30.01.2020 Views

29 ekim bimola_2

Yiyecekler yakıttan fazlasıdır-Zeynep Seda Uslu-Bütünsel Beslenme Danışmanı Solhan Spor-küçük kentin büyük efsanesi Orda bir köy var uzakta Farklı zamanların birlikte büyüyen çocukları-Cemre Ada ve Güldeniz Önal Aydın’ın Efeleri VolleyTurkey-anketler Cansulu Stuttgart Bundesliga’da lider Yağmur Akçay’la Şampiyonlar Kupası Bir umuttur voleybol ... Zirvedeki Türkler-Nurper Özbar- Erdal Akıncı-Aziz Yener

Yiyecekler yakıttan fazlasıdır-Zeynep Seda Uslu-Bütünsel Beslenme Danışmanı
Solhan Spor-küçük kentin büyük efsanesi
Orda bir köy var uzakta
Farklı zamanların birlikte büyüyen çocukları-Cemre Ada ve Güldeniz Önal
Aydın’ın Efeleri
VolleyTurkey-anketler
Cansulu Stuttgart Bundesliga’da lider
Yağmur Akçay’la
Şampiyonlar Kupası
Bir umuttur voleybol ...
Zirvedeki Türkler-Nurper Özbar- Erdal Akıncı-Aziz Yener

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

bi’mola

EKİM

2019

SAYI : 2

Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak

olacaktır; fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet

payidar kalacaktır.

ATATÜRK


Küçük Kentin

Büyük Efsanesi

.Yiyecekler yakıttan fazlasıdır

Zeynep Seda Uslu

Bütünsel Beslenme Danışmanı

. Solhan Spor

küçük kentin büyük efsanesi

. Orda bir köy var uzakta

. Farklı zamanların birlikte büyüyen çocukları...

Cemre Ada ve Güldeniz Önal

. Aydın’ın Efeleri

. VolleyTurkey

anketler

. Cansulu Stuttgart Bundesliga’da lider

. Yağmur Akçay’la

Şampiyonlar Kupası

. Bir umuttur voleybol ...

. Zirvedeki Türkler

Nurper Özbar

Erdal Akıncı

Aziz Yener


Voleybola bir de böyle bakalım !

bi’mola


“Yiyecekler yakıttan fazlasıdır”

Yaşayan organizmalar makine değildirler.

Kompleks yapıda, kendini düzenleyen

ve dinamik olarak duyarlı

sistemlerdir. Bütün besinler eşit yaratılmadığı

gibi, yediğimiz her gıda da

bedende eşit kullanılmayabilir. Gıdanın

beden dışındaki değeri, içindeki

değeri ile aynı da olmayabilir. Bedenin

kendi öncelikleri olabilmektedir.

Yiyecekleri nasıl sindirdiğimizi, nasıl

işlediğimizi ve onlardan nasıl yararlandığımızı

etkileyen bir çok faktör

vardır.

Mutlaka başınıza gelmiştir; çok kalori

tükettiğinizi düşünürken daha

ince bir görünüme kavuşmuşsunuzdur

ya da, daha az kalori tüketmenize

rağmen kilo almışsınızdır. Etkileyici

faktörlerden biri olarak mikrobiyotada

yaşayan trilyonlarca canlı bile tek

başına yeterlidir aslında. Bu nedenle

‘Yiyecek sadece yakıttır’ yaklaşımı yetersiz

kalmaktadır.

Yiyecek seçimlerimiz bedenimize

bir mesaj gönderir. Bu sağlığımızı,

performansımızı ve genel iyilik halimizi

şekillendirmek için bir fırsattır.

Yiyecek bilimsel açıdan bir hikayeye

sahiptir ama bu sadece kimyasal bir

hikaye değildir. Ne yediğimiz kadar,

nasıl, nerede, ne kadar ve neden yediğimiz

ve ne yemediğimiz de bize bir

hikaye anlatır. Böylece yiyecekler bize

kim olduğumuz, ne hakkında düşündüğümüz

ve bizim için önemli olanları

anlatma fırsatı sunar.

