27.03.2018 Views

Egeyön Dergisi 3. Sayı

Ege'ye Yön veren Egeyön Dergisi yeni sayısı ile okurları ile buluşuyor. Dolu dolu içeriği, baskılı ve online halinde videolu haber sunumları ile Egeyön Dergisi'nin son sayısı sizler için yayında. Keyifli okumalar

Ege'ye Yön veren Egeyön Dergisi yeni sayısı ile okurları ile buluşuyor. Dolu dolu içeriği, baskılı ve online halinde videolu haber sunumları ile Egeyön Dergisi'nin son sayısı sizler için yayında. Keyifli okumalar

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

EgeYöN <strong>Dergisi</strong><br />

Mart 2018<br />

GİRİŞ<br />

<strong>Egeyön</strong> <strong>Dergisi</strong>’nin <strong>3.</strong> <strong>Sayı</strong>sı ile sizlerleyiz.<br />

<strong>Egeyön</strong> Yayıncılık olarak gerçekleştirdiğimiz pek çok projenin<br />

yanında bizleri en çok heyecanlandıran Dergimizin yeni sayısı<br />

ile sizlerle birlikte olmak bizler için büyük mutluluk.<br />

Her sayıda olduğu gibi yine baskılı, online ve videolu haberlerimizle<br />

sizlere dergimizi sunuyoruz. Yeniden hatırlatmak isterim<br />

ki haberlerimizin yanlarında bulunan QR kodları ile<br />

haberlerimizin videolarına ulaşabilirsiniz. Bununla birlikte egeyondergisi.com<br />

adresinden dergimizin online haline istediğiniz<br />

yerden ulaşabilir, dosya konularımızı videoları ile birlikte görüntüleyebilirsiniz.<br />

Geleneksel yayıncılık ve çağı yakalamak için gerekli dijital<br />

dönüşümü harmanladığımız <strong>Egeyön</strong> <strong>Dergisi</strong> <strong>3.</strong> <strong>Sayı</strong>sı ile de sizlere<br />

birbirinden farklı pek çok dosya konusu sunmakta. Belediyecilik<br />

çalışmalarından kadın dosyasına, sektörel gelişmelerden<br />

mermer fuarına, Ege’deki çocuk istismarı dosyasından Ege’de<br />

gezilebilecek yerlere ve daha fazlasına sayfalarımızda yer vermeye<br />

çalıştık.<br />

Şunu ifade etmeliyim ki bölgeden topladığımız ve değerlendirmek<br />

istediğimiz konular o kadar çok ki bizleri en çok zorlayan<br />

bu konuları 96 sayfaya sığdırabilmek. Hedeflediğimiz şey<br />

ise 6. <strong>Sayı</strong>mızdan sonra sayfa sayımızı ciddi bir şekilde arttırmak.<br />

Bunu yaparken planladığımız dijital dönüşümden feragat<br />

etmeden, çağı yakalamış ve diğer yayınlardan farkını ortaya<br />

koymuş bir dergi olma hedefi ile yola devam edeceğiz.<br />

<strong>Egeyön</strong> <strong>Dergisi</strong> okurları ile güçlenecek, EGE’YE YÖN VER-<br />

MEYE DEVAM EDECEK.<br />

Derviş Can DEDA<br />

Genel Yayın Yönetmeni<br />

EgeYöN <strong>Dergisi</strong><br />

YIL:1 <strong>Sayı</strong>:3 Mart 2018<br />

<strong>Egeyön</strong> Yayıncılık, Matbaacılık,<br />

Tanıtım, Danışmanlık,<br />

Reklamcılık, San. Tic. Ltd. Şti.<br />

adına<br />

İmtiyaz Sahibi Fatma Çetin<br />

Genel Yayın Yönetmeni<br />

Derviş Can Deda<br />

Yayın Danışmanı<br />

Ahmet Deda<br />

Editörler<br />

Oral Can Tatar,<br />

Özge Adıgüzel,<br />

Serkan Özkurt,<br />

Kreatif Direktör<br />

Serkan Urgancı<br />

Reklam Tasarım<br />

Mehmet Konaz<br />

(<strong>Egeyön</strong> Ajans)<br />

Hukuk Danışmanı<br />

Can Çapar<br />

Adres: İsmet Kaptan Mahallesi,<br />

Gazi Osman Paşa Blv.,<br />

Yeni Asır İş Hanı No:3 D: 613<br />

Çankaya İzmir<br />

egeyonhaber.com<br />

denizlidedahaber.com<br />

Haber ve Reklam<br />

İletişim<br />

0532 257 01 41<br />

0507 243 40 63<br />

Basım Yeri:<br />

Adres:<br />

Baskı Tarihi:<br />

2 egeyondergisi.com


EgeYöN <strong>Dergisi</strong> Mart 2018<br />

İÇİNDEKİLER<br />

S 06<br />

HD KAUÇUK<br />

CIROSUNU YÜZDE 25 ARTIRACAK<br />

DENİZLİ LOBİSİ ANKARA’DA<br />

GÜNDEN GÜNE GÜÇLENİYOR<br />

S 20<br />

PAMUKKALE BELEDİYESİ<br />

ENGELLİ<br />

S 08<br />

BİREYLERİN<br />

HAYATINI DEĞİŞTİRİYOR<br />

Herkes, 2018 Yılına Damga<br />

Vuracak Bu Projeyi Konuşuyor…<br />

MERKEZ S 30<br />

KÜTÜPHANE<br />

TÜRKİYE’NİN<br />

LİDERİ OLACAK<br />

TURİZMİN<br />

GÖZBEBEĞİ<br />

EGE’DE<br />

GEZİLECEK<br />

YERLER<br />

S 84<br />

S 94<br />

DTO Başkanı Uğur Erdoğan,<br />

Meclis’te açıkladı:<br />

TİCARİ S 16<br />

GÖSTERGELER<br />

OLUMLU<br />

DOĞALTAŞTA<br />

EN ŞANSLI<br />

ÜLKEYİZ S 42<br />

MEHMET UZ<br />

Biz Çalışacağız ki Ülkemiz Kalkınsın<br />

egeyondergisi.com 3


EgeYöN <strong>Dergisi</strong><br />

Mart 2018<br />

Ahmet DEDA<br />

TARIM POLİTİKASINA<br />

GENEL BİR BAKIŞ<br />

Türkiye’nin birliği ve beraberliği için güvenlik<br />

güçlerimiz gece gündür ayakta. Vatanımızı<br />

korumak ve güçlü Türkiye’yi ayakta tutmak için<br />

şehitler veriyoruz.<br />

Her köşesi şehitlerimizin kanları ile sulanmış<br />

bu vatan topraklarımızın her bir karışı da<br />

hepimiz için kutsaldır. Peki bu kutsal topraklardan<br />

yaşarken kutsallığa uygun davranıyor<br />

muyuz? HAYIR, ÖYLE DAVRANMIYORUZ.<br />

Ege denilince incir, zeytin, bağlarında üzüm,<br />

tarlalarında onlarca çeşit sebze- meyve aklımıza<br />

gelmez mi? Gelmesine gelir de ama hep üreticilerin<br />

sorunları ile aklımızda yer eder. Domatesi<br />

satamadık, limon dalda kaldı, üzüm bağda.<br />

Yada hayvancılıkta Osmanlı döneminde çobandan<br />

geçilmeyen dağlarımızda koyun- keçi kalmadı.<br />

Peki neden?<br />

Bu ülkenin milli ve de ayakları yere basan bir<br />

tarım politikası yok mu?<br />

Bu ülkenin tarım ürünlerini pazarlayan bir<br />

sistem var mı?<br />

Bu ülkede HALLER Yasası’nı kim ele almalı,<br />

tarım ülkesine uygun yeniden kim yapılandırmalı?<br />

Bu ülkenin meclisi bu işlere NEDEN<br />

zaman ayırmıyor?<br />

Bu ülkede üretici birlikleri ve pazarlama işleri<br />

Avrupa Birliği’ne uygun hale getirilsin ve<br />

sıkı denetlensin bakın neler oluyor?<br />

Biz yıllarca bu ülkede boş tarlalara teşvik<br />

verdik. Bu ne demek? “Sen, ekme, biçme, al çay<br />

parasını kahvede otur” dedik. Halbuki bu ülkenin<br />

adam gibi ÜRETMEYE ihtiyacı var.<br />

Ayrıca yıllarca çektik hala çekiyoruz, üretilen<br />

ürünlerin değerini aracılar tefeciler belirliyor.<br />

Bir bakıyorsun soğan - patates altın gibi, bir bakıyorsun<br />

tarlada çürümüş.<br />

Ülkemizin tarım politikasının artık değiştirilmeye<br />

ihtiyaç duymayacak noktaya getirecek<br />

şekilde yeniden ve sil baştan değiştirilmesi ve<br />

MİLLİ BİR TARIM POLİTİKASININ oluşturulması<br />

gerek. Elbetteki fayda sağlanmaya çalışılıyor<br />

ama bir bakanın kafasına göre oluşturduğu<br />

bir proje ile bütünlüklü politikalar oluşturulamaz.<br />

Bir kişiye 300 koyun değil. Bir bölgenin<br />

üretici birliklerine, çoban birliklerine fazlasıyla<br />

koyun verilmeli. Ama ET BALIK KURUMU ile<br />

anlaşmalı verilmeli.<br />

Bir bölge soğanı- patatesi- domatesi yetiştirmeli<br />

ama HALLERLE anlaşmalı yetiştirmeli.<br />

Çal’da bin yıllardır ÇAL Karası üzümü yetişir.<br />

Yetişir de TÜCCARIN iki dudağının söyleyeceği<br />

lafa esir yetişir.<br />

Çok mu zordur üreticiye gerçek prim vermek?<br />

Sirkesini, pekmezini satana NEDEN prim<br />

verilmesin?<br />

Bu ülkenin dağlarını çobanlara, yörüklere<br />

teslim edelim. Bakın dağlardan nasıl kuzu- keçi<br />

sesleri gelir.<br />

Dağları köylüye, çobana tepeden bakan insanlara<br />

değil. Üreten, dağı - taşı, koyunu keçiyi<br />

ve de insanı seven insanlara teslim etmek gerekli.<br />

Tarım politikası üretimiyle, pazarıyla Anadolu’yu<br />

kucaklar. Tarım iş makinaları da YERLİ<br />

gelişir.<br />

Afyon yöresinde çiftçinin tarlada kullandığı<br />

ulaşım, tarıma, sulama aygıtının adı PAT- PATtır.<br />

Pat- patları kendi sanayisinde kendi ustaları<br />

yapar. İşte bu ANADOLU yiğitlerinin önünü<br />

açın açın ki ANADOLUDA TARIM şahlansın.<br />

Bu ülkede tarım şahlanırsa, dağlar, taşlar,<br />

yeşil olur. Her yer keçi - koyun- kuş sesi olur. İnsanın<br />

olduğu dağlarda YÖRÜK sesi GÜR olur.<br />

Bu ülkede bir imza için sanayici ve yatırımcıyı<br />

iki yıldır bekleten bürokratlar varsa siz insanları<br />

Çim Mermer Fuarı’na gönderir, İzmir’de<br />

dünyanın en büyük mermer fuarlarından birini<br />

yaparsınız amaaaa. Mermercinin elini ayağını<br />

atılmayan imzalarla bağlarsınız?<br />

Sorarım size, bu ülke kalkınır mı?<br />

Tarım ve hayvancılık politikası değişmez ise<br />

BU ÜLKENİN dağları yeşerir mi?<br />

Şehitlerimizin kemiklerini sızlatmamak için<br />

toprakta, madende, dağda, tarlada birlik olmamız<br />

lazım.<br />

Sizin HAYDİ TÜRKİYE demeniz için gün bu<br />

gün! HAYDİ!<br />

4 egeyondergisi.com


EgeYöN <strong>Dergisi</strong><br />

Mart 2018<br />

Ana sanayiye direkt parça<br />

vermeye başlayan<br />

HD KAUÇUK<br />

CIROSUNU YÜZDE 25 ARTIRACAK<br />

Denizli'de otomotiv sektörüne yönelik<br />

kauçuk üretimi yapan ve bu yıl ana sanayi firmalarına<br />

direkt parça vermeye başlayan HD<br />

Kauçuk, cirosunu yüzde 25 artırmayı hedefliyor.<br />

HD Kauçuk İşletme Müdürü İsmail Aktekin,<br />

2017 yılı ikinci yarısında yapılan 350 bin<br />

Euro’luk fosat kaplama tesisi ve Otomatik<br />

Chemosill Boyama Tesisi yatırımına ek olarak,<br />

300 bin dolarlık makine yatırımıyla ürün<br />

kapasitesinde yüzde 40 artış hedeflediklerini<br />

söyledi.<br />

Ateş Grubu bünyesinde bulunan HD Kauçuk'un<br />

1959'da İzmir Atatürk Organize Sanayi<br />

Bölgesi'nde başlayan hikayesinin 2011 yılından<br />

bu yana Denizli'de devam ettiğini söyleyen<br />

Aktekin, "Kauçuk ve metal birleşimi<br />

yedek parçalar üretiyoruz. Ağır vasıta, otobüs,<br />

kamyon gibi araçların yedek parça alt takım<br />

ve takoz grubu üretimini yapıyoruz. Aynı zamanda<br />

ticari faaliyet de yürütüyor, üretmediğimiz<br />

ürünlerin de alım satımını<br />

gerçekleştiriyoruz. Kendi tesisimizde üretmediğimiz<br />

bu ürünleri fason olarak ürettiriyoruz"<br />

dedi.<br />

Geçen seneyi yüzde 26 büyümeyle kapattıklarını<br />

dile getiren Aktekin, 15 milyon dolarlık<br />

ihracat tutarına ulaştıklarını söyledi.<br />

Aktekin, "2017 yılında 350 bin euroluk yatırımla<br />

çinko fosfat kaplama tesisimizi ve Chemosill<br />

Boyama tesisimizi yenileyerek<br />

otomasyona çevirdik . Bu yıl başında da toplamda<br />

300 bin dolarlık yeni makinelerimizin<br />

siparişini verdik, sene ortasında üretime başlayacak.<br />

108 kişilik istihdam sağlıyoruz. Bu<br />

yatırımlarla hem üretim kapasitesini yüzde<br />

30 artıracak, hem de istihdamı yüzde 10 artıracağız"<br />

ifadesini kullandı.<br />

6 egeyondergisi.com<br />

Ana sanayiye parça verme hedeflerine<br />

2017 Nisan ayında ulaştıklarını vurgulayan<br />

Aktekin, "IATF 16949 Otomotiv Kalite Yönetim<br />

Sistemi Belgesi'ni aldık. Bu sayede ana sanayiye<br />

parça verebilir konuma geldik. Ana<br />

sanayi ile görüşmelerimiz vardı. Süreci tamamladık<br />

ve parça vermeye başladık" diye<br />

konuştu.<br />

Doğu Avrupa Yeni Hedef Pazar<br />

En büyük ihraç pazarlarının Almanya,<br />

Suudi Arabistan, İtalya ve Afrika Ülkeleri olduğunu<br />

belirten Aktekin, "5 kıtada, yaklaşık<br />

60 ülkeye ihracat yapıyoruz. 2016 sonunda<br />

Ukrayna'ya şube açtık. 2018'de bu şebemizle<br />

Ukrayna ve komşusu olan ülkelerde daha<br />

etkin olmayı planlıyoruz"dedi. Hedefimiz bulunduğumuz<br />

Coğrafyada lider ve Dünyanın<br />

her yerinde markamızın var olmasıdır.<br />

“Ithalat Azalsin, Ihracat Artsin<br />

Istiyoruz”<br />

Aylık 90 ton kauçuk işleme kapasitelerinin


EgeYöN <strong>Dergisi</strong> Mart 2018<br />

olduğunu belirten Aktekin, "Kapasitemizin<br />

yüzde 85'ini kullanıyoruz. Üretimin yüzde 75<br />

i ihracat. İç piyasada ise bayii ağımız var. İstanbul,<br />

Ankara. Konya. Nazilli ve İzmir’ de<br />

bulunan bayilerimizle tüm Türkiye'ye ürünlerimizi<br />

gönderiyoruz. İç pazarda yoğun olduğumuz<br />

bölge Marmara" şeklinde konuştu.<br />

Komple ihracata yönelme gibi bir durumun<br />

hedeflerinde olmadığını vurgulayan Aktekin,<br />

"İthalat azalsın, ihracat artsın istiyoruz,<br />

onun için de fuarlara katılıyoruz. İstanbul'da<br />

4-8 Nisan tarihleri arasında düzenlenecek<br />

Automechanika İstanbul Fuarı'nda bir standımız<br />

olacak. Dubai, Çin, İran, Suudi Arabistan<br />

ve Almanya'da da fuarlara katılıyoruz.<br />

Fuarlarda geri dönüşler olumlu oluyor" diye<br />

konuştu.<br />

Bu sene 100 yeni ürün üreteceklerini dile<br />

getiren Aytekin, “bu da her yıl yaklaşık olarak<br />

2 Milyon TL yeni kalıp yatırımı demektir. Kalıpları<br />

kendi bünyemizde yapıyoruz” dedi.<br />

Denizli'de 20 bin metrekare alanda hizmet<br />

verdiklerini ifade eden Aktekin, "Bölgede<br />

daha etkin olmayı planlıyoruz. Her sene bünyemize<br />

en az 80 ürün katıyoruz. En iyi kaliteyi<br />

daha ucuza sunmaya çalışıyoruz. Bu sene 100<br />

yeni parça hedefimiz var" dedi.<br />

Tasarım Merkezi Çalışmaları<br />

Aktekin, 2017 yılı Haziran ayında T.C<br />

Bilim Sanayi ve Teknoliji Bakanlığından “Tasarım<br />

Merkezi” belgesini aldıklarını ve bu Tasarım<br />

Merkezinde 5’i mühendis olmak üzere<br />

toplam 15 personelle çalıştıklarını dile getirdi.<br />

Aytekin “Biz hammaddemizi Malezya'dan<br />

ithal ediyoruz. Orijinal hammaddeyle çalışıyoruz,<br />

ama ikinci kalite hammaddeyle çalışan<br />

üreticiler var. Pazarda karşımıza fiyat<br />

baskısı olarak çıkıyor. Bilinçli müşteri iç piyasada<br />

az" şeklinde konuştu.<br />

Sektörde ara eleman sıkıntısı yaşadıklarını<br />

ve bu noktada da Pamukkale Üniversitesi ile<br />

işbirliği içinde olduklarını söyleyen Aktekin,<br />

bünyelerinde üniversite öğrencilerinin<br />

dönem stajlarını yaptığını söyledi. Üniversiteye,<br />

tasarım merkezini ve laboratuvarlarını<br />

kullanma önerisini götürdüklerini söyleyen<br />

Aktekin, yüksek lisans tezi için öğrencilerin<br />

firmayı ve tasarım merkezini kullanabileceklerini<br />

söyledi.<br />

Aktekin, Türkiye’deki bütün sektörler için<br />

en büyük pazar olan Ortadoğudaki sorununun<br />

çözülmesiyle Türkiye ve bölge ekonomisinin<br />

rahatlayacağını dile getirdi.<br />

Aktekin, tüm HD ailesi çalışanları adına<br />

Ülkemiz Ekonomisine katkıda bulunan ve<br />

bölgemize istihdam sağlayan girişim ve yatırımları<br />

için başta Yönetim Kurulu Başkanımız<br />

Hasan Hüseyin Ateş Bey’e ve tüm Yönetim<br />

Kurulu Üyelerimize teşekkür ederim dedi.<br />

egeyondergisi.com 7


EgeYöN <strong>Dergisi</strong><br />

Mart 2018<br />

PAMUKKALE BELEDİYESİ<br />

ENGELLİ BİREYLERİN<br />

HAYATINI DEĞİŞTİRİYOR<br />

Pamukkale Belediyesi yeni kurulan bir belediye olmasına rağmen, kurulduğu<br />

günden bu yana pek çok alanda adından sıkça bahsettirdi. Pamukkale<br />

Belediye Başkanı Hüseyin Gürlesin termal turizm ve<br />

Pamukkale için verdiği mücadele ile ilçenin tanıtım çalışmalarının yanında<br />

Pamukkale Belediyesi’nin üzerine düşen kent düzenleme çalışmalarından,<br />

sosyal sorumluluk alanlarına kadar her alanda<br />

faaliyetlerini başarıyla sürdürüyor. Gürlesin, engelli vatandaşlar için<br />

gerçekleştirdiği çalışmalar ile de herkese örnek oluyor.<br />

Pamukkale ilçesinde pek çok alanda başarılı<br />

çalışmaları ile ismini duyuran Pamukkale<br />

Belediyesi, engellilere yönelik<br />

yaptığı örnek projelerle adından sıkça bahsettiriyor.<br />

Spor ve sporcunun her zaman<br />

yanında yer alan Pamukkale Belediyesi,<br />

Başkan Gürlesin’in hem engellilere yönelik<br />

hem de spora verdiği desteğin en büyük<br />

göstergesi tekerlekli sandalye basketbol<br />

takımını kurmak oldu.<br />

2015 yılında Başkan Hüseyin Gürlesin’in<br />

önderliğinde kurulan Pamukkale Belediye<br />

Spor Kulübü’nün ilk branşı tekerlekli<br />

sandalye basketbol takımı oldu.<br />

“Spor ve sporcunun yanındayız” sloganıyla<br />

çalışmalar yaptıklarını ifade eden<br />

Pamukkale Belediye Başkanı Hüseyin Gürlesin,<br />

ligde mücadele eden takımın her<br />

zaman destekçisi olduklarını belirtti. Hem<br />

engellilere yönelik hem de spora destek<br />

vermenin en büyük göstergesinin tekerlekli<br />

sandalye basketbol takımını kurmak<br />

olduğunu belirten Başkan Gürlesin,<br />

“Gençlerimizin sporla birlikte hayata daha<br />

8 egeyondergisi.com


EgeYöN <strong>Dergisi</strong> Mart 2018<br />

sıkı tutunduğunu görüyoruz. Pamukkale<br />

Belediyesi olarak engelli spor yapmasına<br />

imkân sağlamak amacıyla kurduğumuz takımımızın<br />

birçok vatandaşımıza cesaret<br />

verdiğini de gördük. Pamukkale Belediyesi<br />

olarak hem engellilere hem de gençlere<br />

desteklerimiz devam edecek” dedi.<br />

Başkan Gürlesin, “Engelli olmak hayattan<br />

kopmak demek değil. Biz belediye olarak<br />

engellilere yönelik pozitif ayrımcılık<br />

yapıyoruz. Kulübümüzü bu nedenle kurduk.<br />

Takımımız ilk sezonda hiç maç kazanamadı.<br />

Ama biz bunu hiç önemsemeden<br />

yolumuza devam ettik. İkinci sezonda bu<br />

sabrın sonucunu aldık ve takımımız<br />

önemli başarılara imza attı. Bunun yanında<br />

takım içinden Meryem Tan, Yunus<br />

Emre Bal gibi oyuncular Milli Takım’a<br />

gitti. Takımımız yeni sezonda geçen sezona<br />

göre daha başarılı sonuçlara imza<br />

atacaktır. Biz her zaman olduğu gibi takımımızın<br />

yanında olmaya devam edeceğiz”<br />

dedi.<br />

egeyondergisi.com 9


EgeYöN <strong>Dergisi</strong><br />

Mart 2018<br />

PAMUKKALE BELEDİYESPOR’UN<br />

MİLLİ GURURLARI<br />

Pamukkale Belediyespor Tekerlekli Sandalye Basketbol takımı Bölgesel Lig<br />

A gurubunda mücadele ediyor. Başarılı grafikle ligin önemli takımlarından<br />

Pamukkale Belediyespor, 3 yıllık kulüp deneyiminde milli sporcular da yetiştirerek<br />

kulüp olarak başarılı bir çalışma yürüttüğünü göstermiş oldu.<br />

Pamukkale Belediyespor Tekerlekli Sandalye<br />

Basketbol takımında yer alan Meryem<br />

Tan ve Yunus Emre Bal geçtiğimiz yıllarda milli<br />

takıma davet edildi. Pamukkale Belediye Başkanı<br />

Hüseyin Gürlesin, “Belediyemiz bünyesinde<br />

kurduğumuz Tekerlekli Sandalye<br />

Basketbol Takımımız hem takım olarak hem de<br />

oyuncuların bireysel başarıları ile bizleri gururlandırmaya<br />

devam ediyor” dedi.<br />

Pamukkale Belediyespor Tekerlekli<br />

Sandalye Basketbol takımında<br />

yer alan Meryem Tan bir<br />

kez daha milli takıma davet edilen<br />

ilk isim oldu. İlk sezonunda<br />

Meryem Tan’ı milli takıma gönderen<br />

Pamukkale Belediyespor<br />

milli takıma giren 13 sporcudan<br />

birini Denizli’den göndererek<br />

milli gurur yaşadı.<br />

Pamukkale Belediyespor’un<br />

bir diğer gurur kaynağı da Yunus<br />

Emre Bal oldu. Pamukkale Belediyespor<br />

Kulübü oyuncusu<br />

Yunus Emre Bal, U22 Gençler Tekerlekli<br />

Sandalye Basketbol Milli<br />

Takım Kampı’na davet edildi.<br />

Türkiye’nin çeşitli illerinden U22<br />

Gençler Tekerlekli Sandalye Basketbol<br />

Milli Takım Kampı’na<br />

davet edilen 19 isimden biri olan<br />

Yunus Emre Bal, bu büyük heyecanı<br />

yaşadı.<br />

“Çalışmalarımızı<br />

Aralıksız Sürdüreceğiz”<br />

Engelliler konusunda önemli çalışmalara<br />

imza attıklarını ifade eden Pamukkale Belediye<br />

Başkanı Hüseyin Gürlesin, takımdan milli davet<br />

alan sporcu sayısının artmasından dolayı mutlu<br />

olduklarını ifade etti. Başkan Gürlesin, “Bu davetler<br />

bizim ne kadar önemli bir işe imza attığımızı<br />

gösteriyor. Kulübümüz sayesinde<br />

bedensel engelli gençlerimizin ülkemizi temsil<br />

etme imkanı bulmasını sağlamak bizi mutlu<br />

ediyor. Sporcularımızın başarısında Pamukkale<br />

Belediyespor Kulübü Tekerlekli Sandalye Basketbol<br />

Takımımızın payı da büyüktür. Bizler<br />

kurduğumuz kulübün ilk branşını tekerlekli<br />

sandalye basketbol olarak belirlemiştik. İlk yılımızda<br />

Meryem Tan’ı milli takıma gönderdik.<br />

Daha sonra da 21 yaşındaki Yunus Emre Bal ayyıldızlı<br />

formayı giydi. Bu davetler diğer gençlerimize<br />

örnek teşkil edecek. Biz Pamukkale<br />

Belediyesi olarak engellilerin topluma kazandırılması<br />

için çalışmalarımızı aralıksız sürdüreceğiz”<br />

dedi.<br />

HAYATIM DEĞİŞTİ<br />

Pamukkale Belediyespor Tekerlekli<br />

Sandalye Basketbol takımının<br />

milli sporcusu Meryem<br />

Tan verdiği demeçte basketbol<br />

sayesinde hayatının değiştiğini<br />

vurgulayarak, “Basketbola Pamukkale<br />

Belediyesi’nde başladım.<br />

Daha önce içine kapanık<br />

birisi olarak yaşıyordum. Ama bu<br />

spor sayesinde hayatım değişti.<br />

Milli takıma seçilerek ülkemi<br />

temsil etme imkanı buldum.<br />

Bana destek olan başta Pamukkale<br />

Belediye Başkanı Hüseyin<br />

Gürlesin olmak üzere herkese teşekkür<br />

ediyorum. Engelli olanlara<br />

da örnek olarak beni<br />

almalarını istiyorum. Engelli<br />

olmak hayattan kaçmak değildir”<br />

dedi.<br />

“Gençlerin hayatını<br />

değiştirdik”<br />

Pamukkale Belediye Başkanı<br />

Hüseyin Gürlesin, Denizli’de bir ilki gerçekleştirerek<br />

kurdukları Tekerlekli Sandalye Basketbol<br />

Takımı’nın önemli başarılara imza atmasının<br />

yanı sıra, takım oyuncularının milli takımlara<br />

gitmesinden dolayı büyük bir gurur yaşadıklarını<br />

belirtti. Başkan Gürlesin, “Sporcularımızın<br />

milli takımda yer alması bizleri gururlandırıyor.<br />

Biz engelliler ve gençlere ayrı önem veriyoruz.<br />

Kurduğumuz tekerlekli sandalye basketbol takımımızla<br />

birçok engelli gencimizin hayatına<br />

dokunduk. Biz Pamukkale Belediyesi olarak<br />

sporun ve sporcuların, engellilerin ve gençlerin<br />

her zaman yanında olmaya devam edeceğiz”<br />

dedi.<br />

10 egeyondergisi.com


EgeYöN <strong>Dergisi</strong> Mart 2018<br />

TÜRKİYE’YE ÖRNEK OLUNUYOR<br />

Pamukkale Belediye Başkanı Hüseyin Gürlesin,<br />

sosyal belediyecilikteki çalışmalarına bir<br />

yenisini daha ekledi. Engellilerin her zaman yanında<br />

olan, desteğini göreve geldiği ilk günden<br />

bu yana sürdüren Başkan Gürlesin, engelli otobüsünün<br />

hizmete başladığını açıkladı.<br />

Başkan Gürlesin, “Özellikle Denizli’mizde<br />

bir ilki gerçekleştirerek kurduğumuz engelli<br />

basketbol takımımız oyuncuları ve Pazar yerine<br />

alışverişe gidip gelecek engelli vatandaşlarımız<br />

için özel engelli rampası bulunan otobüsü<br />

aldık” dedi.<br />

Spordan sağlığa, eğitimden güvenliğe ve en<br />

önemlisi de sosyal belediyecilikte öncülük eden<br />

Pamukkale Belediyesi yine önemli bir çalışmaya<br />

imza attı. Halkın her kesimine hitap etmeyi<br />

başaran Pamukkale Belediye Başkanı<br />

Hüseyin Gürlesin, yaşlı, genç, öğrenci, engelli<br />

ayrımı yapmaksızın Pamukkale Halkı’nın 7’den<br />

70’e gönlüne dokunuyor. İşte bu projelerle kamuoyunun<br />

karşısına çıkan Başkan Gürlesin, son<br />

olarak da engelli otobüsünü hizmete alarak, gönüllere<br />

bir kez daha dokunmayı başardı.<br />

Tekerlekli sandalye ile araca binme imkanı<br />

sağlayan engellilere özel olarak hazırlanan otobüs<br />

Pamukkale ilçesinde hizmet vermeye başladı.<br />

Böylece engelli olan ve tekerlekli sandalye<br />

ile yaşamak zorunda olan vatandaşlar ile Bölgesel<br />

A Ligi’nde yer alan Pamukkale Belediye<br />

Spor Tekerlekli Sandalye Basketbol takımı<br />

oyuncularının ulaşımları için araç kullanılmaya<br />

başlandı.<br />

TÜRKİYE’YE ÖRNEK OLUNUYOR<br />

Denizli’de bir ilki gerçekleştirerek Tekerlekli<br />

Sandalye Basketbol Takımı’nı kuran Pamukkale<br />

Belediyesi, engellilere yönelik evde berber hizmeti,<br />

maddi durumu yetersiz ailelere tekerlekli<br />

sandalye, hasta yatağı ve diğer malzeme ihtiyaçlarını<br />

gidermeye devam ediyor.<br />

Pamukkale Belediye Başkanı Hüseyin Gürlesin,<br />

“Pamukkale Belediyesi olarak hayata geçirdiğimiz<br />

projelerle vatandaşlarımızın en üst<br />

düzeyde faydasının olmasını hedefliyoruz.<br />

Özellikle de Pamukkale İlçesi’nin engelsiz bir<br />

ilçeye dönüşebilmesi için çalışmalarımıza<br />

devam ederken, engelli vatandaşlarımıza da her<br />

zaman desteğimizi sürdürüyoruz. Birçok projemizle<br />

birlikte, en yeni projelerimizden biri de<br />

Bağbaşı Mahallesi’nde yapımına başlamak<br />

üzere olduğumuz Pamukkale Kültür ve Yaşam<br />

Merkezi’miz engelsiz bir yaşam merkezi olacak.<br />

Ve yine 2015 yılında Denizli’de bir ilki yaparak<br />

Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımımızı kurmuştuk.<br />

Takımımız bugüne kadar başarılı maçlarla<br />

da bizleri gururlandırmaya devam ederken,<br />

takım oyuncularımızın maçlara daha rahat, kolaylıkla<br />

gidip gelmesi için rampası bulunan özel<br />

engelli otobüsümüzü hizmete başlattık. Engelli<br />

otobüsümüz aynı zamanda ilçemiz sınırları içerisinde<br />

ki pazaryeri alışverişine gidecek engelli<br />

vatandaşlarımız için de hizmet verecek. Engelli<br />

otobüsümüzün hayırlı olmasını diliyorum. Engelli<br />

vatandaşlarımız için, ilçemizi engelsiz<br />

şehre dönüştürmek için hizmetlerimiz devam<br />

edecek” dedi.<br />

egeyondergisi.com 11


EgeYöN <strong>Dergisi</strong><br />

Mart 2018<br />

“ENGELLİLER İÇİN POZİTİF<br />

AYRIMCILIK YAPIYORUZ”<br />

Pamukkale Belediyesi Tekerlekli Sandalye<br />

Takımı oyuncuları, ilçedeki okullarda öğrencilerle<br />

bir araya gelerek bedensel engelli sporcularla<br />

ilgili farkındalık çalışmaları<br />

gerçekleştiriyor.<br />

“Engelliler için pozitif ayrımcılık yapıyoruz”<br />

diyen Pamukkale Belediye Başkanı Hüseyin<br />

Gürlesin, “Pamukkale Belediyesi olarak, bedensel<br />

engelli olmanın bir kusur olmadığını minik<br />

yüreklere aşılamak için okullarımızda farkındalık<br />

eğitimleri gerçekleştiriyoruz” dedi.<br />

Pamukkale Belediyesi engelli vatandaşlara<br />

yönelik yaptığı birçok projenin yanı sıra bedensel<br />

engelli olmanın bir kusur olmadığını kamuoyuna<br />

anlatabilmek adına da farkındalık<br />

çalışmaları gerçekleştiriyor.<br />

Kurulduğu günden bu yana engelliler konusunda<br />

önemli projelere imza atan Pamukkale<br />

Belediyesi, kuruduğu spor kulübünün ilk branşını<br />

da bedensel engelli basketbol takımı olarak<br />

belirlemişti. Bu takım 3 sezondur Tekerlekli<br />

Sandalye Bölgesel A Ligi’nde Denizli’yi temsil<br />

etti. Bu takımın sporcuları ilçe genelindeki engelliler<br />

konusundaki farkındalık eğitimlerine<br />

katılıyor. Pamukkale Belediyesi’nin organize<br />

ettiği farkındalık eğitiminde bir araya gelen, Pamukkale<br />

Belediyesi Tekerlekli Sandalye Takımı<br />

oyuncuları ile Okul Yaptırma ve Yaşatma Derneği<br />

ana okul öğrencileri, uzun süre sohbet<br />

ederek, sporcularla basketbol maçı yaptılar, beraber<br />

tekerlekli sandalyeye oturdular. Etkinlikte<br />

minik öğrencilerin eğlendiği gözlendi.<br />

12 egeyondergisi.com<br />

“FARKINDALIK EĞİTİMLERİ ÇOK<br />

ÖNEMLİ”<br />

Pamukkale Belediye Başkanı Hüseyin Gürlesin,<br />

2015 yılında kurdukları Pamukkale Belediyesi<br />

Tekerlekli Sandalye Takımı’yla Denizli’de<br />

bir ilki gerçekleştirdiklerini belirterek, “Pamukkale<br />

Belediyesi olarak engelli vatandaşlarımıza<br />

yönelik hayata geçirdiğimiz birçok projemiz bulunmaktadır.<br />

Ama bunlardan en önemlilerinden<br />

birisi de 2015 yılında kurduğumuz<br />

Pamukkale Belediyesi Tekerlekli Sandalye Takımı’dır.<br />

Takımımız kurulduğu günden bu yana<br />

her yıl daha da başarı grafiğini yükseltmeye<br />

devam etmektedir. Bizler, engellin bedenlerde<br />

değil yüreklerde olduğunu düşünüyoruz. Bedensel<br />

engelli olmanın bir kusur olmadığının<br />

bilincindeyiz. Engelli bir bireyin azimle neleri<br />

başarabileceğinin en büyük göstergesi Pamukkale<br />

Belediyesi Tekerlekli Sandalye Basketbol<br />

Takımı’dır. Engelli sporcularımız azimli çalışmaları<br />

ile zoru başarmaktadırlar. Sporcularımızın<br />

bu azimli mücadelelerinin ilçemizde<br />

bulunan öğrencilerimize örnek teşkil edebileceğini<br />

düşünerek, engelli sporcularımızla öğrencilerimizi<br />

bir araya getiriyoruz” dedi.<br />

5 YAŞ GRUBU MİNİKLERLE<br />

BİRARAYA GELDİLER<br />

Okul Yaptırma ve Yaşatma Derneği İlkokulu<br />

öğretmeni Vildan Aztaş, öğrencilerinin bu etkinlikte<br />

engelli olmanın spor yapmaya engel olmadığını<br />

öğretmek için geldiklerini belirtti.


EgeYöN <strong>Dergisi</strong> Mart 2018<br />

Engellilere yönelik yaptığı projelerle adından<br />

sıkça söz ettiren Pamukkale Belediye Başkanı<br />

Hüseyin Gürlesin, hizmet binalarına<br />

görme engelliler için kabartmalı kaldırım taşları<br />

yaptırdı. Başkan Gürlesin, “Belediyemize gelen<br />

görme engelli vatandaşlarımızın daha rahat ve<br />

güven içinde işlemlerini yapabilmeleri için hizmet<br />

binalarımız içerisinde kabartmalı sarı şeritler<br />

yaptık. Amacımız, görme engelli<br />

vatandaşlarımızın belediyemizde engelsiz hizmet<br />

almaları” dedi.<br />

Eğitimde, sağlıkta, güvenlikte ve sosyal belediyecilikte<br />

öncü olan Pamukkale Belediyesi,<br />

engellilere yönelik yaptığı projelerine devam<br />

ediyor. “İlçemizde her kesime hitap eden projelerimize<br />

ara vermeksizin 2018 yılında da<br />

devam edeceğiz” diyen Pamukkale Belediye<br />

Başkanı Hüseyin Gürlesin, yeni yılın ilk engellilere<br />

yönelik icraatını gerçekleştirdi.<br />

TÜM HİZMET BİNALARINA GÖRME<br />

ENGELLİ YOLU<br />

Belediye Başkanı Hüseyin Gürlesin, tüm vatandaşlara<br />

en kaliteli hizmeti vermek adına<br />

durmaksızın çalışırken, Pamukkale Belediyesi<br />

hizmet binalarına gelen görme engelli vatandaşlara<br />

yönelik kolaylık olması açısından bir<br />

projeyi daha hayata geçirdi.<br />

“Yerel yönetim olarak görevimiz, vatandaşlarımızın<br />

bizlerden hizmet alırken işlemlerini<br />

kolaylıkla ve kısa sürede yapabilmelerini sağlamaktır”<br />

diyen Başkan Gürlesin, “Göreve geldiğimiz<br />

yıldan beri de, geniş bir alana hizmet<br />

vermemizden dolayı, vatandaşlarımızın bizlere<br />

daha rahat ulaşabilmeleri için merkezi noktalarda<br />

ek hizmet binalarımızı hizmete sokmuştuk.<br />

Ek hizmet binalarımızda tüm<br />

vatandaşlarımıza aynı hizmeti daha kaliteli ve<br />

ivedilikle nasıl verebiliriz sorusunu her an kendimize<br />

sorarak yenilikler yapmaya devam ediyoruz.<br />

Bununla birlikte, en yeni projemiz olarak<br />

görme engelli vatandaşlarımız için tüm hizmet<br />

binalarımızda görme engelli vatandaşlarımızın<br />

daha rahat ve güven içinde işlemlerini yapabilmeleri<br />

için kabartmalı sarı şeritler yaptık. Amacımız,<br />

hem görme engelli vatandaşlarımızın<br />

belediyemizde ki işlemlerini rahatlıkla yapabilmeleri,<br />

hem de belediyemizde çalışan görme<br />

engelli personellerimizin daha kolay bir şekilde<br />

günlük çalışma saatlerini değerlendirmeleri”<br />

dedi.<br />

“ENGELLİLERE DESTEK OLDUĞU<br />

İÇİN TEŞEKKÜR EDİYORUZ”<br />

Pamukkale Belediyesi’nde görevli görme<br />

engelli Serkan Çerçi ve Mehmet Çelik, Belediye<br />

Başkanı Hüseyin Gürlesin’in belediye hizmet<br />

binalarındaki sarı çizgi uygulaması için teşekkür<br />

ettiler. Serkan Çerçi, “Pamukkale Belediyemiz<br />

kurulduğu günden bu yana engelliler için<br />

çok güzel çalışmalar yapıyor. Ortopedik engelliler<br />

için tekerlekli sandalye, hastalar için yatak,<br />

görme engelliler için saat ve baston gibi bir çok<br />

ekipman desteği sağlıyor. Başkanımızın talimatıyla<br />

yapılan belediye içindeki bu sarı çizgiler,<br />

yürümemizi kolaylaştırıyor. Bir yere çarpma ya<br />

da düşme olasılığımız ortadan kalkıyor. Ulaşabileceğimiz<br />

yere daha rahat ulaşıyoruz” dedi.<br />

Mehmet Çelik ise “sarı çizgiler bize yön tayin<br />

ediyor” diyerek, “Önceden duvarlara tutunarak<br />

yürüyorduk. Şu anda yönümüzü kolaylıkla bulabiliyoruz.<br />

Başkanımıza çok teşekkür ederiz.<br />

Pamukkale Belediyesi biz engellilere zaten çok<br />

sahip çıkıyor. Tüm engellilere destek sağlıyor.<br />

Başkanımıza biz engellilere unutmadığı için içtenlikle<br />

teşekkür ediyorum” diye konuştu.<br />

egeyondergisi.com 13


EgeYöN <strong>Dergisi</strong><br />

Mart 2018<br />

GÜRLESİN “YAŞLI VE<br />

ENGELLİLERİMİZİN YANINDA<br />

OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ”<br />

Sosyal belediyecilik anlamında her geçen gün yeni projeleri hayata geçiren<br />

Pamukkale Belediyesi’nin ‘Evde Temizlik Hizmeti’ aralıksız devam<br />

ediyor. Pamukkale Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü ekiplerince yürütülen<br />

proje kapsamında yaşlı, engelli ve bakıma muhtaç ailelerin evi<br />

baştan sona temizleniyor.<br />

İlçe sınırları içinde yaşayan ve 65 yaş üstü,<br />

engelli ya da ihtiyaç sahibi olan kişiler Kültür<br />

ve Sosyal İşler Müdürlüğü’ne başvurarak temizlik<br />

yapılması konusunda talepte bulunuyor.<br />

Ekipler ilk olarak talep sahiplerinin evlerinde<br />

inceleme yapılarak, gerçekten sahibi olup olmadıkları<br />

tespit ediliyor.<br />

Başta ev içi temizlik olmak üzere, halı ve<br />

koltuk yıkama ve gerekli olduğu takdirde boya<br />

ve onarım işleri de yapılarak, ihtiyaç sahibi vatandaşların<br />

hayatları kolaylaştırılıyor. Toplam<br />

26 kişilik ekip periyodik zamanlarda aynı evlere<br />

giderek temizlik çalışmalarına devam ediyor.<br />

“ALLAH RAZI OLSUN”<br />

Hürriyet Mahallesi’nde yalnız yaşayan ve<br />

“Evde Temizlik Hizmeti”nden faydalanan 77<br />

yaşındaki Safiye Ayhan’ı evinde ziyaret eden<br />

Pamukkale Belediye Başkanı Hüseyin Gürlesin,<br />

çalışmaları yerinde inceledi.<br />

Pamukkale Belediyesi’nin bu hizmetinden<br />

dolayı çok mutlu olduğunu söyleyen Safiye<br />

Ayhan, “11 yıldır yalnız yaşıyorum. Hiç çocuğum<br />

olmadı. Yaşım nedeniyle ev temizliği yapamıyorum.<br />

Benim bu durumumu öğrenen<br />

Pamukkale Belediyesi ekipleri düzenli belirli<br />

zamanlarda gelip evimi baştan aşağı temizliyorlar.<br />

Bu hizmete vesile olan Pamukkale Belediye<br />

Başkanı Hüseyin Gürlesin’den ve tüm<br />

ekibinden Allah razı olsun” dedi.<br />

14 egeyondergisi.com<br />

“HER KONUDA<br />

VATANDAŞLARIMIZIN<br />

HİZMETİNDEYİZ”<br />

Pamukkale Belediye Başkanı Hüseyin<br />

Gürlesin ise belediye olarak ilçe sınırları<br />

içinde yardıma muhtaç tüm vatandaşların<br />

yardımına koştuklarını belirterek, “Sosyal<br />

belediyecilik anlamında birçok projeyi hayata<br />

geçirdik. İlçe sınırlarımız içinde bakıma<br />

muhtaç aileleri tespit edip onlar için<br />

ne gerekiyorsa tüm imkanlarımızı seferber<br />

ediyoruz. Bu hizmetler kapsamında belediye<br />

olarak oluşturduğumuz ekipler, ilçede<br />

yaşayan ihtiyaç sahibi yaşlı, engelli vatandaşlarımızın<br />

evlerine gidip ellerinden tutarak<br />

başta temizlik, kişisel bakım olmak<br />

üzere, sağlıklı bir yaşam alanı oluşturmak<br />

için aralıksız çalışıyor. Hürriyet Mahallemizde<br />

yalnız yaşayan Safiye teyzemiz gibi<br />

birçok vatandaşımız var bu vatandaşlarımıza<br />

verilen hizmetleri bizzat takip ediyorum<br />

ve yerinde inceleme yapıyorum. Bizim<br />

görevimiz sadece bilindik belediyecilik hizmetleri<br />

değil, her konuda vatandaşlarımıza<br />

dokunup onların dertleriyle dertlenmek istiyoruz.<br />

Pamukkale Belediyesi olarak, ekiplerimiz<br />

aracılığıyla vatandaşlarımızın<br />

özellikle de yaşlı ve engellilerimizin yanında<br />

olmaya devam edeceğiz” diye konuştu.


