Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
İslam Medeniyeti ve Fuat Sezgin Projesi
lerde bulunması astronomi çalışmalarına önem
verilmesine sebep olmuştur. Müslümanlar, günlük
hayatta ve dini vecibelerin yerine getirilmesi
konusunda gökyüzünden, astronomi biliminden
faydalanmışlardır. Müslümanların bilimsel olarak
astronomi ile ilgilenmeleri Emeviler Dönemi’nde
tercüme faaliyetleri ile başlamıştır. Müslüman
Araplar ibadet vakitlerini belirlemek amacıyla
“Muvakkithaneler” açmışlardır. Astronomi eğitimi
veren bu kurumlar araştırma içerikli bir gözlemevi
vazifesi de görmekteydi.
Birçok araştırmacı ve Fuat SEZGİN de İslam tarihinde
ilk kurulan gözlemevlerinin Abbasi Halifesi
Me’mûn tarafından kurulan Şemmâsiye ve
Kâsiyûn rasathaneleri olduğunu kabul eder. Bu
rasathanelerin kurulmasıyla birlikte sistemli ve
düzenli gözlemler başlamıştır. Gözlemevlerinde
yapılan dakik gözlemler sayesinde elde edilen sonuçlar
İslam Dünyası’nda ilk astronomi tabloları
olan “Zic’i” ortaya çıkarmıştır. Abbasiler döneminde
de astronomi çalışmaları devam etmiştir.
Müslümanların bu dönemde astronomi alanında
yaptıkları tercümeler Hint ve İran astronomisinin
etkisi altındadır. Halife Harun Reşid döneminde
tercüme faaliyetlerinde Yunan astronomisi etkili
olmuştur. Müslümanlar ilk iki asır içinde Süryani,
Hind ve Yunanlılara ait temel astronomi eserlerini
tercüme ederek Batlamyus astronomi sistemini
benimsemişlerdir.
İslâm tarihinde kurulan rasathanelerin en önemlileri
Fahrüddevle (Rey), Melikşâh (İsfahan),
Merâga, Semerkant ve İstanbul rasathaneleridir.
İslâm astronomi bilimi bu rasathanelerde yapılan
gözlemler sonucunda gelişti ve Batı’da Rönesans’ın
temellerini oluşturdu. Batı devletlerinde
ise rasathane kurma çalışmaları İslâm dünyasından
yaklaşık beş yüz sene sonra başlamıştır.
3. Tıp ve Eczacılık
İslâm tarihinde tıp bilimi Hz. Muhammed döneminden
itibaren önem verilen bir bilim dalı olmuştur.
Bu dönemde görülen tıp anlayışı daha
çok tecrübeye ve geleneksel yöntemlere göre
yapılsa da Emeviler döneminde tıp alanında çalışmalar
hız kazanmaya başlamıştır. Muaviye’nin
torunu olan Hâlid b. Yezîd’in tıp alanındaki bilgi
ve çalışmaları özellikle de Hind tıbbına ait
“el-Künnaş fi’t tıbb” adlı eserini Arapça’ya tercüme
ettirmesi Araplar arasında Hind tıp anlayışının
tanınması açısından önemlidir. Ömer b. Abdülaziz’de
Harran’da bir Tıp Okulu kurdurmuştur
ancak İslâm tıbbının gelişmesinde M.350 yılında
Sasanî hükümdarı II. Şâpûr tarafından kurulan
Cündişâpûr Tıp Okulu’nun etkisi büyük olmuştur.
Müslümanlar tarafından yapılan ilk hastane
el-Velid bin Abdülmelik tarafından 706 yılında
Dımaşk’da kurulmuştur. Ardından Mısır, Suriye,
Irak ve Anadolu’da birçok hastane yapılmıştır. Fetihler
nedeniyle geniş coğrafyalara ulaşan Müslümanlar,
farklı medeniyet ve kültürlerle tanıştılar.
Abbasîler döneminde Antik Yunan, Hind ve İran
medeniyetine ait tıp alanındaki eserlerin tercüme
edilmesiyle bilimsel alanda atağa geçmişlerdir.
Abbasî halifesi Mansur döneminde çeviri
faaliyetleriyle tıbbi anlamda büyük bir ilerleme
kaydedilmiştir. Halife Mansur döneminde çevirisi
yapılan her kitabın ağırlığınca altın ödenerek
hekimler ödüllendirilmiştir. Ayrıca bu dönemde
Bağdat, Antakya ve Harran gibi şehirler tıp ilmi-
13