BİZİM OKUL
ŞANLIURFA TURGUT ÖZAL MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ E-DERGİ
ŞANLIURFA TURGUT ÖZAL MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ E-DERGİ
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
T.C.<br />
HALİLİYE / ŞANLIURFA<br />
TURGUT ÖZAL<br />
İçindekiler<br />
MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ<br />
E-DERGİ<br />
“<strong>BİZİM</strong> <strong>OKUL</strong>”<br />
YIL: 2018 SAYI:1<br />
Sahibi<br />
Turgut Özal Mesleki Ve Teknik Anadolu<br />
Lisesi Adına<br />
Tahir ULUÇ<br />
Okul Müdürü<br />
Genel Yayın Yönetmeni<br />
Ahmet ÇAKMAK<br />
Neden Dijital Dergi?<br />
……………………………………………………..2<br />
Eğitim Üzerine Sözler<br />
……………………………………………………. 3<br />
Nasıl Verimli Ders Çalışırım?<br />
……………………………………………………. 5<br />
Okulumuzdan Haberler<br />
……………………………………………………. 9<br />
Mesnevi’den Bir Öykü<br />
Yazı İşleri Sorumlusu<br />
Celil Çağdaş DÜZEL<br />
Editör<br />
Celil Çağdaş DÜZEL<br />
Tasarım Ekibi<br />
Müslüm SÜLÜ / Aleyna GEÇİT<br />
Medine TUNÇ / Abdulsamet CEVİZCİ<br />
Rabia AKGÜL / M. Serkan GÜZEL<br />
İletişim<br />
……………………………………………………. 20<br />
Deyimlerin Hikayeleri<br />
………………………………...…………………. 21<br />
Yeni Sınav Sistemi<br />
……………………………………………………. 24<br />
Anket Sonuçları<br />
……………………………………………………. 28<br />
Tarihimizden İzler<br />
……………………………………………………. 32<br />
Telefon : 04143138068<br />
Belgegeçer: 04143140850<br />
WEB: http://turgutozalmeslek.meb.k12.tr
Neden<br />
Dijital<br />
Dergi?<br />
Dijital dergicilik, basılı olarak yayınlanmış dergilerin, katalogların<br />
dijital ortama taşınarak ya da materyalin sadece dijital<br />
ortamda oluşturularak okurlara çevrimiçi bir şekilde sunulmasıdır.<br />
Dijital ortamda çevrimiçi olarak okurlara sunulan dergi<br />
ve kataloglar, kullanıcılara çeşitli etkileşimler sunarak ilgi çekiciliği<br />
ve kalıcılığı arttırmaktadır.<br />
İnternetin günümüzde her eve girmesinin yanında gelişen<br />
mobil teknoloji ve yaygınlaşan mobil internet kullanımıyla birlikte<br />
internet artık her an hayatımızın bir parçası olmuştur. Bu<br />
gelişmelere paralel olarak firmalar, fark ederek dijital yayıncılığa<br />
hızlı bir geçiş yapmıştır.<br />
Dijital yayıncılık pek çok avantaj sunmaktadır. İlk olarak baskı<br />
maliyeti ortadan kalkmaktadır. Yayının okura ulaştırılması<br />
kolaylaşmıştır. Tek bir tuşa basarak onlarca, yüzlerce dergiyi,<br />
gazeteyi, kitabı cihazlarımıza indirme imkanını getirmiştir. Üstelik<br />
içerik hazırlamayı da kolaylaştırmıştır.<br />
Yukarıda saydığımız tüm avantajları göz önünde bulundurduğumuzda<br />
okul dergimizi dijital ortama taşıyarak, okulumuzu<br />
baskı maliyetinden kurtarmayı ve öğrencilerimizin dergimize<br />
ulaşmasını kolaylaştırmayı hedefledik.<br />
Celil Çağdaş DÜZEL<br />
Yazı İşleri Sorumlusu
“İlim Çin’de de olsa gidip alınız.”<br />
Hz. Muhammed<br />
“En güzel öğüt örnek olmaktır.”<br />
Malcolm X<br />
“Öğretmen mum gibidir,<br />
kendini tüketerek başkasına ışık verir.”<br />
Paolo Ruffini<br />