Örneğin şöyle cümleleri duymuşsunuzdur;

‘Ben tercihlerimde dikkatliyim, işlenmiş

gıda tüketmem’,

‘Ben her lezzeti denemeye açığımdır,

özellikle seyahat ettiğim zamanlarda’,

‘Biz organik tüketime önem veririz

ve meyve-sebzeyi hep pazardan

alırız’,

‘Ben sevgilime sürprizler yapmayı

çok severim ve ona yemek pişiririm’,

‘Annem aile içindeki toplanma yerimiz,

her pazar kahvaltıyı onda

yaparız’,


‘Ben bir gurmeyim, gideceğim restoranlarda

seçiciyimdir’,

‘Ben şuralıyım, biz şu şu tarifleri

yapar ve yeriz.’

Bunun gibi birçok hikaye ve bilgi vardır

etrafımızda kendimizi, ailemizi,

arkadaşlarımızı yani kısacası insanlığı

anlatan. Bizim günlük yaşamımızı,

sağlığımızı ve yaşam fonksiyonlarımızı

şekillendiren bir hikaye. Dolayısıyla

iyi bir beslenme ‘kuralları takip etmek’

ten çok daha fazlasıdır.

İyi bir beslenme bize besleyici öğeler

verir, enerji dengemizi kontrol

eder, daha iyi görünmemize, daha

iyi hissetmemize ve performans göstermemize

yardımcı olur, limitleyici

faktörleri yönetmemizi (genetik,

fizyolojik, çevresel, düşüncesel yapı

gibi) sağlar ve son olarak da kendimiz

ve gezegenimiz için sürdürülebilir

bir yapıdadır diyebiliriz.

mıdır? Hayatımızda bizi besleyen ve

ağzımızdan içeri girenler dışında da

bize enerji veren, iyi hissetmemizi

sağlayan ve sonuç olarak sağlıklı

olmamıza yardımcı başka neler var?

Belki aklınıza gelen birçok cevap var

ve emin olun onlar da yiyeceklerimiz

kadar beslenmemizde yer alıyorlar.

Gelecek yazılarda onlar hakkında da

konuşmak dileğindeyim.

Bir sonraki sayıda görüşmek üzere,

Sevgiler.

Zeynep Seda Uslu

Bütünsel Beslenme Danışmanı

Peki tüm bu nitelikleri bize kazandıran

tek kaynak tabağımıza koyduklarımız


SOLHAN SPOR

SOLHAN SPOR

“küçük kentin büyük efsanesi”

Bingöl’ün ilçesi Solhan’ı son yıllarda voleybol

takımıyla daha yakından tanımaya

başladık.

Solhan Spor da Anadolu’daki birçok kulübümüz

gibi voleybolu şehrine sevdirmeye

çalışıyor.

Sevdirmek de yetmiyor bizim buralarda..

İstanbul, Ankara gibi büyük şehirlerde,

büyük iş adamları olan hemşehrilerimize

de ayrıca anlatmak gerekiyor ki iki bölüm

sonra yayından kalkacak bir dizinin jeneriğine

verdikleri reklamın azıcığını da şehirlerinin

adını voleybolla ülke dışına duyuran

takımlarına sponsor desteği olarak

verebilsinler.

Oysa şehrimiz çok seviyordur voleybolu!..

Mesela köşedeki büyük marketin sahibi

takımın maçlarda içtiği suyu veriyordur.

En temelden sponsor oluyordur böylece.

Mahallenin muhtarı her yere, her hafta

maç afişlerini astırıyordur..

Küçük yerde yaşamak kolaydır.

Aileniz kadar yakındır herkes.

Ailenizden önce maçlara koşarlar çoğu

kez..

Küçük yerde yaşamak zordur!

Uzak ve büyük yerlerdeki daha güçlülerle

savaşacak kadar güçlü olamazsınız, değilsinizdir.

Önünde, arkasında, sağında, solunda fark

etmez, yeter ki o desteği verebilecek kişi ve

kuruluşlar olsun.

Para her şey değildir ama çok şeydir.

Geçen sezonun dopdolu salonlarda maç

oynayan takımı Solhan Spor, ligin başlamasına

çok az bir süre kala

‘Tarih yazacakken tarih mi oluyoruz?’ kabusunu

yaşadı.

Neyse ki son anda eski Başkan yardımcısı

Sayın Nurullah İslamoğlu’nun Solhan


Sporla Kulüp Başkanı olarak devam edeceği

müjdesi geldi.

Ve sonra transferler art arda açıklanmaya

başlandı.

