Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
SANTRAL
Fotoğraftaki
gibi olma isteği
hastalık oldu
Snapchat
Dysmorphia
hia
Tarih
Duvarların
arasındaki ölümler:
AUSCHWITZ
Portre
İlginç Bir
Resim Serüveni:
HERMANN HESSE
SANTRAL Life
Moda, sanat ve
spor dünyasından
gelişmeler
TÜRKİYE’NİN EN DİJİTAL MEDYA GRUBU
dijiPub’TAN MUHTEŞEM BİR FIRSATLAR
REKLAM REZERVASYON
reklam@dijipub.com
kubranur.gedik@dijipub.com
dijiPub
Başlarken
YAPAY YÜZLER VE YAPAY
KİMLİKLER ÇAĞI:
FİTRE UYGULAMALARI
Sevgili SANTRAL okuyucuları bu sayıda sizlere zengin içerikler
sunmaya gayret ettik. Bu haftaki dosya konumuz giderek
yaygınlaşan ve tek tip görsellerin ortaya çıkmasına sebep olan
filtre uygulamaları. Filtre uygulamaları ile insanlar yüzlerini
değiştirebilir ve yeni bir görsel kimlikle sosyal medya
mecralarında boy gösterebiliyor. Bu yeniliği oluşturma
isteğinin gerçekliği ve işlevselliğinin ne kadar işe yaradığı
tartışma konusudur. Şu çok açık ki insanlar bu uygulamalarda
kendileri değiller. 1960’lardan sonra başta Amerika’da olmak
üzere çağdaş tiyatronun sahnelenmesi de kısmen bu mantığa
dayanarak başlar. İnsanlar günlük yaşamlarında bir sürü
maske takarlar ve gerçek yüzlerini gizlerler. Çağdaş tiyatroda
bu yüzden yüksek loş bir ışık ve az dekor kullanılır. Dekorun az
olması ve ışığın loş olması karakterlerin çıplaklığını ortaya
koyan bir metafora dönüşür. Bu amaçla insanların günlük
yaşamdaki maskeleri düşürülür ve kişi tamamen kendisi olarak
sahnede var olur . Dosya konumuzda ele aldığımız Snapchat
Dysmorphia ise daha çok bu uygulamaların getirmiş olduğu
çeşitli bağımlılık ve saplantıları incelemek oldu. Giderek
yaygınlaşan ve ileride daha farklı hastalık ve takıntıların ortaya
çıkması aşikâr olan bu uygulamaların nasıl bir zemin ve tehlike
arz ettiği irdelenmesi gereken bir konu.
Tarih sayfasında yazarımız Merve Şişman, Auschwitz Toplama
Kampı’ndaki insanlık tarihinin en karanlık katliamlarını ele aldı.
Moda köşesinde ise Işılay Özge Vuran çok para harcamadan
şık olmanın tüyolarını sizler için yazdı. Türk futbolunun
yaşadığı yayın krizini spor yazarımız Yusuf Başyeşil zengin
veriler ışığında sizler için yazdı. SANTRAL’in geleneksel Doğu-
Batı köşesinde yazarımız Osman Kılıç bu hafta Doğu ve Batı
arasındaki ironik çelişkileri yazdı.
Santral her gün giderek daha çok okura ulaşıyor ve kalitesini
her sayıda üstüne koyarak artırmaya gayret ediyor. Geçen
hafta söylediğim gibi ‘Kervan yolda düzülür’ ve Santral her
sayısında üstüne koyarak ilerlemeye devam edecek. Keyifli
okumalar.
Türkiye’nin ilk ve tek
dijital haber dergisi
SANTRAL
Yıl: 1 Sayı: 14
SAHİBİ
dijiPub adına
Hatice Kılıç
Genel Yayın
Yönetmeni
Nesrullah Hasdemir
Yazarlar
Yusuf Başyeşil
(Spor)
Işılay Vuran
(Moda)
Merve Şişman
(Araştırma)
Aslıhan A. Türker
(Müzik)
Osman Kılıç
SANTRAL’de yayınlanan
özel haberler kaynak
gösterilmeden
kullanılamaz. Yazılarla ilgili
her türlü sorumluluk yazara
aittir, diğer her türlü
sorumluluk kurumu bağlar.
Reklam İletişim
Kübra Nur Gedik
kubranur.gedik@dijipub.com
reklam@dijipub.com
İletişim/ Adres
Güneşli Mahallesi, Gül
Sokak, Polat Apartmanı,
Kat: 3, Daire: 7,
Bağcılar/İstanbul
iletisim@dijipub.com
santraldergi santralturkiye
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 3
İçindekiler
DOSYA
PORTRE
TARİH
DOĞU BATI SENTEZİ
/OSMAN KILIÇ
MODA
/IŞILAY VURAN
SPOR
/YUSUF BAŞYEŞİL
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 4
Haftanın Özeti
GÜNDEM
Covid-19 verilerinin derlendiği "Worldometer" internet sitesine göre,
virüse yakalananların sayısı 30 milyon 36 bin 868 sayısına ulaştı.
Vakaların en fazla görüldüğü ABD'de 6 milyon 828 bin 301 kişi koronavirüse
yakalandı. ABD'nin ardından en fazla vaka görülen ilk 10 ülke
sırasıyla; Hindistan (5 milyon 118 bin 253), Brezilya (4 milyon 421
bin 686), Rusya (1 milyon 79 bin 519), Peru (744 bin 400), Kolombiya
(736 bin 377), Meksika (680 bin 931), Güney Afrika (653 bin 444), İspanya
( 614 bin 360), Arjantin (589 bin 12) ve Şili (439 bin 287) oldu.
Türkiye'de ise vaka sayısı 296 bin 391'e ulaştı. Dünya genelinde salgın
nedeniyle 945 bin 92 kişi yaşamını yitirdi. Salgına yakalanan 21 milyon 804 bin
30 kişi ise iyileşti, halen tedavisi süren 7 milyon 287 bin 746 kişi bulunuyor.
Aleyna Çakır'ın ölümünün ardından şüpheli
olarak ifadesi alınan Ümit Can Uygun'un
annesi Gülay Uygun, Ankara Keçiören'de
kafasından silahla vurulmuş halde bulundu.
Olay yerinde hayatını kaybettiği anlaşılan
Gülay Uygun'un intihar
ettiği ihtimali ü-
zerinde duruluyor.
Haberi alıp olay yerine
gelen eşi Durak
ve oğlu Ümit Can
Uygun ise intihardan
Müge Anlı’yı ve ekibini
sorumlu tuttu.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nde a-
lınan karar ile yıllardır İBB’nin sübvanse ettiği
özel halk otobüsleri İETT çatısı altında birleştirildi.
Ayrıca bundan sonra İstanbul’daki tüm
otobüsler tek renk olacak. İBB’nin sübvansiyon
ödemeleri kalkacak, otobüslerin gelir
garantisi olacak. Böylece İETT’nin düzenlediği
sefer sayıları da artmış olacak.
Yüz yüze eğitimin başlamasına günler kala, velilerin kafasındaki
soru işaretlerine Milli Eğitim Bakanlığı'ndan yanıtlar
geldi. Buna göre, okul öncesi eğitim kurumlarında 30’ar dakikalık
5 etkinlik saati olacak şekilde 1 gün, İlkokul 1. Sınıflarda
ise 30’ar dakikalık 5 ders saati ve aralarda 10’ar dakikalık
teneffüsler olacak şekilde 1 gün üzerinden planlanacak.
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 5
Haftanın Özeti
GÜNDEM
Komşusunu darbettiği gerekçesiyle adliyeye
getirilen şarkıcı Halil Sezai Paracıkoğlu, "silahla
kasten yaralama" suçundan tutuklandı. Paracıkoğlu,
avukatı ve polis eşliğinde
Anadolu Adalet Sarayı'na
getirildi. Basın Suçları Soruşturma
Bürosunda savcılık
tarafından ifadesi alınan
Paracıkoğlu’nun "silahla
kasten yaralama" ve "silahla
tehdit" suçlarından
tutuklanması talebiyle
nöbetçi sulh ceza hekimliğine
sevk edildi.
