Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
editör
Bilimsel gerçekler popüler hurafelere karşı!
Artık havalar serinlemeye başladı. Her biri ana yemek gibi doyurucu özelliğe sahip
birbirinden leziz çorbaları, sonbahar ve kış ayları boyunca rahatça tüketebilirsiniz. Bal
kabaklı barbunyadan yoğurtlu sebzeye, kurutulmuş domatesli tarhanadan nar ekşili
soğana bu çorbaların müdavimi olacaksınız!
Kendi küçük hüneri büyük yumurta, gerek kahvaltı gerekse ana ve ara öğünlerin
vazgeçilmez tadı değildir de nedir? Siz de bir yumurta severseniz, bu tarifleri sofranızdan
eksik etmek istemeyeceksiniz.
hatice.unalbilen@img.com.tr
yemekzevkicomtr
@yemekzevkicomtr
yemekzevkidergi
Mutfağın deneyimli şeflerinden Özlem Mekik, bu ay Uzman Dr. Ender Saraç ile bir araya
geldi; Saraç’ın mutfakla olan ilişkisini, olmazsa olmazlarını, Ege’yi, sevdiği mekanları
bir de üstüne hemen herkesin merak ettiği ilaç gibi yemeklerini konuştu. Bu şifa dolu
röportaj kaçmaz!
İtalyanlar’ın incecik hamurlu ünlü ‘galette’ye benzer hamuru ile damak tadımıza en yakın
uyarlayabildiğimiz ve çeşitlendirdiğimiz lezzetler, çay ve kahve saatinize çok yakışacak…
Denemeden bilemezsiniz.
Çocuklar evlerinde ne bulursa yemesin, sağlıklı beslensin diye pek sağlıklı ve yapımı
kolay tarifler hazırladık. Kaçırmayın!
İnsanın varlığını sürdürebilmesinin yanı sıra sosyalleşme ve keyif için de vazgeçilmez
olan yeme içme, popülaritesini hiçbir zaman kaybetmeyecek bir alan. Herkes yemek
yiyip hazırladığı için gıda ve beslenme konuları da yine doğal olarak herkes tarafından
konuşuluyor. Ancak ortada dolaşan bilgilerin çoğu doğru değil; ne de olsa referanssız
bilgi üretmek de hurafelerin yayılmasını sağlamak da çok daha kolay. Bu da çok daha
kişisel ve özel olması gerekirken, gıdalarımızla ilişkimizin bozulmasına neden oluyor.
Bugün, hakkında asılsız dedikoduların yayılmadığı bir gıda arasanız da bulamazsınız!
Peki, artık gıdamızı sahiplenip onlarla olan ilişkimizi düzeltmenin zamanı gelmedi mi
dersiniz? Gıda Mühendisi Ebru Akdağ bu sayımızla beraber her ay ‘Bilimsel gerçekler
popüler hurafelere karşı’ köşesi ile sizlerle…
Kişiye özel pastalar tasarlayıp üreten Nazlıhan Akçay, dergimiz için her biri mutlaka
denenmeli dedirden rengarenk lezzetler hazırladı. İster çayınızın yanında, ister kahvenizin
yanında olsun bu lezzetlerin tadı da bambaşka…
Ve Konuk Şefimiz..
“Soframızın zenginliği, toprağımızın bereketi ve doğamızın cömertliği, bizlere bırakılmış
büyük bir miras. Bizler de bizden sonraki nesillere bu mirası koruyarak ve büyüterek
aktarmalıyız.” diye başlıyor sözlerine Muutto’nun kurucu şefi Umut Karakuş. Bu
inançla çıktığı yolda kendi payına düşen görevi yerine getirerek göç mutfağını İstanbul’a
taşımaktan duyduğu mutluluğu döküyor ilk olarak sözcüklere. Ve mottosu Muutto olan
sempatik mekanında unutulmaz göç lezzetlerini modern tabakları sokak yemeklerine
evirerek sunuyor misafirlerine. Şefin bu yeni bakışını mutlaka deneyimlemenizi tavsiye
ediyorum.
Dünyanın en güzel yemeği, aşkla yapılan, zevkle yenilen yemektir. Yemek yapma tutkunuz
sonsuz, yemek zevkiniz, sağlıklı günleriniz daim olsun…
Hatice Ünal Bilen
4
İMTİYAZ SAHİBİ İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.
GRUP BAŞKANI
H. FERRUH IŞIK
GENEL MÜDÜR VE SORUMLU MÜDÜR
Mehmet SÖZTUTAN / mehmet.soztutan@img.com.tr
GENEL YAYIN YÖNETMENİ
Hatice ÜNAL BİLEN / hatice.unalbilen@img.com.tr
YAZI İŞLERİ
Coşkun AKTAŞ / coskun.aktas@img.com.tr
FOTOĞRAF DANIŞMANI
Ümit Başer ALKAÇ
GÖRSEL YÖNETMEN
Tolga ÇAKMAKLI / tolga.cakmakli@img.com.tr
REKLAM SATIŞ PAZARLAMA
REKLAM KOORDİNATÖRÜ
Emir Ömer ÖCAL
emir.ocal@img.com.tr
0212 604 51 00
YAYIN DANIŞMANLARI
Prof Dr. Hüsnü GÜNDÜZ / Doç. Dr. Mehmet Ali ÖZBUDUN
YEMEK DANIŞMANLARI
T.Yücel DEREYAYLA / Eyüp Kemal SEVİNÇ / Metin İŞÇİ / Doğa ÇITÇI
KATKIDA BULUNANLAR
Nurgün UÇKUNKAYA / Selin ÇITAK / Reha TARTICI / İlknur BALCI
TEKNİK MÜDÜR
Tayfun AYDIN / tayfun.aydin@img.com.tr
RENK AYRIMI Türkiye Gazetesi Renk Ayrım Servisi
İDARE MERKEZİ Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza
No:11 A/41 Yenibosna–Bahçelievler/ İSTANBUL Tel: +90 212 454 22 22
BASIM YERİ İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza
No:11 A/41 Yenibosna–Bahçelievler/ İSTANBUL Tel: +90 212 454 30 00
Fax: +90 212 454 34 94 www.ihlasmatbaacilik.com
Dağıtım: Doğan Dağıtım
Yemek Zevki dergisinde yayınlanan yazılar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir. Gönderilen yazılar
yayınlansın veya yayınlanmasın iade edilmez.
Yayınlanan reklamların sorumlulukları firmaya aittir.
e-mail: img@img.com.tr - info@yemekzevki.com.tr
web: www.yemekzevki.com.tr
Yayın Türü: Ulusal, Süreli
BANKA HESABI
İSTMAG MAG. GAZT. YAY. İÇ VE DIŞ.TİC. LTD. ŞTİ
GARANTİ BANKASI
GÜNEŞLİ ŞUBESİ : 295
HESAP NO : 6293152
İBAN NO : TR02 0006 2000 2950 0006 2931 52
Company
: İSTMAG MAG.GAZT.YAY.İÇ VE DIŞ.TİC.LTD.ŞTİ
Bank
: TURKIYE GARANTİ BANKASI
Bank account
: 9073622 EURO
Swift code
: TG BATRIS XXX
Branch
: GÜNEŞLİ BRANCH
Branch code : 295
IBAN code : TR74 0006 2000 2950 0009 0736 22
Yıllık Yurtiçi Abone Bedeli
: 80 TL • Yıllık Yurtdışı Abone Bedeli: 70 Euro
6
44-45
30-33
18-23
34-38
40-41
42-43
24-29
46-52
54-55
56-60
62-63
64
8
YENİLER
Çamaşırlar
her zaman
yepyeni
Yenilikçi ürünleriyle
hayatı kolaylaştıran
Hoover, patentli teknolojileri,
ihtiyaca yönelik
geliştirilmiş programları
ve çevre dostu çözümleriyle
çamaşır kurutma
deneyimini bir adım ileriye
taşıyor, evlerinizde
vazgeçilmez yardımcınız
oluyor. Hoover AXI’de
bulunan Total Care
özelliği, farklı tür ve
renkte kumaşı aynı anda
kurutur ve kıyafetlerinizin
yeni gibi görünmesini
sağlar. Total Care teknolojisi, gelişmiş ısı sensörleri sayesinde
en hassas kumaşların kuruduğunu algılar ve kullanıcıya uyarı
verir. Hassas kıyafetler çıkarıldıktan sonra, daha kalın olanlar
kurumaya devam edebilir. Böylece en sevdiğiniz kıyafetlerin
aşırı kurumasını ve sertleşmesini önler. Total Care teknolojisiyle,
farklı kumaş türleri bir arada özenle ve sağlıkla kururken,
çamaşırlarınız her zaman yeni gibi görünür. Sahip olduğu One-
Fi teknolojisi ile makineyi uzaktan kontrol etme imkanı sunan
Hoover kurutma makineleri, dokunmatik geniş dijital ekranı,
kurutma zaman ayarı, dijital geri sayım göstergesi, hafıza
seçeneği, ütü, askı ve dolap gibi farklı kurutma dereceleri, 24
saate kadar gecikmeli başlatma özelliği, su tankı dolu uyarısı ve
titreşim önleyici yan duvarları ile konforlu bir kurutma deneyimi
yaşatıyor.
Neşeli
sofraların
mimarı
İçinizi serinleten buz gibi
meyve suları ya da akşam
yemeğinde sofranızı süsleyen
lezzetli yemekler...
Hepsini hızlıca hazırlamak
için Arnica Prokit
444 Plus Kompakt Mutfak
Robotu emrinize amade.
Özel aksesuar bölümü,
otomatik emniyet sistemi,
paslanmaz çelik dilimleme bıçağı, rendeleme diski, hamur
karıştırıcı... Darbeli çalışma sistemiyle tüm meyve ve sebzeleri
en kısa sürede istediğiniz kıvama getiren ürün sayesinde zamandan
ve enerjiden tasarruf yaparak her gün yepyeni lezzetleri
deneyebilirsiniz. Sahip olduğu 1.5 litre kapasiteli blender ve 1.5
litre kapasiteli haznesiyle geniş sofralar için dilediğiniz miktarda
yemek hazırlamanıza yardımcı olan ürün, kullanıcılardan da tam
not alıyor. Modern gül rengiyle mutfağınıza romantik bir dokunuş
armağan eden bu ürün ile yazın içinizi serinleten buz gibi meyve
sularını hazırlamak da çok kolay. İsterseniz elma suyu isterseniz
limonata. Bu marifetli mutfak robotu ile sürahi dolusu içecekler
şipşak hazır…
Dr. Oetker
Türkiye'den
bir ilk
Dr. Oetker
Pizza Corner
Dr. Oetker Türkiye,
pizza satış alanı ''Dr.
Oetker Pizza Corner''
ile enfes pizzalarını, Türkiye'nin en büyük otellerinden Granada
Luxury Belek Otel'de tüketiciler ile buluşturdu. Sezonda
konaklayan yaklaşık 750 bin misafiri ve 100 bin metrekare
alanı ile Türkiye'nin en büyük otellerinden biri olan Granada
Luxury Belek Otel'de projelendirilen Dr. Oetker Pizza Corner
büyük ilgi gördü. Dr. Oetker Pizza Corner alanında, enfes Dr.
Oetker Guseppe Pizza çeşitleri, tüm sezon boyunca tüketiciler
ile bir arada olacak. Dr. Oetker ürünleri ve tarifleri hakkında
bilgi almak isteyenler veya hazırlama / pişirme ipuçlarına, püf
noktalarına ulaşmak isteyenler 0 800 / 415 98 04 no’lu Ücretsiz
Danışma Hattı’nı arayabilir veya www.droetker.com.tr internet
adresine başvurabilir.
Klimasan’a TSE Covid-19 Güvenli
Üretim Belgesi
Türkiye'nin ilk ticari soğutucu üreticisi Klimasan A.Ş., hem
ticari soğutucu hem de derin dondurucu alanında sektöründe
Türk Standartları Enstitüsü (TSE) tarafından verilen ve uluslararası
geçerliliğe sahip "Covid-19 Güvenli Üretim Belgesi" alan
ilk şirket oldu. Şirketten yapılan açıklamaya göre Klimasan
A.Ş., salgın sürecinin en başından itibaren Manisa Organize
Sanayi Bölgesi'nde kurulu fabrikasında güvenli üretim uygulamaları
ve düzenlemelerini hayata geçirdi. Enfeksiyon önleme
ve kontrol prosedürlerini eksiksiz yerine getiren şirket, tedarik
zincirindeki akışını başarıyla sürdürdü. Konuyla ilgili açıklama
yapan EMEA (Europe- Middle East- Africa) Operasyonlar Üst
Direktörü Alper Erol, “Klimasan Kriz Yönetimi Ekibi olarak
öngördüğümüz tüm risk tedbirleri sonucu Sağlık Bakanlığı'nın
yönergeleri doğrultusunda şirketimizde önlemler aldık. Sistem
için gerekli dokümantasyon yapısını ve aksiyon planlarını işyeri
hekimimiz ve İSG ekibinin koordinasyonuyla hızlı bir şekilde
oluşturduk. Sürekli eğitimlerle çalışanların hem iş hem de özel
hayatlarında virüse karşı alınacak tedbirlerle ilgili farkındalıklarını
artırdık. Üretim alanlarının, ofislerin, personel soyunma
odaları ile yemekhane ve sosyal alanların uygunluğunu temin
ettik.” dedi.
10
YENİLER
Stevie İş Ödülleri’nde
“Altın Ödül” Eker’in
Yaptığı sosyal sorumluluk çalışmaları ile
toplumsal fayda yaratmaya odaklanan
Eker, dünyanın en prestijli iş ödülleri
arasında gösterilen Stevie İş Ödülleri’nde
büyük ödülün sahibi oldu. Eker’in, otizmli
bireylere iş ve gelecek imkânı yaratan
“Otizmli Bireyler Eker’le İş Gücünde”
projesi “Avrupa’nın En İyi Kurumsal Sosyal
Sorumluluk Projesi” seçilerek Altın Ödül
kazandı. Eker, 17. Uluslararası Stevie İş
Ödülleri’nde Kurumsal Sosyal Sorumluluk
kategorisinde Türkiye’den Altın Ödül
derecesi alan tek marka oldu. Eker Süt
Ürünleri Genel Müdür Yardımcısı Nevra Eker “Stevie İş Ödülleri,
‘Otizmli Bireyler Eker’le İş Gücünde’ projemizin uluslararası
arenada ses getirmesini sağladı.” dedi. 17 yıldır 9 ödül programı,
yüzlerce farklı ödül kategorisi ve yılda 12 bin başvuru ile dünyanın
en büyük ödül organizasyonlarından biri olan Uluslararası
Stevie İş Ödülleri’ne bu yıl 63 farklı ülkeden 3 bin 800 farklı aday
katıldı. 17. Uluslararası Stevie İş Ödülleri’nin ödül töreni, pandemi
nedeniyle 1 Aralık 2020 tarihinde online olarak düzenlenecek.
Bakır şıklığı
mutfaklarda
Jumbo, tasarımdaki
iddiası, kaliteli ürünleri
ve sunduğu çeşitlilikle
farkını vurguluyor.
Modern ve ileri teknoloji
ürünlerin yanı sıra geleneksel
ve klasik olanı da
günümüz çizgilerine uygun
şekilde yorumlayan
Jumbo “bakır” ürünleri
ile de nostaljiyi mutfak ve sofralara getiriyor. Bakır pişirme grubu
ile bir dönemi hatırlatan anneanne, babaanne eli değmiş nefis
yemeklere atıfta bulunan Jumbo, Bakır Pişirme grubunun dış
tasarımını ise günümüz çizgilerine uyarlayarak hem mutfaklara
hem sofralara bir kez daha imzasını atıyor. Jumbo Bakır tencereler
ile pişirilen sağlıklı ve lezzetli yemekler “bakır” tutkusunu bir
kez daha hatırlatıyor, hafızalarda iz bırakıyor.
Daha akıllı mutfaklar, daha
hijyenik gıdalar
LG Electronics (LG), IFA 2020'de
yeni buzdolabı modellerini tanıtarak
tüketicilerin hayallerindeki mutfakları
gerçekleştirmelerine yardımcı oluyor:
UVnano ile geliştirilmiş InstaView
Door-in-Door buzdolabı, yeni LG
Buzdolabı ve Dondurucu çifti ve ThinQ
3.0 ile InstaView ThinQ. Bu yeni mutfak
cihazı modelleri, tüm LG buzdolaplarında
var olan kapsamlı özelliklerinin
yanı sıra LG’nin tüketicilere daha fazla seçenek sunma ve mutfak
yaşamlarını en üst düzeyde hijyen getirme sözünü yerine getiriyor.
LG’nin son mutfak yeniliği, sağlığı ve hijyeni iyileştirmek için ışığın
gücünü kullanıyor. UVnano özellikli LG InstaView Door-in-Door
buzdolabı, su sebili çıkışlarını saatte bir dezenfekte etmek için
ultraviyole LED ışık teknolojisini kullanarak bakteri ve virüsleri
yüzde 99,99'a varan oranlarda gideriyor.
Tarımda kalite ve
verimi teknolojiyle
artıracak
Tarımsal üretimin devamlılığı
ve güvenilir gıdaya erişim için
önemli yatırımlar yapan Migros,
tarımda kalite ve verimliliği
Vodafone Business Dijital
Tarım İstasyonları ile artırıyor.
Migros’un, Türkiye’nin çeşitli
bölgelerinde yer alan üreticilerinin
tarlalarına kurduğu
Vodafone Business Dijital Tarım
İstasyonları, doğru üretim ve
verimli mahsul için çiftçiye
erken uyarı sistemi sağlıyor.
Migros, dijital tarım istasyonlarının sunduğu çözüm ve yazılımlar
sayesinde çiftçinin doğru zamanda, doğru ilaçlama, gübreleme
ve sulama yaparak ürün ve çevre sağlığını korumasını, tarımsal
tahmin ve erken uyarı sistemiyle enerji ve su gibi girdi maliyetlerinin
azaltılmasını hedefliyor.
