05.11.2018 Views

TAR101U-eski_anadolu_tarihi-2334-0-0-0-1809-V01

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Eski Anadolu Tarihi<br />

Çanak Çömleksiz Neolitik Çağ’ın bu ilk evresinde<br />

inşa edilen mimari, yuvarlak planlı, toprağa<br />

gömük, üst bölümleri kerpiçle sıvanmış saz ve ağaç<br />

dallarından yapılmaktadır. Ayrıca kollektif iş gücü<br />

gerektiren özel amaçlı, anıtsal yapılar inşa edilmiştir.<br />

Döneme özgü belli alet tipleri geliştirilmiştir.<br />

Gelişmiş ve bezemeli taş kaplar yapılmış, boncuk<br />

yapımı gibi uzmanlık alanları ortaya çıkmıştır.<br />

Çanak Çömleksiz Neolitik Dönem’in<br />

İkinci Aşaması<br />

Çanak Çömleksiz Neolitik’in ikinci aşamasının<br />

başlangıcında tahıl üretiminin belli yerleşmelerde<br />

denendiği ve hayvanlar üzerinde insan kontrolünün<br />

arttığı bilinmektedir. Ancak gerek tahıllarda, gerekse<br />

hayvan kemiklerinde evcilleştirme sonrası görülen<br />

morfolojik değişimler henüz gerçekleşmemiştir.<br />

Dönemin ortalarında pek çok yerleşmede belli tahıl<br />

türlerinin ve bitkilerin yetiştirildiği, yapı işçiliğinde<br />

ve taş alet işçiliğinde önemli yol kat edildiği görülür.<br />

Mimaride yuvarlak plandan dörtgen planlı yapılara<br />

geçilmiş, tek ve çok odalı, taştan ya da kerpiçten<br />

binalar yapılmış, hemen her yerde dörtgen mimari<br />

ana yapı biçimi olarak kullanılagelmeye başlamıştır.<br />

Çakmaktaşı ve obsidiyen taş alet işçiliğinde çift<br />

vurma düzlemli ve baskı tekniği olarak bilinen yeni<br />

teknolojiler yaygın olarak kullanılmaya başlamıştır.<br />

Obsidiyen, kimi yerleşmelere Doğu Anadolu’dan<br />

Bingöl civarından, kimi yerleşmelere ise Orta Anadolu<br />

Kapadokya kaynaklarından getirilmektedir.<br />

İnanç dünyasında belli bir ortam oluşmuş, ölü<br />

gömme geleneklerinde belirgin uygulamalara geçilmiştir.<br />

Özel yapılar, kült yapıları hemen her yerleşmede<br />

konut yapılarından ayrı olarak, farklı boyutta,<br />

özenli işçilikte, farklı teknolojiler kullanılarak<br />

yapılmaktadır. Toplu gömütler, kafatası kültü olarak<br />

bilinen törensel/inançsal uygulamalar (Çayönü),<br />

iskeletlerin alçıyla kaplanması (Körtik Tepe),<br />

bu dönem yaşamını karakterize eden özelliklerdir.<br />

Diyarbakır/ Çayönü’nde kafataslarının ayrı<br />

bir odada toplandığı bina Urfa/Nevali Çori’de ve<br />

Göbekli Tepe’de, içinde bezemeli anıtsal boyutlarda<br />

steller bulunan tapınaklar bu dönem insanının<br />

dinsel alanda ortaya koyduğu ilk olağan üstü eserler<br />

olarak değerlendirilir.<br />

Dönemin sonunda, geçim ekonomisinde tarım<br />

yaygınlaşmış, hayvan evcilleştirme süreci tamamlanmıştır.<br />

Evcilleştirilen hayvanlar arasında domuz,<br />

koyun, keçi ve sığır bulunmaktadır.<br />

Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da, özellikle Dicle<br />

ve Fırat nehirleri üzerine inşa edilen barajlar öncesinde<br />

yapılan kurtarma kazılarında ortaya çıkarılan<br />

