04.12.2018 Views

sektorum-dergisi-aralik-2018-95.sayi-compressed

HAKKIMIZDA Sektörüm Dergisi aylık yayımlanan Türkçe ve İngilizce içeriğiyle,dijital medya ile eş zamanlı olarak Elektrik,Aydınlatma,Enerji,Güvenlik ve Otomasyon sistemleri sektörlerinde ihtisaslaşmış, Türkiye'nin en güçlü yayın sağlayıcı portalı ve dergisidir. Ulusal ve Uluslararası arenada seçkin okur kitlesine en geniş haber içeriğini sunar.

HAKKIMIZDA
Sektörüm Dergisi aylık yayımlanan Türkçe ve İngilizce içeriğiyle,dijital medya ile eş zamanlı olarak Elektrik,Aydınlatma,Enerji,Güvenlik ve Otomasyon sistemleri sektörlerinde ihtisaslaşmış, Türkiye'nin en güçlü yayın sağlayıcı portalı ve dergisidir. Ulusal ve Uluslararası arenada seçkin okur kitlesine en geniş haber içeriğini sunar.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

aydınlatma<br />

lighting<br />

haber<br />

Roma döneminde ise İstanbul’da birçok ev ve saray gibi yapının seramik<br />

bazlı yağ lambaları ile aydınlatıldığı bilinmektedir. Bu dönemde<br />

aydınlatma için İstanbul’da kullanılan bu lambaların genellikle çanak<br />

biçiminde bir yağ deposu, içinden fitil çıkması için oluşturulan<br />

bir delik ya da cidar ve taşıma için konulan bir kol ya da kulaklardan<br />

oluştuğu bilinmektedir. Kullanılan yağ genellikle kükürtlü zeytinyağı,<br />

fitil ise papirüs ya da üstüpüdür.<br />

İstanbul’da aydınlatma konusunda yağ lambalarının ardından yaşanan<br />

en büyük devrimin 7. yüzyılda yaşandığını belirtebiliriz. 7.<br />

yüzyıl sonrası İstanbul’da yağ lambalarının yerini mum kandilleri<br />

(kerion, keros) aldığı ve tarihi kaynaklarda mumculardan, mum<br />

atölyelerinden söz edilmeye başlandığı bilinmektedir.<br />

Hatta Ayasofya’nın kendi mumhanesi olduğu bilgisinden, sarayların<br />

da kendi mumhanelerinin olduğu varsayımını çıkaran bazı tarihçiler<br />

bu geleneğin Osmanlı döneminde de devam ettiğini ve geliştirildiğini<br />

ifade etmektedirler.<br />

Osmanlı Döneminde İstanbul’da Kullanılan Aydınlatma Araçları<br />

1453’te İstanbul’un fethinden hemen ardından İstanbul’da kullanılan<br />

aydınlatma araçlarının değiştiğini söyleyemeyiz. Tarihsel<br />

kaynaklarda Osmanlı döneminde de temel aydınlatma aracı kandil<br />

ve mum olarak geçmekle birlikte mum üretiminin “kefere tayfası”<br />

denen Rumlar tarafından yapıldığı bilinmektedir.<br />

Mum ile aydınlatma konusunda Osmanlı döneminde Bizans’tan<br />

farklı olarak Osmanlının mum yapımında zeytinyağı yerine, küçükbaş<br />

ya da büyükbaş hayvandan elde edilen iç yağı kullanmakta olduğu<br />

bilinmektedir. Bu yağ balmumu ile karıştırılarak kullanılmaktaydı.<br />

İstanbul’da fethin ardından uzun yıllar boyunca kullanılan mum<br />

kandilleri ve şamdanlarının ardından cam kandiller kullanılmaya<br />

başlanmış ancak ışık gösterilerinin doruğa çıktığı yılların Lale Devri<br />

olduğunu ifade edebiliriz.<br />

Aynalar ve meşalelerle yaratılan ışık düzenleri bu dönemin etkileyici<br />

