ERP HABER Dergisi Mayıs 2018 Sayısı yayında!

05 > 2018 > ERP HABER 

www.erphaber.com.tr > Türkiye’nin ilk ERP e-dergisi 

< 1

Bir aylık aranın ardından tüm ERP HABER okuyucularına Merhaba, 

ERP sektörü açısından yaz aylarının daha durağan geçtğini göz 

önünde bulundurarak, 

dergimizin içerik ve genel kurgusu ile ilgili küçük değişikliklere 

gitmek istedik ve bu süre 

zarfında sizler için daha güncel ve dolu dolu bir sayı hazırladık 

Nisan ayında yürürlüğe giren KVKK yasasının ardından tüm organizasyonlarda 

gündemin ilk 

maddesine dönüşen KVK ve GDPR bu sayımız için özellikle incelediğimiz 

konular oldu Aynı 

zamanda Endüstri 4 0’ın ardından her geçen gün yeni bir kavram 

kazanan sektörde, son 

zamanların en önemli kavramlarından olan Dijital İkiz teknolojisini 

inceleyerek bir başarı 

hikayesini sizlere sunuyoruz 

Tüm bunların yanı sıra, bu sayımızı özel kılan Softare AG lke 

Müdürü Sayın Ebru Kılıç Eker 

ile frmanın gelecek hedeferini ve bugününü konuştuk 

Bu sayımızda, ERP sektörüne dair en güncel, doğru 

ve tarafsız haberlere, makalelere ve etkinliklere 

ulaşabilirsiniz 

Keyifi okumalar… 

Pınar Şengül 

www.erphaber.com.tr > Türkiye’nin ilk ERP e-dergisi 05 > 2018 > ERP HABER 



2 > < 3

GENEL YAYIN YÖNETMENİ 

Harun Doyuran 

harun.doyuran@erpnews.com 

EDİTÖR 


pinar.sengul@erpnews.com 

İŞ GELİŞTİRME DİREKTÖRÜ 


pinar.sengul@erpnews.com 

İÇERİK VE OPERASYON TAKIM LİDERİ 

Pınar Şenturan 

pinar.senturan@erpnews.com 

YAZILIM TAKIM LİDERİ 

Burak Özturan 

burak.ozturan@erpnews.com 

SOSYAL MEDYA TAKIM LİDERİ 

Katie Slimov 

katie.slimov@erpnews.com 

İÇERİK ASİSTANI 

Burcu Nihal Demirci 

burcu.demirci@erpnews.com 

TÜRKÇE İÇERİK DEPARTMANI 

info@erphaber.com 

İNGİLİZCE İÇERİK DEPARTMANI 

info@erpnews.com 

REKLAM PAZARLAMA DEPARTMANI 

info@clickcarrot.com 

ADRES 

İSTANBUL MERKEZ 

Altunizade Mah. Kalfa Çeşme Sok. 

Validebağ 20B-10 Altunizade 

Üsküdar - İstanbul 

İZMİR OPERASYON MERKEZİ 

Tuna Mah. 1690 Sok. No:5 Ofis:402 

Karşıyaka - İzmir 

SAP 

6-7 

eFinans 

8 

Logo 

9 

abas 

10 

Makale 

11 

Röportaj 

12-13 

Makale 

14-15 

SAP 

16-17 

Makale 

18-19 

Makale 

20-21 

canais 

22 

abas 

23 

Makale 

24-25 

Makale 

26-27-28 

eFinans 

29- 

IAS 

30-31 

abas 

32-33 

Makale 

34-35 

IFS 

36 

SAP SE, 2018 Birincil Çeyrek Finansal Sonuçlarını Açıkladı 

eFinans’ta Yeni Dönem Başlıyor! eFinans’ın Yeni Genel 

Müdürü Okay Yıldırım Oldu 

Logo Yazılım’dan İlk Çeyrekte Net DÖnem Kârında %71 

Artışı 

abas Türkiye, Dijital Dönüşüm Yol Haritası Paneli’ndeydi 

GDPR ve KVKK Nedir? 

Saftware AG Türkiye Ülke Müdürü Ebru Kılıç Eker 

Bir ERP Uygulamasına İhtiyaç Duyduğunuzu Gösteren 3 

Şey 

Penti SAP S/4HANA’yı Microsoft Azure Üzerinde 

Çalıştırıyor 

Siemens “Dijital İkiz” Teknolojisi ile Maliyetleri Düşürdü 

Bir Dövme Yaptırmak ile EPR Uygulaması Arasındaki 

Benzerlikler 

canias ERP Brezilya Pazarına Girdi 

abas Otomotiv’de Tedarik Zinciri & Lojistik Optimizasyonu 

Konferansı’ndaydı 

Dijital İkiz Nedir? 

Kanat Boya, IFS ERO ile Global Pazarda Daha Rekabetçi 

Bir Yapıya Kavuştu 

eFinans’tan Bir Yenilik Daha... eFinans ve QNB Finansbank 

İş Bİrliğiyle “E-Defter ile Mali Analiz” Dönemi Başlıyor 

canias ERP’nin Uluslararası Yetkinliği Kanıtlandı 

ERP-EDI Entegrasyonu MAliyetleri Düşürür, Verimliliği 

Artırır 

Dijital Dünyada Değişim Yönteminin 7 Başarı Faktörü 

Türkiye’nin Öncü Pompo Üreticisi MAS-DAF, IFS 

Applications ile Dijital Dönüşümünü Hızlandırıyor 

İMTİYAZ SAHİBİ 

Click Carrot Digital Marketing Agency 

Harun Doyuran 




4 > < 5

2018’in Birinci Çeyreğinde 

Öne Çıkan Finansal 

Sonuçlar 

SAP SE, 2018 Birinci 

Çeyrek Finansal 

Sonuçlarını Açıkladı 

Kurumsal uygulama ve yazılım 

alanında dünya lideri SAP, 2018’in 

birinci çeyreğine dair finansal sonuçlarını 

açıkladı. Callidus’un satın 

alımı ve güçlü operasyonel ivme ile 

2018 öngörülerini yükselten SAP, 

IFRS dışı bulut aboneliklerinin ve 

destek gelirinin sabit kurlarla 4,95 

milyar Euro – 5,15 milyar Euro aralığında 

olmasını bekliyor. IFRS dışı 

bulut ve yazılım gelirlerinin ise sabit 

kurlarla 20,85 milyar Euro – 21,25 

milyar Euro aralığında olması bekleniyor. 

•Bulut gelirleri %18 (IFRS) artışla 

ve sabit kurlarla %31’lik (IFRS dışı) 

artışla ilk defa bir çeyrek dönem 

içinde 1 milyar Euro’yu aştı. 

•Yeni bulut kontrat satışları sabit 

kurlarla %25 artarak 2017’nin birinci 

çeyreğinde kaydedilen olağanüstü 

artışın da ötesine geçti. 

•Önceki yılın aynı dönemine kıyasla 

%43 artış ve 8.300’ün üzerinde 

SAP S/4HANA müşterisiyle, dijital 

çekirdek olarak adlandırdığı ana 

faaliyet alanında ivme kazanmaya 

devam ediyor. 

•SAP, Callidus’un satın alımını ve 

güçlü operasyonel ivmesini yansıtacak 

şekilde 2018 öngörülerini 

yükseltti. 

SAP SE CEO’su Bill McDermott, 

2018 birinci çeyrek sonuçlarına 

ilişkin şöyle konuştu;“SAP; buluttaki 

hızlı büyümesi, güçlü yazılım 

satışları ve faaliyet gelirindeki genişleme 

ile ivme kazanmayı sürdürüyor. 

Bir kez daha gördük ki 

en zorlu karşılaştırmalarda bile S/ 

4HANA şirketimize büyük pazar 

payları kazandırmaya devam etti. 

Öngörülebilir gelirlerin giderek artmasıyla, 

beklentilerimizin çok ötesinde 

olan kârlılığımız, hissedarlarımızın 

şirketimize daha da büyük 

bir güven duymasını sağlıyor. SAP, 

bu güçlü konumu sayesinde CRM 

gibi pazarlarda her zamankinden 

daha cesaretli olacak.” 

SAP SE CFO’su Luka Mucic ise, 

“Birinci çeyrekte özellikle iki konu 

beni çok gururlandırdı: Önceki yılın 

aynı dönemindeki güçlü konumumuza 

rağmen yıllık öngörümüzün 

bile üzerinde bulut ve yazılım büyümesi 

sağladık. Buna ek olarak, 

çalışanlarımıza ve portföyümüze 

yatırım yapmaya devam ederek, 

faaliyet kârlılığımızı da artırdık. Bu 

2018 ve sonrası için bana büyük bir 

güven veriyor.” diye konuştu. 

Yeni bulut kontrat satışları [1] ilk 

çeyrekte %14 (sabit kurlarla %25) 

arttı ve 245 milyon Euro’ya ulaştı. 

Bulut abonelikleri ve destek gelirleri, 

geçen yılın aynı dönemine 

kıyasla %18 artarak 1,07 milyar 

Euro’ya (IFRS) ulaştı ve sabit kurlarla%31 

(IFRS dışı) artış kaydedildi. 

Yazılım gelirleri geçen yılın 

aynı dönemine kıyasla %10 azalarak 

625 milyon Euro (IFRS) oldu ve 

sabit kurlarla %2 (IFRS dışı) düştü. 

Yeni bulut ve yazılım lisans kontrat 

satışları[2] birinci çeyrekte geçen 

yıla oranla sabit kurlarla %10 arttı. 

Bulut ve yazılım gelirleri geçen yılın 

aynı dönemine kıyasla %1 artışla 

4,35 milyar Euro’ya (IFRS) ulaştı ve 

sabit kurlarla %9 (IFRS dışı) arttı. 

Toplam gelir geçen yılın aynı dönemine 

kıyasla sabit kalarak 5,26 

milyar Euro (IFRS) olarak gerçekleşti 

ve sabit kurlarla ise %9 yükseldi 

(IFRS dışı). 

SAP’nin hızla genişleyen bulut iş 

kolu ve destek gelirlerindeki güçlü 

büyüme, daha öngörülebilir gelirlerin 

payını artırmaya devam etti. 

Bulut aboneliklerinin & destek gelirlerinin 

ve yazılım destek gelirlerinin 

tamamı ilk çeyrekte toplam gelir 

içindeki payını %2 artırarak %71’e 

ulaştı ve ilk defa %70’i aştı. 

Birinci çeyrek faaliyet kârı yıldan 

yıla %52 artışla 1,03 milyar Euro 

olurken (IFRS), sabit kurlarla %14 

(IFRS dışı) artış gerçekleşti. Ocak 

2018’de duyurulduğu gibi, şirket 

2018’de IFRS 15’i benimsemesi ile 

gelirlerinde ve kârlılığında pozitif 

bir etki bekliyor. Birinci çeyrekte 

bu durumun SAP’nin faaliyet kârı 

üzerindeki pozitif etkisi 44 milyon 

Euro civarında gerçekleşti. Hisse 

başı kazanç %37 artarak 0,59 Euro 

(IFRS) ve %1 düşerek 0,73 Euro 

(IFRS dışı) oldu. 

Birinci çeyrek için faaliyetlerden 

elde edilen nakit akışı, geçen yılın 

aynı dönemine kıyasla %10 düşerek 

2,58 milyar Euro oldu. Serbest 

nakit akışı yıldan yıla %17 azalarak 

2,15 milyar Euro’ya geriledi. Serbest 

nakit akışındaki azalmanın 

temel nedeni, yüksek vergi ödemeleri 

ve kur dalgalanmalarıyla 

birlikte önceki yıla kıyasla yatırım 

harcamalarındaki artış oldu. Birinci 

çeyreğin sonu itibarıyla net likidite 

bir önceki yıla kıyasla 1 milyar Euro 

iyileşme göstererek 546 milyon 

Euro oldu. 

[1] Yeni bulut kontrat satışlarında, bulut 

abonelikleri ve destek gelirleri olarak sınıflandırılması 

beklenen ve belirli bir dönemde 

yeni müşteri satın almalarından ve mevcut 

müşterilerin ek satın almalarından kaynaklanan 

sipariş girişlerinden oluşmaktadır. 

Mevcut sözleşmelerin yenilenmesine ilişkin 

siparişler dahil değildir. Sipariş tutarının 

taahhüt edilmiş olması gerekmektedir. Bu 

nedenle, kullanım başına ödeme yapılan 

ve minimum tüketim taahhüdü verilmeyen 

iş ağı işlem ücretleri bu tutara yansıtılmamaktadır 

(örn. SAP Ariba ve SAP Fieldglass 

işlem bazlı ücretleri). Dahil edilen tutarlar 

genellikle yıllık olarak hesaplanmaktadır. 

Ölçümlerde dahil edilen tutarlar genellikle 

yıllık olarak hesaplanmıştır (yıllık olarak 

hesaplanmış sözleşme değeri ACV). 

[2] Yeni bulut ve yazılım lisans kontrat 

satışları, yeni bulut sipariş girişlerinden 

ve yazılım lisans sipariş girişlerinden 

oluşmaktadır. Yeni bulut 

sipariş girişlerinin ölçüm sistemi, 

yukarıda açıklanan yeni bulut sipariş 

ölçüm sistemi ile benzer olmakla 

birlikte, tek bir fark vardır: Yeni bulut 

sipariş girişlerinde, siparişlerin 

toplam sözleşme değeri (TCV) ele 

alınırken, yeni bulut aboneliği ölçümünde 

siparişin yıllık esasa indirgenmiş 

sözleşme değeri (ACV) ele 

alınmaktadır. Yazılım lisans siparişlerinin 

girişi ise, yazılım lisans geliri 

olarak sınıflandırılması beklenen ve 

belirli bir dönemde alınan siparişlerin 

tamamının toplamıdır. Yazılım 

lisanslarıyla birlikte satılan destek 

hizmetleri, yazılım lisans sipariş girişleri 

ölçüm sistemine dahil değildir. 




6 > < 7

eFinans’ta Yeni Dönem 

Başlıyor! eFinans’ın Yeni 

Genel Müdürü Okay 

QNB Finansbank’ın iştiraki, e-Dönüşüm 

sektörünün lider oyunculardan 

eFinans’ın yeni Genel Müdürü 

Okay Yıldırım oldu. 

1976 Balıkesir doğumlu olan Yıldırım, 

Ankara Üniversitesi Siyasal 

Bilgiler Fakültesi Maliye bölümünden 

mezun olduktan sonra 2000 

yılında management trainee olarak 

başladığı bankacılık kariyerinde 

bireysel, KOBİ ve ticari bankacılık 

işkollarında şube ve genel müdürlükte 

çeşitli görevlerde bulundu. 

Son dört yıldır kariyerine, QNB Finansbank’ta 

Nakit Yönetimi ve Dış 

Ticaret Direktörü olarak devam 

eden Okay Yıldırım, 7 Mayıs 2018 

tarihi itibari ile eFinans Elektronik 

Ticaret ve Bilişim Hizmetleri A.Ş’ye 

Genel Müdür olarak atandı. İngiliz- 

YILDIRIM Oldu 

ce ve Almanca bilen Okay Yıldırım 

evli ve bir erkek çocuk babasıdır. 

eFinans Hakkında 

2013 yılında Cybersoft ortaklığı 

ile kurularak, Şubat 2018’de QNB 

Finansbank’ın yüzde 100 iştiraki 

olan ve e-dönüşüm sektörünün 

lider oyunculardan olan eFinans, 

kurumsal firmalar ve KOBİ’lerde 

dijitalleşmenin öncüsü olmayı hedefliyor. 

eFinans, müşterilerinin ihtiyaçlarını 

doğru anlayarak yüksek 

güvenlik ve kalite anlayışı ile e-Fatura, 

e-Defter, e-Arşiv, e-İrsaliye, 

İhracat ve Tax-Free e-Fatura uygulamaları 

ve KEP (Kayıtlı Elektronik 

Posta) başta olmak üzere tüm 

e-dönüşüm ürünlerinde yenilikçi 

çözümler ve buna bağlı katma değerli 

finansman hizmetleri sunuyor. 