Tarım ve Orman Bakanlığı ilaç etken maddesi
karıştırılan, taklit ve tağşiş (içine başka
madde karıştırılan) yapıldığı tespit edilen
ürünlerin ve firmaların listesini iki gün önce
kamuoyuyla paylaştı. Paylaşılan ürünlerden
birinin BİM'de satılan ballardan biri olması
dikkat çekti. Gelen tepkilerin ardından
BİM'den bugün yapılan açıklamada; "Mevcut
ürün analizlerinde hiçbir
sorun çıkmamasına
rağmen, ihtiyaten
bu üretici ile ticari ilişki
sonlandırılmıştır" dendi.
Covid-19 virüsünü %99.99 oranında yok ettiği iddia edilen kumaş
Bursa’da Ebruzen Tektstil tarafından üretildi. Yaklaşık 15 yıldır teknik
ve fonksiyonel tekstil üzerine faaliyet gösteren Bursa merkezli
Ebruzen Tekstil'de üretilen kumaşın Covid 19 virüsüyle yapılan laboratuvar
testleri başarıyla sonuçlandığı açıklandı.
Ebruzen Tekstil Ceo'su Tekstil Mühendisi Sadık Kutlucan, “Dünyada
tekstil üzerindeki antiviral aktiviteyi ölçmekte kullanılan EN 18184
standartlarına göre ürettiğimiz antiviral kumaşımız Covid 19 virüsüyle
teste tabii tutuldu. Ürettiğimiz ve Neutron adını verdiğimiz
kumaşın yüzeyine bırakılan Covid19 virüslerinin EN 18184 standardı
uyarınca ilk 2 saatte %99,99 oranında yok olduğu belirlendi.
Bu test birkaç milyon Covid 19 virüsü ile yapıldı. Neutron Covid 19
süreciyle mücadelede önemli bir kilometre taşı olacak" dedi.
Netflix’te yayınlanan ve çocuk istismarı sahneleri
içeren "Minnoşlar (Cuties)" filmi nedeniyle
aboneliğini iptal edilen kişilerin sayısı,
önceki 30 güne kıyasla
son 5 günde 5
kat artış kaydetti.
Nutella, ABD'de Twitter'dan sorulan "Ürünleriniz
helal mi" sorusuna resmi hesabı üzerinden
"Hayır helal değil" yanıtını vermişti. Yaşanan
gelişme üzerine Nutella Türkiye'den de
konuya dair bir açıklama geldi. Şirket, "Dünya
çapında satılan bütün Nutella ürünleri helal
tüketime uygundur” açıklamasında bulundu.
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 6
Haftanın Özeti
EKONOMİ
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın
(TCMB) ortak çalışmasının sonuçlarına göre, 2019 yılında en yüksek
net kâr imalat sektöründe elde edilirken, en çok net zarar eğitim sektöründe
yaşandı. Firmaların toplulaştırılmış gelir tablosu verisine göre,
sektörlerin toplulaştırılmış dönem net karı 249 milyar 333 milyon lira o-
larak gerçekleşti. İmalat sektörü 118 milyar 249 milyon lira ile en yüksek
net kar elde eden sektör olurken, toptan ve perakende ticaret; motorlu
kara taşıtlarının ve motosikletlerin onarımı sektörü 42 milyar 95 milyon
lira; mesleki, bilimsel ve teknik faaliyetler sektörü ise 21 milyar 10 milyon
lira net kar elde etti. Eğitim sektörü ise 2019 yılını 1 milyar 402 milyon lira
ve gayrimenkul sektörü 1 milyar 240 milyon lira net zarar ile tamamladı.
Türksat’ın yeni uydusu TURKSAT 5A, 30 Kasım’da
uzaya gönderecek. Yeni uyduyu ünlü
girişimci Elon Musk’ın şirketi SpaceX, Florida’daki
Cape Canaveral Hava Üssü’nden
fırlatacak. Ulaştırma Bakanı
Adil Karaismailoğlu, SpaceX´in 30
Kasım´daki Türkiye görevini sosyal
medyadan açıklayarak duyurdu.
Bakan Karaismailoğlu “Gökyüzünde
dengeleri değiştiriyorruz!
Türkiye’mizin karada,
havada, denizde sahip olduğu
büyük vizyonu uzaya
taşıyoruz” şeklinde konuştu.
Sadece İstanbul’da, ağustos ayı sonu itibarıyla
ilk 8 aylık dönemde 236,5 milyar TL
vergi tahsil edildi. Vergi gelirlerinde yıllık
yüzde 52,8, aylık 43,5 oranında artış yaşandı.
Gelir ve kazanç üzerinden alınan
vergiler yüzde 40,8, Özel Tüketim Vergisi
(ÖTV) geliri ise yüzde 94,7 oranında arttı.
Merhum iş adamı Vehbi Koç'un kızı ve Koç Holding'in eski
Başkan Vekili Suna Kıraç 79 yaşında hayatını kaybetti. Kıraç'ın
cenazesi Marmara İlahiyat Camii’nde kılınan cenaze
namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı’ndaki Aile Kabristanı’na
defnedildi. Kıraç, 2000 yılından beridir Amyotrofik
lateral skleroz (ALS) hastalığı ile mücadele ediyordu.
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 7
Haftanın Özeti
EKONOMİ
Türk ilaç şirketi Abdi İbrahim, solunum yolları
ve üriner sistem alanında ilaçlar geliştiren ve
önde gelen biyoteknolojik ilaç şirketlerinden
birisi olan İsviçreli OM Pharma'yı İsviçreli bir
ortak girişim grubu ile satın aldı. Toplam 500
milyon İsviçre Frankı (4,2 milyar TL) bedelle
satın alınan OM Pharma'nın yüzde 28,5
hissesi, işlem sonrası Abdi İbrahim'in oldu.
Faizsiz Elbirliği Sistemi ile Türkiye’de araç ve
konut pazarında hizmet veren Eminevim,
yaz sezonunu kapsayan üç aylık döneme 6
bin 728 teslimat sığdırdı. Emin Grup Kurumsal
İletişim ve Marka Yönetimi Direktörü
Mustafa K. Daldal, üç ayda yapılan teslimatlarla
araç ve konutta 925 milyon TL’lik
teslimata imza attıklarını açıkladı.
Kredi dereceledirme kuruluşu Moody’s, geçen hafta Türkiye’nin
kredi notunu indirmesi sonrası şimdi de 13 Türk bankasının kredi
ve diğer notlarını düşürdü. Moody’s’in yayımladığı değerlendirmeye
göre bankaların kredi notu görünümünü “negatif” oldu.
Kuruluş 12 bankanın uzun vadeli döviz cinsi mevduat notunu, altı
bankanın karşı taraf risk notunu ve bir bankanın uzun vadeli kredi
notunu bir kademe indirdi. Notu indirilen bankalar arasında
Akbank, Türk Ekonomi Bankası, Garanti Bankası, Denizbank,
HSBC, QNB Finansbank, Ziraat Bankası, Eximbank, Alternatifbank,
Halk Bankası, İş Bankası, Vakıflar Bankası ve Yapı Kredi
bankaları yer alıyor.
ABD Merkez Bankası Fed, faiz kararıyla ilgili a-
çıklamada bulundu. Federal Açık Piyasa Komitesi
toplantısında faizler değiştirilmedi ve politika
faizi yüzde 0 - 0.25 aralığında sabit tutuldu.
Türkiye genelinde bu yıl
satılan konut sayısında 1 milyon
sınırı ağustos ayında aşıldı.
