09.09.2020 Views

Telve

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Telve

DENEME

üzerine Feyza’nın da benim de moralimiz oldukça

bozulmuştu.

Listenin son sırasında yazan aileye gidip gitmemekte

kararsız kalmıştık. Genelde kolonya

serpiştirdikleri kirli elimize şeker doldurup yolluyorlardı.

Yine de şansımızı denemek için ilk

olarak Feyza ve ben kapılarını çalmış, içeriye

buyur edilmiş ve ikramlıklarından tatmıştık. Bu

kadar… Uzun bir süre oturmamıza rağmen içinde

bulunduğumuz vaziyette herhangi bir değişiklik

olmadı. Bir ara Feyza´yla göz göze geldik ve birbirimize

‘Buradan hayır yok, hadi kalkalım.’ anlamında

bir bakış attık. Tam kapıdan çıkarken ne

oldu dersiniz? Ev sahibi amca cebinden kâğıt para

çıkarıp vermesin mi bize! Çok şaşırmıştık, ama

bir o kadar da mutlu olduk. Şimdiye kadar topladığımız

madenî paraların avuç içimizi terlettiğini

bile hissetmedik o an. Sadece bu kâğıt parayla rakip

grubun topladığı harçlık miktarının tamamını

geçebiliyorduk! Teşekkür edip evden ayrıldıktan

sonra, bir süre daha Feyza´yla binanın içinde kaldık

ve sessizce bir plan yaptık.

Binanın dış kapısında heyecanla bekleyen Özge

ve Leman’ın yanına vardığımızda asık suratlarımızdan

bize harçlık verilmediğini hemen anlamışlardı.

‘Hiç boşuna üç kat çıkıp yorulmayın. Şeker verip

gönderdiler.’ dedik.

Bunun üzerine, haklı olarak neden evde bu kadar

uzun kaldığımızı sordular. Bu sorunun sorulabileceği,

daha öncesinde aklımıza gelmemişti. Yutkunduktan

sonra hemen cevap verdim:

‘Yenge çok konuştu. Bizi bir türlü bırakmadı!’

Uzun bir süre yüzüme baktılar. Ben yine yutkundum.

Boyumdan daha büyük bir yalandı bu. Belki

biraz da utanmıştım o sırada. Ardından rakip

gruptaki arkadaşlarımın ‘İyi o hâlde, biz de boşuna

çıkmayalım.’ demeleri üzerine yakındaki parka

doğru yürürken, arkalarından Feyza ile sinsice

gülüştük.

Parkta topladığımız harçlıkları karşılaştırdık.

Daha az harçlık topladığımızı ve yenildiğimizi

düşünen Özge ve Leman kıkırdayarak evlerine

gittiler. Eminim o anda Feyza da benim gibi kurnazca

içinden onlara gülüyordu.

Evin yolunu tuttuğumda mutluluktan ağzım kulaklarımdaydı.

Ne çok harçlık toplamıştım! Eve

vardığımda misafirlerle karşılaştım. Yaşıtım olan

misafir kız bana yaklaşarak beni baştan aşağıya

süzdü. Ben de onu. Çok güzel bir elbise giymişti.

Ayaklarında beyaz dantelli çorapları vardı.

Saçlarına güzel taşlı bir toka tutuşturmuştu. Benimse

ellerim kirli ve yüzüm terliydi. Üzerimde

de sıradan günlük bir kıyafet vardı. Bana neden

bayramlığımı giymemiş olduğumu sordu. Soruyu

çok garipsedim. Demek onun için bayram, üzerindekilerden

ibaretti. Ona doğru elimi uzattım

ve avucumun içindekileri gösterdim. Paslanmaya

yüz tutmuş madeni paraların arasında kâğıt param

bütün ihtişamıyla boy gösteriyordu. Zannımca o

sırada kazandıklarıma imrenmişti; bense o gün

kaybettiklerimi düşünüyordum.

105

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!