel koruyucu donanımın
sertifikasının geçerliliği nasıl test edilir?
Maske üzerinde de tüm kişisel koruyucu donanımlarda
olduğu gibi üretici adı, CE işareti, onaylanmış kuruluş
numarası, standart ve diğer gerekli işaretlemelerin
bulunması zorunludur. Sertifikalı kişisel koruyucu
ürünlerin uyumluluk kontrolünü aşağıdaki şekilde
gerçekleştirerek geçersiz veya sahte sertifikalı
ürünlerden dolayı mağdur olmaktan korunabilirsiniz.
Sağlanan hizmetin kalitesinden emin olmak ve biz
üreticilerin prestijini güvence altına almak için satın
aldığınız belgeli KKD ’lerin uyumluluk kontrolünü
yapmanızı öneririz.
1. Ürünün sertifikasına bakınız. Sertifika (EU) 2016/425
regülasyonuna göre düzenlenmiş olmalıdır.
2. Sertifika “EU Type Examination Certificate” adı ile
yayınlanmalıdır.
3. Sertifika üzerinde belgeyi veren onaylı kuruluşun
numarası yazmalıdır.
4. Sertifikayı veren onaylı kuruluş aşağıdaki linkte verilen
resmi onaylı kurumlardan biri olmalıdır.
https://ec.europa.eu/growth/tools-databases/nando/
index.cfm?fuseaction=directive.notifiedbody&dir_
id=155501
5. Belgeyi veren bu onaylı kuruluşun dört haneli kodu,
ürün etiketindeki CE ambleminin yanında yazılı olmalıdır.
6. Ürün etiketinde bulunan standartlar güncel ve
geçerli olmalıdır. Bu standartların yayımlanma tarihine
aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
https://intweb.tse.org.tr/standard/standard/standardara.
aspx
7. Ürün etiketinde bulunan ve sertifikada bulunan
standartlar denkleşmelidir.
8. Etikette numarası yazan onaylı kuruluşa ürün belgesi
gönderilerek de sertifika geçerliliği sorgulanabilir.
9. Üreticiden “EU Declaration of Conformity/AB Uygunluk
Beyanı” istemeyi unutmayınız. Unutmayınız ki bu belge
sertifika değildir ve sertifika eşliğinde üretim yapma
hakkına sahip olan üreticinin hazırladığı bir belgedir.
Bilinçli bir üretici bu belgeyi size hemen sunabilecektir.
Ürün etiketi neden önemlidir?
KKD üzerindeki etiket, eski 89/686 EEC direktifinin
yerini alan (EU) 2016/425 regülasyonu kapsamında
ürün güvenliğinin önemli bir parçasıdır. Kişisel koruyucu
donanımlar ve koruyucu giysilerde ürün etiketi çok
önemlidir ve satın aldığınız ürünün kimlik kartıdır.
Etiketin üzerinde bulunan bilgilerin doğruluğu ortaklaşa
olarak üretici ve satıcının sorumluluğundadır. Piyasa
denetimi açısından son kullanıcı ve yetkili kurum ve
kuruluşlar, ürün ve etiketinin doğruluğunu denetlemekle
yükümlüdürler.
Etiket üzerinde hangi bilgiler bulunmalıdır.
- Üretici firma ticari unvanı ve adresi
- Kumaş içeriği (çok katlı ise bütün katman sisteminde
yer alan kumaşların içerikleri) ve tescilli markaları.
- Ürünün marka, model, stok/ürün kodu bilgileri
- Ürünün sertifikalandırıldığı standart ve bu standarda
ait performans değerleri (mutlaka ürünün sertifikası ile
doğru bir şekilde eşleşmelidir)
- Ürünü sertifikalandıran onaylanmış kuruluşun 4
rakamdan oluşan kod numarası
- Ürünün stok ve yıkanması ile ilgili piktogramlar
NOT: Aldığınız ürünün sertifikası ile etiketinin kontrolü,
doğru ürünü kullanmanız için gereklidir.
Dekontaminasyon (arındırma) sistemleri nedir?
Dekontaminasyon üniteleri, genellikle “Dekon” ünitesi
olarak adlandırılmaktadır ve özellikle kimyasal, biyolojik,
nükleer kirleticileri uzaklaştırmak için kullanılan taşınabilir
veya sabit duş üniteleridir. Personelin çalışmaları
sırasında maruz kalabilecekleri zararlı kirleticilerden
yeterince temizlenmesini sağlamak amaçlanmaktadır.
Bu tip serpinti maruziyetlerinde ilk müdahale olarak
canlıların, araç ve ekipmanların ve çevrenin arındırılması
(dekontamine edilmesi) oldukça önem arz etmektedir.
Özellikle insanlarda zararlı serpintilerin sağlık üzerinde
kalıcı hasarlar oluşturmadan önce hızlıca vücuttan
uzaklaştırılması çok önemlidir.
