05.11.2018 Views

TAR101U-eski_anadolu_tarihi-2334-0-0-0-1809-V01

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Eski Anadolu Tarihi<br />

İnsanların rehin alınmasının yanında, eşyaların<br />

da rehin alındığı görülmektedir. Anlaşılacağı üzere<br />

dönemin ticaret sistemi son derece gelişmişti. Ödeme<br />

aracı olarak Babil’de bir tür “çek” bile kullanılıyordu.<br />

Yazılı bir tablet şeklinde olan çekte; birinin<br />

başkasından alacağı olduğunu ve belirtilen meblağının<br />

tabletin hamiline, borçlu olan kişinin yerine<br />

verilmesi yazılmaktaydı. Doğal olarak çeki yazan<br />

kişinin saygı değer, tanınmış bir tüccar olması gerekiyordu,<br />

aksi halde çeki nakde çevirmek mümkün<br />

olmayabilirdi. Bir başka örnekte, bir kişinin<br />

annesi ve kardeşi tarafından 1/2 mina 7 1/2 şekel<br />

gümüş karşılığında satıldığını görmekteyiz. Vermiş<br />

olduğumuz örnekte satılmış olan şahsın, aynı ücret<br />

karşılığında kendi özgürlüğünü geri alabileceği de<br />

kaydedilmiştir. Ayrıca belgelerde ev mühürlenmeleri<br />

ve ipotek işlemleri de belgelenmiştir. Tüm bu<br />

işlemler, hukuki açıdan kusursuz bir ticareti ortaya<br />

koyar.<br />

Kültepe’de ele geçen ve yayınlanmış olan tüm<br />

tabletlere baktığımızda, fiyatların sabit kalmadığı<br />

da görülüyor. Fiyatlar bazen malın kalitesine göre,<br />

bazen ise kalitenin aynı olmasına rağmen değiştiği<br />

kaydedilmiştir. Bazı bilimciler bunun, borsanın ve<br />

enflasyonun ilk örneği olduğunu düşünmektedirler.<br />

Bir metinde “Uşur-şa-İştar bana geldiği zaman<br />

gümüşün fiyatı yüksekti” diye bir ibarenin geçmesi<br />

de bunu destekler niteliktedir.<br />

Assurlu tüccarların, bu ticaretten elde ettikleri<br />

kâr oldukça yüksekti. Yazılı kaynaklara göre, tüm<br />

vergiler ödendikten sonra, yüzde yüzü geçen, hatta<br />

bazı durumlarda yüzde iki yüze varan bir kâr<br />

söz konusudur. Metinlerde elde edilen bilgilere<br />

göre bir şekel gümüşe satın alınan kalay yaklaşık<br />

iki-ikibuçuk şekel gümüşe tekrar satılırdı. Dokumalar<br />

için de aynı durum söz konusudur. Burada<br />

yolun ne denli zor ve uzun olduğunu unutmamalıyız.<br />

O dönemde hiç bir tüccar yüzde otuz<br />

gibi bir kâr için bu zahmete kalkışmazdı, çünkü<br />

yolda birçok sorunun çıkması mümkündü. Malları<br />

taşımak için kullanılan eşeklerin belli aralıklarla<br />

değiştirilmesi gerekiyordu. Ayrıca tüccarın<br />

sermayesinin uzun yolculuk boyunca çalınma ve<br />

zarar görme gibi riskleri vardı. Bütün bu olumsuzluklara<br />

karşın elde edilen yüzde yüz ve yüzde<br />

iki yüz gibi bir kâr bu ticareti oldukça cazip hale<br />

getiriyordu.<br />

Yüksek kârlara ve hukuki açıdan iyi organize<br />

edilmiş ticari sisteme rağmen, kendilerini hukukun<br />

üstünde sayan tüccarlar bu dönemde de<br />

eksik değildi. Kârlarını daha da arttırmak için,<br />

bazı kişiler ya vergileri ödemeyerek gizli bir şekilde<br />

ticaretlerini sürdürüyorlardı ya da yasak olan<br />

bazı malların ticaretini yapıyorlardı. Metinlerden,<br />

yasak olan mallardan birinin “meteorik demir”<br />

olduğu tespit edilmiştir. Bugün yapılan tütün ticareti<br />

ile karşılaştırabileceğimiz bu malın ticareti,<br />

o dönemde Anadolu Beyliklerine aitti yani onların<br />

tekelinde bulunuyordu. Kaçakçılığı önlemek<br />

için beylerin önlem alması son derece doğal bir<br />

sonuçtur. Çiviyazılı tabletlerden öğrendiğimiz kadarıyla,<br />

bu önlemlerin bazen başarı kazandıkları<br />

da kanıtlanmıştır. Bir ticari girişime katılan üç<br />

kişi tarafından Puzur-Assur’a yazılan bir mektupta<br />

şöyle denmektedir:<br />

“İrra’nın oğlu Puşu-ken’e kaçak mal gönderdi.<br />

Onun kaçak malına el konuldu, Puşu-ken’i ise,<br />

saray tutukladı ve hapse attı. Gardiyanlar serttir.<br />

Kaçakçılığı ile ilgili beyçe, Luhuşaddiya’ya,<br />

Hurrama’ya, Şalahşuwa’ya ve kendi ülkesine yazdı;<br />

nöbetçiler dizildi. Lütfen herhangi bir malın<br />

kaçakçılığını yapma....”(Klengel 1979).<br />

Kaçakçılık, görüldüğü gibi büyük suç sayılırdı.<br />

Kaçakçılık yapan kişiler tutuklanır ve hapse atılırdı.<br />

Cezalar o kadar büyüktü ki, yukarıda örneğini<br />

verdiğimiz durumdaki şahıslar, ortağı oldukları kişiyi<br />

kaçak mal göndermemesi konusunda şiddetle<br />

uyarmaktaydılar.<br />

Kaçakçılık değişik biçimlerde yapılmaktaydı.<br />

Bir metinden, malın farklı ve geçilmesi zor yollar<br />

üzerinden gönderildiği anlaşılmaktadır. Aynı<br />

metinde taşıyıcı kişi, kent kapılarında yer alan<br />

gümrükçülere yakalanmadan geçmesi için de uyarılmaktaydı.<br />

Böylece malın kontrol edilmemesi<br />

sağlanıyor ve dolayısıyla vergi kaçırılıyordu. Kaçakçılığa<br />

karşı alınan tüm önlemlere rağmen, tüccarlar<br />

arasında kaçakçılık alışılmış bir durumdu. Yazılı<br />

kaynakların arasında kaçak mallarla ilgili antlaşmalar<br />

bile bulunmaktadır.<br />

31

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!