Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
İslam Medeniyeti ve Fuat Sezgin Projesi
Katip Çelebi
XVII. yüzyıl Türk
ilim dünyasının
müspet düşünceyi
temsil eden büyük
siması ve çeşitli
konulara dair pek çok
eserin müellifi
Şubat 1609’da İstanbul’da doğdu. Asıl adı Mustafa,
babasının adı ise Abdullah’tır. Osmanlı uleması
arasında adı Kâtib Çelebi, Dîvân-ı Hümâyun
üyeleri arasında ise Hacı Halîfe olarak bilinir.
Kâtip Çelebi, Osmanlı Türklerinin yetiştirdiği nadir
zekâya sahip tarih, coğrafya ve bibliyografya
konularında dünyaca ünlü bilginlerden biridir.
Babası Abdullah, Enderun’da yetişmiş silâhdarlık
göreviyle saraydan emekli olmuştu. Ayrıca devrin
âlim ve şeyhlerinin meclislerine katılarak ilim
faaliyetlerine karşı büyük bir ilgi içinde olmuştur.
Kâtib Çelebi beş yaşında iken babasının isteği
üzerine İsa Halîfe el-Kırîmî’den ilk dinî bilgileri
almış ve Kur’an’ı Kerim’i kısmen ezberlemiştir.
Daha sonra dönemin ünlü âlimlerinden dil bilgisi
ve yazı dersleri almıştır.
Kâtib Çelebi on dört yaşına geldiğinde babasının
çalıştığı Dîvân-ı Hümâyun kalemlerinden Anadolu
Muhasebeciliği Kalemi’ne girerek burada hesap
kaidelerini, erkam ve siyâkat yazısını öğrendi.
Ertesi yıl Abaza Paşa isyanını bastırmak için
Erzurum ve Bağdat seferlerine katıldı. İstanbul’a
dönünce Kadızâde Mehmed Efendi’nin derslerine
devam etti.
Sadrazam Hüsrev Paşa’nın ordusunda Hemedan
ve Bağdat seferlerine katıldı. Bu seferler sırasında
geçtikleri Gülânber Kalesi, Hasanâbâd, Hemedan,
Bîsütûn gibi şehir ve menziller hakkındaki
gözlemlerini Cihannümâ ve Fezleke adlı eserlerinde
anlattı ve savaşın safhalarını canlı bir şeklide
tasvir etti. Daha sonra İstanbul’a dönen Kâtib
Çelebi yine Kadızâde’nin tefsir derslerine devam
etti. Tabanıyassı Mehmed Paşa’nın kumandasındaki
ordu ile tekrar Şark seferine gitti (1633-
1634); ordunun Halep’e çekilmesinden istifade
ederek hac farizasını yerine getirdi. 1635’te IV.
Murad’ın Revan seferine katıldı. İstanbul’a döndükten
sonra kendini tahsile ve ilmî çalışmalara
verdi. Yine kendi ifadesiyle “cihâd-ı asgardan
cihâd-ı ekber”e döndü. Yoğun şekilde ilim ve telifle
uğraştığından IV. Murad’ın Bağdat seferine
katılmadı.
36