05.11.2018 Views

TAR101U-eski_anadolu_tarihi-2334-0-0-0-1809-V01

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Lidya Krallığı<br />

riye gitmektedir. MÖ üçüncü binyılın son yüzyılına<br />

doğru göç ederek Anadolu’ya geldiği bilinen<br />

Hint-Avrupalı kavimler, Anadolu’nun demografik<br />

yapısını büyük ölçüde değiştirdiler. Yeni kavimlerden<br />

birisi Orta Anadolu’daki Hatti ülkesini istila<br />

eden ve kendilerine Neşili diyen Hititler, bir diğeri<br />

Anadolu’nun güney batı kesimlerini iskân eden Luwilerdi.<br />

Bir başka gurup da yazılı belgelerde Hitit<br />

İmparatorluk Çağı’nda Hitit kralına bağımlı olarak<br />

siyasal varlıklarını sürdükleri anlatılan krallıkların<br />

halklarıydı. Kimi araştırmacılar zaman zaman siyasi<br />

güçlerini artırmak için federe devletler olarak örgütlenen<br />

bu krallıkların halklarını da Luwiler olarak<br />

tanımlamaya çalışan teoriler üretmektedirler.<br />

Lidya bölgesinin MÖ ikinci binyılı hakkında<br />

Hititçe çivi yazılı belgelerde bazı bilgiler bulunmaktadır.<br />

Geç Tunç Çağı’na (MÖ 1600-1200)<br />

ait olan bu yazılı belgeler ile Luwi hiyeroglif yazıtlarından<br />

Anadolu’nun batısında Hitit krallarına<br />

bağımlı olan, fakat lokalizasyonu hâlâ tartışmalı<br />

olan çok sayıda krallık vardı. Bunlardan Arzawa<br />

Ülkeleri, Şeha Nehri Ülkesi, Aşşuwa Krallığı ve<br />

Mira Krallığı’nın MÖ birinci binyılda Lidya adıyla<br />

anılacak olan bölgeyi de içine alan ülkelerden birisi<br />

olabileceği önerilmektedir. Bölgenin Aşşuva ve<br />

Mira krallıklarının bir parçası olduğunu iddia eden<br />

teoriler diğerlerine göre daha fazla itibar görür.<br />

Aşşuwa’nın MÖ birinci binyıla ait olan <strong>eski</strong> Yunanca<br />

yazılmış antik edebi kaynaklarda bir bölge adı<br />

olarak geçen “Asia” ile eşleştirilebileceği önerilmektedir.<br />

Bu öneri çerçevesinde Lidya adıyla anılacak<br />

olan bölgenin bilinen ilk sakinlerinin Aşşuvalılar<br />

olabileceği teorisini güçlendirmektedir.<br />

Ege Göçleri ve Karanlık Çağda Lidya:<br />

Lidyalıların Anadolu’ya Gelişi<br />

Mısır firavunları Merneptah (ya da Merentah:<br />

MÖ 1213-1203) ile III. Ramses’in (MÖ 1183-<br />

1152) hükümdarlıkları dönemine ait yazıtlarda,<br />

Balkan kökenli büyük ve zincirleme göç hareketinin<br />

Mısır’a saldıran uzantılarından “Deniz Halkları”<br />

olarak söz edildi. Bu nedenle günümüzde bazı<br />

tarihçiler “Ege Göçleri” olarak tanımlanan olaylarla<br />

gelen söz konusu istilacıları “Deniz Halkları<br />

(veya Kavimleri)” adıyla anarlar.<br />

Troya Savaşı’nı zaferle sonuçlandıran Akaların<br />

Anadolu’daki uzantıları, Anadolu’nun krallık ve<br />

halkları, demir silahları olan bu istilacı kavimler<br />

karşısında başarılı olamayarak yerleşim birimlerini<br />

terk edip bu büyük göç dalgasının bir parçası<br />

oldular. Zira sözünü etmiş olduğumuz iki Mısır<br />

firavununa ait olan kahramanlık yazıtlarında köken<br />

itibariyle Yunanistan ve Anadolulu oldukları<br />

bilinen Lukkalar (Likyalılar), Ekveşler (Akalar),<br />

Tereşler (Turşa=Etrüskler) ile Kode (Kizzuwatna)<br />

ve Arzova (Arzawa) gibi halkların adları sayıldı.<br />

Daha sonra Lidya adıyla anılacak olan bölgede yaşayanların<br />

da Mısır’a kadar ulaşan bu göç hareketinde<br />

yer almış olduğunun kanıtı, Mısır firavunu<br />

III. Ramses’in Medinet Habu’daki kahramanlık<br />

yazıtında Arzova’dan da söz edilmiş olmasından<br />

anlaşılmaktadır.<br />

Ege Göçlerinin ardından Anadolu’da ve Yunanistan<br />

da dâhil hemen hemen tüm orta ve doğu<br />

Akdeniz ile Önasya’da iki yüz ile dört yüz yıl arasında<br />

değişen bir zaman dilimi içinde Karanlık Çağ<br />

yaşandı. Zira bu göçlerden sonra söz konusu büyük<br />

coğrafyanın siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel<br />

yapısı asla <strong>eski</strong>si gibi olmadı. Anadolu’da Hititler<br />

ile onların hâkimiyeti altında bulunan halklar ya<br />

da bağımlı krallıklar arkeolojik araştırmaların onları<br />

keşfetmiş olduğu on dokuzuncu yüzyıla kadar<br />

sanki hiç yaşamamışlar gibi unutuldular. Çünkü<br />

Hititlerin konuştuğu dil ve bu dilin uyarlandığı<br />

Hititçe çivi yazısı bir daha kullanılmadı. Aşşuva<br />

(Asya), Lukka (Likya), Kargişa (Karya), Milavanda<br />

(Miletus) ve Apaşa (Ephesos) gibi eşleştirilmeleri<br />

tartışmalı olan MÖ ikinci binyıla ait Anadolulu<br />

yer adları dışındakiler kullanılmamış, bazılarının<br />

yerini tamamen yeni olan adlar almıştır. Bu arada<br />

Ege göçlerinin bir parçası olarak Mısır’a saldıranlar<br />

arasında yer alanların bir grubu, deniz yoluyla İtalya<br />

yarımadasına gidip oraya yerleşen Etrüsklerdi.<br />

Karanlık Çağ<br />

MÖ 1200 yıllarından sonra Anadolu ve<br />

Doğu Akdeniz çevresinde kentlerin büyük<br />

oranda terk edildiği, merkezi güçlerin<br />

zayıfladığı/ yıkıldığı görülür. Bu dönemde<br />

Anadolu’da yazı, anıtsal heykel ve kabartma<br />

yapımı kesintiye uğramıştır. Halk büyük<br />

oranda kırsal alanlarda tarım ve hayvancılık<br />

yaparak yaşamaya devam etmiştir.<br />

Karanlık Çağ denmesinin nedeni bu süreci<br />

aydınlatacak yazılı ve arkeolojik kaynakların<br />

yetersizliğidir.<br />

114

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!