Bu tip kirliliklerde kurumların ve müdahale biçimlerinin
olay bölgesine olan uzaklıkları dikkate alınarak
bazı tehlikeli bölge sınıflandırmaları yapılmıştır.
Dekontaminasyon ünitesinin yanı sıra, diğer kişisel
koruyucu donanım seçiminde de bu sınıflandırmalar
dikkate alınır.
Sıcak bölge (Hot zone): Kirlenmenin olduğu ve en yoğun
hissedildiği bölge burasıdır. Ülkemizde bu alanda yetkili
kurumlar TSK ve AFAD’dır. Burada yürütülecek
97
Makale
müdahale, tahliye, arındırma gibi faaliyetlerden
sorumludurlar. Bu bölgede EN 943-1:2015 & EN
943-2:2002 Type 1a / 1b / 1c standardına sahip
gaz sızdırmaz koruyucu elbiseler kullanılır. Burada
kullanılacak dekontaminasyon ünitesi gibi ekipmanların
hızlı müdahale için taşınabilir ve kolay kurulabilir olması
önem arz etmektedir. Bu bölgeye kurulan ekipmanların
bu nedenle de arındırma kapasiteleri sınırlıdır.
Ilık bölge (Warm zone): Serpintiye maruz kalanlara
ilk tıbbi müdahalenin yapılacağı bölgedir. Lojistik ve
dekontaminasyon yapılan ve TSK, AFAD ve Sağlık
Bakanlığı Acil Sağlık Birimleri ‘nin ortak sorumluluk
alanıdır. Bu bölgelerde sabit ya da taşınabilir tip, kolay
kurulabilir ve yüksek kapasiteli dekontaminasyon
sistemleri kullanılabilir. Dekontaminasyon sistemleri
şişme ya da şişme olmayan çadırlar, temiz ve atık
su depoları, enerji tedarik sistemleri ile donatılabilir.
Çalışanlar tarafından kullanılan koruyucu elbiseler daha
çok sıvı sızdırmazlık sertifikalarına sahip olur.
Yeni geliştirdiğimiz insan dezenfeksiyon üniteleri
Firmamız en son olarak Covid-19 salgına yönelik
tedbirlere destek olmak amacıyla geliştirdiği yeni insan
dezenfekte dekontaminasyon ünitesi, insan üzerinde
etkili bir temizleme sağlar ve bakteriyel / viral enfeksiyon
risklerini azaltmaya yardımcı olur. Sağlık çalışanlarının
koruyucu kıyafetlerini çıkarması esnasında kullanılmak
üzere hastanelerde veya insan kalabalığının yoğun
olduğu alışveriş merkezleri, işyeri, ofis ve binaların giriş /
çıkışlarında kullanılabilir.
Ünite, kullanıcı tünele girdiğinde hiçbir yere dokunmadan
sensörleri tarafından algılanarak otomatik olarak çalışır.
Dekontaminasyon 10 saniye boyunca devam eder.
10 saniyelik bir çalışma süresinden sonra, püskürtme
nozulları püskürtmeyi durdurur ve kullanıcı kabinden
çıkar.
Belirli bir oranda su ve dezenfektan çözeltisi karışımı ile
doldurulmuş standart 40L, 316 kalite paslanmaz çelik
deposu ile ünite, toplamda 100 dakika dekontaminasyon
sağlar, bu da kişi başına 10 saniye dekontaminasyon baz
alındığında, 600 kullanıcının tek depoyla dekontamine
edilmesi anlamına gelir.
Ünitenin ana avantajı, dezenfektanlı suyu sis şeklinde
püskürten özel nozulları sayesinde dekontaminasyon
sırasında çok az bir su tüketimidir.
Ünitenin bir diğer avantajı ise çok çeşitli standart ve
isteğe bağlı aksesuarlarla tasarımının özelleştirilebilir bir
modüler yapısının olmasıdır. Tüm ürünlerimizde olduğu
gibi bu yeni ürünümüz de 24 ay boyunca üretim ve işçilik
hatalarına karşı garantilidir.
Soğuk bölge (Cold zone): Ilık bölgede triaj ve
dekontaminasyonu tamamlanmış hastaların sevk edildiği
tıbbı müdahale bölgeleridir. Sağlık Bakanlığı ‘nın bölge
ve şehir ölçeğinde belirlediği KBRN referans hastaneleri
bu olaylarda kullanılması için yetkilendirilmişlerdir.
Hastanelerde genelde daha yüksek kapasiteli sabit
tip dekontaminasyon sistemleri bulunmaktadır. Bu
bölgelerde kullanılan koruyucu elbiseler tek kullanımlık
tulum şeklinde steril ve/veya sıvı-partikül geçirmez
olmaktadır. Koronavirüs salgınında da hastanelerde bu
tip koruyucular kullanılmaktadır.
