22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

"İmâm-ı Şâfiî hakkında ne dersin?" diye sordum. "Dünyâdaki dört büyük âlimden biridir."<br />

diye cevap verdi. "Ahmed bin Hanbel hakkında ne düşünürsün?" dedim. "Sıddık (doğru,<br />

samîmi) bir zâttır." dedi. "Bişr-i Hâfî hakkında ne söylersin?" deyince; "Ondan sonra onun<br />

gibi bir zât gelmedi." dedi.<br />

Bişr-i Hâfî'nin üstünlüğünü âlimler, velîler kabûl ettiği gibi, diğer insanlar ve hattâ hayvanlar<br />

bile kabûl ederdi. O Bağdât'a geldikten sonra hayvanlar sokakları kirletmez oldu. Çünkü<br />

Bişr-i Hâfî hazretleri sokaklarda yalınayak geziyordu. Bağdât halkından biri bir gece<br />

hayvanıyla Bağdât sokaklarında giderken, hayvanın sokağı kirletmesi üzerine; "Eyvah Bişr-i<br />

Hâfî öldü." diyerek üzüldü. Araştırıp öğrendi ki hakîkaten Bişr-i Hâfî vefât edip, Allahü<br />

teâlânın rahmetine kavuşmuştu.<br />

Bişr-i Hâfî hazretlerinin hastalığı sırasında talebelerinden birisi onu ziyârete gitti. Bişr-i<br />

Hâfî'ye; "Bana nasîhat et." dedi. Bişr-i Hâfî buyurdu ki: "Bir karınca vardı. Yazın tâneleri<br />

toplar, kışın yerdi. Bir gün topladığı tâneyi yemek üzere ağzına aldı. Tam bu sırada gelen bir<br />

kuş onun ağzındaki tâneyi kaptı. Karınca topladığı şeyi yiyemedi ve emeline kavuşamadı.<br />

Dünyâda insanlar da böyledir. Mal ve servet toplarlar. Onları ya başkaları alıp tüketir veya<br />

ölüm kuşu gelip o kimseyi alır da dünyâdaki emeline kavuşamaz. Hal böyle olunca, dünyâya<br />

gönül vermemeli, âhiret için hazırlanmalıdır."<br />

Bişr-i Hâfî hazretleri bütün ömrünü ilim öğrenmekle ve öğretmekle geçirdi. Şüphelilerden<br />

son derece sakınırdı. Konuştuğu zaman etrâfa ilim, ahlâk, hikmet kokuları yayılırdı. Tasavvuf<br />

yolunda büyük makâmlara erişmişti. 841 (H.227) senesi Rebîülevvel ayında Bağdât'ta vefât<br />

etti. Vefât ettiğinde cenâzesini sabah evden çıkardılar. Fakat çok kalabalık olduğundan<br />

kabristana gece varabildiler. Kendisini rüyâda görüp; "Allahü teâlâ sana ne muâmele etti?"<br />

diye sorduklarında; "Benim cenâzemde bulunanı ve kıyâmete kadar beni seveni<br />

affeyledi." buyurdu.<br />

BESMELE'YE HÜRMETİ<br />

Bişr-i Hâfî adında, bir büyük velî vardı,<br />

Gençlik senelerinde, günah işler yapardı.<br />

Bir gün sarhoş bir halde, sallanarak giderken,<br />

Yerde çamur içinde, bir kâğıt gördü birden.<br />

Besmele-i şerîfe, olduğunu anladı,<br />

Ve içi sızlayarak, eğilip onu aldı.<br />

Öptü ve tâzim ile, giderdi çamurunu,<br />

Güzel koku sürerek, yükseğe astı onu.<br />

O gece rüyâ gördü, bir âlim, yattığında,<br />

Ona şöyle denildi, Bişr-i Hâfî hakkında:<br />

"Git, Bişr'e haber ver ki, dün yaptığı bir işten,<br />

Dolayı memnun olup, râzı oldum Bişr'den.<br />

İsmimi yerden alıp, nasıl temizlediyse,<br />

Onu, günah işlerden, temizlerim ben ise.<br />

Nasıl benim ismimi, büyük tuttuysa o kul,<br />

Ben dahî o kulumu, tutarım öyle makbul."<br />

Uyandı sabahleyin, rüyâ gören o âlim,<br />

Merak edip dedi ki; "Bu kişi acabâ kim?"<br />

Hemen çıkıp aradı, onu o mahallede,

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!