Banyolarda doğallık
Stil sahibi evlerin vazgeçilmezi Linens, banyolara dekoratif bir
görünüm katıyor. Şıklığı kadar yumuşacık dokusu ve emiciliği
yüksek yapısıyla konfor sunan havlular, banyoların ruhunu değiştiriyor.
Linens havlu modelleri, banyolara renk ve desenlerin harmonisiyle
şıklık katarken, yumuşacık yapısı ve emiciliğiyle yüksek
konfor sağlıyor. Pamuğun doğallığıyla üretilen, özel nakışlarla
bezenen havlu koleksiyonu banyoların ruhunu değiştiriyor.
Sütaş’tan kadınlara
destek
Sütaş, 2019 yılı boyunca gerçekleştirdiği
sürdürülebilirlik çalışmalarını
ve kaydettiği gelişmeleri
kamuoyu ile paylaştı. Sütaş Sürdürülebilirlik
Komitesi Başkanı
Duygu Yılmaz, “Dünyamız iklim
değişikliğinin yol açtığı küresel
ısınma ve doğal kaynakların hızla
tükenmesinin yarattığı tehditlerle
mücadele etmeye çalışırken, bu
sene başında ortaya çıkan salgın
her birimizi pek çok açıdan ciddi biçimde etkiledi. Bu süreç, çocuklarımıza
daha yaşanır bir dünya bırakmak için hiç gecikmeden,
hep birlikte ve daha büyük bir inançla mücadele etmemiz gerekliliğini
bir kez daha hatırlattı. ‘Sürdürülebilir bir dünya’ hedefinin,
devletlerin, tüm kurumların ve bireylerin ortak amacı olması artık
kaçınılmaz hale geldi. Bu evrensel amaç doğrultusunda sürdürülebilirliği,
kurumsal kültürümüzün ve ‘Çiftlikten Sofralara’ iş
modelimizin özüne yerleştirdik. Mutlu ve sağlıklı bireyler, refah
içinde bir toplum ve temiz bir çevre hedefiyle, sütün iyiliğini ve
bereketini yaymak için 45 yıldır tutkuyla çalışıyoruz” diye konuştu.
12
YENİLER
Her zaman en iyisini isteyenler için
Omscollection Geniş ürün yelpazesiyle kaliteli ürün ve tasarımlarıyla
günümüz çizgilerine uygun yanmaz ve yapışmaz
granit grubunu mutfak ve sofralarınıza getiriyor. OMS kalitesi
ile pişirilen sağlıklı ve lezzetli yemekler hafızalarda iz bırakıyor.
Aynı zamanda granit ürünleriyle yanmaz, yapışmazlık
ve çizilmelere karşı dayanıklık özellikleriyle kolay kullanımı
ve rahat temizlik sağlayan yapısı ile ön plana çıkıyor. Nerede
olursanız olun, bir gün siz de olağanüstü bir yemek hazırlamak
istersiniz. Kimlere yemek pişirdiğiniz veya nerede yiyeceğiniz
konusunda hiçbir fikrimiz olmasa da şunu biliyoruz: ürünlerimiz
size ilham verecek ve size bu süreçte yardımcı olacak.
Hijyende sınırları
zorlayan yepyeni
bir seri
İlklerin markası Sofia,
şimdi de Premium serisi
ile tüketicilerine yepyeni
bir deneyim yaşatıyor.
Temizlik kâğıdı ürünlerinde
standartların
dışına çıkarak sınırları
zorlayan Sofia Premium
serisinin tuvalet kâğıdı
ve banyo havlusu pek
çok özelliği ile diğerlerinden
ayrışıyor. Serinin
en önemli farkı ise
tuvalet kâğıdı ve banyo havlularında bir ilke imza atarak organik
aloe vera içermesi. Sofia Premium serisi tuvalet kâğıdı ve banyo
havluları aloe veranın hijyenik olma ve cilde dost özelliği ile
kullanıcılarına maksimum seviyede hijyen sağlarken en hassas
ciltlerde bile güvenle kullanılabiliyor. 3 katlı olan ürünler aynı
zamanda fresh bir kokuya sahip. Ruloların ortasındaki karton
mihverler, alışılageldiği gibi kahverengi değil -yine sektörde bir
ilk olarak- yeşil renkte tasarlandı. Pandemi döneminde hijyen
bilincinin çok daha fazla önem kazanması, kişiye özel ürünlerin
üretimini ön plana çıkarttı. Bu yaklaşımla hareket eden Sofia,
Premium serisinde organik aloe vera içerikli tek kullanımlık
banyo havlularını üretti. Böylelikle tüketici, kendini özel hissetmenin
yanı sıra Sofia farkını bir kez daha yaşamış olacak.
TAÇ’tan yıkanabilir antibakteriyel yüz maskesi
Türkiye’de ev tekstili sektörünün lider markası TAÇ, Covid-19
salgınından korunmak için maske takmanın bir gereklilik olduğu
bu dönemde, yıkanabilir kumaş maskelerini tüketicilerinin
beğenisine sunuyor. Farklı renk ve desenlerde üretilen maskeler
yüksek sıklıkla dokunmuş yapısı ile hava ile taşınan negatif
maddelerden korurken, yüksek hava geçirgenliği sayesinde
rahat nefes almaya yardımcı oluyor. Yetişkinlere ve çocuklara
özel desenlerde üretilen, dış yüzeyinde antibakteriyel özelliğe
sahip kumaş maskeler, cilde dost pamuksu dokusu ve ayarlı
burun desteği sayesinde de kullanıcısına konfor ve güvenli
kullanım sağlıyor.
Pandemi sonrası bir yeni
marka, iki yeni şube
Pandemi sonrası bir yeni marka ve
iki yeni şubeyle hizmetlerine kaldığı
yerden devam eden Harbi Burger,
yeni normalde de büyümeye odaklandı.
Pandemi sonrasında, salgın
öncesinde planladıkları yatırımları
tekrar hayata geçirdiklerini belirten
Harbi Burger'in kurucusu Gökhan
Abdik, "Ülkece geçtiğimiz bu
zor süreçte ekonomimize yerli
yatırımcılar olarak katkıda bulunmalıyız.
Biz Harbi Burger Ailesi
olarak tamamen yerli sermaye ve
yüzde 100 yerli Türk burgeri olarak
büyüme hedeflerimize emin
adımlarla yürüyoruz. Her işletme
gibi bütün çalışanlarımızla birlikte
karantina sürecini evlerimizde
bolca dinlenerek ve sağlığımızı
koruyarak geçirdik. Çalışanlarımızı
bu pandemi sürecinde
olması gerektiği gibi asla yarı
yolda bırakmadık. Biz, çalışanlarımızla beraber bir aileyiz." dedi.
Pandemi sonrası alt yapısını tamamladıkları Harbi Ekmek Arası
sokak lezzetleri konseptinin ilk şubesini Bakırköy’de bünyelerine
kattıklarını belirten Abdik, "Yatırımlarımız bununla da sınırlı
kalmadı. Venezia AVM’de aynı dönemde Harbi Burger markası
olarak bir yatırımı daha hayata geçirdik." diyerek bir yatırımın
daha müjdesini verdi.
14
YENİLER
Sunar’dan 150 milyon
dolarlık ihracat
İİhracatını 150 milyon dolara yükselten
Sunar Şirketler Grubu, yarım asrı
geride bırakmaya hazırlanıyor. Grubun
bünyesinde Sunar Özlem, Sunar
Mısır, Elita Gıda, NÇS Tarım, Sunar
Pazarlama ve Sunar NP şirketlerinin
bulunduğunu belirten Sunar Şirketler
Grubu CEO’su Hasan A. Özkan, grubun
ürettiği katma değerli ürünlerle
100’den fazla ülkeye ihracat yaptığını
vurguladı. Yıllık 1 milyon ton hububat
ve yağlı tohum işleyen Sunar’ın, ürettiği katma değeri yüksek
ürünler sayesinde Uzakdoğu’dan Amerika’ya kadar dünyanın
çeşitli bölgelerindeki pazarlarda küresel ölçekteki oyuncularla
rekabet halinde olduğuna dikkat çeken Özkan, sektörün ilk
Ar-Ge merkezini kurduklarını, ürün gamını gıda, hayvancılık,
tekstil, kâğıt, oluklu mukavva, tutkal, kimya sanayii ve yapı
sektörü gibi alanlarda geniş bir yelpazeye yaydıklarını ifade etti.
Grubun sektöründe lider marka olan ‘Hüner’le yeni bir hamle
yaptığını da sözlerine ekleyen Özkan, “Türkiye’de lezzet ustası
olan herkesin yakından tanıdığı Hüner, ayçiçeği yağı, mısır yağı
ve un ürün gamıyla hızlı tüketim ürünleri pazarında yerini aldı.
Mutfak profesyonellerine özel markamız ‘Hüner Profesyonel’le
de ayçiçek yağı, mısır yağı ürünlerimizle ev dışı tüketim kanalında
‘Usta İşi’ lezzetlerin sırrı olmaya devam ediyoruz.” dedi.
Evlerde robot süpürge
dönemi
İnovatif ve öncü marka kimliği ile
geleceğin teknolojilerine yatırım
yapan Fakir Hausgeräte’nin şık
tasarımlı robot süpürgesi Robert
II RS710; çalışanlar, kalabalık
aileler ve evcil hayvan besleyenler
için süpürmeyi pratik hale geliyor.
Uzaktan kumandasıyla oturduğunuz yerden süpürme imkanı veren
robot süpürge, zamandan tasarruf sağlayarak vaktinizi size
bırakıyor. Güçlü lityum – ion bataryası ile 120 dakikaya kadar
kesintisiz kullanım sağlayan Fakir Robert II RS710, hassas sensörleri
ile temizlenmesi zor alanlara kolayca ulaşarak dip köşe
temizlik imkânı veriyor. Cihazın ön kısmında bulunan sensörler,
mobilya koruma teknolojisi ile engellerin erken algılanmasına
ve oda içinde güvenli şekilde dolaşmasına olanak sağlıyor.
Cihazın alt kısmında yer alan sensörler ise zemindeki alçaltıları
algılayarak merdiven ya da diğer boşluklara düşmesini engelliyor.
Ürün ayrıca 9 cm ve üzeri yükseklikteki mobilya ve eşyaların
altına rahatça girip temizleyebiliyor.
Kombinlenebilir
“Boutique” koleksiyon
Yenilikçi ürünleriyle milyonlarca
evi güzelleştiren TAÇ, kendi stiliyle
kombinler oluşturarak yaşam
alanlarına özgün dokunuşlar
yapmak isteyenlere “Boutique”
Koleksiyonu sunuyor. Farklı renk
ve modern desenleriyle dikkat
çeken koleksiyon evlere yenilik katıyor. Mix&Match özelliği
taşıyan koleksiyon ile farklı tarz ve renklerdeki çarşaf, pike veya
yastık kılıfı aynı koleksiyondaki farklı bir nevresimle istenilen şekilde
kombinlenebiliyor. Tek ve çift kişilik alternatiflerin yer aldığı
%100 pamuk olan nevresim takımları aynı zamanda sağlıklı bir
uyku sunuyor. Geniş ürün yelpazesine sahip koleksiyonda ayrıca
havlu, bornoz, perde, yatak örtüsü ve masa örtüsü gibi pek çok
seçenek de öne çıkıyor.
Aynı anda dört
tencere yemek
Profilo hayatı kolaylaştıran
ürünlerine bir yenisini daha
ekledi. Eylül ayında satışa
sunulan, 67 cm genişliğindeki
yeni ankastre ocakta, ocak
gözleri arasındaki mesafe 28 cm
genişliğine çıkartıldı. Böylelikle
Profilo, sınıfının en geniş ocak gözü aralığına sahip ankastre
ocağa imza atmış oldu. Yeni Profilo ankastre ocak sayesinde
“tencereler ocağa sığmadı” derdi ortadan kalkıyor. Tencerenin
yarısının ocağın dışında kaldığı ve aynı anda farklı tencere yemeklerinin
yapılamadığı günler ve “hangi tencereleri kullansam
ocağa sığar?” soruları genişleyen ocak gözleri sayesinde rafa
kalkıyor. Ocak gözleri arasındaki mesafenin genişletilmesi sayesinde
büyük tencereler ve düdüklüler aynı anda ocağa kolaylıkla
sığıyor ve ocakta aynı anda 4 tencere yemek rahatça pişirilebiliyor.
Profilo 67 cm ankastre ocağı bu sayede gözlerde bulunan
tüm yemekleri istenilen performans ve lezzette pişirerek tüketicilerine
hayatı kolaylaştırıyor. Kalabalık akşam sofralarının ve
çeşit çeşit yemeklerle donatılmış masaların en büyük yardımcısı
olacak yeni ocak sayesinde yemekler tek seferde hazır oluyor ve
geriye sadece sofranın keyfi çıkarmak kalıyor.
Mutfaklara şık dokunuş
Hayatın her anını güzelleştirmeyi
isteyenlerin markası LAV, kışlık
hazırlıkların yapıldığı şu günlerde
salçadan konserveye, tarhanadan
soslara birçok farklı ürünü camın
sağlığında korumak isteyenlere
Tasty kavanozu sunuyor. Modern
ve şık tasarımıyla mutfakların
vazgeçilmezi olmaya aday Tasty
kavanoz, iki farklı boyuyla farklı
ihtiyaçlara yanıt veriyor. Sızdırmaz
kapağı sayesinde kışlık ürünleri saklayabileceğiniz, isterseniz
atıştırmalıklarınızı ya da öğlen yemeği için salatanızı koyarak
yanınızda taşıyabileceğiniz Tasty kavanoz, modern desenleriyle
mutfağınıza şıklığı taşıyor. Göz alıcı tasarımıyla mutfak raflarına
çok yakışan Tasty kavanoz, sınırsız hayal gücüyle birleştiğinde
benzersiz sunumlarında vazgeçilmezi oluyor.
Polonez’den yeni üretim
teknolojisine yatırım
Gıda bilimi üzerine yaptığı çalışmalar ile
şarküteri et ürünleri sektöründe birçok
yeniliğe imza atan Polonez, son olarak
entegre işlenmiş et teknolojisine 3 milyon
euroluk yatırım yaptı. Son teknolojiye
sahip yeni dilimleme ve paketleme yatırımı
sayesinde tüm ambalajlarında değişikliğe
giden Polonez, ürün gamını da genişletti.
Pandemi döneminde yaptığı yatırımlarla
değişime giren ve online satış kanallarına
ağırlık veren markanın yeni dönem hedefi bir önceki yıla göre
en az %30 büyüme kaydetmek. 2016 yılından bu yana şirketin
her biriminde verimlilik üzerine önemli çalışmalar yaptıklarını
vurgulayan Polonez CEO’su Boran Uzun; “Hijyen ve gıda güvenliği
üzerine yaptığımız teknoloji yatırımı sayesinde dilimleme ve
paketlemede el değmeden son derece kontrollü ve minimum risk
ile tüketicilerimizin kapısına kadar gidiyoruz. Üretime yaptığımız
bu yatırımın yanı sıra sanal marketlerdeki varlığımızı artırdık. Bu
şekilde Türkiye’nin neresinden olursa olsun Polonez lezzetlerinin
tümüne ulaşmak mümkün” dedi.
16
Yapım: İnci BAK Fotoğraflar: Ümit Başer ALKAÇ
4
Kişilik
Patates Püreli Sebze Sote
Malzemeler:
• 2 parça tavuk eti
(derisiz ve kemiksiz but tarafı)
• 2-3 yemek kaşığı sıvı yağ
• 1 adet orta boy soğan
• 1 yemek kaşığı biber salçası
• 1-2 adet orta boy havuç
• 2 adet kapya biber
• 1 adet sarı dolmalık biber
• 1 kutu mantar
• 1 dal kereviz sapı
Patates Püresi İçin:
• 600-700 gram patates
• 2 yemek kaşığı tereyağı
• Yarım çay bardağı süt
• Tuz, karabiber
• 1 küçük kase rendelenmiş
kaşar peyniri veya küçük
doğranmış tel peynir
Hazırlanışı:
Patates püresi için patateslerin kabuğunu soyun. İyice
yıkadıktan sonra iri parçalar halinde kesip tencereye
aktarın. Üzerini iki parmak geçecek kadar su ilave edin.
Orta ateşte yumuşayana kadar haşlayın. Patatesler haşlanınca
ocaktan alın, henüz sıcakken süt, tereyağı, tuz ve
karabiberi ilave edip iyice ezin. Patates püreniz hazır.
Aryıldız Demir Döküm Tencereyi ocağın üzerine alın.
Tencere iyice ısınınca küp doğranmış tavuk etleri ve sıvı
yağını ekleyin. Tavuk etini 4-5 dakika kavurduktan sonra
ince kıyılmış soğanı ve salçayı ilave edin. Birkaç dakika
kavurduktan sonra küp doğranmış havucu, biberleri ve
1 çay bardağı sıcak suyu ekleyin. Birkaç kez karıştırıp
suyunu çekene dek pişirin. En son mantarları, kereviz
sapını, tuzu ve karabiberi ilave edin. Ateşi kısın. 5 dakika
pişirin. Yemeği ocaktan alın. Üzerine hazırladığınız patates
püresinden yayın. En son rendelenmiş kaşar peyniri
serpin. Önceden ısıtılmış 200 dereceye ayarlı fırında,
üzerleri kızarana kadar pişirin.
18
4
Kişilik
Tarçınlı ve Üzümlü Çörek
Malzemeler:
• 1/4 paket yaş maya (5-6 gram kadar)
• 1 çay bardağı ılık su (100 ml)
• 1 tatlı kaşığı toz şeker
• 1 çay bardağı ılık süt (100 ml)
• 1 çay kaşığı tuz
• 2 yemek kaşığı sıvı yağ
• 2,5 su bardağı un (250 gram)
İç Malzemesi:
• 4 yemek kaşığı tahin
• 1 çay bardağı ceviz içi
• 1-2 çay kaşığı tarçın
• 1-2 yemek kaşığı toz şeker
• 1 çay bardağı kuru üzüm
Hazırlanışı:
Hamuru için yaş mayayı ılık su ve şekerle birlikte karıştırıp 15 dakika
bekletin. Un dışındaki tüm malzemeyi yoğurma kabına alın. Azar azar un
ilave ederek yumuşak kıvamlı bir hamur elde edinceye kadar yoğurun.
