30.05.2020 Views

EKADDER 8.SAYI

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

M A Y I S 2 0 2 0 8 . S A Y I

E K A

ULEDEF

D

D

E R

EĞİTİMCİ KADINLAR DERNEĞİ

EL SANATLARI İLE

ELAZIĞ

Bilgelik

Hikayeleri

TİNKERCAD İLE DERS ÖRNEĞİ

KOD BLOKLARI

Bereketli Toprakları, Üç Kemaller

Diyarı, Ayçiçeğinin Güneşe Âşık

Olduğu Memleket TEKİRDAĞ

ZEKA OYUNLARI

Bir Önerimiz Var


İÇİNDEKİLER

3

Bereketli

Üç

Toprakları,

Diyarı, Ayçiçeğinin

Kemaller

Âşık Olduğu

Güneşe

TEKİRDAĞ

Memleket

7

EL

11 BİLGELİK

HİKAYELERİ

14

İLE

SANATLARI

ELAZIĞ

İLE

TİNKERCAD

ÖRNEĞİ KOD

DERS

BLOKLARI

KATKIDA BULUNANLAR

DR. FERAH GÜÇLÜ YILMAZ

KÜBRA FIRAT

ZEYNEP AKSOY

MELİN GETİZMEN YEŞİL

BAHAR DEVLET KAĞAN

ELİF PELİN ERİŞ

VE

EKADDER

17

ÖNERİMİZ VAR

BİR

KİTAP BİR

FİLM

Bİ BİR

18

ZEKA OYUNLARI

EKADDER BÜLTEN 2


Bereketl

Toprakları, Üç Kemaller D yarı, Ayç çeğ n n

Güneşe Âşık Olduğu Memleket TEKİRDAĞ…

Tekirdağ yaklaşık 6.000 yıllık bir yerleşime sahiptir. Bereketli toprakları ve Anadolu ile

Balkanlar arasındaki konumu dolayısıyla tarih içinde farklı kültürlerin ve kavimlerin

egemenliği altında kalmıştır. Tarihi süreç içerisinde Bisanthe (M.Ö.5.YY), Rhaedestus

(M.Ö.343-M.S.843), Rodosto (M.S.843-1358), Rodosçuk(M.S.1358-Osmanlıların fethiyle),

Tekfurdağı (M.S. 1732) isimleriyle anılan ilimiz, Cumhuriyetin ilanından sonra TEKİRDAĞ

olarak adlandırılmıştır. Tekirdağ ve topraklarını “Üç Kemaller Diyarı” olarak nitelemek yanlış

olmaz. Atatürk’ün hürriyet aşkının ilk kıvılcımlarını aldığı vatan ve özgürlük şairi Namık

Kemal Tekirdağlıdır. İkinci Kemal, Mustafa Kemal Atatürk’tür. Topraklarını önemli tarihsel

olaylarla ilgili olarak beş kez şereflendirdiği Tekirdağ’da; 23 Ağustos 1928 tarihinde harf

inkılabı vesilesiyle Başöğretmen olarak ilk dersi vermiştir. “Üç Kemaller Diyarı Tekirdağ”

derken, üçüncü Kemal, gene Balkanlar’da (Üsküp) doğmuş büyük şair Yahya Kemal

Beyatlı’dır. Kendisi; Atatürk döneminde 1 Mart 1935’te V. Dönem ve 3 Nisan 1939’da VI.

Dönem Tekirdağ Milletvekilliğini yapmıştır.

Son zamanlarda o müthiş rengi fotoğraflarımızda yer alan ayçiçeklerimiz

(günebakanlarımız) içinizi ısıtmıyor mu?

EKADDER BÜLTEN 3


Tekirdağ yüz ölçümüne göre ekili-dikili alanları en çok illerden biridir. Tarıma elverişli alanların

oranı yüzde 80’dir.Tekirdağ ilinden çok çeşitli ve bol ürünler alınmakla beraber ‘buğday,

ayçiçeği, soğan, karpuz, kiraz ve üzüm’önceliklidir.

Görmek mi istediniz? Ulaşımda alternatifiniz çok!