EESPA’nın (European e-Invoicing 

Service Providers Association) ilk 

Türk üyesi olan eFinans; Basware 

ve Tesisquare gibi Avrupa büyükleri 

ile yapmış olduğu iş ortaklıkları 

ile Türkiye’de dış ticaret alanında 

entegrasyon sağlayan ilk e-Fatura 

hizmet sağlayıcısı olma özelliğine 

sahiptir. eFinans aynı zamanda 

küresel e-Fatura başvuru kaynağı 

olan Billentis Raporu’nun da düzenli 

sponsorudur. Bankacılıkla 

ilgili birçok finansal üründe dijital 

çözümleri bulunan eFinans, QNB 

Finansbank ile ilerleyen dönemde 

yaratacakları sinerji ile Fintech 

şirketi olma yönünde ki vizyonunu 

genişletmeyi hedefliyor. 

Logo Yazılım’dan İlk Çeyrekte Net 

Dönem Kârında %71 Artışı 

Türkiye’nin en büyük bağımsız yazılım 

kuruluşu Logo Yazılım, uzun yıllardır 

devam eden başarılı performansını 

2018’in ilk çeyreğinde de sürdürdü. 

Logo Yazılım, net satış gelirini bir önceki 

yılın aynı dönemine göre %26 

artışla 67.4 milyon TL’ye yükseltti. 

Şirketin net dönem kârı ise %71 artış 

göstererek 17.8 milyon TL’ye ulaştı. 

Logo, Türkiye’deki operasyonlarıyla 

net satış gelirlerinde %38, net kârlılıkta 

%69 büyüme sağladı. 2016 sonunda 

başlayan Romanya ve Hindistan 

yatırımlarına odaklanan Logo, bu 

yatırımların meyvesini almaya başladı 

ve Romanya’daki iştiraki Total Soft’un 

net satış gelirlerini ve kârlılığını artırdı. 

Yazılım sektörünün müşteri sayısı 

açısından sektör lideri olan Logo, 

2018 ilk çeyreğinde yeni müşteri 

kazanımını geçen senenin aynı dönemine 

göre %25oranında artırdı. 

E-devlet çözümlerinde firma sayısına 

göre sektör liderliğini sürdüren Logo, 

müşteri havuzunu son 12 ayda %26 

genişletti ve kontör harcama gelirleri 

%34 oranında arttı. 

Uzun yıllardır Ar-Ge’ye büyük önem 

veren Logo Yazılım, yatırımlarını bu 

dönem içerisinde de sürdürerek, 

özellikle Romanya’daki iştiraki Total 

Soft’un Ar-Ge yatırımlarıyla beraber 

toplam Ar-Ge yatırımlarının faturalanan 

gelirlere oranını da %32’ye çıkardı. 

İlk çeyrek finansal sonuçları değerlendiren 

Logo Yazılım İcra Kurulu 

Başkanı M. Buğra Koyuncu, “Son yıllarda 

istikrarlı bir şekilde tekrar ettiği 

çift haneli büyümesini 2017 yılında 

da sürdüren Logo Yazılım, 2018’e de 

aynı tempoyla başladı. İlk çeyrekte 

sergilediğimiz performans bize gurur 

veriyor. Bu performansın önemli bir 

Türkiye’nin en büyük 

bağımsız yazılım şirketlerinden 

Logo Yazılım, 

net satış gelirlerini 

bir önceki yılın aynı 

dönemine göre %26 

artırarak 67.4 milyon 

TL’ye yükseltti. 

Şirket net dönem kârını 

ise %71 artırarak 

17.8 milyon TL elde 

etti. 

İlk çeyrekte yeni 

müşteri kazanımını ise 

%23 oranında artırdı. 

kısmı Türkiye operasyonlarımızdaki 

istikrarlı yüksek büyümeden kaynaklanıyor. 

Öte yandan, geçtiğimiz yıl 

ağırlıklı olarak yurtdışı yatırımlarımıza 

odaklanmıştık. Bu yılın ilk çeyreğinde 

elde ettiğimiz Total Soft’un kârlılığındaki 

iyileşme de bu yatırımlarımızın 

meyvesini almaya başladığımızın somut 

göstergesidir.” dedi. 

Net 

Satış 

Geliri 

Esas 

Faaliyet 

Kârı 

Net 

Dönem 

Kârı 

2017 İlk 

Çeyrek 

53.6 

Milyon 

TL 

13.1 

Milyon 

TL 

10.4 

Milyon 

TL 

2018 İlk 

Çeyrek 

67.4 

Milyon 

TL 

20.1 

Milyon 

TL 

17.8 

Milyon 

TL 

Değişim 

%26 

%53 

%71 




8 > < 9

abas Türkiye, Dijital Dönüşüm Yol 

Haritası Paneli’ndeydi 

Başta BEYSAD olmak üzere ülkemizdeki 

birçok dernek tarafından 

desteklenen HEFI – İstanbul Ev 

Elektroniği Beyaz Eşya Ana ve Yan 

Sanayi Fuarı, İstanbul Fuar Merkezi’nde 

20-23 Haziran 2018 tarihleri 

arasında gerçekleştirildi. 21 Haziran’da 

düzenlenen Beyaz Eşya Ana 

ve Yan Sanayi’nde Dijital Dönüşüm 

ve Verimlilik Yol Haritası Konferansı’nda, 

Yalın Üretim Danışmanı Kenan 

Bekdemir’in moderatörlüğünü yaptığı 

Dijital Dönüşüm Yol Haritası Paneli’nde 

abas Türkiye Satış Yöneticisi Ali 

Çatak panelist olarak yer aldı. 

“Dijital dönüşüm/Endüstri 4.0 nedir? 

Koşulları yerine getirmek için 

önce neler tamamlanmalıdır?”, “Dijital 

dönüşüm/Endüstri 4.0 ile birlikte 

iş modellerinde değişim ne yönde 

olacak?”, “Türkiye dijital dönüşüm/ 

Endüstri 4.0 yolculuğunda nerede?” 

ve “Türkiye şu anda nasıl bir süreçten 

geçerek Endüstri 4.0 seviyesine 

ulaşabilir?” gibi can alıcı unsurlar 

panelistler tarafından detaylı olarak 

irdelendi. 

İrdelenen bu unsurlardan, mevcut 

durum ve şirketlerin Endüstri 4.0’a 

bakış açısı ile ilgili Ali Çatak’ın dikkat 

çeken yorumlarından biri ise şöyleydi; 

“Evet, Endüstri 4.0 diyoruz, 4. 

Sanayi Devrimi diyoruz, ama bu sanayi 

devrimini diğerlerinden gözle 

görülür şekilde ayıran farklar var. Bu 

farklardan en belirgin olanı, daha önceki 

sanayi devrimlerine nazaran çok 

daha hızlı gerçekleşmesi ve etkilerinin 

de çok daha yıkıcı olması. Yıkıcı 

dememizdeki neden ise, globalde 

Fortune 500, Türkiye’de de İSO 500 

içerisinde yer alan kapanan veya 

küçülmeye giden şirket sayısının giderek 

daha da artması. Ve yapılan 

bir araştırma sonucuna göre dünya 

liderlerinin %66’sı teknolojik devrimin 

bu hızından endişe ediyor.” 

abas ERP’nin, Endüstri 4.0’ın 

öncülüğünü yapan Almanya menşeili 

bir yazılım tedarikçisi olmasının 

verdiği avantaj ile bu süreci en 

başından günümüze dek nasıl 

yürüttüğünü ve adım adım tarihsel 

gelişmeleri anlatan Ali Çatak, gerek 

dünya genelinde, gerekse Türkiye’de 

gerçekleştirilen ERP projelerinde 

abas’ın yapmış olduğu bu kapsamlı 

çalışmaların, özellikle beyaz eşya 

ve otomotiv yan sanayi firmalarında 

nasıl implemente edildiğini ve implementasyon 

sonrasında sağladığı 

faydaları panel katılımcılarıyla 

paylaştı. 

KVKK Nedir? 

Her geçen gün teknolojinin merkezinde 

şekillenen hayatlarımıza yeni 

birer kavram giriyor. Bizim dışımızda 

fakat öznesinin yine biz olduğumuz 

bu yeni evrenin kurallarına uyum 

sağlamamız özellikle iş dünyası 

açısından hayati önem taşıyor. 25 

Mayıs 2018 tarihi itibariyle yürürlüğe 

giren ve Avrupa Birliği ülkeleri ve 

vatandaşlarını kapsıyor gibi görünse 

de aslında tüm dünyayı ilgilendiren 

GDPR (General Data Protection Regulation), 

son dönemin en önemli 

yasalarından biri olarak karşımıza çıkıyor. 

GDPR’ye uyumlu bir işletmeye 

sahip olmak için yapmanız gerekenler 

ile ilgili hala endişeleriniz ve soru 

işaretleriniz var ise hızlı bir şekilde 

gidermenizi öneririz. Çünkü yasa ile 

ilgili sorunlar yaşayarak, bu sorundan 

etkilenen işletmelerin sayısı her geçen 

gün artmaya devam ediyor. 

Avrupa Birliğine uyum süreci kapsamında 

7 Nisan 2018’de Türkiye’de 

yürürlüğe giren KVKK 

( Kişisel Verileri Koruma Kanunu) ile 

GDPR arasında birçok benzerlik olsa 

da KVKK’ya uyum sağlıyor olmanız 

GDPR’ye uyum sağladığınız anlamına 

gelmiyor. 

GDPR, özellikle ithalat yapan firmalar 

için oldukça önemli bir konu iken, 

aynı zamanda Avrupa birliği vatandaşları 

ile Türkiye sınırları içerisinde 

çalışan herkesi ilgilendiriyor. Durum 

böylesine ciddi olunca bilmeniz gereken 

özellikleri sizler için sıralıyoruz; 

• Şirketin konumundan bağımsız 

olarak, Avrupa Birliği sınırları içerisinde 

yaşayan herhangi birinin 

kişisel verilerini işleyen her şirket 

için GDPR geçerlidir. 

• GDPR ile uyumlu olmayan veri 

işleyicileri ve denetleyicileri dahil 

tüm kurumlar ve kuruluşlar, yıllık 

cirolarının %4’ü ile 20 milyon arasında 

bir miktarda ceza alabilirler. 

• Veri konusunda kullanıcının 

onayı ve reddi net bir şekilde istenmeli 

ve şeffaf olunmalıdır. 

Ayrıca onayın geri alınabilmesi 

kolay olmalıdır. 

• GDPR ihlal bildirimleri zorunlu 

hale gelecek ve işletmenin ihlalinin 

farkına varılmasının ardından 

gelen 72 saat içinde bu ihlalden 

etkilenen kullanıcılara şeffaf bir 

biçimde bilgilendirme yapılmalı 

ya da çözüm üretilmelidir. 

• GDPR, sistemlerin en başından 

veriyi dahil etmesini de şart koşuyor. 

Yani şirketlerin sistemlerini 

en baştan GDPR’ye uygun biçimde 

düzenlemeleri ve sonradan 

ekleme yolunu kullanmamaları 

gerekiyor. 




10 > < 11

1-Öncelikle bize kendinizden 

bahseder misiniz? Softare 

AG ile yollarınız nasıl kesişti? 

ODTÜ Bilgisayar Mühendisliği bölümünden 

mezun olduğum yıllarda iyi 

bir akademisyen olmayı hedefliyordum. 

Bu hedef doğrultusunda, yüksek 

lisans programına başvurarak, 

aynı zamanda da ODTU- TUBITAK 

ortak kuruluşu olan Software Research 

and Development Center’da 

çalışmaya başladım. Yüksek lisansımı 

bitirmek üzereyken, Kanada’da 

bulunan Gallium adındaki bir şirketten 

Nato projesinde çalışmak üzere 

bir teklif aldım. AWACS uçakları, 

insan-makine arayüzü tasarımı, vs 

derken özel sektörün heyecanına 

kapıldım. Doktora yerine kendimi bir 

Amerikan şirketinde çalışırken buldum. 

Bundan yaklaşık 17 yıl sonra Software 

AG’ den bir teklif aldım. Ürünlerin 

kalitesi ve şirketin vizyonu beni çok 

Software AG 

Türkiye Ülke 

Müdürü 

Ebru Kılıç Eker 

4,500’den fazla çalışanı ile 70 ülkede faaliyet 

gösteren ve her geçen gün yenilikçi yapısı 

ile birçok dijital teknoloji kategorisinde lider 

konumda olan Software AG’nin Türkiye ofsinin 

başındaki isim, Sayın Ebru Kılıç Eker ile Softare 

AG’yi ve dijital dönüşüm yolculuğunda gelinen 

son noktayı konuştuk. 

ama çok etkiledi. O günden bu yana 

aynı heyecanla Software AG’de çalışmaya 

devam ediyorum. 

49 yıllık 

müşteri odaklı 

yapısı ile Software AG, 

birçok yenilikçi ve dijital 

teknoloji kategorisinde 

lider konumdadır. 

2-Avrupa’nın ilk yazılım şirketi 

Software AG hakkında 

okuyucularımızı bilgilendirir 

misiniz? 

Software AG, 1969 yılında Siemens’ten 

ayrılan iki Alman mühendisin 

dünyanın ilk işlemsel veri 

tabanını ve geliştirme dilini ortaya 

çıkarması ile kurulan bir Alman şirketidir. 

Önümüzdeki yıl 50. yaşı ile 

birlikte Software AG olarak, yeni 

alanlarda geliştirdiği çözümleri de 

sunmayı planlıyoruz. 

“Software AG” ismini, online bankacılık 

ekranınızda, şeker sarma 

kağıdınızın üstünde veya kahve bardağınızda 

görmezsiniz. “Software 

AG” ismini, film ara reklamlarında, 

uçtuğunuz uçağın üstünde veya havalimanında 

da görmezsiniz. Oysa 

ki, Software AG bu saydığımız alanların 

hepsinde aktif olarak varlığını 

sürdürmektedir. En büyük 10 ABD 

bankalarından dokuzu, önde gelen 

çevrimiçi ödeme, kredi kartı ve yatırım 

şirketleri, büyük havayolları, tren 

şirketleri; ve elbette dünyanın çeşitli 

yerlerinde önde gelen hükümetlerin 

kamu sektörü yetkilileri, hatta bir 

uzay organizasyonu; favori soda, 

kahve ve çikolata yapan şirketler; PC 

ve çevre birimleri üreticileri; ve çok 

daha fazlası Software AG’nin müşterisidir. 

Software AG, strateji, dijital dönüşüm 

yönetimi, entegrasyon, süreç 

yönetimi, bellek içi veriler, uyarlamalı 

uygulama geliştirme, gerçek zamanlı 

analiz, Nesnelerin İnterneti (IoT) ve 

cihaz yönetimi çözümlerin sunulduğu 

gibi açık standartlara dayanan ilk 

uçtan uca Dijital İş Platformu sunmaktadır. 

Bu modüler platformun yapı taşları, 

kullanıcıların bugün dijital geleceklerini 

inşa etmek için gelecek nesil 

uygulama sistemlerini geliştirmelerine 

olanak tanır. 49 yıllık müşteri 

odaklı yapısı ile Software AG, birçok 

yenilikçi ve dijital teknoloji kategorisinde 

lider konumdadır. Software AG 

4,500’den fazla çalışanı ile 70 ülkede 

faaliyet göstermekte ve yaklaşık 1 

milyar Euro gelir elde etmektedir. 

3-Çoğunlukla erkek egemen 

bir yapının varlığına inanılan 

yazılım sektöründe, Kadın 

yönetici olmak nasıl bir duygu? 

Aslında bu konuda çok şanslıyım. 

Hiçbir zaman çalıştığım şirketlerde 

cinsiyet ayrımına ya rastlamadım. 

Her zaman takım arkadaşarımın 

desteğini gördüm; pozitif ya da negatif 

bir ayrımcılığa maruz kalmadım. 

Ülke olarak bu konuda BT sektöründe 

hep takdirle karşılandığımızı söylemek 

isterim. 

4-Software AG’nin dünyanın 

dört bir yanında düzenlediği 

dijital çağın yenilik odaklı 

organizasyonu “Innovation 

Tour” 2017 yılı sonunda ilk 

defa Türkiye’de gerçekleşti. 

Dijital Dönüşümün mevcut 

durumuna dair birçok görüşe 

yer verilen bu organizasyonun 

ardından bugün durumu 

Türkiye özelinde kısaca değerlendirebilir 

misiniz? 

Bu etkinlikte yurt içinden ve yurt dışından 

yüzlerce misafirimizi ağırladık. 

