Medikal Teknik Nisan 2020
Medikal Teknik Nisan 2020
Medikal Teknik Nisan 2020
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Publisher
H. Ferruh IŞIK
on behalf of
İstmag Magazin Gazetecilik
İç ve Diş Tic. Ltd. Şti.
Managing Editor
(Responsible)
Mehmet SÖZTUTAN
mehmet.soztutan@img.com.tr
Advertising Coordinator
Recep ARSLANTAŞ
recep.arslantas@img.com.tr
+90 537 441 97 68
Editors
Duygu SAZAN
duygu.sazan@img.com.tr
Recep ARSLANTAŞ
recep.arslantas@img.com.tr
Foreign Relations Manager
Ayça SARIOGLU
ayca.sarioglu@img.com.tr
Graphic & Design
Sami Aktaş
sami.aktas@img.com.tr
Accounting Manager
Cuma KARAMAN
cuma.karaman@img.com.tr
Finance Manager
Yusuf DEMİRKAZIK
yusuf.demirkazik@img.com.tr
Web Designer
Amine Nur Yılmaz
amine.yilmaz@img.com.tr
Subscription
Nurten Demir
nurten.demir@img.com.tr
Bursa Represantation
Ömer Faruk GÖRÜN
omer.gorun@img.com.tr
Buttim Plaza D Blok Kat: 4 No:1267 BURSA
Tel:+90 224 211 44 50 / Fax: 224 211 4481
Printing
CTP • BASKI
İHLAS GAZETECİLİK A.Ş.
Merkez Mah. 29 Ekim Cad.
İhlas Plaza No: 11 A/41
Yenibosna - Bahçelievler / İSTANBUL
+90.212 454 30 00
Head Office
İstanbul Magazin Grubu
İHLAS MEDIA CENTER
Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi
No:11 Medya Blok Kat:1
34197 Yenibosna / İstanbul / Turkey
Tel: 0212 454 22 22
Faks: 0212 454 22 93
www.medikalteknik.com.tr
e-mail: info@medikalteknik.com.tr
İMG - Medikal Teknik dergisinde
yer alan makalelerdeki fikirler
yazarlarına aittir.
Yayınlanan ilanların sorumluluğu
reklam verene aittir.
İMG - Medikal Teknik dergisinin
bütün yayın hakları İstmag Magazin Gazetecilik İç
Ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ne aittir.
Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
1
4
2
2
5
0
7
1
7
8
Allergan Marks Opening of New €160m
Biologics Facility in Westport
Allergan 160 Milyon Euro Yatırımla
Westport’taki Üretim Tesisini Genişletti
Change of Management in the
Pharmaceutical Industry Association of
Turkey
Türkiye İlaç Sanayi Derneği’nde
Yönetim Değişikliği
Daiichi Sankyo Turkey Continues to
Strengthen the Squad with New Names
Daiichi Sankyo Türkiye, Yeni İsimlerle
Kadrosunu Güçlendirmeye Devam Ediyor
Health is the Biggest Wealth
Sağlık En Büyük Varlık!
Production Mobilization From TIM for
Combating Coronavirus
TİM’den Koronavirüsle Mücadele İçin
Üretim Seferberliği
This is a Domination War: The world vs. Covid-19
I don’t know how many of us have been counting days since what time. I’m not sure
how long we will wait to get out of these days when uncertainty prevails. Every day,
stricken with new news, new sufferings, looking for a light of hope in the darkness
is becoming more and more tiring day by day. It is the first time that we follow
and understand each other with the similarities of being human. Just because we
breathe, we have the same expressions in our gaze. I think the world is living lonely.
Streets, avenues, parks and, most importantly, people are alone. I have no doubt
that we wake up to each new day with greater anxiety and greater expectations.
And our biggest expectation is from the health sector, from every stakeholder of
the health sector ...
We want to be protected from the virus, so we have a high expectation from
medical equipment manufacturers. Patients who want to get rid of the danger, the
responsibilities we put on healthcare professionals are great. We want to survive our
call to our state is great without reducing our lives…
Our task today is to establish crowds in our own loneliness. We will overcome all
kinds of difficulties with what we know, what we produce, and our responsibilities...
This is not threat for a country but to all humanity. But hope, perseverance and work
are the biggest indications that we will get rid of this difficulty…
‘Stay-at-Home Turkey’, ‘ Stay-at-Home World’ ... We are obliged to all who put himself
at risk for us, who reveal their lives and save lives, who work so that we do not lose
our hope without respecting their economic interests…
World Health Week is much more meaningful, much more grateful, and much more
hopeful this year. Happy World Health Week to all our healthcare professionals and
employees!
To healthy tomorrows… Together… Hopefully…
DUYGU SAZAN
Editor
Bu Bir Hakim Olma Savaşı: Dünya, Covid-19’a karşı
Kaçımız, ne zamandan beridir günleri sayıyoruz bilmiyorum. Ya da ne zamana kadar
belirsizliğin hüküm sürdüğü bu günlerden çıkabilmek için bekleyeceğiz emin değilim.
Her gün yeni haberlerle, yeni acılarla sarsılmak, karanlığın içinde bir umut ışığı
aramak gün geçtikçe daha da yorucu olmaya başlıyor. İlk defa sadece insan olmanın
aynılığı ile birbirimizi izliyoruz, anlıyoruz. Sadece nefes aldığımız için bakışlarımızda
aynı ifadelere sahibiz. Bence dünya, yalnızlığı yaşıyor. Caddeler, sokaklar, parklar
ve en önemlisi insanlar, yalnız. Her yeni güne daha büyük endişeyle, daha büyük
beklentilerle uyandığımıza şüphem yok. Ve en büyük beklentimiz de sağlık
sektöründen, sağlık sektörünün her bir paydaşından…
Korunmak istiyoruz virüsten, bu yüzden tıbbi malzeme üreticilerinden beklentimiz
büyük. Kurtulmak istiyor tehlikeyle buluşan hastalar, sağlık çalışanlarına yüklediğimiz
sorumluluklar büyük. Hayatta kalmak istiyoruz yaşamlarımızdan eksiltmeden,
devletimize çağrımız büyük…
Bugün bize düşen, kendi yalnızlığımızda kalabalıklar oluşturmak. Bildiklerimizle,
ürettiklerimizle, sorumluluklarımızla her türlü zorluğun üstesinden geleceğiz. Bu bir
ülkenin değil tüm insanlığın tehdidi. Ama umut, azim ve çalışma bu zorluktan da
kurtulacağımızın en büyük göstergesi…
‘Evde Kal Türkiye’, ‘Evde Kal Dünya’… Bizim için kendini tehlikeye atan herkese,
canını ortaya koyup hayat kurtaranlara, ekonomik çıkarlarını gözetmeyip umudumuzu
kaybetmememiz için çalışanlara minnettarız…
Dünya Sağlık Haftası, bu yıl çok daha anlamlı, çok daha minnet dolu, çok daha büyük
umutlara gebe. Tüm sağlık çalışanlarımızın ve sağlığımız için tüm çalışanların Dünya
Sağlık Haftası kutlu olsun!
Sağlıklı yarınlara… Hep birlikte… İnşallah…
6
Everything for Health
Her Şey Sağlık İçin
The Covid-19 virus outbreak, which is seen in many countries
of the world, continues to cause serious damage. On the one
hand, there are great struggles for the people who catch the
virus to recover, while on the other hand, some preventive
measures are taken to prevent the spread of the virus.
Although the measures in question make life conditions
difficult, we have to follow these rules to protect the health of
others, especially our own health. We see that the majority of
community obey, “Turkey stay-at-home” order in our country.
In addition, the number of citizens who follow the 14 rules
published by our Ministry of Health is very high. Our country
is capable of responding to the demands of the
countries that make an emergency call as well
as self-sufficient in the supply of medical
products needed to combat the Covid-19
virus. This situation shows that Turkey has
considerable potential in the production of
medical products.
In the fight against the Covid-19 virus, we
congratulate our heroic healthcare
workers and healthcare workers in
other countries by revealing their
lives. We celebrate the health
days on the occasion of the
health week of April 07-13.
See you May 2020 issue of
Medikal Teknik magazine.
Best regards
Recep ARSLANTAŞ
Coordinator
Recep ARSLANTAŞ
Coordinator
Dünyanın birçok ülkesinde görülen Covid-19 virüs
salgını, ağır hasarlar bırakmaya devam ediyor.
Bir yandan virüse yakalanan insanların sağlığına
kavuşmaları için büyük mücadeleler verilirken, diğer
yandan virüsün yayılmasını önlemek adına bir takım
önleyici tedbirler alınıyor. Söz konusu tedbirler, yaşam
şartlarını zorlaştırıyor olsa da, başta kendi sağlığımız
olmak üzere, başkalarının da sağlığını korumak adına
bu kurallara uymak zorundayız. Ülkemizde, “Evde
Kal Türkiye” çağrısına büyük çoğunluğun uyduğunu
görüyoruz. Ayrıca, Sağlık Bakanlığımızın yayımladığı
14 kuralı da önemseyerek uygulayan vatandaşlarımızın
sayısı oldukça yüksek. Ülkemiz Covid-19 virüsüyle
mücadelede ihtiyaç duyulan medikal ürünlerin
tedarikinde kendi kendine yettiği gibi acil
çağrıda bulunan ülkelerin taleplerine de
cevap verebilecek durumda. Bu durum
da gösteriyor ki, Türkiye medikal ürün
üretiminde önemli potansiyele sahip.
Covid-19 virüsüyle mücadelede,
canlarını ortaya koyarak kahramanca
çalışan sağlık çalışanlarımızı ve
diğer ülkelerdeki sağlık
çalışanlarını tebrik ediyoruz.
07-13 Nisan sağlık haftası
vesilesiyle sağlık günlerini
kutluyoruz.
Medikal Teknik
dergisinin Mayıs
2020 sayısında
görüşünceye kadar
esen kalın.
Saygılarımızla
Recep ARSLANTAŞ
Koordinatör
Recep Aslantas
Coordinator
Mart 2020
8
Philips Goes Ahead with Innovations in Healthcare with
Artificial Intelligence Technology
Philips, Yapay Zekâ Teknolojisi ile Sağlık Alanında
İnovasyonlarına Devam Ediyor
Has been closely witnessing
many developments in
medicine for more than 30
years as a radiologist Dr.Chip
Truwit, Chief Medical Officer,
Diagnostic Imaging, Royal
Philips shares the impacts
of artificial intelligence on
imaging technologies with our
readers.
30 yılı aşkın süredir
Radyolog olarak tıptaki
birçok gelişmelere yakından
tanıklık eden Philips Tanısal
Görüntüleme Tıbbi Bölüm
Başkanı, Dr.Chip Truwit
yapay zekanın görüntüleme
teknolojileri üzerindeki
etkilerini okuyucularımız için
anlattı…
Nisan 2020
9
What do you think about the technological
developments in the field of radiology worldwide,
especially the integration of artificial intelligence
in imaging systems?
First of all, I can say that there are numerous opportunities
for the integration of artificial intelligence in radiology.
Artificial intelligence plays a big part in streamlining
and maintaining workflow in radiology field. We call it
“improving the operational efficiency”.
Now the first focal point is patient’s journey. A patient’s
journey is followed up from the beginning to the end.
For example, we can track many things following the
onset of a disease to whether the patient comes to his/
her appointment on time. Today, the task of physicians is
not to look at the image and make a diagnosis only, but
also to consider the patient’s history and after. Moreover,
when a radiology report comes to a physician, it is possible
to examine the whole journey of the patient including
how the patient is communicated with. For example, let’s
say you have problems in breathing and need home care
service. Healthcare system does not prefer to hospitalize
the patient in such chronic illness cases. At this point,
Philips focuses on home care services.
This journey provides us too much data and artificial
intelligence helps us to use this data a lot. Simply, we as
physicians, want to get as much information as possible,
including the patient’s history when we open the images
like CAT, MRI, PET etc. One can say that electronic medical
records are available but it is not enough for us. We try to
enhance the workflow further. We want the physician to
access all data instantly when the image opens. When the
radiologist leaves the image and goes to another computer
to look at your date of birth, place of living and illnesses,
it causes interruptions during work. We want everything
in a single place. That’s why Philips recently took over a
PACS company called Carestream. Carestream integrates
various information flows, where radiologists can instantly
access the patient’s entire data. This offers an excellent
experience to the physician.
For example, consider a patient who needs to have MRI
or PET scan taken. Normally, the first scan shot after the
patient lies down aims to localize the organs and lying
position. But now they can determine your position on the
bed with cameras and sensors before the very first image
is acquired. With this technology, 2 to 4 minutes can be
saved per patient and first scan acquisition is not needed.
This is of enormous significance in terms of efficiency.
Because efficiency means saving in every sense. You can
save both money and time substantially.
We integrate artificial intelligence in any point where we
can develop or improve operational performance taking
its advantages. For this, as Philips, we either develop
technology or get support from start-up companies.
Medumo is one of the start-up companies we mentioned.
Medumo sends an information message to the patient
about the appointment and the process. Thus, the patient
is informed before her appointment.
Radyoloji konusunda dünya üzerindeki
teknolojik gelişmeleri özellikle de görüntüleme
uygulamaları üzerinde yapay zekanın
entegrasyonunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Öncelikle radyolojinin yapay zekayla entegre edilmesiyle
ilgili birçok fırsat alanı bulunduğunu söyleyebilirim. İş
akışının radyoloji alanında kolaylaşması ve akması için
yapay zekâ çok büyük bir rol oynuyor. Biz buna, operasyonel
verimliliğin iyileştirilmesi diyoruz.
Artık ilk odak noktası hastanın yolculuğu oluyor. Hastanın
yolculuğu, başından sonuna kadar takip ediliyor. Örneğin;
hastalığın ilk ortaya çıktığı andan itibaren hastanın doktor
randevusuna zamanında gelip gelmediğine kadar birçok
şeyi takip edebiliyoruz. Günümüzde hekimlerin görevi
sadece görüntüye bakıp tanı koymak değil, hastanın
hikayesine, yani öncesine ve sonrasına da bakmak. Tüm
bunların yanı sıra radyoloji raporu doktora geldiğinde,
hastayla nasıl iletişim kurulduğuna kadar bütün hasta
yolculuğunu inceleyebiliyoruz. Örneğin, solunum ile ilgili
bir problem yaşıyorsunuz ve evde bakım hizmeti almanız
gerekiyor. Sağlık sistemi bu gibi durumlarda kronik bir
hastalıkta hastanın hastanede yatmasını tercih etmez.
Philips de bu noktada evde bakım hizmetlerine odaklanıyor.
Bu yolculuk içerisinde yararlanabileceğimiz çok fazla veri
var ve yapay zekâ da bu verilerin kullanımı konusunda
bize oldukça yardımcı oluyor. Basit bir örnekle, hekim
olarak CAT, MR, PET gibi görüntüleri açtığımızda hasta
öyküsü de dahil olmak üzere mümkün olduğunca fazla bilgi
almak istiyoruz. Herkesin aklına hemen elektronik sağlık
kaydı geliyor, ama bu bizim için yeterli değil. Biz iş akışını
daha da iyileştirmeye çalışıyoruz. Görüntü açıldığında
Hekimin tüm bilgilere anında ulaşmasını istiyoruz. Eğer
radyolog görüntüyü bırakıp, odanın diğer ucundaki başka
bir bilgisayardan doğum tarihinize, yaşadığınız yere ve
hastalıklarınıza bakıyorsa bu iş yapışı sırasında kopukluğa
yol açıyor. Biz her şeyin aynı yerde olmasını istiyoruz.
Philips, bu nedenle yakın zamanda, Carestream isimli bir
PACS şirketini satın aldı. Carestream, farklı bilgi akışlarını
bütünleştiren, radyologların anında hastanın tüm verisine
ulaşabildiği bir sistem. Bu, hekime kusursuz bir deneyim
sunuyor.
Örneğin, hastanın MR veya PET çekimi yaptırması gerekiyor.
Normalde hasta çekimlerin yapılması için yattıktan sonraki
ilk görüntü, organlarının nerede olduğunu ve yattığı
pozisyonu tespit etmek için alınıyor. Şimdi ise kameralar
ve sensörler sayesinde daha ilk görüntü alınmadan, sizin
yatağın neresinde olduğunuzu tespit edebiliyorlar. Bu
teknoloji sayesinde hasta başına 2 ila 4 dk’lık zaman
tasarrufu sağlanıyor ve ilk görüntünün alınmasına gerek
kalmıyor. Bu durum verimlilik açısından büyük bir öneme
sahip. Çünkü verimlilik her anlamda tasarruf demek.
Gerek maliyetten gerekse zamandan ciddi ölçüde tasarruf
sağlayabiliyorsunuz.
Operasyonel performans geliştirme ya da iyileştirme
yapabildiğimiz her noktaya yapay zekayı entegre ediyor ve
olanaklarından faydalanıyoruz. Bunun için bazen Philips
olarak teknolojiyi biz geliştiriyoruz bazen de start-up
şirketlerden destek alıyoruz. Medumo bahsettiğimiz start-
Nisan 2020
10
At what point is Philips currently for the products
incorporating these developments that have been
put into practice?
For example, consider a patient who needs to have an
MRI scan. This procedure takes an average of 45 minutes
since acquiring a clear image is related to inhalation and
exhalation of the patient under normal conditions. As
Philips, with the ‘Compressed SENSE’ technology, we can
scan MRI images more efficiently and quickly. With this
technology, we are able to provide MRI scan down to 7 to
10 minutes. With artificial intelligence, we are capable of
increasing the resolution of an image with poor quality.
We used to immobilize the patient with a belt around the
patient’s body in MRI scans. This belt was equipped with
a sensor monitoring the inhalation and exhalation of the
patient enabling to acquire the image at the right time.
Today, we use a unique technology named as VitalEye. We
are able to obtain the clearest image within time period
less than 1 minute with this technology incorporating two
cameras on the magnet aperture of the MRI device. These
are all possible with the matchless artificial intelligence
technology. It is a great opportunity for us to offer this
service to numerous people within a short period of time
in addition to the efficiency this technology brings. This
technology belongs to Philips only.
What advantages does the increase in the use
of artificial intelligence in imaging technologies
provide healthcare professionals?
We, as Philips are aiming to be the first company to offer
artificial intelligence technologies to the market in the
fastest way in an effort of making the most accurate and
smart choices in this regard. Philips also focuses on using
artificial intelligence in analytics. Thus, we streamline
the workflows in an endeavor to make the life of the
radiologists simpler. This also goes for the technicians.
Hence, we focus on developing technologies enabling to
do more work with less power, increasing the efficiency.
We take the advantage of artificial intelligence in these
solutions.
What are your predictions on the digitalization of
hospitals?
In each clinic, including in rural areas of Africa, a patient
should have a medical record. It should be possible to send
these records, for instance, via air drop to the physician and
then to the cloud again via air drop after making necessary
changes, enabling all physicians to access. This system is
related to matter of the public health. I believe that we,
as Philips, can achieve our goal of improving the lives of 3
billion people a year by 2030 in this way.
In addition to all these, Philips tracks your sleep and
domestic life. For example, a patient presents with heart
failure and has the necessary scans and then a stent
is placed. If this patient feels unwell and comes to the
hospital again after being discharged from the hospital,
we understand that he/she has not taken care of himself/
herself. No healthcare system wants to face a fact that
hospitals are full of patients. Thus, technologies capable of
tracking patients at home and communicating with each
uplardan biri. Medumo, hastaya randevusu ve süreç ile ilgili
bir bilgilendirme mesajı atıyor. Böylece hasta, randevuya
bilgilendirilmiş bir şekilde gelebiliyor.
Philips, bu gelişmelerin uygulamaya
dönüştürüldüğü ürünler üzerinde şu an hangi
evrede?
Örneğin, hastanın MR çekimi yaptırması gerektiğini
düşünelim. Bu işlem normal şartlarda görüntülemede
netlik sağlanması açısından hastanın nefes alışverişi
ile ilgili olduğu için ortalama 45 dakikalık bir zaman
gerektiriyor. Philips olarak, ‘Compressed SENSE’
teknolojisiyle MR’ı çok daha verimli ve hızlı bir şekilde
çekebiliyoruz. Bu teknoloji sayesinde 7 ila 10 dakikalık bir
süre içerisinde hastanın MR çekiminin gerçekleştirilmesini
sağlayabiliyoruz. Elimizde çok iyi olmayan bir görüntüyü,
yapay zekâ sayesinde büyütebiliyor ve çözünürlüğünü
arttırabiliyoruz. Daha öncesinde MR çekimlerinde hastanın
vücudunun etrafına bir kemer takılıyordu. Bu kemerde
hastanın nefes alışverişini tespit eden bir sensör vardı ve
görüntünün doğru zamanda alınmasını sağlıyordu. Şu anda
ise VitalEye isminde eşsiz bir teknoloji kullanıyoruz. MR’ın
magnet açıklığında iki kamerası bulunan bu teknoloji ile
en net görüntüyü 1 dakikadan daha kısa sürede elde etmiş
oluyoruz. Tüm bunları eşsiz yapay zekâ teknolojisi sayesinde
yapıyoruz. Bu teknoloji sayesinde sadece verimlilik değil,
aynı zamanda kısa sürede çok sayıda insana bu hizmeti
verebiliyor olmamız da çok önemli. Bu sadece Philips’in
sahip olduğu bir teknoloji.
Görüntüleme teknolojilerinde yapay zekâ
kullanımının artması sağlık çalışanlarına ne gibi
avantajlar sağlıyor?
Philips olarak üreteceğimiz yapay zekâ teknolojilerini
piyasaya en hızlı şekilde sunan ilk firma olmayı hedefliyoruz,
bu doğrultuda en doğru ve akıllı seçimleri yapmaya
çalışıyoruz. Philips’in odaklandığı alanlardan birisi de yapay
zekanın analitikte kullanımı. Bunun sayesinde, radyologların
hayatını daha basit hale getirmeye çalışarak, iş akışlarını
kolaylaştırıyoruz. Bu durum teknisyenler için de geçerli.
Dolayısıyla verimliliği arttırarak daha az enerjiyle daha fazla
iş yapmayı sağlayan teknolojiler geliştirmeye odaklanıyoruz.
Bu çözümlerde yapay zekâ bize yardımcı oluyor.
Hastanelerin dijitalleşmesi konusundaki ön
görüleriniz neler?
Her klinikte, hatta Afrika’nın kırsal kesimlerinde bile
hastanın kendine ait tıbbi bir kaydı olmalı. Bu kayıtlar,
örneğin air drop aracılığıyla hekime gönderilebilmeli ve
üzerinde gerekli değişiklikler yapıldıktan sonra tekrar
air drop ile cloud’a gönderilerek bütün hekimlerin
ulaşabileceği bir duruma getirilebilmeli. Bu sistem zaten
kamu sağlığı ile ilgili bir durum. Philips olarak, 2030 yılına
kadar yılda 3 milyar kişinin hayatlarına dokunma hedefimizi
bu şekilde gerçekleştirebiliriz diye düşünüyorum.
Philips, tüm bunların yanı sıra uykunuzu ve ev hayatınızı
da takip ediyor. Örneğin; bir hasta kalp yetmezliğinden
dolayı doktora gidiyor, gerekli görüntülemelerini yaptırıyor.
Nisan 2020
11
other are available. While patients use them at home,
physicians can also be informed on the process via an
application. It is emphasized that patients with chronic
diseases should continue their treatment at home with the
healthcare technology tools. We can also follow the lives
of people outside the hospital through the technologies
we have developed. We enable physicians to observe the
changes in the medical condition of an individual while
we continue our efforts to make further progress in this
regard.