Tekirdağ’da kara yolu, demir yolu, deniz yolu ve hava yolu ulaşımlarının hepsini bir arada

görmeniz mümkündür. İstanbul’a yakınlığı nedeniyle de özellikle İstanbul’da

yaşayanlar tarafından yazlık yerleşim yeri olarak da tercih edilmektedir.

Aktivite Demişken… Binicilik…Off-Road… İlginizi Çeker mi?

İlçelerinden Çorlu ve Saray’da binicilik ve rehabilitasyon imkanı veren at çiftlikleri

bulunmaktadır. Off-Road aktiviteleri Kartalkaya ve Çorlu Kirazdere’de gerçekleştirilmektedir.

Peki ya biraz serinlemek, yüzmek mi istiyorsunuz? İşte alternatifleriniz…

Şarköy: Şarköy, Marmara Denizi kıyısına kurulmuş şirin bir ilçedir. Zeytini, üzümü ve kirazı ile

ünlüdür. Şarköy, 60 km uzunluğunda ki sahili ile Türkiye’nin birinci, dünyanın en uzun 12.

kumsalına sahiptir. Mavi bayraklı denizi ve tertemiz suları ile büyük ilgi görmektedir.

Hoşköy: Tekirdağ’ın Şarköy ilçesine bağlı olan, balık ve zeytinyağıyla ünlü bir beldedir. Doğal

güzellikleriyle doyumsuz manzaralar sunan Hoşköy, yörenin en büyük balıkçı barınaklarından

birine sahiptir. Yazın, deniz tatili için sakin bir yer arayanların tercih ettiği Hoşköy, fotoğraf ve

doğa tutkunları için de güzel bir alternatif oluşturmaktadır.

Kumbağ: Tekirdağ'da deniz turizmi denilince akla ilk gelen yerlerden olan Kumbağ, özellikle

yaz aylarında İstanbul başta olmak üzere çevreden gelen ziyaretçilerin uğrak yeri haline

gelmiştir. Tekirdağ’a 14 kilometre mesafede olan Kumbağ, Marmara kıyısının önde gelen tatil

beldeleri arasında yer alır. Kumbağ sırtlarındaki orman içi dinlenme tesisleri özellikle hafta

sonları çok sayıda tatilciyi ağırlamaktadır.

Kastro: Tekirdağ'ın Saray ilçesine 27 kilometre uzaklıkta Karadeniz'in Tekirdağ’a temas ettiği

noktada yer alan Kastro (Çamlıkoy) yeşilin mavi ile buluştuğu Istrancalar bölgesinde yer alır.

Alan; Marmara Denizi kenarındaki Tekirdağ ilinin Karadeniz kıyısındaki hududunu

oluşturmakta ve hâlihazırdaki mesire yerinin bulunduğu koy ile birlikte yapraklı ormanlar ve

zengin bitki örtüsüyle eşsiz bir doğal güzellik sunmaktadır.

EKADDER BÜLTEN 4


MOTOKROS’a ne dersiniz?

Hayrabolu ilçesi son yıllarda sahne olduğu motokros

yarışmaları ile bölgenin doğada gerçekleşen spor

etkinliklerine bir yenisini daha eklemiştir.Türkiye

Motor Sporları Federasyonunun düzenlediği Türkiye

Motokros Şampiyonası’nın bir ayağı bu ilçemizde

yapılmaktadır.

Yelken Ve Rüzgar Sörfü Tekirdağ ‘da

Yelken kulübü tarafından sürekli gerçekleştirilen

aktiviteler peki bunları denediniz sonra Yamaç

Paraşütüne ne dersiniz? 2007 yılında, Tekirdağ

Valiliği’nin, Yeniköy’den 625 m. rakımlı Nişantepe’ye

çıkış yolunu açması ve Ayvasıl Mevki’ndeki deniz

kıyısını iniş alanı olarak düzenlemesi ile birlikte,

Yeniköy - Uçmakdere bölgesi yamaç paraşüt

sporcularının kullanımına açılmıştır.

Yeniköy -Uçmakdere bölgesi yamaç paraşütü ve spor turizmi açısından sahip olduğu uygun

özellikler ve içinde barındırdığı doğal güzellikler ile hem bölge hem de Türkiye genelinde bilinen ve

tercih edilen bir uçuş yeri haline gelmiştir.

Ne yemeli Ne içmeliyiz?

