Metod Dergi - Nisan 2018
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
MAVİLİKLERE<br />
AÇILAN BİR YELKEN<br />
Dr. Duru Duruman Özkaban<br />
Danışman, Uluslararası İlişkiler.<br />
“Kanımızda, terimizde ve göz yaşımızda tuz var. Hepimiz okyanusa bağlıyız ve denize gittiğimizde, ister yelken için<br />
ister seyir için geldiğimiz yere geri gideriz.”<br />
John Fitzgerald Kennedy<br />
İnsanların hayatında bakış açılarını değiştiren<br />
zamanlar var… Bir tat, bir koku, bir<br />
renk veya bir heyecan. Benim için deniz<br />
hep çok büyük sevda ve çok saygı duyduğum<br />
bir öğretmen olmuştur. Nedir denizde seni çeken<br />
derseniz: “Kokusudur, mavisidir, rüzgârıdır,<br />
içindeki bin bir türlü canlısıdır…” Yosunundan<br />
balığına, derinliklerinden sığlıklarına,<br />
devinimine, uçsuz bucaksız ufkuna, kimi zaman<br />
insanları birleştiren, kimi zaman ise ayıran limanlarına,<br />
gizemine, dokusuna, gün batımına,<br />
dolunayın yansımasına, yakamozlarına, kayalıklarında<br />
köpüren dalgalarına… Her şeyine<br />
hayranlıkla, özlemle ve sevgiyle bakarım. Hiç<br />
doyamam denize, doğma büyüme bir Ankaralı<br />
olarak gittiğim deniz tatillerinden geri dönerken,<br />
hep keşke bir gün daha fazla kalsaydık, bir<br />
gün daha denizle haşır neşir olabilseydim derken<br />
bulurum kendimi.<br />
Bu durumda deniz ile daha yakın olabilmemi<br />
sağlayacak çabalar da hayatımın doğal bir parçası<br />
oldu. Annemin kucağında öğrendiğim yüzme,<br />
kırk sekiz yaşında babamı kaybettiğim yaz<br />
başladığım dalış ve şimdi de yelken.<br />
Hepsinin ayrı bir büyüsü, insan doğasına kattığı<br />
farkındalıklar var. Yelken yaparken denizin size<br />
kucak açmasıyla birlikte rüzgârı da deneyimlemeye,<br />
yaşamaya başlıyorsunuz. Dalışlarda<br />
akıntının verdiği duygu yelken yaparken size<br />
rüzgâr ile “merhaba” diyor. Tabii akıntı olmasa<br />
da dalış yapabilirsiniz ama rüzgâr olmazsa yelken<br />
olmuyor.<br />
Yelkenli ile seyir yaparken rüzgârın gücünü<br />
benliğinizde duyumsarsınız. Motor gürültüsü<br />
değil, yalnızca teknenin sular üzerinden kayarken<br />
çıkardığı ince bir ses… Yanınızdan kuşlar<br />
uçar, şanslıysanız yunuslar size eşlik eder. İnsan<br />
olduğunuzu, canlı olduğunuzu hissedersiniz…<br />
Yaşadığınızı, her nefesin ne kadar değerli olduğunu<br />
yeniden fark edersiniz. Kapalı ofislerle<br />
alışveriş merkezleri arasına sıkışmış olarak<br />
yaşamanın varoluşunuzdan alıp götürdüğü<br />
yaratıcılık geri döner damarlarınıza, “yapabilirim<br />
hissi” canlanır içinizde masmavi ufuklara<br />
bakarken. Denizle haşır neşir olan insan iyidir,<br />
bilgedir, sevecendir, saygılıdır. Çünkü zorlu deneyimleriyle<br />
öğrenmiştir hem okyanusta minicik<br />
bir damla olduğunu hem de koskocaman bir<br />
bütünün ayrılmaz bir parçası olduğunu. Hayatla<br />
ve insanla olan ilişkilerini bu bilgi üzerinden<br />
yaşar.<br />
Yelken sporu günümüzde pahalı bir hobi olarak<br />
görülse de aslında hiç de öyle başlamamış. İnsanların<br />
denize olan tutkuları ve ticari amaçlar<br />
onları motor gücü icat edilmeden önce rüzgâr<br />
gücünden faydalanarak zor denizlerde seyir<br />
yapmaya yönlendirmiş. Okyanuslar aşılmış<br />
yelkenlilerle, çağımız teknolojisinin kolaylaştırıcılığı<br />
olmadan. Navigasyon cihazları yerine<br />
güneş, ay, yıldızlar kullanılmış. Kolay değil<br />
yelkenli bir tekneye hükmetmek, ama “Yelken<br />
yapmak zor değil mi?” diye soran arkadaşlarıma<br />
aslında eskiden zormuş diyorum. Şimdi teknoloji<br />
her an yanımızda, navigasyon programlarını<br />
cep telefonlarımıza bile yükleyebiliyoruz.<br />
Dedim ya deniz öğretmen diye, rüzgârlı bir havada<br />
denize açıldığınızda önce deniz size bu<br />
kocaman su kütlesinin üzerinde ancak onun<br />
izin vereceği şekilde ve onun kurallarına uy-<br />
16 <strong>Metod</strong>ergi