EgeYöN <strong>Dergisi</strong><br />

Mart 2018<br />

DTO Başkanı Uğur Erdoğan, Meclis’te açıkladı:<br />

TİCARİ GÖSTERGELER<br />

OLUMLU<br />

2017’nin Ocak ayında 832 olan karşılıksız<br />

çek adedi, 2018’in Ocak ayında önceki yıla<br />

göre %60,94 oranında azalarak 325’e indi.<br />

2017’nin ocak ayında 15 Milyon 10 Bin Türk<br />

lirası tutarında senet protestosu gerçekleşmişken,<br />

2018’in ocak ayında bu miktar<br />

%40.37 oranında düşüşle 8 Milyon 950 Bin<br />

Türk Lirası’na kadar geriledi. Denizli Ticaret<br />

Odası (DTO) Başkanı Uğur Erdoğan, Türkiye’nin<br />

hem cephede hem de ekonomide yürüttüğü<br />

mücadeleden alnının akıyla çıkmayı<br />

başardığını, bunun piyasalara da olumlu olarak<br />

yansıdığını söyledi.<br />

BAŞKAN ERDOĞAN: “ZEYTİN DALI<br />

OPERASYONU’NU HALKIMIZ VE<br />

PİYASALAR OLUMLU KARŞILADI”<br />

Mart ayının olağan DTO Meclis Toplantısı’ndaki<br />

konuşmasında, sınır ötesinde terör<br />

örgütlerine yönelik temizlik harekatının başarıyla<br />

devam ettiğini anımsatan Denizli Ticaret<br />

Odası Başkanı Uğur Erdoğan,<br />

“Kahraman güvenlik güçlerimiz ülkemizin<br />

bekası için tehlike ve tehdit oluşturan iç ve<br />

dış terör örgütlerine yönelik temizlik harekâtını<br />

başarıyla yürütmektedir. İyi planlanmış<br />

bu operasyonun çok hızlı ve başarılı<br />

olması, halkımız ve piyasalar üzerinde<br />

olumlu bir etki bırakmıştır. Özellikle ileri<br />

teknoloji ürünü yerli silahlar ve bunların kul-<br />

16 egeyondergisi.com


EgeYöN <strong>Dergisi</strong> Mart 2018<br />

lanılmasında sergilenen maharet, milli sanayimizin<br />

potansiyelini göstermesi bakımından<br />

da önemlidir” diye konuştu.<br />

İHRACATIMIZ %20,9 ARTTI<br />

DTO Meclisi’nin aylık olağan toplantısında<br />

ekonomik gelişmelerle de ilgili değerlendirmede<br />

bulunan Yönetim Kurulu<br />

Başkanı Uğur Erdoğan, Türkiye İhracatçılar<br />

Meclisi (TİM) verilerine göre, 2018 Şubat ayı<br />

sonu itibarıyla iki aylık dönemde Denizli ihracatının<br />

geçen yılın aynı dönemine göre<br />

%20,9 artışla 521 Milyon 331 Bin Dolar olduğunu<br />

açıkladı. Başkan Erdoğan, “Aynı dönem<br />

için en fazla ihracat, sırasıyla %13,84 artışla<br />

72 Milyon 147 Bin Dolar olarak İngiltere’ye,<br />

%10,67 artışla 55 Milyon 603 Bin Dolar olarak<br />

Almanya’ya, %7,44 artışla 38 Milyon 768<br />

Bin Dolar olarak İtalya’ya oldu. Şubat ayı itibarıyla<br />

son 2 aylık dönemde, en fazla ihracat<br />

yapılan ürünlerin başında 172 Milyon 068<br />

Bin Dolar ve %33 artışla hazır giyim ve konfeksiyon<br />

geldi. Onu 92 Milyon 373 Bin Dolar<br />

ve %17,70 artışla Elektrik-Elektronik ve Hizmet<br />

ile 67 Milyon 378 Bin Dolar ve %12,9 artışla<br />

Demir ve Demir Dışı Metaller izledi.<br />

2018 yılı Ocak ayı sonu itibarıyla, ithalat<br />

geçen yılın aynı dönemine göre %20,01 oranında<br />

artarak 173 Milyon 417 Bin Dolar’a<br />

ulaştı. 2017 yılının sonu itibarıyla 4/a kapsamında<br />

kayıtlı istihdam geçen yılın aynı dönemine<br />

göre %6,58 oranında artışla 228 Bin<br />

759 kişi olarak kayıtlara geçti” dedi.<br />

TEŞVİKLERDE BİR ÖNCEKİ YILA<br />

GÖRE %677 ARTIŞ VAR<br />

Meclis üyelerine, yatırım teşvik verilerini<br />

de aktaran Başkan Erdoğan, teşviklerde bir<br />

önceki yıla göre %677 artış olduğuna dikkat<br />

çekti. Erdoğan, “2018’in ocak ayında geçen<br />

yılın aynı dönemine göre %50 artışla Denizli'ye<br />

10 adet daha yatırım teşvik belgesi verildi.<br />

Bunun karşılığı, tutarda %30 artış<br />

gösteren 13 milyon Türk Lirası’dır. Bu teşviklerin;<br />

7 adedi imalat, 1 adedi hizmetler ve 2<br />

adedi madencilik faaliyetleri için verildi. Teşviklerde<br />

bir önceki yıla göre % 677 artış var.<br />

2017’de 18 kişi olan istihdam sayısı bu yıl<br />

aynı dönemde 140 kişilik istihdama kadar<br />

çıktı. 2018 Ocak ayında ilimizden Türk Patent<br />

Enstitüsü’ne 116 adet Marka başvurusu,<br />

1 adet Faydalı Model başvurusu, 27 Adet Endüstriyel<br />

Tasarım başvurusu, 4 adet Patent<br />

başvurusu oldu” diye konuştu.<br />

KARŞILIKSIZ ÇEK VE PROTESTOLU<br />

SENETLER AZALDI<br />

DTO Meclisi üyeleri ile karşılıksız çek ve<br />

protestolu senetlerle ilgili son durumu da<br />

paylaşan Başkan Erdoğan, değerlerdeki gerilemenin<br />

yadsınamayacak kadar dikkat çekici<br />

ve olumlu olduğunu vurguladı. Erdoğan,<br />

“2017’nin ocak ayında 832 olan karşılıksız<br />

çek adedi, 2018’in ocak ayında önceki yıla<br />

göre %60,94 oranında azalarak 325’e indi.<br />

2017’nin ocak ayında 15 Milyon 10 Bin Türk<br />

lirası tutarında senet protestosu gerçekleşmişken,<br />

2018’in ocak ayında bu miktar<br />

%40,37 oranında düşüşle 8 Milyon 950 Bin<br />

Türk Lirası’na kadar geriledi” dedi.<br />

YABANCI SERMAYELİ ŞİRKET<br />

SAYISI 87 OLDU<br />

2018 Ocak ayı itibariyle DTO’nun 16 bin<br />

345 üyeye ulaştığını da belirten Başkan Erdoğan,<br />

“2018 Şubat ayı itibariyle iki aylık dönemde<br />

odamıza 241 firma kayıt oldu. En çok<br />

firma kaydı 36 firma ile İnşaat Taahhüt alanında.<br />

2018 Şubat ayı sonu itibarıyla Denizli’de<br />

Limited Şirket statüsünde yabancı<br />

sermayeli 2 şirket kuruldu. Firmaların birisinde<br />

Suriye uyruklu, diğerin de Almanya uyruklu<br />

ortak var. Firmaların biri ithalat,<br />

ihracat ve mümesillik, diğeri ise çağrı merkezi<br />

olarak faaliyet gösteriyor. Denizli’de faaliyet<br />

gösteren yabancı sermayeli şirket sayısı,<br />

87’ye yükseldi” diye konuştu.<br />

egeyondergisi.com 17


EgeYöN <strong>Dergisi</strong><br />

Mart 2018<br />

Denizli Platformu’nun şehir için büyük kazanç olduğunu söyleyen<br />

Dönem Sözcüsü Uğur Erdoğan:<br />

Denizli Sanayici, Tüccar ve İş Adamları Platformu<br />

Dönem Sözcüsü ve Denizli Ticaret Odası<br />

(DTO) Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Erdoğan,<br />

Denizli Platformu’nun olağan toplantısını<br />

yaptı. Denizli Platformu’nun Türkiye'ye örnek<br />

bir platform olduğunu söyleyen Başkan Erdoğan,<br />

üyelerine katkı ve desteklerinden dolayı teşekkür<br />

etti.<br />

26 sivil toplum kuruluşunun yer aldığı Denizli<br />

Sanayici, Tüccar ve İş Adamları Platformu,<br />

bu kez Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı<br />

Osman Zolan’ın ev sahipliğinde toplandı. Denizli<br />

Sanayici, Tüccar ve İş Adamları Platformu<br />

Dönem Sözcüsü ve Denizli Ticaret Odası (DTO)<br />

Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Erdoğan’ın toplantı<br />

çağrısına uyan oda, borsa ve dernek başkanları,<br />

Bağbaşı Yaylası’ndaki Teleferik’te yer<br />

alan Denizli Büyükşehir Belediyesi Tesisleri’nde<br />

bir araya geldi.<br />

18 egeyondergisi.com<br />

“PLATFORMUMUZ<br />

ŞEHRİMİZİN HAMİSİDİR”<br />

DTO BAŞKANI ERDOĞAN:<br />

“DENİZLİ’NİN NABZINI<br />

TUTUYORUZ”<br />

Toplantının açış konuşmasını yapan Denizli<br />

Sanayici, Tüccar ve İş Adamları Platformu<br />

Dönem Sözcüsü ve Denizli Ticaret Odası (DTO)<br />

Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Erdoğan, kısaca<br />

Denizli Platformu olarak adlandırılan yapının,<br />

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin 2001 yılında<br />

İhracatçılar Birliği Başkanı iken fikir babalığını<br />

yaparak hayata geçirilmesinde ön ayak<br />

olduğu, STK’lar arasındaki dayanışmayı artırmayı<br />

amaçlayan sivil bir oluşum olduğunu hatırlattı.<br />

Başkan Erdoğan, “O günlerde<br />

platformda yer alan oda, borsa ve dernek sayısı<br />

5-6’yı geçmiyordu; şimdi 26. Platform üyelerimizin<br />

gayreti ve <strong>Sayı</strong>n Bakanımızın yapmış olduğu<br />

girişimler sonucu, zamanla çok iyi bir<br />

noktaya geldik. Platformda gündeme gelip de<br />

henüz yapılmayan tek iş Denizli-Aydın Otobanı.<br />

Ancak, onunla da ilgili önemli bir aşama<br />

kat edildi; ihale tarihi belli oldu ve Resmi Gazete’de<br />

ilan edildi. Bunun dışında, platformumuza<br />

gelen tüm konular sonuca ulaştırıldı; sorunlar<br />

çözüldü. Bugün yine Denizli’miz ile ilgili konuları<br />

ele alıp istişare edeceğiz” dedi.<br />

ERDOĞAN: “DENİZLİ’NİN<br />

ÇIKARLARINI GÖZETİYORUZ”<br />

Konuşmasında Denizli Platformu olarak<br />

önemli faaliyetlere imza attıklarını da dile getiren<br />

DTO Başkanı Erdoğan, “Bu sayede De-


EgeYöN <strong>Dergisi</strong> Mart 2018<br />

nizli’miz büyük kazanımlar elde etti. Bunların<br />

birkaçına değinmekte yarar var… <strong>Sayı</strong>n Bakanımızın<br />

önderliğinde üç büyük organizasyon gerçekleştirdik.<br />

Denizli’mizin tarihinde pek<br />

rastlanmayan ve katılımın 1000 kişiyi bulduğu,<br />

şehrin vizyonunun, yol haritasının belirlendiği<br />

toplantılar yaptık. Denizli'deki tüm sektörlerin<br />

varsa problemlerini konuşup, bunların üzerinde<br />

çalışmalar yürütmek için konunun taraflarını<br />

bir araya getirdik. Ekonomi Bakanımızın, genel<br />

müdürlerinin de yer aldığı 10-12 üst düzey bürokratıyla<br />

birlikte Denizli’mize gelip toplantı<br />

yapmasını sağladık. Yetkililer, toplantı sonrasında<br />

da 130’un üzerinde firmamızı bizzat ziyaret<br />

edip, teşvik belgesinden ipliğe kadar tüm<br />

konuları heyet halinde bir bir ele aldılar. Eximbank<br />

Genel Müdürü ile önemli organizasyonlar<br />

yaptık. Kredi Garanti Fonu Genel Müdürümüz<br />

ile de çok ciddi çalışmalar yürüttük. Türkiye'ye<br />

örnek teşkil edecek faaliyetler içerisinde bulunduk.<br />

Merkez Bankası Başkanı ile Borsa İstanbul<br />

Başkanımızı da Denizlililer ile bir araya getirdik.<br />

Peki, tüm bunları sonucunda Denizli'ye ne sağladık?<br />

Kısaca anlatayım… Denizli’de 2017 yılında<br />

ihracatımızda yüzde 10’luk bir artış oldu.<br />

İstihdam da yüzde 10’un üzerinde arttı. Denizli’de<br />

2016 yılında KGF’yi bilen ve müracaat<br />

eden firma sayımız 38 iken, 2017'de Denizli'deki<br />

7000'e yakın firmamıza kredi imkanı sağladık.<br />

Bu, Türkiye'ye örnek oldu ve basında da ciddi<br />

anlamda yer aldı. KGF denilince sanki batmış<br />

firmalar oradan kredi kullanıyor gibi bir izlenim<br />

vardı; bu algıyı değiştirdik. 2017 yılında yaklaşık<br />

4 milyar TL de KOSGEB tarafından kredi imkanı<br />

sağlandı. Eximbank’ın hem şube olması hem<br />

faaliyet alanının genişlemesi noktasında da<br />

önemli adımlar attık ve iyi bir sonuca ulaştık.<br />

Türkiye'de yapılan ihracata kredi desteği yüzde<br />

25 iken, özellikle <strong>Sayı</strong>n Bakanımızın çok ciddi<br />

katkısı ile Denizli’de bu oran %40’ı buldu. Böylelikle,<br />

Denizli'nin ihracatına 1 milyar 250 bin<br />

Dolar civarında katkı sağlamış olduk. Yine bakanlığımızın<br />

vermiş olduğu yatırım teşviklerle<br />

ilgili de %100 artış oldu. 1 milyar 250 milyon TL<br />

civarında bir kaynak ve bu teşviklerin karşılığında<br />

da 2 bine yakın bir istihdamı yakaladık”<br />

diye konuştu.<br />

DÖNEM SÖZCÜSÜ ERDOĞAN,<br />

BAŞKAN ZOLAN’A TEŞEKKÜR ETTİ<br />

Büyükşehir Belediye Başkanı Osman<br />

Zolan’a Denizli Platformu Dönem Sözcüsü olarak<br />

teşekkür eden DTO Başkanı Erdoğan, “Sağ<br />

olsun; sivil toplum kuruluşlarımızın her konusu<br />

ile ilgileniyor. Maddi ve manevi desteği var. Hepimiz<br />

Denizli için çalışıyoruz. Buradakilerin tamamı<br />

Denizli’ye hizmet ediyor; şehri adına<br />

koşturuyor. <strong>Sayı</strong>n Zolan, bugün de bir jest yaptı<br />

ve bizi bu güzel tesiste ağırladı. Tekrar teşekkür<br />

ediyor, başarılar diliyorum” diye konuştu.<br />

Toplantının 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne<br />

denk geldiğini de anımsatan Başkan Erdoğan,<br />

“Türkiye'de kadın istihdamı yüzde 28 iken Denizli’miz<br />

her zaman olduğu gibi yine yüzde 34<br />

ile daha önde yer aldı. Denizli'de 230 bine yakın<br />

SGK’lı çalışanımız var. Bunun 54 bini kadın kardeşlerimiz.<br />

Denizli'nin yükünü sırtlıyorlar. Denizli'nin<br />

geleceği ile ilgili elini taşın altına<br />

koymuşlar. Kadınlarımıza çok teşekkür ediyorum.<br />

Platform kurulduğunda bir kadın başkanımız<br />

yoktu fakat, bugün aramızda 4 kadın var.<br />

Denizli, bu anlamda da ileri ki süreçte kadınların<br />

önemini sadece söylemde değil icraatla da<br />

ortaya koyacaktır. Denizli'deki sivil toplum kuruluşlarında,<br />

derneklerde, odalarda, borsalarda<br />

ve siyasette, kadınlarımızın önde olmasını canı<br />

gönülden arzu ediyoruz. Denizli Ticaret Odası<br />

olarak, bu süreçte biz bunu daha çok hissettireceğiz<br />

ve herkes görecek. Çünkü, Denizli Ticaret<br />

Odası’ndaki çalışanların %50’si kadın. Bu bile<br />

önemli bir göstergedir. Bir kez daha 8 Mart<br />

Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyorum. Birbirimize<br />

destek çıkarak, Denizli’mizi kalkındıralım!<br />

Bugün buraya kadar da geldiğiniz için teşekkür<br />

ederim” dedi.<br />

“İKBALİMİZİ DEĞİL, ŞEHRİN<br />

GELECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ”<br />

Denizli Valisi Hasan Karahan ile Denizli<br />

Cumhuriyet Başsavcısı Ergül Yılmaz’ın da katıldığı<br />

toplantıda Denizli Büyükşehir Belediye<br />

Başkanı Osman Zolan<br />

da kısa bir konuşma<br />

yaptı. Denizli Teleferik<br />

ve Bağbaşı Yaylası’nda<br />

Denizli Platformu<br />

üyelerini ağırlamaktan<br />

mutluluk duyduklarını<br />

söyledi.<br />

Denizli'nin turizm potansiyeli<br />

ve yatırımları<br />

ile Denizli Büyükşehir<br />

Belediyesi’nin neler<br />

yaptığı hakkında konuklarını<br />

bilgilendiren<br />

Başkan Zolan,<br />

“Altyapı ve üst yapı,<br />

zor ve zahmetli işler.<br />

Belediye başkanlarının<br />

tercih etmeyeceği<br />

işlerden fakat, bana<br />

göre bir sorun varsa üzerine gitmeli. Çünkü, sorumluluk<br />

taşıyoruz. Bulunduğumuz mevki, sorunu<br />

çözmekle mükelleftir. Kendi ikbalimizi<br />

değil, şehrin geleceğini düşünmeliyiz. Belki biz<br />

kaybetsek de şehrin kaybetmemesi gerekir! İşte<br />

bu düşünceyle bu çalışmalara başladık. İnşallah<br />

toparlıyoruz artık; son birkaç ayımız kaldı. Ulaşımda<br />

da köprülü kavşaklarımızda sona doğru<br />

geliyoruz; başta Üçgen olmak üzere kısa sürede<br />

hepsi de tamamlanıp, hizmete alınacak. İnşallah<br />

Denizli’de güzellikler hızla artacak. Denizli’ye<br />

gelenler, ‘Denizli çok farklı hale geldi.<br />

2004’ten sonra çok hızlı bir değişim oldu’ diyorlar"<br />

dedi.<br />

egeyondergisi.com 19


EgeYöN <strong>Dergisi</strong><br />

Mart 2018<br />

DENİZLİ LOBİSİ<br />

ANKARA’DA<br />

GÜNDEN GÜNE<br />

GÜÇLENİYOR<br />

2009 yılında kurulmasının ardından Ankara’da<br />

Denizli lobisi adına sürekli çalışan<br />

Denizlim Derneği’nin girişiminde ve Denizli<br />

Platformu, Denizli Büyükşehir Belediyesi’nin<br />

destekleri ile Ankara’da gerçekleştirilen Denizli<br />

Vizyon Başkent Buluşması Denizli Lobisi’nin<br />

Ankara’da ne kadar güçlendiğini bir<br />

kez daha gösterdi.<br />

Ankara’daki Denizlili iş, siyaset ve bürokrasi<br />

dünyasındaki isimler ve Denizli’nin kurmayları<br />

ile Denizli – Ankara arasında önemli<br />

bir köprünün kurulduğu Başkent Buluşması<br />

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin de katılımı<br />

ile Sheraton Otel’de gerçekleşti.<br />

ANKARA DENİZLİM<br />

Başkent, Denizli için tarihi sayılabilecek<br />

bir zirveye ev sahipliği yaptı. “Denizli Vizyon<br />

Başkent Buluşması” adı altında gerçekleştirilen<br />

zirve, Denizli Platformu birleşenlerinin<br />

önemli isimleri ve yerel yöneticilerle, Denizli’yi<br />

başkentte temsil eden önemli hemşerileri<br />

bir araya getirdi.<br />

BAŞ KONUK BAKAN ZEYBEKCİ<br />

Ankara Denizlim Kültür ve Dayanışma<br />

Derneği’nin projesi olarak hayata geçen zirveye,<br />

Denizli Sanayici Tüccar ve İşadamları<br />

Platformu, Denizli Büyükşehir Belediyesi ve<br />

Ekonomi Bakanlığı destek verdi. Ankara Sheraton<br />

Otel’de gerçekleştirilen zirvenin baş<br />

konuğu, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci idi.<br />

20 egeyondergisi.com


EgeYöN <strong>Dergisi</strong> Mart 2018<br />

DENİZLİ’NİN<br />

KURMAYLARI<br />

TAM KADROYDU<br />

Denizli Valisi Hasan<br />

Karahan, Denizli Büyükşehir<br />

Belediye Başkanı<br />

Osman Zolan,<br />

Denizli Platformu<br />

Dönem Sözcüsü ve<br />

DTO Yönetim Kurulu<br />

Başkanı Uğur Erdoğan,<br />

DSO Yönetim Kurulu<br />

Başkanı Müjdat Keçeci,<br />

DENİB Yönetim Kurulu<br />

Başkanı Süleyman<br />

Kocasert, DESOB Yönetim<br />

Kurulu Başkanı<br />

Musa Çelikkol başta<br />

olmak üzere iş ve siyaset<br />

dünyasından yüze yakın önemli ismin katıldığı<br />

toplantıda yargıdan bürokrasiye<br />

Başkent’te görev yapan çok önemli Denizlili<br />

isimler katıldı. Denizli Zirvesi’ni Denizli Milletvekilleri<br />

de es geçmedi. AK Partili vekiller<br />

Sema Ramazanoğlu, Şahin Tin, Milliyetçi Hareket<br />

Partisi Genel Başkan Yrd. Emin Haluk<br />

Ayhan toplantıdaydı. Öte yandan Aydın milletvekili<br />

Abdurrahman Öz ve ORDU milletvekili<br />

Ergün Taşçı da gecenin konukları<br />

arasındaydı.<br />

Etkinliğe ayrıca Adalet Bakan Yardımcısı<br />

Bilal Uçar’ın yanı sıra Danıştay Başsavcısı<br />

Halil Yılmaz, RTÜK Başkan Yardımcısı Hikmet<br />

İnce, Kamu İhale Kurumu Başkanı<br />

Hamdi Güleç, HSK üyesi Alp Aslan, Varlık<br />

Fonu ve İMKB Başkanı Himmet Karadağ,<br />

VDK Başkanı Hüseyin Karakum katıldı. Serinhisar’da<br />

bir dönem kaymakamlık yapan ve<br />

Denizli ile bağlarını koparmayan Milli Güvenlik<br />

Kurulu Genel Sekreteri Seyfullah Hacımüftüoğlu<br />

da zirveye katılarak destek<br />

verdi.<br />

ÖNCE OYMAK SESLENDİ<br />

Öncelikle başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk<br />

Ve silah arkadaşları olmak üzere tüm<br />

merhum kahramanlarımız için Saygı duruşu<br />

, İstiklal marşı Ve Terörle mücadele eden askerlerimiz<br />

için Kur’an tilavetiyle başlayan<br />

Denizli Vizyon Başkent Buluşması’nın açılış<br />

konuşmasını Ankara Denizlim Kültür ve Dayanışma<br />

Derneği Başkanı Av. Hasan Oymak<br />

yaptı. Denizlim Derneği olarak bu güne kadarki<br />

en kapsamlı organizasyona ev sahipliği<br />

yapmanın onurunu yaşadıklarını belirten<br />

Oymak, “Madem ki bu Şehre sevdalıyız,<br />

madem ki Denizlili olmakla gurur duyuyoruz,<br />

o zaman Denizli’ye , Denizlililere borcumuz<br />

var. Biz Bütün hemşerilerimizle, gençlerimizle,<br />

iş adamlarımızla Ankara arasında<br />

köprü olarak ödemeye çalışıyoruz borcumuzu.<br />

Tanış oldukça zorlar kolaya dönecektir.<br />

Bu hedefle çıktık yola Ve bizimle aynı hayali<br />

paylaşanlarla her geçen gün biraz daha<br />

yaklaşıyoruz daha güçlü Denizli hedefimize.<br />

Ekonomi Bakanımız, Büyükşehir belediye<br />

başkanımız, Denizli platformumuz Ve milletvekillerimiz<br />

başta olmak üzere her daim yanımızda<br />

olan Ve Denizli mevzubahis<br />

olduğunda milli takım ruhuyla hareket eden<br />

herkese sonsuz teşekkürler” dedi.<br />

“DENİZLİ PLATFORMU HER<br />

ZAMAN DENİZLİ’NİN YANINDA”<br />

Daha sonra, Denizli Platformu Dönem<br />

Sözcüsü ve DTO Başkanı Uğur Erdoğan konuştu.<br />

Birlikte hareket etmenin önemine<br />

vurgu yapan Erdoğan, “Denizli platformu,<br />

daha güçlü bir Denizli için var. Platform olarak<br />

Biz, her zaman Hemşerilerimizin yanında,<br />

Denizli’mizin hizmetindeyiz” dedi.<br />

“TAŞ ÜSTÜNE TAŞ KOYUYORUZ”<br />

Ardından Büyükşehir Belediye Başkanı<br />

Osman Zolan kürsüye geldi. Zolan, elinden<br />

geldiğince hemşeri derneklerine destek vermeye<br />

çalıştıklarını dile getirdi, “Gece gündüz<br />

hizmet vermeye çalışıyoruz. Hep birlikte Denizli<br />

için taş üstüne daha fazla taş koyabilirsek<br />

ne mutlu” dedi.<br />

egeyondergisi.com 21


EgeYöN <strong>Dergisi</strong><br />

Mart 2018<br />

“DENİZLİ İÇİN ÇALIŞIYORUZ”<br />

Vali Hasan Karahan da yaptığı kısa konuşmada<br />

Denizli’ye hizmet vermek için 24 saat<br />

çalıştıklarını ve Başkent’te Ekonomi Bakanı<br />

Nihat Zeybekci sayesinde iyi bir uyum içinde<br />

olduklarını söyledi. Vali Karahan, Başkent’in<br />

yerel yatırımlar için son derece kritik bir konumda<br />

olduğuna vurgu yaptı.<br />

“DENİZLİ PLATFORMU ÇOK YOL<br />

KAT ETTİ”<br />

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, daha<br />

önce Denizli’de vurguladığı Denizli Platformu’nun<br />

önemini yeniden dile getirdi, “Denizli<br />

bu platformla çok yol kat etti, edecek<br />

de” dedi.<br />

Geceye yalnız Denizlililerin değil, Egeli<br />

vekiller ve farklı kentlerden bürokratların da<br />

katılarak destek verdiğine vurgu yapan Zeybekci’nin,<br />

“Aramızda Denizlili vekiller var,<br />

Denizlili olup farklı illerde vekillik yapmış<br />

isimler var, hatta Denizlili olduğunu iddia<br />

eden vekiller var” sözleri, solandakileri gülümsetti.<br />

Zeybekci’ye konuşmasının ardından<br />

programa verdiği destek nedeniyle teşekkür<br />

hediyesi takdim edildi ve gecenin anısına aile<br />

fotoğrafı çekildi.<br />

Bakan Zeybekci’nin konuşmasının ardından<br />

Avukat, Şair ve Edebiyat Araştırmacısı<br />

Hayati İnanç, okuduğu şiirler ve o şiirler üzerine<br />

yaptığı konuşma İle programa renk<br />

kattı.<br />

Gece, Denizlim Kültür Dayanışma Derneği<br />

ve Denizli Büyükşehir Belediyesi halk<br />

Dansları ekiplerinin zeybek gösterileriyle<br />

devam etti.<br />

22 egeyondergisi.com


EgeYöN <strong>Dergisi</strong><br />

Mart 2018<br />

TÜRK HAVLUSU<br />

KALDIĞI YERDEN<br />

Türk havlusunun Amerika Birleşik Devletleri’nde gerçekleştirdiği tanıtımlar<br />

tüm hızıyla kaldığı yerden devam ediyor.<br />

Son yıllarda markalaşma çalışmalarına<br />

ağırlık veren ve “Turkish Towels” markasıyla<br />

dünyanın farklı noktalarında tanıtım faaliyetlerini<br />

sürdüren Denizli İhracatçılar Birliği,<br />

New York’ta düzenlenen Global Home<br />

Show’un açılış programının sponsorluğunu<br />

gerçekleştiriyor.<br />

Programda aynı zamanda, New York’taki<br />

Türkiye Ticaret Merkezi’nde showroomu bulunan<br />

firmaların yeni sezon koleksiyonları ile<br />

DENİB 6. Ev ve Plaj Giyimi Tasarım Yarışması’nda<br />

dereceye giren finalistlerin koleksiyonları<br />

tanıtılıyor.<br />

Meyvelerini Alıyoruz…<br />

Etkinlikle ilgili açıklamalarda bulunan<br />

TİM Başkan Vekili ve DENİB Başkanı Süleyman<br />

Kocasert, ABD pazarına yönelik yapılan<br />

çalışmaların meyvelerinin alındığını belirterek<br />

özellikle son yıllarda ABD’ye gerçekleştirilen<br />

havlu ihracatında ciddi artış olduğunun<br />

altını çizdi ve sözlerini şu şekilde sürdürdü:<br />

24 egeyondergisi.com<br />

“ABD’ye son iki yılda havlu ihracatımız sırasıyla<br />

yüzde 14 ve yüzde 16 oranlarında artmış<br />

durumda. Bu artış oranlarıyla, ABD uzun<br />

yıllar liderlik koltuğunda yerini kimseye kaptırmayan<br />

Almanya’yı da geride bırakmış<br />

oldu. ABD’ye anlamlı bir şekilde artan ihracatımızda,<br />

şüphesiz ki son yıllarda odaklandığımız<br />

marka çalışmalarının ve ABD<br />

pazarına yönelik “Turkish Towels” vurgusunun<br />

da büyük önemi var.”


EgeYöN <strong>Dergisi</strong> Mart 2018<br />

DENİB, TEKSTİL VE<br />

HAZIR GİYİM SEKTÖR<br />

KURULLARINI AĞIRLADI…<br />

Tekstil ve Hazır Giyim Sektörleri İstişare<br />

Toplantısı, 24 Şubat 2018 Cumartesi günü<br />

Denizli’de düzenlendi. Denizli İhracatçılar<br />

Birliği ev sahipliğinde gerçekleştirilen toplantıya;<br />

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Denizli<br />

Valisi Hasan Karahan, Denizli<br />

Milletvekilleri Şahin Tin ve Cahit Özkan, Denizli<br />

Büyükşehir Belediye Başkanı Osman<br />

Zolan, Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sektör<br />

Kurulu ve İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi,<br />

Tekstil ve Hammaddeleri Sektör Kurulu ve<br />

İTHİB Başkanı İsmail Gülle, TİM Başkan Vekili<br />

ve DENİB Başkanı Süleyman Kocasert ile<br />

Türkiye’nin tekstil ve hazır giyim sektörlerinin<br />

önde gelen birlik ve kurumlarının başkanları<br />

ve temsilcileri katılım sağladı.<br />

Açılış konuşmalarıyla başlayan ve ardından<br />

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin Başkanlığında<br />

devam eden Tekstil ve Hazır<br />

Giyim Sektörleri İstişare Toplantısı’nda, 2017<br />

yılında artış trendi yakalayan ve performansını<br />

2018 yılında da güçlü bir şekilde devam<br />

ettiren tekstil ve hazır giyim sektörlerinde<br />

yaşanan gelişmeler ele alındı.<br />

TEKSTİL VE KONFEKSİYON<br />

RÜZGÂRI ARKASINA ALDI…<br />

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci başta<br />

olmak üzere konuklara katılımlarından dolayı<br />

teşekkür ederek sözlerine başlayan,<br />

dünya piyasalarında yaşanan olumlu havanın<br />

da etkisiyle, rüzgârı arkalarına aldıklarını<br />

belirten TİM Başkan Vekili ve DENİB Başkanı<br />

Süleyman Kocasert, Denizli’nin ihracatta en<br />

önemli sektörünün tekstil ve konfeksiyon olduğunu<br />

belirterek, yıllık yaklaşık 1,4 milyar<br />

USD’lik tekstil ve konfeksiyon ihracatıyla<br />

ülke ekonomisine sundukları katkının altını<br />

çizdi ve sözlerine şu şekilde devam etti:<br />

“Tekstil ve konfeksiyon sektörleri her ne<br />

kadar ayrı sektörler gibi görünse de, aslında<br />

bir bütünün önemli ve adeta ayrılmaz iki<br />

parçası. İlimiz ihracatında da tekstil ve konfeksiyon<br />

önemli bir pay alıyor. Hem ihracat<br />

pazarlarımız genişliyor hem de ihracatçı sayımız<br />

hızlı bir şekilde artıyor.<br />

egeyondergisi.com 25


EgeYöN <strong>Dergisi</strong><br />

Mart 2018<br />

2014 yılında 129 olan ihracat pazarımızı,<br />

2017 yılında 157’ye çıkardık. Benzer şekilde,<br />

2014 yılında 504 olan ihracatçı<br />

sayımız, bugün 622’ye ulaşmış durumda.<br />

Değinmek istediğim önemli noktalardan<br />

biri de, tekstil ve konfeksiyonun en<br />

önemli alt sektörlerinden birinin ev tekstili<br />

olduğu. Bilindiği gibi; ülkemiz dünya ticaretinden<br />

binde dokuz dolaylarında pay alırken;<br />

ev tekstili sektörümüz, dünya ev tekstili sektöründen<br />

yaklaşık yüzde 3,5 pay alıyor. Ülkemizin<br />

gerçekleştirdiği yaklaşık 3 milyar<br />

USD’lik ev tekstili ihracatının hemen hemen<br />

yarısı ilimizden yapılıyor.<br />

Bugün burada aramızda bulunan tekstil<br />

ve konfeksiyon sektörünün önemli kurumlarının<br />

başkanlarına, temsilcilerine, Hazır<br />

Giyim ve Konfeksiyon Sektör Kurulu ve<br />

İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi, Tekstil ve<br />

Hammaddeleri Sektör Kurulu ve İTHİB Başkanı<br />

İsmail Gülle’ye şahsım ve Yönetim Kurulumuz<br />

adına teşekkürlerimi sunuyorum.”<br />

26 egeyondergisi.com


EgeYöN <strong>Dergisi</strong> Mart 2018<br />

DENİB 6. EV VE PLAJ GİYİMİ<br />

TASARIM YARIŞMASI’NI<br />

MUHTEŞEM FİNALLE<br />

GERÇEKLEŞTİRİLDİ<br />

Ekonomi Bakanlığı himayelerinde Denizli<br />

İhracatçılar Birliği tarafından bu yıl 6.sı düzenlenen<br />

" DENİB Ev ve Plaj Giyimi Tasarım<br />

Yarışması "muhteşem finalle sonuçlandı. Yarışmada,<br />

Gülhan Ateş birinci, Melike Dolan<br />

ikinci, Şilan Göker üçüncü oldu . Jüri Özel<br />

Ödülünü ise Abdul Cihat Sünbül aldı.<br />

Denizli İhracatçılar Birliği tarafından sektöre<br />

yenililikçi, yaratıcı tasarımcılar kazandırmak<br />

amacıyla bu yıl 6. kez düzenlenen, "<br />

DENİB Ev ve Plaj Giyimi Tasarım Yarışması”<br />

nın finali 24 Şubat 2018 tarihinde Denizli Colossae<br />

Thermal Otel'de Rönesans Ajans Akif<br />

Örük koreografisiyle gerçekleştirildi.<br />

Öykü Serter’in sunuculuğunu üstlendiği<br />

ve jüri başkanlığını Yarışma Komitesi Başkanı<br />

Murat Tosunoğlu’ nun yaptığı gecede,<br />

jüri üyeleri yurtiçi ve yurtdışında isim yapmış<br />

moda tasarımcılarından Atıl Kutoğlu, Hakan<br />

Akkaya, Niyazi Erdoğan, Özlem Erkan, Emre<br />

Erdemoğlu, DERİMOD A.Ş. Yönetim Kurulu<br />

Başkan Yardımcısı Sedef Orman, Haliç Üniversitesi<br />

Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil ve<br />

Moda Tasarımı Bölüm Başkanı Yrd . Doç. Dr.<br />

Şöhret Aktepe, Boyner Özel Markalar Kategori<br />

Müdürü Seyhan Okur, Gardenya Tekstil<br />

Yönetim Kurulu Başkanı Mukaddes Başkaya<br />

ve DENİB Yarışma Komitesi üyesi Osman<br />

Uğurlu idi.<br />

Yarışmanın açılış konuşmasını yapan<br />

TİM Başkan Vekili ve Denizli İhracatçılar Birliği<br />

Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Kocasert,<br />

DENİB Ev ve Plaj Giyimi Tasarım<br />

Yarışması'nın, moda tasarımı alanında bu<br />

toprakların sahip olduğu değerleri ortaya çıkarmak,<br />

fikri ve yeteneği olan, genç tasarımcıları<br />

desteklemek ve dikkatleri çekerek bu<br />

yarışmaya katılan genç değerlerin kariyer<br />

egeyondergisi.com 27


EgeYöN <strong>Dergisi</strong><br />

Mart 2018<br />

planlarında bir kilometre taşı olabilmek misyonuyla<br />

düzenlendiğinin altını çizdi. Kocasert<br />

konuşmasında şunları söyledi.<br />

“Bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz yarışmalarımızda<br />

yaklaşık 500 başvuru aldık, 20<br />

finalistimiz dereceye girdi, 5 tasarımcımızı<br />

Ekonomi Bakanlığımızın destekleriyle moda<br />

ve tasarım üzerine dünyanın sayılı okullarına<br />

burslu olarak gönderdik. Yazılı basında yaklaşık<br />

250 kere yarışmamıza yer verildi. Tech<br />

Anatolia, Rüya ve Düşler, Dönüşüm, Su, Ekoloji<br />

gibi farklı temalarda yarışmalar düzenlendi.<br />

Son yıllardaki koleksiyonları incelediğimizde<br />

görüyoruz ki, üç boyutlu baskı ve aksesuarlar<br />

günlük yaşamımızın adeta bir<br />

parçası. Bu noktadan hareketle, geleneksel<br />

kumaşlarla tasarlanan koleksiyonların farklı<br />

ve bir o kadar da yenilikçi bakış açısıyla ortaya<br />

çıkması amacıyla bu seneki yarışmamızın<br />

temasını “3DREAMS” olarak belirledik.<br />

Sözlerimi noktalarken, Tasarım Yarışmamızı<br />

destekleyen Ekonomi Bakanlığımıza teşekkürlerimi<br />

sunuyorum.<br />

Son olarak, organizasyonun ilk gününden<br />

itibaren yoğun bir çaba sarf eden DENİB Tasarım<br />

Yarışması Komite Üyelerimize, projeleri<br />

değerlendiren kıymetli jürimize,<br />

yarışmanın kreative direktörlüğünü yapan<br />

Özlem Kaya ile yarışmanın tüm aşamalarında<br />

teknik destek veren Mukaddes Başkaya’ya,<br />

çok değerli proje ekibimize ve emeği<br />

geçen tüm destekçilerimize şahsım ve Yönetim<br />

Kurulumuz adına şükranlarımı sunuyor,<br />

heyecan dolu finalde yarışacak arkadaşlarımıza<br />

başarılar diliyorum.”<br />

Ekonomi Bakanlığı himayelerinde gerçek-<br />

28 egeyondergisi.com<br />

leşen yarışmada dereceye girenlerin belli olduğu<br />

geceye, Denizli Milletvekilleri Şahin<br />

Tin, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı<br />

Osman Zolan, Denizli Ticaret Odası Başkanı<br />

Uğur Erdoğan, Denizli Sanayi Odası Başkanı<br />

Müjdat Keçeci, Denizli Ticaret Borsası Başkanı<br />

İbrahim Tefenlili, Denizli Platformunda<br />

yer alan dernek ve kurumların başkanları,<br />

DENİB ailesi üyeleri, tekstil sektörünün tanınmış<br />

isimleri ve işadamları yer aldı.<br />

Ayrıca, Ankara, İstanbul, İzmir, Adana<br />

gibi Denizli dışından çok sayıda ihracatçı ve<br />

sanayici konuk katılım sağladı. Hazırgiyim ve<br />

Konfeksiyon Sektör Kurulu Başkanı ve İHKİB<br />

Başkan Hikmet Tanrıverdi, Tekstil ve :Hammaddeleri<br />

Sektör Kurulu Başkanı ve İTHİB<br />

Başkanı İsmail Gülle, UHİB Başkanı Şenol<br />

Şankaya, EHİB Başkanı Emre Kızılgüneşler,<br />

ATİB Başkanı Zeki Kıvanç, AHİB Başkanı<br />

Hayri Uğur, TGSD Başkanı Hadi Karasu,<br />

MHGF Başkanı Hüseyin Öztürk, TETSİAD<br />

Başkanı Ali Sami Aydın başta olmak üzere<br />

Türkiye’nin tekstil ve hazır giyim sektörlerinin<br />

önde gelen İhracatçı Birlikleri ve Kurumları<br />

başkanları ve temsilcilerinin katıldığı<br />

geceye ilgi yoğundu.<br />

Yarışmada dereceye giren tasarımcılardan<br />

birinciye 10 bin TL , ikinciye 7 bin TL , üçüncüye<br />

ise 5 bin TL para ödülünün yanısıra dereceye<br />

giren 1 finalist Ekonomi Bakanlığınca<br />

yurtdışı eğitim hakkı sağlanacak. Ayrıca, final<br />

gecesinde, yarışmaya katılan finalistlere<br />

İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi tarafından<br />

İHKİB yönetimince yapılan bir jest ile,<br />

İHKİB’in iştiraki olan İstanbul Moda Akademisi’nde<br />

(İMA) eğitim sözü verildi.


