22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

yükseldi ki, Halîfe Me'mûn onu ziyâret edebilmek için, Ahmed bin Hanbel'in arabuluculuk<br />

yapmasını istedi. Hattâ Halîfe Me'mûn onun hakkında; "Bişr-i Hâfî'den başka bu diyarda<br />

(Bağdât'ta) kendisinden hayâ edilip çekinilecek bir kimse kalmadı." demişti.<br />

Dînî ilimlerde yüksek bir âlim, tasavvufta yüksek bir velî olan Bişr-i Hâfî, zamânının tıb<br />

bilgilerinde de söz sâhibi idi.<br />

Bir gün Bişr-i Hâfî (rahmetullahi aleyh) rahatsızlanarak tabîb Abdurrahmân'a gitti. Ne gibi<br />

yemekler yiyeceğini sordu. Tabîb de; "Bana soruyorsun, fakat tavsiyelerime uymuyorsun."<br />

dedi. Bişr-i Hâfî de; "Hayır, uyacağım." deyince, tabîb; "Sirke ve baldan yapılmış<br />

sikencübin'i (mayhoş suyu) içer, ayvayı soyup yersin. Sonra da sıcak çorba içersin." dedi.<br />

Bunun üzerine Bişr-i Hâfî; "Sikencübinin yerini tutacak daha iyi bir şey bilmez misin?" diye<br />

sordu. Tabîb; "Bilmem." dedi. Bişr-i Hâfî; "Ben bilirim." deyince, tabîb söyle bakalım<br />

nedir?" dedi. Bişr-i Hâfî; "Hurdeba (günnük otu) sirke ile berâber." dedi. Sonra; "Ayvanın<br />

yerini tutacak ondan daha ucuz bir şey bilmez misin?" diye sordu. Tabîb; "Bilmem." deyince;<br />

"Ben bilirim." dedi ve keçi boynuzunu anlattı. Keçiboynuzundan daha iyisini sordu. Tabîb,<br />

bilmem deyince, ona da nohut suyu ile inek yağını anlattı. Bunun üzerine tabîb<br />

Abdurrahmân; "Sen tıb ilmine benden daha iyi vâkıfsın." diyerek bu ilimdeki üstünlüğünü<br />

kabûl etti.<br />

Allahü teâlânın emirlerine ve Peygamber efendimizin sünnetine titizlikle uyan, haram ve<br />

şüphelilerden şiddetle kaçınan Bişr-i Hâfî hazretleri, bir gece rüyâsında Peygamber<br />

efendimizi gördü. Peygamber efendimiz ona; "Allahü teâlânın seni neden üstün kıldığını<br />

biliyor musun?" buyurdu. O; "Hayır bilmiyorum yâ Resûlallah!" diye karşılık verdi. Hazret-i<br />

Peygamber şöyle buyurdu: "Sünnetime tâbi olman, sâlihlere hizmet etmen, din kardeşlerine<br />

nasîhat etmen, Ehl-i beytimi ve Eshâbımı sevmen sebebiyle bu dereceye kavuştun." buyurdu.<br />

Bişr-i Hâfî pekçok kimseye ilim öğretip ders verdi. Nuaym bin Heydâm, Muhammed bin<br />

Heydâm, İbrâhim bin Hâşim, Nasr ibni Mansûr, El-Bezzâr, Muhammed bin el-Müsennâ,<br />

Sırrî-i Sekâtî, İbrâhim bin Harbî en-Nişâbûrî Ömer bin Mûsâ el-Celâ gibi birçok âlim<br />

kendisinden ders alıp, hadîs-i şerîf okumuşlardır.<br />

İnsanlara vâz ve sohbetleriyle pek faydalı olan Bişr-i Hâfî hazretleri, onlara dünyâda ve<br />

âhirette kurtuluşa ermenin yollarını gösterdi. Bir sohbetinde;<br />

"Bir gün Bağdât'ta bir adam gördüm. Bin kırbaç dayak yediği hâlde hiç sesini çıkarmadı.<br />

Sonra kendisini cezâevine götürdüler. Peşini tâkib ettim ve niçin dövüldüğünü kendisinden<br />

sordum. Bir kadına âşık olduğundan bu hâle düştüğünü söyledi. Bu kadar dayak yediği hâlde<br />

neden ses çıkarmadığını sordum. Sevgilim bana bakıyordu, dedi. Bunun üzerine kendisine;<br />

"Ya Allahü teâlânın seni devamlı gördüğünü bilseydin hâlin nice olurdu?" dediğimde, hemen<br />

haykırarak yere düştü ve öldü." buyurdu.<br />

Gençliğimde Abadan'a gitmiştim. Cüzzamlı ve kör bir adamla karşılaştım. Sarası tutmuş,<br />

karıncalar vücûduna üşüşmüş etini yiyorlardı. Başını kaldırdım, kucağıma aldım, ayılıp,<br />

kendisi ile konuşmayı bekledim. Ayılınca; "Benimle Rabbim arasına giren bu boş adam<br />

kimdir? Rabbim beni parça parça yapsa, benim O'na ancak sevgim artar." dedi. Bundan sonra<br />

artık kul ile Allah arasında gördüğüm hiç bir hikmeti merak edip de, niçin böyle oluyor?<br />

demedim."<br />

"Bir gün evime girince bir zât ile karşılaştım. İzinsiz, evime nasıl girersin, sen kimsin<br />

dediğimde; "Ben kardeşin Hızır'ım." dedi. Bana duâ et deyince, O; "Allah'ım!İbâdette<br />

bulunmasını buna kolaylaştır." diye duâ etti. Biraz daha duâ et dedim. "Allah'ım! İbâdetinin<br />

gizli kalmasını buna nasîb eyle." dedi.<br />

Bişr-i Hâfî hazretleri yüksek hâller sâhibiydi. Bir gece evden çıkarken ayağının biri eşiğin iç,<br />

diğeri dış kısmında olduğu halde seher vaktine kadar hayret ve hayranlık içinde bekledi.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!