08.04.2020 Views

Medikal Teknik Nisan 2020

Medikal Teknik Nisan 2020

Medikal Teknik Nisan 2020

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.




Publisher

H. Ferruh IŞIK

on behalf of

İstmag Magazin Gazetecilik

İç ve Diş Tic. Ltd. Şti.

Managing Editor

(Responsible)

Mehmet SÖZTUTAN

mehmet.soztutan@img.com.tr

Advertising Coordinator

Recep ARSLANTAŞ

recep.arslantas@img.com.tr

+90 537 441 97 68

Editors

Duygu SAZAN

duygu.sazan@img.com.tr

Recep ARSLANTAŞ

recep.arslantas@img.com.tr

Foreign Relations Manager

Ayça SARIOGLU

ayca.sarioglu@img.com.tr

Graphic & Design

Sami Aktaş

sami.aktas@img.com.tr

Accounting Manager

Cuma KARAMAN

cuma.karaman@img.com.tr

Finance Manager

Yusuf DEMİRKAZIK

yusuf.demirkazik@img.com.tr

Web Designer

Amine Nur Yılmaz

amine.yilmaz@img.com.tr

Subscription

Nurten Demir

nurten.demir@img.com.tr

Bursa Represantation

Ömer Faruk GÖRÜN

omer.gorun@img.com.tr

Buttim Plaza D Blok Kat: 4 No:1267 BURSA

Tel:+90 224 211 44 50 / Fax: 224 211 4481

Printing

CTP • BASKI

İHLAS GAZETECİLİK A.Ş.

Merkez Mah. 29 Ekim Cad.

İhlas Plaza No: 11 A/41

Yenibosna - Bahçelievler / İSTANBUL

+90.212 454 30 00

Head Office

İstanbul Magazin Grubu

İHLAS MEDIA CENTER

Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi

No:11 Medya Blok Kat:1

34197 Yenibosna / İstanbul / Turkey

Tel: 0212 454 22 22

Faks: 0212 454 22 93

www.medikalteknik.com.tr

e-mail: info@medikalteknik.com.tr

İMG - Medikal Teknik dergisinde

yer alan makalelerdeki fikirler

yazarlarına aittir.

Yayınlanan ilanların sorumluluğu

reklam verene aittir.

İMG - Medikal Teknik dergisinin

bütün yayın hakları İstmag Magazin Gazetecilik İç

Ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ne aittir.

Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.

1

4

2

2

5

0

7

1

7

8

Allergan Marks Opening of New €160m

Biologics Facility in Westport

Allergan 160 Milyon Euro Yatırımla

Westport’taki Üretim Tesisini Genişletti

Change of Management in the

Pharmaceutical Industry Association of

Turkey

Türkiye İlaç Sanayi Derneği’nde

Yönetim Değişikliği

Daiichi Sankyo Turkey Continues to

Strengthen the Squad with New Names

Daiichi Sankyo Türkiye, Yeni İsimlerle

Kadrosunu Güçlendirmeye Devam Ediyor

Health is the Biggest Wealth

Sağlık En Büyük Varlık!

Production Mobilization From TIM for

Combating Coronavirus

TİM’den Koronavirüsle Mücadele İçin

Üretim Seferberliği



This is a Domination War: The world vs. Covid-19

I don’t know how many of us have been counting days since what time. I’m not sure

how long we will wait to get out of these days when uncertainty prevails. Every day,

stricken with new news, new sufferings, looking for a light of hope in the darkness

is becoming more and more tiring day by day. It is the first time that we follow

and understand each other with the similarities of being human. Just because we

breathe, we have the same expressions in our gaze. I think the world is living lonely.

Streets, avenues, parks and, most importantly, people are alone. I have no doubt

that we wake up to each new day with greater anxiety and greater expectations.

And our biggest expectation is from the health sector, from every stakeholder of

the health sector ...

We want to be protected from the virus, so we have a high expectation from

medical equipment manufacturers. Patients who want to get rid of the danger, the

responsibilities we put on healthcare professionals are great. We want to survive our

call to our state is great without reducing our lives…

Our task today is to establish crowds in our own loneliness. We will overcome all

kinds of difficulties with what we know, what we produce, and our responsibilities...

This is not threat for a country but to all humanity. But hope, perseverance and work

are the biggest indications that we will get rid of this difficulty…

‘Stay-at-Home Turkey’, ‘ Stay-at-Home World’ ... We are obliged to all who put himself

at risk for us, who reveal their lives and save lives, who work so that we do not lose

our hope without respecting their economic interests…

World Health Week is much more meaningful, much more grateful, and much more

hopeful this year. Happy World Health Week to all our healthcare professionals and

employees!

To healthy tomorrows… Together… Hopefully…

DUYGU SAZAN

Editor

Bu Bir Hakim Olma Savaşı: Dünya, Covid-19’a karşı

Kaçımız, ne zamandan beridir günleri sayıyoruz bilmiyorum. Ya da ne zamana kadar

belirsizliğin hüküm sürdüğü bu günlerden çıkabilmek için bekleyeceğiz emin değilim.

Her gün yeni haberlerle, yeni acılarla sarsılmak, karanlığın içinde bir umut ışığı

aramak gün geçtikçe daha da yorucu olmaya başlıyor. İlk defa sadece insan olmanın

aynılığı ile birbirimizi izliyoruz, anlıyoruz. Sadece nefes aldığımız için bakışlarımızda

aynı ifadelere sahibiz. Bence dünya, yalnızlığı yaşıyor. Caddeler, sokaklar, parklar

ve en önemlisi insanlar, yalnız. Her yeni güne daha büyük endişeyle, daha büyük

beklentilerle uyandığımıza şüphem yok. Ve en büyük beklentimiz de sağlık

sektöründen, sağlık sektörünün her bir paydaşından…

Korunmak istiyoruz virüsten, bu yüzden tıbbi malzeme üreticilerinden beklentimiz

büyük. Kurtulmak istiyor tehlikeyle buluşan hastalar, sağlık çalışanlarına yüklediğimiz

sorumluluklar büyük. Hayatta kalmak istiyoruz yaşamlarımızdan eksiltmeden,

devletimize çağrımız büyük…

Bugün bize düşen, kendi yalnızlığımızda kalabalıklar oluşturmak. Bildiklerimizle,

ürettiklerimizle, sorumluluklarımızla her türlü zorluğun üstesinden geleceğiz. Bu bir

ülkenin değil tüm insanlığın tehdidi. Ama umut, azim ve çalışma bu zorluktan da

kurtulacağımızın en büyük göstergesi…

‘Evde Kal Türkiye’, ‘Evde Kal Dünya’… Bizim için kendini tehlikeye atan herkese,

canını ortaya koyup hayat kurtaranlara, ekonomik çıkarlarını gözetmeyip umudumuzu

kaybetmememiz için çalışanlara minnettarız…

Dünya Sağlık Haftası, bu yıl çok daha anlamlı, çok daha minnet dolu, çok daha büyük

umutlara gebe. Tüm sağlık çalışanlarımızın ve sağlığımız için tüm çalışanların Dünya

Sağlık Haftası kutlu olsun!

Sağlıklı yarınlara… Hep birlikte… İnşallah…



6

Everything for Health

Her Şey Sağlık İçin

The Covid-19 virus outbreak, which is seen in many countries

of the world, continues to cause serious damage. On the one

hand, there are great struggles for the people who catch the

virus to recover, while on the other hand, some preventive

measures are taken to prevent the spread of the virus.

Although the measures in question make life conditions

difficult, we have to follow these rules to protect the health of

others, especially our own health. We see that the majority of

community obey, “Turkey stay-at-home” order in our country.

In addition, the number of citizens who follow the 14 rules

published by our Ministry of Health is very high. Our country

is capable of responding to the demands of the

countries that make an emergency call as well

as self-sufficient in the supply of medical

products needed to combat the Covid-19

virus. This situation shows that Turkey has

considerable potential in the production of

medical products.

In the fight against the Covid-19 virus, we

congratulate our heroic healthcare

workers and healthcare workers in

other countries by revealing their

lives. We celebrate the health

days on the occasion of the

health week of April 07-13.

See you May 2020 issue of

Medikal Teknik magazine.

Best regards

Recep ARSLANTAŞ

Coordinator

Recep ARSLANTAŞ

Coordinator

Dünyanın birçok ülkesinde görülen Covid-19 virüs

salgını, ağır hasarlar bırakmaya devam ediyor.

Bir yandan virüse yakalanan insanların sağlığına

kavuşmaları için büyük mücadeleler verilirken, diğer

yandan virüsün yayılmasını önlemek adına bir takım

önleyici tedbirler alınıyor. Söz konusu tedbirler, yaşam

şartlarını zorlaştırıyor olsa da, başta kendi sağlığımız

olmak üzere, başkalarının da sağlığını korumak adına

bu kurallara uymak zorundayız. Ülkemizde, “Evde

Kal Türkiye” çağrısına büyük çoğunluğun uyduğunu

görüyoruz. Ayrıca, Sağlık Bakanlığımızın yayımladığı

14 kuralı da önemseyerek uygulayan vatandaşlarımızın

sayısı oldukça yüksek. Ülkemiz Covid-19 virüsüyle

mücadelede ihtiyaç duyulan medikal ürünlerin

tedarikinde kendi kendine yettiği gibi acil

çağrıda bulunan ülkelerin taleplerine de

cevap verebilecek durumda. Bu durum

da gösteriyor ki, Türkiye medikal ürün

üretiminde önemli potansiyele sahip.

Covid-19 virüsüyle mücadelede,

canlarını ortaya koyarak kahramanca

çalışan sağlık çalışanlarımızı ve

diğer ülkelerdeki sağlık

çalışanlarını tebrik ediyoruz.

07-13 Nisan sağlık haftası

vesilesiyle sağlık günlerini

kutluyoruz.

Medikal Teknik

dergisinin Mayıs

2020 sayısında

görüşünceye kadar

esen kalın.

Saygılarımızla

Recep ARSLANTAŞ

Koordinatör

Recep Aslantas

Coordinator

Mart 2020



8

Philips Goes Ahead with Innovations in Healthcare with

Artificial Intelligence Technology

Philips, Yapay Zekâ Teknolojisi ile Sağlık Alanında

İnovasyonlarına Devam Ediyor

Has been closely witnessing

many developments in

medicine for more than 30

years as a radiologist Dr.Chip

Truwit, Chief Medical Officer,

Diagnostic Imaging, Royal

Philips shares the impacts

of artificial intelligence on

imaging technologies with our

readers.

30 yılı aşkın süredir

Radyolog olarak tıptaki

birçok gelişmelere yakından

tanıklık eden Philips Tanısal

Görüntüleme Tıbbi Bölüm

Başkanı, Dr.Chip Truwit

yapay zekanın görüntüleme

teknolojileri üzerindeki

etkilerini okuyucularımız için

anlattı…

Nisan 2020


9

What do you think about the technological

developments in the field of radiology worldwide,

especially the integration of artificial intelligence

in imaging systems?

First of all, I can say that there are numerous opportunities

for the integration of artificial intelligence in radiology.

Artificial intelligence plays a big part in streamlining

and maintaining workflow in radiology field. We call it

“improving the operational efficiency”.

Now the first focal point is patient’s journey. A patient’s

journey is followed up from the beginning to the end.

For example, we can track many things following the

onset of a disease to whether the patient comes to his/

her appointment on time. Today, the task of physicians is

not to look at the image and make a diagnosis only, but

also to consider the patient’s history and after. Moreover,

when a radiology report comes to a physician, it is possible

to examine the whole journey of the patient including

how the patient is communicated with. For example, let’s

say you have problems in breathing and need home care

service. Healthcare system does not prefer to hospitalize

the patient in such chronic illness cases. At this point,

Philips focuses on home care services.

This journey provides us too much data and artificial

intelligence helps us to use this data a lot. Simply, we as

physicians, want to get as much information as possible,

including the patient’s history when we open the images

like CAT, MRI, PET etc. One can say that electronic medical

records are available but it is not enough for us. We try to

enhance the workflow further. We want the physician to

access all data instantly when the image opens. When the

radiologist leaves the image and goes to another computer

to look at your date of birth, place of living and illnesses,

it causes interruptions during work. We want everything

in a single place. That’s why Philips recently took over a

PACS company called Carestream. Carestream integrates

various information flows, where radiologists can instantly

access the patient’s entire data. This offers an excellent

experience to the physician.

For example, consider a patient who needs to have MRI

or PET scan taken. Normally, the first scan shot after the

patient lies down aims to localize the organs and lying

position. But now they can determine your position on the

bed with cameras and sensors before the very first image

is acquired. With this technology, 2 to 4 minutes can be

saved per patient and first scan acquisition is not needed.

This is of enormous significance in terms of efficiency.

Because efficiency means saving in every sense. You can

save both money and time substantially.

We integrate artificial intelligence in any point where we

can develop or improve operational performance taking

its advantages. For this, as Philips, we either develop

technology or get support from start-up companies.

Medumo is one of the start-up companies we mentioned.

Medumo sends an information message to the patient

about the appointment and the process. Thus, the patient

is informed before her appointment.

Radyoloji konusunda dünya üzerindeki

teknolojik gelişmeleri özellikle de görüntüleme

uygulamaları üzerinde yapay zekanın

entegrasyonunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Öncelikle radyolojinin yapay zekayla entegre edilmesiyle

ilgili birçok fırsat alanı bulunduğunu söyleyebilirim. İş

akışının radyoloji alanında kolaylaşması ve akması için

yapay zekâ çok büyük bir rol oynuyor. Biz buna, operasyonel

verimliliğin iyileştirilmesi diyoruz.

Artık ilk odak noktası hastanın yolculuğu oluyor. Hastanın

yolculuğu, başından sonuna kadar takip ediliyor. Örneğin;

hastalığın ilk ortaya çıktığı andan itibaren hastanın doktor

randevusuna zamanında gelip gelmediğine kadar birçok

şeyi takip edebiliyoruz. Günümüzde hekimlerin görevi

sadece görüntüye bakıp tanı koymak değil, hastanın

hikayesine, yani öncesine ve sonrasına da bakmak. Tüm

bunların yanı sıra radyoloji raporu doktora geldiğinde,

hastayla nasıl iletişim kurulduğuna kadar bütün hasta

yolculuğunu inceleyebiliyoruz. Örneğin, solunum ile ilgili

bir problem yaşıyorsunuz ve evde bakım hizmeti almanız

gerekiyor. Sağlık sistemi bu gibi durumlarda kronik bir

hastalıkta hastanın hastanede yatmasını tercih etmez.

Philips de bu noktada evde bakım hizmetlerine odaklanıyor.

Bu yolculuk içerisinde yararlanabileceğimiz çok fazla veri

var ve yapay zekâ da bu verilerin kullanımı konusunda

bize oldukça yardımcı oluyor. Basit bir örnekle, hekim

olarak CAT, MR, PET gibi görüntüleri açtığımızda hasta

öyküsü de dahil olmak üzere mümkün olduğunca fazla bilgi

almak istiyoruz. Herkesin aklına hemen elektronik sağlık

kaydı geliyor, ama bu bizim için yeterli değil. Biz iş akışını

daha da iyileştirmeye çalışıyoruz. Görüntü açıldığında

Hekimin tüm bilgilere anında ulaşmasını istiyoruz. Eğer

radyolog görüntüyü bırakıp, odanın diğer ucundaki başka

bir bilgisayardan doğum tarihinize, yaşadığınız yere ve

hastalıklarınıza bakıyorsa bu iş yapışı sırasında kopukluğa

yol açıyor. Biz her şeyin aynı yerde olmasını istiyoruz.

Philips, bu nedenle yakın zamanda, Carestream isimli bir

PACS şirketini satın aldı. Carestream, farklı bilgi akışlarını

bütünleştiren, radyologların anında hastanın tüm verisine

ulaşabildiği bir sistem. Bu, hekime kusursuz bir deneyim

sunuyor.

Örneğin, hastanın MR veya PET çekimi yaptırması gerekiyor.

Normalde hasta çekimlerin yapılması için yattıktan sonraki

ilk görüntü, organlarının nerede olduğunu ve yattığı

pozisyonu tespit etmek için alınıyor. Şimdi ise kameralar

ve sensörler sayesinde daha ilk görüntü alınmadan, sizin

yatağın neresinde olduğunuzu tespit edebiliyorlar. Bu

teknoloji sayesinde hasta başına 2 ila 4 dk’lık zaman

tasarrufu sağlanıyor ve ilk görüntünün alınmasına gerek

kalmıyor. Bu durum verimlilik açısından büyük bir öneme

sahip. Çünkü verimlilik her anlamda tasarruf demek.

Gerek maliyetten gerekse zamandan ciddi ölçüde tasarruf

sağlayabiliyorsunuz.

Operasyonel performans geliştirme ya da iyileştirme

yapabildiğimiz her noktaya yapay zekayı entegre ediyor ve

olanaklarından faydalanıyoruz. Bunun için bazen Philips

olarak teknolojiyi biz geliştiriyoruz bazen de start-up

şirketlerden destek alıyoruz. Medumo bahsettiğimiz start-

Nisan 2020


10

At what point is Philips currently for the products

incorporating these developments that have been

put into practice?

For example, consider a patient who needs to have an

MRI scan. This procedure takes an average of 45 minutes

since acquiring a clear image is related to inhalation and

exhalation of the patient under normal conditions. As

Philips, with the ‘Compressed SENSE’ technology, we can

scan MRI images more efficiently and quickly. With this

technology, we are able to provide MRI scan down to 7 to

10 minutes. With artificial intelligence, we are capable of

increasing the resolution of an image with poor quality.

We used to immobilize the patient with a belt around the

patient’s body in MRI scans. This belt was equipped with

a sensor monitoring the inhalation and exhalation of the

patient enabling to acquire the image at the right time.

Today, we use a unique technology named as VitalEye. We

are able to obtain the clearest image within time period

less than 1 minute with this technology incorporating two

cameras on the magnet aperture of the MRI device. These

are all possible with the matchless artificial intelligence

technology. It is a great opportunity for us to offer this

service to numerous people within a short period of time

in addition to the efficiency this technology brings. This

technology belongs to Philips only.

What advantages does the increase in the use

of artificial intelligence in imaging technologies

provide healthcare professionals?

We, as Philips are aiming to be the first company to offer

artificial intelligence technologies to the market in the

fastest way in an effort of making the most accurate and

smart choices in this regard. Philips also focuses on using

artificial intelligence in analytics. Thus, we streamline

the workflows in an endeavor to make the life of the

radiologists simpler. This also goes for the technicians.

Hence, we focus on developing technologies enabling to

do more work with less power, increasing the efficiency.

We take the advantage of artificial intelligence in these

solutions.

What are your predictions on the digitalization of

hospitals?

In each clinic, including in rural areas of Africa, a patient

should have a medical record. It should be possible to send

these records, for instance, via air drop to the physician and

then to the cloud again via air drop after making necessary

changes, enabling all physicians to access. This system is

related to matter of the public health. I believe that we,

as Philips, can achieve our goal of improving the lives of 3

billion people a year by 2030 in this way.

In addition to all these, Philips tracks your sleep and

domestic life. For example, a patient presents with heart

failure and has the necessary scans and then a stent

is placed. If this patient feels unwell and comes to the

hospital again after being discharged from the hospital,

we understand that he/she has not taken care of himself/

herself. No healthcare system wants to face a fact that

hospitals are full of patients. Thus, technologies capable of

tracking patients at home and communicating with each

uplardan biri. Medumo, hastaya randevusu ve süreç ile ilgili

bir bilgilendirme mesajı atıyor. Böylece hasta, randevuya

bilgilendirilmiş bir şekilde gelebiliyor.

Philips, bu gelişmelerin uygulamaya

dönüştürüldüğü ürünler üzerinde şu an hangi

evrede?

Örneğin, hastanın MR çekimi yaptırması gerektiğini

düşünelim. Bu işlem normal şartlarda görüntülemede

netlik sağlanması açısından hastanın nefes alışverişi

ile ilgili olduğu için ortalama 45 dakikalık bir zaman

gerektiriyor. Philips olarak, ‘Compressed SENSE’

teknolojisiyle MR’ı çok daha verimli ve hızlı bir şekilde

çekebiliyoruz. Bu teknoloji sayesinde 7 ila 10 dakikalık bir

süre içerisinde hastanın MR çekiminin gerçekleştirilmesini

sağlayabiliyoruz. Elimizde çok iyi olmayan bir görüntüyü,

yapay zekâ sayesinde büyütebiliyor ve çözünürlüğünü

arttırabiliyoruz. Daha öncesinde MR çekimlerinde hastanın

vücudunun etrafına bir kemer takılıyordu. Bu kemerde

hastanın nefes alışverişini tespit eden bir sensör vardı ve

görüntünün doğru zamanda alınmasını sağlıyordu. Şu anda

ise VitalEye isminde eşsiz bir teknoloji kullanıyoruz. MR’ın

magnet açıklığında iki kamerası bulunan bu teknoloji ile

en net görüntüyü 1 dakikadan daha kısa sürede elde etmiş

oluyoruz. Tüm bunları eşsiz yapay zekâ teknolojisi sayesinde

yapıyoruz. Bu teknoloji sayesinde sadece verimlilik değil,

aynı zamanda kısa sürede çok sayıda insana bu hizmeti

verebiliyor olmamız da çok önemli. Bu sadece Philips’in

sahip olduğu bir teknoloji.

Görüntüleme teknolojilerinde yapay zekâ

kullanımının artması sağlık çalışanlarına ne gibi

avantajlar sağlıyor?

Philips olarak üreteceğimiz yapay zekâ teknolojilerini

piyasaya en hızlı şekilde sunan ilk firma olmayı hedefliyoruz,

bu doğrultuda en doğru ve akıllı seçimleri yapmaya

çalışıyoruz. Philips’in odaklandığı alanlardan birisi de yapay

zekanın analitikte kullanımı. Bunun sayesinde, radyologların

hayatını daha basit hale getirmeye çalışarak, iş akışlarını

kolaylaştırıyoruz. Bu durum teknisyenler için de geçerli.

Dolayısıyla verimliliği arttırarak daha az enerjiyle daha fazla

iş yapmayı sağlayan teknolojiler geliştirmeye odaklanıyoruz.

Bu çözümlerde yapay zekâ bize yardımcı oluyor.

Hastanelerin dijitalleşmesi konusundaki ön

görüleriniz neler?

Her klinikte, hatta Afrika’nın kırsal kesimlerinde bile

hastanın kendine ait tıbbi bir kaydı olmalı. Bu kayıtlar,

örneğin air drop aracılığıyla hekime gönderilebilmeli ve

üzerinde gerekli değişiklikler yapıldıktan sonra tekrar

air drop ile cloud’a gönderilerek bütün hekimlerin

ulaşabileceği bir duruma getirilebilmeli. Bu sistem zaten

kamu sağlığı ile ilgili bir durum. Philips olarak, 2030 yılına

kadar yılda 3 milyar kişinin hayatlarına dokunma hedefimizi

bu şekilde gerçekleştirebiliriz diye düşünüyorum.

Philips, tüm bunların yanı sıra uykunuzu ve ev hayatınızı

da takip ediyor. Örneğin; bir hasta kalp yetmezliğinden

dolayı doktora gidiyor, gerekli görüntülemelerini yaptırıyor.

Nisan 2020


11

other are available. While patients use them at home,

physicians can also be informed on the process via an

application. It is emphasized that patients with chronic

diseases should continue their treatment at home with the

healthcare technology tools. We can also follow the lives

of people outside the hospital through the technologies

we have developed. We enable physicians to observe the

changes in the medical condition of an individual while

we continue our efforts to make further progress in this

regard.