EgeYöN <strong>Dergisi</strong> Mart 2018<br />

DENİB’DEN<br />

DENİZLİ’DE<br />

BİR İLK...<br />

Ekonomi Bakanlığı’nın destekleri ile Denizli<br />

İhracatçılar Birliği’nin koordinatörlüğünde yürütülmekte<br />

olan Denizli Ev Tekstili Yurt Dışı Pazarlama<br />

Takımı Ur-Ge Projesi, faaliyetlerine<br />

yoğun bir şekilde devam ediyor.<br />

Geçtiğimiz dönemlerde yurt dışında birçok<br />

faaliyet gerçekleştiren, dünyanın çeşitli ülkelerinde<br />

en prestijli fuarlara ve hedef ülkelerde yapılan<br />

ikili görüşmelere katılım sağlayarak<br />

Denizli ev tekstili sektörünü tanıtan proje katılımcısı<br />

firmalar, bu kez de 10 farklı ülkeden<br />

gelen 20 kişilik alım heyetinin temsilcilerini<br />

ağırladı ve Denizli’de bir ilke imza attı.<br />

Geleceğe Işık Tutuyoruz…<br />

Gerçekleştirilen alım heyeti faaliyeti ile ilgili<br />

açıklamalarda bulunan TİM Başkan Vekili ve<br />

DENİB Başkanı Süleyman Kocasert, ülkemizin<br />

ev tekstili sektörünün dünya ev tekstili ihracatından<br />

yaklaşık yüzde 3,5 pay aldığını belirterek,<br />

pastada en büyük paya ülkemizin ev tekstili<br />

ihracatının yarısını tek başına gerçekleştiren<br />

Denizli’nin sahip olduğunun altını çizdi ve şunları<br />

söyledi:<br />

GELECEK<br />

EĞİTİMLE<br />

PARLAYACAK…<br />

DENİB AKADEMİ Kaplumbağa Terbiyecisinin<br />

Sırrı programını, yoğun bir katılım ile Denizli<br />

İhracatçılar Birliği Raşit Güntaş Konferans<br />

Salonu’nda gerçekleştirdi.<br />

İzgören Akademiden Umut Sav tarafından<br />

verilen eğitimde; liderin duruşu, tutumu, karar<br />

verme yöntemi, yönetme biçimi, doğru kişilerle<br />

doğru ekip kurması gibi özellikleri Osman<br />

Hamdi Bey’in Kaplumbağa Terbiyecisi tablosu<br />

üzerinden, gerçek hayatından kesitler de sunularak<br />

anlatıldı.<br />

Osman Hamdi Bey’in 1906 ve 1907 yıllarında<br />

iki farklı versiyonunu çizdiği tabloda kullandığı<br />

renkler, resimde yer alan<br />

kaplumbağalar, mavi çinilerle kaplı oda, elindeki<br />

ney, alçak pencere, yerdeki yapraklar aynı<br />

tablonun iki farklı versiyonu üzerinden katılımcılarla<br />

birlikte yorumlandı.<br />

“İlimiz, dünyada ev tekstilinin başkenti olarak<br />

biliniyor. Denizli ev tekstili sektörü olarak,<br />

binlerce yıllık tarihimizden aldığımız güç ile<br />

aynı zamanda geleceğe de ışık tutuyoruz.<br />

6 yıldır faaliyetlerine son derece başarılı bir<br />

şekilde devam eden, çok farklı kıtalarda ve<br />

10’un üzerinde ülkede çeşitli faaliyetlere katılan<br />

Denizli Ev Tekstili Yurt Dışı Pazarlama Takımı<br />

Ur-Ge Projesi, bu kez de güçlü bir alım heyetini<br />

ilimizde ağırlıyor.<br />

Özellikle dış basında, ülkemiz için oluşturulmaya<br />

çalışılan olumsuz algının herhangi bir<br />

etkisinin olmadığını görmek ve Avrupa’nın<br />

farklı ülkelerinden ülkemize çekinmeden gelen<br />

firmalara ev sahipliği yapmak da oldukça sevindirici.<br />

Çek Cumhuriyeti, Estonya, Gürcistan, Hırvatistan,<br />

Letonya, Macaristan, Polonya, Romanya,<br />

Rusya ve Ukrayna’dan gelen 20 kişilik<br />

heyet hem ikili görüşme fırsatı buldu hem de<br />

fabrikalarda yerinde inceleme yapma şansına<br />

sahip oldu. Son derece verimli geçen iki günlük<br />

süreçte, Denizli ev tekstili sektörünü en iyi şekilde<br />

anlattık.”<br />

Gelecek Eğitimle Parlayacak…<br />

Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren<br />

Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkan Vekili ve<br />

Denizli İhracatçılar Birliği Başkanı Süleyman<br />

KOCASERT, DENİB Akademi’nin Türkiye’de<br />

örnek bir proje olma yolunda hızla ilerlediğini<br />

belirterek, geleceğimizin eğitimle daha da parlayacağını<br />

ifade etti.<br />

İletişimin önemine de değinen Başkan Kocasert,<br />

bu tarz eğitimlerle iletişimin öneminin<br />

farkına daha da varıldığına dikkat çekerek, eğitimler<br />

sayesinde aslında iletişimin de gelişim<br />

yolunda ilerlediğinin altını çizdi ve oldukça<br />

yoğun bir katılımla düzenlenen eğitim programına<br />

katılımlarından dolayı tüm katılımcılara<br />

teşekkürlerini iletti.<br />

egeyondergisi.com 29


EgeYöN <strong>Dergisi</strong><br />

Mart 2018<br />

Herkes, 2018 Yılına Damga Vuracak Bu Projeyi Konuşuyor…<br />

MERKEZ KÜTÜPHANE<br />

TÜRKİYE’NİN<br />

LİDERİ OLACAK<br />

Merkezefendi Belediyesi’nin ilçeye kazandırmakta olduğu ‘MERKEZ<br />

KÜTÜPHANE’ de çalışmalar devam ediyor. Denizli’nin entelektüel sermayesine<br />

katkı sağlayacak olan ‘Merkez Kütüphane’ yeni bir soluk getirecek<br />

konseptiyle ve içerikleriyle çığır açacak.<br />

Yapısal ve sosyal projeleriyle adından<br />

sıkça söz ettiren Merkezefendi Belediyesi,<br />

vizyon projelerini de bir bir Merkezefendililerin<br />

hizmetine sunuyor. Bunlardan ilki<br />

olan Bereketler Toplantı Sergi ve Salonu,<br />

Merkezefendililerin hizmetine açıldı. Şimdiler<br />

de ise birçok projenin tamamlanmaya<br />

yakın olması da yeni heyecanlar yaşatıyor.<br />

Öyle ki Denizli’ye, yeni bir soluk getirecek<br />

olan, konseptiyle ve içeriğiyle kitap okumaya<br />

teşvik edip, kütüphane kültürünü de<br />

oluşturarak birçok başarının kapısını açacak<br />

‘Merkez Kütüphane’ de çalışmalar tüm<br />

hızıyla devam ediyor.<br />

“MERKEZEFENDİ’DE BİRİNCİ<br />

ÖNCELİĞİMİZ EĞİTİMDİR”<br />

Adalet Mahallesi’nde, yaşayan ve nefes<br />

alan bir yapı olarak yükselen ‘Merkez Kütüphane’<br />

2018 yılına damga vuracak. 2018<br />

yılını da ‘Açılışlar Yılı’ ilan eden Merkez-<br />

30 egeyondergisi.com


EgeYöN <strong>Dergisi</strong> Mart 2018<br />

efendi Belediye Başkanı Muhammet Subaşıoğlu,<br />

Merkez Kütüphane’nin Denizli’nin<br />

entelektüel sermayesine katkı sağlayacağını<br />

söyledi. ‘Mekân okutur’ sloganıyla<br />

sözlerine başlayan Başkan Subaşıoğlu,<br />

“Merkezefendi Belediyesi olarak bizim, her<br />

platformda söylediğimiz bir şey var. ‘Merkezefendi’de<br />

birinci önceliğimiz eğitimdir.’<br />

Bu çerçevede Merkezefendi ilçesinde birçok<br />

projemiz yer alıyor. Bunlar hem sosyal<br />

hem de yapısal projeler. İlçemize kazandırdığımız<br />

vizyon projelerimiz var. Bunlardan<br />

biri Bereketler Toplantı ve Sergi Salonuydu.<br />

24 SAAT HİZMET VERECEK<br />

Şimdi yeni bir heyecanımız var. Merkezefendimize,<br />

Denizlimize çok yakışacak<br />

bir kütüphanemiz yükseliyor. Konseptiyle<br />

ve içeriğiyle tam anlamıyla bir çığır açacak.<br />

Merkez Kütüphanemiz içerisinde bin<br />

yüz metrekare yetişkin kütüphanesi, 800<br />

metrekare çocuk kütüphanesi, bireysel ve<br />

grup çalışma odaları, konferans salonu,<br />

açık hava tiyatrosu, 300 metrekarelik bir<br />

kitap kafe gibi birçok sosyal alanlar bulunuyor.<br />

İçerisinde 150 bin adet kitap olacak.<br />

Merkez Kütüphane, ilçe sınırları içindeki<br />

tüm okullara ücretsiz servis araçlarıyla 24<br />

saat hizmet verecek. Yaşayan ve nefes alan<br />

bir yapı olacak. Bizim amacımız bu şehrin<br />

entelektüel sermayesine yatırım yapmak.<br />

Geleceğimiz olan çocuklarımıza yatırım<br />

yapmak. Bu doğrultuda çalışmalarımızı<br />

sürdürüyoruz. Türkiye’nin en büyük halk<br />

kütüphanesi olan Merkez Kütüphanesi Denizlimize,<br />

Merkezefendimize hayırlı<br />

olsun” dedi.<br />

egeyondergisi.com 31


EgeYöN <strong>Dergisi</strong><br />

Mart 2018<br />

32 egeyondergisi.com<br />

İMAM HATİP<br />

FEN LİSESİ İNŞAATI<br />

YÜKSELİYOR<br />

Merkezefendi Belediyesi tarafından Şirinköy Mahallesi’nde yapımı<br />

devam ve yaklaşık 10 milyon TL'ye mal olan İmam Hatip Fen Lisesi’nin<br />

inşaatında sona geliniyor.<br />

Merkezefendi Belediyesi tarafından inşa<br />

edilen ve yaklaşık 10 milyon TL'ye mal olacak<br />

İmam Hatip Fen Lisesinin inşaatında sona<br />

doğru yaklaşıldı. Şirinköy Mahallesi’nde 32<br />

derslik olarak inşa edilen okulun, içinde fizik,<br />

kimya ve biyoloji laboratuvarları, kız ve erkelere<br />

ait kapalı spor salonlarının bulunacak. 3 Ocak<br />

2017 tarihinde ilk kazmanın vurulduğu okulun<br />

yılsonunda tamamlanması bekleniyor. Milli<br />

Eğitime anahtar teslim ile yapılacak okulun ilde<br />

bir marka olması hedefleniyor. Projesi, Ankara'da<br />

Milli Eğitimin müşavirlerine özel olarak<br />

tasarlanan okulun sınıfları 42 metre kareden<br />

oluşacak ve sınıfların yanında öğretmenlerin<br />

özel bilim çalışması yapacağı bölümler yer alacak.<br />

8 Milyon 297 bin TL'ye mal olan binanın<br />

maliyeti çevre düzenlemesi ile yaklaşık 10 milyon<br />

TL'yi bulacak.<br />

Okul inşaatında incelemelerde bulunarak<br />

görevlilerden bilgi alan ve Türkiye'de ilke defa<br />

İmam Hatip Fen Lisesi olarak bir okulun sıfırdan<br />

inşa edildiğini belirten Merkezefendi Belediye<br />

Başkanı Muhammet Subaşıoğlu, okul<br />

hakkında açıklamalarda bulundu. Subaşıoğlu,<br />

"İlk ve tek imam hatip fen lisesinin inşaatı son<br />

surat devam ediyor. Tamamı Merkezefendi Belediyesi<br />

tarafından finanse ediliyor. Yaklaşık 10<br />

milyon TL'lik yatırımla, Türkiye'nin ilk ve tek<br />

imam hatip fen lisesini Denizlimize kazandırmış<br />

olacağız. İçerisinde 32 derslik bulunuyor,<br />

bununla birlikte biyolojik, kimya ve fizik gibi laboratuvarları<br />

ayrı ayrı projelendirildiği, bunun<br />

yanında müzik, resim, musiki gibi atölyelerinin<br />

bulunduğu, en alt katta kızlar ve erkekler için<br />

ayrı ayrı kapalı spor mekanlarının tasarlandığı,<br />

bahçesinde de yine halı sahaların, basket saha-


EgeYöN <strong>Dergisi</strong> Mart 2018<br />

larının, tenis kortlarının yer aldığı önemli bir<br />

projedir" dedi.<br />

"DİN EĞİTİMİ YANLIŞ ELLERİN<br />

ELİNE GEÇMESİN"<br />

Projenin Merkezefendi Belediyesinin marka<br />

projelerinden biri olduğunu belirten Subaşıoğlu,<br />

bu proje ile din eğitimin yanlış kişilerin<br />

eline geçmesini engellemeye yönelik olduğunu<br />

söyledi. Subaşıoğlu, "Biz bu okulumuzu inşallah<br />

bunu bitirip milli eğitime devrettikten sonra, bu<br />

okuldan elimizi çekmeyeceğiz. Bizzat bu okulun<br />

içerisinde, üzerinde çalışmalarımızı sürdüreceğiz.<br />

Sadece binayı yapıp teslim etmek değil, asıl<br />

içerisindeki mantığı gayet güzel bir şekilde<br />

çağın gerektirdiği şekilde organize etmemiz gerekiyor.<br />

Hem din ilimlerinin hem de fen ilimlerinin<br />

birlikte mecz edilerek, birlikte gelecek<br />

nesillere aktarıldığı, çok önemli bir projedir. Son<br />

dönemde FETÖ terör örgütüyle de, din eğitiminin<br />

yanlış kişilerin eline geçtiğinde sonuçlarını<br />

hep beraber gördük. Artık din eğitiminin doğru<br />

ellerle çocuklarımıza aktarılması, din eğitiminin<br />

yanında fen bilimleriyle de yeni bir perspektif<br />

kazandırmamız gerekiyor" diye belirtti.<br />

Okul yaptıktan sonra bırakıp gitmeyeceklerini<br />

belirten Subaşıoğlu, okulun geliştirilmesi<br />

ve marka haline getirilmesi için çalışmalarına<br />

devam edeceklerini söyledi. Subaşıoğlu, "Marka<br />

yapmak adına gerek öğrencilere burs verilmesi,<br />

bu okulun hem banisi hem de hamisi olacak insanlarla<br />

destekleyici vakıf anlayışı içerisinde,<br />

farklı kurumsal bir kimlik çalışması da yapacağız.<br />

Bu okul bizim için sadece bir bina değil, içerisine<br />

ruh konulacak. Türkiye'nin geleceğine<br />

dair, yeni bir perspektif öngören yeni imam<br />

hatip fen lisesi kategorisi ile inşallah Türkiye'de<br />

ilk defa yola çıkacak" ifadelerini kullandı.<br />

"OKUL PROJESİ ÖZEL OLARAK<br />

TASARLANDI"<br />

Okulun projesinin Ankara'da Milli Eğitimin<br />

müşavirlerine özel olarak yaptırıldığını belirten<br />

Subaşıoğlu, özel olarak dizayn edilen çevre düzenlemesi<br />

için de yaklaşık 1,5 milyon TL'lik bir<br />

harcama yapılacağını söyledi. Subaşıoğlu,<br />

"Çevre duvarları, Beştepe'deki Külliye gibi altı<br />

bürüt beton, üstü lamel olarak tasarlandı. Bu<br />

okul bir gün Türkiye'de parmakla gösterilen bir<br />

okul olacak. Hem din eğitimi, hem de fen bilimleri<br />

eğitiminin mecz edilerek, birleştirilerek, verileceği<br />

önemli bir mekân olacak" dedi.<br />

"EĞİTİM PROJELERİMİZ DEVAM<br />

EDECEK"<br />

İlerleyen zamanlarda örgün eğitimin içine<br />

yazılım akademisi adında bir projenin örgün<br />

eğitimin içerisinde koymak gibi hedeflerinin olduğunu<br />

belirten Subaşıoğlu, "Merkezefendi ilçesinin<br />

hem TEOG sınavlarında, hem üniversite<br />

sınavlarında hem de akademik başarıda, sportif<br />

başarıda ya ilk üçte ya da ilk beşte yer alıyor.<br />

Bizim için bu başarının kalıcı ve sürdürülebilir<br />

hale gelmesi çok çok önemlidir. Eğitim projeksiyonları<br />

perspektifleri anlamında önemli bir<br />

kilometre taşı ama sadece bunlarla sınırlı değil,<br />

Merkezefendi'nin kendi sınırları içerisinde yaşayan<br />

insanları, gençler ve çocukların geleceği<br />

ile ilgili yeni projelere imza atılmasını öngörüyoruz.<br />

İnşallah daha yeni ve iyi projelerle Merkezefendili<br />

hemşerilerimizin karşısında<br />

olacağız" şeklinde konuştu.<br />

egeyondergisi.com 33


EgeYöN <strong>Dergisi</strong><br />

Mart 2018<br />

SELÇUKBEY SPOR<br />

EĞİTİM MERKEZİ’NE<br />

SPORSEVERLERDEN YOĞUN İLGİ<br />

Merkezefendi Belediyesi tarafından Selçukbey<br />

Mahallesi’ne kazandırılan Spor Eğitim<br />

Merkezi sporseverler tarafından yoğun<br />

ilgi görüyor. Tenisten, futbola, basketboldan<br />

voleybola kadar birçok spor sahasını içerisinde<br />

barındıran tesis, Merkezefendililere<br />

spor yapma imkânı sunuyor. Merkezefendi<br />

Belediye Başkanı Muhammet Subaşıoğlu,<br />

“Sporun ve sporcunun dostu Merkezefendi<br />

Belediyesi, ilçede spora verdiği destekleri<br />

Selçukbey Spor Eğitim Merkezi ile taçlandırıyor.<br />

Tüm sporseverlerimizi merkezimize<br />

bekliyoruz” dedi.<br />

Merkezefendi Belediye Başkanı Muhammet<br />

Subaşıoğlu’nun her platformda dile getirdiği,<br />

“Merkezefendi’de spor; hafta sonu<br />

televizyonda izlenen bir şey olmaktan çıkarılacak<br />

ve herkesin bizzat yaptığı bir uğraş<br />

haline getirilecek” sözünden yola çıkılarak,<br />

Merkezefendi’de spora verilen destekler tüm<br />

hızıyla devam ediyor. Her yaştan Merkezefendili’nin<br />

spor yapmasına olanak sağlayan<br />

Merkezefendi Belediyesi, Selçukbey Mahallesi’ne<br />

kazandırılan Spor Eğitim Merkezi ile<br />

desteklerini taçlandırıyor. Selçukbey Spor<br />

Eğitim Merkezi, gün boyunca sporseverler tarafından<br />

yoğun ilgi görüyor.<br />

“HALKA HİZMET AÇISINDAN<br />

BAŞARILI BİR PLANLAMA OLMUŞ”<br />

Merkezefendi Belediyesi tarafından ilçeye<br />

kazandırılan Spor Eğitim Merkezi’ni gezen<br />

Okul Sporları Şube Müdürü Zafer Akçay, “Tesisimizi<br />

daha önce de gezmiştik. Bugün de<br />

burada okul spor müsabakalarını planladık.<br />

İyi bir tesis olmuş. Hemen hemen en çok rehavet<br />

gören branşları içinde barındırıyor.<br />

Kulüp müsabakaları açısından da baya etkin<br />

şekilde kullanılabilecek bir merkez. Halka<br />

hizmet açısından başarılı bir planlama<br />

olmuş” şeklinde konuştu.<br />

“BU TESİSİN YAPILMIŞ OLMASINI<br />

GÖRMEK BİZİ SEVİNDİRDİ”<br />

Spor Eğitim Merkezi’nde vakit geçiren bir<br />

sporseverler, “Bu tesisin yapılmış olmasını<br />

34 egeyondergisi.com


EgeYöN <strong>Dergisi</strong> Mart 2018<br />

görmek bizi sevindiriyor. Yapılan her yatırımın<br />

iyi olduğu gibi bu da güzel bir yatırım.<br />

Mahallemizde böyle merkeze ihtiyaç vardı.<br />

Bu ihtiyaç da giderilmiş oldu. Gördüğünüz<br />

gibi çocuklarımızla buraya geliyoruz. Burada<br />

vakit geçiriyoruz. Güzel bir tesis olmuş. Çok<br />

memnunuz. Her mevsim burayı kullanabileceğiz.<br />

İnşallah bu çalışmaların devamı gelir.<br />

Burası çok güzel oldu. Her gün buraya geliyoruz<br />

ve 1 saat yürüyüş yapıyoruz. Muhammet<br />

Başkanımıza çok teşekkür ediyoruz”<br />

yorumunda bulundular.<br />

Tesise ilk defa geldiklerini belirten gençler<br />

ise, “Gayet güzel olmuş. Futbol tesisleri<br />

olsun, tenis tesisleri olsun, basketbol sahası<br />

olsun güzel bir tesis. Buradan Merkezefendi<br />

Belediyesi’ne bize böyle bir fırsat sunduğu<br />

için teşekkür ederiz. Tenis, basketbol, futbol<br />

oynayabileceğimiz yerler çıktı. Mutluyuz”<br />

şeklinde konuştular.<br />

“SPORCULARIMIZ BURADA<br />

YETİŞECEK”<br />

Merkezefendi Belediye Başkanı Muhammet<br />

Subaşıoğlu, “Baştan beri söylediğimiz<br />

bir şey var Merkezefendimiz ’de… Merkezefendi<br />

Belediyesi sporun ve sporcunun dostudur.<br />

Merkezefendi’de spor; hafta sonu<br />

televizyonda izlenen bir şey olmaktan çıkarılacak<br />

ve herkesin bizzat yaptığı bir uğraş<br />

haline getirilecek’ demiştik. Bunu başardık.<br />

Her yaştan Merkezefendili hemşerimizi spor<br />

yapmaları anlamında fırsatlar sunuyoruz.<br />

Destek sağlıyoruz. Şimdide bu desteklerimiz<br />

Selçukbey Spor Eğitim Merkezi ile taçlanıyor.<br />

İlçemizin, Denizlimizin ve memleketimizin<br />

yeni sporcuları inşallah bu merkezde yetişecek.<br />

Sağlıklı ve güvenli bir şekilde spor yapmak<br />

isteyen vatandaşlarımızı bu<br />

merkezimize bekliyoruz” dedi.<br />

SPOR TESİSİNDE NELER VAR?<br />

Selçukbey Mahallesi’nde 7 bin m2 arazi<br />

üzerine inşa edilen projede, açık ve kapalı<br />

olmak üzere 2 tane halı saha, yine açık ve kapalı<br />

olmak üzere 2 tane tenis kortu, 1 tane<br />

kapalı basketbol sahası, idari bina sosyal tesisleri,<br />

yürüyüş parkuru ve çocuklar için oyun<br />

parkı bulunuyor.<br />

egeyondergisi.com 35


EgeYöN <strong>Dergisi</strong><br />

Mart 2018<br />

İŞ KAZALARININ<br />

ÖNÜNE GEÇMEK İÇİN<br />

DENGE TESTİ<br />

Her yıl pek çok çalışan, iş kazası nedeniyle<br />

yaşamını kaybetmekte veya engelli hale gelmektedir.<br />

Dünyada ve ülkemizde iş kazası nedenli<br />

ölümler incelendiğinde ilk sırada kök<br />

neden olarak yüksekten düşme saptanmaktadır.<br />

Araştırma çalışması ölümle sonuçlanan kazalar<br />

arasında insan düşmesi sonucunda gelişen kazaların<br />

sıklığını %42,9 olarak belirtmiştir. Dolayısıyla<br />

yüksekten düşmeler konusunda<br />

yapılacak çalışmalarla Türkiyede resmi rakamlara<br />

yansıyan her yıl 700 civarında çalışanın<br />

ölümü engellenebilecektir. Birçok merkezde<br />

özellikle yüksekte çalışma eğitimleri, yaşam<br />

hatları, emniyet kemerleri ve ekipmanlarının<br />

öne çıkarıldığı çalışmalar yapılmaya başlanmıştır.<br />

Bu çalışmalar çalışanın denge problemi olmasında<br />

hiçbir şey ifade etmemektedir.<br />

Denge Testi Bakırköy Psikiyatri Tedavi ve<br />

Araştırma Merkezi bünyesinde yüksekte çalışan<br />

kişilerin değerlendirilmesinde iş güvenliği uzmanları<br />

ve hekimlerinin talebi üzerine Dr.<br />

Ayhan Akcan’ın önderliğinde değerlendirmelere<br />

başlamıştır.<br />

DENGE TESTİ NEDİR?<br />

Gelişmiş ülkelerde iş güvenliği kapsamında<br />

1 metreden yüksekte çalışan her işçiye işe başlamadan<br />

önce ve 2 yılda bir periyodik olarak uygulanır.<br />

Testin uygulaması 3 aşamadır. Sonuçta<br />

yüksekte çalışana denge testi açısından uygunluk<br />

raporu düzenlenir, bu rapor yüksekte çalışanın<br />

iş güvenliği birimine iletilir.<br />

KİMLER YAPTIRMALI<br />

Sürekli dikkat ve uzaysal zamansal algı ve<br />

her iki kulak ve göz açısından dengenin devamlılığı<br />

gerektiren bir metereden yüksekte çalışan<br />

herkes bu testi yaptırmak zorundadır. Yüksekte<br />

çalışmayı sağlık açısından değerlendirmede;<br />

Psikoteknik ve denge fonksiyonları açısından<br />

değerlendiren ve AB ülkelerinde uygulanan<br />

Sigma Testi Türkiye’de BAPAM tarafından uygulanmaktadır.<br />

OPERATÖRLER: İş kazalarının yoğunlukla<br />

meydana geldiği kaldırma ve iletme makinaları<br />

arasında yer alan yerden metrelerce yüksekte çalışan<br />

vinç operatörler ve forklift operatörleri risk<br />

grupları arasındadır. Bu işe uygunluğu bilimsel<br />

olarak test edilip raporlandırılması gerekir.<br />

TAŞIYICILAR: Sürekli dikkat ve uzaysal zamansal<br />

algı ve her iki kulak ve göz açısından<br />

dengenin devamlılığı önemlidir.<br />

İNŞAAT İŞÇİLERİ: İnşaat sektörü, dünyanın<br />

hemen her yerinde en çok ölümlü iş kazasının<br />

görüldüğü sektörlerden biridir. ABD’de işgücünün<br />

%5’i inşaat sektöründe çalışırken, görülen iş<br />

kazası sonucu ölümlerin %15’i inşaat sektörüne<br />

aittir.<br />

36 egeyondergisi.com


EgeYöN <strong>Dergisi</strong> Mart 2018<br />

İTFAİYE ÇALIŞANLARI: İtfaiyecilik tehlikeli<br />

meslekler sınıfının başındadır. Çünkü itfaiyecilerin<br />

karşılaştıkları kazalar sonucunda ölüm<br />

ve yaralanmaları kaçınılmazdır. Bulundukları ortamlar<br />

insan sağlığını tehdit eden sınırların her<br />

zaman üstündedir.<br />

TEMİZLİK İŞÇİLERİ: Temizlik görevlileri<br />

için iş sağlığı ve güvenliği riskler ile doludur.<br />

Özellikle kadın temizlik işçilerinin sayısı erkeklerden<br />

fazla olduğu için yaralanma oranları da<br />

yüksektir.<br />

BİGCAR KULLANICILARI: Son yıllarda iş<br />

makinelerinin kullanımı çok fazla artmıştır. Buna<br />

paralel olarak da, iş makinelerinin kullanımı esnasında<br />

çok sayıda kazalar meydana gelmektedir.<br />

Bunun için iş sağlığına önem verin.<br />

DENGE TESTİ:<br />

• Tarama ve periyodik olarak uygulanır.<br />

• 50 yaşına kadar 24 ayda 50 yaş sonrası 18<br />

ayda bir periyodik uygulanır.<br />

• Uygulayıcılar Klinik Psikologlardır.<br />

• Anlaşmaya bağlı Nöroloji veya Psikiyatri<br />

uzmanı muayenesi yapılır.<br />

• Tahmini bir çalışan uygulaması 30-45 dakika<br />

sürer.<br />

• Mobil olarak işyerlerinde uygulanabilir.<br />

Denge Testi Uygulamaları 3 aşamadan oluşur.<br />

1. AŞAMA<br />

İlk aşamada yüksekte çalışanın zihinsel<br />

kapasitesi bilgisayar destekli testlerle ölçülür.<br />

Bu testler muhakeme, dikkat ve zamansal-mekansal<br />

algıyı ölçer. Yaklaşık 10 dakikadır.<br />

2. AŞAMA<br />

İkinci aşamada yüksekte çalışanın psikomotor<br />

yeteneklerini ölçülür. İlk psikomotor uygulaması<br />

her iki kulak ile sağlanan denge duruş<br />

testidir. İkinci psikomotor uygulama iki göz<br />

uyumu ile dengeyi ölçer. Yaklaşık 12 dakika<br />

sürer.<br />

<strong>3.</strong> AŞAMA<br />

Bu aşamalar sonucuna göre kesin sonuç ile<br />

“Yüksekte çalışmaya denge testleri açısından<br />

uygunluk raporu” düzenlenerek çalışana verilir.<br />

DENGE TESTİ İŞ AKIŞI<br />

3 aşamalı testi tamamlayan kişilere Denge<br />

Testi Açısından Uygunluk Raporu Verilir. Anlaşmaya<br />

göre işyerlerinde denge testi uygulamaları<br />

yapılır.<br />

DENGE TESTİ DEĞERLENDİRME<br />

Testin uygulaması 3 aşamadır. İlk aşamada<br />

zihinsel kapasitesini ölçen yaklaşık 10 dakikada<br />

bilgisayar destekli uygulanan 3 test ile ölçülür.<br />

İlk test muhakemesini, ikinci test dikkat boyutunu,<br />

üçüncü test zamansal mekansal algısını<br />

ölçer. İkinci aşamada kişinin çalışma esnasında<br />

kapasite olarak olması gereken psikomotor yeteneklerini<br />

ölçülür. İlk psikomotor uygulaması<br />

her iki kulak denge duruş testidir. Yaklaşık 5 dakika<br />

sürer. İkinci psikomotor uygulama iki göz<br />

uyumu ile dengeyi ölçer. iki göz uyumu ile<br />

uzaklık denge testi “binocular vision stereometr”<br />

test olarak bilinir. Yaklaşık 7 dakika sürer;<br />

değerlendirilmesinde 3 aşamalı test sağ ve sol<br />

hareketli çubuklar ile önden sabit çubuğa arkadan<br />

sabit çubuğa çaprazlama olarak sabit çubağa<br />

eşitlemeyi ölçer. Sonuçta istenen ve<br />

ölçülen hareketli çubukları ne kadar sabit çubuğa<br />

yakınlaştırabildiğidir. Sabit çubuğa olan<br />

uzaklıklar mm ölçeğinde ölçümlendirilir ve raporda<br />

belirtilir. Üçüncü aşamada; Raporlandırma<br />

yapılır.<br />

Dr Ayhan Akcan Kimdir?<br />

Dr. Ayhan Akcan 1962 yılında doğmuştur.<br />

Denizli Cumhuriyet Lisesi’nden sonra Akdeniz<br />

Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olmuştur.<br />

İhtisasını Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları<br />

Hastanesi’nde tamamlamıştır. Çalışma hayatına<br />

Adalet Bakanlığı’na bağlı Cezaevi Hekimliği<br />

(1990-1993) ile başlayan Ayhan Akcan<br />

sırasıyla; Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları<br />

Hastanesi’nde AMATEM, 35. Serviste “Kronik<br />

Şizofren Hastalar” ile ilgili çalışmalar, II.Nevroz<br />

biriminde özellikle “depresyon, anksiyete bozuklukları,<br />

yas, travma sonrası stres bozukluğu<br />

ve kişilik” üzerine çalışmalar (1993-1998) yapmıştır.<br />

1998 yılından itibaren Bakırköy Dr. Sadi<br />

Konuk Eğitim Araştırma Hastanesi’nde, Psikiyatri<br />

Uzmanı olarak çalışmıştır.<br />

egeyondergisi.com 37


EgeYöN <strong>Dergisi</strong><br />

Mart 2018<br />

DENİZLİ FIRINCILAR ODASI<br />

AFRİN'E 20 BİN<br />

EKMEK GÖNDERDİ<br />

Denizli Fırıncılar Odası Türk Silahlı Kuvvetleri<br />

(TSK) tarafından Afrin de gerçekleştirilen<br />

Zeytin Dalı Harekatına destek vermek<br />

amacı ile 20 bin ekmek gönderildi. Kamyona<br />

yüklenen ekmekler dualar ile yollandı.<br />

Denizli 15 Temmuz Meydanı Yeni Caminde<br />

öğlen namazına müteakip gerçekleştirilen<br />

uğurlama törenine, Pamukkale<br />

Belediye Başkanı Hüseyin Gürlesin, Merkezefendi<br />

Belediye Başkanı Muhammet Subaşıoğlu,<br />

Merkezefendi Kaymakamı Şükrü<br />

Korucu, Pamukkale Kaymakamı Hayrettin<br />

Balcıoğlu, Esnaf Odaları Birliği Başkanı Musa<br />

Çelikkol, Denib Başkanı Süleyman Kocasert,<br />

dernek üyeleri ve çok sayıda vatandaş katıldı.<br />

Uğurlama töreni öncesi etkinlikle ilgili<br />

açıklama yapan Denizli Fırıncılar Odası Başkanı<br />

Bekir Karadaban, amaçlarının TSK'ya<br />

yani Mehmetçiğe harekatta destek vermek<br />

olduğunu ifade etti.<br />

Başkan Karadaban, "Zeytin Dalı Harekatını<br />

destekliyoruz ve Denizlili fırıncılar olarak<br />

20 bin adet ekmeğimizi Afrin'e<br />

gönderiyoruz. Oda olarak Mehmetçiğimize<br />

onların yanında olduğumuzu göstermek, onlara<br />

güç ve kuvvet vermesi amacı ile böyle bir<br />

etkinlik gerçekleştirdik. Bu zaman kadar operasyonda<br />

şehit olan ailelere de başsağlığı diliyorum.<br />

Etkinliğe 15 fırıncı destek oldu. paketli<br />

bir şekilde ekmeklerimizi gönderiyoruz.<br />

üretim yapan fırıncılarımızın hiç biri etkinlik<br />

dışında kalmadı ve hepsi elinden gelen desteği<br />

verdi. Bende Denizli Fırıncılar Odası<br />

Başkanı olarak etkinlikte emeği geçen herkese<br />

teşekkür ediyorum" dedi.<br />

Açıklamanın ardından 20 bin ekmek ile<br />

dolu kamyon dualar ile Çınar Meydanı'ndan<br />

uğurlandı. Etkinlikte ayrıca katılımcılara<br />

lokma ikramında da bulunuldu.<br />

38 egeyondergisi.com


EgeYöN <strong>Dergisi</strong> Mart 2018<br />

Bugüne Kadarki En İyi Venus Z10<br />

Kamera<br />

Hassas ve Detaycı<br />

Venus ailesinin en<br />

iyi kamerasına sahip<br />

Venus Z10,<br />

tüm renkleri ve ışıkları<br />

en ince detayına<br />

kadar yakalar;<br />

çektiğiniz fotoğraflara<br />

aynı hassasiyetle<br />

yansıtır.<br />

Daha Net, Daha Canlı, Daha Gerçekçi<br />

Venus Z10’un 5.2” – 1920x1080 Full HD IPS Ekranı,<br />

benzerlerine kıyasla çok daha parlak ve gerek<br />

renklerden oluşan bir görüntü deneyimi yaşatır.<br />

Normalde gözümüzle görebildiğimiz renk aralığı<br />

daha geniş iken, telefon ekranlarında bu renklerin<br />

ancak kısıtlı bir bölümünü görebiliriz. Z10’un ekran<br />

teknolojisi ise renkleri gerçeğe daha yakın ve daha<br />

parlak görmenizi sağlar. Z10’un geniş renk gamı ile<br />

görüntü deneyiminiz çok daha canlı hale gelir.<br />

Tümüyle Metal Gövde<br />

Bir kalem kalınlığındaki örümcek ağı, doğru<br />

konumlandırıldığında hızla uçan bir jet uçağını<br />

bile durdurabilir.<br />

Venus Z10, doğanın bu benzersizliğinden<br />

ilham alarak, güç ve dayanıklılığı zarafetle harmanladı.<br />

7.4 mm inceliğindeki elmas kesimli, şık tasarımlı<br />

tümüyle metal gövdenin camla muhteşem<br />

buluşması…<br />

Kesintisiz formu ve kenarları yuvarlatılmış derinlik<br />

hissi veren 2.5D cam teknolojisi, bu zarafetin<br />

detaylarını oluşturuyor… Venus Z10 gücünü,<br />

tasarımından alıyor.<br />

Performans<br />

Performansa İhtiyacınız Varsa, Z10 Var!<br />

4 GB RAM, 64 Bit ve 8 Çekirdekli Qualcomm<br />

işlemcisiyle Venus Z10 hızlı ve kesintisiz bir<br />

deneyim sunuyor!<br />

Yüksek performans gerektiren oyunlar şimdi<br />

çok daha akıcı.<br />

Yüksek bağlantı hızı sağlayan Cat6 teknolojisi<br />

ve en güncel<br />

Android işletim sistemi Nougat 7.1.1 ile<br />

Venus Z10 ‘la hızın tanımı değişiyor.<br />

Hayatı Kolaylaştıran Detaylar<br />

Tersi Düzü Yok, Çift Taraflı USB<br />

Type-C USB girişi sayesinde telefonunuzu şarj etmek şimdi çok daha rahat.<br />

Çift taraflı kullanım özelliği ile Venus Z10’u kolayca şarja takıp çıkarın.<br />

egeyondergisi.com 39


EgeYöN <strong>Dergisi</strong><br />

Mart 2018<br />

ÇİN'DE TÜRK DOĞALTAŞ<br />

RÜZGARI ESTİ<br />

Türk doğaltaş sektörü Çin'e ihracatta 1 milyar dolara koşuyor<br />

Türk doğaltaş sektörü, en büyük ihraç pazarı<br />

Çin'de düzenlenen dünyanın en büyük doğaltaş<br />

ve teknolojileri fuarı Xiamen Doğaltaş ve Teknolojileri<br />

Fuarı'nda 140 firma ile Türk rüzgarı<br />

estirdi. 2017 yılında Çin'e 945 milyon dolarlık<br />

doğaltaş satan Türk doğaltaş sektörü, 2018 yılında<br />

1 milyar dolar barajını aşmayı hedefliyor.<br />

6-9 Mart 2018 tarihleri arasında Xiamen International<br />

Conference & Exhibition Center’da<br />

düzenlenen Xiamen Doğaltaş ve Teknolojileri<br />

Fuarı'nda Türkiye standı Türkiye'nin Çin Büyükelçisi<br />

Abdulkadir Emin Önen, Ege Maden İhracatçıları<br />

Birliği Başkanı Mevlüt Kaya tarafından<br />

açıldı.<br />

Büyükelçi Önen; "Türk doğaltaş<br />

sektörü gurur veriyor<br />

Xiamen Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı'nda<br />

Türkiye standının açılışını gerçekleştiren Türkiye'nin<br />

Çin Büyükelçisi Abdulkadir Emin Önen,<br />

"Dünya'nın en büyük doğaltaş fuarının en<br />

büyük katılımcısının Türkiye olması gurur verici.<br />

Türk doğaltaş sektörünü tebrik ediyor, başarılı<br />

fuarlar diliyor, Çin'e yaptığı ihracatın<br />

artmasını diliyoruz" diye konuştu.<br />

Kaya, "İlk kez büyükelçi nezdinde<br />

katılım bizlere gurur verdi"<br />

Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu<br />

Başkanı Mevlüt Kaya ise; Xiamen Fuarı'na<br />

40 egeyondergisi.com<br />

ilk kez büyükelçi düzeyinde katılım olması doğaltaş<br />

sektörünü gururlandırdı. 2018 yılında<br />

doğaltaş sektörü olarak 2.5 milyar dolar ihracat<br />

hedefliyoruz. Bu hedefe ulaşmak için Xiamen<br />

Fuarı itici güç olacak" şeklinde konuştu.<br />

Xiamen Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı'nda<br />

Türkiye pavyonunun açılışını gerçekleştiren<br />

Türkiye'nin Çin Büyükelçisi Abdulkadir Emin<br />

Önen, Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim<br />

Kurulu Başkanı Mevlüt Kaya, Türkiye'nin Guanco<br />

Başkonsolosu Melih Bora Kerimoğlu, Ticaret<br />

Ataşesi Serdar Afşar ve EMİB Yönetim<br />

Kurul üyeleri ile birlikte Türk firmalarının<br />

standlarını ziyaret ederek, yetkilileri ile bir<br />

araya geldi.<br />

Ege Maden İhracatçıları Birliği'nin Milli Katılım<br />

Organizasyonu ile A2 holünde 3061 metrekare,<br />

diğer hollerde yer alan Türk firmaları ile<br />

birlikte 3557 metrekarelik Türkiye standında 77<br />

firma yer alırken, bireysel katılan firmalarla birlikte<br />

Türkiye 140 firma ile Xiamen Doğaltaş ve<br />

Teknolojileri Fuarı'nda temsil edildi.<br />

2018 yılında 18. düzenlenen Xiamen Stone<br />

Fair, Xiamen Jinhongxin Exhibition Co. Ltd. tarafından<br />

organize edilen ve ağırlıklı olarak<br />

doğal taş ürünleri ile makina ve ekipmanlarının<br />

sergilendiği bir ihtisas fuarı. Fuarda,<br />

185.000m2’lik stand alanında, 470’i 54 ülkeden<br />

yabancı toplam 2.000 civarında firma stant açarak<br />

katılım gösteriyor. Fuarın yaklaşık 140.000<br />

profesyonel ziyaretçisi bulunuyor.


