You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Eski Anadolu Tarihi<br />
İlk Kalkolitik Dönem içinde ele alınan Halaf<br />
kültürü, Güneydoğu Anadolu ile Kuzey Suriye topraklarında<br />
ortaya çıkmıştır. Mimari, boyalı çanak<br />
çömlek, obsidiyen ve boncuk yapımı gibi alanlarda<br />
uzmanlaşmış Halaf toplulukları basit bir yaşam<br />
tarzına sahip topluluklar olarak nitelendirilmektedir.<br />
Bu “basitlik”, bölge genelinde baskın siyasi<br />
bir güç olmadığı şeklinde algılanmalıdır. Güneydoğu<br />
Anadolu’da Sakçagözü, Turlu, Grikihaciyan<br />
ve Amik ovası yerleşmelerinde, Şanlıurfa/ Kazane,<br />
Kahramanmaraş/ Domuztepe gibi merkezlerde ortaya<br />
çıkarılanlar, ticaret ve ekonomi temelli Halaf<br />
kültürünün gelişmiş olduğunu gösteren bulgular<br />
ortaya koymuştur.<br />
Kültürün belirleyici öğeleri, yuvarlak planlı yapılar,<br />
mühürler, heykelcikler, zengin ve gelişmiş boya<br />
bezemeli çanak çömlek, uzmanlık gerektiren taş kap<br />
ve obsidiyen işçiliği ürünleridir. Halaf, bölgede yapımı<br />
tamamlanmış baraj gölleri altında ya da etki<br />
alanı içinde kalan pek çok yerleşmede yürütülmüş<br />
kurtarma kazılarından da bilinmektedir. Bunlardan<br />
bazıları, kuzeyden güneye Tülintepe, Tepecik (Elazığ),<br />
Çavi Tarlası, Nevali Çori (Şanlıurfa), Samsat<br />
(Adıyaman) ve Fıstıklı’dır (Şanlıurfa). Halaf kültürü,<br />
Güney Mezopotamya’da ortaya çıkan yeni bir yaşam<br />
biçiminin yaygınlaşması ile son bulmuştur. Bu yeni<br />
kültür Obeyd adı ile anılmaktadır.<br />
Güney Mezopotamya’da ortaya çıkan Obeyd<br />
ve ardından Uruk kültürü, Anadolu’nun Orta ve<br />
Son Kalkolitik döneminde özellikle Fırat ve Dicle<br />
nehirlerini takiben kuzeye, Doğu Anadolu’nun içlerine<br />
kadar yayılmıştır. Bu yeni kültürlerin ortaya<br />
çıkışında Güney Mezopotamya’da gelişen sulu tarım,<br />
artı ürün ve oluşan artı değer yatar. Boyutları<br />
büyüyen kentlerde, gelişen ekonominin ihtiyaç<br />
duyduğu hammaddeler ve seçkin sınıfların beğenisi<br />
için gerekli egzotik mallar, ticaretin etkin biçimde<br />
kurumsallaşarak gelişmesiyle sonuçlanmıştır. Üretim<br />
ile dini kurumlar arasındaki ilişki, başka bir<br />
deyişle tapınak ekonomisi, arkeolojik olarak, belli<br />
bir planda yapılmış, merkezi bir mekân çevresinde<br />
yer alan depo odaları ve işliklerle tanımlanan<br />
tapınak türü yapılarda kendini gösterir. Doğu<br />
Anadolu’da Torosların kuzeyinde bu gelişmelerin<br />
en iyi izlendiği yerleşmelerden birisi Malatya yakınındaki<br />
Değirmentepe’dir. Ortada avlu, iki yanda<br />
mekânlardan oluşan bu döneme özgü tapınak mimarisi<br />
ve bitişik düzende yapılmış yerleşim dokusuyla<br />
Değirmentepe Obeyd döneminde bir ticaret<br />
kolonisi olarak kurulmuştur. Zengin damga mühür<br />
ve mühür baskıları ve Obeyd kültürünün ürünü<br />
çanak çömlekler bu değerlendirmeyi destekler. Burada<br />
ayrıca yerel özellikte çanak çömlek de vardır.<br />
Sulu Tarım<br />
Mezopotamya’nın kuzeyi, Toros ve Zagros<br />
dağlarının etekleri yeterince yağmur aldığı<br />
için tarım yapmak için sulama ihtiyacı<br />
bulunmamaktadır. Ancak daha kurak olan<br />
Güney Mezopotamya’da tarım yapabilmek<br />
sulama ile mümkündür. Bu nedenle zorunlu<br />
olarak bentler ve uzun kanallar ilk kez bu<br />
bölgede yapılmış ve sulu tarım geliştirilmiştir.<br />
Bu dönemde standart boyutlarda kaplar ortaya<br />
çıkmıştır. Bu durum belli bir grubun (rahiplerin)<br />
kontrolündeki ürünün dağıtımı ya da paylaşımında<br />
‘ölçü’ biriminin kullanıldığının kanıtı olabilir.<br />
Değirmentepe’de ekonomi yoğun olarak arpa ve<br />
buğday tarımına dayanmaktadır. Koyun, keçi, sığır<br />
ve domuz, evcil hayvanlar olarak beslenme ekonomisinde<br />
temel oluşturur. Avcılık azımsanmayacak<br />
ölçüde devam etmektedir. Önemli teknolojik gelişimlerden<br />
birisi de, bakırın ergitilmesiyle ön plana<br />
çıkan madenciliktir. MÖ beşinci bin yılın sonu ve<br />
dördüncü bin yılın başına tarihlenen Değirmentepe,<br />
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde,<br />
kentleşme yolunda yaşanan sosyal ve ekonomik<br />
aşamaları kanıtlayan anahtar yerleşmelerden birisidir.<br />
Çukurova Bölgesi’ndeki Yumuktepe ve Amik<br />
Ovası’ndaki Obeyd yerleşmelerinde de benzer gelişmelerin<br />
yaşandığı kazılarla ortaya çıkarılmıştır.<br />
Son Kalkolitik dönem, gücün dinsel ve politik<br />
açıdan merkezileşmesi olarak ifade edilebilir. Ekonomi<br />
ve mal dağıtımı seçkin bir sınıfın kontrolündedir.<br />
Kentler dini ve idari merkezlerdir. Toplum<br />
hiyerarşik temeller üzerinde yükselir. Genel hatlarıyla<br />
dinsel-politik merkezler ile tanımlanabilecek<br />
Doğu ve Güneydoğu Anadolu yerleşmeleri, kendi<br />
içinde farklı niteliklere sahiptir.<br />
Malatya/ Arslantepe’de tapınak ve idari yapılar<br />
ile seçkinlere ait konutlar ortaya çıkarılmıştır.<br />
Arslantepe’nin bölgede politik bir merkez olarak<br />
öne çıktığı görülür. Anıtsal boyutlarda inşa edilmiş<br />
idari ve dini yapılar ile kamu yapısında törensel<br />
olarak gerçekleştirildiği belirlenen ürün dağıtımı,<br />
yerleşme içi hiyerarşiyi ve yerel politik bir gücün<br />
varlığını göstermektedir.<br />
13