“ Eğitimin kökleri acı, meyveleri tatlıdır.”<br />
Aristoteles<br />
“Planınız bir yıllık ise pirinç ekin,<br />
eğer on yıl içinse ağaç dikin,<br />
yüzyıl içinse insanları eğitin.”<br />
Huang-Çen
Yurdu savunmanın en ucuz yolu, eğitimdir.<br />
E. Burke<br />
“Eğer bir erkeği eğitirsen, bir kişiyi eğitmiş olursun.<br />
Bir kadını eğitirsen, tüm aileyi eğitmiş olursun.”<br />
Afrika Atasözü<br />
“Bir okul açan, bir hapishane kapatır.”<br />
Victor Hugo<br />
“Eğitimdir ki, bir milleti ya özgür,<br />
bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk<br />
halinde yaşatır; ya da esaret<br />
ve sefalete terk eder.”<br />
M. K. Atatürk
Nasıl Verimli Ders Çalışırım?<br />
Sevgili Öğrencilerimiz,<br />
Ders çalışmanın okul yaşantımızın ayrılmaz bir<br />
parçası olduğunu hepimiz biliyoruz. Kuşkusuz<br />
hayatımızın her döneminde eğitim ve öğretimimiz<br />
için zaman ayırmak ve çaba göstermek<br />
zorundayız.<br />
Bu yazımızda çalışmalarınızın daha etkili ve<br />
kalıcı olması yapmanız gerekenleri sıraladık.<br />
İyi çalışmalar.
Çalışma Ortamı Nasıl Olmalı?<br />
→ Çalışma odasında görme alanı içinde dikkat dağıtacak<br />
nitelikte ve renkte objeler (posterler, gazeteler,<br />
dergiler vb.) olmamalıdır.<br />
→ En önemli noktalardan biri de çalışma masasının<br />
üstünde ya da görüş alanı içinde sadece çalışılan<br />
derse ait materyallerin bulunmasıdır.<br />
→ Başka derslerin kitaplarının masanın üzerinde<br />
durması “Ne kadar çok çalışmam gereken şey var”<br />
düşüncesini uyandırarak pes etme davranışını beraberinde<br />
getirebilir.<br />
→ Ayrıca çalışılacak dersle ilgili tüm materyallerin<br />
masada bulunmasına özen gösterilmelidir.
Çalışma Planı Nasıl Hazırlanmalı?<br />
→ Planda her şeyin başlangıç ve bitiş saati olmalıdır.<br />
→ Okuldan geldikten sonra bir süre dinlenip, yapılacakların<br />
listesi çıkarıldıktan sonra çalışmaya başlanmalıdır.<br />
→ Yemekten sonra koltuğa oturmakdansa, evde<br />
bedenen hareket etmeyi gerektiren bir şeyle 15<br />
dakika ilgilenip ondan sonra ders için oturmak çok<br />
daha verimlidir. Zira yemekten hemen sonra oturma<br />
pozisyonuna geçilmesi uyku halinin çökmesine<br />
sebep olacaktır.<br />
→ Tekrar yapmak çok önemlidir. Ders tekrarı da<br />
yatmadan önceki dakikalarda yapılabilir. Çünkü zihin,<br />
bilgileri en çok uykuda hafızaya kaydeder.
→ Bir seferde sözel bir ders çalışıldıysa, ikinci periyotta<br />
sayısal bir derse çalışılması daha verimli olacaktır.<br />
→ Plana uyulup uyulmadığının, eksikliklerin yeterliliklerin<br />
gözden geçirilmesi ve her yeni gün buna<br />
göre düzenleme yapılması gerekmektedir.<br />
→ Bilgisayar faydalı olmasına karşılık, dersten en<br />
çok alıkoyan ve en çok yoran şeydir. Bu nedenle<br />
hafta içi bilgisayarın başında oldukça az zaman geçirmeli,<br />
hafta sonlarında, düzenli çalışmaya karşılık<br />
serbest bırakılmalıdır.<br />
Unutmayalım arkadaşlar, öğrendiğimiz bilgilerin<br />
kalıcı olması için düzenli aralıklarla tekrar etmek<br />
çok önemlidir.
