You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Peynirlerimizin
Sadece Yüzde 10’u Tescilli
Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Üniversite
Konferansları kapsamındaki “Peynir Haritası:
Akdeniz Ülkeleri ve Türkiye” konulu konferans,
OMÜ Uzaktan Eğitim Merkezi (UZEM) Konferans
Salonu’nda TÜBA Asosiye Üyesi ve İnönü
Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü öğretim
üyesi Prof. Dr. Ali Adnan Hayaloğlu tarafından
verildi.
Konferansında, coğrafyanın değişkenliğine bağlı
olarak peynir karakteristiğinin farklılık gösterdiğini
belirten Prof. Dr. Ali Adnan Hayaloğlu
“Tarihsel kayıtlara bakıldığında peynirin ilk
yapıldığı yerler olarak Orta Asya, Anadolu ve
Mezopotamya’nın merkez oluşturduğunu görüyoruz.
Her bölgenin kendine has imalat yöntemi,
suyu, havası, bitki örtüsü ve coğrafi özellikleri
peynir çeşitlerini ortaya çıkarıyor.” diye konuştu.
“Ülkemiz 100 çeşit peynir çeşidine sahip”
Peynirin sadece kahvaltılarda tüketilen bir yiyecek
olmadığını, peynire felsefi açıdan bakılması
gerektiğini vurgulayan Hayaloğlu “Avrupa’daki
peynirleri incelediğimizde peynirin kültür, yaşam
biçimi, tarih, marka ve değer olduğunu rahatlıkla
görebiliriz. Dünya ölçeğine baktığımızda
4 bin çeşit, Fransa 300 çeşit, ülkemizde ise 100
çeşit peynir bulunmaktadır.” bilgisini verdi.
Konferansında Türkiye’de en çok üretilen ve tüketilen
peynir çeşidi beyaz peynirin de içerisine
dâhil olduğu salamura peynir grubunu anlatan
Hayaloğlu, yanısıra Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerin
peynir haritasını katılımcılarla paylaştı.
“Türkiye’deki 100’e yakın peynir çeşidinden
yüzde 10’u tescil edilmiştir”
Hayaloğlu, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerde yaygın olan peynir
grupları; salamurada olgunlaşan peynirler
başta olmak üzere pasta filata tipi (kaşar benzeri)
ve tulum benzeri peynirlerdir. Türkiye’deki
100’e yakın peynir çeşidinden yüzde 10’u tescil
edilmiştir. Tescil edilen çeşitler üretici birlikleri
tarafından değil, ticaret ve sanayi odaları, ticaret
borsaları, belediyeler, kalkınma ajansları
gibi resmî kurumlarca tescillenmiştir. Bu durum
sürdürülebilirliği kısıtlamaktadır ve kontrol mekanizması
işletilememektedir. Tescilli peynirler
mutlaka Türk Patent logolu olarak pazarlanmalıdır.
Peynir konusunda çalışan bilim insanları
sektörle iş ve güç birliği yapmalıdır ve proje bütçesi
sektör tarafından finanse edilmelidir.”
OMÜBÜLTEN
Ekim-Aralık 2019
Sayı 78
61