22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

dedim. "Fakirleri hatırladım. Malım, param yok ki onlara yardım edeyim. İstedim ki, ben de<br />

onlar gibi olup, sıkıntılarını çekeyim." dedi.<br />

Bişr-i Hâfî bir gün kabristandan geçiyordu. Mezardakilerin hallerini Allahü teâlâ gösterdi.<br />

Mezarları üzerinde bir şeyi paylaşıyorlardı. "Yâ Rabbî! Bunların ne yaptıklarını bana bildir."<br />

dedi. Git, kendilerine sor diye bir ses duydu. Gitti sordu. Bir hafta önce, bir kimse üç İhlâs-ı<br />

şerîf okuyup bize gönderdi. O günden beri onun sevâbını taksim etmeye çalışıyoruz, henüz<br />

bitiremedik." dediler.<br />

Hasan Hayyât anlatır: Bir gün Bişr-i Hâfî'nin yanında idim. Birkaç kişi gelip, Bişr-i Hâfî'ye<br />

selâm verdi. Bişr-i Hâfî onlara siz kimsiniz deyince; "Biz Şam'dan geliyoruz, hacca<br />

gidiyoruz. Duânızı almak için size uğradık." dediler. Bişr-i Hâfî onlara; "Allahü teâlâ sizden<br />

râzı olsun." dedi. Onlar; "Bizimle hacca gelmek istemez misin?" diye sorunca; onlara; "Üç<br />

şartla: Yanımızda bir şey taşımayacağız, hiç kimseden bir şey istemeyeceğiz, eğer birisi bize<br />

bir şey verirse kabûl etmeyeceğiz." dedi. Onlar; "Yanımızda bir şey taşımamaya evet!<br />

Kimseden bir şey istememeye de evet! Fakat bize verileni kabûl etmemeye gelince, buna<br />

gücümüz yetmez." dediler. Bunun üzerine Bişr-i Hâfî; "Siz Allahü teâlâya değil, hacıların<br />

azığına güvenerek yola çıkmışsınız." buyurdu.<br />

Bişr-i Hâfî, hazret-i Âişe'den rivâyet edilen şu hadîs-i şerîfi nakletti: Hazret-i Âişe buyurdu<br />

ki: "Ben bir gün Resûlullah'dan sallallahü aleyhi ve sellem suâl ettim: "Yâ Resûlallah<br />

kadınların üzerinde cihâd var mıdır?" Resûlullah efendimiz buyurdu ki: "Kadınlar üzerinde<br />

de cihâd vardır. Lâkin o cihâdda harb etmek yoktur." Ben de; "O cihâd nedir?" dedim.<br />

Resûlullah; "Ocihâd hac ile umredir." buyurdu.<br />

Rivâyet ettiği başka bir hadîs-i şerîfte Peygamber efendimiz; "Tencerede bir şey pişirdiğin<br />

zaman, suyunu çoğalt ve komşulara dağıt." buyurdu.<br />

Diğer bir hadîs-i şerîfte Peygamber efendimiz; "Kula her taraftan belâ gelmedikçe,<br />

îmânın tadını tadamaz." buyurdu.<br />

Bişr-i Hâfî hazretleri hiç evlenmemişti. Kendisine; "Niçin evlenmiyorsun?" diye soranlara;<br />

"Bana ömrüm kadar bir ömür daha verilseydi, evlenebilirdim. Zîrâ ömrümde ancak Allahü<br />

teâlâya kulluk vazîfelerimi yapabiliyorum."buyurdu. "Eğer sen evlenseydin kulluğun tam<br />

olurdu." deyince de; "Kendi hakkımı yerine getirmekten korkuyorum da onun hakkını nasıl<br />

yerine getirebilirim." buyurdu. "Niçin evlenerek Sünnet-i seniyyeye muhâlif olmaktan<br />

kurtulmuyorsun?" diyenlere de; "Ben farzlarla meşgûl oluyorum. Zîrâ farzları yerine<br />

getirmek, sünnetten evlâdır." buyurdu. Bişr-i Hâfî hazretleri; "İki yüz yılından sonra sizin<br />

en iyiniz, hafîfülhaz olandır, yâni zevcesi ve çocuğu olmayandır." hadîs-i şerîfini kendine<br />

delil olarak almıştı.<br />

Bişr-i Hâfî hazretleri ilim, irfân ve fazîlet sâhibi olup, güzel ahlâklı idi. Onun üstünlüğünü<br />

herkes kabûl ederdi, hâlleri ve yaşayışı ile ilgili olarak Abbâs bin Dehkam diyor ki:<br />

"Dünyâya geldiği gibi ölen tek insan Bişr-i Hâfî'dir. Dünyâya malsız geldi ve malı olmadan<br />

gitti. Ölüm döşeğine yattığı sırada biri gelerek ondan bir şey istedi. Onun bir gömleği vardı.<br />

Onu da çıkardı, dilenciye verdi ve bir başka kimseden ödünç gömlek aldı ve o şekilde öldü.<br />

Yâni ölünce bir gömleği de yoktu. Gömleksiz geldi, gömleksiz gitti."<br />

İbrâhim Harbî şöyle der: "Ben üç büyük zât gördüm. Bu üç kişinin benzeri yoktur; Birincisi<br />

Ahmed bin Hanbel'dir ki, anneler onun gibisini doğurmaktan âciz kalır. İkincisi Bişr-i<br />

Hâfî'dir ki, asrından eski devirlere kadar akıllı bir zâttır. Üçüncüsü Ebû Ubeyd Kâsım bin<br />

Sellâm ki, sanki o, ilmi kendisinde toplamış bir dağ gibidir. Bişr-i Hâfî hiçbir müslümana<br />

gıybette bulunmadı. Eğer onun aklı Bağdât halkına dağıtılsa, hepsi akıllı olurdu."<br />

Bilâl el-Havvâs şöyle anlatır: "Bir gün Sina Çölünde yürüyordum. Yanımda bir zât belirdi.<br />

Kimsin deyince, "Kardeşin Hızır'ım." dedi. Sana suâl sormak istiyorum deyince; sor dedi.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!