Okulumuz öğrencileri,<br />
Zeytin Dalı Operasyonu’nda<br />
görev alan askerlerimize<br />
mektuplar yazarak,<br />
Mehmetçiğimize moral<br />
verdi.
Öğretmenlerimiz Ömer Faruk Akova ve Ayşe Betül<br />
Baysal öncülüğünde, Afrin Zeytin Dalı operasyonlarında<br />
şehit düşen ve gazi olan askerlerimizi<br />
anmak için okul bahçesinde öğrencilerimizin katkılarıyla<br />
“AFRİN” yazısı oluşturduk.
Atıl durumdaki okul kütüphanemizi<br />
öğrencilerimizin destekleriyle yeniledik.<br />
Günlerce emek harcayan öğrencilerimize<br />
teşekkür ediyoruz.
Erkek futbol takımımız<br />
Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi<br />
tarafından organize<br />
edilen ve ilimizdeki<br />
okulların katıldığı turnuvada<br />
3.oldu. Öğrencilerimiz<br />
ve beden eğitimi öğretmenlerimizi<br />
tebrik<br />
Okulumuzun kız ve erkek takımları bu yıl başarılı sonuçlar<br />
aldı. İl çapında yapılan turnuvalarda okulumuzu en iyi şekilde<br />
temsil eden sporcularımız kupalar ve madalyalar kazandı.<br />
Kız futsal takımımız<br />
il birincisi olarak ilimizi<br />
Diyarbakır’da yapılan<br />
bölge şampiyonasında<br />
temsil etti. Bu<br />
şampiyonada 3. olan<br />
kızlarımızı ve beden<br />
eğitimi öğretmenlerimizi<br />
tebrik ederiz.
Bu yıl ikincisi düzenlenen Turgut Özal<br />
Mesleki Ve Teknik Anadolu Lisesi<br />
15 Temmuz Futbol Turnuvası’nda<br />
11-Adalet sınıfı tüm rakiplerini<br />
geride bırakarak 1. oldu.
Okul, öğrenci ve aile ilişkilerini sağlamlaştırmak amacıyla bu<br />
yıl da veli ziyaretleri yaptık. Bizleri evlerinde ağırlayan velilerimize<br />
ve ziyaretleri gerçekleştiren rehberlik servimize teşekkür<br />
ederiz.
1-7 Mart arasında düzenlenen Yeşilay Haftası<br />
kapsamında okulumuzda çeşitli etkinlikler<br />
gerçekleştirildi.
Öğrencilerimizi geleceğe<br />
daha iyi hazırlamak adına<br />
üniversite tanıtım gezisi<br />
düzenledik. Öğrencilerimiz,<br />
tercih etmeyi düşündükleri<br />
bölümlerle ilgili<br />
bilgiler aldı, kendilerine<br />
uygun bölümleri yakından<br />
tanıma fırsatı buldu.
Dünya Engelliler Günü kapsamında<br />
okulumuzda bir çok etkinlik<br />
düzenlendi. Bu etkinliklerde engelli bireylerin<br />
sosyal yaşamda karşılaştığı sorunlar üzerinde duruldu.<br />
Sorunların çözümü için öğrencilerimize düşen görevler<br />
anlatıldı. “Empati” yapabilmenin önemi vurgulandı.