kalıcı taş mimari ve görkemli sanat ürünleri yaşam<br />

biçimi ile ilgili zengin veriler sunar. Bu döneme ait<br />

yerleşmeler arasında Çayönü, Cafer Höyük, Nevali<br />

Çori, Akarçay Tepe sayılabilir. Çayönü, Nevali Çori<br />

ve Akarçay Tepe, benzer mimari planlı binaları, binalar<br />

arasında avlu olarak kullanılan açık alanları ile<br />

benzer yerleşme düzenine sahip dokudadır. Bu özellikler,<br />

bölge genelinde bir kültürel bütünlüğe işaret<br />

etmektedir. İlk kez Cafer Höyük ve Çayönü’nde saptanan<br />

iki katlı binaların bir örneği de Akarçay Tepe’de<br />

bulunmuştur. Üstteki yaşam katını depolama işlevindeki<br />

alt katlardan ayırmaya yönelik bu mimari gelişme,<br />

Anadolu özelliği olarak kabul edilmektedir.<br />

Neolitik Çağ’ın Çanak Çömleksiz evresi, Doğu<br />

ve Güneydoğu Anadolu’dan bilinen yerleşmelerin<br />

yanı sıra, dağlık Kapadokya ile Konya Ovası gibi<br />

çevresel ve jeomorfolojik açıdan iki farklı alt bölgeyi<br />

kapsayan Orta Anadolu’dan da bilinir. Bu bölgelerde<br />

1960’lı ve 70’li yıllarda kazılan Can Hasan III ve<br />

Suberde’nin yanı sıra kazıları halen sürmekte olan<br />

Aşıklı Höyük ile Boncuklu en erken yerleşmelerdir.<br />

Konya/ Çatalhöyük’te 1990’lı yıllarda başlayan ikinci<br />

dönem kazılarında sınırlı alanda Çanak Çömleksiz<br />

Neolitik Çağ tabakalarının varlığı saptanmıştır.<br />

MÖ dokuzuncu bin ve sekizinci bin yıla tarihlenen<br />

Aksaray yakınındaki Aşıklı Höyük ile çağdaşı<br />

Boncuklu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Çanak<br />

Çömleksiz Neolitik yerleşmelerinden ekonomik,<br />

yerleşme düzeni ve yaşam biçimi açısından farklılık<br />

gösterir. Aşıklı Höyük topluluğunun geçim ekonomisi,<br />

tarım bilgisine ve deneyime sahip olmakla birlikte,<br />

yabani hayvan avı, yabani tahıl, bitki ve meyve<br />

toplayıcılığı ağırlıklıdır. Hayvanlar henüz evcilleştirilmemiştir.<br />

Bölgedeki tüm yerleşmelerde daha sonraki<br />

bin yıllarda da süregelecek olan bal peteği görünümündeki<br />

sıkışık yerleşme düzeni hakimdir. Kerpiçten<br />

yapılan binalara damlardan girilmektedir. Evlerin<br />

damları günlük yaşam alanı olarak kullanılmaktadır.<br />

Güneybatı Asya’daki en zengin obsidiyen yataklarından<br />

birine sahip Kapadokya Bölgesi’nde,<br />

Göllüdağ’da yapılan Kaletepe Obsidiyen Atölyesi<br />

kazısında en <strong>eski</strong>si Çanak Çömleksiz Neolitik<br />

Çağ’a ait işlikler bulunmuştur. Uzman gruplar<br />

tarafından seri üretimi yapılan obsidiyenlerin Güneydoğu<br />

Anadolu ve Kuzey Suriye’den Kıbrıs’a kadar<br />

ihraç edildiği anlaşılmıştır. Kaletepe bulguları,<br />

evcil hayvanların olmadığı dolayısıyla yük taşımanın<br />

doğrudan insan gücüne bağlı olduğu dönemde<br />

uzak bölgeler arası iletişimin olduğunu ve takas yoluyla<br />

ticaret yapıldığını göstermiştir.<br />

7

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!