Hem ülkemizin farklı sektörlerdeki 

üst düzey yöneticilerinin gözünden 

dijital dönüşüm resmini gördük hem 

de yurt dışından gelen uzmanlarımız, 

bize dünyada neler olduğuna dair 

yeni bir bakış açısı kazandırdı. 

Bu etkinlikle birlikte, önümüzde hep 

birlikte ilerlememiz gereken uzun bir 

yol olduğunu görmüş olduk. Yine, bu 

etkinliğimizi bu sene Kasım ayında 

gerçekleştireceğiz. 

Software 

AG Türkiye olarak, 

Software AG nin diğer 

ülkelerde yaptığı büyük 

dijital dönüşüm projelerinden 

elde ettiği deneyimleri 

ülkemize kazandırmakta 

çok kararlıyız. 

5-25 Mayıs 2018 itibariyle 

yürürlüğe giren ve hali hazırda 

birçok firma için hala bir 

soru işareti olan GDPR ile ilgili 

olarak Software AG’nin sunduğu 

çözümlerden bahseder 

misiniz? 

GDPR’a , yani KVKK’ya, göre, şirketlerin, 

cezai yaptırımdan uzak durabilmeleri 

için, sistemlerini ve uygulamalarını 

hazır etmesi gerekecek. 

Bu anlamda, kendi pazarlarına ve 

müşterilerine hizmet etmesini sağlamak 

için ihtiyaç duyulan ve dev gibi 

büyüyen bilgi depolarını, kişisel veri 

koruma ışığında saltyapılarını düzenlemeleri 

gerekiyor.Süreç analizi, 

kurumsal mimari ve yönetişim, risk 

ve uyum konusundaki uzun yıllara 

dayanan Software AG, altı etken ile 

KVKK altyapısı ile donatarak şirketinizi 

KVVK’ya hazır ediyor. Bu konudaki 

çözümlerimizin detaylarına 

https://www.softwareag.com/tr/ 

innovation/gdpr/default adresinden 

de erişilmektedir. Ayrıca, siteyi 

ziyaret eden kişiler, KVKK gereksinimlerini 

hızlandırmak için gereken 

öncelikleri anlatan Gartner raporuna 

ulaşabilirler. 

6-Software AG Ülke Müdürü 

olarak, geleceğin işletme 

trendleri sizce neler olacak? 

Gelecekte bir işletmenin başarıya 

ulaşabilmesi için olmazsa 

olmazlar nelerdir? 

Öncelikle, iş ve BT arasındaki derin 

uçurumların yıkılacağını görüyoruz. 

Üst seviyede belirlenen stratejiler en 

alt seviyede bulunan küçücük bir cihazdan 

gelen bilgi ile şekillenecek. 

Şirketler, süreç odaklı yönetim modeli 

için süreçlerini daha iyi anlayıp, 

daha derin analiz edip organizayonunu 

buna göre oturtacak. Artık, tüm 

büyük kurumlar, bir teknoloji şirketi 

haline geliyor. g.Artık, strateji,süreçler, 

sistemler, nesneler, kısacası 

herşey herşeyle entegre olma yolunda 

ilerliyor. Verinin analizi ve anlamdırılması 

her şeyden çok önem 

taşıyor olacak. 

7-Software AG Türkiye’nin 

gelecek hedeflerinden bahseder 

misiniz? 

Software AG Türkiye olarak, Software 

AG nin diğer ülkelerde yaptığı büyük 

dijital dönüşüm projelerinden 

elde ettiği deneyimleri ülkemize 

kazandırmakta çok kararlıyız. Entegrasyon, 

süreç yönetimi, IoT, veri 

analizi bizim odak noktalarımız. İş 

ortaklarımız, bu alanlarda elde ettikleri 

deneyimle artık bağlı olduğumuz 

bölgedeki diğer ülkelere kaynak 

sağlıyor. Bu durum bana gurur 

ve mutluluk veriyor. Ülkemiz, kendi 

alanında en iyi ürünleri, en deneyimli 

danışmanlık hizmetlerini hak ediyor. 

Software AG, kendi ürün kategorilerinde 

ya lider ya da lider segmentinde 

yer alıyor. Biz bu üstünlüğümüzü 

projelerimizin başarısında bir avantaj 

olarak kullanmaya kararlıyız. 




12 > < 13

Bir ERP Uygulamasına 

İhtiyaç Duyduğunuzu 

Bir işi büyütmek kolay değildir. 

Süreç boyunca zaman, özveri ve 

odaklanmaya ihtiyaç duyarsınız. 

Zaten zorlu olan bu süreci daha da 

zor ve kimi zaman imkânsız hale 

getiren ise modası geçmiş ya da 

yönetilmesi güç yazılım sistemleridir. 

Tüm çalışanların işlerini en 

doğru şekilde yapabilmeleri için 

ihtiyaç duydukları bilgilere anında 

erişebildikleri bir sistemin beraberinde 

verimliliği, yüksek performansı 

ve haliyle kârlılığı getirmesi 

kaçınılmazdır. 

Böylesi bir durumla karşı karşıyaysanız, 

bir ERP sistemi ile tüm 

engelleri aşabilirsiniz. Bir ERP Uygulamasına 

ihtiyaç duyduğunuzu 

gösteren en yaygın 3 gösterge ise 

şöyle; 

Gösteren 3 Şey 

Eksik Mobil Yetenekler 

Günümüz dünyası her gün değişiyor 

ve bu değişim bizleri eskisi 

kadar şaşırtmadan uyum sağlama 

kabiliyetini de beraberinde getiriyor. 

Hareket özgürlüğü sağlayan 

ERP sistemleri kurumlara rekabet 

avantajı getirdiğini ve üretkenliği 

artıran önemli bir özelliktir. Son zamanlarda 

Amerika’da gerçekleştirilen 

bir anket 5 işçiden birinin sözleşmeli 

olduğunu gösteriyor. Bu 

durumda bugün işgücünün önemli 

bir kısmını serbest bir kitlenin oluşturduğunu 

söylememiz mümkün 

hale geliyor. Bu nedenle, başarılı 

bir işletmenin farklı cihazlar aracılığıyla 

tüm çalışanlarına kolayca erişebilen 

bir sisteme ihtiyacı vardır. 

Mobil yeteneklere sahip bir ERP 

sistemi ile seyahat eden ya da sözleşmeli 

çalışanlarınızın bildirimlerle, 

güncellemelere ve gerçek zamanlı 

olarak önemli bilgilere kolay 

erişimini sağlayabilirsiniz. 

Kötü Muhasebe ve Satış 

Muhasebe ekibiniz daha güncel rakamlar istiyorsa, bu bir ERP sistemine 

ihtiyaç duyduğunuzun en önemli göstergelerinden biridir. Yine aynı departman 

içinde kâğıt tabanlı faturaların ve satış siparişlerinin manuel olrak 

girildiği bir satış departmanının var olması da bir ERP sistemine ihtiyaç 

duyduğunuzun bir diğer göstergesidir. 

Bilgiye hızlıca ulaşabileceğiniz bir ERP sistemi ile değerli zamanınızdan 

tasarruf edebilirsiniz. Gerçek zamanlı bilgi akışı ile satışlarınızın ve eldeki 

stoklarınızın kontrolünü de sağlayabilirsiniz. 

Günümüz dünyasında kâğıt ve 

kalem vintage birer aksesuar 

olarak var olurken, işinizin kalbi 

muhasebe departmanını bu eski 

moda sistem ile yönetmek sizi 

sadece başarısızlığa götürür. 

Sorunlu Sistem 

Entegrasyonu 

Sistem entegrasyonu, verimli çalışmak 

için gereken tüm önemli bilgileri 

içeren tek bir iş istasyonuna 

sahip olmak demektir. Sistemler 

veya elektronik tablolar arasında 

bilgileri birleştirme noktasında sorun 

yaşıyorsanız bu entegrasyon 

eksiliğinin bir göstergesidir. 

İşletmeniz gerçekten büyümeye 

başladığında, birden fazla uygulamaya 

sahip olmanın getirdiği 

birçok zorlukla karşılaşabilir ve bu 

sebeple verimliliğiniz azalabilir. Bir 

ERP sistemi ile bu zorlukların üstesinden 

gelerek, tüm iş operasyonlarınızı 

merkezileştirebilirsiniz. 

Ayrıca entegrasyon tüm sistemlerin 

iletişim kurmasını sağlayarak, verinin 

serbestçe akmasına ve şirketteki 

herkes tarafından erişilmesine 

olanak sağlar. 




14 > < 15

Penti SAP S/4HANA’yı 

Microsoft Azure Üzerinde Çalıştırıyor 

Türkiye’nin önde gelen markalarından 

Penti, Türkiye dışında onlarca ülkede 

de kadın çorap pazarının lideri. Penti, 

rekabetçi konumunu sürdürmek, 

ürün yelpazesini genişletmek ve yüzde 

33’lük büyüme oranını sürdürmek 

amacıyla kurumsal kaynak planlama 

altyapısını desteklemek için giyim ve 

dikey faaliyetlerinde kullandığı SAP 

S/4HANA’yı Microsoft Azure üzerinde 

çalıştırıyor. Azure üzerinde SAP HANA 

ile Penti, işletmesini birleştiriyor, büyümesiyle 

uyumlu olarak ölçekliyor, 

stratejik inovasyonu destekliyor; bu 

sayede kültürler ve pazarlar genelinde 

sınır ötesi başarılara imza atıyor. 

“Azure üzerinde SAP S/4HANA’yı 

bize hizmet sürekliliği kazandırdığı, 

veri güvenliğini artırdığı ve operasyon 

maliyetlerini azalttığı, aynı zamanda 

iş esnekliğimizi artırmamıza 

yardımcı olduğu için kullanıyoruz.” 

Bülent Dursun 

Penti, Bilgi Teknolojileri Direktörü 

Küresel bir Türk markası 

Tarih boyunca imparatorlukların başkenti, 

İpek Yolu’na açılan kapı, bugün 

de Avrupa Birliği’nin sınır komşusu olan 

Türkiye, her zaman kültürler arası bir iş 

ikliminin zenginliğine sahip oldu. Türk 

üretici ve perakendeci Penti de yaklaşık 

70 yıldır bu geleneği sürdürüyor. 

Bugün Penti, Türkiye’de olduğu gibi 

komşu bölgelerde de kadın çorabı, 

plaj giyim ve iç giyim pazarının lider 

markalarından. 

Penti Türkiye’de ve Birleşik Krallık’tan 

Rusya’ya, Ortadoğu ülkelerine kadar 

29 ülkede 400 kurumsal mağazası, 

franchise mağazaları ve satış ofisleri 

ile faaliyet gösteriyor. 2016’dan beri 

200 yeni mağaza açan şirket, 2020’ye 

kadar 100 mağaza daha açmayı öngörüyor. 

Onlarca pazardaki lider konumu ve 

yüzde 33’lük yıllık büyüme hızıyla Penti’nin 

önünde büyük fırsatlar var. Şirket, 

pazardaki konumunu güçlendirerek, 

ürün yelpazesini genişleterek ve yeni 

pazarlara açılarak 2020’ye kadar yıllık 

gelirlerini 1 milyar ABD Dolarına çıkarmayı 

hedefliyor. Penti bu hedeflerine 

ulaşmasına yardımcı olması için kurumsal 

kaynak planlama (ERP) altyapısını 

desteklemesi amacıyla giyim ve 

dikey faaliyetlerinde kullandığı SAP 

S/4HANA’yı Microsoft Azure üzerinde 

çalıştırıyor. 

“Küresel bir Türk markası yaratmak 

istiyoruz. Bunun için de Azure üzerinde 

SAP S/4HANA kullanarak iş 

süreçlerimizi birleştiriyoruz.” 

Bülent Dursun 

Penti, Bilgi Teknolojileri Direktörü 

Yüksek hedef kapasitesi 

Penti 2015 yılında SAP HANA bellek 

içi veri platformu üzerinde kapsamlı 

bir ERP ortamı geliştirmeye başladı; 

ama şirket yeni bir fiziksel altyapı 

eklemenin getireceği maliyet ve 

çabadan kaçınmak istiyordu. Penti, 

yüksek performans, güvenlik ve kullanılabilirlik 

gereksinimlerini karşılamak, 

aynı zamanda büyümesini ve 

hedeflerini destekleyecek ölçeklenirliği 

sağlamak amacıyla SAP HANA 

platformunu Azure üzerinde çalıştırmaya 

karar verdi. 

“Şirketin genişlemesiyle birlikte ve 

SAP HANA ile neler yapabileceğimizi 

gördükçe, kapasite ve ölçeklenirlik 

de önemli konular olarak karşımıza 

çıkacak,” diyor Bülent Dursun. “Bize 

hizmet sürekliliği kazandırdığı, veri 

güvenliğini artırdığı ve operasyon 

maliyetlerini azalttığı, aynı zamanda 

iş esnekliğimizi artırmamıza yardımcı 

olduğu için SAP S/4HANA’yı Azure 

üzerinde kullanıyoruz.” 

SAP HANA yüksek oranda 

kullanılabilirlik sağlayan bir 

bulut mimarisi gerektiriyor 

Penti, SAP S/4HANA, SAP Business 

Warehouse, SAP Hybris Marketing, 

perakendecilik için SAP Customer 

Activity Repository ve diğer SAP işlevselliklerini 

destekleyen, yüksek 

kullanılabilirlik sağlayan bir bulut mimarisi 

için Microsoft Bulut Çözümü 

Sağlayıcısı ve SAP iş ortağı olan CoreToEdge 

ile birlikte çalıştı. Penti, 14 

Üretim SAP HANA veri tabanı örneğini, 

SUSE Linux Enterprise işletim sistemi 

çalıştıran SAP sertifikalı Azure sanal 

makineleri üzerinde çalıştırıyor. 

Penti, Azure üzerinde toplamda 

62’den fazla SAP geliştirme, kalite 

güvencesi ve üretim ortamı barındırıyor. 

Temel ERP, ana veritabanı, Hybris, 

perakende ve sadakat işlevlerinin Eylül 

2018’de canlıya geçmesi ve şirket 

merkezindeki 150 kullanıcıya ve yaklaşık 

400 mağazaya dağıtılması planlanıyor. 

Sistemler, Ocak 2019’a kadar 

10.000 Penti kullanıcısının tamamına 

gönderilecek. 

Birleştirilmiş performans ve 

ölçeklenirlik 

SAP HANA’yı Azure üzerinde benimseyen 

Penti, işletmesini birleştirebiliyor, 

üretimini artırabiliyor, maliyetlerini 

düşürebiliyor ve ürün inovasyonunu 

kolaylaştırabiliyor. Tüm iş verilerine 

tek bir yerden görünürlük kazandırması 

sayesinde, şirket, yeni iş modellerini 

daha hızlı devreye alabiliyor, 

daha iyi bir alışveriş deneyimi sağlayabiliyor, 

yeni gelir kanalları oluşturabiliyor 

ve gelişen iş gerekliliklerine 

göre ölçeklenebiliyor. 

“O kadar hızlı büyüyoruz ki, bundan 

dokuz ay sonra tam olarak neye ihtiyacımız 

olacağını bugünden bilemiyoruz,” 

diyor Bülent Dursun. “Azure 

üzerinde SAP HANA kullanarak sistemlerimizi 

herhangi bir anda ihtiyaçlarımıza 

göre yukarı ve aşağı ölçekleyebiliriz.” 

Daha düşük maliyetle daha 

fazla inovasyon 

Operasyon maliyetlerini azaltan Penti, 

tasarruf ettiği para, emek ve kaynaklarını 

stratejik inovasyona yönlendirebiliyor. 

Gereksinimlerin hesaplanması 

ve donanımın kullanıma alınması veya 

yerel barındırma sağlayıcısı ile kapasite 

görüşmeleri için haftalar harcamak 

yerine, HANA iş yüklerini Azure’da 

birkaç gün içinde kurabiliyor. Azure 

hizmetleri Microsoft tarafından güncelleştirildiği 

için kendi kaynaklarını 

kullanmasına gerek kalmadan güncelliğini 

koruyabiliyor. 

Bülent Dursun “Azure üzerinde SAP 

HANA ile zamandan ve paradan —ve 

mevcut mühendis sermayemizden— 

gerçek anlamda tasarruf edecek, bu 

kaynakları daha stratejik önceliklerimize 

yönlendireceğiz.” 