To what extent Philips plans to carry out the use
of artificial intelligence forward in the future?
What are your targets in this regard?
The optimal scenario in the healthcare system is that
physicians are capable of monitoring each individual
on a regular basis via technological devices. In other
words, changes in the person’s medical condition should
be monitored by the physician, and they should make
necessary warnings before the person gets sick and has to
go to the hospital. Integration of artificial intelligence in
individuals’ health in this manner is one of our targets.
What do you think about the Turkish market in
terms of health practices and digitalization? Do
you have any development suggestions in this
regard?
Turkey has a universal healthcare system. In my career, I
am fully committed to the public healthcare sector. Turkish
Government makes significant investments in health.
In healthcare sector, I can say that Turkey is one of the
countries providing healthcare service to its citizens at
universal standards. In terms of radiology personnel, we
see that Turkey has trained well-educated and equipped
radiologists. High-level equipment is utilized. Turkey is
well-structured in terms of both radiology personnel
and equipment. I believe that this development will be
maintained in the future.
Sonrasında kendisine stent takılıyor. Hasta taburcu
olduktan sonra tekrar rahatsızlanıp hastaneye başvuruyorsa
onun kendine iyi bakmadığını anlıyoruz. Hiçbir sağlık
sistemi, hastanelerin hastalarla dolup taştığı bir gerçekle
karşı karşıya kalmak istemiyor. Bunun için evde hastaları
takip edebilen ve birbiriyle konuşabilen teknolojiler mevcut.
Hastalar tüm bunları evlerinde kullanırken, doktorlar da bir
uygulama sayesinde süreç hakkında bilgi sahibi olabiliyor.
Kronik hastalıklara sahip hastaların, sağlık teknolojisi
araçları ile tedavilerinin evlerinde sürdürülmesi
gerekliliğinin altı çiziliyor.
Biz de geliştirdiğimiz
teknolojilerle insanların
hastane hayatı dışındaki
yaşamlarını takip
edebiliyoruz. Kişinin
sağlık durumundaki
değişimi doktorların
gözlemlemesine imkân
tanıyoruz ve bu konuda
daha da ilerleme
sağlayabilmek adına
çalışmalarımıza hızla
devam ediyoruz.
Gelecek dönemde
Philips yapay zekanın
kullanımını ne kadar
ilerletmeyi planlıyor?
Bu konudaki
hayalleriniz neler?
Sağlık sistemindeki
en ideal senaryo,
doktorun her kişiyi teknolojik cihazlar aracılığı ile düzenli
olarak gözlemleyebiliyor olmasıdır. Yani kişinin sağlık
durumundaki değişikliklerin doktor tarafından takip
edilmesi, kişi hasta olup hastaneye gitmek zorunda
kalmadan önce de gerekli uyarılarda bulunması gerekir.
Yapay zekanın kişinin sağlığına bu şekilde entegre olması
gerçekleştirmeyi istediğimiz hedeflerimizden biri.
Sağlık uygulamaları ve dijitalleşme konusunda
Türkiye pazarını nasıl değerlendirirsiniz? Buna
yönelik önerebileceğiniz gelişim fikirleriniz var
mıdır?
Türkiye’de evrensel bir sağlık sistemi bulunuyor.
Kariyerimin tamamını kamu sağlık sektörüne adamış
biriyim. Türkiye’de Devlet, sağlık için önemli oranda
yatırımda bulunuyor. Sağlık sektöründe Türkiye’nin,
vatandaşlarına evrensel standartta sağlık hizmeti veren
ülkelerden bir tanesi olduğunu söyleyebilirim.
Radyoloji personeli açısından bakacak olursak, Türkiye’nin
eğitimli, kendini doğru yetiştirmiş, donanımlı radyologlara
sahip olduğunu görüyoruz. Kullanılan ekipmanlar ise
çok iyi seviyede. Türkiye’de hem radyoloji personeli hem
de ekipman açısından oldukça gelişmiş bir yapılanma
var. İlerleyen süreçte de bu gelişimin sürdürüleceğini
düşünüyorum.
Nisan 2020
14
Allergan Marks Opening of New €160m Biologics
Facility in Westport
Allergan 160 Milyon Euro Yatırımla
Westport’taki Üretim Tesisini Genişletti
Allergan plc, the global integrated
biopharmaceutical leader headquartered in
Ireland, today marked the opening of its €160m
state-of-the-art Biologics 2 facility at its
Westport Campus in Co. Mayo, Ireland. The new
facility will create 63 jobs and enhance Ireland’s
position as a strategic global hub for Allergans’
flagship products, including their botulinum toxin
brand. This brings Allergan’s total investment in
Ireland since it began operations in the country to
more than €750m.
Offering innovative products with the strongest
movements in health and beauty in Turkey, Allergan has
expanded its manufacturing facility in Ireland Westport.
The Biologics 2 facility at Allergan Westport will feature
new manufacturing suites to meet growing global
demand for Allergan’s flagship products. As part of a
strategic expansion to support the next generation of
biologics innovation it will feature a new state-of-the-art
microbiology and cell-based laboratory with world-class
technology and research and development capabilities
to support advances in discovery, development and
manufacturing. Speaking at the opening, Minister Michael
Ring, Minister for Rural and Community Development
Büyüme odaklı yeni endüstri modeliyle
100’ün üzerinde ülkede varlık gösteren global
biyofarmasötik şirketi Allergan, İrlanda
Westport’taki üretim tesisini genişleterek
“Biologics 2” isimli yeni biyolojik ürünler tesisini
yerleşkeye dahil etti. Yapılan yatırım ile Westport
yerleşkesi şirketin küresel ağındaki en büyük
üretim merkezi konumuna ulaşırken İrlanda’daki
yatırım tutarı 750 milyon Euro’yu aştı. Tesisteki
genişlemeyle birlikte amiral gemisi ürünlerin
üretimi devam ederken inovatif çalışmalara da
ağırlık verilecek.
Sağlık ve güzelliği buluşturan yenilikçi ürünleriyle
Türkiye’de güçlü adımlar atan Allergan, İrlanda
Westport’taki üretim tesisini genişletti. Yerleşkeye dahil
ederek 160 milyon Euro tutarında yatırımla hayata geçirilen
“Biologics 2” isimli yeni biyolojik ürünler tesis, Allergan’ın
amiral gemisi ürünleri için stratejik bir küresel merkez
haline geldi. Tesisin açılmasıyla firmanın bölgeye yaptığı
yatırımların toplamı da 750 milyon Euro’yu aştı. Yeni açılan
“Biologics 2” tesisinde üretime devam edilirken; dünya
standartlarında Ar-Ge çalışmalarının yapılabildiği yeni
mikrobiyolojik ve hücre bazlı laboratuvarları sayesinde ise
yeni nesil biyolojik inovasyona odaklanılması hedefleniyor.
Nisan 2020
15
said: “Allergan’s further expansion is a vote of confidence
in Mayo and the West. Allergan is a fantastic employer
and it’s great to see it further cement its presence here in
Westport. Speaking as someone from Westport, Allergan
has had a remarkably positive impact on the town and
on the region. This announcement is further evidence of
how the West can provide a wonderful environment for
investors and employers. I commend Allergan for putting
their trust in the West of Ireland. With the new N5 road
project from Turlough to Westport taking shape, our
ability to attract investment and jobs into the region will
only improve.” On the journey it started with the products
developed for therapeutic purposes; Combining science,
technology and aesthetics, Allergan, which has reached a
leading position in the field of medical aesthetics with its
wide product portfolio that meets the unique needs of
patients, plans to contribute to product innovations that
Dünya genelinde 13 Ar-Ge birimi ve 15 üretim tesisimizle
hastalar için en yenilikçi tedavileri tespit ederek geliştirmeyi
hedefleyen “Açık Ar-Ge” yaklaşımıyla ilaç endüstrisine
öncülük eden Allergan’ın yeni tesisinin resmi açılışına
katılan İrlanda Kırsal ve Toplumsal Gelişme Bakanı Michael
Ring; “Allergan’ın giderek genişlemesi, Westport’a duyulan
güvenin bir göstergesi. Allergan çok iyi bir işveren ve
Westport’taki varlığını daha da güçlendirdiğini görmekten
memnuniyet duyuyoruz” dedi. 2019 yılında bağımsız bir
ekonomik değerlendirme şirketi olan EY-DKM Ekonomik
Danışmanlık tarafından gerçekleştirilen araştırmaya göre
Allergan; son üç yılda İrlanda’da yaptığı 160 milyon Euro
tutarındaki sermaye yatırımıyla İrlanda’nın 2019 GSYH’sine
23 milyon Euro ve hazine gelirlerine 7 milyon Euro katkıda
bulundu.
Tedavi amaçlı geliştirdiği ürünlerden yola çıkarak başladığı
Nisan 2020
16
will maintain this position in the global pharmaceutical
industry with its Westport campus. Believing that the
strategies that can be developed in the field of medical
aesthetics as well as the value it gives to innovation
can be possible with an education-oriented physician
communication, Allergan contributes to the development
of the sector by providing one-to-one trainings to
thousands of physicians through the Allergan Medical
Institute platform.
Allergan marks opening of new era in innovation
Speaking at the global opening event, Mr. Wayne Swanton,
Executive Vice President of Global Operations at Allergan
plc, said: “It gives me great pride to mark the global
opening of our Biologics 2 facility here in Westport as we
embark on the next chapter of growth and innovation
for Allergan’s botulinum toxin brand and other biologics
products. The sensitivity of biologics in the manufacturing
process is like no other. It requires a level of exactness in
manufacturing and handling throughout the whole supply
chain around the world, which is truly unique. That journey
starts here in Westport on the west coast of Ireland with
a team of over 1,300 passionate and highly skilled people
who have been integral to growing our products to the
scale we see today and delivering impact for patients.
Mr. Paul Coffey, Vice President Global Manufacturing
(Eyecare & Biologics) and site lead at Allergan Westport,
said: “This investment underpins Allergans commitment to
advancement in the biologics arena and we are delighted
that Ireland is home to this strategic expansion. Our
Westport campus is the largest and most complex in
Allergans global network. Our new biologics facility,
added to our existing biologics facility, will allow us to
meet continued global demand for Allergans flagship
products. With the addition of a new microbiology and
cell-based laboratory too, the team here in Westport are
looking forward to contributing to product innovations that
will make a difference to patients’ lives all over the world
and maintain our position at the forefront of the global
biopharma industry.”
yolculukta; bilim, teknoloji ve estetiği birleştirerek hastalara
özgün ihtiyaçları karşılayan geniş ürün portföyü ile medikal
estetik alanında öncü konuma ulaşan Allergan, Westport
yerleşkesi ile küresel ilaç sektöründeki bu konumunu
koruyacak ürün inovasyonlarına katkıda bulunmayı
planlıyor. İnovasyona verdiği değerin yanında medikal
estetik alanında geliştirilebilir stratejilerin, eğitim odaklı bir
hekim iletişimiyle mümkün olabileceğine inanan Allergan,
Allergan Medical Institute platformu üzerinden de binlerce
hekime birebir eğitimler vererek sektörün gelişimine katkı
sağlıyor.
“Allergan inovasyon alanında yeni bir döneme
adım atıyor”
Allergan Global Operasyonlar İcracı Başkan Yardımcısı
Wayne Swanton etkinlikte yaptığı konuşmada şunları
söyledi: “Allergan, Biologics 2 tesisinin açılmasıyla birlikte
biyolojik ürünler için büyüme ve inovasyon alanında yeni bir
döneme adım atıyor. Biyolojik ürünlerin imalat süreci başka
hiçbir ürüne benzemeyen bir hassasiyet gerektiriyor. Üretim
sonrasında dünya genelindeki tedarik zincirinin tamamı
boyunca taşınması da gerçek anlamda benzersiz ve üst
düzey hassasiyeti zorunlu kılıyor. Bu yolculuk, İrlanda’daki
bu tesiste 1.500’den fazla yetkin çalışandan oluşan bir
ekiple başlıyor. Bu nedenle bu tesis global varlığımızda son
derece büyük bir önem taşıyor.”
Allergan Global Üretim Göz Sağlığı ve Biyolojik Ürünler
Başkan Yardımcısı ve Allergan Westport Tesis Direktörü
Paul Coffey ise; “Bu yatırım, Allergan’ın biyolojik ürünler
alanındaki ilerleme taahhüdünü destekliyor. Mevcut
biyolojik ürünler tesisine yapılan bu ekleme ile amiral
gemisi ürünlerimize olan sürekli talebi karşılayacak ve
yeni mikrobiyolojik ve hücre bazlı laboratuvarlarımızla
da dünyanın her yanındaki hastaların yaşamlarında fark
yaratacak inovatif çalışmalar yürüteceğiz. Westport
yerleşkesi olarak, küresel ilaç sektöründeki öncü
konumumuzu koruyacak ürün inovasyonlarına katkıda
bulunmayı heyecanla bekliyoruz” dedi.
Nisan 2020
17
Significant Collaboration from GSK for Coronovirus Vaccine
GSK’dan Koronovirüs Aşısı İçin Önemli İş Birliği
Clover Biopharmaceuticals, a China-based global clinicalstage
biotechnology company focused on developing novel
and transformative biologic therapies, has announced that
it has entered into a research collaboration with GSK for
its protein-based coronavirus vaccine candidate (COVID-19
S-Trimer). In this context, GSK will combine its scientific and
medical know-how with Clover’s technology and biological
production capability.
GSK is a leader in the development of innovative vaccines
using different adjuvant systems. Thanks to this system,
the immunity that the vaccines can provide alone against
infections can be longer and stronger.
Stating that they have made an important cooperation for
a promising vaccine candidate against coronavirus, GSK
Global Vaccine Medical Director Thomas Breuer said, “The
use of an adjuvant is of particular importance in a pandemic
situation since it may reduce the amount of vaccine protein
required per dose, allowing more vaccine doses to be
produced and therefore contributing to protect more
people. We are proud to contribute to Clover’s research.”.
Joshua Liang, Chief Strategy Officer and Board Director
at Clover, said: “WCoroe look forward to evaluating the
combination of GSK’s pandemic adjuvant system and our
S-Trimer as a vaccine candidate. Utilizing our proprietary
Timer-Tag© technology that has been shown to be
recognized by antibodies produced by multiple previouslyinfected
coronavirus patients, S-Trimer is being rapidly
developed to support global efforts in combating this
current and any future coronavirus outbreaks.” Highlighting
their pride to cooperate with GSK, and encouragement
of the progress of the vaccination program, VP Business
Development & Strategy at Clover, Steven Gong, said, “To
this end, we recognize that collaborations will be critical
to accelerating the development of a successful new
vaccine in times of emergency, and we continue to invite
any interested regulatory, academic or industry parties to
contact us for this noble common cause.”
Yenilikçi biyolojik tedavilere odaklanan Çin merkezli global
biyoteknoloji şirketi olan Clover Biopharmaceuticals, protein
temelli koronavirüs aşı adayının (COVID-19) araştırılması
için GSK ile araştırma iş birliğine gittiklerini duyurdu. Bu
kapsamda, GSK bilimsel ve tıbbi bilgi uzmanlığını, Clover’in
teknolojisi ve biyolojik üretim kabiliyeti ile birleştirecek.
Bağışıklık yanıtını güçlendirmek amacıyla farklı adjuvan
sistemleri kullanarak yenilikçi aşıların geliştirilmesinde
lider GSK’nın bu sistemi sayesinde, aşıların enfeksiyonlara
karşı tek başına sağlayabildiği bağışıklık daha uzun süreli ve
daha güçlü olabilmektedir.
Koronavirüse karşı umut vaat eden bir aşı adayı için önemli
bir iş birliği yaptıklarını belirten GSK Global Aşı Medikal
Direktörü Thomas Breuer, “Clover’in teknolojisi ile doz
başına gerekli olan aşı protein miktarını azaltarak daha
fazla aşının üretilebilmesini sağlamak ve böylelikle daha
fazla insanın korunmasına katkıda bulunmak çok önemli.
Clover’in yürüttükleri araştırmalara katkıda bulunmaktan
gurur duyuyoruz.” dedi.
Clover Strateji Baş Direktörü ve Yönetim Kurulu
Başkanı Joshua Liang ise şunları söyledi: “Timer-Tag ®
teknolojimizle üretilen aşı adayımızda GSK’nın pandemi
adjuvan sisteminin kullanılması bizi heyecanlandırıyor.
Şu an yaşanan ve gelecekte yaşanabilecek koronavirüs
salgınlarıyla mücadele etmeye yönelik global çabalara
destek vermek amacıyla çalışmalara hızlıca başlayacağız.”
GSK ile iş birliği yapıyor olmaktan gurur duyduklarını ve
aşı programının ilerleyişinin kendilerine cesaret verdiğini
belirten Clover İş Geliştirme ve Stratejiden Sorumlu Başkan
Yardımcısı Steven Gong; “Farklı iş birlikleri, mevcut ya da
gelecekte yaşanabilecek koronavirüs salgınlarında yeni
aşıların başarılı bir biçimde geliştirilmesine hız verebilmek
için kritik önem taşıyor.” dedi.
Nisan 2020
18
Does the Coronavirus Infection Pose a Greater Threat to Pregnant Women?
Does the Virus Pass From the Mother to the Baby?
Gebelerde Coronavirüs Enfeksiyonu Daha mı Riskli?
Anneden Bebeğe Virüs Bulaşır mı?
Tüm dünyanın alarma geçmesine yol açan, Dünya
Sağlık Örgütü’nün dünya çapında pandemi
yani salgın olarak ifade ettiği Corona virüsü
infeksiyonu (Covid-19) her geçen gün daha
fazla tehdit oluşturmaya devam ediyor. Bu
infeksiyonun etkileri gebeler için de büyük önem
taşıyor. Hal böyle iken dikkat edilmesi ve gebeler
tarafından bilinmesi gereken birtakım önemli
unsurlar var.
Anne adayından bebeğine geçmiş bir olgunun henüz
gösterilmediğini belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum
Uzmanı Doç. Dr. Emre Pabuçcu, yine de riskin sıfır
olmadığını ifade ederken covid-19 ve gebelik ilişkisi
hakkında merak edilen soruları yanıtlıyor.
Assoc. Dr. Emre Pabuçcu, Obstetrics and Gynaecology Specialist
Gebeler Coronavirus enfeksiyonu için riskli bir
grup mu?
Elimizdeki kısıtlı sayıdaki veriler ile diyebiliriz ki gebeler,
normal bireylerden özellikle covid-19 için daha riskli bir
grup gibi durmuyor. Bu durum vaka sayısındaki azlık
nedeniyle de olabilir. Aynı şey çocuklar için de geçerli.
Gelen yayınlara göre çocuklarda kayıp bildirilmedi. Ancak
gebelikte bağışıklık genel olarak baskılanacağı için
özellikle mevsimsel grip (influenza a ve b) ve diğer birtakım
infeksiyonlar için gebeler riskli bir grup.
Özellikle influenza virüsü çok tehlikeli. Normal bireylerde
Nisan 2020
19
The Coronavirus infection (Covid-19), which has
caused the whole world to go on full alert and has
been declared a pandemic by the World Health
Organization (WHO), continues to be a great risk
each passing day. The effects of this infection are
also of great importance for pregnant women.
While this is the case, there are several important
things pregnant women should be aware of.
Stating that a case where the virus passed from the mother
to the baby has not yet been encountered, Obstetrics and
Gynaecology Specialist Assoc. Dr. Emre Pabuçcu indicates
that we can not say that there is zero risk, while answering
questions about the relationship between Covid-19 and
pregnancy.
Are pregnant women considered as a risky group
for Coronavirus infection?
With a limited number of data available, we can say
that pregnant women do not seem to be a riskier group
compared to normal individuals, especially for Covid-19.
This may also be due to small number of cases. The same is
true for children. According to incoming publications, child
loss has not been reported yet. However, since immunity
will be suppressed in general during pregnancy, pregnant
women are considered as a risky group especially for
seasonal influenza (influenza a and b) and some other viral
infections.
Especially the influenza virus is quite dangerous. While the
problem is less common for normal individuals, serious
pneumonia may be observed in pregnant women. We can
not say such a thing for Corona yet. Looking at the available
data, there is no obvious increase of risk, especially in
pregnant women. This risk is mostly for people with
sorun daha az izlenirken, gebelerde ciddi zatürre ortaya
çıkabiliyor. Corona için henüz böyle bir şey söyleyemeyiz.
Mevcut verilere bakıldığında, özellikle gebelerde belirgin
bir risk artışı yok. Bu risk daha çok ileri yaş ve altta yatan
hastalıkları olanlar için. Ayrıca, enfeksiyona sahip anne
adaylarının doğum sonrası bebeklerinde herhangi bir
Corona virüse ait sağlık problemine rastlanılmış değil. Sars
veya Mers için risk daha fazla ve infeksiyon halinde erken
doğum, kayıplı doğum gibi sorunlar bildirilmişti.
Coronavirus olan anneden bebeğe virüs geçer mi?
Böyle bir olasılık var ancak bugüne kadar bu tarz bir vaka
bildirilmedi. Bebeklerde veya amniyon sıvılarında virüs
gözlenmedi. Enfeksiyonu kapmış anne adaylarının doğum
sonrası bebeklerinde herhangi bir Corona virüse ait sağlık
problemine rastlanılmadı. Ancak yine de tedbirli olmak ve
hasta gebelere çok dikkatli yaklaşmak gerekli.
Coronavirus tanısı alan anne bebeğe süt verebilir mi?
Virüs enfeksiyonu yakın temasla insandan insana damlacık
yoluyla geçen veya öksürme, hapşırma ile bulaşan bir
enfeksiyondur. Bazı mikroplar -mesela HIV- sütle geçebilen
bir mikrop. Ancak covid-19 için yapılan çalışmalarda sütte
virüs izlenmedi. Yani emzirmede sorun yok gibi görünse de
covid-19 tanısı almış gebelerde emzirmenin kesilmesi ve
riskin azaltılması öneriliyor. Özetle, gebelik birçok sistemde
değişikliğin olduğu bir dönem. Bağışıklık baskılanabilir. Bu
dönemde daha dikkatli olunmalı ve önlemleri herkesten çok
önemsenmeli.
Gebeler Coronavirus için ne gibi önlemler almalı?
Genel önlemler gebeler için de geçerli. Dikkatli beslenme,
Nisan 2020
20
advanced age and/or underlying diseases.
Also, no Coronavirus related health
problem was found in infants of expectant
mothers after birth. For SARS or MERS,
there were more risks and problems such
as preterm labor and stillbirth in case of
infection.
Can the virus pass from the mother
infected with Coronavirus to her
baby?
There is such a possibility, but no such case
has been reported to date. No virus was
observed in infants or in their amniotic
fluids. There were no Coronavirus related
health problems in babies of infected
mothers after birth. However, it is still
necessary to be cautious and approach
pregnant women very carefully.
Can a mother diagnosed with
Coronavirus breastfeed the baby?
Virus infection is an infection that is passed from one
person to another through close contact or is transmitted
by coughing and sneezing. Some microbes, such as HIV, are
milk-transmissible. However, no viruses in the mothers’ milk
was observed in studies conducted for Covid-19. In other
words, although it may seem that there is no problem in
breastfeeding, it is recommended to stop it and reduce
the risk in pregnant women with Covid-19 diagnosis. In
summary, pregnancy is a period of change in many systems.
Immunity can be suppressed. During this period, more
caution should be exercised, and taken measures should be
more intense than they are for anyone else.