Velimeşe bozası, Tekirdağ peyniri, Üzüm suyu, Manda yoğurdu, Zeytin, zeytinyağı, Hayrabolu

tatlısı, Peynir tatlısı, Tekirdağ köftesi..

EKADDER BÜLTEN 5


Nereleri gezmeli?

Namık Kemal Evi: Büyük Vatan şairimiz Namık Kemal'in 1840 yılında Tekirdağ'da

doğduğu ev, yakın çevresindeki eski Tekirdağ evleri de örnek alınarak, Tekirdağ il

Özel İdaresi ve Tekirdağ Namık Kemal Derneği tarafından 1993 yılında restore

edilmiştir.Rakoczi Müzesi: II.FrenchRakoczi 1735 yılından ölümüne kadar burada

ikamet etmiştir. Rakoczi'nin ikamet ettiği bu Türk evi, 1932 yılında Macaristan

Hükümetince satın alınıp, aslına uygun restore edilerek Müze haline getirilmiştir.

Arkeoloji Ve Etnografya Müzesi: Müzede, Tekirdağ ve civarında bulunmuş ve tarih

öncesi çağlardan günümüze kadar gelen toplam 23.901adet eser bulunmaktadır. Bu

eserlerden 4.863’ü arkeolojik eser, 17.129’u sikke, 1.909'uetnografik eserdir. Müze

"Rakoczi Cad.No:1" deki binasında 1992 yılından bu yana faaliyet göstermektedir.

Rüstem Paşa Külliyesi: Rüstempaşa Külliyesi içinde en belirgin yeri tutan

Rüstempaşa Camii, 1553 tarihinde Kanuni Sultan Süleyman'ın damadı Rüstem Paşa

tarafından denize hâkim bir tepe üzerinde Mimar Sinan'a yaptırılmıştır.

Sayılan tarihi yapıtların yanında Kurtuluş Anıtı, Namık Kemal Anıtı, Şehitler Çeşmesi

Anıtı ve Hürriyet Abidesi, Tekirdağ'daki önemli tarihi eserlerdir.

Kaynakça:

Tekirdağda Tarih Öncesi Yerleşimlerden Menekşe Çatlağı ve Trak Tümülüsleri, Arkeolog

M.A.Işın, Tekirdağ Değerlendirme Sempozyumu 2010, sf.106

http://www.tmo.gov.tr/Upload/Images/SubeHarita/Kultur/Tekirdag.pdf

http://www.tekirdag.bel.tr/tarih

http://www.tekirdag.gov.tr/sehrimiz

Hazırlayan:

DEVLET KAĞAN

BAHAR

EKADDER BÜLTEN 6


EL SANATLARI İLE

ELAZIĞ

Elazığ, eski adıyla “EL-AZİZ” olarak bilinen şehrimizin en ünlü el sanatları:

Dokumacılık

Halıcılık

Çit Baskıcılığı

İğne Oyacılığı

Semercilik

Bakırcılık

Yemencilik

Çömlekçilik

Rölyef

Dokumacılık

Harput ve civarında özellikle dağ köylerinde yapılan; kilim, cicim, çarpana, çul ve keçe çeşitleri

ülke çapında ünlüdür. Kilimler ve cicimler nazman adı verilen gezici tezgahlarda dokunur.

Kilimlerin enleri 60-120, boyları 210-350 cm arasında değişir. Türük adı verilen heybeler el

tezgahlarında yapılırdı. Eskiden yörede çok yaygın olan bez dokumacılığı kuyu adı verilen

tezgahlarda yapılırdı. Bugün kuyu dokumacılığı tamamen terk edilmiştir. Dokumalarda en çok koç

boynu, deve boynu, çakmak, sinek, kartal, gonca, çengel, kaz ayağı, yayla yolu, öküz gözü, saç

bağı, çiçek, göz,keçi, akrep ayağı, eli belinde, adı verilen motifler kullanılırdı. (Elazığ İl Kültür ve

Turizm Müdürlüğü, 2020)

