22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

şu nasîhatlarda bulundu:<br />

"Halîfelerimize itâat ediniz. Onların himmetleri ile dedelerimizin bereketlerine kavuşmaya çalışınız.<br />

Onlar hakkında îtikâdınız ve inancınız temiz olsun. Muhâlefet edenlerin vesveselerinden sakınınız.<br />

Mesnevî'nin işâretlerini üstâddan, ehlinden öğreniniz. Vakitlerinizi Allahü teâlânın beğendiği şeyleri<br />

elde etmeye çalışmakla geçiriniz. Nefsin arzu ve isteklerinden sakınıp, ibâdetleri yerine getirmekte<br />

gevşeklikten sakınınız. Bunlardan geri durmayınız. Hallerinizi ve niyetlerinizi düzeltiniz. Ahlâkınızı<br />

güzelleştiriniz. Böylece kıyâmet günü pişmân olmak durumu ile karşı karşıya kalmazsınız."<br />

1) Sefîne-i Nefîse-i Mevleviyân; c.1, s.153<br />

BOSTANCI BABA;<br />

Kayseri velîlerinden. İsmi Behâeddîn Çelebi'dir. Doğum ve vefât târihi belli değildir. On üç<br />

ve on dördüncü yüzyılda yaşamıştır. Hayâtı hakkında fazla bilgi yoktur. Kayseri'nin yukarı<br />

tarafındaki Saklan Kalesinin batısında yer alan tarlasında kavun, karpuz yetiştirirdi. Bu<br />

yüzden kendisine Bostancı Baba denilmiştir.<br />

Hacı Bektâş-ı Velî ile görüşmüş ve ondan feyz almıştır. Bu konudaki hâdise ise şöyle<br />

anlatılır:<br />

"Hacı Bektâş-ı Velî, sık sık Hızır aleyhisselâm ile buluşurdu. Bir gün Kayseri'nin yukarı<br />

tarafındaki Saklan kalesinin batısında Hacı Bektâş-ı Velî, Hızır aleyhisselâm ile buluştu.<br />

Orada bir kişinin kavun ve karpuz ektiğini gördüler.<br />

Hızır aleyhisselâm ile Hacı Bektâş-ı Velî, o bostanın kıyısında bir taşın dibine oturdular.<br />

Hacı Bektâş-ı Velî, ismi Behâeddîn Çelebi olan bostan sâhibine; "Kardeş!" diye hitâb etti.<br />

Bostan sâhibi de ona; "Ne buyurursunuz?" dedi. Hacı Bektâş-ı Velî de; "Bostanından bir<br />

kavun koparıp getir, yiyelim." dedi. Bostan sâhibi Behâeddîn Çelebi; "Başüstüne. İnşâallah<br />

olunca getiririm." deyince, Hacı Bektâş-ı Velî; "Diktiğin yeri bir kontrol et. Belki olmuştur."<br />

dedi. Bostan sâhibi yine; "İnşâallah!" diyerek önceki cevâbı verdi. Bunun üzerine Hızır<br />

aleyhisselâm; "Bir kere dolaş gör." buyurdu. Behâeddîn Çelebi, kendi kendine; "Bir kere<br />

dolaşayım." dedi ve bostana girdi. Birden burnuna kavun kokusu geldiğini farketti. Bir<br />

kökende, üç tâne iri kavunun büyüyerek olgunlaşmış olduğunu gördü. Bunların ikisini<br />

koparıp, birisini Hızır aleyhisselâm, diğerini Hacı Bektâş-ı Velî'ye verdi ve; "Ey erenler!O<br />

birisini de çoluk çocuğumuza götürelim." dedi. Hacı Bektâş-ı Velî de bu durumu kabûl etti.<br />

Onlar kavunlarını alıp Kayseri'ye döndüler.<br />

Behâeddîn Çelebi hazretleri, bostan işiyle meşgul olurken, birden aklına; bostan daha<br />

ekilirken kavun bittiğini cihanda kim gördü? O azizler kerâmet sâhibi zâtlardanmış. Bu iş<br />

onların kerâmetiyle zâhir oldu. Bana yazıklar olsun. Eyvâh mübârek ellerini öpmedim!" dedi<br />

ve bir hayli üzüldü. Bostan ekmekten vazgeçip bir süre onları aradı. Kendi kendine; "Son<br />

pişmanlık fayda vermez." deyip kalan o bir kavunu koparıp evine gitti. Evinin kapısından<br />

içeri girince, Hızır aleyhisselâm ile Hacı Bektâş-ı Velî'nin misâfir odasında oturduklarını<br />

gördü. Selâm vererek odaya girdi. Elindeki o kavunu getirip ortaya koydu. Hemen onların<br />

mübârek ellerini öptü. Hacı Bektâş-ı Velî, bostan sâhibine; "Kavunları kes de yiyelim." dedi.<br />

Onlara vermiş olduğu iki kavun da duruyordu. Behâeddîn Çelebi hemen kavunları kesti, bir<br />

kısmını âilesine gönderdi, kalanını misâfirleriyle birlikte yediler ve Allahü teâlâya şükrettiler.<br />

Ellerini yıkadıktan sonra, Behâeddîn Çelebi misâfirlerine; "Size kim derler? Bu fakire<br />

himmet edin!"dedi. Hacı Bektâş-ı Velî;<br />

"Bana Bektâş-ı Velî derler. Bu azize ise Hızır aleyhisselâm derler." dedi. Daha sonra Hacı<br />

Bektâş-ı Velî, Behâeddîn Çelebi'yi yanına çağırdı onun gözlerini sığayıp, sırtını sıvazladı.<br />

Ona hayır duâ etti. Sonra Hızır aleyhisselâm ile Hacı Bektâş-ı Velî, Behâeddîn Çelebi'ye<br />

vedâ edip evden çıktılar. Kapının önünde ikisi de kayboluverdi. "Velîlerin bir nazarı

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!