You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Yazılı (Tarihi) Sürecin Başlangıcı<br />
Bakır, bilindiği gibi tunç alaşımını elde etmek için gerekli madenlerdendir. Bu nedenle de her türlü<br />
alet edevat yapımı için en önemli madenlerden birini teşkil ederdi. Sözü geçen madenlerin yanı sıra altın,<br />
demir gibi önemli madenler de Anadolu’da bulunuyordu. Anadolu’nun hammadde bakımından güney<br />
komşularına göre (Mezopotamya, Suriye) daha zengin olduğu görülmektedir. Yukarıda değinilen tuncun<br />
diğer madeni olan kalayın, Anadolu’da bulunup bulunmadığı hâlâ tartışma konusudur. Bugüne kadar<br />
kalayın doğudan (Afganistan ya da Pakistan’dan) geldiği kabul edilmekteydi. Ancak Bolkar Dağları’nda<br />
bulunan Kestel Madeni ve henüz yeni keşfedilen ve Kayseri yakınlarında yer alan kalay yatakları, en azından<br />
ihtiyacın bir bölümünün Anadolu’dan karşılandığını gösterebilir.<br />
Anadolu’da Yazının Kullanılması<br />
Yazı, ilk olarak Mezopotamya’da icat edilmiştir. Sümerlerin MÖ dördüncü binyılın sonlarına doğru icat<br />
ettiği yazı, önceleri resim özelliğine sahip iken biçimsel olarak değişerek, çivi ya da kama şeklini almıştır.<br />
Resim 2.2 İlk yazının zaman içindeki değişimini gösteren tablo (Hırçın 2000).<br />
Çivi Yazısı olarak adlandırılan bu yazı, MÖ ikinci<br />
binyıla gelindiğinde içeriksel ve biçimsel değişimini<br />
tamamlamış ve her tür metin için (edebi, ticari,<br />
diplomatik) kullanılabilmekteydi. Mezopotamya’da<br />
yazının fiilen kullanıldığı MÖ üçüncü binyıl boyunca<br />
Anadolu henüz yazıdan habersizdi. Bu nedenle<br />
Anadolu’nun bu dönemi ve öncesi hakkında<br />
sadece maddi kültürüne (günlük eşyalar, mimari<br />
kalıntılar, heykelcikler gibi) bakarak yorum yapma<br />
olanağımız vardır. Buna karşın yaklaşık MÖ 1950<br />
yıllarında Anadolu’da yayılan Assur Ticaret Kolonileri<br />
sayesinde Anadolu ilk defa yazı ile tanışmıştır.<br />
Farklı şekilde söyleyecek olursak, Assurlular kullanmış<br />
oldukları yazıyı Anadolu’da da kullanmışlar ve<br />
Anadolu insanı yazıyı bu şekilde tanımıştır. Kullanılan<br />
yazı ıslak kile, stylus adlı bir tür kalem ile<br />
bastırılarak uygulanıyordu. Çiviye benzeyen yazıya<br />
çivi yazısı, uygulandığı satha ise kil tableti denir.<br />
Anadolu’da bu dönemde yazılan çivi yazılı tabletlerde<br />
kullanılan dil Eski Assurca idi. Assurca, Sami Dil<br />
Ailesi’ne bağlıdır, yani günümüz Arapça ve İbranice<br />
ile aynı dil ailesinin bir parçasıdır. Assurlu tüccarların<br />
Anadolu’da bırakmış olduğu bu çivi yazılı tabletler<br />
sayesinde Anadolu <strong>tarihi</strong>ni anlamak için artık<br />
sadece maddi kültüre muhtaç değiliz. Anadolu artık<br />
<strong>tarihi</strong> çağlara geçmiş olduğundan, Anadolu’da yaşayan<br />
insanları ve toplumları anlamak için çok daha<br />
kesin ve ayrıntı veren bir bilgi kaynağımız vardır:<br />
Yazılı kaynaklar.<br />
ASSUR TİCARET KOLONİLERİ<br />
ÇAĞI’NDA TİCARET<br />
Ticaretin Önkoşullarının Oluşması<br />
MÖ ikinci binyıl yılın başlarında Anadolu’da<br />
küçük yerleşmelerin yerini, sayıları gittikçe artan<br />
büyük merkezler almıştır. Bu kentleşme bir yandan<br />
değişik sosyal sınıfların ortaya çıkmasına yol açar-<br />
24