22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

verildi. Yanımda iki tâne de melek var. Sana yaklaşınca, onlar, suyu havadan bu testiye<br />

döktüler. Ben suyun sesini bile işittim." dedi. Bu sözleri ondan duyunca bayıldım. Ayıldığım<br />

zaman, testi yine yerinde duruyordu. Fakat ayı ortada yoktu. Nereye gittiğini de<br />

bilmiyordum. Fakat "Ayıyı niçin konuşturmadım." diye çok pişmân oldum. Sonra testinin<br />

suyu ile abdest aldım. Abdest aldıktan sonra ondan su içmek istedim. O sırada vâdiden;<br />

"Ey Sehl! Daha senin bu testiden su içme zamânın gelmedi!" diye bir ses işitince, testiyi<br />

bıraktım. Bir de ne göreyim, testi hareket edip gitti. Onun da nereye gittiğini bilmiyorum."<br />

Sehl bin Abdullah-ı Tüstürî devâm ederek şöyle buyurdu; "İnsanlar üç sınıftır: Bir kısmı,<br />

Allahü teâlânın sevgi ve muhabbeti ile doludurlar, bunlar keramet ehlidirler. Bir kısmı, tövbe<br />

edip, niçin hatâ ve isyânda bulunduklarının pişmanlığı içerisindedirler. Bunlar Allahü<br />

teâlânın affını ümid ederler. Diğer bir kısmı da, gaflete dalıp, şehvetlerinin peşinde koşarlar<br />

ki, bunlar da cezâlarını beklerler."<br />

Câfer bin Ahmed es-Serrâc, Zünnûn-i Mısrî hazretlerinin hallerini ve sözlerini anlatırken de<br />

şöyle buyurdu:<br />

Zünnûn-i Mısrî; "Bir gün erken bir vakitte Abdullah bin Mâlik'in kabrine gitti. Kabristanda<br />

yüzü örtülü bir kişi gördü. Biraz sonra o şahsın Sa'dûn olduğunu fark etti. Ona; "Ey Sa'dûn,<br />

gel birlikte şu bedenlerimiz için ağlayalım." dedi. Sa'dûn, Zünnûn-i Mısrî'ye; "Allahü<br />

teâlânın huzûruna nasıl ve ne yüzle gideceğimize ağlamak, bedenlerimiz için ağlamaktan<br />

daha lâyıktır. Keşke bu bedenler kabirde kendi hâline çürümeye bırakılsaydı da, hesap<br />

vermek için diriltilmeseydi. Eğer sen Cehennem'e girersen, başkasının Cennet'e girmesi sana<br />

fayda vermeyecektir. Eğer Cennet'e girersen, başkasının Cehenneme girmesi de sana bir zarar<br />

temin etmeyecektir. Ey Zünnûn! Kıyâmet günü amel defterleri açıldığı zaman, O'na nasıl<br />

cevap vereceğiz! O bunu söylerken; "Yardım et yâ Rabbî;" diye bağırdı. Bu sözleri işiten<br />

Zünnûn-i Mısrî bayılıp yere düştü. Ayıldığı zaman Sa'dûn'un elbisesinin kolu ile kendi<br />

yüzünü sildiğini fark etti.<br />

Zünnûn-i Mısrî, Allahü teâlânın sevgisiyle dolu olanları şöyle anlattı: "Onlara, Allahü<br />

teâlânın sevgisi içirilmiştir. Kalplerindeki nefsin arzu ve istekleri, günahların kötü<br />

âkıbetlerinin korkusu ile ölmüştür. Âhiretteki çeşit çeşit, bitmez tükenmez nîmetleri<br />

kaybetme korkusu, onlara bu dünyânın geçici zevk ve lezzetlerini unutturmuştur. Onlar<br />

kalplerini, her türlü riyâ, gösteriş, hased, kin gibi mânevî kirlerden temizlemişlerdir. Onların<br />

kalbleri, Allahü teâlânın rızâsına kavuşma gayretindedir."<br />

Kırâat, hadîs ve fıkıh ilimlerindeki yüksek derecesi yanında edebî sanatlarda da yüksek bir<br />

şâir olan Câfer bin Ahmed es-Serrâc birçok kıymetli eser yazdı. Bunlardan bâzıları şunlardır:<br />

1) Meşâriu'l-Uşşak: Bu eserinde Allahü teâlânın sevgili kulları olan evliyânın hallerini ve<br />

kerâmetlerini anlatmıştır.<br />

2) Zühdü's-Sevdân. 3) Kitâbü'l-Mebde'. 4) Kitâbü Menâsiki'l-Hac. 5) Kitâbü't-Tenbîh<br />

li-Ebî İshâk eş-Şirâzî.<br />

Ömrünü ilim öğrenmek, öğretmek ve insanlara İslâmiyeti anlatmakla geçiren Câfer bin<br />

Ahmed es-Serrâc, 1106 (H.500) senesi Safer ayının yirmi birinci pazar günü vefât etti.<br />

Sevenleri ve talebeleri tarafından Bâb-ı Ebrûz denilen yerde defnedildi.<br />

1) Mu'cemü'l-Müellifîn; c.3, s.131<br />

2) Vefeyâtü'l-A'yan; c.1, s.112<br />

3) Buğyetü'l-Vuât; c.1, s.485<br />

4) Tabakât-ı Hanâbile Zeyli; c.1, s.123

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!