To what extent Philips plans to carry out the use

of artificial intelligence forward in the future?

What are your targets in this regard?

The optimal scenario in the healthcare system is that

physicians are capable of monitoring each individual

on a regular basis via technological devices. In other

words, changes in the person’s medical condition should

be monitored by the physician, and they should make

necessary warnings before the person gets sick and has to

go to the hospital. Integration of artificial intelligence in

individuals’ health in this manner is one of our targets.

What do you think about the Turkish market in

terms of health practices and digitalization? Do

you have any development suggestions in this

regard?

Turkey has a universal healthcare system. In my career, I

am fully committed to the public healthcare sector. Turkish

Government makes significant investments in health.

In healthcare sector, I can say that Turkey is one of the

countries providing healthcare service to its citizens at

universal standards. In terms of radiology personnel, we

see that Turkey has trained well-educated and equipped

radiologists. High-level equipment is utilized. Turkey is

well-structured in terms of both radiology personnel

and equipment. I believe that this development will be

maintained in the future.

Sonrasında kendisine stent takılıyor. Hasta taburcu

olduktan sonra tekrar rahatsızlanıp hastaneye başvuruyorsa

onun kendine iyi bakmadığını anlıyoruz. Hiçbir sağlık

sistemi, hastanelerin hastalarla dolup taştığı bir gerçekle

karşı karşıya kalmak istemiyor. Bunun için evde hastaları

takip edebilen ve birbiriyle konuşabilen teknolojiler mevcut.

Hastalar tüm bunları evlerinde kullanırken, doktorlar da bir

uygulama sayesinde süreç hakkında bilgi sahibi olabiliyor.

Kronik hastalıklara sahip hastaların, sağlık teknolojisi

araçları ile tedavilerinin evlerinde sürdürülmesi

gerekliliğinin altı çiziliyor.

Biz de geliştirdiğimiz

teknolojilerle insanların

hastane hayatı dışındaki

yaşamlarını takip

edebiliyoruz. Kişinin

sağlık durumundaki

değişimi doktorların

gözlemlemesine imkân

tanıyoruz ve bu konuda

daha da ilerleme

sağlayabilmek adına

çalışmalarımıza hızla

devam ediyoruz.

Gelecek dönemde

Philips yapay zekanın

kullanımını ne kadar

ilerletmeyi planlıyor?

Bu konudaki

hayalleriniz neler?

Sağlık sistemindeki

en ideal senaryo,

doktorun her kişiyi teknolojik cihazlar aracılığı ile düzenli

olarak gözlemleyebiliyor olmasıdır. Yani kişinin sağlık

durumundaki değişikliklerin doktor tarafından takip

edilmesi, kişi hasta olup hastaneye gitmek zorunda

kalmadan önce de gerekli uyarılarda bulunması gerekir.

Yapay zekanın kişinin sağlığına bu şekilde entegre olması

gerçekleştirmeyi istediğimiz hedeflerimizden biri.

Sağlık uygulamaları ve dijitalleşme konusunda

Türkiye pazarını nasıl değerlendirirsiniz? Buna

yönelik önerebileceğiniz gelişim fikirleriniz var

mıdır?

Türkiye’de evrensel bir sağlık sistemi bulunuyor.

Kariyerimin tamamını kamu sağlık sektörüne adamış

biriyim. Türkiye’de Devlet, sağlık için önemli oranda

yatırımda bulunuyor. Sağlık sektöründe Türkiye’nin,

vatandaşlarına evrensel standartta sağlık hizmeti veren

ülkelerden bir tanesi olduğunu söyleyebilirim.

Radyoloji personeli açısından bakacak olursak, Türkiye’nin

eğitimli, kendini doğru yetiştirmiş, donanımlı radyologlara

sahip olduğunu görüyoruz. Kullanılan ekipmanlar ise

çok iyi seviyede. Türkiye’de hem radyoloji personeli hem

de ekipman açısından oldukça gelişmiş bir yapılanma

var. İlerleyen süreçte de bu gelişimin sürdürüleceğini

düşünüyorum.

Nisan 2020




14

Allergan Marks Opening of New €160m Biologics

Facility in Westport

Allergan 160 Milyon Euro Yatırımla

Westport’taki Üretim Tesisini Genişletti

Allergan plc, the global integrated

biopharmaceutical leader headquartered in

Ireland, today marked the opening of its €160m

state-of-the-art Biologics 2 facility at its

Westport Campus in Co. Mayo, Ireland. The new

facility will create 63 jobs and enhance Ireland’s

position as a strategic global hub for Allergans’

flagship products, including their botulinum toxin

brand. This brings Allergan’s total investment in

Ireland since it began operations in the country to

more than €750m.

Offering innovative products with the strongest

movements in health and beauty in Turkey, Allergan has

expanded its manufacturing facility in Ireland Westport.

The Biologics 2 facility at Allergan Westport will feature

new manufacturing suites to meet growing global

demand for Allergan’s flagship products. As part of a

strategic expansion to support the next generation of

biologics innovation it will feature a new state-of-the-art

microbiology and cell-based laboratory with world-class

technology and research and development capabilities

to support advances in discovery, development and

manufacturing. Speaking at the opening, Minister Michael

Ring, Minister for Rural and Community Development

Büyüme odaklı yeni endüstri modeliyle

100’ün üzerinde ülkede varlık gösteren global

biyofarmasötik şirketi Allergan, İrlanda

Westport’taki üretim tesisini genişleterek

“Biologics 2” isimli yeni biyolojik ürünler tesisini

yerleşkeye dahil etti. Yapılan yatırım ile Westport

yerleşkesi şirketin küresel ağındaki en büyük

üretim merkezi konumuna ulaşırken İrlanda’daki

yatırım tutarı 750 milyon Euro’yu aştı. Tesisteki

genişlemeyle birlikte amiral gemisi ürünlerin

üretimi devam ederken inovatif çalışmalara da

ağırlık verilecek.

Sağlık ve güzelliği buluşturan yenilikçi ürünleriyle

Türkiye’de güçlü adımlar atan Allergan, İrlanda

Westport’taki üretim tesisini genişletti. Yerleşkeye dahil

ederek 160 milyon Euro tutarında yatırımla hayata geçirilen

“Biologics 2” isimli yeni biyolojik ürünler tesis, Allergan’ın

amiral gemisi ürünleri için stratejik bir küresel merkez

haline geldi. Tesisin açılmasıyla firmanın bölgeye yaptığı

yatırımların toplamı da 750 milyon Euro’yu aştı. Yeni açılan

“Biologics 2” tesisinde üretime devam edilirken; dünya

standartlarında Ar-Ge çalışmalarının yapılabildiği yeni

mikrobiyolojik ve hücre bazlı laboratuvarları sayesinde ise

yeni nesil biyolojik inovasyona odaklanılması hedefleniyor.

Nisan 2020


15

said: “Allergan’s further expansion is a vote of confidence

in Mayo and the West. Allergan is a fantastic employer

and it’s great to see it further cement its presence here in

Westport. Speaking as someone from Westport, Allergan

has had a remarkably positive impact on the town and

on the region. This announcement is further evidence of

how the West can provide a wonderful environment for

investors and employers. I commend Allergan for putting

their trust in the West of Ireland. With the new N5 road

project from Turlough to Westport taking shape, our

ability to attract investment and jobs into the region will

only improve.” On the journey it started with the products

developed for therapeutic purposes; Combining science,

technology and aesthetics, Allergan, which has reached a

leading position in the field of medical aesthetics with its

wide product portfolio that meets the unique needs of

patients, plans to contribute to product innovations that

Dünya genelinde 13 Ar-Ge birimi ve 15 üretim tesisimizle

hastalar için en yenilikçi tedavileri tespit ederek geliştirmeyi

hedefleyen “Açık Ar-Ge” yaklaşımıyla ilaç endüstrisine

öncülük eden Allergan’ın yeni tesisinin resmi açılışına

katılan İrlanda Kırsal ve Toplumsal Gelişme Bakanı Michael

Ring; “Allergan’ın giderek genişlemesi, Westport’a duyulan

güvenin bir göstergesi. Allergan çok iyi bir işveren ve

Westport’taki varlığını daha da güçlendirdiğini görmekten

memnuniyet duyuyoruz” dedi. 2019 yılında bağımsız bir

ekonomik değerlendirme şirketi olan EY-DKM Ekonomik

Danışmanlık tarafından gerçekleştirilen araştırmaya göre

Allergan; son üç yılda İrlanda’da yaptığı 160 milyon Euro

tutarındaki sermaye yatırımıyla İrlanda’nın 2019 GSYH’sine

23 milyon Euro ve hazine gelirlerine 7 milyon Euro katkıda

bulundu.

Tedavi amaçlı geliştirdiği ürünlerden yola çıkarak başladığı

Nisan 2020


16

will maintain this position in the global pharmaceutical

industry with its Westport campus. Believing that the

strategies that can be developed in the field of medical

aesthetics as well as the value it gives to innovation

can be possible with an education-oriented physician

communication, Allergan contributes to the development

of the sector by providing one-to-one trainings to

thousands of physicians through the Allergan Medical

Institute platform.

Allergan marks opening of new era in innovation

Speaking at the global opening event, Mr. Wayne Swanton,

Executive Vice President of Global Operations at Allergan

plc, said: “It gives me great pride to mark the global

opening of our Biologics 2 facility here in Westport as we

embark on the next chapter of growth and innovation

for Allergan’s botulinum toxin brand and other biologics

products. The sensitivity of biologics in the manufacturing

process is like no other. It requires a level of exactness in

manufacturing and handling throughout the whole supply

chain around the world, which is truly unique. That journey

starts here in Westport on the west coast of Ireland with

a team of over 1,300 passionate and highly skilled people

who have been integral to growing our products to the

scale we see today and delivering impact for patients.

Mr. Paul Coffey, Vice President Global Manufacturing

(Eyecare & Biologics) and site lead at Allergan Westport,

said: “This investment underpins Allergans commitment to

advancement in the biologics arena and we are delighted

that Ireland is home to this strategic expansion. Our

Westport campus is the largest and most complex in

Allergans global network. Our new biologics facility,

added to our existing biologics facility, will allow us to

meet continued global demand for Allergans flagship

products. With the addition of a new microbiology and

cell-based laboratory too, the team here in Westport are

looking forward to contributing to product innovations that

will make a difference to patients’ lives all over the world

and maintain our position at the forefront of the global

biopharma industry.”

yolculukta; bilim, teknoloji ve estetiği birleştirerek hastalara

özgün ihtiyaçları karşılayan geniş ürün portföyü ile medikal

estetik alanında öncü konuma ulaşan Allergan, Westport

yerleşkesi ile küresel ilaç sektöründeki bu konumunu

koruyacak ürün inovasyonlarına katkıda bulunmayı

planlıyor. İnovasyona verdiği değerin yanında medikal

estetik alanında geliştirilebilir stratejilerin, eğitim odaklı bir

hekim iletişimiyle mümkün olabileceğine inanan Allergan,

Allergan Medical Institute platformu üzerinden de binlerce

hekime birebir eğitimler vererek sektörün gelişimine katkı

sağlıyor.

“Allergan inovasyon alanında yeni bir döneme

adım atıyor”

Allergan Global Operasyonlar İcracı Başkan Yardımcısı

Wayne Swanton etkinlikte yaptığı konuşmada şunları

söyledi: “Allergan, Biologics 2 tesisinin açılmasıyla birlikte

biyolojik ürünler için büyüme ve inovasyon alanında yeni bir

döneme adım atıyor. Biyolojik ürünlerin imalat süreci başka

hiçbir ürüne benzemeyen bir hassasiyet gerektiriyor. Üretim

sonrasında dünya genelindeki tedarik zincirinin tamamı

boyunca taşınması da gerçek anlamda benzersiz ve üst

düzey hassasiyeti zorunlu kılıyor. Bu yolculuk, İrlanda’daki

bu tesiste 1.500’den fazla yetkin çalışandan oluşan bir

ekiple başlıyor. Bu nedenle bu tesis global varlığımızda son

derece büyük bir önem taşıyor.”

Allergan Global Üretim Göz Sağlığı ve Biyolojik Ürünler

Başkan Yardımcısı ve Allergan Westport Tesis Direktörü

Paul Coffey ise; “Bu yatırım, Allergan’ın biyolojik ürünler

alanındaki ilerleme taahhüdünü destekliyor. Mevcut

biyolojik ürünler tesisine yapılan bu ekleme ile amiral

gemisi ürünlerimize olan sürekli talebi karşılayacak ve

yeni mikrobiyolojik ve hücre bazlı laboratuvarlarımızla

da dünyanın her yanındaki hastaların yaşamlarında fark

yaratacak inovatif çalışmalar yürüteceğiz. Westport

yerleşkesi olarak, küresel ilaç sektöründeki öncü

konumumuzu koruyacak ürün inovasyonlarına katkıda

bulunmayı heyecanla bekliyoruz” dedi.

Nisan 2020


17

Significant Collaboration from GSK for Coronovirus Vaccine

GSK’dan Koronovirüs Aşısı İçin Önemli İş Birliği

Clover Biopharmaceuticals, a China-based global clinicalstage

biotechnology company focused on developing novel

and transformative biologic therapies, has announced that

it has entered into a research collaboration with GSK for

its protein-based coronavirus vaccine candidate (COVID-19

S-Trimer). In this context, GSK will combine its scientific and

medical know-how with Clover’s technology and biological

production capability.

GSK is a leader in the development of innovative vaccines

using different adjuvant systems. Thanks to this system,

the immunity that the vaccines can provide alone against

infections can be longer and stronger.

Stating that they have made an important cooperation for

a promising vaccine candidate against coronavirus, GSK

Global Vaccine Medical Director Thomas Breuer said, “The

use of an adjuvant is of particular importance in a pandemic

situation since it may reduce the amount of vaccine protein

required per dose, allowing more vaccine doses to be

produced and therefore contributing to protect more

people. We are proud to contribute to Clover’s research.”.

Joshua Liang, Chief Strategy Officer and Board Director

at Clover, said: “WCoroe look forward to evaluating the

combination of GSK’s pandemic adjuvant system and our

S-Trimer as a vaccine candidate. Utilizing our proprietary

Timer-Tag© technology that has been shown to be

recognized by antibodies produced by multiple previouslyinfected

coronavirus patients, S-Trimer is being rapidly

developed to support global efforts in combating this

current and any future coronavirus outbreaks.” Highlighting

their pride to cooperate with GSK, and encouragement

of the progress of the vaccination program, VP Business

Development & Strategy at Clover, Steven Gong, said, “To

this end, we recognize that collaborations will be critical

to accelerating the development of a successful new

vaccine in times of emergency, and we continue to invite

any interested regulatory, academic or industry parties to

contact us for this noble common cause.”

Yenilikçi biyolojik tedavilere odaklanan Çin merkezli global

biyoteknoloji şirketi olan Clover Biopharmaceuticals, protein

temelli koronavirüs aşı adayının (COVID-19) araştırılması

için GSK ile araştırma iş birliğine gittiklerini duyurdu. Bu

kapsamda, GSK bilimsel ve tıbbi bilgi uzmanlığını, Clover’in

teknolojisi ve biyolojik üretim kabiliyeti ile birleştirecek.

Bağışıklık yanıtını güçlendirmek amacıyla farklı adjuvan

sistemleri kullanarak yenilikçi aşıların geliştirilmesinde

lider GSK’nın bu sistemi sayesinde, aşıların enfeksiyonlara

karşı tek başına sağlayabildiği bağışıklık daha uzun süreli ve

daha güçlü olabilmektedir.

Koronavirüse karşı umut vaat eden bir aşı adayı için önemli

bir iş birliği yaptıklarını belirten GSK Global Aşı Medikal

Direktörü Thomas Breuer, “Clover’in teknolojisi ile doz

başına gerekli olan aşı protein miktarını azaltarak daha

fazla aşının üretilebilmesini sağlamak ve böylelikle daha

fazla insanın korunmasına katkıda bulunmak çok önemli.

Clover’in yürüttükleri araştırmalara katkıda bulunmaktan

gurur duyuyoruz.” dedi.

Clover Strateji Baş Direktörü ve Yönetim Kurulu

Başkanı Joshua Liang ise şunları söyledi: “Timer-Tag ®

teknolojimizle üretilen aşı adayımızda GSK’nın pandemi

adjuvan sisteminin kullanılması bizi heyecanlandırıyor.

Şu an yaşanan ve gelecekte yaşanabilecek koronavirüs

salgınlarıyla mücadele etmeye yönelik global çabalara

destek vermek amacıyla çalışmalara hızlıca başlayacağız.”

GSK ile iş birliği yapıyor olmaktan gurur duyduklarını ve

aşı programının ilerleyişinin kendilerine cesaret verdiğini

belirten Clover İş Geliştirme ve Stratejiden Sorumlu Başkan

Yardımcısı Steven Gong; “Farklı iş birlikleri, mevcut ya da

gelecekte yaşanabilecek koronavirüs salgınlarında yeni

aşıların başarılı bir biçimde geliştirilmesine hız verebilmek

için kritik önem taşıyor.” dedi.

Nisan 2020


18

Does the Coronavirus Infection Pose a Greater Threat to Pregnant Women?

Does the Virus Pass From the Mother to the Baby?

Gebelerde Coronavirüs Enfeksiyonu Daha mı Riskli?

Anneden Bebeğe Virüs Bulaşır mı?

Tüm dünyanın alarma geçmesine yol açan, Dünya

Sağlık Örgütü’nün dünya çapında pandemi

yani salgın olarak ifade ettiği Corona virüsü

infeksiyonu (Covid-19) her geçen gün daha

fazla tehdit oluşturmaya devam ediyor. Bu

infeksiyonun etkileri gebeler için de büyük önem

taşıyor. Hal böyle iken dikkat edilmesi ve gebeler

tarafından bilinmesi gereken birtakım önemli

unsurlar var.

Anne adayından bebeğine geçmiş bir olgunun henüz

gösterilmediğini belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum

Uzmanı Doç. Dr. Emre Pabuçcu, yine de riskin sıfır

olmadığını ifade ederken covid-19 ve gebelik ilişkisi

hakkında merak edilen soruları yanıtlıyor.

Assoc. Dr. Emre Pabuçcu, Obstetrics and Gynaecology Specialist

Gebeler Coronavirus enfeksiyonu için riskli bir

grup mu?

Elimizdeki kısıtlı sayıdaki veriler ile diyebiliriz ki gebeler,

normal bireylerden özellikle covid-19 için daha riskli bir

grup gibi durmuyor. Bu durum vaka sayısındaki azlık

nedeniyle de olabilir. Aynı şey çocuklar için de geçerli.

Gelen yayınlara göre çocuklarda kayıp bildirilmedi. Ancak

gebelikte bağışıklık genel olarak baskılanacağı için

özellikle mevsimsel grip (influenza a ve b) ve diğer birtakım

infeksiyonlar için gebeler riskli bir grup.

Özellikle influenza virüsü çok tehlikeli. Normal bireylerde

Nisan 2020


19

The Coronavirus infection (Covid-19), which has

caused the whole world to go on full alert and has

been declared a pandemic by the World Health

Organization (WHO), continues to be a great risk

each passing day. The effects of this infection are

also of great importance for pregnant women.

While this is the case, there are several important

things pregnant women should be aware of.

Stating that a case where the virus passed from the mother

to the baby has not yet been encountered, Obstetrics and

Gynaecology Specialist Assoc. Dr. Emre Pabuçcu indicates

that we can not say that there is zero risk, while answering

questions about the relationship between Covid-19 and

pregnancy.

Are pregnant women considered as a risky group

for Coronavirus infection?

With a limited number of data available, we can say

that pregnant women do not seem to be a riskier group

compared to normal individuals, especially for Covid-19.

This may also be due to small number of cases. The same is

true for children. According to incoming publications, child

loss has not been reported yet. However, since immunity

will be suppressed in general during pregnancy, pregnant

women are considered as a risky group especially for

seasonal influenza (influenza a and b) and some other viral

infections.

Especially the influenza virus is quite dangerous. While the

problem is less common for normal individuals, serious

pneumonia may be observed in pregnant women. We can

not say such a thing for Corona yet. Looking at the available

data, there is no obvious increase of risk, especially in

pregnant women. This risk is mostly for people with

sorun daha az izlenirken, gebelerde ciddi zatürre ortaya

çıkabiliyor. Corona için henüz böyle bir şey söyleyemeyiz.

Mevcut verilere bakıldığında, özellikle gebelerde belirgin

bir risk artışı yok. Bu risk daha çok ileri yaş ve altta yatan

hastalıkları olanlar için. Ayrıca, enfeksiyona sahip anne

adaylarının doğum sonrası bebeklerinde herhangi bir

Corona virüse ait sağlık problemine rastlanılmış değil. Sars

veya Mers için risk daha fazla ve infeksiyon halinde erken

doğum, kayıplı doğum gibi sorunlar bildirilmişti.

Coronavirus olan anneden bebeğe virüs geçer mi?

Böyle bir olasılık var ancak bugüne kadar bu tarz bir vaka

bildirilmedi. Bebeklerde veya amniyon sıvılarında virüs

gözlenmedi. Enfeksiyonu kapmış anne adaylarının doğum

sonrası bebeklerinde herhangi bir Corona virüse ait sağlık

problemine rastlanılmadı. Ancak yine de tedbirli olmak ve

hasta gebelere çok dikkatli yaklaşmak gerekli.

Coronavirus tanısı alan anne bebeğe süt verebilir mi?

Virüs enfeksiyonu yakın temasla insandan insana damlacık

yoluyla geçen veya öksürme, hapşırma ile bulaşan bir

enfeksiyondur. Bazı mikroplar -mesela HIV- sütle geçebilen

bir mikrop. Ancak covid-19 için yapılan çalışmalarda sütte

virüs izlenmedi. Yani emzirmede sorun yok gibi görünse de

covid-19 tanısı almış gebelerde emzirmenin kesilmesi ve

riskin azaltılması öneriliyor. Özetle, gebelik birçok sistemde

değişikliğin olduğu bir dönem. Bağışıklık baskılanabilir. Bu

dönemde daha dikkatli olunmalı ve önlemleri herkesten çok

önemsenmeli.

Gebeler Coronavirus için ne gibi önlemler almalı?

Genel önlemler gebeler için de geçerli. Dikkatli beslenme,

Nisan 2020


20

advanced age and/or underlying diseases.

Also, no Coronavirus related health

problem was found in infants of expectant

mothers after birth. For SARS or MERS,

there were more risks and problems such

as preterm labor and stillbirth in case of

infection.

Can the virus pass from the mother

infected with Coronavirus to her

baby?

There is such a possibility, but no such case

has been reported to date. No virus was

observed in infants or in their amniotic

fluids. There were no Coronavirus related

health problems in babies of infected

mothers after birth. However, it is still

necessary to be cautious and approach

pregnant women very carefully.

Can a mother diagnosed with

Coronavirus breastfeed the baby?

Virus infection is an infection that is passed from one

person to another through close contact or is transmitted

by coughing and sneezing. Some microbes, such as HIV, are

milk-transmissible. However, no viruses in the mothers’ milk

was observed in studies conducted for Covid-19. In other

words, although it may seem that there is no problem in

breastfeeding, it is recommended to stop it and reduce

the risk in pregnant women with Covid-19 diagnosis. In

summary, pregnancy is a period of change in many systems.

Immunity can be suppressed. During this period, more

caution should be exercised, and taken measures should be

more intense than they are for anyone else.