Kaynak: 3M Personal Safety Division, Respiratory
Protection for Airborne Exposures to Biohazards
Technical Data Bulletin, Release 3, February 2020 #174
DORUK TÜRKUÇAR
İhracat Müdürü / İş Güvenliği Uzmanı
İST İşçi Sağlığı Teçhizatı San. Tic. Ltd. Şti.
www.ist.com.tr
98
.
Ekim 2020 .
www.istanbulhirdavatfuari.com
Makale
Hayat, Yalan ve Başarı
İstesek de istemesek de, akümüz her gün boşalıyor.
Yeniden doldurmak için okumaktan ve üretmekten
başka yol yok. İkisi de enerji birikimini arttırıyor. Okurken
bir de ne göreyim, insanların % 91’i yalan söylermiş.
Amerika’da çok okunan Zig Zaglar’ın iddiası bu. Yine
onun verdiği bir bilgiye göre, Fortune 500 listesindeki
firmaların tepe yöneticilerinin % 91’i inanan, moral
değerlere sahip insanlarmış. Yani, başarılı insanların
hayatlarını sağlam bir moral temele dayadıklarını iddia
ediyor. Birbiriyle çelişen bu iki doksan birden hangisi
doğru?
Bizdeki oranlar hakkında bir fikrim yok. Ancak, basit
gözlemler bile, bizde de insanların birbirlerine karşı yeteri
kadar dürüst olmadıklarını gösteriyor. İnanç dünyalarını
bilmek ise pek kolay değil.
En basitinden bir alış-veriş sırasında insanların
söylediklerini bir tartın yeter. Alıcı da olsa, satıcı da
olsalar durumu kendi lehine çevirmek için açık ve dürüst
olmuyorlar. En dürüstü bile bazı bilgileri saklamak
suretiyle gerçekleri çarpıtmaya çalışıyor.
Yalan her yerde var. Komedyenler bile yalandan medet
umuyor. Belirli tipleri ya da kişilerin söylediği bir sözü,
önce söylendiği haliyle, sonra düşünüldüğü haliyle
dillendirdi mi, gelsin kahkahalar.
İnsanlar, başkalarının kendilerini nasıl görmelerini
istiyorlarsa, mesajlarını bu istikamette yeniden
şekillendiriyorlar. Reklamlar gerçeği ne kadar
yansıtıyor? Anne-babalar başka anne-babalara, satıcılar
müşterilerine gerçekleri mi aktarıyorlar? ‘Bazen doğruyu
söyleyip insanları üzmektense, gerçekleri gizlemek
daha yerinde olur. (Roger Bacon)’ demiyorlar mı?
İşte bu yazının temel sorusu, ‘Başarılı insanlar yalan
söyler mi?’ ‘Pazaryerinde başarı için yalandan medet
ummalı mı?’ Yalan, hayat ve başarı arasında nasıl bir
ilişki var?
Yalanla ilgili sözleri bir hatırlayalım. ‘Yalanının ortaya
çıkmasını istemeyen hiç yalan söylemesin.’ ‘Yalan
kartopuna benzer, yuvarlandıkça büyür.’ (Martin
Luther) ‘Yalan çiçeklenir ama meyve vermez’, bir Afrika
atasözüymüş. (Ali Polat, Üç Bin Yıllık Birikim, İstanbul,
2001) ‘Yalan söyleyerek insanları kandırdığını sanan,
aslında kendini kandırır.’ ‘İnsanla hayvan arasındaki
fark, konuşmak ve yalan söylemektir.’ (Anatole France).
‘Doğru söze yalan karıştırmak, altına başka madenleri
karıştırmaya benzer, dayanıklılığı artarken değeri düşer.’
(Francis Bacon) Yalanı yalanla örtemezsiniz. (Bu da
benden)
Bu ülkenin insanları niye fakirleştiler sanıyorsunuz? Her
alanda kendisine söylenen yalanlar yüzünden. Yalanın
bir türlüsü olan kasıtlı (bilinçli) cehalet, sonunda felaket
bir fakirlik getirdi. İş hayatı niye kilitlendi? İnsanların
birbirlerine güvenleri kaybolduğu için. İtimatsızlık niye?
Verilen sözler tutulmadı diye. Devlete, politikacıya,
işadamına, satıcıya güven duyulmuyorsa, sebep ne?
İnsanı öne çıkaran, ona değer veren bir pazarlama
anlayışı bu memlekette işletmelere hâlâ hakim
kılınamamışsa, bunun sebeplerinden biri, dürüstlüğün
yaygınlaşmaması.
Tekrar ediyorum, bu ülke, (kasıtlı) bilinçli cehaletle
mahvedildi. Bu cehalette payı olanlar utansın. İlmin
olmadığı ve planlı bir şekilde söndürüldüğü yerde,
cahillere, yalancılara ve soytarılara gün doğdu.
Bu günden tezi yok, herkes kapısının önünü temizlesin.
Pazaryerine çıkarken, dürüstlüğün meşalesini eline
alsın. Belki böylece aydınlık bir gelecek bekleme
hakkımız olur.
99