Bingöl’den, Solhan’dan kilometrelerce

uzakta ve sosyal medyadan takip ediyor

olsam da kendi şehrimin takımı son anda

tarihin tozlu sayfalarına smaçı basmış ve

yola devam edecekmiş kadar mutlu oldum.

Eminim Solhan’lı dostlarımız da derin bir

nefes alıp, salonda daha da gür sesle takımlarını

destekleyecek olmanın mutluluğunu

yaşadılar o an!

Bir voleybol kulübü kapanınca oyuncular

ve teknik kadro kadar ona gönül verenler

de ortada kalıyor.

İdmanocağı’ndan dolayı bu süreci yakından

ve canım yanarak izlemiş birisi olarak,

sadece Bingöllü, Solhanlı iş insanlarına

değil, tüm iş insanlarımızdan Solhan’a,

Solhan gibi spora, voleybola gönül vermiş

tüm Anadolu kulüplerimize sahip çıkmalarını

istiyorum.

Küçük bir kentin büyük bir voleybol tarihini

yazan kocaman yürekli insanlarla

birlikte yerinizi almak varken neden kimsenin

hatırlamadığı, hatırlamayacağı iki

bölümlük bir dizinin bitişinde kayıp gidesiniz?

Köşedeki market suları, mahallenin muhtarı

afişlerini çoktan hazırladı.

Ya sizler neyi bekliyorsunuz ?

Ya bizler neyi bekliyoruz?

Haydi hep birlikte Solhan’a ve Anadolu’daki

onlarca Solhan’ın ayakta durmasına,

koşmasına yardımcı olalım!

Başarılar Solhan Spor...

Teşekkürler Solhan için elini taşın altına

koyan herkes...



Orda Bir Köy Var Uzakta ...

Senesini unuttum! Mithat öğretmenle

okuluna voleybol malzemesi isterken tanışmıştık.

Benim gibi birçok kişi de aynı vesileyle

tanımıştır onu.

Bıkmadan, usanmadan çalmadık kapı

bırakmayan onlarca öğretmenimizden

biridir Mithat Karatepe.. Belki de birçoğuna

umut oluyordur, arada sırada aldığı

yardımları paylaşıp teşekkür ederken...

Sosyal medyanın en sevdiğim yanıdır

insanların birbirini görmeden sıkıntılarını

gidermeye çalışmaları, ihtiyaçlarını

durumları el verdiğince karşılamak için

gayret göstermeleri...

Orada bir köy ve okul var uzakta. O köy

bizim köyümüz, o okul bizim okulumuzdur

diyen herkes lütfen Mithat Karatepe

öğretmenimiz gibi onlarca öğretmenimizin

sesine ses olsunlar.

Onlar bize ulaşmışsa bizler ne kadar yukarı

ulaştırabiliyorsak o kadar yukarıdakilerin

duymasını sağlayalım.





Elimizden gelen buysa bunu yapalım. O çocuklar bizim geleceğimiz. Belki hiçbiri

profesyonel voleybolcu olamayacak. Ama voleybol sayesinde takım olabilmeyi,

spor sayesinde başarılı olabileceklerini, kendi sınırları dışındaki dünyaları tanıyabileceklerini

ve daha birçok şeyi hayatlarının dip notları olarak hep yanlarında taşıyacaklar.

Hem sevgili kardeşim Mithat’tan izin isteyerek hem de mesajını çok geç gördüğüm

sevgili öğretmen kardeşim Emrah Adsan’dan özür dilemiş olmak için bi’mola’da

bundan sonra orada bir köy var uzakta’ sayfasından çocuklarına malzeme isteyen

öğretmen kardeşlerimizin mesajlarını sizlere iletmek istiyorum.

Umuyorum ki hiçbir köy okulumuz mazlzemesiz kalmayacaktır.

Mithat öğretmenimizin sabır ve inatla sesini duyurmaya çalışması hem tüm öğretmenlerimize

örnek olsun hem de bu kıvılcımı o yaktı, bizler birlikte ışığa çevirelim.

Şimdi Emrah Adsan öğretmenimiz bizlerden, sizlerden yardım bekliyor.

Okulunda 80 çocuğu var. Ve Emrah Adsan, Armutlu Ortaokulu Kozluk / BATMAN

adresine en azından bir top, bir file göndererek 80 çocuğuna voleybolu öğretmesini,

kendi voleybol sevgisiyle onları tanıştırmasını sağlayabilirsiniz!