Which precautions should be taken by pregnant
women against Coronavirus?
General measures also apply to pregnant women. Careful
nutrition, taking care of personal hygiene and avoiding risky
environments are essential. Particular attention should
be paid to hospitals, indoors and public vehicles; hands
should be washed frequently; pregnant women should
not be around these environments unless it is mandatory;
attention should be paid to nutrition; minimum 1 litres
of water should be consumed daily. The immune system
must be kept strong to prevent this disease. Those with flu,
fever and coughing should be avoided. Since Coronavirus
is transmitted by the respiratory tract and not by food,
pregnant women should wear a virus-protective mask in
crowded environments, should not enter crowded areas as
much as possible and should not travel abroad especially
by plane unless necessary. In addition to all these, getting
seasonal flu vaccines creates a particularly protective effect
on pregnant women and is recommended by important
health care institutions.
Briefly speaking, there is no reason to panic, however
pregnant women should take these measures very
carefully.
kişisel hijyene önem göstermek ve riskli ortamlardan
kaçınmak şart. Özellikle hastane, kapalı ortamlar ve toplu
taşıma araçlarında dikkat edilmeli, eller sık temizlenmeli,
zorunlu olmadıkça bu ortamlarda bulunulmamalı,
beslenmeye dikkat edilmeli, günlük en az 1,5 lt su içilmeli.
Hastalıktan korunmak için bağışıklık sisteminin üst
düzeyde tutulması gerekiyor. Gribal hastalığı olanlardan,
ateşli ve öksürüklü kişilerden uzak durulmalı. Corona
virüs besinlerle değil solunum yolu ile bulaştığı için
gebelerin kalabalık ortamlarda virüs koruyucu nitelikte
maske takması, kalabalık ortamlara mümkün olduğunca
girmemesi ve gerekmedikçe özellikle uçak ile yurtdışı
yolculuk yapmaması gerekiyor. Bütün bunların yanında,
gebelerin mevsimsel grip aşılarını yaptırıyor olması da
özellikle koruyucu bir etki yaratıyor ve önemli sağlık
kuruluşları tarafından öneriliyor.
Özetle, panik yapacak bir durum yok ancak gebeler
önlemleri çok dikkatle uygulamalı.
Nisan 2020
22
Change of Management in the Pharmaceutical
Industry Association of Turkey
Türkiye İlaç Sanayi Derneği’nde Yönetim Değişikliği
The new members of the
Board of Directors and
the Supervisory Board
were determined with the
Ordinary General Assembly
meeting held at the
Pharmaceutical Industry
Association of Turkey
(TISD), the most established
sectoral organization of the
pharmaceutical industry in
our country. Hasan Ulusoy,
the Chair of the Nobel İlaç
Board of Directors was
elected the Chair of the
Board of Directors of the
Association.
Dr. Sami Türkoğlu, Nobel İlaç
Corporate Relations Director
2020 Ordinary General Assembly meeting of the
Pharmaceutical Industry Association of Turkey (TİSD) was
held. The new-term management of TISD was determined
in the General Assembly. Hasan Ulusoy, the Chair of the
Nobel İlaç Board of Directors, was elected the Chair of the
Board of Directors of the Association and Aptullah Anbarcı,
Vice President of the Santa Farma Executive Committee,
was elected the Vice President. Dr. Sami Türkoğlu, Nobel
İlaç Corporate Relations Director, was appointed as the
General Secretary of the Association, and Pharm. Dilek
Durmaz Göleli as the Deputy Secretary-General of the
Association. Pharm. Cengiz Celayir, who has been acting
as the Chair of the Board of Directors for more than 35
years will continue to support the board with his valuable
contributions as the Honorary President of TISD.
In the new term, the Board of TISD will consist of İskender
Pısak (Imuneks Farma), Serkan Sepetçi (Abbott), Dr. Numan
Balki (Ulkar Kimya), Levent Selamoğlu (Pharmactive İlaç),
Zafer Toksöz (Arven İlaç), Murat Sancak (Maxicells İlaç),
Sami Kiresepi (Palmer İlaç), Zeynep Atabay (Atabay İlaç),
Özgür Özdinç (Angelini İlaç). The members of the TISD
Supervisory Board were determined as Namık Badal
(Fresenius İlaç), Ünsal Hekiman (Pharmavision İlaç) and Ümit
Yıldırım (Arimed İlaç).
Furthermore, the General Assembly of TİSD also evaluated
the activities of the Association from previous years and
discussed the priorities for 2020. Hasan Ulusoy, who gave
the opening speech of the general assembly, expressed
that the objective of TISD, the most established umbrella
Ülkemiz ilaç sanayiinin, en köklü
sektörel organizasyonu olan
Türkiye İlaç Sanayi Derneği’nde
(TİSD) gerçekleştirilen Olağan
Genel Kurul toplantısı ile yeni
yönetim ve denetim kurulu üyeleri
belirlendi. Nobel İlaç Yönetim
Kurulu Başkanı Hasan Ulusoy,
Dernek Yönetim Kurulu Başkanı
seçildi.
Türkiye İlaç Sanayi Derneği’nin (TİSD)
2020 yılı Olağan Genel Kurul toplantısı
gerçekleştirildi. Genel Kurul’da TİSD’in
yeni dönem yönetimi belirlendi. Nobel
İlaç Yönetim Kurulu Başkanı Hasan
Ulusoy, Dernek Yönetim Kurulu
Başkanlığına, Santa Farma İlaç İcra
Komitesi Başkan Yardımcısı Aptullah Anbarcı başkan
yardımcılığına seçildi. Nobel İlaç Kurumsal İlişkiler
Direktörü Dr. Sami Türkoğlu dernek genel sekreterliğine,
Ecz. Dilek Durmaz Göleli, dernek genel sekreter
yardımcılığına atandı. 35 yılı aşkın bir süredir yönetim
kurulu başkanlığını yürüten Ecz. Cengiz Celayir, TISD
Onursal Başkanı olarak yönetim kuruluna değerli katkıları
ile destek olmaya devam edecek.
Yeni dönemde TİSD Yönetim Kurulu, İskender Pısak
(İmuneks Farma), Serkan Sepetçi (Abbott), Dr. Numan
Balki (Ulkar Kimya), Levent Selamoğlu (Pharmactive İlaç),
Zafer Toksöz (Arven İlaç), Murat Sancak (Maxicells İlaç),
Sami Kiresepi (Palmer İlaç), Zeynep Atabay (Atabay İlaç),
Özgür Özdinç (Angelini İlaç) isimlerinden oluşuyor. TİSD
Denetleme Kurulu üyeleri ise Namık Badal (Fresenius
İlaç),Ünsal Hekiman (Pharmavision İlaç) ve Ümit Yıldırım
(Arimed İlaç) olarak belirlendi.
TİSD Genel Kurulu’nda ayrıca, derneğin önceki yıllara ait
faaliyetleri değerlendirilerek, 2020 yılına dair öncelikler
görüşüldü. Genel kurulun açılış konuşmasını yapan Hasan
Ulusoy, sektörün en köklü çatı kuruluşu olan TİSD’in
hedefinin Türkiye’de ilaç üretim sanayiinin gelişmesi,
ilerlemesi için faaliyet göstermek ve ilaçta dışa bağımlılığın
azaltılması yolunda çalışmak olduğunu söyledi. Ulusoy,
“Devletimizin ‘İlaçta Dışa Bağımlılığın Azaltılması’ vizyonu
ile tam bir fikir ve amaç birliği içerisindeyiz. Stratejik
alan olarak kabul edilen ilaçta, yerli üretimin önemi
tartışılmaz. 2023 Vizyonu ve 10. ve 11. Kalkınma Planı gibi
resmi belgelerde de yer verildiği şekilde, bu sahada dışa
Nisan 2020
23
organization of the sector,
is to operate to improve and
develop the pharmaceutical
manufacturing industry in
Turkey and to work towards
reducing dependence
on foreign-made
pharmaceuticals. “We are
in full consensus and have
unity of purpose with our
country’s vision of ‘Reducing
Dependence on Foreign-
Made Pharmaceuticals’.
The importance of
domestic manufacturing
of pharmaceuticals, which
is considered a strategic
area, is undeniable. As also
stated in official documents
such as the 2023 Vision and
10th and 11th Development
Plans, we need to reduce
foreign dependency in this
area. In line with this declaration and objective, which we
find very valuable, we are committed to continuing our
contribution as TISD that we have been making for many
years. Domestic manufacturing is an essential requirement
in products that are imported for which we already have
manufacturing capability and capacity in our country
and that require high technology. With the valuable
contributions of TISD stakeholders, we will act together in
all efforts to find effective solutions concerning sustainable
drug policy and access to pharmaceuticals in our country.
We will work to lay out our goals and the added value that
we will provide to the country,” said Ulusoy.
Ulusoy congratulated the new board members and
expressed his infinite faith that TISD will continue to
contribute to our country’s health policy and economy.
bağımlılığı azaltmamız lazım. Çok değerli bulduğumuz bu
tespit ve hedef doğrultusunda yıllardır yaptığımız katkıyı
TİSD olarak sürdürmek azmindeyiz. Hem ülkemizde
üretim kabiliyeti ve kapasitesi olduğu halde ithal edilen
hem de yüksek teknoloji gerektiren ürünlerde yerli
üretim olmazsa olmaz bir gerekliliktir. TİSD paydaşlarının
değerli katkılarıyla, ülkemizde sürdürülebilir bir ilaç
politikası ve ilaca erişimde etkin çözümler bulunması
için gerçekleştirilecek tüm çalışmalarda, birlikte hareket
edeceğiz. Hedeflerimizi ve ülkeye sağlayacağımız katma
değeri ortaya koymak için çalışacağız” dedi.
Ulusoy, yeni yönetim kurulu üyelerini tebrik ederek, TİSD’in
ülkemizin sağlık politikasına ve ekonomisine artan şekilde
katkıda bulunmaya devam edeceğine inancının sonsuz
olduğunu ifade etti.
Nisan 2020
24
AbCellera and Lilly to Co-develop Antibody Therapies for the
Treatment of COVID-19
AbCellera ve Lilly, COVID-19 Tedavisinde Antikor Terapilerini
Birlikte Geliştirecek
AbCellera ve Lilly, COVID-19’un tedavisi ve
önlenmesi için antikor terapötikleri oluşturmak
üzere, COVID-19’dan iyileşen ilk ABD hastalarının
birinden ayrıştırılan 500’den fazla benzersiz
antikor arasından seçim yapacak
AbCellera and Lilly will select from 500+ unique
antibodies isolated from one of the first U.S.
patients who recovered from COVID-19 to
create antibody therapeutics for treatment and
prevention of COVID-19
AbCellera and Eli Lilly and Company (NYSE: LLY) announced
today they have entered into an agreement to co-develop
antibody products for the treatment and prevention of
COVID-19, the disease caused by the SARS-CoV-2 novel
coronavirus. The collaboration will leverage AbCellera’s
rapid pandemic response platform, developed under
the DARPA Pandemic Prevention Platform (P3) Program,
and Lilly’s global capabilities for rapid development,
manufacturing and distribution of therapeutic antibodies.
Within one week of receiving a blood sample from one
of the first U.S. patients who recovered from COVID-19,
AbCellera screened over 5 million immune cells looking for
ones that produced functional antibodies that helped the
patient neutralize the virus and recover from the disease.
From this effort, AbCellera has identified over 500 unique
fully human antibody sequences, the largest panel of anti-
SARS-CoV-2 antibodies ever reported. The next step is to
screen these antibodies to find the ones most effective
in neutralizing SARS-CoV-2. Many of these antibodies will
be expressed in collaboration with partners at the Vaccine
Research Center (VRC) at the National Institute of Allergy
and Infectious Diseases (NIAID), part of the National
Institutes of Health, and pending agreement with NIAID will
be tested for their ability to neutralize the virus.
“AbCellera’s platform has delivered, with unprecedented
speed, by far the world’s largest panel of anti-SAR-CoV-2
AbCellera ve Eli Lilly and Company (NYSE: LLY) SARS-
CoV-2 yeni koronavirüsün neden olduğu COVID-19’un
tedavisi ve önlenmesi için antikor ürünlerini birlikte
geliştirmek için bir anlaşma imzaladıklarını açıkladılar. İş
birliği, DARPA Pandemi Önleme Platformu (P3) Programı
(kapsamında geliştirilen AbCellera’nın hızlı pandemik
yanıt platformundan ve Lilly’nin terapötik antikorların
hızlı gelişimi, üretimi ve dağıtımı konusunda global
yetkinliklerinden faydalanacaktır.
COVID-19’dan iyileşen ilk ABD hastalarının birinden kan
örneği alındıktan sonra bir hafta içinde AbCellera, hastanın
virüsü nötralize etmesine ve hastalıktan iyileşmesine
yardımcı olan fonksiyonel antikorlar üretenleri bulmak
üzere 5 milyondan fazla bağışıklık hücresi taradı. Bu
çalışma sonucu AbCellera, bugüne kadar rapor edilen en
büyük anti-SARS-CoV-2 antikorları paneli olan 500’den
fazla özgün insan antikor dizisi tanımladı. Bir sonraki adım,
SARS-CoV-2’yi nötralize etmede en etkili olanları bulmak
için bu antikorları taramak olacak. Bu antikorların birçoğu,
Ulusal Sağlık Enstitülerinin bir bölümü olan Ulusal Alerji
ve Enfeksiyon Hastalıkları Enstitüsü’nde (NIAID) yer alan
Aşı Araştırma Merkezi’ndeki (VRC) ortakları ile iş birliği
içinde ekspresyonu sağlanacak ve virüsü nötralize etme
yetenekleri kapsamında NIAID ile beklemede olan anlaşma
test edilecek.
AbCellera CEO’su Carl Hansen, Ph.D. konuyla ilgili şu
Nisan 2020
25
antibodies,” said Carl Hansen, Ph.D., CEO of AbCellera. “In
11 days, we’ve discovered hundreds of antibodies against
the SARS-CoV-2 virus responsible for the current outbreak,
moved into functional testing with global experts in
virology, and signed a co-development agreement with
one of the world’s leading biopharmaceutical companies.
We’re deeply impressed with the speed and agility of Lilly’s
response to this global challenge. Together, our teams are
committed to delivering a countermeasure to stop the
outbreak.”
“With the number of cases rapidly increasing all over the
world, doctors and patients are seeking a therapeutic
intervention that can speed their recovery or prevent the
disease. Lilly is committed to playing our part to bring
innovation to patients amidst this global outbreak,” said
Daniel Skovronsky, M.D., Ph.D., Lilly’s chief scientific officer
and president of Lilly Research Laboratories. “We’ve
partnered with AbCellera because we’re impressed with
the speed and quality of their efforts. We are moving at
top speed to create a potential treatment to help patients.
While typically a new therapeutic antibody program might
take years to get in the clinic, our goal with AbCellera is to
be testing potential new therapies in patients within the
next four months.”
Under the terms of the agreement, AbCellera and Lilly
have committed to equally share initial development costs
towards a product, after which Lilly will be responsible for
all further development, manufacturing and distribution.
If successful, Lilly is ready to work with global regulators to
bring a treatment to patients.
açıklamayı yaptı: “AbCellera’nın platformu, şimdiye kadar
görülmemiş bir hızla dünyanın en büyük anti-SAR-CoV-2
antikorları panelini sağladı. 11 gün içinde, mevcut salgından
sorumlu SARS-CoV-2 virüsüne karşı yüzlerce antikor
keşfettik, global viroloji uzmanları ile fonksiyonel testlere
geçtik ve dünyanın önde gelen biyofarmasötik şirketlerinden
biriyle ortak geliştirme anlaşması imzaladık. Lilly’nin bu
global zorluğa verdiği yanıtın hızı ve çevikliğinden çok
etkilendik. Takımlarımız birlikte, salgını durdurmak için bir
karşı önlem ortaya koymak üzere kararlıyız.”
Lilly CSO’su ve Lilly Araştırma Labortuvarları Başkanı
Daniel Skovronsky, M.D, Ph.D. ise şu görüşleri paylaştı:
“Tüm dünyada hızla artan vaka sayısı ile, doktorlar ve
hastalar iyileşmelerini hızlandırabilecek veya hastalığı
önleyebilecek terapötik bir müdahale arıyorlar. Lilly, bu
küresel salgının ortasında hastalara inovasyon getirmek
için üzerine düşeni yapmaya kararlı. AbCellera ile iş
birliği yaptık, çünkü çabalarının hızından ve kalitesinden
etkilendik. Hastalara yardımcı olacak potansiyel bir
tedavi oluşturmak için en yüksek hızda hareket ediyoruz.
Genellikle yeni bir terapötik antikor programının kliniğe
girmesi yıllar alabilir, ancak AbCellera ile hedefimiz
önümüzdeki dört ay içinde hastalarda potansiyel yeni
tedavileri test etmek olacak.”
Anlaşma şartlarına göre, AbCellera ve Lilly bir ürüne
ilişkin başlangıç geliştirme maliyetlerini eşit olarak
paylaşmayı taahhüt etmektedir, daha sonraki geliştirme,
üretim ve dağıtımdan ise Lilly sorumlu olacaktır. Başarılı
olması halinde, Lilly hastalara tedavi sağlamak için global
otoriteler ile çalışmaya hazırdır.
Nisan 2020
26
Novartis Announces Broad Range of Initiatives to Respond to
COVID-19 Pandemic; Creates USD 20 Million Global Fund to
Support Impacted Communities
Novartis, Koronavirüs Salgınından Etkilenen Toplulukları
Desteklemek İçin 20 Milyon Dolarlık Küresel Fon Oluşturdu
Novartis, koronavirüsüne karşı Bill & Melinda
Gates Vakfı, Wellcome ve Mastercard tarafından
başlatılan ‘COVID-19 Therapeutics Accelerator’
adlı girişimi destekleyeceğini açıkladı.
Novartis to join collaborative R&D efforts with the
Bill & Melinda Gates Foundation, Wellcome, and
Mastercard -supported COVID-19 Therapeutics
Accelerator and a partnership with the Innovative
Medicines Initiative (IMI).
Novartis announced a broad set of measures to support
the global response to the COVID-19 pandemic. These
measures include the creation of a global fund to support
communities around the world impacted by the COVID-19
pandemic as well as the company’s decision to join two key
cross-industry R&D initiatives.
The Novartis COVID-19 Response Fund will provide USD
20 million in grants to support public health initiatives
designed to help communities manage challenges posed by
the pandemic. The company has established an accelerated
global review process that will allow for quick approval
and disbursement. The fund is open to grant applications
that will be processed through Novartis affiliates in the
countries. The fund will seek to provide financial grants for
initiatives focused on but not limited to the following areas:
•Strengthening local and national healthcare infrastructure
including funding of additional medical personnel, sourcing
of medicines and medical equipment,
•Establishing digital platforms for COVID-19 related data
collection, remote delivery of healthcare and effective
dissemination of important public health information,
•Creating new or enhancing new community health
programs specific to the pandemic response.
Novartis, Dünya Sağlık Örgütü tarafından küresel salgın
olarak ilan edilen koronavirüsüne (COVID-19) karşı aldıkları
önlemleri açıkladı. Bu önlemler arasında, dünyanın dört
bir yanında COVID-19 salgınından etkilenen toplulukları
desteklemek için küresel bir fon oluşturulması ve sektörler
arası Ar-Ge girişimine katılma kararı yer alıyor.
Novartis, COVID-19 Müdahale Fonu kapsamında,
toplumların salgının yarattığı zorlukları yönetmesine
yardımcı olmak ve halk sağlığı girişimlerini desteklemek
için 20 milyon ABD doları tutarında hibe sağlayacak. Şirket,
resmî kurumlarca oluşturulan taleplerin hızlı bir şekilde
onaylanmasını ve dağıtılmasını sağlayacak. COVID-19
Müdahale Fonu, aşağıdaki alanlara odaklanarak sadece
bunlarla sınırlı olmayan girişimler için mali hibeler
sağlamaya çalışacak:
•Ek sağlık personelinin finansmanı, ilaç ve tıbbi malzeme
temin edilmesi dahil olmak üzere yerel ve ulusal sağlık
altyapısının güçlendirilmesi,
•COVID-19 ile ilgili veri toplama, sağlık hizmetlerinin
uzaktan sağlanması ve önemli halk sağlığı bilgilerinin
etkin bir şekilde yaygınlaştırılması için dijital platformların
oluşturulması,
•Salgına karşılık yeni toplum sağlığı programları
oluşturulması veya geliştirilmesi.
Koronavirüs salgınına karşı Ar-Ge iş birlikleri
Koronavirüs salgınına karşı Bill & Melinda Gates Vakfı,
Wellcome ve Mastercard tarafından koordine edilen
COVID-19 Therapeutics Accelerator adlı girişime destek
vereceğini açıklayan Novartis, aynı zamanda Avrupa
Birliği’nin farmasötik araştırma alanındaki girişimi ile iş
birliği yaptı. Sektörler arası gerçekleştirilen bu iş birlikleri,
birçok ilaç şirketi ve uzman akademik kurumları bir araya
getirerek koordineli bir şekilde araştırma yapmalarına
imkân sağlıyor. Bu çalışmaların yanı sıra Novartis, Avrupa
İlaç Endüstrileri ve Dernekleri Federasyonu (EFPIA)
tarafından koronavirüsüne karşı araştırma ve geliştirme
alanında yapılan acil yardım çağrısına yanıt olarak, in
vitro antiviral testler için uygun olduğu düşünülen çeşitli
bileşenler sunarak katkıda bulunuyor. Buna ek olarak,
mevcut ürünlerinin onaylanmış endikasyonlarının ötesinde,
Nisan 2020
27
Research & Development Collaborations
Novartis has also entered new collaborative research
efforts such as the COVID-19 Therapeutics Accelerator,
coordinated by the Bill & Melinda Gates Foundation,
Wellcome, and Mastercard, as well as a COVID-19 directed
partnership organized by the Innovative Medicines
Initiative (IMI). Both are cross-sector collaborations
that bring several pharmaceutical companies and
expert academic institutions into coordinated research
programs, with the aim of bringing the most promising
molecules forward quickly without organizational barriers.
Additionally, in response to an urgent call for research
and development on coronavirus, issued by the European
Federation of Pharmaceutical Industries and Associations
(EFPIA), Novartis is contributing by making available
several compounds from its libraries that are considered
suitable for in vitro antiviral testing. In addition, the
company is rapidly evaluating other existing products
to see if any could be utilized beyond their approved
indications in response to the pandemic.
Vas Narasimhan, CEO of Novartis, said: “We are dealing
with an extraordinary and unprecedented public health
crisis that requires an incredible level of involvement and
collaboration across government, society and business.
As a medicines company present in over 140 countries,
we are stepping in to provide additional financial support
to critical community or national programs that can help
address urgent public health needs resulting from the
COVID-19 pandemic. Recognizing the power of working
together as an industry, we are also bringing the talent
and capabilities of our industry-leading R&D organization
to two leading and important collaborative R&D
initiatives.”
Novartis’s head office and field employees work
from home until the end of March
Novartis has been monitoring the global pandemic
situation closely. The company’s primary concern has been
the health and safety of associates and patients globally.
Novartis continues to deliver its medicines to patients
and healthcare providers around the world and does not
anticipate supply chain disruption at this time given strong
mitigation measures and inventory levels. The company
has also activated mitigation plans to ensure ongoing drug
supply and smooth operations for its over 500 clinical
studies.