EKADDER BÜLTEN 7


Halıcılık

Geleneksel el sanatlarımız içerisinde önemli bir yeri olan

halıcılık, ekonomik değerini muhafaza ettiğinden günümüzde

de gelişerek yaşamaktadır. Elazığ’da İl Özel İdaresi

tarafından 1962 yılında halıcılık okulu açılmış 70 kişilik bir

personelle halı üretimine geçmiştir. Bu okul özel sektöre

devredilmiş olup halen faaliyetlerini sürdürmektedir. İlimizde

1975 yılında ise özel müteşebbisler halı atölyeleri

kurmuşlardır. Yaklaşık 40 tezgahın ve 55 işçinin çalıştığı bu

atölyelerde çok güzel halılar üretilmektedir. Ayrıca, şehir

merkezinde Tarım Bakanlığınca işletilen El Sanatları Eğitim

Merkezi Müdürlüğü’nde halıcılık eğitimi verilmektedir.

Parasız yatılı olan bu kuruluştan bugüne kadar 1.014

öğrenci mezun olmuştur. Hereke, Bünyan, Ladik ve Isparta

türü halılar öğretilmektedir. (Elazığ İl Kültür ve Turizm

Çit Baskıcılığı

Müdürlüğü, 2020)

Elazığ çit baskıcılığı sanatı geçmişte yaygın olan bugün

ise sınırlı çevrelerde etkinliğini sürdüren geleneksel el

sanatı koludur.Çitin sözlük karşılığı: pamuktan

dokunmuş basma başörtüsü, yazma anlamlarını

kapsamaktadır.“Çit sözcüğü Anadolu’nun çeşitli

yerlerinde değişik anlamlarda kullanılmaktadır.” Kars ve

Isparta çevrelerinde Elazığ’daki ismiyle

kullanılmaktadır.Uzmanlar, Elazığ çit baskıcılığını,

Anadolu yazmacılık sanatının, diğer bir deyişle tahta

kalıpla kumaş baskısı sanatının bir uzantısı olarak

görürler.Süslemede nakışın yerini alan baskı tekniği ile

desenlenmiş kumaşlara da yörede çit denilmektedir.

Elazığ’da çit üzerine yapılan tahta kalıpla kumaş baskı

işlemi “çit basma” ve buna ilişkin dalı da “çitçilik”

şeklinde yerel adlandırma ile bilinmekte ve

tanınmaktadır.“Elazığ’da basılan çitler teknik yönden

“kalıp baskı gurubuna girerler. Renklendirme yönünden

ise, çoğunlukla tek tip “karakalem” çitler basılmaktadır.

Kalıp baskı tekniği ile basılan çitleri eskiden başörtüsü

(yazma), yorgan yüzü, sofra örtüsü, yatak örtüsü,

bohça, geyme (erkek gömleği), ve elbiselik kumaşlar

oluşturmaktaydı. Bugün ise sofra örtüsü, sedir örtüsü,

bohça, peçete, namaz seccadesi gibi örnekler

basılmaktadır. (Elazığ İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü,

2020)

EKADDER BÜLTEN 8


İğne Oyacılığı

İğne oyacılığının tarihi, yörede oldukça eskidir. Özelikle Türk kadının el emeğini, göz nurunu ve

estetik anlayışını yansıttığı oyalar, adeta birer küçük sanat abidesidir. Sergilendiği yeri gül

bahçesine çeviren, örtüldüğü yüze büyülü bir güzellik katan oyalarımızın eşine dünyanın hiç bir

yerinde rastlanılmayacağını hiç çekinmeden söyleyebiliriz. Oyacılık, nineden toruna geçen ve eli

biraz iğne tutabilen kız çocuğunun hemen öğrenmeye başladığı bir sanattır.Dün olduğu gibi

bugünde çeyiz sandıklarının demirbaş malzemesi olan oyalı yazmalar sanat eserleri olmalarının

yanında motifleri ve yapılış tarzının bizlere verdiği kültürel mesajlarla da kültür tarihimiz açısından

fevkalade önem arz eder.Elazığ Kültür Müdürlüğünün 1985 yılından beri açmış olduğu, Elazığ iğne

oyaları ve oyalı yazmaları ödüllü yarışma ve sergileri sonucunda, oyacılık sanatı yeniden

canlanmış; oyalarımıza pazar imkanı sağlanmıştır. İşleyen bir yapıya kavuşturulan iğne oyacılığı,

ilin çayda çırası kadar meşhur olmuş ve Elazığ’ı tanıtan turistik eşya olma özelliğine de

kavuşmuştur. (Elazığ İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, 2020)