Hamurun üzerini örtün. Ilık bir ortamda 1 saat kadar mayalanmaya
bırakın. Mayalanan hamuru iki eşit parçaya bölün. Un serpilmiş tezgahın
üzerinde elinizle veya merdane yardımıyla dikdörtgen bir hamur
oluşturun. Hamurun üzerine ince bir tabaka halinde tahin sürün. Sonra
ceviz içi ve kuru üzüm serpin. En son şeker ve tarçın karışımından serpin.
Rulo şeklinde sarıp 3 parmak genişliğinde dilimlere ayırın. Her kestiğiniz
parçayı yağlanmış Aryıldız 6’lı Muffin Kek Kalıbına yerleştirin. Önceden
ısıtılmış 180 dereceye ayarlı fırında 20 dakika pişirin. Kalan hamuru da
aynı şekilde hazırlayıp pişirin.
19
Prodüksiyon: İnci BAK Fotoğraflar: Murat ERDOĞAN
Bu çorbaların müdavimi
olacaksınız!..
Artık havalar serinlemeye başladı. Her biri ana yemek gibi doyurucu özelliğe sahip birbirinden
leziz çorbaları, sonbahar ve kış ayları boyunca rahatça tüketebilirsiniz.
4
Kişilik
Bal Kabaklı
Barbunya
Çorbası
Malzemeler:
• 500 gram taze barbunya
• 1 dilim bal kabağı
• 1 çorba kaşığı tereyağı
• 1 çorba kaşığı sıvı yağ
• 1 adet soğan
• 2 diş sarımsak
• 1 adet küçük boy havuç
• 1 kilo domates
• Tuz, taze çekilmiş karabiber, toz kırmızı biber
Üzeri İçin:
• Nar taneleri
• 1 adet kırmızı soğan
• 1 çorba kaşığı tereyağı
Hazırlanışı:
Taze barbunyaları temizleyip tencereye aktarın.
Üzerini iki misli geçecek kadar su ilave edin. 15
dakika haşlayıp siyah suyunu süzün. Tencerede
tereyağı ile zeytinyağını ısıtıp çok ince kıyılmış
sarımsaklar ile soğanı kavurun. Küp şeklinde
kesilmiş havucu ve bal kabağını da ilave edin.
Birkaç dakika kavurup rendelenmiş domatesleri
ekleyin. Yüksek ateşte 5 dakika kaynattıktan
sonra önceden haşlayıp süzdüğünüz barbunyaları
ve üzerini iki parmak geçecek kadar
sıcak suyu ilave edin. Birkaç taşım kaynayınca
ateşi kısın. Kısık ateşte, barbunyalar haşlanıp
hafif dağılıncaya kadar haşlayın. Ocaktan alın,
tuzunu ve baharatını ekleyip tatlandırın. Blenderde
püre haline gelene dek ezin. İsteğe göre
üzerini süslemek için; 1 çorba kaşığı tereyağını
eritip ay şeklinde doğranmış kırmızı soğanı
karamelize edin. Çorbayı sıcak sıcak kaselere
paylaştırın. Üzerine karamelize olmuş kırmızı
soğanı ekleyin ve bir miktar da nar serpiştirin.
20
6
Kişilik
Kurutulmuş Domatesli
Tarhana Çorbası
Malzemeler:
• 1 küçük kase kurutulmuş domates
• 3 çorba kaşığı zeytinyağı
• 1 çay bardağı toz tarhana
• 1,5 litre su
• 2 diş sarımsak
• 1 çorba kaşığı tereyağı
Üzeri İçin:
• 100 gram kıyma
• 1 çay kaşığı domates salçası
• 1 çay kaşığı biber salçası
• 1 adet dolmalık kırmızı biber
• 1 çorba kaşığı sıvı yağ
• Tuz, taze çekilmiş karabiber
• 1 çorba kaşığı haşlanmış mısır taneleri
Hazırlanışı:
Tarhanayı 1 su bardağı ılık suda 10 dakika bekletin. Üzeri için kıymayı
sıvı yağla birlikte kavurun. Salçayı, küp şeklinde kesilmiş kırmızı
biberi ekleyin. Birkaç dakika daha kavurduktan sonra tuzunu, haşlanmış
mısırı ve taze çekilmiş karabiberini ekleyerek tatlandırın. Kurutulmuş
domatesleri küçük bir sos tenceresine alın. Üzerini örtecek
kadar su ilave edip orta ateşte yumuşatın. Yumuşattığınız domatesleri
ocaktan alın, 2 çorba kaşığı zeytinyağı ekleyerek püre haline
getirin. Kalan 1 çorba kaşığı zeytinyağını tencerede ısıtıp kıyılmış
sarımsakları kavurun. Püre haline getirdiğiniz domatesleri ekleyin.
Birkaç dakika daha kavurduktan sonra suyunu ekleyin. Orta ateşte,
sürekli karıştırarak yoğun bir kıvam elde edince tereyağını ekleyin.
Birkaç taşım daha kaynatıp ocaktan alın. Çorbayı servis kaselerine
paylaştırın. Üzerine de kıymalı karışımdan bir çorba kaşığı kadarını
dökün. Sıcak sıcak servis yapın.
21
6
Kişilik
Domates Çorbası
Malzemeler:
• 3 adet orta boy domates
• Tuz, taze çekilmiş karabiber
• 1 çay kaşığı tarçın
• 3 tatlı kaşığı zeytinyağı (Domateslerin üzeri için)
• 1 dal taze fesleğen
• 1 çorba kaşığı tereyağı
• 1 çorba kaşığı zeytinyağı
• 1,5 çorba kaşığı un
• 1 tatlı kaşığı domates salçası
• 1 su bardağı domates suyu
• 1 su bardağı süt
• 5-6 su bardağı su
Peynirli Karışım İçin:
• 2 çorba kaşığı tulum peyniri (Tercihen Erzincan tulumu)
• Yarım demet doğranmış maydanoz
Hazırlanışı:
Domatesleri yıkayıp enine ikiye kesin ve yağlı kağıt serili fırın
tepsisine yerleştirin. Üzerine tuzu, taze çekilmiş karabiberi ve
tarçını serpin. Zeytinyağını dökün. Birer yaprak taze fesleğen
yerleştirin. Domatesleri 200 dereceye ayarlı fırında 10-15
dakika közleyin. Domatesleri fırından alın, kabuğunu ayırıp
içini çukur bir kaba alın. Blender yardımı ile ezin. Birer çorba
kaşığı tereyağı ve zeytinyağını tencerede ısıtın. Unu ekleyip
birkaç dakika kavurun. Blenderde ezdiğiniz domates püresini,
domates suyunu ve salçayı ekleyin. 5 dakika kavurun. Sürekli
karıştırarak yavaş yavaş sıcak süt ilave edin. Birkaç kez
karıştırdıktan sonra sıcak suyu ekleyin. 10 dakika kaynatıp
ocaktan alın. İsteğe göre üzeri için kıyılmış maydanoz ile
ufalanmış peyniri karıştırın. Karışımı önce çorba kaselerine
paylaştırın, sonra sıcak sıcak çorbayı kaseye dökün.
6
Kişilik
Yoğurtlu Pirinç
Çorbası
Malzemeler:
• 1,5 kilo yoğurt (Oda ısısında)
• 1 adet yumurtanın sarısı
• 1 çorba kaşığı nişasta
• 1 kahve fincanı pirinç
• 1 çorba kaşığı tereyağı (Tepeleme)
• Tuz
• Yarım demet taze nane
Hazırlanışı:
Tencerede yoğurdu, yumurta sarısını ve 1 çay bardağı
suda inceltilmiş nişastalı suyu iyice çırpın. Tencereyi
ocağa alın, sürekli karıştırarak kaynatın. Kaynamaya
başlayınca yıkayıp süzdüğünüz pirinci ekleyin. Pirinçler
yumuşayınca çok ince kıyılmış taze naneyi, 1 çorba
kaşığı tereyağını ve tuzunu ekleyip ocaktan alın. Çorbanın
kıvamı yoğunsa isteğe göre sıcak su ilave ederek
dengeleyebilirsiniz. Çorbayı ocaktan alın. Arzuya göre az
tereyağında kavrulmuş salça eşliğinde servis yapabilirsiniz.
22
6
Kişilik
Nar Ekşili Soğan
Çorbası
Malzemeler:
• 3 adet soğan
• 2 çorba kaşığı zeytinyağı
• 1 çorba kaşığı tereyağı
• 1 çay bardağı kuru fasulye
• 2 adet karanfil tanesi
• 1,5 litre su
• Bir avuç kereviz yaprağı
• Tuz, top karabiber
• 2 çorba kaşığı nar ekşisi
Hazırlanışı:
Kuru fasulyeyi birkaç saat sıcak suda beklettikten sonra
tencereye aktarın. Karanfil tanelerini ekleyip yumuşayıncaya
kadar haşlayın. Haşlama suyunu daha sonra çorbada
kullanmak üzere ayırın, atmayın.
Ayrı bir tencerede zeytinyağını ve tereyağını ısıtıp irice
doğranmış soğanları kavurun. Fasulyeyi haşladığınız suyu,
fasulyeleri, kereviz yapraklarını, tuzu ve top karabiberi
ekleyin. 5 dakika daha haşlayıp ocaktan alın. Nar ekşisini
ekleyip çorbayı karıştırın. Sıcak sıcak servis yapın.
6
Kişilik
Arpacık Soğanlı
Köz Biber Çorbası
Malzemeler:
• 1 kilo kapya biber
• 3 çorba kaşığı zeytinyağı
• 1 çorba kaşığı tereyağı
• 100 gram labne peyniri
• 10 adet arpacık soğan
• Tuz, kimyon
Hazırlanışı:
Kapya biberleri yıkayıp süzdükten sonra yağlı kağıt serili fırın
tepsisine aktarın. Üzerlerine 1 çorba kaşığı kadar zeytinyağı
gezdirin. 200 dereceye ayarlı fırında közleyin. Közlediğiniz
biberleri fırından alın, soğuyunca çekirdeklerini ve kabuğunu
temizleyin. Közlenmiş biberleri labne peyniri ile mutfak robotunda
püre haline getirin. Kalan 2 çorba kaşığı zeytinyağını
ısıtıp kabuğu soyulmuş arpacık soğanları karamelize olana
dek kavurun. Biber püresini ve kontrollü olarak yavaş yavaş
sıcak suyu ekleyin. Kıvamını elde edince birkaç taşım kaynatın.
Tuzunu ve kimyonunu ekleyerek tatlandırın. Ocaktan alın,
sıcak sıcak servis yapın.
23
6
Kişilik
Sebzeli Mercimek Çorbası
Malzemeler:
• 1 çorba kaşığı tereyağı
• 1 çorba kaşığı zeytinyağı
• 1 adet soğan
• 1 adet orta boy havuç
• 2 adet rendelenmiş domates
• 1 çay bardağı kırmızı mercimek
• 1 çay bardağı sarı mercimek
• 1 çorba kaşığı pirinç
• 1,5 litre su
• 1 su bardağı et suyu
• Tuz, taze çekilmiş karabiber
Sebzeli Karışım İçin:
• 1 çorba kaşığı zeytinyağı
• 1 adet kabak
• 2 yaprak pazı
• Tuz, toz kırmızı biber
Hazırlanışı:
Zeytinyağını ve tereyağını tencerede ısıtıp ince kıyılmış
soğanı ve havucu sırasıyla kavurun. Rendelenmiş domatesi
ilave edip birkaç dakika daha kavurun. Yıkayıp süzdüğünüz
mercimekleri ve pirinci de ilave edin. En son su ile et
suyunu ekleyin. Orta ateşte 20 dakika pişirin. Ocaktan alın,
tuzunu ve taze çekilmiş karabiberi ekleyerek tatlandırın.
İsteğe göre blenderde püre haline gelene dek ezdikten
sonra servis yapabilirsiniz. Sebzeli karışım için; Zeytinyağını
ayrı bir tavada ısıtıp zar şeklinde doğranmış kabak
ile ince kıyılmış pazıyı kavurun. Ocaktan alın, tuzunu ve
toz biberini ekleyip tatlandırın. Çorbayı sıcak sıcak servis
kaselerine paylaştırın. Sebzeli karışımı da üzerine dökün.
6
Kişilik
Yoğurtlu Sebze Çorbası
Malzemeler:
• 200 gram kemiksiz kuzu incik
• 1 kilo süzme yoğurt (Oda sıcaklığında olmalı)
• 1 çorba kaşığı nişasta
• 1 adet yumurtanın sarısı
• 1 çorba kaşığı sıvı yağ
• 3 diş sarımsak
• 2 dal pırasa
• 1 adet dolmalık sarı biber
• 1 küçük kase ıspanak kökü
• 1 çorba kaşığı tereyağı
• Tuz, taze çekilmiş karabiber
Hazırlanışı:
Kemiksiz kuzu inciği küçük bir tencereye alın. 1 litre kadar su
ekleyip haşlanmaya bırakın. Daha sonra suyunu çorbada kullanmak
üzere ayırın, eti de didikleyin. Süzme yoğurdu mikserle
çırpın. Nişastayı, 1 çay bardağı soğuk su ve yumurta sarısı ile
pütürsüz bir kıvam elde edene dek ayrı bir kapta çırpın. Nişastalı
karışımı süzme yoğurda ilave edin. Tekrar çırpın. 1 çorba kaşığı
sıvı yağı tencerede ısıtıp sarımsakları kavurun. Zar şeklinde
doğranmış sarı biberi, pırasayı, küçük küçük doğranmış ıspanak
kökünü ve haşlama et suyundan 1 çay bardağı kadarını ekleyip
birkaç dakika kadar kavurun. Ocaktan alıp tuz ve taze çekilmiş
karabiberle tatlandırın. Yoğurtlu karışımı tencereye alın. Sürekli
karıştırarak (kesilmemesi için) kaynatın. Kaynamaya başlayınca
tuzu, 1 çorba kaşığı tereyağını ve 2 su bardağı et suyunu ekleyin.
İçine didiklediğiniz eti ve önceden kavurduğunuz sebzeleri atın.
Bir taşım kaynatıp ocaktan alın.
24
Konuk
Şef
Mottosu
Umut KARAKUŞ
instagram: @muuttoistanbul
“Soframızın zenginliği, toprağımızın bereketi ve doğamızın cömertliği,
bizlere bırakılmış büyük bir miras. Bizler de bizden sonraki
nesillere bu mirası koruyarak ve büyüterek aktarmalıyız.” diye başlıyor
sözlerine Muutto’nun kurucu şefi Umut Karakuş. Bu inançla
çıktığı yolda kendi payına düşen görevi yerine getirerek göç mutfağını
İstanbul’a taşımaktan duyduğu mutluluğu döküyor ilk olarak
sözcüklere.
Ve diyor ki: “Göç; sadece insanlara mahsus bir şey değildir. Kuşlar
ve insanlar gibi bütün canlılar çağlar boyunca dünyanın bir ucundan
diğer ucuna göç ederek yaşamışlardır; ve her göç, göçedilen yere
yeni bir inanç, yeni bir dil ve yeni bir kültür getirmiştir. Bütün canlıların
beslenerek yaşadığı tabiata, en büyük ve kalıcı göçü yemek ve
bitkiler oluşturmuştur. Yemeğin göç ettiği her yerde zenginlik, bere-
MUUTTO
ket ve kültür olmuştur; bu da büyük sofraların büyük hikayeler barındırdığı
gerçeğini göstermiştir. Biz göç mutfağını konu alarak, bu
büyük resmin tamamlayıcılarını görmezden gelmemek istedik, bu
büyük kültürün her katmanında, bir birinden güzel ve özel hikayeler
yatıyor, bu hikayeler kimi yemeklere isim olmuş ve bu günlere kadar
ulaşmıştır, yediğimiz her yemekte ayrı bir insan ve göç hikayesi var,
yemek bir çok bilim dalı ile bağlantılı sanatçı bir kültürdür, elinizde
ki menü bir çok halkın damağımıza bıraktığı tatlardan oluşmaktadır
menünün çok kültürlü olması dolayısıyla büyük bir değerdir ve bu
değerin bizlere ulaşmasını sağlayanların anısının önünde saygıyla
minnetle eğiliyoruz”.
Unutmadan söyleyelim; Muutto’nun deneyimli şefi Umut Karakuş,
şimdilerde artık modern tabakları sokak yemeklerine dönüştürerek
müdavimlerine sunuyor. Şefin bu yeni bakışını mutlaka deneyimlemenizi
tavsiye ederiz…
26
6
Kişilik
Nazuktan
Malzemeler:
• 1 kilo bostan patlıcan
• 300 gram süzme yoğurt (tozu)
• 100 gram kuru soğan
• 150 gram kırmızı biber
• 1 tutam safran
• 10 gram limon suyu
• 10 gram file badem
• Tuz, karabiber
• 15 gram pekmez
• 2 diş sarımsak
• 20 ml zeytinyağı
Hazırlanışı:
Patlıcan, soğan, ve biberleri kabuklarıyla birlikte közleyin. Ardından patlıcanları
kabuklarından ayırın ve hafif limonlu suya koyun, renginin kararmasına dikkat
edin. Biberi, soğanı, sarımsağı ve patlıcanı bıçakla iyice doğrayın. Yoğurt tozunu
közlenmiş sebzelere ekleyerek kaşık yardımıyla iyice karıştırın. Safranı az
miktarda suda rengi acılana kadar bekletin. Diğer malzemeleri güzelce karıştırarak
köz sebzelere ekleyin. Bir süre tatların birbirine geçmesi için dolapta
dinlendirin. File bademi tavada ya da fırında kavurun ve en son tabaktaki nazuktanın
üzerine yoğurt kurularıyla beraber serpiştirin.
Şefin tavsiyesi:
Süzme yoğurdu bir gece boyunca (isteğe bağlı) doğal sebze kurutucusunda
kurutun. Yoğurt kurutma derecesinde, daha sonra kuru yoğurtların bir kısmını
süsleme için ayırın, kalanları robotta toz haline getirin.