Which precautions should be taken by pregnant

women against Coronavirus?

General measures also apply to pregnant women. Careful

nutrition, taking care of personal hygiene and avoiding risky

environments are essential. Particular attention should

be paid to hospitals, indoors and public vehicles; hands

should be washed frequently; pregnant women should

not be around these environments unless it is mandatory;

attention should be paid to nutrition; minimum 1 litres

of water should be consumed daily. The immune system

must be kept strong to prevent this disease. Those with flu,

fever and coughing should be avoided. Since Coronavirus

is transmitted by the respiratory tract and not by food,

pregnant women should wear a virus-protective mask in

crowded environments, should not enter crowded areas as

much as possible and should not travel abroad especially

by plane unless necessary. In addition to all these, getting

seasonal flu vaccines creates a particularly protective effect

on pregnant women and is recommended by important

health care institutions.

Briefly speaking, there is no reason to panic, however

pregnant women should take these measures very

carefully.

kişisel hijyene önem göstermek ve riskli ortamlardan

kaçınmak şart. Özellikle hastane, kapalı ortamlar ve toplu

taşıma araçlarında dikkat edilmeli, eller sık temizlenmeli,

zorunlu olmadıkça bu ortamlarda bulunulmamalı,

beslenmeye dikkat edilmeli, günlük en az 1,5 lt su içilmeli.

Hastalıktan korunmak için bağışıklık sisteminin üst

düzeyde tutulması gerekiyor. Gribal hastalığı olanlardan,

ateşli ve öksürüklü kişilerden uzak durulmalı. Corona

virüs besinlerle değil solunum yolu ile bulaştığı için

gebelerin kalabalık ortamlarda virüs koruyucu nitelikte

maske takması, kalabalık ortamlara mümkün olduğunca

girmemesi ve gerekmedikçe özellikle uçak ile yurtdışı

yolculuk yapmaması gerekiyor. Bütün bunların yanında,

gebelerin mevsimsel grip aşılarını yaptırıyor olması da

özellikle koruyucu bir etki yaratıyor ve önemli sağlık

kuruluşları tarafından öneriliyor.

Özetle, panik yapacak bir durum yok ancak gebeler

önlemleri çok dikkatle uygulamalı.

Nisan 2020



22

Change of Management in the Pharmaceutical

Industry Association of Turkey

Türkiye İlaç Sanayi Derneği’nde Yönetim Değişikliği

The new members of the

Board of Directors and

the Supervisory Board

were determined with the

Ordinary General Assembly

meeting held at the

Pharmaceutical Industry

Association of Turkey

(TISD), the most established

sectoral organization of the

pharmaceutical industry in

our country. Hasan Ulusoy,

the Chair of the Nobel İlaç

Board of Directors was

elected the Chair of the

Board of Directors of the

Association.

Dr. Sami Türkoğlu, Nobel İlaç

Corporate Relations Director

2020 Ordinary General Assembly meeting of the

Pharmaceutical Industry Association of Turkey (TİSD) was

held. The new-term management of TISD was determined

in the General Assembly. Hasan Ulusoy, the Chair of the

Nobel İlaç Board of Directors, was elected the Chair of the

Board of Directors of the Association and Aptullah Anbarcı,

Vice President of the Santa Farma Executive Committee,

was elected the Vice President. Dr. Sami Türkoğlu, Nobel

İlaç Corporate Relations Director, was appointed as the

General Secretary of the Association, and Pharm. Dilek

Durmaz Göleli as the Deputy Secretary-General of the

Association. Pharm. Cengiz Celayir, who has been acting

as the Chair of the Board of Directors for more than 35

years will continue to support the board with his valuable

contributions as the Honorary President of TISD.

In the new term, the Board of TISD will consist of İskender

Pısak (Imuneks Farma), Serkan Sepetçi (Abbott), Dr. Numan

Balki (Ulkar Kimya), Levent Selamoğlu (Pharmactive İlaç),

Zafer Toksöz (Arven İlaç), Murat Sancak (Maxicells İlaç),

Sami Kiresepi (Palmer İlaç), Zeynep Atabay (Atabay İlaç),

Özgür Özdinç (Angelini İlaç). The members of the TISD

Supervisory Board were determined as Namık Badal

(Fresenius İlaç), Ünsal Hekiman (Pharmavision İlaç) and Ümit

Yıldırım (Arimed İlaç).

Furthermore, the General Assembly of TİSD also evaluated

the activities of the Association from previous years and

discussed the priorities for 2020. Hasan Ulusoy, who gave

the opening speech of the general assembly, expressed

that the objective of TISD, the most established umbrella

Ülkemiz ilaç sanayiinin, en köklü

sektörel organizasyonu olan

Türkiye İlaç Sanayi Derneği’nde

(TİSD) gerçekleştirilen Olağan

Genel Kurul toplantısı ile yeni

yönetim ve denetim kurulu üyeleri

belirlendi. Nobel İlaç Yönetim

Kurulu Başkanı Hasan Ulusoy,

Dernek Yönetim Kurulu Başkanı

seçildi.

Türkiye İlaç Sanayi Derneği’nin (TİSD)

2020 yılı Olağan Genel Kurul toplantısı

gerçekleştirildi. Genel Kurul’da TİSD’in

yeni dönem yönetimi belirlendi. Nobel

İlaç Yönetim Kurulu Başkanı Hasan

Ulusoy, Dernek Yönetim Kurulu

Başkanlığına, Santa Farma İlaç İcra

Komitesi Başkan Yardımcısı Aptullah Anbarcı başkan

yardımcılığına seçildi. Nobel İlaç Kurumsal İlişkiler

Direktörü Dr. Sami Türkoğlu dernek genel sekreterliğine,

Ecz. Dilek Durmaz Göleli, dernek genel sekreter

yardımcılığına atandı. 35 yılı aşkın bir süredir yönetim

kurulu başkanlığını yürüten Ecz. Cengiz Celayir, TISD

Onursal Başkanı olarak yönetim kuruluna değerli katkıları

ile destek olmaya devam edecek.

Yeni dönemde TİSD Yönetim Kurulu, İskender Pısak

(İmuneks Farma), Serkan Sepetçi (Abbott), Dr. Numan

Balki (Ulkar Kimya), Levent Selamoğlu (Pharmactive İlaç),

Zafer Toksöz (Arven İlaç), Murat Sancak (Maxicells İlaç),

Sami Kiresepi (Palmer İlaç), Zeynep Atabay (Atabay İlaç),

Özgür Özdinç (Angelini İlaç) isimlerinden oluşuyor. TİSD

Denetleme Kurulu üyeleri ise Namık Badal (Fresenius

İlaç),Ünsal Hekiman (Pharmavision İlaç) ve Ümit Yıldırım

(Arimed İlaç) olarak belirlendi.

TİSD Genel Kurulu’nda ayrıca, derneğin önceki yıllara ait

faaliyetleri değerlendirilerek, 2020 yılına dair öncelikler

görüşüldü. Genel kurulun açılış konuşmasını yapan Hasan

Ulusoy, sektörün en köklü çatı kuruluşu olan TİSD’in

hedefinin Türkiye’de ilaç üretim sanayiinin gelişmesi,

ilerlemesi için faaliyet göstermek ve ilaçta dışa bağımlılığın

azaltılması yolunda çalışmak olduğunu söyledi. Ulusoy,

“Devletimizin ‘İlaçta Dışa Bağımlılığın Azaltılması’ vizyonu

ile tam bir fikir ve amaç birliği içerisindeyiz. Stratejik

alan olarak kabul edilen ilaçta, yerli üretimin önemi

tartışılmaz. 2023 Vizyonu ve 10. ve 11. Kalkınma Planı gibi

resmi belgelerde de yer verildiği şekilde, bu sahada dışa

Nisan 2020


23

organization of the sector,

is to operate to improve and

develop the pharmaceutical

manufacturing industry in

Turkey and to work towards

reducing dependence

on foreign-made

pharmaceuticals. “We are

in full consensus and have

unity of purpose with our

country’s vision of ‘Reducing

Dependence on Foreign-

Made Pharmaceuticals’.

The importance of

domestic manufacturing

of pharmaceuticals, which

is considered a strategic

area, is undeniable. As also

stated in official documents

such as the 2023 Vision and

10th and 11th Development

Plans, we need to reduce

foreign dependency in this

area. In line with this declaration and objective, which we

find very valuable, we are committed to continuing our

contribution as TISD that we have been making for many

years. Domestic manufacturing is an essential requirement

in products that are imported for which we already have

manufacturing capability and capacity in our country

and that require high technology. With the valuable

contributions of TISD stakeholders, we will act together in

all efforts to find effective solutions concerning sustainable

drug policy and access to pharmaceuticals in our country.

We will work to lay out our goals and the added value that

we will provide to the country,” said Ulusoy.

Ulusoy congratulated the new board members and

expressed his infinite faith that TISD will continue to

contribute to our country’s health policy and economy.

bağımlılığı azaltmamız lazım. Çok değerli bulduğumuz bu

tespit ve hedef doğrultusunda yıllardır yaptığımız katkıyı

TİSD olarak sürdürmek azmindeyiz. Hem ülkemizde

üretim kabiliyeti ve kapasitesi olduğu halde ithal edilen

hem de yüksek teknoloji gerektiren ürünlerde yerli

üretim olmazsa olmaz bir gerekliliktir. TİSD paydaşlarının

değerli katkılarıyla, ülkemizde sürdürülebilir bir ilaç

politikası ve ilaca erişimde etkin çözümler bulunması

için gerçekleştirilecek tüm çalışmalarda, birlikte hareket

edeceğiz. Hedeflerimizi ve ülkeye sağlayacağımız katma

değeri ortaya koymak için çalışacağız” dedi.

Ulusoy, yeni yönetim kurulu üyelerini tebrik ederek, TİSD’in

ülkemizin sağlık politikasına ve ekonomisine artan şekilde

katkıda bulunmaya devam edeceğine inancının sonsuz

olduğunu ifade etti.

Nisan 2020


24

AbCellera and Lilly to Co-develop Antibody Therapies for the

Treatment of COVID-19

AbCellera ve Lilly, COVID-19 Tedavisinde Antikor Terapilerini

Birlikte Geliştirecek

AbCellera ve Lilly, COVID-19’un tedavisi ve

önlenmesi için antikor terapötikleri oluşturmak

üzere, COVID-19’dan iyileşen ilk ABD hastalarının

birinden ayrıştırılan 500’den fazla benzersiz

antikor arasından seçim yapacak

AbCellera and Lilly will select from 500+ unique

antibodies isolated from one of the first U.S.

patients who recovered from COVID-19 to

create antibody therapeutics for treatment and

prevention of COVID-19

AbCellera and Eli Lilly and Company (NYSE: LLY) announced

today they have entered into an agreement to co-develop

antibody products for the treatment and prevention of

COVID-19, the disease caused by the SARS-CoV-2 novel

coronavirus. The collaboration will leverage AbCellera’s

rapid pandemic response platform, developed under

the DARPA Pandemic Prevention Platform (P3) Program,

and Lilly’s global capabilities for rapid development,

manufacturing and distribution of therapeutic antibodies.

Within one week of receiving a blood sample from one

of the first U.S. patients who recovered from COVID-19,

AbCellera screened over 5 million immune cells looking for

ones that produced functional antibodies that helped the

patient neutralize the virus and recover from the disease.

From this effort, AbCellera has identified over 500 unique

fully human antibody sequences, the largest panel of anti-

SARS-CoV-2 antibodies ever reported. The next step is to

screen these antibodies to find the ones most effective

in neutralizing SARS-CoV-2. Many of these antibodies will

be expressed in collaboration with partners at the Vaccine

Research Center (VRC) at the National Institute of Allergy

and Infectious Diseases (NIAID), part of the National

Institutes of Health, and pending agreement with NIAID will

be tested for their ability to neutralize the virus.

“AbCellera’s platform has delivered, with unprecedented

speed, by far the world’s largest panel of anti-SAR-CoV-2

AbCellera ve Eli Lilly and Company (NYSE: LLY) SARS-

CoV-2 yeni koronavirüsün neden olduğu COVID-19’un

tedavisi ve önlenmesi için antikor ürünlerini birlikte

geliştirmek için bir anlaşma imzaladıklarını açıkladılar. İş

birliği, DARPA Pandemi Önleme Platformu (P3) Programı

(kapsamında geliştirilen AbCellera’nın hızlı pandemik

yanıt platformundan ve Lilly’nin terapötik antikorların

hızlı gelişimi, üretimi ve dağıtımı konusunda global

yetkinliklerinden faydalanacaktır.

COVID-19’dan iyileşen ilk ABD hastalarının birinden kan

örneği alındıktan sonra bir hafta içinde AbCellera, hastanın

virüsü nötralize etmesine ve hastalıktan iyileşmesine

yardımcı olan fonksiyonel antikorlar üretenleri bulmak

üzere 5 milyondan fazla bağışıklık hücresi taradı. Bu

çalışma sonucu AbCellera, bugüne kadar rapor edilen en

büyük anti-SARS-CoV-2 antikorları paneli olan 500’den

fazla özgün insan antikor dizisi tanımladı. Bir sonraki adım,

SARS-CoV-2’yi nötralize etmede en etkili olanları bulmak

için bu antikorları taramak olacak. Bu antikorların birçoğu,

Ulusal Sağlık Enstitülerinin bir bölümü olan Ulusal Alerji

ve Enfeksiyon Hastalıkları Enstitüsü’nde (NIAID) yer alan

Aşı Araştırma Merkezi’ndeki (VRC) ortakları ile iş birliği

içinde ekspresyonu sağlanacak ve virüsü nötralize etme

yetenekleri kapsamında NIAID ile beklemede olan anlaşma

test edilecek.

AbCellera CEO’su Carl Hansen, Ph.D. konuyla ilgili şu

Nisan 2020


25

antibodies,” said Carl Hansen, Ph.D., CEO of AbCellera. “In

11 days, we’ve discovered hundreds of antibodies against

the SARS-CoV-2 virus responsible for the current outbreak,

moved into functional testing with global experts in

virology, and signed a co-development agreement with

one of the world’s leading biopharmaceutical companies.

We’re deeply impressed with the speed and agility of Lilly’s

response to this global challenge. Together, our teams are

committed to delivering a countermeasure to stop the

outbreak.”

“With the number of cases rapidly increasing all over the

world, doctors and patients are seeking a therapeutic

intervention that can speed their recovery or prevent the

disease. Lilly is committed to playing our part to bring

innovation to patients amidst this global outbreak,” said

Daniel Skovronsky, M.D., Ph.D., Lilly’s chief scientific officer

and president of Lilly Research Laboratories. “We’ve

partnered with AbCellera because we’re impressed with

the speed and quality of their efforts. We are moving at

top speed to create a potential treatment to help patients.

While typically a new therapeutic antibody program might

take years to get in the clinic, our goal with AbCellera is to

be testing potential new therapies in patients within the

next four months.”

Under the terms of the agreement, AbCellera and Lilly

have committed to equally share initial development costs

towards a product, after which Lilly will be responsible for

all further development, manufacturing and distribution.

If successful, Lilly is ready to work with global regulators to

bring a treatment to patients.

açıklamayı yaptı: “AbCellera’nın platformu, şimdiye kadar

görülmemiş bir hızla dünyanın en büyük anti-SAR-CoV-2

antikorları panelini sağladı. 11 gün içinde, mevcut salgından

sorumlu SARS-CoV-2 virüsüne karşı yüzlerce antikor

keşfettik, global viroloji uzmanları ile fonksiyonel testlere

geçtik ve dünyanın önde gelen biyofarmasötik şirketlerinden

biriyle ortak geliştirme anlaşması imzaladık. Lilly’nin bu

global zorluğa verdiği yanıtın hızı ve çevikliğinden çok

etkilendik. Takımlarımız birlikte, salgını durdurmak için bir

karşı önlem ortaya koymak üzere kararlıyız.”

Lilly CSO’su ve Lilly Araştırma Labortuvarları Başkanı

Daniel Skovronsky, M.D, Ph.D. ise şu görüşleri paylaştı:

“Tüm dünyada hızla artan vaka sayısı ile, doktorlar ve

hastalar iyileşmelerini hızlandırabilecek veya hastalığı

önleyebilecek terapötik bir müdahale arıyorlar. Lilly, bu

küresel salgının ortasında hastalara inovasyon getirmek

için üzerine düşeni yapmaya kararlı. AbCellera ile iş

birliği yaptık, çünkü çabalarının hızından ve kalitesinden

etkilendik. Hastalara yardımcı olacak potansiyel bir

tedavi oluşturmak için en yüksek hızda hareket ediyoruz.

Genellikle yeni bir terapötik antikor programının kliniğe

girmesi yıllar alabilir, ancak AbCellera ile hedefimiz

önümüzdeki dört ay içinde hastalarda potansiyel yeni

tedavileri test etmek olacak.”

Anlaşma şartlarına göre, AbCellera ve Lilly bir ürüne

ilişkin başlangıç geliştirme maliyetlerini eşit olarak

paylaşmayı taahhüt etmektedir, daha sonraki geliştirme,

üretim ve dağıtımdan ise Lilly sorumlu olacaktır. Başarılı

olması halinde, Lilly hastalara tedavi sağlamak için global

otoriteler ile çalışmaya hazırdır.

Nisan 2020


26

Novartis Announces Broad Range of Initiatives to Respond to

COVID-19 Pandemic; Creates USD 20 Million Global Fund to

Support Impacted Communities

Novartis, Koronavirüs Salgınından Etkilenen Toplulukları

Desteklemek İçin 20 Milyon Dolarlık Küresel Fon Oluşturdu

Novartis, koronavirüsüne karşı Bill & Melinda

Gates Vakfı, Wellcome ve Mastercard tarafından

başlatılan ‘COVID-19 Therapeutics Accelerator’

adlı girişimi destekleyeceğini açıkladı.

Novartis to join collaborative R&D efforts with the

Bill & Melinda Gates Foundation, Wellcome, and

Mastercard -supported COVID-19 Therapeutics

Accelerator and a partnership with the Innovative

Medicines Initiative (IMI).

Novartis announced a broad set of measures to support

the global response to the COVID-19 pandemic. These

measures include the creation of a global fund to support

communities around the world impacted by the COVID-19

pandemic as well as the company’s decision to join two key

cross-industry R&D initiatives.

The Novartis COVID-19 Response Fund will provide USD

20 million in grants to support public health initiatives

designed to help communities manage challenges posed by

the pandemic. The company has established an accelerated

global review process that will allow for quick approval

and disbursement. The fund is open to grant applications

that will be processed through Novartis affiliates in the

countries. The fund will seek to provide financial grants for

initiatives focused on but not limited to the following areas:

•Strengthening local and national healthcare infrastructure

including funding of additional medical personnel, sourcing

of medicines and medical equipment,

•Establishing digital platforms for COVID-19 related data

collection, remote delivery of healthcare and effective

dissemination of important public health information,

•Creating new or enhancing new community health

programs specific to the pandemic response.

Novartis, Dünya Sağlık Örgütü tarafından küresel salgın

olarak ilan edilen koronavirüsüne (COVID-19) karşı aldıkları

önlemleri açıkladı. Bu önlemler arasında, dünyanın dört

bir yanında COVID-19 salgınından etkilenen toplulukları

desteklemek için küresel bir fon oluşturulması ve sektörler

arası Ar-Ge girişimine katılma kararı yer alıyor.

Novartis, COVID-19 Müdahale Fonu kapsamında,

toplumların salgının yarattığı zorlukları yönetmesine

yardımcı olmak ve halk sağlığı girişimlerini desteklemek

için 20 milyon ABD doları tutarında hibe sağlayacak. Şirket,

resmî kurumlarca oluşturulan taleplerin hızlı bir şekilde

onaylanmasını ve dağıtılmasını sağlayacak. COVID-19

Müdahale Fonu, aşağıdaki alanlara odaklanarak sadece

bunlarla sınırlı olmayan girişimler için mali hibeler

sağlamaya çalışacak:

•Ek sağlık personelinin finansmanı, ilaç ve tıbbi malzeme

temin edilmesi dahil olmak üzere yerel ve ulusal sağlık

altyapısının güçlendirilmesi,

•COVID-19 ile ilgili veri toplama, sağlık hizmetlerinin

uzaktan sağlanması ve önemli halk sağlığı bilgilerinin

etkin bir şekilde yaygınlaştırılması için dijital platformların

oluşturulması,

•Salgına karşılık yeni toplum sağlığı programları

oluşturulması veya geliştirilmesi.

Koronavirüs salgınına karşı Ar-Ge iş birlikleri

Koronavirüs salgınına karşı Bill & Melinda Gates Vakfı,

Wellcome ve Mastercard tarafından koordine edilen

COVID-19 Therapeutics Accelerator adlı girişime destek

vereceğini açıklayan Novartis, aynı zamanda Avrupa

Birliği’nin farmasötik araştırma alanındaki girişimi ile iş

birliği yaptı. Sektörler arası gerçekleştirilen bu iş birlikleri,

birçok ilaç şirketi ve uzman akademik kurumları bir araya

getirerek koordineli bir şekilde araştırma yapmalarına

imkân sağlıyor. Bu çalışmaların yanı sıra Novartis, Avrupa

İlaç Endüstrileri ve Dernekleri Federasyonu (EFPIA)

tarafından koronavirüsüne karşı araştırma ve geliştirme

alanında yapılan acil yardım çağrısına yanıt olarak, in

vitro antiviral testler için uygun olduğu düşünülen çeşitli

bileşenler sunarak katkıda bulunuyor. Buna ek olarak,

mevcut ürünlerinin onaylanmış endikasyonlarının ötesinde,

Nisan 2020


27

Research & Development Collaborations

Novartis has also entered new collaborative research

efforts such as the COVID-19 Therapeutics Accelerator,

coordinated by the Bill & Melinda Gates Foundation,

Wellcome, and Mastercard, as well as a COVID-19 directed

partnership organized by the Innovative Medicines

Initiative (IMI). Both are cross-sector collaborations

that bring several pharmaceutical companies and

expert academic institutions into coordinated research

programs, with the aim of bringing the most promising

molecules forward quickly without organizational barriers.

Additionally, in response to an urgent call for research

and development on coronavirus, issued by the European

Federation of Pharmaceutical Industries and Associations

(EFPIA), Novartis is contributing by making available

several compounds from its libraries that are considered

suitable for in vitro antiviral testing. In addition, the

company is rapidly evaluating other existing products

to see if any could be utilized beyond their approved

indications in response to the pandemic.

Vas Narasimhan, CEO of Novartis, said: “We are dealing

with an extraordinary and unprecedented public health

crisis that requires an incredible level of involvement and

collaboration across government, society and business.

As a medicines company present in over 140 countries,

we are stepping in to provide additional financial support

to critical community or national programs that can help

address urgent public health needs resulting from the

COVID-19 pandemic. Recognizing the power of working

together as an industry, we are also bringing the talent

and capabilities of our industry-leading R&D organization

to two leading and important collaborative R&D

initiatives.”

Novartis’s head office and field employees work

from home until the end of March

Novartis has been monitoring the global pandemic

situation closely. The company’s primary concern has been

the health and safety of associates and patients globally.

Novartis continues to deliver its medicines to patients

and healthcare providers around the world and does not

anticipate supply chain disruption at this time given strong

mitigation measures and inventory levels. The company

has also activated mitigation plans to ensure ongoing drug

supply and smooth operations for its over 500 clinical

studies.

