22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Dedi: Hayır efendim, daldım günah kirine.<br />

Biraz daha yaşayıp, fâideli ve iyi,<br />

İş yapıp ondan sonra, istiyorum ölmeyi.<br />

Buyurdu ki: "Evlâdım, ne gibi iyi amel,<br />

Yapacaksan çabuk yap, âni gelir hep ecel.<br />

Sen iyi iş yapmağa, ettinse de tam niyyet,<br />

O kadar yaşamağa, elinde var mı senet?<br />

Büyükler buyurur ki; "Her gece yattığında,<br />

Bil ki ölüm bekliyor, yastığının altında.<br />

Ve yine sabahleyin, uyandığında bil ki,<br />

Ölüm tam karşındadır, ölürsün o gün belki."<br />

1) Hilyet-ül-Evliyâ; c.5, s.221<br />

2) Tehzîb-üt-Tehzîb; c.1, s.503<br />

3) El-Kâşif; c.1, s.165<br />

4) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.2, s.142<br />

BİRGİVÎ;<br />

Osmanlı âlimlerinin meşhûrlarından, büyük velî. İsmi Muhammed, babasınınki Ali'dir.<br />

Lakabı Zeynüddîn'dir. 1521 (H.929) senesinde Balıkesir'de doğdu. 1573 (H.981)de Birgi'de<br />

vefât etti. Kabri, İzmir'in Birgi kasabasında bir tepe üzerindedir. İlimdeki yüksek<br />

derecesinden dolayı İmâm-ı Birgivî ismiyle meşhûr olup, Türk âlimlerinin baş tâcıdır. Hanefî<br />

mezhebinden olup, asrının en meşhûr âlimlerinden idi.<br />

İmâm-ı Birgivî'nin babası âlim bir zât olup, müderris idi. Önce babasından ilim öğrendi.<br />

Babasının derslerinde yetişip, akranlarını geçti. Sonra yüksek ilimleri öğrenmek üzere<br />

İstanbul'a gitti. İstanbul'da bulunan meşhûr Semâniyye Medresesi müderrislerinden Ahîzâde<br />

Mehmed Efendiden, sonra da Kâdıasker Abdürrahmân Efendiden ders aldı. Büyük bir şevk<br />

ve gayretle ilim öğrenip, Semâniyye Medresesinden mezun oldu. Parlak bir başarı ile icâzet<br />

imtihânını vererek, müderrislik rütbesini kazandı. Bundan sonra bir müddet İstanbul<br />

medreselerinde müderrislik yaptı. Bu vazîfesi sırasında Bayrâmiyye tarîkatının şeyhlerinden<br />

olan Abdürrahmân Karamânî'ye talebe olup, onun sohbetlerinde bulunarak tasavvufta yetişti.<br />

Daha sonra hocalarından Abdürrahmân Efendinin vâsıtasıyla Edirne'de Kassâm-ı Askerî<br />

(Mîrâs taksîm eden kâdılık) vazîfesi yaptı. Bir müddet sonra bu işten de ayrıldı. Sonra uzlete<br />

çekilmek yâni dünyâ işlerini tamâmen bırakmak istemişse de, tasavvufta hocası<br />

Abdürrahmân Karamânî'nin ısrârı üzerine ders ve vâz vermeye devâm etti. İkinci Selîm<br />

Hanın hocası Atâullah Efendi, Birgivî'nin ilimdeki kudretini takdir ederek kendisini, Birgi'de<br />

yaptırdığı medresenin müderrisliğine tâyin etti. Bundan sonra orada, talebe yetiştirmek, vaz<br />

vermek ve kitap yazmakla ömrünü geçirip, büyük hizmetler yaptı. Yaşadığı bu yere nisbetle<br />

"Birgivî" adıyla meşhûr oldu.<br />

Haramlardan sakınmanın önemini ve dünyânın fânîliğini çok iyi anladığından, dînin<br />

emirlerini aslâ tâviz vermeden açıklardı. Zamânın âlimleriyle, yazılı ve sözlü pek çok<br />

münâzaralara girerdi. Hak bildiğini, ilmî delilleri ile söylemekten hiç çekinmezdi. Birgi'den<br />

İstanbul'a gelerek, Sadrâzam Mehmed Paşaya nasîhatte bulunmuştur.<br />

İmâm-ı Birgivî hazretleri duâ ederken; "Ey yardımcıların en iyisi! Ey ümitsizlerin sığınağı!<br />

Yâ Erhamerrâhimîn! Ey günâhları örten merhâmeti bol Allah'ım! Habîbin, sevgili

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!