27
2
Kişilik
Topik
Malzemeler:
Hamuru İçin:
• 1 kilo nohut
• 4 gram aktif karbon
• 5 gram toz tarçın
• 7 gram tuz
• 15 ml zeytinyağı
• 3 adet buz
• 15 ml nohut suyu
Hazırlanışı:
Nohutu 1 gece önceden ıslatın. Sonra suyu değiştirin ve bir
tencereye alıp iyice haşlayın. Nohutların iyice çatlaması gerekir,
iyi pişmesi yaklaşık 2/5 saat sürer. Haşlanmış nohutu
suyundan ayrıştırın ve suyu ayrı nohutu ayrı soğutun. Önce
nohutları bir miksere alıp bütün malzemeyi ekleyerek çok
ince püre elde edene kadar püre haline getirin. Ardından bir
kaba alıp streçle sarıp dolaba kaldırın.
İç Harcı İçin:
• 800 ml elma suyu
• 5 kilo kuru soğan (beyaz kabuksuz)
• 35 gram dolmalık fıstık
• 15 gram toz şeker
• 22 ml zeytinyağı
• 100 gram kuş üzümü
• 180 gram tahin
• 6 gram tarçın
• 4 gram kimyon
• 6 gram tuz
• 13 ml limon suyu
• 18 ml nar ekşisi
İç Harcı İçin:
Kuş üzümlerini bir gece boyunca elma suyunda bekletin.
Beyaz soğanları ortadan ikiye bölün ve jülyen doğrayın. Soğanları
tencereye alın, üzerini gececek şekilde su doldurun,
yüksek ateşte kaynama seviyesine getirin ve ocağın altını
kısın. Bütün suyunu çekene kadar kaynatın, aynı işlemi bir
kere daha yapın ve suyun tamamını çektirin. (100 gram soğanı
kurutmak için tencereden alın). Daha sonra toz şekeri,
zeytinyağını ve üzümden arta kalan elma suyunu ekleyerek
pişirme işlemini devam ettirin. Rengi karamalize olmadan
ocaktan alın. Soğanlar sıcakken bütün malzemeyi karıştırarak
ekleyin ve tadına bakın. Ardından soğuması için dolaba
kaldırın. Soğanın cinsine göre değişiklik gösterebileceğini
unutmayın. Duruma göre tuz ve limon ekleyebilirsiniz.
Beyaz Soğan Tozu İçin:
• 100 gram haşlanmış soğan
Hazırlanışı:
Soğanları bir sebze kurutucusuna alıp 52 derecede 12 saat
kurutun. Sonra toz haline getirin.
Yoğurt Köpüğü İçin:
• 100 gram süzme yoğurt
• 80 gram süt
Hazırlanışı:
Yoğurt ve sütü el blender yardımıyla iyice köpürene kadar
çektirin ve köpürtün.
Portakal Sosu İçin:
• 2 kilo portakal
• 2 gram tarhun otu
• 120 ml zeytinyağı
• 8 gram tuz
Hazırlanışı:
Portakalları sıkın ve suyu genişçe bir kaba alıp tarhun otunu
ekleyin. Yaklaşık 35 dakika glaze olana kadar çektirin. Daha sonra
tarhunu çıkarın ve sosu bir miksere alın, mayonez yapar gibi yavaş
yavaş yaşı ekleyin. Son olarak tuzunu ekleyerek servise hazır
hale getirin.
Kırmızı Toz İçin:
• 100 gram kırmızı pancar
Hazırlanışı:
Kırmızı pancarı önce iyice yıkayıp soyun. İnce ince dilimledikten
sonra sebze kurutucuda 53 derecede 12 saat kurutup sonra toz
haline getirin.
Sunumu İçin:
Nohut hamurunu iki streç arasında yaklaşık 15 santim (bir ml
kalınlığında açın) Ardından üstüne 110 gram soğanlı harcı alıp bir
dikdörtgen yapın, ön ve arkadan üstüne katlayın, daha sonra hamuru
ters çevirip her iki kuyruğunu kesin. Katlı tarafı arkada kalacak
şekilde tabağa alın. Üstünün bir köşesine çok az beyaz toz,
diğer köşesine 1 kaşık yoğurt köpüğü, onun üstüne kırmızı pancar
ve etrafına portakal sosu ekleyip sunumunuzu tamamlayın.
28
4
Kişilik
Yoğurtlu Semizotu
Malzemeler:
• 1 demet semizotu
(yıkanmış ayıklanmış)
• 1 diş sarımsak
• 2 su bardağı süzme yoğurt
• 1 su bardağı yoğurt
• 2 yemek kaşığı zeytinyağı
• 1 çay kaşığı tuz
• Yarım limon
• 6 adet ceviz
• Yarım bağ dereotu
(Yiyilebilir çiçek isteğe bağlı)
Hazırlanışı:
Semizotunu ayıkladıktan sonra sert sap kısımlarını ince ince doğrayın. Yarım limonun bir
kısmını üstüne sıkın ve 30 dakika dinlendirin, limonu iyice almasına özellikle dikkat edin.
2 yemek kaşığı süzme yoğurdu bir kenara ayırın. Kalan yoğurtları karıştırın, sarımsak, tuz
ve zeytinyağının bir kısmını ekleyin. Bu karışıma doğranmış semizotu saplarının hepsini
ve yaprakların yarısını ekleyerek karıştırın. 4 adet cevizi iyice kırarak ekleyin. İnce kıyılmış
dereotunun da bir kısmını ayırarak kalanı ekleyerek harcı bitirin. Yoğurtlu semizotunu
15 dakika kadar dolaba alıp dinlendirin ve biraz sertleşmesini sağlayın. İki yemek kaşığı
süzme yoğurdu bir fırın tepsisinin altına palet yardımıyla ince ince sürün. 120 derecede
ısınmış fırına verip, yaklaşık 30 dakika aralıkla kontrol ederek kurutun. Ardından kurumuş
yoğurtları bir mikser yardımıyla toz haline getirin. Kalan semizotuna biraz zeytinyağı, tuz,
dereotu ve limon suyu ile karıştırarak ayrı bir salata oluşturun.
Sunumu İçin:
Çemberi tabağın ortasına alın. Yoğurtlu semizotunu içine doldurun. Üstüne semizotu
salatasını doldurun. İyice sıkıştırın ki çemberi alınca şekli bozulmasın. Bahçeden topladığınız
renkli filizleri üstüne serperek süsleyin. Bir elek yardımıyla yoğurt tozunu da serpin.
Üstüne kalan 2 adet cevizi bir zest yardımıyla salatanın üstüne rendeleyin. Ve tabağınız
hazır. İsteğe bağlı olarak biraz zeytinyağı gezdirebilirsiniz.
29
4
Kişilik
Izgara Küşleme ve Kimyonlu
Havuç Püresi
Izgara Küşleme İçin Malzemeler:
• 8 adet küşleme
• 3 gram deniz tuzu
• 2 gram biberiye, ince kıyılmış
• 2 gram taze kekik, ince kıyılmış
• 40 gram zeytinyağı
• 8 adet baklava yufkası
• 50 gram tereyağı, eritilmiş
Hazırlanışı:
Küşlemeleri üzerlerindeki fitiller ve yağları
alarak temizleyin. Biberiye ve kekiği bir kapta
karıştırıp deniz tuzu ve zeytinyağıyla tatlandırın.
Elde ettiğiniz karışımla küşlemeleri marine
edin. Baklava yufkalarına tereyağını sürün. Her
küşlemeyi birer baklava yufkasına dürüm gibi
sıkıca sarın. Buzdolabına alıp dinlendirdikten
sonra ızgarada pişirin.
Kimyonlu Havuç Püresi İçin Malzemeler:
• 110 gram havuç, ince doğranmış
• 5 gram zeytinyağı
• 3 gram kimyon
• 30 gram soğan, ince doğranmış
• 3 gram kişniş
• 4 gram köri
• 4 gram zencefil, ince doğranmış
• 20 ml sirke
• 20 gram domates, soyulmuş, doğranmış
• 5 gram tuz
Hazırlanışı:
Bir tavada zeytinyağını ısıtıp havuç, soğan ve zencefili soteleyin.
Köri ve tuzu ekleyip yaklaşık bir dakika çevirin. Sirkeyle ıslatıp çektirin.
Domatesleri ilave edip biraz daha pişirin. Kimyon ve kişnişi
yağsız bir tavada biraz kavurup karışıma ekleyin. 125 gram ılık su
ekleyip kaynatarak iyice çektirin. Ocaktan alıp robottan geçirerek
ince kıvamlı bir püre haline getirin. Küşleme ve püreyi arzu ettiğiniz
bir risotto ya da pilavla birlikte servis edin.
30
10
Kişilik
Pastırma Turşusu
Malzemeler:
• 150 gram pastırma
• 15 gram sarımsak
• 90 ml elma sirkesi
• 30 ml zeytinyağı
• 5 gram defne yaprağı
• 4 gram tane biber
• 10 gram Dijon hardal
• 3 gram kakule
Peynir Kreması İçin:
• 55 gram beyaz peynir
• 30 gram İzmir Tulum
• 30 gram keçi peyniri
• 60 gram manda yoğurdu
• 10 ml krema
• 3 gram toz tarçın
• 3 gram tane kimyon
Hazırlanışı:
Sirke ve zeytinyağını çırpın ve baharatları
ekleyin. Dilimlenmiş pastırmanın üzerini
sosla kapladıktan sonra derin bir kaba alın,
ağzını sıkıca kapattıktan sonra dolapta bir
hafta kadar turşu oluncaya kadar bekletin.
İncir Chutney
Malzemeler:
• 4 bağ pazı sapı
• 1 kilo taze incir
• 200 gram kırmızı pancar
• 20 ml sirke
• 30 gram toz şeker
• 100 ml su
Hazırlanışı:
Pazı ve pancar saplarını ince ince doğrayın.
Küçük bir tencere ya da tavaya alıarak
yaklaşık 5 dakika boyunca yumuşayıp suyunu
salana kadar kadar pişirin. Sirkeyi ekleyin.
Sirke buharlaşınca incirleri ortadan dörde
bölerek ilave et suyu ekleyin. Bütün suyunu
çekene kadar pişirin. Son olarak şekeri ilave
edin ve 5 dakika kısık ateşte karıştırarak
karamelize ederek kenara alın. Taze incir
yoksa kuru incir kullanabilirsiniz. (400 gram
kuru inciri yaklaşık 30 dakika boyunca haşlayın
ya da bir gece suda bekletin.)
31
Yapım: İnci BAK Fotoğraflar: Hande GÖKSAN
Yüksek Proteinli
Salatalar
İster ana öğün olsun ister ara öğün olsun, bu salatalar çok doyurucu!
4
Kişilik
Mor Lahanalı
ve Havuçlu
Maş Fasulyesi
Salatası
Malzemeler:
• 1 küçük boy mor lahana
• 1 yemek kaşığı zeytinyağı
• 1 tatlı kaşığı tuz
• 2 adet orta boy havuç
• 1 su bardağı haşlanmış maş fasulyesi
Sosu için:
• 2 yemek kaşığı sızma zeytinyağı
• 1 diş havanda ezilmiş sarımsak
• 1 yemek kaşığı elma sirkesi
• 1 yemek kaşığı limon suyu
• Tuz
Hazırlanışı:
Sosu için tüm malzemeyi küçük bir kavanozda
karıştırın. Kapağını kapatıp diğer
işlemleri hazırlayana kadar dinlendirin.
Mor lahanayı ince kıydıktan sonra tuz ilave
edin ve avucunuzun içinde iyice ovun. Daha
sonra tavada 1 yemek kaşığı zeytinyağı ile
birlikte 10 dakika kavurun. Ocaktan alın.
Havuçların kabuğunu kazıdıktan sonra bir
tencerede 20 dakika haşlayın.
Sebzeleri sosla ve haşlayıp süzdüğünüz
maş fasulyesi ile birlikte harmanlayın.
32
4
Kişilik
Yeşil Mercimekli
Pancar Salatası
Malzemeler:
• 10 adet küçük boy pancar
• 1 su bardağı haşlanmış yeşil mercimek
• 3 yaprak marul
• 1-2 dal taze kişniş (veya maydanoz da olur)
• Yarım çay bardağı ceviz, iri çekilmiş
Sosu İçin:
• 1 yemek kaşığı sirke
• 3 yemek kaşığı sızma zeytinyağı
• 1 tatlı kaşığı nar ekşisi
• 2 diş sarımsak, havanda ezilmiş
• 1 tatlı kaşığı bal
• Tuz
Hazırlanışı:
Pancarların kabuğunu soyduktan sonra ikiye veya üçe
kesin. Yıkayıp süzün ve tencereye aktarın. Üzerini geçecek
kadar su ilave edin. Yarım saat haşlayın. Sosu için
tüm malzemeyi çırpın. Haşlayıp süzdüğünüz pancarları,
ince kıyılmış maydanozu veya kişnişi ve marulu bir kapta
birleştirin. En son sosunu dökün, ceviz içlerini serpin.
Tekrar karıştırın.
33
4
Kişilik
Meksika Fasulyeli Yeşil Salata
Malzemeler:
• 1 demet roka, ince kıyılmış
• 1 demet kuzukulağı, ince kıyılmış
• 2-3 dal maydanoz, iri doğranmış
• 4-5 yaprak marul, kıyılmış
• 1 su bardağı haşlanmış Meksika
Fasulyesi
• 2 adet orta boy havuç, haşlanmış ve
dilimlenmiş
• 1 yemek kaşığı file badem
Sosu İçin:
• 3 yemek kaşığı sızma zeytinyağı
• 1 tatlı kaşığı hardal
• 1 limonun suyu
• Yarım ceviz büyüklüğünde taze zencefil, ince kıyılmış
• Tuz
Hazırlanışı:
Sosu için tüm malzemeyi çırpın. Sosunuz hazırdır. Salata için tüm malzemeyi
büyük bir kapta harmanlayın. Sosunu döküp karıştırın.
34
4
Kişilik
Kuru Yaban Mersinli Buğday Salatası
Malzemeler:
• 1 su bardağı haşlanmış buğday
(diri kıvamda)
• Yarım demet roka, iri doğranmış
• 1 avuç kuru yaban mersini
• 1 çay bardağı ceviz içi,
iri doğranmış
Sosu için:
• 2 yemek kaşığı sızma zeytinyağı
• Yarım limonun suyu
• Yarım çay kaşığı tarçın
• Tuz
Hazırlanışı:
Sosu için tüm malzemeyi bir kasede karıştırın. Salata malzemesi ile sosu
karıştırın, servise sunun.
35
Hazırlayan: Müşerref KARTALER Fotoğraflar: Hande GÖKSAN
Çocuklar sağlıklı
beslensin diye…
Çocuklar evlerinde ne bulurlarsa yemesin, sağlıklı beslensin diye oldukça sağlıklı ve yapımı
kolay tarifler hazırladık.
6-8 Adet
İçin
Muzlu Pankek
Malzemeler:
• 2 adet yumurta
• 100 gram un
• 1 paket kabartma tozu
• 1 çimdik karbonat
• 1 tutam tuz
• 1,5 çorba kaşığı toz şeker
• 1 yemek kaşığı tereyağı
• 1 küçük paket krema (200 ml)
• 1 yemek kaşığı sıvı yağ
• 1 adet muz
• Bal
Hazırlanışı:
Elenmiş unu, kabartma tozunu, karbonatı, tuzu ve
şekeri çukur bir kapta harmanlayın. Tereyağını eritip
ılınmaya bırakın. Krema ile yumurtaları önce düşük
sonra da yüksek devirde köpük köpük olana dek
çırpın. Bu karışıma unlu kuru malzemeyi ekleyin.
Tahta bir kaşıkla alttan üste doğru havalandırarak
karıştırın. En son eritilip ılınmış tereyağından ilave
edin. Yapışmaz yüzeyli bir tavayı ocakta ısıtın. Tava
ısındıktan sonra bir fırça yardımıyla tavayı yağlayın.
Altını iyice kısın. Karşımdan 1 yemek kaşığı kadar
alıp dökün. Tavanızın büyüklüğüne göre aynı anda 2
ya da 3 kaşık hamur harcı dökebilirsiniz. Hamurun
üstü tavada göz göz olunca diğer tarafını da çevirin.
Aynı şekilde diğer tarafını da pişirin. Pankekleri
servis tabağına aktarın. Aralarına dilimlenmiş muz
yerleştirip balla tatlandırarak servis yapın.
Müşerref’in Notları:
• Pankek malzemeleri soğuk olmalı.
• Hamuru hazırladıktan sonra buzdolabında 2 gün
boyunca muhafaza edebilir, çocuğunuz okuldan
geldikten sonra buzdolabından çıkararak hemen
hazırlayabilirsiniz.
• Bu karışımdan ortalama 8 pankek çıkıyor. Hamuru
2 gün de kullanabilirsiniz.
36
2
Kişilik
Kavurmalı ve Rokalı Mini Pizza
Malzemeler:
Hamuru İçin:
• 2 su bardağı un
• Çeyrek paket maya
• 1 bardaktan bir parmak daha az ılık su
• 1 tutam toz şeker
• Tuz
Domates Sosu İçin:
• 2-3 adet domates
• 1 çay kaşığı salça
• 1 diş sarımsak
• 1 çorba kaşığı zeytinyağı
• Tuz, karabiber
Üzeri İçin:
• 200 gram rendelenmiş kaşar peyniri
• 7-8 adet zeytin
• 5-6 dilim pastırma
Hazırlanışı:
Unu yoğurma kabında eleyip ortasını havuz gibi açın. Tuzu, şekeri, mayayı
ve azar azar suyu ilave ederek yapışmayan bir hamur elde edene kadar
yoğurun. Bu esnada hamur çok cıvık ise, un ekleyebilirsiniz. Hamurun
üzerini nemli bir bezle örtüp sosu hazırlayana dek oda ısısında bekletin.
Domates sos için domateslerin kabuğunu soyup mutfak robotunda ezin.