Kurbağa Ve Farenin Arkadaşlığı<br />
Korulukta gürül gürül akan ırmağın kıyısındaki yosunlu kayalar<br />
arasında bir sabah su kurbağası ile fare karşılaştı. Selam sabahtan<br />
sonra hayli söyleştiler. Arkadaş oldular. Ertesi gün tekrar buluştular.<br />
Gün boyu birbirlerine arkadaşlık ettiler. Birlikte yiyecek aradılar,<br />
birlikte dolaştılar. Akşam karanlığı inmeye başlayınca fare kayanın<br />
kovuğuna, kurbağa suyun dibine çekildi. Sabah olunca, kurbağa<br />
sudan çıkarak sesleniyor, fare kovuktan çıkarak birlikte geziyor,<br />
söyleşiyorlardı. Fare: “Sevgili dostum.’ dedi, “Geceleri sıkılıyorum<br />
bazen, sana öyle alıştım ki!” Kurbağa: “Ben de” dedi, “Ama ben<br />
suda kalmalıyım, yapabileceğimiz bir şey yok.” Fare: “Bak arkadaşım<br />
ben iyice düşündüm, geceleyin de görüşebiliriz.” dedi.<br />
“Nasıl?” diye sordu kurbağa. Fare, “Senin ayağına bir ip bağlayalım,<br />
diğer ucunu da ben kuyruğuma bağlarım. Gece canımız sıkıldığında,<br />
ipi oynatırız, sen sudan çıkarsın.” Kurbağa fikri parlak buldu,<br />
“Tabi ya!” dedi, “Şimdiye kadar niçin düşünemedik bunu!” Bir<br />
ip bularak bağladılar. Artık geceleri de görüşebiliyorlardı. Ne var ki,<br />
onları bir zamandır izleyen kurnaz bir karga karanlık inip de yuvalarına<br />
çekilmeyi düşünürlerken, hızla kovuğa doğru uçarak fareyi<br />
kaptı, havalandı. Fareyle birlikte havalanan kurbağa, hayıflanıyor,<br />
kendi kendine: “Kendi dengin, kendi cinsinden olmayan biriyle<br />
dostluk kurarsan olacağı budur.” diyordu. Sonuçta fare ile arkadaşlığı<br />
kendi sonunu da getirmişti<br />
Bu hikayede alaca karga ölümün sembolüdür. Su kurbağası ruhu,<br />
fare de bedeni temsil eder. Kurbağa temizdir, fare ise hoşa gitmeyen<br />
kirli bir hayvandır. Temiz bir varlığın, kirli bir varlıkla dost olması,<br />
onu felakete sürükler. Nefsini terbiye edip ruhunu yüceltmeyen,<br />
bedeninin rahatına düşkün insanlar; farenin peşine düşmüş kurbağaya<br />
benzerler .
Kendi öz anlamından<br />
ayrı bir düşünceyi, kavramı<br />
veya durumu anlatmaya<br />
yarayan sözcük<br />
topluluğuna deyim denir.<br />
Türkçe, deyimler bakımından<br />
çok zengin bir<br />
dildir. Deyimler, göz önüne<br />
kuvvetli imgeler getiren<br />
sembollü sözlerdir.<br />
Halkın dikkatli ve zeki<br />
görüşlerinden doğmuştur.<br />
Genellikle bir olaya<br />
dayanırlar ve toplum arasında<br />
yayılırlar.
Bu deyimimizin hikayesi başka bir efsaneden ortaya<br />
çıkmıştır. Vakt-i zamanında Bolu Beyi’ni alt<br />
eden Köroğlu’nun gözü gibi baktığı Kırat’ı hırsızlar<br />
tarafından kaçırılır. Köroğlu atını bulmak adına şehir<br />
şehir dolaşır. En sonunda meşhur atının İstanbul’da<br />
satılacağı haberini alır. İstanbul’a gelen Köroğlu,<br />
atı satılığa çıkaran hırsıza atı beğendiğini satın<br />
alacağını ama öncesinde ata binip atı deneyeceğini<br />
söyler. Adamlar da kabul eder. Köroğlu, ata binince<br />
Kırat, sahibini tanır ve dört nala koşmaya<br />
başlar. Atın ve üzerindeki adamın hızla uzaklaştığını<br />
farkeden hırsızlar peşlerinden gitmek isterler. O<br />
sırada olayı izleyen yaşlı bir adam hırsızlara şöyle<br />
seslenir:<br />
- “Boşuna uğraşmayın, atı alan Üsküdar’ı geçti.”
