05.11.2018 Views

TAR101U-eski_anadolu_tarihi-2334-0-0-0-1809-V01

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Anadolu’da Bozkır Kökenli Toplumlar: Kimmerler ve İskitler<br />

Yukarıdaki metin, dili biraz daha sadeleştirilerek<br />

şu eserden alınmıştır: Grousset,<br />

R., Bozkır İmparatorluğu. Atilla, Cengiz<br />

Han, Timur, (Çev. M. R. Uzmen), İstanbul<br />

1996: 34-35.<br />

İskitlerin Savaşçı Özellikleri ve Savaş<br />

Araç Gereçleri<br />

İskit toplumunda hayatta kalabilmenin en<br />

önemli yollarından biri, iyi dövüşmek ve savaşmaktır.<br />

Savaşlardan sonra ganimet kazanma da onlar<br />

için önemliydi. Bunun için hem erkekler hem de<br />

genç kızlar savaşçı bir biçimde yetiştiriliyorlardı. Erkekler<br />

zamanlarının büyük bir bölümünü at üzerinde,<br />

avcılık ve dövüş sporlarında geçirirlerdi. Onlar<br />

küçüklüklerinden itibaren özellikle okçuluk ve ata<br />

binme konularında kendilerini yetiştirmektedirler.<br />

Erkekler kadar olmasa İskit kızları ve kadınları da<br />

ata binmesini, ok ve mızrak atmasını biliyorlardı.<br />

Ayrıca İskit kanunlarına göre, İskit kızları, üç adet<br />

düşman öldürmedikçe bir erkekle evlenemiyorlardı.<br />

İskitlerin savaşçı özelliklerini gösteren diğer bir durum<br />

da, onların kazanılan bir zaferden sonra ganimetten<br />

pay alabilmeleri için öldürdükleri düşmanlarının<br />

kafasını kesip krala götürmeleriydi.<br />

Bozkır savaşçılarının uzak dövüşte kullandıkları<br />

en önemli ve en yaygın savaş araçları ok ve yaydır.<br />

Uzunlukları çoğunlukla 70 cm’nin altında olan<br />

küçük ebatlardaki oklar, rahat bir şekilde kullanılıyordu.<br />

Zaman içerisinde ok uçları giderek daha<br />

uzun ve daha sivri bir şekilde üretilmeye başlanmıştır.<br />

Küçük ebatlarda olması ve sürekli sivrileşen ve<br />

hedefi tutturan bir görünüm kazanmasıyla bozkır<br />

savaşçıları avda veya savaşta oklarını yanlarından<br />

eksik etmemişlerdir. Bu yüzden ister yaya, isterse<br />

at üzerinde olsun, sanat eserleri üzerinde İskitli bir<br />

savaşçıyı çoğunlukla ok ve yayı ile birlikte görmek<br />

mümkündür. Onlar ok ve yayı gorytos adı verilen<br />

bir muhafazalığın içinde saklamışlar ve bu muhafazalığı<br />

bellerindeki kuşağın sol tarafına asmışlardır.<br />

İskitlerin okçuluk konusundaki hünerleri diğer<br />

devletler tarafından da takdir görmüştür. Örneğin<br />

MÖ beşinci yüzyılda bir takım İskitli okçu<br />

Atina kentinin asayişini temin eden bir polis gücü<br />

teşkilatında çalışmışlardır. Oktan sonra severek<br />

kullandıkları en önemli silah akinakes adı verilen<br />

kısa bir kılıçtır. Yakın dövüşte ihtiyaç duydukları<br />

bu silahların uzunluğu takriben 50 cm. olup, iki<br />

kenarı da k<strong>eski</strong>ndir. Bu silahlar da oklar gibi savaşçının<br />

belindeki kuşağına asılı bir şekilde taşınmıştır.<br />

Yaygın olarak kullanılan kılıçlar aynı zamanda<br />

İskitlerin savaş tanrılarının kutsal eşyasıdır. Yakın<br />

dövüş esnasında kullandıkları diğer yaygın bir savaş<br />

aleti ise savaş baltalarıdır. İskitli savaşçılar, baltalarıyla<br />

düşmana son öldürücü darbeyi vurmaktaydılar.<br />

Onların diğer hücum araçları arasında sanat<br />

eserleri üzerinde betimlenen kamçılarıdır. Bozkır<br />

savaşçılarının kendilerini savunmada ve düşmanı<br />

belli bir uzaklıkta tutmaya yarayan araçları ise uzun<br />

mızraklarıdır. Boyları üç metreyi bulan mızraklar,<br />

daha üst düzeydeki soylu savaşçılar tarafından taşınmaktaydı.<br />

Sanat eserleri üzerinde görülebildiği<br />

kadarıyla savaşçıların kalkanları bazen yuvarlak bazen<br />

dikdörtgenimsi bir şekle sahiptirler. İskitlerin<br />

kalkanları genellikle hafiftir. Kalkanlar ahşaptan<br />

yapılmış ve üzerleri deriyle kaplanmıştır. Savaşçılar<br />

başlarını korumak için miğferler giyinmişlerdir.<br />

İskit miğferlerinde bazı farklılıklar göze çarpmaktadır.<br />

Erken dönemlerde yuvarlak biçimli, bronz<br />

miğferler kullanılmıştır. Daha sonraki devirlerde<br />

Karadeniz’in batı kesimlerinde yaşayan savaşçılar,<br />

MÖ beşinci yüzyıldan itibaren Yunan taklitli sorguçlu<br />

miğferleri kullanmaya başlamışlardır. İskitler<br />

ayrıca kendi bedenlerini ve atlarının bedenlerini<br />

örtmesi amacıyla pul şeklinde, madeni plakalarla<br />

örülmüş, zırhlar üretmişlerdir.<br />

Yukarıdaki bilgiler için bkz. Schiltz, V.,<br />

Die Skythen und andere Steppenvölker,<br />

München 1994.<br />

138

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!