Salçayı, sarımsağı, zeytinyağını, tuzu ve karabiberi ekleyin. Orta ateşte
domates suyunu çekene kadar pişirin. Dinlenen hamurdan yumurta
büyüklüğünde parçalar koparıp her parçayı un serpilmiş tezgahın üzerinde
yarım parmak kalınlığında açın. Hamurların üzerine önce domatesli
sostan sürün, sonra da rendelenmiş kaşar peynirinden serpin. Önceden
ısıtılmış 200 dereceye ayarlı fırında hamurun altı kızarıncaya kadar pişirin.
Bu sırada dilimlenmiş zeytin ve doğranmış pastırmaları yerleştirin. Birkaç
dakika daha fırında bekletin. Fırından alın, isteğe göre taze roka ile servis
yapabilirsiniz.
Müşerref’in Notları:
• Sos için yumurta tipi domateslerden kullanırsanız daha
iyi sonuç elde etmiş olursunuz.
• Pizzanın üstünü kendi isteğinize ya da çocuğunuzun
damak zevkine göre çeşitlendirebilirsiniz.
• Pizzanın üzerindeki malzemeyi sebzeden yana
kullanacaksanız sebzeleri önceden pişirmek gerekir.
• Tercihinizi etten yana kullanacaksanız salam, kavurma
ve sosis gibi işlenmiş olanları tercih edebilirsiniz.
37
4-6 Kase
İçin
Anne Sütlacı
Malzemeler:
• 1 litre süt
• 150 gram toz şeker (1 su bardağından
• 1 parmak eksik)
• 100 gram pirinç (1 çay bardağı kadar)
• 1 adet çubuk tarçın
• 1 adet çubuk vanilya
Hazırlanışı
Pirinci yıkamadan tencereye aktarın. Üzerine 2 çay bardağı su ilave edip kaynatın.
Suyu hafif azaldığı zaman sütü ekleyin. 1 adet çubuk vanilyaya bıçakla
hafifçe bir kesik atın. İçinden siyah hafif yapışkan kısmını bıçakla sıyırın ve
ocaktaki karışımın içine atın. Vanilyanın çubuğunu ve tarçın çubuğunu da
karışıma ekleyin. Çok kısık ateşte, pirinçler iyice yumuşayana dek pişirin ve
şekeri ilave edin. 5 dakika sonra ocaktan alın. Vanilya ve tarçın çubuğunu
içinden alın. Oda ısısında ılınınca kaselere paylaştırın. Buzdolabında soğuttuktan
sonra servis yapın.
Müşerref’in Notları:
• Çocuklarınızın tatlı ihtiyacını hazır bisküvilerden veya gofretlerden
alması yerine anne usulü sütlaç tarifim çok doğal ve hafif bir tatlı
alternatifi olacaktır.
• Zamanı iyi değerlendirmek ve ikindi yemeğine yetiştirmek için
sütlacı sabahtan yapmak gerekir. Böylece çocuğunuz okuldan
gelene kadar sütlacınız buzdolabında tam kıvamında soğuyacaktır.
• Sütlaç yapımında uzun ömürlü süt yerine günlük pastörize
sütleri tercih edin.
38
4
Kişilik
Ton Balıklı Sandviç
Malzemeler:
• Sandviç ekmeği
(dilediğiniz bir çeşit)
• 1 kutu ton balığı ( 80 gram)
• 8-10 adet biberli yeşil zeytin
• 8-10 adet kornişon turşu
• Küçük bir kırmızı soğanın çeyreği
• 1-2 dal dereotu
• 1-2 dal maydanoz
Hazırlanışı:
Ekmek dışındaki tüm malzemeyi küçük küçük doğrayın veya mutfak
robotunda ezin. En son ton balığını ekleyip kaşık yardımı ile karıştırın.
İsteğe göre roka yaprakları ile süsleyip dekoratif bir sandviç elde edebilirsiniz.
Müşerref’in notları:
Sandviçi hazırlarken çocuğunuzun sevmediği bir malzeme varsa çıkarabilirsiniz.
Daha besleyici olması için 1 adet haşlanmış yumurtayı da
inceceik doğrayıp sandviçe ilave edebilirsiniz.
39
4
Kişilik
Yufkalı Pratik Sufle
Malzemeler:
• 1 adet yufka
• 2 adet yumurta
• 1 su bardağı süt
• 1 çorba kaşığı kadar zeytinyağı
• 1 su bardağı rendelenmiş taze
kaşar peyniri
Hazırlanışı:
Sütü, yumurtaları ve zeytinyağını çukur bir kasede karıştırın.
Yufkaları elinizle küçük parçalara ayırın ve sütlü karışıma
batırın. Dayanıklı bir fırın kabı ya da cam pişirme kabını hafifçe
yağlayın ve sütlü karışımdan bir miktar yufka alıp kabın en altına
yayın. Sonra kaşar peyniri ekleyin ve bu şekilde yufka ve peynir
katları olacak şekilde hazırlayın. Önceden ısıtılmış 180 dereceye
ayarlı fırında üzeri iyice kızarıncaya kadar pişirin.
40
Elmalı Cevizli
Ayva Tatlısı
Malzemeler:
• 3 adet ayva
• 1 adet elma
• 4 kahve fincanı toz şeker
• 2 su bardağı su
• 1 çay kaşığı dolusu tarçın
• Yarım limon
• 1 lt su
• 1 su bardağı California cevizi içi
Hazırlanışı:
Ayvaları soyup ortadan ikiye kesin, ortasını oyarak çekirdeklerini
çıkarın. 1 litre suyu yarım limon suyu ile bir kapta karıştırıp ayvaları
kararmaması için bu suyun içine bırakın. Biraz beklettikten sonra
ayvaları sudan çıkarıp fırın kabına dizin. Toz şekeri ayvaların üzerine
döküp 2 su bardağı suyu ilave ederek kısık ateşte pişmeye bırakın.
Elmaları rendeleyip tarçınla karıştırın. Şekerler eridikten sonra tarçınlı
elma karışımı ile ayvaların ortalarını doldurarak pişirmeye devam
edin. Ayvalar yumuşayıncaya kadar pişirmeyi sürdürün. Ilıdıktan
sonra ayvaları servis tabağına alıp üzerine ceviz serpin. Arzuya göre
yanında kaymak ya da çırpılmış taze krema ile servis edin.
Enerji: 286,11 kcal Protein: 2,83 gr Yağ: 11 gr
Karbonhidratlar: 42,58 gr Lif: 4 gr
41
Hazırlayan: Aslıhan IŞIN
En yararlı
fast-food:
Balık ekmek!
Oldum olası ekmeği de balığı
da severiz biz. Bir gün bile
“ekmeksiz” kalmaktan korkar,
av yasağı biter bitmez oltalara
düşen istavriti, kavuşmanın
mutluluğuyla gözlerimiz
dolarak yeriz…
42
Biz ekmeği milletçe severiz; yemeğin
yanında ekmek yemeden doymayız.
Hatta dünya genel görgü kurallarına
göre bir elinde çatal, bir elinde bıçak
kullanırken, biz bir elimizle çatal, bir
elimizle ekmek kullanır, yemeğin suyunu
sıyırmayı ihmal, en güzel yerini ziyan
etmeyiz.
Ekmek, karşı kıyı Yunanistan’da da,
İspanya’da, İtalya’da, Fransa’nın güney
kıyılarında da; yani Akdeniz’in, Ege’nin
tipik yemek tavrında bulunan, temel
bir besin kaynağı, yerine başka bir şey
konulamaz bir lezzet. Hatta Akdeniz’in
sağlıklı beslenme sırrı; zeytinyağı, yeşil
sebzeler ve otlar, biraz et ve peynirin
özellikle ekmekle birleşmesiyle elde
edilen bir formül. Üstelik onların da en
az bizim odun fırını ekmeğimiz kadar
lezzetli ekmekleri var. Ayrıca, tüm denize
kıyısı olan ülkeler gibi, onlar da balık
ve deniz ürünleri konusunda zevkli ve
iddialı yemeklere sahipler. Hatta çoğunda
balık hiçbir işleme tabi tutulmadan
ve herhangi bir malzeme eklenmeden
sadece ateşte pişirilerek yeniyor; lezzetinden
hiçbir şey kaybetmesin, başka
hiçbir tada kurban gitmesin diye… O
kadar idealistler!
Ama bu coğrafyaların hiçbirinde balık,
ekmeğin arasına konarak yenmiyor.
Mevsimine göre balığın en lezzetlisini
güzelce pişirip soğanıyla, yeşilliğiyle
çıtır çıtır bir ekmeğin arasına yerleştirmeyerek
çok şey kaybediyorlar! Zira
aynı isimle anılan yiyeceklere açık ara
farkla, yenebilecek en yararlı ve en lezzetli
“fast-food” balık-ekmektir. Balık
sadece yiyecek değil, aynı zamanda bir
kültür; balık-ekmek de balık kültürünün
sokak tarafından, “halktan” bir lezzettir.
Balık avı yasağının başladığı yaz aylarının
başında amatörce tutulmuş olta
balıklarıyla yetinen biz, sonbaharın
başlangıcında söz konusu av yasağının
bitmesini iple çekeriz. Hatta Marmara’da
oltalara ilk düşen, kızardığında
kılçığını çıkarmaya bile gerek kalmayan
çıtır çıtır istavriti özlem ve mutluluktan
gözlerimiz dolarak yeriz. Sonra yağlanan,
etlenip butlanan istavriti, güzelim
hamsi ve hemen ardından palamut ve
lüfer izler. Lüfer balıkların kralı, istavrit
denizin kuru fasulyesidir; her ikisi de
sevene ziyafettir. Palamut ızgaraya,
lüfer tavaya gelmez; hamsinin kuşu,
kalkanın tavası meşhurdur. Kırlangıç
balık çorbasının tek malzemesidir.
Beyaz etli sevenlerin balığı mezgittir.
Bunlar yetmez, üç tarafı üç deniz, bir
de iç denizden oluşan coğrafyamızın,
denize kıyısı olan her bölgesinin farklı
balıklarıyla gurur duyarız; Egeli çipurasıyla,
Karadenizli hamsisiyle, Akdenizli
lağosuyla, Çanakkaleli sardalyesiyle,
İstanbullu lüferiyle övünür.
Ekmeğin de balıklar gibi somunu, francalası,
bageti, pidesi, meraklısına farklı
zamanlarda birer ziyafettir. Ve yine
Karadenizli mısır ekmeğini, İstanbullu
francalasını metheder; pide Ramazan
ayının gözbebeğidir, her zaman bulunsa
da başka hiçbir zaman diliminde
o kadar lezzetli olmaz. Anadolu’nun
bazlamasının, yufka ekmeğinin yeri her
zaman ayrıdır. Kepekli, yulaflı, çavdarlı
ekmekler, tam buğday ekmeğiyle
yarışır.
Balık bol miktarda fosfor, kalsiyum,
iyot ve flor içerir. Balıketi A, B1, B2 ve D
vitaminleri açısından da zengindir. Ekmeğe
gelince… İçerdiği enerji, protein,
demir, nikotinik asit ve B1 vitaminiyle
halkın temel besin maddesi olmayı
fazlasıyla hak eder. Her ikisi de sağlığa
43
yararlı, etkilidir, ancak ekmeğin psikolojisi
çok farklıdır.
Örneğin İkinci Dünya Savaşı yıllarında
Türkiye’de ekmeğin karneye bağlanışı,
o günleri yaşayanlar, onların çocukları
ve hatta torunlarına kadar sirayet eden
önemli bir yokluk dönemidir. “Ekmeksizlik”
yıllarca o günleri hatırlatan bir
“yoksulluk” göstergesi sayıldığından
olsa gerek, yakın zamana kadar bayramın
ilk günü ekmek çıkmayacak korkusu
devam etmiştir. Fransız ihtilalinde
olayları başlatan, halkın “ekmeksiz”
kalmasıdır. Kıtlıkta, savaşta, fakirlikte,
göçte halklar hep ekmek yiyerek ayakta
kalmıştır.
Velhasıl, balığı da ekmeği de severiz
biz. Hem o kadar severiz ki, birçok şey
gibi birbirinden ayıramaz, ikisini birlikte
yeriz!
bir
konuk
bir
Şef Özlem MEKIK
instagram: @ozlemmekik
Bu ay ki konuğum çok sevdiğim aile dostumuz,
Uzman Dr. Ender Saraç. Pandemi
tüm dünyada ve ülkemizde hız kesmiyor.
Dolayısıyla tedbirlere harfiyen dikkat etmek
ve bağışıklık sistemimizi güçlü tutmak hayati
önem taşıyor. Sevgili Ender hocam, mutfakla
olan ilişkisini, mutfağın olmazsa olmazlarını,
Ege’yi, sevdiği mekanları, hem de herkesin
merak ettiği ilaç gibi yemekleri anlattı. Ender
hocam ile sohbetimiz bence çok bilgilendirici
ve şifa dolu. İyi okumalar…
Ender Saraç:
“Bu yaşta hala fitim,
kırşıklığım çok yok. Çünkü…”
“Hipokrat’ın dediği gibi, Uzakdoğu felsefesidir bu. Aslında tasavvufta da öyledir.
Yedikleriniz ilacınız olsun, ilaçlarınız da yemekleriniz olsun. Çok doğru! Bana hep
soruyorlar. Sen bu yaşta hala böyle fitsin, çok kırışıklığın yok, çok enerjiksin, az
uyuyorsun, bağışıklığın çok iyi. Çünkü bilinçli besleniyorum.”
Ender hocam, yemeğe bakış
açınız nasıldır?
Yemek, bizim yaşamımız için en temel
alışkanlıklarımızdan ve gerekliliklerimizden
biridir ama biz doğru yeme alışkanlığımızı
kaybettik. İnsanda da 6. his dediğimiz, esasında
bir cins bluetooth bağlantısı var, gıdalar
ve bedenimiz arasında. Örneğin; bir maymun
hamileyken belirli gıdaları yemez, belirli
meyvelere yönelir. Ya da bir kedi ishalken et
yemez, sadece ot yer. Bu hayvanlar diyetisyene
gidip, ishal diyeti alıp; et yemeyeyim, ot
yiyeyim diye bir bilgi almıyor. Fakat içgüdüsel
olarak kendi aurasıyla, enerji akışıyla o
yiyecekle arasına bir bluetooth bağlantısı
kuruyor. Onu hissediyor. Neyi yiyip, neyi yememesi
gerektiğini bilip ona göre besleniyor
ve ne kadar yemesi gerektiğini de öğreniyor.
Aynı şey insanoğlunda da mevcuttu fakat
biz fast food, GDO’lu gıdalar, stres, doğadan
kopma, aşırı maddeselleşme gibi çok çeşitli
nedenlerle bu özelliğimizi kaybettik. Hem
yanlış hem bozulmuş gıdalarla hem de fazla
miktarda beslenmeyle; bu derin, sezgisel,
bizi doğru yönlendiren özelliğimizi kaybettik.
Yani o bluetooth bağlantısı, gıdalar ve bizim
aramızda koptu.
Egeli biri olarak beslenme
alışkanlığınız nasıl şekillendi?
Köken olarak baba tarafım tamamen Giritli,
anne tarafımın bi tarafı Belgradlı, bir tarafı
Aksekili. Dolayısıyla karışık bir mutfak diyebiliriz.
Ama kaba tabirle suyun öte tarafı dedikleri
özellikle doğal ve daha zeytinyağlı gıdalar,
posalı gıdalar, yeşillikler ağırlıklı beslenme,
çocukken hep soframızda oldu. Şimdi tatilde
de genelde Bodrumdaki mütevazı evimizde
de olduğum için veya Ege’ye çok sık gittiğim
için yine o alışkanlıkları devam ettirmeye
çalışıyorum. Aile sofrasında özellikle benim
için mevsime göre tabii ki mutlaka yeşillikler
olur, bakliyatları mutlaka tüketirim. Kırmızı
et aşırı tüketen bir toplum olduk. Ben de
maalesef son yıllarda tüketir oldum, ben 22
yıl vejetaryendim, katı bir vejetaryendim, ama
son yıllarda tavuk hariç balık başta olmak
üzere bazen de kırmızı eti işlenmemiş haliyle
tüketiyorum.
Aile sofralarınızdan bahseder
misiniz Ender hocam?
O çok güzel, sakince oturulan, hep beraber
olunan aile soframızda, yoğunluktan dolayı
bizde de biraz olumsuz yönde etkilenme oldu
ister istemez. Çünkü çocukların bu okul hayatı,
iPad düşkünlüğü, pandeminin getirdiği
olumsuzluklar gibi sebeplerden etkilendik.
Aile içindeki bireylerin biyoritmine bağlı saatlerindeki
acıkma veya yatma saatlerindeki
44
farklılar gibi nedenler bizi de etkiliyor. Biraz
bozulma olduysa da genelde aile bütünlüğünü,
sofraya beraber oturmayı, yemek yemeyecek
olan varsa bile sofrada olmaya gayret
etmeye çalışıyoruz.
Mutfakla aranız nasıl?
Aslında yemek yapmayı çok seviyorum fakat
o kadar yoğun çalışıyorum ki, yemek çok
nadir yapabiliyorum, bu pandemi sürecinde
biraz yaptım. Hatta biliyorsunuz geçen sene
Burcu Kara ile beraber önemli bir televizyon
kanalında ben ilk defa şef oldum ve sağlıklı
ve lezzetli yemekler pişirdim. Onlar da değişik
yemeklerdi. Mesela güllaç yufkasından
ıspanaklı börek gibi. Mesela asma yaprağına
sarılı sardalya gibi veya içinde glukoz, mısır
şurubu olmayan doğal hurma şurubuyla
yapılmış olan sağlıklı tatlılar gibi. Bayağı da
güzel yemekler yaptık. Ve o da; bir şef olarak
ilk defa bir televizyonda; hem sunucu hem
program içerisindeki kişi hem de yemek
pişiren bir amatör şef diyelim bana, sizlerle
kıyaslanmam tabii ki, güzel bir ses getirdi. Bu
arada ilk defa iki tane yemek kitabım çıktı.