Cola reklamlarını hep çok önemsemişimdir. Çünkü orada çocuğa yatırım yaparlar,

çocukları mutlu ederler önce. Düşünsenize; yere file çizip plastik topla voleybol

oynayan çocuğa bir top ve bir file verseniz, hayatının sonuna kadar sizi unutabilir

mi? Unutması mümkün değil!

Belki o top ve file başka dünyalar açacak, yeni ve daha büyük hayaller kurarken

hayallerinin baş kahramanı hep siz olacaksınız!

Her gün biraz daha kirlenen, kirlettiğimiz bu dünyayı Emrah öğretmenimizin mutluluk

gülüşleriyle aydınlatmaya ne dersiniz?

Orda bir köy ve bir okul var uzakta... Gitmesek de görmesek de o köy ve okulu mutlu

etmek hepimizin elinde.

#bimola


Cemre Ada


ve Güldeniz Önal ...

“farklı zamanların birlikte büyüyen çocukları...”

Bir masal kahramanı olmak için perili

köşkler ... sihirli değnekler ... uçan halılar

gerekmez ...

Bir çocuğun gözlerindeki gülüş olabilmişseniz

... Onun, kocamaaaannn yürekli

kahramanı olmuşsunuz demektir ...


Aydın’ın Efeleri ...

Geçen sezon Bursa Büyükşehir’in haklarını

satın alıp lige ismini yazdırdığında belki

çoğu ihtimal vermezken ben ligde kalacaklarını

ve sonra çok daha iyi bir kadro kuracaklarını

söylemiştim. Ve öyle de oldu...

Aslında benimki ermişlik falan değil, şimdi

ben dedim diyeceğimi sandıysanız hemen

vazgeçin o sanıdan derim.

Benimki bir temenni, bir dua idi daha

çok...

Sultanlar liginde kadın bir başkanı olan

dek kulüptü ve o bile yetiyordu benim inceden

inceye Aydın’a ilgimin artmasına.

En başarılı takım sporumuz kadın voleybolu

ama gelin görün ki üst düzey takımların

başkanları, başantrenörleri ve hatta

yardımcıları dahi hep erkekler.

Sanki gizli bir kural varmış gibi voleybolu

bırakan Sultanlarımız ya oyuncu menajeri

oluyorlar ya da kulüp menajeri.

Başantrenörlerimiz de var

ama sayıları çok az. Bunun

sebebini bilen varsa bana

da söyleyebilir mi?

Neden voleybolu bu kadar

iyi bilirken, bırakınca

menajer olmayı tercih

edenlerin üçte biri kadarı

da antrenör olmayı tercih

etmiyor?

Oysa biz kadınlar için zor

diye bir şey yok, imkansız

biraz zaman alıyor!

Efendim konumuza dönecek

olursak;

Aydın Büyükşehir Belediye

voleybol takımı geçen


sezona iyi de başlamıştı.

Sonra ne olduysa o ritmi,

tempoyu devam ettiremediler.

“Tüh düşüyor mu yoksa?!”

derken lige tutunmayı başardılar.

Bence asıl macera şimdi

başlıyor Aydın için.

Özellikle Hollandalılar’ı

ile dikkat çekseler de benim

için en iyi transferleri

başantrenör Alper Hamurcu

oldu.

Son dönem antrenörlerimizden

en başarılılarından,

en çalışkanlarından

biri. Nilüfer Belediyespor’da

yabancılar yokken,

takım dokuz kişi ile

oynamak durumunda kalırken

bile takımın dokuz

kişi olduğunu anlamamamızı

sağlayan disiplinde

oyun oynatabilen biri,

şimdi Aydın’ın kadrosuyla

çok daha iyisini

yapacaktır.

Özlem Çerçioğlu’nun bir

kadın olarak voleybola sahip

çıkması, Sultanlar Ligi’nde

Ege’yi temsil etmesi

belki de voleybol adına

görebileceğimiz en güzel

fotoğraflardan biridir.

Bu fotoğraflar çoğalır mı

yoksa tek fotoğraflık arşiv

olarak kalır mı bilemem.

Bildiğim tek şey ise bu sezon

Aydın’ın geçen sezonun

daha da üstüne koyarak

ilk altıda kendine yer

edinmesi olacağıdır.

