You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Eski Anadolu Tarihi<br />
sinde ele geçen megaronların kullanıldığı dönemdeki görünümüyle ilgili en aydınlatıcı bilgi kayalara oyulmuş<br />
Frig kült anıtları ile az sayıda ele geçen taşlara kazınmış bina resimlerinden edinilmektedir. Taş temelli, ahşabın<br />
bolca kullanıldığı kerpiç duvarlı yapılarda cepheler geometrik bezemeli oymalarla süslüydü. Çatı, ahşap<br />
iskeletin üzerine çamur sıvanarak ya da saz örtülerek yapılmış semerdam tarzındaydı. MÖ altıncı yüzyıldan<br />
itibaren önemli megaronların çatısı kiremitlerle örtülmeye ve cephesi pişmiş toprak levhalarla kaplanmaya<br />
başlamıştır. Bu megaronların en büyüğünde (M3) bulunan<br />
ince dokumalar ve fildişi kakmalı ahşap mobilya gibi lüks<br />
eşyalar, bu yapının krala ait resmi kabul salonu olduğunu<br />
düşündürmektedir. Bu alandaki yapılardan birinde ele geçen<br />
renkli çakıl taşlarından yapılmış taban döşemesi ise bu tip zemin<br />
döşemesinin Eskiçağ’daki en <strong>eski</strong> örneklerindendir. Saray<br />
alanının batısında uzun bir perde duvar ile ayrılmış teras<br />
üzerinde, ortadaki geniş sokağa açılan karşılıklı iki yapı dizisi<br />
ise mutfak, işlik ve atölye olarak kullanılan mekânlardı.<br />
Megaron<br />
Batı Anadolu ve Ege dünyasında MÖ.3.<br />
bin yıldan itibaren kullanılan, önde, dar<br />
kısa taraflarında bar giriş holü ve arkada<br />
ocaklı büyük bir salondan oluşan dikdörtgen<br />
planlı yapılardır.<br />
Resim 6.2 Gordion Erken Frig Dönemi (MÖ 900-800 yılları) Sitadel Planı<br />
Kaynak: Sevin 2003, s. 245.<br />
Resim 6.3 Sitadelde Yer Alan Büyük Megaronun (M3) Rekonstrüksiyonu<br />
Kaynak: Sevin 2003, s. 260.<br />
101