05.11.2018 Views

TAR101U-eski_anadolu_tarihi-2334-0-0-0-1809-V01

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Eski Anadolu Tarihi<br />

İlk Tunç Çağı, Anadolu genelinde farklı kültür<br />

bölgelerindeki farklı gelişmelerle izlenir. Doğu’da,<br />

Kuzeydoğu Anadolu, Malatya-Elazığ ve Güneydoğu<br />

Anadolu’daki yerleşmelerde görülen kimi<br />

farklılıklarla üç ayrı kültür bölgesi altında incelenmektedir.<br />

Batı Anadolu’da ise Troya-Yortan kültür<br />

bölgesi, bunun hemen doğusunda Frigya-Bitinya,<br />

daha güneyde Beycesultan ve çevresi ile Orta İç<br />

Batı Anadolu, Göller Bölgesi’nde Likya-Pisidya,<br />

Orta Anadolu’da biri Ankara diğeri Konya çevresi,<br />

Karadeniz kıyı bölgesi ve Çukurova Bölgesi’nde ise<br />

Kilikya kültür bölgeleri görülür.<br />

Trakya bu dönemde Balkanlar ve Doğu Avrupa<br />

kültür bölgesi içinde kalır. Buradaki yerleşmeler,<br />

çoban topluluklarının günlük ihtiyaçlarını sağlamak<br />

üzere kurulmuş gelişkin köy yerleşmeleridir.<br />

Topluluklar, göçebe yaşam tarzına bağlı olarak dışa<br />

açık, hareketli bir yapıya sahiptirler. Buna karşılık,<br />

Eskişehir il sınırları içinde yer alan Demircihöyük<br />

köy ölçeğinde olmakla birlikte, bir sur duvarı ile<br />

sınırlanan, sura bitişik, aralarında hiç bir boşluk<br />

bırakılmadan inşa edilmiş yapılardan oluşan “Anadolu<br />

Yerleşim Planı”nı en iyi yansıtan yerleşmedir.<br />

Megaron olarak bilinen bu yapı tarzı, küçük bir ön<br />

odaya sahip, ince uzun dörtgen plandadır.<br />

Megaron<br />

Anadolu’da ilk Tunç Çağı’nda yaygın olarak<br />

inşa edilen ve iki odadan oluşan ev<br />

tipi. Ev planı, girişte küçük bir ön oda,<br />

arkada ise ocaklı uzun bir odadan oluşur.<br />

Batı ve Orta Anadolu’da kentleşme olgusu ve<br />

kent yerleşmelerinin ortaya çıkışı esas olarak İlk Tunç<br />

Çağı’nın ikinci evresinde görülür. Arkeolojik kazı yapılan<br />

pek çok merkezin aşağı ve yukarı yerleşme olmak<br />

üzere iki bölümden oluştuğu ve çevresinin surlarla kuşatıldığı<br />

belgelenmiştir. Yukarı yerleşmede yöneticilere<br />

ait saray yapıları yer almaktadır. Bunlardan Eskişehir<br />

ili sınırları içinde yer alan Küllüoba, Batı Anadolu’daki<br />

en <strong>eski</strong> kent oluşumuna iyi bir örnek oluşturur.<br />

Bir başka İlk Tunç Çağı yerleşimi Kızılırmak kavsinin<br />

içinde kalan Alacahöyük’tür. Alacahöyük, Türkiye<br />

Cumhuriyeti’nin kuruluşundan sonra başlatılan ilk<br />

Türk kazısıdır. Bu özelliğinin yanısıra, ortaya çıkarılan<br />

zengin madeni mezar armağanları, dönemin toplumsal<br />

yapısını yansıtır. Kral mezarları olarak adlandırılan<br />

gömütlerde altın, gümüş, tunç gibi madenlerden yapımış<br />

çeşitli silahlar, takılar, kaplar, heykelcikler, özel<br />

eşyalar, güneş kursları bulunmuştur.<br />

Karadeniz kıyı bölgesindeki yerleşmelerden<br />

özellikle İkiztepe, hayvancılık, dokumacılık, madencilik<br />

ve çanak çömlek üretimi ile ön plana çıkar.<br />

Karadeniz kıyısında bulunan ve deniz ticareti<br />

için merkez konumdaki kentler, Orta Anadolu’nun<br />

dışa açılma yoludur. Batı Anadolu kıyı yerleşmeleri,<br />

deniz ticaretinin etkisiyle Ege Adaları, Akdeniz<br />

ve Karadeniz ile ilişkidedir.<br />

Bir sur duvarı ile çevrelenmiş, daha çok megaron<br />

tarzı yapılardan oluşan Anadolu’ya özgü yerleşme<br />

biçimi, bu dönemde Trakya’da da kurulmaya başlanır.<br />

Orta Anadolu, kısmen kendi doğal çevresi ve<br />

hammadde kaynaklarıyla, kısmen önceki dönemde<br />

Mezopotamya ile gelişen ilişkiler yoluyla kent kültürünü<br />

geliştirmiş bölge görünümündedir. Nitekim<br />

bu ilişki, bir sonraki dönemde Orta Tunç’ta, Assur<br />

Ticaret Kolonileri ile kurumsallaşacaktır.<br />

İlk Tunç Çağı’nın sonlarına doğru nüfusun belli<br />

kentlerde toplanmaya başladığını gösteren önemli<br />

yerleşmeler ortaya çıkar. Batı Anadolu’da anıtsal<br />

nitelikte sur duvarlarıyla kuşatılmış, aşağı ve yukarı<br />

şehirlerden oluşan kentler, idari yapılar yaygınlaşır.<br />

Teknolojik açıdan madencilik tam anlamıyla<br />

gelişir, çömlekçi çarkı Batı Anadolu’ya ulaşır. Elit<br />

sınıfın beğenisi için üretilmiş prestij malları, süs<br />

eşyaları ve lüks ürünlerin yapımı için hammaddelerin<br />

dolaşımı artar. Bölgeler arası ticaret yoluyla<br />

zenginleşmeye devam eden kentler giderek güçlenen<br />

politik merkezler olarak etkinliğini arttırırlar.<br />

Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde farklı<br />

gelişim süreci görülür. Kuzeyde, Malatya-Elazığ<br />

bölgesinde, bu dönemin başlarında yaşanan karışıklık,<br />

ikinci evrede küçük, yerel, bağımsız ve kısmen<br />

dağınık politik birimlerin ortaya çıkmasına<br />

zemin hazırlamıştır. Nitekim İlk Tunç Çağı sonlarında<br />

bu bölgelerde de nüfusun arttığı, yerleşmelerin<br />

büyüdüğü ve anıtsal sur duvarlarıyla çevrelenen<br />

kentlerin çoğaldığı görülür. Torosların güneyinde<br />

kalan kesimde ise aşağı ve yukarı şehirden oluşan<br />

surla çevrili kentlerde, dokuma, madencilik, çanak<br />

çömlek ve şarap üretimi gibi işkolları belirginleşmiştir.<br />

Bunların birbirleriyle rekabet eden politik<br />

güç merkezleri olduğu anlaşılmaktadır. Bu önemli<br />

merkezlerdeki seçkin ve güçlü sınıflar ticaret yollarının<br />

kontrolünü ellerinde tutmak ve doğal kaynaklar<br />

üzerindeki hakimiyetlerini sürdürmek için<br />

askeri güçlerini de büyütmekteydiler.<br />

15

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!