Semercilik

Motorlu taşıtların bulunmadığı yıllarda önemli bir geçim kaynağı oluşturan semercilik,

makineleşme karşısında eski önemini büyük ölçüde kaybetmiştir. Ancak; halen ulaşımı

motorlu taşıtlarla güç yapıldığı yerlerde kullanılmakta olan, katır, eşek ve at için semer

ve çul yapılmaktadır. Binek hayvanlarının koşum aracı olan semerler, çul, meşin,

kamış, saman ve ip gibi malzemelerle yapılmaktadır. Çoğunlukla siyah, beyaz ve

kiremit renginin kullanıldığı semer ve çulları usta semerciler çok güzel desenlerle de

süslenmektedir. Günümüzde semerciler çarşısında 7-8 tane semerci dükkanı

mevcuttur. (Elazığ İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, 2020)

EKADDER BÜLTEN 9


Bakırcılık

El sanatlarımız arasında bulunan bakırcılığın ilde çok köklü bir geçmişi vardır. Bakırcılar çarşısı adı

altında sadece bakır üzerine çalışan dükkanları bulunduğu çarşı, bugün de mevcuttur. Ancak,

günümüzde bu dükkanların bir çoğunun vitrinini fabrikasyon alüminyum araçlar süslemektedir.

Bakırcıların kullandığı çekiç ve örs ince ve değişiktir. Kap-kaçak ve süs eşyası yapılır. Yapımlarda

dövme, çekme ve dökme teknikleri uygulanmıştır. Bakır kaplar; kazıma, takma, çakma yöntemleriyle

bezenmiştir. Bezemelerde yaprak, lale, nar, nar çiçeği, selvi, hurma, palmiye, dallı, çiçekli tavşan,

panter, aslan, kaplan, yaban keçisi, karaca, balık, kurt, insan figürleriyle yazılar ve geometrik

desenler kullanılmıştır. Kazan, teşt, oturak, güğüm, debbe (kavurma basmak için kullanılan kap),

ibrik, sitil, üsküre (tas), sefer tası, yemek tabağı, hamam tası, saplı tencere, kepçe, guşhane

(tencere), tava, kevgir, cezve, kilden (hamam malzemelerini taşımak için kullanılan kap), kapı

tokmağı vb. eşyalar yapılmaktaydı. Bakır mutfak eşyaları yapıldıktan sonra mutlaka kalaylanarak

kullanılacağından bakırcı dükkanında bir de kalaycı atölyesi bulunmaktaydı. Bir zamanlar, son

derece canlı olan bu ocaklar bakırcılığın eski canlılığını kaybetmesi ile birlikte önemini yitirmiştir.

(Elazığ İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, 2020)

Yemenicilik

Harput’ta, geleneksel yöntem ve tekniklerle yapılan ayakkabılara yemeni adı verilir. Yemenicilik

(ayakkabı yapımı); Harput’un ve son zamanlara kadar Elazığ’ın en önemli geçim kaynaklarından

birini oluştururdu. Eski Harput’ta ve günümüz Elazığ’ında halen yemeniciler çarşısı adıyla anılan bir

çarşı bulunmaktadır. Bugün tamamen unutulmaya yüz tutmuş yemeniler; altı kösele üstü ise deriden

yapılmış olup, son derece kullanışlı ayakkabılardı. Bugün özellikle çevre köylerden yemeni yaptırmak

için istek gelmesine rağmen, yemeni yapacak usta bulunmadığından bu talepler

karşılanamamaktadır. Sadece bir yemeni ustasının kaldığı yemeniciler çarşısında, şimdi fabrikasyon

ayakkabılar satılmakta; bazı eski ustalar da dükkanlarda ayakkabı tamiriyle birlikte, kundura

yapmaktadırlar. Yemenicilik sanatının unutulmaya başlamasının en büyük sebebi, yemeni yapımının

zahmetli olması ve bu işe genç kalfa ve ustaların ilgi duymamasıdır. (Elazığ İl Kültür ve Turizm

Müdürlüğü, 2020)

EKADDER BÜLTEN 10


Hazırlayan:

FIRAT KÜBRA

Çömlekçilik

İnsanlığın belki de en eski sanatı olarak

kabul edilen Elazığ civarında yapılan

arkeolojik kazılarda Paleolotik çağa kadar

uzandığı anlaşılan çömlekçilik sanatı,

yörede binlerce yıldır yaşamaktadır.