EgeYöN <strong>Dergisi</strong> Mart 2018<br />

Çin'in doğaltaş ticaretinin yüzde 60'ı<br />

Xiamen'de yapılıyor<br />

Zengin doğal taş rezervlerine sahip Fujian<br />

eyaletinde yeralan Xiamen adası, Çin’in en<br />

önemli doğal taş üretim ve ticaret merkezi konumunda.<br />

10 milyar dolara ulaşan Çin doğal taş<br />

ticaretinin yüzde 60’ı, dünya doğal taş ticaretinin<br />

ise yüzde 15’i Xiamen limanından gerçekleştiriliyor.<br />

Türkiye’nin Çin’e olan toplam ihracatının<br />

yüzde 60’ını maden, mermer ve doğaltaş ürünlerinin<br />

oluşturması ve Çin doğal taş ticaretinin<br />

yarıdan fazlasının Xiamen limanından gerçekleştiriliyor<br />

olması nedeniyle Xiamen Fuarı, Türk<br />

doğaltaş sektörü açısından ayrı bir öneme sahip.<br />

Çin 5 yılda 10 trilyon dolar ithalat<br />

yapacak bundan azami pay alalım<br />

Madencilik sektöründe faaliyet gösteren Ege<br />

Maden İhracatçıları Birliği ve İstanbul Maden İhracatçıları<br />

Birliği arasındaki dostluk ortamı Xiamen<br />

Fuarı'nda taçlandı. EMİB ve İMİB Xiamen<br />

Fuarı'nın "Gala Yemeği"ni birlikte verdi.<br />

Gecede konuşan Türkiye'nin Çin Büyükelçisi<br />

Abdulkadir Emin Önen, iki ülke devlet başkanlarının<br />

son 2 yılda 4 kez bir araya geldiklerini, Çin<br />

ile Türkiye arasındaki ilişkilerin kazan-kazan formülüyle<br />

ilerlediğini kaydetti.<br />

Türkiye ile Çin arasındaki dış ticaretin 28 milyar<br />

dolar seviyesinde olduğuna işaret eden Önen,<br />

"Bu 28 milyar doların 26 milyar doları Türkiye'nin<br />

Çin'den yaptığı ithalat. İşadamlarımızın yeni kuracakları<br />

ortaklıklarla dış ticaret açığını azaltabiliriz.<br />

Çin ithalat yapmak istiyor. Kasım ayında<br />

Şanghay'da İthal Ürünler Fuarı düzenleyecekler.<br />

Çin, önümüzdeki 5 yılda 10 trilyon dolar ithalat<br />

yapmak istiyor. Bunu fırsata çevirmeliyiz. Yeni<br />

İpek Yolu ile 15 günde Çin'den Avrupa'ya trenler<br />

gidip gelebilecek. Bu trenlerin dolu gidip dolu<br />

gelmesi iki tarafında menfaatine" diye konuştu.<br />

Türkiye'nin Zeytin Dalı Harekatında verdiği<br />

şehitlerden dolayı üzüntülerinin büyük olduğunu<br />

ifade eden Ege Maden İhracatçıları Birliği<br />

Başkanı Mevlüt Kaya, ihracatçılar olarak dünyada<br />

ekonomik bir savaş verdiklerini, Türkiye'nin<br />

ihracatını arttırarak ülkeye olan borçlarını ödeyeceklerine<br />

inandıklarını dile getirdi.<br />

EMİB Başkanı Kaya, "Kayıp yıl olarak nitelendirdiğimiz<br />

2017 yılında Türk madencilik sektörü<br />

ihracatımızı yüzde 24 arttırdık. 2018 yılında da<br />

en az yüzde 25 arttırmayı hedefliyoruz" diye sözlerine<br />

son verdi.<br />

İstanbul Maden İhracatçıları Birliği Yönetim<br />

Kurulu Başkanı Aydın Dinçer ise; sektörde yakalanan<br />

birliktelik ortamının devamı için Xiamen'de<br />

yerlerini aldıklarını söyledi. Dinçer,<br />

"Sektörün tek ses, tek vücut olduğunu göstermek<br />

için katıldık ve Gala Yemeğini birlikte veriyoruz.<br />

Bu sinerjiyle yüzde 28-30'luk ihracat artışı hedefliyoruz"<br />

dedi.<br />

Xiamen'de Marble 2019 daveti<br />

İzmir'in gururu, dünyanın ikinci büyük doğaltaş<br />

ve teknolojileri fuarı Marble Doğaltaş ve<br />

Teknolojileri Fuarı, Xiamen Doğaltaş ve Teknolojileri<br />

Fuarı'nda, Marble Fuarı'nın tanıtımını<br />

yaptı ve 2019 yılı için Çinli firmaları davet etti.<br />

İZFAŞ Genel Müdürü Gül Şener, Xiamen'e<br />

gelirken 28-31 Mart 2018 tarihleri arasında düzenlenecek<br />

24. Marble Doğaltaş ve Teknolojileri<br />

Fuarı'nın katılımını tamamladıklarını, sektöre<br />

son dokunuşu yapmak için Xiamen Fuarı'na katıldıklarını,<br />

2019 yılında 25. yılı olacak olan<br />

Marble Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı'na daha<br />

yoğun katılım için çalıştıklarını kaydetti.<br />

egeyondergisi.com 41


EgeYöN <strong>Dergisi</strong><br />

Mart 2018<br />

DOĞALTAŞTA<br />

EN ŞANSLI<br />

ÜLKEYİZ<br />

- EMİB Başkanı Kaya: "Hükümetin koyduğu çıtayı yakalayabilecek<br />

tek sektör olma şansına sahibiz"<br />

Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim<br />

Kurulu Başkanı Mevlüt Kaya, Ege İhracatçı<br />

Birlikleri (EİB) Mete Uğuz<br />

Toplantı Salonu’nda, basın toplantısı düzenledi.<br />

28-31 Mart tarihleri arasında İzmir’de<br />

düzenlenecek olan İzmir Marble<br />

Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı ve sektörel<br />

güncel gelişmelerle ilgili görüşlerini<br />

kamuoyu ile paylaştı.<br />

Ege Maden İhracatçıları Birliği (EMİB)<br />

Başkanı Mevlüt Kaya, Türkiye’nin doğaltaşta<br />

rezerv ve renk seleksiyonu bakımından<br />

dünyanın en şanslı ülkesi olduğunu<br />

belirterek, “Büyümeler sürekli hale getirilirse<br />

Hükümetin koyduğu çıtayı yakalayabilecek<br />

tek sektör olma şansına sahibiz.<br />

Uç ürünlere yönelirsek, ülkemizdeki algıları<br />

yenebilirsek, belediyeleri de işin içine<br />

sokarsak inanın kimsenin hayal etmediği<br />

yere geliriz” dedi.<br />

42 egeyondergisi.com<br />

“Tüm ihracatçıların rekora<br />

ihtiyacı var”<br />

140 stantla 7 bin 500 metrekarelik<br />

alanda Türkiye olarak dünyanın en büyük<br />

fuarının en büyük katılımcısı olduklarını<br />

kaydeden Kaya, doğaltaş sektörü hakkında<br />

da, “Dünyayla ticaret yapan ihracatçılar<br />

olarak daha objektif olmamız<br />

gerekiyor. Dışarıdan gelecek paraları buraya<br />

getirmek zorundayız. FETÖ belasından<br />

çıkan bir ülke olarak 2017 yılını kayıp<br />

yılı ilan etmiştik. Gerçekten bir fırtınadan


EgeYöN <strong>Dergisi</strong> Mart 2018<br />

çıkmıştık. Ancak KGF ve Exim Bank kredileri<br />

öyle bir zamanlamada devreye girdi ki,<br />

o kayıp yılda sektörümüz özelinde 2<strong>3.</strong>7,<br />

Türkiye ihracatında da yüzde 11.1 gibi bir<br />

büyüme sağladık. Şu anda Hindistan özelinde,<br />

yüzde 54 büyüdük. 7 ayda yüzde<br />

54’lük büyüme sağlamışken, 12 ayda yüzde<br />

100’ün daha üstünde büyüme bekliyoruz.<br />

2018’de beklentimiz 2<strong>3.</strong>4’ün üstüne çıkmak.<br />

‘İnadına üretim, inadına ihracat’ diye<br />

bir sloganımız vardı ve bunu başarıyoruz.<br />

Bu sene tüm ihracatçıların rekora ihtiyacı<br />

var” diye konuştu.<br />

“Çıtayı yakalayabilecek tek<br />

sektör”<br />

İhracat açısından 2017’deki oranların<br />

çok daha üstüne çıkılacağı ile ilgili öngörü<br />

ve ön kabulün olduğunu vurgulayan Kaya,<br />

bu büyümelerin sürekli hale getirilmesi<br />

durumunda Hükümetin koyduğu çıtayı yakalayabilecek<br />

tek sektör olma şanslarının<br />

olduğunu belirtti. Kaya, 2023 hedeflerini<br />

sektör olarak yakalayabileceklerini kaydederek<br />

şöyle devam etti:<br />

“Hedeflerimiz büyük. Bu ülke için canını<br />

feda edenler varsa en azından onların<br />

hatırına bizim 2-3 saat daha fazla mecburiyetimiz<br />

var. 2018’de hedeflerimiz büyük<br />

ve inşallah hepsini de başaracağız.”<br />

“Kimsenin hayal etmediği yere<br />

geliriz”<br />

Kaya, Türkiye olarak doğaltaş ihracatını<br />

8-10 milyar dolarlara getirmenin de<br />

zor olmadığını ifade ederek şöyle konuştu:<br />

“Dünyanın doğaltaşta en şanslı ülkesiyiz.<br />

Rezervin ötesindeki şansımız, renk seleksiyonumuz.<br />

Hangi taş moda ise onu sahaya<br />

sürebiliyoruz. Modadan çok etkilenmeyen,<br />

değişmeyen taşlarımız var. Dün açıp olmaz<br />

deyip kapattığımız ocaklar şu an moda.<br />

Örneğin gri taşlar. Uç ürünlere yönelirsek,<br />

ülkemizdeki algıları yenebilirsek, belediyeleri<br />

de işin içine sokarsak inanın kimsenin<br />

hayal etmediği yere geliriz.”<br />

egeyondergisi.com 43


EgeYöN <strong>Dergisi</strong><br />

Mart 2018<br />

YER ALTINI İYİ<br />

KULLANAMAYAN MİLLETLER<br />

GELECEKTE<br />

SÖZ SAHİBİ<br />

OLAMAZ<br />

Ahmet Deda ile Analiz programında yaklaşan<br />

İzmir Mermer Fuarı ve Türkiye’deki Doğaltaş<br />

sektörü ve Mermercilik konuşuldu.<br />

44 egeyondergisi.com<br />

Pamukkale TV ekranlarında yayınlanan<br />

Ahmet Deda ile Analiz Programında 28-31 Mart<br />

arasında Fuar İzmir’de gerçekleştirilecek olan<br />

MARBLE 24.Uluslararası Doğal Taş ve Teknolojileri<br />

Fuarı ve Türkiye’deki Doğaltaş ve Mermercilik<br />

masaya yatırıldı. Tümaş Mermer<br />

Sanayi Genel Müdürü ve Denizli Madenciler ve<br />

Mermerciler Derneği Başkanı Serdar Sungur ve<br />

Maden Mühendisi Samet Gündüz’ün konuk<br />

olarak katıldığı program Türkiye’de maden sektörünün<br />

sorunlarını ele aldı.<br />

‘YER ALTINI İYİ KULLANAMAYAN MİL-<br />

LETLERİN GELECEKTE SÖZ SAHİBİ OLA-<br />

MAYACAĞINI DA BİLİYORUZ’<br />

Maden sektörünün sıkıntıları<br />

ile ilgili konuşan Sungur,<br />

‘Umutsuz durum yok umutsuz<br />

insan var, biz umudumuzu hiç<br />

bire zaman yitirmedik, biz<br />

yaptığımız işe son derece inanıyoruz.<br />

Yer altını iyi kullanamayan<br />

milletlerin gelecekte<br />

söz sahibi olamayacağını da<br />

biliyoruz, bu için bu düsturla<br />

bu azimle bu şevkle yolumuza<br />

devam ediyoruz. Ankara’ya<br />

her gittiğimizde de madenlerimizi<br />

kullanarak gelecekte<br />

nasıl Dünya’da ülke olarak söz sahibi olacağımızı<br />

anlatmaya gidiyoruz.<br />

‘Bürokrasimiz çok yavaş çalışıyor’<br />

Sektör ile ilgili gelişmelerde Bürokrasinin<br />

işleyişine de değinen Sungur, Sektörümüzün<br />

sorunlarından biri de hız. Hızlı değiliz. Bürokrasimiz<br />

çok yavaş çalışıyor, işleyiş bizi son derece<br />

bizi yıldırıyor. Kendi firmamdan örnek<br />

vereyim şu an bizim 2 buçuk senesini doldurmuş<br />

ruhsatım var. Evet adıma tescilli ama bekliyorum.<br />

Bekleyeceğiz, devletimizi kestiği<br />

parmak tabi ki acımaz. Ama bu bize bir çok şey<br />

kaybettiriyor. Araştırmalarını yaptığımız, yeni<br />

bulduğumuz maden ocaklarını açamıyoruz.<br />

Çünkü bunu yapabilmek için izinlerimizi tamamlayamamışız’<br />

şeklinde konuştu.<br />

‘Türkiye’de yatırım iklimi iyi değil’<br />

Ahmet Deda’nın <strong>Egeyön</strong> <strong>Dergisi</strong> Şubat ayı<br />

sayısında kaleme aldığı ‘Madencilik Sektöründe<br />

yatırım iklimi’ adlı köşe yazısı hakkında Samet<br />

Gündüz’ün görüşlerini sorması üzerine Samet<br />

Gündüz, ‘Türkiye’de yatırım iklimi iyi değil, Bir<br />

yatırımcı maden sektöründe yatırım yapmaya<br />

başladığında en büyük giderleri altyapı giderleri,<br />

madenci altyapı giderlerini ödeyip işe başlayacağı<br />

zaman, işletme sermayesi kalmıyor.<br />

Sektörün ana sorunlarından biri bu. ‘ dedi.<br />

Maden sektörü için ‘Enerji’ ciddi sorun<br />

Sektörün bir diğer önemli ‘Enerji’ sorunu olduğunu<br />

ifade eden Gündüz, ‘Ocaklarımıza biz<br />

kendimiz elektrik götürüyoruz. Ve elektriği getirmemizin<br />

izinleri uzun ve pahalı bir süreç. Bir<br />

sürü prosedür var. Şimdi bizim ocaklarda jeneratörle<br />

çalışma şansımız sıfır. İran’da tam tersi<br />

bir durum var orada enerji ucuz olduğu için şirketler<br />

jeneratörle çalışıyorlar. Fakat bizim enerjiyi<br />

ocağımıza götürmemiz gerekiyor. Örneğin<br />

4 km’lik bir mesafeye elektriğimizi götüreceğiz.<br />

Projesini bize yaptırıyorlar. Bunu yaptıktan<br />

sonra bir onay süresi var. Onaylandıktan sonra<br />

onun bakımını da bize yaptırıyorlar. Dış ülkelerde<br />

ise bu projeyi yine yatırımcı yapıyor ama<br />

daha sonra bu maliyeti faturasından düşüyorlar.<br />

Bunlar sektör ile ilgili ciddi tezatlıklar.’ dedi.<br />

Serdar Sungur: Siyasete Uzak Değiliz<br />

Ahmet Deda’nın ‘Politikada<br />

sizi de görecek miyiz? sorusuna<br />

yanıt veren Tümaş<br />

Mermer Sanayi Genel Müdürü<br />

ve Denizli Madenciler ve Mermerciler<br />

Derneği Başkanı Serdar<br />

Sungur; ‘Biz sektörün<br />

içerisindeyiz, tabi siyaset de<br />

sektörün içinde. Onun için çok<br />

da uzak olduğumuz şeyler<br />

değil. Bir gün fırsat doğarsa<br />

halkımıza hizmet adına, vazifede<br />

bize düşerse elimizden<br />

geleni yapmaya çalışırız.’ ifadelerini<br />

kullandı.


EgeYöN <strong>Dergisi</strong> Mart 2018<br />

MADEN ve<br />

ORMAN<br />

İZİNLERİ<br />

Maden kanunu 18.Şubat.2015 tarihinde<br />

değişti, buna bağlı olan yönetmenlikler iki<br />

yıl aradan sonra 2017 yılı içinde yayınlanarak<br />

yürürlüğe girdi ama sektörün en<br />

önemli sorunu olan Başbakanlık genelgesinde<br />

bir değişiklik olmadı.<br />

2015 yılında yapılan Maden Kanunu değişikliği<br />

çalışmaları sırasında, sektöre, bu<br />

kanun yürürlüğe girdiği tarihte 16. Haziran.2012<br />

tarihli Başbakanlık genelgesinin<br />

yürürlükten kaldırılacağı sözü verilmesine<br />

rağmen bu güne kadar bu konuda bir gelişme<br />

olmadı. Danıştay, bu genelgenin yürürlüğünü,<br />

2016 yılı içinde “genelge<br />

kanundan önce gelemez gerekçesiyle” son<br />

vermesine rağmen hala durumda değişiklik<br />

olmadı, sektör günümüzde bu genelge<br />

ile yaşamaya devam etmektedir. Günümüzde<br />

MADEN RUHSATI ile ORMAN izni<br />

almak çok zor, hatta imkansızdır.<br />

Maden İşleri Genel Müdürlüğü ruhsatın<br />

her işlem için Başbakanlıktan veya Bakanlıktan<br />

izin alarak bu işlemi gerçekleştirmektedir.<br />

Buda zamanı çok fazla<br />

uzatmakta ve şirketleri yatırımdan vazgeçirmektedir.<br />

Bir şirket için bir defa Başbakanlıktan<br />

izin alınmalı ruhsatın diğer<br />

işlemleri bu izin doğrultusunda Maden İşleri<br />

Genel Müdürlüğü tarafından verilmelidir.<br />

Özellikle ruhsat süresi uzatımı<br />

işleminde ruhsat güvencesi kaidesine<br />

sadık kalınmalıdır.<br />

Son günlerde ORMAN izinleri konusunda<br />

Bölge Müdürlüklerine gönderilen<br />

GENELGELER ile SEKTÖR gelişimini engelleyen<br />

çok önemli değişiklikler yapılmıştır.<br />

Artık yeni müracaat edilen ocaklar ile<br />

eskiden üretimine devam eden sahalardaki<br />

alan büyütmelerinde orman izni alabilmek,<br />

imkansız hale gelmiştir. Sektör olarak,<br />

çok fazla orman dosyası izin için sıra<br />

bekliyor söyleminin önüne geçebilmek için<br />

BÖLGE Müdürlüklerinden ANKARA’ya<br />

dosya gönderilmemesi için çok karışık bir<br />

prosüdür uygulanmaya başlandı. Yüksek<br />

meblağlarla madenciye orman izni veren,<br />

ORMAN İDARESİ, ben bu alana orman izni<br />

vereyim mi diye ÇED izni alınırken alınmış<br />

yazılı izinler olsa da yaklaşık 3 ayrı kurumdan<br />

yeniden kendine hitaben yazılmış yeni<br />

Samet Tünay<br />

GÜNDÜZ<br />

Maden Müh.<br />

tarihli görüş talep etmektedir. Bunun kısaca<br />

adı ben kurum olarak madenciye<br />

ORMAN İZNİ vermiyorumdur.<br />

Bu ülkede yatırım iklimi mutlaka iyileştirilmeli,<br />

tüm sektörlere yatırım yapmayı<br />

planlayan şirketlere kamu kurum ve kuruluşları<br />

en azından engel olmamalıdır.<br />

Tüm sektörlerde yatırımcının önündeki<br />

en büyük engellerden birisi de aslında<br />

TEK’dir. Yatırımcıya parasıyla elektrik satacak<br />

olan bu kurum özellikle işletmesine<br />

elektrik getirecek olan yatırımcıya tüm yatırımı<br />

yaptırdığı gibi bir de kendisi için getirilen<br />

trafoda bir boş bölüm istemekte, bu<br />

bölümünde kendisine parasız devir edileceğine<br />

dair noter onaylı belge almadan işletmelere<br />

elektrik vermemektedir.<br />

İşletmesine yaklaşık 100 000 TL yatırım<br />

yaparak elektrik getiren bir şirketin TEK<br />

için yaptığı yatırım yaklaşık 20 000 TL kadardır.<br />

Yatırım esansında zaten zorlanan<br />

şirketlere, ek yatırımın yaptırması TEK kurumunun<br />

bir ayıbıdır. Günümüzde bir işletmeye<br />

sadece plan üzerinden elektrik<br />

müsaadesi alınması yaklaşık 3 ay sürmektedir.<br />

TEK kurumunun, kanun ve yönetmenlikleri<br />

bir an önce gözden geçirilmeli<br />

ve YATIRIM ikliminin iyileştirilmesi için<br />

acilen gelişmiş ülkelerdeki ELEKTRİK<br />

SATIŞ yöntemleri aynen ülkemizde uygulanmalıdır.<br />

Yatırımcı son senelerde bürokrasi ile<br />

uğraşmaktan yatırıma zaman ayıramaz<br />

hale gelmiştir.<br />

Bu konuda çok AÇİL özel sektörden<br />

görüş alınarak bir şeyler yapılmalıdır.<br />

Yatırım iklimi, başta maden sektörü<br />

olmak üzere tüm sektörleri de içine alacak<br />

şekilde özel sektör yatırımcısı lehine bir an<br />

önce güncellenmelidir.<br />

Eğer bürokrasinin bu şekilde devam etmesi<br />

halinde, sektörün yaşama şansı bulunmamaktadır.<br />

Umudumuz bir an önce YATIRIM İKLİ-<br />

MİN, özel sektörün isteği doğrultusunda<br />

yeniden düzenlenmesidir.<br />

egeyondergisi.com 45


EgeYöN <strong>Dergisi</strong><br />

Mart 2018<br />

“AK Belediyeler 2019 Yolunda”<br />

Yerel Yönetimler Ege Bölge<br />

Toplantısı<br />

Denizli’de Gerçekleşti<br />

AK Parti Genel Merkez Yerel Yönetimler<br />

Başkanlığı’nca ‘AK Belediyeler 2019 Yolunda’<br />

adıyla düzenlenen bölge toplantılarının Ege<br />

ayağı, Denizli 'de ve AK Parti Genel Başkan<br />

Yardımcısı Yerel Yönetimler Başkanı Erol<br />

Kaya ile Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin<br />

katılımıyla gerçekleştirildi.<br />

AK Parti Genel Merkez Yerel Yönetimler<br />

Başkanlığı tarafından ‘AK Belediyeler 2019<br />

Yolunda’ adıyla bölge toplantısı düzenlendi.<br />

Colossae Termal Otel’de gerçekleştirilen Ege<br />

Bölgesi Belediye Başkanları Toplantısı’na;<br />

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yerel Yönetimler<br />

Başkanı Erol Kaya ve Ekonomi Bakanı<br />

Nihat Zeybekci, AK Parti Denizli<br />

Milletvekili Şahin Tin, AK Parti Denizli İl<br />

Başkanı Necip Filiz, Afyonkarahisar, Aydın,<br />

Denizli, İzmir, Kütahya, Manisa, Muğla ve<br />

Uşak illerinden 102 belediye başkanı ile büyükşehir<br />

belediye başkan vekilleri, il genel<br />

meclisi başkanları ve il yerel yönetimler başkanları<br />

katıldı.<br />

“2004’TEN BUGÜNE TAŞ TAŞ<br />

ÜSTÜNE KONDU”<br />

Toplantıda konuşan Denizli Büyükşehir<br />

Belediye Başkanı Osman Zolan; “Denizli tükettiğinden<br />

daha fazla üreten, satın aldığından<br />

daha fazlasını satan bir şehir. Denizli<br />

aynı zamanda turizm, sanayi ve tarım şehri.<br />

Denizli sonsuz güzelliklerin olduğu bir şehir.<br />

2004’e kadar bu güzellikler maalesef tam anlamıyla<br />

gün yüzüne çıkarılamamış; insanlarımızın<br />

kullanımına sunulamamıştı. Özel<br />

sektörün gayretlerine, önde gidişine kamu ve<br />

yerel yönetimler ayak uyduramamıştı.<br />

2004’te Ekonomi Bakanımız Nihat Zeybekci’nin<br />

belediye başkanı olmasıyla birlikte<br />

AK Partimizin, Cumhurbaşkanımızın belediyecilik<br />

anlayışı ve hizmetkârlık ruhu vücut<br />

buldu. 2004’ten bugüne taş taş üstüne<br />

kondu. Gece gündüz el ele verilip çalışıldı.<br />

Bugün Denizlimiz büyükşehire ulaştı.<br />

2004’le bugün arasında kıyaslanmayacak<br />

kadar yol alındı” dedi.<br />

46 egeyondergisi.com


EgeYöN <strong>Dergisi</strong> Mart 2018<br />

“2019 SEÇİMLERİNE ÇALIŞMAYA<br />

BUGÜNDEN BAŞLADIK”<br />

AK Parti Denizli İl Başkanı Necip Filiz ise;<br />

“En büyük teşekkürü <strong>Sayı</strong>n Cumhurbaşkanımıza,<br />

Genel Başkanımıza etmemiz gerekiyor.<br />

Kendisi AK Parti’nin kurucusu olarak bu davada<br />

en başta inancı, samimiyeti, hedefi,<br />

planlı çalışmayı, disiplini gösteren; yaşantısıyla<br />

da örnek olan biri. Genel Başkanımızın<br />

tek millet, tek bayrak, tek vatan ve tek devlet<br />

inancıyla başta Denizli olmak üzere Ege Bölgesi’nde<br />

ve tüm Türkiye’de 2019 gibi önemli<br />

bir seçim için çalışmaya bugünden başladık.<br />

Ekonomi Bakanımız Nihat Zeybekci Denizli’nin<br />

yeniden inşası için azimle çalışmaya<br />

devam ediyor. Dünyadaki 1 numaralı büyüyen<br />

ülke olmak onun inancının bir göstergesi.<br />

Bizler çok şanslıyız ki; Ekonomi<br />

Bakanımızla burada beraber siyaset yapıyoruz”<br />

diye konuştu.<br />

“2018'DE BÜYÜME BEKLENTİMİZ<br />

DAHA YÜKSEK”<br />

Türkiye’nin büyüme rakamlarına değinen<br />

Ekonomi Bakanı Zeybekci; “Türkiye, 2017 yılında<br />

G20 ve OECD ülkeleri içinde bir numaralı<br />

büyüyen ülke. Türkiye'nin büyüme<br />

ortalaması yüzde 7-8. Kredi derecelendirme<br />

kuruluşu yüzde 2,5-2,75'ler seviyesinde tahmin<br />

etti. Türkiye'nin büyümesini 4-5 kez revize<br />

ettiler. Hala Türkiye'nin gelmesi gereken<br />

yeri yakalayamadılar. Yıllık ortalamamızda,<br />

Allah'ın izniyle, 7,4-7,5'e kadar gidebileceğimiz<br />

bir alan görüyoruz. Türkiye'de ekonomi<br />

olumlu bir gidişat izliyor. Bunun en önemli<br />

kanıtı; son 1 yılda özel sektörde 1 milyon 600<br />

bin kişinin istihdam edilmesidir. Türkiye'nin<br />

2017 büyümesini kimisi 4,5 kimisi 5 diyor.<br />

Biz daha yukarıda bekliyoruz. 2017 yılında<br />

biz 2016 yılına göre vermiş olduğumuz yatırım<br />

teşvik belgeleri yüzde 81 buçuk artmış.<br />

Rakam bazında, adet değil. Kapasite kullanım<br />

oranına bakıyoruz, yüzde 80'inin üzerine<br />

çıkmış. Onun için 2018'de beklentimiz daha<br />

yüksek. İhracatla ilgili yaptığımız çalışmalarda<br />

2 haneli bir ihracat büyümesi 2018 yılında<br />

gerçekleşecek. İşsizlik ve istihdam<br />

gayet iyi olacak” dedi.<br />

"TÜRKİYE YENİ DÜNYANIN<br />

KURUCUSU OLMA MÜCADELESİ<br />

VERİYOR"<br />

"Yeni bir dünya kurulacaksa ve yeni bir<br />

dünya haritası çizilecekse, Türkiye o yeni<br />

dünyayı kuranlardan olma mücadelesi veriyor”<br />

diyen Bakan Zeybekci sözlerinin devamında<br />

ise; “O yeni haritayı çizenlerden olma<br />

mücadelesi veriyor. Eskisi gibi artık ekonomi<br />

bakanı gönderilerek yönetilen Türkiye değil,<br />

artık milletin malını canından aziz bilenler<br />

var. Türkiye ekonomisi öyle kitap atmakla,<br />

öyle dalgalandırmalarla veya bir şekilde spekülasyonlarla<br />

dengesini kaybedecek bir ekonomi<br />

olmaktan çıktı. Satın alma gücü<br />

paritesine göre dünyanın 13’üncü büyük<br />

ekonomisi. Avrupa'nın 5’inci büyük ekonomisi.<br />

1,8 trilyon Dolarlık satın alma gücüne<br />

sahip olan bir ekonomi" ifadelerine yer verdi.<br />

“2019 YEREL SEÇİM HEDEFİ: 50+1”<br />

Oturumlara başkanlık eden AK Parti<br />

Genel Başkan Yardımcısı Yerel Yönetimler<br />

Başkanı Erol Kaya ise 2019 yerel seçim hedefleriyle<br />

ilgili şunları söyledi: “Bin 398 belediyemiz<br />

var. Bunun 884’ü AK Partili. 20 bin<br />

meclis üyesinin de 11 bin 500’ü AK Partili.<br />

<strong>Sayı</strong>sal olarak baktığımızda belediyelerde<br />

yüzde 60, meclis üyelerinde de yüzde 55’ten<br />

daha yukarı bir noktadayız. 2019 Mart’a giderken<br />

bizim 50+1’i önce belediyelerde alıp,<br />

<strong>Sayı</strong>n Cumhurbaşkanımıza hediye olarak<br />

takdim etmek hepimizin boynunun borcu.<br />

Kasım’daki seçimlere böyle bir motivasyonla<br />

gitmek zorundayız. Ben başaracağımıza inanıyorum.<br />

Sizlere yürekten inanıyorum. 50+1’i<br />

Türkiye genelinde oy olarak alacağımıza inanıyorum.<br />

Bunun için yapmamız gereken şey;<br />

seçime AK Parti ailesi olarak birlik ve beraberlik<br />

içerisinde gitmek ve son rötuşları<br />

doğru yapmak. 2016 rakamlarına baktığımızda<br />

yaklaşık 600 binden fazla personeli<br />

olan, tüm Türkiye’deki belediyelerin 120 milyardan<br />

fazla mali gücü var. Mali olarak baktığımızda<br />

devletin gücünün neredeyse 4’te<br />

1’ine tekamül eden bir rakamı konuşuyoruz.<br />

Türkiye’de yerel yönetimler çok güçlü. AK<br />

Parti de bu gücü sürekli teyit eden ve hükümet<br />

politikalarını uygulayan bir parti.”<br />

egeyondergisi.com 47


EgeYöN <strong>Dergisi</strong><br />

Mart 2018<br />

BEŞİKTAŞ’IN GELECEĞİNE<br />

KANAT ÇIRP<br />

Büyük bir hayalin başlangıcını yaptığımız Seviye Okulları serüvenimizde<br />

öğrencilerimizin sadece akademik anlamda değil hayatı öğrenmeleri,<br />

hayal güçlerinin gelişmesi, sosyal anlamda özgüven<br />

kazanmaları, büyüklerine saygıyı ve vatan sevgilerini geliştirmek için<br />

mücadele ettik; etmeye de devam edeceğiz<br />

Bünyemize büyük bir onurla dahil ettiğimiz<br />

Beşiktaş Basketbol Okullarını Denizlili<br />

basketbol severlerle buluşturmanın mutluluğunu<br />

yaşıyoruz. Özellikle Denizli Beşiktaşlılar<br />

Derneği yönetimi ve üyelerinin<br />

desteğiyle ayrıca Beşiktaş Jimnastik Kulübü<br />

yönetimi ve okul sporları koordinatörlerine<br />

kurumumuza inanmaları bizi Beşiktaş ismiyle<br />

bütünleştirmeleri en büyük gurur kaynağımız<br />

olmuştur.<br />

Beşiktaş Basketbol Okulları, 6-16 yaş<br />

arası kız ve erkek öğrencilerimize 12 ay boyunca<br />

temel basketbol eğitimi ve stratejilerini<br />

en doğru şekilde verecek profesyonel<br />

anlamda Beşiktaş alt yapısına oyuncu kazandırma<br />

hedefiyle çalışmalarını sürdürecektir.<br />

Bu temel doğrultusunda; Denizli Beşiktaş<br />

Basketbol Okulları olarak; spor okullarımızda<br />

ve takım çalışmalarımızda branşında<br />

uzman ve yüksek deneyim sahibi ekiplerimiz<br />

ile modern ve de pozitif yaklaşımlı antrenman<br />

metotları uygulayarak sporcularımızın<br />

ihtiyaç duyacakları teknik donanım ve kişisel<br />

özellikleri onlara kazandırmayı amaçlıyoruz.<br />

Böylece hem sportif yaşamlarında hem de<br />

sosyal hayatlarında daha başarılı ve aktif bireyler<br />

olmaları konusunda onlara katkı sağlamış<br />

oluyoruz. Spor, hayatın çok önemli bir<br />

kulvarı. Biz Denizli Beşiktaş Basketbol Okulları<br />

olarak bizim çatımız altında bu yola başlayan<br />

ya da devam eden çocuklarımıza ışık<br />

tutmayı hedefliyoruz.<br />

Spor okulu çalışmalarımızda; çocuklarımıza<br />

rekabetten uzak yöntemlerle branşlarında<br />

temel teknik ve becerileri kazandırmayı<br />

amaçlarken aynı zaman da diyalog kurma ve<br />

kendini ifade edebilme konularında da girişimci<br />

bireyler olmalarına yardımcı oluyoruz.<br />

Kulüp çalışmalarımızda; spor okulu çalışmalarında<br />

temel donanımlarını elde etmiş<br />

sporcularımızın teknik özelliklerini daha üst<br />

seviyeye çıkartıp bunları takım oyunları içerisinde<br />

kullanabilir hale gelmelerini sağlarken<br />

sporcu lisansına sahip olmalarını sağlayıp,<br />

yarışmacı ortamlarda da kendilerini<br />

deneme ve gösterme fırsatını onlara sunuyoruz.<br />

Yaptığımız programları tamamen sporcularımızın<br />

akademik programlarına uygun<br />

planlayarak, öğrencilerimizin okul-spor iş<br />

birliğini başarı ile yürütmelerini hedefliyoruz.<br />

Çocuklarınızı spora, özellikle takım sporlarına<br />

ve kişisel gelişim konusunda en faydalı<br />

takım sporlarından biri olan basketbola yönlendirmeniz<br />

onların geleceklerine yapacağınız<br />

en önemli yatırım olacaktır.<br />

Basketbol konusunda Denizli Beşiktaş<br />

Basketbol Okulları olarak bu önemli noktaları,<br />

sporcularımıza kazandırmak adına ihtiyaç<br />

olan tüm donanıma sahip kadromuz ve<br />

modern tesislerimiz ile sizleri aramızda görmekten<br />

mutluluk duyacağız.<br />

48 egeyondergisi.com


EgeYöN <strong>Dergisi</strong> Mart 2018<br />

EGE’NİN EN BÜYÜK EĞİTİM YATIRIMI<br />

SEVİYE OKULLARI<br />

SİZLERİ BEKLİYOR<br />

Dünyaya gözlerini ilk açtıkları andan itibaren bütün yaşamların merkezine<br />

oturuverir çocuklar. Hayata dair bütün öncelikleri alırlar. Bu<br />

başlangıçla birlikte her şeyin odak noktasında bulurlar kendilerini. İlk<br />

ağlayışlarıyla başlar “Acaba?” sorusuna cevap aramalar…<br />

Büyüdükçe değişir<br />

sorunlar, beklentiler. Ve<br />

habersizce akar gider yaşamlar<br />

zamanla birlikte.<br />

Anne/baba için son nefese<br />

kadar devam edecek<br />

bir süreçtir bu başlangıç.<br />

Yuvadan uçup özgürleşseler<br />

de kendi yuvasını<br />

kurup çoluk çocuğa karışsalar<br />

bile bir gözleri<br />

hep o çocuğun üzerindedir<br />

anne/babanın. Her<br />

anne/babanın dileği öncelikle<br />

evladının iyi bir insan olmasıdır. Çocuğunun<br />

rızkını kazanabilmesi için elinin iş<br />

tutmasını arzular. Mutlu olsun, kabul görsün,<br />

değer verilsin diye statü sahibi olsun ister. Her<br />

yönüyle iyi yetişmiş, entelektüel, kültürlü, hızla<br />

değişen dünyanın gidişatını okuyabilen nitelikli<br />

bir fert olmasını bekler. Etkin, saygın, başardıklarıyla<br />

herkes tarafından gurur duyulan, öncelikle<br />

kendisine, ailesine, anne/babasına,<br />

topluma, vatanına ve milletine faydalı olmasını<br />

ümit eder. Bütün bu beklentiler doğal olarak çok<br />

ciddi bir mücadele ve arayışa sürükler ebeveyni.<br />

İnsanlığın görüş birliğine vardığı ortak nokta ise<br />

mutlu – başarılı, geleceğe dair endişe taşımayan,<br />

özgüveni tam, kendisini gerçekleştirmiş,<br />

ufuk sahibi ve hayal eden/hayalleri için çaba<br />

gösterme enerjisine sahip bireyler yetiştirmenin<br />

tek formülünün sağlıklı bir eğitim ile mümkün<br />

olabileceğidir. Sıradanlıktan ve<br />

tekdüzelikten uzak, kendisiyle barışık, kalitesi<br />

yüksek bir yaşam standardı yakalamak da sadece<br />

eğitim ile mümkündür.<br />

Çocukların eğitimi ile<br />

ilgili verilmiş yanlış kararlar<br />

telafisi mümkün olamayacak<br />

sorunları<br />

beraberinde getirdiği gibi,<br />

yaşanılacak keşkelerin<br />

kaybı vicdanları ömür<br />

boyu sızlatmaktadır.<br />

Doğal olarak çocukları<br />

hem hayata hazırlamak<br />

hem de güzel bir kariyer<br />

sahibi olmasını sağlamak<br />

kaçınılmaz sondur.<br />

DENİZLİ SEVİYE OKULLARI’nda çocuklarımızı<br />

güvenilir ortamımızda hem yaşama hazırlama<br />

hem de akademik anlamda hayalindeki<br />

başarıları yakalamaları için gerekli olanakları<br />

sunma gayretindeyiz. Çocukların geleceğini<br />

oluşturmaktansa onları geleceğe hazırlama felsefesi<br />

ile çıktığımız bu yolda en güzelini sunmak<br />

her zaman temel düsturumuz olacaktır.<br />

Sağlıklı toplumların mutlu bireylerden oluşacağı<br />

farkındalığı ile kişisel yeteneklerin keşfedilmesi/geliştirilmesi,<br />

bilginin yaşatılarak daha<br />

kalıcı olmasının sağlanması, sosyal-sportif-yeteneklerine<br />

yönelik çalışmalar ile ilgili imkânlar<br />

sunarak farklı ve güçlü kişiliklere sahip olmalarını<br />

sağlama çabasındayız. Okulumuzda duru<br />

zihinleri kirletecek etkenlerden arındırılmış bir<br />

kampüs oluşturarak, yanlış alışkanlıklar kazanmasını<br />

engellediğimiz gibi, onları hem sağlıklı<br />

bir hayata hem de göz kamaştıracak yarınlara<br />

ulaştıracak bir köprü olmak hedefimizdir.<br />

Gelin çocuklarımızı SEVİYE’li bir yaşama<br />

SEVİYE’de hep birlikte hazırlayalım.<br />

egeyondergisi.com 49


EgeYöN <strong>Dergisi</strong><br />

Mart 2018<br />

Kadınlar…<br />

Tarihte yaşayan uygarlıkların neredeyse<br />

tamamında bereketin, üretimin, doğanın ve<br />

emeğin tasviri olarak anlatılan kadınlar…<br />

8 Mart Dünya Kadınlar günü dolayısı ile<br />

Mart sayımızda topluma örnek kadınların<br />

dosyası ile karşınızdayız.<br />

Bu dosyamızda siyasetten iş dünyasına<br />

toplum önünde ön plana çıkmış, erkek çoğunlukta<br />

olan alanlarda “Kadının Adı Var”<br />

diyen ve herkese örnek gösterilebilen Ege’nin<br />

kadın siyasetçileri yerel yöneticileri ve iş<br />

dünyasından isimlere yer verdik.<br />

Tabi gönül isterdi ki tüm kadınlarımıza<br />

yer verebilelim. Lakin süreli yayınların<br />

zaman sıkıntısı ve sayfa sınırlaması ile bu<br />

dosyamızı sınırlı tutmamız gerekti. Bu sebeple<br />

sayfalarımızda yer veremediğimiz ve<br />

toplumsal yaşamda herkese örnek olan Kadınlarımızdan<br />

özür dileyerek başlıyoruz dosyamıza.<br />

Öncelikle dünyada pek çok ülkeden önce<br />

seçme ve seçilme hakkını eline alan Türk kadınını<br />

temsil eden ve Türkiye Büyük Millet<br />

Meclisi’ndeki erkek çoğunluğun yanında söz<br />

sahibi olan Ege’nin kadın milletvekillerinin<br />

<strong>Egeyön</strong> <strong>Dergisi</strong>’ne verdikleri demeçleri sizlere<br />

sunuyoruz.<br />

Aydın Milletvekili Deniz Depboylu:<br />

“DOĞRU OLAN<br />

TEMSİLİYETTE DE<br />

EŞİT SAYIDA OLMAK”<br />

1934 yılında Dünya üzerinde pek çok ülkeden<br />

evvel milletvekili seçilme hakkını<br />

eline alan Türk kadını, ilk ve en yüksek kadın<br />

milletvekili dağılımı ile o yıllarda dünyaya<br />

50 egeyondergisi.com<br />

örnek olsa da maalesef ki günümüzdeki mecliste<br />

kadın dağılımı dünya üzerinde geri sıralarda<br />

kalmakta.<br />

Şu an içinde bulunduğumuz 26. Dönemde<br />

dolu olan 539 milletvekilinin sadece 75’i<br />

kadın. Bu sayı meclis genelinde ise %1<strong>3.</strong>9<br />

gibi bir oran yapıyor. Dosyamızda yer ayırdığımız<br />

Aydın Milletvekili Deniz Depboylu da<br />

temsilde eşitlilik vurgusu yaparak, “Aslında<br />

kadın milletvekili olarak, çok sayıda erkek<br />

milletvekilinin görev aldığı bir mecliste<br />

görev almakta zorlandığımızı söyleyemem.<br />

Siyasi görüşü ne olursa olsun tüm erkek milletvekili<br />

arkadaşlarımız, kadın milletvekillerine<br />

gereken saygı ve nezaketi gösteriyorlar.<br />

Aksi bir olaya tanık olmadım. Herkes üstüne<br />

düşen görevi yerine getirmeye çalışıyor.<br />

Tabi kadın milletvekillerinin sayısı mevcut<br />

duruma göre daha fazla olsa, çok daha<br />

güzel bir tablo oluşurdu. İçinde bulunduğumuz<br />

nüfusun yarısından fazlası kadınlardan<br />

oluştuğuna göre, sağlıklı ve doğru olan temsiliyette<br />

de eşit sayıda olmak. Kadının olduğu<br />

yerde her zaman zerafet, hassasiyet ve yaratıcılık<br />

vardır. Bu güzel özellikler TBMM'de


EgeYöN <strong>Dergisi</strong> Mart 2018<br />

kadının varlığı ve gücüyle siyasete de yansımalı”<br />

dedi.<br />

BİRAZ DAHA POZİTİF<br />

AYRIMCILIK…<br />

Kültürün kadına yüklediği görevlerin oldukça<br />

ağır olduğunu ifade eden Depboylu, siyasette<br />

kadınların isimlerini daha çok<br />

duyurabilmesi için şu önerilerde bulundu:<br />

“Kadın öncelikle ailesi ve yakın çevresi tarafından<br />

desteklenmeli. Daha küçük yaşlardan<br />

itibaren toplumsal olaylar, sorunlar ve<br />

çözümleri ile ilgili olarak, yaşına uygun eğitimler<br />

alması da faydalı olacaktır.<br />

Siyasetin erkek işi olduğu yanılgısından<br />

kurtulunmalıdır. Aslında kadınların siyasete<br />

doğuştan gelen bir yeteneği olduğu gözden<br />

kaçırılmaktadır. Kadın gücüne değer veren<br />

siyasi partilerin başarısının da bu değere paralel<br />

olarak yükseleceği unutulmamalıdır.<br />

Belki biraz daha pozitif ayrımcılık fena<br />

olmaz.”<br />

Afyon Milletvekili Burcu Köksal:<br />

“SONRAKİ NESİLLERE ÖRNEK<br />

OLMAK ZORUNDAYIZ”<br />

Türkiye’de kadın olarak erkeklerin egemen<br />

oldukları siyasette mücadele etmenin<br />

zorluğunu vurgulayan Afyon Milletvekili<br />

Burcu Köksal, “Kadına karşı olan tabuları<br />

yıkıp kendimizden sonraki nesillere örnek<br />

olmak zorundayız” dedi.<br />

Köksal dergimize verdiği demeçte<br />

STK’larda da kadınların temsiline değinerek,<br />

“Sivil toplum örgütlerinin yönetimlerinde iş<br />

dünyasına ilişkin kuruluşlarda, oda ve borsa<br />

yönetimlerinde yeterince kadın yok. Kadınlar<br />

bu kanallarda yer bulamayınca sadece siyasette<br />

kadının olmasına ilişkin çaba da yetersiz<br />

kalıyor. Taban da yöneten kadın çok ama<br />

yöneten kadın az” dedi.<br />

“SİYASİ PARTİLER YASASINDA<br />

DEĞİŞİKLİK YAPILMASI GEREK”<br />

Köksal siyasette kadınların daha fazla yer<br />

alabilmesi için bir kanun teklifi verdiğini<br />

ifade ederek, “Siyasette daha çok kadın temsili<br />

istiyorsak her şeyden evvel siyasi partiler<br />

yasasında değişiklik yapılması gerekiyor.<br />

Benim bu konu da vermiş olduğum bir kanun<br />

teklifim var.<br />

Adaylık sürecinde fermuar yönetiminin<br />

uygulanmasını teklif ettim. Yani sıralama da<br />

bir kadın bir erkek aday her parti için zorunlu<br />

olmasını, bu sayede yüzde 50 kadın yüzde 50<br />

erkek adayın seçime girebileceğini belirttim.<br />

Bizim partimizin tüzüğünde %33 cinsiyet kotası<br />

var ve genellikle kadınlar için uygulanıyor.<br />

Bu bir anlamda bizler için avantaj ama<br />

tek başına yeterli değil dediğim gibi siyasi<br />

partiler yasasında da güvence altına alınması<br />

lazım. Kadın adaylardan hiçbir şekilde adaylık<br />

için başvuru harcı alınmamalıdır. Tüm<br />

partiler kadın siyasetçileri tecrübe ve yetenekleriyle<br />

orantılı olarak meclise veya yerel<br />

yönetimlere yönelik hedefler için teşvik etmelidir”<br />

dedi.<br />

EĞİTİMLİ OLMAK ZORUNDAYIZ<br />

Erkek siyasetçilere göre daha dezavantajlı<br />

olduklarını söyleyen Köksal, “Türkiye de bugüne<br />

dek erkeklerin egemenlik alanı olan siyasette<br />

kadın olarak mücadele etmek<br />

yeterince zor. Bir de bu mücadelenin üzerine<br />

Meclis mücadelesi eklendi. Bizler erkek siyasetçilere<br />

göre daha dezavantajlıyız. Çünkü<br />

eğitimli ve donanımlı olmak zorundayız. Nitelikli<br />

siyasi görevimize layık olabilmek için<br />

sürekli ve çok çalışmak zorundayız. Belirli<br />

yerlerde kadına karşı olan tabuları yıkıp kendimizden<br />

sonraki nesillere örnek olmak zorundayız.<br />

Yükümüz ve sorumluluklarımız<br />

ağır. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği sağlayamamış<br />

bir ülke de kadın siyasetçi olarak mücadele<br />

ediyoruz” dedi.<br />

egeyondergisi.com 51


EgeYöN <strong>Dergisi</strong><br />

Mart 2018<br />

Denizli Milletvekili Melike Basmacı:<br />

“SİYASETE DAHA ÇOK KADIN<br />

ELİ DEĞMESİ GEREKTİĞİNİ<br />

SAVUNUYORUZ”<br />

Kadınların daha çok siyasete dahil olmaları,<br />

siyasette söz almaları ve hayatta daha<br />

çok rol almaları gerektiğini savunduklarını<br />

dile getiren Denizli’nin ‘Yazmalı Efe’si” Milletvekili<br />

Melike Basmacı, “Kadınlar ile erkekler<br />

arasında var olan yapısal ve düşünsel<br />

farklılıklar siyasal alanda da kendini gösterecektir.<br />

Farklı sesler farklı düşüncelerin,<br />

adaletin ve sevginin kıymetli olduğunu bilen<br />

bizler, kadınların daha çok siyasete dâhil olmaları<br />

siyasette söz almaları, hayatta daha<br />

çok rol almaları gerektiğini savunuyoruz. Kadınların<br />

daha çok siyasi hayata dâhil olmalarıyla<br />

ülkemizi aydınlık geleceklere<br />

götüreceğiz.<br />

52 egeyondergisi.com<br />

“KADINLARIMIZ ÖNCE KENDİ<br />

DEĞERLERİNİ ANLAMALIDIR”<br />

“Kadının elinin değdiği yerde güzellik<br />

vardır” diyen Mustafa Kemal Atatürk’ü hatırlatarak<br />

siyasete daha çok kadın eli değmesi<br />

gerektiğini savunuyoruz. Aslında kadınlarımız<br />

önce kendi değerlerini anlamalıdır.<br />

Dünya nüfusunun % 50 si kadın ama diğer %<br />

50 yi yetiştiren, adam eden yine kadındır. Üstelik<br />

kadınlar yetiştirilişlerinde galiba daha<br />

pratik ve daha hızlı düşünebiliyorlar. Fakat<br />

ülkede son 12 yılda kadına şiddet % 1400<br />

arttı ve çocuklarımızı bile korumayan hükümet<br />

toplumda kadını daha geri plana itmiştir.<br />

Kadın kardeşlerimizin bir an önce kendi<br />

haklarına sahip çıkması lazım” dedi.<br />

“HER KADIN KAHRAMANDIR<br />

ASLINDA”<br />

Türkiye’de eğitim sisteminin değişmesi<br />

gerektiğini vurgulayan Basmacı, “kadın veya<br />

erkekten önce insan, adaleti öğreten bir sistem<br />

olmalıdır. Eğer evlatlarımızı doğru yetiştirirsek<br />

geleceğimiz özgür ve eşit olur. Bizler<br />

dünyadaki birçok ülkeden önce 1934 yılında<br />

seçme ve seçilme hakkına kavuştuk. Mustafa<br />

Kemal Atatürk kadınların değerini, aklını görerek<br />

bu hakkı bizlere verdi. Bizlerde yeni<br />

cumhuriyetin kadınları olarak daha çok meclise,<br />

daha çok iş hayatına, daha çok hayata<br />

müdahil olmalıyız. Mücadele bizim mayamızda<br />

var. Her kadın kahramandır aslında sadece<br />

biraz cesaret, adalet ve inanç ile bunu<br />

başarabiliriz” dedi.