As part of its efforts to protect employee health, effective
Monday, March 16, 2020, all Novartis associates within
Europe, US and Canada are requested to work from home,
with the exception of those working in laboratories,
manufacturing sites and in the field. Novartis Turkey
has also launched home-based work for its employees,
including the field team. The company has also stepped
up the utilization of digital engagement tools to support
internal collaboration as well as outreach to healthcare
professionals and customers.
salgına karşı herhangi bir yararı bulunup bulunmadığını
inceleyerek Ar-Ge çalışmalarına hızla devam ediyor.
Novartis Dünya Başkanı Dr. Vasant Narasimhan, “Hükümet,
toplum ve iş dünyası arasında inanılmaz düzeyde bir
katılım ve iş birliği gerektiren olağanüstü ve eşi benzeri
görülmemiş bir halk sağlığı kriziyle karşı karşıyayız. 140’tan
fazla ülkede hizmet veren bir firma olarak, COVID-19
salgınının neden olduğu acil halk sağlığı gereksinimlerini
karşılamaya yardımcı olabilecek kritik topluluklara veya
ulusal programlara ek finansal destek sağlamak için
ilk adımlarımızı atıyoruz. Birlikte çalışmanın gücünü
kabul ederek, gerçekleştirdiğimiz iki önemli iş birliğiyle
sektör lideri Ar-Ge organizasyonumuzun yeteneklerini bu
girişimlerle paylaşıyoruz” dedi.
Novartis’in merkez ofis ve saha çalışanları Mart
sonuna kadar evden çalışıyor
Koronavirüs salgınını yakından takip eden Novartis, bu
süreçte hem hastaların hem de çalışanlarının sağlığını
çok önemsiyor. Şirketin temel kaygısı, dünya çapında
çalışanların ve hastaların sağlığı ve güvenliği. Novartis,
dünyanın dört bir yanındaki hastalara ve sağlık hizmeti
sağlayıcılarına ilaçlarını ulaştırmaya devam ediyor ve
aldıkları önlemlerle tedarik zincirinin aksamadan devamını
öngörüyor. Ayrıca şirket, 500’den fazla klinik çalışmasına
sürekli ilaç temini ve operasyonları sorunsuz sağlamak için
önlem planlarını devreye soktu.
Çalışan sağlığını koruma çabalarının bir parçası olarak
16 Mart’tan itibaren ABD, Avrupa ve Kanada’daki Novartis
çalışanları (laboratuvar, üretim alanları ve saha çalışanları
hariç) evden çalışma uygulamasına geçti. Novartis Türkiye
de saha ekibi dahil olmak üzere globalle eşzamanlı olarak
çalışanlarına evden çalışma uygulamasını başlattı. Novartis
ayrıca, iç iletişimi desteklemek ve sağlık uzmanlarına ve
hastalara ulaşmak için dijital teknolojilerin kullanımını
hızlandırdı.
Nisan 2020
28
Employers Should Prioritize Employee Wellbeing and Health
during the Coronavirus Pandemic
İşverenler Koronavirüs Salgını Döneminde Çalışan
Mutluluğu ve Sağlığına Öncelik Vermeli
Aon’un yayınladığı “COVID-19 Salgını: Çalışan
Mutluluğunu Desteklemek” başlıklı rapor
işverenlere fiziksel, duygusal, kapsama alanı,
çalışma uygulamaları ve finansal olmak üzere beş
başlık altında çalışan mutluluğunu tesis etme
önerileri sunuyor.
Sinem Yalçın, Aon Turkey Deputy General Manager
The report “COVID-19 Pandemic: Supporting
Employee Wellbeing” published by Aon suggests
that employers should practice employee
wellbeing in 5 subcategories: physical, inclusivity,
working practices, financial and emotional.
Amid COVID-19 pandemic, companies and its employees
are in the phase of adapting to new conditions, such as
working from home. Although working remotely seems
to present more flexibility to employees, experts draw
attention to the possibility of stress that might emerge due
to the ambiguity of the duration of this pandemic.
Aon, an organization that exerts data analysis in fields
of risk management, pension administration and healthinsurance
plans while offering services linked to those
fields, published a report dubbed “COVID-19 Pandemic:
Supporting Employee Wellbeing” which suggests that
employers should practice employee wellbeing in 5
subcategories: physical, inclusivity, working practices,
financial and emotional.
Aon Turkey Deputy General Manager Sinem Yalcin who
underlined the gravity of prioritizing employee wellbeing
and safety in each organization during a crisis said: “As the
pandemic continues, procedures on work-related travels,
working space protocols and facility safety will continue
Tüm dünyayı etkileyen COVID-19 salgınına karşı alınan
önlemlerin başında gelen evden çalışma konusunda
şirketler ve çalışanlar hızlı bir adaptasyon sürecini
atlatmaya çalışıyor. Evden çalışma anlayışı, çalışanlara
mevcut işlerini yürütme süreçlerinde daha fazla esneklik
tanımak gibi avantajlara sahip olsa da uzmanlar sürecin
belirsizliği karşısında oluşabilecek stres ve endişeye de
dikkat çekiyor.
Risk, emeklilik ve sağlık konularında veri ve analizlerden
faydalanarak profesyonel hizmetler sunan Aon, yayınladığı
“COVID-19 Salgını: Çalışan Mutluluğunu Desteklemek”
başlıklı raporla, fiziksel, kapsama alanı, çalışma
uygulamaları, finansal ve duygusal olmak üzere beş başlık
altında işverenlere çalışan sağlığı ve mutluluğunu tesis
edecek önlem önerilerinde bulunuyor.
İçinde bulunulan olağanüstü durumda, çalışan sağlığı ve
güvenliğinin tüm şirketlerde öncelik olması gerektiğinin
altını çizen Aon Türkiye Sağlık ve Emeklilik Çözümlerinden
Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Sinem Yalçın, “Salgın
devam ettikçe iş amaçlı seyahat, çalışma alanı protokolleri
ve tesis güvenliğine yönelik prosedürler de evrilmeye devam
edecektir. Bu yeni norma en iyi şekilde uyum sağlamanın
yolu çalışanların fiziksel ve duygusal sağlığını gözetmekten
geçiyor” diye konuştu.
Çalışanlarınızın fiziksel hareketliliğini dijital
araçlarla destekleyin
Dünya Sağlık Örgütü, yetişkinlerin haftalık olarak en az 150
dakikalık orta yoğunlukta fiziksel aktivite gerçekleştirmesini
öneriyor. Fiziksel aktivitenin CVD, tip 2 diyabet ve önlenebilir
kanser türlerine yönelik riski azaltmak gibi pek çok olumlu
etkisi bulunuyor. Düzenli egzersiz yapmak, beden ve zihin
sağlığını korumanın da önemli bir yolu olarak görülüyor.
Aon’un paylaştığı raporda işverenlerin bu süreçte
çalışanlara düzenli egzersizin faydalarını hatırlatmalarının
önemine dikkat çekiliyor.
Raporda fiziksel önlemler kapsamında işverenlere sunulan
öneriler şöyle sıralanıyor:
•Çalışanları fiziksel aktiviteye yönlendirecek online
egzersizlerin paylaşımı
Nisan 2020
29
to evolve. The best way of adapting to the new reality is
to closely oversee the emotional and physical health of
employees.”
Support the physical health of employees with
digital devices
World Health Organization (WHO) suggests that adults
should do a total of 150 minutes of physical activities per
week. Physical activities are known to mitigate risks against
potential type 2 diabetes, preventable cancer types and
CVD. Regular exercises also tend to strengthen mental
health besides physical. Within the report Aon published,
it also mentions that employers should encourage its
employees on doing physical activities during these times.
The following are the advices given to the employers
regarding providing the necessary conditions for physical
activities to employees:
•Sharing online exercises with employees in order to drive
engagement
•Providing an organizational health application that will
also improve communication between employees
•Provide access to digital tools that offer sleep assistance
to employees
Remote consultancy service for employees
EU Science Hub found that lonely people are more
likely to have poor health, poor cognitive performance,
emotional health challenges and pessimistic views.
“COVID-19 Pandemic: Supporting Employee Wellbeing”
report recommends that employers should organize
virtual meetings and be more attentive about verbal
communication to prevent employees from being
overwhelmed by loneliness. Here are the recommendations
regarding inclusivity:
•Provide access to a virtual personal trainer who supports
physical health for different age demographics, plus able
bodied and disabled employees
•Çalışanlar arası iletişimi geliştirecek kurumsal bir sağlık
aplikasyonunun devreye alınması
•Çalışanlara uyku desteği sunacak dijital araçların
paylaşımı
Çalışanlara uzaktan danışmanlık sunun
AB Bilim Merkezi tarafından yapılan bir çalışma yalnızlık
hisseden insanların sağlıklarının kötüleşme eğiliminin
arttığını, davranışsal performanslarının düştüğünü ve
daha olumsuz görüşlere sahip olduğunu ortaya koyuyor.
COVID-19 Salgını: Çalışan Mutluluğunu Desteklemek
raporu işverenlerin, çalışanların kendilerini yalnız
hissetmelerini önlemek için video teknolojisiyle sanal
toplantılar düzenlemelerini ve bu dönemde sözel iletişimi
öne çıkarmaları gerektiğini belirtiyor. İşverenlere
kapsayıcılık alanında sunulan öneriler şöyle sıralanıyor:
•Farklı yaş gruplarındaki ve hem engelli hem de bedensel
engeli bulunmayan çalışanlara yönelik fiziksel sağlığı
destekleyecek, sanal tabanlı kişisel eğitmen hizmeti
sunulması
•Bağımsız ve kişisel mahremiyeti ihlal etmeyen tavsiyelerle
bu zorlu şartlarda çalışanlara destek sağlayacak çalışan
destek programlarına erişim sağlanması
Sağlıklı yemek servislerine abonelik sağlayın
Aon’un Çalışan Düşünce Yapısı Araştırması 2020’ye göre,
çalışanların yüzde 69’u işverenlerinin kendilerini iş yaşamı
ve kişisel yaşam sorumlulukları arasındaki dengeye
yönelik cesaretlendirmesini bekliyor. Çalışanların yüzde
31’i ise bu uygulamayı işverenleri ayrıştıran bir özellik
olarak tanımlıyor. Aon’un yayınladığı raporda işverenlere,
çalışanları fiziksel egzersiz yapma, düzenli mola verme,
sağlıklı beslenme gibi konularda teşvik etmeleri öneriliyor.
İşverenlere öneriler şöyle sıralanıyor:
•Evden çalışanların ergonomik risk değerlendirmelerine
destek olmak için mesleki bir sağlık hizmeti sağlayıcısının
kullanılması
Nisan 2020
30
•Provide access to employee support programs that will
respect personal privacy and confidentiality
Provide subscription for healthy food services
Based on Aon’s Employee Mindset Study done in 2020, 69%
of employees expect their employer to encourage balance
between work and personal life and 31% of employees
approach this as a differentiating factor. Aon’s report
informs employers on encouraging employees about doing
regular physical activities, taking breaks, having a healthy
and balanced diet. Here are some of the suggestions for
employers:
•Utilize an Occupational Health provider to support
ergonomic risk assessments for employees working from
home
•Offer a physical therapy exercise app for home support
and rehabilitation
•Make healthy food subscription services available to
employees
Don’t forget about the financial wellbeing of
employees
Aon defines financial health as the aptitude of managing
financial life which stands as one of the focal points of
ensuring optimal employee wellbeing in the midst of
coronavirus pandemic.
During this point in time where many employees are
embracing different working practices, employers should
take the opportunity to guide employees on stabilizing
work-life balance and improving financial security by trying
to increase savings. Some of the suggestions are:
•Provide access to applications that will create awareness
about financial health
•Organizing online sessions on financial health
•Accessibility of employees to platforms with discount
opportunities
•Fiziksel terapi egzersizine yönelik bir uygulama önerilmesi
•Sağlıklı yemek servislerine abonelik sağlanması
Çalışanların finansal sağlığını ihmal etmeyin
Aon’un, finansal yaşamı yönetme kabiliyeti olarak
tanımladığı finansal sağlık da koronavirüs salgını
döneminde çalışan mutluluğunun tesis edilmesinde önemli
bir yer tutuyor. İşverenlerin, çalışanların birbirinden farklı
çalışma anlayışlarını benimsediği bu dönemde çalışanlarına
iş-yaşam dengesini düzenleme ve tasarruf tavsiyelerinde
bulunmaları öneriliyor. İşverenlere öneriler şöyle
sıralanıyor:
•Finansal sağlık konusunda farkındalık yaratan
uygulamalara erişim sağlanması
•Finansal sağlığa yönelik online oturumlar düzenlenmesi
•İndirim fırsatlarının yer aldığı platformlara çalışanların
erişiminin sağlanması
Danışmanlık şirketi Mind tarafından yapılan bir araştırmaya
göre çalışanların neredeyse yarısı, mevcut mesleklerinde
bir zihin sağlığı sorunu ile karşılaştıklarını belirtiyor.
Zihinsel sağlığı en çok etkileyen faktörlerin başında
ise finansal endişeler, uyku bozukluğu, iş güvencesine
duyulan yoksunluk ve ilişkiler geliyor. COVID-19 salgınının
çalışanlarda endişeyi artırdığı gözleniyor. Çalışanların
zihinsel sağlıklarını korumaya yönelik öneriler şöyle
sıralanıyor:
•Çalışanların duygusal sağlıklarını korumalarına destek
olacak uygulamalara erişim sağlanması
•Çalışanların dayanıklılığını destekleyecek zihin sağlığı ilk
yardım ağının kurulması
•Çalışanların ek desteğe ihtiyaç duymalarında danışmanlık
hizmetlerinin sunulması
Providing services to support employees’
emotional wellbeing
According to Mind, nearly half of employees have
experienced a mental health issue in their current job.
There are many factors that can worsen mental health
such as financial concerns, irregular sleep schedule, job
security and relationships. COVID-19 seems to aggravate
the already-occurring mental health problems. These are
preventive suggestions against mental health problems of
employees which might arise:
•Providing access to applications that will help employees in
maintaining their emotional health
•Setting up an emergency network for mental health which
will also improve their mental endurance
•Offering consultancy services to employees who require
additional support
Nisan 2020
32
It Is Possible to Get Rid of Early Diagnosed
Prostate Cancer within Two Hours
Erken Yakalanan Prostat Kanserinden
İki Saat İçinde Kurtulmak Mümkün
Üroloji Uzmanı Prof. Dr. M. İhsan Karaman, erken
teşhis edilen prostat kanserinden kurtulmanın,
iki saat süren “Modern Robotik Tedavi Yöntemi
HİFU” ile mümkün olduğu müjdesini verdi.
Prof. Dr. M. İhsan Karaman, Urological Surgeon
Urological Surgeon Prof. Dr. M. Ihsan Karaman
gave the good news that getting rid of the early
diagnosed prostate cancer is possible with the
“Modern Robotic Treatment Method (HIFU)” in
two hours.
Prostate cancer, which is frequently seen in men over the
age of 50, competes with lung cancer in our country. They
Özellikle 50 yaş üstü erkeklerde sıklıkla görülen Prostat
Kanseri ülkemizde adeta akciğer kanseriyle yarışıyor.
Ülkemizde akciğer kanseri ve prostat kanseri erkekler
için her zaman birinci ve ikinci sırayı paylaşmaktadır. Her
hastalıkta olduğu gibi prostat kanserinde de erken tanı
konulması ve tedaviye başlanması bu hastalıktan kurtulmak
için önem taşımaktadır. Genellikle 50 yaş ve üzerinde daha
çok görülmesine karşın hastalığın görülme yaşı son yıllarda
40’lı yaşlara gerilemiştir. Özellikle ailenin erkeklerinin
içinde prostat kanseri yaşamış olan varsa, hastalığın irsî
karakteri sebebiyle tüm erkeklerin 40 yaşından itibaren
ürolojik kontrollere başlaması önem arz etmektedir.
Prostat kanserinin belirtileri diğer prostat hastalıkları ile
benzer olduğu için kandaki değerlere bakmak için PSA
testi yapılmaktadır, eğer buradaki değerlerde yükseklik
görülürse farklı teşhis yöntemleri ile sonuca gidilir. Ama
belirtiler olmasa da bütün dünyada 40’lı yaşlarda her
erkeğin yılda en az bir kez üroloji uzmanına gidip kontrol
olması bu hastalığın erken tespit edilmesi için önem
taşımaktadır.
Erkeklerde bu denli sık görülen prostat kanseri hastalığı
için açıklamalarda bulunan Üroloji Uzmanı Prof. Dr. M.
Nisan 2020
33
always share the first and second place for men. Early
diagnosis and treatment is important to get rid of the
disease like other cancers. Although it is more common in
ages above 50, in recent years incidence of prostate cancer
has decreased to the ages of 40s. It is important for all men
who had relatives with prostate cancer to start urological
check-up from the age of 40 because of the genetic
character of the disease.
Since the symptoms of prostate cancer are similar to other
prostate diseases, a blood test is performed to determine
PSA level. If PSA level is elevated, different diagnostic
methods are used to obtain final results. But even if there
are no symptoms, it is important for every man in his 40s to
have a urological examination at least once a year for early
detection of the disease.
Urological Surgeon Prof. Dr. M. Ihsan Karaman made some
statements about this common disease of men: “On the
way to diagnosis; we used to perform a classical biopsy
in the past, but today we perform biopsies from the the
suspicious foci, which we call “MR Fusion biopsy”. Thus, we
can understand in which part of the prostate the cancer
exists. Accordingly, new less invasive versions of classical
standard treatment, radical prostatectomy, in which we
remove the prostate gland from the body with its shell,
have now emerged. Thus, urinary incontinence, urinary
channel stenosis and erection problems are partially
reduced. HIFU is at the top of these new treatment
methods. ”, he said.
İhsan Karaman; “Teşhise giderken yapılan biyopsi; eskiden
klasik biyopsi şeklindeyken bugün “MR Füzyon biyopsi”
dediğimiz şüpheli odağa yönelik parça alma yöntemi ile
gerçekleşiyor. Böylece, kanserin prostatın hangi bölümünde
olduğunu anlayabiliyoruz, buna bağlı olarak klasik standart
tedavi dediğimiz radikal prostatektomi yani prostat organını
kabuğuyla beraber vücuttan alıp atma ameliyatının artık
daha hafif geçen yeni versiyonları ortaya çıktı. Böylelikle
idrar kaçırma, kanal darlığı ve ereksiyon sorunları kısmen
de olsa azalmış oldu. Bu tedavi yöntemlerinin başında da
HİFU gelmektedir” dedi.
Prostat Kanserinde Modern Robotik Tedavi
Yöntemi: HIFU
Prof. Dr. M. İhsan Karaman, son yıllarda güncelliği ve
kullanımı artan HIFU tedavisi hakkında şu bilgileri paylaştı:
HIFU (High Intensity Focused Ultrasound=Yüksek
Yoğunluklu Odaklanmış Ultrason Dalgaları), yayılmamış
prostat kanserinin, kapalı-bıçaksız yolla robotik tedavisi
yöntemidir.
Yüksek frekanslı ses dalgaları (Ultrason) tıpta organların
görüntülenmesi için kullanılmaktadır. Ultrason probundan
üretilen ses dalgaları dokuya iletildiğinde dokunun
özelliğine göre bir kısmı emilir, bir kısmı geri yansır. Geriye
yansıyan ses dalgaları analiz edilerek görüntü haline
getirilir. Ses dalgaları dokulardan geçerken ısı oluşturur.
Tanı için kullanılan ultrasonda ses dalgaları bir noktaya
odaklanmadığından, bu ısı önemsenecek derecede değildir.
Nisan 2020
34
Modern Robotic Treatment Method in Prostate
Cancer: HIFU
Professor Dr. M. Ihsan Karaman shared the following
information about HIFU treatment:
HIFU (High Intensity Focused Ultrasound) is a method of
robotic treatment of prostate cancer that has not spread
to other parts of the body in a minimally invasive, knife-free
way.High frequency sound waves (Ultrasound) are used
in medicine for imaging organs. When the sound waves
produced from the ultrasound probe are transmitted to
the tissue, some of them are absorbed according to the
characteristics of the tissue, some of them are reflected
back. Reflected sound waves are analyzed and transformed
into images. Sound waves generate heat as they pass
through the tissues. Since the sound waves are not focused
on one point in the ultrasound used for diagnosis, this
temperature is not significant. But if the sound waves are
focused on one point and strength is increased, the heat at
the focal point is high.This temperature can be increased to
85-100 degrees. At this temperature, tissue at the the focal
point is destroyed by burning. Burning is effective only in
focal point. There is no burning the areas where the sound
passes through.
Now, this technology is used to destroy some cancerous
tissues. In the treatment of prostate cancer with the
HIFU technique, the prostate is first evaluated with a tool
(probe) inserted through the large intestine (anus), and the
places to burn are determined with the help of a computer
program.The device then burns the locations determined
by the robotic program. HIFU procedure is performed in
the operating room, under anesthesia. First, endoscopic
surgery of prostate (TURP) is performed and the part of
the prostate around the urinary channel is removed. Then,
burning is performed. Patient is catheterized for only two
days and then discharged. After a few days, he can return
to his normal daily life.
Some advantages of HIFU treatment of prostate cancer
that has not spread include:
· Ability to destroy cancerous tissue without damaging the
surrounding organs.
· Avoiding harmful effects of radiation.
· Shorter hospitalization period.
· The treatment is concluded in one session and can be
repeated in the future if necessary.
· If the treatment cannot be completed for any reason, it
allows conversion to other alternative treatment methods.
· Enabling the treatment of local recurrences after
radiotherapy (beam therapy).
Urological Surgeon Prof. Dr. M. Ihsan Karaman finally
drew attention to this important issue: “There is only one
precondition that we can eliminate a serious and important
disease such as cancer, with a bloodless and knife-free
method such as HIFU, which lasts two hours, and enables
returning to daily life after a week. It is the early catch of
the disease. Therefore, please do not forget to have your
annual urology check-ups from the age of 40s. ”
Fakat ses bir noktaya odaklanırsa ve gücü arttırılırsa,
odak noktasında ısı yüksek olur. Bu ısı 85-100 dereceye
çıkartılabilir. Bu ısı derecesinde odak noktası yanar ve
tahrip olur. Yanan yer sadece odak noktasıdır. Sesin geçtiği
alanlarda yanma olmaz.
İşte, artık bazı kanserli dokuların yok edilmesi için bu
teknoloji kullanılmaktadır. HIFU tekniği ile prostat kanseri
tedavisinde, kalın barsaktan (anüsten) sokulan bir alet ile
(prob) önce prostat değerlendirilir, bilgisayar programı
yardımıyla yakılacak yerler belirlenir. Daha sonra cihaz,
robotik programı ile belirlenen yerleri yakar. HIFU işlemi
ameliyathanede, anestezi altında yapılmaktadır. Önce
kapalı prostat ameliyatı (TURP) yapılarak prostatın idrar
yolu çevresindeki kısmı temizlenir. Sonra yakma işlemi
gerçekleştirilir. Hasta sadece iki gün kadar sondalı kalır
ve sonra taburcu olur. Birkaç gün sonra normal günlük
hayatına dönebilir.
HIFU ile yayılmamış prostat kanseri tedavisinin bazı
avantajları şunlardır:
· Etraftaki organlara hasar vermeden kanser dokusuna
müdahale edilebilmesi.
· Radyasyonun zararlı etkilerine maruz kalmama.
· Hastanede kalma süresinin kısa olması.
· Tedavinin bir oturumda sonuçlandırılması ve gerektiğinde
ileride tekrar edilebilmesi.