Ağustos ayında satılan 170
bin 408 konut ile Ocak-Ağustos
döneminde yıllık bazda
yüzde 42,6 artışla top-lam 1
milyon 24 bin 534 konut
satışı gerçekleşti.
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 8
Haftanın Özeti
POLİTİKA
Devlet Övünç Madalyası Töreni’nde konuşan Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan Doğu Akdeniz’le ilgili
açıklamalarda bulundu. Erdoğan, “Doğu Akdeniz'de
ülkemizin ve KKTC'nin uluslararası hukuktan doğan
meşru haklarına sonuna kadar savunuyoruz. Akdeniz'de
en uzun sahil şeridine sahip ülkemizi sahillerimize
hapsetmesine izin vermeyeceğiz. Türkiye'nin şantaj ve
haydutluğa boyun eğmeyeceği artık konunun tüm
muhatapları tarafından anlaşılmıştır. Son günlerde
diplomasi masasının öne çıkarılması ülkemizin vakarlı
duruşunun sonucudur” şeklinde konuştu.
Habertürk TV’ye konuk olan DEVA Partisi
Genel Başkanı Ali Babacan, ittifak tartışmalarına
ilişkin açıklamalarda bulundu. İttifak
arayışında olmadıklarını belirten Babacan,
kendi özgün siyasetlerini inşa etmeye
çalıştıklarını dile getirdi
Babacan, Kendi özgün
siyasi kimliğimizi inşaa
etmekle meşgulüz. Herhangi
bir ittifak arayışı
içinde olmamız kimliğimize
zarar verir. İttifak
tartışmasının tamamen
dışındayız" diye konuştu.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu,
koronavirüs salgınıyla ilgili, "Açıklama
yapan bakanlık da inandırıcı olmadığının
farkında. Sağlık Bakanlığı’nı bir an
önce gerçek rakamları paylaşmaya, vaka ve
ölüm sayıları üzerinde sır perdesini aralamaya,
hükümeti de il, bölge ve yaş eksenli
ayrıntılı bir strateji geliştirmeye davet e-
diyorum" değerlendirmede bulundu.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) lideri Kemal Kılıçdaroğlu, pandemi sürecinde
eğitimdeki sorunların çözümüne yönelik önerilerini açıkladı.
Düzenlediği basın toplantısında iktidara çağrı yapan Kılıçdaroğlu,
"CHP olarak biz, belediye başkanlarımızla her türlü fedakârlığı yapmaya
hazırız. Önümüze engel çıkarmasınlar" dedi. Açıklama sonrası
CHP’li belediyelerden de somut adımlar gelmeye başladı.
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 9
Haftanın Özeti
DÜNYA
Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta 4 Ağustos'ta meydana gelen
patlama dünya kamuoyunu derinden sarstı. 170’ten fazla
insanın hayatını kaybettiği patlamanın sebebinin 2 bin 750
ton amonyum nitrat olduğu açıklanmıştı. 6 yıldır depoda
olan maddenin depolandığı farklı noktalar da dünya medyasının
gündemine geldi. ABD medyasına konuşan ABD
Dışişleri Bakanlığı’na bağlı terörle mücadele birimi koordinatörü
Nathan Sales, Hizbullah militanlarının Avrupa’nın
birçok ülkesinde amonyum nitrat depoladığını öne sürdü.
Sales, geçmişte Belçika’dan Fransa, Yunanistan, İtalya, İspanya
ve İsviçre’ye sevkiyatlar yapıldığını iddia etti.
İsrail'in Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn
ile ilişkileri normalleştirme anlaşması, Beyaz
Saray'da imzalanarak kamuoyuna duyuruldu.
ABD Başkanı Donald Trump, İsrail ile
BAE arasında imzalanacak normalleşme anlaşmasına
5-6 ülkenin daha katılabileceğini
söyledi. Öte yandan İsrail
ile Birleşik Arap E-
mirlikleri (BAE) arasında
imzalanacak normalleşme
anlaşmasına karşı
Beyaz Saray yakınlarında
protesto ve eylemler
gerçekleştirilmişti.
Avrupa Birliği yetkililerinden Türkiye'yle ilgili
ardı ardına açıklamalar gelmeye devam
ediyor. AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi
Josep Borrell'den sonra AB Komisyonu
Ursula von der Leyen de Doğu Akdeniz'deki
krize ilişkin
açıklamalarda bulundu.
Von der Leyen,
"Türkiye ö-
nemli bir komşu
ancak aramızdaki
mesafe giderek
artıyor" şeklinde
konuştu.
Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada
Bakan Mevlüt Çavuşoğlu’nun ABD Dışişleri
Bakanı Mike Pompeo ile görüştüğü belirtildi.
Söz konusu görüşmede Çavuşoğlu'nun ABD'li
mevkidaşı ile Doğu Akdeniz ve Kıbrıs konularını
ele aldığı açıklandı.
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 10
K E S İ T
“
”
SON BAKIŞ
Henüz 17 yaşındaydı.
Kendince bir devrimci,
dönemin bazı bağnaz
gazetelerine ve
siyasetçilerine göre ise
teröristti. Eren, yaşı
henüz tutmadığı için yaşı
büyütülerek darbe
yönetimi tarafından
idama mahkûm edildi.
Ondan geriye son
bakıştaki o gözler kaldı
aklımızda…
”
DOSYA
Sosyal Medya Filtreleri Hastalığa Dönüşüyor
SNAPCHAT DYSMORPHIA
Son yıllarda giderek yaygınlaşan fotoğraf filtre
ve efektleri kullanıcıların bu sanal
görüntülerdeki gibi görünme isteğini arttırmış
durumda. Araştırmalara göre birçok kişi
kullandıkları efektlere benzemek için cerrahi
operasyon yaptırtmak arayışına girişiyor.
Sosyal medyanın hayatımıza girmesiyle fotoğrafın
önemi giderek arttı. Her gün hızla değişen ve
güncellenen sosyal medya ağlarına fotoğraf
estetiğini ilgilendiren bazı uygulamalar da eşlik
edince ortaya karmaşık bir durum çıktı. İnsanlar
artık paylaştıkları fotoğraflarda çoğunlukla
gerçekçi değildi. Dolgun dudaklar, çıkık çeneler,
renkli gözler vb. bir sürü farklılık fotoğraflara
eklenilmişti. Bu tür fotoğrafların giderek rağbet
görmesi sanallığın gerçeğe dönüştürülme
olasılığını ortaya çıkardı. Bir zamanlar insanlar
benzemek istedikleri ünlülerin fotoğraflarını
kliniklere götürüp “İşte beni buna benzetin”
diyorken son yıllarda bir sürü insan cerrahi
kliniklere giderek “beni bu filtredeki halime
benzetebilir misiniz?” demeye başladı. Bu
durumu ilk fark eden Dr. Tijion Esho’ydu. Londra
ve Newcastle'daki Esho kliniklerinin kurucusu
kozmetik doktoru Tijion Esho, hastaların bir
zamanlar ideal burunları veya çeneleriyle
ünlülerin fotoğraflarını getirirken şimdi kendi
fotoğraflarını gösterdiklerini fark etmişti. Doktor
Esho bu durumu ‘Snapchat Dismorphia’ terimini
ortaya atarak adlandırıyor. (Kaynak 1).
Obsesif bir takıntıya dönüşüyor
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 12
DOSYA
Obsesif bir takıntıya dönüşüyor
Bazı hastalar ise beden dismorfik bozukluğunu bu filtreler aracılığıyla ortadan kaldırdığını
düşünüyor. Bundan kaynaklı elde ettiği yapay görüntüye cerrahi müdahaleler yardımıyla
benzemek istiyor. 2018’de ABD tıp dergisi JAMA Facial Plastic Surgery'de yayınlanan rapora
göre, filtrelenmiş görüntülerin "gerçeklik ve fantezi çizgisini bulanıklaştırmasının" insanların
görünüşlerindeki hayali kusurlara takılıp kaldıkları bir zihinsel sağlık durumu olan beden
dismorfik bozukluğunu (BDD) tetikleyebileceğini öne sürdü.