As part of its efforts to protect employee health, effective

Monday, March 16, 2020, all Novartis associates within

Europe, US and Canada are requested to work from home,

with the exception of those working in laboratories,

manufacturing sites and in the field. Novartis Turkey

has also launched home-based work for its employees,

including the field team. The company has also stepped

up the utilization of digital engagement tools to support

internal collaboration as well as outreach to healthcare

professionals and customers.

salgına karşı herhangi bir yararı bulunup bulunmadığını

inceleyerek Ar-Ge çalışmalarına hızla devam ediyor.

Novartis Dünya Başkanı Dr. Vasant Narasimhan, “Hükümet,

toplum ve iş dünyası arasında inanılmaz düzeyde bir

katılım ve iş birliği gerektiren olağanüstü ve eşi benzeri

görülmemiş bir halk sağlığı kriziyle karşı karşıyayız. 140’tan

fazla ülkede hizmet veren bir firma olarak, COVID-19

salgınının neden olduğu acil halk sağlığı gereksinimlerini

karşılamaya yardımcı olabilecek kritik topluluklara veya

ulusal programlara ek finansal destek sağlamak için

ilk adımlarımızı atıyoruz. Birlikte çalışmanın gücünü

kabul ederek, gerçekleştirdiğimiz iki önemli iş birliğiyle

sektör lideri Ar-Ge organizasyonumuzun yeteneklerini bu

girişimlerle paylaşıyoruz” dedi.

Novartis’in merkez ofis ve saha çalışanları Mart

sonuna kadar evden çalışıyor

Koronavirüs salgınını yakından takip eden Novartis, bu

süreçte hem hastaların hem de çalışanlarının sağlığını

çok önemsiyor. Şirketin temel kaygısı, dünya çapında

çalışanların ve hastaların sağlığı ve güvenliği. Novartis,

dünyanın dört bir yanındaki hastalara ve sağlık hizmeti

sağlayıcılarına ilaçlarını ulaştırmaya devam ediyor ve

aldıkları önlemlerle tedarik zincirinin aksamadan devamını

öngörüyor. Ayrıca şirket, 500’den fazla klinik çalışmasına

sürekli ilaç temini ve operasyonları sorunsuz sağlamak için

önlem planlarını devreye soktu.

Çalışan sağlığını koruma çabalarının bir parçası olarak

16 Mart’tan itibaren ABD, Avrupa ve Kanada’daki Novartis

çalışanları (laboratuvar, üretim alanları ve saha çalışanları

hariç) evden çalışma uygulamasına geçti. Novartis Türkiye

de saha ekibi dahil olmak üzere globalle eşzamanlı olarak

çalışanlarına evden çalışma uygulamasını başlattı. Novartis

ayrıca, iç iletişimi desteklemek ve sağlık uzmanlarına ve

hastalara ulaşmak için dijital teknolojilerin kullanımını

hızlandırdı.

Nisan 2020


28

Employers Should Prioritize Employee Wellbeing and Health

during the Coronavirus Pandemic

İşverenler Koronavirüs Salgını Döneminde Çalışan

Mutluluğu ve Sağlığına Öncelik Vermeli

Aon’un yayınladığı “COVID-19 Salgını: Çalışan

Mutluluğunu Desteklemek” başlıklı rapor

işverenlere fiziksel, duygusal, kapsama alanı,

çalışma uygulamaları ve finansal olmak üzere beş

başlık altında çalışan mutluluğunu tesis etme

önerileri sunuyor.

Sinem Yalçın, Aon Turkey Deputy General Manager

The report “COVID-19 Pandemic: Supporting

Employee Wellbeing” published by Aon suggests

that employers should practice employee

wellbeing in 5 subcategories: physical, inclusivity,

working practices, financial and emotional.

Amid COVID-19 pandemic, companies and its employees

are in the phase of adapting to new conditions, such as

working from home. Although working remotely seems

to present more flexibility to employees, experts draw

attention to the possibility of stress that might emerge due

to the ambiguity of the duration of this pandemic.

Aon, an organization that exerts data analysis in fields

of risk management, pension administration and healthinsurance

plans while offering services linked to those

fields, published a report dubbed “COVID-19 Pandemic:

Supporting Employee Wellbeing” which suggests that

employers should practice employee wellbeing in 5

subcategories: physical, inclusivity, working practices,

financial and emotional.

Aon Turkey Deputy General Manager Sinem Yalcin who

underlined the gravity of prioritizing employee wellbeing

and safety in each organization during a crisis said: “As the

pandemic continues, procedures on work-related travels,

working space protocols and facility safety will continue

Tüm dünyayı etkileyen COVID-19 salgınına karşı alınan

önlemlerin başında gelen evden çalışma konusunda

şirketler ve çalışanlar hızlı bir adaptasyon sürecini

atlatmaya çalışıyor. Evden çalışma anlayışı, çalışanlara

mevcut işlerini yürütme süreçlerinde daha fazla esneklik

tanımak gibi avantajlara sahip olsa da uzmanlar sürecin

belirsizliği karşısında oluşabilecek stres ve endişeye de

dikkat çekiyor.

Risk, emeklilik ve sağlık konularında veri ve analizlerden

faydalanarak profesyonel hizmetler sunan Aon, yayınladığı

“COVID-19 Salgını: Çalışan Mutluluğunu Desteklemek”

başlıklı raporla, fiziksel, kapsama alanı, çalışma

uygulamaları, finansal ve duygusal olmak üzere beş başlık

altında işverenlere çalışan sağlığı ve mutluluğunu tesis

edecek önlem önerilerinde bulunuyor.

İçinde bulunulan olağanüstü durumda, çalışan sağlığı ve

güvenliğinin tüm şirketlerde öncelik olması gerektiğinin

altını çizen Aon Türkiye Sağlık ve Emeklilik Çözümlerinden

Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Sinem Yalçın, “Salgın

devam ettikçe iş amaçlı seyahat, çalışma alanı protokolleri

ve tesis güvenliğine yönelik prosedürler de evrilmeye devam

edecektir. Bu yeni norma en iyi şekilde uyum sağlamanın

yolu çalışanların fiziksel ve duygusal sağlığını gözetmekten

geçiyor” diye konuştu.

Çalışanlarınızın fiziksel hareketliliğini dijital

araçlarla destekleyin

Dünya Sağlık Örgütü, yetişkinlerin haftalık olarak en az 150

dakikalık orta yoğunlukta fiziksel aktivite gerçekleştirmesini

öneriyor. Fiziksel aktivitenin CVD, tip 2 diyabet ve önlenebilir

kanser türlerine yönelik riski azaltmak gibi pek çok olumlu

etkisi bulunuyor. Düzenli egzersiz yapmak, beden ve zihin

sağlığını korumanın da önemli bir yolu olarak görülüyor.

Aon’un paylaştığı raporda işverenlerin bu süreçte

çalışanlara düzenli egzersizin faydalarını hatırlatmalarının

önemine dikkat çekiliyor.

Raporda fiziksel önlemler kapsamında işverenlere sunulan

öneriler şöyle sıralanıyor:

•Çalışanları fiziksel aktiviteye yönlendirecek online

egzersizlerin paylaşımı

Nisan 2020


29

to evolve. The best way of adapting to the new reality is

to closely oversee the emotional and physical health of

employees.”

Support the physical health of employees with

digital devices

World Health Organization (WHO) suggests that adults

should do a total of 150 minutes of physical activities per

week. Physical activities are known to mitigate risks against

potential type 2 diabetes, preventable cancer types and

CVD. Regular exercises also tend to strengthen mental

health besides physical. Within the report Aon published,

it also mentions that employers should encourage its

employees on doing physical activities during these times.

The following are the advices given to the employers

regarding providing the necessary conditions for physical

activities to employees:

•Sharing online exercises with employees in order to drive

engagement

•Providing an organizational health application that will

also improve communication between employees

•Provide access to digital tools that offer sleep assistance

to employees

Remote consultancy service for employees

EU Science Hub found that lonely people are more

likely to have poor health, poor cognitive performance,

emotional health challenges and pessimistic views.

“COVID-19 Pandemic: Supporting Employee Wellbeing”

report recommends that employers should organize

virtual meetings and be more attentive about verbal

communication to prevent employees from being

overwhelmed by loneliness. Here are the recommendations

regarding inclusivity:

•Provide access to a virtual personal trainer who supports

physical health for different age demographics, plus able

bodied and disabled employees

•Çalışanlar arası iletişimi geliştirecek kurumsal bir sağlık

aplikasyonunun devreye alınması

•Çalışanlara uyku desteği sunacak dijital araçların

paylaşımı

Çalışanlara uzaktan danışmanlık sunun

AB Bilim Merkezi tarafından yapılan bir çalışma yalnızlık

hisseden insanların sağlıklarının kötüleşme eğiliminin

arttığını, davranışsal performanslarının düştüğünü ve

daha olumsuz görüşlere sahip olduğunu ortaya koyuyor.

COVID-19 Salgını: Çalışan Mutluluğunu Desteklemek

raporu işverenlerin, çalışanların kendilerini yalnız

hissetmelerini önlemek için video teknolojisiyle sanal

toplantılar düzenlemelerini ve bu dönemde sözel iletişimi

öne çıkarmaları gerektiğini belirtiyor. İşverenlere

kapsayıcılık alanında sunulan öneriler şöyle sıralanıyor:

•Farklı yaş gruplarındaki ve hem engelli hem de bedensel

engeli bulunmayan çalışanlara yönelik fiziksel sağlığı

destekleyecek, sanal tabanlı kişisel eğitmen hizmeti

sunulması

•Bağımsız ve kişisel mahremiyeti ihlal etmeyen tavsiyelerle

bu zorlu şartlarda çalışanlara destek sağlayacak çalışan

destek programlarına erişim sağlanması

Sağlıklı yemek servislerine abonelik sağlayın

Aon’un Çalışan Düşünce Yapısı Araştırması 2020’ye göre,

çalışanların yüzde 69’u işverenlerinin kendilerini iş yaşamı

ve kişisel yaşam sorumlulukları arasındaki dengeye

yönelik cesaretlendirmesini bekliyor. Çalışanların yüzde

31’i ise bu uygulamayı işverenleri ayrıştıran bir özellik

olarak tanımlıyor. Aon’un yayınladığı raporda işverenlere,

çalışanları fiziksel egzersiz yapma, düzenli mola verme,

sağlıklı beslenme gibi konularda teşvik etmeleri öneriliyor.

İşverenlere öneriler şöyle sıralanıyor:

•Evden çalışanların ergonomik risk değerlendirmelerine

destek olmak için mesleki bir sağlık hizmeti sağlayıcısının

kullanılması

Nisan 2020


30

•Provide access to employee support programs that will

respect personal privacy and confidentiality

Provide subscription for healthy food services

Based on Aon’s Employee Mindset Study done in 2020, 69%

of employees expect their employer to encourage balance

between work and personal life and 31% of employees

approach this as a differentiating factor. Aon’s report

informs employers on encouraging employees about doing

regular physical activities, taking breaks, having a healthy

and balanced diet. Here are some of the suggestions for

employers:

•Utilize an Occupational Health provider to support

ergonomic risk assessments for employees working from

home

•Offer a physical therapy exercise app for home support

and rehabilitation

•Make healthy food subscription services available to

employees

Don’t forget about the financial wellbeing of

employees

Aon defines financial health as the aptitude of managing

financial life which stands as one of the focal points of

ensuring optimal employee wellbeing in the midst of

coronavirus pandemic.

During this point in time where many employees are

embracing different working practices, employers should

take the opportunity to guide employees on stabilizing

work-life balance and improving financial security by trying

to increase savings. Some of the suggestions are:

•Provide access to applications that will create awareness

about financial health

•Organizing online sessions on financial health

•Accessibility of employees to platforms with discount

opportunities

•Fiziksel terapi egzersizine yönelik bir uygulama önerilmesi

•Sağlıklı yemek servislerine abonelik sağlanması

Çalışanların finansal sağlığını ihmal etmeyin

Aon’un, finansal yaşamı yönetme kabiliyeti olarak

tanımladığı finansal sağlık da koronavirüs salgını

döneminde çalışan mutluluğunun tesis edilmesinde önemli

bir yer tutuyor. İşverenlerin, çalışanların birbirinden farklı

çalışma anlayışlarını benimsediği bu dönemde çalışanlarına

iş-yaşam dengesini düzenleme ve tasarruf tavsiyelerinde

bulunmaları öneriliyor. İşverenlere öneriler şöyle

sıralanıyor:

•Finansal sağlık konusunda farkındalık yaratan

uygulamalara erişim sağlanması

•Finansal sağlığa yönelik online oturumlar düzenlenmesi

•İndirim fırsatlarının yer aldığı platformlara çalışanların

erişiminin sağlanması

Danışmanlık şirketi Mind tarafından yapılan bir araştırmaya

göre çalışanların neredeyse yarısı, mevcut mesleklerinde

bir zihin sağlığı sorunu ile karşılaştıklarını belirtiyor.

Zihinsel sağlığı en çok etkileyen faktörlerin başında

ise finansal endişeler, uyku bozukluğu, iş güvencesine

duyulan yoksunluk ve ilişkiler geliyor. COVID-19 salgınının

çalışanlarda endişeyi artırdığı gözleniyor. Çalışanların

zihinsel sağlıklarını korumaya yönelik öneriler şöyle

sıralanıyor:

•Çalışanların duygusal sağlıklarını korumalarına destek

olacak uygulamalara erişim sağlanması

•Çalışanların dayanıklılığını destekleyecek zihin sağlığı ilk

yardım ağının kurulması

•Çalışanların ek desteğe ihtiyaç duymalarında danışmanlık

hizmetlerinin sunulması

Providing services to support employees’

emotional wellbeing

According to Mind, nearly half of employees have

experienced a mental health issue in their current job.

There are many factors that can worsen mental health

such as financial concerns, irregular sleep schedule, job

security and relationships. COVID-19 seems to aggravate

the already-occurring mental health problems. These are

preventive suggestions against mental health problems of

employees which might arise:

•Providing access to applications that will help employees in

maintaining their emotional health

•Setting up an emergency network for mental health which

will also improve their mental endurance

•Offering consultancy services to employees who require

additional support

Nisan 2020



32

It Is Possible to Get Rid of Early Diagnosed

Prostate Cancer within Two Hours

Erken Yakalanan Prostat Kanserinden

İki Saat İçinde Kurtulmak Mümkün

Üroloji Uzmanı Prof. Dr. M. İhsan Karaman, erken

teşhis edilen prostat kanserinden kurtulmanın,

iki saat süren “Modern Robotik Tedavi Yöntemi

HİFU” ile mümkün olduğu müjdesini verdi.

Prof. Dr. M. İhsan Karaman, Urological Surgeon

Urological Surgeon Prof. Dr. M. Ihsan Karaman

gave the good news that getting rid of the early

diagnosed prostate cancer is possible with the

“Modern Robotic Treatment Method (HIFU)” in

two hours.

Prostate cancer, which is frequently seen in men over the

age of 50, competes with lung cancer in our country. They

Özellikle 50 yaş üstü erkeklerde sıklıkla görülen Prostat

Kanseri ülkemizde adeta akciğer kanseriyle yarışıyor.

Ülkemizde akciğer kanseri ve prostat kanseri erkekler

için her zaman birinci ve ikinci sırayı paylaşmaktadır. Her

hastalıkta olduğu gibi prostat kanserinde de erken tanı

konulması ve tedaviye başlanması bu hastalıktan kurtulmak

için önem taşımaktadır. Genellikle 50 yaş ve üzerinde daha

çok görülmesine karşın hastalığın görülme yaşı son yıllarda

40’lı yaşlara gerilemiştir. Özellikle ailenin erkeklerinin

içinde prostat kanseri yaşamış olan varsa, hastalığın irsî

karakteri sebebiyle tüm erkeklerin 40 yaşından itibaren

ürolojik kontrollere başlaması önem arz etmektedir.

Prostat kanserinin belirtileri diğer prostat hastalıkları ile

benzer olduğu için kandaki değerlere bakmak için PSA

testi yapılmaktadır, eğer buradaki değerlerde yükseklik

görülürse farklı teşhis yöntemleri ile sonuca gidilir. Ama

belirtiler olmasa da bütün dünyada 40’lı yaşlarda her

erkeğin yılda en az bir kez üroloji uzmanına gidip kontrol

olması bu hastalığın erken tespit edilmesi için önem

taşımaktadır.

Erkeklerde bu denli sık görülen prostat kanseri hastalığı

için açıklamalarda bulunan Üroloji Uzmanı Prof. Dr. M.

Nisan 2020


33

always share the first and second place for men. Early

diagnosis and treatment is important to get rid of the

disease like other cancers. Although it is more common in

ages above 50, in recent years incidence of prostate cancer

has decreased to the ages of 40s. It is important for all men

who had relatives with prostate cancer to start urological

check-up from the age of 40 because of the genetic

character of the disease.

Since the symptoms of prostate cancer are similar to other

prostate diseases, a blood test is performed to determine

PSA level. If PSA level is elevated, different diagnostic

methods are used to obtain final results. But even if there

are no symptoms, it is important for every man in his 40s to

have a urological examination at least once a year for early

detection of the disease.

Urological Surgeon Prof. Dr. M. Ihsan Karaman made some

statements about this common disease of men: “On the

way to diagnosis; we used to perform a classical biopsy

in the past, but today we perform biopsies from the the

suspicious foci, which we call “MR Fusion biopsy”. Thus, we

can understand in which part of the prostate the cancer

exists. Accordingly, new less invasive versions of classical

standard treatment, radical prostatectomy, in which we

remove the prostate gland from the body with its shell,

have now emerged. Thus, urinary incontinence, urinary

channel stenosis and erection problems are partially

reduced. HIFU is at the top of these new treatment

methods. ”, he said.

İhsan Karaman; “Teşhise giderken yapılan biyopsi; eskiden

klasik biyopsi şeklindeyken bugün “MR Füzyon biyopsi”

dediğimiz şüpheli odağa yönelik parça alma yöntemi ile

gerçekleşiyor. Böylece, kanserin prostatın hangi bölümünde

olduğunu anlayabiliyoruz, buna bağlı olarak klasik standart

tedavi dediğimiz radikal prostatektomi yani prostat organını

kabuğuyla beraber vücuttan alıp atma ameliyatının artık

daha hafif geçen yeni versiyonları ortaya çıktı. Böylelikle

idrar kaçırma, kanal darlığı ve ereksiyon sorunları kısmen

de olsa azalmış oldu. Bu tedavi yöntemlerinin başında da

HİFU gelmektedir” dedi.

Prostat Kanserinde Modern Robotik Tedavi

Yöntemi: HIFU

Prof. Dr. M. İhsan Karaman, son yıllarda güncelliği ve

kullanımı artan HIFU tedavisi hakkında şu bilgileri paylaştı:

HIFU (High Intensity Focused Ultrasound=Yüksek

Yoğunluklu Odaklanmış Ultrason Dalgaları), yayılmamış

prostat kanserinin, kapalı-bıçaksız yolla robotik tedavisi

yöntemidir.

Yüksek frekanslı ses dalgaları (Ultrason) tıpta organların

görüntülenmesi için kullanılmaktadır. Ultrason probundan

üretilen ses dalgaları dokuya iletildiğinde dokunun

özelliğine göre bir kısmı emilir, bir kısmı geri yansır. Geriye

yansıyan ses dalgaları analiz edilerek görüntü haline

getirilir. Ses dalgaları dokulardan geçerken ısı oluşturur.

Tanı için kullanılan ultrasonda ses dalgaları bir noktaya

odaklanmadığından, bu ısı önemsenecek derecede değildir.

Nisan 2020


34

Modern Robotic Treatment Method in Prostate

Cancer: HIFU

Professor Dr. M. Ihsan Karaman shared the following

information about HIFU treatment:

HIFU (High Intensity Focused Ultrasound) is a method of

robotic treatment of prostate cancer that has not spread

to other parts of the body in a minimally invasive, knife-free

way.High frequency sound waves (Ultrasound) are used

in medicine for imaging organs. When the sound waves

produced from the ultrasound probe are transmitted to

the tissue, some of them are absorbed according to the

characteristics of the tissue, some of them are reflected

back. Reflected sound waves are analyzed and transformed

into images. Sound waves generate heat as they pass

through the tissues. Since the sound waves are not focused

on one point in the ultrasound used for diagnosis, this

temperature is not significant. But if the sound waves are

focused on one point and strength is increased, the heat at

the focal point is high.This temperature can be increased to

85-100 degrees. At this temperature, tissue at the the focal

point is destroyed by burning. Burning is effective only in

focal point. There is no burning the areas where the sound

passes through.

Now, this technology is used to destroy some cancerous

tissues. In the treatment of prostate cancer with the

HIFU technique, the prostate is first evaluated with a tool

(probe) inserted through the large intestine (anus), and the

places to burn are determined with the help of a computer

program.The device then burns the locations determined

by the robotic program. HIFU procedure is performed in

the operating room, under anesthesia. First, endoscopic

surgery of prostate (TURP) is performed and the part of

the prostate around the urinary channel is removed. Then,

burning is performed. Patient is catheterized for only two

days and then discharged. After a few days, he can return

to his normal daily life.

Some advantages of HIFU treatment of prostate cancer

that has not spread include:

· Ability to destroy cancerous tissue without damaging the

surrounding organs.

· Avoiding harmful effects of radiation.

· Shorter hospitalization period.

· The treatment is concluded in one session and can be

repeated in the future if necessary.

· If the treatment cannot be completed for any reason, it

allows conversion to other alternative treatment methods.

· Enabling the treatment of local recurrences after

radiotherapy (beam therapy).

Urological Surgeon Prof. Dr. M. Ihsan Karaman finally

drew attention to this important issue: “There is only one

precondition that we can eliminate a serious and important

disease such as cancer, with a bloodless and knife-free

method such as HIFU, which lasts two hours, and enables

returning to daily life after a week. It is the early catch of

the disease. Therefore, please do not forget to have your

annual urology check-ups from the age of 40s. ”

Fakat ses bir noktaya odaklanırsa ve gücü arttırılırsa,

odak noktasında ısı yüksek olur. Bu ısı 85-100 dereceye

çıkartılabilir. Bu ısı derecesinde odak noktası yanar ve

tahrip olur. Yanan yer sadece odak noktasıdır. Sesin geçtiği

alanlarda yanma olmaz.

İşte, artık bazı kanserli dokuların yok edilmesi için bu

teknoloji kullanılmaktadır. HIFU tekniği ile prostat kanseri

tedavisinde, kalın barsaktan (anüsten) sokulan bir alet ile

(prob) önce prostat değerlendirilir, bilgisayar programı

yardımıyla yakılacak yerler belirlenir. Daha sonra cihaz,

robotik programı ile belirlenen yerleri yakar. HIFU işlemi

ameliyathanede, anestezi altında yapılmaktadır. Önce

kapalı prostat ameliyatı (TURP) yapılarak prostatın idrar

yolu çevresindeki kısmı temizlenir. Sonra yakma işlemi

gerçekleştirilir. Hasta sadece iki gün kadar sondalı kalır

ve sonra taburcu olur. Birkaç gün sonra normal günlük

hayatına dönebilir.

HIFU ile yayılmamış prostat kanseri tedavisinin bazı

avantajları şunlardır:

· Etraftaki organlara hasar vermeden kanser dokusuna

müdahale edilebilmesi.

· Radyasyonun zararlı etkilerine maruz kalmama.

· Hastanede kalma süresinin kısa olması.

· Tedavinin bir oturumda sonuçlandırılması ve gerektiğinde

ileride tekrar edilebilmesi.

