22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Kızkardeşinin kalbine; Bu gece Bişr sana geliyor." diye ilhâm olundu. Kardeşi onu<br />

beklemeye başladı. Bişr-i Hâfî yorgun ve perişan hâlde çıkageldi. Hemen evin damına<br />

çıkmaya gayret etti. Birkaç basamak yukarı çıktı. Ortalık aydınlanıncaya kadar hayran hayran<br />

orada kaldı. Namaz vaktinde aşağı inip câmiye gitti. Namazını kılıp eve geldi. Kızkardeşi;<br />

"Bu ne hâl böyle?" diye sorunca, Bişr-i Hâfî; "Hatırımdan geçti ki Bağdât'ta Bişr gibi bunca<br />

kişi bulunsun, bunlardan kimi yahûdî kimi hıristiyan, kimi de mecûsî olsun, benim ismim de<br />

Bişr olsun ve İslâmiyetle şereflenerek bunca yüksek devlete ermiş olayım! Ben ne yaptım ki<br />

bu devlete kavuştum, onlar ne yaptılar ki bu devletten mahrûm kaldılar. İşte bu konuyu<br />

düşünerek şaşkın bir hâlde kaldım." buyurdu.<br />

Mansûr es-Sayyâd isimli bir zât, bir bayram günü bayram namazını kıldıktan sonra Bişr-i<br />

Hâfî hazretlerine geldi. Bişr-i Hâfî ona; "Bu erken vakitte niçin geldin?" buyurdu. Mansur;<br />

"Evde un ve ekmek yok onun için geldim." dedi. Bişr-i Hâfî; "Allahü teâlâ düşenlerin<br />

yardımcısıdır. Oltanı al ve dereye git. Abdest alıp iki rekat namaz kıl. Oltayı Bismillah<br />

diyerek at!" buyurdu. Mansûr es-Sayyâd onun dediklerini yaptı. "Bismillah" diyerek oltayı<br />

dereye attı. Büyük bir balık çıktı. Bişr-i Hâfî'ye geldi. Bişr-i Hâfî o balığı satmasını ve<br />

ihtiyaçlarını almasını istedi. O kimse balığı satıp ihtiyâcı olan yiyecekleri aldıktan sonra<br />

Bişr-i Hâfî hazretlerinin kapısını çaldı. Bişr-i Hâfî ona; "Kapıyı kapat. Elindekileri de hole<br />

bırak. Kendin de içeri gel." buyurdu. Mansûr es-Sayyâd içeri girince, Bişr-i Hâfî hazretleri;<br />

"Eğer bu isteği nefsimiz bize bildirseydi bu balık çıkmazdı." dedi.<br />

Yine bir sohbetinde buyurdu ki:<br />

"Dünyâda azîz olmak, âhirette selâmette kalmak isteyen, diline sâhib olsun. Şâhitlik<br />

yapmasın, halka imâm olmasın, hiç kimsenin yemeğini yemesin. İki şey kalbe kasvet verir.<br />

Çok konuşmak ve çok yemektir."<br />

İlme çalışmayı teşvik husûsunda da buyurdu ki:<br />

İlme çalışanın işâreti, dünyâdan kaçmaktır, dünyâyı sevip onda kalmak değil."<br />

"Kendisiyle amel etmediğin şeyi bırakman daha iyidir. İlim, amel etmektir. Allahü teâlâya<br />

itâat ettiğin zaman sana öğretir. Allahü teâlâya isyân edersen, sana öğretmez. İlim, âlimlerin<br />

ihtiyaç malzemesidir."<br />

"Kâmil olan Allah yolcusu ile sohbet etmek, Kur'ân-ı kerîm okuyan ile sohbet etmekten daha<br />

sevimlidir."<br />

"Mârifetten mahrum kalan kimse, ibâdetinin tadını bulamaz."<br />

"Sizden biri, bir eser yazacak olursa, daha çok mânâ bakımından doğruluğuna dikkat etsin."<br />

"Âlimin sözü doğru, yediği helâl ve dünyâ malına karşı sevgisi yok ise, zühdü, dünyâya<br />

düşkün olmaması çok olur. Ne yazık ki, bugün bu üç hasletten birini bile onların birinde<br />

göremiyoruz. Bu durumlarıyla onlara nasıl gülelim ve nasıl yüz verelim. Bu vasıfları<br />

kendinde bulundurmayanlar, ilim sâhibi olduklarını, nasıl söylerler. Onlar dünyâya sarılır,<br />

dünyâyı birbirinden kıskanırlar. Dünyâlık için birbirine hased ederler. Devlet adamlarının<br />

yanında birbirlerini çekiştirir ve gıybet ederler. Maksadları, ellerine geçen dünyâlığı,<br />

başkalarına kaptırmamak ve fânî şeyleri ellerinden kaçırmamaktır. Yazıklar olsun ey âlimler!<br />

Siz peygamberlerin vârisleriydiniz. İlmi alırken birçok vazîfe yüklenmiş oldunuz. Şimdi o<br />

vazîfeleri yapmıyorsunuz. İlminizi şeref vesilesi yapıp onunla dünyâlık kazanmaya<br />

bakıyorsunuz. Âhirette, Cehennem'e ilk atılan zümre olmaktan nasıl korkmuyorsunuz,<br />

anlamıyorum!"<br />

"Bugün ilim, onu vâsıta yapıp karnını doyuranların eline geçti."<br />

Bir sohbetinde de sabırla ilgili olarak şöyle buyurdu:<br />

"Sabır susmaktır. Susmak sabırdandır. Konuşan, susandan daha fazla verâ sâhibi olamaz. Şu

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!