Yeni sezonda başarılar ülkemin

Aydın şehrinin Topuklu

Efeleri...

#bimola


VolleyTurkey

anketler

Uzun Milli Takım dönemi bitip ligler

başlayalı birkaç gün olmasına

rağmen yine sıkıştırılmış bir trafikle

Vestel Venüs Sultanlar Ligi’nde

dördüncü haftayı geride bıraktık.

VolleyTurkey’in kadrolar üzerinden

instagramda takipçilerine oylattığı

ankette çıkan sonuca göre

Sultanlar Ligi’ni Fenerbahçe Opet,

Axa Sigorta Efeler Ligi’ni ise Galatasaray

HDI Sigorta önde göğüsleyecek.

Bakalım sezon sonu anketi oylarken

ne kadar gerçekçi, ne kadar

duygusal davrandık ?

Ya da birileri sürpriz yapıp bizi ters

köşe mi yapacak?

Anketlerini bizimle paylaştığı ve

anketleriyle birlikte ‘haftanın en

iyileri’ni de bizimle paylaşacağı

için VolleyTurkey’e teşekkürler.


Cansu’lu Stuttgart

Bundesliga’da Lider!

İlk kez yurtdışında oynayan

Cansu Aydınoğulları,

Allianz MTV Stuttgart ile

lige çok iyi bir başlangıç

yaptı.

Oynadıkları dört maçı da

kazanan Cansulu Stuttgart

elde ettiği 12 puanla

Bundesliga’da yenilgisiz

lider durumda.

Bu sezon Şampiyonlar

Ligi’nde Türkiye’yi temsil

edecek başarılı pasörümüze

hem Şampiyonlar

Ligi hem de Bundesliga’da

başarılar.

#bimola


Herkese merhaba,

Upuzun yazılarımla artık Bimola’dayım.

Bugün İzmirli olduğum için bir kez daha

gurur duydum. Bu maçın biletleri 2 Ekimde

bitmişti, bir voleybol

maçı günler öncesi sold

out oluyor, inanabiliyor

musunuz? Umarım

daha çok maç

izleme fırsatımız

olur. Şampiyon olan

Eczacıbaşı’nı tebrik

ediyorum, tabi son

ana kadar mücadeleyi

bırakmayan Vakıfbank’ı da.. Zhu

sonrası bu kadar dişe diş mücadele beklemiyordum

açıkçası. Gelelim maça.. tek tek

değerlendirmek istiyorum ama çok uzun

olacak. En çok Nati’yi beğendim. O kadar

güçlü ki iddia ediyorum erkekler liginde

oynar. Kadın bloğu yarıp alıyor sayıyı. Zaten

olağanüstü tekniği var, bir de bu fiziki

kuvvet eklenince bambaşka bir şey çıkıyor

ortaya. Şu an %100 durumda değil, o seviyeye

çıkarsa Boskovic ile ligin tozunu

attırırlar. Boskovic için ne desek boş. Ne

paslardan ne sayılar aldı kız, helâl olsun

demek lazım. Loyd sağ olsun bir ara oyundan

soğuttu ama Gamze biraz daha derli

toplu oynattı takımı. Hande kenardan girince

takım çok bocaladı. Çok stres altında

belli ki, baskıyı hissediyorsunuz yüzüne

bakınca. Ergül de harika enerji

getirmiş takıma, blokta iyiydi

ve ne zaman servise gelse

seri yakaladı. Maçi da onun

serisinde kazandılar zaten.

Yasemin maçta bir parladı

bir söndü. Yolu açık ve gitmesi

gereken çok yol var,

Beyza dönünce o rekabette

kaybolmaz umarım. Kim’e

gelince.. ne yapsa yeterli

gelmiyor çünkü biz onun

dominant oyunlarına çok

alışığız. Sırıttı mı hayır

ama parladı mı derseniz

yine hayır derim. Stabil

bir oyun, gerçi

fazlasına


Yağmur Akçay’la

ŞAMPİYONLAR KUPASI

ihtiyaçta yok.

Gelelim madalyonun diğer yüzüne.. Vakıf

’ın maçı kaybetmeyi kabullendiği çok

az maçı vardır. Ne olursa olsun geri geliyorlar.

Winner olmanın avantajları diyelim.