· Tedavi herhangi bir nedenle tamamlanamazsa diğer

alternatif tedavi yöntemlerine geçişe olanak tanıması.

· Radyoterapi (ışın tedavisi) sonrası lokal nükslerin

tedavisine olanak tanıması.

Üroloji Uzmanı Prof. Dr. M. İhsan Karaman, son olarak şu

önemli konuya dikkat çekti: “Kanser gibi ciddi ve önemli

bir hastalığı, iki saat süren, bir hafta sonra gündelik hayata

dönülebilen, HIFU gibi kansız ve bıçaksız bir yöntemle

ortadan kaldırabilmemizin tek ön şartı var. O da hastalığın

erken yakalanması. Bu nedenle lütfen 40’lı yaşlardan

itibaren yıllık üroloji kontrollerinizi yaptırmayı ihmal

etmeyin.”

Nisan 2020


35

‘Broken Heart Syndrome’ May Lead to Death!

‘Kırık Kalp Sendromu’ Ölüme Yol Açabilir!

Although the heart brings love to mind, heart diseases

can mean equivalent to death. It is because cardiovascular

diseases are the leading causes of death in our country

as in the whole world. According to the data for 2018;

these diseases account for about 40 percent of deaths.

Therefore, it is obvious that we need to take good care of

our heart both physically and emotionally for a long and

healthy life. Because our heart can really break due to

hormone changes in sudden developing stress situations.

“Broken Heart Syndrome”, which is defined as “stressinduced

cardiomyopathy” in the medical world, can be

frightening because it gives symptoms similar to a heart

attack. In Acıbadem Kadıköy Hospital, a conversation titled

“Let Your Heart Beat With Love” was held to draw attention

to Broken Heart Syndrome. Acıbadem Kadıköy Hospital

Cardiology Specialist and Lecturer Dr. Selçuk Görmez, while

giving information about heart diseases in the interview,

also described the Broken Heart Syndrome, which is 9 times

more common in women than men.

Broken Heart Syndrome, which was first described in

Kalp, akla sevgiyi getirse de kalp hastalıkları ölümle eş

değer anlama gelebiliyor. Çünkü kalp-damar hastalıkları,

tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ölüm nedenlerinin

başında geliyor. 2018 yılına ait verilere göre; bu hastalıklar

ölümlerin yaklaşık yüzde 40’ından sorumlu. Bu nedenle

uzun ve sağlıklı bir yaşam için kalbimize hem fiziksel

hem de duygusal olarak iyi bakmamız gerektiği ortada.

Çünkü kalbimiz ani gelişen stres durumlarında hormon

değişikliklerine bağlı olarak gerçekten kırılabiliyor. Tıp

dünyasında “stresin tetiklediği kardiyomiyopati” olarak

tanımlanan “Kırık Kalp Sendromu” tıpkı kalp krizine

benzer belirtiler verdiği için korkutucu olabiliyor. Acıbadem

Kadıköy Hastanesi’nde Kırık Kalp Sendromu’na dikkat

çekmek amacıyla “Kalbiniz Sevgiyle Atsın” başlıklı bir

söyleşi düzenlendi. Acıbadem Kadıköy Hastanesi Kardiyoloji

Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Selçuk Görmez, söyleşide kalp

hastalıkları hakkında bilgi verirken kadınlarda erkeklere

oranla 9 kat daha fazla görülen Kırık Kalp Sendromu’nu da

anlattı.

Nisan 2020


36

Japan in 1990 and known as “takotsubo cardiomyopathy”,

is caused by sudden changes in emotional state after

physical and psychological intense stress. The increase

in stress hormone is thought to cause loss of movement

in the left ventricle of the heart, disruptions in the heart

muscle cell and the end sections of the coronary vascular

bed. Cardiology Specialist and Lecturer Dr. Selçuk Görmez

explained the causes of this stress as “unexpected loss of a

loved one, severe discussion, bad news, sudden economic

losses, accidents, quarrels in family, being deceived,

extreme pain or surgical interventions, asthma attack

or unexpected overly pleasing situations such as lottery

bonus, baby news. “

It gives the same symptoms as a heart attack

Expressing that Broken Heart Syndrome manifests itself

with symptoms similar to a heart attack, Lecturer Dr.

Selçuk Görmez said “The main symptom is chest pain and

shortness of breath after intense stress. “Nausea, sweating,

feeling of sickness, pain in the left arm and stomach area,

numbness and burning can also be seen.”

According to statistical studies, 1-2 percent of patients

who come to the emergency clinic with chest pain and are

diagnosed with acute coronary syndrome have Broken

Heart Syndrome. One in every 2,500 people is affected by

this disease. In Broken Heart Syndrome, definitive diagnosis

can be made with cardiac angiography. The difference from

the heart attack is that angiography reveals that the heart

vessels are completely open.

Attention women during menopause

It is suggested that more than 90 percent of the patients

İlk kez 1990 yılında Japonya’da tanımlanan ve “takotsubo

kardiyomiyopatisi” adıyla da bilinen Kırık Kalp Sendromu

fiziksel ve psikolojik yoğun stres sonrasında duygu

durumunda ortaya çıkan ani değişikliklerden kaynaklanıyor.

Stres hormonundaki artışın kalbin sol karıncığında hareket

kaybına, kalp kas hücresinde ve koroner damar yatağının

uç kesimlerinde bozulmalara neden olduğu düşünülüyor.

Kardiyoloji Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Selçuk Görmez, bu

stres nedenlerini “sevilen bir kişinin beklenmedik kaybı,

şiddetli tartışma, kötü haber alma, ani ekonomik kayıplar,

kazalar, aile içi kavga, aldatılma, aşırı ağrı veya cerrahi

girişimler, astım atağı ya da piyangodan ikramiye çıkması,

bebek haberi almak gibi beklenmedik, aşırı sevindirici

durumlar” olarak sıraladı.

Kalp kriziyle aynı belirtileri veriyor

Kırık Kalp Sendromu’nun kalp krizine benzer belirtilerle

kendini gösterdiğini dile getiren Dr. Öğretim Üyesi Selçuk

Görmez, “Başlıca belirti, yoğun stres sonrası gelişen göğüs

ağrısı ve nefes darlığı olarak karşımıza çıkıyor. Bulantı,

terleme, fenalık hissi, sol kol ve mide bölgesinde ağrı,

uyuşma ve yanma hissi de görülebiliyor” dedi.

İstatistik çalışmalara göre, göğüs ağrısı ile acil polikliniğine

gelen ve akut koroner sendrom tanısı alan hastaların

yüzde 1-2’sinde Kırık Kalp Sendromu bulunuyor. Her 2

bin 500 kişiden biri, bu hastalıktan etkileniyor. Kırık Kalp

Sendromu’nda kesin tanı kalp anjiyosuyla konulabiliyor.

Kalp krizinden farkı ise anjiyo sonucunda kalp damarlarının

tamamen açık olduğunun görülmesi.

Menopoz dönemindeki kadınlar dikkat

Nisan 2020


37

are over 55 years old, that is, women who are in the age

of menopause, and the decrease in the level of estrogen

hormone can trigger the syndrome. It is estimated that this

syndrome lies at the basis of 5 percent of the heart attacks

in women. Pointing out that Broken Heart Syndrome is seen

9 times more in women, Lecturer Dr. Selçuk Görmez stated

that this situation was explained by “the emotional state

and hormone levels of women are more variable than men”.

80 percent of patients fully recover

The syndrome can even lead to death if the correct

diagnosis and treatment is not applied. In treatment, ACE

inhibitors, beta blockers and diuretic drugs can be used

to increase the pumping power of the heart and reduce

stress hormone levels. Stating that according to the

psychiatric evaluation, antidepressant and stress reducing

drugs can be added to the treatment, cardiologist lecturer

Dr. Selçuk Görmez said “Up to 80 percent of patients can

recover without any damage to the heart. However, in the

remaining 20 percent group, permanent heart failure, rarely

death and serious heart irregularities can be observed.”

“Act, eat healthy”

Emphasizing the need to stay away from immobility,

smoking and malnutrition for a healthy and long life,

Lecturer Dr. Selçuk Görmez said the following about

the things to do to protect the heart health: “It is

very important that we do sports such as regular and

brisk walking, cycling or swimming for 5 days a week

for 30 minutes. We should definitely take care of the

Mediterranean type fresh vegetables and fruits and white

meat rich in Omega 3. In contrast, we should stay away

from packaged grocery products with a long shelf life and

foods containing excess salt and trans- fats. We should

avoid stress as much as possible, and make it a habit to

sleep for at least 7-8 hours without interruption. ” Noting

the importance of routine heart examination, Cardiology

Specialist Dr. Lecturer Selçuk Görmez concluded his words

with the warning that they should listen to the signals

that occur in the heart and seek medical attention without

wasting time. Yoga Instructor Eda Bir Şimşek made yoga for

the participants after the conversation with great interest.

Hastaların yüzde 90’ından fazlasının 55 yaşını geçmiş,

yani menopoz çağındaki kadınlar olması nedeniyle

östrojen hormonunun düzeyindeki düşmenin de sendromu

tetikleyebildiği öne sürülüyor. Kadınlarda görülen kalp

krizlerinin yüzde 5’inin temelinde ise bu sendromun yattığı

tahmin ediliyor. Kırık Kalp Sendromu’nun kadınlarda 9

kat daha fazla görüldüğüne işaret eden Dr. Öğretim Üyesi

Selçuk Görmez, bu durumun “kadınların duygu durum

ve hormon düzeylerinin erkeklere göre daha değişken

olmasıyla” açıklandığını belirtti.

Hastaların yüzde 80’i tamamen iyileşiyor

Doğru tanı ve tedavi uygulanmadığında sendrom ölüme dahi

yol açabiliyor. Tedavide kalbin pompalama gücünü artıran

ve stres hormon düzeylerini azaltan ACE inhibitörleri,

beta blokerler ve idrar söktürücü ilaçlar kullanılabiliyor.

Psikiyatrik değerlendirmeye göre tedaviye antidepresan

ve stres azaltan ilaçların da eklenebildiğini söyleyen

Kardiyoloji Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Selçuk Görmez,

“Hastaların yüzde 80 kadarı kalpte hiçbir hasar kalmadan

iyileşebiliyor. Ancak geriye kalan yüzde 20’lik grupta

kalıcı kalp yetmezliği, nadiren de olma ölüm ve ciddi kalp

düzensizlikleri görülebiliyor” diye bilgi verdi.

“Hareket edin, sağlıklı beslenin”

Sağlıklı ve uzun yaşam için hareketsizlikten, sigaradan ve

kötü beslenmeden uzak durulması gerektiğini vurgulayan

Dr. Öğretim Üyesi Selçuk Görmez, kalp sağlığını korumak

için yapılması gerekenler hakkında şunları söyledi: “Haftada

5 gün, 30 dakika süreyle düzenli ve tempolu yürüyüş,

bisiklet veya yüzme gibi sporlar yapmamız çok önemli.

Akdeniz tipi taze sebze ve meyve ile Omega 3’ten zengin

beyaz et ağırlıklı beslenmeye mutlaka özen göstermeliyiz.

Bunun aksine uzun raf ömrüne sahip paketlenmiş market

ürünlerinden ve aşırı tuz ile trans yağ içeren besinlerden

ise uzak durmalıyız. Stresten olabildiğince kaçınmalı, en az

7-8 saat kesintisiz uyumayı alışkanlık haline getirmeliyiz.”

Rutin kalp muayenesinin önemine dikkat çeken Kardiyoloji

Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Selçuk Görmez, sözlerini

kalpte meydana gelen sinyallere kulak verilmesi ve zaman

kaybetmeden hekime başvurulması gerektiği uyarısıyla

sonlandırdı. Yoğun ilgiyle dinlenen söyleşinin ardından Yoga

Eğitmeni Eda Bir Şimşek katılımcılara yoga yaptırdı.

Nisan 2020


38

Treatment Time Shortened with Smart Hydrophilic Implants

Akıllı Hidrofilik İmplantlar ile Tedavi Süresi Kısalıyor

Pertev Kökdemir, Dentist

Dentist Pertev Kökdemir explained the developments

in Implant technology and the difference of “Smart

Hydrophilic Implants” from other implants.

What is a smart implant?

“Smart Hydrophilic Implants” are stored in a special

solution. When the implant is made, it is removed from this

solution and placed on the chin. These implants collect the

healing cells in the blood around this solution. This results

in a very strong bone around the implant that holds the

implant completely tight.

Bite stronger

While implant application is becoming more and more

common in dental treatments, the success rate of “waterloving”

hydrophilic surface implant treatments that are

used in this field is increasing. In “Smart Hydrophilic

Implant” applications, the healing process starts from the

moment it is placed on the body and you can have strong

and strong teeth even in three weeks.

Diş Hekimi Pertev Kökdemir, İmplant teknolojisindeki

gelişmeleri ve “Akıllı Hidrofilik İmplantların’’ diğer

implantlardan farkını anlattı.

Akıllı implant nedir?

“Akıllı Hidrofilik İmplantlar’’ özel bir solüsyon içinde

saklanır. İmplant yapılacağı sırada bu solüsyondan çıkartılır

ve çeneye yerleştirilir. Bu implantlar, bu solüsyon sayesinde

kandaki iyileşme hücrelerini etrafına toplar. Bu da implantın

etrafında çok sağlam, implantı tamamen sıkı tutan bir

kemik oluşmasını sağlar.

Daha güçlü ısırın

Diş tedavilerinde implant uygulaması giderek yaygınlaşırken

bu alanda kullanıma giren “suyu seven” hidrofilik yüzeyli

implant tedavilerinin başarı grafiği artmaktadır. “Akıllı

Hidrofilik İmplant” uygulamalarında iyileşme süreci vücuda

yerleştirildiği andan itibaren başlar ve üç haftada kendi

dişinizden bile güçlü ve sağlam dişlere sahip olabilirsiniz.

Nisan 2020


39

Fast treatment advantage

Implant success increases with “Hydrophilic Implants” and

your waiting time after implant application decreases up to

three weeks. This gives your new teeth the advantage of

reaching faster. Waiting time in classical treatment varies

between 3 and 6 months.

Dt. Kökdemir said, “Dental coatings can be made in the

same session with “Hydrophilic Implants” and thanks to this

method, you can smile healthily with strong, powerful and

new teeth in one session.”

Hızlı tedavi avantajı

“Hidrofilik İmplantlar” ile implant başarısı artmaktadır ve

implant uygulaması sonrası bekleme süreniz üç haftaya

kadar inmektedir. Bu da yeni dişlerinize daha hızlı kavuşma

avantajı sağlar. Klasik tedavide bekleme süresi 3 ila 6 ay

arasında değişmektedir.

Dt.Kökdemir, “Hidrofilik İmplantlar” ile aynı seansta diş

kaplamaları yapılabilir ve bu yöntem sayesinde tek seansta

sağlam, güçlü ve yeni dişlerle sağlıkla gülümseyebilirsiniz

dedi.

Nisan 2020


40

Sugar Does Not Sweeten Healthy Life!

Şeker, Sağlıklı Yaşamı Tatlandırmıyor!

Ready-made sugar, which was started about 100 years ago,

only tastes food and beverages, and it does not benefit

the human body. Sugar is mentioned as the main source of

heart, diabetes and circulation problems, especially obesity.

Generali Sigorta, Turkey’s first insurance company with 150

years of history rooted, shared their way to reduce sugar

consumption, which leads to various health problems and

to get your life.

Know the sugar

Instant sugar has entered the human body intensely

recently. Therefore, this new substance is not a necessity

for the human body. To quit sugar, you must first recognize

it. There are multiple types of sugar, from processed to

natural fruit sugar. Thus, it is necessary to avoid from

sugar types such as glucose, fructose and galactose by

recognizing the harmful sugar.

Change your understanding of snacks

Do not use your snack preference from sugary ones when

Yaklaşık 100 yıl önce yoğun tüketimine başlanan hazır

şeker, yiyecek ve içeceklere sadece tat vermekte, insan

vücuduna yararı bulunmamaktadır. Şeker, başta obezite

olmak üzere, kalp, diyabet ve dolaşım problemlerinin ana

kaynağı olarak anılmaktadır. 150 yılı aşkın köklü geçmişiyle

Türkiye’nin ilk sigorta şirketi olma unvanına sahip Generali

Sigorta, çeşitli sağlık sorunlarına yol açan şeker tüketimini

azaltmanın ve hayatınızdan çıkarmanın yollarını paylaştı.

Şekeri tanıyın

Hazır şeker, insan vücuduna yoğun bir şekilde yakın

tarihte girmiştir. Dolayısıyla henüz yeni olan bu madde,

insan vücudu için bir gereklilik değildir. Şekeri bırakmak

için önce onu tanımak gerekir. Şekerin işlenmiş halinden,

doğal meyve şekeri haline kadar birden fazla türü

bulunuyor. Dolayısıyla zararlı olan şekeri tanıyıp; glukoz,

fruktoz, galaktoz gibi şeker türlerinden uzak durulması

gerekmektedir.

Atıştırmalık anlayışınızı değiştirin

Açlık halinizde atıştırma tercihinizi şekerli olanlardan

Nisan 2020


41

you are hungry. Instead, turn to foods that are natural

and will benefit you. For example, choosing foods such as

apples, oranges, dried grapes, nuts, and peanuts will meet

your sugar needs more.

Don’t put it in the kitchen

One of the first ways to get sugar out of your life is not to

put it in the kitchen. Take away all artificially sweetened

products in your kitchen, such as cocoa creams, biscuits,

processed sauces, carbonated and sugary drinks, from your

kitchen. Instead, turn to healthier natural foods.

Eat protein

Situations where blood sugar drops are not just about

sugar consumption. Eating protein is also one of the best

ways to balance blood sugar. Eating protein-rich foods like

red meat, poultry, eggs, dairy products and legumes will

reduce your tendency towards sugar.

++Do not turn to the sweetener

Do not turn to another type of sugar, artificial sweeteners,

while trying to stop consuming sugar. It is because

sweeteners are as sweet and harmful as sugar.

Drink plenty of water

One of the best ways to remove sugar from the body is to

drink plenty of water. Water, cleaning harmful substances

in the body, also cleans substances such as sugar and salt,

and keeps away artificial food addiction.

Ensure that serotonin is secreted

Serotonin, called the happiness hormone, controls the

secretion of insulin and balances the amount of sugar in

the blood. So, deal with things that make you happy, get

new hobbies and do exercises.

kullanmayın. Bunun yerine doğal olan ve size fayda

sağlayacak olan gıdalara yönelin. Örneğin elma, portakal,

kurum üzüm, fındık, fıstık gibi gıdalar tercih etmeniz şeker

ihtiyacınızı fazlasıyla karşılayacaktır.

Mutfağa sokmayın

Şekeri hayatınızdan çıkarmanın ilk yollarından biri şekeri

mutfağa sokmamanızdır. Mutfağınızda bulunan, kakaolu

kremalar, bisküviler, işlenmiş soslar, gazlı ve şekerli

içecekler gibi yapay şekerli tüm ürünleri mutfağınızdan

uzaklaştırın. Bunlar yerine daha sağlıklı doğal besinlere

yönelin.

Protein tüketin

Kan şekerinin düştüğü durumlar sadece şeker tüketimiyle

alakalı değildir. Protein tüketmek de kan şekerini

dengelemenin en iyi yollarındandır. Kırmızı et, beyaz et,

yumurta, süt ürünleri ve baklagiller gibi protein bakımından

zengin olan besinleri tüketmeniz şekere yöneliminizi

azaltacaktır.

Tatlandırıcıya yönelmeyin

Şeker tüketimini bırakmak isterken başka bir şeker

türü olan yapay tadlandırıcılara yönelmeyin. Çünkü

tatlandırıcılarda en az şeker kadar tatlı ve zararlıdır.

Bol bol su için

Şekeri vücuttan atmanın en iyi yollarından biri de bol bol

su içmektir. Vücuttaki zararlı maddeleri temizleyen su,

şeker ve tuz gibi maddeleri temizleyerek yapay olan gıda

bağımlılığından uzak tutar.

Serotenin salgılanmasını sağlayın

Mutluluk hormonu olarak adlandırılan serotenin, insülinin

salgılanmasına kontrol altına alarak, kandaki şeker miktarını

dengeler. Dolayısıyla kendinize mutluluk veren işlerle

uğraşın, yeni hobiler edinin ve mutlaka egzersiz yapın.

Nisan 2020


42

Are Suicides Contagious?

İntiharlar Bulaşıcı Mı?

In recent days, the end of the collective life of 3 families

in a row, has led to reactions and sorrow in all segments

of society. However, the succession of such grave

events has brought a single question to many people;

is suicide contagious? Reem Neuropsychiatry Center

Founder Neurologist Dr. Mehmet Yavuz, makes important

statements on the subject.

What exactly is behind suicides?

People often look for solutions to their problems and act

by looking at what others are doing. In fact, suicide is not

an ordinary situation and requires very severe depression.

It is not uncommon for more than one person to feel

so extreme at the same time. On the other hand, those

who commit suicide often have a strong sense of giving a

message to those who remain. If we bring together this

Son günlerde peş peşe 3 ailenin toplu şekilde yaşamına son

vermesi, toplumun her kesiminde tepkilere ve üzüntüye

yol açtı. Ancak bu tür vahim olayların arka arkaya gelmesi

birçok insanın aklına tek bir soruyu getirdi; İntihar bulaşıcı

mıdır? Reem Nöropsikiyatri Merkezi’nin Kurucusu Nörolog

Dr. Mehmet Yavuz, konuyla ilgili önemli açıklamalarda

bulunuyor.

İntiharların arkasında tam olarak ne var?

İnsanlar çoğu zaman sorunlarına çözüm ararken,

başkalarının ne yaptığına bakarak hareket ederler.

Aslında intihar, sıradan bir durum değildir ve çok ağır

depresyon tablosu gerektirir. Birden fazla kişinin aynı

anda bu kadar uç noktada hissetmesi pek sık rastlanan

bir olay değildir. Öte yandan intihar edenlerin çoğu zaman

Nisan 2020



44

message, a feeling of helplessness that expresses that

there is no solution in the face of problems, and the deep

pressure and pessimism that is becoming widespread

in society, we see that the feeling of helplessness is not

transmitted. This ‘bitter end’ that seems to be individual.

When we look closely at the choices, we should avoid

commenting on this because some similarities are seen in

terms of the number of people and the chemical chosen

and we do not know exactly what is behind the situation.

However, it is necessary to address some important points

in terms of protecting ourselves and our relatives against

this increasingly dangerous behavior.

The most important reason leading to suicide is

feeling of helplessness

Suicide is among the top 10 causes of death, according

to World Health Organization data. The feeling of

helplessness and hopelessness for the future can result

in the death of a person, especially in social environments

where family ties and social solidarity are less experienced.

Suicide attempts are also associated with socioeconomic

factors such as depression, various mental illnesses and

addictions, migration and financial problems. When we go

beyond statistics and look at the picture we are in now,

we see that people are moving away from the point of

asking for help in their inner worlds and they start to think,

“Whatever happens, I have to end my situation as soon as

possible”. Consequently, in recent days in, the collective

suicides took place in Fatih and Bakirkoy, Istanbul in

Antalya, 3 families broke the world.

The main issue to be emphasized about suicide and

collective suicides is that suicide and despair tend to be

contagious and that the problems that are suppressed step

by step can grow up to take people’s lives.

What can be done against collective suicide?

