22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

zaman dünyâ işlerinden bir şey aklıma gelse, bu beni âhireti hatırlamaktan alıkor."<br />

buyururdu.<br />

Birisi ona gelip; "Bana nasîhat ediniz." dedi. Bunun üzerine ona; "Azrâil aleyhisselâm ve<br />

yardımcıları seni bekliyorlar." buyurdu.<br />

Bişr bin Mansûr'a, ömrünün son günlerinde borçların için vasiyette bulunmayacak mısın?<br />

denildikte; "Ben, Rabbimin günahlarımı af ve mağfiret edeceğini ümid ediyorum. Haliyle<br />

borçlarımın da ödenmeyeceğini nasıl ümid etmem." dedi. Çok geçmeden vefât etti. Sevdikleri<br />

borçlarını ödeyiverdiler.<br />

Bişr bin Mufaddal anlatır; "Bişr bin Mansûr'u vefâtından sonra rüyâda gördüm ve; "Ey Ebû<br />

Muhammed! Allahü teâlâ sana ne muâmele etti?" diye sordum. Bana; "Korktuğumdan daha<br />

kolay buldum. Allahü teâlâ beni mağfiret etti." buyurdu.<br />

1) Hilyet-ül-Evliyâ; c.6, s.239<br />

2) A'lâm-ün Nübelâ; c.8, s.359<br />

BORANLI MUSTAFA BABA;<br />

Malatya velîlerinden. 1884 veya 1885 (H.1302)'de Malatya'nın Boran köyünde doğdu. 1968<br />

(H.1388) senesinde vefât etti. Abdullah Fahri Babanın yetiştirdiği meşhur zâtlardan ve onun<br />

halîfelerindendir.<br />

1912-1913'te Tabur imamı olarak Balkan savaşlarına katıldı. Bu vazîfesinden sonra Boran<br />

köyünde Fahri Baba Zâviyesinde sohbetleriyle halka doğru yolu göstererek, irşâd etti. Bir<br />

taraftan da zirâatle meşgûl oldu. Halk arasında çok sevilip hürmet gösterilmiş ve kerâmetleri<br />

anlatıla gelmiştir.<br />

Boranlı Mustafa Baba'nın şöhretini duyan bir mühendis, bir gün onun köyüne giderken<br />

içinden; "Eğer bu zât erenlerden ise baklava ikrâm etsin." diye düşünür. Bu düşünce ile o<br />

zâtın evine gider. Vardığında bir cemâat yemek yemiş, fakat yerde tepsiler içinde baklavalar<br />

henüz yenmemiş. Mühendis içeri girince, Mustafa Baba ona bakıp; "Tez gel ki baklavaya<br />

yetişesin." der. Mühendis bu hâdiseye şaşıp, onun muhterem bir zât olduğunu anlar. Buna<br />

benzer halleri, şâhid olanlar tarafından anlatılmıştır.<br />

1) Malatyalı Gönül Sultanları; s.82<br />

BOSNALI ABDULLAH EFENDİ (Abdullah-ı Rûmî);<br />

Osmanlı evliyâsının büyüklerinden. 1583 (H.992) senesinde Bosna'da doğdu. Asıl ismi<br />

Abdullah Abdî olup, babasınınki Muhammed'dir. Bosnâvî, Rûmî ve Gâibî nisbet edildi.<br />

Şârih-ul-Fusûs ve Şârih-il-Mesnevî diye meşhûr oldu.<br />

Doğum yeri olan Bosna'da ilim tahsîline başlayan Abdullah Efendi, sonra İstanbul'a geldi.<br />

Tahsîlini tamamladıktan sonra Bursa'ya gitti. Bursalı Hasan Kabaduz Efendi ile görüştü. Bu<br />

zâtın sohbetlerinde kemâle gelip olgunlaştı. Hâcı Bayram-ı Velî halîfelerinden Bıçakçı Ömer<br />

Dede'nin halîfesi olan Hasan Kabaduz Efendinin feyz ve himmetleri ile yüksek derecelere<br />

kavuştu. Bosnâvî Abdullah Efendi, Bursa'dan ayrılıp Mısır'a, sonra 1636 (H.1046) senesinde<br />

hac vazîfesini yapmak için, Hicaz'a gitti. Mekke-i mükerremeyi ve Medîne-i münevvereyi<br />

ziyâret etmekle şereflendi. Hac dönüşünde, Şam'da Muhyiddîn-i Arabî hazretlerinin türbesi<br />

yanında inzivâya çekildi. Günlerce ibâdetle meşgûl oldu. Sonra Konya'ya geldi. Sadreddîn-i<br />

Konevî ve Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî gibi büyüklerin kabirlerini ziyâret edip,

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!