Sınırlar ötesi başarı 

SAP’nin yeni nesil ERP platformu S/ 

4HANA’yı Azure üzerinde çalıştırması 

sayesinde stok seviyelerine, ürün değişikliklerine 

ve tedarik zincirlerine dair 

gerçek zamanlı bilgi almak ve yaklaşık 

30 ülkedeki her bir mağazanın sezona 

uygun doğru ürünleri aldığından 

emin olmak çok daha kolay olacak. 

Mağazalar işlerini sorunsuz yürütecek, 

müşteriler daha iyi hizmet alacak 

ve Penti başarılarını kültür ve pazar 

sınırlarının ötesine taşıyarak büyüyecek. 

taşıyarak büyüyecek. 

Bülent Dursun, “SAP S/4HANA’yı Azure 

üzerinde çalıştırarak, şirket merkezi, 

üretim tesisleri ve 400’den fazla mağazadan 

oluşan ağımız arasında daha 

iyi koordinasyon yürütüyoruz, bir yandan 

da 100 mağaza daha ekliyoruz,” 

diyor. 




16 > < 17

Siemens “Dijital İkiz” 

Teknolojisi İle 

Maliyetleri Düşürdü 

Siemens, ‘Dijital ikiz’ teknolojisi ile 

üretim süreçlerini dijital ortama taşıdı. 

Böylece gerçek bir üretim süreci 

önce tamamen dijital ortamda tasarlanıyor, 

ardından üretim başlıyor. Bu 

süreç hem üretim maliyetlerinin düşmesini 

sağlıyor hem de yeni ürünlerin 

pazara çıkış süresini kısaltıyor. 

Siemens’te yaşanan dijital dönüşümü 

anlatmak için Almanya’nın Münih 

kentinde düzenlenen basın toplantısında 

konuşan Siemens Türkiye 

Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su 

Hüseyin Gelis, dijitalizasyon stratejisinin 

firma için çok önemli olduğunu 

söyledi. 

Dijital İkiz teknolojisi 

ile üretim 

anlayışına yeni 

bir soluk getirdiklerini 

anlatan 

Gelis, bu şekilde 

araştırma, test ve 

üretim süreçlerinin çok daha hızlı, 

verimli ve ekonomik hale geldiğini 

söyledi. Yeni ürün geliştirme ve pazara 

çıkış sürelerinin de kısalmasını 

sağladıklarını ifade eden Gelis, “Dijital 

İkiz teknolojisi ile dijital üretime 

geçilebilirken, butik üretimin de gelişmesini, 

giderek yaygınlaşmasını 

sağlıyoruz” dedi. 

Maserati Ghibli Modelini Bu 

Yöntemle Üretti 

Söz konusu teknoloji ile sanal ortamda 

herhangi bir fabrikanın, ürünün 

ya da üretim hattının “Dijital İkizi” 

kurulabiliyor. Böylece üretimin 

tüm süreçleri öncelikli olarak dijital 

ortamda gerçekleştiriliyor, modelleniyor 

ve ardından gerçek üretime 

geçiliyor. 

Siemens Global Dijital Fabrika Bölümü 

CEO’su Dr. Jan Mrosik, Maserati 

fabrikasında gerçekleşen dijitalizasyon 

projesinin söz konusu 

teknolojiye iyi bir örnek teşkil ettiğini 

söyledi. 

Maserati’nin Ghibli modelini ürettiği 

fabrikasında gerçekleştirilen dijital 

dönüşüm sayesinde yeni ürün geliştirme 

süresinin yüzde 30 kısaltıldığını 

ifade eden Mrosik, ürünlerin pazara 

çıkış süresinin de 30 aydan 16 aya 

düşürüldüğünü ve aynı fabrikada üç 

kat daha fazla araç üretilebildiğini 

anlattı. 

Türkiye’de AR-GE Hedefini 

Büyüttü 

Siemens’in 2020 vizyonu kapsamında 

iş odağını, Elektrifikasyon, 

Otomasyon ve Dijitalizasyon ile keskinleştirdiğini 

vurgulayan Hüseyin 

Gelis, hızla büyüyen dijitalizasyon 

pazarı sayesinde şirketlerin daha 

fazla değer ve fırsat yaratmalarının 

mümkün olduğunu, ancak bunun 

için iş modellerinin dijital teknolojiler 

kullanılarak dönüştürülmesi gerektiğinin 

altını çizdi. Gelis, “Yani, daha 

hızlı, daha esnek ve daha üretken 

olabilmenin yolu süreçleri dijitalleştirmekten 

geçiyor. Bu kavramın 

dünyada ve Türkiye’de yayılmasında, 

hatta gelişmesinde Siemens’in 

önemli bir payı var” dedi. 

Geçtiğimiz yıl Türkiye’de 27 milyon 

Euro tutarında AR-GE yatırımı gerçekleştirdiklerini 

anlatan Gelis, bu yıl 

ise yüzde 25’lik bir artışla 34 milyon 

Euro’ya ulaşmayı hedeflediklerini 

belirtti. 

Geçen aralık ayında Gebze’de yeni 

bir fabrikayı bünyesinde katan Siemens 

Entegre Üretim Tesisleri’nin 

Organize Sanayi Bölgeleri içinde 

dijital dönüşüm merkezleri açılması 

yönündeki ulusal yaklaşımın somut 

örneklerinden biri niteliğinde olduğunu 

vurgulayan Gelis, “Siemens’in 

AR-GE çalışmalarını yürüttüğü Kurumsal 

Teknoloji Bölümü, 50 kişiyle 

başladığı yolda bugün 550 kişiye 

ulaşmış durumda. 

AR-GE 

ve İnovasyon 

Merkezleri’nde 

yüzde 30 kadın 

çalışan oranına 

sahip olan Siemens 

Türkiye’nin bu alanda yaptığı 

harcamalar, Türkiye ortalamasının 

iki katına ulaşıyor. Yeni AR-GE yatırımlarını 

özellikle Dijitalizasyon ve 

Endüstriyel Bulut teknolojilerine 

odaklamayı planlıyoruz” diye konuştu. 

2020’de 50 Milyarı Geçecek 

Son yılların en önemli teknolojik gelişmesi olan Nesnelerin İnterneti (Internet 

of Things/IoT), dijital dönüşümün anahtarlarından biri. Nesneleri 

ağa bağlı biçimde uzaktan kontrol edilebilir ve yönetilebilir kılan bu teknoloji, 

bireylerin ve kurumların hayatını her anlamda değiştiriyor. 

Günümüzde 10 milyarın üzerinde nesnenin internete bağlı olduğunu anlatan 

Gelis, Nesnelerin İnterneti teknolojisi ile her gün 5,5 milyon yeni 

nesnenin daha internete bağlandığını ve 2020’de internete bağlı toplam 

nesne sayısının 50 milyarı geçeceğini ifade etti. 

Türkiye’de Turkcell ile birlikte dijital iş birliği içerisinde olduklarını ve Nesnelerin 

İnterneti teknolojisinden yararlandıklarını anlatan Gelis, 

Tüm ev ve ofisleri akıllı hale getireceğiz. Bu iş 

birliği sayesinde Siemens’in Türk mühendislerinin 

geliştirdiği yazılım, Turkcell’in Akıllı 

Ev Platformu’yla tam entegrasyon sağlayacak 

ve enerji tüketimini azaltacak. Sistemin 

kurulduğu konut ve binalardaki dijital uygulamalar 

sayesinde yüzde 30’a varan enerji 

tasarrufu elde edilecek. Siemens’in dijitalizasyon 

kapsamında Turkcell’le başlattığı iş 

birliği, Endüstri 4.0 ve MindSphere uygulamalarıyla 

devam edecek. 

Çalışanları Da 

Dijitalleştiriyor 

Siemens’in Türkiye’de 3 bin çalışanı 

olduğunu ve kendi içlerinde de dijital 

dönüşüm programlarını başlattıklarını 

anlatan Gelis, “Bu kapsamda, 

‘Dijital Olgunluk Endeksi’ 

projesine başladık. Çalışanların 

dijital yetkinlik seviyelerini ölçüyorüz 

ve ardından her çalışana kendi 

bulunduğu seviyeye göre eğitim ve 

gelişim planları sunuyoruz. Sürecin 

tamamlanmasıyla birlikte sektörde 

bulunmayan nitelikte insan kaynağının 

yetiştirilmesi hedefleniyor” 

diye konuştu. 




18 > < 19

Bir Dövme Yaptırmak İle 

ERP Uygulaması 

Arasındaki Benzerlikler 

Bu içerik dikkatinizi çektiyse ya bir ERP uygulaması 

ile dövmenin hiçbir ortak noktası olmadığını 

ve sadece sizin dikkatinizi çekmek için 

böyle bir başlık kullandığımı düşündünüz ya da 

hem bir dövme yaptırdınız hem de ERP uygulama 

süreci yaşadınız! 

Kısaca bu başlığın arka planından bahsetmem 

gerekirse; bir süredir ERP sektörüne içerik 

üretiyor ve aynı zamanda gün boyunca ERP uygulamalarına 

dair birçok içerik okuyorum. Bununla 

birlikte bir dövme tutkunu olarak birçok 

kez dövme yaptırdım ve zaman zaman süreci 

zevkle izledim. Dolayısıyla her iki duruma da 

teorik anlamda oldukça hâkim olduğumu söyleyebiliriz. 

Bu teorik anlamda hakimiyet sağladığım 

iki konuyu birleştirdiğimde ise gerçekten 

oldukça önemli ortak noktaları olduğunu düşünüyorum. 

Şimdi başlığa dönecek olursak; bir dövme 

yaptırmak ile ERP uygulaması arasındaki benzerlikler 

nelerdir? 

1.Acıyacak! 

Dövme acıtır ve ERP uygulamaları 

da acıtır! Size acımadığını söyleyenler 

varsa yalan söylediklerinden 

ya da bu iki süreci de hiç yaşamadıklarından 

emin olabilirsiniz. 

Bununla birlikte acının da birçok 

seviyesi ve bu seviyeyi önceden 

belirleyen faktörler olduğu gibi 

hafifletmek için de birçok yöntem 

vardır. Örneğin, boyut, kapsam ve 

konumlandırma, bu göreceli acının 

miktarını belirleyen faktörlerdir. 

Üst kolunuza yaptıracağınız küçük 

bir dövme, kaburgalarınıza yaptıracağınız 

devasa bir dövme kadar 

kötü bir şekilde acıtmaz. Tıpkı yeni 

yazılımları küçük, hedefe yönelik 

bir alana yaymak gibi, herkesin 

kullandığı bir sistemi değiştirmek 

kadar “acıtmıyor”. Bu durumda kaburgalarınıza 

büyük ve detaylı bir 

dövme yaptırmanın sizi korkutması 

mı gerekiyor? Ya da işinizin tüm 

yönlerini etkileyen yeni bir sistemi 

uygulamanın? Kesinlikle hayır! 

Sadece buna göre hazırlamanız 

gerektiği anlamına geliyor. Her iki 

durumda da acıyı daha az hissedilir 

hale getirmek mümkün! Bol su içerek 

ve iyice dinlenerek dövmenizin 

acısını daha az hissedilir hale getirebilirsiniz. 

Bir ERP uygulamasını 

daha az sancılı hale getirmek için 

ise uygun proje yönetimi, kapsam 

ve beklentilerin belirlenmesi, tanımlanmış 

ve gerçekleştirilebilir 

hedeflere sahip olmalısınız. 

Değişim zor olsa da bu değişimin 

vücudunuza ya da işinize getireceklerini 

düşünerek, zorlu sürece 

hazırlıklı olmak tüm acıyı katlanılabilir 

hale getirecektir. 

2.Bittikten Sonra Geri 

Dönüşü Çok Zor 

Dövmelerin ne kadar kalıcı olduğunu 

söylemeye gerek yok. Tabii 

ki lazer ile sildirme işlemi uygulayabilirsiniz 

fakat bu genellikle size 

daha fazla maliyet ve acı getirir. Bir 

diğer seçenek ise var olan dövme 

üzerinde değişiklikler yaparak istediğiniz 

şekli vermeyi bir kez daha 

denemektir. 

ERP uygulamaları için de aynı şey 

geçerlidir. Sistem kurulduktan 

sonra kaldırmak ya da yeni bir çözüm 

getirmek hem maliyetli hem 

de oldukça zordur. En iyi durum 

senaryosu ise genellikle ERP sisteminin 

nasıl uygulanacağını yeniden 

değerlendirmek ve daha sonra istekleriniz 

doğrultusunda eğer esnek 

bir sistem tercih ettiyseniz yeni 

modüller eklemektir. Bu durum 

biraz oldun hayatınızı kolaylaştırsa 

da günün sonunda en uygun çözüm 

olmadığının farkına varırsınız. 

İşte bu nedenle doğru ERP çözümünü 

(veya dövme tasarımını) ve 

doğru uygulama ekibini (veya dövme 

sanatçısını) seçerken dikkatli 

olmanız gerekmektedir. 

3.İyi Olanlar Ucuz Değil, 

Ucuz Olanlar İyi Değil 

Dövme tutkunları arasında “İyi 

dövmeler ucuz değildir ve ucuz 

dövmeler iyi değildir” şeklinde bir 

söz vardır. Aynı söz ERP uygulamaları 

için de %100 geçerlidir. 

Kuşkusuz bu ERP uygulamalarının 

pahalı olması gerektiği anlamına 

gelmiyor. Bir ERP uygulamasının 

işinizle tam anlamıyla uyumlu olması 

gerekir. Bazı yazılım sağlayıcılar 

sadece yazılım satarlar ve bu 

yazılımlar işinize tam anlamıyla çözüm 

getirmeyebilir. Dolayısıyla bu 

noktada işinizin ihtiyaçlarını doğru 

belirlemeniz kritik bir önem taşımaktadır. 

Bir dövme dükkanına girdiğinizi 

ve dövme sanatçısının tasarladığı 

herhangi bir dövmeyi seçtiğinizi 

düşünün. Daha sonrasında da dövme 

sanatçısının size dövme makinası 

ve mürekkebi uzatarak, dövmeyi 

kendiniz yapmanız gerektiğini 

söylediğini düşündüğünüzde bu 

yazılım sağlayıcıların size vadettikleri 

yazılımın kalitesini çok daha iyi 

anlayabilirsiniz. İyi bir ERP uygulaması 

bilinçle ve aynı zamanda bütçeyi 

de düşünerek seçilmelidir. 

Kısacası bir dövme yaptırırken de 

işiniz için bir ERP uygulaması yaparken 

de bazı riskler ve gereklilikler 

her zaman olacaktır. Bu riskleri 

ve ihtiyaçlarınızı doğru belirlediğiniz 

sürece süreci başarıyla tamamlayarak, 

istediğiniz sonuca ulaşabilirsiniz. 




20 > < 21

caniasERP Brezilya 

Pazarına Girdi 

30’dan fazla ülkede faaliyet gösteren 

IAS, kurumsal kaynak planlama 

yazılımı caniasERP ile global bir 

yazılım firması olma yolunda hızla 

ilerliyor. Güney Kore’nin ardından 

şimdi de Brezilya pazarına giren 

IAS, Brezilyalı SEEGER Engenharia 

e Sistemas Ltda. firması ile el sıkıştı. 

Hizmet verdiği ülkelere bir yenisini 

daha ekleyen IAS, uzun süre devam 

eden görüşmelerin sonunda 

Brezilyalı SEEGER Engenharia e 

Sistemas Ltda. firması ile iş ortaklığı 

konusunda anlaştı. 1991 yılından 

beri ERP yazılımı alanında faaliyet 

gösteren SEEGER, 25 yıllık 

tecrübesi ile firmalara bu konuda 

hizmet veriyor. SEEGER Engenharia 

e Sistemas Ltda.’nın kurucusu 

Carlos Ferreira Da Silva Seeger 

IAS ile başlattıkları iş ortaklığından 

duyduğu memnuniyeti anlattı 

ve “caniasERP, dünya pazarındaki 

saygın ERP yazılımlarından biri. 