İlimizin Sivrice ilçesine bağlı Uslu köyünde

halen geleneksel usullerle ve kadınlar

tarafından çok güzel çanak ve çömlek

işleri yapılmaktadır. Elazığ şehir

merkezinde de çömlek atölyesi

bulunmaktadır. (Elazığ İl Kültür ve Turizm

Müdürlüğü, 2020)

Rölyef

Rölyef sanatını, resime boyut kazandırma çalışmasıdır

şeklinde kısaca tarif edebiliriz.İlimizde bakır üzerine

rölyef çalışması yapılmaktadır. Yapılacak olan konu

veya figür bakır üzerine tersten çizilerek yine tersinden

olmak üzere değişik uçlu çekiçlerle zift veya kum

torbası üzerinde dövülür. Normlarına uygun yükseklik

elde edilinceye kadar dövme işlemi devam ettirilir. Bu

çalışmalar tamamlandıktan sonra esenin üzeri okside

olmaması için organik bir kaplama ile kaplanır. Bu

sanatın Türkiye’deki en önemli temsilcisi Harun

TAŞDEMİR’dir. (Elazığ İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü,

2020)

Kaynaklar:

https:https://elazig.ktb.gov.tr/

EKADDER BÜLTEN 11

EKADDER BÜLTEN 7


BİLGELİK HİKAYELERİ

ACELE KARAR VERMEYİN

Köyün birinde bir yaşlı adam varmış. Çok fakirmiş ama Kral bile onu

kıskanırmış… Öyle dillere destan bir beyaz atı varmış ki, Kral bu at için

ihtiyara neredeyse hazinesinin tamamını teklif etmiş ama adam satmaya

yanaşmamış..“Bu at, bir at değil benim için; bir dost, insan dostunu satar mı”

dermiş hep. Bir sabah kalkmışlar ki, at yok. Köylü ihtiyarın başına toplanmış:

“Seni ihtiyar bunak, bu atı sana bırakmayacakları, çalacakları belliydi. Krala

satsaydın, ömrünün sonuna kadar beyler gibi yaşardın. Şimdi ne paran var,

ne de atın” demişler…İhtiyar: “Karar vermek için acele etmeyin” demiş.

“Sadece at kayıp” deyin, “Çünkü gerçek bu. Ondan ötesi sizin yorumunuz ve

verdiğiniz karar. Atımın kaybolması, bir talihsizlik mi, yoksa bir şans mı?

Bunu henüz bilmiyoruz. Çünkü bu olay henüz bir başlangıç. Arkasının nasıl

geleceğini kimse bilemez.”Köylüler ihtiyar bunağa kahkahalarla gülmüşler.

Aradan 15 gün geçmeden at, bir gece ansızın dönmüş… Meğer çalınmamış,

dağlara gitmiş kendi kendine. Dönerken de, vadideki 12 vahşi atı peşine takıp

getirmiş. Bunu gören köylüler toplanıp ihtiyardan özür dilemişler. “Babalık”

demişler, “Sen haklı çıktın. Atının kaybolması bir talihsizlik değil adeta bir

devlet kuşu oldu senin için, şimdi bir at sürün var..”“Karar vermek için gene

acele ediyorsunuz” demiş ihtiyar. “Sadece atın geri döndüğünü söyleyin.

Bilinen gerçek sadece bu. Ondan ötesinin ne getireceğini henüz bilmiyoruz.