Maça korkunç başladılar. Haak ve Ebrar

düello yaptı adeta daha fazla kim hata

yapacak diye. Burada Rasic ve Zehra

olmasa ilk 2 set çok büyük farklarla

bitebilirdi. 2. Setin sonunda

Guidetti hatasının

bir kısmını anlamış olacak k i

Gabi’yi sahaya sürdü. Şu bir gerçek ki Gabi

çok kısa, özellikle bu lig için ama Allah

vergisi bir atletizmi var. Oyunun kaderini

değiştirdi. Nati’yi serviste çok zorladı.

Timing sorunu yaşadı Cansu ile

ama teknik kapasitesi ile sıkışan

oyunu açtı. Rasic muazzam bir

orta oyuncu ya. Ön tura gelince

dosta güven düşmana korku

veren bir oyuncu. Özellikle

3 ve 4.setlerde duvar ördü ve

Boskovic’i kitledi. Boskovic

hücumda, Nati manşette durunca,

maçı son sete taşıdılar

ama son set Cansu’nun bir

kez daha kırılma anlarındaki

panik oyunu kupayı ellerinden

aldı. Yanlış anlamayın

Cansu kötü demiyorum,

hatta 3 ve 4. setlerde çok

iyi oynadı. Cansu’nun

bu coşkulu oyunu, sıkışan

oyunu da açtı ama

karar anlarında

ne oluyor bilmiyorum

panik mi

tecrübesizlik mi bir duygu Cansu’yu şoka

sokuyor. Guidetti’’nin onu ısrarla oyunda

tutması takdire şayandı ama.

Bu sene Maja ile gireceği

rekabet Cansu’yu

bambaşka bir pasöre

dönüştürecek.

Mutlu olması

gerekir çünkü

dünyanın en iyi

pasörü ile forma

rekabetine gire-


cek. Bir pozisyonda Cansu karşıya geçmekte

olan topu son anda kurtardı ve harika bir pas

attı, dönüp Maja’ya baktım, kenarda, hem

gülüyordu hem de alkışlıyordu. Cansu yedek

kalacak diye üzülen arkadaşlar; üzülmeyin,

harika bir öğretmen ile çalışacak. Haak için

herkes olumsuz şeyler yazmış, kızın beden

dili aslında her şeyi anlatıyordu. Kız 1999’lı.

Daha 20 yaşında ve son zamanların en başarılı

takımına transfer oldu. Sonradan biraz

toparladı ama kızın potansiyeli çok yüksek,

Guidetti onda o ışığı görmese uzun süreli

kontrat yapmazdı zaten. Ayrıca Scandicci

geçen sene İtalya liginin en çok 5 set oynayan

takımıydı, belki de sonradan açılması bundan

kaynaklandı bilemiyorum. Sadece Boskovic’in

ilk senesi ile şimdiki performansına

bakın, ne demek istediğimi anlayacaksınız.

Sahaya adımını atmamış, eline top almamış

insanların sporcuları hunharca aşağılamalarına

şaşırıyorum. 1 Milyon tane maç izlesen,

sahada olmanın verdiği psikolojiyi bilemezsin.

Meliha’nın 3 ve 4.setteki oyunu iyiydi,

hem iyi manşet aldı bu bölümde, hem de

pasör eşleşmesini güzel işledi. Gizem’in çok

daha dominant maçlarını izledim, kötü de-


ğildi ama Simge ile karşılaştırınca biraz geride

kaldı. Bu da normal çünkü bütün yaz tatil

yaptı, maç kondisyonu eksiktir.

Yazıyı burada sonlandırıyorum. İki takımı

da bu güzel mücadeleden ötürü tebrik

ediyorum. Sezonun başı olmasına rağmen,

izleyenlere keyif veren voleybol oynadılar.

Kaliteden bahsetmiyorum, mücadeleden

bahsediyorum. Ay sonunda erkeklerin final

maçı var, bu sefer adres Ankara. Fenerbahçe-Galatasaray

maçı gazozuna olsa izlenir

gerçi ama sonunda bir kupa olması, hem sahada

oynayanlara, hem de izleyenlere büyük

heyecan verecek. Fenerbahçe geçen sezon

mucizeler yarattı ve kabus dolu başlangıca

rağmen 2 kupayı da müzesine götürdü. Ama

bu sefer daha güçlü Galatasaray var karşılarında.