IAS, çalışma biçimi ve edindiği 

prensipler ile şirketlerin kaynaklarını 

tam kapasite değerlendirmelerine 

yardımcı oluyor. Bu nedenle 

biz SEEGER olarak, özellikle şirketlerin 

ticari faaliyetlerinde daha 

sıkı kontrollere ihtiyaç duyduğu 

böyle bir zamanda, caniasERP’nin 

Brezilya’da faaliyet gösterecek olmasından 

çok memnunuz. SEEGER 

ve caniasERP, Brezilya’da kurumsal 

faaliyetlerin dijital denetiminin 

yapılması, şirketlerin eylemlerinin 

ve süreçlerdeki iyileştirmelerinin 

geliştirilmesi için birlikte çalışacak. 

caniasERP’nin yetkinliği ve SEGE- 

ER’in Brezilya pazarındaki tecrübeleri 

ile müşterilerimize en iyi hizmeti 

vereceğiz” diye ekledi. 

caniasERP Güney 

Amerika’da Yaygınlaşacak 

Uzun süre devam eden görüşme 

ve araştırmaların ardından 

Brezilyalı SEEGER Engenharia e 

Sistemas Ltda. ile anlaşma sağlandığını 

söyleyen IAS Global 

Partnerler Yöneticisi Burak Bayrakdar 

“30 ülkede kullanılan caniasERP’nin 

sınırlarını genişletmek 

ve Güney Amerika’da kalıcı 

olarak çalışmalarını sürdürmesini 

sağlamak için attığımız bir 

adımdı. SEEGER’in ERP yazılımı 

sektöründeki 25 yıllık tecrübesi, 

caniasERP’nin Brezilya’da yeni 

müşterilere hızla ulaşmasında 

önemli bir rol oynayacak. Ayrıca 

SEEGER’in ERP sektöründeki 

tecrübeleri sayesinde caniasERP 

sisteminin başarılı şekilde 

kurulacağına ve takibinin yapılacağına 

inanıyoruz. Bu yeni 

iş ortaklığının iki firma için de 

başarılı sonuçlar doğuracağına 

inanıyoruz” dedi. 

caniasERP’ye Bir Dil Daha 

Ekleniyor 

Şu an sayısı 15 olan yazılım dili 

seçeneklerine kısa zaman içinde 

Portekizceyi de ekleyecek 

olan IAS, 9 Temmuz’da SEEGER 

Engenharia e Sistemas Ltda.’da 

caniasERP eğitimlerine de başlayacak. 

Brezilyalı şirketler ile 

görüşmelerini sürdüren IAS, 

gelecek dönemde Güney Amerika’daki 

iş ortaklıklarının sayısını 

arttırmayı planlıyor. 

abas Otomotiv’de Tedarik Zinciri & 

Lojistik Optimizasyonu 

Konferansı’ndaydı 

Otomotiv’de Tedarik Zinciri& Lojistik 

Optimizasyonu Konferansı 15 Mayıs 

2018 Perşembe günü Sheraton 

Grand Ataşehir’de, Ford, Mercedes 

ve Tofaş gibi ana sanayi devleri ile birlikte 

yan sanayi temsilcilerinin katılımı 

ile gerçekleşti. 

“Lojistik sektöründe rekabet ve 

gelecek”, “Otomotivde doğru satınalma 

ile tedarik zinciri ve lojistik 

optimizasyonu”, “Üretim için hazır 

parça lojistiği”, “Otomotiv sektöründe 

değişen trendler ve ERP’nin önemi”, 

“Üretim planlama ve atölye yönetimi”, 

“Otomotivde Endüstri 4.0”, 

“Tedarik zincirinde dijital dönüşüm”, 

“Otomotiv tedarik zincirlerini desteklemek 

için en uygun yatırım stratejileri”, 

“WCM-Dünya klasında üretim 

metodolojisi” gibi konu başlıklarının 

detaylandırdığı konferansta otomotiv 

sektörünün dijital dönüşüm karşısında 

dünü, bugünü ve yarını masaya 

yatırıldı. 

“Otomotiv sektöründe değişen trendler 

ve ERP’nin önemi” konu başlığı ile 

konferans konuşmacıları arasında 

yer alan abas Türkiye Satış Yöneticisi 

Ali Çatak, konuşmasında, Endüstri 

4.0’ın ve beraberinde IoT’nin otomotiv 

yan sanayi firmalarını ne yönde etkileyeceği, 

firmaların dijital dönüşüme 

neden hazırlanmaları gerektiği ve bu 

hazırlık süresince göz önünde bulundurmaları 

gereken unsurlar hakkında 

önemli bilgiler paylaştı. Bütün devrimlerde 

olduğu gibi, bu devrimde de 

kazananlar ve kaybedenler olacağına 

değinen Ali Çatak, kazananların tarafında 

yer almak için firmaların dijitalleşme 

yönünde doğru zamanda, 

doğru teknolojiye yatırım yapmaları 

ve dijitalleşme stratejilerini iyi belirlemeleri 

gerektiğini aktardı. 

Dijital stratejilerin başarılı implementasyonun 

3 anahtar faktöre dayandığını 

belirten Ali Çatak, bu faktörleri 

şu cümlelerle açıkladı “Öncelikli 

noktamız müşteri odaklılık olmalı. 

Yani ‘Önce müşteri’ mottosuyla 

hareket edeceğiz. Müşterinin 

gelen taleplerinin hızlı bir şekilde 

yönetilebildiği ve bunlara 

bağlı olarak müşteriye uygun 

çözümlerin sunulabildiği bir 

yaklaşım içerisinde olmamız 

gerekiyor. İkinci noktamız 

süreç mükemmelliği. Müşteri 

memnuniyetini en üst seviyede 

tutabilmek için, üretimden lojistiğe, 

hatta satış sonrası hizmetlere 

varana kadar tüm bu zinciri, 

içeride doğru ve verimli süreçlerle 

yürütülebilen hatasız bir akış haline 

getirmemiz gerekiyor. Sonuncusu ise 

inovasyon ruhu. İnovasyon artık çağımızın 

olmazsa olmaz noktalarından 

birisi. Bizler inovasyon ruhuna sahip 

olmazsak, değişimlere ayak uydurmamızı 

sağlayacak Ar-Ge çalışmaları 

yapmazsak, ana sanayilerin beklentilerini 

kendi içimizde barındırıp 

karşılayamazsak, o zaman yine dijital 

dönüşümden zarar gören firmalar 

arasında yer alacağız.” dedi ve ekledi 

“Dijitalleşme için anahtar faktörler 

ne kadar çoğalırsa çoğalsın, bu işin 

merkezinde de her zaman ERP var.” 

Otomotiv tedarikçilerinin ERP yazılımı 

seçerken dikkat etmeleri gereken 

unsurları, sektörün gereksinimlerini 

de göz önünde bulundurarak ayrıntılı 

bir şekilde irdeleyen Ali Çatak, son 

olarak abas ERP’nin, bir ERP yazılımından 

çok daha fazlasını barındıran 

çözüm ailesini ve otomotive özel olarak 

sunduğu fonksiyonları da aktararak 

konuşmasını sonlandırdı. 




22 > < 23



Dijital İkiz kavramı ilk olarak 2002’de 

Dr. Michael Grieves tarafından NA- 

SA’nın eşleme teknolojisi sonucunda 

ortaya atılmıştır. Dijital ikiz kavramı 

2002’den bu yana var 

olsa da IoT ile birlikte 

daha etkili hale gelmiştir. 

Bugün bu etki 

öylesine önemlidir 

ki, Gartner’ın 

2017’de 10 stratejik 

teknoloji 

trendi listesinde 

yer almaktadır. 

Basit bir anlatımla, 

bir dijital ikiz, sürecin, 

ürünün ya da servisin 

sanal bir modelidir. 

Sanal ve fiziki dünyaların birleştirilmesi 

demek, verinin analizi ile birlikte 

bir problemi oluşmadan önce görmeye 

olanak sağlar. Bununla birlikte 

dijital ikiz ile yeni fırsatlar geliştirerek 

simülasyonlar 

SAP’de 

IoT Başkan 

Yardımcısı Thomas 

Kaiser’in konu ile ilgili 

görüşleri şöyle; 

“Dijital İkizler, bir işin varlığını 

ve iş sürecinin döngüsü açısından 

bir zorunluluk haline geliyor. Bu 

zorunluluğu yerine getirmeyen 

şirketlerin rekabet yarışında 

geride kalacağını söyleyebiliriz” 

aracılığıyla 

geleceği bugünden 

inşa edebilirsiniz. 

Dijital İkiz 

Nasıl 

Çalışır? 

Dijital ikiz kavramı 

için fiziksel 

ve sanal 

dünya arasında 

bir köprü diyebiliriz. 

Dijital ikizin çalışma 

biçim ile şu sı- 

rayla ilerler; ilk olarak, çalışma 

koşulları, gerçek zamanlı durumlar ve 

konum gibi akıllı bileşenler 

sensörler aracılığıyla fiziksel bir öğeye 

entegre edilir. Bileşenler veriyi 

alan ve işleyen bulut tabanlı bir sisteme 

bağlı olmalıdır. Ardından bu girdi, 

diğer bağlamsal veriye karşı analiz 

edilir. 

Her ne kadar yeni bir kavram gibi 

görünse de bulut teknolojisi ve IoT 

ile birlikte her geçen gün daha fazla 

avantaj sağlayan dijital ikizler, gelecek 

için çok daha önemli olacağının 

sinyallerini bugünden vermeye devam 

etmektedir. Dijital ikiz sayesinde 

iş süreciniz ile ilgili olarak gerçek 

dünyada uygulayabileceğiniz dersler 

alabilirsiniz ve bu derslerin bir sonucu 

olarak sürecinizdeki fırsatları öğrenerek, 

işinizde verimi maksimum seviyeye 

çıkarabilirsiniz. 

Dijital İkizin Öncüsü NASA 

NASA uzay araştırmalarında eşleme 

teknolojisini kullanarak bugün Dijital 

İkiz kavramının öncüsü olmuştur. 

“Fiziksel olarak yakın olmadığınız 

sistemleri nasıl yönetecek, çalıştıracak 

ya da tamir edeceksiniz?” 

NASA’nın araştırma departmanının 

en başından beri yanıtını aradığı bu 

soru, onları önce eşleme teknolojisine 

ardından da dijital ikiz kavramının 

bugününe dek getirdi. Bugün NASA, 

yeni sistemler geliştirirken Dijital ikizleri 

kullanmaya devam ediyor. 

Dijital İkiz Teknolojisi Neden 

Önemlidir? 

Dijital ikizler günümüzde inovasyon 

ve performansı yönlendirebilen güçlü 

yöneticiler haline gelmişlerdir. Dijital 

ikizi, yetenekli, en güçlü ve gelişmiş 

izleme kabiliyetine sahip, öngörü 

yetenekleri en üst seviyede olan bir 

ürün teknisyeni olarak düşünebilirsiniz. 

“IDC’ye göre; 2018’de dijital ikiz teknolojisine 

yatırım yapan şirketler, 

kritik süreçlerde %30 gelişmeyi göreceklerinden 

emin olabilirler.” 

Gelecek beş yıl içerisinde uzmanlar 

dijital ikizler ile birlikte milyonlarca 

yeniliğin sunulacağını düşünüyorlar. 

Son yıllarda dijital ikiz teknolojisini 

kullanarak başarı hikayelerini paylaşan 

firmaların sayısının her geçen 

gün artması bu düşüncenin ne kadar 

haklı olduğunu ortaya koyuyor. 

“Dijital İkizin en büyük avantajı, 

ekipmanlarımızı sanal ortamda 

oluşturarak, test edebilmemizdir. 

Bu sayede ekipmanlar gereksinimlerimizi 

tam olarak karşıladığında 

üretim aşamasına geçiyoruz” 

NASA Üretim Uzmanı ve Uluslararası 

Üretim Merkezi Yöneticisi 

John Vickersw 




24 > < 25

Kanat Boya, IFS ERP İle Global 

Pazarda Daha Rekabetçi Bir 

Yapıya Kavuştu 

İzmir Kemalpaşa ve Osmaniye’de iki 

üretim tesisi ve toplamda 23 milyon 

kg üretim kapasitesine sahip olan 

Kanat Boya 1986 yılından bu yana 

boya-kimya sektörü sahnesinde 

global bir oyuncu olarak faaliyet 

gösteriyor. Kanat 

Boya, Ocak 2014’de 

başladığı IFS ERP 

projesini bir yıl 

gibi oldukça kısa 

bir sürede tüm 

modülleri ile 

aktif kullanıma 

geçirerek tüm 

iş süreçlerini tek 

bir sistem üzerinden 

yönetmeye 

başladı. IFS Türkiye 

çözüm ortaklarından 

Egeria Yazılım tarafından 

yönetilen bu proje 

ERP uygulaması ve optimum iş 

süreçlerinin oturtulması açısından 

bakıldığında örnek teşkil eden bir 

proje olarak kendini gösteriyor. 

IF S ERP öncesinde her departmanda 

farklı bir yazılım kullanmalarının getirdiği 

zorluklardan bahseden Kanat 

Boya Stratejik Planlama Müdürü 

Ata Turgay, IFS ERP ile tek bir 

ERP yazılımı üzerinden 

“IF S ERP ile 

sadece yeni nesil bir 

ERP yazılımına değil aynı 

zamanda çok sağlam bir 

know-how’a da sahip olduk. 

Bildiğimiz ama hayata geçirmediğimiz 

birçok fonksiyonu, 

IFS ile hayata geçirdik.” 

Ata Turgay 

Kanat Boya Stratejik 

Planlama Müdürü 

tüm süreçleri yönetmenin 

kazandırdığı 

işlevselliğe, IFS’in 

boya-kimya 

sektöründeki 

know-how 

gücünün 

eklenmesiyle 

dünya 

ölçeğinde 

rekabet yetkinliğine 

sahip bir 

yapı oluşturduklarını 

belirtti. 

“Yapılan analizlerde 

firmanın entegre bir yapıya 

yani üretimin, planlamanın, AR- 

GE’nin tüm süreçlerinin dahil olduğu 

bir ERP’ye ihtiyacı olduğu ortaya çıktı. 

IFS ERP, bu anlamda ihtiyaçlarımızdan 

daha fazlasına cevap verebiliyordu” 

FS öncesinde muhasebe tabanlı bir 

yazılım kullandıklarını, departmanlarda 

farklı yazılımlar olduğunu ve 

bunların birbirleri ile bir bağlantısı 

olmadığını dile getiren Ata Turgay,ERP 

süreclerine aslında mevcuttaki programlara 

ek olarak bir CRM yazılımı 

arayışı ile başladıklarını ve bu arayışta 

IFS ile tanıştıklarını söylüyor. 

Ata Turgay; 

“Yaptığımız analizlerde 

aslında firmanın 

sadece CRM’e değil, 

entegre bir yapıya; 

üretimin, planlamanın 

AR-GE’nin tüm 

süreçlerinin dahil olduğu 

bir ERP’ye ihtiyacı 

olduğu ortaya çıktı. Bu 

nedenle biz CRM’den 

ziyade kapsamlı bir 

ERP’ye geçme kararı 

aldık. IFS ile de bu 

süreçte tanıştık.” 

IFS’in esnek ürün ağacı ve reçete 

yapısı sayesinde riskler 

minimize oldu 

Kanat Boya’nın Process Manufacturing 

mantığı ile üretim yaptığını belirten 

Ata Turgay 

“Kanat Boya’da normal fabrikalardaki 

gibi standart ürün ağacı mantığı 

değil farklı bir reçete mantığı var. Burada 

reçetenin sonucunda çıkacak 

olan ürün: giren eşittir çıkan şeklinde 

olmuyor. Bizim için esnek reçete 

mantığı çok önemliydi. Araştırdığımız 

yazılımların da buna uygunluğuna 

baktık. IFS bu denli karmaşık reçete 

yapısını standardında bulunduran 

nadir ERP yazılımlarından bir tanesi.” 

diyor. 

Üretim açısından bakıldığında ise, 

doğası gereği kimya sektöründe 

üretilen ürünün detaylı ve ince kalite 

kontrolden geçmesi gerektiğinin 

altını çizen Ata Turgay, IFS’in bu 

noktada kilit bir rol oynadığını ve tüm 

ihtiyaçlarını karşılamanın yanında 

kendilerini geliştirmelerine 

de olanak sağladığını dile 

getiriyor. 