Bu da Türkiye’de ilktir. Hem bir profesyonel
şef, bir tanesi Ayvaz Şef ile, diğeri de Başak
Şef ile. İkisi de çok iyi şeflerdir, Ayvaz Şef’im
olsun Başak Şef’im olsun. Onlarla hem
televizyon programında beraberdim hem
de ikisiyle de birer tane kitap yazdık ve birer
de diyetisyenle. Yani ilk defa Türkiye’de bir
diyetisyen, bir profesyonel şef ve bir doktor
olarak ben benim adıma bir kitap çıkarmış
olduk. İçinde hakikaten hala başucu olan çok
tarifler var. Birincisi İlaç Gibi Yemekler’di.
Mesela kabızlığa karşı kekledir, afrodizyak
karışımlardır, boy uzatan salatalardır. İkincisi
ise Çocuğunu Doğru Besle kitabıydı.
Mutfakta vazgeçilmez
ürünleriniz var mı?
Mutfakta benim için birinci sırada daima limon
gelir. İster kahvaltı ister ara öğün olsun,
ne olursa olsun limon olmadığında panik
oluyorum. Hatta pandemi sürecinde evde
limon yoktu ve kilometrelerce yol yürüyüp, bir
market bulup iki kilo limon aldığımı hatırlıyorum.
Limon benim için çok önemli. Onun dışında
çam fıstığını çok severim. O da mutlaka
elimin altında bulunsun isterim. Soğuk sıkım
sızma zeytinyağı, zencefil, zerdeçal, sumak.
Tabii ki Türk ürünleri soğan ve sarımsak
olmadan da olmuyor. Onlar da mutlaka bulunur.
Esasında standart bir ürün yok. Genelde
mevsimine göre pazarda, markette bulunan
şeyler oluyor. Tabii ki benim uzmanlığımdan
dolayı bazen glutensiz yulaf ezmesi, beyaz
organik çiya tohumu, kinoa gevreği gibi bazı
ürünler de olabiliyor. Ama bunun dışında
çoğunlukla Anadolu’nun beslenme tarzına,
köylü beslenme tarzına hayranım ve o
malzemeler genellikle bulunur. Ama benim
mutfağımda organik kakao çekirdeğinden
tarhana cipsine kadar çok fazla ürün bulunuyor.
Zamanı geldiğinde hepsini kullanıyorum.
Türkiye’de sizi etkileyen tatlar
neler?
Bence Türkiye’de bizim en çok kullandığımız
ve en iyi olduğumuz konu yoğurt. Yani yoğurt
hakikaten çok iyi. Ve bu bir probiyotik. Boza
müthiş bir şey, bu da probiyotik. Şalgam
suyu müthiş ve bu da probiyotik. Hem de
antioksidan. Onun dışında, ev yapımı turşu,
bu da probiyotik. Yani bizde geleneksel olarak
tükettiğimiz şeyler; bozadan turşuya, yoğurda
kadar hepsi çok kıymetli, hepsi probiyotik ve
çok ciddi faydaları var.
Sokakta yeme alışkanlığınız var
mı hocam?
Sokak yemeklerine bayılıyorum ama bu
pandemiden beri pek yemedim desem yalan
olmaz. Ancak çok bildiğimiz olur. Ben bir
İzmirli olduğum için İzmir’de kömürde kokoreçler,
midye dolmalar yani dışarıda çok şey
satılırdı. Tulumba tatlıları, Şambali tatlıları
gibi. Yerdik valla, temizdi, hasta da olmazdık.
Ama şimdi daha çok çekiniyoruz, daha çok
araştırıyoruz.
Sevdiğiniz lezzetler ve mekanlar
var mı?
Sevdiğim lezzetler ve mekanlar tabii ki var.
İyi köfteyi çok severim. Ama gerçekten iyi yapılmış
bir köfte. Türk olup da köfte sevmeyen
pek yoktur herhalde. Onun dışında maalesef
tatlıyı da seviyorum ama tatlıyı çok dikkatli
ve az tüketiyorum. Spor yaptığım günlerde
veya diğer karbonhidratlar tüketmediğim
günlerde tüketiyorum. Özellikle son dönemde
San Sebastian’a taktım. İyi yapılmış bir
San Sebastian benim için müthiş bir ödül.
En azından protein, kalsiyum ve D vitamini
var içerisinde. Mekanları söylemek tabii zor
ama benim için Sunset ve Papermoon ve Da
Mario benim çok sevdiğim mekanlar. Mesela
Rumeli Kavağı’nın yakınlarında Güzel Yer
var, daha mütevazı bir yer ve bayılırım oraya.
Beyaz Fırın’ın kahvaltısı benim için güzeldir.
Orayı da çok severim. İzmir’de Şevki’nin orda
yediğim kumru çok güzeldir. Dondurma
delisiyim ama çok kontrollü yiyorum. Mesela
Bodrum’da Bitez Dondurması çok özeldir.
Arnavutköy'deki meşhur dondurmacı, Çeşme’de
Veli Usta; buralar hep dondurmasını
keyifle yediğim yerler. Ama bir numarayı itiraf
edeyim Maraş’ta Yaşar Pastanesi’nin keçi
sütüyle yapılmış Antep fıstıklı dondurması
bence bir efsanedir. Kimse kusura bakmasın
ama bir numaraya Yaşar Pastanesi’ni koyuyorum.
Maraş’ın dondurması bir efsane.
“Genelde sağ elle yemek daha uygun aslında
çünkü sol taraf enerjiyi alan, sağ taraf ise
enerjiyi veren kısımlardır. Bir duayla, iyi
niyetle ve güzel bir imgelemeyle yemeğe
başlamak da çok önemlidir.”
İlaç gibi yemekler sizce
nelerdir?
İlaç gibi yemekleri tarif etmek zor çünkü
aslında bütün yemekler bizim için ilaç kadar
önemlidir. Hipokrat’ın dediği gibi, Uzakdoğu
felsefesidir bu. Aslında tasavvufta da
öyledir. Yedikleriniz ilacınız olsun, ilaçlarınız
da yemekleriniz olsun. Çok doğru. Bana hep
soruyorlar. Sen bu yaşta hala böyle fitsin, çok
kırışıklığın yok, çok enerjiksin, az uyuyorsun,
bağışıklığın çok iyi. Çünkü bilinçli besleniyorum.
Bir de özellikle ilaç gibi olan baharatları,
bitki çaylarını çok kullanıyorum. Bence
bunlar önemli. İlaç gibi yemekler bence;
45
sumak, sumak ekşisi, nar ekşisi, zencefil,
zerdeçal ve az önce bahsettiğim probiyotikler
yani ev yapımı turşu, boza, şalgam suyu, ev
yapımı yoğurt. Bunlar çok çok iyi. Özellikle
taze ceviz, taze fındık, badem, Antep fıstığı,
çam fıstığı, işlenmemiş kırmızı et, denizde
yetişen ve Omega-3 içeren balıklar, özellikle
bol yeşillikler, limon, soğuk sıkım sızma
zeytinyağı, siyah pirinç, doğal siyez bulguru,
organik olan ve mevsiminde olan gıdalar.
Mesela yazın domates kışın brokoli, bürüksel
lahanası. Bunların hepsi esasında ilaç gibi bir
etki yapıyor.
Pandemi sürecinde yeme içme
alışkanlığınız değişti mi?
Pandemi sürecinde yeme içme alışkanlıklarım
çok fazla da değişmedi aslında. Bazen
can sıkıntısından bir iki tatlı veya bir iki
hamur işini fazla kaçırdığım oldu ama iyi spor
yaptığım için hiç kilo almadım dolayısıyla benim
değiştirmedi. Zaten ufak tefek kaçamakları
da egzersiz yaparak dengeledim.
Beslenmenin altın kuralları var
mıdır?
Glisemik indeksi düşük yani çok fazla hamur
işi, çok fazla tatlı, mısır şurubu veya şeker
içeren şeyleri değil de biraz daha glisemik
indeks yönünden düşük ve proteini yüksek
besinler tüketilmeli. Ama her ne olursa olsun
hayatta en önemli şey; sevgi. Bakın bir tasavvuf
usulü, Uzakdoğu usulü; maneviyatı olan
bir beslenme ne kadar önemli. Şimdi burada
şöyle bir durum var. Genelde sofraya bir dua
ile oturmak, yemeği; iyi niyetle, sevgiyle, isteyerek
pişirmek. Hatta bir aşama daha geriye
gidelim. O yemeği yaptığınız malzemelerin
helal yolla kazanılmış olması. Başkasının kul
hakkıyla veya kötülükle değil. Aslında sağlık
dediğimiz şey daha alışverişten başlıyor.
İsteyerek ve severek pişirmekten devam ediyor.
Sofraya beraber oturmak ise bir sonraki
aşaması. Daima bir kişi fazla hesap ederek
pişirmek. Genelde sağ elle yemek daha uygun
aslında çünkü sol taraf enerjiyi alan, sağ
taraf ise enerjiyi veren kısımlardır. Bir duayla,
iyi niyetle ve güzel bir imgelemeyle yemeğe
başlamak da çok önemlidir. Yemek yerken
yavaş yavaş, oturarak, küçük küçük lokmalar
halinde iyice çiğneyerek yemek. Ve yemek
bittikten sonra da şükretmek, bir dua etmek
gibi bir olumlu enerjiyle bitirmek genelde
çok iyi olur. Ama en önemlisi; sevgiyle, şifa
olsun diye, isteyerek yemektir. Ayakta, sigara
dumanı altında, gürültülü bir ortamda değil.
Çünkü önümüze gelen yemek bir nimettir,
ona saygı göstermemiz lazım. Dünyadaki aç
insanları düşünmemiz lazım. Yemeği asla
çöpe atmamamız lazım. En azından ihtiyacı
olanlarla paylaşmak, o da olmuyorsa sokak
hayvanlarına vermek çok önemli.
Pandemi sürecinde bağışıklığı
güçlendirmek için neler
önerirsiniz?
Pandemi döneminde bolca zencefil, ıhlamur,
zahter ve tane karanfilden çay yapıp içsinler.
Çinko önemli, onun için her gün bir avuç
kabak çekirdeği yesinler. Aynı zamanda virüs
öldürücü özelliği olan karanfil, defne yaprağı,
soğan, sarımsak özellikle siyah sarımsak,
bunların dışında kekik, zahter; kahvaltı sosu
olarak değil, normal ot olarak, bunları bolca
tüketsinler.
Ebru AKDAĞ
Gıda Mühendisi
instagram: @gidahurafeleriavcisi
Bilimsel gerçekler popüler
hurafelere karşı
İnsanın varlığını sürdürebilmesinin yanı sıra sosyalleşme ve keyif için de vazgeçilmez olan yeme
içme, popülaritesini hiçbir zaman kaybetmeyecek bir alan. Herkes yemek yiyip hazırladığı için gıda ve
beslenme konuları da yine doğal olarak herkes tarafından konuşuluyor. Ancak ortada dolaşan bilgilerin
çoğu doğru değil; ne de olsa referanssız bilgi üretmek de hurafelerin yayılmasını sağlamak da çok daha
kolay. Bu da çok daha kişisel ve özel olması gerekirken, gıdalarımızla ilişkimizin bozulmasına neden
oluyor. Bugün, hakkında asılsız dedikoduların yayılmadığı bir gıda arasanız da bulamazsınız! Peki, artık
gıdamızı sahiplenip onlarla olan ilişkimizi düzeltmenin zamanı gelmedi mi dersiniz?
Malum, dünya olarak pandemiyle beraber
bilim kurgu filmlerindeki gibi bir sürece
yuvarlandık. Böylesine hızla ve korkutucu
şekilde dünyayı pençesine alan koronavirüsten
korunmanın temel yolunun hijyen
kurallarına uymak ve fiziksel mesafeyi
korumak kadar basit olması, sanki birileri
bizimle dalga geçiyormuş gibi hissettirmiyor
mu? Aslında karmaşık gibi görünen çoğu
sorunun basit bir çözümü vardır. Son yıllarda
oluşturulan gıda korkusunun da çözümü
bir o kadar basit: gıda güvenliği ve doğru
tüketim dozu. Doğru tüketim dozu kişiden
kişiye, günlük aktivitelere ve ihtiyaçlara göre
değişir. Ne demiş Atalarımız, “Azı karar,
çoğu zarar”. Güvenli gıdanın yolu ise, kalite
kontrol sistemi içerisinde olan, bakanlıktan
kayıt veya onaylı, ambalajlı gıdadan geçer;
açıkta satılan ürünlerden değil! Aslında
pandemi döneminde, sanıyorum hepimiz
ambalajlı gıdanın değerini ve önemini anlamıştık;
acaba hurafeler gıdalarla ilişkilerimizin
yeniden bozulmasına neden olur mu
dersiniz? Gelin bazı popüler hurafelere ve
işin aslına göz atalım.
Margarin neredeyse her evde
bulunuyor ama onu yeterince
tanıyor muyuz?
Piyasa verilerine göre, Türkiye’de her 100
hanenin 92’sine margarin giriyor. Her ne
kadar dedikodusu fazlaca yapılsa da aslında
margarin, her kesim tarafından tüketilen ve
her hanenin kapı açtığı sayılı gıda kategorilerinden
biridir. Gerek kahvaltıda ekmek
üstü veya yumurta pişirirken gerek tencere
yemeklerinde gerekse de hamur işlerinin
olmazsa olmazı olarak geniş bir kullanım
alanına sahiptir. Peki ama gerçekten biliyor
musunuz, nedir margarin? Bazen hayvansal
yağlarla birlikte anılsa da, bu net bir
yanlıştır. Çünkü ülkemizde üretilen margarinler
tamamen bitkisel kökenli yağların
karışımından oluşur. Bitkisel kökenli hiçbir
ürün kolesterol içermediğinden margarin
de kolesterol içermez. Margarine yönelik
bir diğer hurafe de katı görünümlü olması
nedeniyle “doymuş” yağ olarak sınıflandırılmasıdır.
Aslında doğadaki bütün yağlar hem
doymuş hem doymamış yağ içerir. Mesela
46
zeytinyağının 100 gramında yaklaşık 14 – 17
gram doymuş yağ bulunur. Şaşırdınız mı?
Daha bitmedi. 100 gram mısırözü yağında 13
gram, ayçiçek yağında 11 gram civarı doymuş
yağ bulunur. Kase margarinlerin 100
gramındaki doymuş yağ miktarı da yaklaşık
14 gramdır; yani neredeyse sıvı yağlarla aynı
seviyededir. Tereyağı bile tamamen doymuş
yağ değildir, yaklaşık %50 - 60 oranında
doymuş yağ içerir; tıpkı tuhaf bir şekilde
popüler olan Hindistan cevizi yağı gibi...
Ünlü trans yağ meselesi
Bir de ünlü trans yağ meselesi var. Trans
yağ temelde doğal ve endüstriyel olmak
üzere ikiye ayrılır. Doğal trans yağlar geviş
getiren hayvanların midesinde oluşur ve
onlardan elde edilen ürünlerde (tereyağı,
süt, et, peynir vb.) bulunur. Endüstriyel trans
yağ ise ülkemizde uzun zaman önce terk
edilmiş “kısmi hidrojenasyon” işlemi esnasında
istenmeden oluşuyordu. Dünya Sağlık
Örgütü’ne göre doğal ve endüstriyel trans
yağın kardiyovasküler etkisi benzerdir.
Gelelim ülkemizdeki duruma... Türk Gıda
Kodeksi’ne göre %1’in altındaki trans yağ
içeriği ‘trans yağ yoktur’ şeklinde ifade edilir.
Türkiye’de üreticilerin MÜMSAD şemsiyesi
altında gönüllü uygulaması sayesinde
uzun yıllar önce trans yağsız üretime geçilmiştir.
Hatta pek bilinmez ama margarinde
trans yağı elimine etme başarısını gösteren
Türkiye, pek çok ülkeye de örnek olmuştur.
Yani biz bu konuda ABD’den 11, Kanada’dan
13, AB’den 14 yıl ilerideyiz ve Dünya Sağlık
Örgütü’nün koyduğu 2023 hedefini de 16 yıl
önce yakalamış durumdayız.
Dondurulmuş gıdada sebze
ve meyvelerin besin değeri
korunur
Çoğumuz evimizde sebze, meyve dondurmuşuzdur.
Bazen onları çözdürdüğümüzde
formundan veya tadından beklediğimizi bulamadığımız
da olmuştur. Bir de marketlerde
albenili ambalajlarıyla hazırda bekleyen
dondurulmuş ürünler var. Bunların kalitesi
evimizde kendi dondurduklarımızınkine yaklaşabilir
mi? Evet, hatta geçer bile. Dondurulmuş
gıdalarla ilgili hurafeleri bir kenara
bırakalım ve gerçeklere bakalım...
Öncelikle taze meyve sebze, hasat edildiği
andan itibaren besin değerini kaybetmeye
başlar. Bunların pazar veya market olsun,
satış noktasına ulaşması yaklaşık 1 haftalık
yolculuğunun (hasat, hal, nakliye, depolama)
ardından olur. Dondurulmuş ürünler
ise, hasadın ardından birkaç saat (en geç 8
saat) içerisinde şoklanır. Ancak asıl önemli
olan teknolojinin sağladığı avantajdır. Yavaş
gerçekleşen ev tipi dondurma esnasında
meyve ve sebzelerin hücre zarı çatlar, hücre
sıvısı dışarı sızar ve bu nedenle ürünlerde
besin değeri kayıpları olur. En iyi dondurma
işlemi, “Tek Tek Hızlı Dondurma” IQF (Individual
Quick Freezing) yöntemiyle yapılandır.
Bu işlemde meyve ve sebzeler -40 C’de
şoklanır ve ürünlerin merkez sıcaklığı 5 – 8
dakika gibi kısa bir sürede -18 C’ye düşer.
Bu işlem sayesinde hücre zarı çatlaması
engellenir, hücre öz suyunda küçük buz
kristalleri oluşur ve besin değeri kaybının
önüne geçilir. Kısaca; mevsiminde toplanmış,
besin değeri yüksek meyve/sebzeler,
besin değerini kaybetmeden, koruyucu veya
kimyasal madde eklenmeden, son kullanma
tarihine kadar rahatlıkla korunabilir. Bu da
başka bir hurafenin sonudur.