Looking at the families of the people who committed

suicide, there are various scientific studies showing that

the suicide attempts in these families are higher than

the other segments of the society. There are studies that

both suicide and collective suicide news make suicides

more widespread and even cause suicide epidemics. The

suicides of famous people, even the fact that the suicides

in the movies, which are completely fictional, for example,

take place in the media, can result in an increase in suicide

statistics.

At this stage, it is necessary for the press organizations

to communicate these issues quickly. Undoubtedly the

subject is of news value. In order to eliminate the causes

of these events, it is very important to draw attention to

this direction. However, it is necessary to move away from

the encouraging, suicidal style that describes the suicide

methods in details. People who watch the news can use the

same methods by imitating or identifying themselves with

people who commit suicide. For this reason, the news must

be prepared with care and the places where people who

feel helpless can get help should also be mentioned.

kalanlara güçlü bir mesaj verme duygusu bulunmaktadır.

İşte verilmek istenen bu mesajı, sorunlar karşısında

çözüm bulanamayacağını ifade eden öğrenilmiş çaresizlik

duygusunu ve toplumda yaygınlaşmaya başlayan derin

baskı ve karamsarlığı bir araya getirirsek, intihar değil

ama çaresizlik duygusunun bulaşabildiğini görüyoruz.

Bireysel gibi gözüken bu ‘acı son’ seçimlerine yakından

baktığımızda, kişi sayıları ve seçilen kimyasal açısından

kimi benzerlikler görüldüğünden ve durumun arkasında

tam olarak ne olduğunu bilemediğimiz için bu konuda

yorum yapmaktan kaçınmamız gerekir. Ancak giderek

yaygınlaşan bu tehlikeli davranış biçimine karşı, kendimizi

ve yakınlarımızı korumak açısından bazı önemli noktalara

değinmemiz gereklidir.

İntihara sürükleyen en önemli neden çaresizlik

hissi

İntihar, Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, ölüm nedenleri

arasında ilk 10’da yer alıyor. Çaresizlik hissi ve geleceğe

dair umutsuzluk, özellikle aile bağlarının ve toplumsal

dayanışmanın az yaşandığı sosyal çevrelerde, kişinin

canına kıyması ile sonuçlanabiliyor. İntihar girişimlerinin

depresyon, çeşitli ruhsal hastalık ve bağımlılıklar ile göç

ve maddi sorunlar gibi sosyoekonomik etmenler ile de

ilişkisi bulunuyor. İstatistiklerin ötesine geçip, şu anda

içinde bulunduğumuz tabloya baktığımızda, insanların içsel

dünyalarında başkalarından yardım isteme noktasından

uzaklaştıklarını ve “Ne olursa olsun içinde bulunduğum

duruma bir an önce son vermeliyim” diye düşünmeye

başladıklarını görüyoruz. Neticede son günlerde peş peşe

İstanbul Fatih ve Bakırköy ile Antalya’da gerçekleşen toplu

intiharlar, 3 aileyi dünyadan kopardı.

İntihar ve toplu intiharlar konusunda vurgulamak istenilen

asıl konu; intihar ve umutsuzluğun bulaşıcı olma eğiliminde

olması ve adım adım bastırılan sorunların sonunda

insanların canlarını alacak kadar büyüyebilmesidir.

Nisan 2020



46

The division of resources and the passion for over

consumption

Individuals on the one hand to endless consumption on the

other hand, on the other hand, “What is my dear suicide,”

say, does not solve problems. Families whose incomeexpense

balance deteriorates and who have difficulty in

maintaining the same standards as others are drawn into

an increasingly large debt quarrel. At this point, both social

and individual well basis, we need regulation. One should

be honest about himself and his relatives about the money

he earns and the standards he can live with. As a result, it is

not a sacrifice that no one can do, to advise people who are

in difficulty or to lend them constantly. At this point one

should take responsibility for his own life.

Toplu intiharlara karşı neler yapılabilir?

İntihar eden kişilerin ailelerine bakıldığında, bu ailelerde

intihar girişimlerinin toplumun diğer kesimlerinden daha

yüksek olduğunu gösteren çeşitli bilimsel araştırmalar

mevcut. Gerek intihar gerekse toplu intihar haberlerinin

intiharları daha da yaygınlaştırdığına, hatta intihar salgınına

neden olduklarına dair çalışmalar bulunuyor. Ünlü kişilerin

intiharları, hatta tamamen kurgu olan, örneğin filmlerdeki

intiharların medyada yer alması bile intihar istatistiklerinin

yükselmesi ile sonuçlanabiliyor.

Bu aşamada özellikle bu konuları haberleştiren basın

kuruluşlarının hızla önlem alması gerekli. Şüphesiz

konu haber değeri taşıyor. Bu olayların sebeplerinin

ortadan kaldırılması için dikkatleri bu yöne çekmek

oldukça önemli. Ancak haberlerde intihar yöntemlerinin

detaylarıyla anlatıldığı, özendirici, intiharı normalleştiren

üsluptan uzaklaşılması gerekiyor. Haberleri izleyen

kişiler, taklit ederek veya intihar eden kişiler ile kendilerini

özdeşleştirerek aynı yöntemlere başvurabiliyorlar. Bu

nedenle haberler, mutlaka özenle hazırlanmalı ve çaresiz

hisseden kişilerin yardım alabileceği yerler de mutlaka

belirtilmeli.

Kaynakların bölüşümü ve aşırı tüketim tutkusu

Bireyleri bir yandan sonsuz tüketime yönlendirip diğer

yandan da “Ne var canım intihar etmesinler” demek,

sorunları çözmüyor. Gelir-gider dengesi bozulan, başkaları

ile aynı standartları tutturmakta güçlük çeken aileler,

giderek daha büyük bir borç batağının içine çekilmekte.

Bu noktada hem toplumsal hem de bireysel bazda

düzenlemelere ihtiyacımız var. Kişi, kazandığı para ve

yaşayabileceği standartlar konusunda kendisine ve

yakınlarına karşı dürüst olmalı. Sonuçta zorluk içinde

yaşayan insanlara nasihat etmek ya da sürekli borç vermek,

kimsenin yapabileceği bir fedakârlık değil. Bu noktada kişi,

kendi yaşam sorumluluğu almalı.

Feel free to go to the doctor

Every year, countless people go to doctors because they

cannot overcome their problems. Almost all of them

benefit from the treatment. If you have 100 problems, if

you go to a psychiatrist, psychologist or neurologist, your

100 problems will not be solved on the same day; only

your approach to problems changes. You know, after the

first interview, you noticed that you only had a few basic

problems. Perhaps now you have a new perspective on

how to save yourself from relationships that upset you.

When you’re strong enough to solve a few key issues

that still stand before you, you start to feel that life isn’t

such a tough marathon. Depression with symptoms such

as intense pessimism, unwillingness to raise even one

arm, inability to perform daily tasks, and introversion is

a treatable disease. Therefore, if you come across such a

picture in yourself or your relatives, do not wait any longer

and make an appointment with a specialist.

Doktora gitmekten çekinmeyin

Her yıl sayısız insan, kendi sorunlarını aşamadığı için

hekimlere gidiyor. Bunların neredeyse tümü, yapılan

tedaviden fayda görüyor. Sizin 100 tane sorununuz varsa,

psikiyatr, psikolog ya da nöroloğa gittiğinizde bu 100

sorununuz birden aynı günde çözülmez; sadece sizin

sorunlara karşı yaklaşımınız değişir. Bir bakarsınız, daha

ilk görüşmeden sonra sadece birkaç temel sorununuz

olduğunu fark etmişsiniz. Belki de artık sizi üzen ilişkilerden

kendinizi nasıl kurtaracağınıza dair yeni bir bakış açısına

sahipsiniz. Hala önünüzde duran birkaç temel sorunu

çözebilecek kadar güçlendiğinizde, hayatın o kadar da zorlu

bir maraton olmadığını hissetmeye başlarsınız. Özellikle

yoğun karamsarlık, kolunu bile kaldırmak istememe,

günlük görevlerini gerçekleştirememe, içe kapanıklık gibi

belirtileri olan depresyon, tedavi edilebilen bir hastalıktır.

Bu nedenle, kendinizde ya da yakınlarınızda böyle bir

tabloya rastladığınızda, daha fazla beklemeyin ve uzman bir

hekimden randevu alın.

Nisan 2020



48

Don’t be ashamed to ask for help

Of course, mass suicide causes serious sadness in society.

Of course, financial problems and lack of social support are

among the reasons that brought the person to the point

of killing himself and his family. In particular, prolonged

negative conditions and an increasingly severe depression

can prevent the person from thinking about the sources

of help. Depression in people often encountered in the

table of introversion makes it difficult. The weakening of

friendship, neighborhood and relatives are among the

most important factors that make people unable to ask

for help. Even if a person who has been unemployed for

months has received help from his relatives in the early

stages, he cannot get the honor of asking for help every

day. However, everyone has a hard time in their lives, it is

not helpless to ask for help.

How to help a person with suicidal ideation?

The person who speaks of suicide must be taken seriously.

On the other hand, a person can kill himself silently without

talking to others. The feeling of desperation, hopelessness

and worthlessness is reflected not only in words but

also in one’s posture and walking. Gradually, we became

individuals who were in a hurry and spent a lifetime

without asking for the memory of anyone. For this reason,

it will be useful to ask people around us, to help if you can,

or to direct you to the places where you can get help.

Losing family members, unemployment and financial

problems, poor results from an important exam or job

interview, ending a relationship or divorce, disruption of

mental health, or grappling with many small problems

can break the person. In such a case, it is very valuable to

make the person feel important. Even if the person does

not seek help, his relatives should be informed about his or

her situation. Family, close friends or people who can help

should be brought up and the search for solution should

be considered. Leaving the desperate person to himself

and hoping that he will recover will be the worst choice.

If the subject is in its final phase and there is someone

in front of you who says that you will commit suicide,

then you should act even faster. First, try to reach his or

her closest relatives, if you cannot reach them, call the

people you trust, a health institution or the police and take

precautions.

Yardım istemekten utanmayın

Toplu intihar olayları elbette toplumda ciddi bir üzüntüye

neden oluyor. Kişiyi kendisinin ve ailesinin canına kıyma

noktasına getiren sebepler arasında şüphesiz maddi

sorunlar ve sosyal destekten yoksunluk ilk sıralarda geliyor.

Özellikle uzun süren olumsuz koşullar ve giderek ağırlaşan

bir depresyon, kişiyi yardım kaynaklarını düşünmekten

alıkoyabilir. Depresyonda olan kişilerde sıkça rastladığımız

içe kapanma tablosu da durumu zorlaştırıyor. Dostluk,

komşuluk ve akraba ilişkilerinin zayıflaması insanları

tanıdıklarından yardım isteyemez noktaya getiren en

önemli etkenler arasında. Aylarca işsiz kalmış bir kişi ilk

dönemlerde yakınlarından yardım aldıysa bile her gün

tekrar yardım istemeyi onuruna yediremiyor. Oysa herkes

hayatında zor dönemler yaşar, yardım istemek acizlik

değildir.

İntihar düşüncesi olan kişiye nasıl yardım edilir?

İntihardan bahseden kişi, mutlaka ciddiye alınmalıdır.

Öte yandan bir insan, hiç başkaları ile konuşmadan

da –sessiz-sedasız- kendini öldürebilir. Çaresizlik,

umutsuzluk, değersizlik hissi sadece kelimelerle değil

kişinin duruşuna ve yürüyüşüne bile yansır. Giderek sürekli

acelesi olan, kimsenin hatırını sormadan bir ömür geçiren

bireylere dönüştük. Bu nedenle çevremizdeki kişilere

hal hatır sormak, derdini anlatan kişiye yapabiliyorsanız

yardım etmek veya yardım alabileceği yerler konusunda

yönlendirmek faydalı olacaktır.

Aile fertlerini kaybetmek, işsizlik ve maddi sorunlar, önemli

bir sınavdan veya iş görüşmesinden kötü sonuç almak, bir

ilişkinin bitmesi ya da boşanma, akıl sağlığının bozulması ya

da küçük küçük birçok sorun ile boğuşmak, kişiyi hayattan

kopartabilir. Böyle bir durumda, kişiye önemli olduğunu

hissettirmek çok değerlidir. Kişinin yardım arayışı olmasa

bile yalnız bırakılmamalı varsa yakınları durumu hakkında

haberdar edilmelidir. Ailesi, yakın arkadaşları veya yardım

edebilecek kişiler gündeme getirilmeli, çözüm için arayış

önemsenmelidir. Umutsuz durumdaki kişiyi, kendi haline

bırakmak ve düzeleceğini ummak yapılacak en kötü seçim

olacaktır. Eğer konu artık son evresinde ise ve önünüzde

intihar edeceğinden bahseden biri varsa, o zaman daha da

hızlı hareket etmelisiniz. Önce onun en yakınlarına ulaşmaya

çalışın, eğer ulaşamıyorsanız kendi güvendiğiniz kişileri, bir

sağlık kuruluşunu ya da polisi arayarak önlem alın.

Nisan 2020



50

Daiichi Sankyo Turkey Continues to Strengthen

the Squad with New Names

Growing in Turkey and in the world with its exclusive

products in the field of cardiology and oncology,

Daiichi Sankyo continues to strengthen the squad with

experienced name. Nazlı Kayın was appointed as Sales

Director, Pınar Özeken was appointed as Market Access

and Licensing Director, and Zafer Mavioğlu was appointed

as Medical Manager in Daiichi Sankyo, Japan-based

pharmaceutical company that has been operating in Turkey

since 2008. Daiichi Sankyo, which added new names last

year, continues to grow in 2020 as well.

Daiichi Sankyo Türkiye,

Yeni İsimlerle Kadrosunu

Güçlendirmeye Devam Ediyor

Kardiyoloji ve onkoloji alanında güçlü ürünleri ile dünyada

ve Türkiye’de büyüyen Daiichi Sankyo, kadrosunu deneyimli

isimlerle güçlendirmeyi sürdürüyor. Türkiye’de 2008

yılından bu yana faaliyet gösteren Japonya merkezli ilaç

şirketi Daiichi Sankyo’da; Satış Direktörlüğü’ne Nazlı

Kayın, Pazar Erişim ve Ruhsatlandırma Direktörlüğü’ne

Pınar Özeken, Medikal Müdür görevine ise Zafer Mavioğlu

getirildi. Geçtiğimiz yıl yeni isimleri bünyesine katan Daiichi

Sankyo, 2020 yılında da büyümeye devam ediyor.

Sales Director: Nazlı Kayın

Nazlı Kayın, who will be responsible for sales, education

and trade channels activities of the company in Turkey,

graduated from the Department of International

Relations and Politics, Marmara University in 2007. Kayın

completed her master’s degree in Brand and Production

Management, Marmara University in 2008. Beginning

her career as Product Promotion Representative in Abdi

Ibrahim Pharmaceuticals in 2007, she assumed Jr. Product

Manager, Product Manager, Senior Product Manager and

Group Product Manager in Danone Nutricia between March

2017 and January 2020. Then she respectively worked

as Manager in Marketing, Istanbul Regional Sales and

Oncology Department, Sales and Marketing departments.

Satış Direktörü: Nazlı Kayın

Şirketin Türkiye’deki faaliyetlerinde satış, satış eğitim ve

ticari kanallar alanlarında sorumlulukları üstlenecek Nazlı

Kayın, 2007 yılında Marmara Üniversitesi, Uluslararası

İlişkiler ve Siyaset Bölümü’nden mezun oldu. Kayın, 2008

yılında Marmara Üniversitesi, Marka ve Üretim Yönetimi

alanında yüksek lisansını tamamladı. Kariyerine 2007’de

Abdi İbrahim İlaç’ta Ürün Tanıtım Temsilcisi olarak

başlayan Kayın; 2017’ye kadar sırasıyla Jr. Ürün Müdürü,

Ürün Müdürü, Kıdemli Ürün Müdürü ve Grup Ürün Müdürü

rollerini üstlendi. Ardından Danone Nutricia’da Mart 2017

ile Ocak 2020 tarihleri arasında sırasıyla; Pazarlama,

İstanbul Bölge Satış ve Onkoloji Bölümü Satış ve Pazarlama

departmanlarında Müdür pozisyonunda görev aldı.

Nisan 2020


51

Market Access and Licensing Director:

Pınar Özeken

Pınar Özeken, who was appointed as the Market Access

and Licensing Director of Japan-based pharmaceutical

company Daiichi Sankyo, graduated from Molecular

Biology and Genetics and Chemistry Departments,

Boğaziçi University, in 2007 by completing a double major.

Özeken completed her first master’s degree in Biomedical

Engineering & Medical Systems and Informatics, Boğaziçi

University, and completed her second master’s degree in

Pharmacoeconomics in Pompeu Fabra University, Spain.

Following her undergraduate degree, Özeken started

her career in 2007 as a Medical Quality Specialist at Pfizer

Pharmaceuticals and then continued her career as a Health

Economics and Results Specialist. Working as Market

Access and Pricing Manager at MSD İlaç between 2014 and

2016, Özeken was appointed as Market Access and Health

Economics Manager of AstraZeneca Turkey between 2016

and 2018. Before joining Daiichi Sankyo, Özeken had been

serving as Corporate Relations land Health Policy Manager

at Sanofi İlaç since 2018 and Market Access Leader

responsible for Hematology, Oncology, Vaccines and

Diabetes respectively.

Medical Manager: Zafer Mavioğlu

Zafer Mavioğlu, who was appointed as the Medical

Manager of the Japanese-based pharmaceutical company

Daiichi Sankyo, graduated from Faculty of Medicine,

Hacettepe University. Mavioğlu respectively worked at

GSK as Digital Medical Manager and e-Regional Medical

Manager between 2017-2019. Before joining Daiichi

Sankyo, Mavioğlu was a Regional Medical Manager at the

Merck Group.

Pazar Erişim ve Ruhsatlandırma Direktörü:

Pınar Özeken

Japonya merkezli ilaç şirketi Daiichi Sankyo’nun Pazar

Erişim ve Ruhsatlandırma Direktörlüğü görevine getirilen

Pınar Özeken, 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi, Moleküler

Biyoloji ve Genetik ve Kimya Bölümlerinden çift ana dal

tamamlayarak mezun oldu. Özeken, ilk yüksek lisansını

Boğaziçi Üniversitesi, Biyomedikal Mühendislik & Medikal

Sistemler ve İnformatik alanında yaptıktan sonra İspanya

Pompeu Fabra Üniversitesi’nde Farmaekonomi alanında

ikinci yüksek lisansını tamamladı. Lisans mezuniyetini

takiben 2007 yılında iş hayatına Pfizer İlaç’ta Medikal Kalite

Uzmanı olarak başlayan, ardından Sağlık Ekonomisi ve

Sonuçları Uzmanı olarak görevini sürdüren Özeken, 2011

yılında Boehringer Ingelheim İlaç şirketine Geri Ödeme

ve Sağlık Ekonomisi Müdürü olarak katıldı. 2014 ila 2016

yılları arasında MSD İlaç’ta Pazar Erişim ve Fiyatlandırma

Müdürü olarak çalışan Özeken, 2016 ile 2018 yılları arasında

AstraZeneca İlaç’ın Pazar Erişim ve Sağlık Ekonomisi

Müdürü görevine atandı. Özeken; Daiichi Sankyo’ya

katılmadan önce 2018 yılından bu yana Sanofi İlaç’ta

sırasıyla Kurumsal İlişkiler ve Sağlık Politikası Müdürü

ile Hematoloji, Onkoloji, Aşılar ve Diyabet alanlarından

sorumlu Pazar Erişim Lideri olarak görev yapmaktaydı.

Medikal Müdür: Zafer Mavioğlu

Japonya merkezli ilaç şirketi Daiichi Sankyo’nun Medikal

Müdürlük görevine getirilen Zafer Mavioğlu, Hacettepe

Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Mavioğlu, 2017-

2019 yılları arasında GSK’da sırasıyla Dijital Medikal Müdür

ve e-Bölgesel Medikal Müdür olarak çalıştı. Mavioğlu,

Daiichi Sankyo’ya katılmadan önce Merck Grup’da Bölgesel

Medikal Müdür olarak görev yapmaktaydı.

Nisan 2020




54

Tuğba Çamlı Cantürk Becomes Senior Manager of Corporate

Relations of Amgen Turkey and Gensenta

Amgen Türkiye ve

Gensenta’da

Kurumsal İlişkiler

Kıdemli Müdürü

Tuğba Çamlı Cantürk oldu

Tuğba Çamlı Cantürk was appointed head of Corporate

Affairs department at Amgen Turkey and Gensenta. Finally

serving as Director of Communications and Innovation in

BNP Paribas Cardif Turkey, Cantürk assumed senior roles

at companies of pharmaceutical industry such as Sanofi,

Abbott and GSK.

With 17 years of experience in the field of communication,

Tuğba Çamlı Cantürk becomes new Corporate Affairs Senior

Manager at Amgen Turkey and Gensenta. Cantürk had been

serving as Director of Communications and Innovation in

BNP Paribas Cardif Turkey.

Tuğba Çamlı Cantürk, who has a bachelor’s degree from

Tourism and Hotel Management, Boğaziçi University, a

bachelor’s degree in Business Administration from Saint

Mary’s University of Canada and an MBA from Canada,

worked in leading companies in the pharmaceutical

industry such as Sanofi, Abbott and GSK, such as internal

communication, brand communication, corporate

communication and patient relations. As responsible

for the strategic communication planning in her new

position at Amgen Turkey and Gensenta, Tuğba Çamlı

Cantürk will make leadership in some areas of media

relations, leadership and brand communication, internal

communications, social and digital media, corporate

branding, reputation and the crisis management.

Amgen Türkiye ve Gensenta’da Kurumsal İlişkiler

departmanının başına Tuğba Çamlı Cantürk getirildi.

Son olarak BNP Paribas Cardif Türkiye’de İletişim ve

İnovasyon Müdürü olarak görev yapan Cantürk, ilaç

sektöründe Sanofi, Abbott ve GSK gibi şirketlerde üst

düzey roller üstlendi.

Amgen Türkiye ve Gensenta’nın yeni Kurumsal İlişkiler

Kıdemli Müdürü, iletişim alanında 17 yıllık tecrübeye

sahip Tuğba Çamlı Cantürk oldu. Cantürk son olarak

BNP Paribas Cardif Türkiye’de İletişim ve İnovasyon

Müdürü olarak görev yapıyordu.

Boğaziçi Üniversitesi Turizm ve Otel İşletmeciliği’nden

önlisans, Kanada Saint Mary’s Üniversitesi İşletme

Bölümü’nden lisans ve MBA yüksek lisans derecesine

sahip olan Tuğba Çamlı Cantürk; Sanofi, Abbott ve GSK

gibi ilaç sektörünün önde gelen firmalarında iç iletişim,

marka iletişimi, kurumsal iletişim ve hasta ilişkileri

müdürlüğü gibi görevlerde bulundu. Tuğba Çamlı

Cantürk, yeni görevinde; Amgen Türkiye ve Gensenta

için stratejik iletişim planlamasından sorumlu olarak,

medya ilişkileri, lider ve marka iletişimi, iç iletişim,

sosyal ve dijital medya, kurumsal markalaşma, itibar ve

kriz yönetimi konularında liderlik yapacak.

Nisan 2020



56

Catch Wellness Trend with Smart Scale Eufy

Wellness Trendini Eufy Akıllı Tartı ile Yakalayın

Tüm dünyada etkili olan sağlıklı yaşam

ve “wellness” hareketi, tüketicilerin

bilinçlenmesinde önemli bir rol oynuyor. Akıllı

yaşam teknolojileri uzmanı Anker, yeni ürünü Eufy

Akıllı Tartı ile tüm aile için 12 farklı hassas ölçümü

saniyeler içinde yapıyor ve mobil uygulamasıyla

adeta bir sağlıklı yaşam çizelgesi çıkartıyor.