Bu daha başlangıç. Birinci cümlenin birinci kelimesini okur okumaz kitap

hakkında nasıl fikir yürütebilirsiniz?”Köylüler bu defa açıkça ihtiyarla dalga

geçmemişler ama içlerinden “Bu herif sahiden aptal” diye geçirmişler… Bir

hafta geçmeden, vahşi atları terbiye etmeye çalışanihtiyarın tek oğlu attan

düşmüş ve ayağını kırmış. Evin geçimini temin eden oğul şimdi uzun zaman

yatakta kalacakmış. Köylüler gene gelmişler ihtiyara. “Bir kez daha haklı

çıktın” demişler.“Bu atlar yüzünden tek oğlun, bacağını uzun süre

kullanamayacak. Oysa sana bakacak başkası da yok. Şimdi eskisinden daha

fakir, daha zavallı olacaksın” demişler. İhtiyar “Siz erken karar verme

hastalığına tutulmuşsunuz” diye cevap vermiş.

EKADDER BÜLTEN 12


“O kadar acele etmeyin. Oğlum bacağını kırdı. Gerçek bu. Ötesi sizin verdiğiniz

karar. Ama acaba ne kadar doğru. Hayat böyle küçük parçalar halinde gelir ve

ondan sonra neler olacağı size asla bildirilmez.”Birkaç hafta sonra, düşmanlar

kat kat büyük bir ordu ile saldırmış. Kral son bir ümitle eli silah tutan bütün

gençleri askere çağırmış. Köye gelen görevliler, ihtiyarın kırık bacaklı oğlu

dışında bütün gençleri askere almışlar. Köyü matem sarmış. Çünkü savaşın

kazanılmasına imkân yokmuş, giden gençlerin ya öleceğini ya da esir

düşeceğini herkes biliyormuş.Köylüler, gene ihtiyara gelmişler… “Gene haklı

olduğun kanıtlandı” demişler. “Oğlunun bacağı kırık ama hiç değilse yanında.

Oysa bizimkiler, belki asla köye dönemeyecekler. Oğlunun bacağının

kırılması, talihsizlik değil, şansmış meğer…”“Siz erken karar vermeye devam

edin” demiş, ihtiyar. “Oysa ne olacağını kimseler bilemez. Bilinen bir tek

gerçek var. Benim oğlum yanımda, sizinkiler askerde… Ama bunların

hangisinin talih, hangisinin şanssızlık olduğunu kimse bilmiyor.

”“Acele karar vermeyin.Hayatın küçük bir dilimine bakıp tamamı hakkında

karar vermekten kaçının.Karar; aklın durması halidir.Karar verdiniz mi, akıl

düşünmeyi, dolayısı ile gelişmeyi durdurur.Buna rağmen akıl, insanı daima

karara zorlar.Çünkü gelişme halinde olmak tehlikelidir ve insanı huzursuz

yapar.Oysa gezi asla sona ermez.Bir yol biterken yenisi başlar.Bir kapı

kapanırken, başkası açılır.Bir hedefe ulaşırsınız ve daha yüksek bir hedefin

hemen oracıkta olduğunu görürsünüz.”

Kaynak:

http://www.feniksdergi.org/acele-karar-vermeyin/

Hazırşayan:

PELİN ERİŞ ELİF

EKADDER BÜLTEN 13


TINKERCAD

TİNKERCAD İLE DERS

ÖRNEĞİ KOD BLOKLARI

Problem Durumu

Çalışmaya başlamadan önce dersimize ait problem durumunu belirlemek

amaçlı bir hikaye ile başlamamız dikkat çekici olabilir. Biz doğal afetlere karşı

nasıl bir ev yapabiliriz sorusunu sormadan önce “Üç Küçük Domuzcuk” masalı

ile giriş yapabiliriz. Üç küçük domuzcuk ayakları üzerinde durabilmek için

annelerinden ayrılırlar.Ormanda kendilerine ait ev inşa ederler. En küçük

domuzcuk evini samandan yapar ve diğer kardeşlerinden önce yapıp bitirdiği

için sevinir. Fakat aç kurt gelip domuzcuğun evini bir nefesle yıkar. En küçük

kardeş ortanca kardeşin evine kaçar. Ortanca kardeş de ormandan topladığı

çalı çırpı ile evini tamamlamıştır. Küçük kardeş olanları anlatır ve ortanca

kardeşin evine sığınmak ister. Ortanca kardeş küçük kardeşi evine alır. Kurt

bu sefer ortanca kardeşin evine gelmiştir. Ortanca kardeşin de evini biraz

daha kuvvetli bir nefesle yıkar. İki kardeş korku ile en büyük kardeşin evine

gider. Büyük kardeş iki kardeşini de evine alır. Kurt tekrar gelir ve ne kadar

kuvvetli nefes verirse versin büyük kardeşin evini yıkamaz.(İngiliz Halk Masalı)

Masal okunduktan sonra öğrencilere şu soru sorulur.