· Tedavi herhangi bir nedenle tamamlanamazsa diğer
alternatif tedavi yöntemlerine geçişe olanak tanıması.
· Radyoterapi (ışın tedavisi) sonrası lokal nükslerin
tedavisine olanak tanıması.
Üroloji Uzmanı Prof. Dr. M. İhsan Karaman, son olarak şu
önemli konuya dikkat çekti: “Kanser gibi ciddi ve önemli
bir hastalığı, iki saat süren, bir hafta sonra gündelik hayata
dönülebilen, HIFU gibi kansız ve bıçaksız bir yöntemle
ortadan kaldırabilmemizin tek ön şartı var. O da hastalığın
erken yakalanması. Bu nedenle lütfen 40’lı yaşlardan
itibaren yıllık üroloji kontrollerinizi yaptırmayı ihmal
etmeyin.”
Nisan 2020
35
‘Broken Heart Syndrome’ May Lead to Death!
‘Kırık Kalp Sendromu’ Ölüme Yol Açabilir!
Although the heart brings love to mind, heart diseases
can mean equivalent to death. It is because cardiovascular
diseases are the leading causes of death in our country
as in the whole world. According to the data for 2018;
these diseases account for about 40 percent of deaths.
Therefore, it is obvious that we need to take good care of
our heart both physically and emotionally for a long and
healthy life. Because our heart can really break due to
hormone changes in sudden developing stress situations.
“Broken Heart Syndrome”, which is defined as “stressinduced
cardiomyopathy” in the medical world, can be
frightening because it gives symptoms similar to a heart
attack. In Acıbadem Kadıköy Hospital, a conversation titled
“Let Your Heart Beat With Love” was held to draw attention
to Broken Heart Syndrome. Acıbadem Kadıköy Hospital
Cardiology Specialist and Lecturer Dr. Selçuk Görmez, while
giving information about heart diseases in the interview,
also described the Broken Heart Syndrome, which is 9 times
more common in women than men.
Broken Heart Syndrome, which was first described in
Kalp, akla sevgiyi getirse de kalp hastalıkları ölümle eş
değer anlama gelebiliyor. Çünkü kalp-damar hastalıkları,
tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ölüm nedenlerinin
başında geliyor. 2018 yılına ait verilere göre; bu hastalıklar
ölümlerin yaklaşık yüzde 40’ından sorumlu. Bu nedenle
uzun ve sağlıklı bir yaşam için kalbimize hem fiziksel
hem de duygusal olarak iyi bakmamız gerektiği ortada.
Çünkü kalbimiz ani gelişen stres durumlarında hormon
değişikliklerine bağlı olarak gerçekten kırılabiliyor. Tıp
dünyasında “stresin tetiklediği kardiyomiyopati” olarak
tanımlanan “Kırık Kalp Sendromu” tıpkı kalp krizine
benzer belirtiler verdiği için korkutucu olabiliyor. Acıbadem
Kadıköy Hastanesi’nde Kırık Kalp Sendromu’na dikkat
çekmek amacıyla “Kalbiniz Sevgiyle Atsın” başlıklı bir
söyleşi düzenlendi. Acıbadem Kadıköy Hastanesi Kardiyoloji
Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Selçuk Görmez, söyleşide kalp
hastalıkları hakkında bilgi verirken kadınlarda erkeklere
oranla 9 kat daha fazla görülen Kırık Kalp Sendromu’nu da
anlattı.
Nisan 2020
36
Japan in 1990 and known as “takotsubo cardiomyopathy”,
is caused by sudden changes in emotional state after
physical and psychological intense stress. The increase
in stress hormone is thought to cause loss of movement
in the left ventricle of the heart, disruptions in the heart
muscle cell and the end sections of the coronary vascular
bed. Cardiology Specialist and Lecturer Dr. Selçuk Görmez
explained the causes of this stress as “unexpected loss of a
loved one, severe discussion, bad news, sudden economic
losses, accidents, quarrels in family, being deceived,
extreme pain or surgical interventions, asthma attack
or unexpected overly pleasing situations such as lottery
bonus, baby news. “
It gives the same symptoms as a heart attack
Expressing that Broken Heart Syndrome manifests itself
with symptoms similar to a heart attack, Lecturer Dr.
Selçuk Görmez said “The main symptom is chest pain and
shortness of breath after intense stress. “Nausea, sweating,
feeling of sickness, pain in the left arm and stomach area,
numbness and burning can also be seen.”
According to statistical studies, 1-2 percent of patients
who come to the emergency clinic with chest pain and are
diagnosed with acute coronary syndrome have Broken
Heart Syndrome. One in every 2,500 people is affected by
this disease. In Broken Heart Syndrome, definitive diagnosis
can be made with cardiac angiography. The difference from
the heart attack is that angiography reveals that the heart
vessels are completely open.
Attention women during menopause
It is suggested that more than 90 percent of the patients
İlk kez 1990 yılında Japonya’da tanımlanan ve “takotsubo
kardiyomiyopatisi” adıyla da bilinen Kırık Kalp Sendromu
fiziksel ve psikolojik yoğun stres sonrasında duygu
durumunda ortaya çıkan ani değişikliklerden kaynaklanıyor.
Stres hormonundaki artışın kalbin sol karıncığında hareket
kaybına, kalp kas hücresinde ve koroner damar yatağının
uç kesimlerinde bozulmalara neden olduğu düşünülüyor.
Kardiyoloji Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Selçuk Görmez, bu
stres nedenlerini “sevilen bir kişinin beklenmedik kaybı,
şiddetli tartışma, kötü haber alma, ani ekonomik kayıplar,
kazalar, aile içi kavga, aldatılma, aşırı ağrı veya cerrahi
girişimler, astım atağı ya da piyangodan ikramiye çıkması,
bebek haberi almak gibi beklenmedik, aşırı sevindirici
durumlar” olarak sıraladı.
Kalp kriziyle aynı belirtileri veriyor
Kırık Kalp Sendromu’nun kalp krizine benzer belirtilerle
kendini gösterdiğini dile getiren Dr. Öğretim Üyesi Selçuk
Görmez, “Başlıca belirti, yoğun stres sonrası gelişen göğüs
ağrısı ve nefes darlığı olarak karşımıza çıkıyor. Bulantı,
terleme, fenalık hissi, sol kol ve mide bölgesinde ağrı,
uyuşma ve yanma hissi de görülebiliyor” dedi.
İstatistik çalışmalara göre, göğüs ağrısı ile acil polikliniğine
gelen ve akut koroner sendrom tanısı alan hastaların
yüzde 1-2’sinde Kırık Kalp Sendromu bulunuyor. Her 2
bin 500 kişiden biri, bu hastalıktan etkileniyor. Kırık Kalp
Sendromu’nda kesin tanı kalp anjiyosuyla konulabiliyor.
Kalp krizinden farkı ise anjiyo sonucunda kalp damarlarının
tamamen açık olduğunun görülmesi.
Menopoz dönemindeki kadınlar dikkat
Nisan 2020
37
are over 55 years old, that is, women who are in the age
of menopause, and the decrease in the level of estrogen
hormone can trigger the syndrome. It is estimated that this
syndrome lies at the basis of 5 percent of the heart attacks
in women. Pointing out that Broken Heart Syndrome is seen
9 times more in women, Lecturer Dr. Selçuk Görmez stated
that this situation was explained by “the emotional state
and hormone levels of women are more variable than men”.
80 percent of patients fully recover
The syndrome can even lead to death if the correct
diagnosis and treatment is not applied. In treatment, ACE
inhibitors, beta blockers and diuretic drugs can be used
to increase the pumping power of the heart and reduce
stress hormone levels. Stating that according to the
psychiatric evaluation, antidepressant and stress reducing
drugs can be added to the treatment, cardiologist lecturer
Dr. Selçuk Görmez said “Up to 80 percent of patients can
recover without any damage to the heart. However, in the
remaining 20 percent group, permanent heart failure, rarely
death and serious heart irregularities can be observed.”
“Act, eat healthy”
Emphasizing the need to stay away from immobility,
smoking and malnutrition for a healthy and long life,
Lecturer Dr. Selçuk Görmez said the following about
the things to do to protect the heart health: “It is
very important that we do sports such as regular and
brisk walking, cycling or swimming for 5 days a week
for 30 minutes. We should definitely take care of the
Mediterranean type fresh vegetables and fruits and white
meat rich in Omega 3. In contrast, we should stay away
from packaged grocery products with a long shelf life and
foods containing excess salt and trans- fats. We should
avoid stress as much as possible, and make it a habit to
sleep for at least 7-8 hours without interruption. ” Noting
the importance of routine heart examination, Cardiology
Specialist Dr. Lecturer Selçuk Görmez concluded his words
with the warning that they should listen to the signals
that occur in the heart and seek medical attention without
wasting time. Yoga Instructor Eda Bir Şimşek made yoga for
the participants after the conversation with great interest.
Hastaların yüzde 90’ından fazlasının 55 yaşını geçmiş,
yani menopoz çağındaki kadınlar olması nedeniyle
östrojen hormonunun düzeyindeki düşmenin de sendromu
tetikleyebildiği öne sürülüyor. Kadınlarda görülen kalp
krizlerinin yüzde 5’inin temelinde ise bu sendromun yattığı
tahmin ediliyor. Kırık Kalp Sendromu’nun kadınlarda 9
kat daha fazla görüldüğüne işaret eden Dr. Öğretim Üyesi
Selçuk Görmez, bu durumun “kadınların duygu durum
ve hormon düzeylerinin erkeklere göre daha değişken
olmasıyla” açıklandığını belirtti.
Hastaların yüzde 80’i tamamen iyileşiyor
Doğru tanı ve tedavi uygulanmadığında sendrom ölüme dahi
yol açabiliyor. Tedavide kalbin pompalama gücünü artıran
ve stres hormon düzeylerini azaltan ACE inhibitörleri,
beta blokerler ve idrar söktürücü ilaçlar kullanılabiliyor.
Psikiyatrik değerlendirmeye göre tedaviye antidepresan
ve stres azaltan ilaçların da eklenebildiğini söyleyen
Kardiyoloji Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Selçuk Görmez,
“Hastaların yüzde 80 kadarı kalpte hiçbir hasar kalmadan
iyileşebiliyor. Ancak geriye kalan yüzde 20’lik grupta
kalıcı kalp yetmezliği, nadiren de olma ölüm ve ciddi kalp
düzensizlikleri görülebiliyor” diye bilgi verdi.
“Hareket edin, sağlıklı beslenin”
Sağlıklı ve uzun yaşam için hareketsizlikten, sigaradan ve
kötü beslenmeden uzak durulması gerektiğini vurgulayan
Dr. Öğretim Üyesi Selçuk Görmez, kalp sağlığını korumak
için yapılması gerekenler hakkında şunları söyledi: “Haftada
5 gün, 30 dakika süreyle düzenli ve tempolu yürüyüş,
bisiklet veya yüzme gibi sporlar yapmamız çok önemli.
Akdeniz tipi taze sebze ve meyve ile Omega 3’ten zengin
beyaz et ağırlıklı beslenmeye mutlaka özen göstermeliyiz.
Bunun aksine uzun raf ömrüne sahip paketlenmiş market
ürünlerinden ve aşırı tuz ile trans yağ içeren besinlerden
ise uzak durmalıyız. Stresten olabildiğince kaçınmalı, en az
7-8 saat kesintisiz uyumayı alışkanlık haline getirmeliyiz.”
Rutin kalp muayenesinin önemine dikkat çeken Kardiyoloji
Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Selçuk Görmez, sözlerini
kalpte meydana gelen sinyallere kulak verilmesi ve zaman
kaybetmeden hekime başvurulması gerektiği uyarısıyla
sonlandırdı. Yoğun ilgiyle dinlenen söyleşinin ardından Yoga
Eğitmeni Eda Bir Şimşek katılımcılara yoga yaptırdı.
Nisan 2020
38
Treatment Time Shortened with Smart Hydrophilic Implants
Akıllı Hidrofilik İmplantlar ile Tedavi Süresi Kısalıyor
Pertev Kökdemir, Dentist
Dentist Pertev Kökdemir explained the developments
in Implant technology and the difference of “Smart
Hydrophilic Implants” from other implants.
What is a smart implant?
“Smart Hydrophilic Implants” are stored in a special
solution. When the implant is made, it is removed from this
solution and placed on the chin. These implants collect the
healing cells in the blood around this solution. This results
in a very strong bone around the implant that holds the
implant completely tight.
Bite stronger
While implant application is becoming more and more
common in dental treatments, the success rate of “waterloving”
hydrophilic surface implant treatments that are
used in this field is increasing. In “Smart Hydrophilic
Implant” applications, the healing process starts from the
moment it is placed on the body and you can have strong
and strong teeth even in three weeks.
Diş Hekimi Pertev Kökdemir, İmplant teknolojisindeki
gelişmeleri ve “Akıllı Hidrofilik İmplantların’’ diğer
implantlardan farkını anlattı.
Akıllı implant nedir?
“Akıllı Hidrofilik İmplantlar’’ özel bir solüsyon içinde
saklanır. İmplant yapılacağı sırada bu solüsyondan çıkartılır
ve çeneye yerleştirilir. Bu implantlar, bu solüsyon sayesinde
kandaki iyileşme hücrelerini etrafına toplar. Bu da implantın
etrafında çok sağlam, implantı tamamen sıkı tutan bir
kemik oluşmasını sağlar.
Daha güçlü ısırın
Diş tedavilerinde implant uygulaması giderek yaygınlaşırken
bu alanda kullanıma giren “suyu seven” hidrofilik yüzeyli
implant tedavilerinin başarı grafiği artmaktadır. “Akıllı
Hidrofilik İmplant” uygulamalarında iyileşme süreci vücuda
yerleştirildiği andan itibaren başlar ve üç haftada kendi
dişinizden bile güçlü ve sağlam dişlere sahip olabilirsiniz.
Nisan 2020
39
Fast treatment advantage
Implant success increases with “Hydrophilic Implants” and
your waiting time after implant application decreases up to
three weeks. This gives your new teeth the advantage of
reaching faster. Waiting time in classical treatment varies
between 3 and 6 months.
Dt. Kökdemir said, “Dental coatings can be made in the
same session with “Hydrophilic Implants” and thanks to this
method, you can smile healthily with strong, powerful and
new teeth in one session.”
Hızlı tedavi avantajı
“Hidrofilik İmplantlar” ile implant başarısı artmaktadır ve
implant uygulaması sonrası bekleme süreniz üç haftaya
kadar inmektedir. Bu da yeni dişlerinize daha hızlı kavuşma
avantajı sağlar. Klasik tedavide bekleme süresi 3 ila 6 ay
arasında değişmektedir.
Dt.Kökdemir, “Hidrofilik İmplantlar” ile aynı seansta diş
kaplamaları yapılabilir ve bu yöntem sayesinde tek seansta
sağlam, güçlü ve yeni dişlerle sağlıkla gülümseyebilirsiniz
dedi.
Nisan 2020
40
Sugar Does Not Sweeten Healthy Life!
Şeker, Sağlıklı Yaşamı Tatlandırmıyor!
Ready-made sugar, which was started about 100 years ago,
only tastes food and beverages, and it does not benefit
the human body. Sugar is mentioned as the main source of
heart, diabetes and circulation problems, especially obesity.
Generali Sigorta, Turkey’s first insurance company with 150
years of history rooted, shared their way to reduce sugar
consumption, which leads to various health problems and
to get your life.
Know the sugar
Instant sugar has entered the human body intensely
recently. Therefore, this new substance is not a necessity
for the human body. To quit sugar, you must first recognize
it. There are multiple types of sugar, from processed to
natural fruit sugar. Thus, it is necessary to avoid from
sugar types such as glucose, fructose and galactose by
recognizing the harmful sugar.
Change your understanding of snacks
Do not use your snack preference from sugary ones when
Yaklaşık 100 yıl önce yoğun tüketimine başlanan hazır
şeker, yiyecek ve içeceklere sadece tat vermekte, insan
vücuduna yararı bulunmamaktadır. Şeker, başta obezite
olmak üzere, kalp, diyabet ve dolaşım problemlerinin ana
kaynağı olarak anılmaktadır. 150 yılı aşkın köklü geçmişiyle
Türkiye’nin ilk sigorta şirketi olma unvanına sahip Generali
Sigorta, çeşitli sağlık sorunlarına yol açan şeker tüketimini
azaltmanın ve hayatınızdan çıkarmanın yollarını paylaştı.
Şekeri tanıyın
Hazır şeker, insan vücuduna yoğun bir şekilde yakın
tarihte girmiştir. Dolayısıyla henüz yeni olan bu madde,
insan vücudu için bir gereklilik değildir. Şekeri bırakmak
için önce onu tanımak gerekir. Şekerin işlenmiş halinden,
doğal meyve şekeri haline kadar birden fazla türü
bulunuyor. Dolayısıyla zararlı olan şekeri tanıyıp; glukoz,
fruktoz, galaktoz gibi şeker türlerinden uzak durulması
gerekmektedir.
Atıştırmalık anlayışınızı değiştirin
Açlık halinizde atıştırma tercihinizi şekerli olanlardan
Nisan 2020
41
you are hungry. Instead, turn to foods that are natural
and will benefit you. For example, choosing foods such as
apples, oranges, dried grapes, nuts, and peanuts will meet
your sugar needs more.
Don’t put it in the kitchen
One of the first ways to get sugar out of your life is not to
put it in the kitchen. Take away all artificially sweetened
products in your kitchen, such as cocoa creams, biscuits,
processed sauces, carbonated and sugary drinks, from your
kitchen. Instead, turn to healthier natural foods.
Eat protein
Situations where blood sugar drops are not just about
sugar consumption. Eating protein is also one of the best
ways to balance blood sugar. Eating protein-rich foods like
red meat, poultry, eggs, dairy products and legumes will
reduce your tendency towards sugar.
++Do not turn to the sweetener
Do not turn to another type of sugar, artificial sweeteners,
while trying to stop consuming sugar. It is because
sweeteners are as sweet and harmful as sugar.
Drink plenty of water
One of the best ways to remove sugar from the body is to
drink plenty of water. Water, cleaning harmful substances
in the body, also cleans substances such as sugar and salt,
and keeps away artificial food addiction.
Ensure that serotonin is secreted
Serotonin, called the happiness hormone, controls the
secretion of insulin and balances the amount of sugar in
the blood. So, deal with things that make you happy, get
new hobbies and do exercises.
kullanmayın. Bunun yerine doğal olan ve size fayda
sağlayacak olan gıdalara yönelin. Örneğin elma, portakal,
kurum üzüm, fındık, fıstık gibi gıdalar tercih etmeniz şeker
ihtiyacınızı fazlasıyla karşılayacaktır.
Mutfağa sokmayın
Şekeri hayatınızdan çıkarmanın ilk yollarından biri şekeri
mutfağa sokmamanızdır. Mutfağınızda bulunan, kakaolu
kremalar, bisküviler, işlenmiş soslar, gazlı ve şekerli
içecekler gibi yapay şekerli tüm ürünleri mutfağınızdan
uzaklaştırın. Bunlar yerine daha sağlıklı doğal besinlere
yönelin.
Protein tüketin
Kan şekerinin düştüğü durumlar sadece şeker tüketimiyle
alakalı değildir. Protein tüketmek de kan şekerini
dengelemenin en iyi yollarındandır. Kırmızı et, beyaz et,
yumurta, süt ürünleri ve baklagiller gibi protein bakımından
zengin olan besinleri tüketmeniz şekere yöneliminizi
azaltacaktır.
Tatlandırıcıya yönelmeyin
Şeker tüketimini bırakmak isterken başka bir şeker
türü olan yapay tadlandırıcılara yönelmeyin. Çünkü
tatlandırıcılarda en az şeker kadar tatlı ve zararlıdır.
Bol bol su için
Şekeri vücuttan atmanın en iyi yollarından biri de bol bol
su içmektir. Vücuttaki zararlı maddeleri temizleyen su,
şeker ve tuz gibi maddeleri temizleyerek yapay olan gıda
bağımlılığından uzak tutar.
Serotenin salgılanmasını sağlayın
Mutluluk hormonu olarak adlandırılan serotenin, insülinin
salgılanmasına kontrol altına alarak, kandaki şeker miktarını
dengeler. Dolayısıyla kendinize mutluluk veren işlerle
uğraşın, yeni hobiler edinin ve mutlaka egzersiz yapın.
Nisan 2020
42
Are Suicides Contagious?
İntiharlar Bulaşıcı Mı?
In recent days, the end of the collective life of 3 families
in a row, has led to reactions and sorrow in all segments
of society. However, the succession of such grave
events has brought a single question to many people;
is suicide contagious? Reem Neuropsychiatry Center
Founder Neurologist Dr. Mehmet Yavuz, makes important
statements on the subject.
What exactly is behind suicides?
People often look for solutions to their problems and act
by looking at what others are doing. In fact, suicide is not
an ordinary situation and requires very severe depression.
It is not uncommon for more than one person to feel
so extreme at the same time. On the other hand, those
who commit suicide often have a strong sense of giving a
message to those who remain. If we bring together this
Son günlerde peş peşe 3 ailenin toplu şekilde yaşamına son
vermesi, toplumun her kesiminde tepkilere ve üzüntüye
yol açtı. Ancak bu tür vahim olayların arka arkaya gelmesi
birçok insanın aklına tek bir soruyu getirdi; İntihar bulaşıcı
mıdır? Reem Nöropsikiyatri Merkezi’nin Kurucusu Nörolog
Dr. Mehmet Yavuz, konuyla ilgili önemli açıklamalarda
bulunuyor.
İntiharların arkasında tam olarak ne var?
İnsanlar çoğu zaman sorunlarına çözüm ararken,
başkalarının ne yaptığına bakarak hareket ederler.
Aslında intihar, sıradan bir durum değildir ve çok ağır
depresyon tablosu gerektirir. Birden fazla kişinin aynı
anda bu kadar uç noktada hissetmesi pek sık rastlanan
bir olay değildir. Öte yandan intihar edenlerin çoğu zaman
Nisan 2020
44
message, a feeling of helplessness that expresses that
there is no solution in the face of problems, and the deep
pressure and pessimism that is becoming widespread
in society, we see that the feeling of helplessness is not
transmitted. This ‘bitter end’ that seems to be individual.
When we look closely at the choices, we should avoid
commenting on this because some similarities are seen in
terms of the number of people and the chemical chosen
and we do not know exactly what is behind the situation.
However, it is necessary to address some important points
in terms of protecting ourselves and our relatives against
this increasingly dangerous behavior.
The most important reason leading to suicide is
feeling of helplessness
Suicide is among the top 10 causes of death, according
to World Health Organization data. The feeling of
helplessness and hopelessness for the future can result
in the death of a person, especially in social environments
where family ties and social solidarity are less experienced.
Suicide attempts are also associated with socioeconomic
factors such as depression, various mental illnesses and
addictions, migration and financial problems. When we go
beyond statistics and look at the picture we are in now,
we see that people are moving away from the point of
asking for help in their inner worlds and they start to think,
“Whatever happens, I have to end my situation as soon as
possible”. Consequently, in recent days in, the collective
suicides took place in Fatih and Bakirkoy, Istanbul in
Antalya, 3 families broke the world.
The main issue to be emphasized about suicide and
collective suicides is that suicide and despair tend to be
contagious and that the problems that are suppressed step
by step can grow up to take people’s lives.
What can be done against collective suicide?
