You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
َۙ
ه
Meâli: “Mûsâ dedi ki: ‘Ey Rabbim! Dileseydin onları ve beni daha önce helâk ederdin.
İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden bizi helâk edecek misin? Bu iş, senin
imtihanından başka bir şey değildir; onunla dilediğini/dileyeni saptırır, dilediğini/dileyeni
de doğru yola iletirsin. Sen bizim velîmizsin. Artık bizi bağışla ve bize acı! Sen
bağışlayanların en iyisisin.” 53
﴾١٦﴿
﴾١٥﴿
فَقَالُوا عَلَى ّٰللا ِ تَ
وَكَّلْنَاۚ رَبَّنَا َلَ تَجْ عَلْنَا فِتْنَةً لِلْقَوْمِ الظَّالِمِينَ
وَنَجِّنَا بِرَحْ مَتِكَ مِنَ الْقَوْمِ الْكَافِرِينَ
Meâli: “Onlar da şöyle karşılık verdiler: ‘Yalnız Allah’a dayanıp güvendik. Rabbimiz!
Bizi o zalimler için imtihan aracı kılma! Merhametinle bizi o inkârcılar güruhundan
kurtar.” 54
قَالَ رَبِّ اِنٰ َِّٓي اَعُوذُ بِكَ اَنْ اَسْ َلَكَ مَا لَيْسَ لِي بِهِ عِلْمِۜ وَاَِلَّ تَغْفِرْ لِي وَتَرْحَمْنَِّٓي اَكُنْ مِنَ ﴿٤٧﴾
الْخَاسِرِي َن
Meâli: “Nûh dedi ki: ‘Ey Rabbim! Ben, senden hakkında bilgi sahibi olmadığım bir
şeyi istemekten yine sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve esirgemezsen, kaybedenlerden
olurum!” 55
رَبِّ قَدْ اهتَيْتَنِي مِنَ الْمُلْكِ وَعَلَّمْتَنِي مِنْ تَأْوِيلِ اَلْ َحَادِيثِ ۚ فَاطِرَ السَّمه وَاتِ وَاَلْ َرْضِ اَنْتَ وَ
بِالصَّالِحِينَ
لِيِّ فِي الدُّنْيَا وَاَلْ ۚ هخِرَةِ تَوَفَّنِي مُسْلِماً وَاَلْحِقْنِي
﴾١٠١﴿
Meâli: “Ey Rabbim! Bana iktidar verdin ve bana rüyaların yorumunu da öğrettin. Ey
gökleri ve yeri yaratan! Dünyada da ahirette de beni yönetip himaye eden sensin. Müslüman
olarak canımı al ve beni iyi kulların arasına kat!” 56
وَاِذْ قَالَ اِبْره هِيمُ رَبِّ اجْ عَلْ هه ذَا الْبَلَدَ اهمِناً وَاجْ نُبْنِي وَبَنِيَّ اَنْ نَعْبُدَ اَلْ ِۜ َصْنَامَ ﴿٣٥﴾ رَبِّ اِنَّهُنَّ اَضْلَلْنَ كَثِيراً مِنَ ۚ النَّاسِ فَمَنْ تَبِعَنِي فَاِنَّهُ مِنِّ ۚي
وَمَنْ عَصَانِي فَاِنَّكَ غَفُور رَحِيم رَبَّنَ َّٓا اِنٰ َِّٓي اَسْكَنْتُ مِنْ ذُرِّيَّتِي بِوَادٍ غَيْرِ ذِي زَرْعٍ عِنْدَ بَيْتِكَ َۙ الْمُحَرَّمِ رَبَّنَا لِيُقِيمُوا ه الصَّلوةَ فَاجْ عَ ْل
اَفْ ِدَةً مِنَ النَّاسِ تَهْوَِّٓي اِلَيْهِمْ وَارْزُقْهُمْ مِنَ الثَّمَرَاتِ لَعَلَّهُمْ يَشْكُرُو َن رَبَّنَ َّٓا اِنَّكَ تَعْلَمُ مَا نُخْ فِي وَمَا ِۜ نُعْلِنُ وَمَا يَخْ ه فى عَلَى ّٰللاه
ِ مِنْ
﴾٣١﴿
﴾٣٧﴿
﴾٣٦﴿
شَيْءٍ فِي اَلْ َرْضِ وََلَ فِي السَّمَ َّٓاءِ ﴿٣١﴾
مُقِيمَ ه الصَّلوةِ وَمِنْ ذُرِّيَّتِيۗ رَبَّنَا وَتَقَبَّلْ دُعَ َّٓاءِ
اَلْحَمْدُ ّللِ ٰ ه
ِ الَّذِي وَهَبَ لِي عَلَى الْكِبَرِ اِسْمه عِ يلَ وَاِسْحه قَ
ِۜ اِنَّ رَبِّي لَسَمِيعُ الدُّعَ َّٓا ِء
رَبِّ اجْ عَلْنِي
رَبَّنَا اغْفِرْ لِي وَلِوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِنِينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ ﴿٤١﴾
Meâli: “İbrâhim şöyle dua etmişti: ‘Rabbim! Bu şehri güvenli kıl, beni ve çocuklarımı
putlara tapmaktan uzak tut! Rabbim! Putlar, insanlardan birçoğunun sapmasına sebep oldu.
Bundan böyle kim bana uyarsa o bendendir; kim de bana karşı gelirse artık sen çok
bağışlayan, pek esirgeyensin. Ey Rabbimiz! Ben zürriyetimden bir kısmını, senin kutsal
evinin (Kâ‘be) yanında tarıma elverişli olmayan bir vadiye yerleştirdim. Bunu yaptım ki
Rabbim, namazı kılsınlar! İnsanların gönüllerini onlara meylettir ve çeşitli ürünlerden onlara
rızık ver ki şükretsinler! Rabbimiz! Şüphesiz ki sen gizlediğimizi de açıkladığımızı da
bilirsin. Yerde ve gökte hiçbir şey Allah’a gizli kalmaz. Yaşlılığıma rağmen bana İsmâil’i ve
İshâk’ı armağan eden Allah’a hamdolsun! Şüphesiz Rabbim duaları kabul edendir. Rabbim!
Beni ve soyumdan gelecek olanları namazı devamlı kılanlardan eyle; Rabbimiz, duamı kabul
et! Rabbimiz! Hesap kurulacağı gün beni, anamı, babamı ve mü’minleri bağışla!” 57
﴾٤٠﴿
53
A‘râf 7/155.
54
Yûnus 10/85-86.
55
Hûd 11/47.
56
Yûsuf 12/101.
57
İbrâhîm 14/35-41.