Halk arasında ‘çil’ olarak da bilinen kekliklerden<br />
dişi olanlar yumurtladıktan sonra bir müddet<br />
kuluçkaya yatar. Yumurtaların çatlamasına<br />
yakın yuvasını bırakır, uzaklaşır gider. Yumurtadan<br />
yeni çıkan çil yavruları kendilerine bakacak<br />
anne kuş olmadığından ne yapacaklarını<br />
bilmez halde, şaşkın şaşkın sağa sola dağılırlar.<br />
İşte bu yüzden panik halinde bir yerlere kaçışan<br />
insanları gördüğümüzde “çil yavrusu gibi dağıldılar”<br />
deriz.
Üniversiteye giriş sınavında bu yıl da değişiklik yapıldı.<br />
Sınavların adları, oturum sayıları, tarihi; soru sayıları, soruların<br />
dağılımı değişti.<br />
Yeni sistemle birlikte üniversite sınavına girecek adayları<br />
iki oturum bekliyor: ‘TYT’ ve ‘YKS’<br />
TYT yani Temel Yeterlilik Testi nedir?<br />
Adayların sözel ve sayısal alanlarda sahip olmaları beklenen<br />
bilgi, beceri ve yetkinliklerini kapsar.<br />
TYT hangi alanlardan soruları içerecektir?<br />
TYT’de Türkçe, Sosyal Bilimler, Temel Matematik ve Fen<br />
Bilimleri alanları ile ilgili sorular yer alacaktır.<br />
Temel Yeterlilik Testi (TYT)’nin geçen seneki YGS’den farkı<br />
nedir?<br />
TYT ile YGS arasındaki en önemli farklılık, TYT’de yer alan<br />
Türkçe ve Temel Matematik alanlarındaki soruların sadece<br />
Türkçe ve Temel Matematik alanlarındaki bilgiyi değil, yeterliliğe<br />
dayalı bir değerlendirmeyi esas almasıdır.
TYT sorularının içeriği ve dayandığı müfredatta<br />
değişiklik<br />
var mıdır?<br />
TYT ile YGS puan türleri karşılaştırıldığında nasıl bir farklılık<br />
görülmektedir?<br />
YGS’de 6 puan türü vardı (YGS-1, YGS-2, YGS-3, YGS-4, YGS<br />
-5, YGS-6). TYT’de ise her aday için sadece bir puan hesaplanacaktır.Bu<br />
puan,Temel YeterlilikTesti Puanı (TYT-<br />
Puanı)’dır.<br />
Hayır. Adayların gireceği TYT soruları, MEB’in ortak müfredatından<br />
seçilecektir.<br />
Meslek Yüksekokullarında bir program tercih edebilmek<br />
için gerekli şartve gerekli baraj puanı nedir?<br />
Adayların TYT puanının en az 150 ve üzeri olması gerekir.<br />
Lisans programlarını tercih edebilmek için gerekli<br />
puanı nedir?<br />
baraj<br />
TYT’den en az 150 puan almak koşuluyla, adayın TYT puanı<br />
ile sınavın ikinci oturumundaki Alan Yeterlilik testlerinden<br />
(AYT) alacağı puanla birlikte hesaplanacak olan Sözel,<br />
Sayısal, Eşit Ağırlık ve Dil puanının en az birinin en az 180<br />
puan olması gerekir.