IFS’in Kanat Boya’ya 

özellikle AR-GE 

süreçlerinde çok 

büyük yenilikler 

getirdiğini söyleyen 

Ata Turgay, 

bu noktada IFS’in 

Kanat Boya’ya ve 

sektörüne özgü 

süreçlerine cevap 

verebilen tek ERP 

yazılımı olduğunu ekliyor; 

“Özellikle performans 

laboratuvarımız ve 

AR-GE süreçlerinin yönetimi 

konusunda bazı sıkıntılar yaşıyorduk. 

IFS bize bu noktada çıkış yolları gösterdi. 

Özellikle reçete çözümü bizler 

için oldukça etkileyici ve faydalı oldu. 

Bunun yanı sıra IFS’in sektör referansından 

etkilendiğimizi söylemek 

doğru olur. Sadece AR-GE yapısında 

değil, firmamızın karakterine ait tüm 

özgün süreçlerde IFS yanıt vermekle 

kalmayıp, bize yeni yollar gösteriyor” 

diyor. 

IFS’ın esnek yapısı tüm ihtiyaçlarımıza 

cevap verdi 

IFS’in boya-kimya sektöründeki tecrübesinin 

oldukça ileri bir seviyede 

olduğunu anlatan Ata Turgay, Kanat 

Boya’nın IFS’in adım adım devreye 

alma yöntemi ile önceliklerine göre 

kurulum yapıldığını vurguluyor ve 

ekliyor: ‘IFS’in geliştirilebilir olması 

apayrı bir güzellikti. Çünkü özellikle 

Türkiye’deki şirketlerin kendilerine 

özgü işleyiş biçimleri olabiliyor ve 

bundan da vazgeçmek istemiyorlar. 

O nedenle IFS’in bizim için biçilmiş 

kaftan olduğunu düşünüyoruz.’ 

IFS ile çoğu sürecin standartta kendilerine 

hazır geldiği söyleyen Ata 

Turgay, kendilerinin sadece çok 

spesifik konularda ufak dokunuşlar 

yaptığını ve bazı ekranlarda kendilerine 

özel geliştirmeler yapıldığını dile 

getiriyor. 

IFS standardında Ar-ge süreçlerimizin 

yüdze 90’lık kısmını 

karşıladı 

Şubat 2014’de başlayan ve iki hafta 

gibi kısa bir sürede sonuçlanan 

AR-GE süreçleri analizi sonunda IFS 

ERP’nin Kanat Boya AR-GE süreçlerinin 

%90’lık kısmını standardında 

karşıladığı görüldü. Konu ile ilgili Ata 

Turgay şunları söylüyor; “IFS AR-GE 

süreçlerimizin %90’lık kısmını standartla 

karşıladı diyebiliriz. Bunun bizler 

için inanılmaz bir oran olmasının 

yanında bizim süreçlerimizin özgünlüğü 

göz önünde bulundurulduğunda 

da oldukça büyük bir başarı. Geriye 

kalan %10’luk kısım ise gerçekten 

ERP ile çözülmesi olanaksız kısımlardı” 

IFS ERP’in global bilgisi bize 

yol göstedi 

IFS ERP projesinde IFS uygulama 

danışmanlığı hizmetleri konusunda 

IFS Çözüm Ortağı Egeria’dan destek 

aldıklarını, Egeria’nın İzmir’de 

yerleşik olması ve uzman ekibinin 

bulunmasının IFS seçimlerinde 

önemli olduğunu belirten Turgay, 

projede eğitimlerin kurulum esnasında 

ve sonrasında uygulamalı olarak 

Egeria danışmanları tarafından 

verildiğini söylüyor. Ata Turgay bu 

eğitimlerin ne kadar değerli olduğunu 

şu sözlerle dile getirdi. “Kanat 

Boya’nın yaşam biçimini değiştirdik. 

Var olan süreci aynen ERP’ye aktarmadık, 

ERP’de daha doğru işlediğini 

gördüğümüz süreçlere göre kendi iş 

yapış biçimimizi değiştirdik. Dolayısıyla 

pek çok noktada ERP’ye 

uyumlandık diyebiliriz. Eğitimlere 

uygulamaya geçmeden 

önce başladık. 

Test kullanımı sırasında 

geri bildirimleri almaya 

devam ettik ve bu 

bizlere oldukça fazla 

avantaj sağladı.’ 

IFS proje yönetimi 

modülü ile 22 

tane milli proje yönetimi 

Standart AR-GE süreçlerinin 

yanı sıra büyük AR-GE projelerinin 

de sorumluluğunu üstlenen Kanat 

Boya AR-GE departmanı, inovatif 

ürünler geliştirmek için IFS ERP desteği 

ile birlikte Türkiye ekonomisine 

doğrudan katkı sağlıyor. “Şu anda 

Kanat Boya olarak yürüttüğümüz 22 

tane milli büyük proje var. Bu kadar 

büyük projeleri rahatlıkla yönetebilmemizin 

bir sebebi de IFS Proje modülüdür. 

Modülün kapsamlı yapısı, 

bizleri detaylı projeleri başarabileceğimiz 

konusunda cesaretlendiriyor. 

Özellikle GANTT chartlarıyla, maliyet 

detaylandırmalarıyla ve iş atamalarıyla 

gerçekten başarılı bir modül.’ 




26 > < 27

Üretimde el terminalleri, lot takibi 

ve stok sayımı uygulaması 

Ata Turgay, IFS sonrasında üretim açısından 

en büyük gelişmelerden birinin 

el terminalleri olduğunun altını çizerken, 

periyodik sayımların artık eziyet 

olmadığını da belirtiyor. ‘El terminaline 

geçtik. Üretimdeki arkadaşlarımız kullanımlarını 

anında barkodlar üzerinden 

okutarak tüketimlerini yapıyorlar. El 

terminalleri ile sayım işimizi oldukça 

kolaylaştırdı.’ 

IFS ile birlikte Kanat Boya’da değişimler 

de yaptıklarını anlatan Ata Turgay, 

IFS’in esnek yapısının kendilerine has 

birçok geliştirme yapmalarına olanak 

tanıdığını söylüyor. Depo tarafındaki 

rezervasyon mantığını buna örnek 

göstererek kendilerine özgü bu özelliğe 

IFS danışmanlarının özel fonksiyonlar 

ekleyerek işlerini kolaylaştırmanın yanında 

iş verimliliğini de arttırdığını belirtiyor. 

Egeria’nın IFS ile Kanat Boya’ya 

uygun bir yapı inşa ettiğini belirten Ata 

Turgay; ‘ Egeria’nın danışmanlık hizmeti 

ile birlikte, Kanat’ın içinde doğru bir 

şekilde nefes alabileceği bir yapı inşa 

edildi’ diyor. 

Raporlamadaki tüm ihtiyaçları 

karşıladı 

IFS’in satış tarafında çok fazla raporu 

olduğunu dile getiren Ata Turgay, Kanat 

Boya satış ekibinin çok fazla özel rapor 

talep ettiğini fakat IFS’in bu talepleri 

karşılamakla kalmayıp çok daha fazlasını 

sunduğunu söyledi. “Danışman 

arkadaşlar bizleri doğru bir şekilde yönlendirdiler. 

CRM içerisinde IFS’den çok 

fazla veri çekiyoruz. Özel geliştirmeler 

de yapıldı. Mesela yaşlandırma raporunu 

CRM üzerinden görebiliyoruz. Kanat 

Boya’da Pazarlama ve Satış faaliyetleriyle 

birlikte muhasebe faaliyetleri 

de iç içe yürüyor. Bunu tek bir modül 

içinde yönetebiliyoruz.” 

Muhasebe, maliyetlendirme 

ve bütçe entegre bir yapıya kavuştu 

IFS öncesinde entegre olmayan muhasebe, 

satış ve stokun IFS ile entegre bir 

yapıya sahip olduğunu belirten Turgay, 

Lot maliyetlerini takip etmek isteyen 

Kanat Boya’nın IFS ile birlikte bu talebini 

gerçekleştirirken, manuel yürütülen 

maliyetlendirmenin de sisteme dahil 

edildiğini anlatıyor. ‘Hayatımıza Tezgah 

maliyeti diye bir kavram girdi. İş emrinde 

tüketilen bir malzemenin ürüne dönüşmeden 

yaptığımız sayım sırasında 

yani dönem kapatmada o malzeme 

ortada kalıyor, kısacası rafta kalıyor. 

Bunun nasıl yönetileceği konusunda 

IFS bize çok güzel çözümler geliştirdi.’ 

diye aktarıyor. 

Petrol ürünü kullanan firmalardan devletin 

birçok talebi olduğunu vurgulayan 

Ata Turgay ; ‘ Kaç kilogram? Ne yaptın? 

Ne oldu? Ne gitti? gibi sorularla karşılaşabiliyoruz. 

Dolayısıyla bu durumu 

raporlamamız gerekiyor. Bu kısımda 

IFS bu raporlarının temelini yani bizim 

için fazlasıyla önemli kısmı halletti diyebiliriz.” 

IFS ile birlikte ürün ve müşteri grubu 

bazında detaylı bütçeler çıkarmaya 

başladıklarını söyleyen Ata Turgay, 

“IFS ile birlikte aylık ve sezonluk bütçeler 

hazırladık. Detaylı bütçelemeler 

yapmaya başladık. İlk bütçemizde ilk 4 

ayda bütçelenen ile gerçekleşen tuttu. 

Bunların yanında Tahsilat bütçesi, satın 

alma bütçesi gibi uzun dönemli bütçeler 

de yapıldı.” Diyor. Kanat Boya’da senelik 

bütçe oluşturulduğuna değinen Ata 

Turgay, IFS’in standardında revizyon 

yapısının olduğunu ve bu yapı sayesinde 

N tane bütçe oluşturarak simülasyonlar 

yapabildiklerini söylüyor. Bütçede iki 

tane farklı maliyet yöntemi kullanıldığını 

dile getiren Ata Turgay, “ İki maliyet 

türümüz var. Birincisi lot maliyetimiz, 

yani gerçekleşen maliyetleri gösteren, 

diğeri de olmayan ürünler için simülasyon 

yaptığımız bu ne kadara mal olur? 

sorusuna cevap bulduğumuz yöntem.” 

diye aktarıyor. 

Daha standardız, daha verimliyiz,önümüzü 

daha iyi görüyoruz 

IFS’in Kanat Boya’ya kazandırdıklarını 

Ata Turgay şu şekilde yorumluyor; 

‘ilk olarak verimlilik artışı gözlemlediğimiz 

birçok nokta var. Ama hiçbir 

zaman şunu unutmamak gerekir ki 

‘ERP aldık işlerimiz azalacak’ diye bir 

durum yok. ‘işlerimiz düzene girecek’ 

çok daha doğru bir söylem. Yönetim 

için en önemli şeyin önünü görebilmek 

olduğunu unutmamak gerek. IFS bizim 

önümüzü açtı. Bu sis bulutunu dağıttı, 

dağıtmaya da devam ediyor. Her gün 

kendimizi geliştiriyoruz. Daha standardız, 

daha verimliyiz. ” 

ERP alım sürecindeki firmaların öncelikle 

ihtiyaçlarını net olarak belirlemelerinin 

önemini vurgulayan Ata Turgay, “ERP 

arayışına firmanın önce kendi süreçlerini 

ve ihtiyaçlarını belirleyerek başlaması 

gerekiyor. Bununla birlikte gelmek istedikleri 

noktayı da belirlemeliler. Global 

bir firma ile çalışmanın ürün içindeki 

işlevselliğin ihtiyaçları karşılaması açısından 

çok büyük önemi var. Şirketinizin 

değişmemesi gereken süreçlerine 

göre kendini geliştirebilen yazılımlarla 

çalışmak büyük avantaj. ” diye konuşuyor. 

Sektör deneyiminin önemini de 

belirten Turgay, global bir know-how 

ın ve bu bilinçle hizmet veren uzman 

danışman kadrosunun şirkete farklı bir 

vizyon kazandıracağını da ilave ediyor. 

eFinans’tan Bir Yenilik Daha… 

eFinans ve QNB Finansbank İş 

Birliğiyle “E-Defter ile Mali Analiz” 

Dönemi Başlıyor 

eFinans’ın QNB Finansbank iş birliği 

ile sunduğu yeni hizmeti “e-Defter ile 

Mali Analiz” ile dönemsel olarak paylaşılması 

gereken mali verilerinizin 

bankaya iletilmesi süreci dijitalleşiyor. 

e-Defter ile Mali Analiz, e-Defter 

verilerinizin banka tarafından 

görüntülenmesine izin vermeniz ile 

başlayan hızlı ve yenilikçi bir finanse-Defter 

ile Mali Analiz Nedir? 

man çözümüdür. e-Defter verilerini 

QNB Finansbank ile paylaşmayı kabul 

eden müşterilerimiz ek bir belge 

gerekmeksizin doğrudan bu verileri 

bankaya transfer edebiliyor. Böylece 

mali verilerin fiziksel paylaşım sürecini 

ortadan kalkıyor, operasyonel 

yükünüz azalıyor ve zamanınız size 

kalıyor! 

e-Defter ile Mali Analiz hizmetinden 

faydalanmak isteyen müşterilerimizin 

QNB Finansbank’ın kredili 

müşterisi olması, eFinans e-Defter 

kullanması ve eFinans Portal üzerinden 

elektronik ortamda QNB Finansbank’a 

e-Defter görüntüleme yetkisi 

vermesi yeterlidir. 




28 > < 29

canias ERP’nin 

Uluslararası 

Yetkinliği Kanıtlandı 

IAS, 

sahip olduğu ISO 

9001 Kalite Yönetim Sistemi, 

ISO 27001 Bilgi Güvenliği Yönetim 

Sistemi belgelerinin ardından, Türkiye’de 

sayılı firmanın sahip olduğu ISO 15504 SPICE 

Level-2 Yazılım Süreç Geliştirme ve Yetkinlik 

Belirleme belgesini de almaya hak kazandı. 

SPICE (Software Process İmprovement And 

Capability Determination) proje çalışmalarını ve 

belgelendirmenin gerekliliğini anlatan IAS Kalite 

Sistem Yöneticisi Çiğdem Dönmez “Yaptığımız 

işin uluslararası standartlara uygunluğunu 

belgelendirmek, işimizi daha doğru rakiplerle 

yapmamıza ve doğru segmentte 

yer almamıza da katkı sağlayacak” 

diyor. 

Kurumsal sistemlerin kurulması, 

işletilmesi, belgelendirilmesi ve sürekliliğinin 

sağlanması yönünde, stratejik 

hedefleri doğrultusunda titizlikle 

çalışan IAS, bu hedeflerine ulaşmadaki 

önemli adımlardan biri olan ISO 15504 

SPICE Level-2 belgesini de almaya 

hak kazandı. Yazılım geliştirmeden, 

testlere, proje yönetiminden değişiklik 

yönetimine, risk yönetiminden 

dökümantasyona tüm yazılım süreçlerini 

uluslararası standartların gerektirdiği 

olgunluk seviyesinde yürüten 

firmaların zorlu bir süreç sonunda elde 

edebildiği ISO 15504 SPICE, Türkiye’de 

henüz yeterince yaygın değil… 

ISO/IEC 15504 SPICE sertifikası 

nedir, nasıl bir süreç 

sonunda elde edilebiliyor? 

ISO sistem sertifikaları arasında bulunan 

ISO 15504 SPICE sertifikası, 

yazılım firmalarının yazılım süreçleri 

olgunluk seviyesini belirleyen, tüm 

yazılım yaşam döngüsünü bu standardın 

gerekliliklerine göre yönettikleri 

sistemler kurduklarını ve bu sistemleri 

sürekli geliştirdiklerini gösteren bir 

belge. Bizim almış olduğumuz SPICE 

Level 2, CMMI Level 3’e denk geliyor 

ve genelde pazar ve müşteriler bu iki 

belgeden birisini talep ediyorlar. SPICE 

belgelendirme denetimine hazırlanırken, 

denetime gireceğiniz iki proje 

belirlemeniz, projelerin tüm süreçlerini 

standardın gerekliliklerine göre çalıştırmanız 

ve denetime girmeniz gerekiyor. 

