22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

oturur, sohbet ederdi. Hizmetçileri ihtiyaç için para istediklerinde, alacakları şeyleri sorar, o<br />

kadar parayı seccâde altından alır onlara verirdi. Başka zaman hizmetçiler seccâdenin altına<br />

baktıklarında bir şey bulamazlardı."<br />

1) Câmiu Kerâmât-il-Evliyâ; c.1, s.381<br />

2) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.16, s.300<br />

CÂFER-İ SÂDIK;<br />

Ehl-i beytten ve meşhûr velîlerden. İslâm âlimlerinin gözbebeklerinden olup, seyyid ve oniki<br />

imâmın altıncısı. Hazret-i Ali'nin torunlarından.<br />

Eshâb-ı kirâmı görmekle şereflenen Tâbiîn devrinin yükseklerinden ve evliyânın<br />

büyüklerinden olup, tasavvufda büyük rehberlerden olan ve kendilerine silsile-i aliyye<br />

denilen Nakşibendiyye yolu âlimlerinin dördüncüsüdür. İsmi Câfer-i Sâdık bin Muhammed<br />

Bâkır bin Ali Zeynelâbidîn bin Hüseyin bin Ali bin Ebî Tâlib, künyesi Ebû Abdullah'dır.<br />

Tâhir, Fâdıl gibi lakabları vardır. En meşhûr lakabı, "Sâdık"tır. Babası Muhammed Bâkır,<br />

Annesi Ümmü Ferve'dir. Annesinin babası Kâsım, onun babası Muhammed ve onun babası<br />

da hazret-i Ebû Bekr-i Sıddîk'tır. Annesinin annesi, Abdurrahmân bin Ebû Bekr'in kızı<br />

Esmâ'dır. 702 (H.83) senesinin Rebîul-evvel ayının on yedisinde Pazartesi günü Medîne-i<br />

münevverede doğdu. 765 (H.148) senesi Recep ayının on beşinde Pazartesi günü Mekke'de<br />

vefât etti. Kabri, Cennet-ül-Bâkî'de olup, babası ve dedesi yanındadır.<br />

İmâmlığı, yâni tasavvufta, Kur'ân-ı kerîmin mânevî hükümlerini kalblere yerleştirme vazîfesi,<br />

feyz vermesi otuz dört sene sürmüştür.<br />

Câfer-i Sâdık hazretleri, temiz ve yüksek bir neseb ve soya sâhip olduğu gibi, güzel yüzlü ve<br />

tatlı dilliydi. Bedeni sanki nûr saçıyordu. Yüzünün renginde beyaz ve kırmızı karışmış olup,<br />

tatlı bir çehresi vardı. Kuvvetli ve orta boylu idi. Kısa ve şişman değildi, saçı kumrala<br />

yakındı. Hazret-i Ali'ye çok benzerdi. On evlâdı olup, yedisi erkek, üçü kız idi. Oğulları:<br />

Mûsâ Kâzım, İshak, Muhammed, İsmâil, Abdullah, Abbâs ve Ali'dir. Evlâtlarının hepsi<br />

zamânının süsü, âlimi ve üstünlerinden olup, evliyânın rehberiydiler. Mûsâ Kâzım, oniki<br />

imâmın yedincisidir.<br />

İmâm-ı Câfer, ilmi, oniki imâmdan beşincisi olan babası Muhammed Bâkır'dan öğrendi. İlim<br />

ve fazîlette zamânının bir tânesi oldu. Bütün din bilgilerinde olduğu gibi, zamânının bütün<br />

fen ilimlerinde de söz sâhibiydi. Yetiştirdiği talebeler, cebir ve kimyâ ilimlerinde çeşitli<br />

keşifler yapmışlar, bu ilimlerin temel sistematiğini kurmuşlardır. Fizik ve kimyâ ilimlerinin<br />

konusunu teşkil eden madde ve onlar üzerindeki bilgisi, o kadar çoktu ki, bu hususlarda<br />

zamânında yaşayan herkese akıl-ilim hocalığı yapardı. Kimyânın babası sayılan Câbir de,<br />

Câfer-i Sâdık'ın talebesidir. İmâm-ı Câfer'in en meşhûr talebesi, Hanefî mezhebinin kurucusu<br />

ve Ehl-i sünnetin reisi olan İmâm-ı A'zâm Ebû Hanife Nu'man bin Sâbit'tir. İmâm-ı A'zâm,<br />

Câfer-i Sâdık'ın derslerine ve sohbetlerine iki sene devâm ederek, o gizli ve âşikâr mârifet<br />

kaynağından ilim ve evliyâlık yolunda çok istifâde etti. İmâm-ı A'zâm, onun huzûrunda<br />

kavuştuğu yüksek mertebeleri anlatmak için; "O iki sene olmasaydı, Nûman helâk olmuştu."<br />

buyurmuştur. İmâm-ı A'zâm bu sözü ile hocası Câfer-i Sâdık hazretlerinin büyüklüğünü,<br />

kıymetini, kavuştuğu yüksek dereceleri anlatmak istemiştir.<br />

Kalbi, bütün kötü huylardan temizleyip, Allahü teâlâya kavuşmak için lâzım gelen<br />

mârifetleri, ibâdet ve işleri öğreten tasavvuf yollarının çeşitli isimler alması, başka başka<br />

olduklarını göstermez. Aynı mürşidin yol göstericinin talebeleri, birbirlerini tanımak ve<br />

hocaları, mürşidleri ile öğünmek için bulundukları yola, onların isimlerini vermişlerdir.<br />

Hazret-i Ebû Bekir vâsıtası ile gelen yolda zikr-i hafî yâni sessiz zikir yapılmış olup, hazret-i

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!