09.09.2020 Views

Telve

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Gecenin Gör Dediği

MEHMET BOLAT

E

tkileyici bir yanı olmayan bu şehrin, sakinleri

tarafından öteden beri mütemadiyen ballandırılarak

anlatılmasına akıl sır erdiremem.

Bu durum içten içe canımı sıkar. Başkent olması ve

biraz ormanla kaplı olmasından başka özelliği yok.

Ama yine de şu anda şehrin en büyük meydanında

uzun ve yorucu bir arayış sonrasında bulduğum sessiz

bir kafede bu şehri yazıyorsam şehirden tamamen vazgeçemediğimden

olsa gerek.

Dün, bu sıkıcı şehre bir şans daha verme amacıyla yola

çıkmıştım ki ayaklarım beni şehrin kalesine sürükledi.

Saat altıyı gösteriyordu. Yanımda bulundurduğum kamerayla

kalenin surlarından gün batımını çekme fikri

geldi aklıma. Bir an için olsun bu şehrin beni heyecanlandırdığını

hissettim. Gerçi asıl heyecanlandıran gün

batımıydı, ne de olsa bir doğa mucizesi olan bu olay

insanı etkisi altına almanın yanı sıra onun içindeki en

derin hisleri tetikliyordu. Güneşin vedası insanın içindeki

yalnızlığı selamlıyordu adeta. Ardından ayın ortaya

çıkışı umut fidanlarını ekiyordu. Gün batımı her

yerde güzeldir, bu şehre özel değildir.

Surlara çıkan yol, bir çingene mahallesinden geçiyordu.

Boncukçu ablanın izdivacıma yönelik samimiyetsiz

duası gülümsememe sebep oldu. O an için şehre

olmasa da bu semte karşı bir sıcaklık hissettim. Yokuşlu

merdivenleri geçtikten sonra surlar görünüyordu.

Kalabalığın arasından sıyrılarak gözüme kestirdiğim

noktaya doğru istikrarlı bir şekilde ilerledim. Güneş

tam karşımdaydı. Yere çökerek nemli taşlara oturdum.

Annemin ‘zatürre olursun, altına bir şey ser’ dediğini

duyar gibi olduğumdan atkımı boynumdan alıp altıma

serdim. Yanımdan geçen insanların varlığı beni

rahatsız etmiyordu. Yalnızlığıyla barışık insanlar gibi,

kalabalıkta bile yalnızlığın tadına varmayı başarmıştım.

Yalnızlığın ve mutluluğun basit bir formülü vardı:

Yalnızlığı tercih edebilmek en güzel şeydir, yalnızlığa

mahkûm olmak en berbatı.

Kameramı yönelttiğim yere çevirdim başımı. Güneş

beni etkisi altına almış, bütün günün acısını çıkarırcasına

parlıyordu şimdi. Günün son dakikalarına doğru

hızla hareket ediyordu. Günlük vazifesini yerine getirmişti.

Zorlu bir maratonda son deparını atarcasına

batıya doğru hareket ediyordu. Güneşe hayranlığımı

yaşadığım dakikalarda, özel güvenlik görevlilerinin

surlara doğru yaklaştıklarını gördüm. Surlara çıkmanın

aslında yasak olduğu biliniyordu fakat görevliler

dahi ciddiye almıyordu bu ikazı. Bir güvenlik görevlisi

bana doğru yaklaştı.

80

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!