SPICE belgelendirmesinde, olgunluk 

seviyesi olarak da adlandırılan belli 

level’lar var. Başvuru sırasında hangi 

level’a başvurulacağına firma kendisi 

karar veriyor. Bu da iş alanına, müşteri 

ve pazar beklentilerine göre belirleniyor. 

Her seviyenin hazırlık süreci ve 

denetim kapsamı farklı oluyor. Bizim 

müşterilerimizin ve hedef pazarlarımızdaki 

müşteri adaylarımızın beklentisi 

SPICE Level 2 olduğu için biz ilk olarak 

bu belgelendirmeyi hedefledik ve aldık. 

SPICE sertifikası için yola 

çıkarken temel amacınız neydi? 

IAS, kurumsal sistemlerin kurulması, 

işletilmesi, belgelendirilmesi ve sürekliliğinin 

sağlanması yönünde sürekli 

çalışan ve kendini geliştiren bir firma. 

Halihazırda ISO 9001 Kalite Yönetim 

Sistemi, ISO 27001 Bilgi Güvenliği 

Yönetim Sistemi belgelerimiz var. 

Bunlara ek olarak ISO 15504 SPICE 

sertifikası için de yola çıkarken ağırlıklı 

motivasyonumuz müşteri ve pazar 

talepleriydi. Son dönemde, özellikle 

ihale bazlı satın alım yapan kamu kuruluşlarında, 

SPICE belgesi de zorunluluk 

haline gelen belgelerden. Ayrıca 

yaptığımız işin standartları uluslararası 

kuruluşlar tarafından belgelendirildiğinde, 

bu işi daha doğru rakiplerle 

yapmamız, doğru segmentte yer almamız 

da daha mümkün hale geliyor. 

“Türkiye’de Spice Sertifikası 

Alabilen Firma Az” 

“Son derece zorlu bir süreç ve titiz 

çalışma sonunda alınabilen ISO 

15504 SPICE Sertifikası’nı Türkiye’de 

almaya hak kazanan firma 

sayısı çok az.” 

Bu belgeye sahip olmak neden 

önemli? 

Bir firmanın ISO 15504 SPICE sertifikasına 

sahip olması onun uluslararası 

standartlarda yazılım yapan, 

tüm yazılım süreçlerini bu standarda 

uygun yöneten yetkinlikte bir firma 

olduğunu gösteriyor. Bu konuya 

yatırım yaptığını, kaynak ayırdığını, 

standartlara uygun, güvenilir yazılım 

geliştirebilme yetkinliğinde olduğunu 

ifade ediyor. Bu standarda uygun 

olarak yönetilen süreçler sonunda 

ortaya çıkan ürün, iç denetimin yanı 

sıra bağımsız denetim kuruluşları tarafından 

da denetlenerek yönetilen 

ve sürekli iyileştirilen süreçler, müşterimize 

verdiğimiz taahhütlerin yerine 

getirileceğinin de önemli bir göstergesi. 

Az sayıda firmada olan ve bizi 

ayrıştıracak özelliklerden de biri. ERP 

pazarında yer alan, aynı segmentte 

olan çözümlerin aynı şartlarda yarışabilmesi 

için de önemli bir belge. 

Bir üretim ya da finans çözümü olan 

her yazılım kendini ERP olarak konumlandırabiliyor 

ve sizinle aynı segmentte 

var olmaya çalışıyor. Bu tür 

sertifikasyonların sağlayacağı standardizasyon 

ve eleme ile gerçek bir 

ERP çözümü sunan yazılımlar ve firmalar 

daha adil bir rekabet ortamında 

yarışabilecekler. Bu tür sertifikalarla 

bunun da altını çizmeye çalışıyoruz. 

Türkiye’deki ERP firmalarında 

yaygın mı? 

Türkiye’de şu anda bu sertifikayı veren 

tek bir kuruluş var; Türk Standartları 

Enstitüsü. TSE’nin belgeli 

kuruluşlar listesine baktığımızda şu 

an 50 kadar firmada bu sertifikanın 

olduğunu görüyoruz. 1-2 yıl öncesine 

kadar bu sayı 6-7’yi geçmiyordu. 

Özellikle sağlık kuruluşlarına yazılım 

üreten firmaların, Hastane Bilgi 

Yönetim Sistemi’ne (HBYS) kayıt 

atabilmek için bu sertifikaya sahip 

olmaları gerektiği Devlet Planlama 

Teşkilatı Müsteşarlığı tarafından, 

kamunun bilgi ve iletişim teknolojileri 

yatırımlarına ilişkin hazırlanan 

klavuzda belirtildi. Belgenin Sağlık 

Bakanlığı’nca zorunlu hale getirilmesiyle 

bu firmalar SPICE sertifikasına 

ilgi gösterdiler ve belge sahibi firma 

sayısı arttı. Dolayısıyla şu anda çoğunluğa 

baktığımızda bu sertifikaya 

sağlık sektörüne ve kamuya yazılım 

geliştiren firmaların sahip olduğunu 

görüyoruz. 

Böylesi önemli bir belge Türkiye’de 

niçin yeterince yaygın 

değil? 

Öncelikle, uygulaması çok da kolay 

olmayan bir standart. Sertifikalandırılması 

ciddi bir çaba gerektiriyor. 

Müşteri tarafından bir zorunluluk, 

talep gelmediği sürece firmalar bu 

tür çalışmalara yönelmiyor. Rekabet 

şartları zorlaştıkça, özellikle uluslararası 

alanda rekabet ediyorsanız, rakiplerinizden 

sıyrılabilmek ve rekabet 

avantajı sağlayabilmek için bu belgeye 

sahip olmak artık bir zorunluluk 

haline geliyor. O nedenle bu sertifika, 

zamanla daha da talep edilir hale gelecek. 

Şu an bu sertifikayı yazılım seçim 

kriteri olarak görmeyen firmaların 

çoğu, bu tür belgeleri seçim kriterlerine 

ekleyecekler. Ki şimdiden müşterilerimizden 

bu yönde gelen talepler 

artmaya başladı. Artık firmalar 

ERP tedarikçilerini değerlendirirken 

sahip olduğumuz sistem sertifikalarını 

da öğrenmek istiyorlar ve bunları 

artı puan olarak değerlendiriyorlar. 

Firmaların da bu konudaki farkındalıkları 

yükselmeye başladı. Firmalar, 

ERP çözümleri ve ERP çözümü sunan 

firmalar konusunda seçenekleri arttıkça, 

en doğru çözümü seçebilmek 

için uluslararası ayrıştırma kriterlerine 

daha çok önem vermeye başladılar. 

Bu sertifika nasıl bir çalışma 

sonunda alındı? 

Denetime girmek için, belirlediğiniz 

iki yazılım projesinde, temelde Mühendislik, 

Yönetim ve Destek Süreçleri 

olarak üç ana süreç altında 

yer alan toplam 15 süreci standardın 

gerekliliklerine göre çalıştırmanız 

gerekiyor. Bu süreçler; Proje, Konfigürasyon, 

Risk ve Sürüm Yönetimi, 

Gereksinim Toplama, Gereksinim 

Yönetimi, Tasarım, Kodlama, Test ve 

Entegrasyon Yönetimi, Doğrulama, 

Kalite Güvence, Doküman Yönetimi, 

Problem Yönetimi ve Değişiklik Yönetimi. 

Biz bu iki projede tüm bu süreçleri 

gerektiği şekilde kurguladık 

Spice Sertifikası Tam Zamanlı 

Konsantrasyon İster 

“ISO 15504 SPICE Sertifikası’nı 

alabilmek için üç ana süreç başlığı 

altında 15 süreci standardın gereklerine 

göre işletmeniz gerekir. 

Hazırladığımız iki proje üzerinde 

yoğun ve titizlikle çalışarak bu 

süreçleri başarı ile çalıştırdık.” 

ve yönettik. Yaklaşık altı aylık bir denetim 

hazırlık çalışma sürecimiz oldu. 

Bu konuda tecrübesi ve güçlü referansları 

olan EMFA Yazılım & Danışmanlık’tan 

da destek aldık. Proje için 

ben dahil beş kişiden oluşan bir proje 

ekibi oluşturduk. Nagehan Gül Fidan, 

Ceren Yelkikalan, Sedef Üstün, 

İbrahim Anıl Yaşar, ben ve danışmanımız 

Gamze Dağloğlu, birlikte yaklaşık 

haftanın iki günü, tam zamanlı 

olarak bu işe vakit ayırdık. Oldukça 

emek isteyen, yoğun ama bir o kadar 

da keyifli ve öğretici bir proje süreci 

geçirdik. Bu çalışmanın sonunda da 

belgemizi almaya hak kazandık. 

Bundan sonraki adım ne olacak? 

IAS, uluslararası standartlarda yazım 

yapan, yazılım geliştirme, uyarlama 

ve proje yönetim süreçlerini uluslararası 

standartlarda yöneten, iç denetim 

ve bağımsız denetim mekanizmalarını 

çalıştıran, süreçlerini sürekli 

geliştiren bir firma. ISO 15504 SPICE 

sertifikası ile de bunu belgelendirmiş 

oldu. Bu adımdan sonraki amacımız, 

tüm projelerimizi SPICE standardının 

gereklerine göre yürütmek. Diğer 

tüm uluslararası standart belirleyici 

sertifikalarda olduğu gibi SPICE da 

yaşayan ve sürekli güncellenen bir 

belge. Bir buçuk yıl sonra bir ara denetime 

gireceğiz. Üç yıl sonunda da 

tekrar iki yeni proje ile yenileme denetiminden 

geçeceğiz. İşimizi doğru 

rakiplerle ve doğru segmentte yürütebilmek, 

müşteri memnuniyetimizi 

sürekli arttırmak, sektöre ve pazara 

liderlik etmek adına bu çalışmalarımız 

artarak devam edecek, kendimizi 

geliştirmeyi ve yenilemeyi sürdüreceğiz. 




30 > < 31

ERP-EDI Entegrasyonu 

Maliyetleri Düşürür, Verimliliği 

Artırır 

ERP-EDI Entegrasyonu bugün üretim 

şirketlerinin başarısı için neden hayati 

önem taşır? Saat 18:00 ve montaj hattından 

son paket kutulandı, paketlendi 

ve nakliye alanına taşındı. Bu paket, 

ulusal bir eczane perakende zincirinin 

raflarına yönelik olarak hazırlandı ve 

yola çıktı. Peki, bu müşteri paketlerinin 

yolda olduğunu nasıl bilecek? Aldığı 

mallar için nasıl ödeme yapacak? 

Sorunsuz bir tedarik zinciri, ortaklar 

arasında mükemmel ve hızlı iletişim 

gerektirir. Onlarca yıldır, bu sevkiyatların 

ve ödemelerin karşılıklı etkileşimini 

yöneten en popüler teknolojik 

sistem, Elektronik Veri Değişimi yani 

EDI olmuştur. ERP-EDI entegrasyonu, 

iletişimi otomatikleştirerek satıcılar ve 

müşteriler arasındaki veri alışverişini 

sağlayan endüstriyel bir standarttır. 

EDI; otomotiv, imalat, ilaç depoları, 

büyük mağazacılık gibi yüksek hacimlerde 

çalışan sektörlerde yaygındır. 

Neden ERP-EDI Entegrasyonu? 

EDI otomasyonu, sayısız telefon görüşmelerini, 

kâğıt faturaları, faksları ve 

e-postaları içeren kusurlu manuel 

insan süreçlerine olan gereksinimi 

azaltır. Sonuç ise; daha hızlı geri dönüş 

süreleri, daha az hata ve personelin 

daha yüksek verimliliği şeklindedir. 

EDI, verilerin elektronik ortamda saklanması 

ve işlenmesiyle, kâğıt belgelerin 

düzenlenmesi, sınıflandırılması 

ve dağıtılması gibi işlem maliyetlerini 

azaltır. Elektronik iletişimin faydaları 

arasında manuel veri girişini ortadan 

kaldırmak, gönderim ve faturalama 

hatalarını azaltmak gibi unsurların yanı 

sıra, tarafların kendi kurumsal yönetim 

sistemlerine veri alıp vermelerini 

hızlandırmak da bulunmaktadır. 

EDI’nin daha önceki sürümleri basit ve 

diğer kurumsal yazılımlardan 

kopuktu. Modern çağın ERP-EDI 

entegrasyonlarında, protokoller en 

iyi uygulamaları desteklemekte ve 

veriler ERP gibi modern teknolojilere 

bütünleşmekte. Dahası, veri yapı 

ve formatlarının karmaşıklıkları, şirketler 

arasında EDI uygulamalarını 

standartlaştıran veri değişimi aracıları 

tarafından maskelenebilir. 

Yıllar önce bir EDI uygulamasında 

farklı veri alanlarının birbirleriyle eşleştirilmesi 

yüzlerce veya binlerce saat 

çalışma gerektirebilirken, bugün bu 

süreci hatasız ve kolay 

hale getiren araçlar ve işlemler bulunmakta. 

Elde edilen EDI sistemleri, 

dünyanın en büyük şirketlerinin 

çoğunun tedarik zincirleri için paha 

biçilemez bir veri iletişimi sağlar. 

ERP teknolojisi, imalat, nakliye ve 

perakende şirketleri arasında kritik 

bir bağlantı haline geldiğinden, EDI ile 

sorunsuz veri iletişimi ihtiyacı da artmıştır. 

abas ERP gibi profesyonel yazılım 

çözümleri, önyüzdeki işletme ve 

yönetim araçlarıyla birlikte arka planda 

sağlam EDI arayüzleri uygulayarak bu 

boşluğu doldurdular. Modern bir ERP 

yazılımı ile, EDI’yi uygulamak hiç bu 

kadar kolay olmamıştı. 

Abas EDI Neler Sunar? 

abas EDI, EDI dosyaları ile abas sisteminde 

gerçekleşen işlemler arasında 

veri haritalamasını sağlayan bir ERP 

modülüdür. Arka plandaki EDI teknolojileri 

ve dosya formatları ne olursa 

olsun, abas EDI yazılımı karmaşıklıkları 

özetler. Böylece çeşitli şirketlerin EDI 

implementasyonları birleştirilebilir. 

EDI dosyasındaki veri alanları, ERP 

konsolundaki veri alanları ile ilişkilendirilir. 

abas ERP ile çalışmaya başlayan şirketler 

için, EDI sisteminin kurulumu 

diğer bütünleşik faaliyetlerle birlikte 

gerçekleştirilebilir. İlk kurulum uzmanlardan 

destek almayı gerektirebilirken, 

sistemin devam eden yönetimi 

ise, self servis modelinde olan abas 

EDI Yapılandırması adlı bir araç kullanılarak 

herkes tarafından yapılabilir. 

abas EDI Yapılandırması, verilerin karmaşık 

EDI haritalamalarını hayata geçirir. 

Farklı şirketler EDI için farklı formatlar 

kullandığından dolayı, verilerin 

ERP tarafından anlaşılabildiğinden 

emin olmak için genellikle bir kurulum 

süreci gereklidir. Hem EDIFact, 

ODETTE ve VDA gibi geleneksel EDI 

formatları, hem de ANSI ve XML gibi 

evrensel veri formatları desteklenir. 

abas EDI Yapılandırması ile bu veri 

haritalama işlemi, ERP sistemi ile EDI 

veri dosyalarının bölüm numaraları ve 

sütunları arasındaki alan eşlemelerini 

gösteren grafiksel bir masaüstü aracı 

ile gerçekleştirilir. Bu araç, yazılım 

geliştiricisinin veri alanlarına hangi 

eylemlerin gerçekleşmesi gerektiğini 

belirlemek için binlerce satır kod 

yazmasını gerektiren eski ERP sistemleri 

göz önünde bulundurulduğunda 

büyük bir gelişme olabilir. 

EDI İle Veri Senkronizasyonu 

EDI, ERP ile entegre edildiğinde, iki 

farklı şirkette bulunan kişiler, şirket 

genelinde senkronize edilmiş veriyi 

görüntüleyebilir. İlgili ERP sistemleri, 

daha önceki bir dönemin kâğıt 

belgelerinde yer alan bilgileri görüntüleyebilir. 

Örneğin; depoyu bir 

perakendeciye ürün göndermesi için 

bilgilendirecek olan kâğıda yazılmış 

sevk emirleri gibi. Fakat günümüzde 

her bir ERP sisteminde, çalışanlar artık 

fatura adresini, sevkiyat adresini ve 

hatta miktarlarla birlikte ürün numaralarının 

listesini görüntüleyebilmekte. 

