Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
İslam Medeniyeti ve Fuat Sezgin Projesi
ilâç tabletlerinin yapımına kadar pek çok makaleye
yer vermiştir. Farmakoloji alanında yapılan
kimyasal araştırmaların ilerlemesi sonucunda da
lüks boya ve parfüm türleri de çeşitlilik kazanmıştır.
Bu dönemde doğuda Bağdat, batıda ise
Kurtuba iki önemli tıp merkezi hâline gelmiştir.
Osmanlı döneminde ise bugünkü anlamda eczanelerin
kuruluşu XVIII. yüzyılın ortalarından itibaren
başlamıştır.
4. Musiki ve Farklı Disiplinler
İslâm dünyasında musiki sistemindeki teorik yapı
VIII-XIII. yüzyıllarda gelişerek Endülüs’ten Çin’e
ve Orta Afrika’dan Kafkaslar’a kadar geniş bir
alanda yaygınlaşmıştır. Bu bilgilerin Ortadoğu
coğrafyasına ulaşmasında İskenderiye, Antakya,
Harran ve Urfa gibi İlkçağ’ın önde gelen bilim
merkezlerinin büyük rolü olmuştur. İslâmiyet’in
bölgede yayılmasından sonra İskenderiye’nin
yanı sıra Anadolu, Suriye, Irak ve İran’da birçok
ilim merkezi Müslümanların eline geçmiştir. İslâm
dünyasında ilk musiki nazariyatı çalışmaları
Emevîler ve Abbâsîler devrinde başlamıştır.
İslâm dünyasında musiki çalışmalarının teori ve
sazlarla ilgili olarak yoğunlaştığı söylenebilir. İlk
İslâm filozofu olan Ya‘kūb b. İshak el-Kindî, Arap
musikisinde ilmî ekolün kurucusu olarak kabul
edilir. Kindî, ebced harflerine dayalı bir nota sistemi
kurmuş, musikiyi mantık, felsefe, hesap,
hendese ve heyet ilimleriyle birlikte değerlendirmiştir.
Kindî ayrıca “Ethos Doktrini” çerçevesinde
udun dört teliyle, gök cisimleri, burçlar, ay, rüzgâr,
mevsimler, günler ve dört unsur arasında bağ
kurduktan sonra bunların insan vücuduna etkilerini
açıklamıştır.
Kindî’den sonra musikiye dair çalışmaları günümüze
ulaşan bir diğer İslâm filozofu Fârâbî’dir.
Aynı zamanda iyi bir icracı olan Fârâbî’nin musiki
alanında telif ettiği eserlerle Musiki konusunda
Yunan ve İslâm dünyası arasında köprü vazifesi
görmüştür. Ortaçağ tıbbının önde gelen temsilcisi
olan ve musikiyi riyâzî ve eğitici ilimler arasında
sayan İbn Sînâ ise musiki konusunda müstakil bir
eser yazmamışsa da Batı kaynaklarında Yunan
eserlerini şerh edenler ekolünden sayılmaktadır.
İbn Sînâ, Fârâbî’nin müzik üzerindeki düşüncelerini
daha da genişleterek kendi sistematiği içerisinde
incelemiştir. İbnü’l-Heysem, Nasîrüddîn-i
Tûsî, İbn Bâcce, İbn Rüşd gibi birçok önemli bilim
adamının da bu alanla ilgili çalışmaları bulunmaktadır.
Ayrıca X. yüzyılda yazılan bazı tarih
ve coğrafya kitaplarında musikişinasların hayatlarına,
eserlerine ve musiki tarihine dair geniş
bilgilere yer verildiği görülmektedir. Osmanlı döneminde
İstanbul’un bir kültür ve sanat merkezi
haline gelmesinin ardından musiki nazariyatı
sahasındaki çalışmaların çoğunlukla İstanbul ve
çevresinde devam ettiği görülmektedir.
Tiyatral
Okuma
15