EgeYöN <strong>Dergisi</strong> Mart 2018<br />

İzmir Milletvekili Zeynep Altıok<br />

“SAYI DEĞİL AKIL, İRADE VE<br />

AYDINLANMACI İLERİCİ BİR<br />

TUTUM GEREKLİ”<br />

Kadın milletvekilleri<br />

hatta seçilmişler dünyada da<br />

genel olarak sayısal eşitlikten<br />

çok uzak olduğunu dile getiren<br />

İzmir Milletvekili Zeynep<br />

Altıok, “Kadın olarak yaşaması<br />

her geçen gün zorlaşan<br />

bir ülkede, siyaset temsilinde<br />

sayıdan çok genel bir anlayış<br />

sorunu var. Kadını yaşamın<br />

dışına itmeye çalışan, toplumsal<br />

rol dağılımında kuluçka<br />

makinesi ve hizmetli<br />

gibi gören anlayış her geçen<br />

gün özgürlükleri kısıtlıyor.<br />

Kadını sahiplenen erkek egemen<br />

bakış kadının yaşamı,<br />

bedeni ve aklı üzerinden fetvalar<br />

açıklıyor. Kadına yönelik<br />

şiddet namus gerekçesi ile<br />

meşrulaştırılıyor. Cezasızlık<br />

ve iktidar söylemi ile meşrulaştırılıyor”<br />

dedi.<br />

“ZORLUK ERKEK AKLIYLA<br />

HAREKET EDEN KADIN VEKİLLERİN<br />

VARLIĞI”<br />

<strong>Sayı</strong>sal üstünlüğün değil akıl, İrade ve aydınlanmacı<br />

ilerici bir tutumun gerekli olduğunu<br />

vurgulayan Altıok, “Böyle bir toplumsal<br />

bakış karşısında kadın hakları ile ilgili düzenlemeler<br />

ve değişim için mücadele verilen mecliste<br />

ise en büyük zorluk sayıca çok olan<br />

erkeklerin aklı ile hareket eden kadın milletvekillerinin<br />

varlığı. Meclise gelen tecavüz yasasına<br />

bu kadınlar evet oyu verebildiler. Çocuk<br />

istismarı, kadına yönelik şiddet konularında<br />

verdiğimiz araştırma önergeleri, kanun teklifleri<br />

bu vekiller tarafından iktidar lehine, iktidarın<br />

kadını yok sayan bakış açısıyla kadın<br />

vekiller tarafından engellendi, reddedildi. <strong>Sayı</strong>ca<br />

çok az olan kadın vekillerin, bakanların<br />

söylemleri "aileyi bir arada tutmak için iyi<br />

börek yapmak", tecavüz, istismar karşısında<br />

"bir kereden bir şey olmaz." Akıl almaz ve kaygı<br />

verici bir tablo ile karşı karşıyayız. O yüzden<br />

sayı değil akıl, irade ve aydınlanmacı ilerici bir<br />

tutum gerekli. Bu tutum ile kadın hareketine<br />

destek verecek milletvekillerinin ise kadın ya<br />

da erkek olmasının farkı yok. Daha çok erkek<br />

vekili de bilinçle kadın haklarına sahip çıkmaya<br />

davet ediyoruz” dedi.<br />

BİRLİKTE YAŞAMA, DAYANIŞMA,<br />

PAYLAŞMA KÜLTÜRÜNÜN<br />

YERLEŞTİRİLMESİ ÖNEMLİ<br />

Kadınların siyasette daha fazla yer alabilmeleri<br />

için önerilerde bulunan Altıok, “Öncelikle<br />

kadının siyasete katılımının artabilmesi<br />

için yaşama katılacağı koşulların iyileştirilmesi<br />

ve yaratılması gerekli. Bilinçlendirme,<br />

hakların tanımı, hak arama ve itiraz iradesi<br />

için eğitimler başta olmak üzere yaşamın her<br />

alanında bilinç ve farkındalık sağlayacak eğitim<br />

ve bilinçlendirme programları gerekli. Yanı<br />

sıra yaşanmışlık paylaşımları, sonuç almış davalar,<br />

başarı öykülerinin paylaşımı. Birlikte yaşama<br />

ve dayanışma ortamının paylaşma<br />

kültürünün yerleştirilmesi önemli. Siyasal partilerin<br />

her kadının hayatını etkileyecek türlü<br />

konularda parti programlarını, fayda ve çözüm<br />

önerilerini paylaştıkları kadınlar ile bir dostluk,<br />

kız kardeşlik bağı yaratarak, partilerine<br />

yönelik daha kapsamlı bir bilgi ve algı ortamı<br />

yaratmaları ve çalışmak, katılmak isteyen kadınları<br />

hem kişisel gelişim sağlayabilecekleri,<br />

hem keyif alıp katkı sunabilecekleri alanlara<br />

yönlendirmeleri yol açıcı olacaktır” dedi.<br />

egeyondergisi.com 53


EgeYöN <strong>Dergisi</strong><br />

Mart 2018<br />

Manisa Milletvekili Tur Yıldız Biçer:<br />

“KADINLAR İÇİN HER YER<br />

DAYANIŞMA, MÜCADELE VE<br />

VAR OLUŞ ALANIDIR<br />

TBMM’de sayısal eşitlikten yana olduğunu<br />

ifade eden Manisa Milletvekili Tur Yıldız Biçer,<br />

“Açıkça konuşmak gerekirse yaşadığımız<br />

dönem gerek sistemin gerekse de içinde yaşadığımız<br />

toplumun bugünkü sosyolojik niteliğinin<br />

ve gerekse ülkeyi yöneten iktidarın siyasal<br />

İslamcı ve milliyetçi pozisyonunun ülkedeki<br />

tüm kadınlar için büyük bir eşitsizliği yaratmadığını<br />

söylemek saçmalık olur. Hukuki olarak<br />

kadın-erkek eşitliği söz konusu iken, Türkiye’ye<br />

yön veren Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde de<br />

sayısal olarak kadın-erkek eşitliğinin olmasından<br />

yanayım. 539 Milletvekili bulunan parlamentoda<br />

sadece 75 kadın milletvekili var, yani<br />

%13,91lik bir kadın söz hakkı var. Mecliste bulunan<br />

erkek milletvekili sayısının çokluğundan<br />

dolayı kadınların sesini duyuramadığımız için<br />

elbette ki zorluk yaşıyoruz. Kadın temsiliyetinin<br />

fazla olması gerekiyor. Siyasal İslamcı yaklaşımların<br />

kadın cinsini baskı altına almaya<br />

çalıştığına ve buna da alışılmaya başlandığına<br />

dikkat çekmek istiyorum.<br />

16 yıllık AKP iktidarında kadınlara yönelik<br />

muazzam bir saldırının yaşandığı bir ülkede yaşıyoruz.<br />

Bu süreç kadınlara karşı ayrımcı bir dil<br />

ve politikanın tavan yaptığı, şiddetin, taciz ve<br />

tecavüzün katmerlendiği, yaşam güvencesinin<br />

ortadan kalktığı bir süreç oldu. AKP iktidarının<br />

yarattığı bu atmosferde kadınlara eşitlik ve özgürlük<br />

bulunduğunu bu durumun kadınlara<br />

adalet sunduğunu söylemek safdillik olur. AKP<br />

ülkede başta kadın yaşamı olmak üzere tüm<br />

yaşam katmanlarını erkek bakış açısıyla ve siyasal<br />

islamcı motiflerle yeniden kurgularken<br />

kadınları mümkün olduğunca kamusal alandan<br />

uzak tutup, onu toplumsal yaşamın dışına iterek<br />

ona tek bir kimlik vermeye çalıştı -ki bu<br />

kadın değil sadece annelikti- ve tüm politikalarını<br />

bu minvalde hayata geçirmek için kurguladı.<br />

Bunun tezahürü Meclis’te de var zaten. Erdoğan’dan<br />

Arınç’a onlarca erkek AKP dilinin<br />

kadınları meclis çatısı altında da kaç kez hedef<br />

gösterdiğine tanıklık etmedik mi? Kadınları<br />

aşağılayan onlarca yüzlerce söz ve eylemle karşılaşmadık<br />

mı? Ama bu durum bizim için bir<br />

yılgınlık yarattı da diyemem. Bugün Meclis’te<br />

sayıca az bir kadın varlığı olabilir ancak çok etkili<br />

bir kadın muhalefeti var diyebilirim. 16 yıllık<br />

AKP iktidarının kadınlara karşı böylesi saldırı-<br />

54 egeyondergisi.com<br />

larda bulunmasına karşın kadınlar gerek Meclis’te<br />

ve asıl önemlisi gerekse sokakta AKP başta<br />

olmak üzere tüm erkek egemen dil ve saldırılara<br />

karşı muhalefet yöntemleri açısından çok daha<br />

hazırlıklı çok daha etkin. Toplumsal muhalefet<br />

noktalarının köşe başlarında artık kadınların<br />

muhalefeti var.<br />

Söylenecek her söz, atılacak her adım, çıkarılacak<br />

her yasanın önce kadın muhalefetiyle<br />

karşılaşacağını artık erkekler biliyor ve muhalefet<br />

aslında kadın muhalefetine paralize olarak<br />

şekilleniyor diyebilirim. Bunun çocuk ve kadın<br />

istismarına yönelik yasa teklifleri başta olmak<br />

üzere çevre ve sağlık politikalarına yönelik muhalefette<br />

kadın direnişinin onlarca örneği var”<br />

dedi.<br />

Biçer, “Ben bir muhalefet milletvekiliyim<br />

haliyle aksayan, işlemeyen ve yurttaşın aleyhine<br />

olan iktidar “marifetlerine” muhalefet için<br />

varım Meclis’te. AKP “Allah’ın lütfu”nu 2016 15<br />

Temmuz’undan bu yana OHAL ve KHK’ler üzerinden<br />

başta kadınlar olmak üzere kendinden<br />

olmayan tüm toplumsal kesimlere bir baskı rejimi<br />

tasarlayıp kendi bekasını kurguluyor. Bu<br />

yeni düzenin kadın kimliğine yönelik çok fazla<br />

sindirme çabası içinde olduğunu görüyoruz.<br />

Neredeyse tüm kamusal alanı kadına kapalı<br />

hale getiren AKP aklına rağmen kadınlar bu<br />

alanlarda olmaktan geri kalmayacaktır. Ayrıca<br />

dinselleştirilen ve kadınlar için dayanılmaz hale<br />

getirilen toplumsal yaşamda kadın yaşamının<br />

fetvalarla daha da zehirli hale getirilmeye çalışıldığı<br />

da ortada.


EgeYöN <strong>Dergisi</strong> Mart 2018<br />

64. Hükümette Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı ve<br />

Denizli Milletvekili Sema Ramazanoğlu:<br />

“KADINLARIN SİYASETİ<br />

TALEP ETMELERİ LAZIM”<br />

Türkiye’nin kadın temsili açısından olması<br />

gerekenin çok altında olduğunu dile getiren 64.<br />

Hükümette Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı ve<br />

Denizli Milletvekili Sema Ramazanoğlu, “Kadınların<br />

Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki<br />

temsil oranı yüzde 14,7 civarında. Dünyada kadınların<br />

temsil oranı ise %22,1. Üzülerek ifade<br />

etmem gerekir ki Türkiye olması gereken oranın<br />

çok altında. Ancak ilk meclis açıldığından<br />

itibaren baktığımızda bu oranın giderek arttığını<br />

görüyoruz. Özellikle son 2002, 2007, 2011<br />

ve 2015 Genel Seçimleriyle bu oran giderek artmıştır.<br />

Elbette AK Parti’nin kadın milletvekili<br />

sayısının artırılması ve kadınların siyasi alanda<br />

daha etkin ve yetkin olmaları için gösterdiği<br />

çaba bu sonuçları etkilemiştir. Geldiğimiz<br />

nokta tabii ki istediğimiz ideal nokta değil. Burada<br />

şunu da özellikle belirtmek istiyorum. <strong>Sayı</strong>sal<br />

anlamda kota doldurmak ve sırf görünürlük<br />

için uğraşmak bizim tasvip ettiğimiz bir şey<br />

değil. Siyaseti gerçekten yapmak isteyen, bu<br />

mecrada kendisi olarak var olabilen etkin ve yetkinliği<br />

olan kadınların siyasi arenada var olması<br />

gerekir. Bu ne demek; siyaset çok rekabetçi ve<br />

aynı zamanda erkek egemen bir alan. Şu an görüntüsü<br />

ve reel durumu aynen böyle. Siyasi olarak<br />

bu rekabetçi ortam, rekabetin kurallarının<br />

kendi içerisinde çok iyi tanımlanmamış olmasıyla<br />

birlikte kariyeri ve mesleği olan bir kadının<br />

gerçekten zorlanmasına neden olmaktadır. Bürokrasinin<br />

ve akademinin kendi içerisinde bir<br />

kuralları var ve onları yerine getirdiğinizde siz<br />

mesleğinizde ilerleme kaydedersiniz. Ancak siyasette<br />

verdiğiniz emeğin karşılığında ne kadar<br />

mesafe kat edeceğiniz hususunda bir şey söylemek<br />

zor. Bu noktada siyaseti sadece “ben siyaset<br />

yapacağım” olarak değil, ülkeye hizmet etme<br />

düsturuyla ve Allah rızası için yapmak lazım.<br />

Tabii siyaset fedakârlık demek. Bu fedakârlıkların<br />

karşılığında hizmet etme noktalarında erkekler<br />

daha rahat bir şekilde talepkâr<br />

olabiliyorlar. Kadınlara gelince ise bu talep etme<br />

konusunda “siz fedakârlık yaptınız bundan sonrasını<br />

biz erkeklere bırakın” tarzında bir sonuç<br />

ya da tavır bekleniyor. Maalesef bu da başka bir<br />

sosyolojik vaka” dedi.<br />

Erkeklerin kadınlara karşı yazılı olmayan kuralları<br />

olduğunu dile getiren Ramazanoğlu,<br />

“Özellikle bizim ve bize benzer toplumlarda erkeklerin,<br />

kadınların karar verme mekanizmalarında<br />

yer almamaları noktasında kendi içlerinde<br />

yazılı olmayan birtakım kuralları var. Kadınlar,<br />

çalışıp fedakârlıklarda bulunsunlar her türlü çabayı<br />

yerine getirsinler ama bir karar alma mekanizması<br />

dediğimiz bir pozisyona talip olamasınlar…<br />

Erkeklerin birçoğu –bunu genellemek istemiyorum-<br />

o pozisyonu kendisi için doğal bir hak<br />

olarak görüyor. Kadınlara ise belli alanlarda, kendileri<br />

istedikleri ve müsaade ettikleri kadar yer<br />

veriyorlar. Kadın, o pozisyona talip olduğu<br />

zaman kendisini rakip olarak değil tehdit olarak<br />

algılıyor. Ve her zaman kadınlar, eğitimde de olduğu<br />

gibi bu mücadele de en kolay saf dışı bırakılacak<br />

aktörler olarak görülüyor. İşte bütün bu<br />

bahsettiğimiz sosyolojik meseleler ışığında siyasette<br />

kadın olarak var olmak, bu görevleri yerine<br />

getirmek, mücadelenin içinde bulunmak ve bu<br />

ülkeye hizmet etmek tabii ki kendi içerisinde birçok<br />

zorlukları da beraberinde getiriyor.<br />

Açık yüreklilikle ifade etmek isterim ki; kadınların<br />

son 20 yılda Türk siyasetinde var olmalarının<br />

önünü açarak bu konuda çok cesur<br />

kararlar veren ve gerçekten devrim nitelinde işlere<br />

imza atan kişi <strong>Sayı</strong>n Cumhurbaşkanımız<br />

Recep Tayyip Erdoğan’dır. 1994 yerel seçiminde<br />

birlikte mücadele ettiği kadınlar ve onların gücü,<br />

AK Parti’nin kurucu kadrosuna da sirayet etmiştir.<br />

Her zaman ısrarla kadınların siyasette yer almasını<br />

vurgulayarak ezici güç içerisinde<br />

ezilmemek için direnen kadınların önünü açmıştır.<br />

Günümüzde de bu şekildedir. Her zaman dediğim<br />

gibi kadın temsil oranları tabii ki bizi<br />

memnun eden bir durum da değildir, ancak bu<br />

bir süreçtir ve hızla devam etmektedir. İlk partiyi<br />

kurduğumuz yıllarda kadınları teşvik etmek<br />

adına çok büyük gayret sarf ediyorduk. Bugün 10<br />

milyona yaklaşan üye sayısı ile en büyük sivil<br />

toplum örgütü olan AK Parti, 4,5 milyon kadın<br />

üye sayısı ile en büyük kadın siyasi örgütlerinden<br />

bir tanesidir diyebiliriz. Bu aynı zamanda <strong>Sayı</strong>n<br />

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın<br />

açmış olduğu istikrarlı ve güçlü bir yürüyüşün<br />

sonucudur.<br />

egeyondergisi.com 55


EgeYöN <strong>Dergisi</strong><br />

Mart 2018<br />

Ege Bölgesi’nde bulunan 150 civarında belediyeden sadece 5’inde<br />

kadın belediye başkanı var. Toplumda bulunan “kadın işi değil” yargısını<br />

kırabilmek adına <strong>Egeyön</strong> <strong>Dergisi</strong> olarak Ege Bölgesi’nde yerel<br />

yönetimlerin başında bulunan kadın belediye başkanlarımızla da<br />

görüştük. Kadın olarak erkek çoğunlukta yönetimlerde topluma<br />

örnek olan Başkanlarımızdan deneyimlerini paylaşmalarını istedik.<br />

Zaman ve yer açısından Bozkurt Belediye Başkanı Birsen Çelik ve<br />

Kiraz Belediye Başkanı Saliha Özçınar’ı dergimize taşıdık.<br />

Bu sayımızda yer veremediğimiz Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı<br />

Özlem Çerçioğlu’na, Urla Belediye Başkanı Sibel Uyar’a ve Konak Belediye<br />

Başkanı Sema Pekdaş’a başarılı çalışmaları ile toplum önünde<br />

herkese örnek oldukları için teşekkür eder; sonraki sayılarımızda çalışmaları<br />

ile, farklılıkları ile ve rol model kimlikleri ile <strong>Egeyön</strong> <strong>Dergisi</strong>’nde<br />

bulunacaklarını siz değerli okurlarımıza bildiririz.<br />

Kiraz Belediye Başkanı<br />

Saliha Özçınar<br />

“HİZMET<br />

ETMEK ERKEK<br />

İŞİ DEĞİL BİR<br />

GÖNÜL İŞİ”<br />

Kent yöneticiliği yapmanın zor olduğunu<br />

ifade eden Kiraz Belediye Başkanı Saliha Özçınar,<br />

“yeri geliyor aç kalıyoruz uykusuz kalıyoruz<br />

ama işimiz gücümüz hep Kiraz. Başkanlık sadece<br />

dairede yapılmıyor bir kere o sıfatı taşıdığınız<br />

zaman sorumluluğunuz daha çok oluyor<br />

eve geldiğiniz zaman vatandaşlarımız beni evde<br />

karşılıyor ama ben bu durumdan memnunum<br />

çünkü bizim ev her zaman kalabalıktır. Siyaset<br />

bizde baba mirası babamın bayrağını gururla<br />

taşıyor, var gücümle ilçeme hizmet için çalışıyorum.<br />

10 yaşında bir oğlum var bazen iş yoğunluğundan<br />

onu ihmal etsem de oğlum her<br />

şeyin farkında akıllı bir çocuk “Anne Kiraz’ın<br />

Başkanı olmak kolay değil” diyor” dedi.<br />

56 egeyondergisi.com<br />

“EGE’NİN KADINI EFEDİR”<br />

Hizmet etmenin erkek işi olmadığını vurgulayan<br />

Özçınar, “Hizmet etmek erkek işi değil bir<br />

gönül işi kadın ruhu her zaman fark yaratır.<br />

Ege’nin Kadını Efedir Kadın toplumun yapı taşıdır.<br />

Problemler her zaman aynıdır fakat bir<br />

kadın olarak baktığımız zaman daha duygusal<br />

bakıyorsunuz. İlçemde ki kadınlar mutsuz<br />

olursa bende mutsuz olurum çünkü ben bir kadınım<br />

o yüzden göreve geldiğim günden bu<br />

yana kadınlarımıza hep destek verdim.<br />

Kadınlara önerim hiçbir zaman korkmasınlar<br />

cesaretli olsunlar, toplum da tüm bireyler<br />

eşit erkeklerin yaptığı her işi kadınlar da yapabilir”<br />

dedi.<br />

Belediye Başkanlığı sürecinde kadınlar için<br />

yaptığı çalışmalardan da bahseden Özçınar<br />

şunları ifade etti:<br />

“Belediye olarak Kırköy Tarımsal Kadın kooperatif<br />

Kurulmasını sağladık ama bir şartım<br />

vardı, kooperatif ’in tüm üyeleri ve Başkanı<br />

kadın olacaktı ve öyle oldu. Bu Kiraz’lı kadınlar<br />

için büyük bir fırsattı, çünkü kooperatif adında<br />

çalışıp ürettikleri eşya ve gıdalar ile para kazanabileceklerdi,<br />

her zaman desteğim inşallah<br />

daha ileri seviyeye taşıyacağız kadınlarımızı.<br />

Kadın dinlenme yeri aklımda vardı Kiraz<br />

merkezine günlük işleri için köylerden ve mahallelerden<br />

gelen, oturup bekleyecek yerleri olmayan<br />

kadınlar için yaptık. Çocuk emzirme<br />

yeri, çocuk bezi değiştirme odası olan kadın<br />

dinlenme yeri, gün boyunca kadınlarımıza hizmet<br />

veren bir yer ayrıca çay kadınlara bedava.<br />

Unutmadan bizim bir de Kadın kepçe operatörümüz<br />

var. Operatörlük Belgesini aldıktan<br />

sonra yanıma geldi iş istedi ve bende o kadar<br />

gururlandım ki inanın kadınlarımızı erkek işi<br />

diye tabir edilen meslekler de görünce daha çok<br />

gururlanıp mutlu oluyorum.”


EgeYöN <strong>Dergisi</strong> Mart 2018<br />

Bozkurt Belediye Başkanı Birsen Çelik<br />

“BİZ KADINLAR BÜTÜN<br />

ZORLUKLARA RAĞMEN<br />

BAŞARILI ŞEKİLDE<br />

GÖREVLERİMİZİ YERİNE<br />

GETİREBİLİRİZ”<br />

<strong>Egeyön</strong> <strong>Dergisi</strong> Ocak sayısında işlediğimiz<br />