Beden dismorfik bozukluğu, kişinin temelde fiziksel bir kusuru olsun olmasın veya hafif
derecede bir fiziksel kusuru olduğu durumlarda bile bu dış görünümü ile zihinsel olarak aşırı
derecede uğraşması ve meşgul olması hali olarak tanımlanmaktadır. Burada kişinin
görünüşü kabul edilebilir normal değerler arasında olmasına rağmen, kendini çirkin, kusurlu
ya da eksik hissetmesine neden olabilmektedir. Aslında bu hastalık grubuna maruz olan
kişilerin bir nevi obsesif duygularına sahip olduğundan da söz edilebilir. Snapchat Dismophia
terimi ise, bir kişinin cilt kusurları, kilo veya çarpık bir gülümsemesi, küçük veya algılanan
fiziksel kusurları hakkında takıntılı bir şekilde düşündüğü beden dismorfik bozukluk adı
verilen bir zihinsel sağlık durumu ile ilgilidir. Amerika Anksiyete ve Depresyon Derneği'ne
göre, genellikle duygusal sıkıntıya neden olan ve günlük aktivitelere müdahale eden beden
dismortik bozukluğu Amerika’da 50 kişiden birini etkiliyor. (Kaynak 2).
Gençler rağbet gösteriyor
2018 yılında Amerikan plastik Cerrahi Akademisi tarafından yapılan araştırmaya göre
cerrahların %72’si estetik operasyonu olmak isteyen 30 yaşın altındaki hastalarda artış
gördü. Araştırmaya göre 2013 yılından sonra hasta sayısında %47 artış görüldü. 30 yaşın
altındaki hastalarda ise %24’lük bir artış tespit edildi. (Kaynak:3)=
Avusturya Monash Üniversitesi’nin yaptığı araştırmaya göre yaşları 16 ile 18 arasında
değişen gençler filtrelerdeki gibi bir görünüme sahip olmak istiyor. 34 erkek ve kız üzerinde
yapılan araştırmaya göre gençlerin filtrelenmiş öz çekimleri gibi görünmelerini sağlamak için
cerrahi operasyon almak istediler.
Milyon dolarlar harcanıyor
Son yıllarda ortaya çıkan estetik cerrahi harcamaları bir hayli yüksek. Milyar dolarları bulan
paralar cerrahi estetik sektörünün önemini arttırdı. Başta Amerika olmak üzere dünyanın
birçok yerinde rakamlar dudak uçuklatıyor. Amerikan Plastik Cerrahlar Derneği'ne göre,
geçen yıl plastik cerrahiye yaklaşık 16,5 milyar dolar harcandı. Avustralya’da ise yıllık 1
Milyar doları geçmiş durumda. Türkiye’de ise estetik sektörünün hacminin 2 Milyar
civarında olduğu belirtiliyor (Kaynak:4).
Kaynaklar
1- https://www.theguardian.com/lifeandstyle/2019/jan/23/faking-it-how-selfiedysmorphia-is-driving-people-to-seek-surgery
2- https://edition.cnn.com/2020/02/08/tech/snapchat-dysmorphia-plasticsurgery/index.html
3- https://www.aafprs.org/AAFPRS/News-Patient-
Safety/Annual_Survey.aspx?WebsiteKey=5d3e122f-6cba-47ca-a903-c75cb1c94f61
4- https://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/dunyada-turkiye-zirveye-oynuyor-avrupadabirinci-sirada-41144166
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 13
DOSYA
Gençler rağbet gösteriyor
2018 yılında Amerikan plastik Cerrahi
Akademisi tarafından yapılan araştırmaya
göre cerrahların %72’si estetik operasyonu
olmak isteyen 30 yaşın altındaki hastalarda
artış gördü. Araştırmaya göre 2013 yılından
sonra hasta sayısında %47 artış görüldü. 30
yaşın altındaki hastalarda ise %24’lük bir artış
tespit edildi. (Kaynak:3)
Avusturya Monash Üniversitesi’nin yaptığı
araştırmaya göre yaşları 16 ile 18 arasında
değişen gençler filtrelerdeki gibi bir görünüme
sahip olmak istiyor. 34 erkek ve kız üzerinde
yapılan araştırmaya göre gençlerin
filtrelenmiş öz çekimleri gibi görünmelerini
sağlamak için cerrahi operasyon almak
istediler.
Milyon dolarlar harcanıyor
Son yıllarda ortaya çıkan estetik cerrahi
harcamaları bir hayli yüksek. Milyar dolarları
bulan paralar cerrahi estetik sektörünün
önemini arttırdı. Başta Amerika olmak üzere
dünyanın birçok yerinde rakamlar dudak
uçuklatıyor. Amerikan Plastik Cerrahlar
Derneği'ne göre, geçen yıl plastik cerrahiye
yaklaşık 16,5 milyar dolar harcandı.
Avustralya’da ise yıllık 1 Milyar doları geçmiş
durumda. Türkiye’de ise estetik sektörünün
hacminin 2 Milyar civarında olduğu belirtiliyor
(Kaynak:4).
Kaynaklar
1- https://www.theguardian.com/lifeandstyle/2019/jan/
23/faking-it-how-selfie-dysmorphia-is-driving-peopleto-seek-surgery
2- https://edition.cnn.com/2020/02/08/tech/sn
apchat-dysmorphia-plastic-surgery/index.html
3- https://www.aafprs.org/AAFPRS/News-Patient-
Safety/Annual_Survey.aspx?WebsiteKey=5d3e122f-
6cba-47ca-a903-c75cb1c94f61
4- https://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/dunyada-
turkiye-zirveye-oynuyor-avrupada-birinci-sirada-
41144166
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 14
Doğu Batı Sentezi
OSMAN KILIÇ
Buradan sizlere sıkça Doğuyu yeren şeyler
yazıyorum. Fakat Doğu o kadar da
eleştirilecek yönü olmasına rağmen duygu
anlamında Batıyı çok geride bırakır. Aşklar,
hüzünler ve imkansızlıklar daima Doğuda
olduğu için, ulaşılamayan olarak
nitelendirilir aşk. Doğu hiçbir zaman Batı
gibi sevmez. Batı sevdiğine sahip olmak
ister, Doğu sevdiğine ulaşmak. Batının aşkta
kaybedecek bir şeyi yoktur fakat Doğu
aşkına adar kendini. Batı kıskanmaz,
alternatif arar ama Doğu sevdiğini kıskanır,
ya olacaktır ya olacaktır. Aşkın da kötü ve
saplantılı yönü Doğuya denk gelir, Doğu bu
konuda iyi bir performans da sergileyemez.
Yani Doğu, Batıya göre daha az romantiktir
de diyebiliriz.
Doğulu olmak aşkla sevgiyle özdeşleşecek
kadar yüksek bir mertebedir aslında, Batıda
durum böyle değildir. Batı sever, Doğu aşık
olur sevdiğine. Sanılanın aksine onca şiddet
olayına rağmen Doğu sevdiğinin kılına zarar
gelsin istemez, gerçi aynı şey Batı için de
geçerli. Ama Doğu bunun için canı pahasına
mücadele eder. Doğulu sevdimi bir ömür
çıkmaz aklından, Batılı ise ertesinde unutur
sevdiğini, ama belki burada doğru olan
Doğulu'nun yaptığı değil aksine Batılının
yaptığı da olabilir. Bunu kestirmek oldukça
zordur. Doğulu aşkta zoru sever, imkansız
olması aşık olması için yeterlidir. Batılı ise
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ
gelsin istemez, gerçi aynı şey Batı için de
geçerli. Ama Doğu bunun için canı pahasına
mücadele eder. Doğulu sevdimi bir ömür
çıkmaz aklından, Batılı ise ertesinde unutur
sevdiğini, ama belki burada doğru olan
Doğulu'nun yaptığı değil aksine Batılının
yaptığı da olabilir. Bunu kestirmek oldukça
zordur. Doğulu aşkta zoru sever, imkansız
olması aşık olması için yeterlidir. Batılı ise
zordan nefret eder, imkansızsa pek de
zorlamaz. Basittir onlara göre aşk ve sevgi,
bu yönüyle en azından…
Makus kaderinin kurbanı olan Doğu,
sevdiğiyle hayaller kurar, Batı ise bu
hayalleri gerçekleştirir. Bu yüzden Doğu
daima dertli Batı ise hep daha rahat ve halk
tabiriyle cooldur.
