22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

27) İslâm Târihi <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.3, s.122<br />

BURHÂNEDDÎN MUHAKKIK TİRMİZÎ;<br />

Anadolu velîlerinden. Hazret-i Hüseyin'in torunlarından olup, seyyiddir. Kıymetli düşünceler<br />

ve hoş hâller sâhibi olduğu için, Seyyid-i Sırdân denmekle meşhûr olmuştur. Nisbesi<br />

Hüseynî'dir. 1165 (H.561) senesinde Tirmiz'de doğdu. İlk tahsîlini babasının yanında yaptı.<br />

İlim öğrenme arzusunun fazlalığından dolayı Belh'e giderek Sultân-ül-Ulemâ Behâeddîn<br />

Veled hazretlerine talebe oldu. On iki yıl hocasının hizmetinde bulundu. Bu zaman zarfında<br />

bütün ilimleri öğrendi ve mânevî yüksek derecelere kavuştu. Hocası, oğlu Mevlânâ<br />

Celâleddîn'in terbiyesini ona havâle etti. Seyyid Burhâneddîn, Mevlânâ'nın lalası ve atabeği<br />

olmakla meşhûr oldu. Daha sonra Allahü teâlânın aşkı ile uzun süre dağlarda tek başına<br />

yaşadı. Nefsinin istek ve arzularını yapmamakla çok riyâzet çekti. On iki günde bir yemek<br />

yerdi. Bir gün seher vakti gayb âleminden; "Bugünden îtibâren riyâzeti bırak." diyen bir ses<br />

geldi. Bunun üzerine Seyyid Burhâneddîn; "Peygamber efendimizi bütün insanlara gönderen<br />

Allahü teâlâya yemin ederim ki, cenâb-ı Hakk'ın cemâlinin tecellîleri ile şereflenmeden<br />

mücâhedeyi bırakmam." dedi. Allahü teâlâdan bütün isteklerine kavuştu. Bu sırada<br />

Sultân-ül-Ulemâ Behâeddîn Veled, âilesiyle birlikte Anadolu'ya göç etti. Riyâzetini<br />

tamamlayıp, hocasını ziyâret için Belh'e geldiğinde, onun Anadolu'ya hicret ettiğini<br />

öğrenince Tirmiz'e yerleşti.<br />

Seyyid Burhâneddîn bir gün Tirmiz'de âlimler ile oturmuş sohbet ediyordu. Birden; "Eyvâh!<br />

Üstâdım gitti. Âlimlerin sultanı efendim vefât etti. Bizi terkederek bekâ âlemine göç eyledi."<br />

diyerek ağlamaya başladı. Hâlbuki, hocasının bulunduğu yer ile kendisi arasında binlerce<br />

kilometrelik mesâfe vardı. Hocasının vefât ettiğini kalp gözüyle anlamıştı. Hocasının<br />

vefâtından sonra, günlerini gâyet mahzûn ve dertli olarak geçirdi. Bir gece rüyâsında hocasını<br />

gördü. Hocası ona; "Burhâneddîn! Benim Celâleddîn Muhammed'imi nasıl yalnız bıraktın?<br />

Bu hâl, lalalık ve atabeklik vazîfene yakışmaz." buyurdu. O da bu işâret üzerine; "Hocamın<br />

oğlu Celâleddîn Muhammed yalnız kalmıştır ve beni beklemektedir. Anadolu diyârına<br />

gitmek, onun hizmetinde bulunmak ve hocamın bana bıraktığı bu ilmi ona teslim etmek<br />

bizzat bana farz olmuştur." diyerek yola çıktı. Tirmiz'deki âlimler bu büyük velînin gitmesine<br />

çok üzüldüler. Bir sene yolculuktan sonra Konya'ya gelebildi.<br />

Mevlânâ da, babasının vefâtından dolayı fevkalâde hüzünlü ve kederli olduğundan hem biraz<br />

teselli bulmak ve hem de ilim tahsîlini devâm ettirebilmek niyetiyle Karaman'a<br />

kayınpederinin yanına gitmişti. Mevlânâ'nın ilim öğrenmek husûsunda pek gayretli olduğunu,<br />

daha çocuk iken büyük bir âlim ve velî olacağını anlayan Seyyid Burhâneddîn, mübârek<br />

hocasının emri olduğu için, onunla berâber olmayı arzu ediyordu. Mevlânâ'nın; ilim, irfân ve<br />

velîlik yolunda yükselip yetişmesi için, Karaman'a mektup yazarak Konya'ya gelmesini<br />

istedi. Mevlânâ mektubu alınca, merhum babasının bu çok kıymetli talebesinin kendisiyle<br />

meşgûl olmak, kendisini yetiştirmek üzere Konya'da bulunmasına pek fazla sevinip derhâl<br />

yola çıktı. Konya'ya geldi. Hemen Seyyid Burhâneddîn'i ziyâret etti. Birbirleriyle<br />

kucaklaştılar. Sonra Mevlânâ Celâleddîn, lalası Seyyid Burhâneddîn'in sorduğu bütün<br />

sorulara cevap verdi. Seyyid Burhâneddîn ona birçok iltifatta bulunduktan sonra; "Din ve<br />

dünyâ ilimlerinde bir hayli ilerlemişsin. Fakat baban hem dünyâ hem de âhiret ilimlerini<br />

tamamladı. Bundan sonra senin de tasavvuf ilmini öğrenmeni istiyorum. Bu, peygamberlerin<br />

ve velîlerin ilmidir. Bu ilmi babandan öğrendim. Sen de benden al da babanın hakîkî vârisi<br />

ol!" buyurdu.<br />

Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî büyük bir aşk ve şevk ile bu yüksek zâtın derslerine devâm etti.<br />

Seyyid Burhâneddîn hazretleri, hem mübârek hocasının yâdigârı ve hem de ilim<br />

öğrenmekteki gayret ve istîdâdı pekçok olan bu kıymetli talebesinin mânevî terbiye ile<br />

yetişmesi için çok gayret gösterdi. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî tahsîlini tamamlayıp, zâhirî ve

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!