Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Yaz Kızım, Gereği düşünüldü!
ZEYNEP ZUHAL KILINÇ
M
ahkûm olan duygularımız...
Saat sekiz. Beş dakika sonra mahkememiz başlayacak.
Ellerim buz gibi. Üşüyorum.
Salonda uğultu, karışıklık beni boğacak gibi. Kulak kesilmemeye
gayret ediyorum. Ama başaramıyorum. Arka
sırada birisinin, ‘Mahkemeye gelmeyeceğini söylemişti.’
dediğini işitiyorum. Kalbim sıkışıyor.
Aklım, bir anda, geçmişe gidiyor. Mahkûm sandalyesinde
oturan bir adam geçmişle yüzleşmekten başka ne
yapabilir? Ben de yüzleşiyorum, olması gerektiği gibi,
kendimi yıllar öncesine gönderiyorum.
Bir gün kapısını çalmıştım, ellerimde pembe papatyalar.
Aslında ben meramımı anlatmak için kırmızı gülleri
tercih ediyordum ama o papatyaları seviyordu. Kendi
arzumdan feragat edip ona bir demet papatya almıştım.
Kapıyı annesi açınca afallamış, dilim tutulmuş ve bir
anda kızarıp bozarmıştım. Hâlden anlayan annesi, içeri
buyur etmiş ve Leyla’yı çağırmaya gitmişti. Leyla içeri
girdiğinde, yüreğim bedenimi terk etmek ister gibi hızlıca
atmaya başlamıştı. İlk defa kalbime söz geçiremiyordum.
Ona düğün davetiyelerimizi getirdiğimi söyleyince yüzü
ay parçası gibi parladı. İşte bu, bana bir ömür boyu yeterdi.
O gülünce ben, ben olmaktan çıkar, baştan ayağa
ona kesilirdim. Öyle bir histi ki hiçbir zaman gitmeyecek
sanıyordum.
Ama şimdi...
Hâkim içeri giriyor ve hepimizi ayağa kalkıyoruz. Dizlerimin
bağı olsa çözülürdü şüphesiz. Ama çözülecek bağı
da kalmadı. Bir felçli gibi ayakta zor duruyorum. Oturun,
diyor hâkim.
Dava başlıyor.
İstemsizce başımı kapıya çeviriyorum. Bir sürü prosedür
sayılıp dökülürken, maddeler havada uçuşuyor. Avukatlar
hararetle birilerini haklı çıkarmaya çalışıyor.
Haklı olsa, haklı olsam, mutlu olacak mıydık? Bilmiyorum.
Davayla ilgilenmediğimi anlıyorum o anda. Sanık benim,
davalı... Mahkûmum ama neden? Suçum nedir?
Suçları sırtımda taşıyorum. Demek bu yüzden sırtımdaki
bu ağrılar. Belimin iki büklüm oluşu, demek, bu sebeple.
Saçlarımı taramayışım, gözlerimin yangını, kalbimin sancısı
hep bu suçluluğumdan demek.
Hâkime bakıyorum. Ne söylediğini duyabilsem keşke.
Ama hatıralarla öyle çok meşgulüm ki artık ne görüyor
ne de duyuyorum. Sadece içimden dua ediyorum.
Ne olur gelsin, diyorum. Dudaklarım kıpırdıyor, ne olur
gelsin!
Şimdi, açılsa şu kapı, ne yapardım? Ne hâkim ne avukat
ne de şahitler... Gözlerimde her şey görünmez olur, bir
tek, o kalırdı.
Onu görebilmek düşüncesi bile içimi ısıtıyor. Diyorum ki
keşke konuşabilseydik.
Ayağa kalkıyorum. Hâkim bey, diyorum, herkes şaşırıyor.
Hâkim gözlüğünü indirip bana dikiyor gözlerini. Ben, diyorum,
onu konuşmak için alıkoydum. Zorla.
Hâkim, yaz kızım, gereği düşünüldü, diyor. Sanığın eşini
zorla alıkoyduğunu itiraf etmesi...
ZEYNEP ZUHAL
KILIÇ
T
1991’de Belçika’nın Genk şehrinde doğdu.
İlkokul ve liseyi burada tamamladı. 2017 yılında
İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden
mezun oldu. 2019 yılında Belçika’da Diyanet
İşleri Brüksel’e bağlı yurtdışı görevlisi olarak
göreve başladı. YTB Türkçe Ödüllerine Öykü ve
ilk kitap desteği kategorilerinde katıldı.
87