Keşke Doğu şimdilerde olduğu gibi keder ve
hüzün dolu bir coğrafya olmak yerine, özünde
olan aşkı ve sevgiyi ortaya çıkaracak fırsatı
yakalayabilse, ama bu da imkansız değil.
15
TARİH
Duvarların arasındaki ölümler:
AUSCHWITZ
Tarih boyunca insanlık en acı dönemlerini geçirdi. Ancak en
acısı da zaten bu bahsedilen acıyı insanın kendi kendine yaratması,
kurması, oynaması, öldürmesi... Savaşların, katliamların
olduğu tarihin simsiyah sayfalarından sadece bir tanesine,
Auschwitz’e döneceğiz.
II. Dünya Savaşı 1939-1945 yıllarında arasında yaşandığında
şiddetini artırırken, yaşanan katliamlar gözler önündeyken
1940-1945 tarihleri arasında 4 yıl süren insan öldürme sistemi
yaratıldı. Nazi Almanyası tarafından 4 yıl boyunca insanları insanlıktan
çıkarmak için yaratılmış bir bölge inşa edildi.
Auschwitz toplama kampı kompleksi kendi türünde Nazi rejimi
tarafından oluşturulan en büyük kamplardan biriydi. Buraya
getirilen kişiler çoğunlukla Yahudilerden oluşuyordu. İnsanlar
üzerinden farklı deneyler yapılıyordu. Sadece deney değil, insanlığın
ölümüne sebep olunuyordu.
Her şey bir emirle başlar…
26 Eylül 1941'de Rudolf H. 100.000 Sovyet savaş esiri için bir
çalışma kampı kurulması yönünde emir aldı. Bu kamp
Brzezinka'da (Birkenau) KZ Auschwitz I 'in yaklaşık 3 km. uzağında
kurularak işlemler başlatıldı. Naziler yöre halkının evlerini
yağmalar ve inşaat malzemesi ile birlikte işlerine yarayacak
her şeye el koydu. Emir üzerine kurulan kamp, 5 km² a-
lan içerisinde etrafında kat kat bulunan uzun tellerle, elektrik
akımı verilerek kurulumu yapıldı. Dikenli tellerin art arda kurulmasıyla
kamptan kaçışın imkansız hale getirilmesi amaçlandı.
Başlangıçta bu kampın, savaş esirlerinin ve tutukluların zorunlu
olarak SS için çalışması amacıyla kurulduğu sanılıyordu.
Ancak düşünülen şeylerden çok daha fazlası meydana geldi.
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 16
TARİH
Ölüm kampları inşa edildi
Üç ana kamptan oluşuyordu. Bu kamplar sırasıyla farklı işlevleri olan yerlerdi. İlk kamp
Auschwitz I ana kamp olarak kullanıldı. 70 bin Polonyalının ve esirlerin bu kampta öldüğüne
dair kanıtlar ele geçirildi. İkinci ana kamp olarak kullanılan Auschwitz II (Birkenau) isimli yer
çalışma kampı ve imha yeri olarak düzenlenmiş, içerisine farklı işkencelere tanıklık edilecek
derecede odalar yapılmıştı. Nazilerin düşman olarak gördüğü kişiler için yaratılmış bu
yerlerde Yahudiler çoğunlukta olmak üzere, Çingeneler, eşcinseller gibi zihniyetlerine
uyuşmayan insanları öldürene kadar türlü işkencelere maruz bıraktılar. Öldürülecek o kadar
insan vardı ki, Naziler görevli askerleri ile birlikte bir yer daha yapmaya karar verdi. Bunlara
ek olarak 40 km²'ye dağılmış 39 yan kampı ile beraber KZ Auschwitz III Monowitz diye bir
toplama kampı daha inşaa edildi. Kamplar savaş öncesi Almanya-Polonya sınırında yer alan
Yukarı Silesia yakınına, Krakow'un yaklaşık 37 mil batısına kuruldu. Yukarı Silesia bölgesi
Polonya'nın işgali ve ele geçirilmesinden sonra 1939 yılında Nazi Almanya'sına katıldı.
Auschwitz’in kurulmasının da 3 amacı vardı;
1) Sınırsız bir süre için, Nazi rejiminin ve Polonya'daki Alman işgalci birliklerin gerçek
düşmanlarının ve düşman olduğu düşünülen kişilerin hapsedilmesi,
2) SS'e ait, zorunlu çalıştırma suretiyle inşaatçılıkla ilgili teşebbüslerde (daha sonra, silah
yapımında ve savaşla ilgili diğer işlerde) genişleme için kullanılabilecek işçi tedariki,
3) Nazi Almanya'sının güvenliği için, SS subayları ve polis tarafından ölüm emri verilen küçük,
hedef grupların fiziksel olarak ortadan kaldırılabileceği bir alan sağlamak.
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 17
TARİH
İnsanlara insan muamelesi yapılmadı!
Sistematik ölüm, işkence kampı, Auschwitz I'de de gaz odası ve krematoryum (insan
bedenlerinin çok yüksek ısıda yakıldığı fırın) vardı. Başlangıçta, SS mühendisleri o sırada ihtiyacı
karşılamak adına gaz odasını hapishane bloğunun en alt katında, 11. Blok'ta inşa etti. Daha sonra
ise, daha büyük, kalıcı bir gaz odası esir binasının dışında ayrı bir binada orijinal krematoryumun
bir parçası yeniden inşa edildi. Auschwitz’in deneyleri ile katliam yaratan karar vericilerinden bir
tanesi de Dr. Josef Mengele idi. Auschwitz toplama kampındaki esirler üzerinde dehşet verici
deneyler yapmadan önce Dr. Josef Mengele, antropoloji üzerine çalışmalar yapan çok ünlü bir
antropolog idi. Mengele’nin Afrika’yı gezip insan kanı ve virüs numuneleri topladığı, hayatı
boyunca tek hayalinin farklı ırkların kanları arasındaki farklılığı kanıtlayan faktörleri belirlemek
olduğu biliniyordu. Bu kampa zorla ve içeride ne olduğunu bilmeyen Yahudilerin, diğerlerinin
üstünde deneyler yaparak tarihe adını yazdırdı. Tarihin karanlık köşelerinde ise kendisine ‘Ölüm
Meleği’ unvanını alarak ismini geçirmeye devam etti.
“Çalışmak özgürleştirir”
Yakından, uzaktan, herhangi bir yerden gelen Yahudiler ve farklı ırklardaki insanlar kutu gibi
küçücük vagonda Auschwitz’e ulaşmak için yolculuk yaptı. İnsanlar 4 gündür hatta daha uzun süren
yolculuklarda da aç, susuz, banyo yapmadan, temiz hava bile göremeden Auschwitz’e ulaştı.
