05.11.2018 Views

TAR101U-eski_anadolu_tarihi-2334-0-0-0-1809-V01

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Eski Anadolu Tarihi<br />

UYGARLIK<br />

Köken ve Dil<br />

Urartu kralları, MÖ dokuzuncu yüzyılın ortalarından<br />

itibaren önce Assurca, arkasından Assur çivi<br />

yazısıyla Urartuca yazıt yazdırmışlardır. Urartu yazıtlarının<br />

çoğu taş steller üzerine ve ana kayalara yazılmıştır.<br />

Az sayıda çivi yazılı kil tablet ve bronz levha<br />

da günümüze ulaşmıştır. Ayrıca çoğu büyük depo<br />

küpleri üzerinde ölçü işareti olmak üzerine yazılmış<br />

hiyeroglif işaretlerinin de kullanıldığı bilinmektedir.<br />

Ancak hiyeroglif kullanımı yaygın değildir.<br />

Urartuca eklemeli dildir. Anadolu’da MÖ<br />

üçüncü binyıldan sonra konuşulmaya başlayan ve<br />

özellikle ikinci binyılda yaygın olarak kullanılan<br />

Hurrice ile akrabadır. Urartuca günümüzde ise<br />

Doğu Kafkas dil ailesinden Çeçence ve İnguşça ile<br />

benzerlikler göstermektedir.<br />

Kentleşme<br />

Urartu Krallığı, Doğu Anadolu’da kökü <strong>eski</strong>lere<br />

giden bir geleneğin devamı değil, öncüsüz<br />

ve birden bire kurulmuş gözükmektedir. Devlet,<br />

kent tasarımı, mimari, yazı ve sanat gibi alanlarda<br />

atılan adımların tümü bölge için yenidir. Urartu<br />

Devleti’nin kuruluşuyla, Assur ve Geç Hitit dünyasından<br />

Doğu Anadolu’ya taşınan yeniliklerin birçoğu,<br />

buradaki geleneksel yaşam biçimiyle hiçbir<br />

şekilde örtüşmemekte ve radikal değişimleri zorunlu<br />

kılmaktaydı. Coğrafyanın tüm olumsuzluklarına<br />

rağmen nüfusun önemli bir bölümünün kentlerde<br />

yaşamaya zorlanması, sulu tarımın teşvik edilerek<br />

yerleşik köy toplumu oluşturma çabaları ve güçlü<br />

bir merkezi yönetimin kurulması bu değişim sürecinin<br />

belli başlı noktalarıdır. Urartu Krallığı, kentler<br />

inşa ettiği Van Gölü ve Aras Nehri havzası gibi<br />

bölgeleri doğrudan yönetmiş, ülkenin dağlık ve<br />

uzak bölgelerini ise kendine bağladığı yerel aşiret<br />

reisleri aracılığıyla denetleme yoluna gitmiştir. Birkaç<br />

yazılı belgede başkentten atanan valilerden de<br />

söz edilmektedir.<br />

Urartu Krallığı’nın Doğu Anadolu’daki geleneksel<br />

yaşam biçimini değiştirme çabasını ve kendine<br />

özgü yönetim anlayışını en iyi yansıtan uygulamalar<br />

kent inşa projeleridir. Van Gölü havzasında<br />

Van (Tuşpa), Yukarı Anzaf, Toprakkale, Ayanis,<br />

Körzüt ve Kef Kalesi; kuzeyde Murat Nehri havzasında<br />

Aznavurtepe; Aras Nehri havzasında Armavir<br />

Blur, Arin Berd, Karmir Blur ve Bastam ortak özellikleriyle<br />

bu kapsamda değerlendirilebilecek önemli<br />

merkezlerdir. Bütün bu kentler doğrudan devlet<br />

tarafından planlanarak, zorunlu iskâna tabi tutulan<br />

insanlardan sağlanan iş gücü ile yaptırılmıştır.<br />

Kentler iki bölümden oluşmaktadır: sitadel ve<br />

aşağı şehir. Urartu kentlerinin sitadeli bulunduğu<br />

bölgeye, ovaya veya ana yola hakim noktadaki bir<br />

kayalık yükselti üzerine kurulmuştur. Sitadellerde,<br />

tapınak, saray, depolar, konaklar ve atölyeler gibi<br />

yapılar bulunmaktadır. Bazı kentlerde birden çok<br />

tapınak yer almaktaydı. Örneğin Çavuştepe’de biri<br />

baştanrı Haldi, diğeri tanrı Irmuşini’ye adanmış<br />

iki tapınak bulunmaktadır. Tapınak yazıtları devlet<br />

projelerinde, standart bir uygulama olarak görülmektedir.<br />

Kenti yaptıran kral burada hem devletin<br />

bütünlüğünü temsil eden tanrıya yakınlığını vurgulamakta<br />

hem de ülkesi ve halkı için yaptıklarını<br />

anlatmaktadır. Ayrıca sitadeldeki yapılar inşa edilmeden<br />

önce kanalizasyon, tuvalet, sarnıç gibi altyapı<br />

sistemleri yapılmış, kayalar kesilerek inşa edilecek<br />

binalar için geniş teraslar oluşturulmaktaydı.<br />

Bu durum arazinin kullanımında Urartuların ileri<br />

adımlar attığını göstermektedir.<br />

Kral sülalesinden yöneticilerin oturduğu bu sitadeller<br />

ayrı surlarla çevrilmiş ayrıca kayalığın her<br />

iki ucuna güvenliği artırmak amacıyla derin hendekler<br />

açılmıştı. Urartular ana kayaları yontmada<br />

surların taş temellerini inşa etmede, geliştirdikleri<br />

demir aletleri kullanmışlardır. Devletin varlığını,<br />

vergi, denetim gibi uygulamalarını yansıtan bir diğer<br />

örnek sitadellerde ortaya çıkarılan büyük pithoslar<br />

(depo küpleri) yerleştirilmiş depo binalarıdır.<br />

Doğu Anadolu’da dört-beş ay kadar süren ve nakliye<br />

imkânlarının azaldığı uzun kış dönemi için sitadelde<br />

oturan bütün devlet görevlileri, tapınak personeli<br />

ve yöneticilerin ihtiyaç duyduğu yiyecek içecek<br />

bu depolarda saklanmaktaydı. Saklanan ürün ve<br />

bunun miktarı küpler üzerine yazılmaktaydı.<br />

Doğu Anadolu’nun kısa olan inşaat mevsimi<br />

nedeniyle Urartu kentlerinin inşasının uzun zaman<br />

aldığı varsayılabilir. Binlerce işçi, kayalık üzerinde<br />

bir yönetim merkezi inşa etmek için yıllarca sitadel<br />

çevresindeki şantiyede kalarak inşaatı sürdürmüştür.<br />

Sitadelin inşasından sonra zorunlu iskâna tabi tutulan<br />

insanların da yerleştirildiği bu alanın aşağı kent<br />

olarak yaşamaya devam ettiği anlaşılmaktadır. Kentlerin<br />

boyutları seksen hektara kadar çıkmaktadır.<br />

85

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!