İster yüzlerce, ister milyonlarca sipariş 

işlensin, EDI kullanımı şirketler 

için maliyet tasarrufu sağlar. Faturalar 

ve gönderiler hakkında manuel olarak 

yapılan iletişim, genellikle çalışanın 

önemli miktarda zaman ve emek harcamasını 

gerektirir. Ticari iş ortaklarıyla 

kurulan iletişimin otomasyonu daha 

hızlı geri dönüş sürelerinin yanı sıra, 

hataları azaltır ve daha iyi raporlama 

yapılmasını sağlar. 




32 > < 33

Değişim yönetimi ilerlemeyi artırmaya 

yardımcı olur. Teknoloji, işletmelere 

büyümeleri ve gelişmeleri açısından 

pek çok fırsat sunar. Bu fırsatlardan 

yararlanmamak ise tam anlamıyla bir 

israf olur. Eğer teknolojik fırsatlardan 

yararlanmak için işinizde değişiklik 

yapmazsanız, rakipleriniz kesinlikle 

sizi yarışın gerisinde bırakacaktır. Bununla 

birlikte, bir de kapasiteniz yokken 

beklentiler arttığında, müşterileriniz 

bile sizi geride bırakabilir. 

Bir şeyler yapmanın eski yollarından 

yeni yollara geçiş, yani dijital olarak 

etkin çalışma yolları benimsemek 

– bir şirket olarak daha çevik olmak 

– her zaman kolay değildir. Ama bu 

üstlenebileceğiniz en önemli stratejik 

girişimdir. Dijital dönüşüm ile değişimi 

takip ettikçe göz önünde bulundurmanız 

gereken 7 başarı faktörü 

şunlardır: 

1.Başarıya Ulaşmak İçin Bir 

Yol Haritası Belirleyin 

Oraya ulaşmak için öncelikle tam 

olarak nereye gittiğiniz hakkında net 

bir fikre sahip olmanız gerektiğini 

bariz bir şekilde söyleyebiliriz, keza 

doğru olan da budur. Değişime, değişim 

öncesinde nerede olduğunuzu 

bilerek başlayın, böylece değişim 

yolculuğunda sonraki adımları net 

olarak 

görebilirsiniz. 

Çoğu şirket, 

herkesin takip 

edebileceği net bir 

yol haritası 

oluşturmaya 

zaman ve kaynak ayırmayı 

unutur. Eğer başarının 

her adımının nasıl 

göründüğüne dair net bir başlangıç 

vizyonu geliştirmezseniz, 

oraya asla varamazsınız. 

Evet, büyük bir değişim yönetimi 

sürecini duyurmak harika ve belki 

de konferans salonunda büyük bir 

toplantıya katılan herkes bu adımınızı 

takdir edecek, ancak bu coşku çalışanlarınızı 

değişime dahil etmek için 

yeterli olmayacaktır. Çalışanlarınız 

süreç başlangıcından tamamlanana 

kadar adım adım yapmaları gereken 

somut şeyler hakkında net bir fikre 

sahip değillerse, işte o zaman oraya 

ulaşmak için hepiniz mücadele 

edeceksiniz, bu sırada ivme kaybedeceksiniz, 

özellikle de ortadaki o 

çamur yığınına gelindiğinde ve kimse 

bir sonraki adımda ne yapacağını bilemezken. 

Bu gerçekten oluyor mu? 

Evet, her zaman. 

Dijital 

Dünyada 

Değişim 

Yönetiminin 

7 Başarı 

Faktörü 

2. Destekleyici İletişimi Uygulayın 

ve Bir Kültür Oluşturun 

Yalnızca yönetim kadrosu yol haritasına 

sahipse ve sonraki adımları 

biliyorsa, değişikliği gerçekleştirmesi 

beklenen insanlar sürecin 

sahipliğini ele geçiremez ve işler 

zorlaşınca parmakla gösterilip 

suçlanmaya başlanabilirler ( ve 

değişim yönetimi süreçlerinde işler 

her zaman zorlaşır). Yukarıdan 

aşağıya doğru bir yaklaşım sorun 

yaratır: Herkesin değişmesi bekleniyorsa, 

herkes başlangıçtan itibaren 

bu süreçte yer almalı ve elini 

taşın altına koymalıdır. 

Liderlik ekibinin, örgütün benimsemesini 

istediği yeni davranışları 

ve çalışma biçimlerini modellemesi 

gerekir, ancak değişimin arkasındaki 

tüm çalışanları aynı hizada 

tutmanın başarı için kritik öneme 

sahip olduğu aşikardır. Bu yüzden 

sürekli olarak neden, nasıl ve sonuç 

olarak – ne yaptığınızı – herkesle, 

başlangıçtan bitişe kadar paylaşmanız 

gerekir. Sınırlı iletişimden ziyade, 

açık iletişim her zaman daha 

faydalıdır. Sonuç ise, aradığınız 

değişimi destekleyen ve herhangi 

bir değişim yönetimi süreci için altın 

değeri taşıyan bir kültür olacaktır. 

3. Pilot Projeler Oluşturun, Ölçekleyin 

ve Diğer Bölümlerde 

Bunu Tekrarlayın 

Herhangi bir değişim yönetimi süreci, 

“başarı öyküleri” ve değişimin ardında 

bir ivme yaratacak iş durumlarına 

ihtiyaç duyar. Pilot projeler, tüm organizasyonda 

büyük değişiklikler 

yapmaktan daha iyidir. Örneğin, şirketinizde 

daha fazla veri analizi kullanmaya 

çalışıyorsanız, ilk olarak işe 

veri analizinden en çok fayda görmeyi 

beklediğiniz bir departman veya iş 

alanıyla başlayın. Örneğiniz açık sonuçlar 

gösterdiğinde, bu sonuçları 

paylaşın ve veri analizinin kendilerine 

nasıl yardımcı olabileceği konusunda 

diğer departmanları ikna etmek için 

bunları kullanın. 

Diğer bir deyişle, değişikliğin benimsenmesini 

hızlandırmak, kamuoyu 

oluşturmak için örnekleri kullanın ve 

daha fazla insanın faydaları görüp 

“değişim trenine binmesi” ile momentumu 

artırarak daha geniş ölçekler 

inşa edin. 

4. Öğrenme Kültürü Oluşturun 

Örgütsel çeviklik, insanların belirsizlikte 

rahat hissetmelerini ve hatalardan 

hızlıca ders çıkarmalarını gerektirir. 

Bir yanlışlık, eğer ki ondan ders 

çıkarırsanız, bir başarısızlık olmayacaktır, 

işte bu “yalın girişimler” hareketidir. 

Şirket içerisinde yalın olun. 

Başarısız olmaktan korkmayın, başarısız 

oldukça hızla öğrenin ve öğrenmeyi 

kurum kültürünüze dahil edin. 

Bunu yapmak için başarısızlık konusunda 

kültürel bir kaymaya ihtiyaç 

duyabilirsiniz. Bu yüzden, başarısızlığı 

cezalandırmak ya da başarısızlıktan 

kaçınmak yerine bunu; ürünlerinizi, 

süreçlerinizi ve sistemlerinizi öğrenme 

ve geliştirme sürecinin bir parçası 

olarak görün. Liderler, her zaman 

öğrenmeye çalışarak, hem mücadelelerini/hatalarını, 

hem de elde ettiklerini 

paylaşarak bir öğrenme kültürünü 

modellemelidir. Öğrenmeyi ve 

uyarlamayı reddeden insanlar (yani 

değişime karşı olanlar) ele alınmalıdır, 

çünkü onlar ve benzerleri aradığınız 

değişim için geliştirdiğiniz her türlü ivmenin 

önünde engel oluşturabilir. 

5. Değişim Yönetimi Üçgeni 

Oluşturun 

Çalışanlarınızdaki değişimi eğitim ve 

kültür yoluyla artırabilirsiniz, ancak 

süreçleriniz ve sistemleriniz de bu 

değişikliğe uyum sağlamazsa, her 

seferinde başarısız olursunuz. Süreçlerinizi 

ve sistemlerinizi de yükseltebilirsiniz, 

ancak çalışanlarınız uyum 

sağlamıyorsa, yine her seferinde 

başarısız olursunuz. Değişim yönetimi 

büyük ölçüde değişim üçgenini 

koordine etmekle ilgilidir – değişim 

yönetimi sürecinin ardında insanlara, 

süreçlere ve sistemlere uyum sağlamak 

yatar. Çevikliği destekleyen ERP 

gibi sistemlere sahip olmak büyük bir 

yardımcıdır ve ayrıca iş süreçlerinizde 

de örneğin BPM gibi araçlarla daha 

atik olmanızı sağlar. Ancak üçgeni tamamlamak 

için odak noktanızı en değerli 

varlıklarınız olan çalışanlarınızda 

yoğunlaştırmanız gerekmektedir. 

6. Dijital Olgunluk ve Veriye 

Dayalı Çalışma Prensibi Belirleyin 

Dijital dönüşüm bir gecede gerçekleşmeyecektir. 

Örneğin, tüm operasyonel 

verilerinizi yakalamak için 

iyi geliştirilmiş bir kapasiteye sahip 

olabilirsiniz. Ama yakalanan tüm bu 

verileri nasıl filtreliyor ve analiz ediyorsunuz? 

Analitik kapasiteniz olsa bile, 

stratejik karar vermeyi beslemek için 

analiz edilen bu verileri nasıl kullanıyorsunuz? 

Ve bazı veri odaklı kararlar 

algoritmalarla verilebilirken, diğerleri 

liderlik ekibiniz tarafından daha iyi 

hale getirilebilir mi? İnsanlar hangi 

kararları vermeli ve bunlarda hangileri 

yapılmalı? Piyasa talepleri ve bozulabilecek, 

bakıma gereksinim duyan 

makineler gibi değişkenleri öngörmek 

için, en son tahmine dayalı analitiği 

kullanıyor musunuz? 

Tüm bu sorular ve daha fazlası, dijital 

olgunlukla ilgilidir. Bu dijital olgunluk 

spektrumunda nerede olduğunuzu 

bilmelisiniz. Bugün nerede olursanız 

olun, dijital teknoloji – ve erişebilirliği 

– gelişmeye devam ederken ilerlemeye 

devam etmeniz gerekecektir. 

Verilerin potansiyelini tam olarak kullanmak 

için, verilerinizin ve ölçeklendirilebilir 

mimarinin yönetimi de dahil 

olmak üzere tam bir dijital çerçeveye 

ihtiyacınız olacaktır. 

7. Yardım Alın 

Kurum içi yeteneklerinizin ne olduğunu 

bilin ve gerekli yeteneklere sahip 

değilseniz dışarıdan yardım isteyin. 

Çevik olmanın bir parçası da, temel 

yetkinliklerinizi ve rekabetçi bir pazar 

avantajı elde etmek için bunları nasıl 

kullanacağınızı anlamaktır. Örneğin, 

birden çok işlev için bulut tabanlı 

hizmetlere erişmek giderek daha da 

kolaylaşmaktadır. Bu yetenekleri 

bünyenizde geliştirmek çok pahalı ve 

zaman alıcı (ve hatta dikkat dağıtıcı) 

ise, dışarıdan profesyonel yardım alın 

ve en iyi yaptığınız işe daha iyi odaklanın. 

ERP gibi platformlar için tecrübeli 

iş ortaklarına sahip olmak, genel iş 

çevikliğinizi destekleyecek ve gerektiğinde 

değişim yönetimi girişimlerini 

başarılı bir şekilde takip edebilmenizi 

sağlayacaktır. 




34 > < 35

Türkiye’nin Öncü Pompa Üretcisi 

MAS-DAF, 

IFS Applications ile Dijital 

Dönüşümünü Hızlandırıyor 

MAS Pompa, bütün kritik iş süreçlerini 

IFS Applications 9 ile yönetecek. 

Global kurumsal uygulamalar şirketi 

IFS, Türkiye’nin lider pompa üreticilerinden 

MAS-DAF’ın dijital dönüşüm 

yolculuğunda IFS ApplicationsTM 9 

çözümünü tercih ettiğini duyurdu. 

1977’den bu yana sulama, ısıtma&- 

soğutma sistemleri, gemi sanayi, atık 

su yönetim sistemleri, yangın söndürme 

işlemleri ve benzeri bir çok 

sektör için santrifüj pompa imalatı 

yapan Mas-Daf, verimlilik ve tam izlenebilirlik 

için başlattıkları ERP Projesinde 

IFS ERP ile yola devam etme 

kararını verdi. 

ERP seçim süreçlerinde IFS kararlarına 

yönelik olarak Mas-Daf Yöne- 

”IFS Sunduğu çözümler, 

esnek yapısı ve kullanıcı 

dostu ara yüzü ile en doğru 

seçenek olarak karşımıza 

çıktı” 

tim Kurulu Üyesi Denizhan Polatoğlu 

şunları söyledi; 

“Kurumsal yeniden yapılandırma 

sürecine başlarken ilk işimiz mevcutta 

kullanılan ticari programımız ve 

bağımsız çalışan CRM programımızın 

artık ihtiyaçlarımıza yeterli gelmemesi 

sebebiyle değişimine karar 

vermek oldu.Tedarik zincirinin birer 

halkası olan;satış fırsatı, ürün geliştirme, 

ürün iyileştirme, üretim planlama, 

üretim, lojistik ve satış sonrası 

hizmetler gibi tüm süreçlerde iş 

yapma şeklimizi baştan ele alacak, 

360 derecelik bir bakış kazandıracak, 

tüm birimlerimizi tek çatı altında 

toplayabilecek deneyime sahip bir 

ERP programı arayışına girdik. Bu 

noktada ihtiyaçlarımıza cevap verebilecek, 

bize çözüm sağlayacak, 

bu süreçte partner olarak yanımızda 

bulunacağına inandığımız, hem 

Türkiye’de hem de uluslararasında 

tecrübe ve deneyime sahip olan 

programlara yöneldik. Değerlendirmelerimiz 

sonucunda IFS; sunduğu 

çözümler, esnek yapısı ve kullanıcı 

dostu ara yüzü ile en doğru seçenek 

olarak karşımıza çıktı. 40 yılı aşkın 

süredir sektöre yön veren mühendislik 

ve üretim tecrübemizi IFS ile 

doğru konumlandırıp, hedeflerimize 

daha sağlıklı ulaşabileceğimize 

inancımız tam. Projenin her iki tarafa 

da hayırlı olmasını dileriz. MAS-DAF 

ile yaptıkları iş birliğine ilişkin olarak 

IFS Türkiye Genel Müdür Yardımcısı 

Göksel Sanbay “40 yılı aşkın bir 

süredir büyük bir başarı ile faliyetlerini 

sürdüren Mas Pompa’nın dijital 

dönüşüm süreçlerinde IFS Applications’ı 

seçmesinden dolayı çok 

mutluyuz. Dünyaya açılan bir Türk 

markası daha IFS ile süreçlerini yönetecek. 

Bu bizim için de gurur verici.” 

dedi. 

Turquality marka destek programına 

dahil olan Türkiye’nin ilk ve tek pompa 

ve basınçlandırma sistemleri üreticisi 

olan MAS-DAF tüm süreçlerini, 

servis ve bayi ağını IFS Applications 9 

ile yönetecek. 

MAS-DAF’da uygulanacak olan IFS 

çözümü; Mühendislik, Üretim ve 

Planlama, Satış, Satınalma ve Dağıtım, 

Kalite Yönetimi, Doküman 

Yönetimi, Müşteri ilişkileri Yönetimi 

(CRM), Servis Yönetimi, Bakım Yönetimi, 

İnsan Kaynakları, Bordro ve 

Finans Yönetimi modülleri de dahil 

olmak üzere bütün temel iş süreçlerini 

kapsayacak. IFS Applications 

9 uygulama ve proje yönetim süreci 

IFS çözüm ortaklarından Egeria tarafından 

yürütülecek. 

IFS’in endüstriyel üretim sektöründeki 

işletmelere sunduğu çözümler 

hakkında detaylı bilgi için: 

www.ifsworld.com/corp/industries/industrial-manufacturing/ 




36 > < 37

ERP HABER Dergisi Mayıs 2018 Sayısı yayında!

Create successful ePaper yourself

Delete template?

Save as template?