Hazır çorbalar geleneksel
kurutma yöntemiyle üretilir
Popüler hurafele alanlarından biri de kuru
çorbalardır. Aslında insanlık tarihinin bilinen
ilk kuru çorbası, bizim topraklarımızda
doğduğu tahmin edilen tarhanadır. Kuru
çorbaların üretim yöntemi de geleneksel
tarhana üretiminin neredeyse aynısıdır; kuru
çorbanın birkaç teknolojik ve hijyenik avantajını
saymazsak tabii... Sebzeler mevsiminde
toplanır, fabrikaya gelir, ayıklanır, yıkanır,
kesilip doğranır ve ardından su aktivitesi
herhangi bir bozulmaya olanak sağlamayacak
orana düşürülerek ayrı ayrı kurutulur.
Sonrasında öğütülen bileşenler istenen
formüle (aman formül dedim diye irkilmeyin
hemen, içine konacak bitki ve baharat
karışımlarından bahsediyorum sadece) göre
karıştırılır. Hava, ışık ve neme karşı koruyan
3 katmanlı ambalaja konur. Dolayısıyla koruyucu
kullanılmasına gerek olmadığı gibi,
Türk Gıda Kodeksi uyarınca koruyucu katkı
eklenmesi de yasaktır.
47
Bitki ve meyve çayları poşete
girer mi?
Mevsimine göre ister sıcak ister soğuk, bir
fincan dolusu bitki veya meyve çayı her içişimizde
kendimizi iyi ve zinde hissetmemize
yardımcı olur. Biz bitki ve meyve çayları
diyoruz ama aslında teknik olarak Camellia
sinensis bitkisinden üretilenlere çay denirken,
bunlara infüzyon (demleme) deniliyor.
Soğuk algınlığı, hazımsızlık, uykusuzluk,
gerginlik gibi durumlarda da yaygın olarak
tüketilen bu çaylardan yeşil çay, ıhlamur ve
adaçayı ülkemizde en çok tercih edilenlerin
başında geliyor. Form çaylar da çok revaçta.
Peki bu çaylar doğadan soframıza hangi
yolları geçerek geliyor?
Öncelikle, çay üretiminde kullanılan bitkilerin
tümü doğadan ya da tarımsal alanlardan
toplanırlar. Üreticiler kaliteli hammadde
temini (tohum seçimi, ekim rotasyonu, tarla
bakımı, hasat zamanı ve yöntemleri), hijyenik
üretim ve doğru bitki türlerinin kullanılmasını
hassasiyetle ele alırlar. Her aşamada
gerekli analizler (ağır metal, pestisit, mikrop
bulaşması, aflatoksin) yapılır. Oysaki aktar
ve benzeri açıkta satılan ürünlerde kalite,
üretim ve saklama koşulları, bulaşma,
böceklenme, doğru bitki türleri gibi pek çok
konuda soru işaretleri vardır. Bu nedenle
Fitoterapistler açıkta satılan ürünleri
tavsiye etmiyorlar. Ortaya koyduğu zindelik,
rahatlama, konsantrasyon, sağlık faydaları
ve çeşitli lezzet, koku seçenekleriyle uçsuz
bucaksız ve rengarenk bir dünya sunan bitki
ve meyve çaylarını yaz -kış güvenle tüketebilirsiniz.
Aslında daha anlatılacak çok şey var ama
hem sabrınız hem de yazıya ayrılacak alan
kısıtlı olduğu için burada bitirelim. İşte
görüyorsunuz ya, gıda ve beslenme alanında
hurafe çok ama bilimi takip ederseniz bunları
avlamak düşündüğünüz kadar zor değil.
Siz siz olun, bilimsel referanslı kurumsal
bilgilerden şaşmayın. Hem böylelikle ne
gıdalarımızla ilişkiniz ne de ağzınızın tadı
bozulur.
Yapım: İnci BAK Fotoğraflar: Murat ERDOĞAN
Yumurtalı çok
hızlı tarifler
Kendi küçük hüneri büyük yumurta gerek
kahvaltı, gerek ana ve ara öğünler olsun,
her öğünün vazgeçilmezi. Yumurtayı
seviyorsanız bu tariflerin hepsini de
seviyorsunuz demektir.
48
4
Kişilik
Yumurtalı Ekmek
Malzemeler:
• 6 dilim büyük boy tost ekmeği
• 3 adet yumurta
• 2 adet nohut büyüklüğünde
damla sakızı
• 1 su bardağı sıvı yağ
• 1 kase reçel
• 2 adet şeftali
• 1 yemek kaşığı toz şeker
• 1 tatlı kaşığı bal
Hazırlanışı:
Yumurtaları, havanda ezilmiş damla sakızlarını çukur ve geniş bir kapta (tost dilimi
sığacak şekilde) çırpın. Tost ekmeklerinin her dilimini kızartmadan önce bu karışıma
bulayın. Sıvı yağın yarısını tost ekmeğinin sığacağı şekilde orta boy bir tavada ısıtın.
Yumurtaya buladığınız ekmek diliminin fazla yumurtalarını süzün. Tavanın içine yerleştirin.
Her iki tarafını 3’er dakika arayla kızartın. Malzeme bitene kadar aynı şekilde
işleme devam edin. Sıvı yağ azaldıysa bir miktar daha sıvı yağ ekleyebilirsiniz. Kabuğunu
soyduğunuz şeftalileri dilimleyin ve şekerle birlikte küçük bir tavada 3-4 dakika
karamelize edin. Ocaktan alın. Servis tabağına üçgen şekilde ikiye kesilmiş yumurtalı
ekmekleri yerleştirin. Üzerine isteğe göre bal, karamelize şeftali ve reçelle birlikte
servis yapın.
Aklınızda bulunsun: Ekim ayında şeftali bulamazsanız dilimlenmiş muzla da hazırlayabilirsiniz.
Bunun için muz dilimlerini biraz daha az miktarda şekerle birlikte karamelize
edebilir, yumurtalı ekmeğinizi lezzetlendirebilirsiniz.
49
2
Kişilik
Soğanlı Yumurta
Malzemeler:
• 2-3 adet orta boy kırmızı soğan
(300-400 gram kadar)
• 1 yemek kaşığı tereyağı
• 2 yemek kaşığı sıvı yağ
• 1 çay bardağı su
• Tuz
• 3 adet yumurta
• 1 dal taze kekik (isteğe göre)
Hazırlanışı:
Kabuğunu soyduğunuz soğanları ay şeklinde ince ince doğrayın. Tuz
ekleyip avucunuzda iyice ovun. Tereyağı ile sıvı yağını tavada ısıtıp
soğanı ekleyin. Tavanın kapağını kapatın. Arada bir tavanın kapağını
açıp azar azar su ilave edip karıştırarak soğanların yumuşamasını
sağlayın. Bu süreç yaklaşık 15 dakikanızı alacaktır. Soğanlar iyice
yumuşayınca yumurtaları kırmak için öbekler açın. Yumurtaları bu
öbeklerin içine kırın. Tavanın kapağını kapatın, ateşi iyice kısın. 5
dakika pişirdikten sonra hemen servis yapın.
50
4-6
Kişilik
Yumurta, Patates ve Biber Triosu
Malzemeler:
• 1 adet büyük boy patates
(300-400 gram kadar)
• 2 dilim tost ekmeği
• 2 adet yumurta
• 6-7 adet kıl biber
• 1 yemek kaşığı krem peynir
• 1 yemek kaşığı tereyağı
Hazırlanışı:
Geniş bir döküm tavada tereyağını eritip küp şeklinde doğranmış patatesleri arada
bir karıştırarak kızartın. Bir kenarda da kıl biberleri közleyin. İki dilim tost ekmeklerinin
ortasına yumurta yerleştirmek için çay veya su bardağı ağzı ile bastırarak
ekmekleri çıkartın. Tost ekmeklerinin her iki tarafını aynı tavanın içinde kızarttıktan
sonra yumurtaları içine kırın. Patatesler kızarınca üzerine krem peynirden dökerek
tatlandırın. Aynı anda hemen servis yapın.
Editörün notu: Geniş bir döküm tepsiniz yoksa bu işlemi fırının ızgara bölümünde
de yapabilirsiniz. Fırında patatesleri aynı şekilde kızartacaksanız küp şeklinde
patatesleri doğradıktan sonra sıvı yağla harmanlayın, yağlı kağıt serili fırın tepsisine
yerleştirin, 15 dakikada patatesleriniz ve biberleriniz kızaracaktır.
52
1
Kişilik
Peynirli Menemen
Malzemeler:
• 1 adet küçük boy soğan
• 1 yemek kaşığı sıvı yağ
• 1 tatlı kaşığı tereyağı
• 2 adet orta boy domates
• 2 adet kıl biber
• 1 yemek kaşığı ufalanmış orta
yağlı beyaz peynir
• Taze çekilmiş karabiber
Hazırlanışı:
Yağları tavada ısıtıp çok ince zar şeklinde doğranmış soğanı ekleyin.
Soğanlar iyice yumuşayıp karamelize olana dek kavurun. Biberleri
ince ince kıyıp ekleyin. 1-2 kez çevirin. Suyu ve çekirdekleri temizlenip
zar şeklinde doğranmış domatesleri ilave edin. 10 dakika kadar
domatesler suyunu çekip pişince hafif çırpılmış yumurtaları dökün.
Karıştırmadan kapağına kapatın. Kısık ateşte, 3-4 dakika pişirin.
Ufalanmış peyniri ekleyip tekrar kapağını kapatın. 1 dakika sonra taze
çekilmiş karabiber serpip sıcak sıcak servis yapın.
54
.
Fotoğraflar: Hande GÖKSAN
Incecik hamur ile
neler yapılmaz ki?
İtalyanlar’ın incecik hamurlu ünlü ‘galette’ye benzer hamuru ile damak tadımıza en yakın
uyarlayabildiğim ve çeşitlendirdiğim lezzetler, çay ve kahve saatinize çok yakışacak…
4 Adet
İçin
Anjelik Erikli
Kalpten Turtalar
Malzemeler:
• 8 Türk kahvesi fincanı un
• 2 Türk kahvesi su
• 1 tatlı kaşığı elma sirkesi
• Bir tutam tuz
• 120 gram tereyağı
İç Malzemesi:
• 3 adet büyük boy Anjelik eriği
• 4 tatlı kaşığı toz şeker
• 1 çay kaşığı tarçın
Üzeri İçin:
• 1 adet yumurtanın sarısı
• 2 çay kaşığı toz şeker
Hazırlanışı:
Oda ısısında yumuşamış tereyağını mutfak robotuna alın.
Bir tutam tuzu, sirkeyi ve suyu ilave edip krem haline getirin.
Kontrollü olarak yavaş yavaş un ilave ederek yumuşak
ve ele yapışmayacak kıvamda bir hamur elde edin.
Hamuru iki yağlı kağıt arasına alın ve merdane yardımı
ile yemek tabağından biraz daha büyük ve ince bir hamur
elde edin. Hamuru açtıktan sonra bu şekilde (iki yağlı
kağıt arasında) buzluğa aktarın ve 10 dakika bekleyin.
İç malzemesi için; Anjelik erikleri ince ince dilimleyin.
Tarçını ekleyip harmanlayın.
Hamurun üzerindeki yağlı kağıdı alın. Hamurdan kalp
şeklindeki keskin kalıp yardımı ile orta boy hamurlar
elde edin. Kalp hamurlardan bir tanesini yağlı kağıt
serili fırın tepsisine yerleştirin. Üzerine tarçınlı erikler
yerleştirin. 1 tatlı kaşığı şekeri de meyvelerin üzerine
serpin. Daha sonra diğer kalp hamuru üzerine yerleştirin
ve kenarlarını elinizle veya çatalın ucuyla da bastırın ki
meyveler pişerken hamurdan sızmasın. Kalan kalp hamurları
da aynı şekilde tamamlayın. Üzerlerine yumurta
sarısı sürün, şeker serpin. 180 dereceye ayarlı fırında
yaklaşık yarım saat pişirin.
56
2
Kişilik
Erikli ve Muzlu Turta
Malzemeler:
• 4 Türk kahvesi fincanı un
• 1 Türk kahvesi su
• 2 çay kaşığı elma sirkesi
• Bir tutam tuz
• 60 gram tereyağı
İç Malzemesi İçin:
• 2 adet büyük boy Anjelik eriği
• 1 adet muz
• 2 yemek kaşığı damla çikolata
Üzeri İçin:
• 1 adet yumurtanın sarısı
• 1 yemek kaşığı pudra şekeri
Hazırlanışı:
Oda ısısında yumuşamış tereyağını mutfak robotuna alın. Bir tutam
tuzu, sirkeyi ve suyu ilave edip krem haline getirin. Kontrollü olarak
yavaş yavaş un ilave ederek yumuşak ve ele yapışmayacak kıvamda
bir hamur elde edin. Hamuru iki yağlı kağıt arasına alın ve merdane
yardımı ile kare şeklinde ve ince bir hamur elde edin. Hamuru açtıktan
sonra bu şekilde buzluğa aktarın ve 10 dakika bekleyin.
İç malzemesi için; Erikleri ve muzu küp şeklinde doğrayın. Damla
çikolata ekleyip harmanlayın. Hamurun yarısına iç malzemeyi yayın.
Hamuru malzemenin üzerine yerleştirin. Hamurun kenarlarını elinizle
veya çatalın ucuyla bastırarak yapıştırın. Hamurun üzerine yumurta sarısı
ile pudra şeker karışımı sostan fırça yardımı ile sürün. Daha sonra
bir bıçak yardımı ile üzerinde çapraz kesikler oluşturun. 180 dereceye
ayarlı fırında yaklaşık yarım saat pişirin.
57
Prodüksiyon: İnci BAK Fotoğraflar: Hande GÖKSAN
Nazlıhan AKÇAY
instagram: @nazzcake
Nazzcakes’in
hünerli ellerinden…
Kişiye özel pastalar tasarlayıp üreten Nazlıhan Akçay, dergimiz için her biri
mutlaka denenmeli dedirden rengarenk lezzetler hazırladı. İster çayınızın
yanında, ister kahvenizin yanında olsun bu lezzetlerin tadı da bambaşka…
4
Kişilik
Kıymalı Çörek Börek
Malzemeler:
Hamuru İçin:
• 1 su bardağı zeytinyağı
• ¾ su bardağı yoğurt
• 1 adet yumurta
• 4 su bardağı un
• 1 paket kabartma tozu
• Tuz
İç Malzemesi İçin:
• 200 gram dana kıyma
• 1 çorba kaşığı sıvı yağ
• 2 adet soğan
• 3 çorba kaşığı kuş üzümü
• Tuz, karabiber, pul biber
Üzeri İçin:
• 1 adet yumurtanın sarısı
• Çörekotu
Hazırlanışı:
Zeytinyağını, yoğurdu, yumurta akını, unu, tuzu ve kabartma
tozunu çukur bir kaba aktarın. Mikser yardımıyla, mikserin
karıştırma ucu ile veya elle yoğurarak oldukça yumuşak
kıvamlı bir hamur elde edin. Hamurun üzerini bir bezle örtüp
iç malzemeyi hazırlayana dek oda ısısında bekletin. Kıymalı
iç malzeme için; soğanları kıyıp 1 çorba kaşığı sıvı yağda
kavurun. Kıymayı ilave edip 4-5 dakika daha kavurun. En son
kuş üzümünü ve baharatını ekleyerek tatlandırın. İç malzeme
hazır. Dinlenen hamuru iki eşit parçaya bölün. Bir hamuru un
serpilmiş tezgahın üzerinde merdane yardımı ile açın ve kalıbın
kenarlarından dışa sarkacak şekilde yerleştirin. Hazırladığınız
iç malzemeyi hamurun üzerine yayıp kalan hamuru
da aynı şekilde açarak kalıptaki hamurun üzerine yerleştirin.
Kenarlarını parmaklarınızla bastırarak alt ve üst hamurun
birbirine yapışmasını sağlayın. Üzerine yumurta sarısı sürün,
çörekotu serpin. Önceden ısıtılmış 180 dereceye ayarlı fırında
üzeri iyice kızarıncaya kadar yaklaşık 30-40 dakika pişirin.
Sıcak veya ılık servis yapın.
58
24 Adet
Kiş İçin
Patlıcanlı Kiş
Malzemeler:
Hamuru İçin:
• 250 gram tereyağı
• 4,5 su bardağı un
• 1 kahve fincanı yoğurt
• 1 paket kabartma tozu
• Yarım limonun suyu
• Tuz
İç Malzeme:
• 4 adet patlıcan
• 1 su bardağı rendelenmiş
kaşar peyniri
Beşamel sosu için:
2 çorba kaşığı tereyağı
2 çorba kaşığı un
1,5 bardak süt
Tuz, karabiber
Hazırlanışı:
Patlıcanları içleri yumuşayana kadar közleyin. Kabuklarını soyup bıçak yardımıyla
ezerek püre kıvamına getirin. Diğer yandan ufak bir tencerede 2 çorba kaşığı tereyağını
eritin. 2 çorba kaşığı unu ekleyerek kısık ateşte 2 dakika kavurun. 1,5 bardak sütü azar
azar ekleyerek koyu kıvamlı bir sos elde edin. Tuzu, karabiberi ve közlemiş patlıcanları
ekleyerek karıştırın. Karışım oda ısısında soğuyunca rendelenmiş kaşar peynirini
ekleyin. Hamur karıştırma kabında tereyağını, elenmiş unu, yoğurdu, kabartma tozunu
ve tuzu pürüzsüz bir kıvam alana kadar yoğurun. Hamurdan mandalina büyüklüğünde
parçalar koparıp elinizle açarak küçük tart kalıplarına yerleştirin. Hazırladığınız iç malzemeden
bir kaşık yardımıyla hamurların üzerlerine paylaştırın. Önceden ısıtılmış 180
dereceye ayarlı fırında 30 dakika kadar pişirin. Sıcak veya ılık servis yapın.