Büyük kardeş evin yapımında hangi malzemeleri kullanmıştır? Siz doğal

afetlere karşı dayanıklı ev tasarlayabilir misiniz?

Tasarımınızda hangi teknolojik unsurları kullanabilirsiniz?

EKADDER BÜLTEN 14


Tasarımda Tinkercad programını kullanmak

Tinkercade giriş yapıldıktan sonra "Kod Blokları" bölümüne tıklayıp "Yeni Kod Bloku

Oluştur" butonuna tıklayarak tasarım oluşturmaya başlanır.

Kod Bloklarını Tanıyalım

Yaptığımız kod bloklarının oluşturduğu şeklin aşama aşama hızlıca kontrolü

sağlanır.Yapılan kodlamaların 3 boyutlu hale dönüştüğü alanda x,y,z koordinatları üzerinde

çalışılabilinir.

EKADDER BÜLTEN 15


Kod Blokları ile ev tasarlama

Boyutlarını ayarladığımız şekli ,

evin temeli olarak oluştururuz.

Şeklin konumunu belirlemek için

"değiştir" bölümünden "hareket"

bloğundaki değerler değiştirilir.

Çalışmamız bittikten sonra

oluşturduğumuz her şekli bir

bütün oluşturmak için

"değiştir"bölümündeki "grup

oluştur"bloğunu kullanabiliriz.

Böylece yaptığımız tasarım 3D

yazıcıdan bir bütün olarak

yazdırabileceklerdir.

Kaynak:

https://www.tinkercad.com/

Hazırlayan:

GETİZMEN YEŞİL

MELİN

EKADDER BÜLTEN 16


Hazırlayan:

AKSOY ZEYNEP

BİR ÖNERİMİZ VAR

Prof.Dr. SELÇUK ŞİRİN / YETİŞKİN

ÇOCUKLAR

Çocuklarımız için her şeyi “doğru” yapmanın reçetesini

ararken çoğunlukla kendimizi strese boğuyoruz. Bu

gerçeklikten yola çıkan Prof. Dr. Selçuk Şirin, 20 yıl süren

akademik çalışmaların bir ürünü olan Yetişin Çocuklar’da

ebeveyn ve eğitimcilere sesleniyor. Bu kitapla özellikle

“mükemmel ebeveynlik” baskısını hissedenlere bilimsel ve

yalın bir yaklaşımla iç ferahlatıcı bir kitap sunuyor.

Sevgili Öğretmenim (Film)

Glenn Holland (Dreyfuss), en çılgın hayallerindebile gençlere

müzik öğretmeninin yeteneğini boşa harcamaktan farklı bir

şeye dönüşebileceğini düşünemezdi.Ama genç bestekar

ailesini destekleyebilmek için bir muhteşem eser yapmaya

karar verince, ilham verdiği öğrencilerin onda yarattığı

etkiyi farkeder... ve onların senfonisinin notalarını

oluşturduğunu anlar.

Kaynak :

https://www.dr.com.tr/Kitap/Yetisin-Cocuklar/Selcuk-Sirin/Egitim-Basvuru/Aile-Cocuk/Aile-

Cocuk-/urunno=0001802391001

https://www.imdb.com/title/tt0113862/

EKADDER BÜLTEN 17


Hazırlayan:

AKSOY ZEYNEP

ZEKA OYUNLARI

ABALONE

QUORIDOR

(KORİDOR)

DOKUZ TAŞ

REVERSE (REVERSI)

Kaynak:

https://tr.wikipedia.org/wiki/Abalone_(oyun)

http://blog.milliyet.com.tr/engelleri-asma-oyunu-koridor--quoridor/Blog/?BlogNo=506652

https://www.youtube.com/watch?v=4U2j1sE633k

https://www.youtube.com/watch?v=wJPiFJFg9Dk

EKADDER BÜLTEN 18


EKADDER

EĞİTİMCİ

KADINLAR

DERNEĞİ

EKADDER BÜLTEN 19

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!