Tüm dünyada yaşam kalitesini artıran düşünce, spor

ve beslenme biçimleri “wellness” trendiyle popülerlik

kazanıyor. Akıllı teknolojiler, günümüzde hayatımızı hiçbir

zaman olmadığı kadar kolaylaştırmakla kalmıyor, bizleri

hedeflerimize ulaşmada motive edecek özellikler sunarken

ölçüme dayalı güvenilir bilgilerin ışığında hareket etmemizi

sağlıyorlar.

The healthy life and “wellness” movement, which

is effective all over the world, plays an important

role in raising awareness of consumers. Anker,

a smart life technologies specialist, takes 12

different precise measurements for the whole

family in seconds with his new product Eufy Smart

Scale, and makes a wellness chart with his mobile

application.

Tüm aile için ölçüm yapabiliyor

Kolaylık ve konfor odaklı akıllı teknolojiler konusundaki

uzmanlığını yeni bir premium ürünle taçlandıran Anker,

sağlıklı yaşam hareketine önemli bir katkı sunuyor. Anker

Eufy Akıllı Tartı, 12 farklı hassas ölçüm yaparak sağlıklı

yaşam ve diyet takibine yeni bir boyut katıyor.

Ultra ince yapısı ve şık tasarımıyla dikkat çeken Eufy Akıllı

Tartı, sahip olduğu profil desteği ile 16 farklı kişiyi tanıyarak

kalabalık aileler tarafından bile rahatlıkla kullanılabiliyor.

Thoughts, sports and diet that increase the quality of life

all over the world are gaining popularity with the trend of

“wellness”. Intelligent technologies do not only make our

lives easier than ever before, but they also enable us to act

in the light of reliable information based on measurement

while providing features that will motivate us to achieve

our goals.

It can measure for the whole family

Crowning its expertise in smart technologies focused on

convenience and comfort with a new premium product,

Anker makes an important contribution to the healthy life

movement. Anker Eufy Smart Scale adds a new dimension

to healthy life and diet tracking by making 12 different

precise measurements.

Nisan 2020


57

Mobil uygulaması ile 12 hassas ölçüm cebinizde

Akıllı tartı, ölçümlerini kablosuz olarak akıllı telefondaki

EufyLife uygulamasına iletiyor. Uygulama ise aralarında

kas, su, kemik, yağ ve kütle ölçümlerinin olduğu hassas

ölçümleri analiz ederek spor ve beslenmenin vücuda

katkılarını verilere dayalı bir şekilde takip etmeyi sağlıyor.

Hane yaşamında konforu artırmak için tüketici ihtiyaçlarını

ön plana çıkartan Anker’ in Türkiye ve Orta Doğu Ülke

Müdürü Cem Bodur, yeni ürün hakkında “Tüketicilerin son

dönemde büyük ilgi gösterdiği sağlıklı yaşam konseptini

destekleyen ve akıllı ürünlerimizden biri olan Eufy Akıllı

Tartı, aslında tüm aileye pratik bir şekilde fayda sağlıyor.

Anker EufyLife mobil uygulamamız ile spor yapanlar

ilerlemelerini takip edebiliyor, formunu korumak isteyenler

12 hassas ölçümleri sayesinde ölçüm bilgilerine akıllı

telefonlarından kolayca ulaşabiliyor. Üstelik ince ve şık

tasarımı sayesinde kullanılacağı alana da ayrı bir hava

katıyor” dedi.

Eufy Smart Scale, which draws attention with its ultra-thin

structure and stylish design, can be used even by crowded

families by knowing 16 different people with its profile

support.

12 precise measurements in your pocket with

mobile app

The smart scale transmits its measurements wirelessly

to the EufyLife app on the Smartphone. The application,

on the other hand, analyzes the precise measurements

including muscle, water, bone, fat and mass measurements,

and follows the contribution of sports and nutrition to the

body based on data.

Cem Bodur, the country manager of Turkey and the

Middle East of Anker that emphasizes consumer needs

to increase comfort in household life, said about new

product “Eufy Smart Scale, one of our smart products that

supports the concept of healthy life, which consumers

have shown great interest in recently, actually benefits the

whole family practically. With our Anker EufyLife mobile

application, sports people can follow their progress, and

those who want to keep their form can easily access their

measurement information from their smart phones thanks

to 12 precise measurements. Moreover, thanks to its slim

and stylish design, it adds a different atmosphere to the

area it will be used in.”

Anker Eufy Akıllı Tartı’ nın özellikleri:

- 12 farklı hassas ölçümler

- 4G vücut şekli algılayıcı

- 16 farklı kullanıcı profili

- Kolay okunabilir LED ekran tasarımı

- EufyLife mobil uygulama desteği

- Ultra ince ve şık tasarım

- Ultra hafif

- Fitbit, Apple Sağlık, Google Fit gibi üçüncü taraf uygulama

uyumluluğu

- Otomatik kullanıcı profil eşleştirme

Features of Anker Eufy Smart Scale:

- 12 different precise measurements

- 4G body shape sensor

- 16 different user profiles

- Easy-to-read LED display design

- EufyLife mobile application support

- Ultra thin and stylish design

- Ultra light

- Third party app compatibility like Fitbit, Apple Health,

Google Fit

- Automatic user profile matching

Nisan 2020


58

Insomnia Makes Obese!

Uykusuz Kalmak Obez Yapıyor!

Dietitian Ceyda Nur Çakın- Memorial

Ankara Hospital Nutrition and Diet

Department

Obesity, which is

regarded as one of the

important diseases of

today and tomorrow,

is generally caused by

factors such as genetic

transition, unhealthy

nutrition and inactivity.

Although it is not one

of the first reasons that

come to mind, failure to sleep regularly can lead to obesity.

While the risk of obesity increases by 45 percent in people

who sleep less than 6 hours a day, the desire to overeat and

snack regularly occurs in these individuals. Dietitian Ceyda

Nur Çakın from Memorial Ankara Hospital Nutrition and

Diet Department gave information about the effects of

sleep on obesity.

Caution if you are not getting enough sleep!

Although sleep is a process that relieves fatigue during

the day, it is also determinative for diseases such as high

blood pressure, cardiovascular diseases, Type 2 diabetes

and obesity due to its metabolic and hormonal regulatory

effect. According to the National Sleep Foundation data;

7-9 hours are ideal for individuals aged 26-64, 7-8 hours

sleep time is ideal over 65 years of age, the risk of obesity

Günümüzün ve geleceğin önemli hastalıklarından biri

olarak görülen obezite genellikle genetik geçiş, sağlıksız

beslenme ve hareketsizlik gibi faktörlerden kaynaklanıyor.

Her ne kadar ilk olarak akla gelen sebeplerden biri olmasa

da, düzenli uyuyamamak da obeziteye yol açabiliyor. Günde

6 saatten daha az uyuyan kişilerde obezite riski yüzde 45

oranında artarken, bu bireylerde fazla yemek yeme ve

sürekli atıştırma isteği ortaya çıkıyor. Memorial Ankara

Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Diyetisyen

Ceyda Nur Çakın, uykunun obezite üzerindeki etkileri

hakkında bilgi verdi.

Yeteri kadar uyumuyorsanız dikkat!

Uyku, gün içerisindeki yorgunluğun giderildiği bir süreç

olmanın yanında metabolik ve hormonal düzenleyici etkisi

nedeniyle yüksek tansiyon, kalp-damar hastalıkları, Tip

2 diyabet ve obezite gibi hastalıklar için de belirleyici

olmaktadır. Ulusal Uyku Vakfı (National Sleep Foundation)

verilerine göre; 26-64 yaş arası bireyler için 7-9 saat; 65

yaş üzerinde 7-8 saatlik uyku süresi ideal olurken, günde

6 saatten daha az uyuyan kişilerde ise obezite riski yüzde

45 artmaktadır. Uykunun açlık üzerinde bu kadar etkili

olmasının sebepleri şunlardır:

Uyku açlık-tokluk hormonlarını etkiliyor

Yağ dokudan salınan leptin hormonu iştahı baskılarken,

Nisan 2020



60

increases by 45 percent in people who sleep less than

6 hours a day. The reasons why sleep is so effective on

hunger are:

Sleep affects hunger-satiety hormones

The leptin hormone released from the adipose tissue

suppresses appetite, while the hormone ghrelin released

from the stomach stimulates appetite. While these

hormones affect the body’s energy balance, there are

many studies showing that ghrelin increase and leptin

are suppressed in people who sleep less. This affects the

amount and content of the food consumed during the day.

Little sleepers reward themselves with snacks

The stimuli associated with pleasure in people who

sleep less often go to the brain more. Thus, the desire to

reward them increases. This leads people to have intense

night snacks from energy, saturated fat and simple

carbohydrates.

Sleep time also affects meal contents and times

Sleep time also affects meal contents, portions consumed

and meal times. . Many studies have shown that people

who sleep less, especially the daily energy from proteincontaining

foods; shows less than the energy taken from

the oil. However, the consumption of fiber-rich foods

such as daily vegetables, fruits, legumes, and whole grain

products is decreasing. This leads to a poor quality diet.

Because the sufficient consumption of fiber-rich foods

affects many mechanisms from the strengthening of

the immune system to appetite control by providing

the beneficial bacteria balance living in the intestines. In

addition to this, by increasing the antioxidant capacity to

our diet with the various vitamin-mineral patterns they

contain; whole grains contribute to the energy mechanism

of the body with the B group vitamins they contain.

Melatonin hormone causes irregular food

The human body has a biological clock. One of the most

important components of this watch is melatonin; that is,

sleep hormone. Loss of sleep time may lead to less food

consumption especially at breakfast meal and more snacks

during irregular hours during the day. The reason for this

is that the hormone level of melatonin has not decreased

yet during the awakened hour, that is, the body’s desire to

continue sleeping.

Insomnia reduces the desire to exercise

Insomnia affects physical activity as well as cognitive

performance during the day. Desire to exercise is

decreased due to the reasons such as drowsiness, feeling

tired and not feeling energetic.

However, an active lifestyle has a protective effect against

hypertension, stroke, coronary heart disease, Type 2

diabetes, metabolic syndrome, colon and breast cancer and

depression. Besides, it also provides a healthy body weight

and composition. All this forms a basis for a better quality

of life.

mideden salınan ghrelin hormonu iştahı uyarmaktadır.

Bu hormonlar vücudun enerji dengesi üzerinde etki

gösterirken, az uyuyan kişilerde ghrelin artışı ve leptinin

baskılandığını gösteren pek çok çalışma da bulunmaktadır.

Bu durum ise gün içerisinde tüketilen besin miktarı ve

içeriği üzerinde etkili olmaktadır.

Az uyuyanlar kendilerini atıştırmalıklarla

ödüllendiriyor

Az uyuyan kişilerde zevk alma ile ilişkili olan uyarılar beyne

daha çok gitmektedir. Böylece bu kişilerde kendilerini

ödüllendirme isteği artmaktadır. Bu durum ise kişileri

enerji, doymuş yağ ve basit karbonhidrattan yoğun gece

atıştırmalarına yöneltmektedir.

Uyku süresi öğün içerikleri ve saatlerini de

etkiliyor

Uyku süresi, öğün içerikleri, tüketilen porsiyonlar ve

öğün saatleri üzerinde de etkili olmaktadır. Yapılan

pek çok çalışma az uyuyan kişilerde özellikle protein

içeren yiyeceklerden alınan günlük enerjinin; yağdan

alınan enerjiye göre daha az olduğunu göstermektedir.

Bununla beraber günlük sebze-meyve, kurubaklagil, tam

tahıllı ürünler gibi liften zengin besinlerin tüketimi ise

azalmaktadır. Bu da kalitesiz bir beslenme şekline yol

açmaktadır. Çünkü liften zengin gıdaların yeterli tüketimi

bağırsaklarda yaşayan yararlı bakteri dengesini sağlayarak

bağışıklık sisteminin güçlenmesinden iştah kontrolüne

kadar pek çok mekanizmayı etkilemektedir. Bununla

beraber sebze ve meyveler içerdikleri çeşitli vitaminmineral

örüntüsü ile beslenmemize antioksidan kapasiteyi

artırarak; tam tahıllar ise içerdikleri B grubu vitaminler

ile vücudun enerji mekanizmasında görev alarak katkıda

bulunmaktadır.

Melatonin hormonu düzensiz yemeğe sebep

oluyor

İnsan vücudunun bir biyolojik saati bulunmaktadır. Bu

saatin en önemli bileşenlerinden biri de melatonin; yani

uyku hormonudur. Uyku süresindeki kayıp özellikle kahvaltı

öğününde daha az besin tüketimi ve gün içerisinde düzensiz

saatlerde daha çok atıştırmaya yöneltebilir Bunun sebebi

ise melatonin hormon seviyesinin uyanılan saatte henüz

azalmamış olması yani vücudun uykuya devam etme

isteğinden kaynaklanmaktadır.

Uykusuzluk egzersiz yapma isteğini azaltıyor

Uykusuzluk gün içerisindeki bilişsel performans kadar

fiziksel aktiviteyi de etkilemektedir. Uyku hali, yorgunluk

hissi ve enerjik hissetmeme gibi sebepler ile egzersiz

yapma isteği de azalmaktadır. Ancak aktif bir yaşam şekli

hipertansiyon, inme, koroner kalp hastalığı, Tip 2 diyabet,

metabolik sendrom, kolon ve meme kanseri ve depresyona

karşı koruyucu etki göstermektedir. Bununla birlikte,

sağlıklı bir vücut ağırlığı ve kompozisyonunun da oluşmasını

sağlamaktadır. Tüm bunlar daha kaliteli bir yaşam için

zemin oluşturur.

Nisan 2020



62

Education Continues To Be the Right of Every Child with the

“Artistic Awareness in Autism” Project

“Otizmde Sanatsal Farkındalık” Projesi ile

Eğitim, Her Çocuğun Hakkı Olmaya Devam Ediyor

Supporting education with the projects developed

by believing that education is the right of every

child, Özdilek Holding started art therapy lessons

in which students with autism will develop their

motor skills and gain acquisition in expressing

themselves.

The courses of the project, which was implemented in

collaboration with the Bursa Autism Association in order to

contribute to the development of children with autism and

to raise awareness in the society by attracting the attention

of the public, are given in the training hall of ÖzdilekPark

Bursa Nilüfer every Wednesday. The training continues for

three hours.

Children with autism develop with art therapy

In the 17-week lessons, lessons, accompanied by an

Eğitimin her çocuğun hakkı olduğuna inanarak

geliştirdiği projeleriyle eğitime destek olan

Özdilek Holding, otizmli öğrencilerin motor

becerilerini geliştirecekleri ve kendilerini ifade

edebilmelerine yönelik kazanımlar sağlayacakları

sanat terapisi derslerini başlattı.

Otizmli çocukların gelişimlerine katkı sağlamak ve

kamuoyunun dikkatini otizme çekerek toplumda farkındalık

yaratmak için Bursa Otizm Derneği iş birliğiyle hayata

geçirilen projenin dersleri, her hafta çarşamba günü

ÖzdilekPark Bursa Nilüfer’in eğitim salonunda veriliyor.

Eğitimlerse üç saat boyunca devam ediyor.

Otizmli çocuklar sanat terapiyle gelişiyor

Uzman pedagog eşliğinde 17 hafta sürecek derslerde

otizmli bireylerin, güvenmek, tanınmak, fark etmek,

Nisan 2020


63

expert pedagogue, are given

to improve the behavior of

individuals with autism to

trust, to be recognized, to

distinguish, to discover, to feel,

to connect, to be emotional,

to accept. The project, which is

planned to reveal the emotions

and thoughts of children with

autism that they cannot express

in other ways, through artistic

productions, aims to help

children improve their mental

health.

Art therapy, which ensures solidarity and cooperation in

group works, also develops behaviors such as respect,

love and solidarity among children. With the arts such

as painting, sculpture, ceramics etc. it helps children

emotionally relaxed by helping them express themselves

with arts.

The family plays a big role in bringing children

with autism to society.

With the art therapy lesson taught by Özdilek Holding’s

expert trainers for the parents of individuals with autism,

parents were also provided with guidance on bringing

children with autism to society. Aiming to attract the

attention of the public to autism by contributing to the

development of children with autism, Özdilek Holding will

continue to raise awareness in the society by making the

“Artistic Awareness in Autism” project sustainable.

keşfetmek, hissetmek,

bağlanmak, duygulanmak,

kabul etmek davranışlarını

geliştirmeye yönelik dersler

işleniyor. Otizmli çocukların

diğer yollarla ifade edemedikleri

duygu ve düşüncelerini,

sanatsal üretimlerle açığa

çıkarması üzerine planlanan

projeyle çocukların ruh

sağlıklarında da iyileşmeye

yardımcı olmak hedefleniyor.

Grup çalışmalarında dayanışma

ve iş birliği içinde olmalarını

sağlayan sanat terapisi, çocuklar arasındaki saygı, sevgi ve

yardımlaşma gibi davranışları da geliştiriyor. Resim, heykel,

seramik vb. sanatlarla çocukların kendini ifade etmeleri

sağlanarak duygusal olarak rahatlamalarına yardımcı

oluyor.

Otizimli çocukların topluma kazandırılmasında

aileye büyük görev düşüyor

Özdilek Holding’in uzman eğitmenler tarafından, otizmli

bireylerin ebeveynlerine yönelik verdiği sanat terapisi

dersiyle de otizmli çocukların topluma kazandırılması

konusunda, velilere rehberlik hizmeti de sağlandı.

Otizmli çocukların gelişimlerine katkı sağlayarak

kamuoyunun dikkatini otizme çekmeyi hedefleyen

Özdilek Holding, “Otizmde Sanatsal Farkındalık” projesini

sürdürülebilir hale getirerek toplumda farkındalık

oluşturmaya devam edecek.

Nisan 2020


64

Genius Children Should Not Be Isolated From Other Children

Üstün Zekalı Çocuklar,

Diğer Çocuklardan İzole Edilmemeli

Son günlerde gündemde olan üstün zekalı

çocuklara farklı eğitim modelleri uygulanması

gerektiğini belirten uzmanlar, bu çocukların diğer

çocuklardan izole edilmesinin ve onları yetişkin

gibi büyütmenin doğru olmadığına dikkat çekiyor.

Uzmanlar, “Bu çocukların sosyal ortamdan

kopmaları önlenmelidir” uyarısında bulunuyor.

Uzmanlara göre, bu çocukların eğitimlerin

içeriğinin çeşitlendirilmeli ve yaratıcılıklarını

sürdürebilecekleri alanlara yönlendirilmeleri

gerekiyor.

Assoc. Dr. Emel Sarı Gökten, Üsküdar University NPİSTANBUL Brain

Hospital Child Adolescent Psychiatry Specialist

Experts who state that different educational

models should be applied to gifted children who

are on the agenda recently, point out that it is not

right to isolate these children from other children

and raise them like adults. Experts warn “these

children should be prevented from breaking

away from the social environment”. According to

experts, the content of these children should be

diversified and directed to areas where they can

continue their creativity.

Üsküdar University NPİSTANBUL Brain Hospital Child

Adolescent Psychiatry Specialist Assoc. Dr. Emel Sarı Gökten

made evaluations about the right approach model for

gifted children

Assoc. Dr. Emel Sarı Gökten stated that some children were

born with a cognitive ability that is significantly above the

innate average intelligence and said “The definition of

superior intelligence is to have superior ability in general

cognitive functions or in a specific area, although it is

very diverse. A gifted individual has a high level of skill in

mathematics and may not be able to achieve the same level

of language skills. Often gifted talents are manifested in

cognitive, productive, artistic skill, leadership or specific

academic fields.”

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi

Çocuk Ergen Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Emel Sarı Gökten,

üstün yetenekli çocuklara doğru yaklaşım modeline ilişkin

değerlendirmelerde bulundu.

Doç. Dr. Emel Sarı Gökten, bazı çocukların doğuştan

ortalama zekanın belirgin derecede üzerinde olan bilişsel

bir yetenek ile doğduklarını belirterek “Üstün zekanın

tanımı, çok fazla çeşitlilik göstermekle birlikte genellikle

kabul edilen genel bilişsel işlevlerde ya da spesifik bir

alanda üstün yeteneğe sahip olmaktır. Üstün zekalı bir birey

matematik alanında yüksek düzeyde bir yeteneğe sahip

olup dil becerilerinde aynı düzeyde başarı gösteremeyebilir.

Genellikle üstün yetenekler bilişsel, üretken, sanatsal

beceri, liderlik ya da spesifik akademik alanlarda kendini

gösterir” diye konuştu.

Üretken, meraklı ve geniş sözcük dağarcığına

sahiptirler

Bu özelliklere sahip çocukların genellikle yüksek

muhakeme becerileri olan, üretken, meraklı, geniş bir

They are productive, inquisitive and have broad

vocabulary

Noting that children with these features are children with

Nisan 2020


65

high reasoning skills, productive, curious, broad vocabulary

and strong memory, Dr. Emel Sarı Gökten said “They usually

become perfectionists and question authority. In addition

to these features, some gifted children have difficulties in

communicating and maintaining their peer group. Because

they have great differences with their peers in terms of

vocabulary, personality structure, interests and motivation

levels. They prefer to be with older children and adults.”

They should not be isolated from other children

Emphasizing that this diversity is a positive thing, all of

the children may have different characteristics Assoc. Dr.

Emel Sarı Gökten noted that gifted children should not be

isolated from other children and it is not right to raise them

like an adult. Assoc. Dr. Emel Sarı Gökten said:

“However, it is necessary to accept these differences, to

love and to fulfill the necessary conditions for the child

to grow up in a suitable environment. Just like children

with mental retardation or learning disabilities should be

applied different education modules, special education

programs should be applied to gifted children, the content

of the education they receive should be diversified, and

they should be directed to the areas where they can

continue their productivity. It is not right to isolate them

from other children or raise them like adults.”

They should be prevented from breaking from the

social environment

Expressing that gifted children can be specific areas of

interest and focus their attention on these areas Assoc. Dr.

Emel Sarı Gökten said “They should act by respecting their

interests, but they should also be prevented from breaking

away from social environments. It should be shown to him

that he can also enjoy different activities and interests, and

it should be prevented that he is tied to a single area and

not interested in anything else. Because these children can

be over-focused on their favorite subjects and deprived of

social relationships, peers, and many other activities they

will have fun with. This situation may disrupt the mental

development of the child and lead to the development of

many different psychiatric disorders in the future .”

sözcük dağarcığına sahip ve güçlü bir hafızası olan çocuklar

olduğunu kaydeden Doç. Dr. Emel Sarı Gökten, “Genellikle

mükemmeliyetçi olurlar ve otoriteyi sorgularlar. Bu

özelliklerin yanında bazı üstün yetenekli çocuklar kendi

akran grubu ile iletişim kurup sürdürmekte zorlanırlar.

Çünkü sözcük dağarcığı, kişilik yapısı, ilgileri ve motivasyon

düzeyleri açısından akranlarıyla büyük farklılıklar yaşarlar.

Daha büyük çocuklar ve yetişkinlerle birlikte olmayı tercih

ederler” diye konuştu.

Diğer çocuklardan izole edilmemeliler

Çocukların hepsinin farklı özelliklere sahip olabilir ve

bu çeşitliliğin olumlu bir şey olduğunu vurgulayan Doç.