Looking at the families of the people who committed
suicide, there are various scientific studies showing that
the suicide attempts in these families are higher than
the other segments of the society. There are studies that
both suicide and collective suicide news make suicides
more widespread and even cause suicide epidemics. The
suicides of famous people, even the fact that the suicides
in the movies, which are completely fictional, for example,
take place in the media, can result in an increase in suicide
statistics.
At this stage, it is necessary for the press organizations
to communicate these issues quickly. Undoubtedly the
subject is of news value. In order to eliminate the causes
of these events, it is very important to draw attention to
this direction. However, it is necessary to move away from
the encouraging, suicidal style that describes the suicide
methods in details. People who watch the news can use the
same methods by imitating or identifying themselves with
people who commit suicide. For this reason, the news must
be prepared with care and the places where people who
feel helpless can get help should also be mentioned.
kalanlara güçlü bir mesaj verme duygusu bulunmaktadır.
İşte verilmek istenen bu mesajı, sorunlar karşısında
çözüm bulanamayacağını ifade eden öğrenilmiş çaresizlik
duygusunu ve toplumda yaygınlaşmaya başlayan derin
baskı ve karamsarlığı bir araya getirirsek, intihar değil
ama çaresizlik duygusunun bulaşabildiğini görüyoruz.
Bireysel gibi gözüken bu ‘acı son’ seçimlerine yakından
baktığımızda, kişi sayıları ve seçilen kimyasal açısından
kimi benzerlikler görüldüğünden ve durumun arkasında
tam olarak ne olduğunu bilemediğimiz için bu konuda
yorum yapmaktan kaçınmamız gerekir. Ancak giderek
yaygınlaşan bu tehlikeli davranış biçimine karşı, kendimizi
ve yakınlarımızı korumak açısından bazı önemli noktalara
değinmemiz gereklidir.
İntihara sürükleyen en önemli neden çaresizlik
hissi
İntihar, Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, ölüm nedenleri
arasında ilk 10’da yer alıyor. Çaresizlik hissi ve geleceğe
dair umutsuzluk, özellikle aile bağlarının ve toplumsal
dayanışmanın az yaşandığı sosyal çevrelerde, kişinin
canına kıyması ile sonuçlanabiliyor. İntihar girişimlerinin
depresyon, çeşitli ruhsal hastalık ve bağımlılıklar ile göç
ve maddi sorunlar gibi sosyoekonomik etmenler ile de
ilişkisi bulunuyor. İstatistiklerin ötesine geçip, şu anda
içinde bulunduğumuz tabloya baktığımızda, insanların içsel
dünyalarında başkalarından yardım isteme noktasından
uzaklaştıklarını ve “Ne olursa olsun içinde bulunduğum
duruma bir an önce son vermeliyim” diye düşünmeye
başladıklarını görüyoruz. Neticede son günlerde peş peşe
İstanbul Fatih ve Bakırköy ile Antalya’da gerçekleşen toplu
intiharlar, 3 aileyi dünyadan kopardı.
İntihar ve toplu intiharlar konusunda vurgulamak istenilen
asıl konu; intihar ve umutsuzluğun bulaşıcı olma eğiliminde
olması ve adım adım bastırılan sorunların sonunda
insanların canlarını alacak kadar büyüyebilmesidir.
Nisan 2020
46
The division of resources and the passion for over
consumption
Individuals on the one hand to endless consumption on the
other hand, on the other hand, “What is my dear suicide,”
say, does not solve problems. Families whose incomeexpense
balance deteriorates and who have difficulty in
maintaining the same standards as others are drawn into
an increasingly large debt quarrel. At this point, both social
and individual well basis, we need regulation. One should
be honest about himself and his relatives about the money
he earns and the standards he can live with. As a result, it is
not a sacrifice that no one can do, to advise people who are
in difficulty or to lend them constantly. At this point one
should take responsibility for his own life.
Toplu intiharlara karşı neler yapılabilir?
İntihar eden kişilerin ailelerine bakıldığında, bu ailelerde
intihar girişimlerinin toplumun diğer kesimlerinden daha
yüksek olduğunu gösteren çeşitli bilimsel araştırmalar
mevcut. Gerek intihar gerekse toplu intihar haberlerinin
intiharları daha da yaygınlaştırdığına, hatta intihar salgınına
neden olduklarına dair çalışmalar bulunuyor. Ünlü kişilerin
intiharları, hatta tamamen kurgu olan, örneğin filmlerdeki
intiharların medyada yer alması bile intihar istatistiklerinin
yükselmesi ile sonuçlanabiliyor.
Bu aşamada özellikle bu konuları haberleştiren basın
kuruluşlarının hızla önlem alması gerekli. Şüphesiz
konu haber değeri taşıyor. Bu olayların sebeplerinin
ortadan kaldırılması için dikkatleri bu yöne çekmek
oldukça önemli. Ancak haberlerde intihar yöntemlerinin
detaylarıyla anlatıldığı, özendirici, intiharı normalleştiren
üsluptan uzaklaşılması gerekiyor. Haberleri izleyen
kişiler, taklit ederek veya intihar eden kişiler ile kendilerini
özdeşleştirerek aynı yöntemlere başvurabiliyorlar. Bu
nedenle haberler, mutlaka özenle hazırlanmalı ve çaresiz
hisseden kişilerin yardım alabileceği yerler de mutlaka
belirtilmeli.
Kaynakların bölüşümü ve aşırı tüketim tutkusu
Bireyleri bir yandan sonsuz tüketime yönlendirip diğer
yandan da “Ne var canım intihar etmesinler” demek,
sorunları çözmüyor. Gelir-gider dengesi bozulan, başkaları
ile aynı standartları tutturmakta güçlük çeken aileler,
giderek daha büyük bir borç batağının içine çekilmekte.
Bu noktada hem toplumsal hem de bireysel bazda
düzenlemelere ihtiyacımız var. Kişi, kazandığı para ve
yaşayabileceği standartlar konusunda kendisine ve
yakınlarına karşı dürüst olmalı. Sonuçta zorluk içinde
yaşayan insanlara nasihat etmek ya da sürekli borç vermek,
kimsenin yapabileceği bir fedakârlık değil. Bu noktada kişi,
kendi yaşam sorumluluğu almalı.
Feel free to go to the doctor
Every year, countless people go to doctors because they
cannot overcome their problems. Almost all of them
benefit from the treatment. If you have 100 problems, if
you go to a psychiatrist, psychologist or neurologist, your
100 problems will not be solved on the same day; only
your approach to problems changes. You know, after the
first interview, you noticed that you only had a few basic
problems. Perhaps now you have a new perspective on
how to save yourself from relationships that upset you.
When you’re strong enough to solve a few key issues
that still stand before you, you start to feel that life isn’t
such a tough marathon. Depression with symptoms such
as intense pessimism, unwillingness to raise even one
arm, inability to perform daily tasks, and introversion is
a treatable disease. Therefore, if you come across such a
picture in yourself or your relatives, do not wait any longer
and make an appointment with a specialist.
Doktora gitmekten çekinmeyin
Her yıl sayısız insan, kendi sorunlarını aşamadığı için
hekimlere gidiyor. Bunların neredeyse tümü, yapılan
tedaviden fayda görüyor. Sizin 100 tane sorununuz varsa,
psikiyatr, psikolog ya da nöroloğa gittiğinizde bu 100
sorununuz birden aynı günde çözülmez; sadece sizin
sorunlara karşı yaklaşımınız değişir. Bir bakarsınız, daha
ilk görüşmeden sonra sadece birkaç temel sorununuz
olduğunu fark etmişsiniz. Belki de artık sizi üzen ilişkilerden
kendinizi nasıl kurtaracağınıza dair yeni bir bakış açısına
sahipsiniz. Hala önünüzde duran birkaç temel sorunu
çözebilecek kadar güçlendiğinizde, hayatın o kadar da zorlu
bir maraton olmadığını hissetmeye başlarsınız. Özellikle
yoğun karamsarlık, kolunu bile kaldırmak istememe,
günlük görevlerini gerçekleştirememe, içe kapanıklık gibi
belirtileri olan depresyon, tedavi edilebilen bir hastalıktır.
Bu nedenle, kendinizde ya da yakınlarınızda böyle bir
tabloya rastladığınızda, daha fazla beklemeyin ve uzman bir
hekimden randevu alın.
Nisan 2020
48
Don’t be ashamed to ask for help
Of course, mass suicide causes serious sadness in society.
Of course, financial problems and lack of social support are
among the reasons that brought the person to the point
of killing himself and his family. In particular, prolonged
negative conditions and an increasingly severe depression
can prevent the person from thinking about the sources
of help. Depression in people often encountered in the
table of introversion makes it difficult. The weakening of
friendship, neighborhood and relatives are among the
most important factors that make people unable to ask
for help. Even if a person who has been unemployed for
months has received help from his relatives in the early
stages, he cannot get the honor of asking for help every
day. However, everyone has a hard time in their lives, it is
not helpless to ask for help.
How to help a person with suicidal ideation?
The person who speaks of suicide must be taken seriously.
On the other hand, a person can kill himself silently without
talking to others. The feeling of desperation, hopelessness
and worthlessness is reflected not only in words but
also in one’s posture and walking. Gradually, we became
individuals who were in a hurry and spent a lifetime
without asking for the memory of anyone. For this reason,
it will be useful to ask people around us, to help if you can,
or to direct you to the places where you can get help.
Losing family members, unemployment and financial
problems, poor results from an important exam or job
interview, ending a relationship or divorce, disruption of
mental health, or grappling with many small problems
can break the person. In such a case, it is very valuable to
make the person feel important. Even if the person does
not seek help, his relatives should be informed about his or
her situation. Family, close friends or people who can help
should be brought up and the search for solution should
be considered. Leaving the desperate person to himself
and hoping that he will recover will be the worst choice.
If the subject is in its final phase and there is someone
in front of you who says that you will commit suicide,
then you should act even faster. First, try to reach his or
her closest relatives, if you cannot reach them, call the
people you trust, a health institution or the police and take
precautions.
Yardım istemekten utanmayın
Toplu intihar olayları elbette toplumda ciddi bir üzüntüye
neden oluyor. Kişiyi kendisinin ve ailesinin canına kıyma
noktasına getiren sebepler arasında şüphesiz maddi
sorunlar ve sosyal destekten yoksunluk ilk sıralarda geliyor.
Özellikle uzun süren olumsuz koşullar ve giderek ağırlaşan
bir depresyon, kişiyi yardım kaynaklarını düşünmekten
alıkoyabilir. Depresyonda olan kişilerde sıkça rastladığımız
içe kapanma tablosu da durumu zorlaştırıyor. Dostluk,
komşuluk ve akraba ilişkilerinin zayıflaması insanları
tanıdıklarından yardım isteyemez noktaya getiren en
önemli etkenler arasında. Aylarca işsiz kalmış bir kişi ilk
dönemlerde yakınlarından yardım aldıysa bile her gün
tekrar yardım istemeyi onuruna yediremiyor. Oysa herkes
hayatında zor dönemler yaşar, yardım istemek acizlik
değildir.
İntihar düşüncesi olan kişiye nasıl yardım edilir?
İntihardan bahseden kişi, mutlaka ciddiye alınmalıdır.
Öte yandan bir insan, hiç başkaları ile konuşmadan
da –sessiz-sedasız- kendini öldürebilir. Çaresizlik,
umutsuzluk, değersizlik hissi sadece kelimelerle değil
kişinin duruşuna ve yürüyüşüne bile yansır. Giderek sürekli
acelesi olan, kimsenin hatırını sormadan bir ömür geçiren
bireylere dönüştük. Bu nedenle çevremizdeki kişilere
hal hatır sormak, derdini anlatan kişiye yapabiliyorsanız
yardım etmek veya yardım alabileceği yerler konusunda
yönlendirmek faydalı olacaktır.
Aile fertlerini kaybetmek, işsizlik ve maddi sorunlar, önemli
bir sınavdan veya iş görüşmesinden kötü sonuç almak, bir
ilişkinin bitmesi ya da boşanma, akıl sağlığının bozulması ya
da küçük küçük birçok sorun ile boğuşmak, kişiyi hayattan
kopartabilir. Böyle bir durumda, kişiye önemli olduğunu
hissettirmek çok değerlidir. Kişinin yardım arayışı olmasa
bile yalnız bırakılmamalı varsa yakınları durumu hakkında
haberdar edilmelidir. Ailesi, yakın arkadaşları veya yardım
edebilecek kişiler gündeme getirilmeli, çözüm için arayış
önemsenmelidir. Umutsuz durumdaki kişiyi, kendi haline
bırakmak ve düzeleceğini ummak yapılacak en kötü seçim
olacaktır. Eğer konu artık son evresinde ise ve önünüzde
intihar edeceğinden bahseden biri varsa, o zaman daha da
hızlı hareket etmelisiniz. Önce onun en yakınlarına ulaşmaya
çalışın, eğer ulaşamıyorsanız kendi güvendiğiniz kişileri, bir
sağlık kuruluşunu ya da polisi arayarak önlem alın.
Nisan 2020
50
Daiichi Sankyo Turkey Continues to Strengthen
the Squad with New Names
Growing in Turkey and in the world with its exclusive
products in the field of cardiology and oncology,
Daiichi Sankyo continues to strengthen the squad with
experienced name. Nazlı Kayın was appointed as Sales
Director, Pınar Özeken was appointed as Market Access
and Licensing Director, and Zafer Mavioğlu was appointed
as Medical Manager in Daiichi Sankyo, Japan-based
pharmaceutical company that has been operating in Turkey
since 2008. Daiichi Sankyo, which added new names last
year, continues to grow in 2020 as well.
Daiichi Sankyo Türkiye,
Yeni İsimlerle Kadrosunu
Güçlendirmeye Devam Ediyor
Kardiyoloji ve onkoloji alanında güçlü ürünleri ile dünyada
ve Türkiye’de büyüyen Daiichi Sankyo, kadrosunu deneyimli
isimlerle güçlendirmeyi sürdürüyor. Türkiye’de 2008
yılından bu yana faaliyet gösteren Japonya merkezli ilaç
şirketi Daiichi Sankyo’da; Satış Direktörlüğü’ne Nazlı
Kayın, Pazar Erişim ve Ruhsatlandırma Direktörlüğü’ne
Pınar Özeken, Medikal Müdür görevine ise Zafer Mavioğlu
getirildi. Geçtiğimiz yıl yeni isimleri bünyesine katan Daiichi
Sankyo, 2020 yılında da büyümeye devam ediyor.
Sales Director: Nazlı Kayın
Nazlı Kayın, who will be responsible for sales, education
and trade channels activities of the company in Turkey,
graduated from the Department of International
Relations and Politics, Marmara University in 2007. Kayın
completed her master’s degree in Brand and Production
Management, Marmara University in 2008. Beginning
her career as Product Promotion Representative in Abdi
Ibrahim Pharmaceuticals in 2007, she assumed Jr. Product
Manager, Product Manager, Senior Product Manager and
Group Product Manager in Danone Nutricia between March
2017 and January 2020. Then she respectively worked
as Manager in Marketing, Istanbul Regional Sales and
Oncology Department, Sales and Marketing departments.
Satış Direktörü: Nazlı Kayın
Şirketin Türkiye’deki faaliyetlerinde satış, satış eğitim ve
ticari kanallar alanlarında sorumlulukları üstlenecek Nazlı
Kayın, 2007 yılında Marmara Üniversitesi, Uluslararası
İlişkiler ve Siyaset Bölümü’nden mezun oldu. Kayın, 2008
yılında Marmara Üniversitesi, Marka ve Üretim Yönetimi
alanında yüksek lisansını tamamladı. Kariyerine 2007’de
Abdi İbrahim İlaç’ta Ürün Tanıtım Temsilcisi olarak
başlayan Kayın; 2017’ye kadar sırasıyla Jr. Ürün Müdürü,
Ürün Müdürü, Kıdemli Ürün Müdürü ve Grup Ürün Müdürü
rollerini üstlendi. Ardından Danone Nutricia’da Mart 2017
ile Ocak 2020 tarihleri arasında sırasıyla; Pazarlama,
İstanbul Bölge Satış ve Onkoloji Bölümü Satış ve Pazarlama
departmanlarında Müdür pozisyonunda görev aldı.
Nisan 2020
51
Market Access and Licensing Director:
Pınar Özeken
Pınar Özeken, who was appointed as the Market Access
and Licensing Director of Japan-based pharmaceutical
company Daiichi Sankyo, graduated from Molecular
Biology and Genetics and Chemistry Departments,
Boğaziçi University, in 2007 by completing a double major.
Özeken completed her first master’s degree in Biomedical
Engineering & Medical Systems and Informatics, Boğaziçi
University, and completed her second master’s degree in
Pharmacoeconomics in Pompeu Fabra University, Spain.
Following her undergraduate degree, Özeken started
her career in 2007 as a Medical Quality Specialist at Pfizer
Pharmaceuticals and then continued her career as a Health
Economics and Results Specialist. Working as Market
Access and Pricing Manager at MSD İlaç between 2014 and
2016, Özeken was appointed as Market Access and Health
Economics Manager of AstraZeneca Turkey between 2016
and 2018. Before joining Daiichi Sankyo, Özeken had been
serving as Corporate Relations land Health Policy Manager
at Sanofi İlaç since 2018 and Market Access Leader
responsible for Hematology, Oncology, Vaccines and
Diabetes respectively.
Medical Manager: Zafer Mavioğlu
Zafer Mavioğlu, who was appointed as the Medical
Manager of the Japanese-based pharmaceutical company
Daiichi Sankyo, graduated from Faculty of Medicine,
Hacettepe University. Mavioğlu respectively worked at
GSK as Digital Medical Manager and e-Regional Medical
Manager between 2017-2019. Before joining Daiichi
Sankyo, Mavioğlu was a Regional Medical Manager at the
Merck Group.
Pazar Erişim ve Ruhsatlandırma Direktörü:
Pınar Özeken
Japonya merkezli ilaç şirketi Daiichi Sankyo’nun Pazar
Erişim ve Ruhsatlandırma Direktörlüğü görevine getirilen
Pınar Özeken, 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi, Moleküler
Biyoloji ve Genetik ve Kimya Bölümlerinden çift ana dal
tamamlayarak mezun oldu. Özeken, ilk yüksek lisansını
Boğaziçi Üniversitesi, Biyomedikal Mühendislik & Medikal
Sistemler ve İnformatik alanında yaptıktan sonra İspanya
Pompeu Fabra Üniversitesi’nde Farmaekonomi alanında
ikinci yüksek lisansını tamamladı. Lisans mezuniyetini
takiben 2007 yılında iş hayatına Pfizer İlaç’ta Medikal Kalite
Uzmanı olarak başlayan, ardından Sağlık Ekonomisi ve
Sonuçları Uzmanı olarak görevini sürdüren Özeken, 2011
yılında Boehringer Ingelheim İlaç şirketine Geri Ödeme
ve Sağlık Ekonomisi Müdürü olarak katıldı. 2014 ila 2016
yılları arasında MSD İlaç’ta Pazar Erişim ve Fiyatlandırma
Müdürü olarak çalışan Özeken, 2016 ile 2018 yılları arasında
AstraZeneca İlaç’ın Pazar Erişim ve Sağlık Ekonomisi
Müdürü görevine atandı. Özeken; Daiichi Sankyo’ya
katılmadan önce 2018 yılından bu yana Sanofi İlaç’ta
sırasıyla Kurumsal İlişkiler ve Sağlık Politikası Müdürü
ile Hematoloji, Onkoloji, Aşılar ve Diyabet alanlarından
sorumlu Pazar Erişim Lideri olarak görev yapmaktaydı.
Medikal Müdür: Zafer Mavioğlu
Japonya merkezli ilaç şirketi Daiichi Sankyo’nun Medikal
Müdürlük görevine getirilen Zafer Mavioğlu, Hacettepe
Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Mavioğlu, 2017-
2019 yılları arasında GSK’da sırasıyla Dijital Medikal Müdür
ve e-Bölgesel Medikal Müdür olarak çalıştı. Mavioğlu,
Daiichi Sankyo’ya katılmadan önce Merck Grup’da Bölgesel
Medikal Müdür olarak görev yapmaktaydı.
Nisan 2020
54
Tuğba Çamlı Cantürk Becomes Senior Manager of Corporate
Relations of Amgen Turkey and Gensenta
Amgen Türkiye ve
Gensenta’da
Kurumsal İlişkiler
Kıdemli Müdürü
Tuğba Çamlı Cantürk oldu
Tuğba Çamlı Cantürk was appointed head of Corporate
Affairs department at Amgen Turkey and Gensenta. Finally
serving as Director of Communications and Innovation in
BNP Paribas Cardif Turkey, Cantürk assumed senior roles
at companies of pharmaceutical industry such as Sanofi,
Abbott and GSK.
With 17 years of experience in the field of communication,
Tuğba Çamlı Cantürk becomes new Corporate Affairs Senior
Manager at Amgen Turkey and Gensenta. Cantürk had been
serving as Director of Communications and Innovation in
BNP Paribas Cardif Turkey.
Tuğba Çamlı Cantürk, who has a bachelor’s degree from
Tourism and Hotel Management, Boğaziçi University, a
bachelor’s degree in Business Administration from Saint
Mary’s University of Canada and an MBA from Canada,
worked in leading companies in the pharmaceutical
industry such as Sanofi, Abbott and GSK, such as internal
communication, brand communication, corporate
communication and patient relations. As responsible
for the strategic communication planning in her new
position at Amgen Turkey and Gensenta, Tuğba Çamlı
Cantürk will make leadership in some areas of media
relations, leadership and brand communication, internal
communications, social and digital media, corporate
branding, reputation and the crisis management.
Amgen Türkiye ve Gensenta’da Kurumsal İlişkiler
departmanının başına Tuğba Çamlı Cantürk getirildi.
Son olarak BNP Paribas Cardif Türkiye’de İletişim ve
İnovasyon Müdürü olarak görev yapan Cantürk, ilaç
sektöründe Sanofi, Abbott ve GSK gibi şirketlerde üst
düzey roller üstlendi.
Amgen Türkiye ve Gensenta’nın yeni Kurumsal İlişkiler
Kıdemli Müdürü, iletişim alanında 17 yıllık tecrübeye
sahip Tuğba Çamlı Cantürk oldu. Cantürk son olarak
BNP Paribas Cardif Türkiye’de İletişim ve İnovasyon
Müdürü olarak görev yapıyordu.
Boğaziçi Üniversitesi Turizm ve Otel İşletmeciliği’nden
önlisans, Kanada Saint Mary’s Üniversitesi İşletme
Bölümü’nden lisans ve MBA yüksek lisans derecesine
sahip olan Tuğba Çamlı Cantürk; Sanofi, Abbott ve GSK
gibi ilaç sektörünün önde gelen firmalarında iç iletişim,
marka iletişimi, kurumsal iletişim ve hasta ilişkileri
müdürlüğü gibi görevlerde bulundu. Tuğba Çamlı
Cantürk, yeni görevinde; Amgen Türkiye ve Gensenta
için stratejik iletişim planlamasından sorumlu olarak,
medya ilişkileri, lider ve marka iletişimi, iç iletişim,
sosyal ve dijital medya, kurumsal markalaşma, itibar ve
kriz yönetimi konularında liderlik yapacak.
Nisan 2020
56
Catch Wellness Trend with Smart Scale Eufy
Wellness Trendini Eufy Akıllı Tartı ile Yakalayın
Tüm dünyada etkili olan sağlıklı yaşam
ve “wellness” hareketi, tüketicilerin
bilinçlenmesinde önemli bir rol oynuyor. Akıllı
yaşam teknolojileri uzmanı Anker, yeni ürünü Eufy
Akıllı Tartı ile tüm aile için 12 farklı hassas ölçümü
saniyeler içinde yapıyor ve mobil uygulamasıyla
adeta bir sağlıklı yaşam çizelgesi çıkartıyor.