Birinci oturumda (TYT) yer alan testlerin soru sayıları<br />
kaçtır?<br />
Türkçe → 40<br />
Sosyal Bilimler<br />
Coğrafya → 5<br />
Din Kül.ve Ahlak Bil.→ 5<br />
Felsefe → 5<br />
Tarih → 5<br />
Toplam → 20<br />
Matematik → 40<br />
Fen Bilimleri<br />
Biyoloji →6<br />
Fizik →7<br />
Kimya →7<br />
Toplam →20<br />
Toplam →120
İkinci oturumda yer alan Alan Yeterlilik testlerinin<br />
içeriği ve soru sayıları nedir?<br />
Türk Dili ve Edebiyatı-Sosyal Bilimler-1<br />
Türk Dili ve Edebiyatı →24<br />
Sosyal Bilimler-1<br />
Coğrafya -1 → 6<br />
Tarih -1 → 10<br />
Matematik → 40<br />
Sosyal Bilimler-2<br />
Coğrafya – 2 → 11<br />
Din Kül. ve Ahlak Bil. → 6<br />
Felsefe Grubu → 12<br />
Tarih – 2 → 11<br />
Fen Bilimleri<br />
Biyoloji 13<br />
Fizik 14<br />
Kimya 13<br />
Toplam → 160
2017-2018 eğitim öğretim yılında öğretmenlerimizin ve öğrencilerimizin<br />
okulumuzla ilgili görüşlerini öğrenmek amacıyla kapsamlı bir<br />
anket uyguladık. Bu anketle okulumuzdaki sorunları belirlemeyi ve<br />
bu sorunların çözümü üzerine odaklanmayı amaçladık. Anketimizin<br />
sonuçlarını okurlarımızla paylaşıyoruz.<br />
Okul giriş-çıkış saatleri ve teneffüs sürelerinden memnun musunuz?<br />
Okulun genel temizlik hizmetlerinden memnun musunuz?
Kantinde verilen hizmetlerden memnun musunuz?<br />
Okula ulaşımda zorluk çekiyor musunuz?<br />
Okulda kendinizi güvende hissediyor musunuz?
Okulda yeterince sosyal etkinlik yapıldığını düşünüyor musunuz?<br />
Öğretmenlerinizin ve okul idaresinin size karşı tutumundan<br />
memnun musunuz?<br />
Okulumuzla ilgili genel memnuniyetinizi değerlendiriniz.
Selahaddin, tanınmış bir ailede dünyaya geldi. Doğduğu gece, babası Necmeddin Eyyub<br />
ailesini de alarak Halep’e göçtü. Burada Kuzey Suriye’nin Türk valisi İmadeddin Zengi’nin<br />
hizmetine girdi. Dedesi Şadi, Bağdat Valisi Bihruz’un yakın arkadaşıydı. Bihruz nüfuzunu<br />
kullanarak Şadi’nin oğlu Necmeddin Eyyub’un Tikrit’in kumandanlığına atanmasını<br />
sağlamıştır. Böylece Büyük Selçuklu Sultanı Muhammed Tapar Şadi’yi ailesiyle birlikte<br />
Tikrit civarına yerleştirdi. Baalbek ve Şam’da büyüyen Selahaddin iyi bir eğitim aldı.<br />
Askeri eğitimden ziyade dini derslere meraklıydı. Sanatla ve bilimle uğraşırdı. Selahaddin’in<br />
biyografisinde onun Öklid geometrisi, astronomi, matematik ve aritmetik konularında<br />
uzman olduğu yazmaktadır Mantık, felsefe, sosyoloji, fıkıh ve tarih öğrendi,<br />
Şam’daki Dar’ul-Hadis’ten (hadis medresesi) mezun oldu. Selahaddin’in askeri hayatı<br />
amcası Esedüddin Şirkuh’un hizmetine girmesiyle başladı.<br />
1171’de Mısır’da Şii Fatımi halifeliğini tamamıyla ortadan kaldırdı. Onların eski toprakları<br />
üzerinde din ve eğitimde kuvvetli bir siyasetin teşvik ve uygulayıcısı oldu. Şiiliğin<br />
yerine Sünni mezhebini yaymaya başladı. Bunda başarılı olan Selahaddin, Mısır ve Suriye’de<br />
Fatımilerin yaydığı itikadın önüne geçerek, Ehlisünnet itikadının yayılmasını sağladı.<br />
Artık İslam dünyasında tek bir halife vardı. Bu olay Müslümanların Haçlılara karşı birleşmesinde<br />
tarihi dönemeçlerden birisi olmuştur. Selahaddin, Nureddin Mahmud Zengi’ye<br />
hayatı boyunca bağlı kaldı, fakat Nureddin’in 1174 yılında vefat etmesiyle durum<br />
değişti. Selahaddin, Nureddin’in dul eşi İsmedüddin Hatun ile evlendi. 1186’ya değin Suriye,<br />
Kuzey Mezopotamya, Filistin ve Mısır’daki tüm Müslüman topraklarını kendi bayrağı<br />
altında birleştirmeye girişti ve İslam birliğini tekrar kurdu. 1187’de bütün gücüyle, Latin<br />
Haçlı krallıklarına yöneldi. Hıttin Muharebesi’nde Selahaddin, Kudüs Kralı Lüzinyanlı<br />
Guy (Guy de Lusignan) komutasındaki Haçlı ordusunu yenmeyi başardı. Haçlıların verdiği<br />
kayıpların büyüklüğü Müslümanların Kudüs Krallığı’nın neredeyse tümünü ele geçirmesini<br />
sağladı..
