22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Gururlu olmayınız, nefsinizle mücâdele, riyâzet ediniz. Peygamberimiz hep riyâzet çekmiş,<br />

zenginlik istememiş, arpa ekmeğini bile doyuncaya kadar yememiştir."<br />

"Hakîkî bir âlime, rehbere teslim olmalıdır."<br />

Mevlânâ Celâleddîn Rûmî hazretleri 1273 senesinde hastalandı. Hasta iken başkalarına olan<br />

borçlarını gönderdi. Onlardan bâzıları "biz helâl etmiştik" dedilerse de tekrar gönderip<br />

almalarını sağladı. "Elhamdülillah bu tehlikeden kurtulduk." diyerek kul hakkına çok dikkat<br />

etmek lâzım geldiğine işâret etti.<br />

Mevlânâ hazretleri hasta döşeğinde yatmakta iken yedi gece çok şiddetli derecede zelzele<br />

oldu. Birçok evler ve bağların duvarları yıkıldı. Herkes bu durumdan korkup feryâd etmeye<br />

başladı. Bu sırada Mevlânâ hazretleri; "Evet zavallı toprak yağlı bir lokma istiyor. Bunu<br />

vermek lâzım." buyurdu ve sonra da; "Ben size, gizlide ve açıkta Allahü teâlâdan korkmayı,<br />

az yemeyi, az uyumayı, az söylemeyi, günahlardan çekinmeyi, oruca, namaza devâm etmeyi,<br />

dâimâ şehvetten kaçmayı, halkın eziyetine ve cefâsına dayanmayı, aşağı ve sefih kimselerle<br />

düşüp kalkmaktan uzak durmayı, kerîm olan sâlih kimselerle berâber olmayı vasiyet ederim.<br />

Çünkü insanların hayırlısı, insanlara faydası dokunandır. Sözün hayırlısı da az ve öz olanıdır.<br />

Hamd, yalnız Allahü teâlâya mahsustur." buyurdu.<br />

Mevlânâ hazretleri bir ara talebelerinin önde gelenlerinden Sirâceddîn'i yanına çağırdı ve ona<br />

bir duâ öğretti. Bunu hoş ve sıkıntılı zamanlarda okumasını tenbih etti: "Yâ Rabbî! Beni sana<br />

ulaştırmaya vesîle olan Mevlânâ'ya hasret çekiyorum. Sana vesîle olan sağlığı, sıhhati seni<br />

bol bol tesbîh etmek, anmak için istiyorum. Yâ Rabbî! Bana, ne senin zikrini unutturacak,<br />

sana olan şevkimi söndürecek, seni tesbih ederken duyduğum lezzeti kesecek bir hastalık, ne<br />

de beni azdıracak, şer ve kötülüğümü arttıracak bir sıhhat ver. Ey merhamet edenlerin en<br />

merhametlisi, merhametinle bu duâmı kabûl et."<br />

Mevlânâ hazretlerinin hastalığında, yanına hocası Sadreddîn-i Konevî ve şehrin ileri gelen<br />

âlimleri geldiler. Ziyâret esnâsında Mevlânâ'ya; "Allahü teâlâ âcil şifâlar versin. İnşâallah en<br />

kısa zamanda sıhhat bulursunuz? Zîrâ siz, âlemin rûhusunuz, âlem sizinle hayat bulur."<br />

dediler. Mevlânâ onlara; "Bundan sonra cenâb-ı Hak, size şifâlar, sıhhat ve âfiyetler ihsân<br />

eylesin. Artık bizim işimiz bitmiştir. Rabbimle aramızda, kıldan yapılmış bir gömlek kaldı.<br />

Kısa zamanda o gömleği de çıkarıp nûru nûra ulaştırırlar. Artık bana duâ ediniz." buyurdu.<br />

Mevlânâ hazretlerinin vefâtı sırasında medresede bulunan bir kedi feryâd etmeye başladı.<br />

Bunu hasta yatağında işiten Mevlânâ; "Bu kedicik niçin feryâd ediyor biliyor musunuz?"<br />

Orada bulunan dostları ve talebeleri; "Siz bilirsiniz efendim." dediklerinde; "Bu günlerde siz,<br />

hakîkî âleme, asıl vatana göç edeceksiniz. Biz çâresizleri yetim bırakacaksınız... Bizim<br />

hâlimiz ne olacak?.. diyor." buyurdu.<br />

Dostları, talebeleri; "Efendim! Zât-ı âlinizden sonra kime tâbi olalım. Yerinize kimi<br />

bırakacaksınız?" diye sordular. Mevlânâ hazretleri de; "Hüsâmeddîn Çelebi'ye tâbi olunuz.<br />

Onu yerime vekil bırakıyorum." buyurdu. Oradakiler bu suâli üç defâ sordular. Üçünde de<br />

aynı cevâbı aldılar. "Cenâze namazınızı kim kıldırsın?" diye sordular. Ona da; "Hocam<br />

Sadreddîn Konevî hazretleri kıldırsın." buyurdular.<br />

Hüsâmeddîn Çelebi anlatır: "Mevlânâ hazretlerinin son günüydü. Fevkalâde yiğit bir<br />

delikanlının, hocam Mevlânâ'nın bulunduğu yerde belirdiğini gördüm. Mevlânâ, kalkıp bu<br />

delikanlıyı karşılayarak, bana; "Döşeği kaldırın." buyurdu. Ben hayret ettim. Çünkü hocam<br />

hasta idi. O delikanlının yanına varıp; "Siz kimsiniz ki, hocam hasta yatağından kalkarak sizi<br />

karşıladı?" diye sordum. O da; "Ben Azrâil'im. Rabbimizin emrini yerine getirmek,<br />

Mevlânâ'yı öbür âleme dâvet etmek için geldim." dedi. Mevlânâ da; "Rabbimiz, beni kendi<br />

hazretine dâvet ediyor. Artık gitmek zamânıdır. Yâ Azrâil! Çabuk ol! Beni Rabbime çabuk<br />

kavuştur!" deyip Kelime-i şehâdet getirdi. Cemâziyelâhirin beşine rastlayan Pazar günü

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!