Tüm dünyada yaşam kalitesini artıran düşünce, spor
ve beslenme biçimleri “wellness” trendiyle popülerlik
kazanıyor. Akıllı teknolojiler, günümüzde hayatımızı hiçbir
zaman olmadığı kadar kolaylaştırmakla kalmıyor, bizleri
hedeflerimize ulaşmada motive edecek özellikler sunarken
ölçüme dayalı güvenilir bilgilerin ışığında hareket etmemizi
sağlıyorlar.
The healthy life and “wellness” movement, which
is effective all over the world, plays an important
role in raising awareness of consumers. Anker,
a smart life technologies specialist, takes 12
different precise measurements for the whole
family in seconds with his new product Eufy Smart
Scale, and makes a wellness chart with his mobile
application.
Tüm aile için ölçüm yapabiliyor
Kolaylık ve konfor odaklı akıllı teknolojiler konusundaki
uzmanlığını yeni bir premium ürünle taçlandıran Anker,
sağlıklı yaşam hareketine önemli bir katkı sunuyor. Anker
Eufy Akıllı Tartı, 12 farklı hassas ölçüm yaparak sağlıklı
yaşam ve diyet takibine yeni bir boyut katıyor.
Ultra ince yapısı ve şık tasarımıyla dikkat çeken Eufy Akıllı
Tartı, sahip olduğu profil desteği ile 16 farklı kişiyi tanıyarak
kalabalık aileler tarafından bile rahatlıkla kullanılabiliyor.
Thoughts, sports and diet that increase the quality of life
all over the world are gaining popularity with the trend of
“wellness”. Intelligent technologies do not only make our
lives easier than ever before, but they also enable us to act
in the light of reliable information based on measurement
while providing features that will motivate us to achieve
our goals.
It can measure for the whole family
Crowning its expertise in smart technologies focused on
convenience and comfort with a new premium product,
Anker makes an important contribution to the healthy life
movement. Anker Eufy Smart Scale adds a new dimension
to healthy life and diet tracking by making 12 different
precise measurements.
Nisan 2020
57
Mobil uygulaması ile 12 hassas ölçüm cebinizde
Akıllı tartı, ölçümlerini kablosuz olarak akıllı telefondaki
EufyLife uygulamasına iletiyor. Uygulama ise aralarında
kas, su, kemik, yağ ve kütle ölçümlerinin olduğu hassas
ölçümleri analiz ederek spor ve beslenmenin vücuda
katkılarını verilere dayalı bir şekilde takip etmeyi sağlıyor.
Hane yaşamında konforu artırmak için tüketici ihtiyaçlarını
ön plana çıkartan Anker’ in Türkiye ve Orta Doğu Ülke
Müdürü Cem Bodur, yeni ürün hakkında “Tüketicilerin son
dönemde büyük ilgi gösterdiği sağlıklı yaşam konseptini
destekleyen ve akıllı ürünlerimizden biri olan Eufy Akıllı
Tartı, aslında tüm aileye pratik bir şekilde fayda sağlıyor.
Anker EufyLife mobil uygulamamız ile spor yapanlar
ilerlemelerini takip edebiliyor, formunu korumak isteyenler
12 hassas ölçümleri sayesinde ölçüm bilgilerine akıllı
telefonlarından kolayca ulaşabiliyor. Üstelik ince ve şık
tasarımı sayesinde kullanılacağı alana da ayrı bir hava
katıyor” dedi.
Eufy Smart Scale, which draws attention with its ultra-thin
structure and stylish design, can be used even by crowded
families by knowing 16 different people with its profile
support.
12 precise measurements in your pocket with
mobile app
The smart scale transmits its measurements wirelessly
to the EufyLife app on the Smartphone. The application,
on the other hand, analyzes the precise measurements
including muscle, water, bone, fat and mass measurements,
and follows the contribution of sports and nutrition to the
body based on data.
Cem Bodur, the country manager of Turkey and the
Middle East of Anker that emphasizes consumer needs
to increase comfort in household life, said about new
product “Eufy Smart Scale, one of our smart products that
supports the concept of healthy life, which consumers
have shown great interest in recently, actually benefits the
whole family practically. With our Anker EufyLife mobile
application, sports people can follow their progress, and
those who want to keep their form can easily access their
measurement information from their smart phones thanks
to 12 precise measurements. Moreover, thanks to its slim
and stylish design, it adds a different atmosphere to the
area it will be used in.”
Anker Eufy Akıllı Tartı’ nın özellikleri:
- 12 farklı hassas ölçümler
- 4G vücut şekli algılayıcı
- 16 farklı kullanıcı profili
- Kolay okunabilir LED ekran tasarımı
- EufyLife mobil uygulama desteği
- Ultra ince ve şık tasarım
- Ultra hafif
- Fitbit, Apple Sağlık, Google Fit gibi üçüncü taraf uygulama
uyumluluğu
- Otomatik kullanıcı profil eşleştirme
Features of Anker Eufy Smart Scale:
- 12 different precise measurements
- 4G body shape sensor
- 16 different user profiles
- Easy-to-read LED display design
- EufyLife mobile application support
- Ultra thin and stylish design
- Ultra light
- Third party app compatibility like Fitbit, Apple Health,
Google Fit
- Automatic user profile matching
Nisan 2020
58
Insomnia Makes Obese!
Uykusuz Kalmak Obez Yapıyor!
Dietitian Ceyda Nur Çakın- Memorial
Ankara Hospital Nutrition and Diet
Department
Obesity, which is
regarded as one of the
important diseases of
today and tomorrow,
is generally caused by
factors such as genetic
transition, unhealthy
nutrition and inactivity.
Although it is not one
of the first reasons that
come to mind, failure to sleep regularly can lead to obesity.
While the risk of obesity increases by 45 percent in people
who sleep less than 6 hours a day, the desire to overeat and
snack regularly occurs in these individuals. Dietitian Ceyda
Nur Çakın from Memorial Ankara Hospital Nutrition and
Diet Department gave information about the effects of
sleep on obesity.
Caution if you are not getting enough sleep!
Although sleep is a process that relieves fatigue during
the day, it is also determinative for diseases such as high
blood pressure, cardiovascular diseases, Type 2 diabetes
and obesity due to its metabolic and hormonal regulatory
effect. According to the National Sleep Foundation data;
7-9 hours are ideal for individuals aged 26-64, 7-8 hours
sleep time is ideal over 65 years of age, the risk of obesity
Günümüzün ve geleceğin önemli hastalıklarından biri
olarak görülen obezite genellikle genetik geçiş, sağlıksız
beslenme ve hareketsizlik gibi faktörlerden kaynaklanıyor.
Her ne kadar ilk olarak akla gelen sebeplerden biri olmasa
da, düzenli uyuyamamak da obeziteye yol açabiliyor. Günde
6 saatten daha az uyuyan kişilerde obezite riski yüzde 45
oranında artarken, bu bireylerde fazla yemek yeme ve
sürekli atıştırma isteği ortaya çıkıyor. Memorial Ankara
Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Diyetisyen
Ceyda Nur Çakın, uykunun obezite üzerindeki etkileri
hakkında bilgi verdi.
Yeteri kadar uyumuyorsanız dikkat!
Uyku, gün içerisindeki yorgunluğun giderildiği bir süreç
olmanın yanında metabolik ve hormonal düzenleyici etkisi
nedeniyle yüksek tansiyon, kalp-damar hastalıkları, Tip
2 diyabet ve obezite gibi hastalıklar için de belirleyici
olmaktadır. Ulusal Uyku Vakfı (National Sleep Foundation)
verilerine göre; 26-64 yaş arası bireyler için 7-9 saat; 65
yaş üzerinde 7-8 saatlik uyku süresi ideal olurken, günde
6 saatten daha az uyuyan kişilerde ise obezite riski yüzde
45 artmaktadır. Uykunun açlık üzerinde bu kadar etkili
olmasının sebepleri şunlardır:
Uyku açlık-tokluk hormonlarını etkiliyor
Yağ dokudan salınan leptin hormonu iştahı baskılarken,
Nisan 2020
60
increases by 45 percent in people who sleep less than
6 hours a day. The reasons why sleep is so effective on
hunger are:
Sleep affects hunger-satiety hormones
The leptin hormone released from the adipose tissue
suppresses appetite, while the hormone ghrelin released
from the stomach stimulates appetite. While these
hormones affect the body’s energy balance, there are
many studies showing that ghrelin increase and leptin
are suppressed in people who sleep less. This affects the
amount and content of the food consumed during the day.
Little sleepers reward themselves with snacks
The stimuli associated with pleasure in people who
sleep less often go to the brain more. Thus, the desire to
reward them increases. This leads people to have intense
night snacks from energy, saturated fat and simple
carbohydrates.
Sleep time also affects meal contents and times
Sleep time also affects meal contents, portions consumed
and meal times. . Many studies have shown that people
who sleep less, especially the daily energy from proteincontaining
foods; shows less than the energy taken from
the oil. However, the consumption of fiber-rich foods
such as daily vegetables, fruits, legumes, and whole grain
products is decreasing. This leads to a poor quality diet.
Because the sufficient consumption of fiber-rich foods
affects many mechanisms from the strengthening of
the immune system to appetite control by providing
the beneficial bacteria balance living in the intestines. In
addition to this, by increasing the antioxidant capacity to
our diet with the various vitamin-mineral patterns they
contain; whole grains contribute to the energy mechanism
of the body with the B group vitamins they contain.
Melatonin hormone causes irregular food
The human body has a biological clock. One of the most
important components of this watch is melatonin; that is,
sleep hormone. Loss of sleep time may lead to less food
consumption especially at breakfast meal and more snacks
during irregular hours during the day. The reason for this
is that the hormone level of melatonin has not decreased
yet during the awakened hour, that is, the body’s desire to
continue sleeping.
Insomnia reduces the desire to exercise
Insomnia affects physical activity as well as cognitive
performance during the day. Desire to exercise is
decreased due to the reasons such as drowsiness, feeling
tired and not feeling energetic.
However, an active lifestyle has a protective effect against
hypertension, stroke, coronary heart disease, Type 2
diabetes, metabolic syndrome, colon and breast cancer and
depression. Besides, it also provides a healthy body weight
and composition. All this forms a basis for a better quality
of life.
mideden salınan ghrelin hormonu iştahı uyarmaktadır.
Bu hormonlar vücudun enerji dengesi üzerinde etki
gösterirken, az uyuyan kişilerde ghrelin artışı ve leptinin
baskılandığını gösteren pek çok çalışma da bulunmaktadır.
Bu durum ise gün içerisinde tüketilen besin miktarı ve
içeriği üzerinde etkili olmaktadır.
Az uyuyanlar kendilerini atıştırmalıklarla
ödüllendiriyor
Az uyuyan kişilerde zevk alma ile ilişkili olan uyarılar beyne
daha çok gitmektedir. Böylece bu kişilerde kendilerini
ödüllendirme isteği artmaktadır. Bu durum ise kişileri
enerji, doymuş yağ ve basit karbonhidrattan yoğun gece
atıştırmalarına yöneltmektedir.
Uyku süresi öğün içerikleri ve saatlerini de
etkiliyor
Uyku süresi, öğün içerikleri, tüketilen porsiyonlar ve
öğün saatleri üzerinde de etkili olmaktadır. Yapılan
pek çok çalışma az uyuyan kişilerde özellikle protein
içeren yiyeceklerden alınan günlük enerjinin; yağdan
alınan enerjiye göre daha az olduğunu göstermektedir.
Bununla beraber günlük sebze-meyve, kurubaklagil, tam
tahıllı ürünler gibi liften zengin besinlerin tüketimi ise
azalmaktadır. Bu da kalitesiz bir beslenme şekline yol
açmaktadır. Çünkü liften zengin gıdaların yeterli tüketimi
bağırsaklarda yaşayan yararlı bakteri dengesini sağlayarak
bağışıklık sisteminin güçlenmesinden iştah kontrolüne
kadar pek çok mekanizmayı etkilemektedir. Bununla
beraber sebze ve meyveler içerdikleri çeşitli vitaminmineral
örüntüsü ile beslenmemize antioksidan kapasiteyi
artırarak; tam tahıllar ise içerdikleri B grubu vitaminler
ile vücudun enerji mekanizmasında görev alarak katkıda
bulunmaktadır.
Melatonin hormonu düzensiz yemeğe sebep
oluyor
İnsan vücudunun bir biyolojik saati bulunmaktadır. Bu
saatin en önemli bileşenlerinden biri de melatonin; yani
uyku hormonudur. Uyku süresindeki kayıp özellikle kahvaltı
öğününde daha az besin tüketimi ve gün içerisinde düzensiz
saatlerde daha çok atıştırmaya yöneltebilir Bunun sebebi
ise melatonin hormon seviyesinin uyanılan saatte henüz
azalmamış olması yani vücudun uykuya devam etme
isteğinden kaynaklanmaktadır.
Uykusuzluk egzersiz yapma isteğini azaltıyor
Uykusuzluk gün içerisindeki bilişsel performans kadar
fiziksel aktiviteyi de etkilemektedir. Uyku hali, yorgunluk
hissi ve enerjik hissetmeme gibi sebepler ile egzersiz
yapma isteği de azalmaktadır. Ancak aktif bir yaşam şekli
hipertansiyon, inme, koroner kalp hastalığı, Tip 2 diyabet,
metabolik sendrom, kolon ve meme kanseri ve depresyona
karşı koruyucu etki göstermektedir. Bununla birlikte,
sağlıklı bir vücut ağırlığı ve kompozisyonunun da oluşmasını
sağlamaktadır. Tüm bunlar daha kaliteli bir yaşam için
zemin oluşturur.
Nisan 2020
62
Education Continues To Be the Right of Every Child with the
“Artistic Awareness in Autism” Project
“Otizmde Sanatsal Farkındalık” Projesi ile
Eğitim, Her Çocuğun Hakkı Olmaya Devam Ediyor
Supporting education with the projects developed
by believing that education is the right of every
child, Özdilek Holding started art therapy lessons
in which students with autism will develop their
motor skills and gain acquisition in expressing
themselves.
The courses of the project, which was implemented in
collaboration with the Bursa Autism Association in order to
contribute to the development of children with autism and
to raise awareness in the society by attracting the attention
of the public, are given in the training hall of ÖzdilekPark
Bursa Nilüfer every Wednesday. The training continues for
three hours.
Children with autism develop with art therapy
In the 17-week lessons, lessons, accompanied by an
Eğitimin her çocuğun hakkı olduğuna inanarak
geliştirdiği projeleriyle eğitime destek olan
Özdilek Holding, otizmli öğrencilerin motor
becerilerini geliştirecekleri ve kendilerini ifade
edebilmelerine yönelik kazanımlar sağlayacakları
sanat terapisi derslerini başlattı.
Otizmli çocukların gelişimlerine katkı sağlamak ve
kamuoyunun dikkatini otizme çekerek toplumda farkındalık
yaratmak için Bursa Otizm Derneği iş birliğiyle hayata
geçirilen projenin dersleri, her hafta çarşamba günü
ÖzdilekPark Bursa Nilüfer’in eğitim salonunda veriliyor.
Eğitimlerse üç saat boyunca devam ediyor.
Otizmli çocuklar sanat terapiyle gelişiyor
Uzman pedagog eşliğinde 17 hafta sürecek derslerde
otizmli bireylerin, güvenmek, tanınmak, fark etmek,
Nisan 2020
63
expert pedagogue, are given
to improve the behavior of
individuals with autism to
trust, to be recognized, to
distinguish, to discover, to feel,
to connect, to be emotional,
to accept. The project, which is
planned to reveal the emotions
and thoughts of children with
autism that they cannot express
in other ways, through artistic
productions, aims to help
children improve their mental
health.
Art therapy, which ensures solidarity and cooperation in
group works, also develops behaviors such as respect,
love and solidarity among children. With the arts such
as painting, sculpture, ceramics etc. it helps children
emotionally relaxed by helping them express themselves
with arts.
The family plays a big role in bringing children
with autism to society.
With the art therapy lesson taught by Özdilek Holding’s
expert trainers for the parents of individuals with autism,
parents were also provided with guidance on bringing
children with autism to society. Aiming to attract the
attention of the public to autism by contributing to the
development of children with autism, Özdilek Holding will
continue to raise awareness in the society by making the
“Artistic Awareness in Autism” project sustainable.
keşfetmek, hissetmek,
bağlanmak, duygulanmak,
kabul etmek davranışlarını
geliştirmeye yönelik dersler
işleniyor. Otizmli çocukların
diğer yollarla ifade edemedikleri
duygu ve düşüncelerini,
sanatsal üretimlerle açığa
çıkarması üzerine planlanan
projeyle çocukların ruh
sağlıklarında da iyileşmeye
yardımcı olmak hedefleniyor.
Grup çalışmalarında dayanışma
ve iş birliği içinde olmalarını
sağlayan sanat terapisi, çocuklar arasındaki saygı, sevgi ve
yardımlaşma gibi davranışları da geliştiriyor. Resim, heykel,
seramik vb. sanatlarla çocukların kendini ifade etmeleri
sağlanarak duygusal olarak rahatlamalarına yardımcı
oluyor.
Otizimli çocukların topluma kazandırılmasında
aileye büyük görev düşüyor
Özdilek Holding’in uzman eğitmenler tarafından, otizmli
bireylerin ebeveynlerine yönelik verdiği sanat terapisi
dersiyle de otizmli çocukların topluma kazandırılması
konusunda, velilere rehberlik hizmeti de sağlandı.
Otizmli çocukların gelişimlerine katkı sağlayarak
kamuoyunun dikkatini otizme çekmeyi hedefleyen
Özdilek Holding, “Otizmde Sanatsal Farkındalık” projesini
sürdürülebilir hale getirerek toplumda farkındalık
oluşturmaya devam edecek.
Nisan 2020
64
Genius Children Should Not Be Isolated From Other Children
Üstün Zekalı Çocuklar,
Diğer Çocuklardan İzole Edilmemeli
Son günlerde gündemde olan üstün zekalı
çocuklara farklı eğitim modelleri uygulanması
gerektiğini belirten uzmanlar, bu çocukların diğer
çocuklardan izole edilmesinin ve onları yetişkin
gibi büyütmenin doğru olmadığına dikkat çekiyor.
Uzmanlar, “Bu çocukların sosyal ortamdan
kopmaları önlenmelidir” uyarısında bulunuyor.
Uzmanlara göre, bu çocukların eğitimlerin
içeriğinin çeşitlendirilmeli ve yaratıcılıklarını
sürdürebilecekleri alanlara yönlendirilmeleri
gerekiyor.
Assoc. Dr. Emel Sarı Gökten, Üsküdar University NPİSTANBUL Brain
Hospital Child Adolescent Psychiatry Specialist
Experts who state that different educational
models should be applied to gifted children who
are on the agenda recently, point out that it is not
right to isolate these children from other children
and raise them like adults. Experts warn “these
children should be prevented from breaking
away from the social environment”. According to
experts, the content of these children should be
diversified and directed to areas where they can
continue their creativity.
Üsküdar University NPİSTANBUL Brain Hospital Child
Adolescent Psychiatry Specialist Assoc. Dr. Emel Sarı Gökten
made evaluations about the right approach model for
gifted children
Assoc. Dr. Emel Sarı Gökten stated that some children were
born with a cognitive ability that is significantly above the
innate average intelligence and said “The definition of
superior intelligence is to have superior ability in general
cognitive functions or in a specific area, although it is
very diverse. A gifted individual has a high level of skill in
mathematics and may not be able to achieve the same level
of language skills. Often gifted talents are manifested in
cognitive, productive, artistic skill, leadership or specific
academic fields.”
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi
Çocuk Ergen Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Emel Sarı Gökten,
üstün yetenekli çocuklara doğru yaklaşım modeline ilişkin
değerlendirmelerde bulundu.
Doç. Dr. Emel Sarı Gökten, bazı çocukların doğuştan
ortalama zekanın belirgin derecede üzerinde olan bilişsel
bir yetenek ile doğduklarını belirterek “Üstün zekanın
tanımı, çok fazla çeşitlilik göstermekle birlikte genellikle
kabul edilen genel bilişsel işlevlerde ya da spesifik bir
alanda üstün yeteneğe sahip olmaktır. Üstün zekalı bir birey
matematik alanında yüksek düzeyde bir yeteneğe sahip
olup dil becerilerinde aynı düzeyde başarı gösteremeyebilir.
Genellikle üstün yetenekler bilişsel, üretken, sanatsal
beceri, liderlik ya da spesifik akademik alanlarda kendini
gösterir” diye konuştu.
Üretken, meraklı ve geniş sözcük dağarcığına
sahiptirler
Bu özelliklere sahip çocukların genellikle yüksek
muhakeme becerileri olan, üretken, meraklı, geniş bir
They are productive, inquisitive and have broad
vocabulary
Noting that children with these features are children with
Nisan 2020
65
high reasoning skills, productive, curious, broad vocabulary
and strong memory, Dr. Emel Sarı Gökten said “They usually
become perfectionists and question authority. In addition
to these features, some gifted children have difficulties in
communicating and maintaining their peer group. Because
they have great differences with their peers in terms of
vocabulary, personality structure, interests and motivation
levels. They prefer to be with older children and adults.”
They should not be isolated from other children
Emphasizing that this diversity is a positive thing, all of
the children may have different characteristics Assoc. Dr.
Emel Sarı Gökten noted that gifted children should not be
isolated from other children and it is not right to raise them
like an adult. Assoc. Dr. Emel Sarı Gökten said:
“However, it is necessary to accept these differences, to
love and to fulfill the necessary conditions for the child
to grow up in a suitable environment. Just like children
with mental retardation or learning disabilities should be
applied different education modules, special education
programs should be applied to gifted children, the content
of the education they receive should be diversified, and
they should be directed to the areas where they can
continue their productivity. It is not right to isolate them
from other children or raise them like adults.”
They should be prevented from breaking from the
social environment
Expressing that gifted children can be specific areas of
interest and focus their attention on these areas Assoc. Dr.
Emel Sarı Gökten said “They should act by respecting their
interests, but they should also be prevented from breaking
away from social environments. It should be shown to him
that he can also enjoy different activities and interests, and
it should be prevented that he is tied to a single area and
not interested in anything else. Because these children can
be over-focused on their favorite subjects and deprived of
social relationships, peers, and many other activities they
will have fun with. This situation may disrupt the mental
development of the child and lead to the development of
many different psychiatric disorders in the future .”
sözcük dağarcığına sahip ve güçlü bir hafızası olan çocuklar
olduğunu kaydeden Doç. Dr. Emel Sarı Gökten, “Genellikle
mükemmeliyetçi olurlar ve otoriteyi sorgularlar. Bu
özelliklerin yanında bazı üstün yetenekli çocuklar kendi
akran grubu ile iletişim kurup sürdürmekte zorlanırlar.
Çünkü sözcük dağarcığı, kişilik yapısı, ilgileri ve motivasyon
düzeyleri açısından akranlarıyla büyük farklılıklar yaşarlar.
Daha büyük çocuklar ve yetişkinlerle birlikte olmayı tercih
ederler” diye konuştu.
Diğer çocuklardan izole edilmemeliler
Çocukların hepsinin farklı özelliklere sahip olabilir ve
bu çeşitliliğin olumlu bir şey olduğunu vurgulayan Doç.