Yolculuk sırasında hayatta kalamayanlar ise vagonda yaşamını yitirdi. Ulaşabilenlerin ise daha kötü
günler bekliyordu. Auschwitz’e girişte ise dövme demirden yapılmış 'Arbeit macht frei' yazılı Türkçe
anlamı ise: “Çalışmak özgürleştirir” ismindeki kapı beliriyordu. Yolcuları kapıda bekleyen kişi ise
insanların bedeni üzerinden deneyler yapan korkunç kişi Dr. Mengele’ydi. Yolcuları indiren askerler
Mengele’den talimat bekledi. Mengel’e ikizlerin, cücelerin (ortalama boydan daha ufak olan
insanların), yaşlıların, güçlü görünenlerin (Çalıştırmak için işe yarayacak olan insanların) arasından
seçimini yapıyordu. Sağ veya sol tarafa giderek yaşamanıza karar verildi. İnsanlar arasından
seçimler yapılmaya başlanmıştı. Yaşlılar, güçsüz duranlar, hastalıklı olanlar Mengel’in sorularına
cevap verirken ‘rahatsızım’ diyenlerin ‘sol tarafa geçin’ demesiyle kaderlerine karar verilmişti. Sol
tarafa yönlendirilenler seçimler bittikten sonra duş kabini olarak görüntü verilen Ziklon B'nin
(kristalin hidrojen siyanid) kullanıldığı gaz odasına gönderiliyordu. Gaz odasında boğulacak
insanlarında daha sonra krematoryuma (yüksek ısılı fırın) gönderilerek yakılıyordu. Sağ tarafa
geçmelerini söyleyen Mengel ise güçlü görünen kişileri inşaat alanlarında uzun saatler çalıştırmak
için şimdilik öldürülmemelerine karar verdi. Sadece güçlü görülenleri seçmeden deney yapılacak
olan kriterdeki ikiz olanları da sağ tarafa geçmelerini söyledi. Çocukların, gençlerin de şimdilik
yaşamasına karar verilen sağ tarafa yönlendirilirken farklı yerlere düşen aileler de vardı.
Külleri havaya karıştı
Nazilerin yaptığı insan katliamı izlerini günümüze kadar taşındı, Polonya’da bulunan kamplar ise
müze haline dönüştürüldü. Günümüzde eksi derecelerde olan günlerde bile kalabalık olan
Auschwitz ve yanındaki alt kamplar içerisindeki ölmüş insanların saçları, eşyaları ile birlikte
sergilenmekte. Ölmüş insanların odalar dolusu kıyafetleri de sergileniyor. Naziler arkalarında bir
eser bıraktı. Ancak geri gelemeyecekler ise masum insanlar. Çocuklar, insanlar, hamile
kadınlar... Acı olan bu insanların ölümünün ardından ne yaparsanız yapın hayatlarını kaybetmiş
ve geri gelemiyor olmaları. Krematoryuma gönderilenler yakıldı ve külleri havaya karıştı. Belki
de nefes almak için başınızı gökyüzüne çevirdiğinizde, bir katliamın doğaya karıştığına tanıklık
etmek zorunda kalıyorsunuz. Soluduğumuz havaya karıştılar…
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 18
PORTRE
İlginç Bir Resim Serüveni:
HERMANN HESSE
AUSCHWITZ
Alman yazar Herman Hesse'nin çoğu kişinin bilmediği
ressamlık yönü bir hayli ilginç. Hesse sonraları yaptığı bir
açıklamada “Resim yapmak adına ilk girişimlerim beni
hayatımın en zor anlarında teselli etmiş ve kurtarmış
olmasaydı yaşamaya devam etmekten uzun zaman önce
vazgeçmiştim" demiştir
Hesse psikanaliz tedavisi gördüğü dönemde başladığı resim
yapma serüvenini ömrünün sonuna kadar sürdürdü. 1946
yılında Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanan ünlü yazar Siddartha
(1922), Bozkırkurdu (1927), Narziss ve Goldmund (1930) gibi
en önemli eserlerini resim yapmaya başladığı dönemden
sonra yazmaya başladı.
Alman yazar 2 Temmuz 1877’de Württemberg eyaletine bağlı
Calw şehrinde dünyaya geldi. Babası JohanneHesse, 1847
Estonya doğumluydu. Annesi Marie Gundert ise 1842’de
dünyaya gelmişti ve çift Basel Mission isimli Hıristiyan
cemiyetinin üyesiydi. Büyükbabası Hermann Gundert’ın
yönetimindeki Calw’daki evlerinde misyonerlik faaliyetleri
içindeydiler. Aile 1880’de altı yıllığına İsviçre’nin Basel şehrine
taşınıp, sonrasında Calw’a geri döndü. Hesse 1891’de
Evangelist okuluna kaydoldu ancak okuldan kaçarak eğitimini
tamamlamadı. Bir kitapçıda işe başladı ama 3 gün sonra işi
bıraktı. Daha sonra bir fabrikada 14 ay çalışan Hesse bu
mekanik durumdan sıkılmış ve eski işine geri dönmüştü.
Kitapçıda günde 12 saatlik çalışan Hesse burada birçok kitabı
okuma şansı yakaladı ve ilk şiirini bu dönemde yayımladı.
1898’de şiirlerini bir araya getirdiği Romantic Songs isimli
kitabını yayınlayan yazar, 1899’da da One Hour After
Midnight’ı çıkardı. İki kitap da ilgi görmemişti.
1904’de Maria Bernoulli ile evlendi. Zaman içinde yaşadığı
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 19
PORTRE
1904’de Maria Bernoulli ile evlendi. Zaman içinde yaşadığı
başarısız girişimlerden ve eşiyle olan sorunlarından
dolayı tek başına Sri Lanka ve Endoznezya’yı
gezdi. Yazar burada Budizm’in etkisinde kaldı. Döndükten
sonra eşiyle birlikte Bern’e taşındılar. 1916 yılı
ünlü yazar için çok daha zor bir yıl olacaktı. Zira babasının
kaybı, oğlunun hastalığı ve eşinde ortaya çıkan şizofreni
Hesse’yi çok zorlamıştı. Hesse bu dönemde psikoterapi
görmeye başladı ve resim yapmaya yöneldi.
1919 yılında eşinin hastalığı daha da kötüleştiği ve çift
boşandı. Hesse, tek başına İşviçre Locarno yakınlarındaki
Ticino’da küçük bir çiftlik evine yerleşti. Yazar burada
hem resim yaptı hem de yazdı. En çok bilinen romanlarından
biri olan Siddhartha’yı bu dönemde yazdı.
Resim olmasaydı yaşamaktan vazgeçmiştim
Herman Hesse 1916 yılında yaşadığı duygusal çöküntü
nedeniyle hastaneye kaldırıldı. Ardından derinlik
psikolojisinin kurucusu Carl Custov Jang'ın öğrencisi
Joseph Lang'dan psikanaliz tedavisi gördü. Lang tedavi
amaçlı olarak Hesse'yi resim yapmaya teşvik etti. Lang'ın
önerisine uyan Hesse yaşamının sonuna kadar üç binden
fazla resim yaptı. Üstelik Hesse Birinci Dünya Savaşı mahkûmları
için erzak ve kitap satın almak üzere yaptığı
resimli el yazmalarını sattı.
Herman Hesse 1925 yılında yazdığı bir mektupta şöyle
yazar: "Resim yapmak adına ilk girişimlerim beni hayatımın
en zor anlarında teselli etmiş ve kurtarmış olmasaydı
yaşamaya devam etmekten uzun zaman önce vazgeçmiştim."
"Şiirsel olanın peşindeyim"
Hesse yaptığı resimler ve yazdıkları arasında bir fark
olmadığını, "Naturalist olanın değil, şiirsel olanın
peşindeyim." demiştir ilk sergisinde.
Hesse belki de kelimelerde bulamadığı duygusal
tatmini renklerde bulmuştu: " Bir gün yepyeni bir neşe
kaynağı keşfettim birdenbire 40 yaşında resim yapmaya
başladım. Kendimi ressam saydığımdan ya da
ressam olmak istediğimden değil. Resim yapmak
muhteşem bir şey, insanı daha mutlu ve sabırlı
yapıyor. Ardından parmaklarım yazmaktan kararmış
olmuyor, onun yerine mavi ve kırmızı oluyorlar."
