22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ÇÂRESİZLERİN ÇÂRESİ<br />

Seyyid Cemâleddîn-i Ezherî hazretleri anlatır: "Bir sene hacca gitmiştim. Çölün ortasında suyum bitti,<br />

susuzluktan çok bunaldım. Susuzluk sebebi ile takatim kesiliyor, fakat sabrediyordum. Nihâyet<br />

yürüyemeyecek hâle gelip, bir ağacın altına çöktüm. Sırtımı ağaca verip, öylece kalakaldım.<br />

Gözlerimi kapamış, kendimden geçmiş vaziyette idim. Bu arada elime bir su damlası düştüğünü<br />

hissettim. Hemen gözüm açıldı. Görünürlerde hiçbir şey yoktu. Yine gözlerim kapandı ve yine<br />

kendimden geçtim. Biraz sonra, tekrar bir su damlasının elime düştüğünü hissettim. Gözümü açıp<br />

yukarıya baktığımda, tam üzerimde, ağacın dalında asılmış vaziyette bir matara gördüm. Su ondan<br />

damlıyordu. Hemen matarayı aldım ve sudan içtim. O suyun tadı, şimdiye kadar içtiğim suların<br />

hepsinden fazla idi. Elimi yüzümü de yıkayıp serinledikten sonra aldığım yere tekrar astım.<br />

Bir taraftan yola devâm etmek üzere hazırlanırken diğer taraftan da bu su matarasını buraya kimin<br />

bırakmış olabileceğini merak ettim. Sonra da, buradan geçen hacılardan birinin bırakabileceğini<br />

düşündüm. Tam bu sırada, gizliden bir ses; "Ey Cemâleddîn! Sen şu ânda yalnız başınasın ve bir ân<br />

Allahü teâlâyı unutmuyorsun. Her ân O'nu zikrediyor ve O'na ibâdette gevşeklik yapmıyorsun.<br />

Cenâb-ı Hak, her emrine ihlâs ile sarılıp yerine getiren kimseyi sever, sıkıntı ve zarûret içine düşüp,<br />

hiç kimseden yardım almak ümîdi olmadığı zamanda da onun imdâdına yetişir." diyordu. Gönüllere<br />

tesir eden bu tatlı sözleri dikkatle dinleyip, çok sevindim. Allahü teâlâya çok şükrederek yoluma<br />

devâm ettim. Bundan sonra yolculuğum boyunca hiç susuzluk çekmedim."<br />

1) Lemezât (Süleymâniye Kütüphânesi Hâlet Efendi kısmı, 281 nolu kitap.)<br />

CEMÂLEDDÎN HANSEVÎ;<br />

Hindistan'da yetişen velîlerden. İsmi Ahmed, lakabı Cemâleddîn'dir. Hindistan'ın Pencab<br />

bölgesinin Hansi şehrinde doğdu ve orada yetiştiği için Hansevî nisbesi verildi. Doğum târihi<br />

belli değildir.<br />

Hanefî mezhebine göre fetvâ verir, câmide hatîblik yaparak müslümanlara vâz ve<br />

nasîhatlarda bulunurdu. Ferîdüddîn Genc-i Şeker ile tanışınca, her şeyi terk etti. Dili<br />

söylemez, eli tutmaz, ayağı gitmez oldu. O şeker hazînesinin elinde işlenip, maddî ve mânevî<br />

olgunluğa kavuştu. Üstün derecelere yükseldi. Genc-i Şeker'in sevgi ve muhabbetine mazhar<br />

oldu. Genc-i Şeker; "Cemâl, cemâlimizdir." buyururdu. Cemâleddîn Ahmed Hansevî'ye olan<br />

muhabbetinden dolayı on iki sene Hansi'de kaldı. "Cemâl, devamlı senin başının etrâfında<br />

dolaşmak istiyorum." buyururdu. Kime hilâfet verse, Cemâleddîn Hansevî'ye gönderir, o<br />

kabûl etmedikçe hilâfeti geçerli olmazdı. Onun reddettiği kimse, bir daha kabûl görmezdi.<br />

Genc-i Şeker; "Cemâl'in yırttığını Ferîdüddîn dikemez." buyururdu.<br />

Bir gün Hansi'den biri, Genc-i Şeker'in huzûruna vardı. Ferîdüddîn Genc-i Şeker ona; "Bizim<br />

Cemâl nasıldır?" diye sordu. O kimse; "Size bağlandığı günden beri, arâzi ve mal ile<br />

meşgûliyeti ve hatibliği tamâmen bıraktı. Açlık ve sıkıntılar çekerek nefsini terbiye etmeye<br />

çalışmaktadır." deyince, Ferîdüddîn hazretleri neşelendi. Rahatlayıp; "Elhamdülillah, iyidir."<br />

buyurdu.<br />

Cemâleddîn Hansevî, on üçüncü asrın başlarında Hansi kasabasında vefât etti. Bugün ziyâret<br />

mahalli olan türbesine defnedildi.<br />

"Kabir, ya Cennet bahçelerinden bir bahçe, yahut Cehennem çukurlarından bir<br />

çukurdur." hadîs-i şerîfini işittiği günden beri çok üzülür, bu va'îd ve tehdid sebebiyle<br />

huzursuz ve kararsız olurdu. Hakkın rahmetine kavuştuktan bir zaman sonra, kabrinin üzerine<br />

türbe yapmak istediler. Kazıcı tuttular. Lahde erişince, kıble tarafında bir oda bulunduğunu,<br />

oradan Cennet kokusu geldiğini gördüler. Hemen bırakıp, kabrin üstünü kapadılar, düzeltip

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!