Bozkurt dosyasında (egeyondergisi.com adresinden<br />

Ocak sayımızı inceleyebilirsiniz) başarılı<br />

çalışmalarına detaylı bir şekilde yer verdiğimiz<br />

Bozkurt Belediye Başkanı Birsen Çelik dergimize<br />

verdiği demeçte “aile hayatımı ve başkanlık<br />

yaşantımı mutlu bir şekilde<br />

yürütebiliyorum” dedi.<br />

Belediye Başkanlığı’nın yoğun mesai gerektiren<br />

bir iş olduğunu ifade eden Çelik, “Eşten,<br />

aileden, çocuklardan vazgeçmek değil adeta<br />

kendinden ödün veriyorsun. Türkiye’de kadın<br />

siyasetçiyseniz, erkeklere göre iki kat fazla çalışmanız<br />

gerekiyor. Çünkü anne ve eşsiniz aynı<br />

zamanda.<br />

ZOR OLSA DA YAPILAMAYACAK İŞ<br />

YOKTUR<br />

Bir taraftan siyaset yapıyorsunuz. Bir taraftan<br />

ailene, evine zaman ayırmaya çalışıyorsun. Bu<br />

sebeple İki kat daha fazla çalışıyorsunuz. Çocuklarınıza<br />

ayırmanız gereken zamanı yeterince ayıramayabiliyorsun.<br />

Bu konuda eşim ve oğullarım<br />

bana yardımcı oldular ve çok büyük fedakârlık<br />

yaptılar. Kısacası zor olsa da yapılamayacak iş<br />

yoktur. Biz kadınlar bütün zorluklara rağmen başarılı<br />

şekilde görevlerimizi yerine getirebiliriz.<br />

Ben halkıma faydalı olmaktan, hayatı kolaylaştırmaktan<br />

ve kısacası bize ihtiyacı olan herkese<br />

ulaşmaktan mutluluk duyuyorum. Bu sebeple<br />

aile hayatımı ve başkanlık yaşantımı mutlu bir<br />

şekilde yürütebiliyorum” dedi.<br />

Kadınların belediye başkanlığı görevinde erkeklere<br />

göre daha başarılı olma potansiyeli olduğunun<br />

altını çize Çelik, “Kadın olmanın<br />

verdiği bir özellik vardır. Biz kadınlar çok detaycıyızdır.<br />

Bizler çok iyi organizatör, anaç, derleyici<br />

ve toparlayıcıyızdır. Kadın olarak iyi bir<br />

hakemiz.<br />

Erkekler olaylara daha yüzeysel bakarak düşünürler.<br />

Bizler ise daha geniş ve olaylara pratik<br />

çözümler bularak düşünme yoluna gireriz.<br />

Kadın olarak ev hayatımızda bile birçok işi<br />

aynı anda yapmak zorunda kalırız. Misafirlerimle<br />

görüşeme esnasında bile 1 saat sonra yapacaklarımı<br />

kafamda planlıyor olurum.<br />

Bizlerin bu özelliği sayesinde Kadın bakış<br />

açısını belediyeciliğimize de yansıtarak, erkek<br />

belediye başkanının elde ettiklerinden kat be<br />

kat başarılı oluruz” dedi.<br />

Belediyecilik çalışmalarında kadınlar için<br />

yaptığı çalışmalardan da bahseden Çelik, “Bozkurt’a<br />

avantajlarımızdan bir tanesi İstanbul-<br />

Ankara yolu üzerinde olmak, yani yol<br />

interlandımız çok güzel. Bizde insanlar İstanbul<br />

ve Ankara’ya giderken Bozkurt’tan geçerken<br />

farkına varsınlar dedik. Afyon’dan geçerken<br />

nasıl kaymaklı kadayıf yiyip orada katkı sağlıyorsak<br />

Bozkurt’a kadar bu katkı sağlansın istiyoruz.<br />

Bozkurt belediyesine ait yol üstünde atıl<br />

duran çorak arazimiz var. Bozkurt’un öyle ağız<br />

tatları var ki hiç kimse bilmez. Kiğdemiz, cızlamamız<br />

var. Bağcı somunumuz var. Bunlar sadece<br />

bize özgü tatlar. Bu sebeple ‘’Lezzet<br />

Durağı’’ projemize başladık. Lezzet durağı projemiz<br />

restoran ve cafe olarak tasarlandı. Sosyal<br />

Belediyecilik projelerimizden bir tanesidir. Projemizin<br />

alan genişliğini değerlendirmek ve ilçemizdeki<br />

halkımızın yaz ve kış aylarında<br />

düğün, etkinlik salonu ihtiyacını karışmak ve<br />

yaklaşık 1000 kişiye yemek verilebilecek şekilde<br />

tasarıma ekledik. TKDK projesi kapsamında<br />

hem yol üzerinde nezih bir ortam oluşturmak,<br />

hem yöresel lezzetlerimizi tanıtmak amacıyla<br />

projemize başladık. İlçemizde kadınların bir<br />

kısmı işsizdir. Bu sebeple Lezzet Durağı projemiz<br />

de çoğunluk olarak kadınlarımıza iş imkânı<br />

sağlatacağım. ” dedi.<br />

egeyondergisi.com 57


EgeYöN <strong>Dergisi</strong><br />

Mart 2018<br />

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca<br />

TOPLUMDA KADININ DEĞERİ<br />

ERKEKLE EŞİTTİR<br />

Kadına dayatılan toplumsal cinsiyet rollerinin<br />

hastalıklı bir düşünce olduğunu belirten<br />

Karaca, “Ev işi yapmak sadece kadının görevi<br />

değildir, ailenin görevidir. Kadının kaderi eve<br />

bakmak, çocuk doğurmak değildir. Toplumda<br />

kadının değeri erkekle eşittir. Sağlıksız bir aile<br />

ortamında büyüyen çocuk çok yanlış hastalıklı<br />

bir düşünceye kapılabilir. Kız çocuğunun yeri<br />

annesinin yanında mutfakta, erkek çocuğunun<br />

yeri de babasının yanında televizyon karşısında<br />

keyif sürmek değildir” dedi.<br />

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı<br />

Gülizar Biçer Karaca, Türk kadının siyasette<br />

yer edinmesinin kolay olmadığını dile<br />

getirerek, “Cumhuriyetin ilanından sonra Mustafa<br />

Kemal Atatürk kadınlara seçme ve seçilme<br />

hakkını verdi. Bu hak için mecliste çok çetin tartışmalar<br />

oldu. Kadının toplumdaki yerinin kabulü<br />

için çok çalışıldı. İlk olarak mecliste<br />

reddedildi. Atatürk’ün yurt gezilerinde çalışmaları<br />

ve faaliyetleriyle kadının siyasetteki yeri<br />

başladı. Monarşik bir yapıdan çağdaş bir cumhuriyete<br />

uzanan yol oldu. Bu hakkın Avrupa ülkelerinden<br />

çok daha önce verildiğini hatırlamak<br />

cumhuriyetin değerlerini daha iyi hatırlatır. En<br />

yüksek kadın temsil oranı Atatürk döneminde<br />

yaşanmıştır. Sonraki dönemlerde kadını siyasetten<br />

hep uzak tutmak istediler, engel oldular”<br />

sözleriyle Türk kadının siyasal haklarının cumhuriyete<br />

borçlu olduğunu hatırlattı.<br />

Bununla beraber kadına yönelik şiddetin<br />

önlenmesinde hükümetin devlet politikalarında<br />

kadınlara güvenceler sağlaması gerekliliğini<br />

vurgulayan Karaca, “Son yıllarda kadın<br />

cinayetleri ve kadına yönelik şiddet zirve yaptı.<br />

Bunun çözümü eğitimden geçiyor. Kadınların<br />

kocamdır sever de döver de zihniyetinden uzaklaşması<br />

lazım. Önemli olan kanunu çıkarma<br />

değil çıkarılan kanunun uygulanmasıdır. Şiddete<br />

uğrayan kadının devlet güvencesi altında<br />

korunması, iş sağlanması ve gereken desteğin<br />

sağlanması gereklidir” sözleriyle kadınlarında<br />

devletin sağlayacağı kendi haklarını bilip korumaları<br />

gerekliliğini ifade etti.<br />

Denizli’ye siyaset alanında ilkleri tattıran<br />

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı,<br />

CHP Parti Meclis Üyesi, MYK Üyesi, 25.<br />

Dönem CHP Denizli Milletvekili, 10 yıl boyunca<br />

Denizli Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanlığı<br />

yapan Gülizar Biçer Karaca, “Bugün geldiğimiz<br />

noktalara dişimizle tırnağımızla tırmanarak<br />

geldik” sözleriyle azminin ve çalışmanın sonucunda<br />

Denizli’ye ilkleri yaşattığını vurguladı.<br />

58 egeyondergisi.com


EgeYöN <strong>Dergisi</strong> Mart 2018<br />

HAYALLERİNİ<br />

İNŞA EDEN KADINLAR…<br />

Denizli Ticaret Odası (DTO) tarafından<br />

girişimcilik kursuna katılarak hayallerini<br />

gerçekleştiren 8 kadın başarılarını anlattı.<br />

Denizli Ticaret Odası tarafından düzenlenen<br />

girişimcilik kursuna katılan 8 kadın,<br />

hayallerini gerçekleştirdikleri günleri anlattı.<br />

Kursta kendilerine verilen eğitimlerden,<br />

manevi desteğe, kendilerinde<br />

hissettikleri güvenden, iş hayatına kadar<br />

sürecin anlatıldığı kısa filmi yayınlayan Denizli<br />

Ticaret Odası kadınların hayallerini<br />

gerçekleştirmek için bir adım olan kurslarına<br />

da devam ediyor.<br />

Kurs ile hayallerindeki işe daha<br />

hızla kavuştu<br />

başladığını belirten Kırbaş, "DTO'nun açtığı<br />

kursu öğrendim, başvuruyu, şansımı deneyim,<br />

fırsat olur, heves olur dedim. Kabul<br />

edildi kurslara katıldım. Yapmak istediğim<br />

iş kafamda oturmaya başladı, maddi olarak<br />

neler bulmam gerekir, önüme tablo şeklinde<br />

konuldu. Girişimcilik kursundan 6 ay<br />

sonra kendi iş yerimi kurdum. 'Bir ticarete<br />

atılacaksanız bunun en az 2-3 katını kazanmalısınız<br />

ki girdiğiniz riske değsin' demişti<br />

kurs hocam. O söz beni gerçekten de düşündürdü.<br />

Bir işe gireceğim ama 2-3 katı<br />

kazanabilecek miyim? Gerçekten de o riski<br />

alabilecek miyim? Yaptığım tabloda aslında<br />

2-3 katından fazlası, 10 katına kadar kazanacağımı<br />

gördüm. İlk yıl 2 milyon dolarlık<br />

ihracat yaptım. Büyük firmaların bile yapamadığı<br />

rakamdı. Herkes bizi tanıdı davet etmeye<br />

başladı. Ürünlerimizi satar mısınız?<br />

diyerek gelmeye başladılar. Bayanlar için<br />

kolay değil. Yıllarca çocuğumda küçük, yurt<br />

dışı şehir dışı yaptım, fedakarlık yaptık.<br />

Emek olmadan yemek olmuyor. Çok emek<br />

verdim. Doğal taş aşığıyım işi sevince başarı<br />

da geliyor" dedi.<br />

Girişimcilik kursuna katılan Ayşe Kırbaş,<br />

kurs bittikten 6 ay sonra kendi işletmesini<br />

kurdu. Mermer ihracatçısı olan Kırbaş hayallerini<br />

gerçekleştirmesinde girişimcilik<br />

kursunun büyük katkısı olduğuna dikkat çekerek,<br />

kurs öğretmeninin "Bir ticarete atılacaksanız<br />

bunun en az 2-3 katını<br />

kazanmalısınız ki girdiğiniz riske değsin"<br />

sözünden etkilendiğine dikkat çekti. Kurs<br />

ile birlikte yapacağı işi daha iyi anlamaya<br />

“Kendime güvenim geldi”<br />

Zücaciye İşletmecisi Dilek Karaca,<br />

kurslarda verilen eğitimler ile projesini<br />

kendisinin hazırladığı söyledi. Karaca, "Aileme<br />

destek olabilmek için ne yaparım diye<br />

düşündüm. Uzun zamandır iş kurma hayalim<br />

vardı. Arkadaşlarım önerisi ile Denizli<br />

Ticaret Odası'nın girişimcilik kurslarına<br />

başvurdum. Kısa sürede kaydoldum ve<br />

güzel bir eğitim oldu. Kendime güvenim<br />

geldi, çok destekleri oldu. Zaten aldığımız<br />

kurslarda projeyi kendimiz yapabileceğimizi<br />

söylediler. Kurs bittikten sonrada projemi<br />

kendim hazırladım ve daha sonra<br />

KOSGEB'e sundum. İşyerinde zamanın nasıl<br />

egeyondergisi.com 59


EgeYöN <strong>Dergisi</strong><br />

Mart 2018<br />

geçtiğini bilmiyorum. Sabah geliyorum,<br />

hemen akşam olmuş. Akşam eve gidiyorum,<br />

yine yemeğimi yapıyorum temizliğimi yapıyorum.<br />

Şimdi daha çok işe yaradığımı düşünüyorum.<br />

Önceden eşimden para isteyen<br />

ben, hiçbir işe yaramıyormuşum gibi geliyordu.<br />

Kurs ve iş hayatımda kendime güven<br />

geldi. İş kurmak isteyenlere tavsiye ederim.<br />

Bu süreçte bana destek olan kardeşime,<br />

Bozkurt ilçesinde yaşayan Gülşen Arda,<br />

ev hanımıyken hayalini kurduğu işyerine<br />

Denizli Ticaret Odası girişimcilik kursu ile<br />

kavuştuğunu belirterek, "Bir ev hanımı olarak,<br />

evde durmak çok kötü. Yani bir şeyler<br />

yapmamız gerekiyor. Eşimize, çocuğumuza,<br />

milletimize bir destek yapmamız gerekiyor.<br />

Boş durmak bayanlar için çok kötü bir şey"<br />

şeklinde konuştu.<br />

Ev hanımlığından iş hayatına<br />

eşime, çocuklarıma daha sonra kursumuzda<br />

faydalı olan öğretmenlerimize, Denizli Ticaret<br />

Odası Başkanına teşekkür ederim. İşlemler<br />

çok hızlı ilerledi" ifadelerini kullandı<br />

"Evde oturmak kötü bir şey”<br />

geçti<br />

Çocuklarının okula başlaması ile çalışmak<br />

isteyen ve kendi işini kurmak için düşünen<br />

Şeyma Çetin, muhasebecisinin<br />

önerisiyle başladığı DTO girişimcilik kursları<br />

sonrası, şimdi Almanya'dan ithal ettiği<br />

ürünleri satıyor. Yurt dışından getirttiği<br />

ürünleri satan Çetin, işyeri için projeyi kendisinin<br />

hazırladığını belirterek "İşe girişmeden<br />

önce ev hanımıydım, 2 çocuğum<br />

vardı sonra çocuklarım okula başlayınca<br />

boşluğa düştüm. Ne yapabilirim diye düşü-<br />

60 egeyondergisi.com


EgeYöN <strong>Dergisi</strong> Mart 2018<br />

nürken, yurt dışından geldiğim için, çevremdeki<br />

arkadaşlarım, yurt dışı ziyaretlerimde<br />

benden bir şeyler istemeye başladı.<br />

Bunu nasıl fırsata çevirebilirim Türkiye'ye<br />

ne getirebilirim diye eşimle birlikte düşündük.<br />

Bu işi yapmaya karar verdiğimizde<br />

nasıl yapabilir diye araştırma içine girdik.<br />

olacağıma 10 yıl önce sorsalardı yada söyleselerdi,<br />

inanmazdım. Bu hayalleri ben<br />

Projemi muhasebecim yardımıyla hazırladım.<br />

Almanya'dan solingen ürünlerin ithalatına<br />

başladım. Aileme, Ticaret Odasına,<br />

çevremde beni destekleyen herkese teşekkür<br />

ederim" diye konuştu.<br />

"Evde çevresi için yaptığı tatlı ve<br />

pastaları şimdi müşterileri için<br />

yapıyor”<br />

Kafe açan Özlem Çelik, evde çevresine,<br />

akrabalarına yaptığı pasta ve tatlıları şimdi<br />

kendi işletmesinde müşterileri için yapıyor.<br />

Özlem Çelik kursta aldığı eğitimlerin çok<br />

faydasını gördüğünü kaydederek, "Hayallerim<br />

vardı, hayallerimi gerçekleştirdim. Bir<br />

işte çalışmadım ama okulumu bitirdikten<br />

sonra, evde çevremdekilere pasta tatlı yaparak<br />

kendimi geliştirdim. Kurslara katıldım.<br />

Kuzenim ve bir arkadaşım ticaret odası<br />

girişimcilik kurslarına katıldı. Onların başarılarını<br />

gördüm, iş yerlerini açtıklarını<br />

gördüm. Girişimcilik kursunda KOSGEB'in<br />

desteğini gördüm. İşyerim için gerekli olan<br />

bilgileri aldım. Böyle bir iş yerinin sahibi<br />

gerçekleştirdim, tabi ki adım atarak ama<br />

sonra ailem ve çevrem destek oldu. Sonra<br />

girişimcilik kursundan aldığım destek oldu"<br />

dedi.<br />

Babası gibi esnaf olmak istedi,<br />

kendi iş yerini açtı<br />

Hayalinde esnaf olmak, kendi işyerine<br />

sahip olmak hedefine, DTO tarafından düzenlenen<br />

girişimcilik kursu ile adım atan<br />

Türcan Karakaş açtığı butik ile kendi iş yerinin<br />

sahibi oldu. Karakaş, kurslara katılmasaydı,<br />

hayallerini ertelemeye devam<br />

edeceğini belirterek "Hep böyle babamdan<br />

gördüğüm üzere esnaf olayım, kendi işim<br />

olsun, kendi işimin başında durayım istiyordum.<br />

Ben butik açmayı çok istiyordum.<br />

Kadınlar kesinlikle gitmeliler, ertelemesinler.<br />

Mutlaka o kurslara katılsınlar, illa butik<br />

değil pastalar var, takılar var, tasarımlar var,<br />

fotoğraflar var, bir sürü var. Hobileri neyse<br />

onu yapsınlar. Devlet destek veriyorsa eğer,<br />

mutlaka gitsinler. Hayallerini ertelemeyen<br />

bayanlara diyorum, gitsinler kayıt olsunlar,<br />

yapsınlar" açıklamasında bulundu.<br />

egeyondergisi.com 61


EgeYöN <strong>Dergisi</strong><br />

Mart 2018<br />

"Kadınlara verilen destekler çok<br />

avantajlı geldi"<br />

Kendine ait iş yeri açma hayali olan<br />

fakat maddi olarak, hayalindeki işyerini<br />

açacak kadar birikimi olmayan Saadet Kundakçıoğlu,<br />

kadınlara verilen desteklerin<br />

avantajları ile kendi işyerini açtı. Devletin<br />

kadınlara verdiği avantajların önemli olduğunu<br />

belirten Kundakçıoğlu, "Başka iş yerinde<br />

çalışırken yapamayacağımı fark ettim<br />

ve kendime ait işyerimin olması gerektiğini<br />

düşündüm. Sevdiğim bir meslek olmasını<br />

istedim." ifadelerini kullandı<br />

"Formalite sandığı girişimcilik<br />

kursu ile vizyonu değişti"<br />

Kızı ile daha çok vakit geçirmek için<br />

kendi iş yeri olmasını isteyen Hülya Saral,<br />

DTO Girişimcilik kurslarını formalite düşünürken,<br />

kurslardan aldığı eğitimle vizyonunu<br />

değiştiğini söyledi. DTO tarafından<br />

düzenlenen girişimcilik kursuna katılarak<br />

aldığı sertifikayla kendi işyerini açmaya<br />

adım atan Saral, kurstan aldığı eğitim ile<br />

vizyonunun değiştiğini söyledi. Eğitimlere<br />

önyargılı bakmasına rağmen bakış açısının<br />

değiştiğini belirten Saral, "Aslında birazcık<br />

da kendi işyerimin olmasını istememin sebebi<br />

kız çocuğum olduğu için, kendi işim<br />

olsun, onla da biraz vakit geçireyim. Yanımda<br />

bulunsun, gibi düşüncelerim olduğu<br />

için, bir senedir hep böyle, ne yapabilirim,<br />

ne yaparım, diye düşünürken, işyeri açma<br />

gibi kafamda bir düşünce oluştu ve işyerimi<br />

açtım. İşyerimi açmadan önce DTO girişimcilik<br />

kursları hakkında gideyim, oradan destek<br />

alayım, tabi ki işyeri açarken belli bir<br />

bütçeniz olması lazım. Girişimcilik kurslarını<br />

ben şöyle düşündüm, 50 bin lira para<br />

verecekler, 4 gün formaliteden gideceğiz,<br />

mülakat vesaire gibi 4 gün kurs kısmından<br />

bir şeyler öğrenebileceğimi düşünemedim.<br />

Bir kere vizyon genişliyor. Öğretmenlerimiz<br />

çok yardımcı oldu. Sıdıka hanım çok sağ<br />

olsun. Onlar sayesinde bu katkı oldu. Kafamda<br />

soru işaretleri vardı, ama kursa gittikten<br />

sonra daha çok heyecanlandım. Daha<br />

zevkle evet ben yapabilirim diye düşünmeye<br />

başladım. Tasarım ürünler üzerine çalışıyoruz,<br />

tamamen ahşap ve sağlıklı, el<br />

işçiliği olan ürünler. Her yerde çok bulamayacağınız<br />

ürünler hakkında bir sektör seçtim.<br />

Çok zor değil, gelip geçerken afişi<br />

kursu görürler değerlendirirler. 4 günde hayatım<br />

çok büyük faydası oldu. Bir şeyler yaparken<br />

o öğrendiklerimle yola çıkıyorum ve<br />

düşünüyorum. İnşallah herkes için hayırlısı<br />

olur. Dediğim gibi ufacık bir kıvılcım aslında<br />

yeterli, herkes bunu değerlendirsin<br />

çünkü bu büyük bir fırsat. Denizli Ticaret<br />

Odası Başkanlığına açtığı bu kurstan dolayı,<br />

öğretmenlerimize gerçekten çok teşekkür<br />

ederim" şeklinde konuştu.<br />

62 egeyondergisi.com


EgeYöN <strong>Dergisi</strong> Mart 2018<br />

İZMİR’DE HER İŞTE<br />

KADIN ELİ VAR<br />

İzmir Büyükşehir Belediyesinin farklı birimlerinde<br />

görev yapan kadınlar, can ve mal<br />

güvenliğinden ulaşım ve temizliğe kadar yaşadıkları<br />

kentin her alanına güç veriyor, renk<br />

katıyor.<br />

Kadınlar İzmir’in her köşesinde, en zorlu<br />

işleri üstleniyor; mağduriyet öyküleriyle<br />

değil güç, cesaret, beceri ve başarılarıyla ön<br />

plana çıkıyor. İzmir Büyükşehir Belediyesinin<br />

farklı iş kollarında görev yapan kadınlar,<br />

hemcinslerine örnek oluyor. Kimi cesaretle<br />

alevlerin içine dalıyor, kimi 120 tonluk trene<br />

hükmederek her gün binlerce kişiyi sevdiklerine<br />

ulaştırıyor. Kimi ise Türkiye’nin günlerce<br />

konuştuğu şampiyonları yetiştiriyor.<br />

İzmir Büyükşehir Belediyesinin kadın itfaiyecilerini<br />

Türkiye “ateşe yürüyen cesur kadınlar”<br />

olarak tanıdı. Yangınlara müdahale<br />

eden kahraman itfaiyecinin bir kadın olduğunu<br />

ancak görevi sona erince fark eden İzmirliler,<br />

çoğu zaman hayranlık ve şaşkınlığı<br />

bir arada yaşadı. Ateşler arasından geçip 30<br />

metrelik itfaiye merdivenine tırmanan, 50<br />

kilo ağırlığa karşılık gelen ve beş bar basınçla<br />

su sıkan yangın hortumlarını rahatlıkla kullanabilen<br />

kadın itfaiyeciler, tıpkı erkek meslektaşları<br />

gibi zorlu eğitimlerden geçiyor.<br />

Her gün yeni ve tehlikeli bir macera<br />

onları beklese de, göreve başlamadan önce<br />

makyajlarını yapmayı asla ihmal etmiyorlar.<br />

O itfaiyecilerden biri olan Hülya Ercan,<br />

5 yıldır bu görevde olduğunu ifade ederek,<br />

“Daha önce hiç kadın itfaiyeci hiç görmediğim<br />

için kadın itfaiyecilerin olduğunu<br />

bile bilmiyordum. Bu mesleği yapmak hayalim<br />

değildi ama çocukluğumdan beri hareketli<br />

ve farklı bir meslek yapmak<br />

istemiştim. İnsanların hayatına dokunmak<br />

ve onlara yardım eli uzatmak istemiştim.<br />

Bugün ise aklınıza gelebilecek her türlü<br />

yangın, insan-hayvan kurtarma, trafik kazası,<br />

intihar gibi vakalara müdahale ediyorum.<br />

‘Kadından itfaiyeci olur mu hiç’<br />

tarzında çok söylem duyduk. ‘Bu işin altından<br />

nasıl kalkabilirsin’ dediler, ‘erkek işi o<br />

onu yapamazsın’ dediler ama kadının her<br />

yerde olması gerektiğini her işi yapabileceğini<br />

göstermiş oldum. Kadınlar her<br />

alanda olmalı. Hala daha da yeni tanıştığım<br />

birine mesleğimi söylediğimde çok şaşırıyor.<br />

‘Gerçekten yangına gidiyor<br />

musun?’ diye soruyorlar. Kadının böyle bir<br />

iş yapabileceğine inanamıyorlar ama biz<br />

buradayız ve bu işi yapıyoruz” dedi.<br />

egeyondergisi.com 63


EgeYöN <strong>Dergisi</strong><br />

Mart 2018<br />

64 egeyondergisi.com<br />

Rayların sultanları<br />

Her gün İzmir’in 180 kilometrelik hafif<br />

raylı sistem araçlarında sürücü olarak görev<br />

yapan kadın vatmanlar, hem metro hem de<br />

tramvayda sık sık karşımıza çıkıyor. Tramvay<br />

tamirinden kataner hattının bakımına, hatta<br />

validatör cihazının onarılmasına kadar raylı<br />

sistemin her aşamasına kadın eli değiyor.<br />

Rayların sultanları dikkat, düzen ve güler<br />

yüzleriyle kent ulaşımına renk katıyor. Tramvay<br />

kullanmak kadar bakım çalışmalarının da<br />

zor yanlarının olduğunu ve çok fazla dikkat<br />

gerektirdiğini belirten kadınlar, İzmir'in<br />

demir yollarına hükmediyor.<br />

6 ay boyunca hem teorik hem pratik eğitim<br />

aldıklarını ifade eden tramvay sürücüsü<br />

Emine Ambarcı, “Gece ve gündüz eğitiminden<br />

geçtik. Çevremiz ve ailemiz önce şaşırdı<br />

ama daha sonra hepsi bu duruma alıştı. Bu<br />

mesleği seçme sebebim hem hayalim hem de<br />

çok merak uyandıran bir iş olmasıydı. Aslında<br />

yaptığım meslek doğrultusunda kadınların<br />

da bu alanda olabileceğini göstermiş<br />

oldum. Mesleğimiz çok zorlu, dikkat ve özveri<br />

gerektiriyor. İzmir, metro aracı sürücü<br />

koltuğunda kadın görmeye alışkın bu yüzden<br />

tramvayı kullanırken bizi gördüklerinde de<br />

artık şaşırmıyorlar. Erkek, kadın çocuk, tüm<br />

yolcular bize sempati ile yaklaşıyor. Çocuklar<br />

el sallıyor. Sevdiğim işi yapıyorum. Ailem ve<br />

çevrem benimle gurur duyuyor” diye konuştu.<br />

İzmir metrosunda planlama ve mekanik<br />

bakım mühendisi olan Bahar Aksu ise “Her<br />

geçen gün raylı sistemi gelişen İzmir’de hizmet<br />

vermek benim için inanılmaz gurur verici.<br />

İzmir Metro’nun ilk kadın mekanik<br />

bakım mühendisi olmak ise bambaşka bir<br />

duygu. Tamir atölyesinde çalışmak zor ama<br />

aşılamayacak bir şey değil. Burada göreve<br />

başladığımda elime takım çantası alıp tramvayın<br />

tamirini yaptığımda ‘Siz ne yapıyorsunuz.<br />

Oturun biz yaparız’ gibi yaklaşımlarla<br />

karşılaştım ama işin içine girmeye başladıkça<br />

hep birlikte, birbirimizden çok şey öğrenerek<br />

çalışmaya başladık. Tramvayın her bölümünde<br />

kadın çalışan bulmanız mümkün. Bu<br />

durum bana göre İzmirli kadınının özgüven<br />

yüksekliğinin bir sonucu. İzmir, çok modern<br />

bir kent. Her şeyden önce burada insanlar çok<br />

kibar. Bu nedenle sorun yaşamadan işimizi<br />

yapıyoruz” dedi.<br />

Güçlü kadın zabıta<br />

İzmir Büyükşehir Belediyesinde görev<br />

yapan çok sayıdaki kadın zabıta da, erkek<br />

meslektaşlarından geride kalmadan görevlerini<br />

layıkıyla yerine getiriyor. Sahada kimi<br />

zaman seyyar satıcılarla, kimi zaman dilencilerle<br />

karşı karşıya geliyor, sıklıkla da tehlikeler<br />

yaşayabiliyorlar. Ama iyi bir eğitim ve<br />

biraz da kadın duyarlılığı sayesinde zorlukla-


EgeYöN <strong>Dergisi</strong> Mart 2018<br />

rın üstesinden gelmeyi başarıyorlar.<br />

11 yıldır zabıta olarak görev yaptığını<br />

söyleyen Sema Çiçekdağ, “Trafik, çevre gibi<br />

farklı birimlerde çalıştım. Görevimiz 24 saat<br />

çocuklarım arabadayken nasıl araç kullanıyorsam,<br />

görev süresince de çocuklarıma davrandığım<br />

biçimi sergiliyorum. Günümüzde<br />

kadınlar trafikte artık daha etkin. Eskisi gibi<br />

değil; otobüs şoförü de var, traktör şoförü de.<br />

O yüzden biz kadınlar her yerdeyiz” şeklinde<br />

kon uştu.<br />

Bu rekor zor kırılır<br />

Sualtı Ragbi Federasyon Kupasında 13<br />

sezondur şampiyonluğu kaptırmayan İzmir<br />

Büyükşehir Belediyesinin kadın sporcularının<br />

başarısının ardında yine bir kadın var.<br />

Henüz 5 yaşındayken, İzmir Büyükşehir Belediyesi<br />

Spor Okulu öğrencisi olarak girdiği<br />

havuzdan bugün antrenör olarak çıkan<br />

Didem Özdem, bu alandaki rakipsizliğini takımına<br />

kazandırdığı sayısız başarı ve rekorlarla<br />

kanıtladı. Özdem, “Genelde erkeklerin<br />

esasına göre, hafta tatili, bayram tatili, hafta<br />

sonu tatili olmadan çalışmayı gerektiren bir<br />

meslek. Yakın savunma teknikleri, öfke kontrolü<br />

ve mevzuat eğitimi alıyoruz. Şehrin en<br />

ücra köşelerinden kent merkezlerine kadar<br />

her yerde faaliyet gösteriyoruz. Kentin her<br />

noktasını tanıyoruz. Sokak sokak, mahalle<br />

mahalle değil, insanıyla muhtarıyla, çocuğuyla,<br />

satıcısıyla, esnafıyla, yerel hizmetleriyle,<br />

parkıyla her şeyiyle kenti yakından<br />

tanıyoruz. Bu bizi sosyal yaşantımızda daha<br />

etkin bir birey yapıyor” ifadelerini kullandı.<br />

Kadın şoförler iş başında<br />

İzmir Büyükşehir Belediyesinin kadın<br />

çalışanları arasında şoförler de var. Kent trafiğinde<br />

profesyonelce direksiyon sallayan<br />

Sıla Gökbulut, “İzmir Büyükşehir Belediyesinde<br />

1 yıldır çalışıyorum. Araba kullanmak<br />

benim için bir tutkuydu. Ben de tutkumu<br />

mesleğe dönüştürdüm. Arkadaşlar ilk arabaya<br />

bindiklerinde şaşırmıyor değil. Ama<br />

hepsi alıştı. Görev süresince İzmir’in tüm ilçelerini<br />

tek tek geziyoruz. Beni erkek meslektaşlarımdan<br />

ayıran en önemli özellik ise<br />

antrenörlük yaptığı bir dal su altı ragbisi.<br />

Eğer gerçekten bir işi severek yaparsanız,<br />

önünüze ne kadar engel çıkarsa çıksın her<br />

işin üstesinden gelirsiniz. Kadınlar her<br />

zaman daha sorumluluk sahibi, daha disiplinli.<br />

Ben takımımızın uzun süredir rakipsizliğini<br />

de bu başarıya bağlıyorum. Ayrıca<br />

kadın milli takımının yüzde 85'ini de İzmir<br />

Büyükşehir Belediyesinin sporcuları oluşturuyor.<br />

Bu da benim için büyük bir gurur verici<br />

bir şey.”<br />

egeyondergisi.com 65


EgeYöN <strong>Dergisi</strong><br />

Mart 2018<br />

DEGİAD’TAN UNUTULMAZ<br />

8 MART ETKİNLİĞİ<br />

ZAMANSIZ<br />

KADINLAR<br />

DENİZLİ’DEYDİ<br />

Türkiye’nin kurtuluşu ve Cumhuriyet’in kuruluş yıllarında Türk ulusuna<br />

ilkleri yaşatan kadınlar Denizli’de can buldu.“Zamansız Kadınlar”<br />

gösterimi ile Cumhuriyet tarihinin ilklere imza atmış pek çok<br />

kadınının sahneye koyulduğu etkinlikte izleyenlere ‘Türk Kadını’nın<br />

bugüne kadar neler başardığı anlatıldı.<br />

66 egeyondergisi.com<br />

Denizli Genç İş Adamları<br />

Derneği(DEGİAD) 8 Mart Dünya Kadınlar<br />

Günü kapsamında unutulmaz bir etkinlik<br />

düzenledi. “Zamansız Kadınlar”<br />

gösterimi ile Cumhuriyet tarihinin ilklere<br />

imza atmış pek çok kadınının sahneye<br />

koyulduğu etkinlikte izleyenlere<br />

‘Türk Kadını’nın bugüne kadar neler başardığı<br />

anlatıldı.<br />

Türkiye’nin kurtuluşu ve Cumhuriyet’in<br />

kuruluş yıllarında Türk ulusuna


EgeYöN <strong>Dergisi</strong> Mart 2018<br />

ilkleri yaşatan kadınlar<br />

Denizli’de can buldu. DE-<br />

GİAD’ın Zamansız Kadınlar<br />

etkinliğinde<br />

Araştırmacı Yazar İlknur<br />

Güntürkün Kalıpçı’nın<br />

anlatımıyla gerçekleşen<br />

etkinlikte ilklere imza<br />

atmış Türk Kadınları Denizlili<br />

kadınlar tarafından<br />

canlandırıldı. Yazar Kalıpçı’nın<br />

araştırmalarına<br />

dayandırdığı anlatıları ile<br />

Türk Kadınlarının sadece<br />

Türkiye’de değil dünya<br />

için gerçekleştirdiği ilkler<br />

anlatıldı.<br />

Cafer Sadık Abalıoğlu Eğitim ve<br />

Kültür Vakfı ve DEGİAD’ın iş birliğinde<br />

gerçekleştirilen etkinlik Cafer<br />

Sadık Abalıoğlu Vakfı Salonu’nda gerçekleştirildi.<br />

“Zamansız Kadınlar”<br />

ismi ile gerçekleştirilen etkinlikte<br />

geçmişten 18 kadın dönemin kıyafetleri<br />

ile podyuma çıktı. Yazar Kalıpçı’nın<br />

anlattığı hikayeleri ile<br />

izleyenler büyükleyen etkinlik Zübeyde<br />

Hanım’ın Mustafa Kemal Atatürk’ün<br />

temsili ile sona erdi.<br />

egeyondergisi.com 67


EgeYöN <strong>Dergisi</strong><br />

Mart 2018<br />

Denizli Büyükşehir Belediyesi, 8 Mart<br />

Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri kapsamında<br />

ünlü sanatçı Bedia Akartürk konseri<br />

düzenledi. Denizli Büyükşehir Belediyesi<br />

Kent Konseyi Kadın Meclisi'nin organize ettiği<br />

program Denizli Büyükşehir Belediyesi<br />

Sanat Merkezi’nde gerçekleşti. Etkinliğe Denizli<br />

Büyükşehir Belediyesi Kent Konseyi<br />

Başkanı Ali Değirmenci, Kent Konseyi Kadın<br />

Meclisi Başkanı Bilsen Özen, Kültür, Turizm<br />

ve Tanıtım Dairesi Başkanı Hüdaverdi Otaklı,<br />

Kadın Meclisi Yürütme Kurulu üyeleri, kadınlar<br />

ve çok sayıda davetli katıldı. Denizlili<br />

kadınların yoğun ilgi gösterdiği programda<br />

Anadolu’nun sevilen türkülerini seslendiren<br />

ünlü sanatçı Bedia Akartürk, gönülleri fethetti.<br />

BÜYÜKŞEHİR’DEN<br />

KADINLARA ÖZEL<br />

BEDİA AKARTÜRK KONSERİ<br />

Denizli Büyükşehir Belediyesi, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri<br />

kapsamında ünlü sanatçı Bedia Akartürk’ü kadınlar ile buluşturdu.<br />

Akartürk’ün unutulmaz türkülerini dinleyen Denizlili kadınlar unutulmaz<br />

bir gün geçirdi.<br />

68 egeyondergisi.com<br />

Muhteşem performans<br />

Sahnede gösterdiği muhteşem performansı<br />

ile izleyenleri büyüleyen Akartürk, sevilen<br />

türküleri ile Denizlili kadınları mest<br />

etti. Denizli Büyükşehir Belediyesi Konservatuar<br />

sanatçılarının eşlik ettiği konser büyük<br />

beğeni topladı. Program sonunda Kent Konseyi<br />

Başkanı Ali Değirmenci ve Kent Konseyi<br />

Kadın Meclisi Başkanı Bilsen Özen ünlü sanatçı<br />

Bedia Akartürk’e günün anısına çiçek<br />

takdim etti.


EgeYöN <strong>Dergisi</strong> Mart 2018<br />

YELKENLERİ<br />

KADINA ŞİDDETE<br />

KARŞI AÇTILAR<br />

Muğla’nın Fethiye ilçesinde, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Kupası Yelken<br />

Yarışları yapıldı.<br />

Fethiye'ye bağlı Göcek Mahallesinde,<br />

Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla<br />

bu yıl ilk kez düzenlenen "Kadına<br />

Şiddete Karşı Yelken Açıyoruz" yarışına<br />

12 tekne ve 60 sporcu katıldı. D-<br />

Marin ile Göcek Yat Kulübü<br />

işbirliğinde düzenlenen yarışları TYF<br />

Başkanı Özlem Akdurak ve yat kulübü<br />

yetkilileri izledi.<br />

Türkiye Yelken Federasyonu (TYF)<br />

Başkanı Özlem Akdurak, gazetecilere<br />

yaptığı açıklamada, bu yıl ilk kez düzenlenen<br />

yarışa katılımın her yıl artacağını<br />

söyledi. Etkinliğin amacının<br />

kadına şiddete karşı farkındalık oluşturmak olduğunu<br />

söyleyen Akdurak, “Bu etkinliğin tüm<br />

Türkiye’ye örnek olmasını diliyorum. Yat sınıfında<br />

sadece kadın ekiplerinin sayısı gün geçtikçe<br />

artıyor. Düzenlenen etkinliklere kadın<br />

sporcuların ilgisi de her geçen gün çoğalıyor.<br />

Kadınların yelkene ilgisi çok güzel” dedi.<br />

Gençlik sınıflarında kız sporcuların sayısının<br />

yüzde 20 civarında olmasına rağmen başarılarının<br />

dünya çapında olduğunu ifade eden<br />

Akdurak, yelkende kız sporcuların son derece<br />

başarılı olduğunu kaydetti.<br />

egeyondergisi.com 69


EgeYöN <strong>Dergisi</strong><br />

Mart 2018<br />

Sağlık Çalışanlarından<br />

“Kadınlar Günü” Klibi<br />

8 Mart Dünya Kadınlar günü dolayısıyla<br />

bir video çeken Özel Egesante Tıp Merkezi<br />

çalışanları, tüm kadınların eşitlik içinde,<br />

şiddetten uzak, başarılı, sağlıklı, bireysel<br />

özgürlüğüne sahip ve aynı zamanda sosyal<br />

toplumda mutluluk içerisinde bir yaşam<br />

sürmelerini diledi.<br />

İzmir’de bulunan Özel Egesante Tıp<br />

Merkezi’nin çalışanları, 8 Mart Dünya Kadınlar<br />

günü için bir video klip çekti. Klipte<br />

Afyonkarahisar’da bir grup lise öğrencisi,<br />

8 Mart Dünya kadınlar Günü kapsamında kadına<br />

ve kızlara yönelik şiddete farkındalık<br />

oluşturmak amacıyla "Sevginin yerini Şiddet<br />

Almasın" projesiyle yüzlerine yaptıkları makyajlı<br />

hallerini fotoğraflayıp sergi açtılar.<br />

Afyonkarahisar’ın Bolvadin ilçesinde Raziye<br />

Sultan - Yusuf Kayabaşı Sosyal Bilimler<br />

Lisesi ve Bolvadin Kent Konseyi, 8 Mart<br />

Dünya Kadınlar Günü kapsamında farlı bir<br />

etkinliğe imza attılar. Lise öğrencilerinin katılımı<br />

ile kadına ve kızlara şiddete karşı farkındalık<br />

oluşturmak amacıyla bir proje<br />

hazırlandı. Lise öğrencileri, şiddet görmüş<br />

kadınların durumunu, yüzlerine yaptıkları<br />

makyajlarla anlatmaya çalıştı. Yapılan makyajla<br />

öğrenciler kamera karşısına geçti ve ortaya<br />

çıkan fotoğraflardan bir sergi açtılar.<br />

Sergide toplamda 19 fotoğraf yer aldı.<br />

70 egeyondergisi.com<br />

tüm ülkeye mesaj veren çalışanlar, tüm kadınların<br />

eşitlik içinde, şiddetten uzak, başarılı,<br />

sağlıklı, bireysel özgürlüğüne sahip<br />

ve aynı zamanda sosyal toplumda mutluluk<br />

içerisinde bir yaşam sürmesi dileklerinde<br />

bulundu.<br />

Merkezdeki kadın çalışanların Kadınlar<br />

Günü kutlanırken her birine karanfil<br />

hediye edildi. Özel Egesante Tıp Merkezinde<br />

bugün 1<strong>3.</strong>00- 17.00 saatleri arasında<br />

düzenlenecek Kadınlar Günü etkinliğinde<br />

tüm kadınlara ücretsiz plastik cerrahi<br />

muayeneleri yapılıp, sürpriz çekilişlerle<br />

birlikte hediyeler verilecek.<br />

Kadına Şiddeti Makyajlı<br />

Fotoğraflarıyla Sergilediler<br />

Şiddetin her türlüsüne karşı çıkmak<br />

adına gerçekleştirdikleri bu projeyle liseli<br />

gençler, makyajlı halleri ile şiddete karşı tavırlarını<br />

net bir şekilde göstermiş oldular.<br />

Okul salonunda açılan sergi halk tarafından<br />

büyük ilgi gördü.