Dr. Emel Sarı Gökten, üstün yetenekli çocukların diğer
çocuklardan izole edilmemesi gerektiğine ve onları bir
yetişkin gibi büyütmenin doğru olmadığını kaydetti. Doç. Dr.
Emel Sarı Gökten, şunları söyledi:
“Ancak bu farklılıkları kabul etmek, sevmek ve çocuğun
uygun bir ortamda büyümesi için gerekli şartları yerine
getirmek gerekir. Tıpkı zeka geriliği veya öğrenme
bozukluğu olan çocuklara farklı eğitim modülleri
uygulanması gerektiği gibi üstün yetenekli çocuklara
da özel eğitim programları uygulanmalı, aldıkları
eğitimin içeriği oldukça çeşitlendirilmeli, üretkenliklerini
sürdürebilecekleri alanlara yönlendirilmeleri gerekir. Diğer
çocuklardan izole etmek ya da onları yetişkin gibi büyütmek
doğru değildir.”
Sosyal ortamdan kopmaları önlenmelidir
Üstün zekalı çocukların genellikle ilgi duydukları belirli
alanlar olabilidiğini ve tüm dikkatleri bu alanlar üzerinde
yoğunlaşabildiğini ifade eden Doç. Dr. Emel Sarı Gökten,
“Onların ilgi alanlarına saygı duyarak hareket etmeli, ama
bir yandan da sosyal ortamlardan kopmaları önlenmelidir.
Farklı aktivite ve ilgilerden de keyif alabileceği ona
gösterilmeli, tek bir alana sıkı sıkıya bağlı kalıp başka
hiçbir şeyle ilgilenmemesinin önüne geçilmelidir. Çünkü
bu çocuklar sevdikleri konulara aşırı odaklanıp sosyal
ilişkilerden, akranlarından, eğlenecekleri başka birçok
etkinlikten mahrum kalabilirler. Bu durum da çocuğun
ruhsal gelişimini aksatıp ileride birçok farklı psikiyatrik
bozukluğun gelişimine sebep olabilir ” uyarısında bulundu.
Nisan 2020
66
Wondering About the “Freezing of the Ovum” Process
“Yumurta Dondurma” İşlemi ile İlgili Merak Edilenler
As the female age progresses, the ovum reserve decreases
and the quality deteriorates. Especially after the age of
40, this negative impact becomes evident. Anadolu Health
Center Gynecology, Obstetrics and IVF Specialists Assoc.
Dr. Dr. Tayfun Kutlu and Dr. Ebru Öztürk Öksüz, who stated
that with the advancing age, the risk of genetic problems
increases and pregnancy rates decrease in the ovaries,
answered the curious questions about the freezing of ovum
process.
Who should apply ovum freezing process?
People who are at risk of losing ovarian tissue due to any
disease (cancer and surgical procedure) and treatment
(chemotherapy, radiotherapy, etc.) can freeze their ova
before this treatment and use these ova easily after the
treatment process ends and they can become pregnant.
To whom is the freezing of the ovum the most
recommended?
In addition to the patients who are at risk of losing their
Kadın yaşı ilerledikçe yumurta rezervi azalıyor ve yumurta
kalitesi bozuluyor. Özellikle 40 yaş sonrası yumurtalarda bu
olumsuz etkilenme belirginleşiyor. İlerleyen yaş ile birlikte
yumurtalıklarda genetik problem riskinin arttığını ve gebelik
oranlarının düştüğünü belirten Anadolu Sağlık Merkezi
Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanları Doç. Dr.
Tayfun Kutlu ile Dr. Ebru Öztürk Öksüz, yumurta dondurma
işlemi ile ilgili merak edilen soruları yanıtladı.
Yumurta dondurma işlemi kimlere uygulanmalı?
Herhangi bir hastalık (kanser ve cerrahi işlem) ve tedavi
(kemoterapi, radyoterapi vb) nedeniyle yumurtalık
dokusunu kaybetme riski olan kişiler, bu tedavi öncesinde
yumurtalarını dondurup, tedavi süreci bittikten sonra
rahatlıkla bu yumurtaları kullanıp gebe kalabiliyorlar.
Yumurta dondurma işlemi en çok kimlere
öneriliyor?
Herhangi bir hastalık nedeniyle yumurtalarını kaybetme
Nisan 2020
67
ova due to any disease, the ones we recommend the most
are all women who postponed their pregnancy plan and
started to decrease their ovum reserves. It is because
now our laws also support this treatment. In other words,
all women with an age factor can begin to freeze their
ova, as the ovum reserve begins to decrease. And when
they think about pregnancy, even if their ovaries do not
work anymore, they do not miss the chance of pregnancy
because they have ova that they freeze. There is no
marriage requirement for women to freeze their ova.
When to start the freezing of the ovum?
This process is not a process that requires a very long time.
Treatment begins on the 2nd or 3rd day of menstruation.
Our goal is to stimulate the ova together with hormone
therapy and bring them to a certain number and maturity.
We get the development we want in about 10-11 days and
to collect ova. After the ova are collected, we freeze our
ova of good quality. In short, we can say that the treatment
takes about 14 days.
How long can the ova be stored?
We can legally store ova for 5 years. Then we can extend it
with the approval of the ministry..
riski olan hastaların yanı sıra en çok önerdiğimiz kişiler,
gebelik planını erteleyen, yumurta rezervi azalmaya
başlayan tüm kadınlar. Çünkü artık yasalarımız da bu
tedaviyi destekliyor. Yani yumurta rezervi azalmaya
başlayan, yaş faktörü olan tüm kadınlar yumurtalarını
dondurabiliyor. Ve gebelik düşündükleri zaman artık
yumurtalıkları çalışmasa bile dondurdukları yumurtaları
olduğu için gebelik şansını kaçırmıyorlar. Kadınların,
yumurtalarını dondurmaları için evlilik şartı da bulunmuyor.
Yumurta dondurma işlemine ne zaman
başlanmalı?
Bu işlem çok uzun zaman ayrılması gerektiren bir işlem
değil. Tedavi, adetin 2. veya 3. günü başlıyor. Amacımız
hormon tedavisi ile birlikte yumurtaları uyarmak ve onları
belli bir sayı ve olgunluğa ulaştırmak. Yaklaşık 10-11 günde
istediğimiz gelişmeyi elde ediyoruz ve yumurta toplama
işlemine geçiyoruz. Yumurtalar toplandıktan sonra iyi
kalitede yumurtalarımızı donduruyoruz. Kısaca tedavinin
yaklaşık 14 gün sürdüğünü söyleyebiliriz.
Yumurta ne kadar süre saklanabiliyor?
Yasal olarak 5 yıl yumurtaları saklayabiliriz. Sonrasında da
bakanlık onayı ile uzatabiliyoruz.
Nisan 2020
Health is the biggest wealth!
Sağlık en büyük varlık!
In fact, it is the only wealth… All other wealth items are
nothing if you don’t have it. Without health, you can’t enjoy any
fortune. If you don’t have healthy you don’t have any fortune
no matter what else you have. That is why Suleiman the
Magnificent literally said:
“People consider a State as the most respected wealth
In fact, a State cannot be as valuable as a healthy breath”
We have 30 different titles in our Group addressing to
different industries but the most important one of these
publications is MEDIKAL TEKNIK which has been serving the
health industry for almost three decades.
As the most leading publication of the Turkish medical
technical industry, Medikal Teknik magazine has been
preparing special survey on certain areas. This time we have
prepared a Health Section with occasion of the “World Health
Week”. It is more important than ever before this time because
of the coronavirus outbreak sweeping the world.
We full heartedly wish and pray for the vanishment of the
disease in the soonest time. I hope we start running from one
fair to another, one medical congress to another, one event
to the other in the shortest time as we did as recent as one
month ago.
We congratulate the World Health Week of all healthcare
professionals applauded all over the world with their sacrifices,
and applaud each of them standing up!
Aslında, o tek servet… Eğer ona sahip değilseniz diğer
tüm servetlerin hiçbir anlamı yok. Sağlık olmadan, hiçbir
servetin tadını çıkaramazsınız. Eğer sağlıklı değilseniz,
başka neye sahip olursanız olun hiçbir servetiniz yok
demektir. Bu yüzden Muhteşem Süleyman demiş ya:
Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihanda, bir nefes sıhhat gibi”
Grubumuzda farklı sektörlere hitap eden 30 farklı
yayınımız var ancak bu yayınlardan en önemlisi yaklaşık
otuz yıldır sağlık sektörüne hizmet veren
MEDIKAL TEKNİK.
Türk medikal teknikleri sektörünün en önde gelen
yayını olan Medikal Teknik dergisi belirli alanlarda
özel dosyalar hazırlıyor. Bu kez “Dünya Sağlık Haftası”
vesilesiyle bir Sağlık Dosyası hazırladık. Bu konu, dünyayı
kasıp kavuran koronavirüs salgını nedeniyle bu zamana
kadar hiç olmadığı kadar önemli.
En kısa sürede hastalığın yok olmasını yürekten
diliyoruz ve bunun için dua ediyoruz. Umarım daha bir ay
öncesine kadar olduğu gibi bir fuardan diğerine, bir tıbbi
kongreden ötekine, bir etkinlikten başka bir etkinliğe yine
en kısa sürede koşmaya başlarız.
Fedakarlıkları ile bütün dünyada alkışlanan tüm sağlık
çalışanlarının Dünya Sağlık Haftasını kutluyor, her birini
ayakta alkışlıyoruz!
Nisan 2020
72
A WEEK FOR ATTENTION TO LIFE AT HEALTH
BİR ÖMÜR SAĞLIĞA DİKKAT ÇEKEN BİR HAFTA
Health Week is the week celebrated by the United Nations
Organization between April 7 and 13, in order for people
to get to know the health institutions closely and reach
the awareness of healthy life. Each year Health Week is
celebrated at the same time in the United Nations member
countries. The primary purpose of the Health Week is to
introduce the concept of health and to shape the scope
of the work done in order for health aid to reach wide
public masses. Throughout the health week, radio talks
about human health are made, and television programs
are broadcast on television. Articles about human health in
newspapers and magazines are brought together with the
reader.
Sağlık Haftası, insanların sağlık kurumlarını yakından
tanıması ve sağlıklı yaşam bilincine erişmesi için Birleşmiş
Milletler Örgütü tarafından 7-13 Nisan tarihleri arasında
kutlanan haftadır.
Her yıl Sağlık Haftası Birleşmiş Milletler üyesi ülkelerde
aynı zamanda kutlanır. Sağlık Haftası’nın en birincil amacı,
sağlık kavramını tanıtmak ve sağlık yardımının geniş halk
kitlelerine ulaşması için yapılan çalışmaların kapsamını
şekillendirmektir. Sağlık haftası boyunca insan sağlığı
konusunda radyolarda konuşmalar yapılır, televizyonda ise
sağlıkla ilgili programlar yayınlanır. Gazete ve dergilerde
insan sağlığı ile ilgili yazılar okuyucuyla buluşturulur.
Nisan 2020
74
WORLD HEALTH ESCROW FOR NEW GENERATIONS
DÜNYA SAĞLIĞI YENİ NESİLLERE EMANET
Living healthy is the first priority of every individual in the
world. It looks like a very cliché word, but it is as real as it is
in our memories: Health is the first thing!
When we look at the world fighting against epidemics in
recent days, we see a struggle against the increase in the
elderly population before this situation. Therefore, the
biggest criterion in making healthy life become the life of
people is to gain the consciousness of healthy life to every
individual.
Especially if the new generation that grows fully acquires
this consciousness and makes it a philosophy of life, the
whole world will become more livable with health.
Sağlıklı yaşamak dünya üzerindeki her bireyin birinci
önceliğidir. Çok klişeleşmiş bir söz gibi görünür ama
hafızalarımızda yer ettiği kadar gerçektir: Her şeyin başı
sağlık!
Son günlerde salgın hastalıklarla savaşan dünya geneline
baktığımızda, bu durumun öncesinde de yaşlı nüfus artışına
karşı verilen bir mücadeleyi görürüz. Dolayısıyla sağlıklı
yaşamın insanların yaşantısı haline gelmesinde en büyük
kriter, sağlıklı yaşam bilincinin her bireye kazandırılmasıdır.
Özellikle yetişen yeni nesil, bu bilinci tam olarak kazanır ve
hayat felsefesi haline getirirse tüm dünya sağlıkla birlikte
daha yaşanılası bir hale gelecektir.
Nisan 2020
75
COVID-19 IS ON THE AGENDA OF WORLD HEALTH
COVID-19 DÜNYA SAĞLIĞININ GÜNDEMİNDE
While the countries of the world continue their efforts to
find the key of healthy life and open the doors of healthy
life for the whole society, Covid-19 took the lead role in the
health scenarios of all the world countries.
With the news of the rapid spread of Covid-19, the issue of
‘health’ also increased its importance on the agenda and
attention was once again turned in this direction.
Within the scope of the World Health Week, it was aimed
to raise awareness of healthy life and increase public
awareness on this issue through opinion leaders. Now this
goal has shaped itself a little more and has focused on the
question of how to protect it from the Covid-19 virus.
State leaders, healthcare professionals, opinion leaders,
pharmaceutical companies and the entire health sector,
without exception, focused on statements on this issue. It
is thought that awareness raising activities to be carried out
through the World Health Week are of great importance in
transferring the measures for protection from Covid-19 to
the society.
Dünya ülkeleri sağlıklı yaşamın anahtarını bulmaya ve
tüm toplum için sağlıklı yaşamın kapılarını açmaya yönelik
çalışmalarını sürdürürken Covid-19 tüm dünya ülkelerinin
sağlık senaryolarında başrolü üstlendi.
Covid-19’un hızla yayılması haberleriyle birlikte ‘sağlık’
konusu da gündemdeki önemini arttırdı ve dikkatler bir kez
daha bu yöne çevrildi.
Dünya Sağlık Haftası kapsamında her yıl olduğu gibi bu yıl
da sağlıklı yaşam bilinçlendirmelerinin yapılması ve kanaat
önderleri aracılığıyla bu konu üzerinde toplum bilincinin
arttırılması hedefleniyordu. Şimdi bu amaç, kendini biraz
daha şekillendirdi ve Covid-19 virüsünden nasıl korunulur
sorusu üzerine yoğunlaşıldı.
Devlet liderleri, sağlık çalışanları, kanaat önderleri,
ilaç firmaları ve istisnasız tüm sağlık sektörü bu konu
üzerinde yaptığı açıklamalara ağırlık verdi. Dünya Sağlık
Haftası aracılığıyla yapılacak bilinçlendirme çalışmalarının
Covid-19’dan korunmaya yönelik tedbirlerin topluma
aktarılmasında büyük öneme sahip olduğu düşünülüyor.
Nisan 2020
76
THE PERFECT EXCLUSION OF HEALTHCARE EMPLOYEES
AGAINST COVID-19 MOST REMARKABLE EVENT
OF WORLD HEALTH WEEK
SAĞLIK ÇALIŞANLARININ COVID-19’A
KARŞI MÜKEMMEL ÖZVERİSİ
DÜNYA SAĞLIK HAFTASI’NIN EN DİKKAT ÇEKİCİ ETKİNLİĞİ
Of course, the eye of World Health Week is the
healthcare professionals. Healthcare personnel who try
to provide service from A to Z in hospitals as much as
physicians who have sworn in Hippocrates are not paid
as much.
Especially in these days when we are faced with the
Covid-19 threat, the healthcare professionals make
the biggest sacrifice. In our country, with the call of
‘Stay At Home’, all healthcare personnel are working
hard to save lives in hospitals, which are the most risky
environment, against the Covid-19 epidemic, which
has become the biggest fear of even the society that
isolates itself in their homes. In many countries of the
world, there are doctors, nurses and paramedics who
know more than their own lives to save human health
and human life with the understanding of providing
volunteer service to save lives. All medical personnel,
with great applause in Turkey expressed gratitude
and respect, it is expressed in different ways in the
world. We owe our sincere thanks to all the healthcare
professionals that we owe this excellent work, these
devoted behaviors and perhaps our own lives, the lives
of our loved ones, and the future of our countries.
This year, at World Health Week, we understood the
importance of healthcare professionals once again by
witnessing the importance of healthcare professionals
in getting healthy and healthy living and becoming
conscious about this issue.
Dünya Sağlık Haftası’nın göz bebeği elbette ki en
öncelikli olarak sağlık çalışanları. Hipokrat yemini
etmiş hekimler kadar hastanelerde A’dan Z’ye her
noktada hizmet vermeyi çalışan sağlık personelinin
de bir o kadar hakkı ödenmez.
Özellikle Covid-19 tehdidiyle karşı karşıya kaldığımız
bu günlerde şüphesiz en büyük fedakarlığı sağlık
personelleri yapıyor. Ülkemizde ‘Evde Kal’ çağrısıyla
evlerinde kendini izole eden toplumun dahi en büyük
korkusu haline gelmiş Covid-19 salgınına karşı tüm
sağlık personeli, en riskli ortam olan hastanelerde
hayat kurtarmak için canla başla çalışıyorlar.
Dünyanın bir çok ülkesinde hayat kurtarmak için
gönüllü hizmet vermek anlayışıyla insan sağlığını,
insan hayatı kurtarmayı kendi canından öte bilmiş
doktorlar, hemşireler, sağlık görevlileri bulunuyor.
Tüm sağlık personeline, Türkiye’de büyük alkışlarla
ifade edilen minnet ve saygı, dünya ülkelerinde farklı
şekillerde de ifade ediliyor.
Bu mükemmel çalışmayı, bu özverili davranışları
ve belki de kendi hayatlarımızı, sevdiklerimizin
hayatlarını, ülkelerimizin istikbalini borçlu olduğumuz
tüm sağlık personeline en içten teşekkürlerimizi borç
biliyoruz.
Bu yıl Dünya Sağlık Haftası’nda, sağlıklı yaşamın
ve sağlıklı yaşama kavuşmakta, bu konuda
bilinçlenmekte sağlık görevlilerinin önemini bir kez
daha yakından şahitlik ederek anlamış olduk.
Nisan 2020
78
PRODUCTION MOBILIZATION FROM TIM
FOR COMBATING CORONAVIRUS
TİM’DEN KORONAVİRÜSLE MÜCADELE
İÇİN ÜRETİM SEFERBERLİĞİ
Turkey Exporters Assembly (TIM), Turkey’s on-site to
support the fight against Coronavirus launched production
mobilization along with the 61 exporters’ unions. TIM,
national and through domestic production, especially
health care workers in Turkey mask and aims to meet the
needs of disinfectant. Within the scope of production
started with the slogan of “We have produced for our
exports until today. Now, we produce for our health.”
1 million medical masks and 100 thousand liters of
disinfectant will be produced. TIM President Ismail
Gülle said, “As TIM, we coordinate this struggle into a
mobilization in this process, in which the whole business
world works in parts, in good faith. Many large garment in
our country, chemistry, to meet the needs of our health
care workers with textile companies, in order to overcome
the shortage of supply of existing in experienced masks and
disinfectants national and local production Mobilization
launches, we turn to Turkey our production wheel. Our
target is to start with the production of 1 million masks
per day and to reach the capacity of 40 million masks per
month. As TIM, we have produced for our exports so far,
now we produce for our health.”
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Türkiye’nin Koronavirüsle
mücadelesine destek olmak amacıyla bünyesindeki 61
ihracatçı birliğiyle beraber üretim seferberliği başlattı.
TİM, milli ve yerli üretimle, sağlık çalışanları başta olmak
üzere Türkiye genelinde maske ve dezenfektan ihtiyacını
karşılamayı hedefliyor. “Bugüne kadar ihracatımız için
ürettik. Şimdi sağlığımız için üretiyoruz” sloganıyla başlayan
üretim kapsamında; 1 milyon adet tıbbi maske ve 100 bin
litre dezenfektan üretilecek. TİM Başkanı İsmail Gülle,
“Tüm iş dünyasının iyi niyetle, parça parça emek sarf ettiği
bu süreçte, TİM olarak, bu mücadeleyi bir seferberliğe
dönüştürecek şekilde koordine ediyoruz. Ülkemizin birçok
büyük hazır giyim, kimya, tekstil firmaları ile birlikte sağlık
çalışanlarımızın ihtiyaçlarını karşılamak için, mevcutta
yaşanan maske ve dezenfektanların tedarik sıkıntısını
aşmak adına bir milli ve yerli Üretim Seferberliği başlatıyor,
üretim çarklarımızı Türkiye için çeviriyoruz. Hedefimiz
günlük 1 milyon maske üretimi ile başlayıp, aylık 40 milyon
adet maske üretimi kapasitesine ulaşmaktır. TİM olarak,
bugüne kadar ihracatımız için ürettik, şimdi sağlığımız için
üretiyoruz“ dedi.
Nisan 2020
79
“WE HAVE THE CAPACITY OF
PRODUCING 2.5 MILLION LITERS OF
DISINFECTANT PER MONTH”
“AYLIK 2,5 MİLYON LİTRE DEZENFEKTAN
ÜRETME KAPASİTEMİZ BULUNUYOR”
Adil Pelister, President of Istanbul Chemicals and
Chemical Products Exporters’ Association (IKMIB) said: “As
IKMIB, which is the chemical industry associations and the
second largest sector in the export of Turkey, We act with
the understanding of ‘Health First’ and undertake another
national duty as required by our responsibility while we go
through difficult times as a country in the process. Since
the first day, we are rapidly initiating a new production
mobilization to meet the needs of our health sector, in line
with the decisions and measures taken by our Ministry
of Health, our Ministry of Health, our Ministries and the
Scientific Committee. As IKMIB, we will supply all kinds of
chemicals, especially disinfectant and cleaning materials,
for all our physicians and healthcare professionals working
almost zealously with a historical dedication day and night.
In this context, we offer tons of disinfectant products
that we will provide from our producers of IKMIB to the
Ministry of Health, which assumes a vital responsibility
for our country in the coronavirus epidemic. Our relevant
institutions can also send us requests on this matter.
We have the capacity to produce 2.5 million liters of
disinfectant per month.”
İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği
(İKMİB) Başkanı Adil Pelister şunları kaydetti: “Ülke olarak
zor günlerden geçtiğimiz bu süreçte Türkiye’nin ihracattaki
ikinci büyük sektörü olan kimya sektörünün birliği
İKMİB olarak ‘Önce Sağlık’ anlayışıyla hareket ediyor ve
sorumluluğumuz gereği vatani bir görevi daha üstleniyoruz.
İlk günden beri, başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak
üzere Sağlık Bakanlığımız, Bakanlıklarımız ile Bilim
Kurulumuzun aldığı kararlar ve tedbirler doğrultusunda,
hızla sağlık sektörümüzün ihtiyaçlarını karşılamak için
yeni bir üretim seferberliği başlatıyoruz. Gece gündüz
demeden tarihi bir özveriyle adeta cansiperane çalışan tüm
hekimlerimiz ile sağlık personelimiz için başta dezenfektan
ve temizlik malzemeleri olmak üzere gerekli olan her türlü
kimyasalların tedariğini İKMİB olarak sağlayacağız. Bu
kapsamda, İKMİB üyesi üreticilerimizden sağlayacağımız
tonlarca dezenfektan ürününü, koronavirüs salgınında
ülkemiz adına hayati bir sorumluluk üstlenen Sağlık
Bakanlığı’mızın emrine sunuyoruz. İlgili kurumlarımız da
bu konudaki talepleri bize iletebilirler. Aylık 2,5 milyon litre
dezenfektan üretme kapasitemiz bulunuyor.”
Nisan 2020