Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Sultanahmet’te Tulumbacı Ahmet<br />
Bey ile başlıyor, mutfaktaki<br />
yolculuğu. Sırf tulumba<br />
öğrenmek sevdasıyla okuldan kaçıp<br />
kaçıp babasının çok yakın arkadaşının<br />
Vezneciler’deki dükkanına gidiyor, daha<br />
ilkokul yaşlarındayken. Günlerden<br />
birgün Tulumbacı Ahmet’in babasına<br />
söylediği “Bu çocuk okumaz, mutfağı<br />
seviyor. Sen gel, ne kendini ne oğlunu<br />
yıprat” demesi üzerine Mustafa (Öztürk)<br />
ustası ile tanıştırılarak mesleğe ilk<br />
adımını atıyor, Radisson Blu Hotel,<br />
Istanbul Ataköy’ün Executive Şefi Öner<br />
Çulfaz.<br />
İlk bulaşıktan başlıyor<br />
Anlattığına göre ilk işi bulaşıkçılık<br />
oluyor, Öner Çulfaz’ın. Kocaman<br />
çizmeleriyle mavi bidonların üzerine<br />
çıkıp aşçı abilerini öyle bir gıptayla<br />
izliyor ki, bir an geliyor, gözyaşlarını<br />
tutamayıp bir köşede ağlıyor için<br />
için. Bir tarafında beyaz önlüklü<br />
büyüklerine tezat çizmeli halleri bir<br />
tarafında kantininde simit yediği okul<br />
anıları canlanıyor. Ustasının başında<br />
salladığı aşçı önlüğüyle duruyor<br />
ancak gözpınarları. “Bunu hak etmek<br />
istiyorsan mücadele edeceksin,<br />
ağlamayacaksın” sözleriyle en çok da!..<br />
Soğuk bölümündeki aşçının işe<br />
gelmeyişi şansı oluyor yine günlerden<br />
birgün. Etrafta kimseler yokken karides<br />
ayıklamaya baş koyuyor, “Baktım<br />
şeflerden biri önlüğü yüzüme doğru<br />
fırlattı. Ben de herhalde sinirli bir şef<br />
diye alıp katladım önlüğü. 2-3 dakika<br />
sonra sous şefi geldi. ‘Oğlum neden<br />
giymedin, bu senin artık’ deyince<br />
dondum kaldım” sözleriyle o çok<br />
hayalini kurduğu önlüğü nasıl ilk kez<br />
hak ettiğini söylüyor.<br />
Sonrası anlatılmaz yaşanır dediği<br />
türden deneyimli şefin; tarifi olmayacak<br />
bir mutluluk, heyecan ve sevinç... Sanki<br />
gerçek bir mutfak şefiymişçesine bir<br />
taraftan sıcağa koşuyor, bir taraftan<br />
karpuzları siliyor, artık kime, hangi işe<br />
denk geldiyse...<br />
Ustalarının gözüne gire gire terfi<br />
alıyor<br />
“Ben bunlar gibi olmak istiyorum”<br />
demesiyle dizginlenemeyen bir<br />
yükselişin içine girdiğini anlatan Öner<br />
Şef, o hevesle süslediği karpuzuyla bir<br />
kez daha giriyor ustalarının gözüne.<br />
En çok da İtalyan Restaurant’ta o bir<br />
Allahın kuluna meslek öğretmeyen<br />
şefinin gözüne. “Şefimin bana ‘Seni<br />
buradan her şeyi öğrenmiş bir şekilde<br />
yollayacağım’ sözlerini <strong>hi</strong>ç unutamam”<br />
diyen Öner Şef için öyle de oluyor, bir<br />
bir öğrenmeye başlıyor mutfaktaki her<br />
bir şeyi. Üstelik o kadar iyi öğreniyor ki,<br />
sous şefine bile kendi işini öğretecek<br />
cesaret ve özgüvenle akıl veriyor<br />
bir mutfak mesaisinde daha. Şefine<br />
tattırmak üzere ilk Niyokki’sini yapıyor;<br />
açılıştan kapanışa geçme mükafatına<br />
nail oluyor bu kez de. Raşit Şef’in alnını<br />
öpmesiyle bu defa ıstakoz öğreniyor.<br />
1996 yılıyla beraber İstanbul’a gelerek<br />
çok sayıda otel ve restoran mutfağında<br />
çalıştığını söyleyen Öner Şef, vatani