EgeYöN <strong>Dergisi</strong> Mart 2018<br />

Karanlık çöktü odama, hani<br />

pembeydi bu dünya? Büyüklerime<br />

saygı duymayı öğretmişlerdi bana,<br />

küçüklerime de sevgi duymamı<br />

söylemişlerdi. Sevgiyi ve saygıyı<br />

bana mı yanlış öğrettiler? Benim<br />

öğrendiğim başka, yaşadığım<br />

başka... Doğru olan yaşadığımsa,<br />

ne çirkin bir şeymiş büyüklerin<br />

küçüklere sevgi göstermesi. Ben<br />

böyle acı bir sevgi görmedim.<br />

Benim çok güzel oyuncaklarım<br />

vardı, çok güzel oyunlarım vardı.<br />

Büyüklerin oyunları benim oyunlarım<br />

gibi değildi ki. Peki bu oyunda neden<br />

oyuncaklarla oynamak yerine, benim bedenimle<br />

oynandı. Hem bu oyun hiç de zevkli<br />

değildi...<br />

Gülmek yok bir kere bu oyunda, ağlamak<br />

var. Böyle oyun mu olur, ben çok ağladım bu<br />

oyunda. Orada ağlamam bitti mi sanıyorsunuz?<br />

Bitmedi! Hayatın ağlamak olduğunu<br />

öğrendim bu oyunla. Ağlamak ve susmak...<br />

Bir de sustum! Hep sustum. Hiç bu kadar<br />

sessiz kaldığımı hatırlamıyorum ki ben. Hani<br />

çocukların bağırmaya, gülmeye ve şımarmaya<br />

hakkı vardı. Benim okuduğum masallarda<br />

dünya karanlık değildi ki, çocuklar<br />

oynardı yemyeşil bahçelerde. Masmavi gökyüzünün<br />

altında hepsi kahkaha atardı. Annesi<br />

ve babası yemek hazır olunca çağırırdı<br />

o çocukları eve. O çocuklar da bir tek orada<br />

üzülürdü. Benim okuduğum bu dünya nerede?<br />

Annem kızıyor bana okula gitmek istemediğim<br />

için. Nasıl gideyim? Dersleri dinleyemiyorum<br />

ki ben. Kızmayın bana,<br />

öğretmenim ders anlatırken, hayal kurmuyorum<br />

ben ya da teneffüste oynayacağım<br />

oyunu düşünmüyorum. Ben hep o kabusu<br />

yaşıyorum.<br />

İçten içe korkuyorum da. Hadi biri öğrenirse<br />

benim içimdeki ateşin sebebini. Hadi<br />

birinin kulağına giderse... Benim utancım<br />

boyumu aşmaz mı o zaman?<br />

Arkadaşlarım sadece derste konuşunca<br />

suçlu sanıyor kendini. Ben tüm yaşadıklarımı<br />

suç sayıyorum, aileme söyleyemediğim<br />

için de bu sırrın altında eziliyorum. Söyleyemem<br />

ki! Hadi beni suçlu görürlerse... Annem<br />

ve babam bana, benim yüzümden olduğunu<br />

söylerse...<br />

Televizyonlarda haberler görüyorum bu<br />

aralar. Hem izlemekten kaçıyorum, hem<br />

merak ediyorum. Bir tek ben değilmişim<br />

bunu yaşayan! Üzülmem gerekirken, yalnız<br />

olmadığımı bilmek beni biraz mutlu etti biliyor<br />

musunuz? Bir melek gördüm televizyonda.<br />

Bize ‘susmayın’ diyor, ağlayarak. Bize<br />

hep bahsedilen meleklerden biri, o kişi mi<br />

İlay YENİÇERİ<br />

yoksa? ‘Çocukların ne suçu olabilir?’ diyor.<br />

Evet, benim ne suçum vardı ki, çocukluğumu<br />

yaşamak istemekten başka. Benim bir tek<br />

masallardaki öcüden korkmam gerekirken,<br />

ben dünyadan ve insanlardan korkmaya başladım.<br />

Bana ve benim gibi arkadaşlarıma<br />

bunları yaşatmaya ne hakları vardı ki o insanların?<br />

Onlar da mı çocukken aynı şeyleri<br />

yaşadı da, bizden mi çıkarıyorlar acısını<br />

yoksa? Benim çocukluğumu aldı da, acısı<br />

geçti mi sanki? Şimdi ona ve onun gibi olanlara<br />

verilecek olan cezaları tartışıyorlar. İçim<br />

acıyor benim, ona ne yaparlarsa yapsınlar<br />

benim yaramı üfleyip geçiremezler ki. Cezasını<br />

alsın istiyorum tabii ki. Ama o adam<br />

benden haz almadı ki, öfkesini kustu üstüme.<br />

Bir daha öfkesini başka arkadaşımın<br />

üstüne kusmayacağına söz verecek mi? Biz<br />

çocuklara söz verince tutmamızı öğretmişlerdi.<br />

Büyükler neden kirlenmiş ki bu kadar?<br />

O melek, küçük yaşta verilmesi gereken<br />

eğitimlerden bahsetti. Neden verilmiyor<br />

hala? Ben de öğrenmek istiyorum. O kişi gibi<br />

kötü kalpli olmak istemiyorum ben büyüyünce.<br />

Arkadaşlarımın da temiz kalpleri kirlensin<br />

istemiyorum. Öğrenelim her şeyi,<br />

doğru yerden öğrenelim. Eğitim verilirse,<br />

büyüklerimize utanarak soramadığımız şeyleri<br />

de doğru zamanda ve doğru bir şekilde<br />

öğreniriz ki. Korkmayalım hem. Konuşabilelim.<br />

Çekinmeyelim. Utancımızdan eve hapsetmeyelim<br />

kendimizi. Bunları bize<br />

söyleyen, bir sürü meleklerle karşılaşalım.<br />

Çok istiyorum. Anlayın beni lütfen. Siz<br />

benim arkamda durursanız benim kocaman<br />

kanatlarım olur. Uçarım ki, tüm kötülüklerin<br />

üstünden. Suçlamayın beni. Sadece anlayın!<br />

Ben vermeyeceğim ona çocukluğumu!<br />

Susmayacağım! Utanmayacağım! Bu benim<br />

yüzümden olan bir şey değil biliyorum. Ben<br />

kendimi bu hayattan sildirmeyeceğim. Yarın<br />

güneşli günler gelecek bizim için hissediyorum.<br />

O meleği dinleyeceğim ve susmayacağım.<br />

Yine dünyayı pembeye boyayacağım<br />

ben.<br />

Çünkü benim adım çocuk!<br />

İlay Yeniçeri<br />

egeyondergisi.com 71


EgeYöN <strong>Dergisi</strong><br />

Mart 2018<br />

ÇOCUK<br />

İSTİSMARI!<br />

- Adana'daki cinsel istismara<br />

İzmirliler'den pankartlı tepki geldi<br />

İzmirliler, Adana'da cinsel istismara uğrayan<br />

4.5 yaşındaki kız çocuğunun sesi<br />

olmak için birlik oldu. İzmir çevre yolu üzerinde<br />

bulunan bir benzinlikte bir araya gelen<br />

vatandaşlar, Adana'da yaşanan çocuk istismarına<br />

tepki gösterdi. Araçlarına "Susma",<br />

"Çocuğu istismar edeni vergilerim ile besletmem",<br />

"İdama evet" ve "Çocuklardan uzak<br />

durun" şeklinde pankartlar yapıştıran vatandaşlar,<br />

konvoy oluşturarak polis ekipleri eşliğinde<br />

Bayraklı'dan Karşıyaka yönüne<br />

hareket etti. Aynı istikamette ilerleyen diğer<br />

sürücüler de, konvoya katılarak destek oldu.<br />

Türk Bayrakları ile cadde ve sokakları dolaşan<br />

İzmirlilerin organizasyonu Karşıyaka'da<br />

son buldu.<br />

- Çocuk istismarcısı komşu<br />

cinayetine emsal karar<br />

İzmir’de 55 yaşındaki komşusu Erol T. tarafından<br />

apartmanda cinsel istismara uğrayan<br />

10 yaşındaki Y.A., durumu annesine<br />

anlattı. Anne, istismar anının güvenlik kameralarına<br />

ulaşınca küçük kızın 36 yaşındaki<br />

babası B.A. tek bıçak darbesiyle şahsı yaraladı<br />

ve şahıs hastanede öldü. Tutuklanıp hakkında<br />

müebbet hapis cezası istemiyle dava<br />

açılan B.A., ’kastın aşılması suretiyle öldürme’<br />

suçundan 2 yıl 6 ay hapis cezasına<br />

çarptırılıp tahliye edildi. İtiraz edilmeyen<br />

karar kesinleşti.<br />

Kan donduran olay, geçen Mayıs ayında<br />

İzmir’in Buca ilçesine bağlı Yıldız Mahallesinde<br />

meydana geldi. 10 yaşındaki Y.A., birlikte<br />

pazara gidecekleri annesinden önce<br />

evden çıkarak apartman merdivenlerinden<br />

aşağıya indi. Bu sırada Y.A.’nın merdivenlerden<br />

indiğini gören 55 yaşındaki komşu Erol<br />

T., küçük kızı asansörün önünde sıkıştırıp<br />

öptü ve arkasından sarıldı. Elinde tornavida<br />

benzeri kesici bir alet de taşıyan sapık komşunun<br />

istismarı üzerine küçük kız korkup dışarı<br />

kaçtı. O anlar, güvenlik kameralarına<br />

saniye saniye kaydedildi.<br />

- İki kız çocuğuna cinsel tacizden 15 yıl<br />

hapis cezası alan şüpheli, çöpten çıkan görüntüler<br />

için ayrıca yargılanacak<br />

Denizli'nin Çal ilçesinde işlettiği bakkal<br />

dükkanında iki kız çocuğunu taciz ettiği gerekçesiyle<br />

tutuklanan şahsa 15 yıl hapis cezası<br />

verilirken, çöpten çıkan görüntüler için<br />

ise ayrıca yargılanacağı öğrenildi.<br />

Denizli <strong>3.</strong> Ağır Ceza Mahkemesi bakkal<br />

dükkanında iki kız çocuğuna cinsel istismarda<br />

bulunmaktan yangılandığı davada,<br />

Halil A.'ya toplam 15 yıl hapis cezası verdi.<br />

Çöpten çıkan cinsel istismar görüntüleriyle<br />

ilgili de Halil A. hakkındaki soruşturmanın<br />

sürdüğü belirtildi. Görüntülerdeki, cinsel istismara<br />

uğrayan çocukların tespit edilip, ifadelerinin<br />

alınmasının ardından, Halil A.<br />

hakkında yeni bir dava açılabileceği öğrenildi.<br />

- Fethiye'de öğrencisine cinsel<br />

istismarda bulunan öğretmen<br />

tutuklandı<br />

Muğla'nın Fethiye ilçesinde öğrencisine<br />

cinsel istismarda bulunduğu iddia edilen<br />

rehber öğretmeni, 12 yıl 6 ay hapis cezasına<br />

çarptırıldı.<br />

Fethiye'de ortaokul öğrencisi 14 yaşındaki<br />

E.E.Y.’ye cinsel istismarda bulunduğu<br />

72 egeyondergisi.com


EgeYöN <strong>Dergisi</strong> Mart 2018<br />

iddiasıyla tutuksuz yargılanan rehberlik öğretmeni<br />

Ali Y.’ye "çocuğun cinsel istismarı"<br />

suçundan 12 yıl 6 ay hapis cezası verildi.<br />

Fethiye Ağır Ceza Mahkemesinde görülen<br />

duruşmaya, tutuksuz yargılanan Ali Y. ile<br />

E.E.Y., annesi Özge Y. ve avukatlar katıldı.<br />

Yaklaşık 1 yıl süren Fethiye Ağır Ceza Mahkemesindeki<br />

son duruşmada şüpheli Ali Y.<br />

iddia makamının esas hakkındaki mütalaasını<br />

okumasının ardından suçlamaları kabul<br />

etmeyerek, "25 yıl şerefimle bu mesleği tamamladım.<br />

Beraatimi istiyorum" dedi.<br />

Mahkeme heyeti, sanığın "çocuğun cinsel<br />

istismarı" suçundan 12 yıl 6 ay hapis cezasına<br />

çarptırılmasını kararlaştırdı.<br />

- Kendini beden öğretmeni olarak<br />

tanıtıp çocukları taciz eden polise<br />

40 yıl hapis cezası<br />

Denizli'nin Merkezefendi ilçesinde 2015<br />

yılında kendisini beden eğitimi öğretmeni<br />

olarak tanıtarak 6 kız çocuğuna cinsel istismarda<br />

bulunmaktan yargılanan polis memuru,<br />

mahkemece meslekten men edilerek,<br />

40 yıl hapisle cezasına çarptırıldı.<br />

Sanığın okuldan çıkan 8 yaşındaki bir kız<br />

öğrencinin yanına gelip önce kendini beden<br />

eğitimi öğretmeni olarak tanıttığı, ardından<br />

kızı bir binanın boşluğuna götürüp elle taciz<br />

ettiği ileri sürüldü. Küçük kızın durumu annesine<br />

anlatması üzerine anne durumu polise<br />

bildirdi. Pedagog eşliğinde küçük kızın<br />

ifadesine başvuran polis, şüphelinin yakalanması<br />

için çalışma başlattı. Şüpheli Erkan<br />

G., Pamukkale ilçesi Topraklık Mahallesi'nde<br />

yakalanarak gözaltına alındı. Zanlı sorgusunda<br />

susma hakkını kullandı. Yapılan araştırmada,<br />

Güney İlçe Emniyet Müdürlüğünde<br />

polis memuru olan zanlının çeşitli tarihlerde<br />

5 cinsel taciz mağdurunun verdiği eşkale uyduğu<br />

ve her seferinde kendisini beden öğretmeni<br />

olarak tanıttığı belirlendi. Adliyeye<br />

sevk edilen ve savcılıkta ifadesi alınan Erkan<br />

G., İstanbul'da okulların trafik eğitim pistinde<br />

görevli olduğunu ve orada da taciz olayından<br />

dolayı hakkında soruşturma<br />

açıldığını söyledi.<br />

- Öğretmen tacizini muhabbet<br />

kuşları ortaya çıkardı<br />

İzmir'in Bornova ilçesinde, halk eğitim<br />

merkezinde eğitim gören zihinsel engelli bir<br />

kızın, evlerindeki muhabbet kuşlarının gagalarını<br />

birbirine değdirerek oynamasını görüp<br />

annesine, 'öğretmenim ile böyle öpüşüyoruz'<br />

demesi üzerine çıkan cinsel istismar olayında,<br />

yargılama sonucu sanık öğretmen Yalçın<br />

K., 4 zihinsel engelli öğrenciye 'cinsel<br />

saldırı' suçundan 15 yıl 3 ay hapis cezasına<br />

çarptırıldı.<br />

Cumhuriyet Savcısı Cevdet Aydemir'in<br />

hazırladığı iddianameye göre, Bornova Halk<br />

Eğitim Merkezi'nde eğitim gören zihinsel engelli<br />

23 yaşındaki Özlem N.'nin, 2014 yılı sömestr<br />

tatilinde, evinde bulunduğu sırada,<br />

evdeki iki muhabbet kuşunun gagaları ile<br />

birbirleri ile oynadığını gördüğü ve annesine<br />

'Ben de öğretmen Yalçın K. ile böyle öpüşüyorum'<br />

şeklinde söylemesi üzerine, anne durumu<br />

Bornova Halk Eğitim Merkezi<br />

yetkililerine bildirdi. Öğrenilen durum üzerine<br />

Yalçın K.'yi takibe alan kurs yetkilileri,<br />

Yalçın K.'nin zihinsel engelli erkek öğrenciler<br />

Ramazan Y. ve Abdülsamet A.'nın cinsel organını<br />

ellediği, kendi cinsel organını da ellettiğini<br />

ileri sürdü. Hazırlanan iddianamede,<br />

şüpheli öğretmen Yalçın K.'nin zihinsel engelli<br />

kız öğrencilerin göğüslerine başını dayayıp<br />

masaj yaptırdığı belirtildi. Öte yandan,<br />

mağdur öğrenci İlyas Z.'nin öğretmenlerine,<br />

şüpheli öğretmen Yalçın K.'nin kalçasını elleyerek<br />

'kalçan güzelmiş' şeklinde sarf ettiğini<br />

söylemesi üzerine öğretmenler<br />

tarafından tutanak tutularak, bu durumun<br />

Bornova İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından<br />

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda<br />

bulunulduğu belirtildi.<br />

- Avukat Bengisu Kaya: ''Cinsel<br />

istismarlarda iyi hal indirimi<br />

uygulanmasın''<br />

İzmir'in Karabağlar ilçesinde, öğrencisini<br />

taciz ettiği suçlamasıyla yargılanan öğretmen<br />

S.S.S.'ye, artırım yapılarak önce 22 yıl 6<br />

ay hapis cezası verilirken, daha sonra iyi hal<br />

indirimi uygulanıp cezası 18 yıl 9 aya düşürüldü.<br />

Mağdur ailenin avukatı Bengisu Kaya,<br />

"Mahkeme, sanığın ceza takdirini üst sınırlardan<br />

yapmamış, üstelik 'duruşmadaki hal<br />

ve tutumunu göz önünde bulundurarak' takdiri<br />

indirim uygulamış ve sonuç olarak 39<br />

yıla kadar hapis cezası verebilecekken 18 yıl<br />

9 ay hapis cezasına hükmetmiştir" dedi.<br />

- Söke’de gençler çocuk istismarı<br />

ve ölümlerine karşı eylem yaptı<br />

Aydın’ın Söke ilçesinde sosyal medyadan<br />

iletişim kuran gençler, bir araya gelerek<br />

çocuk istismarı ve kadın tecavüzlerine karşı<br />

eylem yaptı.<br />

egeyondergisi.com 73


EgeYöN <strong>Dergisi</strong><br />

Mart 2018<br />

Söke’de iki duyarlı genç Damla Akar ve<br />

Deniz Kalkan, son dönemde Türkiye’de yaşanan<br />

çocuklara yönelik cinsel istismar haberleri<br />

üzerine harekete geçti. Sosyal medya<br />

başta olmak üzere iletişim kanallarını kullanan<br />

gençler, eylem için buluşma kararı aldı.<br />

Gerekli izinlerini alan gençlerin buluşma<br />

noktası Söke’nin Cumhuriyet Meydanı oldu.<br />

Çocuk istismarı, çocuk ve kadın ölümlerini<br />

lanetleyen dövizler hazırlayan gençler, Cumhuriyet<br />

Meydanında toplandı.<br />

- 14 yaşındaki engelli kızı taciz<br />

eden şüpheli tutuklandı<br />

Denizli’de 14 yaşındaki zihinsel engelli<br />

kız çocuğuna cinsel istismarda bulunan zanlı<br />

tutuklanarak cezaevine gönderildi.<br />

Denizli’nin Çivril ilçesi Bekirli Mahallesi'nde<br />

yaşanan olayda, 14 yaşındaki zihinsel<br />

engelli N.D., komşusu S.K.(40) tarafından<br />

evin arka kısmında bulunan ardiyede taciz<br />

edilirken, N.D.'nin amcası tarafından suçüstü<br />

yakalandı. Zanlı S.K.'yı olay yerine gelen jandarmaya<br />

teslim eden N.D.’nin ailesi S.K.'dan<br />

şikayetçi oldu. Küçük N.D. uzman eşliğinde<br />

alınan ifadesinde, S.K.'nın kendisine 4 yıldır<br />

tacizde bulunduğunu belirtirken, S.K.'nın da<br />

suçunu itiraf ettiği ifade edildi.<br />

- MAGİAD cinsel taciz mağdurlarına ücretsiz<br />

danışmanlık hizmeti verecek<br />

Manisa Genç İş Adamları Derneği önemli<br />

bir sosyal sorumluluk projesine daha imza<br />

attı. MAGİAD Başkanı Ömer Geriter, cinsel<br />

tacize maruz kalan kadın ve çocuklara ücretsiz<br />

hukuki ve psikolojik danışmanlık hizmeti<br />

sağlayacaklarını açıkladı.<br />

Son günlerde basına yansıyan çocuk istismarı<br />

ve tecavüz haberleri Manisa Genç İş<br />

Adamları Derneği'ni harekete geçirdi.<br />

Manisa Genç İş Adamları Derneği Başkanı<br />

Ömer Geriter, cinsel taciz mağduru<br />

kadın ve çocukların hukuki ve psikolojik destek<br />

masraflarını üstleneceklerini açıkladı.<br />

- MBGC’den çocuk istismarına<br />

kınama<br />

- Muğla Büyükşehir<br />

Gazeteciler Cemiyeti Derneği,<br />

son yıllarda artan<br />

çocuk istismarına yönelik<br />

olayları kınarken, Fethiye’de<br />

çocuk yaştaki kız<br />

çocuklarının yatlara servis<br />

edildiği iddialarına yönelik<br />

yetkililerin açıklama<br />

yapmamasını eleştirdi.<br />

Muğla Büyükşehir Gazeteciler<br />

Cemiyeti Derneği<br />

yönetimi tarafından yapılan açıklamada,<br />

çocuk istismarına yönelik artan olaylar<br />

kınandı. Cemiyet Başkanı Cem Kaytan,<br />

Adana’da yaşanan son olay ve Fethiye’de<br />

yaşları 12 ila 16 arasında değişen 14 kız çocuğunun<br />

lüks yatlara servis edildiği yönündeki<br />

haberler ve iddiaların kan dondurucu<br />

olduğunu açıkladı.<br />

Muğla'nın Fethiye ilçesinde, 2015 yılında<br />

yaşanan cinsel istismar olayının üzerinin örtüldüğü<br />

şeklindeki haberlerin gerçeği yansıtmadığını<br />

belirten Cumhuriyet Başsavcısı<br />

Kurtca Eker, "Çocukların uğradığı saldırıların<br />

vebali hepimize ait" dedi.<br />

Cumhuriyet Başsavcısı Eker, 2015 yılında<br />

yaşanan olayla ilgili adli sürecin yapıldığını,<br />

dosya kapsamında bir kişinin tutuklandığını<br />

bildirdi. Eker, "Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nden<br />

bir akademisyenin olayla ilgili hazırladığı<br />

raporu adli makamlara<br />

bildirmediğine karar verilmiş, konuyla alakalı<br />

daha sonra mağdurlarla görüşüp rapor<br />

hazırlanmış, bu rapor adli merciler yerine basına<br />

servis edilmiştir. Dava dosyasına yansımayan<br />

kısımlarıyla, rapordaki iddialar<br />

hakkında da araştırma başlatıldı. Raporu yetkili<br />

mercilere bildirmeyen kişiyle de alakalı<br />

tahkikat başlattık. Bir mağduriyet söz konusuyla<br />

bu giderilir. Kimsenin yaptığı yanına<br />

kalmaz. Çocukların uğradığı saldırıların vebali<br />

hepimize ait” dedi.<br />

Uzman Psikolog Çönkü, “Cinsel<br />

istismar psikolojik kanserdir”<br />

Uzman<br />

P s i k o l o g<br />

Didem Turgut<br />

Çönkü, cinsel<br />

istismarın bir<br />

tür psikolojik<br />

kanser olduğunu<br />

söyledi.<br />

Türkiye’de<br />

son günlerde<br />

yoğun olarak<br />

tartışılan ‘cinsel<br />

istismar’<br />

konusunda önemli açıklamalarda bulunan<br />

Uzman Psikolog Didem Turgut Çönkü, “Cinsel<br />

istismar, çeşitli kılıklarda karşımıza çıkar.<br />

Cinsel istismar, kısmen, çocuğun fiziksel yakınlık<br />

ve şefkat ihtiyacını kullanarak onu<br />

baştan çıkarmaya ve ikna etmeye, eğer çocuk<br />

failin taleplerini yerine getirmeyi reddederse<br />

kısmen de tehdit ve şiddete dayanır” dedi.<br />

74 egeyondergisi.com


EgeYöN <strong>Dergisi</strong> Mart 2018<br />

GELENEKSEL YÖNTEMLERLE<br />

PARŞÖMEN<br />

Antik kent Bergama'da iki kadın geleneksel doğal yöntemlerle<br />

parşömen üretiyor<br />

UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınan<br />

Bergama’nın en önemli simgelerinden olan<br />

parşömen, bu işe gönül vermiş iki kadın öncülüğünde<br />

anavatanında üretilmeye devam ediyor.<br />

Hala geleneksel doğal yöntemlerle üretilen<br />

parşömen, gerektiği gibi işlendiğinde her iki yüzüne<br />

de yazılabilmesi, yırtılmaması, alev almaması,<br />

dayanıklılığı, hat ve tezhip sanatına<br />

uygunluğu, üstündeki yazıların okunduğunda<br />

gözü yormaması özellikleriyle dikkat çekiyor.<br />

Asıl mesleği restorasyon olan Demet Sağlam<br />

Tokbay, Anadolu’nun son kara tabağı olan<br />

İsmail Araç’ın yanında çırak olarak başladığı<br />

parşömen yolculuğunda kalfalık ve sonrasında<br />

geleneksel olarak düzenlenen peştamal töreni<br />

ile birlikte artık usta olarak parşömen üretiyor.<br />

Nesrin Ermiş ise Bergama Belediyesi UNESCO<br />

Dünya Mirası Ofisinde çalışıyor.<br />

Bulunuşu milattan önceye dayanan parşömenin<br />

öyküsü, uzun yıllar sonra ilk kez 2013 yılında<br />

tabak ustası İsmail Araç tarafından<br />

yeniden yazılmaya başlandı. Araç, kendisini<br />

Bergama aşığı olarak tanımlayan Macit Gönlügür<br />

ile birlikte işe büyük emek veriyor. Genelde<br />

oğlak derisinden yapılan parşömenin geleneksel<br />

yöntemlerle üretmesi için kolları sıvayan<br />

Araç ve Gönlügür'ün girişimleriyle başlatılan<br />

parşömen üretimi, şimdi her geçen gün daha<br />

büyük ilgi görüyor.<br />

Çırak olarak başladılar<br />

İsmail Araç'ın yanında 2007 yılında çırak<br />

olarak işe başlayan Demet Sağlam Tokbay, daha<br />

sonra kalfa oldu ve geçtiğimiz yıl Temmuz<br />

ayında düzenlenen geleneksel peştamal kuşanma<br />

töreni ile ustalık derecesine yükseldi.<br />

Asıl mesleği restorasyon olan Tokbay, "Arkeoloji<br />

Restorasyon mezunuyum. Uzun yıllar boyunca<br />

restorasyon üzerine çalışmalar yaptım İstanbul<br />

ve Bergama’da. 2005 yılında parşömen ile tanıştım.<br />

İsmail Amca ile tanıştıktan sonra onun<br />

yaptığı bu mesleği öğrenmeye merak saldım.<br />

2007 yılında beraber çalışmaya başladık. Geçen<br />

seneye kadar kendime ait bir atölyem vardı.<br />

Orada hem üretim hem de desen tasarım olarak<br />

parşömen ile ilgili çalışmalar yapıyordum. İsmail<br />

Amca beni önce çırak olarak kabul etti,<br />

daha sonra kalfa oldum ve en son geçen yıl<br />

Temmuz ayında da geleneksel peştamal kuşanma<br />

töreni ile ustalık mertebesine eriştim.<br />

Halen devam ediyorum parşömen üretmeye. Şu<br />

anda İngiltere’de kalıyorum. Orada ustamdan<br />

öğrendiğim parşömen teknikleri ile aynı şekilde<br />

üretim yapmaya devam ediyorum. Maalesef şu<br />

anda ülkemizde antik dönem yapım teknikleri<br />

ile İsmail Amca, Nesrin ve benim dışımda yapan<br />

kimse yok. Bunun dışında birkaç firma var onlar<br />

da fabrikasyon parşömen üretim yapıyorlar"<br />

dedi.<br />

egeyondergisi.com 75


EgeYöN <strong>Dergisi</strong><br />

Mart 2018<br />

URLA...<br />

Nedim ÖZ<br />

Son zamanda önemi ve değeri giderek artan,<br />

gizli kalmış bir güzelliktir Urla. Körfezin ve aynı<br />

zamanda yarımadanın kenarındaki cennet sahilleri,<br />

binlerce yıldır balıkçılara ev sahipliği<br />

yapan limanı ve bolluğu, bereketi temsil eden<br />

bahçeleri ile Urla her dönem Ege’nin nezihliğiyle<br />

akılda kalan bir sembolü olmuştur.<br />

Denize çıkan bu kentin sokaklarında Necati<br />

Cumalı’dan, Yorgo Seferis’ten, Tanju Okan’dan<br />

izler bulmak mümkündür. Bu izleri keşfederken<br />

de sakin bir meltem eşliğinde sahillerinde dolaşmak,<br />

ruhuna gıdadır insanın.<br />

Her beyaz yakalının rüyalarını süsleyen bu<br />

sessiz ve dingin Ege kasabası, İzmir’in batısında<br />

38 km. yarımadanın orta kısmında yer alır. Kuzeyinde<br />

İzmir Körfezi, batısında Alaçatı ve<br />

Çeşme, doğusunda Güzelbahçe, güneyinde Ege<br />

denizi ve Seferihisar ilçesi bulunmaktadır. Konumu<br />

itibariyle kuzey ve güneyinden denize kıyısı<br />

olmasının yanı sıra bu kıyılarında eşsiz<br />

sahiller yer almaktadır.<br />

Kentin tarihi de şehir dokusu kadar önemli<br />

ve dikkat çekicidir. İlk yerleşim bölgesi, günümüzde<br />

Urla İskele ’de bulunan, körfeze kıyı<br />

oluşturan tarihi bir limanın üzerine inşa edilmiştir.<br />

Çok eski bir yerleşim merkezi özelliğinde<br />

olan bu limanın tarihi, M.Ö. 2000 yıllarına<br />

kadar uzanır. Urla'nın o devirlerdeki adı Klazomenai'dir.<br />

M.Ö. 2000 yıllarının sonlarında Ege<br />

göçleri sonucu, Dor'ların Orta Avrupa içlerinden<br />

aşağıya, Yunanistan'a inmeleri ile Yunanistan'da<br />

oturan İon'lar Anadolu'ya geçerek İzmir<br />

Körfezi'nden Mandalya Körfezi'ne kadar uzanan<br />

bölgede yerleşmişlerdir. O devirlerdeki kargaşadan<br />

dolayı Anadolu'ya gelerek yeni kentler<br />

kurmuşlar. Hatta Hititler gibi büyük devletler<br />

bile bu kargaşadan etkilenmiştir. Bu bölgeye<br />

İonia adını vermişler. İon kolonizasyonu olarak<br />

adlandırılan bu olay, zamanla yayılmış ve<br />

Smyrna (Eski İzmir) ve Phokaia (Eski Foça)<br />

Aiollerin elinden koparılıp alınmış ve birer İon<br />

kent devletine dönüştürülmüştür. Klazomenai<br />

antik kentinin kalıntıları Urla'nın İskele mahallesinde<br />

bulunmaktadır. Şu anda kazılar halen<br />

devam etmektedir. Bir kısmı Karantina Adası<br />

üzerinde bulunmaktadır. Çıkarılan önemli kalıntılardan<br />

birisi de o devirlerde kullanılan bir<br />

zeytinyağı fabrikasıdır. Ağaçlı yolun (Mithat<br />

Paşa Caddesi) İskele tarafında batısında bulunmaktadır.<br />

Klazomenai M.Ö.188 de, Roma'nın<br />

Pergamon Krallığı'nın müttefiki olarak yer aldığı,<br />

Suriye Krallığı ile yapılan Apemai barışından<br />

sonra, Romalı'lar tarafından özgür bırakılan<br />

şehirler arasındadır.Ayrıca Drymussa (Uzunada)<br />

Adası'da Klazomenai'a eklenmiştir. Arkeolojik<br />

bulgular Klazonmenai Kentinde yerleşimin en<br />

geç M.S. 5. Y.Y. başlarına kadar devam ettiğini<br />

göstermektedir. Bizans döneminde Piskoposluk<br />

listesinde adı geçen Klazomenai kentinin bazı<br />

arkeolojik deliller ışığında eski kent arazisi<br />

içinde kalan ve günümüzde Gülbahçe olarak<br />

adlandırılan yerde bulunmaktadır.<br />

Klazomenai antik kenti ve ören yeri meraklılarının<br />

görmesi gereken önemli bir konumda<br />

olmasının yanı sıra, dünyada eşine pek de rastlanmayan<br />

deniz arkeolojisinin yapıldığı nadir<br />

bölgelerdendir. Su altı kazı çalışmalarının yapıldığı<br />

bu limanda antik çağlardan kalma birçok<br />

eserler gün yüzüne çıkarılmıştır. Hatta bu bulgulardan<br />

yola çıkılarak bir savaş gemisi bile yapılmış;<br />

proje başkanlığını Arkeolog Osman<br />

Erkurt 'un yaptığı proje ile Kybele Antik Gemisi,<br />

360 derece Tarih Araştırmaları Grubu'nca yapılıp,<br />

Marsilya’ya sahillerine kadar yelken açmıştır.<br />

Urla İskele bölgesinde güzelliğiyle göze çarpan<br />

adaları da görülmeye değerdir. Kendi sınırları<br />

içinde on iki adaya sahip olan ilçenin, en<br />

dikkat çekici adası şüphesiz Karantina adasıdır.<br />

Urla'da bulunan huzur merkezidir bu ada. Ağaçlar,<br />

kuş sesleri, pırıl pırıl deniz alıverir insanın<br />

tüm elektriğini.<br />

Burası adından da anlaşılacağı gibi Osmanlı<br />

döneminde bulaşıcı hastalıkların önüne geçilmesi<br />

amacıyla kullanılmıştır. Osmanlı’nın bu ilk<br />

karantina bölgesini kuran ise Fransızlardır.<br />

76 egeyondergisi.com


EgeYöN <strong>Dergisi</strong> Mart 2018<br />

1865’te kurulan tesis, ticaret ve yolcu gemileri<br />

ile özellikle kuzey hac yolu için gelen hacılar<br />

için düşünülmüş ve 1950 yılına kadar aktif kalmıştır.<br />

Daha sonra Deniz ve Güneş Tedavi Enstitüsü<br />

olarak kullanılan tesis, 1960’da Kemik ve<br />

Mafsal Hastalıkları Hastanesi’ne dönüştürülmüştür,<br />

1986’da ise Devlet Hastanesi statüsü kazanmıştır.<br />

Daha sonra yeni Urla Devlet<br />

Hastanesi’nin faaliyete başlaması ile hastane<br />

faaliyetleri yeni yerine taşınmıştır.<br />

Karantina Adası, hiç dalgalanmayan antik<br />

plajı ile ünlüdür. Çam ve palmiye ormanlarıyla<br />

kaplı olan adayı karaya bağlayan yol, MÖ 225<br />

yılında Büyük İskender tarafından yapılmıştır.<br />

Adanın kuzey burnunda gün ışığına çıkarılmayı<br />

bekleyen Antik Dönem ’e ait 5.000 kişilik bir<br />

amfi tiyatro bulunur.<br />

Mübadele döneminde Yunanistan'dan gelen<br />

göçmenleri yurda almadan önce beklettikleri ve<br />

sağlık kontrolünden sonra yurda alındıkları bu<br />

adanın başka ülkelerde de örnekleri bulunmaktadır.<br />

Dünyada tescilli olarak 3 adet Karantina<br />

adası bulunmaktadır. Urla’daki Ada dışındaki<br />

diğer örnekler ise; ABD’de Ellis adası, Hırvatistan’da<br />

bulunan Karantina adalarıdır.<br />

Urla’nın İskele ve Çeşmealtı’nı kapsayan kıyı<br />

bölgesi, genellikle yazlık konutları barındırsa<br />

da, insana mutluluk veren ılık ve temiz havası<br />

ile haftasonu yerli turist ve Pazar günleri<br />

İzmir’e yakınlığı sebebiyle günübirlik ziyaretçi<br />

İzmirlilerin sık rağbet gösterdikleri mekanlardandır.<br />

Şirin dokusunu hala koruyan tarihi limanı<br />

halen balıkçılara ev sahipliği yapmanın<br />

yanı sıra gündüz ve gece vakit geçirmelik nezih<br />

mekanları da içinde barındırır. Önceleri ticari<br />

depo işlevi gören ve limanı çevreleyen portikli<br />

bu yapılar zamanla günümüz ihtiyaçlarına göre<br />

şekil almış ve yeme içme mekanlarına dönüşmüştür.<br />

Urla İskele’den sahil boyunca devam eden<br />

yol takip edildiğinde Çeşmealtı’na varılır. Güzel<br />

sahilleri ve sakin yolları ile ün yapmış bu semt,<br />

genellikle yazlık konutların konumlandığı bir<br />

mevkiidir. Yol sırasında konumlanan kafelerin<br />

yanı sıra, yazın kurulan şenlikli akşam pazarı ile<br />

kent hareketlenir. Sahilleri ve bakir doğası görülmeye<br />

değerdir. Çeşmealtı’nda ayrıca Finansörlüğünü<br />

Vehbi Koç Vakfı’nın üstlendiği,<br />

Türkiye Sualtı Arkeolojisi (TİNA) Vakfı’nın ise<br />

projenin gerçekleşmesi için büyük katkı sağladığı,<br />

Ankara Üniversitesi Sualtı Arkeolojik Araştırma<br />

ve Uygulama Merkezi (ANKÜSAM)<br />

tarafından yapılan Urla - Çeşmealtı’ndaki Ankara<br />

Üniversitesi Mustafa Vehbi Koç Deniz Arkeolojisi<br />

Araştırma Merkezi ve Arkeoparkı<br />

bulunmaktadır. Bu tesis, özel donanım ve eğitim<br />

gerektiren sualtı kazı ve araştırmalarının<br />

devamlılığını sağlamak için merkez bünyesinde<br />

uzman eleman yetiştirmek amacıyla eğitim<br />

programları hazırlanmakta, ayrıca bilimsel yayınlar<br />

yapmak ve denizle bağlantılı deneysel arkeoloji<br />

projelerine destek olmak da merkezin<br />

diğer öncelikli hedefleri arasındadır.<br />

Urla sahilleri ve çehresinin şairane ve yalnız<br />

olmasının insan üzerinde yarattığı etkiye dayanarak,<br />

kentin güzelliklerini aktarmaya çalıştık<br />

bu yazımızda. Doğayı insanın vazgeçilmez karakteri<br />

olarak kabul edip, bu doğrultuda temiz,<br />

sağlıklı, çevreye duyarlı ve sürdürülebilir bir ortamda<br />

yaşamak her bireyin hakkı. Urla’da bunu<br />

yaşamak mümkün.<br />

Nedim Öz<br />

egeyondergisi.com 77


EgeYöN <strong>Dergisi</strong><br />

Mart 2018<br />

SULTAN 2. ABDÜLHAMİT’İN<br />

DENİZLİ’DE SATIN<br />

ALDIĞI KÖY<br />

HÜSAMETTİN ATAMAN<br />

2010 yılında, Osmanlı Padişahı 2. Abdülhamit’in<br />

mirasçısı olduklarını söyleyen 32 kişi Padişah’ın<br />

Cumhuriyet idaresi tarafından el konulan<br />

ve Hazine’ye devredilen malı mülkü üzerinde hak<br />

iddia ederek dava açtılar. Davanın görülmesi sırasında<br />

mirasçı olduklarını iddia edenlerin sayısı<br />

250’yi buldu.<br />

Basın toplantısı düzenleyen ve Sultan 2. Abdülhamit’in<br />

5. Kuşaktan torunu olduğunu iddia<br />

eden Nilhan Osmanoğlu, dedesine ait malların<br />

kendilerine iade edilmesini istedi. Osmanoğlu, konuya<br />

ilişkin süren veraset davasından sonuç alınamaması<br />

halinde İnsan Hakları Mahkemesi’ne<br />

gideceğini, sembolik de olsa Osmanlı hanedanlığının<br />

kurumsal olarak sürmesini istediğini söyledi.<br />

Hürriyet gazetesinde 7 Kasım 2016 günü şöyle<br />

bir haber yer aldı;<br />

“Sultan 2. Abdülhamid’in çeşitli ülkelerde yaşayan<br />

torunlarının açtığı miras davalarıyla zaman<br />

zaman tartışılan mal varlığına ilişkin, Çevre ve Şehircilik<br />

Bakanlığı’na bağlı Tapu ve Kadastro Genel<br />

Müdürlüğü arşivlerinde ayrıntılı kayıtlar yer alıyor.<br />

Arşiv Daire Başkanı Zeynel Abidin Türkoğlu,<br />

Anadolu Ajansı muhabirine yaptığı açıklamada;<br />

arşivlerinde Sultan 2. Abdülhamid’in şahsi mal<br />

varlığına ilişkin 3 tapu kayıt defteri bulunduğunu<br />

söyledi. Türkoğlu, ‘Elimizdeki 3 defterde Sultan 2.<br />

Abdülhamid adına kayıtlı 1869-1908 yıllarına ait<br />

Anadolu, Ortadoğu, Balkanlar ve Trakya’da aktif<br />

ve pasif olarak toplam 7 bin 756 taşınmazın tapu<br />

kaydı bulunuyor.<br />

2. Abdülhamid’e ait kayıtlar içinde tarla, bağ,<br />

bahçe, mera, koru, çiftlik, konak, hane, değirmen,<br />

maden, zeytinlik, kahvehane ve dükkân gibi birçok<br />

taşınmaz yer alıyor.’ dedi. Sultan 2. Abdülhamid’in<br />

ölümünün ardından bazı taşınmazların hazineye<br />

aktarıldığını belirten Türkoğlu, özellikle<br />

çiftlik ve emlaka ilişkin kayıtlarda sayı belirtilmediği<br />

için miktarın net olarak bilinemediğini ifade<br />

etti.<br />

2. Abdülhamid’in Anadolu’da 2 bin 369 taşınmaz<br />

kaydı bulunduğunu vurgulayan Türkoğlu,<br />

‘Bunlar İstanbul, İzmir, Balıkesir, Denizli, Çanakkale,<br />

Tekirdağ, Adıyaman, Sakarya, Giresun, Aydın,<br />

Sivas, Eskişehir, Bursa, Kocaeli, Burdur, Manisa,<br />

Kırklareli ve Edirne illerinde yer alıyor. Bu taşınmazların<br />

bir milyon 256 bin 947 dekarı halen 2.<br />

Abdülhamid’in üzerinde kayıtlı bulunuyor. 391<br />

bin 573 dekarı Hazine, 8 bin 627 dekarı da şahıslar<br />

78 egeyondergisi.com


EgeYöN <strong>Dergisi</strong> Mart 2018<br />

adına geçmiş gözüküyor.’ diye konuştu.<br />

Hürriyet gazetesinde bu haberi okuyunca, Denizli<br />

gazetesinde 35 yıl önce yer alan bir haberi<br />

anımsadım.<br />

Denizli, Çal ilçesine bağlı Dayılar köyü muhtarı<br />

Mehmet Varol, 6 Haziran 1993 günü bir basın bildirisi<br />

yayınlayıp köyün ve köylünün bir sıkıntısını<br />

dile getiriyor. Dayılar köyünün içinde bulunduğu<br />

durumu okurlarına “100 YıllıkTapu Umudu” başlığıyla<br />

aktaran Denizli Gazetesi’nin haberi şöyle;<br />

“Çal ilçesine bağlı Dayılar Köyü sakinleri 96 yıl<br />

önce köyün tapusunu üzerine geçiren Abdülhamit<br />

yüzünden tapularına kavuşamıyor. Cumhuriyet<br />

döneminde köyün tapusu Abdülhamit’e ait olduğu<br />

için Hazine tarafından el konulan arazi 96 yıldır<br />

sorun olmaya devam ediyor.<br />

Dayılar Köyü, Büyük Menderes nehri kenarında<br />

küçük ama şirin bir köy.<br />

Dayılar köyü yakınından geçen Büyük Menderes<br />

nehri üzerinde tarihi Tozlukara Köprüsü.<br />

Köylüler köprünün İpek Yolu Köprüsü diye adlandırıldığını<br />

duyduklarını söylüyorlar.<br />

Dayılar Köyü Muhtarı Mehmet Varol, köyde<br />

133 hanenin bulunduğunu ve yıllardır çıkartılan<br />

imar aflarından yararlanamadıklarını belirtti.<br />

Köyde 133 hanenin olmasına rağmen köylülerin<br />

resmiyette çadırlarda yaşadıklarının görüldüğünü<br />

vurgulayan Muhtar Mehmet Varol, resmiyette görünmeyen<br />

evlerinin vergilerini her yıl verdiklerini<br />

dile getirdi.<br />

Dayılar Köyü Muhtarı Mehmet Varol, 1970 yılında<br />

köyden geçen Tapu ve Kadastro’nun, arazinin<br />

Hazine’ye ait olduğu evlerini<br />

tapulayamadığını belirtti. Osmanlı Padişahlarının<br />

halâ acısını çektiklerini dile getiren Varol, ‘Kendi<br />

evimizde kiracı gibi yaşıyoruz. Maliye yıllardır bizden<br />

işgaliye vergisi alıyor. Evlerimizin yeri Tapu<br />

ve Kadastro’da tarla olarak geçiyor. Hazine’den<br />

yıllardır satışını istediğimiz halde bir sonuç alamadık.<br />

Yerleşim yeri bulunmayan köyümüzün<br />

giriş çıkışındaki tabelaları söktük’ dedi.<br />

Çevrede Abdülhamit’in Çiftliği olarak bilinen<br />

11.200 dönüm üzerinde kurulu 133 haneli arazinin<br />

bulunduğu Dayılar Köyü halkı, ‘Kaçak binalarda<br />

oturduğumuz için devletin dozerlerini her<br />

an ensemizde hissediyoruz’ dediler”.<br />

Gazete haberinden anlaşıldığı kadarıyla, köylüler,<br />

tapusu Hazine’ye ait arazileri ekip biçiyorlar<br />

ve evleri de Hazine arazisi üzerinde. Milli Emlak<br />

Müdürlüğü de köylülerden her yıl, adına ecri misil<br />

denilen, kira bedeli alıyor. Her şey yasalara uygun<br />

işliyor. Her ne kadar köy muhtarı Sultan Abdülhamit’i<br />

suçluyor ise de, arazilerin eski tapulu sahibi<br />

Abdülhamit’in bu sorunla bir ilgisi yok. Olayın ayrıntıları<br />

incelendiğinde, konu, kamuoyunun ilgisini<br />

çeksin diye Padişah’ın adının olaya dahil<br />

edildiği anlaşılıyor. Ancak, “Burası Türkiye, belli<br />

olmaz. Abdülhamit’in torunu olduğunu söyleyenler,<br />

miras davasını kazanıp buraya da gelebilirler”<br />

diyenlere de rastlanmıyor değil.<br />

1993 yılında Dayılar Köyü Muhtarı olarak gazetecilere<br />

demeç veren Mehmet Varol’a 21 Eylül<br />

2017 günü, “O demecinizin üzerinden çeyrek asır<br />

geçtikten sonra olaya nasıl bakıyorsunuz?” diye<br />

sorduğumda şu cevabı aldım;<br />

“Sorun aynen devam ediyor. Nasıl çözülecek<br />

bilemiyoruz. Abdülhamit’in varisleri tarafından<br />

miras davası açılmış. Davanın bizim köydeki arazileri<br />

kapsayıp kapsamadığı konusunda tam bilgi<br />

sahibi değiliz. Köylünün elinde, Devlet tarafından<br />

verilmiş bulunan bazı tapular, tapu tahsis belgeleri<br />

var. Tapuların, tapu tahsis belgelerinin iptal<br />

edilmesi söz konusu olmadığına, köylülerin yıllardır<br />

oturdukları evlerden çıkarılamayacağına ve<br />

ekip biçtikleri arazilerden atılamayacaklarına<br />

göre, sonucun ne olacağını bizler de merakla bekliyoruz.”<br />

Dayılar köyünün ve köylülerinin tapulama sorunlarını<br />

yerinde incelemek üzere köye gitmeye<br />

karar verdim. Denizli Milli Emlâk Müdürlüğü’nden<br />

bazı gerekli ön bilgileri aldıktan sonra Çal ilçesine<br />

gittim. Dayılar köyü, 2014 yerel seçimlerinden<br />

önce Denizli’nin Büyükşehir olmasıyla birlikte köy<br />

statüsünden çıkarılıp Çal ilçesinin mahallesi olan<br />

yerleşimlerden biri. Menderes Nehri’nin kenarında,<br />

nehirden 50-60 metre yüksekte kurulu bir<br />

köy.<br />

Dayılar Köyü’nde üç dönem muhtarlık yapan<br />

Muhammet Yıldırım,<br />

“Artık buramıza kadar geldi. Koca devlet köylünün<br />

sorununu bir asırdır nasıl çözemez?” diyor.<br />

Önce Belediye Başkanlığı’na, sonra Tapu ve<br />

Kadastro Müdürlüğü’ne gitim. Dayılar köyünün<br />

durumu hakkında bilgi almaya çalıştım. Sonra da<br />

Dayılar’a gittim.<br />

İlginçtir, Dayılar küçücük bir yerleşim yeri. Bir<br />

asır kadar önce burada bir yerleşim yeri yokmuş.<br />

Buradaki tarlalar, yakındaki Aşağıseyit ve İcikli<br />

köylüleri tarafından ekilip biçiliyormuş.<br />

Olayın öyküsü de şu;<br />

Osmanlı Devleti, 1901 yılında Hicaz demiryolu<br />

yapımına başlanacağını açıklar. Diğer demiryolu<br />

güzergâhları yabancı şirketlere imtiyaz karşılığı<br />

yaptırılırken, bu demiryolu kutsal topraklardan<br />

geçeceği gerekçesiyle yerli olanaklarla yapılmasına<br />

karar verilir. Hazinede yeterli para yoktur. Bağışlar<br />

toplanır. Emlâk vergisi dahil tüm vergilere,<br />

getirisi bu demiryolu inşaatında kullanılmak<br />

üzere, özel eklemeler yapılır.<br />

Bu bölgedeki tarlaları kullananlar vergiyi çok<br />

bulurlar ve itiraz ederler. Salınan ek vergileri ödeyemezler.<br />

Sultan Abdülhamit de bu bölgedeki arazinin<br />

tamamını önceki kullanıcılarından satın alır<br />

veya kendi adına tapuya kaydettirir. Orası tam bilinmiyor.<br />

Arazi vergilerini kendisi öder.<br />

Bu kadar arazi satın alınmıştır ve boş durmaması<br />

gerekmektedir. Önce bir at yetiştirme çiftliği<br />

(hara) yapılır. Sonra örnek bir çiftlik halinde çeşitli<br />

meyve ve sebze yetiştirilmesine karar verilir. Burada<br />

çalışacak aileler civar köylerden getirilerek<br />

burada iskân edilirler. Zamanla burası bir köy haline<br />

gelir.<br />

egeyondergisi.com 79


EgeYöN <strong>Dergisi</strong><br />

Mart 2018<br />

1909’da Abdülhamit’in padişahlığı sona erer.<br />

1919’da Milli Mücadele başlar. Bu arazilerin tapusu<br />

Sultan Abdülhamit üzerindedir ama arazilerin bakımını<br />

ve işlenmesini Çal’dan Necip Ağa üstlenir.<br />

Buraya Ahmet Efendi adında birini kâhya olarak bırakır.<br />

Köylüler, büyüklerinden Necip Ağa’yı ve<br />

Ahmet Efendi’yi duyduklarını söylüyorlar.<br />

Millî Mücadele sona erer. Cumhuriyet kurulur.<br />

3 Mart 1924 günü çıkarılan yasa ile Osmanlı Hanedanı<br />

mensuplarının tüm mal varlıkları Hazine’ye<br />

geçer. Dolayısıyla Dayılar Köyü arazilerinin ve köydeki<br />

binaların tümü Hazine malı olur. Ancak köylüler,<br />

arazileri, kendi adlarına işlemeye ve evlerinde<br />

oturmaya devam ederler.<br />

1924 yılında Denizli merkezde kadastro çalışmaları<br />

başlar. Kent merkezinin mevcut durumunun<br />

haritası çıkarılır. Dönemin Denizli Valisi Cemal<br />

Bardakçı (tarih araştırmacısı yazar gazeteci Murat<br />

Bardakçı’nın dedesi) kadastro ekibinden bir iki kişiyi<br />

Dayılar’a gönderir ve burada kimin hangi araziyi<br />

kullandığının belirlenmesini ister. Yapılan<br />

belirlemelere göre bir dağıtım yapılır. Bu dağıtım<br />

sırasında köylülerden bazı aileler devlet tarafından<br />

belirlenen bedel üzerinden, işledikleri arazileri<br />

satın alırlar. Birçok aile belirlenen bedeli yüksek<br />

bulup istenen parayı yatırmazlar, ama arazileri işlemeye<br />

devam ederler. Devlet onların arazileri işlemelerine<br />

engel olmaz.<br />

Köylülerin anlattıklarına göre 1980’li yıllarda çıkarılan<br />

bir yasa ile hazine arazilerini kullananlardan<br />

ecri misil (kullanma bedeli - yıllık kullanım<br />

kirası) alınmaya başlanır. 1984 ve 1987 yıllarında<br />

çıkarılan İmar Affı yasası ile birlikte kurulan Yeminli<br />

Özel Teknik Bürolar’a müracaat edenler oturdukları<br />

evler ile ilgili Tapu Tahsis Belgesi alırlar.<br />

İleride bu belgelerin gerçek tapu belgelerine dönüştürüleceği<br />

söylenir.<br />

1986’da, Dayılar köyünde düzenlenen köyler<br />

arası voleybol turnuvasında Dayılar köyü voleybol<br />

takımı şampiyon olur. Köydeki gençlerin kurduğu<br />

voleybol takımının bu başarısı Kaymakam’ın da Vali’nin<br />

de ilgisini çeker. Köy ile köylünün sorunlarına<br />

sıcak yaklaşırlar.<br />

Köylüler, diğer sorunlarının yanında tapu sorunlarını<br />

da aktarırlar yetkililere. Köylüyü dinleyen<br />

her kademedeki yetkili çözüm sözü verir. Kaymakam<br />

söz verir, Vali söz verir, Milletvekilleri söz verir.<br />

Sözler verilir verilmesine de, nedense, bir türlü<br />

sonuç alınmaz. Köylüler bir türlü tapularına kavuşamazlar<br />

ve her yıl Çal Mal Müdürlüğü tarafından<br />

kendilerinden istenen yıllık kira bedelini (ecri misil)<br />

ödemeye devam ederler. Hattâ tarlalarını nadasa<br />

bıraktıkları yıllarda bile bu ödeme kendilerinden istenir.<br />

Ödemeyenlere haciz gelir.<br />

Sultan Abdülhamit adına kayıtlı iken 1924 yılında<br />

Hazine’ye intikal eden araziler üzeinde devam<br />

eden, “Tapulu Arazi - Hazine Arazisi - Mera Arazisi”<br />

tartışması da köylülerin zaman zaman Kaymakamlık<br />

tarafından suçlanmalarına ve haklarında dava<br />

açılmasına neden olmaktadır.<br />

Köye haber vermeden gitmiştim. Köy kahvesinde<br />

birkaç vatandaş tavla oynuyorlardı. Kendimi<br />

tanıttım. Köye neden geldiğimi anlatınca dertlerini<br />

anlatmaya başladılar. İçlerinde uzun yıllar muhtarlık<br />

yapan Muhammet Yıldırım evine giderek 1985<br />

yılında aldığı Tapu Tahsis belgesini getirdi ve<br />

“Bizim sorunumuz bu belgenin gerçek tapu belgesine<br />

çevrilememiş olmasıdır” dedi.<br />

Daha sonra konuştuğum Mustafa Konar, babası<br />

1972 yılında köy muhtarı iken köye kadastrocuların<br />

gelip 2 yıl çalıştıklarını, o sırada kendisinin de kadastrocuların<br />

yanında bulunduğunu ve karşılaştıkları<br />

bazı olayları anlattı. Kadastro ekibinin<br />

hazırladığı kayıt defterinin bir kopyasını çıkartıp bir<br />

anı olarak saklamış. Babasına ait tapu belgelerini<br />

ve elindeki köy arazileri ile ilgili tüm diğer belgeleri<br />

gösterdi.<br />

Mustafa Konar’ın babası, Ahmet oğlu Ahmet<br />

Konar adına<br />

1950 yılında tanzim edilen tapu belgesi.<br />

Tapu belgesinde, arazinin yeni sahibine nasıl<br />

intikal ettiği şöyle anlatılıyor; “Padişahlardan kalmak<br />

suretiyle Hazine’ye intikal eden yerlerden iken,<br />

tevzi (dağıtım) komisyonunca 1341 (1925) yılında<br />

diğer 11 parça gayrimenkullerle birlikte 344 lira 50<br />

kuruş bedel mukabilinde takdiri kıymetle sahip senetlere<br />

(tapu sahibine) tevzi edildiği ve bedeli tamamen<br />

alındığı Mal Müdürlüğü’nün 4.4.1949 -<br />

25.11.1949 gün ve 954-1972 sayılı yazısı ile bildirilmekle<br />

hazinenin tasarrufu tapu komisyonunun<br />

5.12.1949 gün ve 49 sayılı kararı ile tasdik edilmekle<br />

Mal Müdürü Nazım Karahanoğlu’nun temlik ikrarı<br />

üzerine sahip senetlere yeniden tescilinden sonra<br />

Ümmügülsüm yarı hissesini diğer yarı hisseye sahip<br />

80 egeyondergisi.com


EgeYöN <strong>Dergisi</strong> Mart 2018<br />

oğlu Ahmet’e şartsız hibe etmekle tescil olundu.”<br />

Anlaşıldığı kadarı ile bu arazi, 1925 yılında, Hazine<br />

tarafından Mustafa Konar’ın dedesine satılmış.<br />

Ölüm sonrası bölünen arazi, 1950 yılında babası<br />

adına, müracaat üzerine, birleştirilmiş.<br />

16 Şubat 1995 günü, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde,<br />