59
8
Kişilik
Mürdüm Erikli Karamel Soslu
Cheesecake
Malzemeler:
Tabanı İçin:
• 2 paket yulaflı bisküvi
• 2 çorba kaşığı tereyağı
• 1 çay kaşığı tarçın
Peynir Kreması İçin:
• 300 gram labne peyniri
• 300 gram beyaz krem peynir
• 4 adet yumurta
• 1 su bardağı toz şeker
• 1 paket vanilya
Karamel Sos İçin:
• 100 gram toz şeker
• 120 gram tereyağı
• 100 ml. krema
• 10 adet taze mürdüm eriği
Hazırlanışı:
Yulaflı bisküvileri robotta ezerek toz haline getirin. Bir kaba alıp 2 çorba kaşığı, oda sıcaklığında
beklemiş tereyağı ve tarçını ekleyin. Bir çatal yardımıyla bisküvilere yedirin.
24 cm’lik kelepçeli kalıba yağlı kağıdı yerleştirin. Çorba kaşığının tersiyle bastırarak
bisküviden bir taban oluşturun. Bu şekilde buzdolabında 15-20 dakika bekletin.Diğer
yandan 300 gram labne ve 300 gram beyaz krem peynire toz şekeri ve vanilyayı ekleyip
düşük hızda çırpın. Şeker ve peynirler krema kıvamına geldiğinde en düşük hızda
yumurtaları teker teker ekleyin. Yumurtalar ve peynir kreması tamamen karıştığında
kremayı kelepçeli kalıbın içine dökün. Önceden ısıtılmış 180 dereye ayarlı fırında 30
dakika, sonra da ısıyı 150 dereceye düşürüp 30 dakika daha üzeri altın rengi olana
kadar pişirin. Cheesecake pişince fırının ısısını kapatın ve fırın kapağını aralayarak hiç
çıkarmadan ılınmaya bırakın. Ilınınca buzdolabına aktarın, en az 6 saat bekletin.
Karamel sos için; tercihen kalın tabanlı bir tencerede 100 gram şekeri yüksek ısıda
eritin. Şeker eriyince tereyağı ekleyin. Yağ eriyene kadar karıştırmaya devam edin.
Ocaktan alın. Kremayı ekleyin ve bir çırpıcı yardımıyla, sos pütürsüz bir kıvam elde
edene dek karıştırın. Sos ılınınca buzdolabında 1 saat bekletin. Eriklerin çekirdeklerini
çıkarıp dört parçaya bölün ve bir çorba kaşığı şeker ile tavada 3-4 dakika kadar hafifçe
pişirin. Buzdolabında soğuttuğunuz cheesecake’in üzerine karamel sosu dökün, erikleri
de yerleştirin. Dilimleyip servis yapın.
60
4-6
Kişilik
Şeftalili Mereng
Malzemeler:
• 3 adet yumurtanın akı
• 170 gram toz şeker
• 1 çorba kaşığı sirke
• 60 gram dövülmüş badem içi
• 1 tutam tuz
• 200 ml krema
• 2 paket labne peyniri
• 200 gram pudra şekeri
• 4 adet şeftali
• Kavrulmuş file badem
Hazırlanışı:
Geniş bir kapta 3 yumurta akını 170 gram şeker ile mikserin düşük hızıyla çırpın.
Şeker erimeye başlayınca hızını artırarak tuz ve sirkeyi ekleyin. Akışkan olmayan
sert ve koyu bir kıvama gelene kadar çırpın. Havanda dövülmüş bademi bir spatula
yardımıyla yavaşça karışıma ekleyin. Yağlı kağıt serili fırın tepsisine bir yemek tabağı
büyüklüğünde daire çizip karışımı bu daire içine yayın. Önceden ısıtılmış 180 dereceye
ayarlı fırında 60 -80 dakika civarında gevrek olana ve pembe bir renk alana kadar
pişirin. Fırından çıkarıp soğumaya bırakın. 200 gram labne ile pudra şekerini çukur
bir kapta mikserin düşük hızıyla çırpın. Ayrı bir kapta 200 ml. kremayı çırparak koyu
bir kıvama getirin. Her iki karışımı spatula yardımıyla birbirine yedirin. Buzdolabında
2 saat beklettikten sonra soğuttuğunuz merengin üzerine yerleştirin. Dilimlenmiş
taze şeftaliler ve kavrulmuş file bademle süsleyip servis edin.
61
6-8
Kişilik
İncirli ve Beyaz Çikolata Kremalı
Sonbahar Pastası
Malzemeler:
Pandispanyası İçin:
• 5 adet yumurta
• 1 su bardağı toz şeker
• 1,5 su bardağı un
• 1 paket kabartma tozu
• 1 paket vanilya
• 1 çay kaşığı tarçın
Kreması İçin:
• 2 adet yumurta
• Yarım litre süt
• 3 çorba kaşığı un
• 1 çay bardağı toz şeker
• 160 gram beyaz çikolata
• 8-10 adet taze incir
Hazırlanışı:
Pandispanya için; yumurtaları ve şekeri mikserin yüksek hızıyla, tamamen kabarıp
köpük kıvamına gelene kadar çırpın. Unu, kabartma tozunu ve tarçını eleyerek azar azar
karışıma ekleyin. Bir spatula yardımı ile alttan üste yavaşça karıştırarak birbirine yedirin.
Karışımı yağlı kağıt serilmiş kelepçeli kalıba aktarıp 160 derecede 30- 40 dakika pişirin.
Fırından çıkarıp soğumaya bırakın.
Kreması için; orta boy bir tencerede 2 adet yumurtayı ve 1 çay bardağı toz şekeri çırpıp 3
çorba kaşığı unu ekleyin. Macun kıvamına gelince yarım litre sütü ekleyin. Sürekli karıştırarak
muhallebi kıvamına gelene kadar pişirin. Ocaktan alın, bıçak yardımıyla ufak parçalara
böldüğünüz 160 gram beyaz çikolatayı sıcak kremaya ekleyin ve erimesini sağlayın.
Kremanın üzerini hava almaması için tamamen kapatacak şekilde streç filmle kaplayın.
Böylece kremanın üzeri soğuma aşamasında kalınlaşmayacak ve krema pütürsüz olacaktır.
En az 3 saat buzdolabında soğumaya bırakın. Pişen pandispanyayı enine 3 eşit parçaya
kesin. Kremayı her katın arasına eşit miktarda spatula yardımı ile sürün. Pastanın üzerini
taze incirlerle süsleyin.
62
Öneri
Yorum
Reha TARTICI
rtartici@gmail.com
Bir
Nişantaşı
klasiği
Glens İstanbul
Mayıs 2018’in sonunda açılan Glens İstanbul’un kurulma fikri, iyi yemek,
iyi ambiyans ve iyi müziğin birleştiği, günün her saati sosyalleşmek
ve iyi vakit geçirmek için uğranabilecek ideal bir adres olmak
üzerine şekillenmiş. Mekan, gündüzden geceye, günün her anına
dokunan bir konsept sunuyor. Glens’in menüsü İtalyan ağırlıklı Akdeniz
mutfağı üzerine kurulu. Mutfağın başında ülkemizin yetiştirdiği
en başarılı Executive Chef’lerden biri olan Murat Taşdemir var. Bir
dönem İtalya’da yaşayan Murat Şef, Michelin yıldızlı şeflerle birlikte
çalışarak o güne kadar elde ettiği tecrübe ve deneyime derinlik
kazandırmış. Oluşturduğu yeni menüde yer alan lezzetlerde de bu
dönemin izlerini hemen hissediyorsunuz. Tüm yemekler İtalya’daki
orijinalleri ile aynı tada sahip. Bu farkı İstanbul’daki pek çok İtalyan
lokantasında maalesef bulamıyoruz. Çünkü kullanılan malzemeler
en iyi İtalyan lezzetini verebilmek için olması gereken yerden yani
İtalya’dan getiriliyor.
Murat Şef’in yeni menüsünde dikkatimi çeken lezzetlere gelince.
Başlangıç olarak ravioli şeklinde kapatılmış içinde ricotta peyniri bulunan
“Mango ve Pancar Dilimleri” ile brunoise şeklinde doğranmış
somonların avokado dilimlerine sarılarak çıtır milföy üzerinde servis
edildiği “Somon Gravlax”ı sayabilirim. Menü İtalyan mutfağı ağırlıklı
olunca makarnaların tadına bakmadan olmaz. Hamuru semolina unu
ile hazırlanan “Stracci”yi oldukça etkileyici buldum. Ana yemek olarak
şefin sihirli dokunuşları sonrasında havuç püresi, kestane mantarı
ve niyokkilerle servis edilen “Preslenmiş Kuzu İncikli Yahni”yi
tercih ettim. Deneyimlediğim diğer lezzetler gibi ana yemeğinde hem
göze hem de mideye hitap ettiğini belirtmemde fayda var.
Bu arada Glens’in menüsünde yer alan pizzalar için özel bir parantez
açmam lazım. Formülünü sır gibi sakladıkları 72 saat fermante
edilen hamurun lezzeti baş döndürücü. Napoli usulü pizzalar arasında
favorim kesinlikle “Porçini Mantarlı Pizza”. Meknın zengin ve
lezzetleriyle baş döndüren menüsünde tercihiniz ne olursa olsun
bu ayrıcalıklı deneyime noktayı “Çilekli Panna Cotta” ile “Chocolat
Mousse”un muhteşem uyumu ile koymanızı tavsiye ediyorum. Bu
şahane finalin damağınızda koparacağı fırtınanın etkisinin bir sonraki
ziyaretinize kadar devam edeceğine eminim. Kusursuz hizmet
anlayışı, şık dekorasyonu ve gerçek İtalyan lezzetlerine yer verdiği
kendine has mutfağıyla İstanbul’un önde gelen adresleri arasında yer
alan Glens İstanbul’un ayrıcalıklı lezzetlerini denemek için kendinize
zaman ayırmalısınız.
Executive Chef Murat Taşdemir
64
Aşktan doğan
Ranchero sevgiyle
büyümeye devam ediyor…
En sevdiğim lezzetlerin buluşma noktası olan Meksika mutfağı denince
hiç şüphe yok ki, pek çok kişinin aklına ilk olarak et ve acı gelir.
Peki Meksika mutfağının geçmişi nerelere dayanıyor? Dünya üzerinde
en çok sevilen mutfaklar arasında ön sıralarda yer alan Meksika
mutfağı yaklaşık sekiz bin yıllık bir geçmişe sahip. Bu kadar köklü
bir geçmişe sahip olan bu mutfak kültürü önce Meksika yerlilerinin
(Aztekler, Zapotekler, Otomiler, Purepeşalar, Haustekler, Raramuriler,
Mayalar vb.) sonrasında ise Amerika’nın keşfiyle birlikte İspanyol,
Arap, İtalyan ve Fransız mutfaklarının etkisi altına girmiş. Bu kadar
yoğun etkileşim Meksika mutfak kültürünü daha da zenginleştirerek
derinlik kazandırmış. Dünyanın hangi noktasındaki temsilcisine giderseniz
gidin, bu zenginlik ve derinliği neredeyse servis edilen her
yemeğin lezzeti ve sunumunda iliklerinize kadar hissediyorsunuz.
Meksika’dan Türkiye’ye uzanan tutkulu bir aşk hikayesinden doğan
Ranchero’nun ilk restoranı Tanyeri ve Gonzalez aileleri tarafından
2005 yılında Suadiye’de açılmış. O günden bugüne giderek büyüyen
ve şubeleşen Ranchero, gittiği her yere değişmez kuralları misafirperverlik,
lezzet ve hijyeni de beraberinde götürüyor. Özellikle pandemi
sonrası yeni normalde hijyen konusunda aldıkları ekstra önlemler
ve gösterdikleri hassasiyetle dikkatimi çektiler. Lezzet konusundaki
hassasiyetleri menüyü giderek zenginleştiriyor. Her yıl menüye eklenen
yeni seçenekler Meksika mutfağının ülkemizde daha iyi tanınmasında
da önemli rol oynuyor.
Daha önce bu ülkeye gitmeyenlerin bile Meksika havası soluyabileceği
özgün bir ambiyansa sahip olan Ranchero menüsündeki “Enchiladas
De Cozumel”, “Chimichanga” ve “Fajita Championes” benim
favorilerim arasında ön sıralarda yer alıyor. İstanbul ve Ankara’da
yaşıyorsanız binlerce yıllık geçmişe sahip Meksika mutfağının, birbirinden
özel soslarla hazırlanmış yemeklerinden tatmak için, okyanus
ötesine kadar gitmenize gerek yok. Ranchero’nun yeni açılan Ankara
Maidan şubesinin yanı sıra İstanbul’un her iki yakasındaki Suadiye,
Nişantaşı Reasürans ve Watergarden Ataşehir şubelerinden birine
uğrayarak farklı bir lezzet yolculuğu yaşayabilirsiniz.
65
ALIŞVERİŞSEPETİ
Işıldayacaksınız
Dünyaca ünlü saat markalarının Türkiye’deki tek
yetkili distribütörü Saat&Saat farkıyla sunulan
Guess’in yeni modeli, tasarımındaki ışıltılı ve
lüks dokunuşlarla kadınlara stilindeki iddiasını
gözler önüne serme fırsatını sunuyor.
Son derece iddialı bir tasarıma sahip saatin
ışıltılı baget taşlarla süslü, üç boyutlu bir
görüntüye sahip kadranı göz alıcı bir şıklık
sergiliyor. Saatin yine ışıltılı detayların hakim
olduğu kasası, ihtişamlı görüntüyü taçlandırıyor.
Saatin silikon kayışı ise zıtlıkların uyumunu
gözler önüne seriyor. Guess’in birbirinden
şık tasarımlara sahip zengin saat koleksiyonu,
Saat&Saat mağazalarında ve web adresinde
saat severlerin beğenisine sunuluyor.
7 günde yenilenmiş cilt etkisi
Cildimiz hava kirliliği, zararlı güneş ışınlarına
maruz kalma ve rüzgâr gibi dış etkenler
nedeniyle direkt ya da dolaylı olarak sağlıklı
ve ışıltılı görünümünü zamanla kaybedebiliyor.
Dış etkenlerin yanı sıra yaş aldıkça
cilt günden güne daha soluk bir görünüme
sahip oluyor ve ince çizgiler, kırışıklıklar ve
lekeler daha belirgin hale geliyor. Formulündeki
glikolik asit formülü ile cildin
yenilenmesini sağlayan Revitalift Lazer X3
7 Günlük Kür Peeling Etkili Ampul, cildi
sıkılaştırarak ince çizgilerin görünümünü
azaltıyor ve leke görünümünü azaltarak
yenilenmiş bir cilt görünümüne sahip olma
fırsatı sunuyor. Glikolik asit dermatoloji
alanında yaygın bir şekilde biliniyor. %10
glikolik asit içeren formülü daha da zenginleştirmek
için hyaluronik asit ve gliserin
gibi etkili içeriklerin de eklenmesi ile Revitalift
Lazer x3 Peeling Etkili Ampul cildinizin
genç ve ışıl ışıl kalmasını sağlıyor.
Evinizi sonbahara hazırlıyor
Ev ve yaşama dair binlerce fikir sunan Paşabahçe Mağazaları,
sonbaharın gelişiyle evinde ufak dokunuşlar yapmak isteyenlere
birbirinden farklı alternatifler sunuyor. Toprak tonlarının sıcaklığıyla
sonbaharı karşılayan Paşabahçe Mağazaları’nda sepetlerden
saksılara, kaselerden kupalara, demliklerden mumluklara
kadar evleri güzelleştirecek yüzlerce ürün alternatifi bulunuyor.
Gücünü siyah ve beyazın asaletinden alan Tokyo sepetler ve Mozaik
Terra Cotta saksılar ev dekorasyonunda ufak dokunuşlarla
büyük değişiklikler ortaya koyuyor. Elips Metal Mumluk ve Dome
Tealight Mumluk, evleri ve yaşam alanlarını mum ışıklarıyla aydınlatarak
daha romantik ve sıcak bir ortama dönüştürüyor. Toprak
renkleriyle öne çıkan Stone Seramik kupalar serin havalarda
kahve keyfini ikiye katlarken, Herbal-Theraphy Demlikler ortama
daha sıcak ve huzurlu bir hava veriyor.
Şehre dönüşün
tadını çıkarın!
Attığı güçlü adımlarla her ortamda
kendinden söz ettiren
kadınlardan aldığı ilhamla
koleksiyonlar hazırlayan Nine
West, yeni sezona hızlı bir
giriş yapıyor. Sonbaharla birlikte
ayakkabılar başta olmak
üzere tüm gardırop yerini
mevsime uygun kıyafetlere
bırakıyor. Sonbahar ve kış
aylarının vazgeçilmezleri
arasında bulunan botlar
ise kadınların favorisi
olarak öne çıkıyor. Nine
West’in birbirinden güzel
botları ile şehre dönüşün tadını çıkarın! Şıklığıyla ve kalitesiyle
ön plana çıkan Nine West’in yeni sezon ürünleri; tasarımıyla ve
moda trendlerini yansıtan detaylarıyla sonbahar stiline iddialı bir
dokunuş yapıyor.
Işıltıya davet
Kadın ve erkeklerin
ortak sorunu
olan siyah noktalar
konusunda çözüm
sunan Polosmart
PSC06 Vakumlu Siyah
Nokta Temizleyici, pratik
kullanımıyla cilt bakım
rutininize yeni bir boyut getiriyor.
Yüksek vakum gücü sayesinde cilt
üzerinde gözenekleri tıkayan siyah nokta
ve yağ birikintilerini haznesine vakumlayan
ve bu sayede cildi siyah noktalardan arındıran
ürün, cilt üzerindeki kan dolaşımını da artırarak
cildin daha canlı gözükmesine destek oluyor. Altı
farklı başlığı ile cildin ihtiyacı olan tüm yüz temizliğini
gerçekleştiren ürün, cilt tipine göre ayarlanabilen mod seçimiyle
de fark oluşturuyor. Kuru, karma ve yağlı ciltlere göre ayarlanabilen
3 farklı modu ile cilt tipine uygun seçenekler sunan ürün,
şarjlı olması sayesinde rahat kullanım sunuyor ve dilediğiniz yere
taşınma imkanı tanıyor. En iyi sonucu almak için duş, banyo ya
da 5 dakika sıcak havlu uyguladıktan sonra kullanılması tavsiye
edilen ürünün direkt kuru cilde uygulanılması önerilmiyor.
66