Bakalım sonuç hangi tarafı mutlu

edecek? O zamana dek hoşçakalın, voleybolla

kalın.

Sevgiler, Yağmur A.


BİR UMUTTUR VOLEYBOL

bir umuttur voleybol ...

Sezon bazıları için transferler yarışı, bazıları

için ligde kalabilme savaşı olarak

başladı.

Bir kulübün yabancı bir oyuncuya verdiği

paranın yarısı başka bir kulübümüzde

olsa her günü bayram geçecek.

Öyle uçurum bütçe farkları varken sahada

eşit altı kişisiniz.

Herkes aldığı ücret kadar oynasın dense

evinizden hiç çıkmamanız gerekecek

kadar kumbara bütçeniz vardır.

Gelin görün ki sporda paranız kadar

değil mücadeleniz kadar güçlüsünüzdür.

Paranın satın alamayacağı takım

olabilme vardır mesela...

Karayolları’nı izlerken bunu düşündüm.

Geçen sezon yine genç ağırlıklı bir kadroları

vardı. Belki çoğumuz şans vermiyorduk

ama ligde kalmayı başardılar.

Bu sezon daha da gençler sanki.. Birlikte

voleybol oynamaktan, voleyboldan

keyif alan gencecik çocuklarla Sultanlar

Ligi’nde mücadele ediyor Hüseyin Doğanyüz

hocam. Çok kolay bir şey değil

bu ama çok büyük bir iş yapıyor oyuncularıyla...

Bana bir zamanların sürekli büyük takımlara

oyuncu veren İller Bankası’nı

hatırlatıyor.

Onlar da çok genç kadrolarla çok güzel

maçlar oynuyorlardı. Yıllar sonra sanki

o ruh, yine bir Ankara takımında geri

geldi. Umuyor ve diliyorum ki Karayolları

Sultanlar Ligi’nde kalıcı olsun ve bu

misyonunu hiç kaybetmesin. Bu vesile

ile ilk maçında sakatlanan orta oyuncusu

Merve Atlıer’e de çok geçmiş olsun...

Onun takıma katılmasıyla daha da iyi

bir Karayolları izleyeceğimize inanıyorum.


Ve bu sezonun futbol yönetimi tarafından

adeta kaderine terk edilen, şube

yöneticilerinin büyük emekleriyle sadece

Türk oyuncular transfer ederek

uçmaya çalışan ligin kartalı Beşiktaş

ile yine geçen sezonki gücünden eser

kalmayan, kenarda neredeyse yedek

oyuncusu olmayan Beylikdüzü’nün işleri

ne kadar zor olsa da sahadaki mücadeleleri

biraz destekle küllerinden

doğmaya hazır olduklarının işaretçisi..

Beşiktaş biraz daha kadro olarak avantajlı

ve yeni yönetim inşallah Fikret

Orman’ın bıraktığı enkazın faturasını

ödetmeyi değil de birlikte ayağa kalkıp

uçmayı seçer!..

Beylikdüzü, PTT maçında dar kadrosu

ile bir seti koparmayı başarsa da, geçen

sezon sahip çıkanların bu sezon takımdan

desteklerini çektiklerini ve sahip

çıkacak birileri bulunmazsa da ligde

tutunmaları çok çok zor olur.

Ligin bir başka yeni ve genç kadrosu

Atlas Global Yeşilyurt, ilk iki maçında

aldığı galibiyetlerle lige renk getirdi.

Ayrıca VakıfBank’tan kiraladığı beş

oyuncunun hem ligde ilk altı oynamalarını

sağlıyor hem de transfere büyük

paralar harcamadan ilk beş dışında kalabilecek

tüm takımlardan çok rahat

puan alabileceğini gösteriyor.

Belki maddiyattan, belki uzun sezonlar

kalıcı olmak için yapılan planlardan

dolayı istediği kadroyu kuramayan,

kurmayan bu dört takımımıza da lig

maratonunda başarılar.

Sahadaki zoru başarmaya çalışan oyuncular

kadar, kenardaki teknik kadroları

da kocaman alkışı hak ediyorlar.

#bimola


Zirvedeki Türkler ...