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 20
TÜRKİYE’NİN
YENİ HABER SİTESİ
YENİ HABER SİTESİ
www.santralplus.com
ÖZGÜR
HABERCiLiK
MODA
Uygun fiyatlarla şık olmak asla zor değil! Çoğu markanın belirli
aylarda %50 hatta %70 oranlarında indirimleri oluyor. Bu
indirimleri takip ederek harika parçalar yakalayabilir ve bu
indirimlerden faydalanabilirsiniz. Bununla birlikte sosyal
medyadan ilginizi çeken markaları takip edip indirim fırsatlarını
görebilir ve yine bu markaların bilgilendirme SMS’lerine
kaydolup indirimlerden haberdar olabilirsiniz.
Size bu haftaki tüyom ise işçiliği başarılı bir terzi bulmanız ve
istediğiniz bir parçayı kendi bedeninize göre çok daha uygun bir
fiyata diktirebilirsiniz. Özellikle erkek gömlek ve ceket
giyimlerinde ekonomik bir şıklık aranıyorsa kesinlikle bu tercih
edilmeli. Hem kendi bedenlerine tam olarak uyumlu olacaktır
hem de çok daha ekonomik olacaktır.
Akseuarları Unutmayın!
Şık görünmekte aksesuarın önemini de unutmamak gerekiyor.
Kadınlar için örnek vermek gerekirse basit görünümlü
kombinler bile oldukça şık hale getirilebilir. Kolay bir elbiseye
güzel bir kemer ya da gösterişli bir kolye takılırsa şıklığı
tamamlamaya yardımcı olacaktır. Saç ve makyajın şık
görünmekte ve seçilen kıyafetlerle uyumunu da es geçmeyelim.
Erkeklerde ise mutlaka şık bir deri kemer olmalı. Tam bir kıyafet
kurtarıcısı olan bu kemerler, klasik giyimlerde ve daha spor olan
jaenlerle de oldukça uyumlu olacaktır. Bu erkeklere yakışan ve
şık gösteren bir tüyodur.
Ama yinede herkesin tarzı farklı olabilir. Herkesin beğendiği
kombini başkası beğenmeyebilir. Herkes kendine uyan tarzı
yaratabilir. İster pahalı ister uygun fiyatlarla…
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 23
MODA
Watsons Türkiye’nin, bu yıl altıncısını
düzenlediği Watsons Güzellik ve Kişisel
Bakım Ödülleri ödül gecesinde yılın en iyi
ürünleri ve başarıları, güzellikleri ve stilleri
ile öne çıkan isimler ödüllendirildi.
odul.watsons.com.tr üzerinden
gerçekleştirilen oylama ile 25 farklı
kategoride 132 ürün değerlendirildi.
Watsons Özel Ödüller
En Güzel Cilt: Simge Sağın
En Güzel Göz: Begüm Kütük
İlham Veren Kadın: Sümeyye Boyacı
En Güzel Saç: İrem Helvacıoğlu
En Güzel Gülümseme: Gonca Vuslateri
Modern erkeğin kişisel bakım sürecinde
her daim yanında olmayı amaçlayan
ikonik marka Old Spice birbirinden farklı
ürün çeşidi ve ürün serisi ile Esanslı
Erkeklerin spor çantalarında
da yerini a-
lıyor. Old Spice, öne
çıkan eşsiz ve kalıcı
kokuları ile erkeklere
spor yaparken ihtiyaç
duydukları
konforu
sağlıyor.
TWIST, ilk kez sokağın ve dijital dünyanın
gerçek karakterleriyle gerçekleştirdiği 20-
20-21 Sonbahar-Kış Kampanyasında, çağın
güzellik ve kusursuzluk
kavramını
kendi objektifinden
yorumluyor!
Farklı görünümleri ile kendi özgün
stilini yansıtabilen, kendi yaşam felsefeleri
ile hayallerinin peşinden gitme cesaretine
sahip 11 Twister’dan oluşan #TwistGang
ekibi ile yepyeni bir dünyanın kapılarını
aralamaya hazır mısın?
Feminen tasarımları kusursuz
detaylarıyla harmanlayan
Ipekyol Sonbahar-Kış
2020-2021
Koleksiyonu, yeni mevsime
eşlik eden silüetleri,
naturel dozu yüksek
bir koleksiyon seçkisiyle
buluşturuyor.
LC Waikiki, bu sonbahar birbirinden şık
trençkot modelleriyle göz kamaştırıyor.
Her trendde ve her bahar sezonunda kadınların
vazgeçilmez parçalarından biri o-
lan trençkotlar bu sezon LC Waikiki’de
renk seçenekleriyle kadınların vazgeçilmezi
olacak. LC Waikiki kadınına mevsim
geçişlerinde kurtarıcı olurken, retro
görünümüyle zamanda bir yolculuk
yaptıracak. Mevsim geçişlerinin
olmazsa olmazı
trençkotlar bej, haki ve
kahverengi tonlarının
yanı sıra pembe ve
sarı gibi renklerle de
LC Waikiki kadınlarına
kombin alternatifleri
sunuyor.
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 24
KÜLTÜR VE SANAT
Arap edebiyatın güçlü temsilcilerinden Halid Halife,
Bu Şehrin Mutfaklarında Bıçak Yok kitabıyla politik,
dinî ve cinsel zorbalığın gölgesi altında yaşayan Suriyeli
bir ailenin üç nesle yayılan, "utanç" duygusuyla
kuşatılmış hikâyesini anlatıyor. Türkiyeli okurların ilk
kez okuma fırsatı bulacakları Halife'nin, 2013 Necib
Mahfuz Kitap Ödülü'ne değer görülen romanı, yanı
başımızdaki komşu bir ülkenin pek de bilmediğimiz
tarihine ve siyasi dalgalanmalarına dair geniş bir vizyon
sunuyor. Suriye'deki çatışmanın kökenini daha
"derinden" anlamak isteyenlerin mutlaka okuma listelerine
almaları gereken Bu Şehrin Mutfaklarında
Bıçak Yok; sokakları, kokuları, yemekleri, müziğiyle
Halep'in kapalı kapılar ardına hapsedilişini "şaşırtıcı"
yaşam manzaraları üzerinden paylaşıyor.
VakıfBank Kültür Yayınları’nın en çok satan kitabı
“21 Kedide Sanat Tarihi” oldu. Sanatçılar ve
akımlarla ilişkilendirilerek tasarlanan kedi
illüstrasyonlarının yer aldığı kitap, sanata ilgi
duyan her yaştan okura hitap ediyor. Her yaşatan
sanatseverin ilgisini çeken bu eğlenceli ve
öğretici çalışma, okuru, kedi illüstrasyonları
eşliğinde sanat tarihinde bir yolculuğa çıkarıyor.
Sanat akımlarının ortaya çıkış öykülerinin ve
akımlara ilişkin önemli detayların sıralandığı
kitaptaki anlatım, Antik Mısır’la başlıyor ve Genç
Britanyalı sanatçılara kadar ulaşıyor.
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 25
SPOR
Sporun Dijital Hali
YUSUF BAŞYEŞİL
4 yıl önce Katar destekli medya grubu olan BeIN Sports, Türk Futbolu’ndaki yeni yayıncısı
olmuştu. 500 milyon dolar + KDV ile ihaleye şaşırtıcı bir rakamla alan BeIN grubu, 2021-2022
sezonunun sonuna kadar yayın haklarını ellerinde bulunduruyor. İhalenin ardından beIN MEDIA
GROUP Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Nasser Al-Khelaïfi, Digiturk’ün Spor Toto Süper Lig’in
tek yayıncısı olma ayrıcalığını sürdürmesinden duyduğu memnuniyetini ifade etmişti.