Dr. Emel Sarı Gökten, üstün yetenekli çocukların diğer

çocuklardan izole edilmemesi gerektiğine ve onları bir

yetişkin gibi büyütmenin doğru olmadığını kaydetti. Doç. Dr.

Emel Sarı Gökten, şunları söyledi:

“Ancak bu farklılıkları kabul etmek, sevmek ve çocuğun

uygun bir ortamda büyümesi için gerekli şartları yerine

getirmek gerekir. Tıpkı zeka geriliği veya öğrenme

bozukluğu olan çocuklara farklı eğitim modülleri

uygulanması gerektiği gibi üstün yetenekli çocuklara

da özel eğitim programları uygulanmalı, aldıkları

eğitimin içeriği oldukça çeşitlendirilmeli, üretkenliklerini

sürdürebilecekleri alanlara yönlendirilmeleri gerekir. Diğer

çocuklardan izole etmek ya da onları yetişkin gibi büyütmek

doğru değildir.”

Sosyal ortamdan kopmaları önlenmelidir

Üstün zekalı çocukların genellikle ilgi duydukları belirli

alanlar olabilidiğini ve tüm dikkatleri bu alanlar üzerinde

yoğunlaşabildiğini ifade eden Doç. Dr. Emel Sarı Gökten,

“Onların ilgi alanlarına saygı duyarak hareket etmeli, ama

bir yandan da sosyal ortamlardan kopmaları önlenmelidir.

Farklı aktivite ve ilgilerden de keyif alabileceği ona

gösterilmeli, tek bir alana sıkı sıkıya bağlı kalıp başka

hiçbir şeyle ilgilenmemesinin önüne geçilmelidir. Çünkü

bu çocuklar sevdikleri konulara aşırı odaklanıp sosyal

ilişkilerden, akranlarından, eğlenecekleri başka birçok

etkinlikten mahrum kalabilirler. Bu durum da çocuğun

ruhsal gelişimini aksatıp ileride birçok farklı psikiyatrik

bozukluğun gelişimine sebep olabilir ” uyarısında bulundu.

Nisan 2020


66

Wondering About the “Freezing of the Ovum” Process

“Yumurta Dondurma” İşlemi ile İlgili Merak Edilenler

As the female age progresses, the ovum reserve decreases

and the quality deteriorates. Especially after the age of

40, this negative impact becomes evident. Anadolu Health

Center Gynecology, Obstetrics and IVF Specialists Assoc.

Dr. Dr. Tayfun Kutlu and Dr. Ebru Öztürk Öksüz, who stated

that with the advancing age, the risk of genetic problems

increases and pregnancy rates decrease in the ovaries,

answered the curious questions about the freezing of ovum

process.

Who should apply ovum freezing process?

People who are at risk of losing ovarian tissue due to any

disease (cancer and surgical procedure) and treatment

(chemotherapy, radiotherapy, etc.) can freeze their ova

before this treatment and use these ova easily after the

treatment process ends and they can become pregnant.

To whom is the freezing of the ovum the most

recommended?

In addition to the patients who are at risk of losing their

Kadın yaşı ilerledikçe yumurta rezervi azalıyor ve yumurta

kalitesi bozuluyor. Özellikle 40 yaş sonrası yumurtalarda bu

olumsuz etkilenme belirginleşiyor. İlerleyen yaş ile birlikte

yumurtalıklarda genetik problem riskinin arttığını ve gebelik

oranlarının düştüğünü belirten Anadolu Sağlık Merkezi

Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanları Doç. Dr.

Tayfun Kutlu ile Dr. Ebru Öztürk Öksüz, yumurta dondurma

işlemi ile ilgili merak edilen soruları yanıtladı.

Yumurta dondurma işlemi kimlere uygulanmalı?

Herhangi bir hastalık (kanser ve cerrahi işlem) ve tedavi

(kemoterapi, radyoterapi vb) nedeniyle yumurtalık

dokusunu kaybetme riski olan kişiler, bu tedavi öncesinde

yumurtalarını dondurup, tedavi süreci bittikten sonra

rahatlıkla bu yumurtaları kullanıp gebe kalabiliyorlar.

Yumurta dondurma işlemi en çok kimlere

öneriliyor?

Herhangi bir hastalık nedeniyle yumurtalarını kaybetme

Nisan 2020


67

ova due to any disease, the ones we recommend the most

are all women who postponed their pregnancy plan and

started to decrease their ovum reserves. It is because

now our laws also support this treatment. In other words,

all women with an age factor can begin to freeze their

ova, as the ovum reserve begins to decrease. And when

they think about pregnancy, even if their ovaries do not

work anymore, they do not miss the chance of pregnancy

because they have ova that they freeze. There is no

marriage requirement for women to freeze their ova.

When to start the freezing of the ovum?

This process is not a process that requires a very long time.

Treatment begins on the 2nd or 3rd day of menstruation.

Our goal is to stimulate the ova together with hormone

therapy and bring them to a certain number and maturity.

We get the development we want in about 10-11 days and

to collect ova. After the ova are collected, we freeze our

ova of good quality. In short, we can say that the treatment

takes about 14 days.

How long can the ova be stored?

We can legally store ova for 5 years. Then we can extend it

with the approval of the ministry..

riski olan hastaların yanı sıra en çok önerdiğimiz kişiler,

gebelik planını erteleyen, yumurta rezervi azalmaya

başlayan tüm kadınlar. Çünkü artık yasalarımız da bu

tedaviyi destekliyor. Yani yumurta rezervi azalmaya

başlayan, yaş faktörü olan tüm kadınlar yumurtalarını

dondurabiliyor. Ve gebelik düşündükleri zaman artık

yumurtalıkları çalışmasa bile dondurdukları yumurtaları

olduğu için gebelik şansını kaçırmıyorlar. Kadınların,

yumurtalarını dondurmaları için evlilik şartı da bulunmuyor.

Yumurta dondurma işlemine ne zaman

başlanmalı?

Bu işlem çok uzun zaman ayrılması gerektiren bir işlem

değil. Tedavi, adetin 2. veya 3. günü başlıyor. Amacımız

hormon tedavisi ile birlikte yumurtaları uyarmak ve onları

belli bir sayı ve olgunluğa ulaştırmak. Yaklaşık 10-11 günde

istediğimiz gelişmeyi elde ediyoruz ve yumurta toplama

işlemine geçiyoruz. Yumurtalar toplandıktan sonra iyi

kalitede yumurtalarımızı donduruyoruz. Kısaca tedavinin

yaklaşık 14 gün sürdüğünü söyleyebiliriz.

Yumurta ne kadar süre saklanabiliyor?

Yasal olarak 5 yıl yumurtaları saklayabiliriz. Sonrasında da

bakanlık onayı ile uzatabiliyoruz.

Nisan 2020





Health is the biggest wealth!

Sağlık en büyük varlık!

In fact, it is the only wealth… All other wealth items are

nothing if you don’t have it. Without health, you can’t enjoy any

fortune. If you don’t have healthy you don’t have any fortune

no matter what else you have. That is why Suleiman the

Magnificent literally said:

“People consider a State as the most respected wealth

In fact, a State cannot be as valuable as a healthy breath”

We have 30 different titles in our Group addressing to

different industries but the most important one of these

publications is MEDIKAL TEKNIK which has been serving the

health industry for almost three decades.

As the most leading publication of the Turkish medical

technical industry, Medikal Teknik magazine has been

preparing special survey on certain areas. This time we have

prepared a Health Section with occasion of the “World Health

Week”. It is more important than ever before this time because

of the coronavirus outbreak sweeping the world.

We full heartedly wish and pray for the vanishment of the

disease in the soonest time. I hope we start running from one

fair to another, one medical congress to another, one event

to the other in the shortest time as we did as recent as one

month ago.

We congratulate the World Health Week of all healthcare

professionals applauded all over the world with their sacrifices,

and applaud each of them standing up!

Aslında, o tek servet… Eğer ona sahip değilseniz diğer

tüm servetlerin hiçbir anlamı yok. Sağlık olmadan, hiçbir

servetin tadını çıkaramazsınız. Eğer sağlıklı değilseniz,

başka neye sahip olursanız olun hiçbir servetiniz yok

demektir. Bu yüzden Muhteşem Süleyman demiş ya:

Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi

Olmaya devlet cihanda, bir nefes sıhhat gibi”

Grubumuzda farklı sektörlere hitap eden 30 farklı

yayınımız var ancak bu yayınlardan en önemlisi yaklaşık

otuz yıldır sağlık sektörüne hizmet veren

MEDIKAL TEKNİK.

Türk medikal teknikleri sektörünün en önde gelen

yayını olan Medikal Teknik dergisi belirli alanlarda

özel dosyalar hazırlıyor. Bu kez “Dünya Sağlık Haftası”

vesilesiyle bir Sağlık Dosyası hazırladık. Bu konu, dünyayı

kasıp kavuran koronavirüs salgını nedeniyle bu zamana

kadar hiç olmadığı kadar önemli.

En kısa sürede hastalığın yok olmasını yürekten

diliyoruz ve bunun için dua ediyoruz. Umarım daha bir ay

öncesine kadar olduğu gibi bir fuardan diğerine, bir tıbbi

kongreden ötekine, bir etkinlikten başka bir etkinliğe yine

en kısa sürede koşmaya başlarız.

Fedakarlıkları ile bütün dünyada alkışlanan tüm sağlık

çalışanlarının Dünya Sağlık Haftasını kutluyor, her birini

ayakta alkışlıyoruz!

Nisan 2020


72

A WEEK FOR ATTENTION TO LIFE AT HEALTH

BİR ÖMÜR SAĞLIĞA DİKKAT ÇEKEN BİR HAFTA

Health Week is the week celebrated by the United Nations

Organization between April 7 and 13, in order for people

to get to know the health institutions closely and reach

the awareness of healthy life. Each year Health Week is

celebrated at the same time in the United Nations member

countries. The primary purpose of the Health Week is to

introduce the concept of health and to shape the scope

of the work done in order for health aid to reach wide

public masses. Throughout the health week, radio talks

about human health are made, and television programs

are broadcast on television. Articles about human health in

newspapers and magazines are brought together with the

reader.

Sağlık Haftası, insanların sağlık kurumlarını yakından

tanıması ve sağlıklı yaşam bilincine erişmesi için Birleşmiş

Milletler Örgütü tarafından 7-13 Nisan tarihleri arasında

kutlanan haftadır.

Her yıl Sağlık Haftası Birleşmiş Milletler üyesi ülkelerde

aynı zamanda kutlanır. Sağlık Haftası’nın en birincil amacı,

sağlık kavramını tanıtmak ve sağlık yardımının geniş halk

kitlelerine ulaşması için yapılan çalışmaların kapsamını

şekillendirmektir. Sağlık haftası boyunca insan sağlığı

konusunda radyolarda konuşmalar yapılır, televizyonda ise

sağlıkla ilgili programlar yayınlanır. Gazete ve dergilerde

insan sağlığı ile ilgili yazılar okuyucuyla buluşturulur.

Nisan 2020



74

WORLD HEALTH ESCROW FOR NEW GENERATIONS

DÜNYA SAĞLIĞI YENİ NESİLLERE EMANET

Living healthy is the first priority of every individual in the

world. It looks like a very cliché word, but it is as real as it is

in our memories: Health is the first thing!

When we look at the world fighting against epidemics in

recent days, we see a struggle against the increase in the

elderly population before this situation. Therefore, the

biggest criterion in making healthy life become the life of

people is to gain the consciousness of healthy life to every

individual.

Especially if the new generation that grows fully acquires

this consciousness and makes it a philosophy of life, the

whole world will become more livable with health.

Sağlıklı yaşamak dünya üzerindeki her bireyin birinci

önceliğidir. Çok klişeleşmiş bir söz gibi görünür ama

hafızalarımızda yer ettiği kadar gerçektir: Her şeyin başı

sağlık!

Son günlerde salgın hastalıklarla savaşan dünya geneline

baktığımızda, bu durumun öncesinde de yaşlı nüfus artışına

karşı verilen bir mücadeleyi görürüz. Dolayısıyla sağlıklı

yaşamın insanların yaşantısı haline gelmesinde en büyük

kriter, sağlıklı yaşam bilincinin her bireye kazandırılmasıdır.

Özellikle yetişen yeni nesil, bu bilinci tam olarak kazanır ve

hayat felsefesi haline getirirse tüm dünya sağlıkla birlikte

daha yaşanılası bir hale gelecektir.

Nisan 2020


75

COVID-19 IS ON THE AGENDA OF WORLD HEALTH

COVID-19 DÜNYA SAĞLIĞININ GÜNDEMİNDE

While the countries of the world continue their efforts to

find the key of healthy life and open the doors of healthy

life for the whole society, Covid-19 took the lead role in the

health scenarios of all the world countries.

With the news of the rapid spread of Covid-19, the issue of

‘health’ also increased its importance on the agenda and

attention was once again turned in this direction.

Within the scope of the World Health Week, it was aimed

to raise awareness of healthy life and increase public

awareness on this issue through opinion leaders. Now this

goal has shaped itself a little more and has focused on the

question of how to protect it from the Covid-19 virus.

State leaders, healthcare professionals, opinion leaders,

pharmaceutical companies and the entire health sector,

without exception, focused on statements on this issue. It

is thought that awareness raising activities to be carried out

through the World Health Week are of great importance in

transferring the measures for protection from Covid-19 to

the society.

Dünya ülkeleri sağlıklı yaşamın anahtarını bulmaya ve

tüm toplum için sağlıklı yaşamın kapılarını açmaya yönelik

çalışmalarını sürdürürken Covid-19 tüm dünya ülkelerinin

sağlık senaryolarında başrolü üstlendi.

Covid-19’un hızla yayılması haberleriyle birlikte ‘sağlık’

konusu da gündemdeki önemini arttırdı ve dikkatler bir kez

daha bu yöne çevrildi.

Dünya Sağlık Haftası kapsamında her yıl olduğu gibi bu yıl

da sağlıklı yaşam bilinçlendirmelerinin yapılması ve kanaat

önderleri aracılığıyla bu konu üzerinde toplum bilincinin

arttırılması hedefleniyordu. Şimdi bu amaç, kendini biraz

daha şekillendirdi ve Covid-19 virüsünden nasıl korunulur

sorusu üzerine yoğunlaşıldı.

Devlet liderleri, sağlık çalışanları, kanaat önderleri,

ilaç firmaları ve istisnasız tüm sağlık sektörü bu konu

üzerinde yaptığı açıklamalara ağırlık verdi. Dünya Sağlık

Haftası aracılığıyla yapılacak bilinçlendirme çalışmalarının

Covid-19’dan korunmaya yönelik tedbirlerin topluma

aktarılmasında büyük öneme sahip olduğu düşünülüyor.

Nisan 2020


76

THE PERFECT EXCLUSION OF HEALTHCARE EMPLOYEES

AGAINST COVID-19 MOST REMARKABLE EVENT

OF WORLD HEALTH WEEK

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ COVID-19’A

KARŞI MÜKEMMEL ÖZVERİSİ

DÜNYA SAĞLIK HAFTASI’NIN EN DİKKAT ÇEKİCİ ETKİNLİĞİ

Of course, the eye of World Health Week is the

healthcare professionals. Healthcare personnel who try

to provide service from A to Z in hospitals as much as

physicians who have sworn in Hippocrates are not paid

as much.

Especially in these days when we are faced with the

Covid-19 threat, the healthcare professionals make

the biggest sacrifice. In our country, with the call of

‘Stay At Home’, all healthcare personnel are working

hard to save lives in hospitals, which are the most risky

environment, against the Covid-19 epidemic, which

has become the biggest fear of even the society that

isolates itself in their homes. In many countries of the

world, there are doctors, nurses and paramedics who

know more than their own lives to save human health

and human life with the understanding of providing

volunteer service to save lives. All medical personnel,

with great applause in Turkey expressed gratitude

and respect, it is expressed in different ways in the

world. We owe our sincere thanks to all the healthcare

professionals that we owe this excellent work, these

devoted behaviors and perhaps our own lives, the lives

of our loved ones, and the future of our countries.

This year, at World Health Week, we understood the

importance of healthcare professionals once again by

witnessing the importance of healthcare professionals

in getting healthy and healthy living and becoming

conscious about this issue.

Dünya Sağlık Haftası’nın göz bebeği elbette ki en

öncelikli olarak sağlık çalışanları. Hipokrat yemini

etmiş hekimler kadar hastanelerde A’dan Z’ye her

noktada hizmet vermeyi çalışan sağlık personelinin

de bir o kadar hakkı ödenmez.

Özellikle Covid-19 tehdidiyle karşı karşıya kaldığımız

bu günlerde şüphesiz en büyük fedakarlığı sağlık

personelleri yapıyor. Ülkemizde ‘Evde Kal’ çağrısıyla

evlerinde kendini izole eden toplumun dahi en büyük

korkusu haline gelmiş Covid-19 salgınına karşı tüm

sağlık personeli, en riskli ortam olan hastanelerde

hayat kurtarmak için canla başla çalışıyorlar.

Dünyanın bir çok ülkesinde hayat kurtarmak için

gönüllü hizmet vermek anlayışıyla insan sağlığını,

insan hayatı kurtarmayı kendi canından öte bilmiş

doktorlar, hemşireler, sağlık görevlileri bulunuyor.

Tüm sağlık personeline, Türkiye’de büyük alkışlarla

ifade edilen minnet ve saygı, dünya ülkelerinde farklı

şekillerde de ifade ediliyor.

Bu mükemmel çalışmayı, bu özverili davranışları

ve belki de kendi hayatlarımızı, sevdiklerimizin

hayatlarını, ülkelerimizin istikbalini borçlu olduğumuz

tüm sağlık personeline en içten teşekkürlerimizi borç

biliyoruz.

Bu yıl Dünya Sağlık Haftası’nda, sağlıklı yaşamın

ve sağlıklı yaşama kavuşmakta, bu konuda

bilinçlenmekte sağlık görevlilerinin önemini bir kez

daha yakından şahitlik ederek anlamış olduk.

Nisan 2020



78

PRODUCTION MOBILIZATION FROM TIM

FOR COMBATING CORONAVIRUS

TİM’DEN KORONAVİRÜSLE MÜCADELE

İÇİN ÜRETİM SEFERBERLİĞİ

Turkey Exporters Assembly (TIM), Turkey’s on-site to

support the fight against Coronavirus launched production

mobilization along with the 61 exporters’ unions. TIM,

national and through domestic production, especially

health care workers in Turkey mask and aims to meet the

needs of disinfectant. Within the scope of production

started with the slogan of “We have produced for our

exports until today. Now, we produce for our health.”

1 million medical masks and 100 thousand liters of

disinfectant will be produced. TIM President Ismail

Gülle said, “As TIM, we coordinate this struggle into a

mobilization in this process, in which the whole business

world works in parts, in good faith. Many large garment in

our country, chemistry, to meet the needs of our health

care workers with textile companies, in order to overcome

the shortage of supply of existing in experienced masks and

disinfectants national and local production Mobilization

launches, we turn to Turkey our production wheel. Our

target is to start with the production of 1 million masks

per day and to reach the capacity of 40 million masks per

month. As TIM, we have produced for our exports so far,

now we produce for our health.”

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Türkiye’nin Koronavirüsle

mücadelesine destek olmak amacıyla bünyesindeki 61

ihracatçı birliğiyle beraber üretim seferberliği başlattı.

TİM, milli ve yerli üretimle, sağlık çalışanları başta olmak

üzere Türkiye genelinde maske ve dezenfektan ihtiyacını

karşılamayı hedefliyor. “Bugüne kadar ihracatımız için

ürettik. Şimdi sağlığımız için üretiyoruz” sloganıyla başlayan

üretim kapsamında; 1 milyon adet tıbbi maske ve 100 bin

litre dezenfektan üretilecek. TİM Başkanı İsmail Gülle,

“Tüm iş dünyasının iyi niyetle, parça parça emek sarf ettiği

bu süreçte, TİM olarak, bu mücadeleyi bir seferberliğe

dönüştürecek şekilde koordine ediyoruz. Ülkemizin birçok

büyük hazır giyim, kimya, tekstil firmaları ile birlikte sağlık

çalışanlarımızın ihtiyaçlarını karşılamak için, mevcutta

yaşanan maske ve dezenfektanların tedarik sıkıntısını

aşmak adına bir milli ve yerli Üretim Seferberliği başlatıyor,

üretim çarklarımızı Türkiye için çeviriyoruz. Hedefimiz

günlük 1 milyon maske üretimi ile başlayıp, aylık 40 milyon

adet maske üretimi kapasitesine ulaşmaktır. TİM olarak,

bugüne kadar ihracatımız için ürettik, şimdi sağlığımız için

üretiyoruz“ dedi.

Nisan 2020


79

“WE HAVE THE CAPACITY OF

PRODUCING 2.5 MILLION LITERS OF

DISINFECTANT PER MONTH”

“AYLIK 2,5 MİLYON LİTRE DEZENFEKTAN

ÜRETME KAPASİTEMİZ BULUNUYOR”

Adil Pelister, President of Istanbul Chemicals and

Chemical Products Exporters’ Association (IKMIB) said: “As

IKMIB, which is the chemical industry associations and the

second largest sector in the export of Turkey, We act with

the understanding of ‘Health First’ and undertake another

national duty as required by our responsibility while we go

through difficult times as a country in the process. Since

the first day, we are rapidly initiating a new production

mobilization to meet the needs of our health sector, in line

with the decisions and measures taken by our Ministry

of Health, our Ministry of Health, our Ministries and the

Scientific Committee. As IKMIB, we will supply all kinds of

chemicals, especially disinfectant and cleaning materials,

for all our physicians and healthcare professionals working

almost zealously with a historical dedication day and night.

In this context, we offer tons of disinfectant products

that we will provide from our producers of IKMIB to the

Ministry of Health, which assumes a vital responsibility

for our country in the coronavirus epidemic. Our relevant

institutions can also send us requests on this matter.

We have the capacity to produce 2.5 million liters of

disinfectant per month.”

İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği

(İKMİB) Başkanı Adil Pelister şunları kaydetti: “Ülke olarak

zor günlerden geçtiğimiz bu süreçte Türkiye’nin ihracattaki

ikinci büyük sektörü olan kimya sektörünün birliği

İKMİB olarak ‘Önce Sağlık’ anlayışıyla hareket ediyor ve

sorumluluğumuz gereği vatani bir görevi daha üstleniyoruz.

İlk günden beri, başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak

üzere Sağlık Bakanlığımız, Bakanlıklarımız ile Bilim

Kurulumuzun aldığı kararlar ve tedbirler doğrultusunda,

hızla sağlık sektörümüzün ihtiyaçlarını karşılamak için

yeni bir üretim seferberliği başlatıyoruz. Gece gündüz

demeden tarihi bir özveriyle adeta cansiperane çalışan tüm

hekimlerimiz ile sağlık personelimiz için başta dezenfektan

ve temizlik malzemeleri olmak üzere gerekli olan her türlü

kimyasalların tedariğini İKMİB olarak sağlayacağız. Bu

kapsamda, İKMİB üyesi üreticilerimizden sağlayacağımız

tonlarca dezenfektan ürününü, koronavirüs salgınında

ülkemiz adına hayati bir sorumluluk üstlenen Sağlık

Bakanlığı’mızın emrine sunuyoruz. İlgili kurumlarımız da

bu konudaki talepleri bize iletebilirler. Aylık 2,5 milyon litre

dezenfektan üretme kapasitemiz bulunuyor.”

Nisan 2020




Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!