Uluslararası Voleybol Hakemimiz Doç. Dr. Nurper

Özbar, 14-29 Eylül tarihilerinde Japonya’da

gerçekleştirilen 2019 FIVB Kadınlar Voleybol

Dünya Kupası maçlarında ülkemizi başarı ile

temsil etti.

Özbar, 14-19 Eylül 2019 tarihlerinde Yokohama,

22-24 Eylül 2019 tarihlerinde Sapporo ve 27-29

Eylül tarihlerinde ise Osaka’da oynanan toplam

11 maçta görev yaptı.

Başarıları ile Türk kadınlarının ve Türk Hakemliğinin

gurur kaynaklarından olan deneyimli hakemimiz,

aynı zamanda akademik kariyerini de

Düzce Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Antrenörlük

Eğitimi Bölümü’nde Bölüm Başkanı

olarak Doçent Doktor unvanı ile devam ettiriyor.

Temsilcimiz 2019 FIVB Kadınlar Voleybol Dünya

Kupası’nda;

Çin - Kore Yardımcı Hakem

Kamerun - Çin Başhakem

Çin - Dominik Cumhuriyeti Yardımcı Hakem

Japonya - Kore Yardımcı Hakem

Kore - Kamerun Yardımcı Hakem

Dominik Cumhuriyeti - Kenya Başhakem

Dominik Cumhuriyeti - Brezilya Yardımcı Hakem

Japonya - Brezilya Yardımcı Hakem

Çin - Hollanda Başhakem

Dominik Cumhuriyeti- Hollanda Başhakem

Japonya - Hollanda Yardımcı Hakem olarak toplam

11 maçta görevini başarıyla yerine getirdi.

Birçok CEV ve FIVB müsabakasında görev alan

Nurper Özbar’ın 2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları’nda

da görev alması görev alması bekleniyor.

Başarıları ile gururumuz olan Doç Dr. Nurper

Özbar’a başarılarının devamını dileriz.


EuroVolley’de dev Final’i Erdal Akıncı yönetti,

CEV Hakem Komisyonu Üyesi ve aynı

zamanda TVF Merkez Hakem ve Gözlemci

Kurulu Başkanı Aziz Yener ise maçın gözlemciliğini

yaptı.

Akıncı’ya Final maçında Fransız Olivier

Guillet Yardımcı Hakem olarak eşlik etti.

AzizYener’le birlikte maçın diğer gözlemcisi

ise, CEV Hakem Komisyonu üyesi İtalyan

Luciano Gaspari idi.

Aziz Yener ve Erdal Akıncı, 2019 Erkekler

Avrupa Voleybol Şampiyonası’nın ilk gününden

itibaren görev yapmaya başlamıştı.

Akıncı Final maçına kadar 13 - 19 Eylül 2019

tarihlerinde Belçika’nın Brüksel ve Antwerp

kentlerinde oynanan B Grubu maçlarında

iki kez Başhakem, üç kez de Yardımcı Hakem

olarak görev yaptıktan sonra 20-29 Eylül

tarihlerinde Fransa’nın Nantes ve Paris

kentlerinde oynanan Çeyrek Final maçında

Başhakem olarak görev yapmıştı.

Aziz Yener ise 2019 Erkekler Avrupa Voleybol

Şampiyonası’nda önce Montpellier

ardında Nantes ve son olarak da Paris’te

oynanan tüm maçların hakem atamalarını

gerçekleştirdi.

Geçtiğimiz yıllara göre CEV Hakem Komisyonunda

daha etkin görevler ifa eden Aziz

Yener’in şüphesiz bu konuda CEV Hakem

Komisyonu Başkanı İtalyan Luciano Gaspari

ile büyük bir uyum içinde çalıştığını

söylemek mümkün. Öyle ki daha önceki

dönemlerde Çeyrek Final’de maç yöneten

hakemlerin Final maçı görmeleri pek mümkün

olmazken, son dönemde bu temayülün

tamamen ortadan kalktığını söylersek çok

da yanlış bir ifadede bulunmamış oluruz.

Tüm Dünya’nın gözü önünde, yaklaşık 160

ülkede milyonlarca voleybol sever tarafından

seyredilen 2019 Erkekler Avrupa Voleybol

Şampiyonası Final maçındaki başarılı

yönetimi ile Erdal Akıncı ve Aziz Yener’i

tebrik ederiz.

Kaynak : Voleybol Aktüel


bi’mola

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!