22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Ebü'l-Gays bin Cemîl ve daha birçok velî zâtların ders ve sohbetlerini dinledi. Çok istifâde<br />

edip yüksek mertebelere kavuştu. Birçok kerâmetleri görüldü. İnsanlara, güzel ahlâkı<br />

öğretmek için çalıştı. İnsanlar, çeşitli yerlerden kendisini görmeye ve sohbetlerini dinlemeye<br />

gelirdi. Yüzlerce talebesi vardı. Allahü teâlânın kendisine ihsân ettiği üstünlüğü ile insanlara<br />

ilim öğretti. Dünyâ ve âhiret sıkıntılarından kurtardı. Etrâfında pekçok talebe toplandı.<br />

Bir defâsında peygamberlerden Hûd aleyhisselâmın kabr-i şerîfini ziyâret için yola çıktı.<br />

Binlerce kişi onunla gitti. Bir defâsında da talebelerinden büyük bir cemâatle, hocası Ahmed<br />

bin Cu'd'u ziyârete gitmişti. Huzûruna vardıklarında; "Hoş geldiniz evladlarım. Yola<br />

çıktığınızdan beri melekler sizin etrafınızı sarmışlardı." dedi.<br />

Talebelerine nasîhat ederken; "Sizden biriniz nerede olursanız olunuz, herhangi bir sıkıntıya<br />

düşerse, beni vesîle ederek Allahü teâlâdan murâdını istesin. Biiznillah istediğine kavuşur.<br />

Allahü teâlâ, velî kulları vâsıtasıyla insanların müşküllerini çözer." buyurdu. Talebeleri<br />

sıkıntıya düştükleri zaman, Abdullah-ı Hadramî'yi vesîle ederek, Allahü teâlâdan sıkıntılarını<br />

gidermesini istediler. Hocalarının yetişerek, Allahü teâlânın izniyle onları sıkıntıdan<br />

kurtardığı çok defâ görüldü.<br />

Şöyle anlatılır:<br />

Ebû Mehre adındaki zât, önceleri Sa'îd bin Îsâ'nın talebelerinin ileri gelenlerinden idi. Daha<br />

sonra Abdullah-ı Hadramî'nin sohbetlerinde bulundu. Onun sevdiği yüksek talebelerinden<br />

oldu. Bir zaman Ebû Mehre, ilk hocasını ziyârete gitti. Huzûruna girdiğinde eski hocasının<br />

hâtırının kaldığını gördü. Sonra kendisinde, his, zevk ve istek ne varsa kaybolduğunu anladı.<br />

Berâberinde amcasının oğlu vardı. O zaman Abdullah-ı Hadramî hazretlerini vesîle kılıp,<br />

Allahü teâlâya yalvardı. O ân Abdullah-ı Hadramî orada görüldü ve Ebû Mehre'yi düştüğü<br />

sıkıntılı durumdan kurtardı. O da eski hâline tekrar kavuştu. Sa'îd bin Îsâ, bu durumu görünce<br />

hayret etti. O zaman Abdullah-ı Hadramî buyurdu ki: "Bu talebenin elinden siz tuttunuz.<br />

Fakat kalbi bizimledir." Daha sonra oradan ayrıldı.<br />

Abdullah-ı Hadramî hazretleri yalnız kaldığı zaman ortalığı bir nûr kaplardı. Kendisi bu<br />

nûrda kaybolur gibi olurdu.<br />

İmâm-ı Yâfiî onun hakkında; "Çok kimseler rüyâda, Resûlullah efendimizin kabr-i<br />

şerîfinden, Abdullah-i Hadramî'nin kabrine akan bir nehir gördüklerini anlatırlar. Âlimler,<br />

bunu Resûlullah efendimizin ona yardımının çokluğuna delîl olduğunu bildirdiler." buyurdu.<br />

Abdullah-ı Hadramî, vefât edeceği zaman yaklaştığında, yanında bulunanlara; "Yavrularım,<br />

melekler âlemini görüyorum. Melekler âleminde de Peygamberimizi görüyor, müşâhede<br />

ediyorum." dedi.<br />

1) Câmiu Kerâmât-il-Evliyâ; c.2, s.114<br />

2) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.8, s.10<br />

3) Tabakât-ül-Havvas Ehli's-Sıdkı ve'l-İhlas (Zebîdî); s.70<br />

ABDULLAH BİN MUHAMMED MÜRTEİŞ;<br />

Evliyânın büyüklerinden. İsmi, Abdullah bin MuhammedMürteiş en-Nişâbûrî olup, künyesi,<br />

Ebû Muhammed'dir. Mürteiş diye tanınır. Aslen Nişâbur'un Hîre nâmıyla meşhûr<br />

mahallesinden olup Bağdâd'a yerleşti.Şunûziyye Mescidinde ikâmet eder. Orada sohbetine<br />

devam edenlere Allahü teâlânın emir ve yasaklarını anlatır, dünyanın zevk ve eğlencelerinin<br />

geçici, âhiretin ise ebedi olduğunu bildirirdi. 939 (H.328) senesinde bu mescidde vefât etti.<br />

Ebû Hafs-ı Haddâd'ın talebelerindendir. Ayrıca Cüneyd-i Bağdâdî, Ebû Osman Mağribî ve<br />

diğer büyük zâtlarla görüşüp sohbet etti. Kısa zamanda yetişip Irak'ta zamânının bir tânesi

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!