22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

deriden eskimiş iki ayakkabı vardı. Buyurdu ki:<br />

"Ömrümün altmış yılı bunlarla geçti, ömrümün geçtiği bu iki ayakkabıyı hayır, iyilik ve Allahü<br />

teâlâya kulluk ile geçirdiğim zamanlar dışında kalan şeylerden çok daha severim."<br />

Mâlik bin Dinâr buyuruyor ki: Bir gün ben İslâm ilimlerinden bir şey yazarken Câbir yanıma<br />

çıkageldi. Ona; "Bu sanatımı nasıl buluyorsun ey Ebü'ş-Şa'şâ!" dedim. "Evet, sanat senin sanatındır.<br />

Allahü teâlânın kitabındaki hükümleri insanlara bildirmekle ne iyi yapıyorsun. Bir yapraktan diğer<br />

yaprağa, bir kelimeden diğer kelimeye ve bir âyetten diğer bir âyete. Senin bu yaptığında hiç<br />

uygunsuz birşey yoktur." dedi.<br />

İbn-i Sîrîn; "Câfer bin Zeyd dünyâyı ve parayı sevmekten kurtulmuştu. Yâni dünyâya ve paraya hiç<br />

kıymet vermezdi." buyurmuştur. Buyurdu ki: "Farz olan haccı yaptıktan sonra bir fakire veya yetime<br />

az bir şey sadaka vermeyi, nâfile hac olan umre yapmaktan daha çok severim."<br />

1) El-A'lâm; c.2, s.104<br />

2) Tezkiret-ül-Huffâz; c.1, s.72<br />

3) Tehzîb-üt-Tehzîb; c.2, s.38<br />

4) Hilyet-ül-Evliyâ; c.3, s.85<br />

5) Tehzîb-ül-Esmâ ve'l-Lüga; c.1, s.141<br />

CÂFER BİN ABDÜRRAHÎM KİLÂÎ;<br />

Âlim ve velîlerden. İsmi, Câfer bin Abdürrahîm el-Mehâî el-Kilâî, künyesi Ebû Abdullah'tır.<br />

Yemen'de Cünd şehri yakınlarında bir köyde doğdu. 1067 (H.460) senesi Cünd şehrinde vefât<br />

etti.<br />

Câfer el-Kilâî, âlim bir zât olarak yetişti. Fıkıh ilminde üstün bir dereceye yükseldi. Âlim<br />

olduğu kadar âbid, çok ibâdet eden ve zâhid, dünyâya gönül bağlamayan bir zât idi. Salâhı,<br />

iyi hâlleri ve verâsı, haram ve şüphelilerden kaçması ile meşhurdur. Bir çok kimse yanında<br />

yetişip âlim oldu. Ebû İshak Sarzefî bunlardan biri olup, ferâiz (İslâm mîras hukûku) ilmine<br />

dâir olan Kâfî kitabının yazarıdır.<br />

Câfer el-Kilâî, Cünd şehri yakınlarında bir köyde ikâmet ederdi. Bâzı kerâmetleri görüldü.<br />

Âlimleri seven ve iyi bir kişi olan Cünd vâlisi bir gün Câfer Kilâî'ye haber gönderip insanlara<br />

ilim ve irfânıyla, fetvâlarıyla yol göstermesini ricâ etti. Câfer Kilâî bunun üzerine vâliye bâzı<br />

şartlar ileri sürdü. Kendisine hâkimlik teklif etmemesini ve evine dâvet etmemesini bildirdi.<br />

Vâli bunları kabûl edince Câfer Kilâî Cünd'e gelip yerleşti ve insanlara ilim öğretmeye<br />

başladı.<br />

Bir zaman sonra Süleyhî adında biri şehre vâli tâyin edildi. Süleyhî şehre gelince burada en<br />

büyük âlimin kim olduğunu sordu. Ona; "Burada en büyük âlim Ebû Abdullah Câfer'dir."<br />

dediler ve herkesin ona mürâcaat ettiğini bildirdiler. Vâli, Câfer Kilâî'yi çağırtıp; "Bu şehrin<br />

kâdısı, hâkimi sen olacaksın." dedi. Ebû Abdullah Câfer; "Ben bu vazîfeye lâyık değilim ve o<br />

vazîfe de bana uygun bir iş değildir." diyerek kabûl etmedi. Teklifini kabûl etmemesi, vâli<br />

Süleyhî'yi kızdırdı. Ebû Abdullah Câfer de oradan ayrılıp köyünün yolunu tuttu. Çok<br />

geçmeden Süleyhî, Ebû Abdullah Câfer'in nereye gittiğini öğrenip adamlarıyla peşine düştü.<br />

Yolda yetişip ona hücum ettiler, kılıçlarıyla vurdular. Allahü teâlânın hikmeti kılıçları<br />

kesmedi. Lâkin onlar bunun farkına varmadılar. Ebû Abdullah Câfer bu darbelerden bayıldı.<br />

Süleyhî ve adamları öldü zannedip geri döndüler. Oradan geçmekte olan birisi Ebû Abdullah<br />

Câfer hazretlerini tanıyıp köyüne götürdü. Başına gelenden sordular. O da başından geçenleri<br />

anlattı ve; "O sırada Yâsîn-i şerîf sûresini okuyordum. Vurdukları kılıçlar hiç bir yerimi<br />

kesmedi." buyurdu. Daha sonra durumunu Süleyhî'ye haber verdiler. Süleyhî yaptıklarından

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!