Türk Futbolu’nda en büyük yayıncı olan BeIN Sports Media; İngiltere Premier ve Lig Kupası, Lig,
İspanya La Liga, Fransa Ligue 1 ve Fransa Lig Kupası, İtalya Serie A, Brezilya Serie A ve Turkish
Airlines Euroleague, Spor Toto Basketbol Ligi ve ATP Masters 1000 Tenis ligi yayınlarını elinde
bulunduruyordu.
Geçtiğimiz sezon, İspanya La Liga, Brezilya Serie A ve Spor Toto Basketbol Ligi yayınları hakkını
ellerinden kaybederek yeni sezonda kullanıcılarına bu hizmeti veremeyeceğini açıklamıştı. Son
olarak da SARAN Medyanın elinde bulunan S Sport kanalıyla olan sözleşmesinin sonlanmasıyla
beraber yeni sözleşme görüşmeleri yaklaşık 2 haftadır sürüyor. BeIN kullanıcıları bu
anlaşmazlıktan ciddi şekilde mağdur olurken BeIN Medya yayınlarına İngiltere Premier Lig, NBA
ve F1 yayınlarından yoksun şekilde üyeliklerine devam ediyor. Birçok kullanıcı, bu durumdan
şikayetlerini dile getirirken BeIN yetkilileri görüşmelerin sürdüğünü ifade ediyor. S Sport ile
yapılamayan anlaşmadan kaynaklanan mağduriyet, Spor Toto 1.Lig yayın haklarının da TRT’e
geçmesiyle taahhütte yer alan yayınlardan noksan şekilde hizmet almaya devam ederken BeIN
üyelerinden şikayetler ciddi şekilde artarak devam ediyor.
TFF, yeni ihaleye hazırlanıyor
Kulüpler Birliği, TFF ve yayıncı kuruluşun bir türlü anlaşma sağlayamaması sebebiyle Türkiye
Futbol Federasyonu’nun yayın ihalesi için yeni bir ihale için çalışmalara başladığı bilinirken
Demirören Grubu’nun elinde bulundurduğu D-Smart ve Sadettin Saran’ın sahibi olduğu Saran
Holding’in yeni ihaleye hazır olduğunu öğrenildi. S Sport ile olan anlaşması sona ören ve BeIN
kullanıcılarının yoğun şekilde şikâyette bulunduğu bu anlaşmazlığında yeni ihalede Saran Grubu
için elinde bir koz olarak bulundurabileceğini konuşuluyor.
Hali hazırda Spor Toto Süper Lig yayın haklarını elinde bulunduran BeIN Medya ile TFF arasındaki
anlaşmazlık devam ediyor olması ileride yaşanabilecek ‘’yayın krizleri’’ne de zemin hazırlayabilir.
Zira 500 milyon doların yüzde 4’ü TFF’ye aktarılıyor. Geriye kalan %14’lük kısımda 1.Lig yayını
için 1.Lig’de yer alan kulüplere verilirken, geri kalan anapara ise Süper Lig’de mücadele eden
takımlar arasında Şampiyonluk sayısı başta olmak üzere sezonluk sıra şeklinde pay ediliyor.
Yukarıda bahsi geçen ödemelerin yarısı güncel dolar kuru, geri kalan kısmı ise sabit kur
üzerinden TÜFE güncellemesiyle yapılıyordu. Örnek verecek olursam; 2017-2017 yılı için 3.26’ya
sabitlenirken
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK
kur
DİJİTAL
yüksek
HABER
enflasyonla
DERGİSİ
birlikte 2018-2019 sezonunda 3.90’a kadar yükselmişti. 26
SPOR
Hali hazırda Spor Toto Süper Lig yayın haklarını elinde bulunduran BeIN Medya ile TFF arasındaki
anlaşmazlık devam ediyor olması ileride yaşanabilecek ‘’yayın krizleri’’ne de zemin hazırlayabilir.
Zira 500 milyon doların yüzde 4’ü TFF’ye aktarılıyor. Geriye kalan %14’lük kısımda 1.Lig yayını
için 1.Lig’de yer alan kulüplere verilirken, geri kalan anapara ise Süper Lig’de mücadele eden
takımlar arasında Şampiyonluk sayısı başta olmak üzere sezonluk sıra şeklinde pay ediliyor.
Yukarıda bahsi geçen ödemelerin yarısı güncel dolar kuru, geri kalan kısmı ise sabit kur
üzerinden TÜFE güncellemesiyle yapılıyordu. Örnek verecek olursam; 2017-2017 yılı için 3.26’ya
sabitlenirken kur yüksek enflasyonla birlikte 2018-2019 sezonunda 3.90’a kadar yükselmişti.
Bugüne gelecek olursak; dolar kuru 7.56’a bandına görmüş durumdayken kulüpler bu
durumdan zarar etmek istemezken BeIN ise bu rakamları ödeyemeyeceğini TFF yetkililerine
bildirmişti.
Ekonomik dengelerin değişmesiyle birlikte kulüplere yapılan ödemelerinde gecikmesiyle TFF –
BeIN Medya arasındaki kriz ihtar aşamasına kadar geldi. TFF, yayın ihalesini elinde bulunduran
BeIN Medya’ya 2 kez ödemesi için ihtar çekmiş ve tabiri caizse son uyarısını geçtiğimiz günlerde
yapmıştı. Aynı zamanda TFF – BeIN ve Kulüpler Birliği görüşmelerine devam ederken, bir türlü
sağlanamayan anlaşma sebebiyle önümüzdeki günlerde yayıncı kuruluşun nasıl bir karar
alacağını da belirsizliğini koruyor.
BeIN medya ne istiyor?
4 yıl önce tek aday olarak girdiği ve beklenenin üstünde bir rakamla ihaleyi kazanan Katar
destekli BeIN Medya Grubu’nun, döviz kurundaki artıştan ciddi şekilde mağdur olduğunu ve
ödemelerde aksamalar yaşadığını biliyoruz. Bu sorunun dışında kaçak yayınlar da başlı başına
bir problem oluşturuyor. Zira Türkiye’de %65 oranında kaçak yayın izleme sayısı olduğunu
tahmin ediliyor. Yayın kuruluş, döviz kurundan çok kaçak yayın izleme probleminin
giderilmesini istiyor. Zira kaçak yayınlardan oluşan gelir kaybı oldukça yüksek bir rakam
oluşturuyor ve yayıncı kuruluş buna bir türlü engel olamıyor. Bu konuda da TFF’den kaçak
yayın konusunda yasal bir yaptırım için desteklerini bekliyor. Kovid
19 sebebiyle gelirlerinde büyük zarara uğrayan kulüpler,
BeIN Sports’tan gelecek yayın gelirleriyle ayakta
durmaya çalışıyor. TFF ise anlaşma şartlarının yerine
getirilmesini istese de BeIN Sports’un bu şartları
daha fazla yerine getiremeyeceğini açıklamış
ve Kulüpler Birliği başta olmak üzere TFF
ile yeni bir anlaşma üzerine pazarlık konusunu
gündeme getirmişti. 36 farklı ülkede
faaliyet içerisinde olan BeIN Medya’nın,
Süper Ligi oyun kalitesi ve rekabet güçlüğünün
yetersizliğinden başka ülkelerde
yayını satamadığı için böyle bir karara
gittiğini düşünülüyor. BeIN Medya, kaçak
yayını durdurma konusunda TFF’den
alacağı yardım ile birlikte bu sorunu çözerek
ihale şartlarını yerine getirebileceğini
düşünüyor.
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL HABER DERGİSİ 23
TÜRKİYE’NİN EN DİJİTAL MEDYA GRUBU
dijiPub’TAN MUHTEŞEM BİR FIRSATLAR
REKLAM REZERVASYON
reklam@dijipub.com
kubranur.gedik@dijipub.com
dijiPub