bir ışık sanatı olmakla birlikte bu dönemde özel günlerde, saraylar,<br />

kışlalar, yalılar ve minareler on binlerce kandille donatılmaktaydı.<br />

Tüm bu gösterişe rağmen İstanbul’a havagazı gelene dek, kentin<br />

sokakları karanlıkta kalmış, sokaklar yalnızca Ramazan gecelerinde<br />

aydınlatılmakta ve gezintiye çıkan halk elinde fenerler ile gezintiye<br />

çıkmaktaydılar.<br />

İstanbul’da İlk Sokak Aydınlatması 19. Yüzyılda Başladı<br />

Tarihsel kaynaklara göz attığımızda İstanbul’da özellikle çevre ve<br />

sokak aydınlatması alanında 19. yüzyıla kadar herhangi bir gelişme<br />

yaşanmadığı görülmektedir.<br />

Geceleri sokağa çıkmak o dönemler için çok ender karşılaşılan bir<br />

olaydır ve bu döneme kadar sokağa fenersiz çıkmakta yasaktır. 19.<br />

yüzyılda evlerin ve dükkanların önüne fener asılmasının istenmesinden<br />

sonra sokaklarda fener kullanımı artmaya başlamış ve sokak<br />

aydınlatmasının önemi kavranmaya başlanmıştır.<br />

1853 Yılında Gazhanelerin Kurulmaya Başlanması<br />

İstanbul’da modern aydınlatmaya geçişin tam anlamıyla yaşandığı<br />

dönüm noktalarından birinin 1853 yılında Osmanlı Padişahı Sultan<br />

Abdülmecid’in Dolmabahçe sarayı için gazhane yaptırarak bu buluşu<br />

topraklarımıza taşıması gösterilebilir.<br />

Sarayın tüm şamdan, avize ve apliklerinin havagazı ile aydınlatılmaya<br />

başlandığı bu dönemi, Dolmabahçe Sarayı’nın gazhanesinin<br />

üretim fazlasıyla şehrin aydınlatılmaya başlaması izlemiştir.<br />

Tüm bu gelişmeleri 1870 yılında Kuzguncuk Gazhanesi’nin kurulması,<br />

1881’de Yedikule Gazhanesi ve 1891’de Hasanpaşa Gazhanesi’nin<br />

kurulması izlemiş; 1900’lü yılların başına gelindiğinde ise İstanbul<br />

sokaklarının gaz ile aydınlatılması konusunda doruk noktaya ulaşılmıştır.<br />

Kaynaklarda 1900-1914 yılları arasında İstanbul’un ana arterleri,<br />

caddeleri, sokakları, konak ve yalıları, devlet daireleri gaz ile aydınlatıldığı<br />

belirtilmekle birlikte 1910’lu yıllarda İstanbul’da 3943 adet<br />

sokak lambası ya da sokak feneri bulunduğu bildirilmektedir.<br />

1910 Dolma Bahçe Sarayı’nın Elektrik Enerjisi İle Aydınlatılması<br />

ve İstanbul İçin Yeni Bir Dönemin Başlaması<br />

• Elektrik enerjisi ile aydınlatmayı Osmanlı’ya getiren ilk Sultan II.<br />

Abdülhamid olarak literatürlere işlemiştir. Sultan II. Abdülhamid’in<br />

ardından Sultan Mehmed.<br />

• Reşad döneminde Dolmabahçe Sarayı’nın tüm aydınlatma araçları<br />

elektrik enerjisine dönüştürülerek, İstanbul için aydınlanma alanında<br />

yeni bir kapı açılmış olur.<br />

• 1910-1920 yılları arasında elektrik enerjisinin Dünya genelinde<br />

önlenemez yükselişiyle birlikte İstanbul sokaklarında havagazı ile<br />

aydınlatma yerini elektrik ile aydınlatmaya bırakmaya başlamıştır.<br />

Kaynak: www.haberekspres.com.tr<br />

110<br />

www.<strong>sektorum</strong><strong>dergisi</strong>.com<br />

Aralık December <strong>2018</strong>

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!