09.09.2020 Views

Telve

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Misina

FATMA TÜRK

A

niden sınıfın kapısı açıldı. Yine not kâğıtlarından

yapılmış uçakların havada uçuştuğu

bir gündü. Esmer, küt saçlı, omuzları çökmüş,

bulanık gözlü bir kız içeri girdi. Uçaklardan biri

hemen kızın ayaklarının dibine düştü. Zaten ürkek ve

bir o kadar da endişeli duruşuyla eşikten girmeye çekinen

zavallı kız, birkaç adım geri çekildi. Kendi başına

yürüyemeyecek gibi, sözüm ona birinin elinden tutmasını

bekliyordu.

Frau Pang onu her zamanki sıcak selamıyla karşıladı.

Ladan Almanya’ya yeni gelmiş, hepimiz gibi vakit

kaybetmeden ayağının tozuyla okula yazdırılmıştı.

Onu kapıda öyle görünce, bu sınıfa yeni geldiğim

günleri anımsadım. Tıpkı şu an olduğu gibi, Ladan’ın

kafasının üzerinde taşıdığı devasa soru işaretini aynı

kaygıyla ben de taşımıştım. Ondan kurtulma yolunda

epey sendelemiş, oraya buraya çarparak yönümü tayin

etmekle uğraşmıştım.

Okula ayak bastığım o ilk gün istisnasız bütün sınıf

gözlerini dikmiş, öylece bana bakıyordu. İçeriye girmemle

birlikte bir sessizlik çökmüştü. Kabataslak, o

an saydığım kadarıyla yirmiye yakın öğrenci toplanmış,

tepeden tırnağa beni süzüyordu. Herkes kafasına

göre nizamsızca giyinmiş, anlamadığım dillerde

bir şeyler geveliyordu. Sınıfta bir öğretmen olmasına

rağmen, oldukça gürültülü bir oturumun ortasında

bulmuştum kendimi. Adını koyamadığım bir biçimde

karşımdaki suratlar içimi kemiren kaygımın üzerine,

tuğlalar hâlinde yeni kaygılar örüyordu.

O gün pencereler; şıkır şıkır çam ağaçları, göklere

doğru uçan geyikler ve sırtında yığın yığın hediye

çuvalı taşıyan noel baba figürleriyle süslenmişti. Duvarlarda

neredeyse hiç boş yer yoktu, türlü türlü renklerde

boyanmış resimler, ilkokul birinci sınıfta haşır

neşir olduğum fişler, heceler, ‘Hoş geldin’ sözcüğünün

birkaç dilde çevirileri, daha neler neler… Bizim okulda

sabahlara kadar güçlükle ezberlediğimiz matematik

formülleri, burada tahtanın üstünde açık seçik öğrencilerin

gözlerine sokuluyordu.

Saniyeler içinde sınıfın röntgenini çekmiştim. Ayaklarımla

zemin arasında birkaç milimetre boşluk olduğunu

ve her an kayıp düşebileceğim hissini öğretmen

sezinlemiş olmalı ki, eğreti adımlarıma emin adımlarıyla

karşılık vermişti. Kendini tanıtırken göz hizama

inmeyi de ihmal etmemişti. Uzun boylu, ince endamlı,

zarif bir bayandı. Açık kahverengi saçlarını gürleş-

82

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!