Haçlıların 90 sene önce Kudüs’ü işgal ederlerken 70 bin Müslümanı kılıçtan geçirmesine<br />
rağmen, muzaffer bir komutan olarak karşılarına geçen Sultan Selahaddin, intikam alma<br />
yerine onlara iyi muamelede bulunmuştur. Böylece bütün Müslümanların gönüllerinde<br />
taht kuran Selahaddin Eyyubi büyük bir üne kavuştu. Avrupa bu hezimet karşısında birbirine<br />
girdi ve üçüncü Haçlı seferi için çalışmalara başladılar.<br />
Selahaddin Eyyübi’nin yirmi beş senelik vezirlik ve sultanlık hayatı İslamiyet’e hizmetle<br />
geçmiştir. Tarihte pek nadir yetişen şahsiyetlerden biriydi. Sultan Selahaddin bilime çok<br />
değer verir, âlimleri himaye ederdi. Yüksek insani meziyetlere sahip, iyi huylu, cömert,<br />
adil, kültürlü ve müsamahakâr bir hükümdardı. Ülkesine her taraftan ilim sahipleri gelir<br />
verdikleri derslerle insanlara hizmet ederlerdi. Onun zamanında Şam medreselerinde ders<br />
veren altı yüzden fazla fakih (fıkıh, din, şeriat ilminin üstadı) vardı. Tabipler, edebiyatçılar,<br />
şairler, matematikçiler, kimyagerler, mimarlar ve diğer ilim sahipleri memleketin gelişmesi<br />
için canla başla çalışırlardı. Selahaddin Eyyubi, komutan ve memurlarıyla bir arkadaş gibi<br />
samimi olarak konuşur, yumuşaklıkla muamele ederdi. Bundan dolayı herkes fikrini ve arzusunu<br />
çekinmeden söylerdi. Zamanında yetişen âlimlerden İmadüddin el-Katib onun<br />
hakkında şöyle demektedir:<br />
“Sultanla oturan bir kimse, onunla oturduğunun farkına varmaz,<br />
bir arkadaşıyla oturuyor zannederdi. Asık suratlı durmaz,<br />
daima tebessüm eder vaziyette olurdu. Bir şey isteyeni,<br />
boş çevirdiği görülmezdi. Herkese çok nazik davranır,<br />
kimseye kaba hareketlerde bulunmazdı. Söz verdiği<br />
zaman yerine getirirdi.”<br />
Selahaddin Eyyubi 1193 Şubat’ında hastalandı.<br />
On dört gün hasta yattı. 4 Mart 1193 çarşamba günü<br />
56 yaşında Şam’da vefat etti. Kabri Şam’da bulunan<br />
Emeviye Camii haziresindedir.
Telefon 04143138068<br />
Belgegeçer 04143140850<br />
WEB<br />
Adres<br />
http://turgutozalmeslek.meb.k12.tr<br />
SIRRIN MAH. 16001. SOK.<br />
NO:8 PK: 63100<br />
HALİLİYE/ŞANLIURFA