Dayılar köyü halkının ve benzerî sorunların<br />

çözüme kavuşturulması için bir yasa çıkarılır. 4071<br />

sayılı bu yasanın başlığı şöyle; “3 Mart 1340 (1924)<br />

Tarihli ve 431 <strong>Sayı</strong>lı Kanunla Hazineye Kalan Taşınmaz<br />

Mallardan Bazılarının Zilyedlerine Devri<br />

Hakkında Kanun”. Adından da anlaşılacağı gibi, bu<br />

yasa, tam da Dayılar köylülerinin anlattıkları sorunlarını<br />

çözmeye yönelik bir yasadır.<br />

Yasanın bazı maddelerini okuyunca sizin de<br />

benim gibi, “Daha ne olsun. İşte yasa da çıkmış. Bu<br />

sorunlar neden yıllardır sürüncemede bırakılır da<br />

çözülmez?” diye soracağınızı hisseder gibiyim;<br />

Madde 1 - Bu Kanunun amacı; 3 Mart 1340<br />

(1924) tarihli ve 431 sayılı Hilafet’in ilgasına ve Hanedanı<br />

Osmanî’nin Türkiye Cumhuriyeti Memaliki<br />

Haricine Çıkarılmasına Dair Kanun gereğince Hazine’ye<br />

İntikal eden taşınmaz malların tapu kaydı<br />

içinde kalmaları sebebiyle Hazine adına tescil edilen<br />

veya edilmesi gereken yerlerin, zilyedlerine verilmesi<br />

esas ve usullerini düzenlemektir.<br />

Madde 2 - Bu Kanun, tapu sicilinde intikal işlemi<br />

yapılmış olsun veya olmasın, Osmanlı Padişahlarından<br />

Hazine’ye intikal eden taşınmaz<br />

malların tapu kaydı sınırları içinde uygulanır.<br />

Yasanın maddeleri, konunun ayrıntılarına inerek<br />

devam edip gidiyor… Yasalar hazırlanıyor, Meclis’ten<br />

geçiyor, yürürlüğe giriyor, ama, sorun<br />

çözülmeyince köylünün başı dertten bir türlü kurtulamıyor.<br />

Çal Kaymakamlığı, 2010 yılında, ‘Dayılar köylüleri<br />

hazine arazilerini işgal etmişler, ekip biçiyorlar’<br />

diye Cumhuriyet Savcılığı’na ihbarda<br />

bulunuyor, yani suç duyurusu yapıyor.<br />

Savcılık makamı önce haklarında suç duyurusu<br />

bulunan ve şüpheli sıfatı verilen köylüler hakkında<br />

iddianame hazırlayıp kamu davası açıyor. Köylüler,<br />

hakları olmadığı halde hazine arazilerini işlemekle,<br />

yani kamu arazilerine tecavüz etmekle, suçlanıyorlar<br />

ve haklarında ‘Altı aydan üç yıla kadar hapis ve<br />

üç yıla kadar adlî para cezası’ isteniyor.<br />

Ancak, sonradan, Savcılık makamı fikir değiştirerek<br />

köylülerin hazine arazilerini işgal ederek ekip<br />

biçmelerinin suç olmadığını söylüyor ve takipsizlik<br />

kararı alıyor. Köylüler ceza yemekten kurtuluyor.<br />

Çal Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Dayılar köylülerine<br />

iletilen 29 Mayıs 2010 tarihli son kararı.<br />

Çal Cumhuriyet Savcısı’nın verdiği bu son karardan<br />

anlaşıldığı kadarı ile kamuya ait taşınmazlara<br />

yapılan tecavüz suç olmaktan çıkarılmış. Yani<br />

Hazine’ye ait bir araziyi işgal etmek artık suç değilmiş.<br />

Köylüler hakkındaki suçlama o nedenle reddedilmiş.<br />

Savcılığın ilk kararını da son kararını da, nedenlerini<br />

de pek anlayamadım doğrusu. Herhalde hukukçu<br />

olmadığım (!) için. Bunun yorumunu<br />

hukukçulara bırakıp Osmanlı Sultanı 2. Abdülhamit’in<br />

Denizli’de satın aldığı arazilerle ilgili konumuzu<br />

noktalıyayım.<br />

1902 yılında İstanbul’da oturan Osmanlı Padişahı<br />

Sultan 2. Abdülhamit, Aydın Vilayeti’nin Denizli<br />

Sancağı’nın Çal Kazası’na 15 kilometre<br />

mesafede bir kısım araziyi kendi adına tapuya geçirtmiş.<br />

Sonra burası çiftlik haline getirilmiş. Zamanla<br />

bir köy haline dönüşen bu yerleşim yerine<br />

Dayılar Köyü denilmiş.<br />

Padişahlığa 1909 yılında veda eden Sultan Abdülhamit,<br />

1918 yılında vefat etmiş, Osmanlı Devleti<br />

yıkılmış, yerine 1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti<br />

Devleti kurulmuş. 1924 yılında çıkarılan bir yasa ile<br />

Osmanlı hanedanı mensuplarının tüm mal varlığı<br />

Hazine’ye intikal ettirilmiş.<br />

2018 yılında Dayılar köyünde oturanların, bu<br />

köydeki arazilerini ekip biçenlerin, babadan dededen<br />

kalma evlerinde oturanların tapu sorunları halâ<br />

çözülememiş.<br />

Bir asırlık zaman diliminde bir köydeki köylüler<br />

ile hazine arasındaki tapu sorununu çözüme kavuşturamayan<br />

bir bürokrasi ve siyaset. Ardından, Sultan’ın<br />

mirasçısı olduğunu söyleyerek ortaya çıkan<br />

ve Sultan’ın adına kayıtlı olduğu söylenen mal<br />

mülk üzerinde hak iddia eden insanlar…<br />

HÜSAMETTİN ATAMAN<br />

Babası Jandarma astsubayı, annesi ev hanımı.<br />

Babasının görevi dolayısıyla bulunduğu Tunceli’nin<br />

Pertek ilçesinde, 1947 yılında dünyaya<br />

geldi.<br />

Annesi Denizli Koyunaliler köyünden, Babası<br />

Denizli Baklan’lı. Üç kardeşiyle birlikte, ilk-ortalise<br />

öğrenimini, babasının memuriyeti dolayısıyla,<br />

Muğla, Yatağan, Datça, Denizli, Siirt, Silifke, Mersin<br />

gibi değişik yerlerde tamamladı.<br />

1969 yılında, mimarlık ve şehir planlaması eğitimi<br />

aldığı ODTÜ Mimarlık Fakültesi’nden, 1973<br />

yılında da toplumsal kalkınma alanında eğitim aldığı<br />

International Institute of Social Studies'den<br />

(Den Haag- La Hey, Hollanda) mezun oldu.<br />

Mimarlar Odası Denizli Temsilcisi, Mimarlar<br />

Odası Genel Merkezi Onur Kurulu Üyesi, Mimarlar<br />

Odası Genel Merkezi Avrupa Birliği Çalışma Grubu<br />

Üyesi ve Denizli Belediye Meclisi Üyesi olarak<br />

görev yaptı. Kariyerini Denizli’de mimarlık yaparak<br />

sürdürüyor.<br />

Denizli’de yayınlanan yerel gazete ve dergilerde<br />

köşe yazıları yazdı. Yerel televizyon kanallarında<br />

Denizli kentinin belleği, siyasî, sosyal ve<br />

ekonomik tarihi ile ilgili programlar hazırlayıp<br />

sundu.<br />

2004 yılında Denizli’nin Şehirleşmesi ve Yerel<br />

Yönetimler adlı ilk kitabı, sonraki yıllarda da,<br />

Türklerin Denizli önlerinde ilk görüldükleri 1070<br />

yılından günümüze Denizli’de yaşanan gelişmeleri<br />

derlediği Tarih Süzgecinde Anadolu ve Denizli<br />

adında dört ciltlik, Denizli’nin son bir asırlık kentsel<br />

değişimini inceleyen Son Yüz Yıl adında iki<br />

ciltlik kitapları yayınlandı.<br />

egeyondergisi.com 81


EgeYöN <strong>Dergisi</strong><br />

Mart 2018<br />

ÖZAY GÖNLÜM<br />

İZMİR’DE<br />

ANILDI<br />

İzmir Denizlililer Derneği, Türkiye’nin sanat elçisi, Denizli’nin gururu<br />

büyük ozan Özay Gönlüm için vefatının 18. yılında İzmir’de<br />

büyük bir anma etkinliği gerçekleştirdi.<br />

Ünü Denizli’nin sınırlarını aşmış olan<br />

büyük ozan Özay Gönlüm, İzmir Denizliler<br />

Derneği’nin düzenlediği büyük bir etkinlik<br />

ile anıldı. Daha önce 2 Mart tarihinde yapılması<br />

planlanan etkinlik, kahraman Mehmetçiğin<br />

gerçekleştirdiği Afrin<br />

Operasyonu'ndan gelen acı şehit haberleri<br />

sebebiyle iler bir tarihe ertelenmişti.<br />

İzmir Denizlililer Deneği yönetim kurulunun<br />

kararı ile 17 Martta gerçekleştirilen<br />

Özay Gönlüm gecesi Pamukkale TV’den<br />

canlı yayınlandı.<br />

82 egeyondergisi.com<br />

İsmet İnönü Sanat Merkezi’nde gerçekleşen<br />

etkinlik öncesinde fuaye alanında Denizli<br />

ve ilçelerini tanıtan broşürler, kitapçıklar<br />

ve CD’liler dağıtıldı. Ali Kayadibi ve Denizlili<br />

yazar Hüseyin Ataman kitaplarını<br />

ziyaretçilere imzaladı<br />

Etkinliğe Denizli Büyükşehir genel sekreter<br />

yardımcısı Mustafa Gökoğlan, Bornova<br />

Belediye Başkanı Yardımcıları Mustafa<br />

Akkaya, Ali Aykut, Dikili Belediye Başkanı<br />

Mustafa Tosun, Çal Belediye Başkanı Fethi<br />

Akcan, Sarayköy Belediye Başkan Yardımcısı<br />

Mestan Özkan ve İzmir Belediyeler Birliği<br />

Başkanı Cengiz Bulut katıldı.<br />

Etkinliğin açılış konuşması için sahneye<br />

çıkan İzmir Denizlililer Derneği Başkanı Veli


EgeYöN <strong>Dergisi</strong> Mart 2018<br />

Kasap, Aslında etkinliğin daha önce yapılmasının<br />

planlandığını fakat Afrin'den gelen<br />

şehit haberleri nedeniyle şehitlerin aziz hatırasına<br />

saygılı davranmak için 17 Mart'a<br />

alındığı ifade ederek Afrin'de şehit olan Askerlere<br />

rahmet ve yakınlarına başsağlığı dileyerek<br />

başladı.<br />

Dernek olarak yaptıkları çalışmalar hakkında<br />

da kısa bir bilgi veren Kasap, 'Dernek<br />

başkanı olduğumda ilk olarak TÜİK’ten İzmir’de<br />

yaşayan Denizli’lerin istatistiğini istedim.<br />

İzmir’de 148.000 Denizli’li<br />

hemşerimiz yaşamakta olduğunu öğrendik.<br />

İşte bizler dernek olarak buradaki büyük potansiyelimizi<br />

harekete geçirmek, Denizli ve<br />

İzmir’li hemşehrilerimiz arasında köprü olmayı<br />

amaçlıyoruz. Kültürel anlamda, ekonomik<br />

anlamda birlik ve buluşma noktası<br />

olmayı hedefliyoruz. 2016 yılından bugüne<br />

birçok kültürel ve sosyal etkinlikte<br />

bulunuyoruz. Bu özel<br />

gecede birkez daha büyük<br />

usta Özay Gönlüm’ü rahmetle<br />

saygıyla anıyoruz. Onun gelecek<br />

nesillere aktarılması ve<br />

yaşatılması için bu gece bir<br />

vesile olacaktır. Ve görev hepimize<br />

düşmektedir.' ifadelerini<br />

kullandı.<br />

Açılış konuşmalarının ardından<br />

Ege Üniversitesi Devlet<br />

Türk Musikisi<br />

Konservatuvarı’nın desteklediği<br />

değerli sanatçıların sahne<br />

performansına geçildi. Genel<br />

Sanat Yönetmeniliğini Ege Üniversitesi<br />

DTM Konservatuvarı Öğr. Gör. Salih Sütoğlu'nun<br />

yaptığı, Müzik Yönetmenliğini Ege<br />

Üniversitesi DTM Konservatuvarı Öğr. Gör.<br />

Mahmut Karagenç'in üstlendiği, Dans Koreografisini<br />

Barış Sarıkaya'nın hazırladığı<br />

etkinlikte, TRT İzmir radyosu Sanatçıları;<br />

Makbule Kaya ve Selcan Kökçen Şahin, Ege<br />

Üniversitesi Devlet Türk Müziği Konservatuvarı<br />

Öğretim elemanları Senem Ersin<br />

Genç, Hale Yamaner Okdan, THM Sanatçısı<br />

Zeynep İlhan, THM Sanatçısı Feyzi Önder,<br />

THM Sanatçısı Adnan Koparan, ve Ege üniversitesi<br />

Devlet Türk Müziği Konservatuvarı<br />

THM İcra Topluluğu sahne aldı.<br />

Özay Gönlüm'ün eserlerinin bolca seslendirildiği<br />

etkinlik, izleyicilere keyifli anlar<br />

yaşatarak noktalandı.<br />

egeyondergisi.com 83


EgeYöN <strong>Dergisi</strong><br />

TURİZMİN GÖZBEBEĞİ<br />

EGE’DE<br />

GEZİLECEK YERLER<br />

Mart 2018<br />

Ege Bölgesi, revaçta turizm beldeleriyle sadece ülkemizin değil,<br />

Dünya’nın da önde gelen turizm cenneti…<br />

Nurettin Boydak<br />

Ege’yi baştan aşağıya gezdik. Yazılara<br />

döktüğüm Ege, fotoğraf meraklıları için görsel<br />

bir cennet, deniz meraklıları için harika<br />

kumsallar ve kültür meraklıları için zengin<br />

bir tarih sunmakta.<br />

Tam bir Ege turu yapmak istiyorsanız bu<br />

yazı tam size göre. En önemli lokasyonlarıyla<br />

Ege Bölgesini arabayla gezmek isteyenler<br />

için Çanakkale’den başlayan turumuz; Balıkesir,<br />

Aydın, İzmir ve son olarak gezimizin<br />

ana temasını oluşturan Muğla ile sonlandırdık.<br />

Kaz Dağları’nda kamp, Çeşme’de rüzgâr<br />

sörfü, Fethiye’de yamaç paraşütü, Dalyan’da<br />

skuba diving (dalış), Dalaman’da rafting ve<br />

Marmaris’in koylarında tekne turu gibi deneyimlerimiz<br />

gezimizin önemli aktivitelerinden<br />

oldu.<br />

Çanakkale’de Gezilecek Yerler<br />

Assos-Behramkale’yi Keşfedin<br />

Direkt otobüs seferi bulunmayan Assos<br />

için Çanakkale’ye ulaştığınızda, Ayvacık minibüs<br />

seferleri var. Oradan da Behramkale’ye<br />

kolaylıkla geçebilirsiniz. Assos, İstanbul’a<br />

yaklaşık 400 kilometre uzaklıkta yer alıyor.<br />

Antik Kentin en yüksek tepesinde Athena<br />

Tapınağı bulunmakta. Milattan Önce 900’lü<br />

yıllarda kurulan bu kentin en göz alıcı yeri en<br />

tepesine yapılmış olan Athena Tapınağıdır.<br />

Şehrin bir diğer turistik özelliği de tapınağın<br />

olduğu alandan görülen manzaradır. Kentin<br />

ayrıca büyük bir amfi tiyatrosu da vardır. Buraya<br />

taşlı kaplı bir yokuşu yürüyerek gelinebilir.<br />

Bu kapıdan girdiğinizde Athena<br />

Tapınağı’na ulaşıyorsunuz. Tepeye çıktığınızda<br />

karşınızda Midilli Adası‘nı görüyor, büyüleyici<br />

Ege Deniziyle karşı karşı kalıyor ve<br />

rüzgârın esintisiyle Tarih içerisinde yolculuğa<br />

çıkıyorsunuz. Özellikle gün batımında<br />

gelmenizi tavsiye ederim. Sizi antik çağlara<br />

götürecek kadar etkileyicidir.<br />

Behramkale köy sokakları da arşınlandıktan<br />

sonra, köylü kadınlarımızın çeşitli hediyelik<br />

eşyaları sağlı, sollu sattıklarını<br />

göreceksiniz. Assos’ta gezilmesi gereken bir<br />

diğer yer Antik Limanı‘dır. Turistik tesis işletmelerin<br />

yoğun olduğu limanda son derece<br />

nezih restoranlar mevcut. Assos’u Ege turunuza<br />

mutlaka eklemelisiniz.<br />

84 egeyondergisi.com


EgeYöN <strong>Dergisi</strong> Mart 2018<br />

Zeus Altarı, Adatepe ve Yeşilyurt<br />

Köylerini Gezin<br />

Assos dönüşü, vaktiniz varsa Zeus Altarı,<br />

Adatepe ve Yeşilyurt Köyleri gezilmesi gereken<br />

yerlerden. Zeus Altarı, o dönem de kaya<br />

kütlelerin işlenmesiyle oluşturulmuş. Bu<br />

kaya kütlesine irili ufaklı kaya kütlelerinden<br />

oluşan merdivenler ile çıkılmaktadır. Adatepe<br />

Köyü ise, Çanakkale’nin Ayvacık ilçesinin<br />

Küçükkuyu Beldesi’nde, Kaz Dağları’nın<br />

yamacında bulunan bir köydür. Kaz Dağları<br />

sınırları içerisinde kalır ve mutlaka görülmesi<br />

gereken şirin bir köydür.<br />

Balıkesir’de Gezilecek Yerler<br />

Kaz Dağları’nda Kamp<br />

Kamp için konakladığımız Kaz Dağları bir<br />

ucuyla Çanakkale’ye, bir ucuyla Balıkesir’e<br />

uzanıyor. Kaz Dağları, sahip olduğu görkemli<br />

doğasıyla Edremit körfezi kıyısında Biga Yarımadası<br />

boyunca yer almaktadır. Marmara’nın<br />

Güneybatısında Ege’yle doğal bir sınır<br />

oluşturan Kaz Dağları görenlerin unutamadığı<br />

bir yeryüzü cennetidir. Kaz Dağları,<br />

doğal ve kültürel kaynak açısından en zengin<br />

Milli parklarımızdan. Doğa ve tarih meraklısı<br />

binlerce kişi özellikle yaz aylarında burayı ziyaret<br />

etmektir.<br />

egeyondergisi.com 85


EgeYöN <strong>Dergisi</strong><br />

Mart 2018<br />

Ayvalık – Cunda Adası Lezzetlerini<br />

Keşfedin<br />

Ayvalık, tarihin, Arkeolojinin göz bebeği<br />

Bergama’yı, bereketli pırıl pırıl deniziyle Altınova’yı,<br />

fıstık çamlarıyla bezeli güzelim Kozağı,<br />

Ege’nin en güzel kumsallarına ev<br />

sahipliği yapan Küçükköy’ü, geçmişi Kaz<br />

Dağları ile birleşmiş, kaderi ise denizdeki akranı<br />

Midilli ile yazılmış. Şeytan Sofrası, Cennet<br />

Tepesi, Sarımsaklı Plajı ve Cunda Adası<br />

gibi doğal güzellikleri ne sahip bir yerin yaz<br />

aylarında cazibe merkezi olmaması düşünülemez<br />

zaten. Ayvalık için Ege’nin insana<br />

sunduğu lezzet diyarı desek yanlış olmaz.<br />

Çünkü Ayvalık’ta lezzet durağı bir başkadır.<br />

Ege’nin has otlarına, balıkları ve zeytinyağları<br />

bambaşka bir lezzet katar.<br />

Ayvalık sonrası Cunda’ya doğru hareket<br />

etmeye hazır mısınız? Balıkesir’e ulaştıktan<br />

sonra şehir merkezinden minibüs ve ya otobüslerle<br />

Ayvalık’a ve Cunda’ya ulaşabilirsiniz.<br />

İstanbul’dan gelecekler deniz yolunu<br />

kullanabilir, İDO feribotları ile Bandırma’ya<br />

gelerek oradan Ayvalık ve Cunda’ya ulaşabilirler.<br />

.<br />

Cunda Adası’nda ne yenir denildiğinde<br />

“balık” denildiğini duyar gibiyim. Sahil yolu<br />

boyunca balık lokantaları sıralanıyor. Bu yüzden<br />

hangi restorana gireceğinize karar vermek<br />

zaman zaman güç olabiliyor.<br />

Birbirinden güzel balık çeşitleri, Sardalya, İskorpit<br />

ve Levrek gibi balıklar da rağbet en çok<br />

tercih edilenler. Cunda konaklama tesisi bakımından<br />

iyi durumda. 4 yıldızlı otel, pansiyon<br />

ya da butik otellere kadar her bütçeye<br />

uygun yerler var. Ege’ye has taş evler<br />

Cunda’da var. Restore edip, pansiyon gibi işletenler<br />

de var.<br />

86 egeyondergisi.com


EgeYöN <strong>Dergisi</strong> Mart 2018<br />

Aydın’da Gezilecek Yerler<br />

Didim’de Tarihe Tanıklık Edin<br />

Antik Kent diyarı Ege’nin en görkemli<br />

kültür mirasını barındıran Didim, plajları ve<br />

altın rengi kumsallarıyla dikkat çekiyor.<br />

Didim, tertemiz plajları, doğal güzellikleri ve<br />

tarihi zenginlikleri ile de ön planda olan bir<br />

ilçe. Ege’nin mutlaka gezilip görülmesi gereken<br />

tatil beldesi olan Didim’de, Apollon Tapınağı,<br />

Milet Antik Kenti, Priene Antik Kenti<br />

tarih meraklıların uğrak yeri.<br />

Kuşadası’nda Doğa ile Baş Başa<br />

Özellikle tatil sezonlarında Ege Bölgemizin<br />

turizm alanında ön plana çıkan yerlerinden<br />

olan Kuşadası’na uğramadan<br />

geçemiyoruz. Güzelçamlı Millipark yeşil doğasıyla<br />

Kuşadası’nda gezilecek yerlerin başında<br />

geldiğini öğreniyoruz. Kuşadası’nda<br />

gezilecek yerlerden bir diğeri de Güvercinada<br />

Kalesi’dir. Buradan Kuşadası Limanı ve Kuşadası<br />

şehrinin fotoğraflarını görüntülemek<br />

mümkün. Kuşadası’na yakın olması nedeniyle<br />

Kirazlı Köyü, köy kahvaltısı sevenlerin<br />

uğrak yeridir. Kuşadası’nın yerli ve yabancı<br />

ziyaretçiler tarafından tercih edilmesinin ilk<br />

sebebi altın sarısı plajlarıdır.<br />

egeyondergisi.com 87


EgeYöN <strong>Dergisi</strong><br />

Mart 2018<br />

İzmir’de Gezilecek Yerler<br />

Bergama’da Kültür Turuna Çıkın<br />

Ege turumuzun İzmir ayağında gezilecek<br />

ilk yer Bergama oluyor. Roma ve Bizans gibi<br />

Batı Uygarlıklarına ev sahipliği yapan Bergama,<br />

Pergamon Krallığı’nın da başkenti olarak<br />

biliniyor. Antik dönemin ilk sağlık<br />

merkezlerinden biri olan Asklepeion, ilk yerleşim<br />

alanı Akropol ve milattan sonra II. yüzyıla<br />

ait Kızıl Avlu gibi muhteşem eserleri<br />

sayesinde turistik önemini arttırıyor.<br />

88 egeyondergisi.com


EgeYöN <strong>Dergisi</strong> Mart 2018<br />

Efes’te Kültürel Mirası İnceleyin<br />

Efes, Ege bölgesinin İzmir’in Selçuk ilçesine<br />

bağlı Roma döneminin en ihtişamlı tarihi<br />

bir Yunan şehridir. Efes’te gezilecek<br />

yerler arasında, dünyanın yedi harikasından<br />

biri olan Artemis Tapınağı, Celsus Kütüphanesi,<br />

Antik Kent Tiyatrosu, Kuretler Caddesi,<br />

Hadrian Tapınağı, Liman Caddesi, Herakles<br />

Kapısı, Trajan Çeşmesi, Agora ve Odeonlarına<br />

kadar gezebileceğiniz büyük bir alan<br />

Efes sınırları içerisinde. Antik Çağ’ın en<br />

önemli yerleşim yerlerinden biri olan ve Efes,<br />

her yıl 2 milyon’dan fazla turist tarafından<br />

ziyaret edilmektedir.<br />

Şirince’de Konaklayın<br />

Efes döneminden gelen tarihi bir mahalle<br />

olan Şirince, Efes halkının yaz dönemleri için<br />

keşfettikleri bir yer olarak anılmakta. Şirince’ye<br />

geldiyseniz butik otellerinde veya<br />

pansiyonlarında konaklayabilirsiniz. Küçük<br />

bir kasaba olan Şirince’nin arka sokakları<br />

mutlaka dolaşılmalı. Fotoğraf meraklıların ilgiyle<br />

ziyaret ettiği Şirince, Ege turunuzda<br />

mutlaka ziyaret etmeli.<br />

egeyondergisi.com 89


EgeYöN <strong>Dergisi</strong><br />

Mart 2018<br />

Çeşme Kumsallarında Denize Girin<br />

Çeşme’ye ilk geldiğiniz de marinada demirleyen<br />

yatların muhteşem görüntüsü ile<br />

karşılaşıyor, tarihi Çeşme Kalesi’nin bozulmayan<br />

dokusuna şahitlik ediyorsunuz. Boyalık<br />

Plajı, Aya Yorgi Beach ve Pırlanta<br />

Koyu’nun dingin denizi ve altın kumları tatilcilerin<br />

ve gezginlerin hayallerini süslüyor.<br />

Çeşme’de gezilmesi gereken yerlerin en<br />

önemli bölgesi, belki de Ege’nin en önemli<br />

plajlarının yer aldığı Aya Yorgi ve Altınkum.<br />

Deniz turizminin yanı sıra tarihi Rum evleri,<br />

yöreye has sokakları ve sanat galerilerini gezebilirsiniz.<br />

Alaçatı Popüler Tatilin Adresi<br />

Alaçatı, dünyanın en önemli sörf merkezlerinden…<br />

Rüzgârı açısından iyi durumda olduğundan<br />

sörfçülerin uğrak yeri olmuş.<br />

Bizlerde bu deneyimi yaşamak için Çeşme’den<br />

yaklaşık on altı km ilerleyerek Alaçatı’ya<br />

geçiyoruz. İzmir’in Çeşme ilçesine bağlı<br />

küçük bir Ege köyü olan Alaçatı, son yıllarda<br />

gündemden düşmemiş ve Ege turizminin<br />

önemli bir tatil merkezine dönüşmüş.<br />

İzmir’de gezilecek yerler arasında mevcut<br />

lokasyonumuzun dışında gezilecek güzel<br />

yerler de mevcut. Kemeraltı Çarşısı, Tarihi<br />

İzmir Agorası, İzmir Saat Kulesi (Konak Meydan),<br />

Smyrna Antik Kenti, Tarihi Asansör,<br />

Kordon Boyu, Arkeoloji Müzesi, Alsancak, İnciraltı,<br />

Bostanlı ve Karşıyaka diğer görülmesi<br />

gereken yerlerden.<br />

90 egeyondergisi.com


EgeYöN <strong>Dergisi</strong> Mart 2018<br />

Muğla’da Gezilecek Yerler<br />

Dalyan’ın Koylarında Dalış Yapın<br />

Dalyan, Caretta Caretta deniz kaplumbağalarıyla<br />

meşhur Ege bölgemizin cennet bir<br />

beldesi. Kaunos Antik Şehri, kaya mezarları,<br />

çamur banyoları ve bozulmamış doğasıyla,<br />

yaz tatillerinin vazgeçilmez merkezlerinden<br />

biri. Dalyan, dalış meraklıları tarafından<br />

Ege’nin favori koyları arasında yer almakta.<br />

Ege turumuzun belki de en heyecanlı deneyimini<br />

scuba diving ile gerçekleştiriyoruz.<br />

Denizin altında onlarca metre altın harika<br />

fotoğraflar çekilebilir, su altı canlılarının gizli<br />

yaşamına konuk olabilirsiniz. Yaklaşık iki<br />

bölüm halinde gerçekleştirdiğimiz dalış ile<br />

fotoğraflar ve videolar çekerek su altı dünyasının<br />

gizemine tanık olduk.<br />

Bodrum’un Tadını Çıkarın<br />

Bodrum, deniz tatili ve muhteşem koylarıyla<br />

gelen ziyaretçisini her zaman cezbetmiştir.<br />

Deniz tatili ve kültür turizmini bir ara<br />

da yaşamak isteyenler için Bodrum’un çok<br />

kıymetli bir yeri var. Enfes koylara sahip Bodrum’da<br />

birkaç koya tekne ile açılıyor ve kendimizi<br />

koyların dingin sessizliğine<br />

bırakıyoruz. Bodrum’un gezilecek yerler arasında<br />

en popüler yerler, Yalıkavak ve Gümbet<br />

yaz aylarında oldukça hareketli. St. John Şövalyeleri<br />

tarafından 15. Yüzyılda küçük bir<br />

yarımada üzerinde inşa edilen Bodrum Kalesi,<br />

şüphesiz Bodrum’da görülmesi gereken<br />

yerlerden. Antik Tiyatro, Su Altı Arkeoloji<br />

Müzesi, Uluburun ve Serçe Limanı ise Bodrum’un<br />

kültür turizmini yansıtan önemli<br />

alanlarından.<br />

egeyondergisi.com 91


EgeYöN <strong>Dergisi</strong><br />

Mart 2018<br />

Marmaris’in Koylarını Es Geçmeyin<br />

Marmaris, ziyaretçilerine çok sayıda ve<br />

etkileyici gezilecek yer imkânı sunmaktadır.<br />

Marmaris ve çevresinde çok sayıda gezilecek<br />

ve görülecek yer bulunmaktadır. Muhteşem<br />

güzellikteki koylarını gezmek bile başlı başına<br />

tatildir. Antik Kentleri, kalesi, müzeleri<br />

ve birbirinden farklı tarihi yerleri ile Marmaris’e<br />

kültür turuna çıkabilirsiniz.<br />

Marmaris’in muhteşem plajları, İçmeler<br />

beldesi, Turunç Beldesi, Kleopatra Adası ve<br />

Plajı, müzeleri, çevre köyleri ve Kızkumu<br />

Plajı, Marmaris’te gezilip görülmesi gereken<br />

yerler arasındadır.<br />

92 egeyondergisi.com


EgeYöN <strong>Dergisi</strong> Mart 2018<br />

Datça’da Kafanızı Dinleyin<br />

Datça, huzurlu bir tatil arayanların tam<br />

adresi. Açıkçası Datça’ya gitmeden bu kadar<br />

huzurlu bir tatil beldesi olduğunu anlamıyorsunuz.<br />

Datça’ya ulaşım için Bodrum üzerinden<br />

feribotla ulaşılabildiği gibi kendi<br />

aracınızla Marmaris-Datça yolunu takip ederek<br />

bu güzel tatil beldesine ulaşmak mümkün.<br />

Datça, Ege’den, Akdeniz’e uzanan bir<br />

yarım ada. Sahil şeridi tam bir akvaryum niteliğinde.<br />

Mavi bayraklı plajları ve arkeolojik<br />

alanları, esen rüzgârı, nemsiz keyifli bir<br />

yaşam imkânı veren tatil yöremizdir.<br />

Fethiye’de Ekstrem Sporlar...<br />

Doğası ve tarihi dokusu ile yerli ve yabancı<br />

turistlerin uğrak noktası olan Fethiye;<br />

Akdeniz ve Ege bölgesini ayıran çizgide yer<br />

almakta. Fethiye’de gezilecek yerlerin başında<br />

Babadağ ve Ölüdeniz geliyor. Önce bir<br />

doğa harikası olan Saklıkent Kanyonu’na gidiyor<br />

ve kayaların içerisinde oyulmuş vadiyi<br />

geziyoruz. Babadağ’ın yamacında yer alan<br />

Kelebekler Vadisi birinci derecede doğal sit<br />

alanı ilan edilmiş ve her türlü yapılaşmaya<br />

kapatılarak doğru bir karar verilmiş. Fethiye’de<br />

gezilecek yerler arasında Kayaköy’ün<br />

yeri ayrıdır. Antik Kenti üzerinde inşa edilen<br />

bu köyün büyük çoğunluğu taş yapılardan<br />

oluşmakta ve alanda yer alan kalıntılarıyla<br />

beraber yerli ve yabancı turistleri ağırlamaktadır.<br />

egeyondergisi.com 93


EgeYöN <strong>Dergisi</strong><br />

Mart 2018<br />

MEHMET UZ<br />

94 egeyondergisi.com<br />

Biz Çalışacağız ki<br />

Ülkemiz Kalkınsın<br />

Denizli’nin önde gelen Genç İş Adamlarından<br />

Mehmet Uz, çok yönlü kişiliği ve iş<br />

hayatının dışında yaptığı önemli faaliyetlerle<br />

adını sürekli duyuruyor. Fıratpen’in üretici<br />

bayiliği ve gerçekleştirdiği inşaat projeleri ile<br />

Çok yönlü çalışmaları ile<br />

pek çok alanda adından söz<br />

ettiren İş Adamı Mehmet Uz,<br />

“Çalışma arzumuz sadece ticari<br />

bir iş yapıp para kazanmak<br />

değil, ülkemizin<br />

üretimine ve ihracatına katkı<br />

koyarak ülkemizi kalkındırmak<br />

içindir” dedi.<br />

Sıra Profil San.Tic.Ltd.Şti<br />

ismi ile 20 yıldır Fıratpen’in<br />

Gedizpen markasının Ege<br />

bölge distiribütörlüğünü<br />

yapan Mehmet Uz, “artık distiribütörlükten<br />

üretici firma<br />

olma yolundayız. 2018 yılı<br />

başı itibari Fıratpen’in üretici<br />

bayisi olduk. Ülkemiz için<br />

üretim ve istihdam yaratmaya<br />

hızla devam edeceğiz.<br />

Ayrıca üretimizin yanında<br />

Winhouse markası ile de ihracat<br />

çalışmalarımızı da hızla<br />

gerçekleştiriyoruz. Ayrıca firmamızın<br />

aktifine kayıtlı arsalarımız<br />

üzerinde inşaat projelerimiz devam<br />

etmekte, farklı bir iş kolu olarak da Denizli’de<br />

faaliyetlerimize devam etmekteyiz” dedi.<br />

iş dünyasında önemli bir yere sahip olan Uz,<br />

siyaset yaşantısı, Denizlispor sevdası ve<br />

yörük kültürü olan deve güreşlerinin Denizli’de<br />

yaşatılması için gerçekleştirdiği çalışmalarla<br />

çok yönlü kişiliğini ortaya koyuyor.<br />

İş Adamı Mehmet Uz:<br />

“BİR OLACAĞIZ, BİRLİK OLACAĞIZ<br />

VE ÜLKEMİZİ KALKINDIRACAĞIZ”<br />

“ÜRETİM YAPILIYORSA KALKINMA<br />

SAĞLANIR”<br />

Türkiye olarak zor zamanlardan kurtulmanın<br />

üreterek mümkün olduğunu dile getiren<br />

Mehmet Uz, “Ülkemizin yaşadığı sorunları aşması,<br />

Türk ekonomisinin uluslararası<br />

arenada rekabet gücüne<br />

kavuşması, Türkiye’nin hızlı kalkınma<br />

sürecine geçebilmesi üretim<br />

ve istihdam politikasına<br />

bağlıdır. Ülkemizde ardı ardına<br />

yaşanan ekonomik durgunluk<br />

ve krizler, sektörlerin üretim ve<br />

istihdam sağlama gücünü olumsuz<br />

etkilemektedir. Bu bağlamda<br />

güçlü ülke olmak için, sağlıklı<br />

ekonomik büyüme için reel üretim<br />

ve istihdam çok önemlidir.<br />

Bu nedenle, yatırım çabamız<br />

Çardak OSB’de aldığımız bir<br />

arsa üzerine kuracağımız ve burada<br />

300 kişiye istihdam sağlayacağımız<br />

bir fabrika projesi<br />

üzerinde yoğunlaşmaktayız.<br />

Bunu belki yatırım için zor zamanlarda<br />

kuruyoruz ama ‘’başlamak<br />

bitirmenin yarısıdır’’<br />

diyerek yola devam ediyoruz. Biz<br />

üretmediğimiz sürece, biz bir<br />

şey yapmadığımız sürece ülkemizi<br />

zor zamanlarından kurtarma şansımız yok.<br />

Bir olacağız, birlik olacağız ve ülkemizi kalkındıracağız.<br />

Ülkece üretim faaliyetlerini hızlandırıp<br />

ihracatımızı yükseltip ithalatımızı<br />

azalttığımız zaman başarılı olacağız.<br />

Şahsım adına şunu söylemek istiyorum. Bizler<br />

dirayetli durmadığımız sürece bu ülke yok<br />

olur. Bizler dirayetli durduğumuz sürece ise ülkemiz<br />

kalkınır ve yükselir” dedi.


EgeYöN <strong>Dergisi</strong> Mart 2018<br />

Siyaset Adamı Mehmet Uz<br />

“SİYASETEN ÜZERİME DÜŞENİ<br />

2019’DA DA YAPACAĞIM”<br />

1 Kasım 2015 seçimlerinde<br />

26. Dönem <strong>3.</strong> Sıradan MHP Milletvekili<br />

adayı olan Mehmet Uz,<br />

“2019 seçimleri için de ben yine<br />

aday olacağım. Görev verildiği<br />

takdirde sıralamanın hiçbir<br />

önemi yok elimden gelen her<br />

şeyi yine yapacağım” dedi.<br />

Ülkesine ve memleketine siyaseten<br />

de hizmet etmek istediğini<br />

belirten Mehmet Uz, “Öncelikle<br />

Genel Merkezimiz bize bir görev<br />

verirse ben bu görevi alırım. Bu belediye<br />

başkanlığı adaylığı olsa da,<br />

milletvekili adaylığı olsa da farketmez.<br />

Üzerime düşen her şeyi yapmaya<br />

hazırım.<br />

1 Kasım Seçimlerinde MHP’den <strong>3.</strong> Sıra milletvekili<br />

adaylığı görevi verildi. Herkes dedi ki<br />

“Seçilemeyeceksin”. Seçilmeyeyim önemi yok<br />

bunun. Ben <strong>3.</strong> Sıradaki yerimi almışım ve partimi<br />

en iyi şekilde temsil etmem gerekiyor. Ben<br />

hiçbir şey gözetmeksizin partimi en iyi şekilde<br />

nasıl temsil edebilirim, bunun derdindeydim.<br />

30’a yakın aracım vardı. Her ilçeye araç gönderdim.<br />

Ayak basmadığım yer de kalmadı. Benim<br />

birinci amacım “partime bir fazla oy getirebilir<br />

miyim”, ikinci amacım da MHP’ye yakışan<br />

temsilde benim üzerime düşen görevi yerine<br />

getirmekti. Burada ben üçüncü sıradayım seçilmem<br />

diye düşünemem. 7. Sırada olsam da aynı<br />

şeyi yapardım” dedi.<br />

“AMACIMIZ PARTİMİZİ EN İYİ YERE<br />

GETİRMEK”<br />

Seçilemeyeceği için çalışmalardan geri durması<br />

gerektiğini söyleyenlere “amacımız sadece<br />

seçilmek değil, amacımız Partimizi en iyi yere<br />

getirmek” diyen Mehmet Uz, “Son seçimlerde<br />

bir değil iki vekilimiz olsun isterdim. “Sen çıkmayacaksın<br />

uğraşma” diyorlar bana. Ben çıkmayayım<br />

ama MHP’nin Denizli’den 2 tane<br />

vekili olsun.<br />

2019 seçimlerinde ben yine aday olacağım.<br />

Görev verildiği takdirde sıralamanın hiçbir<br />

önemi yok elimden gelen her şeyi yine yapacağım”<br />

dedi.<br />

Denizlispor Sevdalısı Mehmet Uz:<br />

“ŞU ANDAKİ YÖNETİM GELMİŞ<br />

GEÇMİŞ EN İYİ YÖNETİM”<br />

Kentte yaptığı ticari ve siyasi çalışmalarının yanında<br />

Mehmet Uz’un yoğun emek verdiği bir başka<br />

alan da en büyük sevdası olan Denizlispor.<br />

Denizlispor için hiçbir zaman elini taşın altına<br />

koymaktan çekinmeyen Mehmet Uz, Denizlispor’un<br />

önümüzdeki sezon hak ettiği yere<br />

ulaşacağını söyledi. Denizlispor için çalışmaktan<br />

vazgeçmeyeceklerini dile getiren Uz, “Sezon<br />

başında geçmiş yönetimlerden kalma sorunlarla<br />

boğuştuk. Transfer yasakları elimizi ayağımızı<br />

bağladı. Geçen sene ile aynı kadrodaydık<br />

ama rakiplerimiz takviyelerle güçlendikleri için<br />

ilk yarı istediğimiz gibi gitmedi. Ama bunları<br />

aştık. Artık yasağımız yok. Şuna inanıyorum ki<br />

şu andaki yönetim Denizlispor’un gelmiş geçmiş<br />

en iyi yönetimi. Biz yönetim içinden yönetim<br />

çıkarttık. Bu yönetim maddi manevi her<br />

türlü konuyu üstlendi.<br />

Bizim şu anki yönetimimiz bir şirket nasıl yönetilirse<br />

o şekilde yönetiyoruz. Hocayı gönderdik<br />

parasını ödeyerek. Eski yönetimler gibi güle güle<br />

deseydik o hocanın bedeli bize 1buçuk milyon<br />

olacaktı. Biz hesaplamaları yapıyoruz. En uygun<br />

nasıl yaparız diye. Elimizden gelen en iyisini yapıyoruz<br />

ve yapmaya da devam edeceğiz.<br />

egeyondergisi.com 95


EgeYöN <strong>Dergisi</strong><br />

Mart 2018<br />

Yörük Kültürünün Yaşatıcısı Mehmet Uz:<br />

DEVE GÜREŞLERİNİ TURİZM<br />

ETKİNLİĞİNE DÖNÜŞTÜREBİLİRİZ<br />

Deve güreşlerinin yörük ve Türk kültüründe<br />

yeri çok önemli. Mehmet Uz da bu kültürün<br />

Denizli’de yaşatılması için önemli<br />

çalışmalara imza atıyor. Deve güreşlerine<br />

olan merakının çocukluk zamanlarından<br />

gelen bir merak olduğunu dile getiren Uz,<br />

“Bu kültür yaşatılarak ve geliştirilerek İspanya’daki<br />

boğa güreşleri gibi çok büyük bir turizm<br />

faaliyetine dönüştürülebilir” dedi.<br />

Denizli’de gerçekleştirilen Deve güreşlerinde<br />

etkin olarak rol alan ve kültürün Denizli’de<br />

de yaşatılması için çalışan Uz, “Bu bizim<br />

kültürümüzde var ve yaşatılması gerekiyor.<br />

Kültürü yaşatmanın yanında şehrimizin tanıtım<br />

faaliyetleri açısından da çok önemli bir<br />

alan. Geçen gün çok güzel bir şey oldu. Çal<br />

Deve güreşleri için Çanakkele’den gelen bir<br />

arkadaşımız 8 asırdır Çal’da gerçekleşen<br />

Koyun Atlatma Şenliklerini ilk defa duydu.<br />

Binlerce insan Çal’a geldi ve Çal’ın güzelliklerini<br />

yaşadılar, öğrendiler. Bu bağlamda bu<br />

güreşler bizim sadece deve güreşi olduğu için<br />

değil bir tanıtım atağı olduğu için önemli”<br />

dedi.<br />

“Neden İspanya Gibi Olmayalım?”<br />

Bu etkinliklerin turizm faaliyetleri ile harmanlanıp<br />

büyük organizasyonlara dönüşmesi<br />

gerektiğini dile getiren Mehmet Uz,<br />

“Deve güreşlerinde develer birbirine zarar<br />

vermez. Halbuki boğa güreşleri ile ünlü İspanya’da<br />

vahşet yaşanıyor ve dünyanın her<br />

yerinden oraya insanlar gidiyor. Matador<br />

96 egeyondergisi.com<br />

ölüyor, boğa ölüyor. Şiddet var, kan var. İspanya<br />

bunu alıyor büyük bir turizm faaliyeti<br />

olarak sunuyor. Oysaki deve güreşlerinde<br />

hayvanlar hiç zarar görmüyor. Bizler neden<br />

kendi kültürümüzden gelen bu güreşlerinizi<br />

İspanya gibi büyük bir turizm organizasyonuna<br />

dönüştüremeyelim?<br />

“Deve Güreşleri Büyük Bir Kış<br />

Turizmine Dönüşebilir”<br />

Ben diyorum ki burada buna belediyelerin<br />

sahip çıkması gerekiyor. Mesela dünyaca<br />

ünlü Pamukkale’miz var. Bu bölgede kış turizminin<br />

de geliştirilmesi adına büyük bir<br />

festival gerçekleştirilebilir. Bir alan belirlenip,<br />

cirit, at yarışları, koyun ve köpek güzellik<br />

yarışmaları, deve güreşleri gibi pek çok etkinliğin<br />

bir araya geldiği büyük bir festival<br />

yapılabilir. Turizm Bakanlığı’nın da buna el<br />

atması gerek. Deve güreşlerini on binlerce<br />

insan takip ediyor. Böyle büyük bir organizasyonla<br />

Pamukkale’de gerçekleştirilse,<br />

gelen insanlara Denizli’mizin tüm güzelliklerini<br />

tanıtsak çok güzel olur. Bu bağlamda<br />

belediyelerimizin hem bu kültürümüze sahip<br />

çıkması hem de bunu geliştirerek büyük bir<br />

kış turizmi aktivitesi haline getirmesi gerek”<br />

dedi.<br />

Yörük kültürüne herkesin sahip çıkması<br />

gerektiğini dile getiren Uz, “Ben bu kültürün<br />

Denizli’de yaşatılması için sadece vesile<br />

oldum. Ama bu bizim değerimiz ve herkesin<br />

buna sahip çıkması gerekiyor” dedi.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!